23 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
12 Amhk 1§3S TtİTE !T ı3 Merah.lt Resimler LONDRA MEKTUBLARI B.B.C. radyosunun törkçe neşriyat dairesinde neler gördiim? Yazan: FEYYAZ TOKAR Londra, ar»Iık BBC'nin türkçe neşriyatt, Türkiyede unıumiyetle beğenilir v» dinlenir. Fakıt bu neşriyabn İngiltered» d* dinlenip beğenildiğini burada öğrendim. B.BC.'nin turkea neşriyat »erviai müdürü Mr. Mair'le bir kokteyld» taıusnuştık. Bana ilk suali: «Türkiyedeyken ne»riyatnnızı dînler miydiniz?» dem?k oldu. • Evet» deyinc» derhal üinci suali yapıştırdı: tBeğenir miydiniz?» Neşriyatı daimî olarak takib edemediğimi. fakat dinlediklerimi beğendiğimi söyleyince, Mr. Mair bu neşriyatın İnfrilterede d» alâka Uyandırdığını söyledi. Geni? olan mevzuu etraflıca görüşmek için Neşriyat Müdüründen randevu aldım ve bir kaç gün evvel BB.C.'ye gittim. Loıuuanın birçok yerlerinde şubeleri buJunan B.B.C.'nin esas merkez Aldwych'deki «Bushhause. da. Burası muazzam bir bina. Topraktan yedi kat yükseliyor. Toprağın altına da iki kat iniyor Küçük bir şehir manzarası olan Bush hause'da B. B. C.'den maada diğer bazı müesseseler d* mevcud. Bu binada çalısan insan adedi iki bin eivarındayınıs. *** Mr. Mair. «Sizi evvelâ ti'.rkçe neşriyat servisinde çalışan Türk arkadaşlarla tanışUrayım» dedi. Fakat odaya girince kimseniı tnev cut olmadığını gördük. Mü.liir saatinc bakarak «Çay saati» ciıye ilâve etti. Ingilterede bu çav ssati ton derece mühim. Çay saatinde her şey duruyor. «Türkç» neçriyatın beğenildiğinden bahsetmijtinizT» deyince n«$riyat müdürü anlıtmjği bajladı: «İngiltere dahilinde de türkce neşriyjtın alâka topladıâır.ı görüyoruz Tabii neşriyat derken müziği kasdediyorum. Maam.ifıh bu esa» Türk müziginde olmuyor. Daha ziyad* Batı müziğile yeKşen Türk saantkârlannın verdıkieri konserlerde kendisini göstenyor. Meselâ bir müddet evvel Leylâ Gencerin BB.C'de verdiüi bir konserden sonra bir çok kimselerin takdirkâr konuşmaUnnH şahid oldum. Maamafih meşhur «Üsküdara gider ikent şarkısına profrnmımızda bir hayli ver veriyoruz. Onun da alâka gördiiğünü tahmin ediyoruz» Mr. Mair bundan sonra giilümseyerek: «Maamafih biz de sizin için şarkılar hazırlıyoruz v« çok beğeniliyor» diyerek «İstanbul Kcstantinopul» diye ilâve etti. Neşriyat müdürün bu sözü hakikaten çok dognı. Zira son bir aydanberi B.B.C'nin İngiltere dahiline ve haricine yaptığı progıatnlarda hemen her gün rastlanıUn «lsUnbul . Kostantinopul» «arkisı İngilizler arasında şimdiden büyük sükse yapmış vaziyette. «Her değişen şey aynıdır* d«rler. İnsanlar da öyle. İstanbulda umumî alâka gören müzikal bir fibndeki şarkı nasıl aylarca dilden düşmezse her şeyleri bize nazaran Çok değişik olan İngüizlerde de bu böyle. Birkaç aydanberi muhtelif sinemalarda oynamik'a o'an «Mulen Ruj» un nefis müziği hemen herkesin dudaklarındaydı. Şimdi de «İstanbul Kostantinopul» başhyor. Türk dostu bir İngılizin bestelediğini tahmin ettiğim bu şarkının dahi propagandamız bakımından büyük ehemmiyet taşıdığını unutmamak lâzım. Şu satırlan odamda yazarken bir gece kuiübünden televizyon neşriyatı yapıldığını ve yüzü kiJar tesi de güzel olan şarkıcın:n «İstanbul Koitantinopul» u soviemcâe başladığını bıldirirscm kat'iyyın bir gazeteci mubalagası zannetmeyin. • *• B 3 C . türkçe neşriyatını Tüıkiyedeki dinleyicilerin arzultrına göre tanzim ediyormuş. Mr. M')ir bunu söylerken «Türkiyeden bir hayli mektub alıyoruz. BunLir b;zim programımızın istikametini veriyor.» dedi. 1939 da başlayan türkçe neşriyat o günden bu yana büyük ink>:;df kaydetmiş Bunda seneleHenberi bu serviste çahşan Türklerin feragatli mesaisini gözönünde tuırork lâzım. Vatan hasretlerini Türkıyeye hitab edebilmekle şiderpn baş spikerlerden Mübeccel Aıgun: «Mikrofcnun başındavken kendimi Türkiyede hiss?âer:m» diyor. Maamafih B.B.C.'deki Türk erkekleri hanınıl ra nazaran daha hamarat. Meselâ başspiker 3Mehmed Refiğin pişirdiği Türk venneklerini bu senisteki hanıınlardnn hiç birisi yapamtynrmuş. B. B. C.'nin türkçe ıie«;i\atı^in Şnze çarpan hıısusiyptlerinrı'en birisi de «iki jertir» progi'amı. Bu programda isimleri biıbirine benziyen ve telâffuzlan hemen hemen dierinin yanı olan biri Türkiye<len, tii^eri İn':ilt<ır<l*n olniat Ü7cre iki çctur eW aUnıyorKars ve Carhsie gibi. Bu şehirlerin her jeyi yekdiğerile mukayese ediliyor. Türkiyede bu programı Ukib edenler içın İngiltereyi gelmeden t»nım»k İMU ROMANIMIZ Çocuklar için sanat çabşmalan İstanbul Filârnoni Derneği. ilkokul çağında olan üye çocuklarının sanat eğjtimlerinde faydalı olabilmek amacı ile her hafta pazar günleri saat 15.30 dan 19 a kadar devam edecek toplantılar tertib «tmiştir. Bu toplantıların programları, çocuklanmız için eelenceli ve aynı zamanda faydalı olacağı ümidile, bir hafta resim, bir hafta da müzik ve grup oyunları çalışmaları olarak hazırlanmıştır. Resim çalışmalarını, Güzel Sanatlar Akademisi profesörleri, müzik haftalarını da tamnmış müzisyenlerimiz idare edeceklerdir. Bu çalışmalarla, küçüklerin resim, müzik ve beden kabiliyetlerinin geliş,mesine fırsat verilmiş, olacaktır. •İT Meşhur piyanist Sigi Weissenberg, şehrimizdeki ilk konserini kalabalık bir dinleyici huzuıunda, Ce mal Reşid Rey idaresindeki Şehir Orkestrası ile birlikte, Chopin ve Tchaikowski konçertolarını çalarak vermis ve şiddetle alkışUnmijur. Tek resitalini 15 aralıkta Saray sinemasında verecek olan piyanist, Bach Busoni'nin Fantazi kromatik ve füg, Haydn ısonate mi bemol», Debussy •Images» ve Kabalevski «3 No. lı sonat» ını çalacaktır. ParisPresse, 24 yaşındaki Amerikalı piyanist hakkında: «Weissenberg'in sanatı o derece parlaktır ki, parmaklarında en küçük bir klâsik gam, ışık saçan bir füze mütevazi arpege bir altın külçesine kalbolmaktaHır» demiştir. «Müc«rred resim konulu konferans Ressam ve münekkid Nurullah Berk, Filârmoni Derneğinde, alâka ile dinlenen bu konferansında, «Mücerredin tarifini yaparak, hunun muhtevasından sıyrılmıs öı fıkir, yahud fikir mekanizmss» olduğunu, mücerred sanatın nasıl has,ladığını, hangi sanatın mücerrtd olduğunu, klâsik sanatin le doteceye kadar mücerred ılduğunu rnlatmış ve Picasso, Braque, ösıvetini, Marinetti, Andre Lhöte, Bellini. Juan Gris, Fernand Leger, Sabri Berkelden reproductionlar göstermiş, eski ruğralarımızın rrücerred sanat ile olan benzerligini ve eski Türk eserlerinin alâkasını belirten örnekler it Filârmoni Derneğinde, 14 aralık pazartesi günü saat 18.30 d» ressam Hakkı Anlı tarafmdan verilecek olan konferansta Pablo Picasso'yu mevzu olarak alacaktır, Üç rejisörtü film Cahide, Sonku, Orhon Arıburnu, Sami Ayanoğlu, iki yıldandanberi çevirmege çalıştıklan «Beklenen jarkı» filmini bitirmişlerdir. Prodüktörü Sonku Filmdir. da 10 büyük sinemada birden oynanacaktır. Bu filmde Bedia, Cahide Sonku, Zeki Müren, Melâhat İçli, Abdurtahman Palay, Talit Artemel, Hâdi Hün, Necmi Oy, İbrahim Delideniz, Jey»n Mahfi Ayral, rol almışlardır. İf Birsel Film'in, rejisörü Aydın Arakon idaresinde çevirdigi ve operatörlüğünü Hayreddin Içığın yap tığı bu filmin son sahnelerinin de çevrilmesi bitmiş, dublâj ve müzik aranjmanına bajlanmıştır. Bilindiğl üzere. baş rolleri, Cahid Irgat, Gönül Bayhan, Şevki Artun oynamaktadır. Türk filmciliğine yeni katılan Birsel Film prodüktörlüğünün bu ilk filmini diğerlerinden ayıran hususiyet, açıkhava sahnelerine fazla yer verilmiş olmasıdır. Paul Vialar'ın konuşması Filârmoni Derneginde, bugün saat 1830 da meşhur Fransız edibi Paul Vialar: < Fransız edebiyatında bugünkü cereyanlar» konulu bir konuşma yapacaktır. Korsikalı Haydud Tams: P. GOIDEABS Çtmrtn: ttAZHAB KUNI Açlık Grevi Yapan Kâşif». Peru'nım bajkenti Lima'da bir müddettenberi aclık grevi yapmakta olan Fransız kâşifi Michel Perrin'in sıhhl durumu birderı bozuldufcundan. doktorlar kendisine kan vermişlerdir. Fransız kâşifi. geçen sene Amazon nehri kaynağına doğru bir seyahat tertib etmişti. Bu seyahatte kendisine Toresa Gutierrez adında Peru'lu bir kız talebe refakat etmişti. O tarihte bu kız bir gün ansızın ölmüî. Fransız kâgıfi Lımaya dönünce de kızın babası Perrin aleyhine dava acmıstı. Fransız kâşifinin hatası yüzi'ınden kızın öldüğü iddia edilmisti. O tarihtenberi Michel Perrin, açlık fcrevi yapmakta. kendisine sucsuz olduğunu ispat etmesine imkân verecek yardjmın esirgendigini söylemekte ve bunu iapat etmeden de memleketten ayrılmıyacagını aöylemektedir . B.B.C. de televuyon neşriyatı yapan bir hanım spiker mikrofon bajında eud. Esasen tabiî ?üzel!ık bikımmdan iki memleket »rnsında birbirine benziyen pek çok yer mevcud. Mr. Mair't «En çok rajbet RÖren haricî neşriyatlar hangileri?» sualini sorunca: «Buna cevab vermek oldukça güç Zira biz ancak Orta Avrupaya yaptığtmız neşriyatı k'jrnen kontrol edebiliriz. Fakat UzakŞarka yapılan nesriyatta dinleyicinin tatmin edilmiş olup clıradığını anlamak bir hayli zordur. Meselâ Çin ve Japonya gibi UzakŞark memlekeüeri için oldıücça güçtür. Orta Avrupa neşriya'mda Fransa, İtalya ve Almanya programlannın rağbet gördüŞünü söyliyebilirim.» dedi. Bundan sonra Neşriyat Müdüri!e BB.C.'yi dolaşmaga baîladık. Arşiv dairelerine kadar dolaştığımız muazzam binanın en alika çekiei kısmı otomatik makınelerin bulunduğu «ajans teroümeleri» bölümüydü. Dünyanın dört bir tarafmdan gelen çeşidli mevzulardaki haberler bu odada otomatik makineler vasıtasile her dile aid bültenlere basılarak hazırlamvordu. B3.C. nin hususiyet arzeden bir tarah da salonu kantıniıi Burası sanki ikinci bir Birleşmiş Milletler teşkilâtı... Yemek ve çay s»atlerinde eksiksiz olarik dünyanm her milletinden bir kaç kişi mevcud. Hem bu topluluk eaüba diğerinden daha samimi. iira ne münakaşa edecek meseleleri, ne de vctoları oluyor. Bcllakoza nırı bu tehdidkâr mektubuna papaz su ce ( vabı verdi: «Ben. yalnız Cenabı Allaha itaat ederim. O. ne isterse o olur» Pastriciyo papazmın bu cevabı, kanun harici haydudlara tesir ctmekten geri kalmadı. Bellakoza, ı ...düşünmege bajladı. Cerati, Markanjeü ve Dominik'ın da, ha fazla alıkonması bir fayda vermiyecek ve Jan'la evlen1 mesine kat'iyen yardım etmiyecekti. Diplomatca hareketj etmek herhalde daha isabetli olacaktı. Onun için üç, rehil neyi serbest bıraktı. Hattâ. Mixıikoni"nin Mösyö Santini'den j gasbettiği silâlıı bile iade etti. Fakat delikan.li Cerati'yi bıı rakmadan biiâhare kızını kendisine vereceğine dair söz! aldı. Baska çaresı kalmıyan Cerati, bazı ihtirazl kayıdlarj serdetmekle beraber söz verdi. SÖHRET FABRIKATORU ^Guido Orlando Bu hâdise gazetelerde mükemmel neîiiyata sebeb oldu. Basın çügma dönmuştu. Süvari kadın hcr tarafta görülüyordu, atının urtıiMİa. w kakta yaya. kahvede oturmuş. evinde. sahnede, her tarafta. Sonra, her akşam. onun Sekizinci caddeden geçtiğini görmek için. kalabalık, kaldınmlarda diziler teşkil ediyordu. Bizim Amazonu düpedüz deli tanan insanlar vardı. Fakat NewYorkta, at yanşlannda kumar oynayan insanlar kıyamet gıbidır. Falcıya inananlar da çoktur. Bu gibiler, Anuzonun görüşiSü gayct iyi anhyorlardı. Ona mektublar yanyorlardı. Gju de yüzlerce mektub ahyordu. Dayan, diye razıyorlardı. Tîyatroya gelip kendisini alkıshyorlardı. Genclık hulyası, her gcce salcnu tıklım tıklım dolduran bir piyes olmus.ru. Ama buna bir d« tüy dikmek lâzımdıMahkemede davası olan bir kadm buldum. Beş milymı beç yÜ2 bin dolar alacak dara ediyerdu. Davasını kazamrsa. Arnazon aklriM elli bin dolar hediye rereceğini hafta geçtikten »onra, gazetderc »öyledi. Bir hamle daha yapmış olduk. Davacı kadınıa bu sözii. falctniB ifadesindeki doğnıluğu gösteriyordu. Falcı, yedi gün müddetle, tiyatroya at sırtında gittigi takdirde. bahtının açılacağmj haber vermişti. Amazon, falcınm dediğini yapmıştı. işte simdi, el çant^sma, elli bin dolar düsmek üzere idi. Hâkün karanrıı verdi: Hayır, gülmek bir cürüm değildir. JUÇ bile değildir .hattâ ınsanlann şlmdikinden ushı fazla giilmelermi temerni ederim. Yalnız. plâğın sesini biraz ysvaflatabilirseniz. O zaman daha iyi olacak. 3 BEN VE AVRUPA 1947 de. sonbaharda, İtalyaya Amerikan yardımı isimli eemiyet, İtalyanın çok muhtaç olduğu be} milyon doları arıyorduBana telefoa ettiler. Buna dair son derece acaib raporlar aldıklarını. göriinü^ göre, en akla uzak işieri bssarmağa mırvaffak olduğum rivayet edildiğini söylediler, bef milyon dolar iane toplamak fifıkânlarını aramak öıere bir fikir Termek için eemiyet merkezine uğramamı nca ettiler. Bu iş sizi alâkadar eder mi? diyc sordular. Hb^ttc. rferliın. İdarc meclL^inin huzuruna çıktam. Amerikalı biitün «pııblic reIations» culaı benden evvel oraya gelmtşlerrlî. Bana Oç dakika zaman bırakılmasuu. bu müddet zarfında. fıkırlerimi haziruna izah edebileceğimi söyledimŞoyle dedim: Baytar, Amerika şu veya bu memleketin yardımına koşmaktan bıkmışUr. Birleşik Amerikayı bu şekilde bir rürlö paylaîamıyan altmış kadar muhtelif memleket var. Mütcmadiyen ver, ver, ver. Boyuna ver. Her tarafa ver. Bununla beraber, Amerikalılar iyi kalbli insanlardır. Bunlardan bir şey yapmalarını istiyeceğiniz yerde. siz kendiniz bir şey yapsanız, Amerika sıze yardım edecektir Kendi kendinize yardım edebileceğinizi Amerikaya gösterin. BEN ve AVRUPA Başıma geleni Rooecvelt'e haber vermişler. Roosevclt dt bana gu mektubu yazdı: «Aziz dostum, «Hasta olduğunuzu haber aldım, son derece üzüldüm. • Şifayab olup tekrar ij b^ın» döomenizi bütüa kalbirnle temenni ederim. tSeçim mucadelern «ırasuıda bana yaptığınız yardım paha biçilemez bir yardımdı. Birleçik Amerikarun istikbali bakımından da son derece ehemmiyetli idi. «Sizin, efkârı umumiye ile te maslar krah oldufunuzTi hiç t«reddüdsüz ifade edebiltrim. «Muhabbetlerimle. F D. Roesevrit» Lşte Roosevelt bana o zaman (temaslar kralı) demışti. Kendimi derhal daha iyi hissettim. Öyle zannediyorum ki bu mektub benim hastanede daha kırk ıekiz saat yatmama mâni oldu, crada ikaroet müddetimi kısalttı. İyileştikten sonra İtalyaya Amerika yardımı cemiyeti benî gene davet etti. İdare meclisi izaları fikirlerimi mükemmel buluyorlardı. Kendilerine yapmış oldu;uro tekiifi etraflı olarak incelememi söylediler. İtalyan hükuınetin* sunulmak üzere bir rapor hazırlaraamı istedilerArkadaşlanmdan bir üniversite profesörünü çağırdım. onunla istişare ettim, ortaya sac'amca bir şey çıkardık. Üç hafta sonra. İtalya hükumetinden cevab geldi. Cevab gayri müsaiddi. Yürürlükte olan kanunlar. krahn koleksiyonlarının ülkeden dışarı çıkanlmasına müsaid değiidi. Dâvayı kaybetmiştim. *** ı. Antuan Bonelli, gidip babasından tkıl danıjtı. Polj Bonelli, ilk olarak ailede Bellakoza likabını hak «0 adamdı. İhtiyar dağlı, oğluna dedi ki: «Benim zamanımda' kadın davaları daha basit bir şekilde halledilirdi. Vaktilel üç kızkardeş sevmijtim. Belediye reisine ve paoaza danışj madan onları evime getirdim, oldu. bitti. Şimdi karıiarım] ve cocuklarım pekâlâ anlasıyor v« bana hürmet edıyor] lar. Kendisine yağ tiiccarı süsü veren bir dolandırıcı yakalandı Ama. davacı kadın. dava?mı henüz kazanmıştı. Hattâ kazansa bile dava ettiği paranın hepsini alacak değildi. Velev alsa bile. Orlandonun hatırı için bugün elli bin dolar va'detmekten bir şey çıkmazdı. Üstelik, böyle bir vaid ondan da bahsedilmesini sağlıyordu. Kimbüir Fikrim şu. İtalya kralının elinde belki, davasmın sonunda. adırun dünyanın en güzel para koleksiOn beş ş.ün sonra, Park Avenueböyle yakılmış olması, işine bile yonlsnndan biri. dünyanın en gü deki apartımanımda radyo dinliyarayabilirdi. zel resim koleksiyonlarından bıri. yordum. İtalya krah Victor Env İş böylece yoluna girdikten son dünyanın en güzel mobilye koUk manuel'in öldüğünü işittinv ra aklıma küçük bir şey getdi, bü siyonlanndan biri vardır. Giyindim. bir taksiye ^tUdıre, tün ümidlerimizin fevkinde bir neMadison Avenue ile 59 uncu cadBu koleksiyonlardan birini yatice sağiadı. denin köşesinde bulunan lokanUya hepsini New York sinema amatörlerile hud bu koleksiyonlann gittim. ve amatör sinemslsrile doludur. Amerikaya getirip halka göstereKahvaltı etmek için. Tiyatronun içinde çevrilecek en gü cek? Sekiz milyon Amerikah ItalOturduğum evde hiç bir zaman zel filme 1000 dolar mükâfat vadet yan sizi bu hususta destekliy^cekkahvaltı etmem. tik. tir. Londradaki Lloyds kumpanHiç kimseye tesadüf etmek kaOndan sonra, hayat cehennem a yası. biıe gönderilecek olan bu korabı haline eeldi. Seyirciler bir sa lcksiyonlaıı yirmi beş milyon ya bil değildir. Insan kendi evinde, tek niye rahat edemiyorlar. aktörler çıl hud elli milyon dolara sigorta et I başına kahvaltı ederken kimse ile 1 dıracak gibi oluyorlndı. Magnezi raeği kabul eder. Sadece, bu ko temas temin edemez Boyle kahyum ışıklan dakikada bir yanmağa leksiyonun kıymeti. güzel bir >MU i valtı. kaybolmuş zaman demektir. Işlerimin bir çoğu bu şekilde başbaslamıştı. mevzuudur. Bu koleksiyoni.in lamıştır. Fakst sinema ve fotograf merak naklettiımek için belki bir gemi Çünkü kahvaltı ederk»n her han blan, kontrol memuılanna ağır bu ariyet verilmesini temin edevimgi bir kimseye tessdüf etamşimdir: vergi odemi.^lerdi. genclik hulyası Bu da diger bir yazı için ne süzel Lokantadap çıkarken Myron Tay piyesi de, yorulma bilmeden. mumevzu! Demiryolları, bir 'eyyar lor'la kaı?ı!astım vaffakıyetle dev<tm jdiyordu. Myron Taylor, U.S. Steel reislifi Wor!d Teleırram. hergiin, salo sergi yapmak için bize yirmi bej vanmıştı. Roosevelt tarafından da nun içinde çekilmiş en güzel fo otuz vagon verecektir. Böy'ece, Vatican'a elei olarak gönderilmiştitosraflan müumadiyen neşrediyor istediğiniz beş milyon doları koOnu, Madam Myron Taylor'la iayca temin edebilirsiniz. du. birlikte istirak ettiği bir kabul töFiyese karşı olan alâka vzalmağa Bu. hatırladığım son cüm!e olbaşlftv.nca. srvireilei'in k&hkuhül» du. Tam bu cümleyi söyled:gim reninde tanımıştım. Ey. havadisi duydunuz mu? rını plâğa aldiıHık. O günden son anda, bir sis içine gömüldüm. Gıidiye sordum. ra da, New York halkmın neşesinı zümii açtığım zaman hastancde Hangi havadis? duyuran bu plâklan. tiyatronun İtalya Kralı hakkınd*. dışında. mümk'in mert^be üst pcı idim. Hastaydım. Ha. cvet, öliimü hakkında. Daha iHare m«:lisinin karşısma deden. boyuna calriırdık. Ciktıâım zsman ha.«tpymı?"n HaH miitlıis. Fakat bu. ks'sı kaUlırımHaki otel Harikulâde bir fikrim v»ı\ rîeve lr>kani? şahıhlfiıri hi?» iıi'nnn j dinden fazla çalışıyordunı. HasHim. Kralın hâtıralarını. hâtıra Hefetti Polise miuscaat ettilcr. Henry talıjıma ras^rcn cemiyetf t;ıtmışj terini. vesikalannı bulmak. Ne hıAdiien. hslkm hı.zurunu kaçıvdığı tim. Çünkü Orlando hiç bir 7.araktı ise. Sonra bunları Amerikada İçin tevkif edürti. man duımaz. neşretmek. Mussolini'nin iktidara Mahkeme huzuruna çıkUk. Şuuruma sahib olduğum müd s;elişini niçin kabul ettiği anlaşılır. 1 Müdafaa tdifniz şu idi: dMc* teleıim. Eğer 1 .ıLul tlmt'.cydi İlJyj hiç hir Hiç bir hr,t;im New Vor*. eyal#'İafiı >1i, tâkırılinun vanâükla zaman fa$ut olnıâzdı. Ne harikuîâö hudujbn f'alnİMi.le gıiimenln de şey! yasak olduğuna dair bir hüküm tvayılıııı>tun. Arkası var Hastanede beş altı (çOn ksldım. Teremedi. Bir kaç dostum. bir nevi vüzde (Bu rserin bütüv haklnrı Üperu Mahkeme hBiurunda eramolonu Munds lirketi t>« gazeiemızt yüz Orlando imzalı i» bajarmak çgiıtırdık Dİ?sımraı e«ldık. aırldır) Bua2 daiıa pes perdedaı. suretüe teda^mıı taeıl Emniyet İkinci Şubc memurları dün bir dolandırıcıyı daha yakalamışlardır. Bitlisin Tatvan kazası halkından Süleyman Erdoğan ismin deki bu dolandırıcı. bundan bir sene evvel İstanbula gelmiş, Kemal adı altında kendisine müstahsil süsü vererek on kadar tüccarı gayet ustalıklı bir şekilde dolandırmıştır. Elindeki iyi cins Urfa yaSlaruıı 40 50 kuruş eksiğine verebileceğini söyleyerek yağ tüccarına gösteren Süleyman. bir kaç yüz teneke ayıu yağdan elinde stok mal bulunduğunu ileri sürmüş ve bu şekilde on kadar tüccardsn kapora parası 300 ilâ 50ü lira para sızdırmıştır. Hiç sabıkası olmıyan Tatvanlı dolandırıcı, nihayet dün yakalanmış, tahkikata başlanmıştır. Cerati'lerin kızlarını kendisine vermelerine intizaren Bcllakoza, dağda yasamaga devam ediyordu. Kardeslerdenf Jak da ona iltihak etmişti. Bajka türlü de olamazdı. Çdnkü, dağa çıkan tek bir kişi, kendisini kolay kolay müdafaa i edemezdi. Kızkardeslerinden biri de onlara muntazaman] yemek getiriyordu. Bir gün ku. yemekle birlikte, babalarının kapısına yapıstırılan bir mahkeme ilâmını verdi. Ilâmda Bastia, ağırceza mahkemesinin Bellakoza'yı KiyaI ben müebbed hapse mahkum ettiği yazılıydı. Delikanlıj Cerati, Markanjeli ve Dominik'i daga kaldudıfı içın mahj kum edilmişti. Kızılay ArıiHvudköy şubesinin fakir halka yardımı Kı/ılay Arnavııdköy şubesi kış dola. yısile Arn»vudköy . Bebelc Kuruç«ş. me çevresinde bulunan vt mahalli muhtaılıkUrcA tesbıl olunan 253 fakir vatandaşa nüfus bdjına yarım lcılo vita margarinl. bir litre jeytinyağı. I kilo ;ekrr. 3 kilo m»k»rn« olmak ü»re Î53 küo feker. 12S.S kilo vita 2S3 litre 65 yaşında bir şahıs kansını zeytiny&tı ve 50â kilo nnakarna dağltmak üzere hazırhklarını tamamlamıs. boğazından bıçakladı tır. Diin Osküdarda garib bir yaralama Ayrıca. bu şubenin m*vcud dlspan. scrinde ;ubat 933 ayından bugune ka. hâdisesi cereyan etmiştir: Bostan «o. dar 306 h&sla muayene vc tedavi edil kak 3 sayıh evde oturan R5 yaşlarında ır.iş ve fakir olanlarının üâcları da Kadri Özmenker dün gece anlaşılamı. şubece tenıin edilmi§tir. Şube idare yan bir 5ebebden karısı Zeynebin üze. heyetı bu faaliyetleri için şubelerine rine hücum edip dövmeğe başlamıştır. para yardırr.ında bulunan banka. müBu şekilde hırsını alamıyan Kadri essese ve şahıslara teşekkürlerinl «r. eline gecirdiği bıçakla Zeynebl boğa. zetmektedir. zından tehlikeli surette yaralamıstır. Yaralı Numune hastanesine yatırıl. Geçen ay içiııdc şehrinıudc mıj ihlıyar carıh yakalanarak hakkm. çıkan yangınlar da takibata {eçilmi;tir. Geçen ay içinde şehrimizd» 43 ü İs. tanbul. 41 i Beyojlu. seri kalanı da Mazut parlamasından bir ameleoiier boiçelerde nlmak üzer* 10:! yan. nin muhtelif yerleri yandı j[in çıkmıştır. Bunlardan 50 si kurıım Yesilköy Devlet Havayoll»rı pist lnv* kıvılcımlardan. 23 ü gaz. ispirto ve 5?tında çalışan ve inşaat şantiylerinde benzin ocaktarının parlaması, 12 si de vatan Zihn! Aydın isminde bir amele. sönmemi; «igara atılmasındün İleri gel bekı;ı odasındaki sobaya mazut dökmek mistir. istemiş fakat mazutun birdenbire par. Bu ynnRinlar netieesinde 1 bina »a. h. nası neticesi muhtelif yerlerlnden mun.en. 21 bina kısnıen yanmış 77 aüır surette yRralanmıştır. Yaralı. biıuı da aaha başlangıçta itfaiye tata. Bakırköy İşçi Sigortaları hastaneslne fın4an söndürülmüçtür. Ekim ayında Lse 6* yangın vak'ası kaldırılmif, tahkikata başlanmıştır. Yeni açılacak yetiştirme yurdu lesbiî edtinıiştir. İstanbul Milli Eğitim Müdürlüğüne Yeniköyde şüphcli bir öKim Sarıyer SKVCIII^I şüphcli hir hlum baelı yptiştirme yurdları. sehrimizdekl yoksııl vr korıınmıığa mııhiac çocukl». hâdisesinin tahkikatına başlamıştır Anıavudkny K»la^ »okjk « numaralı rın harın(tırı)ma;ı için k»fi gelmerti. evdp nlursn Spkrsl Ynrzi isrnindp hir ginden: Milli E£ı»im MıHıırliiRiı. K»Hl. şahıs evvelki gfc» Ycn;knyde Hara. kövıindf l.iO2no yataklı hir yetiştirme Ismbosun meyhanesine gitrniş ve bir yurdu açrnak üzere hazıılıklar» b»sla. miktar içki içmiştir. Yorgi bir aralık mıştır. fenaliîip yere diışünce, keyfiyet polise Yunaııistanın memleketimizden bildirilmiş ve B:ılla Limrtnı hast:ınesine 11 yaptı^ı ithalut kulOırılmıştır. Çok fcet'm^J* ha^lüın*. tie ut^n Vurgırıîn ıticrııvlrn bir Kâiıy^K Sîîcsi çiKniij ve îüeran isinâ» cmyaz b»rı»fe gore Yunan hukftmetı rtıemle I bir rnayl ile yunıurta btçinıinde iki ketlmizden ithal etmekte oldugu bütün cisim bulunmvıçtur. Cesed. görülen lü. maddeleri liberasyon listesine geçirmis. 7um üzerine blüm sebebinin tesbiti için tir. Bu arafla btlhasu eanlt hayvan. Morsa kaldırılmıj. stşe. içındeki m?yi balık. vtımurta v« tohumların il« cuıtıin lahlıli içiü Adll Tıb Ubor»ıthtlı «MırılBuk tuvarına eendniiıntftir. Bu hükmü yedikten sonra Bellakoza, artık dağdan inemezdi. Bu şartlar altında Jan Cerati ile evlenmekte nasıl ısrar edebilirdi? Buna rağmen delikanh sevdiği kızdan vazgeçmeyi aklına getirmedi. Bellakoza. sevdiği kızı almaga yeltenecek adama ölmüs nazarile bakılabileceğıni açıkca ilân etmigti. Bellakoza. etrafı o kadar korkutmustu ki JCerati'nin kızını almağa kimse cesaret edemiyordu. Nihayet iki scne sonra birisi çıktı ama. o da ecnc değildi. Talib Cerati'nin arkadası Markanjeli idi. Vaktil? o da Bellakoıa tarafından dagda ahkonmuştu. Adam 30 nıaan 1852 gunü Jan'la evlendi. • 27 haziran günü Markanjeli, evinin etrafındaki otları] sırada birden iki el süâh sesi duyuldu. Jan'mj mes'ud koeası gık demeden oraya yığıldı. Kalbine isabetf eden kurşunlar kendisini öldürmüstü... (Arkaoı v«r)I Türkiyede nrşfi hâklu yaltuz
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle