Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
' COMHÜRİTBP ı~! Meraklt Resimler Devlet Tiyatro ve Operasında yeni mevsim Yazan: Suad Taşer Eylul ayı Devlet Tiyatro ve Operasının prova ayıdır. Bir ekimde perdelerini halka açmak üzsre sahnelerimiz eylul boyunca ve günden güne hızlanan bir tsm^o ile çahşmalanna başlar. Tıyıüoda çahşmanın başlaması demek, aktöründen rejisörüne, dekoratöründen ışıkçısına ve terzisine kadar, yani sahnede bizzat vcya bılvasıta vazife ve sorumluluk alsnlann, sükunetle geçen birkaç aylık bir dinlenmeden sonra, tekrar 3'eni yeni heyecanlar, ümidler, endişeler, hayaller ve korkularîa içlerine sanlmaları dernektir Çünkü, temsiline hazırlanılan her yeni eser, başlamak üzere bulunan her yeni temsil mp\fsimi »raziFfliler ve sorumlular için baştan «oı.a ! ihttmaller, ümidler. tempnnilerle örülü yürek hoplatıcı bir konııdur. Piyes yazannı da bu konunun d;şında bırakmamak gcrekir. îşın h' ş { tarafı şu ki, bir cscıin tems:linde vaıifeli olan hcrkes kendi b^şınm derdine düşer. Meselâ. pisesin yazan: Eserim acaba nasıl k3P=ıUiacak? Beğenilecek mi? Ne kadar beğenilecek? Tiyatronun muha^eb*cisi ile herablaşma günü crlip çattığinda yürâm de çülsrek nti acsba? diye düşünür, meraklanir. Rejisör: Estrdeki filânca r.öze veya harekete falanca mânayı venlirebilscm, aktör (A) ya yahııd alctris (B) ye daha insanca, daha efendice hareket etmeleri, t'r.vranmalan lüzumunu anlatabüsein. diye kurar durur. Aktör y?hud aktris: eserin gözüne kcstinliji bir sözünde veya harjketinde (her eserde her aktörün, her aktrisin mutlaka mim koyduğu bir söz vey» hareket vardır çünkü) kwlini olanca hırsı ve iştihası ile a'v;tormeği, şakır ?akır alkışlanmovı h?yal edcr. Isıkçı: öyle bir gökvüzü yapayım, yıldızları öyle bir d'.seyeyim ki, görenler parmak ısırsın. diye niyetlenir. Hasılı hcıl.es «velinimet» seyirci hazretlcrine kendini beğendirmck, daha ç< k beğendirmek için çabalar dmur. Böylesine, teşbihte hatâ o'msı kaydı ile, «Kasab et derdinde, koyun can derdinde!» demezler mi? Ne derlcrse desinlcr. bence tatlı bir dcrddir bu vesselâm. Düşünün bir kerc; şayed kadın, doğgm sancılarile üzüntülerınden. dprdlerinden korkup da doiurmaktan VEZgeçseydi, halimiz nice olurdu? Einaenaleyh sanatçı da. türlü tanoılaf. üzüntiiler, derdler pahas'nîi zihnî ve psikolojik doğumunu ysp mak zorundadır. Yeter ki. çpkt<klerinin semeresini alabilsin. Acı olan, kıvrana kıvrana hiç bir ?ey doğuramamak. yahud rfa olıi doğurmaktır. Dileriz, ilham ifrileri sanatçılanmızı böyle bir âkıbetten korusun. Bu yıl Devlet Tiyatrosu rep»rtuarının telif piyesler böl'İTiü de. tercüme piyesler bölümü de cecen yıldakine nazaran hayli zenı»ın görünüyor. Geçen yıl oynanan tserlcr şunlardı: Büyük Tiyatroda: Sophocles'in Elektra'sı, Ahmed Muhib Dıranas'ın Gölgeler'i, Henry de Montherlantın Ölü Kraliçe'si, fhomton VVilder'in Ramak Kaldı'sı, N.ızun KurşunluTıun Çığ'ı. Küçük Tiyatroda: Galib Güranın Ters Yüz'ü, Oliver G)idsmitlı'in Yanlış Yanlış Üstüne, Adalet Sümerle Sevim Uzgoıenin biriikte yazdıklan Bir Piyes Yazalim aduıdaki eserleri, Karel Çapck'ten Vatan İsterse, Refik Ahi I med Sevengil'den Sahne Diji Oyur.. Operalarda: Gaetano Donızcttıden Sevda İksiri, Cian Carlo Menotti'dcn Konsolos, son olarak da Ahmed Adnan Saygundan Kerem. Çocuk Tiyatrosunda ise, Mümtaz Zeki Taşkın'ın Adını Çocuklar Koysun isimii piyesi i!e Rabindranath Tagore'un Mektub'u. Dcmek ki, Ecçcn yıl Devlet Tiyatrosu sahnelerinde beşi telif, beşi tercüme olmak üzere on eser temsil edilmiştir. Bu yıl ise, yedi telifle bir adaptasyon ve sekız de tercüme eser rcpertuarda yer almış bulunmsktadır. Temsil mevsiminin her ayına iki eser düşmek üzere hcsablandığına göre, sekiz aya on altı eser dcmektir. Geçmış yıllardaki gibi olağanüstü dıırumlar yüzündcn aksamalar başsostermediği takdirde, seyircilevimiz Küçük ve Büyük Tiyatro sahneıerinde ayda iki piyes seyredebileceklerdir. Bu da azımsanacak tir sonuç sayılamaz. Üç beş yıl önresine kadar seyretme arzusu. seyrettirme imkânlarından üst'indü denebilir. Bug\in ise, seyretme arzusu da, scyrettirme unkiinîan da kat kat artmıs bulunmakUdır. Tiyatr» sanatınm tckâmülünü hızlandırma konvısunda, tabiaüle i*vinilecek bir gidis. Bu yılın repertuannda yer alsn eseıler şunlardır: Tclifler: Fatih CNazım Kursunlu). Batak fGa'ib Güran), GÜTel Hclcna (Salâhaddin Batu), İharet (Nahid Sırrı Örik), Tanndağı Ziyafeti fReşad Nuri Güntekin). Satılık Ev (Ahmed Kudsi Teccr), Köstebck Yuvası (Muvaffak Garan), Deli Saraylı (Jcan Giraudoux'dan adapte eden Fikvet Ac'il). Tcrcümeler: Dcrin Mavi Deniz (Terence Rattigan), Şemsiyli Adam (W. Dinner W. Morum), ÎVJaria Stuart (Johan " Ghnstoph Frierich von Schiller), Therese Raquin (Emile Zola), Avanak «•Georges Feydeau), Nora (Ilenrik İbsen), Yaslı Aile (Branislav Nuşiç) ve Lady Frederick (Somoıset Maugham). Opıralar: Madsm Butterflay (Giacomo Puccini), Cosi fan tutte (Wolfgang Amadeus Mozart). Lucia di Lammermoor (Gaetano Donizetti), Manon (Jules Massenpt) ve La Traviata (Giuseppe Verdi), Başanlar dileriz. RESIMLİ ROMANIMIZ BİR SUİKÂŞDÎN İÇYÜZÜ ( 3 } MAZHAR RTJNT Tazaa: P. GORDEAUX Helikopterle Plâjlarda Kurtarma Faaliyeti Helikopterlerin. dehizde boğulmakta olan kimseleri kurtannakta çok iyi is gövtugü tesbit edildiğinden. bunların plâjlarda da vazifelendirilmesi kararlaştınlrrnştır. Yukandaki iki resimden soldakinde bir helikopterin deni zde imdad istiyene nasıl yaklastığı Eörülüyor. Satdaki resimde, helikopterin sallandırdığı ipe takılarak hayatım kurtaran ka zzede Herkes ayaja kalkmıs bağırıyor, çagırıyor, oraya bu' raya koşuyordu. Kargasaiık son haddinl bulmustu. Bu arada Jores'i bir sıranın üstüne uzattılar. Zavallı zorlukla nefes ahyordu. Gözleri de kapalıydı. Aeab» katledildlgini anlamıj mıydı? Kimbilir? Yemek yiyenler arasında bulunan bir eczacı gelerek yaralınm nabzına baktı. Kalb. duyulmıyacak kadar haiif atıyordu. Renadel elint bir havlu almıs akan kanı temizliyordu. Jores'in kafatasında ufacık bir delik vardu delifiin etrafındı da beyaz bir madd» göze [ çarpıyordu. DÜNYA HÂDİSELERİ Rusyanın harb hazırlıkları Sovyetler, atom bombası atacak dev ııçakları gizlenek üzere dagları oyarak nuazzam yeraltı hangarları yapmışlar, banlardan Avrupâ sınırlarmda 60 tane mevcud olduğu haber veriliyer Doftu Ue baü ar«sında h.ubsonu baslayan bomba yarışının ycniricn hararetlenHiği bugünlcrde, daha düne kadar korkunç bir silâh sayılan atom oombasından b..hsedilmez oldu. Rusların hidıojen bombasını imal ettiklerine dair verilen sansasyonel habeı lerden sonra yarışa ü çüncü bir müsKbık daha atıldı. • İngiltere .Kobalt bombası> deyip j bir daha ağzını açmadı. Yalnız bunun iki evvelkinden daha tahıibkâr bir silâh olduğundan bahsetti. Yarışma bir taraftan süratle gelise dursun, diğer t^aftan bu vâveylâlar arasında gözden kaçan, gene bu mevzuu uznktan vcya yakından ilgilendiren havadisler de var. Müstakbel harbde atom bombaııru atacak uçsklar ve bu uçaklann kalkıp inmcMne rr.ahsııs pistlerin hazırlığile meşsrul oîanları düşündüren mesele şirndi bu dev uçaklann nerede muhafaza edileceği ve meydanîaıda bırakılrnaması için almacak tedbirlerdir. Hemen cağırılan bir doktor bu tefer masaya uzatılan Jores'i muayene ederek: «Yapılacak bir şey yok. dedi. Ya' ralı ölmek üzeredir.ı Meb'usîardan KomperMorel. arkaI dasının elini tutmus aghyordu. Üc dakika »onra doktor Ibu scfer: cJores öldü» dedi... Rusyada dağUr • aJtuda me.vdana setirilen jeral ü hangarlaı ıııdan bıri i de yapıları asagı yukan B . 29 ların netjccsiol değiftirecek ıılâhlar ol ı mıştır. Asıl mescle onları taşıyaaynıdır. Ruslar tarafından İkinci maktan uzaktır. Müstakbel harb j cak vasıtaların, üzerlerine aldıklaDünya Harbinden sonr» kopye edi lcri, modern tekniğin çeşidli im rı vazifeyi hakkile ba^arıp başaraı lerek ufak tefek değişikliklerle Tu. kinları id«rt edecek ve \ar151n ga mıyacakları meselesidir. Zira bomj 709 modeli namile imal edilmekte libini keyfiyet tayin edecektir. Rus balar tehdid silâhları olarak ycrin, dirler. Şimdi bu uçaklardan Rus ağır bombardımanlarının, Ameri de durdukları müddetçe tesirleri i yada 200 kr.dar mevcud olduğu tah kan uçaklarından kopye edilmele lâfta kalacak, ateş almıyan tabanrine rağmen »sıllarından düşük ka csların sadece ürkütücü raanzaramin ediliyor. Bunlardan çoğu yeraltı hangar Iited« olduklannı mütehassıslar sı sınoan öteye geçemiyeceklerdir. Bilindiği üzere atom bornbasmı larında saklanmaktıdır. Yeralt han ' rası geldikçe ifade etmişlerdir. İşMütehassıslar, Rusyada görülen taşıyacak uçakiar çok büyük uçak| garlarından birinin iki kilotnetre ;ten anhyanlara göre Amertkan yeraltı hangarlannm ve bunların lardır. Uç,ak meydanlaı ında durduk uçan kaîeleri hiç tevakkuf etmeden uzunluğunda oldueu tesbit edilmışiçinde sakladığı ağır bombardıman ları müdoetce düsmrna mükemmel tir. Bu neviden gizli uçak alar.Ia jKusyanın herhangi bir köşesini uçaklarının mevcudiyetini Avrupa hedofler tc%kil ederler. Bu itib^rla 1 rından Rusysnın yalnız Avrupa bombardıman edebilhler. Binlerce kıt'asma ksrşı bir tehdid diye va»aklanmalan, düşman gözünden kısmında 60 kadar sayılmıçtır. Si kilometre tutan hareket sahaları sıfiandırıyorlar, veyahud da bungızlı kalmaları lâzımdır. Bu da anbirya ile memleketin :c kıs:mların doîayısiie istedikleri noktsyı bom i ların muhtemel bir taarmzda açık cak yer üstünde değil yer altında baladıktan sonra üslerine dönebilirI da ne kadar olduğu mechııldür. bir imhadan kurtarmak için Ruslamahfuz oyuklar, muazzam hangari Sovyet Eusyanın nisbeten göz ler. rın hazırlıkh davranmak gayretine lar meydana getirmekle olur. önünde bulunan Orta Avrupaya Ruslann Tu. 709 larına çelince İ5 yoruyorlar. Bu iki ş;ktan birini diBugün Rusyada atom uçakları j yakın kısımlannda bu dereee bügibi dev uçaklan filolar halinde | yük harb hazırhklsrına girişmesini gördükleri saha. aynı büyüklükte ğerine tercih etmek yanhş olur. içine alan yeraltı hangarlarının i iyi niyttine yormıyanlar çoktur. İl Amerikan yapısı uçaklara nazaran Ruslar bakımından ikisi de vâridmevcudiyetinden bahsedüiyor. Te jgilücre pöre Sovyetler, her sahada mahduddur. Bu bakımdsn atom dir. Fakat görüruişe bakılırsa güpelerin sltı kazılmak surctile Tu. olduğu çibi havacılık alanında da tehlıkesi Rusyaya, Amerikaya ol dülen gayenin Avrupayı tehdid et709 tipj ağır bombardıman uçakları batıh müttcfiklere takaddüra, hat duğund^n fazla endişe veriyor. mek olduğu anlaşılıyor. Avrupagızli mahzenlerde saklanmakta ve rj tâ tefev\ruk etmek emelini besle Bundan sonraki harbler, kıt'alar nın müdafaasını derpis edenler, hsvalanacak olanlar tepenin önün rnektedirler. Fakat bunun icin im arası çabşmalar olacağına göre. teh plânlanm yaparlarken bu türlü deki geniş pistlerden kalkmkta kân bulup bulmıyacakları şüpheli i did ne taraftan gelirse gelsin bü hâdiseleri, yani Rusyada yapılmakdırlar. Tu. 709 tipi Rus uçakları, dir. Zira teknik terakki yolunda <yük mesafeler aşmağa muktedir ta olan açık veya gizii hazırlıkları Amerikahların B 29 modeü uçan , batıhîarın eskidenberi elde edilmiş hava kuvvetierine ihtiyaç vardır. gözden uzak tutmuyorlar. Çünkü kale adı verdikleri ağır feombardı' üstünlükleri vardır. Kemiyet ba Şimdi gerek atom bombası ve ge vakünde harcsnacak dikkatin, ramanlarının taklididir. Onlar gibi kınvından hem insan ve hem de rekse hidrojen bombası gibi yeni roamnd* alınsn tedbirlerin, bir gün •Jb motorle mücehhezdirler. Göv malzeme üstünlüpü yeni harbleıin v» korkune harb »ilâhını hanrla bosuna gitrr.emis olduğunu görmek m»k ön plânda bir i? olmaktan çık istiyorlar. (Alman hasınuHİan) Amerikalıların buna ne türlü çaıeler bu.'ouğunu bilmiyoruz ama doğudaki rakibin bu yolda aldığt tedbirleri, son zamr.nda elde edilen bazı vesikalardan öğreniyoruz. Alâkalılar simdi bunun üzerinde durmakta ve yaptıkları araştırmaların neticelerini birer ikişer açık. iamaktadırlar. SINEMA: Dünya fümriliğiıti tehdid eden büyük tehlike Çeviren: S. ANDAK 6 ncı Cannes festivalinin kapa I Ohnet, Octave Feuillet TB Henri nışından çok sonra, bu festiv.ılin Bordeaux adlannı taşıyorlar. Tabideğil, fakat milletlerarası sinem^ atile isimleri afişlerde görünmüyor, cılığm topluca bir büânçosunu yap fakat prodüktörler tarafından kamak faydalı olur. Çunkü sımdi se bul edilen bir sürü senaryoyu onlar yircilerin de hüküm vermek im ilham etmişleridr. kânlan mevcud. Sinemanm eskiden oldufu pibi Gerçekte derecesi düşük olan bu tekrar, fevkalâde bir ifade vasıtaa 6 ncı festival değildir. Denilebilir olması isteniyorsa, senaryo yaıarki bu festival, genel olarak dünya lannın etraflanna bakmalan lâsinemacılığını kemiren bir buhra zımdır. Ama bu mümkün görülmöyor. Çünkü 1953 te, senaryo yanın belirtisi olmuşrur. Amerikan, İspanyol, Meksikalı ve zarlannın hayah olduğu gibi görttalyan sinema adamlarile yapıian meleri yasak edilmiştir. Aksi halde uzun münakaşalardan sonra, s'ne mahkeme kapılan açıkbr. maya uıl tesir eden şeyin, para ve Diğer bir deyişle, 1953 te sansflr, teknik mesclesi olmadığı görüldü. »inemayı tamamile boğmakla tehMesele çok daha vahim ve çok da did etmektedir. 1953 te herk»g siha manevidir. nemayı göK hapsinde bulundurmakBu kriz aşağı yukan iki seneden tadır: Emekli generalden tutun, aile reisleri, ev sahibeleri. meşhur oro«beri gelifmektedir. pular, tigorta şirketleri, ve peynir İyi teknik v« kötii edebiyat: İlk göriinen ?ey, bütün memleket satış kooperatiflerine kadar... sinema adamlannm, erisilebilecek Senaryocu, bir sürü sınırlam.alar en yüksek teknik virtüozluk Kade dan cesareti kırılarak en sonunda mesine ulaşmış olduklarıdır. Felâ ya tamamile budalaca bir komedi, ket. bu tekniğin boşa dönmesinJe vahud da muhafazakâr bir melodir. Sinema, girift aksamlı, iyi vaŞ dram yazmakla yetinmektedir. lanmıj bir makineye benzemiştir. Sansürlerin. sinema için kenrtiFakat hiç bir işe yaramıyan bir ma lerine eöre fikirleri vardır. Onlsr kine! Şu Î"i!âr1e1afiyalı Amerikah için sinema, bir ganat değil. fakat rur> son ieadı gibi! hslkın afvonudurt Eski Romalılartfte bu maküıe hiç bir lfe yara daki «irk oyunlan gibi. Onlar için mıran. »adece hayret verici melo sinema, vakit geçirmek, yani, Hftlar imal etmege çalışıyor. Hitch şünmeyi önlemek içindir. Çünkü cock'un tSükutun Kanunu», Sol halk eüler veya ağlarken sızlanmadati'nin «Providence» ı, Barabas'm yi unurur. «Kamavallar» ı veya tLili» vâri Senano yazan! «Blr çıplak dançoeuk filmlerinl düsündüm. Sine sözün. kendisinl aldatan bir atom ma bizlere papaz lâtası veya Lo casusunun aşkı uğruna, bir de çolohrigida'nm memelerini gösterme cuğu olduktan sonra manastıra '>?ğe yarıyor! panışının» hikâyesini yazınız.. Der 1910 stili melıvîramlarla, biroiri hal sansür vizesini elde edecek bir ni tutmaz çeşidli hâdiselerden par prodüktör bulursunuz! çalarla veyı kötü peri masallan ile Hiç mubalâğa etmiyorum: değerli bir sinems kuramayız. Si te sinema bu durumdadır. nema, fayet zamanuniB tesbit edeÇayed buna dikkat edilmez ve her bilir»e ancak nıh kazanır. Günü suretle buna karşı gelinmezse VEmüzün adamını b«lirtebUdiği nis rın, sinema adamlanndan jonra. bette manahdır. Aynı zamanda kö ıe?«amlar mîizisyenler, >rair!eT. rotü tiyatro ve rüzel edebiyattan sıy mancılar da aynı hale düşecekler nlabildigl an değerlidir. v» dar duvalann arasında sıkısıp, İki »enedenberi, HoTlvT»«o<î'da bu temerküz dünyasının bssit un•lsun, Romaıîa olsun, MSyük fiîm surlan haline geleceklerdlr. jrazarlan: Henrl BaUllle, ( tAris» derrUinden) Joreı, vuruldugu firada P u u o n tokafta fırlirrm, tel| grafcı Giyoşe ve birkac arkadasUı biriikte katilin üstüne atılarak herifi kıskıvrak yakalamıstı. Katll temlz Kİylnmi; uzun boylu, zayıf, sarısın bir delikanhydı. Elinde bir Smith (Vesson tabancası vardı. Yakalandıgı »ırada eliyle yüzünü kapıyarak: «Bana vurmaym» diye ba^ırıyordu. Poliı memurları da o ıırada yetismlj olduklarından herifi teslim aldılar. Heyecana kapılan halk, adamı parça parça etmek istiyordu. Elinden kurtarmak pek kolay olmadı. Hemen bir taksiy* athyan memurlar katili merker» jötürdüler. Yolda delikanlı pollslere: *O kadar gıkıştırmayın. Kacacak değilim, dedi, cebimde bir tabanca daha var. Onu da alınız.» Filhajfika adamın ceblerinden küçük boy bir I rövelver daha çıktı. Üzerinde 68 frank oara. adresi kesilmis bir telgrafname de bulundu. Fakat hüviyetlni belli edecek bir gey yoktu. Çamajırlannda marka vardı Kendisini isticvab eden polis komiserin« adam: « Suallennize cevab vermiyeceğim. Fakat Möayö Jores'i öldürdüSümü kabul ediyorum» dlyordu. guzellik Sihhaflen O HıısiK«i bir formülle imal edilen Kremli PURO Tuvalet Sabunu TEMİZLER VE GüZELLEŞTİRİR. BOL KÖPÜKLÜ NEFİS KOKULU O Tuval«t Sabunlan 100 da 100 saftır. Puro tescit «dilrnfş bir marka ve birinci kalite Tuvalet Sabunudur. Katil isticvab edilmek üzere isüntak hâkimi Driu'nun I huzuruna çıkarıldı. Adam: « Benim mutlaka kim olduğumu anlamak isliyorsunuz öyle mi? dedi. bunu na?ıl olsa ' öğreneceksiniz. Onyn icin artık ssklamıyacagım. İsnıim 'Raul Vilen'dir. 19 eylul 1685 te Rens'de doğdum Babam. I mahkeme baskâtibıdir. Sakm siyaâi bir csmıyete meıs.sub | olduğum »anılma*ın. İrtica veya ihtilâl taraftan herhangi ı bir grupla alâkam olduğu da zannolunmasın. Ben kendi ihtiyarımla hareket ettim. Jores'i öldürmek maksadile üç gündür takib ediyordum. Dün kendisine sokakta rastla I dım, fakat yüzünü göriince silâhın tetiğini çekemedim... (Arkan wj,r) Türkiyede neşri hakkı yafnız 'gazetcmize aiddir.