Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
r SANAT] Amerikamıt Leonardo'su kendîsîııin bir icadı yüzünden nasıl körlendi? Yazan: Zeynel Akkoç Âlman casusu Schüller Istanbulun müdafaa plânlannın peşinde . . . Almanyanm kara yollan mühenBir çok kimseler tahsillerini tadısı Schüller, Beyoğlundakı maruf mamlayıp, hayata atıldıkları zaman otel.erden birine yerleştıkten sonhangi sahada muvaffak olacaklarını a, ilk defa geld ğı İstanbulu dobümezler. Bazıları çeşidlı mesleklaşmak üzere bir taksıye atladı. lerde kendilermi denedıkten sonra, Önce Boğaza giderek Bebekteki bir kabihyet ve ıstıdadlarına uygun bir gazinoda yarım saat kadar oturdu. iş bularak çalışmağa başlarlar Bır Sonra Maçkadan dolaşarak Mecikısrm insanlar da bütun omürleri diyekoyüne kadar gıtti ve oradan boyunca bocalar ve kendilerine bır da otelme döndü. Akşam yemeğinfaalivet sahası arayıp dururlar. den sonra dışan çıkmıyarak oteiın Fakat, bazı kımseier de. genış ispavıyonuna indi. tidad ve yuksek zekâları sayesınde, Paviyon oldukça kalabalıktı. Saaynı zamanda bır cok sahada balonun kapıya yakın bir yerine oşarı ile çalışırlar, diğer bır kısım turan Schüller pek hofbnmadığı insanlar da çeşidli kabiliyet ve isTurk şarabını içerken bır yandan tıdadlarından birmi gehştirip, dida etrafmı tetkik ediyordu Sa,oğerlerüıi körletırler. Bu hususta, nun havası gayet samimiydi. Heyüzlerce mısal getırmek mümkunnüz kırkını aşmamış bulunan ve dür. ı yakışıklı bir adam olan Schüller Fakat, yüksek deha ve çeşidli ıs j içm salonda, uzun uzun tetkıke detidadlara sahib olan bazı insanlar,; ğer güzel kadınların bulunuşu yaltesadüfî veyahud uzun araştırma mzlığmı gıdermeğe kâfi gelıyorve çahşmaları neticesinde keşfettıkdu. leri bir şey yüzünden, olgunlaşmış Salonun en göze çarpan çifti, saçbaşka kabiliyetlerini körletıp mahlan gayet hafif ağarmış. fakat vuvejnışlerdir. cudü dinç ve sağlam görunen kuıBunların arasında, Charlestown may albayla yirmı beş yaşmdaki (Amerıka) da, 27 nisan 1791 de dogkarısıydı. Tanıdıklarma durrr.adan muş olan, telgrafın mucidi, Morse, tatlı tebessumler.ni ikram eden şuphesız ki en başta gelmektedir. gene kadm, hafıf esmer tenl. ve Te'grafın icadmın üısanlığa ne koyu siyah gözlüydu. Doigun gokadar buyük faydalar temın ettiği ğüslerinin altında birdenbıre ,nmalumdur, fakat bu icadın, mucicelen beli, albayın adaleli koLarı di olan Samuel Fınley Breese Morarasında âdeta kayboluyordu. se'r.ın büyuk san&t kabıliyetıni de Schüller bü: kaç defa gene kakolettiği inkâr edilemez. dmla göz göze geldi ve bu'tesırli Eğer, Morse meşhur telgraf mabakışlar karşısmda irkildığini hıskınesıni ve onunla bırlikte meydasetti. Daldığı hajai âleminden kurra gelmış olan «alfobeyi» ıcad ettulmağa çahşır gibi sılkinırken gay memış olsaydı bıle, gene dünyada riihtıyarî kendi kendine: « Ne meşhurlar arasında bulunacağı muyapıyorsun! Buraya sevda oyunları hnkkaktı, fakat bambaşka bir saha Morse'nin en meşhur esirleıinden: Fransız Generali Lafajette'in içın mı geldin!» diye soylendı. da, sanat âlenunde. portresi (1825 te yapılan bu tablo bugün NewYork City Halldedir) Bir düşünce Son zamanlarda, sanat tarihinin cereyanının istenildıği uzunlukta | Morse, Ingıltereye gitti ve orada bir kaç muhım mutehassısı, onu olduğu gıbi, kesilişlerm de müdde1 dört sene tanınmış ressamlîrın a Fakat bir kaç dakika bu mevzutereddudsüz olarak «Amerikanın ti insanın arzu ve emrine bağlı ol telyelerinde çalışarak sanat teknik da kafasmı yorduktan sonra yüküçuk Leonardo da Vinci» si sıfa duğunu tetkık eden Morse, bundan ve kabıliyetıni bir hayli ilerletmişti. zunde sevinc ve tebessüm ifadeleri tıle vasıflandırmaktadırlar. Amerıkaya döndükten sonra, belirdi. Kendi kendine: « Fena istifade etmeğe çalışıyordu. Hakikaten, Morse, tıpkı Leonardo Dâhi ressam, bu vaziyetten fay kendisine atelye açarak çalışmağa mı? Bır kurmay albayın kansı!» gibi resimden fen âletlerıne, su mü dalanarak «harfieri» uzun ve kısa başlamış ve bir çok değerli portre diyordu. Kadmı elde edebılirse ine hendıs'uğmden mekaniğe kadar muh cereyan kesmelerin tahvil etmeği ler yapmıştır. Yalnız 1815 yılmda, hem kendisjıden, hem de kocasıntehf sahalarda uğr?şmış ve buyük düşünmuş ve tecrü ş ş tecrübelerine başla dokuz bin dolar kazanması onun dan istifade edebilirdi. Bunları ı Ec âl faydalar getirın makıne ve âlet mıştı Ilk gorünüşte, buluş çok sade ne kadar marifet sahibı olduğunu anda düşunemedıği içın de kendi Ij olduğu h?lde, bunu düşunüp bul ispat etmeğe kâfi gelmektedir. le icad eimiştir. kendine bir hayli küfür etti. Artık Bır sene sonra mali vazıyeti faz kararını vermıştı: Muhakkak suSanat mektebıni tesis ettiği ve re mak için de büyük zekâ ve istidad evlenmiş lasile duzelince, ' Morse sim dersleri verdıği sıralarda bıle, lâzımdı rette albayın kansını elde etmeğe meımer uzerinde heykel yapma Kalemin yerini, telgraf cihazımn ve çoluk çocuk sahibi olmuştur. çalışacaktı. Fakat hakiki zenginlık ve refaha makinesmı tekâmul ettiımeğe mu tuşları almağa başladı. Bu tarz Albayın masası tam karşısına isaişaret verme şimdi bile *elgraf ve yalnız 1856 yılmda, icadmın beravaffak olmuştu. tını aldıktan sonra, kavuşabilmiştır. bet ediyordu. Gene kadm da eNational Academy of Design» telsizlerde kullanılmaktadır. Butün Schüller'ın kendisile alâkalandığmı (Mıllî Resim Akademısi) nin başın alfabe harfieri. hattâ virguller bile, 1848 yılında karısı olünce küçuk hissetmişti. O da ara sıra kaçamsk kısa duraklama (nokta) ve uzun oğlu Charles'm nişanlısının amca da bulunduğu ve öğretmenlık yapnazarlarla Alman mühendisi tetkık tığı sırada «dagherctipı» üzerınde duraklama (çizgi) sayesınde verile kızıle evlenmiş ve bu ıkinci karı edıyordu Bu bakışlar pek seybilmektedir. Nokta ve çizgi vasıta smdan da dort çocuğu olmuştur ça işrralarına devam edarek «Karek olmakla beıaber Schu ler i!k ranlık oda» tertıbinde bır çok mü sile butun alfabeyi işaret etmek Son çocuğu dünyaya geldiğı zaman him ilâve ve değışıklıkler de yap ımkânı mevcud olduğu gıbi, bun Morse 67 yaşında bulunuyordu. 1865 yılında siyasete atıimak arılan ışık ve sesle de vermek gene nrştır. Bu dâhinin, en mühim ve ea fay I Morse alfabesine gore yapılabıl msıle. Ne\v York beledhe reisi seçimlerinde namze^liğıni koymuşdalı icadı, şüphesiz ki, telgraf ve mektedir. Sıberyadaki esır kampından kaonun meşhur alfabesi olmuştur. Morse'nin, dünyaca tanınmış bu sa da, muvaffak olamayınca çok Bazı münekkidlere göre: Morse'nin büyük ve fayiah icadı, onun res müteessır olarak bır kenara çek'l çan bir Alman, yurıiye yürüye Ber: telgraf cıhazının, alfabesınden doğ samlık istidadını gölgede bırakarak, miş ve 81 yaşına kadar zinde. sağ lıne kadar gelm ştir Yürumeye o lam bir halde yaşıyarak, çalışmala kadar alışmıştır kı şundıye kadar duğu ileri surülerek mucidın geniş I yayılmağa başlayan şohretini de rına devam edebılmıştır. Nıhayet 25,000 kdomître ; ol aldıktan sonra, dchasına işaret etırektedır. karartmıştı. Morse'nin bu icadı meydana çıktı Tanınmağa, takdir edılmeğe baş 2 nisan 1872 yılında. New Yorkta bıraz daha gayret edıp bütün dunyayı yaya olarak dolaşmaja karar ğı sıralarda, madenî tel vasıtasile, ladığı, zenginlık ve refaha kavuşa hayata gozlerini kapamıştır. OlumürHen bir kaç yıl sonra, vtrmiştir. uzak mes3fe!ere, elektrık cerevanı cağı bir sırada, telgrafın icadı, onu sevketmek ve bu ceıcyam ıstenıldı I ressamlıktan tamamıle uzakla^tıra sanatsevcnler, Morse'nin resim. ği zaman kesıp ve tekrar devam et rak, istidad ve insiyakuu yavaş portre ve manzaralarını bir araya Irving Fisher admda bir Ameritoplamağa teşebbus ederek or.un t ımek, Amerikada bilinmekteydi. yavaş söndurmüştür. kalı artıst, her gece New York oMorse 180T yıhnda, on altı yaş ressamlık değ?r ni de tebarüz et perasında temsıl bıtince sahne>e Frkat. o zamanlar, cereyanın lısi ve tekrar açılışı imkânından is larında bulunduğu sıralarda, Yale tirmeqe çalışmışlarsa da, onun mu çıkıp başartıste bir demet çıçek vetıfade ederek işaretler vermsk kim Kolejtnl terkederek, .neşhur Ame cid şbhreti d»fca üstun gelerek, san rir ve bu iş içın operadan her gece senın aklına gelmemişti; çünkü bu rikan portre ressamı Gllbeıt 9tu at şohretini gölgelendırmiştir. üç yüz dolar ahr. Zıra artist BaşŞimdi dunyada ekserıyet. Samuel kan Truman'a çok benzemektedır. rruamcle basit olduğu kadar da çok art'ın yanında resim dersleri almağa başlarrugtı. Bir müddet sonra, F. B. Morse'yi, yalnız telgraf ve çetrefü bır şekıl arzetmekteydi. *** Olaylan birbırine bağlama halka hocası, Morse'nin resime karjı o alfab.sinin mucidi olarak tanımakOurban (Cenubi Afrika) da bir sını bulmak, işte bu da yalnız bü lan buyük istidadmt takdir ederek. ta ve vaktıle onun kıymetli bir resyuk bir dehanın iştiraki sayesinde onu Avrjpaya gitmeğe ve metodlU sam olduğunu sanftla uğraçan bir adam bır yılandan 2000 lira mirasa bir mektebe resim dersleri almağa ] çok kimseler büe bılmemektedır konmuştur Hâdısenin mahiyeti şudur: Yılan merakhsı olan kansı, etmiftir. Telle sevkedılmekte olan elek::;k ölürken servetini evinde beslediği yedi yı'.ana bırakmış ve yılanlardan biri öldüğü zaman hisesinin kocasına verilmesini vasıyet etmişti Paris Mektublari Fransamn gürültüsünden Ingilterenin sessizliğine Beyaz ve giizel bir Ingıliz gemlsirdeyız Bizim Mudanya iıattı vaFurlaı:nd?tl blraî deha buyük, fakat çok «İaha ysllü. Dieppe gerırruzde suratle uisklaşıyor. Her yer ter;em z Lâeiverd kasak'ı ıri Ingıhz geraıcileH mtitn gıbi duruyorlar. Gürültüdeh, Jâhiatadan essr kpimadı. Kıırisede artjk çıt yok. Belli, simdıden Inpifte'edeyiz. O şakacı, patırdıcı Ingiliz seyvah prupları sessız sac'asız kitâb oküyorlar. Pariste so\lemışlercii. kenrflm de şahıd olmu'tum Yabâfieı seyyahlar içinde en haşarılan, 6ri dclice eğlenenleri Ingılızler Bılhıssa delikanlılar ve gene kızlar Parisıilere zaman zarran y?ka sılktiriyorlar. Ele avuca sçiıklan yok FaKat işte şimd', biz^eki «mahaüene gırdiğih zaman fesını düzelt» k?bılınden kuzu kuzu oturuyoriar Dusununce hem hak veriyor, hem takdir ed:yorum. Eır senelık inziva ne de cisa insitıda bir başM^a ârzu.^u yaratıyof, O da çak değil, Pariste bır haftaclk... «Kııim sana siivlüyorum » On'antı ; bu h"li yabar"iıara 'îa sira.vet 6" yor. Herkeste bir ciddiyet, bir «ükunet. Bavağı hayret edıyorui. Ama ister istemez bızım de seslefıtnız âdeta kendıiığin'icn alçaiıyor. Vapuru dolaşiyorum. Men.urlar, Bnr'î'rı'nr, kamnrotlar tertemız. Oayef kibar hareketîerle yol culara h!zm':'t e'i' or vrva izrhat verıyolftr. Duva1rda bir levha. «Sükunet dr'ma trhdir er"il r« hıng cKzım sana sbylüyorum. » glbilerden. Gokte bulut göııinmnvor, fakat pek de avdinhk degil Buz gibi bır rüzgâr esıyot'. Manş kurşunimtıtak bir yeşillikte. Çırpıntılı değ'l galiba, ama gene de "baştan mı, kıçtan mı. ner^en geldıği belli olmıyan acayib bır dalga bizı sallayıp İlk buluşlukları gün Boğazda bir gazinoya gitmişler v e başbaşa konuşmuşlardı. gece ıçm bundan daha faz'.asını sa davet etti. Şükran, buğulanmıs hissinj veren irı sıyah gozlerini beklemiyordu. Zabıta tarihinde kendiierine bitışık masada oturan Gece saat ikıye doğru odasına casusluk vak'alan Almanuı uzerinde gezdirerek koçıkarken, nazarlan başka tarafta ı 16 casının arkasından yürüdü. Schülolan gene kadınla son bır defa daıer, tam bir muvaffakıyet havası ha gozgoze gelmek içın yerınde aYazan : içerısınde gitgide neşeleniyor ve ğır ağır doğru'.du. Nitekim Albayın garsonu, her yanmdan geçişjıde karısı da kım olduğunu bilmedığı FEYYAZ TOKAR yenı bır içki söylemek üzere çağıfakat kendısıle yakından alâkalanmasını ve paviyon sajtinin yaklaş rıyordu. dığım hissettiğı adamın gıtmek ümasını arzuluyordu. Karıkoca masalarına dönünce zere o.duğunu hıssetmış ve ona Fakat beynini kurcalıyan ikı Emin bey sigara paketini çıkarttı doğru dönmüştü. Derhal etrafmı tetkık eden Schu.ler, kimsenın ksn nokta vardı. Bırincisi: Acaba bu ve kibriti olmadığmı görünce garsonu aramağa başladı. Vazıyeti gödısıle alâkadar olrr.adığını gorunce akşam da gelecekler mi?» hafıf bir tebessümle gene kadmı İkincisi de, albay ve karısıle ta ren Alman, bundan lyi fırsat olaselâmladı. Buna aynen mukabele nışmanın yolunu bulmaktı. Alba mıyacağını duşunerek, derhai çakgörmediyse de sert nazarlarla da yın, yüzüne bakılırsa, pek abus çeh mağını çıkartıp sigarasını yaktı. karşılaşmadı. Yüz hatları keskin reli bir adama benzemıyordu. On Albay buna nazıkâne blr kaç sozle ve boyu bir hayli uzun olan Alman lara bitişık bir masaya oturab lırse teşekkür etti. Türkçesi gayet duzgün olan Schüller, bütun mahareo d a s m a g= d e n merdivenlerı tırma kısa zamanda ahbablık tesıs edece tini ku' anarak mukâlemeyi kesğinden emındi. nırken: «Bu işe de hallolmu? nazaAklına Ingilteredeki maceraları merreğe çalıştı. Ve bunda da murıle bakılabıüri) diye düşünüyordu. geldi. O zamars'ar casusluk teşki vaffak oldu. Artık Emin bey de İki nokta iâtına henüz yeni gırmışti ve ol dansa kalkmıyor ve bu tatlı sohSchüller, ertssi gün de vaktini cukra acemiydı. Fakat Harıciye beti terketmek istemiyordu. Ara sışehri dolajmak'.a geç.rdı. Yeşilköy Vekâ'et ndekı memur kızlardan bi ra Sukran da söze kanşıyordu. ve Florya taraflarma gıtti. Gezdığı ris'le altı ay seviştiktsn sonra ısSaat bire yaklaşırken Schüller, yer.erın güzel oiduğunu tasd'k et tediğı plânları ona ça dırtmış ve Sükranı dansa kaldırmak üzere Emekle beraber gereken zevki ala b?ş?r:iı bir mes'iden sonra Aiman mn be\d«n masaade ıstedı. Dans madığTnı hissediyorc'u. Bır an ev yajTa dönrrüştü Esfsen bugunkü esnasmda her şey olup bitmiş ve vel güne;;n bstıp hav?nın kr^r do'eun maaş ve ıtıbannı da o za Şukrandan erteîi gün ıçm randevu manki mesa.sine borclu buhmuyor almıştı. Bir teklif du. Echüller, İst?nbu'.u koruma plân Emin Bey sb?hleym erken kallarını öğrenmeğe memur edilmiştı. karak ışıne eidıyordu Eve gelinee Schuüer riğleye doğru oteiın hoKurmay albaym, civardakı tümenŞükran da Schüller'e alıştığını, lünde Şukranla buluştu ve doğrulerder. bi 'sın.n kurmay bsşkanı o'.m'k ıhtimali kuvvstLydi. Eğer ha ca Boğazi giderek bir gaztnoya o ıj ı arkadaşlık ettıklerıni ve ondan ayrılrken zorluk çekeceğmı söylükikıt^n bdyle ç.karsa bır senelik turdular. Şuknn dıkkatli tetkık e yordu. Pansıyona yaklaşırlarken dildıkçe insana her an biraz daha işi b.r ava inm.ş derrekti. güzel gorunen fevkalâde hoş bir Schüller muhım bir işi olduğunu Hejecn'ı bekleyiş soyliyerek ayrılmak istedi ise de ' kad:ndı. Ot?'î COPCUSU Z3man hava kaSchüller, Turkıyedeki işini bir Şükran, Emin Beyle vedalaşmadaa rsrmsk üzereydi. Bir banvo aldıkayrılmasının çok ayıb olacağım tsn s;rra Ifna'.ı b:r şeki'"e gi an evvel bıtırerek eıtmeyı kafasına koyduğundan ılk ış olarak Şukra | hatırlatarak bırakmadı. y ndı. Pav'yona geçen holde cturEve gırınce gene kaduı elbisesini rrEvı tercih etti. Zia albsyla ka rın üîeriııde tam bir itımad teikın değıştirmek uzere yatak odasma etmesi lâzım geldığaıi duşunerek rısı gelecek o'ursa hsmen arkalagıtti, fakat kapıyı açmasile çığlık rındon içeri gırerek yanhrma otu h ç çekınmeden kocasmdan ayrıl atması bır oldu. racaktı. Dakıkaıar ssat g bi uzayıp masını ve kendısıle beraber Alman «Schüller!» diye haykırdı. gıdiyor, fakat ne albay, ne de ka yaya donmesini teklıf etti. «Muhendısim ve Almanyada «Gel bak, camı kesmişler, hırsıi Nevc Jersey j Amerıka) da ağac iıEi gd.ünmüyordu. Garsonlardan gırmiş!» ların uzerıne ısımleıım yazmak b.rısir.i Ç3ğırarak b:r miktar bah büyük bir serveıim var. Istedı|ın Schüller soğukkanlı olmaya çahayatı surebihrsin» diyordu. şş vertlıkten sonra albayla karısıyasaktıt! Şükran bu teklıfi sinır bozucu lışarak yanına sokuldu ve heyecanı sordu. Garson, dışarıda olduklarını ve henüz ddnmediklerıni Flınt (Amerıka) da bir otomobil soylıyerpk: «Gelince sizin beklek a z a s ı n d a olen Tlg E v a n s a d m d a diğın zı haber verırım» dedi Schülbir adamın bundan yirmı sene dnce adam oldurmekten 18 sene ağır ler. böy.e bır şey soylememesı içın hapse mankum edıldığı ve ıki sene garsona sıkı bır tenbihte bulunursonra hapisaneden kaçtığı anlaşıl ken, hafıf bır tebessumle: « Semıştır Işın tuhsfı, adanı kalan on b:b ni tabıî anlarsm» diyordu. Ha;b senelerınde otellere gelıp sekız senesinı şehrin emnıyet mu*** ddrluğunde hademe olarak geçır gıdenlerı kontrol etmek uzere yer. Chatherlne Saim adında bir A mıştir. leştirilen s.vil polislerden birisi omerıkalı kadm o kadar kıskançmıs 'an garson, aynı sekılde müstehzî *** ki kocası sokağa çıkarken ağzuıbır edayla: « Evet, anhyorum» Colston (Amerıka) da 103 yaşından takma dişleini alır, çekmecededi ve Alrnantn yanından aynlye kilidlermiş. Buna senelerce ta da bir adam, beled yeye muracaat dıktan sonra Emnıyet Mudürluğüederek kaç yaşından sonra ihtıyarhammül eden Dick Saım n:hayet ne vazıyeti teîefonla bıldırerek ikı ksrisı aleyhıne boşanma davası lık roaaşı almaya hak kazanacağını gün evvel gelen ve muhendıs olsormuştur. açmış. ve davayı kazanmıştır. duğunu soylıyen bır Almanm otel*** Rath (Almanya) da bir sigorta deki bir albayın ai esile munasebet Tolouse (Fransa) da geçenlerde sirketinin verdıği propaganda kon kurmağa çahftığını söyledi. Verılen 92 yaşında ölen Frederic Pergot a feransından sonra, ilk olarak şehrin emirde, Almanm sıkı bir goz hapdındaki adam 86 senedir aynı evde belediyesi itfahe binasım yangına sıne ahnması ve albaym ailesıle tanifirsa derhıl Müdirlyetı habır. yaşıyordu. karşı sigorta ettirmıştir. dar etmeıi bildlriliyordu. ve alçak pencereleri ile terteıniı sıra sıra bir örnek işçi evleri. FutBir kadın kahkahası bır tren.. bol sahaları.. Fabrıkaîar .atelyeler.. Schüller, saat 23 e kadar bekl*. Şahane bir tabiat Yarım saat kadar da Londranın di. Yavaş yavaj kalkarak ptviyona Ingiltere mtnzaraları suratle öhü içini katedıyöruz. Koprüler. kopru gırmeğe haıırlanırken salonun dimüzden geçiyor. Gkneşm parlak l§r.. Yanımdaki İngilU sevinc ve ğer ucundan, bir kadın seımin bülığı ve harareti azaldı. Fakat yeşıl gururla: tün güzelliğihl iht.va eden |uh bir lık oylesine gür ve koyu ki, gözü«İşte Westminster'in kuleleri! .» kahkaha işitti. Albayla karısı gdmü dışarıdan ayıramıyorum Önd diye gösteriyor... zükrr.üş'.erdi. Yanından geçtrlermuzden sanki yeşil bir nehir akı Biraz sonra Victorla Garına giri ken gene kadının göz ucuylt kenyor.. Lewes, Cookbridge, Pluıftp yoruı.. disini tetkık ettlğmi hissetti. Birac İç«ri (irdikleri vakit kapının kınlmı; ve odayj bi"inin kanştırmış ton'u gerıde bıraktık. Belcombe'dan sonra ıçerı gırdi ve, tabii, görünolduğunu gorduler. Lntıdradayıc! sonra ormanlar başladı. İngiliz kameğe çalışarak etrafı ağır ağır kon bir kahkaha ile keserek: «Delı mı nını belli etmemek için yavaş bir Saatime bakıyorum. Paristen ay trol ettıkten sonta albayın, karısi *in sen Schüller!» dedi «Hoş bır sesle cHem de >eni olmuş» dedi. saba ve şehirleri bu şahane tabiat ortasında kırmızı ve şarabî renkle nlalı tam yedi saat üç çeyrek ol le oturmak üzere bulunduğu ma adamjın, belki seni sevebiürim, fa Şükran derhal gardroba koştu, her ri ve âdeta sun'i dekor hissıni ve muş. Muazzam bır gar Taksller sanın yanına soku'du. Gayet eiddl kat kocamdan ayrılmayı a*la du şeyi yerli yerınde idı. Esasen bu ren sıhırli görünüşlerile yamaçların hemen trenlerüı yanına kadar ya ve biraz da yorgun bir vücudün şünmiyeceğim gibi senden hoslar. pansıyon odasında başka bır eşyaarkasmda kayboluyorlar. Yollar, naşıyor. Makine, insan, kömür, bu düşüklüğü içensinde, kenduini koldığım için ona ihanet etmera de ım sı da yoktu. binalar, perklar sanki dun yapılmış har, otomobiller birbirihe karışıyor. tuğa bırakırken getıc kadının kokânsızdır.» Bir aralık gözü komodine takıldı gibi yepyenı, pınl pırıl.. Garın içinde büyuk mağaıa ve bü casına hitaben: «Emin, pist» çok Schüller bu noktadan bir şey el ve olduğu jerde sendeledığinı hısLondrada Vifloria garı binası cSiz tavşan avlamaz mısınız?» rolar., Grosvenor Meydanına çıkı uzak kaldık, başka bir yere otura de edemiyeceğini anlayarak rr.uh setti. Schüller de ışin sarpa saracaSık korulardan geçerken ağaçla yoruz. Caddelerde korkunç bir sey lım» dediğini işitti. telif bahanelerle sözu evırip çe'i ğını anlarr.ış, bır an evvel kurtuldııuyor. Herkes buna çoktatı ratı. I denlz kenarında. Yükseklerde tek Bir gece evvelki ürrtid varicl b« rip Emin Beyüı vazıfesine getiri mak için çırpınnoıdu. İkı saât sohra İrigi'tere klyıları ttlk yeldeğirmenleri seçıliyor. Fran ruı altında bir tavşan farkediyo rüsefer.. Bınlerce vasıta, iki katlı görünüyor Daha, oldukça Uîak sız şehırlerinin aksine New Haven rum. «Acaba yanlış mı gordum?» meşhur kırmızı otobüsler, kaldınm kışlarla taban tabana zıd olan bu yordu. Şükran kocasınm ArıkaraSukran kcmodınin kapağını açıp Yolcular güverteye tophmyorlar ı de hâkım renk kırmızı ve kiremidi.. derken bu sefer. biraz sonra, bir larda ve geçidlerde ınsan selleri sözler Schüller'ın zihnini altüst da Genelkurmayda vazıfeli buîun da: c:E>vah: Evrak çalınmış1» dıye Kireç rengi yuksek yarlar hayal Yeşıl yamaçlar arasında çok hoş çayırda ıki tane daha goruyonjhi. gözümüzün önünden ağır ağır ka etti. haykırırken, cda kapısmın ağzında Albay Emin bey: « Peki, sen duğunu ve Istanbula +eftiş için gel tok bır ses ışitildı. meyal serüıyor. Hava hâlâ açık ve duru>or. İnce sahil yolunda ateş . Tavuk gibi dolaşjyorlar. Bir tanfesl yıp gidiyorlar. Bir an, duraklıyodiğini eoyliyerek: «Bir kaç gün Eüzel. Msnş da fazla oyun öytıa böcekleri gibi otobüsler gıdıp geli de dönmuş trene bakıyor. A'. Bun ram. İçimde tuhaf bir his, âdeta bir bilirsin Şükran» diyerek ka.kacak sonra ilk teftişlerinin ıaporlarmı «Hayır, hepsı burada'» lar buz gıbi yabani tavşan!. Yanım rahatsızlık var.. Sanki bir şey u oldu. Fakat tam bu sırada, ısminin madı. İnsılızler bir araya gelmişler, jrorlar.. Ikısi de şsşkmlık içensmde geri nutmuş gibiyim. Yahud herhangi Şükran olduğu anlaşılan gene ka| hazırlamaya baş'ıyacak. onun içm donunce Kapının ortasında ellerı tabır s^a şarkısı söylüyorlar: «İılgil Vapur boşalıyor.. Hemen yanıba dakı İngilize soruyorum: «Sız tavBece'eri çıkamaz tahmın ederim» bancaiı ıkı sıvıl memurun durduterenin beyaz; yarları.. ı »ııtıızda tek katlı ahşab, pırıl pırıl şan avlamaz mısınls, yahud ye bir şey yolunda değil galiba. Endi dın kıvrak bir tebessümle Schül dedi. ğunu gorduler. Adamlardan birisi boyah gumruk binaları. Herkese mez misiniz?» Olur a, belkı bu böl şe ile kıvranıyorum. Yanımdaki ler'i süzdükten sonra: « Neyse, Juîiliertje atak bnstık Bir ümid rlaha Fransız arkadaşıma bakıyorum. O zıyanı yok, burada oturalım» dedi. elindekı dosj ayı yere bnaknken: Dieppe'ten harcketımlzin Uçün teker teker Ingilteredeki progranu, gede böyle bir an'ane vardır. InSchüller, karşısmda feleğın çemBu anda Schüllerin gö/lerürieki «Iyi kihdleyememtşsin, Schüller!» cü saatinde New Haven mendlreŞi taşıdığı para soruluyor. Tabiî ge gıltere bu.. Fdkat «elbette avlanz», d aa b i rr ^ Birden buldum, fe, d i ne girdık. Demnk ki saatte vasâti ne bir yerde çıt yok. Herkeste bir diyor, «yalnız, şımdi^ av ^ mevsımi, rahhyorum. Şu anormal sessizlik.. berinden gecrnij bir kadın olduğu parıltıyı fa.ketmemek imkânsızdı. dedi. kıpırdayan şu mahşer nu anlıyordu. Fakat bu müsama Akşam uzerı otele döndukleri zayirmi mi! vol alm'şız Küçük fakat ferahhk ve emniyet havası.. Me değil de.. Sonra mubarekler o ka Yavaş ysvaş k Alman casusu Ş''ıl:naa gözlerile Schüller hayatından gayet deki korkunç sessizlik. Âdeta kâi hakâr ve alâkalandığını gosteren man gelerek dar çoktur ki!» çbk ievımli bir liman Hemen yanı murlar yolcularm yanına karşıiaşmak istemedığ.nden başını hareketlerden de i;in pek uzun lür memnundu. Londraya yaklaşıyoruz. Earls natın başka bir dünyasmdaymıbaşımızdaki tepelerde ve ygrlarda aytı ayn izahat verıyorlar. Kısa Gece paviyonda buluştular. Emin önüne ığerek memuıların ortasma mıyeceğı belli oluyordu. buyuk topTarı i!e ıstıhkâmlar ve bir geçıdle ıstasyona geçıyoruz. Kıp wood ve büyük bir hava üssü olan şız gibi.. Biraz düşündükten sonra Bey işlerinın çokluğundan brhse yürürken polislerden birisi: «KoVâdeden bakışlar koru°anlar gorunuyor. «Şu tarafa {kırmızı cicicıcı bır tren bizi bekli Gotwick'ten geçiyoruz. Coulhsone Claude. «Insan burada delı olur, Orkestranın başlaması uzerine al diyor ve Şukrana ote'.ın paLalı ol canıza sö^ leyın, daha ihtıyatlı olbakmaU «Fotograf çekme!» diye yor. Genış, rahat kadıfe koltuklarl, j da ikı katlı kırm.zı troleybusler yalm!» diyor... bır şey yok. Şehir 3 mil kuzeyde, dışanyı gayet ıyi gosteren büyuk ı goründu. Bahçeler içinde koşkler,; Aydemır BALKAN bay derhal kalktı ve karısını dan I duğunu soyliyerek pansiyon ara sun» diyordu. | DAHA NELERj mak üzere teşebbüslere giriştiğini anlatıyordu. Uç gün sonra Emia Bey, Harbiyede iki odalı bir pansıyon bulda ve otelle alâkalanru keserek pansiyona taşındılar. Schüller sık sık pansiyona da gidip gelmeye başladı. Günduzleri Şukranla gezintıler yapıyorlardı. Fakat samımiyetlerinin bu kadar artmasına rağmen gene kadın bir kere dahi kendisirü öptürmeye müsaade etmiyordu. Bu arada Schüller hakkmdakl polis tahkikatı da son safhasını bul muştu. Polis aynı zamania Şükraru da goz hapsine almıştı ve Ahnana her hangı bir malümat verip vermedığini dikkatlıce kontrol ediyordu. Bu şekilde bir ay geçti. Schüller, Emin Beyin raporlan hazırladığını öğrenmiş, fakat bunlann muhteviyaüna daü tek satır elde edememişti. «Maçka durağında bekle» Şükran bir gün teîefonla otelden kendısıni aradı ve ertesi gün için Ankaraya doneceklerini söyliyerelc şunlan ilâve etti' «Şimdi Maçkaya terzime gıdiyorum, beni üç saat sonra Maçka durağında bekle t> Schüller bu haberle beyninden vuruhnuşa dondu Zira esas vazifesi hakkında tek satırlık dahi bir malumat toplayamamıştı. Bütün umidini Emin Beyin raporlanna bağ layarak onlardan bir şey elde etmeyi düşünmuştü. Fakat şimdi Ankaraya gidiyorlardı. Schüller'in odasına uzanan telefon hattı polısüı telefonuna da bağlandığından derhal faaliyete geçilmişti ve Schüller'ın hareket tara merakla beklenıyordu. Alman casusu derhal karar vermek mecburiyetmde olduğunu hıssederek, bır kaç dakika süşündukten sonra, sokağa fırladı Emin Bey lerın pansiyonuna giriyordu. Taksiden, pansiyona yakın bır yerde indı. Ara sokaklardan dolasdrsk apartımsnm, arkasındakı çoplerın atıldığı bır arsaya geldi. Emin Beyler bırınci katta oturuyorlardı Etrafmı dikkatjce kontrol ettıkten sonra cebınden çıkardığı bir elmasla camı kestı ve sessizce ıçeriye süzuldü. Komodinin gozleri açık duruyordu Raporlar bır hayli uzun olduğundan not almasının imkânsız olduğunu duşunerek hepsini toparladı ve kımseye gorünmemeye çalışarak apartımandan çıkıp otele dondü. Evrakı dolabına küidlecıkten sonra tekrar bır arabaya atlayıp Maçkaya gıtti ve Şukranla buluştu . 4