18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Ityfffl îf5J 8n •perlan Federasyonunun tertfb ettiji Türkiye yüıma blrincilikleri, 1113 eylul tarihleri arasmda Lido yünne havuzunda yapılacaktır. Bu birindliidere Adana, Ankara, Antalya, Aydın, lstanbul, İzmlr ve Malatya olm»k üzere 8 bölgeye Biensub yurüeüln karilacaktır. Türkiye yiizme birincilikleri Alman millî teması ve yüzme birincilîklerî DPrt fftn flstüste ympılan lstanbul yüzme birincilikleriııin da sona ennesile tstanbul, sportil har«ketl«r bakımmdan oldukça hararîtli geçen bir »yı maziye gömdü Geçen ay içinde yapılan çeşidll atletizm müsabakalan, İstanbul enternasyonal tumuvası, yelken, yüzme, kürek müsabakaları futbola kanıksamış olan spor seyircısini yeni he yecanlar peşinde koşturdu. Bu hafta yapılacak Türkiye Almanya ntletizm karşılaşmalan ve gene ou hafta başhyacak olan Türkiye yüzme birinciliklerinin de hayli geniş alâka toplayacağı şüphesizdir. Ba müsabakalar nihayetlendıkten sonra İstanbul entemasyonal basketbol turnuvalanna v« lik maçlannm bajlamasma kadar seinrciler sık »ık tertib edilen husus! ve yabancı takım maçlannı görmek için stadyomlara akın etmeğe başlıyacaklardır. Bu hafta şehrimizde müteaddid maçlar yapacak olan Yunanıstan üçüncüsü Enosis takımınm gelişi. şeh.rimizdeki fjtbol severleri n» kadar menuıun etmijse, atletizm ve yüzm» sporunun memlekette inkiçai etmesine çahşanlan o nisbetıe ürmüîtür. Yunan takımmm gelişi, Alman millî maçı ilt Türkiye yüzme birinciliklerine akm edecek olan seyircileri yanyanya ve belki daha fazla da «zaltacaktır. Yunan maçlannm tarihinl hiç olmazsa 15 gün kadar ileriye atm^ık bu ıpor şubelerimiz için çok hayırb olabilirdi. Bir çok spor yazarlanmız da bu noktalara temas ettiler. Fakat onutmamak 'âzımdır ki, bütün yaz mevsimince futbol maçlarını tatil etmij olan profesyonel kulübîer, oyuncularına takır takır maaş vermişler ve mali bakımdan hayli zaj^.f düşmüşlerdir. Lag maçlaıuun başlamasına aşağı yukarı bir aydan fazla bir müddet olduğu nazan dikkate aİLiırsa kulüblerin kendilerine varidat temin etmek için baa d:? organizasyonlar yapmak mecrurivetinHe clduklan anlaşılır Çünkü pröfesyonellik fi'lî olarak kabul edüdikten ve profesonelliğin icab ettirdıği çartların tatbikın» geçildlkten »011™ buyük kulüblerin maıraflan birdenbir» yükselmiîtir. Birinci smıi oyunculara verilen maaj ve primler çok yüksek bir yekun tuttuğu gibi transfer masraiları d« buna inzimsm edince malî miişkülâtın bir kat daha arttığı bir hakikattir. Bu vaziyet karşısmia artık yan hattâ büsbütün birw ticaret müesssse«i haline gelen profe«yonel kulüblerden şu veya bu mülâhazalarla her hangi bir organizasyonu geriye atmak veya başka fedakârlıklarda bulunmasıru beklemek yersiz bir iş o:ur. Profesyonel kulübler bugün için herşeyden evvel malî durumlannı ve bütçelerini ayarlamak ve kendilerinin en büyük gelir kaynağ:nı teşkü edecek olan lig maçlarının başlam» tarihine kadar vaziyetlerini sarsmtısız idame ettirmek durumundadırlar. Binaenaleyh Türk Alman millî atletizm karşılaşmalarüe Türkiye yüzme birincilikleri gene bu sporlara bağlı üç, beş meraklı kütlesinin önünde yapılacak ve asıl büyük kütle mevsimin ilk yabancı temasını görmek İçin stadyoma gidecektir. Burada asıl dikkat edilecek bir nokta, Türkiye yüzme birincilikleril» Alman temasının «>'nı günlere ttsadüf etmij olmasıdır. Bu sebeble her ikl müsabakada bulunmak arrusunda bulunan merakhları tatmin etmek için yüzmelerin daha ziyade sabahtan saat 14 • kadar olan zamanda yapılmasım temin etmek çok yerinde olur kanaatindeyız. Atîetizm müsabakalan saat 15 te başlıyacağına göre Türkiye yüzme birinciliklerine gidecek leyirciler, atletizm müsabakalarını seyretmok imkânını da bulabileceklerdir. Fakat bu müsabakalsr a\iu saatlerde yapıldığı takdirde bütün atletizm de, yüzme yarışlan da seyirci nkdanı bakmundaa zarar görecekerdir. Atı( SAKAB Yeni tîcaret rejiminden müteessir olan mallar Baftarafı 1 inei tahiftd* tthal rejimlntn liberajyon listesi dSviz komitesi tarafmdan tesbit •dilecek ve Ttcarat B«kanlığınc> ilân olunacaktır. Liberasyon liıteslne damıılık hay v»n da •lınnuşbr. Yenl rejimde, Merkez Bankasm* yatırtlacak ga. rantl miktan «eyyanen yüzd» dört olarak tesbit edilmistir. Eîvvelce bu teminat »kreditifierde yüzde iki idi. Aynca, her devlet dairesl İçin blr döviz haddi tesbit edilmiştir. Siparişler daireler hesabma bususî müesseseler tarafından lcra edilse bile gelen mallann döviz bedeli gene o daireye tahsia edilen dö\dzlerden tenzil edilecektdr. Devlet dairelerinin döviz sıkıntısı yaratmanıaları için bu tedbire lüzum görülmüştür. Eski rejime göre yapılan muameleler 15 günde tasfiye edilecektir. Bu yapılmadığı takdird» muamelt yeni şartlara tSbi tutulacakür. Dıj ticaret rejiminin ruh ve esasları yavaş yavaj piyasaca anla$ılmaktadır. Bu arada Ithal mallannın getiriimesine aid hükümlerin tatbikma başlanmı^tır. Primll ithalât yapacak olan tacirler Ziraat Bankasma müracaat ederek gereken muarr.elelere tevessül etmektedirler. Di} ticaret rejimi evvelce yüz. de 150 ye kadar yükselen takas primine mukabil yüzde 25 ilâ 75 prim ksbul ettiğmden bugüne kıdar rürlü o>omlar!a takası yükselten'er sukuru hayale uğram:g bulunmaktadırlar. kırka düsürüldüğunden bu malların ihrac edilememesl Üıtlınall b«. linrdstir. Haber aldığımıza göre, bu vazlyete bir çare aramak üzere halı ve gülyagı müstahsil ve ihracatçıları Başbakanlık nezdinde teşebbüslerd* bulunmağa karar vermi^ltrdir. Talimatnameinn perşembe giinü yayınlanması muhtemel Ankara, 7 (Telefonla) Ticarî ve lktisadî hayatımızda mühlm bir adım telâkki edilen yeni dıs ticaret rejüninin tatbikma mütedair esasları muhtevi talimatnamenin hazır. lanmasma Ekonomi ve Ticaret Bakanlığınca devam olunrr.aktadır. Ba kan'.ık Mtistesarı Munls Faik Ozansoyun riyasetinde cereyan eden çalışmalann yann sonar ermesi ve perjembe günkü Resmî Gazeteyle talimatnamenin tam metninin yaçalışmaların yann sona ermesi ve jim hakkında bazı çevTelerin öne sürmek istediklerl mahzurİ3rm esasen mevcud bulunmadığı ve hazırlanmakta olan talimstnamenin tatbikatta zuhuru muhtemel aksaklıkları gidereceğl ilgiliîerce belirtilmektedir. f RADYO YUNUS NADI \19531954 Bugünkü program J tSTANBUL 12 S7 Açıhj ve program 13.00 H». berin 13 15 Turkül«r (Pl.) İJ S0 Dım müzltl (Pl.) İ J « Çırkılar; olcuyan: Hamly«t Yüceıe* 14.20 öği» konserl (Pl.) 14.*5 Ş«rkıl«r (Pl.) 15.00 Kapanıı. EN GÜZEL HİKÂYL 1O Fenerbahçe Ankaraya Fenerbshç* profesyonel ftrtbol tskıznı, t! ve 28 eylul tarihlerinde iki maç yapmak üz*r« Ankaraya fideoektir. Fenerbahçe Îtalyadan 5 maç teklifi aldı Habar aldıgımna göre, tstanbul proiesyonel küm« futbol »ampiyobu Fenerbahçe, îtalyadan, 5 meç yapmak üzcrt yeni bir teklif al•uştır. tdan heyetince teklif edilen bu teklif kabul tdüdiği takdirde, sanIftcdverdliltr Ingilttr» »eyahati dötüati ttalyaya ugnyacaklardır. i ' Amerika tenis şampiyonau Boksör Saygıh, iki arkadaşını ustura ile yaraladı Ankara, 7 (Telefonla) Tanm1 13 boksörlerimizden Salm SaygıT1 lının, dün gece Hamamönü serr.tinde iki arkadaşını ustura ile yaraladığı polis makamlan tarafmdan bildirilmîştir. Hâdise, saat 22 sıra. larında vukua gelmişür. Boksör •Saim Saygıh, yanında Abdullah Gürtekin, Rüsuhi Çaprak ve Nuri Özköylü adındaki arkadaşlarile giderken bir kadın meselesinden dolayı münakaşa çıkarmıj ve mevzuubahs edilen kadınla aralarında münasebet olduğunu söyliyen Abdullahı, araya giren Rüsuhiyi cebinden çıkardığı ustura ile yaralamıştır. Yaralılar tedavl alüna alınmi}, boksör yakalanarak hakkında takibata baslanmıstır. J»«wYork T (TÜA.) DflnyaKin m meşhur tenisçılerinin lstirakila Foraat Hills'te devam edilmekta «lan Amerika tenls «ampiyonaa gün geçtikç* kınsmaktadır. Tumuvanıa 3 numarah oyuncu•u Gardnar Mulloy, Danimarkanın •akalh tenlsciai T. Uhich'i 3/6, 6/3, T'5, 6/î yenerek elimine etmiştir. Halen 39 yasında bulunan Gardnar Bulloy, üçüncü sette 2'5 mağlub vaziyette iken bu aeti 7/5 kazanmıştır. Diğer taraftan Budgc Patty, ATustralyanın kuvvetli oyuncusu Mervyn ROM'U 7/9, 6/4, 6/1, 6/3 jrenerek yan «ttrpriz yapmıştır. Wimbledon galibi Vic Seixas ise, BU1 Talbert'i 6/2, 6 0, 6 0 yenerek kardöfinale çıkmıştır. **• Takasın kaldırılmasi her n* kadar ticaret âleminl levindirmişse d* ilk zamanlarcı bu tedbirin iktisadiyatımızın bazı jubelerini müteessir edeceği anlaşılmaktadır. Bu meyanda Isparia halı ve gülyağı müstahsiKeri jimdıden endişey* kapılmiflardır. Filhakika tspartada gülyagı 4000 lira olduğu halde ihracat takas priminden faydalanılarak 1800 liraya kadar yapılmakta idi. Halı ise metrekaresi 60 liradan olduğu halde 32 liray» kadar lhr«c •dllmekte idi. Şımdi yüzd* 140 kadar olan takas primi yeni rejimle yüzde elli, hattâ Ingilterede faullü futbol Londra 7 (Nafen) İngiliz spor nuharrirleri, yenl baslayan «ezona Istirak etmekt» olan oyunculann fecen sezonun derslerinden istifa6e etmemls olduklannı kaydetmek te ve bu hususu giddetle tenkid eylemektedirler. Bu spor muharrir lerine göre, gene eskisi gibi lüzum •uz faüller devam etmektedir ve bunlara bir turlü son verllemttnektedir. MEVLÎD ölimü k»lbimde kıyıtıet'.J *Şm M'.llt Hukuk Şefl AVS\ ÜNSAVuı vefatının kırkın» tetadüf »den 10 «ylu! pfr?emb« gunü lkindl rgmszını miite akıb ŞişH Camltnde Beylerbeyli Üsta . Hafıı Fahrt Tükel Ur«fından Mevlidı Şerif kıraat ed!lec«lt v» müteakıb«ı au&gu Ercumer.d Demlr« t&r»lınd»n du» yapıl»c»kür. Akrıb* vt dostiarımıtl» m«rhumu Balirtildigine gör», geçen hafta ••venlerln tejrlflerlnl rlc» ederim. cereyan eden Walford MUlwall Eşl: Vee'.h» Ünsan futbol karsılaşmasında hakem ojrunu durdurmak mecburiyetind» kalmıı, Mılvvall kaptanuu oyundan All* reislmlı, 9»m Baskonsolo*» çıkarmışhr. Bu oyuncu takımda aantrhaf oynamaktaydı. Bundan ZİTA AKBİL'in aonra hakem, oyunculan sahanın •nl v«f*tı mOn»»«b»tlI« h«r türlü y»r. ortasmda toplayarak kendilerin» «ım T» koUylığı «irgemly«n Di| Ijlert faül aleyhlnde Blr nutuk vermiştir. Vaklletina, UlafUrma VttAltüce, lst»n. bul V&lljtn*. Kadık»y Kaymsk&mına Fakat oyuna devam edilmeğe bas Tt c*nax» mer»jlmtnt blzzat gelen t*l. lanınca, durumda hiç bir fark g3 trti vt teltfonl» vty» ç»l«nk gönde. rülmemi* ve gene faüllerin, daha rer«k ıcımııa lfUr«k «d«n bütun «kr»b« az nisbette olmakla beraber, dt vt dt»U»nmıxa »yn ayn • ttfekkürt tmKUrUmuı manl oldujundân. fükran vam ettigi görüimüjtür. vt mlnnct hlslcrlmlzln (az«<«nlı rası. İngiliz gazetelerinin spor muhar Usilt lblAiını rica tdtclı. AkbO rlrleri bilhassa profesyoneilerin bu faülleri artık bırakmalan lizun geldiğini kaydetmektedirler. Diğer taraftan «por muharrirleri, eyun e«nasında aeyircilerin hakem lere savurmakta olduklan gözleri de tasvib etmemekte ve buna da hakkında karar »on verilmesini istemektedirler. ve Spor muharrirlerl, futbol idareumuml llsteler •1nin daha sıkı bir kontrol altına kltab halinde çıktı. alınarak bu gibi hareketler» son tNKILÂP KtTABEVt »erümesinl de istemektedirler. Zengin münderecat ve nefasetile Türk okuyucusuna bir sürpriz teşkil edecek olan mecmua yakında çıkıyor. YE]\İ TARİH DIJIVYASI • îlk Iddiah ve rekabet edilmez mecmua olacaktır. •k En lyl kâgıdda, en lyl baskı, hepsi seçme yazılar. ic Mecmuayı görünce. mutlaka hayran kalacaksınız. •k fiugüne kadar görülmemlj tariht reslm ve tablolar •k Bugüne kadar mechul kalmıj tarih! haklkatler •k Türkiyenin en tanınmiî, salâhiyetli kalemleri tŞTE BtRKAÇ MEVZU TEŞEKKÜR Türkiye Tarihi 52 sahifelik mecmuava. aynca meshur Jouannin'in (Türkiye Tarihi) iy.ve olarak verilmekteür Bu eser, türkçeve ilk defa tercüme edilmektedir ve şerh'.er ilâve edılmiştir. Haremden Mekhıblar Tarihçi M. Çağatay Uluçay tarafından yazılan bu seride Osmanh kadın sultanların bugüne kadar hiç kimse tarafından görülmemis uıektublarını okuyacaksınız. Zonaro'nun çengiler tablosu • Yazılarından bir kaçı 1 Abdülâzizin Paris seyahatl. o devrin yabancı matbuatından ıktibas edilen enteresan resimlerle. 2 Nahid Sırrı Örik tarafmdan (Düzmece Mustafa) meselesl hakkında etraflı bir etüd, 3 Üstad Rejad Ekrem Koçunun sureti mahsusada (Yeni Tarih Dünyası) için hazırladıgı (Osmanlılardan bugüne kadar yapılan muahedeler. 4 Tarihte ilk rüsyet (Arkeoloji müzesi Sümer ve Eti Çivi vazıları mütehassısı Muazzez Çığ tarafından yazılan bu makale. dünya ilim âlemine ilk defa (Yeni Tarih Dünyası) sahifelerile intikal etmektedir. 5 Modanın tarihi (Modalar nasıl doğuyor? Tarih boyunca geçirdigi safhalar, hikâyeleri ve görülmemiş resimlerile. 6 Hamdi Varoglu tarafından ilk defa tercüme edilen Lamart:nin şark mektubları. 7 5 padisahın bilinmiyen tarafları ve fıkraları. 8 Tarikatlerin tarihi (Kadirilik, Rufailik tarikatleri) Istanbula nasıl geldi ve nasıl yayıldı? 8 Abdülhamid saraymda Çerkezler (Hasan Amca tarafmdan vazılmakta olan bu sert, bir çok tarihî hakikatleri ifsa etme ktedir. Ayrıca: Yusuf Kemal Tengirşenk hfttıralarmı anlatıyor; İstanbul resimleri yapmıs ecnebi ressamlar (Tablolarile) Mısır hükümdarları Tarihln kefesinde, Ist anbulda eski meyhaneler, daha bir çok mevzu ve son derece nadir, görülmemiş tablolar. YENİ Dış Ticaret Rejimi 18.00 Açıli| Tt dan» müxlfl (Pl.) 18 20 Bir masal 18.30 Memlektt h». vaian •« n n ı blrllgl 19.00 H«. Brr baydam labalu, Haydarpaşgberler 19.15 flham Gcnctr kenteun. den daru vt caz müılğl 19 Sî Hept. da vapur bckleyen Köprü yolculan mlzlh «aatL 19.45 Şarkıl»r 20.15 arasında bulunuyordum. Bu caatin Radyo Gazetesi 20.30 Kı» lehlr haberleri 20.35 Kuçuk orkestra; ld». ender gördüğü bir kalabalık; bilet rt eden: Orhan Borar 2100 Ilert kavgasından sonra biraz çözülmüş, Turk musikiii t^plliluğu 21.30 Ş«r. blraz dağılmıs bekliyordu. Daha on kı'.ar; okuyan: Radife Ert«n 22 00 dakika vardı. İsterruyerek durmaSi'r dünyamız; konussn Behçet Kemal nın verdiği can ııkıntısilt herkes Çaglaj 22.10 Ptyano dunyaıında ge. kendine göre birer meşgulıyet ic»d z'.nt.ler: çalan: Cemal Rejid Rey 22.30 Şarkılar; okuyan: Selma Köprülü etmiş: Ayaklanıu fi|1erek gezi 22.43 Haberler 23 07 Daıu müzığl nenler, adımlarını sayanlar arasın(Pl.) 23.30 Caı ıa«tı (Pl.) 23.45 da bir kaç bas bir diğerinl dinler Bale «ahnelermden (Pl.) 24.00 Ka. görünerek bakmıyor. gene ve arpanıj. zulu gözler, keskia bakıslarla çarpı ANKARA 7.28 Açılıj vt program 7^1 Nejell şıyor, anlaşıyordu. Bu yolun yaparçalar (Pl ) 7.43 Haberler 8.00 bancı yolculan yüklerınln peşine Turkçe tingolar ve hâflf tnüıtk (Pl.) düşmüş hamallann derdini dinli 8.30 Türkuler fPl.) t 00 Kapanıj. yor, onlann ağzından Istanbdlun 12 00 Memleketten telam 1215 ekmek sıkmtısını ve geçim darlığıMemlekete selâm 12 30 Askerln lst*. mn haberini alıyorlardı. Büfenin dığl havaiar; okuyan: Nevln Demirdö. ven 13.00 Haberler 13.15 Orkes. etrafında namaz vakti rastlanan bir t:a parçaları (Pl.) 13.30 Ogle Gaze. şadırvan kalahalığı göze çarpıyor, t«* lS 45 FUm mOzlkleri (Pl.) otede beride bazı kımselsr çöme14 00 Kapanıı. lenlerin başı üzerinde sabah gaze• 16 58 Açıli| vt progr»m 1T.0O Dına teleri okuyorlardı. Bu arada çık mtızlgj (Pl I 17.30 İnceMıı (Huızam bir bayan avucundan küçük bir oyfaslı) 18.10 Şarkılar; okuyan Esma naya yüzünü sığdırmaya çalışıyor, Engin 18.30 M\tzik 'PI.) 1» 00 biraz ötede saz benizli cılız bir kız Haberler 19 15 Tarlhten blr yaprak pamuk omuzlarile oynuyordu. 19.20 Türküler; olojyan: Nureddın Çamhdal 19 45 Radyo İlt tngll'zce Muhtelif meşguliyetlerl» günin 20.00 Dtnl ve ahlâk! konujına 20.10 Müzlk 20.15 Radyo Gazetesl ju on dakikahk kaybedılnüt ııma20 30 Şarkıîar; okuyan: Sadl Hoşse» nını harcaTnaya çalışan kalabalık 21.00 Temsıl 22 00 Konuşm» 22.15 srasında hiç de yolcudan farkı olŞarkılar; okuyan: Hamlyet Duygulu mıvan biri gÖ7Üme çarptı. Uzun bir 22.45 Haber'.er 23 00 Kapanij. yolculuğun yiıkü alünda fazla yorulmu} bir adam... Eski bir yıtak denğinin yanına çömelmış ve ona bir arkadas ornzuna yaslanır gibi dayanrruş, duruyordu. Yolculuğuna şshadet eden bu yatağa blr de yorgan bağhydı. Kavruk çankkrı, 7 8 1 2 3 4 5 mevsimden mevcime kapanan mor kopçalı açık baem ve yanık çehre1 sile bu bir köylii idi. Onda, eünleM rini hayvanlanna yexlirmis bir çoban veya ömrünü toprağa ekmiş U bir çiftçi hali vardı. Acaba nereye vapur bekliyordu? Hakikaten karşı kıyıda bir sevgili rliz. şefkatle çatılmıj bir kucak, tanıdık bir, iki bam kışm beklediği bu yolcu'.arın araa sında onu da bu bayram sabahı karşılayacak var mıydı? • Dikkat ettim, adam, tam karşı la So'Man sağa: 1 Dünyanın en Yük*»k tepcslne sessiz «eçen bir boğuşmayı seyrs»ahib olan sıra dağîar. 2 Kolunun diyordu. Kimsenin umurunda olucu klrll degll Cki kellme). 3 Her mıyan ve bir pamuk yıgınının dimerhem ona lyi gelmez. tabiatln ku. diklenişi kadar sessiz yapılan bu luçka makınesl. 4 Cevrtllnce kepâ. zelere yakıjır sekllde oiur. S Zekl kavgaya o, meraklı gözlerle bakıadam onu duymadan lebleblyl ajılar, yordu. Bu. boğaı kavgasıydı. BirM nota. 6 Tersl binanın kısımlarından. evvel gişeden Kiırtulan boş midedır. hayvan yavrusu. 7 Bir soru ed». ler şimdi de büfeye saldırmışlarJı. tı, Vatikan sarayında otur&nın yann. Adam, fazla dayanamadı; kalktı, 8 Bir erkek adı. yerlejlp kalmıı t«.' derin bir çukurdan çıkmış gibi rtl rafını uzun bakıslarla dolaştı ve 1 Topnk kaymast. 1 HeTke»* sortra müdahale etmek isteyen Inbildirmt ljinı japan likl kelime). 3 sanların çekinğen!\pile yürümeye Frınsııs lhülallnde muhim rol oynıyan başladı. Çiğnemesinden korkuian bir Fransız jairî. 4 Tersl eski S3rık. lıların giydiklenndendlr, matematlkte bir hay\'andan kaçar gibi bu ı;akullanılan bir tıarf. 5 Bir edatın kı. labalık içinde ona yol vermek ıesaltılmışı. gaye vt amaç. 6 Dunya. zaketinde bulunanlar oldu. Bayranın denlze en fazla JU bojaltan nehrl". ma hürmeten temiz ve yeni giyin7 Bir edat, blr savı, 8 Batfan çıktığını beül eder hareketler y»pa. mis yolcuların verdiği geniş yoldan rak kavgaya yrklaştı. Yakmdan bakü, biraz da özendi. * 2 J « i 6 T « Kavgaya katılanlar bes, on lcu HİAİCİAİMİAİT ruş kac'ar ehemmiyetîiz bir masrafı ktrnına atanlardı. Halbuki bunun ÎİLİAİVİEİSK Z karnı kadar kesesi de bos olacaktı. YİAİMİAİLİAİR « O partal elbiselerde ceb bile aramak güçtü. O halde bu kavganuı * A|M|İİN|EWİE M tadmı nasıl çıkartacaktı? Ne yap«n 'NİEPİAİKİAİB E maya gelmişti? Bu bir kaç serserinm çatışması mıydı ki? Ya seyre s> E|TEİKİ#İK!OİZ geldı, yahud parası vardı. Pek garibdir ki, ikinci ihtimal gerçeıc çık•4 T|#|C|1'PİAİL A • Haydarpaşadaki yolcu Yazan: Hasaı Cökçe (Köyceğiz) ü. Pantalonunun bir yanıaı gibi ayırjdı, tllrü aoktu, biru kanstırdı v* yaklasarak büftdckl adama yumrugunu uzaü, açü Hla bir şey jöylemeden parmagilt bir yeri gösterdi. Büfedeki maf» 11« aldıjı biz putayı ince bir kâğıda sarıp uzattL Adam, bu kavganın «zeli Krnnı bir yudumda çözmek hırıilt tenha bir yer aradı. Eünde tuttuğu §»y, İhtimal cebinin günlerdir hazmedtmedigi on kurustu v» biraı »onra karnına indlrecekti. Şekerli IU U« fazla doyurulmus kirll blr fflngtr parçasuu andıran pastaya uzun uzun baktı. Evirip çevirdl. Bir m»yva gibi kâğıdını toyup atb. Şimdl kaiın derili avcunda ne vardı acaba? Bu, ciddî seyler yemey» alısık ağzma bir avuç köpük kadar bostu. Bir an daldı... Fakat köylü !|tihaB fazla bekleyemezdi. Esasen agnn karşısmda neyin tahammülü var» dı! Nihayet ısırdj. Tadına ad vtr»memis kadar çiğnedi... Bir daha ısırdı. Son yudumun arkasından pa:maklarını dudaklanna «ildi. Blini kurulamak için bir avuç top» rak aradı. Döndü, blr an unuttuğunu o vefakâr arkadası olan yatağına yaslandı. Bu kavcadan blraı üzüntüyle çıkrtuştı sankl!. Bu anda iskeleye burnunu ftyıran vapurdan ürker gibi; yolcularda, birbirini biraz daha yaklastıran bir kaçışma başlada. Ehll blr lüru itaatile bekliyen bu kalabalığuı artık karşıya yayılma zamanı g«lmişti. Yo'.cular meyll bulunan blr fU birikmtisı gibi beklemt aalonuna doğ:u uzandı. Vapur yanasıp da son yolcular çıkarken lskelenin d«> mır kapıları açıldı. Yüklerin bile ayak diblnden hamal sırtlarına çıktığı blr sırada to» hâlâ denğüıin üzerind» duruyor, bu sonuncu kavgaya bu sefar ~ yirci kalıyordu. Merak ettim. Hakıkatte bu adam nereye gidiyorduT Vapuru ksçırmak korkusunun verdiği istical ile ona yaklaştım: Nereye gidlyorsun hem(«rimT dedim. Adam, vakitsiz uyandırılnuf blr insan ağırlığile neden lonra mınldandı. Ta? ocaklarına. Şimdi, iskeley» vapurdaJd y+rimden bakıyorum Suyu çekUmif bir derenin yatağı kadar boj, ıssıı ve adam iri bir kaya gibi meydana çıkmıştı. Vapur uzaklasuken ajjır bir hareketle kalktı, çıplak v» karanlık bağaru bize doğru çevirdl, genis dirseklerırü açmif lanld d«minki kalabahğı uğurluyordu. Hayır! Sabahrn o taptaz* kuvvttil» geriniyöıdu. BULMACA 1 1 1 1 11 1 1 1 1• 1 1 1 • 1 1 1 !• 1 I H 1 IH II •1 1 1 • • TEŞEKKÜR Babamız vm aile büy\l«\irnüs tutun tuccarından tmamzadt ŞE\TCİ ÖNDER'hı vefatından mütcvellld büyük as cenaz* merasimindt bulurunak, bizzat taziyeye gelmek, mektub vt ttlgral gonderrr.ek nırettle payla(mak lutfunda bulunan Erbaa halkına vt clvar kanbt, ve şehlrlerdekl dostlanmıı» ylklnlan. mıza a>Ti »yrı teşekkürt t**«ürlerU mlı mani oldufundan d«rln fUkruıla. rmızı aayın gazetenlı vaııta«llt an*. derız. All ve Reıld öndtr •• 90 «İCİEİBİEİRİUİT M E V L 1D Bıît büyüfeumuz, Kırkagac POLİS MAGAZİN'in Kıvmet.i eşrafmdan Fotoğrafçılara Müjde ^ E'Hİıalara sarkınhhk eden ve Fek yakında jandurnalara karşı gelen ikl ifçi yakalandı Ytkteık kByü Koru mn'kHaöe »rhoj •Israk yol üzertnde dunıp k«dınl»r» Mkıntılık »den YUBUI Çlmento fabri. kuı Uçilırlnden Ref»hly«ll Mehmed TBÎ ıle Trabzonlu Emln Uzuncan. bu hareketlerini önlemek lstiyen jandarma «erriye«ln« ktndllerlnln »lvil polls I Türkçe tercüme ilâvesile BMinuru olduklarmı tttyliyerek muks. • birlikte arzedllecektir. birlii v«m«t ««iklerliKleıı yakaUnmıslar, Ad. Bekleyiniz. B^BHBJ «CUMHURİYET» ta ROMANI: İSMAİL HAKKI Kojnıtürk'ün nırrma ithaf ol'jnmak uzere, vefatının kırkmcı gi^nü olan 9 eylul çarşamba gunü lk'.ndi namazını mjteakıb Kadı. kny Osmanağa Camii Şerif'.nde Mevlıd okutturulacaktır. Dostlarıroızdan vt dlndı^larımızdan arzu edenlerin tejrif. Koyuturk aııesi 8ajaı> ve vayan Cuınfturtvrt Malboacıiı* o* GceetecUik l'urfc Anonim $trk«tl Cafatoğlu Halkem mkak No J0/41 NÂZIME NAUI ve ÇOCUKLAR1 fan t>ıenm ti'ien taan «Im Mes ul Kuâiır ATIF SAKAR kudan titriyorum.» «Ben Kali'den korkmam. Korksam bile kimseye belli etmem. Ama, kendime Lohar adını almıyacağım. Çünkü erkek adı» Manu ile köye, kayığın omurgasını düzelttirmeğe gittiğimiz zaman, demircıye hindcede «lohar» dediklerini öğrenmiştim ve kendime başka bir ad aradıŞım için, bunu benimsemiştim Manu alçak sesle: «Öyle,» dedL «Ben kendime güzel bir ad takacağun. Meselâ Lola. Ne demektir bilmiyorum ama... Evet, benim adım Lola olacak. Bu adla talihli olur muyum acaba, ne aersin?» «Çiçekler arasmda geldiklerini gördüğümüz o iki k;şi talihli mi idiler? Meş'um güzelliği içinde dişi kaplan talihli midir? Söylediklerime kulak asma, Lola Hanım! Bu gece üzerime divant (delilik) geldi. Yalnız şunu biliyorum: Kısmetin iyi ise de, kötü ise de, göğüs gereceksin.» Sanlblen Yeni çıkan sayısında Kasdl yangınlar, yankesîcllik, Emnlyet Spor kulübünün mahıyeti Yeşilköy Ç I N A R ' d a Yaz sezonu münasebetile 10 eylul Perjemb* îstanbulun görmek istediği bir ıürprix 68 SAHİFE 50 KURUŞ J Umum tasra bayü: Sabri özıkar Ankara Caddesl 421 Yenl Taröı Dünyan bir şaheserdir, bayilere jlmdiden siparlj ediniz ve vereceğlmiz tafsllâtı bekleyini/. SUAREDE de GALA Lutfen masalarınızı evvelden temin edinlı. N O T : Elbise mecburidir. Yazan: EDİSON MARSHALL • Çe\iren: VAHDET GÜLTEKİN Hk iki tefrikanm hulâsuı Lucia, dört yaşzndayken annesi vt babast ile beraber lrlanda'dan Kdlküta'ya gelmiş bir İngiliz kızıdır. Babast, avamdandır, annesinin ise darnarlarmda bir İspanyol asilzadesinin kanı vardır. Buntm için. annesi kendisini daima kocasından iistün görür, eden pine düşemediğinden» şikâyet eder. Bu geçimsizlik içinde büyilyen Lucia annesinden ziyade babnsına düşkündiır. Zira babast onunla beraber oynar, gülüp şaJcaiojtr. Annesi ise babakızm bu samimiyetini bile hoj görmez. Lucia yedi yaşındayken, KalTtüta'dan Dinapor'a gitmek üzer, babastntn menjub bulunduğu alayla btraber, Gonga nehrivdtki büyük kayıklarla yola çıVurlar. Bulunduklan kayikta çalg\ vardır. Lucia çoltnan havalara uyarak rak$ttmtkttn kendini s lamaz, annesi bunu yasak edince de gölgesüe oyuna kalkar. Dinapor'da Lucia için yeni bir hayat başlamışur. Orada, Hindhlerin muhtelif itıkadlarım, bu arada büyülerini öğrenmiştir ve her zaman: «Allahım! Beni de arınem kadar güzel yap!» diye dua etmektedir. Bir gün, babasile beraber civardaki bir köye gıdityor. Bır gece yerlüerden birı, uşaklan Manu'ya bir mâbcdde/ci merasime gitmeyi teklif ediyor. Manu fcıztn yalvarmanna dayanamıyarak onu da gotürmeğe razı oluyor. Sanğmın altına parmağını soktu, düşünceli bir halle başıru kaşıdı. «Bizl niye öldürsünler. Manu? Soratiuı, büyüy» bakmak val*k rtu dıy« .» «Dln rnltj gıbldlı, rnvrum. An truMnm lçlnı ıntır, çojn b*ynl tutugturur. Tehlik* var, vaı gö» alacagız, kudurmuş gibi saldıran kaplana nasıl gözümüzü kırp madan baktıksa. Otur omuzuma, gıdelim.» Mâbed köyün ilerisinde bir mağaradaydı. Köylüler o kadar heyecanlı idiler ki bana bir daha bakmadılar. Manu bu mübarek yerde benlm bulunmama izin olup olmadığmı beyaz cübbeli bir rahibe sordu, adam bana bakarak dalgın dalguı gülümsedi. «Bu gece Tannmızca makbul olan bir şey yapıyoruz.» dedi «Onun için, topraklarımız mubarcktir, ağır ekinlere dayanır. Söyle beya» çocuğa, lyi bakım.» 9lmdikl held« Mhn« k8y döjunünO »ndırıyordu. Davullar, rurnalar çabyor, ahall ellarind» m«(alelarla dolasıyor, yiyor, Içfyor, nâra atıyordu. Birkaçı çılgınca oynuyordu, içlerinden biri de vecd« geîmişti. Fakat rahibler Tanriçe Kali'nin heykeli önünde iğilip cühbelerile yeri süpürmeğe başlaymca sesler kesildi onlann mırıltısından ve meş'alelerin çıtırtısından başka bir şey işitilmez oldu. Sonra içeri bir delikaıılı ile bir gene kadın girdi. Ikisinin de arkasuıda beyaz cübbel?r, başlarında, boyunlarmda çiçeKİerden çelenkler vardı. Tutuk tutuk yürüyorlardı. Yüzlerindeki jfade olmasa. afyon yutmuşlar derdlm. İlk defa olarak görüyordum, fakat ondan sonra ne zaman görsem anısrdım. Hindcede buna «huşu» diyorlardı, yani kendınden geçme. Tanriçenin önünde diz çöktüler. İki rahib birer kılıç ge'.irdiler. Oyuncak kılıçlara benziyordu ama, sert bir tahtadan yapılmısiı ve ustura gibi keskindi. Ikisi de yere diz çökmüş duranların boyunlan hizasından kılıçlan h:zla bir saJiadılar, delikanh ile gene kadının başsız vücudleri arkaya devritdi. Sonra birer şadırvanın altına ur zatıldılar. Şadır\ anın sulan meş alelerin ıaığında kan kırmızı görünüyordu. Kollanznt Maau'nu» Soynuna doladım, fakat (5zlerimi oradan ayırmıyordum. Nihayet, nskıyeler den fıskıran sular yavas yavaj alçaldı va kesildi «Gidelim artık, Manu,» dedim. Uykudan uyanır gibi, ağzının içinde: «Olur,» dedi. jEvet, h*men gidelim.» Ben yatağa yattıktan sonra Manu, yarısına kadar dolu tahta bir kupa ile, bir içki getirdi, çok hoj bir kokusu vardı. «Rakı.» dedi. «Içine hindıstancevizi suyu ile biraz da baharat karıştınlmıştır. İç, Küçükhanım, derin bir uykuya dalar, tatlı rüyalar görürsün.» «llâc istemez, daha simdiden uyku bastırdı.» dedim. Halbuki kalbim kütüt atıyor, enseköküm zonkluyordu. «Ama, pek hos bir tadı var...» Manu: «Küçükhanım hoşlanacak.» dedi. Gözleri ışıl ısıl yanıyordu. Dudaklannda da sevgi ifad» eden bir gülümseyis belirmiştl. «Yaptıklan kötu blr şeydl.» dedim. tTannlan bundan hos'andıysa, demek ki o da kötü bir tann.» Manu yüzünü silerek: «Kötü tanrılar çoktur,» dedi, fBen ona adak adanuun, düfman ke»lldım.> dedtm tAdak yerint varmadan flne« neleT yapacağını yalru» Allah blUr. Senl ıtverim; onun İçin, kor m Şehre dönmüştük. Yerlilerin bulunduğu tarafta vebadan bir çok kişi ölmüs, a&ali ö | lülerin yanına yaklasmak istememisti. Sonradan Bğrendim: Babam SlülerİD yakıldıjınj «örm«t« »11mijti. Ondan üç jun »onr» kJi, b*b*m •v* hab«r yolladu «Akaam* yt mtğt gelemiyeceğim, gec« dc gelemezsem merak etmeyin, belki nobetçi kalınm» diyordu. Ertesi sabah biz kahvaln ederken Manu koşa kosa geldi. Yüzü kül gibiydi. Annem* de, bana da derhal hastaney» gelmemlzl rıca etti. Annem döğünmeğe basladı. O sersem hizmetçisi de bir çığkk kopararak İçeri kaçınca annemin giyinmesint ben yardım ettim. «Telâşlanma da hadi çabuk ol,> »diyecek oldum. «Sen de ağlasana, nly« »ğlamıyorsun, kalbsU yumurcak!» diye haykırdı. Ne kadar garib kae.acagraı hie düşünmeden: «Ağlarsam sapkanı başına kim giydirecek?» deyiverdim. Yalnız, içimde acı bir bojluk varken gene de böyle konuşup yürüyebilmem tuhahma gidiyordu. Hastaneye geldiğimiı zaman, doktor bey koşup bizi taslıktan karşıladı. Biraz ruhaf kaçan blr mınltı halinde anneme: «Teğmen Riley dün sabah hastalığa yakalandı.»» diye haber verdi. «Sıtma nöbeti sandım, kendisi de sizi telâşa verraemek Utiyordu, ben d* onun bu ı<t«£ıc« uydum Şimdi kalbl pek rayıJ •tıyor. »«ıl.»tinln »»hlm olduftunu bildlrmek lıtarira alıa.a Annem gcna d&ğünmtT* baf1* dı ama, doktor bey omuzunu okşaymca sakinleşti. «Yanına girebillr mlyim, doktor?» diye sordu. «Olmaı derteniz, kızımm haün içüı, katlamnın, girmem.» «Girin ama, kapının ağzından ılen gitmezseniz iyi edersinlz.» Babam bize baktı ve hemen tanıdı. Ama biz onu âdeta tanıyamadık. Gözleri çukura kaçmıı, yürO süzülmüş, teni mosmor olmustu. Dudaklan kıpırdadı. N» löyîediğini anlayamamışbm, annemin elinden kurtulup yanına kostum. Oîkeyle emir verir gibi, fakat boğuk bir hırıltı ile: «Biraı uzak dur!» dedi. «Hele hiç dokunma. Ölüme de, dirime de dokunamaısm » Sadece başımı sallayablldira. «Dınle beni, Larrikin,» dedL «Annene süyle, çok üzülüyorum, ona söz verdığim şeylerin hepslni yerinp eetiremedim diye.» cÖ'me, baba.» «Söyle annene: Yüzbaşı Fer» guson şayet onunla evlenmek isterse biliyorum, sevişiyorlar matemimi tutacağım diya sakın beklemesin. İkisini de Allah bahtiyar etsin.» «ölra». baba. n» oluri» cEllmdt degll kl, Larrikin G M fa kapıyı kapa bakayim.» rrnr)
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle