13 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
2 AJustos 1950 CUMHURÎYET Belçika Meclisin ictimaa daveti sükunete için imza toplanıyor kavustu tşçiler yeniden çalışmaya başladılar, Kral Leopold bu hafta tahttan feragat edecek yatın normal bır seyir takib etmeye başladığı gotulmektedır. Belçika İşçılen Genel Federasyonu Belçıkadakı butun işçılenn vazifelerıne başlamalannı emretmiştir. Bugun Brukselde ve dığer büyük şchırlerde tramvaylar ve otobüsler ypnıden ışlemıştir. Dun gece varılan anlasmanın sabaha karşı bazı ihtılâflı noktalar yuzunden bozulması Belçıkanın tehlıkeden kuıtulamadığı hıssını uyandırmıştı. Hattâ Valon şehıılerınde toplanan numayışçılerin yeniden Bruksel uzerıne yürümeye başladıkları bıldırılmışti Buna sebeb Kralın tahttan kat'i olarak ferağat tarıhını tesbit etmekten kaçınması olmuştur. Fakat bu sabah Kral, sosyahstlerın teklıflerını kabul efmış ve oğlu Prens Baudoıun 18 yaşına bastığı gun tahttan tamamıle ayrılacağını bildırmiitı: Sıyasi çevrelerden oğrenıldi*ıne goıe, Kıalhk yetkılerinın Prens Baudoın'e devrı keyfiyetınin pa>lamento ve âyan mecüsı taıafınd^r, tasdıkından bır kaç gun sor.ra Kral Leopold Belçikadan ayrılacaktır. Bu kanunun parlamento tarafından bu hafta âyan meclısı tarafından gelecek hafta kabul edileceğı sanılmaktadır. Kralın bır muddet ecnebi memleketlerde kalacağı, /akat çok gecıkmeden Belçıkaya avdet edeceğı sanılmaktrdır. Savunma Bakanına bir buçuk ay izin verildi Brüksel 1 (R.) Belçikada ha narak mevzuu yeniden ele almış, kararın Anayasaya aykırı olduğıüzerınde durarak Mecluin içtimaa davet edilip edılemıyeceğini görüşmiiştür. Anayasanın 19 uncu maddesıne gore, beşte bir imza temıni suretıle Meclisin fevkalâde toplantıya daveti mümkün ise de Halk Partisı Meclis grupu mevcudu bu imkânı temin edemedıği için müsbet bır karara varmak mümkün olmamış ,grup hancınde yapıla^sk teşebbüslerin desteklenmesi için prensip karanna varılmıştır. Halk Partisınin bu karanna muvazı olarak bağımsız mılletvekılı KemaJ Turkoğlu da bugun faalıyetine devam etmistır. Kemal Turkoğlu, Nıjde mılletvekılı ÎMecıb Bılge ile müştereken girıştiğı teşebbusu genişletmeye çalışmış, Mechsi fevkalâde içtimaa davet için imza toplamağa başlamıştır. Topladığı imzaların mıktarı üzerınde ketum davranmaktadır. Baştarafı 1 inci sahifede yolda D. P. milletvekillerinin son Devlet Bakam Samed Ağaoğlu vetereddüdlerini tamamen izale etmıştir. Başgıl makalesinde kararın Anavasamıza uygun olduğımu, hukumetın vukuflu bir anlayışla vazifesini yaptığım ilmî bir şekikie anlatmakta ve şöyle demektedir: «Vazıfeye davet telgrafı alan hükumet hemen bir aya yakın biı zaman düşünmü», memleket v» dünya vaziyetini gözönünde tutarak remzi bir yardım mahiyetınde kücuk bir kıtanm Birleşmiş Mılletler emrine venldığini bıldırmıştir. Bu kıta heme.ı hareket etmiş ve yola çıkmış da değıldir. Muhtemeldir ki, hiç de hareket etmiyecektir Bırleşmiş Mılletler Umumî Kâtihi Trygve Lıe'nin 21 temmuzda yaptığı bir basın konferansınd» kullandığı hsan umid verici değildir. Umumî Kâtib, Kore meselesinde aza devletlerin Bırleşmiş Milletler teşkilâtma karşı gösterdikler» alâkadan ve yardım cevablanndan adeta ümidsızlik ifade eden bir lisanla bahsetmiştir. Bu vaziyette Turkivenin. Birlesmis Milletler emrine verdiği küçuk kıtanın gıtmesine belki lüzum bıle kalmıyacaktır.» Ali Fuad Başgil bundan sonra, hükumet kararınm Anayasaya uygun oHuğunu ızah etmekte ve şoyle demektedir: ».Meselâ Fransız hükumeti de avnı şekilde hareket etmış ve Trygve Lie tarafından vakı müracaate karjılık tıpkı Adnan Menderes hükumeti gibi Bakanlar Heyetince karar almış, yardım olarak Bırleşmiş Mıüetler emrine bir harb gemisi verdığini bildirmıştir.» Baştarafı 1 inci sahifede DP. mehafili ise Kemal Türkoğlunun faahyetmın muvaffak olamıyacağmı iddia etmektedir. Kemal Turkoğlu ise Demokrat Partı mensubları arasında noktai nazanna taraftar olanların çokluğu teşkıl ettığıni sovlemektedır. Turkoğlu, bu yolda her hangi bit teçebbusu desteklemek için prensip kararı alan C.H.P. nin mılletvekilierinden avrı olarak mustakıl vey» D.P. lı 40 kadar milletvekılının imzasını temin edebilirte gayesinde muvaffak olabılecektir. Fakat şehrimızde bulunan bır çok D.P. mılletvekılleri bu teşebbusün versiz, hükumet karannın Anavasaya uygun olduğu kanaatmdedırler. Ali Fuad Başgilin bu makalesi Ord. Prof. Alı Fuad Başgılın bugünkü Zafer gazetesinin başsutun Demokrat Parti ıdare heyetinm bır larını işgal eden makalesı de bu goruşıı olarak kabul edılmektedır. kâlet edecektir. Refik Şevket İncenin izni resmî olarak sıhhî sebeblere istinad etmektedir. Bazı çevreler ise bugün şehrimizde çıkan bir gazetedeki beyanatından ileri geldiğini sövlemektedirler. Mıllî Sa\oınma Bakanının vermiş olduğu beyanat şudur: < Koreye Türk silâhlı vardımı olarak takviye edilmiş bir alay gönderilecektir. Gidecek alayın hangi alay olduğu henüz kat'î olarsk tesbit edilmemiştir. Sevkiyat esfsları üzerinde müzakereler başlamıştır. Bir çok hususlann cevabmı bekliyoruz. Maamafih biz de l>os durmuvoruz. Birligimizin ikmali. takviyesi ve teknik kısımlarındaki eksikliklerimizi tamamhyoruz. Kadro'an gözden geçiriyoruz. Askerî birhğimiz tam techizatla mücehhez olarak gidecektir. Sılâhlann nev'i ve adedleri tesbit edilmektedir.» İzmır 1 (Telefonla) Ege Bolgesı Koy Öğretmenleri Derneçi umumî toplantısı bugun yapılrraştır. Hukumet nezdinde yapılacak teşebbusatla tcminine çallşılması kararlaştınlan hususlardan muhımlerı şunlardır: Koy Enstıtusu mezunlarının 20 genelik mecburt hizmet muddetının kısaltılması, mcslekten ayrılanlann başka memunyete gıremiyeceğı kaydının kaldırılması, 1 mart 1950 de bütun mezunların 20 lıra asli maaşa geçirılmış olmalarının temını, Bareme geçenlerın daha yuksek dereceye de hak kazanmalan, makam ücretlerinde Enstitu ve Ögrermen Okulu mezunlan arasında musavat tesisı, bır oğretmenli, beş sınıflı okullarda makam ucreti verılmesi, yaıdım sandığının ilkokul öğretmenlcvı yardım sandığıle bırleştirılmesı, yıllık mczunıyette dığer öğretmenlerle musavat temını, askere alınmRinış olanların mumkun mertebe çabuk askero alınması, Enstitu mezunlarına fakultelere ve yuksek okullara geçme hakkının verılmesi. bu maksadla ıcab ederse tahsil muddetının 6 yıla çikarılması, ilkokul ve koy okulu mevzuatının bırleştırılmesi, inşası yanm kalan okul ve oğretmcn evlerınin devletçe ıkmalı. Egeli köy öğretmen Güvenlik Konseyi serf tartışmalarla açıldı Baştarafı 1 tnci sahijede lerinin düekleri Daha gündem etrafındaki müzarekelcr başlamadan patlak veren bu tartışma süratle «levlenmıştir. Sovyet delegesinin karannda ısrar etmesi üzerine Birleşik Amerıka, Ingiltere ve Fransa bunun reye konmasını istemişlerdir. Bunun üzerine Jacob Malik başkan sıfatıle değil, fakat Sovyet temsılcisi olarak bır nutuk soyleyeceğini bıldırfnış ve uzun uzun konuşmaya başlamıştır Sovyet delegesinin nutkunda sık sık ırAmerıkan uşağı» veya «somurgecılık» tâbırlerı yer almıştır. Malik'i destckliycnler ve desleklemiyenler Malık'm sözlerine itiraz eden İngılız delegesi, Konsey nizamnamesinin 17 nci maddesine temasla şöyle demiştir: « Güvenlik Konseyi umumi talimatnamesinin on yedinci maddesine göre, Güvenlik konseyi nezdindeki bir temsilci heyetinin meşru oluşuna dair itiraz vaki olsa dahi, bu heyet, Güvenlik Konseyi tarafından meşru olmadığı karar altına alınıncaya kadar, diğer üyelerle aynı haklara sahib olmak şartile yerinde oturabılir. Konseyin bu hususta herhangi birkarar almış olduğunu zannetmıvorum; dolayısıle Sovyet delegesi Malık'ın itirazı yersizdir.» Norveç, Mısır, Küba, Ekvatör, Amerika, Fransa ve milhvetçi Çin bu göruşü desteklemislerdır. Hındistan ve Yugoslavva Malik'in tcklıfini destekliveceklerini söylemişlerdir. Rus teklifi reddedili> or Nıhayet Sovyet teklifinin oya konması kararlaştırılmıştır. Rusyayı, Hindıstan ve Yugoslavya des teklemışler ve böylelıkle karar sureti 3 e kaışı 8 oyla reddedılmiştir. Sovyet delegesi, başkan sıfatile neticeyi ilân ederken Çının reyini saymamış ve bu hal Amerikanın şiddetli itirazlanna yo' açmıştır. Warrcn Austin, Malik'in Güvenlik Konseyinın başına dıktatör kesilmekte olduğunu, halbuki başkan sıfatile hareket etmesi lâzım geldiğıni bıldırmiş ve neticenin nizam dahilinde ilânını istemiştir. Malik, bu sefer de Kuomintang kelımesini sarfederek aleyhte 8 rejin mevcudiyetıni açıklamaJc mecburiyetinde kalmıştır. Sovyet delegesi Malik'in bu ha Stalin, yeniden dil bilgini rolünde Moskova 1 (A.P.) Stalin. sosyalızmin dunya çspında bir zafer elde ettikten ponra, dünyada bir tek Milletlerarası lısanın hukum sureceğini soylemektedır. «Bolshevi» dergisınde yayınlad'ğı bir makalede, Stalin. dünyada herkesin konuşacağı lisanın, almanca, rusça veya ingilizce olmıyacağını, fakat mılliî ve mahalli lisanların özlerini ihtiva edecek yeni bir lisan olacağını yazmaktadır. Bakan sözlerine şöyle devam etmıştır: « Yardım çok yerinde yapılmıştır. Hiç şüphesiz ki Türk askeri kendisine düşen vazifeyi hakkı ile yapacaktır. Koreye yapılacak askeri yardımımız münasebetile şayanı tskdirdir ki gerek vazife başında bulunmıyan yedeksubaylar, muvazzaflar, gerekse sivil vatandaşlar gönullü gitmek istcmektedirler. Fakat bizce müracaat edenlere ihtiyac yokrur.» Refik Sevket İnce bu beyanaü verdikten sonra gazetecinin bazı sozlerini «Bunları nerelerden öğreniyorsunuz? Nasıl buluyorsunuz?> sualile karşılamış, «Tabiî bunlar gazetecıhk sırrıdır, sırlarınızı bildirmezsıniz elbette» demiştir. Refik Şevket İncenin bu son iki cümlesi alınan kararlarda ketumiyet muhafaza edilemediğini anlatreketleri yuzunden konsey gündemıştır. Ve izin almasına bu hususminin müzakeresine iki saatlik bir ların sebeb olduğu şayi olmuştur. gecikme ile başlanmıştır. Rusya tarafından hazırlanan gundemde ilk olarak Çın meselesının ele alınmasmı istemesine derhal itiraz eden Amerikan de'.egesi Warren Austin söz almıj ve jöyle demiştır: Baştarah 1 inct salüiede < Çin meselesi ikinci derecede hücum vesilesi ittihaz eylemiştir. bir meseledir. Halbuki şu anda Bu meselenin Büvük Millet Mec sulhu tehdid eden bır mesele var lisinde görüşülmesi gerektığıni, nıu dır ve Güvenlik konseyinın ilk va halıf partılerle istişarenin HIZUTIIU zifesi bununla meşgul olmaktır.» olduğunu soylemek ve Bırleşmiş Wırren Austin, Guvenhk konse Milletlerin müşterek savunma ,isyinin evvelâ ve her şeyden önce temini daha müessir kılmağa matuf Kore tecavüzü meselesinı ıncele telkinlerde bulunmak partimızia mesini ısrarla istemiştir. tabii bir hakkı ve vazifesıdir. Bunu hıddetle ve devlet adamhğı Güvenlik Konseyinin bu 484 üncü toplantısının geri kalan kısmı vasfına vakışmıyan haksız ve ağır gundem etrafındaki müzakerelerle sözlerle karşılayanlara umumî efgeçmıştir. Birleşik Amerika delege kâr önünde esefle teessuılerimızı si dün Konseye tevdi edilen Ame bıldirmek isterim Hele Dış Işleri rikan teklifinin müzakere edilme Bakanının beyanatından, mıllî mesini istemiş, Sovyetler ise Komü selelerde buyuk tecrube kazanmiş nist Çınin Bırleşmış Mılletlere ka partimizi Barışsevenler Cemiyetıle bulü ile i;e başlanmasında ısrar et yanyana getirmeğe çabalaması görüşmeleıimize iktidar adına verilan mişlerdir. cevabların mahıyetini açıkça ortaya Şiddetli müzakereler sonunda, koymaktadır. Amerikan teklifinin evvelâ gorüBugunkü ajans habeıleri arasınşulmesine karşı Rusya, vetosunu da Başbakanın Amerikan İnternakullanacağını açıklamıştır. tional News Servıce'ının suallerine Güvenlik Konseyi yarın toplan verdıği cevabı da okudum. Cevabıdığı vakit yeniden, muvakkat gun nın ikın^i fıkrasında Başbakanın bu dem etrafındaki muzakerelerin? mevzuda C H P. nin dün beğenmeyip şiddetle hücum vesilesi yapdevam edecektir. Bir Amerikan senatörünün tefsiri tıklan telkinini bugün benimsiyeSovyet delegesi Malik'in Güven rek hattı hareketlerini tashihe çalik Konseyıne ba^kanlık etmesi lıştıklannı müşahede ettım » {iddetli mucadelenin de asıl hedefi budur. Rusya diplorriatik inisiyati vi yeniden ele geçirmeje, Batılılar ise bunu kaçırmamaya çalışmaktadırlar. Komunist Çin temsilcisini Birleşmiş Milletlere kabul ettirdiği takdirde bu hedefe doğru mühim biı adım almış sa> ılacagmı tahmin eden Rusja bu sebeble gündemin başına Çin meselesini koymuştur Fakat son iki gun zarfında cere/an eden hâdiseler Birleşik Amerikanın Çin meselesinde Rusya karşıRinda gerilemek niyetinde olmadığını gnstermiştir. Bilhassa Gencıal MacArthur un Formoza adasınd gitmesi ve General ÇanKa> Şek ile adanın savunması mesclcMni gdruşmesi \Vashingtonun milliyelçi Çini sonuna kadar desteklej eceğini göstermiştir. Dün gece Sov>et delegesi kendi tâbirile «Amerikan uşağı» milliyetçi Çin delegesinin Knnse.yden atılmasını istediği vakit bu lekiife karşı gelcn Amerikanın derhal Ingiltere ve Fransa tarafından da dcsteklendiji gorulmüstür. Bu hal, Güvenlik Konseyi dahilinde musterek bir cephe kurulduğu ve Rusyanın Kore ihrilâfını bir tazyik vesilesi olarak kullanmasına imkân verilmiyeceği hissini uyandırmaktadır. Lake Success'de 7 ay evvel cereyan eden hâdiselerin jimdi aynı sıra ile tekrarlanmakta olduğu ve vaziyette hiç bir değişiklik olmadığı kanaati kuvvetlenmektedir. Başmakaleden devam Toplantıdan çıkan ilk netice T Ü R K İ Y E Güzellik KraUcesi M Ü S A B A K A S I Düdüğümüz ölmez oldu! ir dolmuşa bindira. Küçuk arabalardan. Yanl şoforîe beraber öne iki, arkava iki kişi binmek ve dikkat edin.' asfalt ve düz yollarda işlemek için yapıhnış bir araba. Ben arka tarafa iiçüncü yolcu olarak bindim. Onrie şofdriin bir arkadaşı var. Birbirinin kulağına bir şe>Ier soyleyip gülüyorlar. Yok canım: Randevu verdi mi? Verdi. Haydi sen de? Namussu<um. Ve sululuklar Bana ne! Şoför direksiyonda iken Iâf etmezmiş. Bal gibi ediyur. Bir istasyona geldik. Mavilor gi>miş, etli canlı bir hanım. .Şofor Iâf attı .. Hemşire hanım, buvurun! Hanım başile istemem işareti verdi. Beriki içerledi. Namussuz'im. su armudu alacağım.. dedi Jleride duran bir köylü kılıklı adami çağırdı. Gel hemşeri! Yirmi beş kuruş verîrim. Hiç para vermesen gene götüreceğim. Küçücük arabada olduk altı kişL Bir taraftan yaııdaki arkadaşile şa, bir taraftan direksiyonu kullanıyor, bir taraftan çene çalıyor. Ne diyebiliriz? Geçende birine Iâf edecek oldum. Adam vurmaktan bir kere üç ay, bir kere altı ay hapse girdiğini anlarh. Demek Jri şoförlerimizin içinde mazisi parlak olanlar var. Gelelim bizim tenekeye. Gidiyoruz. O anlatıyor: Derken.. dayadım kamyonn bir gece. Devirdint içine.. Kuynığunu kaldırıp içeri sürdüm. Bastık gaze.. Bostancıda Evkafın bir arsası var. Indirdim oraya. Ertesl pün polisler geldi, bizim çocuk ağlar. Karının karnına bezler, hırkaar »ardım. Sahte bir gebe yaptım. Sıkı ise dokunsun. Şimdi kardeşim. Allah bin bin bereket versin. Rahatça oturuyorum. Ben sana bir şey soyleyim mi? Bu dünyada ne yaparsan o yanıns kâr kalır.. anladm mı? N'amussuzuın böyle. Bu sözlerden hiç biri hayal mahsulü değildir ve eksiği var, fazlası yokrur. Iskeleve vardık. Vapur bu* numuzun dibinden kaçtı. Istanbulda bir seyrüsefer buhran» vardır. Bu neden böyledir anlayamıyonım. Istanbul Polis Müdürü Kemal Bey arkadaşımız bu işin üstadıdır. Se>TÜsefer işlerine bakan Altıncı Şube Müdürü Orhan Bey, çok gayretli ve bu işe kendini vermiş bir gencdir. Elde de kâfi mevzuat vardır. Ama neden bu cihar işlemez. Başından başlıyorum. Dolmujlar ,her yerden müşterl alıp veremez. Halbuki bunu daima yaparlar. Kiiçük arabalar dohnuş yapamas, halbuki yaparlar. Dolmuşta slgara Içilmez. halbuki içerler. Dolmujlar fazla para alamaz, bal fibl ahrlar. Dolmuşta şoförün yanına yalnı» bir kişi binmesi lâzımken. daima, hattâ küçuk arabalarda iki ki;i biner. Şoförler müşteriye ly) muameleye mecburdur. Halbuki çok defa müşteriye yapmadığı kalmaz. Arabalar hızlı gidemez. Halbuki tıçarlar. Soldan gidilmez, fiderler, yolda durulmaz, dururlar. Sokaklarda park olmaz, yaparlar. Aziz okujuculanm.. Bunlar hepimizi rahatsız eden şeylerdir; ama beni sizden fazla rahatsız eder, çün kü ben bu yasaklan koyan Meclisin azasıvım. Yaptığunız nizamlar tatbik edilmemektedir. Sebebi nedir? BUmiyoruz. Galiba Meclisin müddeti bitti. Bizim de hükmiimüz sona erdi. Her yaptığunız gtime gidecek. Tiyarro talimarnamesi de böyle olmuyor mu? Hey gıdi dünya hey! Ama bir kere daha sopa elime geçene ben bilirim yapacağunı! Ben bu bahiste daha çok konuşacağım. B. FELEK Fntn znvyya ls'anbul r 57 BfYHAN KATUK 58 ASUMAN DEMİRFJJ GîizeHerln resimlerini çekecek fotoğrafhaneler Bej o^lunda > Şışlıde Kadıkoyde Eskışehırde Dıvanyolunda Foto Sabah Foto Surevya Foto M. Ozen Foto Suad Foto Özen Foto Şen Ankaıada İzmirde Adanada Düzcede Uskudarda Izmitte Foto Etern Foto Can Foto Venüs Foto Model Foto Kenan Foto F. Seyrek CUMHURİYET Hükumefin İzmir Fuarına yardımı İzmir 1 (a a.) Hukumet 19 uncu İzmır Enternasyonal fuarına 200.000 liralık bir yardımda bulunmayı kararlaştırmış ve bu karar bugün Ekonomi ve Ticaret Bakanlığınca İzmir Belediyesi Başkanlığına bildirılmiştir. Esasen büyük bir ihtiyac karşısında bulunan izmir fuarına hükumetçe yapılan bu yardım İzmir halkı tarafından memmıniyelle karşılanmıştır. Bir müddettenberi devam etmckte olan fuar hazırlık'arına son gunkrde hız verılmiştir. İzmir fuarırıın bu yıl nok"=ansız bir şekilde açılması için alâkalılar büyük gayret'er sarfetmektedır. Bir Mısırlı büginin kehaneti Baştarafı 1 inci sahifede yacak ve 1954 nisanında en hâd bir safhaya girecektir. Harb, ilk olarak İran ve Balkanlarda Rusyanın bır taarruzile patlak vererek Amerıkalılann fi'lî müdahalcsile büyüyecektir. İngiltere ve Fransa Asyadaki, Afrikadaki müstemlekeleri bır tecavüze uğrayıncaya kadar tarafsız kalacaklardır. Halen sağ bulunan Hıtler, ikamet etmekte oldugu bir cenub Asya memleketinden hareket ederek Almanyaya gelecektir.» Kâhin, Türkıye hakkında şunları söylemiştır: « Harb ateşi, Türkiyenin hududlarına gelecek. fakat ıçeriye sırayet etmıyecektır » Bir ajansın Başbakana 5 suali Baştarafı 1 inci sahifede masına yardım için Türk kıt'alannın Bırleşmiş Mılletler emrine verileceğı haberıle ilgili olarak asağıdaki sualleri zatı âlilerine arzetmelr curetınde bulunuyorum: 1 Hangi âmıller, Türk hüku metıni, Korede sulhun yeniden teessusune yardım gayesile Bırleşmi; Mılletler tarafından vuku bulan siâhlı kuv\etler gönderılmesi talebine icabet etmeğe sevketmıştir? 2 Bırleşmiş Milletlerin Koredeki tecavüze karşı koymak kararınm saır bolgelerde tecavüze girişme cesaretıni kırabıleceğıne inanıyor musunuz? 3 Kanaatinizce Birleşmiş Milletler Korede fı'len harekete geçememış olsalardı, netice ne olurdu' 4 Bırleşmiş Mılletler kuvvetleınin Korede ergeç muzaffer ola:aklarından emin mısinız? 5 Bırleşmiş Mılletlerin Korede kazanacağı bir zaferin dunya sulhunun korunması bahsinde büyuk doğu ve batı devletleri arasında müstakbcl bir anlaşmayı kolaylaşııracağına inanıyor musunuz?» Başbakan Adnan Menderes, telrafla bu suallere aşağıdaki cevabları vermistir: «Saym Kingsbury Smith, Amerikan İnternational Nevvs Servıce'in Avrupa Genel Müdürü İstanhul C,H,P,!ilerinin iktidara cevabları Ankara 1 (Telefonla) Ulaştırma BakanlıSı, Fuar münasebetıle izmir yolcuları için normal seferere ılâve katarlar ıhdas etmıştir. Aynı zamanda mutad yolcu ve yük nakliye tarifelerinde tenzilât yapmıştır. Bugünden itıbaren yürurluğe giren bu tarıfe Devlet Demıryolları Genel müdürlüğunce teşkiâta bildirilmiştir. Tamime gore, 'olcuların Izmıre gidiş ücretlerınde ^25, perakenie eşya nakli ücretlerinde %50, vagonlara eşya nakli ücretlerınde 7o20 tenzilât yaoılmıştır. İzmirden vize alındığı takdirde yolcular donuşte de tenzılâttan ıstıfade edecektir. Tenzılâth tarife yolcular için 19 eylule, eşyalar için 15 eylule kadar muteber olacaktır. Fuar münasebetile trenlcrde tenzilât yapıldı Çalısma Konferansının kararları Baştarafı 1 inci sahifede Washington senatoru Wıllıam Knov land tarafından şu şekilde tefsır edilmiştır: Vichinsky tatilden döndü Moskova 1 (a a.) Çekoslovakyadaki Karlsbad'da yaptığı tatilden dönen Sovvet Dış Işleri Bakam Vichinsky nin varifesine başlam'5 bulunduğu bugün bildiıHmektedir. « Sanki Al Capone çetesi üyelerinden biri, federal polis teşkılâtının toplantll'srından binıne b.\ş1 kanhk ediyor. » PBOP NIMBUSÜN MACERALAR1: Haşim îşcan, Bursadan ayrıldı Bursa 1 (Telefpnla) Bursa Valisi Haşim İşçan bugün şehrimizden resmen ayrılmıştır. 5 senedenberi Bursada Valilik yapan Haşim İşcan evınden başlayarak Mudanyava kadar büvük bir halk kütlesi ve 6070 otomobil tarafından uğuılanmıstır. «CUMHl'RIYET» in EUEBİ TEFRİKAS1: 7 9 ÜVERCİN İazan: KERIME NADÜt Bana kalemimi ver rica ederım Dmlenecektın ya! Benı çalışmak yormaz. Öyleyse al yavrum, ne halin vsrsa gör! KsSemi çıkarıp uzattı. Sonra bana dondü: Yahu. bu çocıığa da ne oluvor bo\le? Oğlum lutlen bana bır kere tebessüm etmez misin? Vah vah! Bunların topu melânkoliye tutulmuş galiba! Een buralarda daha fazla duramam dostlar. Haydi hoşça kalın! Bızi artistik bir tarzda selâmladı Ve ı~hk çalarak odadan çıktı. I.Tubeccelın onu takib eden bakıçları donuk bır cılâya bürünmuştü. Elındeki dolma kalemı ağır ağır açarken, ne yapacağını bılmez bır halı vardı. XIX Her şey dün olmuş gıbi O lizol eter, ıyod ve daha terkıbı belirsız bır alay jey kokan hastane hava«uıı hâlâ teneffüs ediyor; o uzun ve tahammübüz bekleyiîi yajadığım günun dekorunu hâlâ görüyor gıbiyım... Mubeccelin odasmdaydık. Evvelce bana bir idealın çerçevesi halmde görünmüş olan sevimli büroda .. Fakat o gvin, her saniyesi ayn bir azab yaratan o bekleme esnasında bana bu oda dört kalm duvardan ıbaret bir Eindandan farksız geldi. Ağustosun çok sıcak bir günüydü. Vakit henüz sabah olduğu halde açık pencerelerden giren hafif rüzgâr, kızgm bir fırın soluğunu an dırıyor; yarı yanya örtülü siyah istorlara rağmen, güneş içeriye âdeta ateş püskürüyordu. Amcam, müfrid bir âsabiyet içinde ayakta mütemadiyen geziniyordu. Cıdden uzgün olduğuna inanılabilirdı. O sabah mutad kahvaltısına el bıle surmemiş olması da (onun bu kahvaltıyı hiç bir suretle feda ettığını hatırlamam) buna bir delıldi. Ve bilhassa hırçın, aksi bir hali vardı ki. bunu da, meselenin doğrudan doğruya kendi şahsına STA taaliuk ve tesir eden ıtbeblerınde anladığım sarı$ın bir kadıa varcb. ruu farkcttim. aramak gerekti. Öyle ya, evinde şaşmaz bir disıplin ve mükemmel bır ahenk bulan, yıllardanberi buna alışmış olan bir adam için böyle bir bâdire tabıatile can sıkıcı bir şeydi. Kendisini üzebilecek manevî âmiller yanında, bir de titiz ahlâkının çatacağı maddî sarphklar husule gelecekti. Kısacası, rahatı kaçacak, bakımsız kalacak ve . Par* harcjyacakü. Hoş, para bahsinde karısı kendisine muhtac değildi, ama, ne olsa, onun sahibi idi; vaziyete büsbütün lâkayıd kaIamazdı. Elbette ki, ben bütün bu faraziyatı, o gun, o elim vaziyet içinde yürütebilmiş değılim. Ancak, hakikatlerı en derin bir hassasiyetle gö rebilen gozlerimde halin ve istikbalin hazin bir taslağı tecessüm etmiş bulunuyordu. Evet, o dakikalarda belki şuurdan kısmen mahrumdum; fakat hisşim ve insiyakım her zamankinden daha uyamk bir haldeydi. Ecmel de orada idi. Yanhanenin yanındaki alçak bir sandalyada oturuyordu. Metin görünmesine rağmen harab bir duromda olduğu belli idi. Her dakıka ayağa hrlamağa hazır gibi, huz\ırsuz bir tetikte duruyordu. Arada sırada da amcamla kısa cümlelerle konuşuyordu. Odada bizden başka iki yabana erkekle, hastaneye mensub olduğunu sırtındaki beyaz gömlektea Erkekler galiba Mübecceli bekliyorlardı. Kadın da, bir masa üzerinde bırikmiş evrakı gözden geçirmekle meşguldü. İkide birde amcamın bir sorusuna süratle ve vâkıfane cevab veriyordu. Şahizeri ameliyathaneye saat sekizde gotürmuşlerdi. Ben onun bu gidişini gormemek için kaçacak yer aradım. Fakat nereye gıtsem, nerede saklansam, hayalim onu bırakmıyacakü. Nitekmı, loş bir koridorun nihayetindeki, buzlu camlarmdan donuk ışıklar sızan çift kanatlı beyaz bir kapıya doğru tekerlekli bir sedye içinde götürülürken, bana son bakışı, kendisini ölümden ötede de bırakmamamı istiyen bir yalvarışla doluydu ve o bakış, kadere teslimiyetın en acı ifadesini, tevekkülün en derin manasını taşıyan o bakış beni bir kul'gibi peşinde sürüdü, götürdü... Arbk bir bekleme odasjnda değildim. Bütün benliğimle o beyaz kapııun ardındaki ameliyathanede, Şahizerin sevgili vücudünü yatırdıklan ameliyat masasj yanında bulunuyordum ve onun o müstesna tenini, eşsız göğsünü delip deşen neşter darbelerinı görüyordum ve gene her darbe kalbime kadar inen bir tesir busule getiriyordu. Bir arabk kapı açıhp kapandı. Amcamla Ecmelin, içeriye giren beyaz gömlekli ve gazbezle maskeli bir adama doğru seyir+tıklerini ve onunla telâşlı bir şeyler konuştukia dıSından gelecek seneki toplantıd* tekrar bu meseleler ele alınacaktır. Ayrıca toplantıya katılan pe; t memlcketlerın delegeleri, Kon.unist Çınin mılliyetçi Çin yeriac konferansa alınmasını teklıf ettuer. Bu teklif reddedıldi ve peyk devletlerin del«gelerı de konferansı terkettıler. Konferansm sona ermesıııi mütcakıb, Italya ve İsvıçrede tetkıklpr 1 Türkiye, Bırleşmiş Milletler yaptım. Bu memleketlerde oır da jaıtına bağlılığuu her zaman ılân hıli krız havasmın estığuıi hisset etmıştir. Hukumetimizin kanaatınce, tım. bir bütun teşkil eden barışın koBır çok dükkânlar sabahtan ak nınmasının en kuvvetli teminatı, şama kadar hiç satış yapamamala mezkur şartın sadakatle yerine gerına rağmen İtalyada fiatlar hâlâ tirilmesinde mundemıçtir. Bunun yüksektır. Bunun sebebi de komü içindir ki Birleşmiş Mılletlere üye Köprülüye Velibeşe nizme karşı durabilmek için işçi her devletın vecibelerini tereddüdvekâlet ediyor ucretlerini azaltmamalarmdan ilerı süz icra mevkıme koymasını raruAnkara 1 (a.a.) Avrupa Kon gelmektedir. î sayanz. seyi Bakanlar kuıoılunda bulunmak Avrupada, Türkiye ile iş yapmak 2 Nereden gelirse gelsin tecaüzere Strasbourg'a giden Dış Işleri arzusu mevcuddur. Fakat ekseri vüze uğramış herhangi bir memleBskanı Profesor Fuad Koprüluye tacirler Turk mallarımn yuksek ketın yardım talebine icabet, büEkonomi ve Ticaret Bakam Zuhtü fıatta olduğunu iddia edıyorlar. tun üye devletlerin vazifesidir. Şart Velibeşe Vekâbt etmektedir. Bakan, Halbuki ben Türk mallarımn fia mucıbince ilk defa vuku bulan bu bugün öğleden evvel Dış İşleri Ba tının Avrupadaki mallarm fiatından ardım talebi karşısında, üyelerin kanlığında çalışmaya başlamıjtır. hiç de yuksek olmadığım gordum.» büyuk ekseriyetının müsbet cevab vermiş olmalarının umumi banşı korumak ve yeni tecavüzleri önlemek bakımlanndan ehemmiyetli ve ümid verici olduğu aşikârdır. Diğer yandan şartın derpiş ettiği veçhüe, dünya emniyetini ve banşını korumakla mükellef bir milletlerarası askeri teşkilâtın bır an evvel kurulmasmdaki zaruret bu hâdise ile de belirmiş bulunduğundan, bu konunun ciddiyetle ele alınması huusunun daha fazla gecikti'i'mesi caiz olamıyacağı düşunctsındeyiz. 3 Birleşmiş Milletlerin. nerede vukubulursa bulsun bir tecavüz karşısında harekete geçmemesi yeni tecavüzlere yol açar ve nevama tecavüze prim teşkil ederdi. 4 Birleşmiş Mületler arasında Sonra o adam bana doğru geldi; mem İskender... Bu hatıra gelebi dayanışma mevcud oldukça, hakkın lecek bir şey değil çünkü .. Ama ve barışın tecavüze galebe çalacaelini omzuma koydu: M A Z İ N İ N E S I R L E R İ seni bu halde görenler... Elbette... ğından şüphe edilmemelidir. İskendar, dedi. Daphne du Maurier. 350 Kış. Bu Rahmi idi, ameliyat odasından, elbette bir şüpheye düşebilirler. İş5 Türkiye, her barışsever Y A L N I Z L I K beni ikaz eden de amcamn sana memleket gıbi, bundan boyle karŞahizerin yamndan geliyordu. YeA. J Cıonın. ''00 Krş. rimden fırladım: bakışlan oldu. Ecmel de işın far şılıkh anlayış zıhnıyetinın hâkim ARİF BOLAT KİTABEVİ kmda sanınm. O ki, bugun ne ka olmasını ve barışa ulaşılmasını sa Bitti mi? diye bağırdım. Hayır! henüz bitmedi. Ama dar metin! Şahizer Hanımı canı gi mimiyetle arzu ve ümid etmekteBunu bilir dir. muvaffakıyetle devam edıyor. Sen bi seven bir çocuk biraz benimle gelir misin? in... Haydi, sen de biraz metin Saygılarımla Herkes tarafından tarman «Niçin» ve «Nereye?» dahi de ol!... Türkiye Başbdkaru Alman mamulâtı mçshur meden onu takib ettim. Adnan Mendeıes» Başımı sallıyordum ve Rahminin Bir takım koridorlardan geçtikten kalkıp camlı bir dolab açtığını, küsonra, Rahmi bir kapı açtı, beni içe çük bir şişeden yanm bardak suya riye soktu ve kapıyı kapadı. O za bir ilâc damlattığıru rüyada gıbi Marka man, onun kendi odasında bulun takib ediyorum: Elektrik Ütüleri Geldi. duğumu anladım ve bana mühim Şunu iç. İyi gelir, açılırsın. bir şey söyliyecek gibi duruşundan Titriyen elimden bardağı ahyor. Toptan Satış Yeri: ürkerek: Ağzımda, nane şekerinin bıraktığı Ne var? dedim. serinliğe benzer bir serinlik ve bo Bir şey yok. Seni temin ederim ğazımda hafif bir yanma... Ve araGalatasaray Yenicarçı Ko. 20'34 ki, operasyon gayet normal cere mızda gene uzun, upuzun bir sesNOT: İstanbul Sereısı muddetınsizlik... yan ediyor. Mesele bu değil! ce LUXOR paviyonunda T.L. 15.25 Beni oturttu vc maskesini açfa: Ben senin en yakın dostunum, ten perakende satış yapılacaktır. Sen ne oluyorsun? Bana onu bir kardeşinim İskender... Bundan söyle. eminsindir sanınm... Seni teselli etmek isterim. Elimden ne gelirse Ben mi? Evet, sen .. Anormal bir tees yaparım senin için... sür içindesm. Adeta yarı ölü bir Kurtulacak mı? haldesin. Bu vaziyetine sebeb ne? Elbette a canım. Bundan on Tâ ruhuma kadar inen keskin binlerce kurtulan var. Bu kadar bakışlar! Bir doktor... Hayır, bir üzülmen saçroa! Ve.. ve... nc oldost, çok samiml bir dost tecessü sa... kederini de sırna gibi saklaSize Ker hafto bütün dunya mot sü! Merak ve hayretle gerilmiş bir mağa çalışmalısın! Zira seni ele vebuatmdon seçılmi} sn meroklı yüz! Ve... bir mucibe karşısında is rebilir... yozı ve resimleri verıyor. Cumo tiğraka vanr gibi derin bir susuş!.. !... Neden sonra onun şöyle fısıldadıBeni omuzlanmdan tutuyor ve gOnleri çılcor. ğuu duyuyorum: yüzum» bir ağabey gıbi bakıyor: 50 Arkası t?ar Böyle bir seye ihtımal vere İki Eşsiz Roman Taşra tüccarlarınar Boşuna Yttılerce kitap ve mecmua okumayınızi ELEKTRÂ Türk Svensk Şirketî
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle