Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
14 Haziran 1950 CUMHURİYET ^, Seyahat Mektubları r . ^ İsveçte kadm ve ev hayatı Yazan: Haluk Durukal İsveçte birinci plânda gelen ayak olarak kalırlar. Gene beraber dansa işlerini kadına gördürüyorlar. Pos giderler, misafirlik oynarlar. tanelerde, lokantalarda, tramvayİsveçlinin evinde sıcak su, telelarda, hattâ kasablarda bile isteği fon, buz dolabı, çamaşır makmesı nıze kadın cevab verır. en lüzumlu ve tabiî ihtiyaçlar Naşide Saffet, kocasi ve kızı ile bir arada Erkek ise daima ikinci plân lıne gelmiştir. Bu bakımdan İsveçda, büroda, masa başında, şef mev liler «bizim yurdumuz Avrupanın kıindedir. Kadın kol ise o beyin Amerikasıdır» iddiasını one sürerdir. Çalışan kadm canla başla ça ler. İki odah bir İsveç evinde en lışır. İş esnasında suslenmeye, ge ehemmiyet verilen yerler mutfak vezelığe vakıt ayırmaz. Mesuliyeti ve banyo dairesidir. Ev doşeme nı müdrik ve ciddidır. Müşteri ve zevki çok tekâmül etmıştir. Isveç ya iş sah'blerine son derecede mül evlerinin ekserisinde çok az eşys. tefıt, nazik ve işinizi çabuk bitir fakat bol koltuk, divan, çiçek, remek ıçm çırpındığını hıssettıren sim ve kitab vardır. Oturma odabır şekıide muamelede bulunur. lan ile yemek odalan aynıdır. YeKadının umumî hizmetlerdeki mek odasını müteharrık bır paraçahşma yaşı 17 den 70 e kadar de van ayırmaktadır. Yemek masasıvam eder. Cemiyet hayatındaki bu nın etrafında kuçükçe, cilâh tahtafp.al rolü pek tabiî olarak onu evin dan fakat oturması rahat sanda!den ziyade çalıştığı müessesenin yeler çcvırmiştır. Sıcak yemeği çok malı haline getırmiştır. Işte, bu az yıyen İsveçlıler ekseriya «Smovnoktadan cemiyet mutazarnr ol gos brod» dedıkleri sandviç şeklınmaktadır. Zıra hayatını kazandığı deki yemekle karınlarını doyururtekliflerle karşılaşıyorlar. Ama işine bağlayan kadın yuva kurmak lar. Bol sut ıçerler. Tatlılı şeylere Turkive Guzellık Krahçesine, bu arzusunu ister istemez korleştir ilchm icabı çok duşkundürler. tün bu şahsî hususlann üstünde, miştir. isveçte evlenme endeksleİsveç dukkânlarında her mevsim bir de millî vazıfe duşüyor: Tur rüıde 30 dan yukarı yaşların dun , her meyva ve sebzeyi bulursunuz. kiyenin, sevgili vatanınrzm propa ya evine gırme çağı oîduğunu fiö Senenın her ayında domates, uzuın, gandasmı yapmak, Turk kadınlı rursünüz! portakal satm almak kabıldir. Bu ğının güzellik ve vakannı dünyaya Isveç kadını, Amerıkan kadını meyvalar muhtelif memleketlerden Bazı insanlarm her türlii eshabı istirahat ortasında bütün bir gece gözlerini kapayamamalarına mukabîl tasdik ettirmek. Zannetmem kı bu kadar suslenmesinı sevmez! Kğer ıthal edılmektedir. Muzun kılosu bazıları da işte boyle viranelerde toprak üstünde ınışıl mışıl uyuyorlar na muhtac olduğumuzu inkâra ce oyle olsaydı Anıerıkada oldugu 150 kuruştur. Pirinç Hmdıstandan saret edebılecek bir tek ferd buSıcak bir şey içmek, hafif yeHerhangi bir hasta doktora ge larak diğerlerinden müteessir olgıbi İsveçte de otomobıl endustrı geldıği halde en iyısı 70 kuruşa salunsun. Bizi tan'mıyorlar. İşte, oır lip: «Doktorcuğum artık uyuyamı mamasmı temin edebiliriz. Meselâ mek yemek iyi neticeler verir. Çünsını, güzelhk mustrhzaıatı endus tılır. vakur gi'7el kadınoan daha ıyi yorum, bütün gece gözümü kırp değirmen taşı harek=>tinden kaldığı kü beyindeki kan mideye iner. trısı takıb ederdı! Isveç kadının isveçlıler misafirperverdirler, fa mıyonım» dedi mi bilin ki vazıyet pronaganda vasıtası bulunabilır zaman hasıl olan sükunet değir Bundan başka ılık banyo yapmak süsü, parfömerisi onun makıneleş kat misafırlerinin gece 12 den sonmı? o iddia edildiği kadar vahim değil. mencıvi uyandınr. Annelerin çoğu da bire birdir. Fakat sık sık uyku miş hali yanında bir makinenin raya kalmasmı hoş karşılamazlar; Hayata henüz atılmış bir ilkmek ara sıra ihtiyacı olan gres yağı ka zira ertesi gün herkes çalışacağın Gozlerine uyku girmediğini söyle da başka bir odada yatan çocukla ilâcı almak fecidir. Bu ilâclar inyenler umumiyetle zannedildiğm rmın hafif bir ağlayışı üzerine u sanı bir iki gece uyutur, fakat böyteb hocası ıken krahçelik tacmı bilindendır. Buna mukabıl Ameridan sekız saat uykuyu tam uyumak den fazla ve derın uyurlar. Halbuki yanırlar. lelıkle müsekkine alışan âsab onbasına gıyen Naşide Saffete: kada olduğu gıbı isveçte de bir ve lâzım gelen kuvveti toplamak onlar şikâyetlerinde gayet samımiAnlaşılan «uykusuzlar» tahteşşu suz gevşiyemez. « İster misîniz, dedim, 1950 kadın evlendiği zaman tamamen isterler. dirler ama uykuları o kadar bozuk uriarına p>ek yersiz emirler veriUykusuzluğu gidermek için en Kraliçesi de sizin gıbi bir hoca ol ticarî bir ortaklık kurmak zihniyeİsveç sokaklannda halk çok hızlı o kadar gayrimuntazamdır ki iki yorlar: Ona vazıyet değiştirdıkle orijinal fıkir gene Amenkadan gelsuh'» tile hareket eder. Amerikahdan yürür! Alış veriş yaparken ne kade bir uyanır gibi olurlar ve bu rinde kendilerını uyandırmasını mektedir. Orada bır doktor uyku« Hiç istemez miyım. diye ce onu ayıran en muhım nokta his dar aceleniz olursa olsun sıra bek yüzden hiç uyumadıklan zehabına suzluktan şikâyet eden hastalannı talim ettırmiş olacaklar. vab verdi. Aralarında ne kadar gü oyunlarına tahammülünün olmayı lemek şarttır; satıcı önündeki müş kapılırlar. Uykusuzlara ârız olan derd, uy salıncaklı yatakta yatırmaktadır. zelleri var. İnşallah talıh'eri, be şıdır. Birbirini seven çift derhal terinin işini bitirmedıkçe bir başDoğrusu da şu ki adamcağız müDoğrusunu isterseniz sıhhatli bir kusuzluk değıl, uyuyamamak kornimki kadar parlak olur» evlenir, çünkü boşanmak evlen kasma asla bakmaz ve buna da kemmel neticeler elde ediyor. kusudur. insanın uykusu hiç bir zaman ağır Bu, görüştüğüm üçüncü kraliçe mekten daha kolaydır. Eğer tahay kimse kızmaz! Uykusuzluk mütehassıslaruun yo Uzvî bir hastalıktan ileri gelmeidı. Ücüncü kraliçe ki, talihinin yül ettiğı saadeti eşinde bulamazsa Garsonsuz lokantalar pek revaç değildir. Bazıları şu iddiada bulu diği takdırde uykusuzluk çok defa ni fculuşları işte bundan ibaret nur: parlak oîduğunu, tahtaya vura kadın tereddüdsüz, tadır. Halk bu lokantalarda sıra ile zıhnî yorgunluktan mütevelliddır. Hepsi beşıği tavsiye etmektedir! rak dahi olsa, ifade etmekten çe ı Senden hoşlanmıyorum; ar kimse kimseyi rahatsız etmeden «Aksam yatağa vatar yatmaz da Insan butun derdlerini, sıkıntılarını kinmıyordu. larım ve sabaha kadar dehksız u akşam, dairesini veya yazıhanesini Denizde cesedi bulunan Karakit\\ b" • ı''nı.« der ve ıki ar';~ Ins v " " i Iım ahr, karnını doyurur • > yuyarak yattiğım vaziyette kalka erkederken çekmeceye kilidleyıp « Mekteb önlüğünü bir buçuk nin arkadaşı tevkif edildi rım.B ay evvel çıkarmış, hoca olmuştum, Y«nıkapıda balıkçılık eden Karakın ;idemez. Böyle o^unca da gece yadedi. Tam 18 yaşındaydım. 18 yaInanmayınız. Bu iddia hakikat tağa uzanıMığı zaman halliîıe im adında bır şahıs denlzden bojulnıuj olarak çıkarılmıştı Hâdueye el koyan şmda, dünvanın en şajaalı hayatıru olsa zaten onu ıleri sürenin gıpta kân olmadığı sanılan ne kadar me C. Savcılıgı cinayet ihtımalinı gözoyaşadım Bir genc kızın rüyalarına edılecek bir tanfı kalmaz. Uyku sele varsa açık duran gozler önün nünde bulundurarak tahkıkatı genışNaşide Saffetin, yenl bir rcsmi 1931 Türkije ,,u girecek hayat . Gunde uç defa ellan esnasında filme alınan 150 kide geçıd resmi yapar. Onlan dü letmlş ve ve netlcede aynı semt »akınÜstelik emln olunuz ki, Avrupa bıse deâiştiriyor, balolardan ziyaKarşımdaki erkek: şiden yalnız birinin gayet ağır bır ünmek, sizı uykusuz bırakmağa Ierinden Mahmud Kenti yakalıyarak güzplleri öyle harıkulâde şeyler ol fetlere, ziyafetlerden gezmelere givermıştlr. « O akşam, Turkuaz» giruykuya dalmış olduğu müşahede :âfidir. Uyusaruz bile zihninizdeki Adlîyeyesoylemıştır'Mmhmud sorgusunda şunları muyorlar. Benim Türkiye Güzellik diyorduk. Herkes bizden bahsedimeğe cesaret edemedım, dedi edilmiştir. O zavallı da tımarhane teşevvüş sizi yan şuurlu bir halde « Karakın esrarkeçln birıdır. O gec« rid« 1931 Türkıye Guzellık Krali Kraliçesi Musabakasına gırişim de yor. herkes bizi el üstünde taşısakinlerindenmis! Ötekilerin hepsi utar. Bu hal her akşam tekerrur yarısı sandalda beraberdik. Eroin işeesini seçıyorlarmış. Yammdaki ar bir âlem olmuştu ama, asıl, Avru yordu. Yorşunluğumu nuymuyor bir gece zarfmd? 2060 defa bır etmeğe başladiğı gibi en fena ihti nı.ştı gene .. Blraz dolaştıktan sonra Vada* mutemadiyen, gırelim dıye paya gıderken korkudan titnyor bile, >aşamıyor, sanki uçuyordum. yandan öte tarafa donmüş ve her maller aklınıza gehr: Bu gidişle bana bazı munasebetslz tekllflerde budum. O sene bir Yunan guzelın Şımdı de ayru derecede mesudum. ısrar edıyordu vaziyette sekız on dakikadan fazla vücudünüz harab olcak, zihnüıiz lunmağa başladı Bır ara üzerime doğru İşın mi yok? dedim. Güzellik den bahsedıyoTİardı; öyle methedi Çok iyi bir kocam, kızım, yuvam kalmamışlard'r. Bu harekete sebeb dağılacak ve nihayet noıastenik, gelırken, muvazenesıni kaybederek denıze duştu. Onu ben ıtmedım. Kendi Kraliçesi kala kala bize mi kalmış! yorlardı ki, onun da bızım trene var » olarak vüfudün ağırlığı gösteril hattâ deli olup çıkacaksmız' duştu » Bu lafı soyledıkten tam 13 yıl bind'ğıni duyunca utancdan kommektedir. Bu ağırlık altında ezilen O anlatırken kızı, hayran gözlerSanık sorgusunu muteakıb tevkif İşte esasen hastahğmızın asıl se edılmîştır. sonra, 1944 senesinde 1931 Türkıye partimanıma kapandım. Halbuki le annesini seyrediyor ve ben, oetler, adale ve sinirler rahatsızlık bebi bu yersız ve luzumsuz korkubizi yanyana gdrenler, tamamile nun her «haminne» sine gidişte Guzellık Kraliçesile evleniyortevlid edeıek uykuya dalmış buZorba âşık 6 aya mahkum oldu aksi bir kaııaat izhar ettıler. De nasıl hıslerle meşhur sandıgın badum i) lunanı vaziyetıni değiştirmeğe ic dur. Uykusuzluk hiç bir zaman mBırkaç gun evvel Kadıkoyunde bir mek istediğim şudur ki, bu bir ce şına koştuğunu daha iyi anlıyorbar etmektedir. İşte uykusu hafif sanı derinden hasta edecek derece hâdıse olmuş ve Şehvar adında topal Naşide Saffet, kocasına tatlı bır de sarsmaz. Dört beş gün uykusuz bır genc. sevdıgi kızın evine girerek; olan insan da bu esnada yarı uyannazar atfetti Taksımle Harbiye a saret meselesidir. Şimdi, öyle güzel dum. Daha iyi anlıyor ve düşünüdığmdan, hiç uvumadığnı zanne kalsanız bile sekjz on saat uyudu babası Aft Keskinden kızı istemış veryordum, acaba dunyada o hisleri rasındakı Kervansaray apartımanı kızlarımız var ki. .» nuz mu butiın rahatsızlığınız ge meylnce de sağa sola 3 el ateş etmlş v» der. nın Boğaza bakan arka pencereleSonra, güzellik müsabakalan duymıyacak genc kız var mıdır diçer. Uykusuz geçen her saat yerine inndada eelen Cahld Ozbek adında rinden, günün artık kararmak ü hakkında ne düşündüğünü anlattı: ye . Kimbilir belki iki sene sonra, Biz uvurken dahi tahteşşuuru muhakkak uyumak lâzım geldiği bır genei de koltuk değneğıle başınzere olduğu gorulüyordu. Tanın« Bu musabaaklar, dıyordu, yolum gene Kervansaraya düşecekdan yaralamıştı. muz bir nevi nobetçı gıbi ayık bek doğru değildir. mış iş adamımız Afif Esen, gülerek bütün medenî memleketlerde yapı tir. Biliycrsunuz, musabakaya 18 Şehv?rın muhakemesine dıin Birlncl ler. Bizi sabahları muay>'en saatte Insan zaten yatağa uzandı mı Ağır Ceza Mahkemesinde suçüıtü ka. devam etti: lıyor ve bunlara katılanlar istık yaşından küçük olanları almıyorlar uyandıran odur. Onu sadece bır « Hem de onu, kimlerin elinden ballerini temin ediyor, çok cazib ve Meral sadece 16 yaşındadrr. Stockholm'dan bir gorünüş takım gürültülere karşı hassas kı vücud yüzde yetmiş istirahat vazi runları gereğınce başlanılmıştır. Şeh. yetme gırmia demektır. Uyku esna var ıfadesınde, Ah Keskınl korkutmak Ağahan bile avcunu yalasında vücudumüzün çal'şması yüz k^sdile ateş ettiginl söylemı?tlr. dı da, kraliçeyi ben kaptım.» Diz, eski bir aileyiz. Çok kalabaNetıcede sanık 6 ay hapse mahkum yun eğeriz, ama velâkin dedelen de seksen nisbetınde azalır. Onun Küçük hifceye « Ağahan mı? dıye sordum. ^ lık değılız ama, bırbirimize bağ /p= mizden kalma ahlâka hıjanet et için uyumamanın bu hususta bü edilmiştir. İsmail Hakkı Çeviğin cenazesi Hangi Ağahan?» lıyız. Içimizden birinin başı ağrısa, meyiz. Hem sonra, sonra... Biraz yük bir ehemmiyeti yoktur. Daha kimse cevab vermeğe vakit hepimiz, çoluk çocuk, elbirliği ile defnedildi çalışma eserleri de gostermege başUyuyabilmek içüı evvelâ uykuVefatını teessurle haber verdiği^ınlı bulamadan, Kraliçenin yanımda o çare aranz. Tek tuk fena yaratılışladılar. Bazı bazı binadan doğru. nun iddia edildiği kadar mühim turan 16 yajındaki, tablolardaki lar çıksa bile, onlan tatlılıkla yola keser sesleri gelmeğe başladı... 3ir bir şey olmadığına kanaat getirmek Eskışehtr mılletvekıli ismail Hakkı Çeviğin cenaze torenı dun yapılmış melekleıi andıran kızı Meral: getirmesüıi, adam etmesini biliriz. ikisınin, bize gorünür yerlere çıka lâzımdır. Günluk faaliyetiniz sona ceraze Haydarpaşadan Kadıkoyune « Meşhur Ağahan!» diye mınl Komşularla iyi geçinmek isteriz rak duvar sıvadıkları. tuğla dizdık erdi mi, dimağınız da ıstirahate çe getırılerek Osmanağa camiınde cenaze dandı. Fakat evimize, malımıza göz dıkenleri görüldü. Içeride bayağı bir kı kilmelidir. Bunun için de fazla namazı kılındıktan sonra aıle makbenne defnedllmıştir. Cenazede jandarma. Annesi izahat verdi: lere karşı şakamız yoktur. Bu^ün lerde bannırken ve evımiz tamam sanki başka iş kalmamış gibl, eve cek. pırdama baştîösterdi. T^oş, onlartn, gayret sarfetmiyerek zihninizdeki ve polıs mufrezes , Valı ve aılesi erkânı âlem bilir ki, bu eve kem gözle ba olup hep bırden odalarımıza, daire elektrikler, makineli sobalar getir« Nisteki bir hâdiseden, bahNe düzelecek be? Içlerinde ma gene her iş bitmiş gibi, odalarına butün dusüncelerı defedınız. nazır bulunmuşlardır. sediyorlar. Bütün mılletlerin Gü kanlar, hele içeri girip zarar ver lerimize geçmemlz ve çoluk çocu dıler. Biz dışanda, Allahm ayazını laya, çekice el süren yok ki? Bosüs püs kabilinden şeyler yapıp tak zellik Kraliçeleri şerefıne bir ziya meğe çalışanlar, malımıza, mülkü ğumuzla rahata kavuşmamız gere keserken, onlar ılıkcacık odalarda yuna lâf edip keyif çatıyorlar. Hem tıklarıru, büıaya kule, sundurma, fet verilıyordu. Bir ara masamıza müze, karımıza, kızımıza saldıran kirken, bunların böyle kendi baş keyif çatmaga bulaştılar. Vakit geç de gözlerimizin önünde. kapı tavanı gibi lüzu*vı«uz taklapek şık bir kadm geldi ve kendi lar, her daim, perışan olup dışan lanna hareket etmeleri gücümuze tikçe bizimkiler bu hale alıştılar Gün oldu, dükkânlanmıza, tar vatlar eklediklerini anladık ya, nesmın prenses bılmem kim oîduğu atılmışlardır. gitti. Kime anlatırsın? Ustalarda mı, nedır, pek öyle sızlanan falan lalanmıza göz dikmeğe, el atmağa den sonra... Ne bilelim biz, insanuı nu, Ağahanın benımle dansetmek Geçenlerde gene böyle aklı az, bir kurum, bir kurum. Işi lâfa boğ da çıkmıyordu. Yalnız akşamlan iş başladılar. Yanımıza usuletle soku akhna gelir mi ki, halâlan yaldızla istedığini söyledi. Ağahanın adını cesareti çok düşmanlardan biri e dular: ten dönüp kulübelerimizin pencere lup: sıvayorlar, Işçi kızlann gözlerüıe ilk defa duyuyordum. Halbuki o vimize saldırdı. Arkasında yardım Bu«ün ne ticaret ettin? Bi» mil çeken oyalarla leğen örtülerı Siz sabredin, yakında evimiz sine oturduğumuz zaman, özbeöz nun, o gece, Turk guzelile danset cıları, yardakçılan da varmış ya, eskisinden daha yeni, daha güzel bizim malımız olan evin pencere çatıda çahşıyoruz, para kazanamı işletiyorlar. Akla, hayale gelir mi mesi bir muhım hâdise oldu.» biz gormedik. Lâkin cüret ve CP olarak ortaya çıkacak. Hepıniz lerıne dalıyor, çoluk çocuk hayret yoruz. Kârdan bir hisse vermiye bu sapıklık? Biz saf bicareler, eviıı O sene Dünya Kraliçesi ne saretlerinden, pek gozle yürümele kendı boluklerinize yerleşip safaya ler içüıde, orada olup bitenleri sey cek misuıiz? mizuı iç teşkilâtj tamamlanıyor dirediyorduk. rc *s seçildi?» diye soracak oldum. rınden anlasıhyordu ki, yalnız de dalacaksınız. Biz kavgada çok çaYahud: ye kınm kmm kıntıyoruz. Dağla Gene kimse c^vab vermeğe va ğıller. Ne olursa olsun dedik, göğ hştık, çok yorukluk. Evin içinde Tarladan ne kaldırdın bu mev ra, taşlara sığnuyoruz. Kuru ekmeGünün birinde, bir de çalgı gekit bulamadan, Meral mınldandı. sümüzu siper ettık, yarısının leşini kendi yerlerimizi ayırıp oturuver tirdiler, borusunu da inad yapmak sim ?Bir kaç öloeği akşam benim ğimize gözyaşı katıp dişimizi sıkıserip öteki yarısıru dışan attık. « Fransada!» dik. Hele bir kaç gün daha ses et istiyorlarmış gibi, bize doğru çe odaya yolla. Çatıda, sizin için çalı yoruz. « Ya! O sene birinciliği kim Içimizde zengince olanlar da var meyin!. virdiler. Bütün gece, sabahlara ka şıyoruz. Hey gidi dünya .. Arasıra, kulübe aldı?» dır ya, umumiyetle fakir insanlaIlk baştan boş verdik, aldırma lerimizin birinde, bir araya gelir de Süphanallah, dedik ama, ilerisine dar bağırtı, çağırtı içinde, gözleri« Fransız güzeli! Ama Alman rız. Hep birlıkte yaşadığımız için varmadık. Gelgelelim, aradan uzun ' mize uyku girmez oldu. Bır müd dık. Fakat bizim dükkânlan kapa derdleşirdik. Hele o yaldızlı halâgüzelinı ben daha çok beğeniyo ayrımız, gayrımız yoktur. Daha doğ günler, haftalar geçti. Ustalarda ha I det sonra yemek kazanını da ayır tıp kendileri dükkân açacaklann:, lann, süslü hamamlann foyasını rusu yoktu. Bu son zaferimizden reket yok. Bizim taraf hem daha dılar. Kazanı ayırdılar ya, harcını tarlalann mahsulünü zorla ve yan îtığımız gece dök*' " ~^"i kanlı rura.D sonra bize bir hal oldu. Doğmsıi, kalabalık, hem daha akıllı. Onlar gene bizim ambardan alıyorlardı yanya bölüşme usulünü koyacak yaslan bir gormeliydinlz. Dışanda Bunu söyleyen gene Meraldi. « Affedersinız ama, dıye sor duşman komşulara karşı kanı pa beş, on kişi. Lâkm şimdı dosta, düş Maksad, daha temiz, daha güzel lannı söylediler. Düşündük, taşın kanlar, ne konu?acaT;iz, neve karaı Allah, Allah. dık. O gün ne güzel lâf ettiydi o vereceğiz diye bekleşiyorlardı. Çodum, siz butun bunları nereden hasına çarpışanlar, canını esirgemi mana karşı birbüimizle çekişecek yemek yemekmiş. yenler görüldü. Bunlar, iş olup bit değiliz a... Sağdan, soldan nasihat Bunlar, daha düne kadar, bizim bizim ihtiyar Dayıoğlu. bıliyorsunuz? » luk çocuk, yan aç, kuru ottan yaKraliçenin kızı izıh ettı. Meğer tikten sonra, yarım tertib naz etedenler oldu, ustalann her birini yemeğimiz, bizim azığımızla doyu Etmeyin çocuklar, dediydl, taklannda uykuya dalmışlardı «haminne i) sinin bır sandığı ve bu meğe başladılar. Çoğu genc ve tec birer yana çekip lâf anlatmak iste nurken, şimdi ne oldu ki böyle e bunlar bizim kardeşlerimiz. Bira7 Sanki bir iş yapacakmışız, bir çare sandığrn içinde, 1931 senesınin bu rübesiz olduğu için baştan aldırma dik. Etmeyin, şu evin tamirini bi derler. Bizim kadınlarımızın elleri akıllan sapıttı, ne oldum delisi bulacakmışız gibi, toparbnnrştık tun gazeteleri varmış Meral, «ha dık. Gene herkes işile, gücile uğ tirm, biz de bu mülkte hissemİ7 ni haşlıyarak, parmaklannı doğrı oldular. Verelim istediklerini. Şim Lâf da bilmezdik hani. Bizi alıştırminne» sine her gidıste bu sandı raştı. Bir yandan da az buçuk ya oîduğunu anhvalım. Çoluk çocuk yarak yapıp ortaya çıkardıkları ye di ele, gune karşı rezil mi ola mamışlar lâfa . Buncağızlar, bu ka em başına geçer, annesınin o za nıp yıkılan, bir kösesi harab olan dışanda sefil oldu, vazgeçin bundan, meklere bozukluk mu ârız oldu, ceğiz? dar lâfı nereden öğrenmişler, şaşımanki hayatını tpkrar tekrar evımizi tamire koyulduk. Bu ev ta falan fılân dedik. Dedik ya, aldıran yoksa bizim usta'ar mı kibarlaştı? Mahallenin en güzel dükkân'an lacak şeydi. Estık, yağdık, estik Bir merak sardı bizi .. Lâkin kime okur, butün resimleri teker teker miri işinden çıktı ya, ne çıktıysa. kim? bizimkilerin elinde idi. Givardaki yağdık. Sonunda, gene o sakallı O burun kıvıranlar, kem küm edip, seyredermış. Naşide SaffetGene bizim yemek kazamidan sorar da merakı defedersm? Onla tarlalarımızdan dünyanm en bol,Dayıoğlu işi halle" : « Cumhuriyet'ın, Güzellik Mü evin tamirini üstlerine almak iste hisselerini ahyorlar, bizim hayvan nn binle konuşmak mümkün ol en iyi mahsulünü alıyorduk. Kimi Nidelim, dedi, nidelim. Elbet sabakalannı yeniden ele almasına diklerini söyledilor. Ganım, ayn larımızı kullanıyorlar, bizim ırgat muyordu artık .. Bizi gördüler mi, miz yamuk, kimimiz tütün, kimibir gün bizi de düşünecekle, bızı n pek sevındım, dedi. Bılemezsınız, gayn olur mu, hepimiz çahşacağız, larımızı çahştırıyorlardı. Bu ırgat tanımamazliğa geliyorlardı. Arası miz fındık, üzüm yetiştiriyorduk. de bu soydan olduğumuzu, bu arbır kraliçe olarak seyahat etmek bir yandan evin ekmeğıni kazanır larm içinden şunu bunu söylemeŞe ( ra, lüzum ettikçe, içimizden bir ka Bağlarımız, meyvalıklanmız ' şehre sada ve bu binada hakkımız oîduken ote yandan evi yenılıyeceğiz, ne kadar harıkulâde bır şeydır. yeltenenler olursa, kolundan tutuo j çını çatı altına ahyorlar, türlü iş nam salmıştı. Bunların satışmı da ğunu akla getirecekler. Yoksa ela, Paranız varsa, her yerı gezebılirsi dedik. Uzatmıyalım, bunlar ısrar yapıdan dışan atıyorlaıdı. Kazana lerde çahştınyorlardı. Bu cahil ço ha iyi yaparız, daha yüksek fiat güne karşı, kardeş kavgası bize nız; ama bır kaç defa mılyoner de ettıler ve aceleye getirip yapı us el kojmak küçüklüğünü yapmadık, cuklar da bir kere aralarına kanş buli'uz diye, üzerlerine aldılar. Xyakışmaz. talığını ele aldılar. olsanız, bizim gorduklerımızi gorebunu düşünecek adam yoktu içi tı mı, artık bizim yüzümüze bak çeride içtiğimiz tütün°. vediğimiz Bekledik, ağam, bekledik. Şimdi J mez, bizim havatımızı yaşıyamaz, Eh, de ık, varsm onlar bu işte mizde. Onlann da bizim soydan maz oluyorlardı. Kilerden harç al ekmeklik una bile karıştılar. ^Iş bubize yapılan istikballerle karşılana çalışsın. Maksad ailemizüı eskisi olduklanm hesaba katarak günün mağa, işçi istemeğe, kırk yılda bir nunla kalsa gene iyi: Tütünün bok benden soracaksınız, gozümun içımazsınız ki.. Sımdi. 15 sene sonra, gıbi rahat bir catı altında birleşme birinde vicdanlannm sesine kulak selâm gönderip hal hatır sormağa luğunu bize bırakıp sırma tellisüıi ne bakacaksınız Elleriniz yakamgene bir genc Turk kızının, Feri sidir. Yok yere maraza çıkarmıya vereceklerini hesablıyorduk. Ara da, bu cahil' çocuklan yollarlardı. ele satmağa baslad'inr F>meğin da, dilleriniz kenetli, yüreklerinize hanın dedıği gıbi hakıkî periler lım. mızda çatıjn zaptetmek, geri yanı Biz fırsat budur diyerek derd yan çavdarlısı, delicelisi bizim, pamuk kan toplanmış, inliyeceksiniz: âlerrüne ayak basacağmı duşünduk Ne oidu? Çatı öltüldü mü? Igibi beyazı elin oldu. Biz tarlada, dukkânda, yabanuı m elbirliği ile onanp hep birden mağa başlardık: çe, o günleri tekrar ben yaşıya kırında, gurbette güt^nüzü zorla içine girip yerleşmek fikrini öne açine girdiniz mi topunuz? Ustalara söyleyin, bu işin sonu Ses etmedik, sızıltı çıkarmadık. cakmışım gıbı heyecan duyuyo yıp para kazanmağa uğraşırken, bu tanlar çıktı ama, kulak asmadık. Ne gezer, be ağam, ne gezer. ne olacak? Biz ölünciye kadar böy E artık, siz de çok sümsük dav rum » kadar le açıkta, sersefil mi kalacağız? O ranmışsınız. burnu bıi'uk gender de yapı ışinde Ailemiz arasmda bugüne Hâlâ bekleşiyoruz. böyle bir densizlik çıkmamış, biz binada bizim hakkımız, « Bakahm, dedim. bu sene de ohai'moâa başladılar. hissemiz Diyeceksiniz ya, ah bu kanımızın Siz de amma... sizııı kadar çvzel bır kraiıçe bu'aFakat ış hununla bitmesi: Günün ie ç'kaımıvahm, dedik. yok mu? temizliği, yüreğimizin safhğı'. Biz Yok be yavrum. yok be kuCumhur Başkanına vâkı olan.zıyaıetler devam etmektedir Ankabılecek mıyız''» bi'mdp ır''^rın. kendılerıne birer Daha çatısı örtülmemiş, bir taratı Binde bir sorularımıza, gene o kendi soyumuzdan olanlara el m zum. Ele güne karşı irezil mi ola raya gelmış olan Şehir Tiy^tıosu sanatkârlarmdan sonra, Muammet Naşide Saffet, kızjt saçlarını gerı oda aymo ıcine kurulduklan go yan yıkık evin içinde zevk ve sa çocuklar vasıtasile, karşılık alırdık: kaldmnz? Yan mı bakanz? Iv, Iım? Dosta, düşmana karşı maraza Karaca da Çinka>aya giderek heyetı adına tebrıkâtta buhınmu5tur. ye doğru ıtti ve tevazu ile: ruldu Bu>uk bir kısmımız, henüz fa gun günden artmağa başladı. Us Hele sabretsmler, hele biraz ama etmedıkleri kalmamış, demc mı çıkaralım? Hele sabır. Hele bı > Muarnmer Karacayı kabul eden Cumhuı Başkanı kendisine ıitıfatta bu« Oh, dedi, tabiî bulacaksınız.. çadırlarda, derme çatma kulübe | talar malaları elden attıktan sonra, daha beklesinler. Her şey düzele yin. Biz her şeye razı oluruz, bo raz daha sabır. ' lunmuştur. Yukarıdaki resım, bu kabul esnasında alınmıştır. Uykusuzluğa karşı bulunan son çare Dünün Kraliçeleri: Bir güzellik kraliçesinin periler âleminde seyahati Yazan: Metin Toker E VIMIZ Yazan: llhan Tarus İ Cumhur Başkanına yapılan ziyaretler I r