18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
r CUMHUKFlfET GÜNÜN MEVZULARI 9 Musaddık tan soıif a İran.. Yazan: Ömer Sami Cosar fran hâdissleri son eürtler zar mişür. 1928 yılmdan sonra Zahidi fmda bekUnmedik bir sevlr tsklb T?hr?rda mnhfpiif vazifelerde ımetmiş, düne kadar memleketin lunmuş, 1931 de polis ?efi olmuş, «babası» addedüen MusarH'k lev bir sene sonıa da Rıza Ş?ha husufî rilmiş. hanserîilmiş, yerini de Ge ya^'er tayin edilmistir. Allo. Burası deniz dibi. Ben General Zahidinin sarayla müntneral Zahidive bır=tkmıstır. Bunun M«rnu|l Pavli dolaylarınJa on kuüzerine İran Sahı büvük merasim spbetleri. bu tavine ve en son o'ar laç diptcyim. Dtmir atalı yarım la Tahrana avdet »•tmls. arayına rak Sahı peri seti tme9ine rağmen, saat oldu. On kiloluk iki glnarit, sokaklara serilen k'.vmetll Aem mükemmel o!mu?tur diyemevi*hslılan üzerinden seçerek. «Yaşa Zahidi eenerslliğe terfi ettirilirken Devlet HavayoHan uçaklan 19 altı yedt kiloluk iki mercan vur» Şphinşah» âvazele'i arasmda ait Razmara adında bi' subay da Feld ağustosta yolcu taşıma rekorunu duffl, Bir de kocaman kırlangıç, en aşagı üç kilo. Hepal de henüz •alkım salkım larkan ağaçlann dikırdılar mistir. Bu seslerin yükseldisi so maresalhğa terfi etmisti. Halbı;ki canlı. Allo... Daha yanm aaat ka blnd» blr kahve lçelim dedik Yakkaklan çevrelemekte olan duvar Razmara. bir zamanlar Genera! ZaDevlet Havayollan uçaklan 19 lacak kadar nefeslm var. Allo... latırken Kıtmir kötü bir koku allardi ise. 48 saftt pvvslk' hS^i«r> °ri hidinin emrinHe bi te§men ilarak canlandıran «Ya?a Musaddık», vazife gnrmüştü. Zahidi. Eız* 3ahm ağusto» günü yolcu ta|ima rekoıu Ne?. Orkinoı mu? G.irdüm. İki mi| gibi yüzüntl bunijturdu: Aman dönelim! dedi. Iş yok «Musaddık sarayı devirdi» cüm'e k e n ^ i r i Ihmsl ettiginı. Pizmirayl nu kırrruşlardır. Arife pünü yurdun tane başımın üstünden geçtt. Boykolladıs.nı söyler ve hattâ bu se muhtelif şehirlerinden İ*tanbula 2: lan benim kadar vardı mübareklci okunuyordu. Neden? N« oluyonız? Istanuçak gelmiş ve şehrirr.izden 23 yolDuvarlardaki bu yazılar silinme i beble de onun saraya gücendiği ri cu uçağı hareket etmiştir. Dev'.et lerin. Ama bizim denltnltı tüfek bulun en güzel köşesi burasıdır diden İran Sahınm kabul edilmis j vavet ediHr. (Bu Razmara, bundan Havayolları uçaklan anfe ,ünü lerinln okları onlara vız gelir. Yal yen »en degil misin? olmisı d* hâdiselprin nası' bir sür iki sene evvel başbakan iken Kâ 10OO yolcu ta«ıy*rak, evvelc» erl|i nız bir tanesi tam vurrrıf>gK bazır Evet ama... Kulaklannı açsani ta'pftarlanndnn birl tarafından »tie eefevan ettiSlrie dellldir. len vasatt 500 S3U rakamının çok landıgım blr metrelik kılıcı gözü ! sana! tran Sahı mern'.ekptinden kaçma C Eyvah!. Yandık Hoparlöıde: üstüne çıkmıçîardır. mtin önünde yutuverdi. Kılıcm dan evvel Musaddıkı azletmiş. yeFakat General Zahidi'nin, Tkinci 20 ağustos tarihlnde ise Yejilkö kılıcı mılıcı para etmedi. Allo. Al Her yer karanlık! rine d* General ZahMiyi BMhakan Cihan H»rbi içindeki fftaliyeti bll ye 40 Havayolları uçağı gelip gitDitlerimi »ıkıp döndük. lo... Ya beni d* yuUrta ha!. Batavin etmlgt! Fakat Musadfhk ta hassa nazan dikkati çekmektedir. miştir Uçakîann taşıdıklan yolcu Bogazın, masallarda biie bulunlıklar beni görür görmez »eytan raftarlarımn bu deŞişîkliee koliy Bu İranlı General. Riza Han ile adedi ise 900 civarındadır. Servısmıyacak bu canım sabahının c«ilıkla razı olmıvacaklannı sezen sa birlikte Hit'er Almanyası ile isbir lertni günden günt daha munta görmüşe dönüyorlar. Bir kısmı kor ğinde, hacı yaftuıa bulanmış bir ray subavlan, Musaddtk hükumeti liflne ffidilmesine taraftardı B8y lam bir hale setiren Havayollarının kudan donup kalıyor, bir kısnu t; çarpılmış gibi, kuraun hızile fır sesle: Her yer karanlık pür nur o nin Dış T='eri P=l<=mı F "i il° d i leük'e. ezflderıheri Tiemlı»kettp «ö yolcu adedi sor. aylarda daimî bir layıp kurtuluyor. Allo... Sesim lu mevki! ha bazı üyelerini tevkif etmisler, rün gitmekte tılan Rus Ineiliz artış göstermektedir. Kolumuz kanadımız kırılmış, kah haf mı geliyor? On xula; tuyun Musaddıkı zo"la dpvinek Ü7ere müradeleFİne elzem olan «ücüncü iken vakalanmıslarîı. Bunun üze kuvveti» n ortaya çıkacağına inanaltındayım. Bu kadarma da şükür. veden vazgeçtik. Denize, gramofonrine de vaziyetin tehlikeli bir vola mBktavdı. On kulaç luyun baakıtı Inıanı bir tuz, pikapsız, oparlöraüz denize agirdiğini eören tran Sahı dinlenlngiüzlere Böre. harb içinde Geparça yoruyor, ama bunaldıgım za çıldık. Bir adım b'teıi Karadeniz, mekte olduâu Hazer d°nizi kıyıla neral Zahidi. tsfahan bölaesindeki man ufak bir hareketle mantar gi her yer karanlık!. Neresi karanlık nndan hususî uçagı ıle Baâd^da ordu btrliklerinin komııtanı iken be birader, her yer nur içinde nur. TUrklyenln Moskova Bj>Uk Elçi»! T«lk bi yüze çıkıyorum. Yartm «aat Içinkaımıştı. Nâzilerle temasa eecmiş, bu Hoıar mezuniyetlni geçircnek Uztre Mos. ; iki defa yüze çıktım. Mavinin bu kadar ışıklısı nerede Bövlelikle MussrMık. sarav kom rada bir Alman hava üssü kovtdan sehrimlze gelmijtir. Allo... Allo .. Kıtmir de buralar bülunur? Karadeniz dört beş metre Profesör Sabri Ülgenet ara ile kocaman dalgalarla nefes plosunu bastrı^ ^shı da memle nün kurulmasıns vardım etmeda. Demin yüz metre ilerde av'aee başlamıştır Bu Unten kalAmerikaya gitti alıyordu Bu dalgalann önüne kaketten kaçırtmıstı. nıyordu. Fakat çok Komlk blr şey tktlıad Fakultesl profesorü v« G«ze. tılarak Boğazdan aşağı akmağa baş Fakat tran Sahı tarafından son kacak Alman hava birliklerınin, oldu. Blr tilep tam tepemize dedakikada Başbakan tayin edılen güney cephesinHeki mütteflk bir tecillk Knst'.tüsu Mudüru Sabrl Ülg«n«r, ladık, Kavaklan geçtik. BüyükdePrlncelon Üniversitesinin davetlisl ola. mir atmaz mı?. Demır Kıtmirln r General Zahidi Musad"!ık tarafta liklerine darbe indirmeleri de he rak, muhtelif ilmî çalışmalara katılmak r« açıklarındayız. Çapari yapan kü ddrt beş metre yanına düştü. Aksi larınm eliane düsmemiş ken < vs i m s»bl«nmıştı Londra o tarihte bu üzere, Amerikay» hareket etmlstir. çük sandallar görüyoruz. Dalgıç tadestekleyen kabiielerin vanına kaç plânlan bozmuştu Bir taraftan In Zeyncb Kâmil hsatanesinde yeni gibi demir taramaya başlamaz mı? kımlarımızı hazırlıyoruz Oksijen Bizimki pıhyı pırtıyı topladı. Te tüpleri, gözlüklerimiz, deniz lüfemsğa muvaffak olmustu. Bir vflrpf Biliz kuvvetlerı. dieer taraftan Kıbir paviyon inşa edilecek efonda bana: tan. hükumet darbesini hazırlanvs zılordu Tran topraklannı ifgal et* Beyoglu İlkyardım hastaneji l!e Kan gimiz. Dtbe çabuk gitmek için sart Bu balık batka balık! diyoriu. olan esa» Sahın ele fwirilpmemp<:i. mlçler. Riza Şah o§!u lehlne tah Bankaıı binasınm tevsil İçin 100 bln dlfter taraftan Musaddıkı tktidarda tından feraeat etmişti Bir Inaiüz llra tahsls edilm.ştlr. Ama korkudan ödü patlamıştır biBakırköyde bir taşıt kazası ÜıkUflardakı Zcjneb Kâmll Dogııme. tutan nümavi«fi prun'an arasınla aianı olarak vazife gören General çarenin... DUn Baklrkftyd» bir hldU» cercyan Macl*an ise, General Zahidiyi ka vlne de 100 yatak alabüecek ol»n bir parçalanma olmRSi «Millî Ceph?" j pavyionun temeli. 2J ağusto* ialı (Unu Şilep kaptanı aceminin biri ola etnıiş V» Urken atlar araba Ue birlikte idarecilerinln devrilmelerine vol çırmıs ve harb sonunn kadar, îra atılacaktır. uçuruma dujmuştur. cak. Bizim amatör dalgıç şamandının yeni Başbakanı Filistinde haaçmıttır. Huseyln Y»vuz lslmll bir seyyar «a. Opera binası inşantı hakkuıda ralarunıza boj vermiş. pİ5te yptmıştır. tıcı 12 yaşındaki kızı Sevtmi de y l n ı . mülâhazalar Geçen sene İran Sahı. Musaddıkı Ya benim ba|ima da böyle blr na alarak karpjz yüklcmij ve Mtmak 1945 yılında serbest bırakılatı Za31 ağustosta 1.500.000 llrallk ln?a»tı azletmiş, yerine Kıvamussaltanavı uzere dışarı çıkraıştır. hidi. İrana dönmüş ve veniden or ihale ecliiecek olan Opeıa binası hak. demir inerse!. tavin etmisti O tnrîhte Tahran srBaba. kıx arab* üzerinde tncirll Çık. Yok canım. Koskoca denizd» . duda vazife almıştır. Harb sonu kmda oazı mülâhazalar ilerl aurulmek. kaklannda kanlı eösteriler ilmuş, tedır. Bu mülâhazalar meyanında, bi. Balıklann âhı tutarsâ .. Olur mu nuazından geçerken atlar ürkmJi v« arab» yandakl upfuruma düşn\U;tur. Bu Kıvamussaltana kacmış, MusaHdık devresinde Basl>skan olan General nanın genıs tutulduğu ve bunun daral. duşme neticesi araba âtlarından Mrl yeniden iktidara eelrnisti. Fakat o Razmara iktidannda bir ara Oe tılma»ı Imkânının mevcud oldugudur. olur... ve arabacı Bugün iki tane de olta yanıbaşı öln.üş. diğer at yerlerinden Huseyın ile tarihte ihtiyar devlet adammı vM nelkurmav Başkanhgı da yapmış Bu taküirde Opera binaıının be; altı yaralanmış. tır. Hattâ ıddia edüdiğine göre, 1 milyon lıraya lkmalı kabıl olacaktır, mıza düştü BirUi çapari yapıyor kızı muhtelif nız taraftarlan değil f&kat avnı ZRlardır. ran Şahı, Razrama'nın fienişlemek Halbuki alâkadarlardan gldığımız malu. manda Kâşant idaresindeki dinî denizin Hüseyin Ue Sevim Bakırkby hastane. mnta nazaran bu lddlalar doğru deglldir. du. Çaparilerden biriâini gruplar ve komünist Tude'ciler de te olan salâhiyetlerinden ürkmüş Bınanın teşkil&tı mütehassıslardan ır.ü. dibinde, tvvelde'n hazırladığımız stne yatırılmıslardır. dpsteklemisler ve bövle bir netice ve onunla pek de iyi geçinmiven rekkeb bir heyet tarafmdan tesbit edıl. ıncik boncukla noel agacı gibi doAtlı araba bir anakıta çarptı General Zahidi'yi genelkurmay baş mış olup daraltılması caız gorulme. ye vanlmasım paelsTiışlardı. nattık. Oltalara neler takmadık ne2305 plâkall çift atlı araba dun Hor. kanlıftına getirerek müvareneyi te mektedir. Sonralan Musaddık tarafından min etmek istemiştir. er. Hamam böceğinden tut, âşk hor caddesinden geçmekte olan Ümmu. Limanda bir kaza taVih edilen. politika. Kâşanî ve taF.enk'i am gul Yıldırım İle 8 yaşındakı kızı Zey. Denizciîlk Bankasının amele taşıyan mektublarına kadar. O tarihte Musaddık, mecliste bir neb« çarptrak ayakUnndan yaralamı« raftnrlannm pvrılrnalarna, rmıh*motorlerinden biri dun saat 14 Euların. puller; sudan çıkar çıkmaz patla v* trabtcı flrır etmlıtlr. Yaralılardan lefete eeçmeleine vol açmiştır. mebus olarak bulunuyordu ve bu da Galata onlerındekı şâmat:dıralıra yan balonlar. Mektublardan biri küçuk Zeyneb H u e k l hastanetlne y»tı. radan petrolun devletleştirilmesini bağlı tiuran çılep'.erln arasından geçer. Bunlar. General Zahidi ile elele rılmıs kaçan artbkcının aranmasını ken, bir çarpmıştır. sinde şöyle birkaç satu: ba;ltıuni|tır. hareket etmislerdir. Komünistler temin için kampanyasmı devam et Musademebahkçı motorune motorunden sonunda bahkçı A .. A... Dokunmayın^.. Çok ise nazan dikkati cekeceV bfr şe tiriyordjı. Gene o tarihte, Musad lkl k.şl denlze yuvarlanmıs ve tekne Sn fi Sv f> rtn kildp sokaklara inmemisler. <riikubaiifçe hasara uğramıştır, Hâdlse uze. gıdıkla^ııyorum. tmza: Baba Torik. ruıe derhal manevra yapan Denizcilik tu mııhafaza etmişlerdir. Neden Bir tanesine de: Bankaîiaın motorü suya dıişenlerl ç ı . bövle h=r*ket ettikleri yakında an. Keyif için cana kıyılrriaz". Bakarmıştır. las'lacaktır. ıkçı olsanu canım yanmaz. Balık Neticede, her lkl motörün kaptanı 100 er lira tazmlnat vermek sureüle tutmak kim, sen kim Balık tutaMuhtemnldir ki bunlar, bu sefer ihtilâf halledılmljtlr. cağına verdiğin sözleri tut. TmGeneral Zahidi ile birlikte ordunun Gazeteciler Sendikasının toptan harekete geçecegini ve Tude za: Palamut. konseri partisinin ağir ksvıW"s u v r a v ı a İşte böylece denizin dıbu'ir taGazeteciler Sendikası tarafından Açık. ğ'nı keptirmijlpr ve Mvle bir tehdını çıkarıyoruz. Amatorlerle şahava Tlyatrosunda tertiblenen büyük likeve şu sırada atılmak îstemekonser dün gece verlimıştır. Butun ta. kalaşıyor, sahici bal'kçılaıa da ysrmislerdir İran komünistleri, Genenınmış ses ve saz sanatkârlarımızın dım ediyoruz. Ağları dolaştı mı ral Zahidin'n siddetli bir komünist Utlrak »ttıkleri bu konserde seçkin bir çözüyor, boş ağlara <IÎ iri ial<klar davetli kütlesl hazır bulunmujtur. Sa. alpyhtarı ol^ucunu da bilmemezlıkDenU'It natkârlarımızın hazırladıkları ve tak. doldurduğumuz oluyor. ten gelemezlerdi dim ettikierl zengin program bılhassa dibi herkesten evvel onlaiın değ'l Şahrn geri dönmesi, tran hükubuyük bir alaka ile taklb edllmlş, da. mi? Balıkçılar denizin bu kadpr vetlilerin umum! takdirlerim kazanmıs. metinin General Zahidi tarafından koc» tır. Konserden sonra çeşidli atraksi. kahrını çeksinler, bİ2 koca kunılması üzerine bir çok Avrupa gibi, yonlar gece geç vakte kadar devam et. bahkları elimizle kovınuşuz başkentlerinde, bu petrol memlemiştir. armud gibi devşirelim. Doarrı=u ketinin veniden Batıya yanaşa'ağı nsanın gönlü razı Oİmuyor Snhıci yolunda tefsirler yapılmasma yol KÜÇÜK HABEULER bahkçılara çok yardl.il ediyirm: açmıştır. ama şu amatdrler yos mu?. Geçen General Zahidinin hayatı, nöyle •ir WILLIAM Horan adlı Amerlkalı gün bunlardan bir tanpsine rsstlabir senator teıklklerde bulunmak uzere bir tefsir yapılmasına. önceden müdık.. Ömürdü!. Poyraz köye gidedün gece uçakla ;ehrimlze getml|tir. talea yürütülmesine imkân vermi# YUNAN bandırall .Sıklodes. va. im dedik. Takımı takhv?tı sandayor. puru dun şehrımize saat 19.30 da 70 a doldurduk. Deniz dut yemis hülyolcu getırm:ştir. Gemi tstanbuldan da Bundan altmış sene evvel İsfafctr miktar \olcu alarak saat 22.30 da bül gibi idi. Bir çırpıda vard:k H P hanın şimalinde Hemadan şelv'nPıreye h reket ettnşHlr nüz sabah oluyordu. Povraz köyün de zengin bir babadan dogan ZahiBE" KfeZ Derl ve Kundur» fabri. o tadına doyum olmıvan sırt'ıııdi. Tahranda darbei hükumet yakası yapı kooperatıfı tarafından inşa tırmandık. Kmalı ba'uk aSları parak idareyi ele alıp Pehlevi haettırilecek olan 89 isçl evinin temeli, bugtln torenle atılacaktır. nedanını kuran Rıza Şahın •jrduiuna girmiş. subay olmuş, bir ara T U N A İ L K E ft AĞUSTOS 23 ZİLHİCCE 13 da Pariıte talebe olarak bulunmuşile tur. Kıdemli topçu üsteğmeni tkinci Cihan Harbine kadar Za! HAKK1 ŞENYLVA O ! hidi. tran ordusunda rütbe almış, u Nişanlandılar. bilhaKa kuzey eyaletlerinde komüİleri gelen V. s.ıs 2.16 16.02 18.57 10.371 3 27 Bostancı 22 8 953 nirt yuvalannın bastınlmasında çorap mağazalannda arayınız. Biühim rol oynamış ve böylelikle E 110.20 5.19 9 05 12 00 1 39 s.sg kiiillarm da ıkara listesine) geç =haberleri PAZAR KONUSMALARI ÎÎEM NALINA M1HINA Türkiyede hava yokuluğu artıyor Ak. Alo.. Burası deniz dibi Ganım İstanbul! na bir seyahatten sonra, tstanbula dönmüş bulu nuyorum. Bir hafta Mal tada, Uç gün He Naocııde kalduıı. Her İki şcblrde de sıcaktan bunal^ım. Halbuki Maitan'n en f.n.ak günleri değilmiş. Ad?mn üç ekfi|lnden biri orman, dlğeri de Hemiryolu olmayışıdır. Fakat asfalt yolîar, bu Ikinci eksiği tamamlıycr. Üçüncü eksik daha mühim. Adada nehlr ve dere diye bir şey yoktnr. Binaenaleyh bol su da yoktur. Yağ mur sulannm toplandığı samıçlardan ve kuyulardan istifade ediyorlar. Adanın eski merkezi olan ve hâlâ vaktile Arablann taktıklan Medine isminl muhafaza eden ı«ehirdeki bir kaynaktan başka hiç bir yerde içme su>u yok. Otelde yıkandtğımız sudan içmek mecburiyetinde kalıyorduk. Bu su daima ılık. hafif klor kokulu, hemen hemen bizim kuyu sularunıza yakuı kaba bir lezzettedir. Buzlu oldukça İyi kötii içilebillyorsa da. ılık iken içilir şey defril. Bedri Rahmi Eyüboğîu Moskova Büyük Elçimiz geldl olan kurfunlu likelemiz her şey tamam. Cup;. Bo|a«n; rengini henüz reuamlann bllmedigi «ularına Denizin dibi ayna mı ayna, Kıtmir dört bef metre yambatımda. Birden bizim Kıtmlr yanına bir transatlan tik demiri dÜşmUf gibi ttlifla yerinden fırlıyor: Duydun mu, diyor! Eyvallah.. duydum duydum.. gene o plâk, gene heryer karanlık plftgı. Peki burada bunvın ne i|l var? Denizin ortannda, denizin dibinde de rahat yok mu? Yavaş yava| tuyun yütüne çıkıyoruı. Ne görsek beğenlrjln. Bir amatör bahkçı. Blr yandan çapari yapıyor, bir yandan da pllli mf zilli mi ne bileyim ben radyosunu açmif, 10nuna kadar tabll.. radyoda her yer karanlık çalıyor!... KUçük bey, bahk tutarken ilU de müzikle tutacak mtf, aşajı idare etmiyor zâhlr!.. Ah şu bir tasta iki kus vurmaktan hoşlananlar yok mu? Kıtmir: Gel şu adama bir oyun edelim, diyor Çarçabuk karaladıjı bür kaç satın görteriyor: Bizler, Boğaziçinden geçen ctimle balıklar, meyhane mu: Cl&lk sinden nefret ediyoruz. Kİ Türk musikisine eyvallah. Köy tür küleri de hoşumuza gidiyor ama şu uydurma meyhane musikisi yok ı? Tepemizin üstünde bunlan Şlşle yaralama Hürrlyetl tb«dly« tepcsl Bulgar hastanesl civarındakl gecekondular 0. nunde bir hâdlse cereyan etmis ve kav. gaeıları ayırmak lftlyen bir jahı» bı çakla yaralanmııtır. Gecckondular önunde F*rlk6ylü arab Yavuz hüviyetl meçhul lahıslarU kav. gaya tutuşmuştur. Bu 81rada o civarda oturan Muhiddin araya glrip ayırmak istemıştlr. Bu mudahaleye finlrlenen arab Yavuz ( 1 | Ue Muhlddlnl «ırtından yaralarr.ıgtır. Y»rıh ledavi «ltına alıruım v t Ya. vuz yakalanarak hakkında taklbata ge. (Umlıtir. Henuz hUvtyetl teablt edllemlyen dl. ğer kavgacılann aranmasına başlan. mi|tır. 1 I çalmağa devam edenenlı, htli o I her yer karanlığı bir daha duyarsak, site nerenin daha karanlık olduğunu gölrtereceğiz... Tekrar denize dalıp adamln çapansına bu mektubu taktık. *** Allo allo, buralı deniz dibi, maMİlardaki, cennetlerdeki bahçeler gibi. Denizin dibinden telefon edillr mi? Biz denizin üstünde doğru dürüst telefon edemiyoruz. Yook catnm, ne telefonu, fakat denizin dlbl o kadar güzel ki insanı derhal blr matal dünyasına sürüklüyor. Iş bir defa maıala blndl mi, denizin dibinde nlçln telefon edilme»in? Bıçakrfl yaralama Fatlhte Tüna apartımanı klracıların. dan Ferruh ile Sezal dun bir mesele. den dolayı munakMaya baflamışlardır. Münakaja s ı r u ı n d a Ferruh Sezalyl tırtından bıçakl» yaralamıjtır. Yaralı CerrahpMa hsıUnesln* yatırılmıı Ter. ruh hakkında taklbata başlanmıstır, r ı\ 1 a > • ]l Henüz telefonlutunu, oksijen tüp lüsünü gSrmedlm ama, bunların Maltanın rütuhetll sıcağında hol hepsini müjdeliyen çok sade bir bol ter döktUğümüz İçin her an denizaltt takımı gdrdüm. Bununla smayord.uk. O zaman gclsln buzlu daldım Denizin dibini bütün» heyknkakola, limonlu, portaknllı, r.en betile gördüm. Gayet basit bir accfilli gazozlarile tngillzlerin «tolet: Kocaman bir gözlüğü var. Bünlk votem, dkinin» dcdlklcri hir tün keramet bu gözlükte zaten. iki nevl gazoziar veya hararet kescr gözü ve bumu içerisine alan, tt | hulyasile bira, viski gibi alkollü ve rafındaki ltıtlk çerçeve ile İçeri su alkobüz içkiler. Yemeklerde Fran•ızdırmıyan blr g8tlük. Bildiğimiz aız ve ttalyan maden suları Imdakalınca bir camdan. Bunu takıp dımıza yetişiyordu. Bu maden «udenizin içine bir baktınız mı deniz lannın da soğuk olmadıkça içilir dibinin tiryakisi olmak işten değil. şey olmadığım geceleri ter içinrîe Bası suyun altına sokup rahatça ve hararetten yanarak uyanıp da yflzmek için de çok sade bir a'et içtiğim zaman anlıyordum. Maltabulmuşlar: Bir acu aftızs alman oda kaldığun miiddetçe hep tstantuz, kırk santim boyuntla haönlitbulumuzun memba sularına hasrrt ten yapılmış olacak, Uc, dört sançektim, Adayı dolaşırkcn de Maltim kutrunda <str boru. Ju b,>ru tanın insanı başka tiirlii yaksn sayesinde baş ieniiın içine daldığı . , . , , ?uneşınden ve rutubetlı sıcağından laman gayet rahat nefes alıvorsu , J,. . „ . ,. & bi esen serin Bogazın g gene has . ,. . ç . • bunaldıkça da rüzgânnı lımonata gi g lçerisinde oksljen tdpleri kullanlnuz Bunun yenne, bir sırt çantssı K . l anıyor. ve . . . retle anyordum. yorlarmıs. O zaman denizin dibiUçak gemisinde durmadan Islene Inmek. kurşun Iskem'.eye oturmak, orada rahat rahat avlanmak yen vantilâtörlere ve fan denilcn havalandırma tertlbatına ra£men mümkün oluyormuş. Benim gördüğüm deniz tüfeği iki fınn gibi sıcak olan kamaramda, salonlarında metre uzunluğunda, tüfek namlu yemek ve istirahat •undan biraz kalın bir alilminyom bunaldıkça güverteye tırmanıp seboru... İçeriainde çok kuvvetll bir rinliyordum; fakat Maltanın denizden esen ılık rilzgân keslldlgi yay tcrtibatı var. Zenberek gibi bir maB< serinlemeyTde" imkâ'n yoktu. sey. Bahğı şişleyen ok, bu lamlu j S o ^ k s e y l e ı . i ç t i k ç e d e e n e z k ü p ü ç nun ucundan içeri bastınlıvor. Ku <••••ruluyor. Okun dibinde bir sicim gibl terliyorduk. Nihayet biitün bir gün beklediçiğ var Sicim tüfeğe bağlı. Ok balığa | m i z "Q^'e ^ " g â z a Vüzuîden11 hir h l d bi n değer değmez, çantada demektir. tUrlü kalkamıyan uçafea ertesi gün çfe i îpi çekip balıgı alıyorsunuz. blndik. Günesie dtıra dura kızmış Ha.. Bir de ayaklara takılan ba , olan B.E.A. İngiliz Havayolları ul BEA İ i l i let denilen Brdek ayağı biçimlnde ca&ında blr defa daha bol bol ter lâstik pabuclan var. Bunlar da deni döktükten sonra göklerde serinliğe zin dibinde bir kaç ayak hareketile kavuştıık. kolayca ilerlemeyi sağlıvorlar. Öğleden biraz sonra Napoli hava îşin bu taraft masal değil, haki meydanına vardığunu zaman. Malkat. Suadiyede bir arkadaş bun tadakini andır;ın bir sıcak!d karşılarla günde beş, altı tane kocaman laşfık. Yolcuları şehre götüren obalık avlıyor. Gözümle gördüm. O tobüs de kızgın bir fınn gibiydi. kadar kolaylrkla, o kedar kocaman Tekrar kan ter Içinde kıılarak schbftlıklanft ' vurulduftunu eöıümle re indik. Oteller doln idi: iie s«görmesem kolay kolay lnanamaz kadaş güçlüklc blr otelde oda buldın». " " • " • "''^ ' <fuk. Odalarımızda vaıılilAlrir ynk; Yüzme bllmiyen blr kimse biie Ilmanın hemen arkasımlaki miınbu lletlerle omuzlarına kadar ge hat kısımda İÜÜ rüzgârdan eser vnk. len bir suda avlanabilir. Yalnız ba Geceleri pcncereyi açıncn salıaha (înızı denize sokacak ve küçük hor kadar durmadan cnddeHen geçen tumdan nefes alaoaksınız. Lâsîikli nakil vasıtalannın, hilhusoı kocagözlük, denizin dibini size akılları man tramvaylann cehcnnemî jrürül durduran bir aydınlık içerisinde tiisiindcn uyumaya imkân olnıugösterecek. Bu gözlük bizim balık yordu. çıların deniz dibini seyretmek için Napolinin Maltaya nazaran bilkullandıklan dibine cam döşenmis yük bir listünlüğü vardı ki o da tenekelerin daha ileri gitmişi.. adi suyunun bol ve tatlı olrmsıydı. bir cam parçası ama bize bütün hir Musluğu açıp hir miiddet akıtınca alem bağışlıyor. Bugüne kadar yal su soğuk akıyordu. Şehre hâkim nız kabugunu gördüğümüz bir nıty tcpelere çıkmadıkça sıcak Maltavanın bir bıçokta içini, ortasını, çe dakinden farksızdı. Napolide de kirdeğini görüyoruz. Deniz diyınce üç gün, iiç gece bir hayli yandık. artık aklımıza bir harita maviliği Fransadaki bitip tükenmek bilmcz degil. etile, kemiğile, kütür kütür grevlerden dolayı 4 saatlik hir gebir derinlik gelecek. cikme He gelen Ankara vapuruna Fotograf >nakinesinin, sinemanın girince llk işimiz, sevırili Istanbumüthiş gözleri çoktan bu deriniige lumuzun ha^retini çektiğimiz mem daldı. Oradan bize kimbilir iaha. ba sularını kana kana içmek oldu. ne yaman renklar ne müthiş biçimÜç günlük rahat seyahatten sonler çıkaracak. Aslımızm su. nesii ra akşamiistü Istanbula vardıçımız mizln balık olduğunu ileri sürenle i zaman Bogazın tatlı rüzgârı ile cirin kulakları çınlasınI ğerlerimizi şişirmek. vücudlerimizi toprTâm ü«tünü kan» *arış | serinletniek doyulmaz bir zevk teşbölenler, dilim dilim dilenler!.. Su j] etti. da ıslrnmıyuı arşmlar, paslanmıysn | Canım istanbul. blr çok medenî metreler iead edln. Denizin dibinde,' ekslklerlne, kusurlanna raçmen denize nazlr çok güzel arsalar var!. sen, manzaran ve âbı havan ile eşBen Kızkulesinin dibine fitim ıma siz bir şehirsin; Allah bizlere seorayı kimbilir kaça satarlar: Bizım nin haaretini çektirmesin. gibi dar gehrlilere belki Pendık açıklannda birer gecekonduluk deniz dibi ayınrlar!.. r CürnHuriy«t'in EDCBÎ TEFRİKASI Şimdi burada, bir şirkette liâlettayin bir memurdu. Bütün Utikbali körlenmişti. Artık hayat ona bomboş görünüyordu. V« onun düşüncesini daha acı, daha korkunç yspan şey, bu boş hayatı yaşamak için sarfetmeğe mecbur olduğu muazzam gayretlerdi. Bu mütevazi evin ihtiyaclarını temin etmek, evlâdını istediği gibi yetiatirip tahsil ettirmek .. Bütün bunlsr İçin her gün didinmek lâzımdı: Sabahtan geceye kadar. Bir zil sesile kendine gelirdi. Bilirdi: Bu, geno dostu Nebil beydi. Alt katta, apartımanın 1 numarasmda otururdu. Akşam yemeklerinden sonra arasıra çıkıp onları ziyaret ederdi. Feyza, babasından evvel davranarak yerinden fırlar, kapıyı açardı. Oh! Dışarıd?n gelen bira» lerln rüzgârla beraber, bu mlsaflr sankf odanın havaaıru tazeierdi. VI Klztm beyle kıtının ohırdukları küçük apartımana Feytanm tey,elerlle dayısı ve yengesi, çok seyrek, ancak bayramdan bayrama ve pek müstesna fırsatlârda gelirlerdi. Oranin devamlı olarak yalnız lkl ziyaretçisi vardı: Rabia hala ile Nebil bey. Rabla hanım, Kâzım beyin teyzezadesi idi. O zaman kaç yaşınday* dı? Kimbilir! Bunu söylemek blraî güçtü. Yaşı belli olmıyan ufak tefek, kurumuı bir kadındı. Modaya uymıyân uzun esvabîar glyerdl. Daima aynı biçimde kahverengi bir yeldirmesi vardı. Carşafim kaşlannın 0«* tünden sıkarak arkaya bağlar, küçük, siyah topuzlU lğnelerle iliştirırdi. Kaç tane iğne, Yârabbi! O basını açarken Feyıa bunu mtrak «dir, fakat daima sayısını şaşırırdı. Örtünün altından toluk siyth taçlar meylana çıkardı İki yanında ve önünde gene nftmüttnahl (irketelerlt tutlurulmu» küçük tskma buklecikier. Sonraları, herkesten daha geç. o da 8ipk» giymege başladl. Fakat bu, külâhla hotoz arsaı u kadar acalb blr »•rpu|tu ki hayretle teyretmemeğe irrkân yoktu. Duman rengi kalın çorablan vardı. Papu$larım n e r ı d u »lırdı acaba? Feyzaya onların eşini hiç blr dükkânda bulmak kabil değil gibi gelirdi. Zayıf, İçine çökmüş göğsünün tam ortasına bir elmas takardı. Bu, her halde, annesinden kalma bir seydi: Kocaman, |ekil»iz blr dal üstunde fersi* bir kaç taş. İnce bir altın kordon, boynunun etrafında dolanır, dolanır, »onra onünden sarkardı. Parmağından da roza yüzüğü eksik olmazdı. Rabia hanım hiç evlenmemişti. Ebeveyni çoKtan ölmüştü. «S. eşrafından âlim ve dlndar bir adam olan babasından, memlekette bir çiftlik ile iki »v kalmi|tl. İhtiyar kız onların gelirilt geçinirdi. Arasıra ortadan kaybolur, mallarının başında bulunmak için «S» e gider, bir müddat orada kalırdı. Sonra, bir gün, birdenbire, gene üstünde yazsa ipekliden, kışsa yünlüden, 0 daimi kahverengi mantoıu, garib şapkasile, koltuğunda bir pâket, çıkagelirdl Paketta aeaib yiyecekler vardı: Bir küçük kutu bulama, dut kuruau, cevlzli aucuk, erik pesüli... Feyza bunlara bayılırdı. Rabia halanın ince ve hassas bir ruhu vardı. Onun, birlslni canını vçrircpBİne ievmesi için •akrabandır» demek kftfi idi: «Bir haftadır aklım ba|imd( değildl. Vetile hanım zatürrie oldu. Neyse, hamdolsun dün ateşl dUttü dı biraz rahatladım.> Kâzım bey, bu Vesile hanımın kim olduğunu sorduğu vakit, evvllft hayretle gözlerlni açar, Sonra âdeta Aiarlardı: Bllrneı miılnlz? Nasıl olur?! Bizim anneannemizle onun babaannesi kardeı çocuklarıdır. Akrabarnızdır!» Kendl alleti olmıyan bu ihtiyar kız için, usak, yakın, herhangi bir sıhriyetle bağlı olduğu bütün insanlar; eski komşular, baba dostları, hepll yakınlarıydı. Onların aleyhinde söylemez ve söyletmetdi. Onları müdafaa ederken burnu bir horoz Ibiği gibi kızarır, boynunun damarları liter, öyle tuhaf bir hal alırdı H, sırf Rabia hanımı kızdırm^k için K4zun bey bazan üçüncü derecede bir kuzenleri için: «Aptalın biridir», yahud «o çirkin adamın oğlu mu?> diye takılırdı. O zaman zavallı kadın, yarım saat parçalana parçalana konuşarak, aptalın akıllı, çirkinin güzel olduğunu isbta çalışırdl. Bir taraftan da mütemadiyen elindeki bir mendille ağzını silerdi. Bu, bir nevi «tik» idi. Maamafih, onun başka garib itiyadbrı da vaıdı: Kapımn eşiğini muhakkak sağ ayağını atarak geçer, koltukta rahat etmediğini söyliyerek oturmak !çln tahta sandalya i>terdi. Sonra, beîki hiç bir işi, kimsesi. beklediği olmadığından, onda zaman mefhumu da yoktu. Münasebetsiz vakitlerde ziyaretljr yspardı. Sabahları çok erken kalktığı için meselâ 8, ona günün ortası gibi gelirdi. Özlediğl ahbablarmdan birini o saatte görmeğe gider, ev halkını yatakta bulunca hayretler içinde kalırdı. Feyza, Rabia hslayi biraz acait bulmakla beraber pek severdi. Kâzım beyin evinin ikinci ziyaıetçisi alt kat komşulan Nebil beydi. Ahbablıklari, evvelâ merdivende kerşılaştıkları vakit bir selâmlaşma şonra hal ve hatır sorma ile başlamış, yavaş yavaş dostluğa inkılâb etrrllşti. Nebil bey, Feyzamn babasmdsn 10 yaş kedar küçüktü. O zamanlar henüz gene olmasına rağmen. ciddi V2 olgun düçünceli bir adamdı. Kumar oynamaz, içki içmez. çapkırhk etmTzdı. Fakat onun korkunç bir lptilâsı vardı: Koleksiyor.cu idi Sant e^erleri kole1:siyonu yapardı. 1 Ah, o bu ihtirasına neler feda etmezdi Bir teblo u | r u n a paltosunu yeniliyemez, bir çeşmbülbül lâlcdanlık için eski papuçlarla gezer, veya haftalarca kendini peynir ekmek rejimine m i ı k u m pderdi. Evi deı kendisinin değ\l, koleksiyonunun yeriydi. Orası, her şeyin sanat eserlerine kurban edildiği bir mâbeddi. Onlar her yeri istilâ ederdi: Du/arları, dolabları, masa üstlerini BaZan kapılar bir heykel yüziinden açılam z, vitrin'er pencerelerin onünü kapatırdı. Fcyzanın çocukluğunda Nebil bey gene bir adamdı. Darülfünunda tarih hocası idi. Kapıcı odasındaki konuşrmlarda, onun pek yakışıklı, fakat kibirli olduğu, ve kadınlara ehemmiyet vermediği söylenirdi. 3 n.ım^ralaki güzel sanşın ona beyhude en lâtif tebessümü ile gülümserdi. Köşebaşındaki pembe konağın küçük hanımı boş yere penceresinden onun yolunu beklerdi (Arkası vaı) No 23 Ağustos »53 pazar Yemekten sonra babası, gazetesini, veya bir kitab okurdu. Feyza bir deste iskambil kâğıdı ile oynardı. Yalnız yasamağa alışmış çocuklar, küçüklerin o sonsuî hayal kudretile kendilerine gurültülü eğlenceleı bulurlar İ$te, dört tane papaz kâğıdi.e kurulmuş bir kulübe. Sonra, köşelere birer tane daha dayıyarak bu gittikçe büyür, saray olurdu. Şimdi »ıra ikinci kata geldi. Şunlar duvarlan. Burası kapısı. Bu da dornı. Baba, bak, ne güzel... Birden bütün bina dağılırdı. Küçük kız, sabırla. yeniden mİmarhk işine başlarken, Kâzım bey kartnlık düşüncelere dalardı. Acaba yıkılar kendi evini mi hatırlardı? Gözleri piyanonun üstünrieki karısının resmine takılırdı. İlk e v lendikleri vakit. İzmirde ne kadar mesuddular! O zaman o, Istikbali parlak bir müikiye memuru idi. Yanın.da sevdlği kadınla, fttiye güveniyordu. Bazan: Fakat Mıhiban, derdi; sen nazlı bir istanbul kızıaın. Yarın beni Ccra bir vilâyete tayin ederlerse nasıl gidersin? Babam B . valisi iken biz de iki sene kadar orada kalmıgtık Yani Anadoluda yasamağa alışığım Ama, «B» den çok fena yerler var. Gene kadın, kendine mahsus hoş bir eda ile omuzlarını silkerdi: Beraber olduktan sonra ne çıkar? Karısının ölümünden bir kaç av sonra Kâzım beyi hakikBten uzaV bir yere tayin etmişlerdi. Fakat artık beraber değıldiler: Gitmemişti 2 yaşındaki annesiz çocuğu ademakıllı doktoru biie olmıyan bu şehre götürmeğe cesaret edememişti: «Oraria çıban var, trahom var» demijlerdi. Korkmüştu. Bir taraftan kayinvalidesi de: «Istanbula gelln. Feyza bizim yakınımızda olursa daha iyi bakılır» diye mektublar yağdınyordu. İstifa etmi^ti.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle