24 Kasım 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
19 Şubat 1950 CUMHURİYET . Amerika Mektubları ® Amerikan milleîi komümzm ve Rusya için ne düşünüyor? Yazan: Oğuz Türkkan Amerikan hükumeti kızılları nrhkemeye verır, mahkemeler de bunlan durmadan mahkum ederken. insan, «halk ne fikirde?» diye düşünebilir. Acaba bu şiddetli antikomünist siyaset. sırf hükumetin ve mahkemelerin kanaatini mı gosterir? * * * Mahkeme kararlarını ele alalım. «İcraî kaza milletindir» prensipi Amerikada vekâleten desil. doğrudan doğruya tatbik edılir. Yani halk, bizzat davalara iştirak eder ve hükum verir. Bu da jüri surelile olur. Cinaî davalarda halktan seçilen juriler durusmalan dinler ve sonunda maznunun «suçlu veya suçsuz» olduğuna karar verirler. Sanığı suçauz bulurlarsa, duruşmaları idare eden hâkim beraet karan vermek. suclu bulurlarsa, ka nunun ileili maddesine eöre ceza kesmek mecburiyetindedir. Hulâsa hâkimin delılleri takdir salâhıveti yoktur; bu yetkiyi doğrudan doğruva jüri yani halk kullanır. 1*1 ALBİNO KURBAĞASi BUTUNGÖVDL5I BEM8FMZ VE GOZltRl NewYork, Şubat ğıle maruf olan Pegler: «Komünist Jüri usulü hakkında lehte. aleyhte cok şev sövlenmiştir ve daha da söylenebilir. Fakat şu muhakkaktır ki iüri kararlan, halkın kanaat ve görüşlerini çok daha iyi belh eder Amerikada da kızılları hâkimler değil, halk arasından seçılen jüriler mahkum etmiştir. * * * Adalet Bakanhcı memurlarından fcir kadın (hem de ileri gelen memurlardan biri), tetkikine arzoıunan Gizli İstihbarat Servisinin raporiarını Ruslara veriyormuş. Ashnda gizli bir komünist olan bu kadını, şiddetli bir avukat müdafaasına rağmen jüri suçlu buldu ve mahkeme ağır hapse mahkum etti. Yakında NewYorkta başlayacak olan yeni davasında casusluktan da aynca mahkum edilır.esi muhtemeldir. Geçen yıl boyunca, Amerikanın en meşhur 11 komünisti, «hükumeti devirmeğe hazırlanmak» suçile yargılandılar. Gerek kendileri, gerek avukatları, binbir hukukî hilpyle ve çok kere düpedüz edebsizlikle mahkemeyi usul yönünden çıkmaza sokmağa, prensip mugalâtaîarile de jüriyi şaşkına çevirmeğe çabaladılar. Hâkim Medivanın enerjik ve olgun idaresi sayesindo birinci engel aşılmış; jürınin gıllıgışsız prensipi sayesinde de ikinci hile boşa çıkmış, bütün kızıllar mahkum edilmiştir. Komünist şeflerin mahkum edilmeleri memlekette öyle bir sevinc uyandırmıştır ki; hâkim Medina her gittiği yerde millî bir kahraman gibi karşılanmış, resmi ve adı gazete ve mecmua sütunlarının gediklisi olmuş ve sene bittiğinde, yapılan anketlerde, yılın 10 popüler Eİması msyanmda Bing Crosby'nin ve sporcu Di Maggio'nun yarusırazikredilmiştir! * * * Geçen sene başlayan ve bu sene (bagun) biten Alger Hiss davası bu popüler istikameti daha iyi belli etmiştir. Mesele malumdur: Sabık Amerikan hariciyecilerinden Hıss. 2 nci Dunya Savaşı başlamad?n evvel, mahrem vesikalan çalmıs ve Ruslara satmış olmakla itham edilmişti. İthamı kongrenin «Amerıkalılığa Aykın Faaliyetler Kcmıtesi» ele almış, Hiss inkâr etmis, neticede mahkemeye verilmişti. Dava çok yankı uyandırır, çünkü Hiss Hariciye Bakanhğının ekâbirindendi. Genc yaşta parlayan bu JTarvard mezunu Hariciyede çarçabuk yükselmiş, Roosevelt'e şahsî muşavir olarak Yalta konferansma iştirak etmiş, Birleşiuş Mılleüerin Anayasası çizilırken Amerıkayı temsil etmiş. iki yıl evvel de Haricıveden ayrılınca «Karneci Sulh Enstitüsünun» G^nel Başkanı tayin edilmiştir. Nihayet mahkemeye aksedince. senede 60 000 Türk lirası kadar maaş aldığı bu son vazifesinden istifaya mec bur kalmıştır. İtham eden de. Time mecmuasının (Hiss'ınki kadar raaaş alan) Yazı Işleri Mudurü Chambers'ti. Vaktıle komünistler hesabma çalıştığını bizzat itiraf cl Chambers. o zamanki arkadaşı Hiss'in ga\et gizli bir komünist partisi azası bulunduğunu ve kendisine. Ruslsra verilmek üzere, mahrem vesikalbr devrettiğini acığa vurmuştur. Bu vesikaların fotogrfîârı Chsmbcrs'in çiftüginde. oyulmuş balkabakları içmde sî'dı bulunmuştur. olmıyan milletlere ihanet ettiğimız ve Rusyaya dünyayı sattığımız Yalta konferansında bu gencin müşavir bulunuşu tesadüf değildır» demiştır. Başka gazeteciler, Hissin daha 1939 da Beyaz Saraya ıhbaı edildiğini, buna rağmen terfi ettirildiğini taaccüblerle beîirtmişler, zı cumhuriyetçi senatorler de Roosevelt çağmm ıncelenmesini is:emişlerdir; hattâ meşhur senator KuoWİand, Hıss'i tutmuş olanlardan şimdıki Dış İşleri Bakrnı Acheson'un ıstıfasını bıle taleb etmiştir. *** Bugünlerde yeni bir hâdise, halkın komunıstler hakkında ne hıssettiğıni açıkça belh etmıştır. Televizyonda Drapper ismınde bir dansoz, CBS'in bir programında oyııarmştır. Drapper, beş kadar solcu ce miyet ve teşekkule taraftarlık gostermiş, onların menfaatine vaklıîe dansetmiş olmakla marufmuş. ( B J beş cemiyet, Başsavcılıkça «Komanist cephesınden olan teşkilâtlar» ıstesi meyanında imiş) Hulâsa, Drapper, kotıunıst olmasa bile, «komünist taraftarı» olmakla *anın mış bir dansozmuş. (Televizyor'da da dans etmekten gayrı bir şey yapmamış.) Fakat kopan fırtma, halkm haseasiyetmi belli etmistır. Gjnler lir, televizyon istasyonuna, o programa para yatıran Ford kumpan>asına ve gazetelere binlerce protesto telgraf ve mektubu yağıyormus. Binlerce ofkeli seyırcı telefonlara sarlıyor «bu kızılı kim • programa koydurdu!> diye soruyorlarmış. •Birinci ve tkinci Dunya Harbi Sabık Askerleri» cemiyeti (yarım milyon azalı muazzam bir kurul), katolfk teşekküller ve daha yüzlerce vatandaş grupları resmî protestolar çekmiş ve mesullerden af talebinde bulunmalarını ve bir daha da hatalarını tekrar etmemelerini istemişlerdir. Ford kumpanya6i derhal tahkikat açtı. Artık eski gaflet kalmamıştır. «JournalAmerican> gazetesinin sosyete dedikodularını yazan Cholly Ouickerbocker: «İnsan bir kaç sen« önceki hali düşündükçe hayret ediyor» diyor. «O zaman NevvYork ve Washingtonda ekâbir kadınlar, Rus sefaretine davet edılmek için çırpınırlar, orak çekiç armasını süs sayarlardı. Komünist sempatizanlarmı övmek ve alkışlamak o zaman moda idi. Rusiar amma tez gözümüzü açtı!» Evet, Amerikalıların gözlerini Rusiar açmışlardır. Denebilir ki Madam Kasenkina hâdisesi, halkın tamamile hakikati görmesinde ve kızıl tehdidi hiddet ve ciddiyetle karşılamasmda başlıca rolü oynamışür. Artık halk, komünist jördü müydü Rus görmüs gibi oluyor. Amerikan komünistleri NewYorkta geçen yıl «Barış konferansı. nı tertibleyip Rus delegelerini de çağırınca, kongrenin toplandığı oteli cidden çileden çıkmış bir halk sarmış, hattâ girip çıkanları hırpalamışhr. Gene geçen yıl, «Peeksville> de kızıUar bir kır toplantısı yapıp da, zenci şarkıcı komünist Robeson'da propaganda nutuklarma baş laymca, civar halk üzerlerine saldırmı? ve çok kanlı bir çarpışma olmuştur. Nihayet İşçi sendikaları, son komünist unsurları da Elektrik İşçileri sendıkasından geçenlerde çıkarıp atülar. Efkârı umumiyenin komünLstlere karşı antipatısi o kadar şiddetlidır ki, Holiwood, kızıl veya kızılımsı diye adı çLkan hiç bir artıste fılm çevirtmeğe cesaret edemez. Televizyonda buna kalkısılmaLSİle tepkinin şiddeti olçulebilmiştir. Bir Amerikah işçıye bu meseleler hakkında fıkrıni sordum. Şoyle cevab verdi: « Bence komünist de, komünistlere sempati besliyen de hep birdir. BirincLsi hiç olmazsa cesurdur. kanaatini aç:kça söyler. tkincisi aynı şeye inanır. aynı ihaneti hazırlar, fakat sinsidir, komünist değilım der O daha tehlikelidır. Mısal mi? İşte Hiss!» O?uz Türkkan p /imenkd da 7f ARCHIE APAM5 SeifrıdgeFıeidde 17 UÇLU B1R YUPC2 ^AUĞI /^rnerıkdda rdrafından \ bulunmuîıtür; Kalkuta ahıiiândcn KRİ5NADA5A İKİ KAZI6A &AGLADIGI INQÇ E>IR IPİN ÜZERINPE21 5ENE GECELI GUNDUZIU YflTMIS VE (V1UV^E(NE5INİ BOZMAMAK İÇİN m m DİKKATLI DAVRANMISTIR BUmjüVBE İDİMBAHAThH/NT İLAHLARİNDAN BIRim fiu/AMP/6/ ZfiMAN m&\ KALMAMAKTIR. ••'M AmcriKalı DİJNYADAN HARAÇ TOPLAYAN BİR 5AT0 mbltiOm VER&I 17.H5.L ETMİŞTİR, 5UNP BOuflZINDAN 430 SENEDl TOPLANAH ^^ÜŞLAMIŞ. YİRMİBEŞ SENE GUMÜŞJOBILE5İNDE AYNI 5/GAR, WIRMİ&,BİR'Jtfç NEFES Ç&MJS GEÇEN HER GEMİDEN M U / S V Î N BIİT BİR METREDEN UZUNOUR.AĞIRLIĞI &IRAKMIŞ.DAHA 5ONRÜ ALÎIN JUBiLESl'NDB, HENRİ HANPERSON TARAf/N£MN YANİ 2 5 SENE 50NMS1GMIN1TEKMILLMİŞ1 PARA 4,000,000,000 DOLARDlR. VETIŞTIRIIMI5TIR. Cuprnth, opero mund. :LÜ YIL AYNI YAPRAK SIGARASIN ~R.BUSİ6ARIEVIEA/I>İĞİGÜN İLE İ s S U S L E R Hisleri insanlardan üstün hayvanlar T E C E jmlfTHtf •• JJlJîlJJJU KMMMM \mıııım\nnıııııiHiumıı»ıumıuH\\ın\\u\ınHiıııııııııı\ı\ııııııııııııı\u Dunyada Nelcr Oluyor! j İnsanlar diğer mahluklan kendilerinden aşağı görmeğe o kadar ahşmışlardır ki hayvanların bazı noktalardan bize ustun yaradılışta olduklarını akıllarma getirmezler. Hattâ aklımızın, zekâmızın ve hıslerımizin onlardan kat kat üstun olduğunu sanırız. Halbuki en $ıhhatii bir insan bile bir kartal karşısında sayılabilecek kadar görme kabılıyeti zayıf V.ir mahluktur. Hele yarasalarla mukayese edilecek olursak hepimize sağır damgası vurmak lâzım gelir. Koku ve lezzet alma bahislerinde ise bazı böcek ve bahklar bizi fersah fersah geride bırakırlar. Görme hassası en fazla inkişal etmiş olan hayvan, kartaldır. Yüksek kayaların tepesinden etrafa göz gezdirirken tâ bir kilometre uzaktaki küçük bir sincabı görür. Bununla beraber, tabiat bir mahlukun bir hassasını kuvvetle yaratırken diğer bir hassasını zayıf bırakarak adeta bir adalet kaidesi takib etmektedir. diyebiliriz. Meselâ kartahn bu kadar keskin gözlerine mukabil koku alma hassası hemen henlen sıfırdır. «Kedi balığı» veya «deniz kurdu» adı verilen bir nevi balık da hemep hemen bütün görme hassasmdan mahrumdur. Fakat buna mukabil vücudunun her tarafı adeta bir dil vazifesi gorür, değdıği butun maddelerin lezzetini alır ve yiyeceklerini bu suretle kolayca bulur. Koku alma hususunda rekor güveye benzeyen ve cçingene pervanesi» denilen küçük bir pervanededir. Bu böcek dişisinin kokusunu iki, iki buçuk kilometre uzaktan duyar. . Köpeğin koku hassası dillere destan olmuştur. Her ne kadar «çingene pervanesi» ile boy ölçüşemezse de bir köpeğin insandan on misli daha keskin burnu olduğu tesbit edilmiştir. Ağac kenesi denilen bir böcek ise koku bahsinde olduğu kadar sabır işınde de insanları kıskandıracak bır mahluktur. Bu hayvan ağacda pusu kurup bekler ve avlayacağı hayvanın kokusunu alınca aşağıya atlar. Bu işte o kadar büyük bir sabır gösterir ki bazan 18 sene beklediği olur! Işitme bahsinde de rekor yarasadadır. Bu kara ve korkunc gece Amerikada bir hayvanat bahçesinde yapılan tecrübe: Maymun tavandaki makaradan geçen ipe bağlı ağırhğın ipin öbür ucundan çekince havaja kalkacağını akıl ediyor. Buna tek başına gücü yetmeyince arkadaşını çağınyor kuşu havada uçarken yolunu etraftan duyduğu seslere gore tayin ve ayar eder. Onun bu işte başvurduğu bir hile de vardır: Son derece titiz bir çığlıkla havkırır. Bu çığhk o kadar tizdir ki insan kuîağının duyamıyacağı kadar yüksek perdedendir. Etrafta bunu işiten bazı hayvanlar, böcekler, kuşlar kıpırdanırlar; yarasa da bu hışırtı ve tıkırdıları duyarak yolunu ona göre ayarlar. * * % dan biridir. Bu balık, su içinde ve denizin dibinde yiyeceğini koku hascasile bulur. Bir tecrubede, burun delikleri pamukla tıkanan bir köpekbalığınm, karnı son derece aç olduğu ve yırtıcı bir hayvan halinde etrafa saldırdığı halde. burnunun dibindeki karidesi görmediği tesbit edilmiştir. Ahmed ^;za Beyin hafıraları U cihetle mesaii vatanpen^eranelerinde mazharı tevfikan ılâhiye temenniyatı haüsasına âzayi kıramca maahhtiram iştirak ve heyeti âyanın zaü âhlerinin daima aralarmda ve birlikte görmekle bahtiyar oîacaklan beyan olunur efendim.» Ahmed Rıza Bey de bu tezkereye verdiği cevabda ( , Hak'tımda her nasılsa vukua gelmiş olan muamelâtm heyeti âvanca da mucibi teessür olduğu fakat zamanın nezaketi derpişı teemmul ^dilerek bu babda bir teşebbustp bulunu^maktan tevakki edildiğı beyan buyurulur. Muamelâtı vâkıanın bu suretle takbıh edılımsini şimdilik bir senedi kâfı ittihaz eylerim. Pariste menafii vataniyeyi mudafaa ve temıne mas>ruf hidematı âcizanemi tasvib ve beni p e K mukedder ve mahzun bulunduğum şu zamanda bu suretle de taltif bu>iıran âyanı kırama arzı teşekkürle teyidi nurmet eylenm e'nhm.» demiştir. BİTTİ ftkinci sahifeden devam) Hıss. Chambers'i müfterilikle itham etmiş ve bu tarihî davanın jürısı. çok az musbet delıli olan bu ksrşılıklı ithsmda kimin haklı olduğunu ar.lamak gibi çetin bir vazifeyle karşılaşmıştır. Aylarca süren durusma sonunda dava bitmiş. iş jürın'n kararma kalmıştır. Ne çare ki 12 kişılık jürı oybirliğine varamamış. 8 i Hiss'in suçluluğuna. 4 u de suçsuzluğuna Ranaat getırmişlerdir. Kanun. jurinin mut tefikan kararım şart koştuğundan, netice alm~mamıstır Dava yemden görülmek uzere başka bir mahkemeye gitnnş. gene aylarca duruşma olmuş, nihayet 8 kadın ve 4 erkekten müteşekkil yeni ]uri. bir gun bir gece muzakereden sonra. Hiss'in suçluluğuna hukmetmiştir. (Savcı bu sefer daha yeni deliller sunmuş, yeni şahıdler getirmıştir). Bugün de hâkim, Hıss'ı beş yıl ağır hapse mahkum etti Roosevelt'in parlak müşavirınin mahkumiyetı, dava boyunca pek Fmdık gecesi fazla bir şeyler yazmamış olan gaGıresun Yuksek Tahsıl Geçlıgı Yarzetecileri faaliyete gecırmıştır Ma dım Dorneğı pazartrsı gecesı X s,m kaleleri yuzlerce gazetede bırden Eeıd vc Gazmosunda bır Fmdık gecesi neşredilen ve Roosevelt duşmanlı tertıh eîmiştır Gecenın guzel geçmesı ıçıu hazırUklar sona ermıstır. Diğer balıklarda koku hassası pek fazla inkişaf etmemiştir. Buna mukabil çoğunun lezzet alma ve dokunma hisleri keskindir. MeseKöpekbalığı da koku alma has lâ turna balığı ve sarıkanat denilen sası en kuvvetli olan hayvanlar süs balıklan yiyeceklerini derilerı ı Ç.i gıraklı ylanın ik, gozü arasmHaki çukur harare ( P karsı çok hassastır. Hayvanın gözleri bağlanmakta ve kalası ıkı ampulun ortasına yerleştirilmektedir. H«ngi ampııl yanarsa hayvan ona hücum etmektedir Oon günlerde vak'aîar çoğaldığı •^ için mesele «Birleşmiş Milletler. e kadar intikal etti. Hattâ bizim gazetelerden bazıları da bu mevzu üzerinde anket açtılar: €Şifa bulmıyacak derdlere tutulmuş hastaları, boş yere ıstırab çekmekten alakoymak maksadile öldürmek hakkı doktorlara veya ailelerine verilmeli mı, verilmemeli mi?» Şimdiye kadar cereyan etmiş hâdiselarin failleri hakkında muhtelif memleketlerdeki mahkemelerden çeşıdli hükumler çıktı. Bir kısmı, boyle bir harekete cüret etmiş olanları «katil» saydılar, bir kısmı ise onlan beraet ettirdiler. Geçen senenin aralık ayının 30 unda NewYorkta Hermann Sander admda bir doktor, 59 yaşmda kanserli bir kadını, çekmekte oldu ğu feci ıstırablardan kurtarmak için yaptığı bir enjeksiyonla ölüme süruklemişti. Vak'anın akabinde Ann rikanın «Euthanasie Cemiyeti» olağanustü bir toplantı yaparak dokKatil telâkki edilmek tehlikesini torun mazur görülmesini sağlamak dahi göze alarak ölüme mahkum uğrunda adlî makamlar nezdinde Dokunma hıssi en hassas olan teşebbüste bulunup bulunmamak bir kanser hastasırun acıklı ve hayvan, hiç şuphesiz, yılandır. Bil hususunu uzun uzadıya münakaşa retırabh hayatına yaptığı bir enjeksiyonla son vercn Amerikalı hassa çıngıraklı yüan bu hususta etti. Dr. Hermann Sander pek hassastır. Bu cins yılanın baBuna benzer başka bir olay da iki şında, iki gozunun arasmda ufak ay evvel Pariste vuku buldu. Po nihayet verilmesinin doğru olup bir çukur vardır ki haşsasiyet noklise müracaat eden bir kadın, doğ olmıyacağı meselesi» görüşülmüştü. tasım burası teşkil eder. Bu nokta duğu andan itibaren gayritabiî hal Aynı husus 1913 te Alman Reichbilhassa hararete karşı çok hassasler gösteren ve nihayet delirerek tag'ında ve 1936 da da İngiliz Lordtır. 17 yaşma gelmiş olan oğlunu. acıkl lar Kamarasmda uzun bir müzakeNewYork tabiî ilimler müzesin vaziyetine dayanamıyarak fazla uy re ve münakaşa mevzuu haline de yapılan bir tecrubede, bir çın ku ilâcı vermek, aynı zamanda ha gelmişti. gıraklı yılanın gozleri bağlanmış, vagazi musluğunu da açık bırakmak «Euthanasie» için kat'! bir şey burun delikleri tıkanmış ve iki suretile ebedî istirahate kavuştursöykmek kabil midir? ampulün yanına bırakılmıştır. Am duğunu itiraf etti. «Euthanasie» nin lehinde ve aleypullerden hangisi yakılacak olursa Mahkemeler, boyle tek facia ha hinde ilmî kitablarla birlikte bir yılan ona doğru koşup hücum et linde cereyan etmiş vak'alarda fa çok romanlar ve hikâyeler yazılmiş ve ağzını açarak ısırmak iste illeri cezaya çarptırmakta ısrar et mış, filmler çevrilmiş, piyesler oymiştir. memekle beraber medenî memle nanmıştır. «Euthanasie» aleyhinde Hâdiseler karşısında muhtelif his ketler bu gibi şıfa bulmasmdan ü bulunaıılar gene eskiden olduğu lerinden ziyade zekâsıle aksulâmel mid kesilmiş hastalarm kütle ha gibi bilnassa ruhanî meslek erbagösteren ve bu bakımdan insana inde imhasına kat'iyyen taraftar bıdır. Fakat, İngÜterede komünistlere muhabbetile şohret bulmuş en fazla yaklaşan hayvan, şuphe görünmemektedirler. «Euthanasie» nin tarihçesi Birmingham piskjposu doktor Barsiz, maymundur. Bu yarıminsan •Euthanasie» yani iyi olmıyacak nes, şifa bulmaz hastalıklara tutulmahlukun da görme, işitme, koku ve lezzet alma, dokunma hisleri hastaları yok etmeğe kalkışma te muş çocukların hatatta kalmalarıaşağı yukan bizim gıbidir; fakat şebüsü yeni meydana çıkmış ve mo nın ve cemiyete bir yük teşkıi tts hayatı bu hassalarda daha fazla da olmuş bir şey değildir. Beşeri melerinin doğru olmıyacağı fıknru dayandığı için, bu hissin hepsi m yetteki ilmî ve fikrî varlık kadar ileri sürmüş ve bunların «Euthabir tarihe malıktir. Fakat hıris nasie» ye tâbi tutulmalarını teklif sana nisbetle daha inkişaf etmiştiyanlık, insan hayatının her şeyin etmiştir. Hemen ertesi gun Buvuk tir. üstünde kudsal bir mevcudiyet say Britanyanın fen âleminde buyuk Maymunun bu beş hissinden her dığından ilk çağlarda beliren bu çe bir nüfuzu olan profesor Haldane, hangi bıri diğerine nazaran fazla id temayüllerın onu takib eden çağ piskoposun teklifinin saçma oldukeskinleşmemişse de zekâsı öteki arda gelişmesine engel olmuştur. ğunu söyleyerek müsbet ilimlerle hayvanlardan daha üstündur. Onun için Fransız cerrahlanndan meşgul olanlann bu hususta piskoAmerikada Saint Louis hayvanat Ambroise Pare, 16 ncı yüzyılda şu poslardan daha salâhiyettar bahçesinde yapılan tecrubelerden mütalealan ileriye sürmüştür' arı mütaleasııu pek haklı olarak birinde şempanze cınsi bir mayn.u«Bir insanın yaşaması veya ölme dermeyan etniştir. nun, zekâsını tıpkı bir insan C'bi > hakkında hükum vermeğe yetkii Evet, «Euthanasie» ye y işlettiği görülmüştür: Maymun, ta i olan ancak Tanrıdır. Keza, bir taraftar olmamak .ıe kadar müşkul vandaki bir makaradan geçen ipe hastanın ıstırab çekmesini veya şifa ve acı ıstırablarla kıvranmakta bubağlı bir ağırlığı ipin öbür ucundan »ulmasını takdir edecek de ancak unan insanların bir an evvel bu çekince havaya kalkacağını akleii dur.» felâketten kurtulmalarma engel yor. Fakat bu şekilde de ağıruğı Napoleon, Orta Doğu seferi es ieşkıl edecekse, onu kayıdsız şartaldırmağa gücünün yetmediğini ıasmda Yafada vukua gelen veba ız kabuj etmek de beşeriyet ıçın görünce, gidip, kendisinden daha algını dolayısüe bu hastalığa tu büyük bir tehlikerun vücud bulmabüyük bir maymunun elinden tu tulanlarm hemen vücudlerinin or ma sebeb olabilir. Bütun doktortuyor, kulağına bir şeyler fısılda adan kaldırılmasını emretmişbe de ara yaşamalarından fayda bulunyor ve onu alıp geliyor. Bu sefer oktorların çok enerjik bir muha nadığına kâni oldukları hastaları ipe ikisi birden yapışıyorlar ve a efetile karşılaşmıştır. fîattâ içlerin ldürmek salâhiyeti verildiği günü ğırlığı yukarı kaldırmağa muvaf den birisi Başkomutana:akib edecek ânı bir tasavvur edifak oluyorlar. Affedersiniz ama. benim mes iız. Boyle bir vaziyetin haklı nü(Lije'tan) leğim hemcinslerimi öldürmeyi de umler arasına ne kadar yanlış hüğil kurtarmayı âmirdir. kumlerin de karışmasma mâni olBir kız jiletle diğer bir kızı Alman filozofu Nietzsche de «cc ması imkânı var mıdır? O halde anmiyette parazit olarak yaşayanlarla ak tam teşkılâtlı resmı tetkik ve yaraladı Euleymaniyede Mımar Sinan cadde iyi olmaz derdlere tutulmuş k m;e muayene heyetlerine böyle bir yet» slnde 42 numaralı evde oturan Ayşe lerin oldurülmelerine» taraftardı. bağışlamak belki kabil olabilir. adlnda bır kız, kıskançlık yuzunden 1906 senesinde NewYork Tıb ABirleşmiş Milletler» Kurulunun arkadaşı Sanıye ıle kavga etmıştır kademisinde tıpkı bugüku gibi «şi da meseleyı bu cepheden ele alıp Bu doğuş sırasında bunlardan Ayşe ıletle arkadAşı Sanıyeyı yaralamı; fa bulmaz ılletlere gınftar olmuş I ona gore esaslı ve sağlam bir netiların hayatlarına rahat bir ölumlelceye iıağjlayacağuu sauıyoruz. tır. nin hassasiyeti sayesinde bulurlar Alabalık ise denizin kartalı gibidir. Görme hassası pek keskindir ve avını bu sayede yakalar. Gozleri bakımından pek fevkalâde yaradılışta olan hayvanlar, hiç şuphesiz, kuşlardır. Bilirsiniz ki, kuşların gozleri yuvarlarmda sağa sola, yukan, aşağı hemen hemen hiç hareket etmez. Onun için, muhtelif istikametlere bakacakları zaman gözlerini değil, başlarını onatırlar. Fakat, buna mukabil, kuşların gozlerinde muhim bir hassa vardır ki o da hem uzağı, hem yakını aynı zamanda gorebilmektir. «Teleskop» ve «mıkroskop» bakışı adı verilen bu hususiyet kuşların pek işine yarar. Herhalde tabiat bu üstunluğu onlara mahsus vermiştır. Zira, süratle uçarlarken gözlerini yakına veya uzağa göre ayar etmek kuşlar için muhakkak ki zor bir iş olurdu. Kuşlar bu sayede, mesafeleri de gayet iyi tayin ederler ve ona göre hız alarak, çarpmak tehlikesi olmadan, hedefierirft doğru bütün suratlerile atıhrlar. * * * Umidsiz hastaları öldürmeli mi? Toplıyan: A, H, R.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle