Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Wmnfiii.il cx Ressamın Sevgilisi Yetmiş Yaşında! Bundan elli sene evveldi. Büyük Okyanusun o «cennetten bir koşe» dıye meshur olan adaların dan bırine Avrupah bir ressam geldi. Paul Gauguın adındakı bu Fransız ressamı yabancı dıyarlara hele boyl« aydınlık, sıcak; renkli ve kokulu tabiat koşelerıne hay randı. Atuona adasına postu serdi ve canlı renklerle dolu bir çok tablolar yarattı. I Yutulan bir jeyi mideden (ikarmak nisbeten kolaydır, fakat yabancı madde akciğere gittiği zaman daha inca bir Ortada: Ciğere giden bir vidalı çivinin röntgende gorünüşü ameliyat bter. Bu arada, bugün pek meshur olan bir tablosu vardır; «Nereden geliyoruz? Neyiz? Nereye gidıyoruz?» Bu mevzuu gıbi, kendisi de büyük bir tablo ıdı Gauguin bunu işlerken adanın güzel manzaralarından, yerli renklerinden bol bol istifade ediyordu. Yalnız, hayalınde bir kadm vardı ki onu da Bir fıkra •ardff: Adamm biri tablosunun bir köşesine oturtmak istıyordu Bunun içın model arı doktora gıtmiş: «Bir gumuş lira yuttum» deyordu. Daha doğrusu; hayalındeki guzel kızı anyordu. Nıhayet mıs. «Çıkarabılır nüsiniz?» Doktor sormuş: buldu: Tauatoatoa adındaki bu «Ne zaman yuttunuz?ı kız, yirmisinde var yoktu; çok «Yırmi beş sene evvel.» güzeldı. Yerlilerin bütun hususı «Pekı, şımdiye kadar niçin yetlenle beraber; genç kız gü doktora başvurmadmız'» relliğirdn bütün hususiyetlerıni ««Paraya ihtiyacım yoktu ki » de kenaınde toplamışü. Bunun gibi daha bir çok fıkra Ressam, bu kızı sevdl. Tabloeu mevzuu olan «para veya hernannu tamamladı ve onunla uzun mud gi bir şey yutma» hâdısesi hemen det ahbablık etti. Fakat bir gün hemen herkesin başına gelır veya aralarında bir kavga çıkti: Tauoto 'elmesıne ramak kalır. Hele ço•toa bir çift küpe ıstiyordu; Gau cuklarm; ellerine aldıkları her guin bu küpeyi ona çok mu gor seyi ağızlarına gbtürme meıakı dü; beğenmedi mi nedir; hülâsa almadı. Kız büyük bir hayal sukutuna uğramıştı. Sevgüisini bırakıp kaçtı. Ressam da bir müd det sonra memleketine döndü; gel zaman g,t zaman Tauatoatoa'yı oa unuttu. Bir iki sene sonra da öldu; Tauatoatoa hâlâ sağ ve hesab meydanda yetmısini geçkin. Geçenlerde bir Amerikah gazeteci Atuona adasına gitmiş ve aramış; taramış; Gauguin'ın sevgilisini bul mus. Tauatoatoa ressamı hâlâ u nutmamıs. Ondan «ıızun saçlı adam diye bahsediyor» ve: «sev misttoı» diyor. «O da beni sevi yordu; Fakat anlaşamadık. Neden Her sene yüzlerce kişi para, dü iğne, hattâ çivi yutuyor! para, düğme, ta», hattâ çdvi, iğne gıbi şeyleri yutmalarına sebeb o lur Bu gibi hallerde ne yapmalı'' Şuphesız, yukarıdaki fıkradî olduğu gibi yirml beş sene beklemeden doktora başvurmahdır. Ana babanm böyle bir hâdue kar şısındaki telâşlanna mukabil; doktorlar meseleyi büyük bir soğuk kanlılıkla ele alırlar ve icab e deni jraparlar; çünlrü bu onların sık sık gördükleri bir vak'adır. Istatistıklere gore; çoğu çocuk olmak üzere. bir şey yuttukları için hastanelere getirılenlerin sa yısı her sene yüzleri buluyor. Bunlar arasında ciddî bir ameli yata lüzum gösterenler azdır. Ekseriya madeni para, duğme, kopça; raptıye, tas, demir parçası ve saire gıbi şeyler; midede bir mud det misafır kaldıktan «onra, her turlü yabancı madde gibi; tabıî def yolile vücudden çıkar. Bu beklenmedik misafirin daha çabuk çıkıp gıtmesi ıçin hastaya kuv vetli bir müshil verirler ve hâdise boylece kapanır; Fakat yutulan şeylerin sğızdan sonra yolunu şaşırıp, aksilık bu "a; mideye değıl, ciğere gıttıği de lur. O zaman; bazan derhal olumle biten facialar olabıleceği gıbi; bazan da yalnız siddetli bir sancı duyulur. Röntgen mua yenesıle yabancı maddenın nerede olduğu tayin edıldıkten sonr a ame liyata geçilır. Bu gibi hâdiseler; dediğimiz gibi nisbeten az olmakla beraber pek nadır değıldır. Istatıstıklerde bırya bancı macfdenm ciğere gitmesi hali yüzde 12 nisbetindedir. Bununla beraber, akciğera gi den yabancı maddelerin hepsi b\ume veya sancıya sebeb olmaz. Vücud tarafından massedılebilecek kadar kuçük veya zararsız nıaddeler ramanla adale içinde erır gider. Fakat; parayı şıkarmak Jçhı yırmi beş sene beklemek n« kadaı gulünçse. cığerin içinde eriyip gıdecek diye beklemek de akıllı ışi olmaz. Bugünkü tıb, bir çok sahalarda olduğu gibi; görünüjt« ufak, fakat netıcesl vahim olabileeek «para vesair* yutmak* iyıncl* de insanlara yardımct bir çok ameliyat usul ve âletleri lrellanmaktadır. Bazı hallerda hastatun bayıltılması doğru oimaz; o *aman mevziî anestezl fle ameliyıt yapılır. Bu gibi hallerd» yabancı maddeyi derhal çekip çıkaracak ınce ve haasas ftletler kullaru lır., Bunlardan biri, dğerdeki yabaa cı maddeyi emme yolilt çekip çıkaran bir âlettir. Esasen cığer» ler de: içeri giren yalbancı mad* deyi öksürük vasrtasile dışarı atmaya çahşırlar. Fakat buna bazan guçleri yetmez, o zaman •mid âlet, onlara yardım ederekj bu işi sun'î olarak yapar. Yutulan bir şeyın; hanm borusuna geçtikten sonra mideye kadar gitmeden yarı yolda kaldığı c*a olur. Bu takdırde ameliyata lüzum yoktur ve bu i? için icad edılmis bir âletle, yabancı maid» boğaz yolundan tutulup ^ıkarılır. En tehl'kelısi, şuphesız, ı>ne >ut maktır. Çunkü bu sivrı nadde, gırdıği yeri dehp geçer ve dahilf kanamalara sebeb olabileceği gibi; vücudün bir yerinden dığer bir yerine yurür. Bu gibi vak'alarda ignenin; ağızdan girıp topuktan çıktığı bile gorülmuştur. İşe müdahale eden doktor, ev%elâ; rontgen muayenesıle, iğnenm jerıni tayin eder; sonrs craya ameliyat yapılarak iğn« çıkarılır. Tauatoatoa cNeıcden geliyortu?» teblontnda dir bilmem: Sevismeyen insanlar anlaşırlar da; birbırlerini sevenler anlaşamazlar. «Bizim sevgıli; tuhaf bir adamdı. Buraya kendisi isteye isteye gelmişti; Rahatı da İyi idi. Fakat, bazan gözleri uzaklara dalar, duşünür dururdu. Limana büyuk gemıler gelince ne Amerikada Çocuklara Yardım Derneğinin tertib ettiği «Ev Hayşelenırdı ve hemen oturur, resim ranlan Mıısabakası» na giren bu tekir kedi icinde balık bulunan kavayapardi; Gemi gıttıkten sonra o noza se\inç!e >aklaşmış fakat kavannzun girilecek kapısı olmadığını na tekrar bir durgunluk gelırıi » gorunce oturup avuucunu jalamağa başlamıştır!. Âvucunu Yaİayan Kedi... Para yntan bir çocuk muayene cdilirken Akisler Eisenhower5in canını sıkan bir teklif Bir Amerıkan gazetesine gore EıJ.ıhower'in secimler esnasaıda «En fazla canımı sıkan» bir hâdise olmuştur: Eisenhower'in Koreye gıtmesi bahis mevzuu o'uyordu Trurnan bu hususta h:ç bir şsy söjlemiyor; fa':at buna luzum ol f \%\ kamatinde olduğu s n b ; ». ardu. B^r arahk generale şoyle bir teklıfte bulundu: «Eğer Koreye gitmtvi bilâ istıyorsanjz CuT>hur Başkanhğı uçağı emrinizdedır » Eiseııho.ver'uı bu «hâlâ istiyorsanız» sozune çok canı sıkılmış ve teklifi derhal reddetmiştir. tt A?< Seoim ve boşanma «Aşkta k=>bsden kumarda kazanır> de.'ler. B:z'!an da po'.tı'ıa hayatını kumara benzetırler. Fakat Amerikadaki seçimler bu sozu pek doğru çıkartmadı: Demokratlann adayı Stevenson, seçırr'ere girmeden bir muddet önce kansından boşanmıştı. Cum hurıyctçıier onun hususî hayattrrîaki bu hâd'sec'en istfaJE> et^.^k isterr^d'Je' ve boşanmasma daır hiç bir muta'.ea yurutmedı'er Fakat bufun yapıl?i bszı tahmır^e gore, Steveason'un kaybetmesıido bu hâdısenin de az çok bir rolü olmuştur. Bilirsiniz ki katolıkler nikâhı mukaddes savarlar ve bozulrr°sına taraftar cleğıHerdir. İşt e Stevenson'un o sıralarda kansından boşanmasını Amerıkadaki katolikler ivi karşılamamış'ar ve oylannı Demokrat adayma vermemişler. / i de İHÛHM* İngilterenir» TEKf NftMüSLU H A K I M W O U BUTÜN DİĞeR HAKIMLER YU2ÜNDEN AZLEDiLMİŞTİR! .M BEYA2 £>l SAKAKUŞI #**•$ 7 Ana Pauker'in y fekrar parlıyor! Bir müddet önce gözden düşüp Rumanya Dış tşleri Bakanlığmdan ve Rumen komünistleri arasındaki mevkiinden yuvarlanan Ana Pauker'in yeniden goze girmek üzere oîduğu bildinlivor Bu habere gore, Rusyanm Bukreş Büyük Elçisi Anatohv Laurentev; Pauker'in en yakm ahbabıdır ve «kızıl çarice» nın yenıden mevkiine iadesi irin Staün'e tavassutta bulunmuştur. Elçi. Ana Pauker'in partide kendisini cekpmivenlerin nanna yanHğma daır Stalin'i iknaa çalışmışhr. * j$fr CEZA VEREN AMERİKANIN MARİON KULESİNİN İNŞAAS1 İÇİN PARft TOPLANIRKEN ! YALNIZ BİR ADAM YAROIM ETWEWİŞTİR. ONUN İÇİN KUIENİN YALNIZ UÇ TARAFINA ;SAf\T KONMUŞ,aV)RİNİN BÜLUNDüĞü [TARAF BOŞ BIRAKILMIŞTIRÎ j 9O5f\NTİM YÜK5EKÜKH KESİLMİŞ BİR AĞAÇ KÜTÜĞÜ HER SENE YAPRAK VERİR. ^ AFGANISTANDA BİR MİİŞTERİLERİNİ .ANCAK ESEĞİN ÜZERİNE TERS BİNERLERSE TAŞIR.1