Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CUMHURİYET 22 Rasım 195S KRALİÇE EUZABETH'in Şahane bir aşk 7 Bugün 31 yaşında olan Edinburgh kıyafetinde. Kraliçe de hizmetçi Dukası 1,82 boyundadır. Rengi sa şeklınde gelmıslerdi. rışındır, gözleri mavidir ve yakıKat'iyyen züppehği yoktur. Teşıkhhğını baba tarafına medyun lefona derhal cevab verir. Clarence dur. Ecdadı Onbeşinci asırdan ıti Housse'a taşmdıklan zaman Prens baren Danimarkaaa saltanat sür pardesüsünü çıkararak hamallara müştür. Büyükbabası Yunan kral yardım etmekte mahzur gormelığına getirilmişti. Phllip 1947 sene | miştır. Lâkin kimse ona fıkırlerini si şubatında îngiliz tebaalığına ka [ empoze edemez. Kraliçe ile Parise bul edilincıye kadar Yunan Prensi 1 gitmesi ve pazar gunleri polo oy i Tekel Umum Müdür vekili Keunvanını ve SchleswıgHolstein | naması tenkid edılmışti. O bunla i nan Yalter, dün Ankaradan şehriSonderberg Glucksberg soyadını I rın hiç birine kulak asmıyarak ge I mize dönmüştür. Kenan Yalter, taşımıştır. I Maliye Bakanlığı ile 1953 yılı Tekel ' ne bildiği gibi yaptı. Denıze karşı olan zâfı ana tara | Evlenmesinden az evvel Dük es I bütcesinin hazır] anması için temas fmdan gelmektedir. İngiliz donan [ ki bir dostıle konuşarak bir ocağa [ laHa bulunmuştur. | Kenan Yalter bu mevzuda bir ması amirallarından olan babası tam manasile sahib olmayı çok is arkadaşıfhıza şunlan söylemiştır: Prens Louis de Battenberg, Kralitediğini söylemişti. I « Bu yılkı Umum Müdur'ıuk çe Victoria'nın k;zı Prenses VıcPrens bu arzusunda haklıydı çün bütçesı, geçen seneye nazaran hatoria ile evlenmiştı. Kraliçe damakü çocukluğu istikbal hakkmda ka sılat bakımmdan daha yüksektir. dını pek severdi. 1951 yılın'ia hazine hissesi Prense verilen liberal terbiye o rarsızlık içinde geçmiştir. Bilâhara 199,638,000 lira ıken, bu yıl 30,960,000 nu şimdiki vazijete eriştiren en gemide bulunmadığı vakıtler buyuk lira artışla 230,607,000 e baliğ olbüyük koz olmuştur. Bahriyede ve annesinin Kansington Palastaki evimuştur Masraf ise geçen sene bilhassa genc subaylar arasında çok nin bir odasında orururdu. Hattâ 32,353,000 hra olduğu halde 1953 sevilir. Esasen içtimaî hayatın her bir gün çocukluğunda evin damma yıh için az bir farkla 32,264,000 likolunda samiml dostluklar temin çıkarak kendisini indirmek istiyen ra olarak teklif edilmiştir » polisle alay edişi meşhurdur. etmeğe muvaffak olmuştur. Safı hasıUtın geçen seneye Amcası Lord Louis Mountbatten Kanadayı ziyareti sırasında yemeğe, Kraliçenin yaşında bulunan onu bir siyanet meleği gibi daima nısbetle yüksek oluşunun sebebi bir çok anneler davet edilmişti. Bu korumuş ve genc subaylar arasın nedir? « Tekel mamul ve maddelerikadınlar aylardanberi seçilmiş ol? daki mevküni almasına yardım etnin satışı gunden gune bir artma duklan halde gene de elbiselerinın miştir. gostermektedır Istatıstık hesab arıgüzel olmamasından ve tavırlanPhilip 10 haziran 1921 de Korfu nın hoşa jz.itmemesinden korkulu adasmda kâin Mon Repos isimli na göre, 8 aylık rakamlarda siaara satışlan artışındaki nısbetler "^8,5 yordu. villâda doğmuştur. O tarihte am tur. Memleket ıçi ve memleket dıBir Prens Konsorun durumu . cası Kral Konstantin tahtta idi. Üç tabiatile Ziyafet günü geldi çattı. Kadm sene sonra General olan babası şı satışların yukselmesi gelıre tesir etmektedir.» lara Kraliçenin sofrasmda yer verhükumetin devrılmesi üzerine mem Tekel idaresi bu yıl da tütün meğe kimse cesaret edemiyorduleketten ıhrac edildi. Aile bir İngi destekleme mubayaası yapacak mıOnlar yemek salonunun yanmdaki bir odada tertib edilen büfede izaz !ız kruvazörile Brindizi'ye gitti ora dır? « Yeni açılaeak olan tütün piedıldıler. Zavalhlar ağlamaklı ol dan da Fransa ve İngiltereye doğru yasası mevzuunda Gümrük ve Temuş, ağızlarından tek kelime çık yoluna devam etti. mıyordu. Fakat birden aradaki kaPrens Pariste mektebe gitme kel Bakanlığında görüşmelerde bupı açıldı ve Philıp kendilerine hita ğe basladı. Dokuz yaşma geldiği lunduk. Bu yıl da destekleme müben: zaman amcası Lord Mountbatten bayaasının Tekel idaresi tarafmonu bir İngiliz mektebine gönder dan yapılması kuvvetle muhtemel Emin olunuz bayanlar, dedi, dir. Piyasanm açılış tarihleri Ekosizleri yemek yediğım insanlardan di, bilâhara tahsiline İsviçrede ve nomi ve Ticaret Bakanlığı ile Güm İskoçyada devam etti. Bu son mekçok daha cazib buluyorumrük ve Tekel Bakanlığı arasında Kadmlar derhal gülümsemeğe tebde Kriket ve Hokey takımlan kararlaştınlarak ilân edilecektir.» kaptanı idi. Bahriye mektebine 1939 başlamış, hava bir an içinde değişda girdi ve birinciliği kazandı. mişti. Emekli Sandığı İstanbulda inşaat O sene Kral Altıncı George, Kra Modern bir saraydaki Prens işlerine para yatınyor lıçe ve iki kızlan yatla İskoçyaya Konsorun vaziyeti protokol bakıEmekll Sandığı Umum Muduni Nuri mından hayli girift meseleler orta giderek Bahriye mektebini ziyaret Kant Ankaradan şehrimlze gelml; ve ya koyar. Meselâ Prense tac giyme ettiler. Philip ve Elizabet muhtelif dun Valı ve Beledıye Başkanı Fahreddln Kerim Gokayı ziyaret etmıştlr. Al merasiminde ne şekilde yer aynla vesilelerle evvelce de birbirlerine dığımız malumata nazaran Emeklı Sanrastlamış oldukları halde bu gö dığı sermayesınden muhım bir kısmını cak? Açık havayı çok seven dük ata rüşmeyi unutmamışlardır. Ziyaret şehrımızde bazı inşaat işlerine tahsis muş. bmer, polo oynar, yatla gezer. Kri neticesinde genc subay namzedi edecek ve bu hususta beledıye ile Kant tereken hareket eyleyecektır. Nurl birkaç gün Windsor sarayında mi Beledıye Imar Mudurluju İle temasa kette maharet sahibidir. Tepkili ubaşlamıştır Yapılacak ışler arasında çak pilotu olmak istediği de söy safir edilmişti. Ataturk Bulvarmda buyuk ve blok ha. lenmektedir. Prens sporu vazifeKraliçenin yakmlan, Philip'le lınde bına ınşıatı da vnrdır sinin icablarile gayet iyi imtızac et evlenmesinin bir aşk izdivacı olduEtrüsk ve Tırhan vapurlan tirmiştir. ğunu bilirler. Zaten onları beraber rEtrusk» ve «Tırhan» vapurlan onuResmi hayatın jaşaasını sevmez görmek bunu anlamağa yeter. Resmuzdekı hafta Halıc tersanesınden çıka. ve etiket sevdası yüzünden gülünc mi törenlerde Kraliçenin kocası bir caklardır Her ıkı vapurun da aralık olmayı kat'iyyen kabul etmez. parça ikinci plânda kalır. Fakat ayının ılk haftasından ıtıbaren yeni Bir gün Kraliçe resmîî bir baloya yazın cumalan öğleden sonra sa açılaeak olan Samsun hattlna tahsis edılmeleri muhtemeldır. geldiği sırada kendisine bir buket raydan bir otomobilin çıktığına şaverilir. Kraliçe baloda hazır en hid olanlar onun mesud bir aile yüksek memurla dans edeceğinden babası gibi karısını ve çocuklarını (^KÜÇÜK HABERLER^ buketi kocasına verir, o da çiçek | ne büyük bir zevkle gezmeğe gö• leri götürüp bir aplike astıktan son türdüğünü, ve bunu yaparken pro kında IÇ IŞLERI Bakaniıgı valiler hak. yeni bir tasarı hazırlamıştır. Bu ra yüksek memurun kansile dans tokol icablanm hiç kale almadığını tasarıya nazaran vahler o vılâyetın mueder. fettışi gibi çalışacaklardır. Vıliyet ışanlarlar. lerını bir merkez kaymakamı ıdare Dük İskoçyalılann etekliğini giy SON edecektir. meden çok düşünmüştür. Nihayet • ISTANBUL Ticaret Odası dun saat bu elbiseyi zorla giymeğe katlanİlkokuIIara devam eden ve 18 de Parkotelde bir kokteyl parti v e . rerek Oda erkânıle yabancı ticaret ata. mışür. etmiyen çocuklar şelerinin tanışmalarını temın etmıştır Prens evlenmeden evvel bir spor 1951 1952 tahsll yılında Istanbulda Toplantıya matbuat erkânı da davetli arabası kullanırdı. Kraliçe bunu şehir dahllinde ükokula devam etmek idi. * EMINÖNÜ Vergi Dairesi Muduru çok alçak bulmakta idi. «Kendirai mecburıyetınde olan 84 156 çocuktan adeta yere oturmuş gibi hissediyo 68 539 u bu okullara devam etnıektedlr. Mubin Başar, meslekl tetkıklerde buGerl kalanlardan 143 ü maluldur. 895 i lunmak uzere Isvıçreye hareket eüıııştir nımı demesine rağmen Philip onu devamsızdır. 14 509 unun da ortaokul. * VALI ve Beledıye Başkanı Fah. daima bu araba ile gezmeğe götür lar» devem etmekte oldukları anlaşıl reddin Kerım Gokay Sağlık Şurasına mıştır. ıştırak etmek uzere bir kaç gun sonra mektedir. Ankaraya gıdecektır. 1949 temmuzunda Amerika büKöylerde İlkokuIIara devam mecbu* PIYASAMIZA gelen haberlerden riyetlnde olan 24.269 çocuktan 19.269 u anlaşıldığına gore Japonya, ekımden yük elçisi bir maskeli balo tertib okullara devam etmektedir Gen kalan marta kadar (6 aylık) bir mılyar 681 etmişti. Davetlilerin hepsi kostüm lardan 118 1 maluldur 309 u devamsızlerin orijinal olmasına dikkat et dır. 427 sinln de erken diploma aldık mılyon dolarlık ıthal musaadesı vermıjtır. Japonya ezcumle 311 mılyon domışti. Fakat Prens baloya garson ları anlaşılmıştır. larlık arpa ve buğday, 143 milyonluk pamuk, 114 milyonluk yun ve 8 mılyon. luk tuz ıthal edecektir. • ŞEHRIMIZDE bir resita! verecek olan tanınmış Fransız vıyolonıstı Bernard Michelm dun saat 16 da Air France uçağı ile şehrımıze gelmıştır Umumi rağbet rekorunu kıran, v&ktinden evvel mevcodu • ESTONYANIN eskı Dış İşleri Ba. tükenen, En büyük takvimcilerin, ilimJerin, şmirlerin, kanı ve Başbakan yardımcısı tanınmış hukukçu Prof Robert Pusta dun sabah filozoftann, mUtefekkirlerin, doktorlann, mnharrirlerin, Devletler Hukuku Enstıtusunde ıkınci hıkâyeciterin, hazırladıklan.. Her yıl sere aeve «Idıftınu: konferansını vermiştir. Profesorun «Baltık problemi ve denlzlerin serbestısi» mevzulu konferansı alâka ile takıb edilmiştir. Profesor Pusta pazar gunü An. karaya gidecek ve orada da iki kooferans verecektir Sadece bir Ukvim deRİl, hakiki bir bilgi huinesidir. Aylardanberi mütehassıslar» hazırlatılmakta olan bu eşsiz KASIM 22 Rebiülevvel 4 takvime sahib olmak fırsatını kaçırmayınıı... =haberlen Rejimler ve argoları Tekel Umum dünkii izahatı Mec'.is açıldı, açılmasile beraber gazeteıerde gene anayasa tâdilı, rejımın emniyeti uzerine makaleler çıkmağa başladı. Galıba matbuat bu içtima senesınde Meclisten böyle tadilât veyahud esaslı yeni kanun| lar bekliyor. İki saatiik açılış nutj kunda bu meselelere daır bir işaret bıle gorulememesi bu sene de bu mühim dava ara temas edı.emiyeceğıni gösterıyor. Fakat Meclis veyahud hükumet bu ışler e temas etsın veya etmesin demokrasi reiıminin kendisine «sinei mıllette» bir yer yapmağa başladığma daır umumî bir kanaat henüz doğmamiştır Bu kanaat mevcud oimamakla beraber herkeste bir alâka vardır. Mese â bir başmuharrıre yazılan bir mektubla rejımm ne demek olduğunu yanı bu kelımenın turkçe açıkça tarıfıni istıyenler olduğu gı1 bi demokrasınin istizah denılen be.lıbaşlı müessesesinden neden bu kadar kaçmıldığmı anlamak ısityenler de vardır. Bir taraftan ne Anayasanın, hattâ ne de Mecliste tam demokratık müzakere ve munakaşayı temın edecek iç nizamnamenin tâdılıne doğru bir gidıs gdrulemedikten başka dığer taraftan da nutuklarda, basın toplantılarmdakı beyanatta sarfına devam edilen bazı kelimeler ve ıiade tarz'arı, bi âkis hâlâ eskı gidışın sozlerınden dahı vazgeçılemedığmi gosterdığı ıç n bu sorgu'.ar ve sualler ortaya haklı olarak atılıyor. Fılhakika her mes'eğin kendisıne mahsus ıstılahlan, hattâ bazan rengin ifade tarzları oiduğu gibi po'.itıkanın, ve rejimlerin de böyle argolan vardır. Rejımler değiştıkçe bu argoların da değışmesi zarurî sayılır. Meselâ Meşrutiyetten evvelki İstibdad rejıminde tmillet» ke.imesı kullanılmazdı: kullanılmazdı değil yasaktı, Fakat bir kere Meşrutiyet ilân olundu mu millet sözü ağızlarda en çok dolaşan bir kelime oldu. Hattâ pek iyi hatırlarım tmillet, mılletımiz» gibi tâbirler artık kâfi derecede samimî ve kuvvetli gorü memeğe başladı da günün birınde Osmanlı Meclisi Mebusanının riyaset kürsüsünden coşkun bir ifade ile «mılletım» dıye bir ses aksermişti. O vakıt herkes bu sözü beğenmedı ve millet herkesın rrpMır, ya'nız Meclis kürsüsünde oturan zatın malı değildır, bu azamet ifade etmekten başka bir şeye yaramaz, dedılerdi. Mülkiyet zamırıle bırşletirilen bu kelime tek parti devnnde de arada sırada duyulurdu. Şiirde, hamasi mısralarda hattâ alelâde konuşmalarda herhangi bir kişinin ağzına pekâlâ yakışıyor da siyasî bir mevki sahıbı zatlardan sudur edmce azamet ve tesahub fıkrni uyandırıyor; şef mefhumunu hatırlatıyor. Gene tek parti argosunda «şef» kelımesi de çok taammüm etmişti. 1946 seçımıle demokrasi musveddesıni karaladığımız sırada bıle bu kelimeden kurtulamadığımızı hayret ve taaccüble gormüştüm. Şimdi artık bu «sozün sözünden» o'sun kurtulmuş sayılab.liriz. Gene tek parti rejıminde hükumet szası arasında bir tebeddül oldu mu kulisnılan bır «nobet değıştirme» tâbiri vardı. Meselâ hududiarımızda karda, kışta nöbet bek ıyen askerlerımızden bahsolunurken pek yakışıklı olan bu tâkirın, bir hükumet içinde ıhtar üzer.ne elde edilen istıfalarla yapıan değişikliklere alem edılmesi hiç de yakışık almıyordu Bugün de bu tâbir pek kullanılmıyor ama medıulü olan «iş» devam edip gıtmekte binaenaleyh arada bır bu nöbet deği§tirme «ahvali sıhhıye» tabirinın lutufkâr tavassutile vukua getirilmektedir. Evet gene tek parti rejiminde verılen istifalarda gösterilen «ahvali sıhhiye» mazereti de bir tek parti argosudur ve düpedüz dılde hastalığa değil, aistiskale uğradım» manasına gelir. îşte tek partinin bu argosu hâlâ devam ediyor olacak ki kabine azası arasındaki son değışikliklerde hiç bir vekilın istıfa t c D Ü ş ü ^ N C E L E R 1 1 IHEM NALrNA M1HINA Tamir edilen bir yola dair araköyde Kemankej Mustafapaşa caddesinin bozuk yolu, bu sütunlarda çıkan bir yazm» üzerine te. mir edilmeğe başlanmış; beledıye erkânından birinden «iki »enedır uğraştığ, halde bir türlü yaptıramadığı» bu tarniri sagUdıgım ıçın bir teşekkür mektubu •lmıjtım. Aynı yol hakkmda her nedense imzasını atmaktan çekinen » y ı n bir okuyucumdan «bir komşunuz» imzasile şu mektubu aldım. «Muhterem Beyelendi, Bendeniz, .Cumhuriyet. İn ve dol». yu'le zatı altolzln daunl okuyucuları. nızdan hlmmetinlzle tamirine (!) baş. lanan Kemankeı Karamustafapa«a tokağının da «akinlerindenim. Bu mektubla zatıâlınizl rahatsu et. memın saıkı, irşadlarınızla tamııine (') ba^lanan bu lşlek sokakta vazifem ol. ması veya ecnebılenn de gellp geçttğl bühassa işlerl Lıman Daıresınde olan Amerlkalıların gormeleri değlldlr. Bu saık, sarfolunan emeklerin emsalleri gıbı havaya gıdeceğıni bllmemdlr. Beyefendl. bu sokağın tajları. İki se. nede bir bugunkü glbl. alâkalılarca. yerlerınden kolaycacık çıkarılır. Çunku taşların altında bir karıs kalınlığında denız kumu vardır. Bu itıbarla ta^lar yerlerınden kolay sökülur. Bu kum ta. bakası biraz karıştırılır blr mlktar daha llâve edllir sonra yerlerinden oy. natılan taşlar gene kolaycacık yerle. rlne oturtulur. Bu suretle tamlrl (') tamamlanan bu sokaktan bermutad yuklu kamyon* lar geçmeğe başlayınca bir haftada du. zeltılen sokak gene eski halıni alır. işte tamlr kellmeslnden sonra parantez Içerlsindeki nıda ls«retlerlnln sebebi. Kıçm bu sokaktan geçmek bir me. seledır. Çunkü yağan yağmurların çu. kurlarda h&sıl eyledlgl eayısız golcuk. lerln üzerlerlnden buyuk bir süratle geçen sofdrleruniz esasen kendısi glbl dar olan sokağın kaldırımlanndan geç. mek bedbahtlığına katlanan insanları, sıçrattıkları çamur ve çlrkftlerle ken. dllerlne daima duacı yaparlar. İşte Beyefendl hlmmetinlzle ele tll. nan bu sokaktan su yapılmakta olaa ameliye sona ermeden lutfen bır defa. cık gecerek bugun tamir ediliyor deni. len yarın edıldl denllecek. fakat ertesl gunden ltibaren gene dunku hallni ala, cak olan bu sokaga sarfolunan emeğln beyhudehğıni gozlerınızle gorup tamir. den maksad bu İse yapılmamısım iste» yınlz Taşlar pamuk gibl kuma orurtul. dukça sokak, emsall sokaklar glbl gene duzelmiyecek, fakat blz mutekabılen birbirimlzl aldatmaja devam edeceğiz. Yarın, Beledlyemiz. Iftiharla tamlr ettiğınl size cevaben blldirecek. ıatıâ. llnlz dünkü yazınızda olduğu glbl ali. kaya teçekkür edecekslniz blz de pan. domımanın bu blrinci safhasına «ımdl olduğu gıbl gulecek fakat muteakıb «afhalarında da eskisl glbl gene üzuleceglz. Tasdiiml mazur gBrmenlzl rlca vs h'irmetlerimin kabulünü lstirham ede. rim Beyefendi • Saym okuyucnmun bu yolun lyl yapılmadığı hakkmdaki sözleri doğrudur. Nitekim tamire ba^landıktan sonra, muhterem Belediye Baskammıza fahri müfettişUk etmek tizere blr kaç fün o yoldan geçerek böyle olduğunu gördüm; hattâ yolun varısına kadar mutad veçhile üstünkörü böyle bir tamir. den sonra, dlğer yansınm bırakıl. dığını da hayretle müşahede ettim. Volun şbyle böyle tamir edilme. «ine rağmen gene teşekkür etmek lâzımdır. Ya yol, saydığun 19 çu. kuru ile olduğu eibi bırakılsaydı da arabalann dingilleri, hayvanların ayaklan kırılsa, yayalar camura batsa daha i>i mi olurdu? İki yıldır tamir ettirilemiyen bir yolun, esref saate rastlayan bir yazımla hic olma7sa bu kış iyi kötü geçebilecek bir hale konulmasına neden teşekkür etmemeli? r •*• Yazan; A. ADNAN ADIVAR namesi gazetelerde görülmedi. İnsana öyle geüyor ki artık Türkiyenin her türlü rejıminde, dıktatorlüğunde, tek partısınde. demokrasisınde istıfa kanun nazarında memnu, ahlâk nazarında makduh bir fın ve harekettır. Evet, hattâ en eski zamanlarda şeyhülislâm kapısı memurlan arasında «istifa meş'umdur» dıye bır söz dolaşır dururdu. Demek hâ â istifayı mazur gostermek içın en tab î ve zarurî olan ahvali sıhhıyenin kanadı altına sığınılarak şeametınden kurtulmak ıstemlıyor; ama şımdi kaçınılan şeamet manevî şeamet değil, maddî şeamettır o da başka. Bır de bızım dılde ful.erin bırinci şahıs mufredile cem'ı yanı «dım, ceğım, dık, ceğ.z» şekillerının ifade ettıkleri mana üzerinde gramer âimleri arasında tam bir anlaşma olmasa gerek Kımisi müfred sıganın, kımısı de cemı sıganın celâlet ve azamete delâlet ettiğmi iddıa ederler. Fransızcada eskicl^n cemi sıganın tevazua delâ et ettiği söylenirdi. Fakat şunu bilıyorum ki bızde eskı buyukler cemı sıgasını bır buyukluk alâmeti gibi kullanırlardı. Fakat burada vaziyet biraz başkadır. Yani şımdı bazı buyuk sıyasetçi.er, ile onların peşme takılıp ortaya çıkan buyuk memurlar hep yaptım, yapacağım, emrettim, fııllerini o kadar suhuletle ve o kadar azametle kullanıyorlar kı, bu cümleler tek parti jeflerinin ağzmdan diğer ağızlara ddkülen sözıermış gibi bir eda alıyor. Vakıâ böyle müfred sigasile kullamlışta bir azım ifadesi varsa da bu, her şeyi yalnız kendi baştna yapmış veyahud yapacakmış gibi bir hıs veriyor. İşte bu his, kendisinden daha pek çok müessır hizmetleri o^an iş arkadaşiarının kalbini kır maktan başka bir işe yaramıyor. Bırazıcık mütevazı sozden ne zarar ge'ır anlaşılmaz. Fakat bütün bu rejim argosunda gene tek parti devrinden intikal eden en mühim ifade tarzı, bir kere daha gene bu sütunlarda işaret ettiğim (2 şubat 1952) «iki satırlık bir kanun ile bu iş biter» gibi totaliter bir rejime yakışan sozdur. (Bır kere de evvelki ıktıdar zamanında koca bır müessesenin rejımini bır hamlede zirü zebredecek gene «iki satıriık bir kanun projesinin» tehdıd vasıtası olarak ceblerde taşındığını ış:tmiştık). Bu ifadeler şunu gösteriyor ki hükumet, istediği en güç, en uygunsuz işi iki satırlık bir kanun yazarak derhal Meclisten çıkâracağına tamamıle inanmıştır. O halde Meclıstçki muvafık ve muhalıf azanın, ıhtisas encümenlerinın ve sonra o Meclisi seçen halkın arzusu, temayulü hep o ıkı satır kanunu yazan kimselerin dıllerinin vejahud parmaklarmm ucuna top'anmıştır. Bu böyle değildir; böyle de olsa bunu alenen mitinglerde, beyanatta soylemek eski tek parti rejimini hatırlatmaktan başka bir şeye yaramaz Olsa olsa hükumetin MecLıstekı kuvvet.ni gosterdıkten sonra bir de «yaparız ama yapmıyoruz» gıbı bır ulüvvucenab izhanna yarar. Halbuki dığer taraftan böyle bir ifade, kanunu Meclisten istedıkleri gibi çıkaracaklarından emın olanlarm bazan evvelden kanun yapmayı ıhmal ederek kanun üstü hareket'ere de cür'et edebilecekleri zannını doğurur. Zaten zan doğurmağa hacet bile kalmamıştır. Daha bu sene içinde o vakitler hükumetin temeyyüy ve tahayyüı etmlş azasından biri «icab ederse her türlü tedbirleri alır, «onradan Meclisin buzuruna geliriz» gibi bir ifade ile böyle bir niyetin pusuda yattığını ima etmişti. Fıkrimizce tek parti rejimınden kalma bu «on iki siyaset argosu mutlaka unutulmalı; «zaman o.ur ki hayali cıhan değer» vecizesinin hâlâ gönüllerde yattığını hatırlatan bu gibi sözler demokrasi evliyai umurunun kalb ve dimağlarından tamamen silınmelidır. Buenos Aires ve Varşova elçilerimiz dün gittiler cAnkara» vapuru dun laat 12 de Batı Akdeniz aeferine çıkmıjtır. Gemi ile gidenler arasında Varsova elçimiz Ab. dullah Akjin, Buenos Aires elçimiz Ce. mil Vafi. tnglltereye koruolos olarak tayln edilen Mısır Büyük Elçllijl eski Baskatib! Ahmed Talât da bulunrnakta. dır Cemil Vafi hareketlnden once kendisile gorusen arkadasımıza sunları söylemlstir: « Arjantin ile Turklye arasındaki dostane münasebetleri takvıyeye çalısa. caSım Bu arada bilhassa tıcari bikım. dan da ınkışaf temınme gayret edeceKaramürscl Belediye Başkanının bir tekzibi Karamursel Beledıye Başkanı Eşref Erışenden bır tekzıb mektubu aldık. Bu mektubun mahkemece neşrıne musaade edilen kısımlarını a«sğıya ko.suyoruz <Ga2etenızın 13 11 952 tarihlı nushasının 3 uncu sahifesinde (Karamürsel beledı>esı> J A D mahreçli şahsımı ılgılendtren haberın aşağıdakı sekılde tav. zıhını dılerım Beledıye Meclisinin 31'10'952 tarihlı oturumunda jedek ıken bır uyenin olu. mile beledıye uyesı olabilen Ulvi Akyıldız namındakı şahıs beledıyenın musbet işlerinı, başarılı programını baltala. mak gayesıle bır suru takrır vermış ve takrirlerm hepsl de meclis tarafından reddedılmıştır Busbutun hırslanan Ulvı Akyıldız. beledıyeyı tahkır edıcı Usan. Ia tecavuze başlamı; ve bu hale uzulen meclis tahkir suçundan dava açılması ıçın Beledıye Reısıne yetkı vermıştır Kendismin tahkirli takrırlerıne rağmen beledıye kervanının musbet yolda yu.uduğunu goren Ulvı Akyıldız bu sefer tahkirden ıftıraya geçmış ve meclis. ten kaçmıştır. Kendisinln Belediye Başkanı tarafın. dan olumle tehdıd edıldıği iddiası. sanki beledıyece kendisine kıymet verıldığıni ihsas sadedînde muazzam bir husnu. nıyetten ibarettir. Işbu yazının Basın Kanunu gereğmce aynen neşrıni saygı ile nca ederım » 35. 36. 37 ncl 1952 i, Ibramlyc Evleri S N ÇEKİLIŞ: O PARASIZ KITAB 29 ARALIK BU ÇEKIUŞ0 Demokratik Yaşama Yolu 3 Bahçeli Ev TAHSİS EDİLMİŞTİR. Aynca 43S00 lira tutarmda para ikramîyeUri Bankımndj ıçtıracajmn m ı ı 150 lirabk bir Utamu bttabı ıi« Ulıhıniii deacyıaizl Demokrasiyi butun cephelerile ince!e>en bu kitabı parasız olarak BÜTÜN DÜNYA mecmuasile birlikte alınız. Türkiye IŞ Baııkası YILIN ANSIKLOPEDİSI YEDITEPE yaj ınlarından en son çıkan PATEK PHILIPPE 'udn Ljcm ve Âtnauı Jrloaelletı. SAATLİ MAARİF DUVAR TAKVİMİ G ESU R DELİKANLI Dünyaca meşhur Amerikalı edib Williım Saroyan'ın en güzel hikâyeleri. aşer Türkçeye çeviren: Şuad Taşer Zarif bir karton kapak içindı Fiatı 100 kuruş. •i P. K. 77. İstanbul | JüLLt JÜtiada Çelm$t SATIJ YERLERI İST4MBULDA BEYOĞLUNDA SAATLİ MAARİF DUVAR ÎAKVİMİ Yeni yılın en kuvvetli ansikiopedik eseri Bayiinizden tstemekte acele ediniz. olacaktır. V. O | 6 56 12 00 14 31 16.46 18 22 [ 5.12 î a TEVFİK AYOIN VAKIPDİAMANSTAİN ^st.klöl Coddesı 591 ~E.~] Uoj Tİ41 T«[İİM\Tİ6! 12.26 DECE GELEN «CLMHIJKIVET» in Tefrikası:53 Vakleden: yAROGLU Mazi, zihninden silinmiş, beyniSonra, Rukiye Halarun meklubunin hücreleri gelecek günler için na verdiği cevabda, hafta sonunda kurmağa başladığı hayallerle dol avdet edeceklerini bildirdi. Mürüvmuştu. vete de, bu karannı haber verdL Mürüvvet, bu haberi pek memArtık İstanbulda daha fazla kalmamağı, birkaç gün sonra köye nuniyetie karşılamamıştı. Otelın üst kattaki küçük beklerionmeği düşünüyordu. Rukiye Haladan mektub almıştı. Hala bu me odasında sabah kahvaltısı edimektubda, Reşidin son ziyaretini yorlardı. Zeki: Onümüzdeki cumartesi günü anlatıyordu. Bu mesele, Rukiye Halanın dırayeti ve becerikliliği sa vapur var, Mürüvvet; o vapuria döyesinde boylece halledildiğine göre, nelim. Dedığd zaman, Mürüvvet, biraz ortada bir endise sebebi kalmamıştı. Köye avdet edip nikâh işile meş düşündü. gul olabilirdi. Ne düşündün? Daha kalmak mı ıstiyorsun? Zeki, İstanbula geldikten birkaç Mürüvvet, gülümsedi: gün sonra, kardeşlerıni ziyaret et Darılmazsan bır şey söyliyemış, onlarla da göruşmüştü. Birbi ceğım, Zeki. rinı takib eden hâdiselerin, arala Sdyle. Niçin darılayım? rındaki kardeşlik bağlannı çok fazla Senin arzularına çok aykın da •arstığı bu adamlar, ona karfi ta onun için çekiniyorurr kmdıkları tenkıdkâr edalarla, mev Soyle a canım, aykırı da olsa cud sosuk'ufu daha da arttırmış darılmam. lardı. Bir daha semtlerıne uğrama Bak, dinle Zekıcığım. Şimdi mışü. bız koye, nıkâh içm gıdıyoruz, de ğil mi? Evet. Nıkâhtan sonra, gene köyde, halarun evınde oturacağız, değil mi? Evet. Bu sana biraz gayritabiî gelmiyor mu? Hayır. Niçin gayritabiî gelsin? İşte, bahsettiğim aykırılık burada. Ben bu meselede senin gibi duşünmüyorum. Bir kere, bir karı kocanın kendilerine aid evleri bulunmamalı mı? Rukiye halanın evınde sığıntı halnde oturmağa devam etmeyı ben doğru bu muyorum. Bundan evvel, sen de ben de tek başımıza insanlardık. Halanın evi, ikimız için de nihayet, bir barınak vazıfesi görüyordu. Sen ebediyen bekâr kalacak değilduı. Gunün birınde evlenebılirdın. Belkı ben de, bir gün gehr, bir başka erkekle hayat arkadaşı olurdum. O zaman, elbette orada oturacak değildık. Haiadan ayrılacaktık. Böyle o'.duğuna göre, bugün de aynı tecrübeye varmamıa tabii bır şey olmaz mı? Belki hakhsın yavrucuğum, ama halayı böyle yüzüstü birakmamız doğru olur mu? Rukiye halayı tanımıyormuş gibi konuşuyorsun, Zeki. Bllirsın ki erkek gibi kadındır. Hayatta hiç kimseye muhtac olmıyan bir kadm. Başkalaıına destek ol»cak kadar metin bir insan. Onun bize değil, bizim ona ıhtiyacımız olabilir. O bakımdan söylemiyorum. Nankörlük etmiş oluruz, dıye düşünuyorum. Bir insan, kimseye muh tac olmasa bile, tek başına bir evde yaşamağa, akrabasmdan, sevdiği kımselerle beraber oturmayı elbette tercih eder. Sonra, itiraf etmeliyiz ki hala, sana da, bana da, velınimetlik, analık etmjştİT. Ben bunu inkâr etmiyorum ki Zekiciğım! Yalnız, demek ıstiyorum ki, kocaya varan bir kadm, kendi yuvasına kendısi sahib olmak ister. Yalnız kadın değil, bunu erkek de arzu eder, sanırım. Ben halanın yanında yaşadığımız müddetçe, ken dimi. yersiz yurdsuz kaimış, dünkü Mürüvvet olmak hissinden kat'iyen kurtaramıyacağımı seziyorum . Mürüvvetın gözleri nemlenmiş, dudak'armın kenannda, hafıf bir ürpertı olmuştu. Nerede ise ağlıyacaktı. Kımsesızhğ n n, artık unutmağa hazırlandığı acısını, o anda, butun şiddetıle bir kere daha duyuyordu. Z«ki, bu ıslanan gözleri, bu hüzünlenen dudaklan görünce, onu teskine çalıştı Peki, peki, üzülme a canım, dedi, düşünelım bakalım, bir çare düşünelim. Yani, nikâhımıî olduktan sonra artık halanın evınden çıkalım, dıyorsun öyle mi? Evet, Zeki. Seninle orada tanıştım, hayatımın en güzel günlerini orada yaşadım. Ama aynı zamanda o yer, bana kimsesizliğımi, biçareliğımi, başkalarının lutfuna muhtac bir zavallı olduğumu çok fazla hatırlatıyor. O acı hâtıralarm içinde yaşamağa devam edıersem harab olurum. Hem de, dediğim gibi, artık o günlerden kurtulduğumu hissetmek, kendi yuvama sahib olmak istiyorum. Peki, güzel söylüyorsun. Ama bir mesele daha var. Rukiye halanın yanında oturmıyacak olduktan sonra, o köyde kalmamız da manasız olmaz mı? Mürüvvet gene gülümsedi: Ben de onu söylıyecektım, Zeki, dedi. O takdirde ne yapacağız? Onu da düşündüm. İstanbulda yerleşeiim, diyorum. İstanbula mı? Mürüvvetın bu teklifi, Zeklyi birdenbire şaşırtmıştı. Hiç umid etmedıği, hiç akhna getirmedığı bir teklıfti bu. İstanbul. Niçin İstanbul? İstanbul onun yaşıyabıleceğı, baruıabileceğı bir yer değildi kil İstanbul onun bannabileceği bir yer değildi ki! Bütün hayatı, tabiat ortasında, ıssızltk ve sessizlık içinde geçmıştıİnsanlardan uzak yaşamağa alışmıştı. Velvele dolu şehirde geçirmek mecburıyetınde kaldığı }u günleri bıle bir an evvel sona erdirmeğe can atıyordu. Böyle olduğu halde, şehirde yerleşmesine, bu boğucu havayı mütemadiyen teneffüs etmesine imkân var mıydı? Öte yandan, Mürüvvetin de, köy hayatından bıkmış olduğunu görüyordu. Hayatta hemen hiç gülmemiş bir genc kadını, kendi kaprisine kur ban edip, ücra bir köyde yaşamak zorunda bırakmağa hakkj olmadığını düşünüyordvı. Buna rağmen, ısrar etti: İstanbulun istenecek nesi var, Mürüvvet? Gürültüsü, hayhuyu mu? Buna sen de ahsık değilsin, ben de değilim. Korkanm, çabuk bıkarsm, bu sefer de köye dönmek istersin. Doğrusunu istersen, ben asıl köy hayatından bıktım, Zeki. Duşün ki bütün hayatım, dağıarda. bayırlarda geçti. İstanbula gelir gel mez, buranın cazibesine kapıldım. Hem ben mutlaka şehirde oturalım demek istemiyorum. Zaten. şehrın gobeğındekı hayat benım de pek ısınabıidığim bu şey değıldır. Meselâ Boğazda, yahud Erenköy gibi, Gcztepe gibi bir yerde bır yazlık ev, fena mı olur? (Ark&sı var) Saym okuyucum daha iyl, mükemmel bir yol istiyor. Asfalt, daha iyisi mozayik parke yollar yapılmasını kim istemez ki... Saym komşumun yabancı memleketlere eidip eitmedijini bilmiyonım. Fa. kat bu satırlann muharriri 1910 danberi pek cok memleket gezmiş ve ilk defa Pariste tahta, mozayik parke ve asfalt yollann nasıl yapıldığını görerek bunlara hayran olmuştu. Her seyahatten dönüşte yazdığım yazılarda, yabancı divarlarda şehir içi ve şehir dışı yollardan mutlaka bahsederim. En son olarak Almanyadaki İngiliz ve mütteflk manevralarını takib ederken otoban denilen mükemmel asfalt yollann tamir edildiğini görM EV L İ D düğümü anlarmış ve bozuk dive Sevgill e$im ve baham tamir edilen bu kısımlan memle. Prof. Y. Mühendis ketimize getirmek mümkün olsay. dı 10 yıl daha kullanırdık demiş* MUHİDDİN ETİNGÜnün vefatının 40 ıncı gunune tesaduf eden tim. 23/11/1952 pazar gunu Te?vik(>e Caml1942 de Amerikadaki seyahatimde ınde iklndi namazını muteakıb Mevlıdı Şerlf okunac«gından akraba, dost ve Holivud civarında yeni bir yolun arzu edenlerın gelmeleri rlca olunur. yapılışını seyretmiştim. Takriben Esl ve Oglu yarım metre kalınlığındaki beton şosenin üstüne bıranda bezleri döilk büyük 1 ^ ^ şendiğini ve bu bezlerin üstüne Sanat hâdisesi katran veya zift sürüldükten sonra FRANSIZ VİOLONİST bir kanş kalınlığında asfalt döküldüğünü hayretle görmüş; İstanbula dönünce bu müşahedemi ilsrilîlere anlattığım zaman, onlann bu RESİTALİ şekilde yol yapıldığı hakkmda nazari malumatlan dahi olmadığını anlamıştım. o M KAStM Herkes gibi ben de iyi ve müPazartesi kemmel yol yaoılmasını isterim; Saat 21.15 te buna rağmen Kemankeş Mustafa. Biletler gişede paşa caddesindeki harab ve daracık satılmaktadır yaya kaldınmlan arasındaki par Bernard Michelin SÂRAYDA S O L M U Ş ve BOZTJLMAKTA olan T A R İ H t ve E S K İ R E S İ M L E R İ N İ Z FOTO SABAH'ta İ H Y A E D İ L İ R . Galatasaray 289 Tel: 40108 ke yolun üstünkörü tamirine dahi neden teşekkür ettim de daha iyisini istemedim? Bunun sebebini de yannki yazımda sayın okuyucıima ve onun gibi düşünenlere izah edeceğim. GIDA MADDELERİNİN ve umumî sağlığı ilgilendiren eşya ve levEzımın hususî vasıflarmı gösteren tüzük. Kıtab halinde çıktı CÜMHURÎYET Nüshası 15 kuruştur Abone şeraiti Türkiye Haric 42 00 8100 Senellk 22.50 43 00 Altı aylık 12 00 24.00 Oc ayııa 4.50 108 Biı ayıik K A T D I Cozetemiıe oinderilen «urole r« v<i2>'« nefredilsin e&ilmestn tode oltıntno* tıamarH»n mesullyet kabul •dilzntt Lira Kr. Lira Kr. İNKİLÂP KİTABEVİ