25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
22 Haziran 1952 r Bir intihar vak'ası!.. aktile bizim Omer Mesud ksrşılaştık. adında bir arKadaşımız var O zaman gencler; bucünküler dı. KerlisLne Ayı Omer kadar içmezlerdi. Nihayet biraya derdık Buna sebeb, rah kadar varan gunahları da onları, metimin çünkü gür.un birın'e bu gene buşünküler kadar sulu sarhoş çocuk altmış yaşmda iken tifüs hahne getirmezdi. ten sıziere craur vefat etti. Hâtı ' Sofranın etrafma serilmiş hasırrasını, kend.ni tan:yanlar, daıma lar. hahlar ve onlann üzerindeki yadederler. Çok şakacı, ve şakaya minderlere. gene şuraya buraya adayanır bir adamdı Garib vasıfla tılmış küçük kahve iskemlelerine rı vardı Sol elile türkçe. sağ eiile yerleştık Nuri. fransızca yazardı. Aliance Isıaelite j Dayım da gelecek.. onun iom ahrdaki Musevi mektebmde fran (sofraya oturmıyalım.. diyecek olsızca okumuş, Usküdar idadısmi de ' du .. Omer düsünceli düşünceüikmsl etmışti. Karantır.acı Ismaıl Bilâder, dayım yiyecek değiBey admda meşhur bir musikışüıa liz ya .. diyerek bir hiyar aldı.. sm oğlu olduğu halde davul çalma , soyreadan yedi.. Çocukta havat sını, mani söylemesini bilmez; fa , kuvveti o kadar fazla idi ki. miirakat babası gibi denızden hoşlanır kün olsa cevizi kabuğile yer ve tekne ışlerinden anlardı. Babası ı hazmedebilirdı. SUlacak ıskelesınin hemen yanıbaBu sırada . içimızden birisi: şui'îa karantına binas.nda seneler Yahu! Bir el yıkacak, nasıl ce Karantma memurluğu ettıği için olur? dedi. adeta denizde doğmuş büyümüş | Nurı hemen cevab verdi. Bahçe b:r adamdı. Hergül kadar kuvvetli kapısının yanmda musluklu teneke ve her türlü hava \e hayat zor var. Sabun da var. Çivide havlu aluklanna cok tahaır.müllu bir a | sılı. Yalnız. suyu israf etmevin. damdı. Ger.ış goğuslü olduğundan j Cünkü bizim kuyunun tulumbası ceniz altında bir dakika kadar du • hczulmuz.. bozulmuş değil, bir ?irab lır ve bunu her z&man kolay vata düşmüş. Ondan dolayı işlerelıkla yapardı. Kendısıne yapılan : miyoruz. Terkos kesik... Çeşmeher türlü şakalara, hattâ eşek şa den su getirttik. Bizim koyde de kası dediğimiz en sertlerine kadar rulumbadan anlayan yok.. diyecek cavanır; fakat muksbeleden geri oldu. Bizim Riza: kalmazdı. Mukabelesi de pek yu Ben anlanm. Istersen ineyim. muçak olmazdı. Size kuvveti hakNuri hemen karşıladı: kır.da bir misal olarak Kilyostan Yok Rizacım. Şimdi keyfimiyalnız başma sandala binip Sala ze bakalım.. tek başına... ca:a kadar kürek çektiği olurdu. Omerlen beraber yaparız. Avı Omerin bu mezıyetlerinden Bırak Omeri.. öyle şey beceba?.:a kalbinin gayet temız ve arkadaşlanna karşı vefaiı olması oOmer gülerek: nu herkese sevdırırdı. Daimî neşe | Ben seni tulumba diye kullaiçınde bulunan ve hayatın her tür nırım.. be.. sen ne söylüyorsun lü meşakkat veya cilvelerıni aynı mon ami! (Bu sözü fransızcaya o di. Yukarıdan sordular: Cıvatayı gördün mü? tebessümle karşılayan bu arkada lan iptilâsını (!) göstermek için Daha gozüm karanlığa alışş^rrazı bundan şu kadar yl evvel söylerdi.) biz yemeğe davetli görüyoruz Omer bir söz söyleyince, arka ma*. Aradan iki dakika geçti geçme"^u yemek şöyle olmuştu. Ah daşların takılmamalanna imkân ı di.. Nuri seslendi: p Marımızdan birisi bir memuri yok. Hep birden: yete geçmişti. O zamanlar boyle Atma! Din kardeşiyiz? diye I Omer, tulumbaya ilişme! Boşeyler arkadaşlara bir ziyafet çek j sataştılar. zuk falan değil.. Srna oyun ettik. mekle ödenirdi. Omer işi ciddiye aldı: j Gözün karanlığa alışır, hem de se Ben arabalının pompalannı , rinlersin! Biz yemeğe gidiyoruz, diAradan aylar geçtiği halde Posy gçğ tanede memuriyete yerleşmiş olan tamir ettim be! Çocuk fıskıyesi gi [ yerek bir hamlede ipi çekti. Omer de aşağıdan: Nurinin vadettiği ziyafeti veımemiş [ bi ev tulumbasını tamir edemiye Böyle şaka olmaz. Çıkarsam, olması başta O:r.cr. hepimiz icin cegım. Edersin. edersin ama.. gel bu vallahi kuyuya atanm seni! dedi; bir alay mevzuu olmuştu Her gorama Nuri bize göze etti... Kuyusefer etme!. düğümüz zaman Nuriye; nun başından çekıldık. Kapağı da Nuri de muttasıl: Aman Nuricim. Yalancıdolmayı da unutma! diye sıtem ederdik. I Omercim.. bu senin kânn de ı kapadık. Haftamn Şakaları V | Böyle eşek şakasjnın sonu böy le olur. Aslı benim yüregımo drğdu. Çocuk zaten son giın'eıde fcna vaziyette idi. Işte buyurun.. tîedi ve bir kâğıd uzattı. Kurşun kalemle bir sigsra paketinin mukavvasma şoyle yazılmıştı: ıTeşekkür ederim, elveda». Nereden buldunuz bu kâgıdı? Kuyuda.. Islak değil. Tulumbanın kenarına sıkıştırmış. Şakadır bu. çıkıp gitmiştir. İmkânı yok ipsız çıkamaz .. Demire tutanarak .. Kunduralan kuyunun başında duruvor. Yahu! Şaka etmeyin be! Hepimize bir huzün çöktü... Haydı bir de biz bakalım . Kuyunun başına gittik .. Rıza tekrar indi... Bu sefer tulumbanın alt bağlantısma takılmış, kas su var?. Bir kere ölçelim.. Bir yumak sicim getirdıler. Ucuna bir taş bağ'.adık.. ıçeri sallandırdık.. taş dibi bulunca, çektik.. ve ölçktük. Sekız metreye yakm su olduğu meydana çıktı. Kuyu geniş .. Yarım saatte on santim bde çekmediğimiz.. duvarın yaşlığından anlaşıldı. Bir hesab ettik.. beş saatte bir metre çekersek 40 saat su çekmemiz icab ediyor. Mütemadiyen de su geldiğine göre iş olacak gibi değil... Ama Rıza çekmeğe devam ediyor.. derken tulumbanın tringası koptu.. is de durdu.. biz artık fazla kalmadık. . Kayıkla gitmeyi de uzun bulduk.. vapurla Üsküdara döndük.. ümidimiz. Ömeri Salacakta bulmaktı. Lâkin bu da boşa çıktı .. Canım, bu bir yere sak'annvştır.. elbette çıkar.. diyenlere de erte si gün Ömerden bir haber çıkmayınca nevmid oldular.. Hisardaki kuyunun boşalması ketini bulup çıkardı.. hakkında Nuriden haber geldi.. ku Buyurun! yunun daha yarısı boşalmamış. Ayol şaka mı ediyorsunuz? Tulumbayı sökmüşler.. kuyucular Ne şakası yahu!. Yok ışte.. Durun bakalım . bırdenbıre gelmiş.. tulumlarla suyu boşaltıyor karar vermeyin! Şu bahçeyi ara | larmış. Bu sırada bir de yelek bulmuşlar.. Rıza Hisara gitmiş.. yeleyalım Bah"eyi aradık.. kuyuya geldik . ğin Ömere aid olduğunu tarınvş.. Ömer, Ömer! diye bağırdık.. bunun üzerine.. arkadaşlara haber vermek için «Ömerin bir kaza neRıza gözleri yaşlı: Dibdedir. Dibde.. ben bilırım.. ticesinde vefat etmiş olduğunu» bir benim ölümüm sudan olacak. der iki gazeteye yazdık.. Nuriye de kuyunun bir an evvel boşaltılması di.. işte adama kıydık Biz ne yaptık yahu! Kendisi için mektub gönderdik... istedi. Vakadan üç dört gün sonra bir gece zaten âsabı bczulmuş olan Nuri odasınca yatarken, balkonca bir takım sesler işitır.. uyanır.. uyku sersemlıği arasında balkonda beyazlar içinde bir hayaîet görür.. dıkkat eder.. Ömerin hayali olduğunu seçer ve bir feryaddan sonra bayılır. Evdekiler hemen odaya koşarlar. Nuriyi baygın bulurlar. Ayıltırlar.. doktor gelir.. çocuğun ertesi günden itıbaren başka bir eve gıtmesini tavsıye eder Biz bunu sonradan öğrendik.. o da Üskudardaki evlerine doner. Zaten Hısarda kuyunun boşalması ve Ömerin cesedinin çıkarılması için ka!d:ğmdan bu ıslerle gundüz meşgul olmak üzere Üsküdara döner. Nurinin hastelığmı işitince iir kaçımtz ziyaretine gittik.. Rıza yok. Çünkü o fena halde içerlemişti.. hastalığını sövledığimiz zaman: Meheldir.. daha beter olsun.. diyerek söylendi.. "Öiz Nuri ile konuşurken. Hisar. dan bir telgraf geldi: ~**Kuyu bosaldi. cesed yok.v Nuri.. okudu.. bir daha okudu.. ben de okudum.. Bu ne iş?... Vallahi bilmem.. Rızaya soralım... Bulursnı.ız... Hep bîrden evden çıktık.. Rızayl b'j'm'k için Salacağa gittik.. soruş Kilvosa aitti, dediler.. İki gün sonra.. gazetelerde Dİr tekzib: <<Bır kaza neticesi vefat etf'ğtme dair ga;?*en'zde çıkan haber dcğru değ'ld'r. Elyevm sağ ve saVm bulunuyorum. , Ö'n er» Hemen Salacağa koştuk... Ömeri, Rıza ile bırlikte bir tekneyi boyaniokla meşgul görcîiık... Bizi görün ce, piiimeğe başlad... Nasıl beyim.. beni kuyuya alar mısınız?.. Dünyada o sırplarda üç dört gün çektiğım azabı hiç unutmam.. Ve.'diği izahata gore.. kuvunun bir tarafından öbür tarafına uzatılmış. ve tulumbacıların tamir için kullandıkları iki hatılı, değiîtire değiştire duvrra daysyarak yukarı çıkmıs.. cebin^en kalem kâğıdı çıkarmış., mektubu v?zm;ş. İple asağı inrriş. Kasketi ve mektubu oralara verleştirmiş. Yeleîini de ıslatıp bir bir taşla kuyunun dibine atmış. Tekrar çıkmış.. yalmayak (tabanlan çok nasırh idi'1 dağ yolundan Kanbraya inmi1;. Ahnab balıkçılarla Küvosa gitmis. Oradan Rızaya bir mpktub gonHermiş. Bir gece sandalla valıva gelmis'er... Nurinin balkonuna çıkmışlar.. işi orada bitırecekleım's. Lâkin Nurinin fervadı üzerine tekrar denize açılmıslar. Nıhavet çocuâun hastalanmas\ ku\runun boş c.kması.. üzerine ce . mevdana çıkmışlar.. Bunu gördiıkte'n sonra artık Ayı Örnerle şak?'a=mağa kım cesaret edebiliHi .. Eahmetlinm her hali b~şka idi. Diye alay ettiler. Bu esnada hiç na... ağzıriı açmadan oturah Riia: Bir aralık .. Galiba Ethem: Örtieri çıkarallfll artık.. dedi. Ayol patlayaeaksıîıiz . Ne oluyorsunuz? Öiraz nefes alıh! diye A fiiia kârdefiffl.. Sen yfcfflecek oldu. Çocuğu yakaladılar.. töt^ dinmi? la, iki patlıcan dolması yedirdilef. •=* JJeii Örherle yerim. Ulan öleceğim.. be! Yiyemezsin kuzum. Ona ayır Nimettir; bu ölümün dolma dığımız ancak yeter. dan olsun... Yeter o.. ben çok yemem. Kendisi ipi çekin de beni kuyuda bırakın demedi ya' Ganım. şaka ettik.. Ömer böyle şev'ere aldınş etmez ki.. Etmez ama, insanın günü qüZaten iştahım yok. Amaaan Riza! Oyun bozan*. nüne u\Tnaz. Işte canına kıydı.. elftie! Ye şu zıkkımdan diye aelamağa başladı.. Yemem.. Ben gidiyorum. Sus be birader! Sen de amma . Nereye yahu! Yirmi senelik arkadaşımdı.. Iskeleye. böyle mi olacaktı?.. Ne yapacaksın? Eve gideceğim. Yahu! ne yapalım*. diye te Deli misin ayol!. Hep beraber selliye başladık.. Nuri berbad bır döneriz. halde idi. Çünkü hâdisenin mesu Omere yaptığınız şakaya içer lü o idi.. ledim. Biz bövle meşeuflcen Sevkinin Ayol.. Omer bu.. böyle şeyden memnun olur. mış.. öbür tarafta öğürüyor, Rıza rada Dur gitme!. Omeri kuyuda bıraktık.. buzivafet yiyoruz. Çıkarırız yahu! Çıkaralım. beride ağlıyor... Semsi de Amma da eğ'.endik! diye sitem edivordu.. Kuyunun başından ayrıhrken Rıza Yahu' Hiç akhnıza gelmedi mi? Belki tam boğulmmişü.. şunu çıkaralım... dedi..,. birbirimize ğ l L I s e n e l â z ı m K " ^ 3 ^lan dü Havdı şımdı yemeğe '. * e r s , m • A d a m > ' e r i n e «yarlar.. di Yahu. Etme Nurı.. diyenle| >' e ^«"»tırıyordu. re de. .B!r d e b a k U k kl; Orner omuzun~ B ? n °™n payını bol bcl ayırt a k a r t a I k a n a d l U k l h d u r a n ra t l m , ' " S i z k?yfir,.ze bskın! B lr az yuketı attı. Badı badı yürüyerek; muşasm ayı.. diyerek bize sofıaya Nuri Bey göster şu kuyuyu götürdü. Gittik.. başladık yemeğe .. J ca lm Jlu! diy r c orta X a 5lk~.. A m a .kardeşim .. Ne yemekle/..* O Geçmiş günciurr*kaç kijl o'.dı» ) ^ i » ^ â " < Ç ? i . *he guzeİ kuzu idi. Şevki, Şemsi, ğumuzu hatırlamıyorum; fakat O tı. N u n r H l a : yarşısma merden başka kendisine oaslî» is cağın Vazgeç Omer. O senin yapa Atıf birbirlerile yemek iş değil. I çıktılar.. Kuzunun ölçüsü olmachmini taktığımız Denizcı Riza, Ka Sen bana kuyuyu göster.. üst • ğından, paıçayı ypkalıyan kaç daleci Şemsı. rahmeth Atıf, Şimen tarafına karışma! kikada kemiğini çıkaracak diye badıferci Şevki.. falan hep davetli Hep birden kalktık . bozuk tu I kıyorduk. O bir âlemdi. Patlıcan idik. lumbanın bulunduğu kuyuya git dolrr.alariie top ovnadılar. KarpuzBahçede bir sed üzerine yere tik. Bahçenin arka tarafında bir lar yanmşar yarımşar yeniyordu. kurulmuş olan sofrarun üzerinde yerde idi... Omer kunduralan ku Ne üst kaldı, ne b^ş. Gülmekten hilâfsız ellıye yakın, patlıcan dolyunun başına bıraktı. Zaten çorab yemeye vakit yok ki; pılâvı avuçması, bırer ruğan iskarpin gibi par gıymedıği için çıplak ayakla kuyu | lan mı, helvayı sık'p sıkıp kahp lıyor, saiatalıklar. zümrüdden hanya inmeye başladı. Fakat borulann ! ettikten sonra yutan mı?. Yanı bir çer kabzası gibi gözü alıyordu. , j s ı a k oluşundan dolayı yemek rezaleti ki bö>le Göbeği deşilmiş karpuzlarm sayısı elieri kaymaya başlayınca: hücra yerlerde yanılabilirdi. Doğda pek hatmmda değil. Beyim.. bana bir kalınca ip ge rusunu söylemek lâzım gelirse, çoSoylendiğme göre Nurinin dayısı tirin.. dedi. Kalın bir ip getirip, cuk da bövle yensın diye ışı çok zengin bir zat imış iki kuzu çetulumbanın koluna bağladılar ve bol tutmuş ve sofrayı da yere kurvırtmiş. Çağırılanların sayısına göucunu kuyuya sarkıttılar. Omer, ge durmuştu. Kayısıları, armudları, re bu kadar et bol bol yeter, ertesi raici olduğu için ipe tutunarak in soymadan, yarmadan yutan yutagüne de kalabalirdi; fakat, Omer gibi, Şemsi gibi, Şevki gibi yempk değirmenleri hesaba katılırsa, iki kuzu ancak kıt kanaat yetecek bir nvktar arzederdi. Nihayet günün bırınde, bir temmuz günu Nurinin Anadoluhisar.ndaki yahsmda bir zivafet tert.b ettığini öğrendik Kimîer yoktu.. Bütün semt ve mekteb arkadaşlan hep orada idik. Tabiî Omer de bun lardandı. Pekü. Kızma yahu! Hep beraber yaptık bu işi. Ben yapmadım. Nuri ile Riza kuyuya gittiler. AO devam etti: '"" ğacların ve bir yarım duvarlı sed ... Kuyu danu<.4Hwkacağız. aduı a z'ediğı k'iyu eörülıncdığın len d a m n . . . cız işi takıb etmedik. Ne yapalım1'. Bir çengel Aıf.dan on dakika şeçti. geltn Olmaz.. gözunü falan çıkarıgiden yok. rız Yahu! Ne oldu buniarı? d>c Ne yapalım?.. cek o''ium. Suvu boşrlt''rn.. Omer bir oyur etni'Mİr. ınıı Zaten bu su artık, kullanılhttkkak.. ya bırıni Luvava at'ı. ya m=)z.. Ser.^si: raz daha bekledık, bir de batık ki Nöbrtleşe tuluı^ba çe^^riz . ; Nurı ile Riza suraluirı a",ı.: g«! vorBaşladık çekmeğe... derin bir lar... kuyu.. bü\ iık ve cift silindirli . Ne haber? .iiye sor1u'<. Yırmi bir defa çekti mi. adamın Yok birader. iflâhı tiıkeniyor... Ne yok? A?ağı yukarı yarım saat kadar Omer yok. çektik.. tok karnına kolay değil.. çekılen suyu da bahçeya döküyoRiza gözlerı dolu dolu lâfa ka ruz.. eve veremi ,oruz.. birisi sordu: rıştı: Yahu! Bu kuyuda kaç kulaç Biz o ziyafete Usküdarda. Şemsipaşa rıhtımından iki ada yavrusiie ; g ttik. Ada yavrusu ne demek 61duğunu belki bilmezsiniz. Uç çifte airmana kayıklarının kabalarına ada yavrusu derler Kpyıklan kısmen biz çektik, kısmeri kond; tayfalan . Oraya kaiar seyahat. çok cunbüşlü oldu doğrusu. Tabiî bu esnada kıçta oturanla , rm kürek serpintilerile mebzul j ıniktarda ıslatılması da klâsik şa [ kalardandı. Hisara kaç saatte eittiğimizi bilmiyorum. Fakat vardıfımız zaman herkesın karnı zil çalıyordu. Genclık, deniz havası, kürek çekmek iştahları bılemişti. Nuri bizi yalıda bekliyördu. Gürültülü bir şekilde eve gırdik. Hemen altkattaki divanhaneden bahçeye çıktık. Çünkü doğrusumı söylemek lâzım gelırse o halimizle biz eve barka almır rak.maan değ;Hık. J'rbçeye çıkfık ve biraz evve' a''Tjığ.m, muazzım yer sofrasıle Hindistarîda <fül^ir> ler için Uursiarda oiacak. Sesini işi tiyorum. ^&smmm Kocam evde yok! Sergide Lunapark: Istanbul Eğleniyor Tabio o kadar canlı oldu ikide bir sakalı uzuyor, kesmek zorunda kalıyorum.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle