Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CUMHLKIYET 13 Mart 1950 KAA TIL $ehir =haberleri Saııayi Bankası kurulclıı Yıldönümü Münasebetile c HEM NALINA MIHINA Yazan: Luffi Ay tstanbul Şehîf Tiyatrosu, Komedi yatrosunun tamamile aleyhinedir. Bir kere şunu unutmamak lâzım kısmından sonra, Dram kısmında da eski eserleri tekrara başladı. Bu gelir ki Kaatil yirmi yıl önce bizim tekrar ameliyesi, geçmiş yıllann sahnemiz içinde ideal denebilecek 'sanat değeri bakımından en olgun, bir kadro ile oynanmak ve sahneye en güzel eserlerine, yahud da vak komılmak talihine mazhar olmuştu. İmar ve Kalkmma Bankası tile şu veya bu sebebden dolayı iyi eserin baş rolü olan Thomas Lehr mümessili, teknik elemanların anlaşılamamış, iyi sahneye konula Muhsin Ertuğrul tarafından, olgunbir kısmının Amerikadan mamış, iyi oynanamamış ve lâyık luk ysşının bütün kudreti ve kurugetirileceğini söyledi olduğu rağbeti görememiş eserleri luş yıllarının harareti içinde, o zane inhisar etse ve onları yeni bir manki seyircileri büyüleyen, bütün Milletlerarası İmar ve Kalkmma 1839 temmuzunda Abdüimecid anlayışla, yepyeni bir dekor ve mi gözleri en küçük hareketi üzerinde Bankası mümessili W. Johnson, dün tahta çıktığı vakit Osmanlı cavzansen içinde, daha kuvvetli bir merak ve heyecanla birleştiren ve akşam Ankaraya hareket etmiştir. leti harıcî ve dahilî büyük :eakadro ile gerçekten «ihya» etmek ancak büyük komediyenlere nasib Mr. Johnson, hareketinden evvel likeler içindeydı. Mısır kuv~;tgayesini gütse «Ettekrarü ahsenü» olan bir ibda' kudretile canlandınl kendifile görüşen bir arkadaşımıza leri Nizıb'de ordumuzu bozrru;, fehvasına pek uygun düşer, bize mıştı. Eserde diğer münim rollerSanayi Bankasmın fiilen kuruldu Kaptanderya Ahmed Fevzi Pade söyleyecek söz kclmazdı. Ne ya den Martha Lehr'i. rahmetli Neyire ğunu, teşkilâtın tamamlandığını, şa donanmamızı İskenderiy^re zık ki vaziyet tamamile bunun ter Neyir; Kramer'i rahmetli Hazım, •s teknik elemanların bir kısmının götürüp Mehmed Ali Paşaya • ebaşsavcıyı rahmetli Emin Beliğ; sinedir. lım etmişti. Amerikan getirtileceğini söylemişDram kısmında yirmi yıl önce Hapisane Müdürünü Mahmud; Karl tir. j Sadaretı âdeta cebirle ele reoynanmış olan ve bugün tekrar edi Lehr'i Hiiseyin Kemal; Wilhelm Mümossil Ankarada bu hususlar çiren Hüsrev Paşa ve yanır.ıalen Kaatil kelimenin tam manasile Scmidtt'i İ. Galib, Julie Lehr.i Sakiler böyle nazik bır zamarıda ziye oynamışlardı. Çoğu göçüp git üzerinde hükumetle görüşmeler ya«eskimiş», modası geçmiş bir medevleti, düştüğü tehlıkelerdsn lodramdır. Muharriri Richard Voss, miş olan bunca büyük sanatkârın pacak ve tekrar şehrimize dönerek kurtaracak kabiliyet ve dira:*"!faîso olan bu acayib iddiadır. 1918 de ölmüş olmasna rağmen yir bir eserde toplandığı pek nadir ola çarşamba günü Amerikaya hareket te değildiler. Kı^kanclık hic de iyi kacmıyor. rak görülmüştür. Ya'mz şu tevziat edecektir. . ırıinci yüzyıldan çok on dokuzuncu Genc Padişah, Paris Sefiri Fet bir okuyucum da, imzasız yüzyılın adamıdır ve 1851 de doğ bile Kaatil'in 20 yıl önce nasıl oyhi Paşayla, Lordra Sefiri Re«:d h>r mektubla İstanbul Radyosunun nanmış olduğu hakkında bir fikir muş olduğuna göre, hayatmın en Fransız perde yıldızı Charlotte Paşanın cülus tebr ki için İstan Türk musikisi neşriyatının iyi idaverimli olması gereken ilk elli yı vermeğe yeter. İstanbuldan gerti bula gelmelerin: ırade etmış v? re eriilmediğini 18 milvon Türke lım geçen yüzyılda yaşamışür. c Bugünkü tevziata çelince: Tho Fransanın perde vıldızlarından bu davetle Sadrâzamın kalbızie orup da mı öğrendiniz? diyor. Siir, roman ve dramlarile bilhassa mas Lfhr rolünde luseyin Kemali C..arlotte Beauhofer dun K. L. M. uçagı büyuk bır endışe uyandırmışrı Sonra kendisi bu yaymların herkes İtalyan köylülerinin hayatmı tasvir görüyoruz. Değerli sanatkârımız ile Tahrandan şehrimize gelmiş ve Reşıd Paşayı yalancı tebessumtarrfından beğenildiğini söylüyor tr?nsit olarak Psrise gltmlştır. Aktris. eden hikâyelerile tanınmış olan 20 yıl içinde Lehr'in oğlundan balerıle ve sahte dostluk tezarurve yalnız bazı solistlerin iyi seçilR. Voss'un Kaatil'i (Schuldig) 1890 basına yükselmek için şüphesiz • Aslan Yurekli Kişar» filminin baş r o . lerıle karşıhyan Hüsrev Paşa timcdiğini ilâve ediyor ki, ben de yılına aiddir, yani tastamam 60 yıl büyük merhalelerden geçmiş ve lunu oynıyarak şohretine u.afmıştır. fer taraftan Padışaha genc draen çok bunlardan şikâyet etmiştim. Akil Muhtar müzesi lık bir Alman melodramıdır. Alt tedricî bir tekâmülle bugün sanalomatm aleyhinde bulunmuş .'e Ben gazeteciyim. her gün en az Bir yıl evvel vefat eden değerli ilim mış yıldanberi melodram yazıcılı tının olgunluk çağına erişmiş bukendjsine ıtimad edılmemeE' nı yarım düzine mektub alırım, bir ğında ne büyük değişiklikler oldu lunmaktadır. Fakat bu rol onun artamımız Ord. Prof. Dr. Akil Muhtar tavsiye etırnşti. Oıdenin ölüm yıldönümü münasebetile rok okuyuculanm da beni yolda, ğunu, bu tarzın, romandan sonra mizacının rolü değildir. Bundan Prof. Dr. Suheyl Ünver tarafından. Ü5Abdülmecıd, Reşid Paşals naki[ \asıtalannda, toplantılarda tiyatroya da hâkim olmakta gecik başka dünyanm her yerinde (dâhi tadın muhtelif cephelerden tasvirini ya. Rördükleri zaman dileklerini, {ikâmiyen psikolojik tahlilin süzgecin aktörler müstesna) büyük sanat pan üç brofür yayınlanmıştır. Tıb Fakul yaptığı ilk uzun mülâkatta, sr«yetlerini bildirirler. Halkın nabzı den geçerek, zamanla ne kadar in kârlarm çıkardıklan rolleri sonra tesinde de Prof. Akil Muhtar Özden lenenlerin aksine olarak, bu TI=S Prens Napoleon ün, Boğaziçindeki yalısında Reşid Paşajı zi>areti az çok biz gazetecilerin elindedir. celdiğini, ve yeni yeni ifade imkân dan oynayanlar umumiyetle rolü için kurulan müze bugün ziyaretçilere zirinin müstesna bır şahsıyet :•! zalara çarptıramıyacak olanlar açık bulundurulacaktır. Değerli âllmibaşına gelen eski z hnıyeltCKi I dü. Altncı sadaretinde ve 7 olarma kavuştuğunu burada hatır ilk defa oynayanın tesiri altında mizin beşinci yıldonumünde de büyük duğunu derhal anlamıştı. Reşid Paşanın aleyh ne dönmüş vezirler, Tanzimat taraftan dev j cak 1858 tarıhinde EmirgândEk' Ben de bu muhterem okuyucuReşid Paşa, ilk genclik yıllalatmağa bile lüzum görmüyorum. kalmışlardır. Hüseyin Kemal bu bir anma töreni yapılacaktır. ma a>nı suali soravım: lerdi. let memurlarını vazifelerindon yalısında kalb krizinden vefat rını eniştesi Seyid Ali Paşa:..s Kaldı ki eser vak'ası bakımından da tesirden kurtulmağa elinden geldiKendileri acaba 18 milvon Türke Zamanında Tanzimat fermanı uzaklaştırmağa başlamışlardı. Bu etti. Fransız yoksullar evinde vilâyetlerde dolaşarak geçirrri; bugünün seyircisini (tabiî bugünün ği kadar çalışü, fakat bize yeni bir ?oruD bu yaymların pek beğeilân edilen Sadrâzam Hüsrev Pa arada, Avrupada bulunmuş ve Fransız Yoksullar evinde yapılan sonraları devletin büyük gail^li O tar.hlerde İstanbulda buluseyircisi derken sanat zevki in Lehr de yaratamadı. Vaktile Muhbir merasimde Vali ve Belediye Baş. şanın pek kısa bir zaman sonra: garb usullerine hayran kalmış o nan bir İngiliz, Koca Reşid Pa nildiğini mi iddia ediyorlar? celmiş, Pirandello'yu, Bernard sinden zevkle seyrettiğimiz Lehr, kanı Ord. Prof. Dr. Fahreddin Kerlm siyasî müzakerelerinde vazife EIÜçüncü bir okuyucum, Edebiyat Shaw'ı, Anouüh'i, ve Priestley i üzeri külle örtülmüş bir ateşti. Bu Gökay, şehrimizdeki muhtelif devletlere mış ve nihayet Avrupa merkeı (Hilâfı akd ve misak rüşvet ah lan Takvimname Nazırı Sami E şanın ölümü münasebetile şun Fa'tültemizin asistanlanndan olan aynı sahnede oynanan eserlerile ta külü biraz eşcleyince altında için mensub konsoloslar ile hayırseverler lerinde, ileri devleflerin idare *e zine teşmiri sak ettiği) duyul fendi bu hayranlığını ve Tanzi ları yazmaktadır: (... Cenaze a münevver bir zat, bu bahiste şöyle 1 nımış, tiyatronun gelişmesini adıro için, sessiz sessiz yanan kıpkızıl bir hazır bulunmuşlardır. Torene İstiklâl ve killerini yakinen görmü? buia muş, bu paralar ödetilmiş fakat mat taraftarlığını herkese ilân layında toplanmış olan halkın diyor: Fransız Millî marşlarının çalınmasile nuyordu. (Sinni pîrisi cihetile alışmış ol etmesi yuzünden azlolunmuş ve çokluğu nezaketinin, merhameadım takib etmiş bir seyirci toplu kor gözlerimizi kamaştırıyordu. Hü ba;lanmı;tır. #27 «oıbat 1950 tarihli Cumhuriduğu huydan vazgeçmemiş) bu uzun zaman boşta ve zaruret i tinin ve cömerdliğinin kendi hak luğunu kasdediyorum) tatmin ede seyin Kemalin oyunu bu ateşi, bu Osmanlı devletinin kalkınmas: Bundan sonra alillerden blri misafirkında uyandırmış olduğu sevgi yet'te İstanbul Radyosu ve bu radmiyecek kadar •kalın hatlı» dır. koru bize duyuramadı. Hele sırün lere, ho; geldintz, demlşür. Söz alan için neler lâzım geldiğini ve bj lur.ması düşünülerek şiddetli ce çinde dolaşmıştı. yonun Türk musikisi hakkmdaM za yoluna gidilmekten vazgeçüdaki gıcır gıcır, parlak naylon bas Vall de, ihtisaslarını İfade etmlş ve 1845 de ilk defa sadarete ge ve saygıyı gösterir. Adlî bir hataya kurban giderek madan yapılmışa benziyen çizgili nıuessesenin hayır lşlerinde rolünü larm süratle yapılmasının zarı rr.işti. Paşanın beş oğlu kaldı. (2). yEzınızı diğer makalelerinizi oldutirilen Reşid Paşa bir darülfümaebbed hapse mahkum olan Tho mahpus elbisesi, kolacıdan veya behrterek konuşarüara teçekkur et retlerini bu müşahedelerine îT3nz:matla beraber memlekett? nun b'nası inşasına başlattırmış, Bunlann en büyüğü bâlâ rütbe ğu gibi zevkle okudum. Okuyucu t'naden Padişaha izah etmiş i,e efkârı mas Lehr'in, yirmi yıl sonra masum terziden henüz yeni gelmiş denecek miştir. garb usullerinin girmesı ve dev Maarifi Umumiye idaresini kur sinde ve Pariste elçi id ! . İkincisi mekrublanna ve dolayısıle umumiyeye ehemmiyet veren enolduğu anlaşılarak serbest bırakıl kadar ütülü ve temiz. Baş rol oy Gokay ve davet'.tler daha sonra mü muvafakatini almıştı. let ricalinden bazılarının husu^i muş ve Hazinei Evrakı yaptır müşir rütbesinde ve Meclisi Âlı esseseyı gezmiçler, ımsı, bu adlî hatadan dolayı, vak nayanların çoğunda, en süflî rolle ayrı konuşmuşlardır. Ihtiyarlarla ayrı Hariciye Nazırhğına tayin e ve resmî hayatlarında Avrupa; mıştı. Haricî meselelerde de dev azasındandı. Üçüncüsü Padişah der mu'ıprrirlerden biri olduf'jmız için size fcu mektubu yazmağa katile kendisini mahkum ermiş olan rinde bile, sahnede şık ve temiz goToplantıya hayırseverlerin thtiyar lunan Reşid Paşa, çetin bir m u bir takım âdetlere göre hareketc letin itibarını arttıran hareket damadı ve Nazırlardandı. Dörbaşsavcı ile genc savcı yardımcısı rünmek zâ'fı vardır. Fakat Hüseyin yoksullara hedıyeler dağıtmasile son rız kütlesine karşı hayatını tes1. başlamaları muarızlar için en leri Avrupanın alâkasını ve say düncüsü bâlâ rütbesinde Meclisi rar vermiş bulunuyorum. nm duydukları vicdan azabı; ser Kemal gibi cidden anlayışh ve ma verilmiştlr. lıkeye koyan bir cesaretle Tanj güzel bir fırsat sayılmıştı. «Cumhuriyet'teki o yaz:nızda ifagısını çekiyordu. Âlide bulunuyordu. Beşincisi ise best bırakılan Lehr'in evine dön kul düşünen bir sanatkânn bu zâ'fa Mangal kömüründen zehirlendi mat fermanını kaleme aldı. de ettiğiniz fikri ve izhar ettiğiniz Reşid Paşa (alafrangacıhkla), ferıkti. (3). Rüştiye mekteblerine duvar ha düğü zaman karısını, kızını, oğlu kendini kapürmamasını ve içinde arzuvu çok yerinde buldum. İstanFermanm okunmas:ndan fc.ı Cfrenk meşrebl k'e) itham ediMarpuççulardaki bir kurşun imalâtBüyük devlet adamı, büyük bul Radyosunun Türk musikisi yanu içinde bulduğu maddî ve ma yaşanmış bir elbiseyi sırtına geçir hanesinde çalışan Salim adındakı işçl akşam evvel kendisine günlerc.; liyordu. Bir siyasi ve içtimai in ritaları konulması muarızları için yeni bir mesele olmuştu. Da diplomat Reşid Paşanın hayatı 5'inları şimdilik chatique (yani karnevî sefalet; karı?ımn çocuklarını meğe asla razı olmamasını bekler dun gece odasında jaktıgı mangal biriken daıre işlerıni anlatmü kilâb dm meselesı hahne getirışereflimücadeleler içinde geçbüyütebilmek için Kramer gibi aşa dim. komürunden zehirlenerek ölmüştur. istiyen kethüdasına Paşa, ertei. Ityor ve alttan alta (dın elden mad Said Paşa bunlann bir nevi miştir. Şinasi Koca Reşid Paşaya makarışık) bir manzara arzediyor resim olduğunu, resmin ise şer'an ğılık bir adamla gayrimeşru bir ve muhakkak ki Necmi Rıza gibi günü maruz kalacağı tehlikeyi * gıdiyor) diye homurdananiar g 5 < gayri caiz bulundufunu ileri yazdığı bir kasidede; hayat sürmeğe mecbur olması; gün şaretle: (Efendim sen ne efkâr rülüyordu. Küçük Haberler Tanzimatın birıncı sürerek Padişaha tesir ediyordu. Bir ıtıknamedir insana senin bir üstadın bu işin başına getirilMartha Lehr dolünde Neclâ Serışığı görmiyen bir meyhanede gencdasın, ben ne haldeyim; ben ym yıldonumünde fermanın oıcundu tel de rahmetli Neyire Neyirin sikanunun mesi şayanı temennidir.» 5 liğini, neşesini, ümidini ve îerefini Nihayet bir gün Serasker Said * hadeİstanbul Radyosunun Türk mulik bir gölgesi oldu. Kocasmı tanı melıkERENKOY Sanatoryomunda Ismaü rınki gün bir tehlikedeyim ki lı ğu yere bir (Sengi adalet) dikılyapan Mehmed Yandı ile kaybetmiş olarak çilesini doldurmaPaşa. Mabeyine gelerek Padişa Bildirir haddini Sultana senin sikîsi nesrijatının oksüzlüğü ve iyi dığı sahne ile onu takib eden sah Kırkoğlu temizlik yaparlarken kavgaya şama sağ çıkseağımdan ümidjn mesi kararlaştırılmıştı. Abidenın ' kanunun. idare edilmediği yolundaki yazımğa çalışrr.ası; yeüşmiş genc kızının, jekli tesbit olunmuş, resimleri hın huzuruna çıkmış: (Bu adam neler rolünün zirvesi olmak icab tutuşmuşlar ve Mehmed bıçağını çeke. yoktur) demiştı. delikanh oğlunun bu vaziyetten cumhuriyeti ilân edecek, Salta diyor. da haklı olduğuma inanıyorum. ederdi ve bize bütün sanatını rek Ismaili yaralamıştır. Ismail Numu3 kasım 1839 günü Gülhar» yaptırılmış, hattâ taşı da getirilduydukları derin elem; babahklanNecmi Rıza bahsine gelince, halk o sahnelerde gösterecekti. Ne çare ne hastanestne kaldırılmış Mehmed Kasrı civarında okunan Tanzıı rr.ışse de (halkın güftügusu) ü natın elden gidiyor, daha ne dunın anneleri de dahil hepsine reva yakalanmıştır ruyorsun) demiş. Bu sözlerden (1) Profesör Cavid Baysun tarüfından çok beğenilen bu sanki fazla bir şey gösteremedi, ancak mat fermanı karşısmda bir çd<c jerıne vazgeçilmış ve Gülhanegördüğü hoyrat muamele; sonra • PAPANIN taç giymesinin 11 inci ürken Abdülmecid Babıâlide va Tanzimat. rolünü ayakta tutabilmeğe muvaf yıldönumu dolayısıle dun şehrimiz Salnt kimseler mecburen ve siyasetrn de (taş yatur) kalmıştı. atkârın benim himayeme de, radgenc kızı zengin müşterilerine peşzifesile meşgul bulunan Reşid (2) Reşid Paşanın oğulları Ce yoda daimî va7İfe almağa da hiç fak oldu. Kızı Julie rolünde Gülis Esprit kılısesinde bir toren yapılmıştır. susmak yolunu ihtiyar ettiler Muarızların hareketi ve dedıkeş çekerek ondan faydalanmağa tan Deniz, her zaman ele geçmiyen Saat 10 da başlıyan torende Papanın Reşid Paşa Mısır meselesini haül koduları neticesinde Hariciye Paşadan mühürünü aldırmıştı. mil, Celâl, Ali Galib, Mazhar Pa ihtiyacı yoktur. Bu yazımı 27 şukalkması; bu ahlâksız herifi öldürşalarla Salih Rauf Beydir. bir fırsatı kaçırdı. Bu rol Kayseri Turkiye mumessıll Mon Senyör Cassulo, letsin, biz nasılsa Tanzimatı cc Nazırı Reşid Paşa (azli nabehen (1). bat tarihli hkramm son cümlesile fneğe karar veren oğlunu, Lehr'in ve ruhanıler haz:r bu(3) Sir Adulphus Slade Tür bitiriyorum: Reşid Paşa. altı defa sadaret Güllerindeki Bodos Ağanın kızı gi Kordiplomatık Torene uzun bir dua ile tadan kaldınrız, dıyorlardı. gâmii ye müptelâ olmuş ve lunmujlardır. cinayetten vazgeçirmesi; sonra bir makamına davet olundu ve dev kiye ve Kırım harb., çeviren Ali bi oynanacak rollerden değildir. Sa son verümışür «Necmi Rızanın bu v.ızifeye tagün içinde şahid olduğu bütün bu Ferman okunup atlas kesesitü har.esıne oturmaya memur edillete sayısız büyük hizmetler gör Rıza Seyfioğlu. de masum bir eda, tatlı ve fasih bir • PARISTEKİ grev yuzünden gecen konurken bazıları (girdiği kes=^ mişti. yini farz değildir amma İstanbul çirkinliklere, iğrencliklere dayana' diksiyon kâfi gelmez. Babasız bü hafta olduğu gıbı dun de A:r France mıyarak karısına hakaret eden, Radyosunda Türk musikisinüı ökBu azil ile beraber hükumette den bir daha çıkmasın) diye d3 yüyen ve düştüğü maddî ve manevi yolcu uçağı sehr.mıze gelememiştir. Sayın Doktor ve Eczacılara onun üzerine yürüyen Kramer uı süz bir vaziyette bırakılmaması ve ediyor, bazıları (taaccüb ederim yapılan değişıklikler muarızları yoksulluk içinde hayatını, şerefini kafasını, meyhanenin bir köşesinde sızin halinize vaktile Ebüssüuıjl sevindirmş, halk arasında Tanbu işin başına musiki üstadların• Cemaziyelevvel 24 Pazartesi nasıl kurtaracağını bilemiyen. üsteduran bir balta ile, bizzat kırması ve İbni Kemal gibi zatların vaı: zimatın kaldırılacağı, eski usule dan birinin geçirilmesi farzolmuşlik sevki tabiilerinin baskısı altında ve topu topu yirmi dört saat süren söylenmeğe eyledıkleri kanunu bozup, SİZLD dönüleceği sözleri tur. İstanbulda bu içi başarı ile yabunalan bir talihsiz kızın bütün V a bir hürriyet gezintisinden sonra n gibi zatlar onlara bedel kanun vaz başlanmıştı. Fakat Abdülmecıd. (Diiode Heiametil Diamino İsopropanol) jjelmiştir. pacak üstad sanatkârlar yok değilümidsizliğini, bütün isyanını ve te 1 a £ tekrar ve bu sefer gerçekten kaatil bir hattı ve tanzim ediyorsunuz) diye Tia Babıâliye gönderdıği O 2 cc. lik 10Ampulluk kutuların dir; bilâkis pek çoktur.» vekkülünü, sonra karşısına dürüst, olarak gene hapisaneye dönmesi.. zimatçılara hayıflanıyordu. Dilr hümayunla Tanzimata sadık kaV. 6.15 12.24 15.43 18.14 19.43 436 namuslu bir adam çıkınca duyduğu Perakende satış fiatı: 410 kuruştur. Bütün bunlar itiraf etmeliyim ki o dıği gibi haraç alamıyacak, k e j . lır.acağını ilân etmişti. bütün sevinci yaşamak lâzımdır. E. U2.02 YlO "9.30 12.00 1 30 10 23 bodrum meyhanesinin havası kadar Böyle bir teminata rağmen iş finin istediği insanı diledığı c;Gülistan bütün bu hisleri duyup ağır, insana biraz ışık, biraz ferahyaşamıyor, duyuyor ve yaşıyormuş lık vermiyecek kadar şiddetlidir. enerjisi kırılır, işini angarya tarzıngibi yapıyor, böyle olduğu için de Kolay iş! Hele muharririn bazı sahnelerde da gormeğe koyulur. mekteb müsamerelîrinde rolünü bize uzun uzun dinlettiği hayat felezberden okuyan bir genc kız halini Her biri yüz binlerce liraya mal Hükumet kat'î kararır.ı verdi. sefesi, bazan bir vaız şeldini alan alıyor. Hele ellerini ne yapacağını Seçimler 14 mayısta yapılacak. Oolmuş ilkokullarımız var. Çocuk (bilhassa Lehr'in oğlu ile olan kobilememesi, dramda ilk defa mühim nümüzde iki aylık bir zaman var. orada tahsilini yapar, sonra salaş nuşması) tiradlar bu şiddetli ha Arkası Sa. 4, Sü. 4 te Öyle iken maşallah memleketin gibi bir orta mektebe düşer, neye vayı büsbütün ağırlaştırıyor. uğradığını şaşırır.. Tekrar muvazemuhtelif taraflarında milletvekillinesini güç bulur. Başlarını kalğine adaylığını koymuş olanların * * # dırıp bazı çeddadî binalan sayısmuı on bini bulduğu söyKaatil'i yirmi yıl sonra tekraı mıza bakanların içleri açılır, gözleri Modellerinin geldiğini leniyor. Nüfus yoğunluğu nisbeten Hâlâ bu zihniyette isek ve bu rs. Elhac kaçakçı hazretleri! yere egilip sokağı gördüler mi misahneye koyan Şehir Tiyatrosu az bir doğu ilimizde bile şimdid?n binlerce aday böyle zahmeti az, MUZAFFER ADAM esere temsil bakımından yeni bir 600 namzed belirmiş. Erbabı, î s kazancı çok bir posta konmak hu[Üç, dört hacî kaçakçılık suçundan deleri bulanır. Caddelerimizde dohava, yeni bir renıc, bilhassa yeni Muhterem müşterilerine arzeder. tanbulda mebus olmak hevesine yasını güdüyoriarsa, veyl bize i e mahkemeye verilmişler. Uşan selâtin otomobillerimizin Debir ibda' kudreti aşJayabüseydi, Tel: 40387 (Zaharyadis karşısı) kapılanların beş bini geçeceğini veyl onlara!. Tok hacıların çıktı haçı ziri bagalde. dellerini ödeyen patlak papuçlu, hattâ yazımızın bajinda işaret ettitahmin ediyorlar. Seçim kanunu değişti ve millenr. hakikati mi tezahür edecek, yoksa pejmürde elbiseli yayalardır. ğimiz gibi yeni bir anlayışla onu Bazıları vatan ve millet uğnında gözü açıldı. Gecesini gündüzuıü biçareler tamamile masum mu? Bu Yirmi liralık aslmı bulamadığı «ihya» etmek gayesini gütseydi faydasına hasretmiyecei. lik etmek za'fını gösterdim, lâkin yetişti. Banka müdürü oldu. Ora mesele yargıçın vereceği hizmete koşmaktaki bu tehalükü kendi hüküm için karaborsadan elden ele dolaş(eser bu zahmete değmemekle bebelki de takdire ve alkışa şayan doğruyu iğriyi olduğu gibi söyiıff ona da sen imkân bırakmadın, dos dan «Şirketi Hayriye> müdürlüğıi ne.ticesi belli olacak.. <Beytullah> a mış, altmış liraya tedarik etmenin raber) bu gayreti gene de hoş görne geçti. Oradan Denizyollan mü yüz sürmek ve Peygamberimizin gururile göğsünü kabarta kabarta göreceklerdir. Fakat, esas gerçîk, miyecek, vaktini Meclisten ziyarale tum! mek mümkün olurdu. Ne yazık « d 1 Kavnık salhyarak geçim yolu sağ dürlüğüne şeref verdi. Oradan Te mezarını ziyaret etmek gibi dint konser salonundan içeriye giren tam hakikat bu mudur? Maattees kulüblerde, seyahatlerde geçin: vaziyet bu bakımdan da Sehir Ti ••• öksürüğü keser. M I cek, bilgi ihüsas sahıbi olmıyac, lamanın modası çoktan geçti bay kel Umum müdürlüğüne atladı. O bir vazifeyi yerine geürmek ve nıı musikisever (!) kapıda avuç açan süf hayır. radan... Her ne ise şimdiki memu hanî bir zevki sürmek için yola çı yavrucağa kenan tırtılh, yahud crYıllardanberi Jıalk arasında mil yurdun ve milletin hayruıa çalışin lar! kanların böyle bir harekete teşeb tsı delik bir kuruj bile bırakmayı riyetini olsun ifşa etmiyelim. letvekilliği için çok yanlıs bir teğma dair şöhreti bulunmıyan kirr Geldi Gülsüm, gitti Peki bu zat acaba hangi şubede bü» etroeleri hiç de hoj görülecek akil etmez. lâkki peyda oldu. Mebusluk vazi seler artık ham hulyaya kapılmesmlar. Onlara tek rey yok!. ihtisas sahibi... Para ve hesab is bir şey değildir. Ama, eğer Avrupa Ağırhğmca banknota mal olmuş fesi, vakit buldukça Meclise uğraGülsüm! Yann al:«;am saat ten itibaren Müteveffa Y'.man Başvekili Me~ lerinde mi? Deniz nakliye işlerin ve Amerika hacılanna yapıldığı gi kürklerin, Topkapıda bir küçük ev yıp mevzuunu pek de kavramaya hacet görmediği işler hakkında el taksas'm hiç iltimas sevmez. kir: Gazetelerde bir haber. Müessese de mi? Tütün ve rakı işlerinde mi? bi onlara da gidip gelme yol harç fiatına başa geçirilmiş şapkarun saYENİ kaldırmak, geri kalan zamanını be seye iyilik etmekten hoşlanm?z c den ayrılacak olan Etibank Umum Yoksa bonne a tous faire dedik lığı olarak yalnız yüz kâğıd verildi hibi hanım, üstüste yamanmaktan dava seyahat hakkından faydala duğunu söylerlerdi. Bir gün fcy rr.üdürünün • erine Sümcrbank U leri her işi yapan vaziyetinde mi? ise hacı efendiler clbette mazurdur hüviyeti kaybolmuş şalvarını yirmi Kezalik bugünküler de öyle.. he lar. narak yurdun istediği köşesinde Vunan devlet adamını doğum yecı mum müdürü geçecek, Sümerbank yıldanberi yenileyememiş Anadolu Pek büyük külfetlerle meydana getirilen Bu gülünç prensipi bir an evvel geçirmek, cebden Biraz fedakârlığa olan köyün hallundan bir hemşerr. Umum müdürlüğüne de Devlet De le şu Denizyolları idaresi ne talihsenelerdir görülmemiş Büyük Şark Opereti si ziyarete gelir, kendisüıe bir is nızyolları Müdürü tayin olunacak siz bir müessese. Deniz işlerinden değiştirmemizin gerektiği şu son hemşiresini düşünmez bile! katlanabilirse Avrupaya, hattâ Abulması için o derece yalvarır, ys. nr. Denizyolları Umum müâürlü anlayan birinin hemen hemen ba hâdise ile bir daha belirmiş oluyor. Yazan: SAİM BİLGA karır, o kadar acıklı ricalarda b t ğüne kimin geleceği henüz belli şma hiç jreçmemiş olmasına kar Karaborsacı ve kaçakçı kurbağalar Müzik: K. KAPOÇELLÎ lunur ki üstad dayanamaz: detil. şılık zavallının başına neler gel birer inek gibi şiştiler, biz hâlâ maNumaralı yerleri ayırtmız. Tel: 49369 nasız inadımızda ısrar edip duru Peki der, haydi git şehri dcAffedersiniz, benim hafızamda medü. yoruz. laş yapabileceğin bir hizmeti seq: bozukluk mu var.. yoksa gerçekten 30 milyon! Ge\ bana haber ver! öyle mi? Adamcağızın bilmem hanLüks hayat! Köylü sevincle dısarıva fırlsr. ei ofisten Denizyolları U. müdürlüHsrkes Eskişehir felâketinin ah ve O sokak senin, bu mahalle benir! ğime getirildiğinin üzerinden henüz vahla meşgul olduğu için ben ken Geçen gün Şehir Meclisinde köbir müddet sürter, öteye bir sene bile geçmedi. Başarı gös dimi bu hazin edebiyatı yapmak pek vergiai üzerinde konugulurken bakınır. Nihayet bir kahveye teriyorsa niçin değiştiriyorsunuz? tan muaf görerek söze dobra dobra sürmekte olduğumuz lüks hayat (:) İstanbul Üniversitesi Fen Fakültesinin davetlisi olarak şehdinlenmek ihtiyacını duyar. G a t Muvaffakiyetsizliğe uğradı ise Sübaşlayabilirim. Kısa ve küçük bir hakkmda ileri geri bir çok lâflar rimizde bulunan Göttingen'de Max Planck «Eski Kaiser Wilhelm» Cemiyeti başkanlarından ve Nobel mükâfatını haiz Prof. Dr. noda çalgı da varmış. OrkestrafİL merbank. Umum müdürlüğü daha rakam mütearifesi ortaya koyaca edildi. Gerçekten biz «ayraıu yok Resmî bütçede de, hususî bütçeHeisenberg, aşağıda yazılı gün ve saatlerde Fen Fakültesi Umumî merikaya kadar uzanmak, teşrn idare eden adam dikkatini çeke az bir iktidar ve liyakate ihtiyac ğım. Oradaki su baskını yalnız içmeğe. atla gider biçmeğe» siyase lorimizde de lüks ve israi asıldır. dokunulmazlığa dayanarak kürsü Kahveîini yaııda bırakıp soluğa fösteren yer mi? Fizik Enstitüsünde «Lâleli» konferanslar verecektir. Giris mahsul bakımından 10 miıyon liralık tini güden insanlardanız. Çoğunluğu «Yorganına göre ayak uzatmak» saserbesttir. (2771) de ve dışarıda dilediğini söylemek tekrar Başvekilin j< "nda alır: Devlet mekanizrn?>ruzda inhi=ar zarara sehpbıvet vermiş.. E, yıkılan teşkil eden halkımızın yaşayış tar bık Başvekil Hasan Sakarun .lâf Buldum, der, filân yerde E; c.lık temayülü var. Devir devir üç evlerin, dökülen eşyanın, perişan zına bakarsfnız dünyanm en fakıl olsun ağalar ver bir cigaralık t ü 1 6.3.1950 Pazartesi saat 16 Dalga sahalannın kuvantateo ve yapmnk, iki üç taksitte 13 Bini kıvınp rahatına ve zevkine bak dört kişi çalgı çalıyor, bir tanesi d€ dört adam beller. Bunlar, ne kaolan aile!erin zararı da on milyon milleti olduğuna hükmedilebilir. tün! • kabilinden harcadığı bir sözrisinde yeni inkişaflar. maktan ibarettir vehmine düşüldü karşılcrına geçmiş, elindeki değneji dsr mühim mevkiler varsa onlar rutmaz mı? Devlet müesseselerinin Köylümüzün evleri kerpiçtendir, dür. 2 7.3.1950 salı ı» 1 6 » » Böyle düşünülürken Anayasanın sağa sola, yukarıya aşağıya sallıyt srasında köşe kapmaca oynarlar. de bina, eşya ve gelir kaynakları köylümüzün yediği siyah ekmek, 3 8.3.1950 Çarşamba ı> 16 » » Bu memlekette lüks mevzuu sa» bir milletvekili için gözettiği sart rak gönül eğlendiriyor, yarenlik e Diğer bir istidad sahibini denemek bakımmdan kajnbları 10 milyondan çiy sebze ve yoğurdu kıt suyu bol de bir kaç yüz löpek midir, alaf 4 9.3.1950 Perşembe ı. 16 » > lar ve başka diyarlardaki saylavla diyor. Ne hoş. ne kolay iş! 5 13.3.1950 Pazartesi ı> 1 6 9 B TÇ yükseltmek hiç kimsenin hatırı ^şağı değildir ya.. Etti 30 milyon... ayrandır. Fak^t bu köye yerleşecek etmeyin Alah aşkına, lüks vergisiı€ rın bu ödevi kabul ederkerı hususî 6 14.3.1950 Sah >> 1 6 Bu, sade bir defaki su baskmının öğretmen kaloriferli, banyolu, te önce şehrin en pahalı arsalarınıa 9 B Metaksas acı acı gülerek t*i na gelmez. menfaatleri V'"*nından göf'"rdik dörkesterlik vazife=inln ne kadsı Ayrıca: Meselâ. onlardan bir tanesini ta marifeti. Halbuki şu otuz milyon nis kortu şahane enstitülerde ye üstüne süslü ve şatafatlı tahsil şu10/3/1950 cuma günü saat 17 de «Modern Atom Fiziğindeki ieri feragatler hls de akla getiril ?üç olduğunu izah ettikten sonra r rirım. Devlet memurluğundan, ga vaktile sarfedilmiş olsaydı, bu faci tişir. Tr'^î ilk ge'diği günden itiba beleri kurduran Maliye Bakanlığın' medi. uğrar. dan felsefl esaslara dair» umum.i bir konferans verecektir. l i Hayatunda, der, bir defa iy> lıba İstanbul Mektubculuğundan alar daimî sekilde önlenemez miydi? ren de hayal kırıklığına Büyük ıslahatçı Reşid Paşa ve muarızları Yazan: Haluk Y. Şehsüvaroğlu İstanbul Radyosuna dair eçenlerde. bu sütunda İs tanbul Radyosunda Türk musikisi yayınlarının başsız ve öksüz olduğunu kaydederek bu işin bir üstada verilmesi lâzım geldiğini ilâve etmLştim. O yanyı, Necmi Rıza Ahıskanın tertiHcdiği 9 kişilik koroyu dinledikten sonra yazdığım için, bu ise Necmi Rızanın memur edilmesi miinasib olacağı fikrini de ilâve etmiş; fakat mutlaka Necmi Rıza olsun, dememiştim. Bu yazım üzerine bazı mektublar aldım. Bir tanesi, kıskanc bir kalemden çıkmış. O kadar ki Necmi Rızanın musiki bilmediğinden, nota okuyamadığından, kültiirü olmadığındın ve benim bu sanatkân himaye etmek istediğimden bahsediyor. İsin garibi N'ecıni Rızanın sesir.in de falsolu olduğunu ilâve ediyor. Necmi Rızanın sesi falsolu olduğu için mi konserlerinde yer bulunmuyor ve Izmire, Ankarava konser vermeğe davet ediliyor? C TAYYÖR MANTO Akşam Iklndl I J O D X Yazan: fTORÂLİ AHMED HIDAYET REEL YENİ S E S OPERETİ EVVEL ZAMAN IOİNDE İstanbul Üniversitesi Fen Fakültesi Dekanlığmdan: