14 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
l i Hdm 1951 Cv.. .':iJEı MERAKLISAHIFELER TARİHTEN İnsana yenl uzuv aşılanması mese'e^i artık hakıkat sahasına intıkal , etmıştır. Çoktandır cerrahlar göz, ' damar, kemık. deri, hattâ diş aşımütemadıyen ıj ı ık ve teselli ser lıyorlar Fransa Kralı Onbeşınci Louis'nın Daha doğrusu bunlan pen bu adama fecı bır olum mu çıkarıp yerlenne yenisinı koyuyorkayınbabası Atanıslas Leczınski, kadderdi. 1704 senesi, Dcinci Auguste'ün lar. > tahttan indırılmesini müteakıb, İs1766 senesi şubatının beşinci güFakat modern cerrahî henüz bun veç Kralı Onıkinci Charles'ın desnü idı. Bir kaç gündenberı havalar dan memnun görünmüvor. Ona göteklemesi sayesinde Polonya kralı çok soğuk gidıyordu: Stanislas re varılacak. hedef henuz uzaktır seçilmışti. Fakat, bir kaç sene son nezl^ye tutulduğu için, ihtiyaten ve bu hedefe gotüren yollar dıkenle lunnevılle'dekı sarayından dışan doludiır. Onlann istedikleri hasta ra hamisi, Pultava.da Delı Petro.ya çıkmjvordu Sarayıncia kapalı o insanlara meselâ böbrek. ciğer hatmağlub olunca, Stanislas, tacını, turduğu zaman canj sıkılmazdı. , tâ kalb asılamaktır. tahtııu selefine iade mecburiyetınDaima okuyacak merakh bir kıtab | Son haftalar zarfında Amerikada de kaldı. 1733 te, İkinci Auguste bulur. mektub ypzpr, bıblolarla toplansn cerr^hlar kongresi bu öldükten sonra krallığl tekrar ele meşgul olur, hoş vakıt geçirmeğe mesele uzerınde ehemmiyetle durgeçirmeğe teşebbüs etti ise de muSan Francisco'nun meşhur tramvaylan ! muvaffak oluıdu. vaffak olamadı. Aradan zaman geç| muştur. Bu münasebetle ortaya amiş, cski taraftarlanndan bır çoğu O gün şiddetli bir fırtına esiyor, tılan hakıkatler istikbal hakkmda sahneden çekilmiş, meydanda kasokaklarda ve dam'aın üstunde, ümıdler beslememizi mumkün kıllanlar da onu çoktan unutmuştu. j maktadır. yığın yığın karlar uçuşuyordu. Bereket versin, Viyana muahedesi Zor bir tf Stanislas, arkasında bir kürk, ona, bir teselli mükâfatı olarak, dairesinin en aydınlık odasında o ' Uç doktor köpekler uzerinde çok sadece kaydı hayat şartile Lorraine turuyor, arasıra perdeyı aralayıp tanberi bu yolda tecrubelerde l u ve Bar Dükabğını tevcih etti. Gerıssız sokağı, kurşuni renaı bağla • lunduklannı ve bunlara akcığer a1 Stanislas Leczinski çi Polonya krallığına nazaran kümış gökyüzünü seyrediyordu. Şo şılamağa çalıştıklannı söylemışlerçük bir hükümdarlıktı, ama gene Stanislas Leczinski. bu nüktesi minede, iri kütükler alev alev ya dir. de hiç yoktan iyi idi Bu doktorlar şu suretle hareket ne kendisi de guler: nıyordu. O sırada ziyaretıne hiç Stanislas Leczinski'nin çok jyi Hiç değılse, bu krallığımı kını bir misafırın geleceğıne ihtımaî etmişlerdır: Evvelâ tecrübeye tâbi huylan vardı. Bir kere, hiç bır şe se elimden almağa tesebbüs etmı vermediği için. okumak üzere elı tutacakları köpeğm bır ciı';erini çıyi haddinden fazla kendine derd yecektir sanınm, deıdı ne bir kıtab almış. piposunu da karmışlar. Geri kalan ciğer hayvaetmezdi. Talihsizlikler, kayıblar. nın yaşarpa«ına ıcifayet ediyormuj. Stanislas'ın. daima hayatından doldurmustu 'Bır müddet sonra çıkanlan ve kongaileler onun kalender mizacını şikâyetçi, daima koca=m'n hovarTam oturacağı z a m r San Francisco, Eylul New (bulunur. Duvarlardaki kocaman Golden Gate koprusü, dünyanm kat'ıvven sarsmaz, maneviyatı ü , dalığından üz^ün ve derdli k'zına üstunde duran bır ko" "ii saatinin, ' sene edilen ciğer yerine takı'mış ve kopek normal olarık yeşamağa York"ta tramvay gdrmemis değil (Keep Off!) yani «Yanaşma!» Uân en uzun asılı köprüsü olmakla bezerinde zerre kadar ,tesir yapa • verrjfci nasıhatlerde. hayatı olduğıı bir saatten fazla geri kslmış oldudik. Brooklyn'in köşe bucağında lan tâ uzaktan okunuyor ve bizi raber, az otesindeki OaklandBay mazdı. Sade varadılışlı. iyi kalbli, ' gıbı kabul etmesmi bilen bu «a ğu gozune iliştı. Oıju a;,ar etmek devam etmiştir. | Asıl müşkulât Kr heyvana aığer bir iki tramvaya rastlamıştık. Fa ikaz ediyor. Bu güzel manzaralı Bridge, ondan daha uzundur. 9 mıl sükunete âşık bir adam oidusu lender adamın essiz mizacını belır üzere yaklaştı, yelkovan. çevirm;kat San Francisco'nun her sokak yerde ebediyen mahbus hayatı ya uzunluğunda olan bu köprü 77 buiçin, kadenne daima nza gösterır. j ten ömeklerdır Kızı Marie. acı a ğe başladı. Tam o sırarla, kurkunün ı bir hayvamn ciğerini aşılamak mev I zuu bahis olduğu zaman meydana ve caddesinden geçen tramvaylar !j şamak herhalde çetin olsa gerek. çuk milyon dolara mal olmuştur. cı lâf'ar ettiği zaman hayatın verdiği nimetler ne olursa etek kısmının, şdminede yanan oyüreğimizi hasretle cızlatü: «Tıp Beraetimize kadar kapalı kaldığım Şöhretinin daha az oluşu, fazla a Kızım. derdi, insan kaderine dunlara değıp tutuştuğunu gördü Içıkmıştır Meselâ bir köpeg» <?;ğer olsun tevekkul eder, bu nimetlerbir köpekten çıkanlan ciğerin ta kı İstanbul!» diye haykırdık ve ] Tophanedeki Askerî Cezaevindeki yaklı oluşundandır. den de azami istifade etmeği bilir razı olmasını bılmeli. Al'=htan, aZUı çaldı, fakat ge'en olmadı kapılanndan salkım salkım yolcu j hücremi hatırladım ve penceresinşın şey istememelidir. Muazzam Hizmetkârlsrdan hiç biri yerınde kılrrası muva fak netıce vprmemışdi. Bu iki köprü San Francuco'y» sarkan tramvaylan dakikalarca 3en Boğazm fevkalâde manz^rasmı Bir gün, damadı Onbeşinci bir ülkenin kraliçesısin. şirın dost değildi. O zaman, Stanislas, tutu tir Bu tecrübeye tâbi tutulan yir şaşkınlıkla seyrettik. kat'i bir hürriyet veriyor ve gür esir bir ruhla seyretmenin acısını Louis. tac ve tahtııu kavbeden bu lann var, kocan sana nu topu gıbi şan kürkunu kendisi sondürmek mı beş hayvandan hiç biri 27 günzelliğini arttırıyor. İstanbulda da Ama bir şey eksıkti: Tramvaylaadama aayarak onu teselli etme çocuklar vermiş.. Mesud olmağa istedı Iğildı, fakat muvazenesini kay I den fazla yaşamamıştır. Çoğu do nn arkasına asılan bedavaa yara! bir daha içimde hissettim. Alcat Usküdar köprüsü yapılsa acaba raz hakkında çevrilen filmleri ve ğe çahşınca, kendisinden şu cevabı gayret et, göreceksîn kı insan ista betti. ateşin ıçıne duştu. Kalkmağa |kuz gün zarfında ölmüştür. nasıl olurdu diye düşündüm. Nuri Doktorlar bu muvaffakiyetsizli maziardan eser yoktu... penceresiz koğuşları, zindanlan, di miydi, burla pekâlâ muvaffak yeltendi, doğrulamadı, hattâ sesaknıştı: Demirağ bundan iki sene evvel AFakat San Francisco'nun İstanlenmeğe bıle takat bulpmadı. Ya ğın sebeblerini organizmanın jnü bula benzerlıği burada kalmıyor eziyet odalannı düşündüm, bu se merikaya geldiğinde bu eski ha «Benim hiç bir şeye eseflen olabilir! dafaasına atfetmektedirler. Nasıl ki fer de Askerî Cezaevine getirilmeStanislas Leczinski, Fransa sara hud seslendıyse bıle sesini duyudiğim yok, a kuzura! Bir insanın insanlar arasmda muhtelif kan du: inişli çıkışlı sokaklan, dik yo den evvel Emniyet Müdürlüğün yalini tahakkuk ettirmek için bir r mesud olması için ne lâzımsa ben yına mifafır geldıği ta ıhte. yetmış ramadı. gruplan var, nesiçlerde de aynı ha kuşları, Amerikanın başka tarafla j deki sekiz ayım ^özümün önünde hayli uğraşmıştı. Kim bilir n« oldu. de hepsi rnevcud. Sevimli bir da yaşını gecmiş bulunuyordu Buna Mabevn odasınm kapısı önünde lın mevcud olduğu anlaşılıyor. Bir rında alıstığımız şehir manzarasınSan Francisco civarınm asıl gömadım. candan dostlanm, iyi bir rağmen, kadınlann peşinden ayrıl bir asker nobet beklıvordu. Bir insana her hangı bir kimsenin kanı dan bambaşkaydı' Doğrusu bu hu canlandı.. rulecek yeri Muir ormanlarıdır. maz. kadın meclıslerinden son deEvet, bu şehir gerçekten İstanbupipom var.» aşılanEmadığı gibi, ciğeri de takı susta İstanbulun yedi tepeli soOtobüsünüz dağlara tırmandıktan rece haz duvardı. Kraliçenin, ço den. burnuna bir yanık kokusu kaklarım da arıyorduk Bir yokuş lun tatlı ve acı hatıralannı canlanStanislas, ilk defa Versailles sageldi. Adam kuşkulandı. Fakat, lamıyor. ve uçurumlu yollardan bilğazlara ğu asılzadelerden mürekkeb olan dınyor. rayına geldlği zarnan, adeta bir çağırılmadıkça Tababet muhtelif kan şruplarını vardı ki, orada otomobıller ancak ahpablarına hoş sözlerıle, meciis Dükanın odasına. İki bacak üstunde duran dünya indikten sonra, kendımizi miUS zikzak vaparak inebiliyorlardı: O büyük hükümdar gibi karşılanmış, ârâlığı ıle kendıni sevdirmişti. Bir girmesi kat'ıyyen yasaktı. Koku , tesbite muvaffak olmuştur. Acaba nın en büyük köprüsünün altından park haline getirilen Muir orma" bundan da sıkılmış, Onbeşinci gün, kral ona takılmak için: gitgıde artıvordu Asker bu sefer nesiçler hakkmda da aynı tasnifi kadar dikti! Louis'ye şöyle sitemetmişü: Mimari de Amerikanın yekna geçerken, vapurun oparlörü turist nında bulduk. Bu ormanda, :ddifena hslde korktu, baeırmağa baş yapabiiecek mi? Şimdıhk ümidlcr Dıkkat edın, demişti, nerede>aya göre dünyanm yalnız bu bölsaklıcını değıştiren bir üslübday lere izahat veriyordu. Bu alâyişe ne lüzum var? Ben se, kaynataya bak, damadını al di ladı Önce. onun sesini de kımse ku\ı\'etli. dı: Doğu eyaletlerinin o çirkin sıGolden Gate • Altın Kapı Kop gesinde yetişen Redwood (Seişitmedi Sonra. feryadı arttınnca, artık kral degil, ihtiyac içinde kal yecekler! Böbrek aşılanması meselesı de vasız tuğla binalan yerine, İstan j hizmetkârlar koşuştular, kısa bır rusü.. İstanbulda değıl, dunyada quoıa) ağacı vardır Bu, Boıunun masm diye kendisine kaydı hayat çok zor bir davaya benziyor. Bır Stanislas bu lâtifeye şöyle cevab tereddüdden sonra, kapıvı kırdılar, müddet evvel yapılan tecrübe he bulun, Kadıköyün iki üç katlı ah benzeri olmıyan bu fen ve endus Karadere ve Aband ormanlarında fartile bir sadaka verılmi} küçuk verdi: içeri daldılar Bıçare Stanislas'ı, nüz zıhınlerdedir. Bır Amerikalı şab ve kârgir evlerini andıran şirin tri hârıkasını hayranhkla seyret bulunan azametli çam ağaçlaıına bir dükayım. Hayhat! Benim yaşımda bir ıçine yuvarlandığı alevlerden kur kadına bır kızm bobreğı takılmış şirin evler şehre hususivet ve gü memek kabıl değıl. 1937 de tamam çok benzeyen harikavî bir ağaçOnbeşinci Louis. ihmal ettıği, ınsanın zevk ve safaya dalması, zellik veriyordu. Tabiî gene biz lanan bu köprü 35 milyon dolara tır. Dünyanın en yüksek ağaçla• tı Bir müddet için herkes mucizebaçından savmak istediği kraliçeye. kendi mezarını kendi kazması de tardılar, Kurtardılar, ama iş işten Cectik ve ınan'Iı. fakat aradan zaman £e den farklı tarafı vardı: Bir kere çıkmış. Fakat şehrin gayrimeskun rmdan biridir. Dünyanın gövdesi Trianon köşktinü hediye etmisti. mektir. yıkık. harab, boyasız bir ev gör. taraflarının iskânma yol açtığı için en kalın ağaçlanndan biridir (foFakat Marie Leczinski, çoktanberi Pek nadir gülmekle maruf On ten sonra! îhtıvann. bir tanfı baş cınce takılan bobreğın işlemediği mek hemen hemen imkânsızdı tan başa vanmış. bir eli krimür ha, ve dumura uğradığı anlaşıldı. Kaparasını çoktan çıkarmış. O kadar tograflarmı görmüşsunüzdür, gövmetruk bir halde bulunan bu köşk beşinci Louis, bir kahkaha attı ve Sonra da hemen her evin bir ga!ine gelmisti. dın bu vüzden oldu. te oturmağa tenezzül etmiyor, ora JU söze şöyle mukabele etti. muazzam bir şey ki, boyanması desinde delik açarlar, içinden otorajı vardı. ya seyrek uğruyor, Versailles sara Vallahi, doğrusunu isterseniz, Stanislas'a karşı çok insafsız bir türlü bitemiyor: Bir taraftan mobil geçer). Dünyanm en çok yaMa.Mnunlar insanlan San Francico'nun iklımi de Is başhyan boyacılar köprünün öbür şayan ağaçlarından biridir. 2.000 ymdaki dairelerinde yaşamağı ter cennetin yolunu bu şekilde rutmak davranan kader, onu bu halinde, kurtarabilecek mi? tanbula pek yakın New York"un on yedi gün yaşataeak kadar Ua cih ediyordu. Böylece, boş kalan pek zevkli bir şey olsa gerek! Kalbin yerinden çıkarılarak yeri o korkunc kışı. boğucu yazı ve kı ucuna gelinceye kadar aylar geçi 5.000 sene yaşar. Ağaç daha bezalim hareket ermi«t' Hayatı sadeköşkü, StanHas'ın Fransa Kralını ne baskasmm konmasına gelince, sa, sevimsiz bahan burada vok. yor, öte tarafı gene eskimiş o!u bekken, yani 685 yaştndayken 1938 *** ce ıyilik etmeklc. h''"kp<;in iyiliSinı ilk ziyaretindem itibaren kendisine yor. Köprünün yabıız boyası bin de kesilen bir Redwood ağacınm burada müfkulât bu hayatî uzvun tahsis ettıler Sabık hükümdar, Stanislas'ın. Versailles'dan ayn istemekle geçen bu bıivıik ruhlu ehemmıvetı nı=lptınde buyümekte Tatlı. ılık bir hava ve süneşli kış lerce ton ağırhk teşkil ediyor! maktaını gördüm. Yaş halkalarına lar Kaliforniyanın en cazib taraşanlı ve debdebeli hatıralarla doiu, lışı. bir aşk macerası yüzunden ol adam, tam on vodi gün, mütlüş dır. Fakst tababpt günün birinde her köşesi başka bir güzellik, bir duğu söylenir. Fakat, bu bır dedı can acılan içinHe, mütpmadıven bu mucleenin de tahakkuk sahası fını teşkil ediyor Masmnfih San şirinlik taşıvan bu köşkte, sakin kodudan ibaret kalmıç, ijin içyü Airaili çağırdı, inim inım ır.ledi. na intıkdl edeceğınden emindir. Francisco İstanbuldan daha sıcak; kışlan hiç kar görmüyor Sabahlan ve tatlı bir ömür geçirmeğe başla zünü anlamak. bu sırn aydınlatNihayet ölum geldiğı zaman, Dort doktor kooekler üzerınde yap' dı. Bu sade ruhlu adam bazan şöy mak hiç bir zaman, kabil olamamış Stanislas Leocınskı'nin ıstırabdan tığı tecrubelerde muvaffak olmuş da Londraya taş çıkartacak kadar le derdr tır. Bihnen şey, Trianon kralının, klnşan yüzu duzeldı, Trianon kra lardır. Fakat hiç bir hayvan 48 da sisli ve rutubetli. Ada vapurlarmdan ziyade Hali Besbelli ben, mılletler idare günun birinde, ülkesinde yapılacak lı. Azraili, bütün hayatmda du kıkadsn fazla yaşayamamıştır. cinkilerini hatırlatan küçuk vapuredecek kabilıyette yaradılmamışım mühim işleri bulunduğunu baha daklarını bir an terketm^ven aynı Belki bu müddet bizlere pek az, larla korfezı gezdik. Adaların İski Cenabı Hak bana hatamı göster ne ederek ansızın Lorraine'e avdet şirin tebessümile karşıladı. pek ehemmiyetsız görünur ama mü tanbula olan mesafesinden daha ermiş olduğudur. di, krallığımı elimden aldı! tehassıslar aynı fıkırde değıller. Stanislas, orada, Lorraine'in Pariste."ti armatörler konfcran Fılhakıka 48 dakika zarfında insan yakında olan dort beş adanın etraStanislas Leczinski'nin ruh asafında dolaştık. Hakıkaten benzerVersaille'ı gibi bir yer olan Lun?letini, insanlık cephesinin kuvvetisında verilen kararlar I cok şeyler yapabihr ve ezcumle lik noktaları çoktu. Fakat Adalanni ve kalenderliğini gösteren hâdi ville şehrinde oturuyordu. Istırablı Paıiste uç gündenberı devam eden 'şımdıye kadar ımkânsız addedilen mızın çam kaplı koyu yeşil güzelolmaktan ziyade zahmet verici o Levant konferansi" nın çahsm'ları seler pek çoktur. amelıyatl^r tatbık olunabılır. Yann liği ve denizın zengin maviliği bulan, fakat hiç şikâyet etmeden ta dıın sona ermjşttr. 14 memleketın ka Kızını ilk ziyarete geldıği gün, bır şempanze kalbi muvakkat bir hammül gösterdiğı ufak tefek vü tı)dı£ı bu konfcraruta Denızcilık Ban zaman için bir insana aşılanabıldıği rada yoktu. Bu adaların yarı yama kendisini henüz tanımıyan. fakat cud ânzalanna rağmen. adeta ken kası mumessıll U'vi Yenalın, kuru vı. takdırde doktorlar hastanın kalbi cı ağaclıksa, öte yamacı çıplaktı hal ve tacrından büyük bir şahsiyet zum üe inclr navlunları uzerınde ns. disi de farkına varmadan yavaş tum yapılması tekîifı kabuî edılmiştiT üzerınde ameliyat yapabılecekler ve keleş bir manzara gösterıyorolduğunu sezen bir saray kapıcısı: yavaş ihtiyarlayan bu herdem taze Ayrıca fındık ve den navlunlannda da ve kendisini kurtar?bileceklerdir. du. Kim diye haber vereyim efenkalender adam. yuz sene muam tenzilât yapılması kararlaştırılmıştır Meşhur Alcatraz kalesinin ise Böylelikle yüzlerce hattâ binlerce dim? Oğrendığimize gore pnumuzdekı Le , mer olacak kadar sağlam yapılı bır insanın yenıden hayata kavuşması şüphesiz İstanbulda hiç benzeri Sualini sorunca. Stanislas gül j vücude sahibdi. Muhakkak ki olu vant konferansi» 28 ocakta Anvers te yoktu: Bu Amerikanın en meşhur mumkün olacaktır. toplanacaktır müş: I mü de aklına getirmiyordu. Ezelve en meşum hapısanesidir. Kayalı Denızcıhk Bankası mumessilleri PaHayat ıçın mücadele çok zaman bir adada inşa edilen Alcatraz'da Haşmetli Trianon Kralı geldi ; denberi yaptığı gıbi, hayatın nırıstfn Hamburg a hareket etmışlerdır. bir sanıye meselesı olmuştur. Şüp sade müebbed kürek mahbusları metlerinden, aaamî nisbette faydersırüz, cevabını vermişti. "Sanaji Birlipi > tarihe kanşıyor hesiz insanlara uzuv aşılaması teO sırada, Kraliçenin yanında mi dalanıyor, buyük kederlerden ve Eskı Sanayl Bırllği Idare Mecll^l dun ' şebbüsü henuz yenidir ve doktorsafirleri vardı. Bu söz Kraliçeye ağır gailelerden âzade bır otnre natoplanmış. Sanayi Odasının kıırulma«ı lar onun sakladığı sırlan çözmek türlü ameliyatlar şimdi her gün nakledildiği zaman mısafirier de il olduğu için ^.llaha şükredıyor ıle vazlfesınin sona ermlş olduğunu tes. için senelerce uğraşacaklardır. Fa yapılıyor ve fazla vefiyata sebeb de duymujlar, nükteyi pek beğenmiş du. Resımde gorduğünuz Dr George Speake adındaki adam, din pro bit etmıs ve bırlisın lâğ\'ina karar ver kat zorluklar onlan yıldırmamakta olmuyor. Ne yazık ki. kader, bu kâmil ın mıştir. ler, hemen her tarafa yaymışlardı. Belkı bir kaç sene sonra ınsan pagandası yapjnakta, dıkkati çekmek ve karşısındakileri tesir altmda dır. Bir zamanlar beyin amelivaO tarihten sonra Stanislas'ın lâka sanın alın yazısını çok kara yazKarar bir rapor halinde Tıcaret Ba. tından bahsetmeğe yeltenenlere de lara kalb, ciğer, böbrek de aşıla bırakmak için vücudünden elektrik cereyanı geçırerek parmaklanndan bı sarayda ve şehırde, Trianon mıştı. Hayatı çok seven, muhitine kanUgına bildlrılecek ve tasvıb edilır O. M. şerareler çıkartmaktadır. 'li nazarile bakılırdı. Halbuki bu nabılecek? mutemadıyen güleryuz gösteren, edümez tatblkına gecılecektır Kralı olarak kaldı. Sorduklanma, doğruca, yüre sız değilsin; gelgelelim yanlıç düetliye sutluye kanşmazdı. Oğlu o ! bulup da çomaksız sallanan, erkek ortada yoğum. Bizim kız çoktan ğinden geçtiği gıbi karşılık vermez şünüyorsun. Teker Hasan bızim kıtlığında çolak koluyla altm top Teker Hasanuı karısı olacaktı. Vay lacak Teker Hasan densiz. Kendi sen gerisini sen düşün. kızın üstüne neye bu kadar duşüyanında bunca ağdakları olduğunu layan Tekerin oğluna kız vermek anasını sattığımın kahpe dünyası! Boşuna mı demiş il oğlu, kan mil Kurban olayım yat ağa! Val yor biliyor musun? Eşek soyuna bile bile, yamacına çıkıp tartılma ha! diye düşündü. Kara Mehmed sigarasuu tazeledi. letine, eksikli diye! Acab hangi lahi yüzün kireç gibi abbak olmLış. bir kertik yükseltıp de katır soyu ya yeltmesıne başka ne demr? Ama Oyle lâfları bırak da sdyle tutacak, anladın mı şimdi? Tanrı arasında sıkışmışçasma akla kulluk etti, Teker Hasanın suçun büyuğü benim kan olacak Çarklar zonklayan başını avuclannın içine | nesıne yostu da, kızı verici oldu. bakayım bana; Teker Hasanlar dü korusun bizim kızla Teker HasanSaüda, size verecek kızımız yok. de eık işin içinden! «Bir yol baba aldı; «Akılsız kdpeği yayla yolu Dur. şunu bir soyleteyimn dedi. nürlüğe gelince neden; olmaz, bi dan doğacak çocuğa kimlerdenain 1 sına danışahmTi demek de nesi? kocatırmış Gonlümü ettirecek di ; Uyuyan kansını durterek seslendi. zim satılık kızımız yok, ^ e m e d ı n deseler, da>ı»n Kaıamehmedlerden de; bir yol babasına danışalım di dıyecek, kalkıp da Çolak Teker Buna düpedüz benim gönlum var. ye benim eve elli yerden yol açsuı; * SaU; kız Sati! ye ağızlanna tatlı sormuk verdin? Süleyman dedem deyip de yüzü He!.. Buyur. Babasmı da kandırabilırsem, iş ol ben vermiyecek olduktan sonra!» Kurban olayım; senin bu ka nün karasını gösterecek değil ya' du derler! Bu söz üstüne de heri dedi Yatağa uzandı. Sağa döndü, Kalk bakayım hele. Gücenme Mehmed Ağa; küfin oğlu aracı üstüne aracı, dünür sola dondü; yüzükoyun, sırtüstü Gene mi uykun kaçı ağa? Val dar kızacağını bilseydim, eşiğımizden bile atlatmazdım. heylanın beratı alnında yazılı olur. üstüne dünür yollar. On beşıbır yattı, duşünce sağnağından kurta lahi bir iş var sende. Kızmı verici olduğun Teker Sözü başka. yerlere kaydırma! yerde ile yüz tokah takacaklarmış ramadı kendisini. Uykum var mı ki kaçsın. Sen Bir yol babasına danışalım demsk, Hasanınkı gibi değil mi? Kara Mehmed tekrar kalktı. Bir doğrul hele bır bakayım. kıza! Kim demiş, Kafa Mehmed I ^ a r a Mehmed sigarasuu tazele de acısını belirtmiyen, pel pel ka Nesi varmış Mehmed? Daha benim gönlüm var demek. Öyle Buyur. * ^ di. Sol elile kavradığı sakalı raran koca gözler!.. Hele o kaya para ile tartılır diye' Kopeksız köy sigara daha yaktı. «Sayalım ki ben dİM aslanlar gibi Koradan döndü değil mi? kesimli gövdeye iğreti sokuluverna azıcık daha asıldı. Sanki kafa Ne bileyim, belki sen de uy Hem de göğsünde ıpıl ıpıl madalsını daha çok eğerse diışünceleri mişçesine duran badi bacaklar! dunılup aydınlanacak, derin bir Besbelli Tanrı yürütmek istemegun göriirsün diye düşündüm bes yasila. Boylesine yiğit denmez de kıme denir Allah askına! soluk alacaktı. Aylardır beynine miş bu'soyu! Az mı çekti adı bata. belli. Biz ölülerden madalya toplasaplanıp kalan bu düşünceyi bır sının derdinı. Bir>ol hemşeri diye Şimdi iş doğruldu Demek senkınma türlü ört üstünü deyıp de kulleye tanınmışlardı. Urumdan I ce uygun; gelgelelim benim uygun yanlan da gördük. O madalyanm medi. Diliyle söyıemese içinden ge kaşmer olmıvalım diye Galiçvadan görmiyeceğimi bilmeliydin. Teker altmda şöylesine madalyalar' da var çiyor; «Teker Süleyman neydi ki Yemen çöllerine kadar onu yedekHasanı bir yana bırak, babasının mıymış? (Bağrını açtı, yara izlerini oğlu ne olacak! Anası soğan, ba ledi. Göğsünün altındaki balık yüne mal olduğunu kimse bilmese gösterdi). Hem de dolu diyorlar. bası sarmısak. Öylesi adamların reği miydi. neydi; pıtırtı duysa ben bilirim. Benim de kulağıma geldi bu benim kapımda adı bıle okunmaz'» benzi atardı. O yürekle sağ elini Kızma ağa; senin de bir hudiyor; ama deyıp de geçemiyor. nasıl kestığine hâlâ şaşar. Türemiyun' var, bir iş, bir adam, betine söz. Ama ben onun mayasını biNereye baksa Teker Suleymanı go vesice mutuna da erdi: askerlikten gitmeye gorsün. Onun en ufak %n lirim; kaçarken vurulmuştur. rüyor, onu düşünüyor. Cin miydı. kurtuldu. Gelgelelim, koca alayda İl uşağı onu da oğrenmiş; koçunu obarta obarta dağ edersin. şeytan mıydı; saf mıvdı, içinden köyün namusunu bir parahk etti. Neymiş; Teker Süleyman askerlik valarken vurulmuş. pazarlıkh mıydı. kısacası ne ıduğu Kara Mehmed, beş parmağın beşi Kim görmüş de anlamış? ten kurtulmak için koiunu çolak belırsizdi. Bir yani bir yanına uy de bir değil, Karacalar köyunden Koca Salih bakmış; ön tarafmetmiş! Gözüne kurban olduğum; o mazdı. Tanrı zorlu bir yiğit yara zorlu yiğit de çıkar dedirtmek ıçm zamandan bu zamana nice yağ daki yara izleri küçük, arkadakiler tayım, demis çemıennıış; kafası, bile bıle olumlere saldırdı. murlar yağdı, nice yarıklar kapan buyükmüş. omuzbaşlan, gövdesi deıken bir de Babası gibi kendi kendisini dı. Dahası var; senin soyunda efeOğlu da hıh demiş babasının bur bakmış elindeki balçığın mayası lik, yiğıtlık varsa, onlarda da para vurır.uştur it: nundan düşmüs. Ne olacak. aıınud bozuk; vuruvermiş tepesine bir var. Soyle bakalım şimdi, haksız Ude senin gibi içkili çok. dalından uzağa duşecek değıl a' yumruk! Kocaman kafa, kılçık kılmıyım? Evire çevire yoklamışlar. Yara \ erBiıhitıne benzemıven bır yanları çık kara kajlar; ne sevincini. ne Haksız değılsın diyelım. Hak lerinin çevre yanında kuçucük bır var, Teker Sulayman hıg olmaz&a, Trianon Kralı Derleyen: Hamdi Varoğlu İnsanlara kalb, ciğer ve böbrek takılabilecek Tıb adamlannin giriştikleri tecrübelerde son safha Amerika A Amerikanın istanbuiu Yaxan: Reha Oğuz Türkhan ifaretlar koymuşlar: 1253 doğmuf; 1270 te son libler yolda çıkarken, ıncecık bır fidanmış; 1453 te İstanbul fethedilirkeo, hatırı sayılır bir ağaçmış; diğ«r halkalar da 1492 ye (Amerikanın keçftne), 1775 e (Amerikan istüdâl harbine), 1861 e (şimal cenub harbine) işaret ediyordu. Bu ağacm bir hususiyeti de, yan maz oluşu ve böcekleri zehirleyici uaare ifraz edebilmesiydi. Ev in?aatında ve süs eşyaları yapmada çok kullanılıyor. Bana öyle geliyor kl, bu ağacm akrabaları bizim crmanlarda bulunabilir. Karadere onmanlarında en aşağı 300 yaşında olan ve 65 metre boyu olan ağaç» lar tesbt edilmştir. Karadere balta girmemis ormanlanmızdan sayılır. Bu ormanda kim bilir ne ağaçlar vardır. San Francisco sehrinln azametini tam anlayabilmek için, Mark ofelinin en üst katından bir gece bak mak kâfidir. Do/t bır tarafa uiuklara kadar uzanan bu şehrm genışliği ve yaygınlığı akla durgtınluk veriyor. NewYorktan bile daha vâsi.. • • Mehtublan Modern Din Propagaıtdası ] Bir hafta kaldığım bu Kallfornia payitahtını, Havay adalarma gitmek üzere havalanan Stratocruiser uçağımızın ikinci kat penceresinden bir daha seyrettim. Çok güzel. Çok muazzam. Fakat İstanbulumun o bulunmaz silüeti, göğe mürtesemi düşen o cami ve minaneleri, yerli ve yabancı şairleri deliye çeviren o efsanevî Boğazı ve zümrüd adaları yok. Güzel iklimi var, fakat kan yok ve bir parça karın arkasmdan ışıldayan günesimin benzeri yok. Bakalın Honoluluda ne bulacağız.. Bir Kanada firması reçel va konservelerimize talib Kanadalı bır fırrr.a, Ticarct Odaan» müracaatle, ihrac mallarımızı ve b!lhassa yabancı mcmleketlerln tanıma. dığı mamullerlmızt genış teşkllâtı Ba. yeslnde Amerikada satabılecegini bü. dırmıjttr. Fırma, daha «zlyade domates suyıu konserve, reçel glbı maddelere talıbdir. Imalatçıların adreslerl kendisine gonde. rılmıstlr. * Limanda çalışan taşıtlar için yeni bir tarife hazırlandı istanbul Umanında lşlıyen motör, mavna. salapurya ve dolmuf motörlerinln yeni tarifelerl Marmara Bolgesl LLrr.an ve Deniz ijlerı Mudurlugu tara. fından tesbıt edilmlştır. Tarlfe harict 1; gorenlere agır ceza. tatbıkı de karar. laştmlmıstır.' j Sandalcılar, yem tarlfedeki ucre'tleri az bulmuşlar ve arttırılmasını istemış, lerdir. Liman Mudurlugu talebi inceli. yerek onumüzdekl hafta bır karar verecektir. HIKAVE Yazan: Hamdi Oleay Bir Ocağın Bebeleri yanık lekesi bıle görememişler. Ya babasına ne diyeum? Kurban olduğum, Teker Süleyman o kadar da kötü değildi, ama Artin denen doktor yuzoaşının bir şamar vurup, anasına avradına sovmesı yok mu? İşte o etti ne ettıyse. Adamcağızı asker ocağmdan soğuttu. Kendi elile t e n dini sakat ettırdi diyen de sen değil misin? Hakçasına söyleyeceksek işin bir de bu yani var. Var acna?. İşte oğlu Teker Hasan, so>*arının hiç de ödelek olmadığuıı bu yiğitliğıle gosteriverdi. Karamehmed daldı. Arasıra yaptığı gibi, Teker Suleymanın yeriae koydu kendisini. O doktor Artin bana sövseydi ben ne yapardım? Büyuğe koydu dolmadı, küçüğe koydu almadı. Bütün kuruntuîan çizgi çizgi yüzünde dalgalandı. En sonunda bir gülümsemenin esintisi belirdi göz bebeklerinde, yeniden yaratılmışçasına bir dirilik geldi üstüne. Tan ağartısınm akı karayı seçtirdiği bir sırada: Kız Satı, dedi, ben de kendime yediremiyordum bu derdi. Btr türlü içim gotürmüyordu bu köyden kötü bir adamm çıkmaaını. Neden dersen, üç gobek öncemize baksak yüzde yüz bir ocağm bebesi çıkar dedelerimiz. Bir bakıma da Teker Süleyman haklıydı o işde. Verelim kızı Gazi Hasana! Haber güneş ışıklarile birlikte köye yayılıverdi. Karamehmeduı Menevşeyi Ga" ü Hasana vermislerl
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle