Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
m ınan Cl Merakh Resimler İ TÜTÜN KANSER YAPAR Ml? anserde ro!ü olan bazı âıtıil ve maddeler Tütünün kansere sebeb nlup olmadığı hakkmda Amerikan Kanser Derneği Araştırmalar Ba? kam Dr. Harnmond'la yaprian bir mülâkatım bundan önceki kısımlartnda mütehasıs ilim adaını, tütünün akciğer kanserine «töeb olabileceğine dair baz\ delıller mevcudsa da, henüz kat'î bir kanaate vanlamadığmi, fakat tütün de umvmiyetle kansere sebeb oldvğu zannedlen kömür kaîram gibi maddelerin bulunduğunu, irsiyet bahsinde ise her hastalıkta bir dereceye kadar irsiyetin rol oymyabUeceğini. zıra bazı bünyelerin muhtehf hastahklara, bu arada kavsere vıüstaid oldtığrınu belirtmiştir. MiUâkat devam ediyor: Kanser üzerinde şimdiye kadar yapılan »raştırmalarda tansiyonun veya sinir bozukluklarınm bn hastahkia uzak, yakın bir münaseberi veya rolii olduğunu eösteren delillere rastlanmıs, mıdır? Kanserin tansiyonla hiç bir ilçisi yokrur. Orta yaşlı kimselerde kanserin ve tansiyonun d.'ıa fazla Sörülmesi, ihtimal ki böyle bir kansate veya şüpheye yol açmıştır. Fakat bunu n her türlü ilmi kıymetten uzak oHyğunu söyliyebiliriz. * Sinirli kimselerin veya sinir bozukluklannm, «inirler uzerindeki âni darbe ve tezyiklerin kansere sebeb olabileceği düşünülebilir. Bilirsiniz ki kanser, bir tek hücrede husule eelen bir değişiklik. Anormal bir gelişme, yani azmadtr. İhtimal ki, hormon ifrazatında sinir bozukluklanmn, heyecan, korku vesaire gibi amillerin sebeb olduğu bir deŞişikîik hücre üzenne anormal cir tesir yspar. Fakat bu ancak bir faraziye. bir yakıştırmsdır. Elimizdeiki ilmi müşahedelerde bunu teyid edici hiç bir delil mevcurt değilcır. Kanserin ve hususile îkciğer kanserinin daha haşka amilIcrHen ileri geldiğine dair elinizde delil var mı? Bu bususta iimen kıymeti olıcak hic bir deiile sshib değitiz. Yalnız, araştırmalarımıza ipucu olarak ele sldıpımız bazı maddeler var. Meselâ, kanserin son senelerJe artmasile asfalt yollarm çoğalm3«a arasında bir münasebet olup olmadığı düşünülecek bir noktadır. 1930 danberi Amerikada asfalt yollann sayısı dört misline yakın artmıştır. Gene bu müddet içinde benzin ve diğer akaryakıt sarfiyatı da .ırtmıj Kanser yapan maddelere dair bu güne kacVr bütün öğrendiklerimiz>n kaynağı bu tecrübelerdir. Bundan sonra is tahlil edüerek, ne eibi mad delerden mürekkeb olduğu tesbit edümiş ve bunlardan bazılarının da Kömür d..manı. yani is gerek hayvanların cildlerinde kansere setecrübe hayvanlarında. gerekse in beb o'duğu görülmüştür. sanlarda kansrr yapd jı tesbit edilen Havada da, gerek asfalt toilk maddedir. Isin karsere sebeb zu. gerek benzin ve kömür dumanı olduğu hakkmda şiiphe yoktur. gibi raaddelerin bulunduğunu ve O halde, fabrikalar civarında bunların da kansere sebeb olabilevaşıyan ve bu suretle bir alay is ve I cek maddeler ihtıva ettiffini söyliiıluman yutan kimselcıde kanserin yorsuııur. Peki, signra dumanında fazla göriilmcsi lâzım gelir. Elinizde da bu «jibi maddeler bulunduğunu bunu tesbit eden istatistikler var i«pat ettiçinİTİ kabul edplim. O xamıdır? man. Akciper kanserinin havarfaki Bu hususu tesbit etmek Ame madHelerdetı mi, yoksa tiitünHeki rıka için £^üçt;ir. Zira bizim meraıe maddrlerden mi ileri geldiğini n«kette ahali sık sık yer despştirir. sıl tesbit edebileceksiniz? Kömür isinin insanda kanser hu O zaman her birini ayn ayn sule getirmesi için ihtimal yirmi incelemek ve kat'î deüllerile crta.'a sene ?iH uzun bir müddet zarfınıla koymak icab eder. Ach eeccn madyavaş yavas r'ccrlprp, ^'iikmesi !â delerin. lâboratuar tecrübelerinds, zımdır. Halbuki Amerikada yimıi hayvanlarda kanser husule getirdisene bövle bir nr'Vitte kalmış in ği ispat edilmbtir. Fakat bu, o mad sanı bulmak zord.ır. delerin aynı neticevi insanda da İnjîilterede < apıb ı inceleme .göstereceğini kn^ul etmek İçin kâfi ler ne çösleri.vor? delil desildir. İnsanlar uzerindeki Ingüterede bu e'b' ;"'"'!pm'ıler tetkiklerle de aynı şey ispat edi!i,daha yeni ba'lamıştır. Fnbrikilar'n 6e, o zamr.n tütün uzerindeki şüphe çok olduşru yerlerde ö!üm nisbeti kat'î kanaat haline gelir. yüksektir. bunda çünhpye mqh"l Suçlulardan birinin yakalanması. yoktur; fakat, daha önce de sövlediğim pibi, b j dr'örudan do&ruva aiğerlerinin temize çıkmasmı gebir tek sebebe baîrlı bir keyfivet rektirme7. Bu sefer aynı kat'l kanamidir, yoksa bir r^k sebebNrîn sti edinmok vp IehlerinHe veva ileri mi gelmektedir. bunu ancsk aleyhlerinde hük'ım vermek için uzun ve etraflı incp'emclerle tesbit onları da ayrıca, lâzım gelen tecrübelerden geçiririz. edebi'iriz. Başka zehirleyid maddelerde İs uzerindeki şüpheler neredrn olduğu •ribi.» bahsettiHniz o kansere ileri eeliynr? Bundan yıllarca önce, tngil sebeh olabilecek» maddelere kar$< terede, ocak süparücüler arasm (a da vücud zamanla muaflyet peyda bir çok husye torbası kanserı tes etmez mi? Ht edilmişti. Halbuki bu cins kan Umumivetle vücud, uran bir ser umumiyetle en nadir görülen müddet zarfında arar azar aldığı lerden biridir. İçinde hayaların bı zehirlere karşı mukavemet kazanır lunduğu torbfl ek.^eriya nemlidir. ve nihayet bir muafiyet peyda eder, ihtimal bu bakımdan, üzerinde is zehir ona tesir etmez. Fakat bazan daha fozla toplanmakta veya isin da aksi olur. Nıtekim, kanser yapan tesiri bundsn dolayı daha başka maddeîerde bu böyledir; zamanla türlü olmsktadır. tcsirirri azalacak verde artar. GEUXEK YA7T: Tütün zararsu İsle yskından temasa trelen ocak sTİpürücülerde deri karseri de eö hale ectirilebilir mi? bulunmaktadır. Bu maddelor araiın'ia kstnsere seheb nlabileceçi düjünülecek ne ffibi şeyler vardır? A=falt tczunun, benzin duraanmın, birer sanık olarak ele alınıp incelenmesi lâzımHır Bu arada as/alt tozu diğer ş'İDheü maHdeîçr kadar incelenmemiştir. Halbuki yollarda kullanıîan ?sfalt ve katran larda. motöriü vasıtalardan etrafa yayılan dumanlarda kansere sebob olabilecek fcarcinoşenic) maddelerin bulunması ıriimkündür. Köınür dumanı hakkmda ne düşiiriiyorsunuı? rülmesi beklenebilir, çünkü çalışırlarken terlerier. Fakat tesbıt edilen nokta, onlarda haya torbası kunseridir. Bu müşahede üzerine. lâboratuar denemelerine geçilmiş. kömür ve petrol isi toplanarak tecrübe hayvanlarının deri'erine sürülmüş ve bu hayvanların deri kanserine tutulduklan görülmüştür. Dünyayı telâşa veren mesele: Büyük Adü Hatalar Mason Sokağı Cinayetiî ( 3 ) ÇPrtra: IIAZHAB Lebrun katil ceğilse katii kimdi? Madam Mazel'i kim bıçak/ lamıştı? Şüpheli şahıs yok değildi. Bilindiği gibi kadının kona| ğma haftada iki kere ne ldüğü pek belirli olmıyan insaniar toplanıyordu. Bu adamlar kumarbazdı. Bunlardan biri tavanarasmal saklar.arak gece tvi soymayı tasarlamıj, olamaz mıydı? İran Şahının hemşiresi Prense* Eşıef, eski Başbakan Musaddık tarafından Avrupaya sürülmüş:ü. Prenses, son günlerde menfadan dönerek İranın Mihrabad hava meydamna inmiştir. Resimde Prenses, kızılay" öğrencilerini teftiş ederken görülmektedir. «Cumhuriyet» in Edebî Tefrikası:27 ?.mwM* SARAYLAREV Ya/an Anneaıarie SEL1NKO Cevıren. Vahdet GULTEKIN Yeni elbisemin yakası eok açık. Fakat artık gögsiime mendil tıkmaya ihtîyacım yok. Bilâkis... Dün değil, evelisi gün saçımı da <Ne mutlu, bütün aile hep bir olan... kontesi kolan bir kadm alakestıımiştim. Yeni moda öyle; f o aradayız!» bedi ve gülümsiyerek cak değiliz ya!» Bunun üzerine Josephine'in ha•ephine çıkardı bu modayı, şimdi kavnanasın» doğru gitti. bütün şık hanımlar onu taklid ediUzerindeki beyaz elbise narin vü fifçe şöyle bir irkiür gibi olduğunu yorlar ;kısa kısa bebek buklelerini cudünü ııkı sıkı sarıyordu. Çıplak farkettim, fakat dudaklanndaki güde yukarı doğrj tarayorlar. Ben omuzlarına fes rengi kadife bir fal lümseyiş biraz daha genişledi. Eubunu yapamıyjrum, lira benim sa atmışu, küçük bir kız çocuk boy gene, yani oğlu, saçlarının dibine çım çok gür ve kalın. Onun için, nunu andıran boynu daha beyaz kadar kızîrmışü. ben sadece yukan toplayıp korde görünüyordu. Napoleon bir hışımla döndü, Jolâyla bağhyorum. «Lucien adında bir oğlunuı seph'e riik dik baku. Sağ şakağında İçimden de: lAraa ne yapsam, Jo var, değil mi, efendim?» diye »or üıcecik bir aamarm tıptıp attığı •ephinein yanında ^ene köylü k m du. görülüyordu. Sor.ra elile ainını silgibi kahrımt diyordum. Madam Letitia: «Evet, üçüncü oğ di, birdenbire kardeşine sırtını dönYeni entarimin yakası derin o lum» dedi. «Ne olmuş?» dü; sert b;r tavırla son sözünü söyyulmus ama, jrtık göğsüme mendil Kayınlarının, görümcelerinln i iedi: tıkmağa ihtiyarım yok. Tam tersı: simlerini ezberlemek rahmetine bile «Kardeşlerimin kendilerine Karar verdim, bundan sonra nz katlanmıyan bu gelini olacak kadına denk olan kimeslerie evlenmelerini tatlı ylyeceğim, fazla şişmanlıyorum di? biler gibi bakıyordu. istemek lıakkımdır. B na bak, anrıra, Değişmiyen bir, burnum: GeJosephine: «Napoleon' yazdığı ne: Lucicn'e deıhai biro mektub yane yassı; maalesef ömrümün sonuna mektubda haber veriyoı., evlenmiş» zacaksın, ya boşaıısm, yahuu nıkâhı kadar öyle kalacak. H!e şimdi pek dedi. ıptal ettirsin. Ben böyle istiyorum. feci bir şey bu; zira, İtalya fetheMadam Letitia: «Biüyorum. dedi bunu da ayrıca yaz. Sofraya orursak dileliberi, herkes «heykel gibi yüz» ve gözierini kıstı. >Yani. ikinci oğ tnı, Josephine?. ]ere bayılıyor! lum kardeşinin aldığı kızı beğenİşte o zaman göz göze geldik! Hasılı, saat birde ar »bayla Zafer mıyor mu?ı Bir lâhza birbirimize bakuk. Kork Caddesindeki eve gittik. o iki küJosephine o narin omuzlarını kal tuğum, düşündükçe ürpcrtiler geçük odadan birine girdik. İçerisini dırarak. güliimsctü: çirdıgim, f.kat gene de müthiş. müt dsha şimdiden Bonapsrte'ler dol «Oyle göıüiıüyor! Cakırı, nasıl hiş can attığım karşılasma olmuştu! durmuşlardı. Madam Letitia ile kız bağırıyor!» Birdenbire, bulunduğu kapı ağları artrk Fariste oturuyorlar ve Bitisik odada kopan kıyametten zından ayrıldı. O iriyarı Hortense'i bütün aile stk sık buluşuyorlar. pek hazzetmis çibi bir hali vardı. bir kenara iterek geldi, ellerime saGene öyleyken, Bonaparte'lerin bir Kapı arclına kachr «şıldı, Na rıldı: ideti var:"Ne zaman karsılaşsalar poleon göründü. Yüzü öfkeden kıphep birbirlerine sarılıp öpüşüyor «Eugenle! Ne ka^ar memnun kırmızı kesümişti. lar. Beni önce Madsm Letitia bağoldum davetimizl kabul edip gel «Lucien bir hancının kızını al mene!» rına ba«tı, sonra Madam Lecierc rruj, «enin haberin var mıydı, ankollarının arasında sıktı, sıktı. Gözü yüzümden ayrılmıyordu. Msdam Leclerc dedığim eski gün ne?» Gülümsüyordu, yüzünün o incecik terin şu minicik Polette'i. Vsktile Madam Letitia onu yukarıdan ahatlarına hayat şevki ve gencük Leclerc için: «Etrafımdaki subay şağı bir süzdü: Omuzlarına kad=r dolır.uştu... Tıpkı, on altıma basınlar arasında kendisine karşı hiç bir inen o ksrmakarışık, kırmızım'.rak caya kadar bckliyeceğine dair anjey hissetmedığim biri varsa o,» saçlarına baktı. Parisin en iyi asneme söz verdiği günkü gibi. derdi. Fakat Napoleon. kızın haddi kerî terzisinin elinden çıktığı bel «Ne kadar güzelleçmişsin. Euhesabı olmıyan «maceı^ları» ndın li olan üniformasma baktı, ayna gibi sileye leke geleceğine kanaat geti parlatılmış, dar ve son derece jık eenie!» diyoi'du. «Büyümüşsün de, koskoca kız olmuşsun!» rince, Polette çarnaçar bu adama çizmelerine baktı. Ellerimi ellerinden çektim: varmak zorunda kalmış. Paytak ba «Peki Napoleone. dedi. «Saint «E, artık on sekiz yaşmdayım» caklı, göbekli bir adnm. Hiç gül Maximin':i Christine Boyer'in, yani müyor. Gören Pollettt'in babası sa yengenin len nesini beğenmiyor dedim. Pek saçma bir şey söyîemişim gibi geldi ve kendime olan günır. Fakat tuttuğunu koparır cin sun?» venimi kîybetmek üzere olduğumıı sinden. «Sizler beni niye snlamıyorKocası Eliza Pacciochi de oraday sunuz bilmem ki! Bir hancının Itızı, hissettim. cYılIarca da birbirimizi dı. Müthiş boyanmıştı ve ağabey her gece bira içmeğe gelen ciftçilere görmedik. dedim. Ne ise. bunu bi§i, ashnda çalgıcı olan kocasını ba hizmet eden bir köy yosması! Ben raz acı bir ifade ile söylemiştim. kanİLklardan birinde yüksek bir seni anlıyamıyorum, anne!» «Evet, görüşmiyeli çok oldu. mevkie geçirdiği İçin gehgeh geMadam Letitia gözlerini bir an bir hayli oldu, Eugenie, öyle değil yiriyordu. Josephine'in beyazlar içindeki ufak mi? En son, dur bakayım, en son Josephine'in kızı, Hortens» denen tefek vücudüne dikerek: «Benim ne zaman görüşmüştük?» o sarışın. kemikli kızla Caroline de bildiğime göre» dedi, «Christine Bo Bana tekrar şöyle bir baktı, sonoradaydı. İkisine de o gün için yer çok iyi bir kızdır ve çok iyi bir ra bir kahkaha koıJardı. Son görüşmektebden izin vermişlerdi. Küçu şöhreti vardır.» memizi hstırlayınca gözleri parlacük ve narin bir sandalyeye ikisi Odada birdenbire Joseph'in sesi mıştı: O hâdiseyi tuhaf, evet, pek beraber oturup kafa kafaya vermiş çınladı: tuhaf bir şey sayıyordu. ler, Madam Letitia'rın arkasmdaki (Arkası var) «Canım, hepimiz eskiden şey yeni elbiseye bakıp bakıp kıs kıs gülüyorlardı: Elbisenin ağır isjemeli atlas kumaşı yemek odasımn perdelerine benziyordu. Boneparte'larm teşkil ettiği o gürültücü ve coşkun kalabalık arasında zayıf, ssrışm ve çok genc bir SAZ SALONU subay gözürr.e çarptı. Omzunda yaver kordonu vardı. Mavi gözleri, Muazzam programımıza Polette'in güzelliğini biraı biçare bir halle seyrediyordu. İiâveten rakibsiz dansöz Caroiine'e: «Bu kim?» diye sordum. Kahkahadan kırıldı ve nihayet: «Napo'.eon'un oğlu!» diyebildi. Delikanlı benim kendisini sorduğumu tahmin etmis. olscak ki kalabalığın arasmdan yol «çarsk geldi. j Bu akşamdan itibaren her akşam Kendini takdim etti: «Bendeniz, • ep yeni orijinal olan ATEŞ General Bonaparte'ın yaveri Eugene .isnsını sayın müşteıücr mizc de Beauharnais.» takdim edecektir. Herkes tamamdı bir. ev sahibleri. [ Yerler numaralıdır. Napoleon'la Josephine yoktu. Işte, , tam o sırfda bir kapı açıldı, Jose ı Telefonla masaların ayırtılması vica olunur. Teicfon: 49037 phine başını uzattı: I «Kusura bakmaym, dostlarım!> j PKOK NtMBÜS'UN MACEBALAK1: dedi. «Daha yeni geldik. Biraz gelir ı misin, Joseph? Napoleon seninle | bir şey konuşacak. Rahatınıza bakın. dostlar, bcn şimdi geüyorum.» Joseph gitti; annesinin canı sıkılmış gibi idi, omuzUrını kaldırdı. Sonra herkea tekrar konuşmağa başladı. Fakat birdenbire gene sustular: Bitişik odada birinin babaları tutmuştu: Masanın, yahud konsolun üzerine bir yumruk indi, bir cam şangırtısı koptu. Arkasınclciı. Josephine bizim odadan içeıi süzüldü. Hepimiz hayret içınde bakakalmıgtık. Konaktaki ir.sanlann hepsi için de ltünada sayaa denemezdi.v ÎBir kere Papaz Pular rardı. Bu «damın kızkardefl dul madArr.f JŞaplen, Madam Mazel'ln küçük oğlu Jorj'un metresi idi va iki] Isenedir Madam Mazel'in gösterdiği husumttt rağmen oğluyk ] Jevlenmeğe çahşıyordu. r Dünya Hâdiseleri Süt fincanını dudaklannıza götürürken, içeceğiniz sütte D.D.Tdiye anılan o öldürücü zehrin bulunması ihtimali hiç aklmıza geîdi mi? Amerikada son yıllarda çocuk felci, barsak ve böbrek hastahklarınm artmasına sebeb olarak haşerati öldürmek için kullanılan D.D. T gosteriliyor. Amerikan halkmın sıhlıatini tehdid eden bu haşerat ilâeınin rararlanndan korunmak için şimdiye kadar sarfedilen gayretler de maalesef neticesiz kalmıştır "D.D.T.,, nin sütleri zehirledigs iddiası Amerikada aldı yürtidü .3 Evin büyük oğlu Röne'nin de bir takım ailevî sıkıntılan vardı. Bu yüzden tecviz edilemlyecek bazı hareketîerde bulunması pekâlâ mâmkündü. Kansı gayet güze'.di, fakst bir kapıeının kızıydı. Madam Şaplen'den kısmetli çıkan bu kız, kendini nikâhlatmağa muvaffak olmuşjtu. Fakat henüz evlenmisti ki i«rt kepazeliğe vur)) muştu. Bu kadının çıkardığı rezaletler o dereceyi bulmustu ki kayinvalidesi Krala müracMt ederek gelinini bir manastıra kapatarmıstı. Bu yüzden ana ile oğul arasında nâhoj münakaşalar ;ereyan etmisti. Fakit Röne'nin karısı manastırdan kaçmıştı. Bir müddet sonra yskalandığı halde gene kaçmağa muvaffak olan kadın Pariste kötü bir evde saklanıyordu ve kocasile orada buluşuyordu. O «ırîda ^elinle arası pek iyi oîan Beri isminde bir u«ak Madam Mszel'den 1500 frank çalmışü. 1954 yılma kadar Amerikada süt istihsali hiç bir tehlikeye maruz değildi. İste o sene mucize haşerat zehiri D.D.T. piyasava sürüldü. Tabiî yeni ilâcm sağladığt faydalar derhal memleketin bütün çiftçilerine ve sütçülerine duyurulmuş, bir an ev^el D.DT. kullanmaya baş lamalanna çalışılmıştı D.DT. nin satışı akıllara durşunluk verecek derecede çcktu. 952 de bile Amerikada D.DT. den elde edilen kazanc dört yüz milyar dolardı. sütçüler, hayvanlarmı besledikleri ahırlan ve süt imalâthanelerini her gün muntazaman DD.T. liyorlardı. Bu harika ilâca rağbet o kadar ratmış ki nihayet Amerikan hükumeti DD.T. nin insan vücudüne yaptığı zararlan anlatan bir tamim yaymhyarak Amerikan halkını ikaz etti. İlk defa 1947 de Los Angeles'te ortaya çıkan X virüsü hastalığının da DD.T. den ileri geldiği kuvvetle tahm'n edilmektedirBoğaz ağrısı, nezle, ve öksürükle başlayan bu garib hastahk daha sonra adaleleri çahşamaz hale getiriyor, hasta mütemadiyen vücudünde müthiş bir yorgunluk hissediyoıdu. Hattâ bazı hallerde bu adele tembelliği o dereceye varıyordu ki ha?ta bir tarafına felç geldiğini sanacak kadar işi ileri götürüvordu. Yapılan tetkikler sonunda DD.T. zehirlenmelerinin de aynı ârazları gösterdiği ortaya çıkmıştır. Bu hırsızlıgm vuku buldugu günün ferdası gelin tâ kastm ayına kadar ortadan kayboldu. Bu müddet «onunda gelin Pariste bulunan bb «rkadasının yanına iltica ederek ona pek yakınd» işlerinin düzeleceğini, kayinvalide i!e münasebeti keseceğini, hakkı olan serveti alarak kocasil» serbestçe yaşıyacağıru söylen.işti. O sırada Beri'nin de ortaya çıkmssı hâdisenin üzerine ,bir kat daha alâkayı celbetnuşti. Üç sahid faciadan bir kaç saat evvel bu herife rastladıklarını «öylüyorlardı. H^ttâ bir berber. herifin saçlaruu kesmistL Bundan bâska Beri'nin yüzü tırmık içinde İdi. Arkası v«r Tiirkiyede neşri hakkı yajnız ' gaze temize aiddir. Bahkçılık hakkında koriierans Istanbul kültür konferanslarına dün. saat 17.30 da Eminönü bgrencl loka. linde devam edilmiştir. Istanbul Ünlversltesi Zoolojl Enstl. denen şey D.D.T. nia tesirinden tdstl profesörierlnden Curt Koswig ta. rafından «nemleketimlzde bahkçıhfın başka bir şey değildir. inki;afıı mevzuunda verilen konfe. Umumi felc ve çocuk felcl gibi ransta profesör. bahkçılığın memleket rolünu anlarmış. hastalıklann hakikatte birer hasta ikîisadiyatındaki hk olmayıp yiyeceklerden alınan memlekeîimizin kuzey ve gijney kıyı. larını mukayese ederek. bahkçılık zehirlerin tesirile vuku bulan â sansının. kuzey kıyılarında daha elve. razlar olduğuna inanmak lâzım rişli oldufuna işaret etmıstir. GALATASARAY T U R K U A Z NANA Demek ki X virüsü denen yeni has tîlık haşerat ilâcından doğmaktadır... Meşhur Amerikah romancı Louis Bıomfield de, iki büyük çiftlığin sp.hibi olması ve hayatmın mühim bir kısmını bu işlerde geçirmesi sebebile DD.T. hakkındaki fikirlerini şöyle anlatıyor: « Güney batıda çiftliklerin had dinden fazla DD.T kullanmaları tehl:keli bir durum yaratmıştır. Sürü hayvan'.annın vakitsiz ölürnleri ve insaniar arasında yeni bir takım hastalıklarm türemesi hep bu yüzdendir. Meselâ şu X virüsü Bir kaç gündenberi sehrimizde bu. lunan Saflık ve Sosyal Yardım Bakanı Dr. Ekrem Hayri Üstündağ, beraberin. de n Sağhk Müdür vekill Dr. Kâmll Oner o'.duju halde. dün Yedîkule Ve. rera hastanesl ve faaliyeite bulunan Renab!lita?ycn nrke i s. Ba::ı.köy okul hastanesinde tetkîkler yapmıştır. Bakan, yarın Bursaya hareket ede. cektir. Sağhk Bakanının tetkikleri Bilhassa süt bu mevzuda bir rol oynamıştır. hiç bir şey bulunamamış, tıb adam Dünya üzerinde en fazla »öt kul lan D.D.T karşısmda koilannı kalanan memleketin Amerika oldu j vnşturup beklemek mecburiyetinde ğunu ve daha ziyade çocukların süt kalmışlardır... içtiklerini unutmamalı.> D.DT küçük çocuklann ge'.işne i Bu ihbarlar üzerine Teksas'ta tet lerini geciktirmekte, bir çok'haskiklere başlanmış, hakikaten DD tahklara karşı mukavemetlerini aT. nin insanlara zararlı mı, deği! '. zaltmaktadır. Gene D.D.T. süt ve mi, bunu bulmak için büyük gay ; kremayı da faydasız. tatsız tuzsuz retler «arfedilmişti. Neticede DD. bir madde haline getiriyor. Yani T. nin süte hakikaten tesir ettiği DD.T. li sütleri içenler bundan zave insanları tedricî surette zehir rar gördükten bsşka 3yr:ca sütün lediği anlaşılmıştır. Amerikah çift lezzetini de tadamaz oluyorlar. çiler. haşeratı öldürmek için heli j Son yıllarda zehirli haşerat ilâckopter va.ıtası ile harika ilâcı kııl lari Amerikanın gözünü öy'esine lanalım derken. insanlan zehirle korkutmuştur ki neredeyse haşeıatı ; mekte oîduklannın farkma varma ! öldürmekten vazgeçip. bunlardan j mışlardır bile... Hayvanin vücu ! kurtulmak için başka çsreler aradünde toplanan zehir, sütüne gecip yacaklar... Gittikçe artan bir tehonun vasıtasile insanları da zehir like karşısmda bumnduklarına inalemektedir. nan Amerikah tıb âlimîeri halka Elbette günün birinde bu zehir dikkatli davranmaları gerektiğini lenmeleri önleyecek bir çare bulu . her fırsatta tekrarhyorl=.r Bakalım nacakür, fakat maaiesef şimdilik I işin üonu neye vaıacak?. Şişhane meydaıunda alınan terlibat Beyoğlunda ysngın vukuunda itfalye arabalarır.m Çişhanedeki grup merke. zinden çıkışlarında Şj^hafce meyda. nindakl beş yoldan hangisini takib edecekleri ev\'elce bildırîlmediğinden bütün seyrüseferin kapatılması mec. buriyeti hasıl oluyordu. İtfaiye Müdür. iüğü bu durumu düzeltmek için Şi^ha. ne meydan:na bir hoparlör koymuştur. Yangjn vukuunda siren tertibatı ara. baların çıkışım büdirecek ve Şişhane meydanına çıkacak arabaların takib cdecekleri yolda hoparlörle meydan. daki seyrü$eier memurlarına bildire. ccklerdir. Bu sure'le meydanda tertibat dsha evvel alınmış olacaktır. Bahar Eayramında uçan. sürünen hayv2n!ar meşheri açılacak Tanınmı; Italyan hayvanat müteha*, s:sı Dr. Subatino. Beledıyeye müra. caatle. Gülhane parkında kültürel m ı . ı'.iyet Uşıyacak bir uçan. surünen hay. vanlar meşheri ve b^r de zengiıı ak. varyura tesisi teklifinde bu'.unmuştur. Bahar bayramı tertib komitesince incelenen teklif faydalı görüldüğünden mütehasstsın şehrimize gelmiş olan mümessili ile mukavele imzalanmış ve pTrkta ccıckü tesislerin hazırlanmasına c