27 Aralık 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
2 Temrnuı lf54 CUMHURtYET f Şehirden Röportajlar Meşhurlarımızın Garib inamşları Röporlajı yapan: Reşad Enis Necmi Kıza Ahıskan, geniş genis I Ya ne yapacaksınız hazret? Aşçılık! kahkahalar attı. (Bir se* sanatkâ Eski ağıza yeni taam... rmın kahkahası bile ahenkli oluyor Etrah kokladım: Mısk gibi esansdoğrusu... Düm tekâ düm teke uylar... Fulya, fipr, menekje, limon gun bir gülüş!) Bilir misiniz efendim? 13 rakolonyalan... Bu güzel koku kokteylinden kanu bana daima saadet getirir. Tek rakamlar da öyle... Hele bu çıkıp biber dolması, kızartma, pitek rakamın uğurunu çok denemi |lâv kokusu... Nasıl tahammül edeşımdir. Bir gün, operatörlerin tmut ctksiniz? Hiçbir meslîk ağır gelmez bal?ka ameliyat» dedikleri bir hastahğım için Profesör Ekrem Şerif na... Elime süpürgeyi alıp sokağı Beye gitmiştim. Heyecandan hani jbile süpürebilirim. (Ne ideal bir sspur sapur titriyordum efendim... j Şehir Meclisi üyesi? Ne yazık ki Tuttum, pencereleri saydım: Aman devre bitti.) Meclise önümüzdeki devrede Allahım! Tek değil mi? Bu defa, de girmek istsr misiniz? yerdeki muşambanın karelerini »aKabaetme çündik atmısım gibi yayım dedim. Hiç muşambanın kahuylandı; gözlerini faltaşı gibi açtı: releri de sayılır mı efendim? Geeeç, dedi; tuyu alınmıı por Ah bu doktorlar! İnsana pöstakala döndüm. (Neye tuyu tıkıltekinin kıllarını bile »aydırırlar mıs limona değil, bilmem!) Bayım, efendim, saydırırlar... üç senede tam 215 takrir verdim. Kareier de tek çıkınca «Kur Vay canına! Demek rekor »iztuldum!» diye bir sevinç nârası «ttım... Gerçekten de profesör ame de? Elbette... liyata lüzum görmedi. Ameliyat Kaç iıtefiniz yerine geldi? tan kurruluşumu, pencerelerin, mu Hiç biri... (Vay eanına, dedim şamba karelerinin tek rakamlı çıkıiçimden; demek rekor gene onda!) gına yorarım... Garib inanıslannız var mı üs Rakamlardan başka? tad? Salı günlerini uğurlu sayanm. Ne gibi? «Salı» lar, hayatımın en ba^anll Me*elâ yataktan kalkarken sol geeen gunlerıdır, beyeiendıcığım... Üstad, dedim; tAdalar sahi tarafınızdan mı kalkarsınız? Biz ne sağı, ne solu biliriz bay, linde» sevgilinizi beklerksn de belkı çamlarla tek mi, çıft mi oynadı dedi; CSağı solu bümediğine elhak şahidiz.) N« sağa bakarız, ne sola.. nız! Paranm da ne helâl olduğuna, ne Hay Allah kahretsin! Diy« haram olduğuna baktığımız gibi... bir kahkaha attı; siz de «Adalar İnandığım sey. dükkânı besmeleyle »ahilinde» şarkısından bir takım açmak. ilk gelen mütteriyi kaçırmârtalar çıkarıyorsunuz ha? İs hamamaktır. Bir merakım da şu: Inyatmdan ask hayatına vakıt bulasanlan tetkik ederim. Karsımda mıyoruz ki beyefendiciğim? Hem, oturan kim olursa olsun, kıravaben size bir sır vereyim mi? tmdan, gömleginden (Gayriihtiyart Ser veririm de iir vernvem, kıravatımı düzelttimi rut da ayakNecmi Bey... kabısına, çorabına kadar (Hay Al Adayla yegftne alâkam bu şar lah, kunduralanm da epey tozlu..) kıdır Adada bir gece dahi kalma her teylni incelerim. Bunu yapmışımdır. mazsam islerimin ters gideceğine Sebeb? Adalan sevmez misi iıunıntn. niz yoksa? Şehir Meclisinde galiba en çok Etrah suyla çevrili yerlerde konuşan üye sizdiniz... cturmaktan dehşetli korkanm. Hem, Ona hiç tüpheniz olmasın . efendım, benim sululuğum kâfi; bir B»lki bir sev yapamadım ama, o de su ortasında nasıl otururum? mecli.iin tavanında İsmail Atalaym Estağfurullah... Peki, konservıllarca yaşavacak... * lerinize çıkarken yaptığınız bir ha Baki kalan bu kuhheHe bir ho* reket var mı? Üzerinizde maskot sada imi?... Fakat bir de salyanfılân taşır mısınız? gozlar ve izleri .. Konsere çıkarken ben de bir *•• feyler yapanm filvaki... Ama, AJlahia benim aramda olan bu şeyOnu siz de tanıyacaîsınız: Sırleri açıklamazsam benl mazur götmda kırmızı basma bir elbisesi rünüz .. vardır. Bembeyaz saçları omuzları Allahla kul arasına girilnvez, na inmiştir. Kimdir. nedır bilmezNecmi Beyciğim... tiniz. Tulüat SflhrıPsiiden fırla**• mış komiki şehîr gibi dolaşan bu Namık Kemal bir yerdc mutasar garib adamı ne kıyafet nizamnarıfken, M:sıra gitmekte olan t h mesi, ne de her hangi bir lalimatbabına demis ki: name hududlan ıçınc alabilmiştir .. Mısır eşeği meshurdur. Dö (Erkekli dişıli hepimizin aklımıza estiği gibi giviodığ.mız bu kamanuşte bir tane isterim! Bu ahbab, ne yazık k: »airin di val şehrinde bir kıyafet nizamnaleğini yerine getiremeden dönmüs. nvesınin yeri olabilir mi?) Ve mutasarrıfın yanma girince de: Yanma yaklaştım. Eyvah! demiş: sizi görünce Mı Ben, diye kendini tanıttı; fl•ır eşeğini hatırladım... lozof, sair, Hafıı Cemal .. Hafıı Şair cevabı yapıştırmış: ama, 500 liraya mevlid okuyanlar Aman rfendım, siz eeldiniz ya, dan değil .. (Anladım ki o, bilâ ne beis var? metelik kâinata mevlid okuyor!) aSaiyangoz» da böyle: Şehir Şu halimizi gören, ilimleri noksan Meclisinin pek konuşkan (hattâ kimseler «meczub» deyip çıkıyorlar lüzumundan fazla olduğuna göre, bize... başka bir isim verneh!) üyesi İsmail Atalaya hatıılatıyor. Sütçülerin kaymağı alman süte salyangoz kanştırcığını ortaya atmıştı da bütün İstanbul halkını aşeren hâmileler gibi öğürtmüştü! Önıı. Sirkecideki meshur tesbihçi dükkânında yakaladım. Bir inşa faalıyetidir gHiyor dükkânda .. Artık paydos! Dedi. (Acaba konuşmaya mı? Amma, imkân var mı?) Sanatı kapıyoruz! Diye ilâve etti. Tesbihçilik sanatma paydos... (Oysa ki, milletin canı yürekten ya sabır çektiği bu devirde tesbihriîik sanatının ölmesi ne mümkiinli Estağfurullah .. Zuhurata tâbi bir efendiyim ben.. (Keenne Zuhurat Baba') Hazreti Muhammede bile meczub demişler zamanında».. Bilir misiniz, ilkinci Cihan Harbinin patlayacağı|nı, patlamazdan çok önce ben haber vp.rdim... Ya üçüncü dünya harbı? Diye sordum. Patlayacak, dedi. (Aârmdan yel alsın, dağlara taşlara yaysın!) Yakamı tuttu: Bu konuşmamızı yazacak mısm gazeten*? Sanıyonım. Sen. vazacağm bu yazı ile be ' ADIN CASUSLARI D*Ti»>en: TOLUN ALPTETCİN Sugiinün en meşhur Resimli Romanımız Kazan: GEORGE SİMENON ^ ^ M I ECEL GEMISI I 31 AfAK DE YAZ... Aşk arayan kız Bir gün gene büroda çahşırken başa verip kendimizi bulamadık. akşama doğru is arkadaşlannın u Yann yılbaşı olduğu halde şef gene başımıza bir sürü işler açü. Ya j yarmasile masadan fırladı. Saat nn bitmesini istiyor. Bu gece hiç dört buçuktu. Kızlardan bir; dedi olmazsa dolaşalım. Sabaha kadar ki: eğleniriz. Nereye gidelim, söyleyin Senın Hollsndalı gene aşağı bana?. Benim bu hususta ftkrim da bekliyor. yok. Her gün tam bu vakitte gelirdi Hollandah. Ne bir dakika geç ve m Sizi hayal kınklıgına uğratane de bir dakika erken. Bir asker cağı Martın. Bu niyetiniz: daha sadakatile dört buçuğu kaçırmazdı. önce nıye açmadınut. Ailemle birOtomobilini kapının önüne dayar, likte çalıştıgım müessesenin ziy=ıHermine'i alıp evine teslim ederdi. fetine davetliyim. Geceyl «izinl» geçiremiyeceğim için müteessirim. Kız, çabucak elini yüzünü yıka Can sıkıeı bir jey ama degiştiriledı, yanaklannı pudraladı ve dudak cek tarah yok. lannı itına ile boyadıktan sonra Hartwig, teessüriinü gizleyememerdivenlere koştu. Üç aydanberi bu böyleydi. Yılın son günü olan di. Bu hal onda kırgınlık uyandıro akşamın bir hususiyeti vardı ki dı. Urkek bakışlanm kızm ellerinharb içinde ilk defa bir yıldan di den yüzür.e kavdırdı. Bu yüzde biraz çatıklık ve dudalkannda biraz ğer yıla geçilecekti. burukluk gordü. Lâkin bu ifadeyl Cephelerde daha tüfek patiama npi'e har"'pdeceeini bilemedi. Bo<(mıştı. Fakat her yerde olduğu lu&a çevTİlen mavi aözler. yaylangibi Stockholm'de de bir korku ha mış Sfibi duran ince kaşlar altında vası hüküm süriiyordu. Hermine sırh kaldı. Kısa kesimli açık kumnin annesi ile babası son zaman ral saçlarla taçlana n biçimli alında larda kızlarında gördükleri değişik kızm fikirlerini okuyamadı. liği, onun asın derecedeki sinirliHermıne'in arkadajlan, Hart liğini Dr. Hartwig ile münasebetine yoruyorlardı. Vakıâ gene kızla a wic'i Holandalı diye biliyorlardı. dam trasında ufak tefek aht ve Çoktanberi onun çekbıcenliğinden rijler olmuyor değildi. Meselâ çi sıkılan kız karar vermi^ti; Alman çek veya kitab hediyeleri gibi gö plcılik memuruna mukavemet eonnül oksayıcı hatırlamalar!. Erkek \ terecekti. O gece ailesüe birlikte lik, kadınlık münasebetlerine ge ; ziyafete gitmek istediğinden de$ilI di Iâkavıd tavırlan Hartwig ile lino» pek masumane idi. Hartwig, kahrdı ama onun haline kıııyordu. îimdiye kadar kızın sadece elini öpAdam, iizüntüden »öyllyeoek »öı müştü. bulamadı. Bir müddet sonra havaHermine, halbuki hislerine uygun dan suHan bahis actı. Tabi! gene hareketler istiyordu. Hartwig'i sevi saşkınhk eseri olarak!. yordu. Bir kız. sevdiği bir erkek Bu sırada sinirll sinlrli ka^ıjı ile tarahndan öpülmek. kollanna alınmak isterdi. Bu kadar çekingen fincana vuran Hermine garsonu lik de can sağlığı idi doğrusu! Um çasırdı. Harrwig hesab gördükten duğunu bulamamak ona acı geli sonra çıktılar. yordu. Gayriihtiyart süphe uyanıKibar bir mlsaMı yordu içinde. Hartwig'in bu dereB11 hâdiseyi taklb eder yedl n ce korrekt olacağını düşünemezdi. atlik blr fasıla Hermine Meklar'm Bu duygularla teessüre kapılhavatında blr dönüm noktası sayımışken adamın gözlerini gözlerinlabilecek defişme İle basladı. 1940 de hissetti. Fakat bir sey olacaftın yılbası gecesinde davetli bulundudan değil; o pözler gene aynı se ğu ziyafete gittl. Orada arkadaskilde ve eski bakışlarla bakıyordu. larile eğlendi. Annesi ile babası Hartwig: evde kalmışlardı. Yeni yılı kutla Bugün küçük çay salonuna dıktan hemen sonra hir arkadasının evinde tertiblenen husu.'f bir gidelim olmaz mı? Diye sordu. toplantıya katıldı. Kız. lâkayd: Nasıl isterseniz öyle olsun!. Dedi. Fakat sonraHan kayıdsızlığına Çayhanede karsı karşıya oturduklan zaman Hartwig biraz tereddüdlü eda ile: Hermine, dedi. birbiri m izi tanımıyor gibiyiz Doğru dürÜ3t baj| Bu toplantının her yerde ve her zannan görülenlerHen farkı yoktu ama onun için ayn özellik taşıyordu Çünkü orada kibar bir misafirle tanıştı. Mîsafir Cene\Teden gelmişti. Beynelmilel Kizılhaç teşkilâtmın mümessili olarak Stockholm'de önemli müzakerelere girlşecektl. Rermine, o eec» m!>!?firin çekmis olaraktı ki, kendiüine sık sık bikıldığını farketti. Gene adamm bakıslartnda, sözlprin ifade edebllecejinden fazla sihirli Mr kuvvet Sördfl. Yabsnnm olduSıı halHe ona v?kır!ık Huydu Tahminine göre adam ohi7 yasında vardı• Onunla a'manca konuşııyor, yanmdan aynlmak istemivordıı Pir Hofa da^sa bss'adiktan sonra bir daha onu bırakmadı. \M İYE.T.HAZIKANE 8lR Mİ 8/luJREfŞEKlLDE KA8UL ET. ... TESEKKU SÖYLED/L£R MADAM BU~rA8AH^?.. 1 m) PROF. NİMBUS1JN MACERA1AR1: nim istikbalimi ihya eder misin sanki? N« münasebet? O mucizeyi göstersem kendim için gösteririm... Dünyanm her yerinde ve her devirds ilim adamlan yakılmıjlardır, dedi; bizde böyle bir adam tanıyor musun? (Vay canma. ne korkunç hüküm bu!) Vaktile sarıklılann ulema olduğuna inanıhrdı. Soranm sana, ilim sarık mıdır? Hayır... Sakal mıdır? Hayır... Bıyık mıdır? Hayır.. (Saclanna l>.ıktım \e mırıldandım: Saç ria değil elbet. filozofum.. ) Birdenbire aklıma esti, bu röportaj serifini filozof. sair. Hafız Cemalin fikiriprile bitireyim. dedim. Garib inanısların.z var rm? Garib inanıslar mı? Diye güldü. Vâhi fikirlîrdir bunlar .. Ona hirksç misal verdim. Makaıalan koyuveıdi. Kuvayi fikrıyp<i vcrindç nlmıyan adamlar bunlan yapar! Dedi. Yani meczuhlar?! Ne sandın? Hiç! Kendi kenHime soruyorum: Acaba o mu. ben mi? Şimdiye kadar bana obselerini anlatan şahsiyetlerden özür dile Büfeden aldıfrı Iki bardak şarabı getirin masva koyduğu zaman }unlan söyledi: Bavan Mpklar; hövlp Vıir zam'tnHa dahi insan mesvıd Bilivorsunuz, harb vrr. Cemivetin'n isleri takib etmek iiz e ^ burada bi'.lııruyonım. Böyle bir va7İfe ile yüklü ve aiTiı zamanda tsviçreli olmakîığiTR do'a\isile hPTkps»en kolavlık »örmektevin. J I Z'irirh'ten' btıraya kn ar e?cti?im ! yp'prHe zorluk çekmpdim. B°rlin' dpn dshi sıkıntışız ge<"tim îpsan j sarı^rte ncvede kavuşar=Ğını kestiremivor. Bskıyor<îunuz, hiç umımidığıniz hir ver ve rsmsr'ia kar\ şi"ıza rıkmıstfr. Ntp ?irdi ben rle lo vaziyettevi»n. Diinvanın en EÜZP! j VP en zarif k'T'nı karsıma almış Ffvrpdiyorum. Yok. yanhş SÖVIPdim. yalnız seyre*mivorıım. Onu krl'rnma bile alıvorum. Sizin1e dans ede'ken ta'.i^li bir kirr.se olduğuma inanıyorum. (Arkası yar) PazarteMye Paristeyira... (Folle* Bcrferes) müzikholündt ye» »yırtııı... Taşocaklannda blr yaralama hâdisesi ti*lnv#de B&labnndere meTkllnd* !•mall İş'.etin »ahlbl bulundugu t»»ocakianndaçalışan Ahmed Ç»TU|. »ynı yertle çalı?an lşçi;erden Hacı BUdlğl bıçaKln Rjır lurettc yanlıyarak kaçnııştır. Yaralı Beyoglu Ukyardım haatanesine kaidırılmıç, aanığın ar&nmasıaa bîlçanmıştır. YAZISH Ztraf rfgvrta kanım taaarm Ctrtçlyl korumak makı»dtyl« Zlıml « tdi.r« plyaj»y» rtrmak lçlo btr mu(ort& kanun taaaraı hBHTlanmkktftdu Taj&rı mahıuiit T* h»jT»nat olamk I b«T»» prosTUnı haFirlam&y» bMİan.ı»lkl kıama ayrılmiftiT. 1 tlT. 50 denümden yuk»n lopratı ol»n MiHetlerarası (rümrük işbirUÜ lan kuraklık. wl, dolu glbl ifetlerden kon^resi korumak üzere nlral «lRort» yapılacakönümüzdekt günlerde BrükBeVd» Bir gene, babasile miinakaşadan tır. Hayvan «İRortaaı İçin d» koruyucu tedblrler alınmıçtır. Dcnizcilik Kankası 200.000 toplan&c»k olan Mllletlerarası OUmrdlt sonra intihara kalkıştı Her lkl ılgorta »imdUUt VekUUr He| İsblrllğl Kongreslne raemleketlmU d» lira kâr sağladı Kanımp&sad* Kulaksıa Mmtlndf yetlnln teablt edecegl bölg«l«Tde Utbtk dsreiı «Illralftlr. Kongrede memleketlDpnl/Tllik Bankasınm n»sr»dl1ı»n bl Maniarı »okaiırriıı 9 numaralı »vrt» o olnnncalrtır. mlzl GUmnlk TJmum Müdürü temsll ISncmun» snt» Banka ?OO.non llralık T'iran SabH nirtç^r Umlndfl blr EPnc, edecektlr. •sH kAr olde #t,ml» hulunmnktadır Yabancı piyasalardan rtakrr B'imın harlrmrie hlrçok Injsat» da pa klb »kmık bıçajtı 11» latlJıara kalkı»Ceıaevtaıdeld oğluna esrar talebleri çok arttı n ya.ırılmışfır TIIS. bahası torafmdan haata'nere fcal Son günlerd» yaboncı ptyaialardan götüren bir kadın yakakndı Mithatnaşa Kız Enstitiisünde dınlmıştır. Ntg»r Türkpençesl lsmlnde blr tabakır taleblerl çok artmıştır. diploma merasimi Japon estamplan scrjisi Bundan blr muddet evvel Amerlk» dın, Sultanahmed Cez* y« TeykıfeÜsttüdar Mlthatpaşa Kız EnstltüsUnUNESCO tarafından tertlblenen T& yapılan lhracattan «onra dün de vinde tutuklu bulunan o?lu Sadctden mezıın olan oğrencüer. yarır. renkll röprödükslyoa »erglslnln dor Almanyay» 85S425 Ura dejerinds 500 tlne lkl kalıp aabun lçlne koydugu 61.3 saat 16 da okul blnasmda yapılacak düncüsü, 3 t«mm\ız eumarteal günü ton Bllater bakın »eTkedllmUtlr. Al gram eararı Termek ls'.erken. gfrdlblr tdrenl müteaklb dlplom» alacak •aat 15 de Dolmabahçedekl teslm TB man flrmalarının memleketltnteden b« ı ysnlar tarafından görülerek yakalanlardır. heyekl mCzeslnde acılacaktır Bu ier kır mUbayaalarına devam edecetl anla | mıatır. Esrar kaçakçısı Nlelr hakkın1 da adll taklbata. geçllmljtlr. Bu münaaphnie okultia tlr kıyafet gide 17. 18 ve 1» ııncu asırlara «Id şılmaktadıı. srecldl de yapılacaktır. Japon estamplan teçhlr edllfcektlr. İ»tlh»al Mlgrlerlnden piyuamtra turfajıda IUTTO T« karpua («lmay* baslamı«tır. Karpuzlar bllhaMa e*nub bolg«l«rlnd«ı gelmektedlr. Hs.ld« y«p:lan toptan satışlan gore karpuzlann aandıjı 17. kavunlann 19 llradır. Turfanda karpiu ve kavtm fiatlan dolu »• Mrtftb flbl «*fldU T*k*l t<Ur«l lur m ı olduğu fM* bu yü d» turu T«kcl k n flsftn alacak • < unıhıırıyet» in Edebî Tefrikası:|1 7 SARAYLARIM AŞK İLÂHESI Vaan SE1.1NRO Çevıryn Vancieı ÜCL. I BourbonMarie: «O başka.» dedi. «Baba oturuyordu. Yakasında r.::=n bıraktığı emlâkten hissenize lann beyaz rozeti vardı. tEmriniz, hanimefendi?» düşen para idi o. Babaruz ölünce «Clary ticarethanesinin Pari» ticarethanenin yarısı Etienne'e kaldı. yarısı da annenize. Annen de stıbesini giz i|letiyorsunu* degil mi?» ölünce sana...» «Evet. hanımefendi. Beyaz sePierre: «Clary ticarethanesinin Bİtıda biri kalmıştır, Prenses Haz tenimiz maalesef kalmadı, fr/<at... «Onun için gelmedim ben.» rctleri,» dedi. «Ya, anladım. Hanımefendi içimden: «Gideyim şunu Julie ile elbiselik istiyorlar gaüba. Zambak bir konuşayım,» diyordum ama. işlemeli kumajlarımızdan düne kaJulie başağrısından yatıyordu. Gi dar bir miktar vardı ama, bugün hiç dip de ona: «Ööleye yiyecek ala yok maalesef. Fakat kadife, yacak paramız yok!» nasıl derdimt hud...» «Marie.» dedim. ırAhçıya §Sy «tsler iyi gidiyor demek, mös le biraz sığır eti alsın. Parasım ak yö...» fama verecçğiz, desin kasaba. Son «Legrand efendim.» diye §oy ra da sen git çabuk bana bir araba adını »öyledi, •1 gel.» «Size bir sey »oracaSim, MösAdresi Marius'dan aldım. Ara yö Legrand: Boıırbon'ların arması ba beni Palais Royal'ın bodrum ka olan zambaklarla işlenmiş beyaz tında gayet büyük ve süslü bir kumaşlarınız, perdelik beytz seten mağazaya götürdü. Raflann çoğu ve muslinler ne zaman geldi? Beboştu. Içeride çok temiz döşeniniş nim bildiğim, Parise gelen bütün bir yazıhane vardı. Karşıdaki bir yollar kapalıvdı.» masada | i k gıyinmı? yajh bir adam Öyle içten vt kahkahalarla gül dü ki, bu cifte gerdanı kr>lalı yakalığınm üzerinde kalktı indi. «Mösyö Clary bütün o kumasları daha aylarca önc» eonderrli Cenovadan. iflt parça Lripzig muharebesinden hırsz sonra eeldi. M. Clary, yani ticarethanenin sahibi her şeyi gayet iyi haber alır. Hanımefendi belki bilirier, M. Clary..» Burada. alavlı bir gülümceyisle öksürerek boğazını açtı: «M. Clary, Leipzig kahramanınm. yani lsveç veliahdınm ksyınbiraderidir. Onun için, hanımefendi herhalde takdir ederler ki .» «Demek p^ki asilzade ailelerıne men?ub hanımlarB haftalardanberi beyaz ipekliler satıytırsunuz?» diye. adamın sözunu ke«:tim. Mağnır bir tavırla başınt «alladı. Yakasmdaki rozete baktım. «Bu beyaz rozetler de birdenbire nasıl ortEya çıkıverdi anlıyamıyorum,» dedim. »Demek İmparatorun saravına kabul ettiği o ajilzade hammlar bir yandan da oturup «ızlıden gizliye bunları işliyorlarM. Legrand, eli titriye titriye ye ' ğilmiş gibi. devam etti: «Kral Jomıj!» leginin cebini yokladı, gözlüğünü seph senede iki kere gelir, hammı '<Fak?t. hanımefendi . » cıkardı, yüzüme baktı. Bu incele nın hissesiri alırdı. Gizli satışlarla Muthiş ki7mı?tım. Kaf'ann ne menin sor.unria. göbeâi elvprdiği mart ?onuna kadar ne kadar paıa den bos oldııSunu s'mdi anlamıstım. karfpr iğilerek selâm verdi. El sı kazandıksa hepsini aldı gitti son «Siz de top top beyaz ipekli k'şırken heyecandan bitiyordu. seferinde. Şimdi bize sadece alacaksattımz! Öteyandan Fransız asker «Prenses Hazretleri daha oo lar ksldı.» leri dü^manı geri püskürtmek için j cııkken ben pederlerinin MirsilyaDemek beyaz kumas satışından hâlâ çarpışmava devam ederken daki mağazalarında çıraktım.» de Joseph Bonap=.rte bile faydalanmış siz burada oturdunuz para yaptı ı di. «Ufacık bir kızdımz, o zaman, ne tı! Bilerek veya bilmiyerek, bj.ı nız. öyle değil mi?» ne ehemmiyeti vardı! de yaramazdtnız yalıı Legrand: cBuyrun,» diyerek banı «Fakat, hanımefendi, ben mü «Söylemesem dünyada *ınıessesenin memuruyum sadece. Za j ysmazdınız, depı! mi?» dedim ve bir deste banknot uzattı. «Şu ania tçn, satT:k!arırrızdan çoğunun OH ]ağlayacak gibi oldum. «Artık o e» topu topu bu kadarcık paramu fp'an kaimadı. var.» rasını henüz almadık. Alan hanım ki varamaîbğtm «Hiç yoktan lvl ya,» dedim ve lar anc?k Bnurbon'lar tekrar gelip Simdi ben, elimden geldiği kaalıp çantama koydum. O zaman de bu hanımlann beyleri venidpn rîar...» aklıma bir sey geldi: «Bütün alamiihim mevkilere geçince borclaLegrand koşup kapıyı kitledl. rını ödiyebilecekler...» Durdu. Ba Artık müşteri falan istemtz, caklanmızı derhal toplayahm, M. Legrand.» dadim. «Frank düşecek na şüpheli şüpheli baktı. »Emrinizi Prenses Hazretleri,» dedi. diyorlar. Benim araba kapıda beksöylemediniz, hanımefendi.» «Ne yapıp yapıp borca girme «Para istiyorum,» dedim. «Çek meğe baktım,» dedim. «Clary'ler liyor, ona binip gidin, bütün müşterilere birer birer uğraym. Paramecenizde ne kadar para var?» borc nedir bilmtzler, 5yle değil mızı vermezlerse mallaıı geri iste «Anlıyamadım, hanımefendi..» mi? Şhnci kocamı dörtgörle bekliyin. Olur mu?» «Clary ticarethanesinin altıda yonım...» «Peki ama, dükklm bıraknbiri benim. Bu müesseseyi kuran Legrand: «Şanlı Leipzig kahrt mam ki. Bir tek çırak kaldı, onu zattn kizıyım ben ve derhsl paraya ihtivacım var. Çekmecede ne ka manınjn şehrp girişini bütün Paris da demin eskl bir müşterimize yolbekliyor,» dedi. «Çar Burada, Prus ladım. derhal yeni bir esvab yapdar para var, M. Leffrand?» ya Kralı da burada, o da gelir y« , tırmak isüyormaş. Tanırsınız: Ma ırAnhyamıyorum vallahl, hakındt herhalde.» resal Marmon'un hanımı. Le Roy'un nımefendi. Benim bildiğim, M. E «Tlcarethanenin kînndan hls adamı da şimdi neredeyse gelir. tienne'in iki kızkardeşi vardır. BiYeni »»raylılara esvab yetiştirmek ri Madam Joseph Bonaparte, biri semi almadım simdiye kadar,» dedim. «Onun için, elnizde ne kadar için gece, gündüz çahşıycrlar.» de İsveç veliahdııun hanımı PrenMantomu çıkardım. para olursa olsun, ona razıyım.» ses Hazretleri.» «Siz paraları oplayıp gelince tGayet az var. Kral Joseph «Tamam. tşte İsveç vellahdmın Ve kadar müşerilere ben bakarım» hanımı berim. Çekmecede n« k* gltmeden bir gün önce geldi. muaz dedim. zaıa bİT para istedi.o Hayretle gözdaı para varTa 'Arkan rat) actun, O, bunun farkında de
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle