23 Kasım 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
İS Kastm 1953 >~ :| Merakh Resimler Işten el çekmiş bir toreadora zengin bir zevce buldum Rudolph Valtcttnj'y» d«rhal yar O zamana kadar bunu hJç kimse Arlen sonradan meşhur bir akt3r inr ctme&e, on* otoı altı turlü hiı denemenu§ti. ohnustur. Onu da, beni de (You'd m«t förmei» baj'id.nı. Sanned» Yahu, kanuna aykındır bu! be Surprısed) atLıi bır filrde gazeh«p bca vaıdım Günün bırmde, Diye terter tepinenler vardı. Ben te muhabırlığı rolu yapmak üzere Rudolph Valentino roakyaj yap de cevab verıyordum. ışe alaılar. mrkla megguldfi Hiç bır sebeble Çıvı çıvıyı sdker. Bu ilk filmden Kanunu değıştıreceğj ChıquiBH tanfindan rahıtsı: »oi'me to, NewYokta pekâlâ, boğa olduru sonra daha ba^ka bir çok roller yap tım. Hattâ fümlerin isimlerini bile ıreıinl bana «ikı ııkı tenbıh et lebıleceğıru bıxe isbat edecek. hatırlamıyorum. ınikti. D«rken gazete" >r gorvkıflTakrırier veren, itırazlar yagdıFoot itudjosunda bulunduğum bir let Onlarla konusmaga bas'adm. rsa» cemıyetler çıktı. Okuvutrular, MSsyS Valtntlno'Tnın sdzcustt ol guete başmuharrirlerine raektub gvm, haddınden fazla heyecanlı bır gencle tarustımj Her yere birden duğunu. Söyladin Onlar gıtukten lar gondenyorlardı. Bm zalimlıkle, ! y e t ı g l y o r d u . Adı Herman B'fg'di, senra, Valeatino'ya meaeleyi anıvtvahsılıkle ıtham edenler vardı Hay I m e 5 u u r F. W. Murnau'nun sahn» tm. vanlan hımaye prensipı nerede I v a l l j muavini idi. lyvah! Gido, M »öyledia bu kaldı? d.joriardı Basın, haftaiarca [ Kendısine ıtalyanea hitab etthn. »aamlara acaba? d*İL ve haftaiarca, bundan başka hıç b j Aynı lısanla bana cevab verdi Bing Şımflilık kecdıleıınt Tareeek şeyl» meşgul olmadı. Bız de ben ] beıüm dilimden anladığı için son öeyroatmıs ohnadıgiiiı, fakat sırası taraftan, Chıqurto'ya, onun »ıayatı | dereee rr.emnundu. Bana, hakikatte jje'ınce, basın için bir mesaj yazana, maceralanna, ' menkıbelenne I °pera ş.arkıcısı olduğunu söyledi; cıisuıı, bunun da kejdi'enne b>ldair, makale makale ustüne yazdı i b e " d e o n a düryada en çok sevdnilecegini söyledım. v y b t m u s l k i nyor, yazıları takviye eden fotog \di&im Rudolph Valentlno, bana: raflar da ekliyorduk. Harıkulâde Binaenaleyh hemen Çok iyi etmıarâ, üido, dedi ıdi! den hoşlandık. O günden itibarcn, gmzetecier.e İlgili makama resmt bü" müracaat Bana ne yaparablleceginln farolan temaslan idaraye memur tdil yapmıştık. NewYork eyaletı ii ismimi hemea dımettı, istediğimiz iznl vermedı. Ben lısteye ilâve etti. Tam da benim üRflnnl» b>er MmnTi soıı dcıcce de katt surette buna guvenıyordum mid ettiğim gıbi. Bıng'in b«n» i| cuıkve dostça haxexet eaıyorcujB. Eğer musaade verilmia olsaydı ne bulmasını beklıvecek değüdim. YaAynı »«»r>»n<^ g»jetecil«r«, bonca japardık bılemem. Ghiquito, gureş pacağım ışı ben kendi kecdime butır gene oiduğum ifchabım v?iı meydanına gıremıyecek kadar yaşlı labilırdhn Orlando'ya is buhnak ıçin hiç kimsenin kafa yonnasınjı yordum. Benı biraz koltunlarlaı^a ıdı, boğa onu mutlaka öldünırdu. ağ/ımdan, ıstedıkleri Iskırdığı a'aFakat ben hedefime ulaşm'itım. hacet yoktur. Ertesı sabah stüdyoda idim. Duncak.aıını zannedıyor'ırdı Kendıle Maksadun, Chıquıto üzerine rinc verdığım haberlenn, verıhnc ti çekmekü. Her türlü umidın fev yanın en meahur sahne vâulerınmesi icab eden hıç duyulmaıruî kınde muvaffak olmuştum Herkes den bırı olan Murnau hesabına çaşeyler olduğunu zannedıyorlardı Chujıutodan bahsedıyordu. Dave ' hay«^unL^Mo^ro Ş ^ a ^ J " " ^ ; Baa gazeteciler de bana rüş\et ver tıyeler yağraur gıbi yağmağa baş lik.li konuaruktan sonra, dort pamek istiyorlardı. Rudoıph'un husu ladı. Chipjuıto, resmı kabullere, oğ ralık aktörler kalabalığı içinde kaysl hayatma dair kendılenne tafsılât le zıyafetlerme, danalı suvarelere bohnak niyeünde değüdım. Bıng avaa çıktığı kadar, hoparvere3rım diye, Valentıno'nun gaze gidıyordu. Kadınlaı da ona mektelere teblığ etmek istedığı bır şey tublar yoUamağa başiamışlardı. lörle haykırıvordu. Yanına yaklasolursa, gazetecilerin benı «ıkıştır Kendısi de ayncm, kadmlarla eaa tınu Bu kadar fazla bağırmayın, dıkları blr andan faydalanıyor, on sen meşguldü. Kadmlara karaı, iMo«yö Bing, dedim; e güzel tenor lara |u sözleri tsıldıyorJum: kendine has muamele edış tam 1 sesuıızı berbid ediyorsun\ız. Hakıkaten zor şey, var ama, vardı ki onlann hoşuna gidıyordu. Boyle dıyeıek nukrofonu elinden gerçekten de gayet mahrem sakın Chiquıto ıçın deh divane oluyor aldım. yazmayın. Eğer gazetede çjkarpa, lardı. Bu sefer de ben avazım çıktıgı mah\olurum. ı^ınu Hasılı, Çhiquito bü şahsiyet ol kadar haykırmağa başladım. Oraya Böyle dedıkten sonra, V.nenuno muştu Beş, altı hafta ıçınde, be hguran diye gelrrıştim. Halbuki işnun, gazetecılere büdırmemı emret ğendığı kadınla tanış.ü. Üstelık, bu te, sahne vaziı muavini idim Bu iş tiği şeyi soyluyordum. Tabiî, ikı kadın bır kaç mJyona sahıbdı. Bir de hoşuma gidıyordu. Janet Gaynor gıbi, George O*Brien gıbi busaat sonra, bu haber, bütun gazete kahraman olduğu her.uz lerde en gdze goriinür yerd* ç.'kı çıkan bu adama aşık olmustu. Ev yuk aktorlere emırler veriyordum. Güclerine gitmesin diye elimden yorau lenr'ıler ve mesud oldulr.r. geldıği kadar ugraşıyordum. Her*** Işte ılk defa olarak bu şekilde kesı seviyordum. Çünku, insiyakî Turnesi bittıkten sonra, Valenti (Publıc relations) cılık ettun On bır anlayışla, kendimi onlarm yeno, J D Wıllıams ısımlı bır Avus dokuz yaşıma basmıştım. Bu bir rine koymasını biliyordum. Şöyle ruryah ile bir mukavele imzaladı. muvaıfakıyetti. İkı insanı me=ud düsdnüyordum: Bır sırket kurdnlar, yaptıklan film etBrişum Bu da mîîkemmel b.r iştı. Guido, dostum, senl stttdyonun lerı Paramount cağıttı. S tâ öteki ucundan bir flno kopegl Rudolph ua fıimlerınde bır çok CLARE GABLEİ NASIL gıbi ıslıkla çağırsalar, yahud s»roller aldım. Glorıa Swanson^a1 bahtan akşama kadar herıfln biri TANITTIM? Manon Davıs'ie oynadım Hattâ Public Relahons ışmdeki bu ilk boyuna arkandan seslense hojuna hemen hemen baş rol olan bır rol muvaffekıyetıme rağmen, isükbalı gider mi? Tabiî, gitmez. Bdyle düşündüğum için, bir sahbile kaptım Scaramouche ve Apo mın bu sahaia olduğunu henviı bükalipsın dort suvarısı fılmlerını çe mıyordum. Kendımı hâlâ sınema ne vazii muavınirin bana karşı naviren Rex Ingram. Alıce Terry ile ja ıstıdadh adam sanıyordum. Ye sı! hareket etmesini istersem.kenbır film çevırmejı duşonuyoruu. cıncı sanat denılen smema dunyası, dim de dyle yapıyordum. Bıng'i de Onu bır koşede sıkıştırdım, bana Nei*Yoktan Kahfornııa'ya ta gucendirmemeğe dikkat ediyordum. Onun işinı tekemmül ettırmeğe kalbır deneme yaptırdı. Ayöklanmın şınmıştı. Hollyv/ood'a gıttım. Orava vardığım zaman cebırnde kışmıyordum. O, işlerın n« sekıld* altına yuksek tabanlar ilâve ettiyapılmasını Lstiyorsa, bpkı öyl» ler, fakat ^ına rağmen, ALce metelık yoktu. Derhal ış bulmam lâzımdı Hollywood'a ayak basar yapıyordum. Öyle ki herkeı gerTerry'ye parumer vazafesı goremıçekten beni »evıyordu, ben ae neryecek kadar kısa boylu kaiyor. basmaz Paramount stud • jlaruıa gıt kesi seviyordum. tım. Kapıcının yanından geçtım. dum. Rolu Pıamon Novarro aliıHaftaİ3r geçıyor, günler uçtıyorMuesseseye mensubmuş gıbi bır eSınemada oynamak çok hoşuma da takınırsanız, kapıcılar sın hiç du. Ben hâlâ sahn* vazü muavini gidıyordu Fakat ışı gevşek tutu durdurmazlar. Muhım bır insanı yo ıdım. Bir sabah, Bıng bana geldi: Bugün aktorluk edeceksın, deyordum Bu yolda ısrar etmedığım lundan akkoyrauş, olmaktan pek kor di. Orkestra şefı nafile. Onun jenni galıba ıyı oldu. Benım ıçin ıstıkbal, karlar. benı muvaffskıyete goturen (Publıc Paramount'ta, Arthur Rossen isim sen alacaksm. Bana bakın, ben aktör dcğirelatmos) da ımış, besbelli. Bu h bırıni tanıyordum. Daha doğrumes'eğe bıl'ul atıhşım Vaientıno su, onun kardeşi olan, Jean Har lım. Aktor olmak da istemıyo.um. ile beraber bulunduğum zaman ol low'un kocası H'l Rossen'ı tanıyor Sıze yardıma devam etmek ıstı>odu. Mesleği hıç bılmiyordum Lâ dum Bunların dorduncu kardeşleri runı Mösyd Bing. Sizinle çal'.ş,ırsafli kin o zamandanberı yapmaktan hiç Dıck Rossen'le, buyuk kardeş isimli 0 kadar çok şey bğreniyorunı ki. u Haydi. haydı, pekâli b H^orbir zaman gen kalmadığım ışı, daha \r fılmde, bırl k*e çalışmıştım. Tom s u n k i da bu hlmde ovnuyordu. . °>" k e s f " ?«*«« y«P*b''i'»m. o tarıhte ınSiyakî olaıak yapıyorMusiki senin ruhunda nevcud. BeHasıl', bay Rosen'i buldum, Iş dum. Hıç duşunmeden kendılığımnim gibi Her şey yapabilirsin ser... ıstedisirri soyledim. Rossen: den: O kadar ıs'ar etti ki, Murnau'yu Galıba şansınız var, dedi Biz «Zengm izdivac» ımın hıkâyesı ) de. çevıreceSırnız bır fiîmde, gazete gormeğe gittık Orlando orkestra şefliği yapabu tanhe tesaduf eder Yanı bır I n u h a b ı r l r o l u y a p a c a k ü c d o r t s k . müştenme akdettırdğım zengin ızdi , l o r arıyoruz. Acaba gazeteci rolü cak. ı ı t * ı • j r*.ı . Murnau bana sordu: vaçtan bahsetmek istıyorum. Pub • yapa^ılı^ misınız? Bir orkestrayı idare edebllir lic relations bahsm''e gerçekten st Yapamaz oîur muyum, Bay tığım ılk adım bu oldu Rossen' Asıl sızm şans:nız varmış. misin' Belki, Mösyö Murnau. Hiç Bu ılk müşten bır Ispanyol tore Ben ezeldenberi gazetecılerle duşer adoru ıdi. Levend gıbi bır »encdi. 1alkanm Vaientıno için gazetecıler denemedim. Arkası var Bir İspanyol fılmı gosterıiırken, le meşgul olmuştum. Benden daha (Bu serinin bütün haklan Opera onu, bazı İspan;. ol aradaşlarla bır ıyisinı bjlamazdınız, Bay Rossen. Mundi ştrketi ve gazetemize Beni, Dıck Arlen'le beraber, relıkte gormuflum. Işten çekılebıla'ddir) mek ıçin zengin bır kadın aradığını ısorun yanına gonderdi. Bu Dick bana mahrem olarak söyledi. Boga gureşı meydanına artık gıremiyeceği bir yaşa geLyordu Butun smelı, bir salıncaklı san'îalyeye tcurulmaktan, bar.kada bır hesab açtrrmaktan, genclık menkıbelerini anlatmak için de beni eh altmda hazır bulundurmaktan ibaretti. Hasılı rahatcacık yaşamak ıstıvoıdu! ^Guido Orlandö 6 SÖHRET FABRİKATORÜ RESİMLİ ROMANIM Z SAÂTÇI PEL Yaıaa. >. GOBDEALTt ( 7 ) ^Çerlren: MAZHAR KUNT | ( Olan Bisikletler 17 temnuız günü gittikçe meraka dü$en komşu ka] dmlar. Pel'in bir aralık evde bulunraayışından lstifade ederek saatsuıin bahçe tarafma açılan kapısına merdiven] dayadılar ve içleruıden bırı çık2p odanın ıçinc baktı. L îngılterede üç kışılık bıskletler rağbettedır. Geçen hafta Londrada açılan sergide buntsrdan muhtelif tiplar teçhir olunmuştur. Yuknndaki res ımde, üç kıaüık bisikletlerden bıri görülmektedr. Bunlar, Oç kışilik »ileler ıçin hazırlanmıştır. 1 Şlmdi dtvri Uam seyahatltrinln fld gün« lndiği bir zamanda Uzakaarka cuzak» demek bugflnttn kıymet ölçfllerine uymamak olur. E»kinin «uzağı» yenlye yaklaçnuştır. Yaklaştıkça da adım adım takfb edilebilmektedir. Fakat ls yalnız znesafede mi? Mesafenin ifade ettiği uzaklık tarihe kanşab çok olmadj, Binlerc* yıl uzak gen« uzak kaldl. Kalanı, üzerinden geçirdiğimiz bir süngerle niıyana terketmek, Iktisab edilmls kıymetleıi blr anda gözden çıkarmak defil midlr?. Bunu nasıl yapanz?. Ahgılandan nanl kurtuluruz?. Uzaksark bizden mesafe Qe aynlmasm bile gene uzak, gene uzaktır. Çünkü kendine gör* bir yaş»yıa tsm, devlrler boyunc* biç d«gismiyen bir tefekkür tarn vardır. Gelenek ve görenekleri d« ona göredir. KonfuçyÜJ ramanınd» ne ise bugün d« öyle kalmışbr. Geçen asnn sonlanna doğru b«şlayan Avrupalı hücumuna raftmen gene de dejoşecek defildir. Ormaı öyle bir âlemdir ki Laotte'nin vey» Buda'mn çizdiği yoldan aynlaroaz. Konfuçytis'ün dediklerini harfiyen tatbik etmekten baska bir sey Y*pamaz. Çünkü ruhunu saran mistisizm köklüdür. Sökülü'p a+ılamaz. Onca medenîvet batııım topu, tflfeğidir. îçlerinde yabıız Japonya muasır nedenivetî. gene asırlık gelenck'.erine sadık kalmak fartile kae^flen esrariı hava bize nazaran aniasıltnaz, kavranms*ı mümkiin oİT'ivan rmıammalarla doludur însanlan deSisikiik kabul etmiven rnüsterek bir küîtürün korcmıcusu elmı«'ardır Bu kültür, tarîHn *derirhklerine kad?r uzsvan aVıVplere y^tanmıstır.. Son elli senedenberi Eivas! vaziyet ne ksdar degişmiş ctursa olsun 50 ıncı tui dairesile 360 mcı ar?smr'=ki memleketlerde bunun ifsde ettiği mana, asırlar yanında eVi senenin ifade ettiği mana kadar kıymet kazanır. Uzakçarklı için bir kaç on yılın ehemmiyeti olmamak lâzımdır. Zira arkasında binlerre vıllik bir mazisi vardır. Bu mazinin ternelini atanlar M Hddan en asaih bin sene evvel gpTtniş'erdir. Uzakşark. her çeyi^ bizden U2ak. Vırie bat'dan fersah fer^ah mesgfelerle ayndır. Avnlık gavrri'Şm sebeblerini, yukanda sıra^ad'Ş'mız yanaşıl"iaz esrarma nufuz edihnez, b'ice muamna olan fakat urak'aH'imTn bir türlü fedava razı olamadığı zîhniyette arpmabdır. Çinin kora"ıri=tlesmesî ne kadar mümkün ise Jaoonun Kimono ile terliğinden VE7"e<?TTiesi de o kadar mümkündür. HmdMvi tuıban'ndan v v a sakalındsn er!p"ek kuvveti zor karsı koyacaV hangi HiirTli vardi'' Zamanımızrîa Jpponvanın ge<;irdiği sosyal refornUra rağmen hangi Japon cık'D da imparatrrumj reddedebilir' J=ıpin tarihi kadar eskî olan bir müf"=«e=eyi yahud kendisine ilâhlık af'edilen bir şah81 kim inkâr edpbilir' Uzakşark bptıvı bat'nın onu tamd'ğından fa7İa tan'r In^Tnlarıle, kültürıle tpma<; etmıştır Kust'riarını. eksik tar^fİTinı bilir. Ama gene ondan u?ık Valmayı tercih cder. Daha Porna tm^ara^orluSıj kurulmadan bin'ıerce yılîık Çin medeniveti diye bir medeniyet vardı Aslını hiç bırakır mı Çinli'!Toprağma bağlı clam, tocraksız bırakırsanız, elirien en kıymetli haeinesi alınanlann boşluğuna diişersinîz Ya din s;H kutsal ve temelli bağlardan onu nasıl ayıracaks\nız* Uzakşarklıya eöre harb d?rb. ne olursa olsur bunlar feda edılemiöte°inde bir ruh hâleti ypratacak kıvmetlerdir. Yaînız harbden ve harb tonu devrwind«a Uzakşarkm uzaklığı hakkında düşünceler Bu odada ewelc« dedığinuz gibi bem yemek yeniyor, hem Eliz yatıyordu. Merdrvene çıkan kadın, bo« v« karma kansık blr halde bulunan karyolanaa odanın ortasın* Cekilmis oldujunu Bordü. Bır kenarda üstüste yorganlar, carsaflar. bir yatak ve biı yastık atılmıa duruyordu. S o banın önünde de kuçuk bir kül yığmı vardı. Bu kül yıgını komsu kadınlan pek meraka düsurdü. Kocaları da onlarm merakım paylaşıyordu ama kimse polise haber vermeyı akıl edeTiıyordu. Herkes asık suratlı esrarengiz Pelden çekınıyordu. Uzakşarkta bir mâbed beri onun başına gelenler değil, eskisi yenisı ile hepsi, oau tuttuğu yoldan caydıramaauştır. Uzakşark ınsamnda akidelere baglı kalmak kutsal bir vazıfedır. Ruhuna isleyeni ne hıddet ve ne de şiddet *ökebüır. Bu ruh bunca fırtınalara goğus germıştır. Sıyaset ve kultür sahasmda gördüklerı tesirsiz kabnaktadir. Onlara karşı, ijine yarayan taraf bulmadığı veya bulsa bile tadını çıkaramadığı için kayıdsızîık gösterir Yabancıdan gelen her şey onun nazannda bozguncudur Fıkırlerine, duygularına uymaz. Bu esnada kalbi taş kesılir. Çünkü bu kalbüı içinde demirli duran dogmalar vardır. Etrafında olup bitenler Uzakşarkh için günlük hâdiselerdir. Gelip geçicidir. Nasıl dıbsiz bir ummana nu^az etmek kabil değılse, dunvanm yan nüfusunu banndıran doğu Asyaya da; insanı, kültürü, rneder.i\etı, gelenek ve göreneklerile bambaşka bir âlem olan büyuk bir kütlenin kalbıne, kafay.na da nüfuz edemezsiniz Çatışmalar, catırdılar giînılrüler, hattâ fırtma ve boralar dahi bu umman'n ustünü yalayıp şeçecek, dıbindeki sükunetini bozartuyacaktır. (Almanca basından) Nıhayet bir sabah her şeyi goze alan kapıcı Madam| Henkes, saatçıye yanaşarak «karmızadn ne haber, hasta / lığı devam ediyor mu?» diye sordu. Fakat Pel, sert bir sesle «Kıroden bahsediyorsunuz? dedı, ben evli değüiın] ki.. Şayed hizmetçımden bahsediyorsanız, zavallı kadının! hıç de ıyı olmadığını sıze soylıyebılırım». Fakat ertesi gü| nu Madam Henkes ile ılk konusan Pel oldu: «Sıçare kadıI nın halı berbad... Bılmem kurtulabılecek mı?B dedı. İki] gun sonra da buyük bır soğukkanlılıkla: «Elij'ın öldügü| nü büdirdi ve bu sefer âlıcenablığı tutan Pel, kapıcı ka 1 dına Elu'e aid bazı gıyım eşyası verdı. Hem nalına hem mıhma Isveç tankerinin kurtarılması münasebetile (İkinci safu/eden devam) ve hamulesinin kıymetmden bir hisse aurlar. Bu hisseler, sarfedilcn emekle mutenasib suıette dolgun olur. İMcsclâ knrtarılan Aida tankeri için, milletlerarası usullere gore hakem tarafından tajin edilecek ücret 400500 bm lirajı bulacaktır. Tankpri Piredeki İsveç tahlisije gemisi kurtarsajdı bu parayı o alacaktı. İsveç sefaretinîn talebhıe red ervabı veriürken iki tahüsiye gerrimİ7ttı AiHa'yı kurtarmış oldnğu da suph"siz ilâve edilmiştır. Bir noktayı da ben ilâve ede\im ki genıi kurtarma hi/m«ti millileştirıldikten sonra, tahlisije gemilerimiz 1930 danberi Turk ve ecnebi bajraklı 125 gemivi kurtarmak suretile bu işi pek iji başardıklarını \e İsveç tahlisi>e gemisinin mudahaİPsine asla rauhtac olmadıklanm i^pat etmişleıdir. Aida'yı kurtarmak için sefaretleri vasıtasilç müracaattp buhınan İsveç kumpanvası ve tahlisiyecileri Törk gemı kurtarma teşkilâtmın AHa'dan buvük olan 12,000 tonluk Franıız Providence yolcu gemisini Çanakkale Boğazı civarında oturduğu kayalıklardan kuıtarmağa niuv<tffi.k olduğunu bilmi>orl?r mıvdı? Karasularımızda Aida'dan çok daha buyuk mesetâ 2330 bin tonluk bır İsveç genıısi kara>s otıımısa. ona da kurtaraca Ingiltere Kraliçesinin at yarışlarına gitmesi tenkid ediliyor Londra, 17 (a a.) îngılterede bir metodist kılisesi erkânı, Kraliçe Blizabeth ve Kraliyet aüesini, at vanşlarına devam ettiklerinden dolayı tenkic! etmiştir. Dun Manchester'de metodisHerin konferansında soz alan Dr. Dviıald Soper ezcurnle çunları soylenLjtir: c Temenni ederdik kı, Kraliçe at ysrı^îarına t?evam etmesin. Bazı kırase.er at yanşlarma sporların Chıquıto, dostum, dedan; elele kralı nazarıle bakarlar. Ben ise at verip bu ışı yapalım Kalkın, sızı jarı^larım dalaverecileıın sporu obır goreyım. Fılhakıka, bazı ımlarak vasıfl<ındırmaktavıru.» kânlar var. Çok yakışıkiı bır erkeksıiıız, Chıquıto, dostum Bu jansiyet ve bu tebessum sızde varken, Bulgar Hastanesinden makssdımıza eremezsek şaşarım! 7000 kilo inek sutü Aradan yırmi dort saat jeçme70(0 kilo ekmek den, Chiquito çantada keklıktı. Bır İ0O0 et anlaşma yapmıştık: Vunıurta, sebze. bakkaliye 1 Ben kendisinl meşhur edeerzak vesaire. cektım; 1954 «enesi nihayetine ka2 Para sahibi bir kadnıla cvle4 dar yukanda gösterilen nenecekt ; vadı gıdaıye 14 ara.ık 1953 3 Kaybedeceğim vakti ve yapazartesi günü saat 15 te <*kpacağım masrafları ksrşılamak üsıltmeğe konulacağından i«zere bır mıktar para alacaktımtirak etmek istiyenlerin hasFevkalâde, şaşılacak bir şey dütane ıdaresıne müracaaılen şündüm. Şoyle ki: Amerıkada ilk rıca olunur. boğa güreşini tertib edeeektık İşe girıştim Madison Square Garden'.'e anlaştım. Peşm bir şey verilemiyeBir Citroen veya bır cekti Eğer güre? yapılacak olursa Madison Square Garden yüzde bir şey alacaktı Ne reklâmdı bu! GaI I Aranı; Müracaat: Tel Aranıyor. zeteler hep bundan bahsedıyorlarsaat 11 • kadaz. du NavYorkta bir bo£a scöreril Bir kaç gün sonra Pel, bir işçi bulma bürosuna müracaat ederek genç, mumkünse güzel; tahsıl ve terbıyesi y»rinde kadın bir memur istediğini söyledi. Pel'e Ogüstin Dukro isminde 17 yaşlarında genç bir kız takdim edildi. Eve gıderlerken Pel, kıza bekâr olduğunu ve evlenmek arzusunda bulunduğunu soylemeyi unutmadı. ÇOCUÖUNUZA VEREBiLECEOiNiZ GIDALARIN EN ÂLÂSIDIR Matmazel Dükro, eve gelınce, doşemenm bembeyaz olmasına hayret ettı. Pel, bunun sebebmı ızah etmek için, 1 evvelce burada oturan kadının çok hasta olduğuna, bu 1 yuzden ortalıŞa fena bır koku yayıldığ nı ve tahtaları, klorla yıkamak mecburiyetmde kaîdıgını söyledi. Halbuki koku gene mevcuddd. Klor kokusuna da kat'iyen ben' zemiyordu însanm âdeta mıdesi bulanıyordu. Kızı teskinj etmek ve kandırmak ıstıyen Pel, ona da Elız'ın çamasır 1 larını ve bazı elbiselermı verdı Hattâ saatmı 15 frank mukabılinde sattı ve parayı alırken: cBu saat pek güzel] değü ama, sahıbesı de guzel değıldı» deai. Hearıf âdeta « atçj Elız'in varui imis gibi hareket ediyordu, (Arkası var) Tüfki.cdt nttri hj.kk) •yaınız
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle