18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
MAU MAUlari?. • •Jehşei geceleri divorında Elde silâh viski ve yenen yemek •Evini, Thompson Falls'ın hemen Katledildl, dedi. yakınına, kendi elile inşa etmiştl. Sonra, vitese bastı. Çok güzel bir tahta kullanmış. saBin metre kadar yükselmiştık. d* ve zarif bir bina kurmuştu. Manzara genişliyor, mütemadiyen Yabani orman, daha onun bahçe yeni yeni muhteşem tablolar hasinden başhyordu. Bu ulu ağacla linde gözler önüne seriliyordu. Der nn. bu çiçek bolluğunun, bu sar ken. bir Avrupalı evini kuşatan gerr.asık hevenklerinin karşısmda niş ve yüksek, madenî bir çit 4örhvranlığımı belirtmekten kendimi dük. Kapının önünde bizi bir adam karsıladı. Hantal yapıh, hantal yüz alJıTi^dım. İskoçyalı mühendis: Evet. dedi. gündüzleri şairane lü bir adamdı. Ayağında keten bir <3:r. Hattâ bir gün, bahçemde bir pantalon, sırtında bir flânel gömfi' bile buldum . Fakat şu sırada, lek, başında eski bir şapka ^ardı. Bütün bu giyim eşyasının hepsi gereleyinv.. Sonra bana bir levha tasvir etti harikulâde eski ve kirli idi. Ada•ki tüyler ürpertici bir şeydi. Mü mın kendisi de belki yetmişlik vsr h'ndis, ortalık karanncaya kadar, | dı. Fakat gözleri, çakmak çakmakçetin işlerinra başında bulunuyor ü. du. Eve döndüğü zaman, binaya Bana, geniş bir bina olan »vini ormanın karaltllan çökmüş bulu j gezdirdi, bakımlı bahçesini gösternuyordu. Kapısını bacasını sımsıkı di; sonra. kale duvan gibi gerisine kilidüyor, uşağına, yemeği hazırla çekilip banndığı çitin öte taraiınmasını emrediyordu. Uşak, sofrnya daki arazisini, övünerek uza^tan ne zaman yemek getirse, efendisiişaret etti: nin tabancasııu kendisine çevrilmiş Buğday tarlası, dedi. görüyordu. Mühendis, bunu anlatırİngiltereden ayrılah çok mu olken: duğunu sordum. Etinden et kopar KendilerLni bekliyen akıbeti mışım gibi bağırdı: bilmeleri lâzım, diyordu. îngiltere mi? dedi. Ben îngiiiz Yemekten sonra. uşak kendi kulübesine gidiyor, açık kalan son degilim. Boersier harbi devam etkapı da kilidleniyordu. Sonra, tah tiği müddetçe onlara silâh Atmi} ta kaplama'ardan içeriye. yaprak bir adamım ben! hışırtılanndan, hayvan böğürtüleZihnimde çabucak bir hesab ysp rinden, hattâ belki de insan esle tım. Bu adam o tarihte olsa olsa rinden mürekkeb acayib gürültü oa iki, on üç yaşında bir çocuk oler sızmağa bajhyordu. Bu gürül labilirdi. Fakat o sırada. daha kütüler çok yakından geliyordu. Mü cük yaşta çocuklann bile silâh hendis, eline bir kitab alıyor, osu kullanmış. olduklannı hatırladımmağa başhyordu. Rövolverini d.zBu adam, Boersler harbinden lerinin ustiine koyuyordu. Koltu sonra, Transvalden, öküz arabasile ğun kenannda da bir başka •öi'ol eelmişti. Önce, cenub Afrikahlarm ver. duruyordu. Bir kadeh viski içi çoğu gibi o da El Doret yaylasma yor, bir tane daha içiyordu. Lâkin yerleşmişü. Fakat 1930 da, Victoria hic bir zaman üçüncü bir kadeh iç çölü civannda, Kakamiga'da altın mıyordu. Bir İskoçyalı için en bü kesfedilmişti. Altma hücum eden yük felâket. visklsini öUü ile iç kafile arasında, o da vardı. Birçokrr.ektir, Jiyordu. Ne çare ki, aklı lan hayal sukuruna uğradılar. Fab?şında bulunmak mecburiyeti kat o inad etti. sebat etti, beş sene vardı. Gece, böylece. fısıldaşan ya çahşb, nihayet küçük bir damar bani ormanın seslerile karışık, geç buldu. Şimdi sahib bulunduğu nrajneğp başlıyordu. İskoçyaiı hep te ziyi, işte o damar sayesinde kazantik üstünde oturuvcrdu. Sonra, şa dığı para ile satın almışü. fak sökerken yatıyor, bir kaç saat Adam başını sallıyarak: uyku uyuyordu. Afrikanın en güzel toorağı, diyordu; hem de şimdiye kadar *** İskoçyalı mühendis, yumruklarım Kenyada tesadüf ettiğ.m, bu ıeviden biricik toprak. sıkarak: Kafası köy'.ü kafasıydı. hakikî Bütün bunlar, dedi, bir *aç yüz zeneinin. ellerindeki pangalar köylü kafasıyiı. dünyanın bütün la. îngiltere İmparatorluğunu susa kövlülerinin H gibi... diırduran bir kaç yüz zencinin yüKansı onun bu sözlerini *asdik züiden. Bunu :tiraf etmeliyiz, bu ediyordu. O da cenub Afrikslı, şişhakikatin ta kendisidir. man, süolü k«v\'Ptli. .bsbavani. r a Mühendis, Londra . hük(imetlne lmavak bir kıdındı. O da halis tızun uzun söğdü. Or.un kanaatin muhlis köylü idi. ce, zaai, cehalet ve budalşlıkyüİki oğlan ^ocuklan vardı. Onlar ründen. bu vaziyete sebeb olan bu 8â yâlınayafc'tıJaf. Tâlcat oıihnn hükumetti. benizleri soluk bakışları endiş'»liy Kikuyu'lardan nefret ederim, di. Zinrire bağlı yırtıeı köpekler, fakat bir noktada. onlar hakkında binanın etrafmı kuşatan .üemir ki kanaatirade yanıldığmu itiraf et mânia, bab^'Tinm elind^n hig Jüsm^liyim. Bu adamlar. daha doğrusu miven tüfek orlsn korkuruyordu. MauMau'lar kahpe insanlar değil. Bazı geceler sabaha kadar uyku Gerci menfur şekilde adam öldürü uyuyamıyoTİardı. yorlar, fakat ölmesini biliyorlar. Bir çün. bir komş.umla beraber, at Iskoçvalının ksmvonu bizi daha ertmda, ormanda, devriye geziyordum. İki MauMau yakaladık. Bir vükseklere çıkardı. 3000 metre yutanesi kaçmağa muvaffak oldu. Fa kanda. füsunlu bir böleeve *esadüf kat ötekine attığım kurşun kamına ettim. Orada. istiva hattı jüneşi saplandı. Gebermek üzere idi. Üs pırıldıyordu, hava saf ve serindi. tüne doğru iğüdim. Son nefesini Her bir yeşil, taze, pml pın'.dj. verirken, hırüb arasında gunlan Buğday başaklan arasmda Afrika çiçekleri açıyordu. Tepelerde. her söyledi: Avrupahlar beni yendiler... çeşid ağac vardı. Aşağıda, tâ detinVızgelir... Afrika yakmda onlardan lerde, rüya sanılacak kadar uzaklarda, ucs\ız bucaksız Rift vadisi kurtulacak... ;a'}aa saçıyordu. Evet, böyle söyledi. Orada sarmaşıklarla, hanımelleİskoçyalı bir küfür savurdu, sonra beni, Thompson Falls'a tepeden rile kuşatıİTiış .şipşirin, Ingiliz tipi bakan yaylalarda çiftçilik eden ah j bir köşk vardı. Köşkte, hududsuz denflecek deıecede geniş topraklap?b'anna götürdü. Dik' bir bayırdan çıkıyorduk. nn sahibleri oturuyorlardı. Bunlar Yo!, tekerlek izlerile, koca koca yetmiş beş yaşmda ihtiyar bir geoyuklarla dolu idi, üstelik kaygan neralle. seksen yaşmdaki kızkardeşiydi. İki kardeş, Kraliçe Victoria dı da. çünkü yağmur yağmış, <ırdevrinin modası geçmiş, fakat zanuzı topralan vıcık çamur haline rif hayat tarzmı ya?ıyorlardı. getirmişti. Fakat yirmi yedi senedir Davarlan harikulâde idi. Her seAfrikada yaşamış olan mühendis, kamyonu sürerken bu ânzalara hiç ne, İngiltereden, tıçakla, mükâfat kulak asmıyordu. Yalnız bir <e^e, kszanmış boğalar gelivor. Msvcud patikaların birleşerek dörtyol ağzı sürüyü çoğaitıyordu. MauMau'lar teşkil ettiği noktada durdu. Bu yüzünden bütün Kikuyu'lar çiftnoktada. tahtadan oklar vardı, ü likten ayrıldıklan içm, sürülîri, zerlerinde\ cepeçevre «trafta çift çok çetin muharibler olan Samlikleri bulunan Avrupalılann isim burn kabilesine mensub göçebe çoleri yazılıydı. Mühendis, bana ounT banlar bekliyordu. (Arkası var) lardan birini gösterdi: Meiklejohn. Vazan. JOSEPH KESSEL I GÜNÜN MEVZULARI f 1 Sefıir c c içileıt =haberleri Turizm ettdüstrisinin kurulması Tanzim satış nagazaları Cumartesi günü Ankaraya gidecek bir Belediye heyeti mağazalann açılması için hükumetten yardım istiyecek Vali ve Belediye Reısi Prof. Gökay, tanzim satışlan hakkmda şunları söylemiştir: «Bu sabah bir gazete tanzim tatışlarının gevşedigini yazmıştır. Yapılmak istenilen satış boykotu karşısında seri ve âcil tedbir'erie başlanılan tanzim satışları RÜnden güne esaslı olarak teçkilâtlandırılma yolundadır. Tanzim satış mağazahn yolunda hazırlanmaktayız. Bu cumartesi bir heyet halinde Ankaraya gidiyoruz. Hükumet bize yardım etmektedir ve yardımlannda devam edecektir. Bu güzel işi baltalamak için vukubulan çahşmalara bütün gayretimizle mukavemet edecegiz. Basınımızın bizimle görüşmeaen her işittiklerini yazmamalarım rica ederim. Bu iş muvaffak olmazsa kâr edecek zümre mahduddur. Bugüne kadar bizi destekliyenîerden gene müzaheret rica ederim. Odun ve kömür tanzim saüşlan bu sene de yapüacaktır. Bu sene kok tevziine çok erken başlamış bulunuyonız.» 21 Temmuz 1953 NALINA Otobüs renkleri ve yarışları aksim Sanyer otnbüsü ile Büyükdereye gidip geldiğim günler bazı hâdiselere şahid oluyorum. Bir adamcağız, yahud bir kadıncağız Belediye otobüsüne biniyor. = Bilet alırken verdiği para Halk otobüslerine mahsus bilet parasıdır. Biletçi 10 veya 15 kuruş daha isteyince bir münakaşadır başlıyor. Yolcu, biletçinin fazla para almak ve kendisini aldatmak istediğini sanıyor; biletçiye çıkışıyor: «Sabahleyin veya bir gün evvel bindigim otobüse şu kadar para verdim» diyor, üstelik yemini de bastınyor. Biletçi ısrar ediyor, yolcu ısrar ediyor. Biletçi ya yolcuyu indiriyor; yahud da fiat farkmı bilen yolcuların müdahalesi ile yolcu söylene söylene parayı veriyor. Geçen gün İstanbullu olmadığmı sandığun fakir bir yolcu, 27 kuruş verdi, biletçi 35 kuruş istedi. Yolcu vermek istemedi. Benim yanıma oturduğu için kendisine mcseleyi izah etmeğe çalıştım. San= kırmızı otobüslerin Belediyeye aid olduğunu ve bunlara ötekilerden daha fazla para vermek icab ettiğini anlattun. Adamcağız, sabahleyin bindiği sarıkırmızı otobüse de 27 kuruş verdiğini söyledi. Hakikaten bazı Halk otobüsleri de Belediye otobüslerile aynı renkledir. Belediye, Halk otobüslerinin Belediyeninkilerle aynı renkte olmamalarmı temin edemez mi? Halk otobüsleri sahiblerile anlaşarak bumt sağlamak mümkündür, «nınra. Taksim Sanyer hattında Halk otobüsleri Belediye otobüsleri nden daima daha evvel hareket ediyor, yolcu almak İçin de, daha ağır gi< diyorlar; tıka basa dolu nld'iklarl halde durak obnıyan yerlerde de durarak yolcu alıyorlar. Belediye otnbüsü arkadan yetişince de ona yol vermek istemiyorlar. Seferini muayyen müddet zarfında bitirmek mecburiyetinde olan Belediye otobüsü bir yerde öne geçince, arkasmdan saldırarak yarışa başlıyorlar. Boğazın bir tarafı deniz olan dar yollannda, bövle bir yanşın Allah göstennesin, bir fada ile neticelenmesi tehlikesi her zaman mevcuddur. Bu tehlikeyi önlemek ve halkın hayatmı korumak lâzımdır. Bir çarpışma, devrilme ve 6enize yuvarlanma vukua gelir de vatandaşlar ölür veya boğulurlars» son pişmanlık fayda vermez. 6 ncı Şube Müdürü Orhan Evüboğlu. ba tehlikeli oyunu önleyecek tedbirleri almalıdır. B'irbirlerine yol ver« miyen, yanşa kalkışan otobüs şoförlerinin chlivetleri alınırsa, tehlike önlenmiş olur. Sivil fi ncı şub« memurları, Belediye ve Halk otobüslerine arasıra binerek vaziyetf kontrol etmelidirler. Diğer sivil ve resmî zabıta memurlan da bu kontrolu yapabilirler. Halk da yarıs. eden otobüslerin num»ralannı alarak 6 ncı şubeye bildirmelidir. Esasen bütün otobüs şoförlen yarıs müptelâsı değildirler. Bir kaç söı diniemez ve halkın hayatma kıymet vermez otobüs soförleri ehllyetleri alınmak suretile cezalandınldığı takdirde, diğer yarışçılar da bu tehlikeli âdetlerinden vazgeçerler, çünkü maişetlerini joförliikle kazandıklan için işsiz kalmak istemezler. Orhan Evüboğlu. belki başka tedbirler de bulur. HerhaMe halkın hayatını korumak kat'Kyen lâzım dır. için gösterilen kolaylıklar r Hüsnü Sadtk Duruhal re yabancı tebaalı mütehassıs şahıslan çalıştırabilmeleridir. Bu kolaylığın gösterilmesi hakikî bir ihtiyacın ve «ı^anin icab ertirdiği zaruretten ilerî gelmektedir. Turistik müesseselere, bahşedilen diğer bir kolaylık ta oda, banyo, tedavi, yemek, içki, eğlence, duhuliye, hizmet ve nakil vasıtaları fiatlarmı serbestçe tesbit edebilmeleridir. Memleketimizde turizm endüstrisinin kolaylıkla kurulmasını temin maksadile kanun vazıı turistik müesseselerin malî ve kredi yardım sistemlerinin her ikisinden de faydalanmalannı zaruri görmüştür. Aksi takdirde. tesis maliyeti yüksek olan turizm endüstrisinin daha kuruluşta gelir kabiliyetini kaybedeceği şüphesizdir. İş bununla da kalmaz. Bu kabil yüksek maliyetli tesislerin hesablanacak amortismanları ile yüksek kıymetlerine göre alınacak vergiler işletme maliyetini daha ziyade arttırmış olur. Aynı zamanda, memlekette kurulması zaruri olan bu yeni endüstri gümrük resimlerinden ve muhtelif vergiler muaîiyetlerinden mahrum bırakılacak olursa, bundan iç ve dış turizm zarar göreceği gibi böyle bir durum turistik müesseseler için de felâketli neticeler doğurabilir. Gerek hükumet, gerek Meclis turizm grupunun teklif lâyihası gerçeklerinde belirtilen ve bazılanna temas edilen sebeblerden dolayı bu kanunla turistik müesseselerin her iki yardım sisteminden de istifade ettirilmeleri azrurî görülmüştür. 6086 numaralı Turizm Teşvik Kanunu, turistik müessese kuruculannın, sahib veya kiracılannın kredi ihtiyaçlannı karşılamak üzere, kendilerine Iller Bankasından %S faizle ve taksitle ödenmek şartile kredi yapılmasını da derpiş etmektedir. Bu maksadla, 1953 yılından itibaren her yıl bütçeden 2 milyon lira aynlmak suretile bu bankada bir fon tesis edilecegi de T Strasburg Tıb Fakültesinden bir öğrenci grupu geliyor Strasburg Üniversitesi Tıb rakülte»! Ulebelerıden 30 kijilik bir grup, bir profesör nezaretinde, bugün Batı Akdeniz »eferinden dönmekte olan, Ankara vapuru ile şehrimize gelecektir. Misafir talebeleri Istanbul Üniversitesi Tıb Fakulteıi Talebe Cemiyeti karjılsyacaktır. Zeyneb Kâmil hastanesi doğum kısmına ilâve edilecek paviyon Zeyneb Kâmil hstanesi dogum kıtmı. na İlâve edilecek paviyonun birinci kısım lnjaatı dun Belediye Dalml En. cümenl tarsfından ihale edilmijtir. tlâ. ve paviyonun kejif bedell 750.000 llra. dır. Dairelerde yaz mesai saatinin tatbikına son verildi Resml dairelerde dunden itlbaren ge. ne eski çahjma saatine dönülmüjtür. Memurlar 9 da 15 bajı yapmıjlar. ögle tatillnl müteakıb saat 17 de çalışmaya son vermijlerdir. Yaz mesai saatinln ksldınlrnası bazı memurlar tarafmdan iyi karsılanma. mıştır. Milletlerarası İdari İlimler kongresi Şehrlmizde toplanacak Milletlerarası İdarl tlimleT kongresine Yuksek Tlcaret Okulu adına okul Mudürü Nlhad Sayar V.e prcfesörlerden B. Zlhni Somus, Esad Demirer. Resad Kaynar istirak ede. ceklerdtr. Guntba jt Cerrahpaşa hastaiıeİeri susuz kalıyor Sular İdaresi İstanbul cihetine de gtınün muhtelif saatlerinde münavebe İle su vermeğe başlarr.ıstır. Fakat bu münavebe saatlerl iyl tayln edllme. mlş, meaelâ hastane iitesi olan Guraba ve Cerrahpaşa semtlerine sabahleyin »u verilmediğinden ameliyat ve tedavl işlerl aksamıstır. Gene bu yüzden Gu. rabada radyoloji tedavlsi yapılamamak* tadır. Sular İdaresi Müdürü dün bu mev. ruda kendisile görüsen bir muharrlri. mize sunları sdylemlgtl: • Guraba semtine gündüz '12 der ertesi sabaha kadar tu veriliyor. Hasta. ne Bashekimhğtne. bir ru deposu ya" pılması için şlmdiye kadar muteaddla defa müracaat ettik. Aldıran olmadı.» Yugoslav deniz ku\vetlerlne mensub «Galeb» mekteb gemljsl dün saat 18 de limanımıza gelerek Fındıklı Bnlerinde demirlemlstir. Yarbay Stavinslav Ab. rom'un komutasında bulunan gemi per. şembe gunüne kadar limanımızda kala caktır. Millf bir dava olarak ele alınmış olan turizmden memleketin h=kkile istifade ederek iktisaden alkınması için yapılacak işin bir an evvel turizm endüstrisini kurmaktan baret olduğuna şüphe yoktur. Çok şümullü ve mühim bir mevzu jTurizml Teşvik Kanunu hükümleteşkil eden bu endüstrinin kurul | rinin tatbik edilebilmesi için bazı ması ise, ancak başta otel meselesi formalitelerin tekemmül ettirilmegelmek üzere gazinolar, plâjlar, lo sine lüzum vardır. Yapılacak forkantalar, deniz ve dağ sporlan. is malitelerin başında turizm müestirahat ve eğlence yerleri ve ben seselerinin haiz olmalan gereken zerleri gibi turistik müesseselerin vasıflann ve şartların tesbit edilvücude getirilmesi veya mevcud mesi meselesi gelmektedir. Kanularının bugünün turistik ihtiyaçla j nun bu husustaki vecibesi önürma cevab verecek şekle sokulma | müzdeki ay içinde Ankarada top£1 ile kabil olabileceği malumdur. j lantıya çağınlacağını tahmin ettiEsasen, memleketimizin çeşidli ğimiz Turizm Danışma Kurulu taturistik cazibeleri sineiinde top rafından yerine getirilecek ve alılarrnş bulunması ve Marshall yar ', nan kararlar Bakanlar Kurulunca d:m plânı memleketlerine çok sa da tasdik edildikten sonra tatbikayıda Amerikalı turist gönderilme ! ta geçilecektir. si hususunda Avrupa İktisadî İşBundan başka, yerli ve yabancı birliği ldaresile Birleşik Amerika hakikî ve hükmî şahıslann kuraTicaret Bakanhğının mutabık kal caklan veya kurmuş olduklan yumış olması gibi sebebler dolayısile kanda bir kısmının isimlerini zikmemleketimizde de 1949 danberi, rettiğimiz turizm müesseselerinin turizm işlerinin programlaştınl Danışma Kurulunca tesbit edilen ması ve teşkilâtlandınlması için vasıfları ve şartlan haiz olup olmaçahsmalara başlanılmıştıı. Bu cüm dıklan keyfiyeti de kurulun teşleden olmak üzere, Birind Turizm kil edeceği Merkez Turizm KoDanışma Kurulunca 1949 da tesbit mitesi tarafından tetkik edilecek edilen esaslara göre nükumet ta ve uygun görülenlere Başbakanrafmdan hazırlanmış olan «turizm lıkça «Turizm Müessesesi Belgesi> müesseselerim tefvik» kau^ınu verilmiş olacaktır. projesi Meciise sevkedilmiş ve İşte, Turizm Hiıdüstrisini Teşvik 5647 numaralı kanun halinde 30 Kanununda yazıb malî ve kredi mart 1950 de neşredilerek yürürlü yardımlanndan turizm müesseseleğe girmişti. Fakat, o zamanki an ri sahib, kurucu ve kiracılannın layış zihniyetine göre, bu konuda faydalanabilmeleri içdn evvel eyer almış olan hükümler, turistik mirde, Turizm Müessesesi Belgemüesseselerin gerek kredi yardı sini elde etmelerine zaruret varmınd?m gerek malî yardım çerçe dır. vresine giren müsaade ve faaliyetTurizm Endüstrisini Teşvik Kalerden istenildiği gibi istifade et nununun sağladığı müthiş kolaymelerini kolaylaştıncı ve teşvik lıklardan bazılan: edici mahiyette ve yeter derecede Ellerinde Turizm Müessesesi Bel görülmemiştir. gesi bulunan yerli ve yabancı jaBu ssbebledir ki, memleketimiz hıslar kurncaklan turistik müessede turizm endüstrisinin süratle selere lüzumlu arsa, arazi ve bikurulmasını sağlayacak bir kanuna nalardan devlet, belediye ve köyihtiyaç duyulmuş ve bu maksadla lerir» ellerinde bulunanlan eğer 1950 de İkinci Turizm Danışma bunlar başka bir tarafa tahsis edilKurulu tarafından tesbit edilen memiş iseler bedellerini 20 senede yeni esaslar dairesinde hükumetin ödemek şartile satın alabileceklar«Turizm endüstrisini teşvik» ka dir. Turistik müessese sahiblerine nunu başlığı altında hazırladığı gösterilen diğer bir kolaylık da bulunduracaklan proje, mütalealan alınmak üzere, müesseselerinde ilgili bakanhklara ve bu arada personelin %15 ini geçmemek üzeMaliyeye de gönderibnişti. Maliyece mezkur projenln iki yd alıkonulmu? olması Meclisteki turizm grupunu harekete getirmiı ve Antalya mebusu muhterem Burhaneddin Onat ile 122 arkadaşı tarafmdan aynı baslıkU bir teklif lâyihaa hazırlanarak 31 «cak 1952 de Meclis Riyasetine tevdi edilmiştir. Meclisin bu memleket davasında gösterdiği haasasiyet hükumetin de dikkat nazanndan kaç mamıs. ve Maliyede iki yıl beklettirildiğine işaret ertiğimiz kanun projesi de 21 şubat 1952 de Meclis Riyasetine takdim edilmiştlr. mezkur kanunda tasrih edilmiştir. Diğer taraftan, Turizm Teşvik Kanunu ulaştırma idare müesseselerinin haklannı korumak için yalnız bilet satan veya satacak olan seyahat büro ve acentalannm faa' liyetlerini de kontrol altında bulundurmak maksadile bunlann ruhsatname almalannı mecburî tutmaktadır Turizm faaliyetlerinin inkişafmda bu seyahat büro ve acentalarının mühim rol oynadıklan ' dikkat nazara alınarak bunlann da turizm müesseseleri arasında yer ! almalanna lüzum görülmüştür. Bazı hükümlerinden »alısettiğimiz mezkur kanunun en esavh hükümlerinden biri de muh'elıf devlet daire ve müesseselerinin turizm ve turizm endüstrisi ile alâkalı hususlarda Basın Yayın \e Turizm Genel Müdürlüğü ile işbirliği yapmalaruıa dair olan noktadır. Kanunda, yapılacak ifbirliğinin esas ve şekilleri bir nizamııame ile tayin ve tesbit edilir denildiğine nazaran, bu işbirliğinin inhisarcı teşekküller kurubnak suretile mi, yoksa liberal çalışma sistemlerine göre mi yapılacağı ancak nizamname çıktıktan sonra anlaşılacaktır. Memlekette takib edilecek turizm politikasına verilecetc iftikameti bu nizamname tayin ve tesbit edeceğine göre. fikrimizce. kanunda yer alan bu hükmün ehemmiyeti ve portesi çok büyüktür. Turizm bahislerine dair tarafımızdan yazılmış olan yazılarda da belirtihniş olduğu gibi başka mem leketlerde kurulan inhisarfi teşeltküllerin iç ve dış turizm faaliyetlerinde menfi rol oynadıklan anlaşıldığı ve demokratik memleketlerde artık liberal çahşma îistemine dönüldüğü cihetle, tanzim edilecek nizamnamede her halde bu mühim noktanm dikkat nazara alınacağı kanaatindeyiz. *** 6086 numaralı Turizm Teşvik Kanunu Turizm Genel Müdürlüğüne birtakım yeni ve mühim vazii'eler tahmil etmektedir. "^îemleket çapındaki turizm işlerinin düzenle yürütülmesi için, mezkur Umum Müdürlük teşkilStının bu yeni icablara göre ayarlanması perekir. Diğer taraftan, turistik müesseselerin kredi yardımmdan tcsirli bir şekilde faydaknmaları da İller Bankasında tesis edilen kredi fonuna her yıl 5 mılyon lira ya tınhnak ..suretile 50 milyon^uk fonuh 25' fS'yertae 10 jnMa tamamlanması yerinde olur. Bundan başka. teşkil edilecek Merkez Turizm Komitesins. mühim vazifeler tahmil edildiğine göre, işlerin intizamla yürlıtülmasi bakımından, bu komitenin ber yıl değiştirilmesinde fayda vardır. TICARET TÜİftl Yugoslav mekteb gemisi geldi c KÜÇÜK HAŞERLER^ * BELEDİYE Saglık İjleri için 4 aded hasta naklyıe otomobıli satın alınmış. tır. * GENC ve çalıskan doktorlarımız. dan Fatih Belediye Tabibi Dr. Haldun Saracoğlu Bakırköy Belediye Baştabib. liğine naklen ve terftan tayin olun. muştur. Meclisin muhtelif komisyonlarında esaslı bir tetkike tâbi tutulan bu iki teklif biriestin'ierpk s^n şeklini almif ve umumf heyetçe de müzakere ve kabul edilerek 6086 numaralı kanun halinde 22 mayıs 1953 tarihindenberi tatbik mevkiine konulmuş bulunmaktadır. Yüriirlüğe giren bu kanun hükümleri gözden geçirildiği zaman, sanayi, madencilik, ve ziraat endüstrileri gibi turizm endüstrisinin de memleketin ana endüstrileri arasında yer aldığı göriilür. Bu itibarla, mezkur kanun turizm endüstrisinin kuruluşunu ve turizm hareketini teşvik ve himaye eden esaslı hükümleri ihtiva ettiği gibi turistik müesseselere aid nakil vasıta ve tesislerini ve seyahat büro ve acentalannın da faalivet şartlarını gözönünde bulundurduğu elhetie tatbik sahası hem daha geniş, hem de şümullüdür. Bilhassa, bu kanunla bahşedilen çeşidli müsaade ve muafiyetlerden yabanc^ann da yerliler gibi aynı şartlar dairesinde istifade etmelerine imkân verilmiş olması bakımından, mezkur kanunun milletlerarası bir mahiyet taşıdığını söylemekte hata yoktur. Bununla beraber bahis mevzuu Doktor Necmeddin Yarar emekHye aynldı Zeyneb Kâmil hastanesl İç haeUlık. ları mütehassısı Profesör Dr. Necmed. dln Rıfat Yarar emekHye ayrılmış.tır. Bu münasebetle önümüzdekl per;embe günü hastanede bir tören yapılacaktır. Ögrendiglmize göre hastane 1; hasta. lıkları mUtehassulıklarına Dr. Selim Çaya ve Dr. Bedrl Gürbüz tayln edll. mislertllT. FATİH AJANSI / EYlfflDE DAÖtTIYOR Şlmdlden açtirieajmıı 150 Nralıb btf hasap »lıe hem Fetih •Ittnlannı, hem d* bankamırm butün ikrâmlytttrtn» latlrak hakkını k«zandırır. FETİH ALTINLARINI «Taksimde Zafer sokağındaki Ermenı Sadi Irmağa takdirmane gönderdi rakfına ald Oskeperan apartımanında İstanbul Üniversitesi profesörlerinden kapıcı Klrkor Çekiç. Rus propagandası Sadl Irmaga, iki yıl tedrisatta bulun. yaparken yakalanmış ve sevkedildiğı duğu Münih Üniversitesindeki derslerl nobteçi sulh ceza mahkemeci tarafın. ve neşriyatı İçin Bavyera hükumetl dan tevkif edümistlr. adına Maarfi Nazın bir takdirname Son günlerde, Kirkor Çekiç hakkın. göndermiş ve profesörümüzün çalıs^na. da şlkâyetler yapımlı? ve vakıf İdare. larından dolayı teşekkürleıini blldir. sinden bu kapıcımn değiştirılmesi is. mi5tir. tenmişti. Fakat Surp Agcp vakfı ldare heyeti Kirkorun Uvsiye İle geldigini ve bu sebeb]e de işlne devam deceginı blldirmiştl. Rus propagandası yapan bir kapıcı yakalandı Bavyera Maarif Nazın Profesör CÜMHURİVET Nüshası 15 kuruştur Abone şeraiti Türkiye Haric Senelik Altı aylık Öç ayhk Bir ayhk Lira Kr. 42.00 22 50 12.00 4.50 Lira Kr. 81.00 4350 24 00 9.00 TEMMUZ 21 ZİLKADE 10 I 1 V. E. 4 46 12.20 9.10 4.44 s a E 16 İS 8.42 19.36 21.31 12.00 1.55| 1 2 36 7.00 ie Bir doktorumuz Amerikaya gitti Dr. A. HİKMET AKTEKİN; Amerikada ihtisas yapmak üzere D İ K K A T BüA. ile memleketimizden ayrıl Gazetemize gönderilen evrak ve yazılar nesredilsin edllmesin iade olunmaz, mıştır. flânlardan mesullyet kabul edilrneı. dî surette görüşürüz, sonra... Eva başını salladı: Faydası yok, Michel' Yanm saate kadar Bumsie bhlikte hareket ediyorum, meğer ki beni polis vasıtasile tevkif ettiresiniz! S?n Remo'dan deniz yolu :1e ge'dik. Akşama meltem çıkar, ondan evvel dönmüş bulunmalıyız. Onun içindir ki sizin buraya tam saat üçte gelmenizi istiyordum. Beiki Bon'u beraber getirdiğim için bana sitem edeceksiniz. fakat cevab olarak size diyeceğim ki ben bunu zarif bir hareket, bir arkadaşıık delili telâkki ediyorum. Çünkü arkadaşça aynlmamız daha iyi, değil mi? İyice anladım, siz düpedüz çıldırmışsınız! Demin de söylediniz. Ilaksızsınız. Hararetleniyordu. Serbestçe açığa vurmak istemediği bir duygu, içinde uyanıyordu. Çıldırdımsa, her halde sizin La Rochelle'deki kasvetli evinizde çaldırmışımdır. Babanızın, morina balığı mevsimidir diye bize balayı seyahati izni bile vermediğini hatırlıyor musunuz? Balık! Kömür! Başka şey yok! Ben de evin birinci katında ömür tükettim; beni hiç kimse aileden saymıyordu. Aksini söylemeğe cüret edebüir misiniz? Frederic gibi kimseleri kabul etmeseydiniz .. Sahi, aklıma geldi! Bana mektub yazmadan evvel ona yazmağı garib bulmuyor musunuz? Sizin San Remo'da olduğunuzu, dolayısile Philippe'den haber aldım... Eva omuzlarını silkti, bir sigara daha yaktı; dudakları sigaranın üstünde iki tane kırmızı yarım ay lekesi bıraktı. Biraz evvel hizmetçi kızlarla daktilolardan bahsettiniz. Frederic'le sizin aranızda hiç bir şey olmadığına çocuklarınızın başına yemin edebilir misiniz? Michel taşı gediğine koyduğunu sanıyordu. Öfkelenmek imkânıru bulmuştu. Nerede bulunduğunu unutuyor, çok yüksek sesle konuşuyordu. Eva içini çekti: Frederic hiç bir zaman istemedi. dedi. Yani, istemiş olsaydı onun metresi olurdum. Hoş, bunu da size haber verirdim ya! Niçin htber vermiyeyim? Oscar Donadieu öleli ne kadar olmuştu, acaba? Daha bir sene bile yoktu! Böyle olduğu halde, Donadieu'lerden biri, velev Donadieu ailesi ferdlerinden birine vararak kısmen bile olsa bir Donadieu, itirafta bulunuyordu. (Arkası rar) «CllMHUKIYET» in Telrikası: la/an: GEOKdES SİMENON Bir gürültü oldu, Michel yerinden sıçradı. Deniz tarafına dönüp bakınca, otelin rıhtımının öbür ucunda, koskoca bir deniz motörünün dümeni başında Yüzbaşı Bürns'ü gördü. Motörü hareket ettiriyor, taraçadan herkes onu hay rauhkla seyrediyordu. Vaziyeti izah edeyim, MichelAcayib bir durum hası. ulmuştu. La Rochelle'de, kan koca gizli bir söyleyecekleri olduğu zaman ingilizce konuşurlardı. Halbuki, şimdi bıırada, etraflarında, hemen hemen hep Ingîlizler vardı, buna rağmen, belki de söyleye ekleri şeylere daha uygun gelen bu lisanı, gene gayriihtiyarî konuşuyorlardı Bir sigara, yahud bir puro yakabilirsirjiz. Puro, hayhay, daha iyi! Size burada bilhassa randevu verdim, çün.TÜ herkes bize bakıyor. Sakin durmağa, dudak ııcuyla konuşmağa. sanki basbayağı şeyler konuşuybrrnuşuz gibi davranmağa mecbur oluruz. Evvelâ söyleyin bakaiım, Martine doğurdu mu? şan, herkesin, gayriihtiyarî seyret | Onun gibi bir jey... Ama, rica ! sanız, bir viski daha için Dikkat laştırın. Zaten nıtti. Haslayım. tiği deniz motörünün uğultusu hâ ederim, söyleyeceklerimi, sonuna edin, Michel ben size hiç sitemde Tedavi göriirsem, iki üç sene dabulunmuyorum! 1 kadar dinleyin. ha ömrüm var, tedavi gdıürsem lâ etrafı dolduruyordu. Bir bu eksikti! Michel, kansınm, ayaklan çıp ! Bu görüşmeyi inceden inceye habile daha fazla yaşayacağıma emin Aldanmış olduğunuzu kabul değilim. Sadece. düıüst davranıp lak oldufunu, yaldızlı sandallar zırladığı, söyleyeceği bütün keligiymiş, tımaklarmı kırmızı cilâ ile meleri tarttığı anlaşılıyordu Kol edelim Evlendikten sonra, beğen bana serbestîmi iads etmenizi istuğana âdeta yatmış vaziyette, a diğiniz tip olmadığımı anladımz tiyorum. Şartlarmızı şimdiden kaboyamış olduğunu görüyordu. Bir şey söylemek icab ettiğini yak ayak üstüne atmış, ciddî na Oyle, öyle! Artık birbirimbe ya bul ediyorum. İsterseniz çocukladüşündü, güçlükle, şunu söyleye zarlarla. yeni bir tocessüsle koca lan söylememize hacet yok! Ben rrn ikisi de sizde kalsuı. Ne deI sına bakıyor, acaba bu adamla al de, icabında kadınhk vazifemi ye receye gebnişim, bıldi: görüyorsunuz. Çeviren: HAMÜİ VAROf.LL tı sene yaşayan sahiden ben mi rine getirdim, ama sahiden de va İsterseniz boşanalım, istaıseniz ay Anlıyamıyorum. Sonundan başladım da onun yim diye düşünüyordu. zife olarak! Asıl şaşılacak şey, ne n yaşayalım. Hiç bir skandal ya Evet... Hayatımın şimdiye kad3r na olursa olsun iki çocuğun dünyaya pacak değilim. Bob, gelecek hafiçin .. Sâkin durun... Metrdotel Oğlan mı? Michel, başile evet işareti yaptı, gözlerini bizden ayırmıyor... Bir sıl geçtiğini hatırlayın, Michel... gelmesidir... ta Hindistana gidiyor, mensub olkoyda geniş, beyaz daireler çizmek ay evvel, birdenbire öğrendim ki, Açık konuşalım, birbirimizi se\ dik Sizi bunları söylemeklen duğu alaya ilühak edeceK. Ben de te olan deniz motörüne bakarak ben veremmişim, Michel... Hayır! diyebilir miyiz? Gene kız oluşuan menederim. onunla birlikte Jidiyo.ıun, galibs Kımıldama Çocuklardan yana kork sizi tahrik etti, ötekilsr.len düto bir yaprak sigarası yaktı. Bu kadan fazlaydı. Bir şey bo Simla'da oturacağım .. ma. Evette bir kaç ay sonra iyile cüretli kızdım. sizin La Rochelleii yuna gıcırdıyordu, hep 0 rnotör Michel de: Eva'nın gözleri nem'endi, koca Çocuklar nerede? iiye sordu şecek. Oğluna gelince onun da ge kızlarınızdan daha başka türlü uğultusu işitiliyordu, hep o İn sının o zamana kadar görmediği, Onları Isviçrede bıraktıın. lecek sene hiç bir şeyi kalmıyacak. bir kanım vardı. Duıun! Beni on şiliz yüzbaşı, Cannes önünde ça şarkkâri iri bir bilet xle oynamsgp Ne söylüyorsun. Eva? Dinle, yedi yaşında iken yatılı nektebden Dinleyin... Lakırdıya nereden başbaşladı. lım saüyordu! layacağımı bilmediğim için gene Eva, mutlaka başka bir tarafa git aldılar, Yirmi yaşında sizinle ev İşte bu kadar! Biraz daha gayret, Michel. lendim. Demek ki üç sene ypşasonundan başlamayı tercih ediyo memiz lâzım. Garsona döndü, bir kokteyl :fmış oldum. Yazın flörtlerle, dansla. Şimdi bitecek. İtiraf edin ki size rum. Kımıldamayın! "Cibar kibar Şşt: Kımıldamayın... Görecekoturun! Yüzbaşı Burns nişanlım, siniz ki mesele gayet basit... Ben ufak tefek eğlencelerle; kışın. Hiç bir zaman kin beslemedim, marladı. Bir viski daha içer misiniz? yamj i âs'ğ'iı »heram veti yok... bu hastalık haberini alınca evvelâ aıle V~ nolaıırHa bir kaç balo ile ıattâ gücenik durmadım. İste'sem Eva'nın bakışı, Michel'e, her kol meyus oldum .. Sonra, müthiş, ha şenlenen oldukça iyi, tasasız üç sapardım! Daha o zamandan biz ' İçin, için! Garson, bir kokteyl, bir hük de viski! tukta bir seyirci oturduğunu aala yata karşı müthiş bir açlık duy sene! Bir gene kızın asgarî nasibi. metçi kızlara, daktilolara, Michel'in (lk kadehini alelâtrle medebileceğiniz bütün kadınlara değil mi? dum... Çocukları orada bıraktım. . tıyorduMichel, ayağa kalkmak için dav düşkündünüz daha dogruau ehem bitirişini seyretti, pek ubiî olmı Bir şey söylemiyorsunuz... Bana belki soysuz ana diyecekler, ranır gibi yaptı: miyetsİ2 »aydığınız kadınlara! yan bir şekilde hafifçe güldü. Çok iyi... Ben de esasen size hiç varsın desinler. Siz çok de|işmemişsiniz! Inanamıyorum... diye lâf a Hattâ, sizi tahrik eden şey acaba Michel söylendi: sitem etrremiştim. değil mi? başladı. sefalet mi diye bile düşünüyo ' Michel, yanm saat diha yaşlı Bereket versin ki. Michel'in, şaş Sen düpedüz deli olmuşsun! Durakladı. Kalabalık içinde kay rum... olmak için ne :3t*r.4ena venne?e kmlığmı belli etmemesine yaraynn, | Bunu lâf olsun diye söylemeMichel, ihtiyar bir İngılizle gcz hazırdı. Bir palastn taraçasmda elindeki yaprak sigarası vardı. E mişti Eva'nın, şuvıruna gerçekten naşan bu taraçada, görünüşte saböyle ayak üstü bır karar vermek va yavaş sesle konuşuyor, kelime sahib olup olmadığmı duşünüyor, kin, bu şekilde konuşan kan ko göze geldi, kızarJı ler ağzından bigâne edalarla çıkı onu, arzusu ile veya zorla Saint canın kendileri olduğuna inanamı Daha yavaş söyle, diyo rica ona imkânsız gör'inuycrdu. Dinleyin, dedi. r>enimİ3 beyordu. Raphaele götürmeyi aklından ge yordu. etti. l Allah afkına oturun! îstiyorI Mütemadiyen uzaklaşıp yakla j çiriyordu.. "" * İşitmezler. KoAtuğuRUZu yak raber Saint Raphaele edin. Cid
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle