14 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CÜ5IÜUEÎTET SON Kremlin srayor omünist Çlu hükumetinin yanm milyonluk bir kuvvetle Kore topraklanna tecavüz etmesL, yalnı* Washington ile Pekin arasında gayet vahim bir daram husule gelmesine yol açmamış, aym tamanda, Birlejik Amerika ile Avrupa memleketleri arasında da bazı ihtilâflı mevznlarm patlak vermesine sebeb olmuştur. Dün akşam Washington hava alanında indiği sırada İngiliı Baş bakanı tarafından sarfedilen şu eümle, Amerikan Çin münasebetlerinden doğan endişeyi açıklamıştır: «Komünist blok, Amerika Oe tngilterenin arasını açmaya çalışı yor.» İngilizlerle Fransızlara göre, hür diinya geniş çapta bir komünist komplosu ile karşı karşıya bulunmaktadır. Kore'deki bâdiseler bn komplonun yalnız bir kısmmı teşkil etmektedir. Londra ve Paris, Bir leşik Amerika Çin ile savaşa to tnnduğu takdirde meydanı boş. bulacak bir Sovyet Eusyanın Avrupaya saldıracağı ve burada kolay • lıkla neticeler elde edeceği kanaatindedirler. Asıl tehlikenin Avnvpada olduğunu belirten bu memîeketler şu noktalan bilhassa kaydetmektedirler: 1 Komünist Çine karşı girişilecek bir savaş yalnız hürriyet dün yasına zarar verebilecek ve Kremlin e de geniş menfaatler saglayacaktır. 2 Hiçbir menfaat temin etmi<yecek olan böyle bir savaştan kaçınmak için hür milletler ellerin den geleni yapmalıdırlar. Şimdiki halde Birleşmiş Milletler koridorlannda Kore savaşmın bir Çin savaşına intikal etmcsini önlemek maksadile yapılmakta o lan gizli temaslann bir netice verdiği görülmemiştir. Hindistan delegesi vasıtasile girişilmiş olan bu «uzlaştıncı temaslar» dan nasıl bir netice almacaktır? Son gün lerde Çin ile savaşmamak için tavizlerde bulunulmasını âlenen istiyen bir batı dünyası karşısında Pekin idarecilerinin hududsnz isteklerde bulunmalan beklenebilir, Bunlann Birleşmiş Milletlerin Kore'yi tahliye etmelerini, General MacArthur'ü geri çekmelerini, For moza'yı bırakmalannı, Pekinl BiPleşmiş Milletler teşkilâtına alarak tanımalannı taleb edecekleri daba şimdiden söylenmektedir. Fakat daha bir kaç gün evvel Birleşik Amerikamn Kore'den aynlmıyacağını söylemiş olan Başkan Truman ile hükumeti bn tavizlera yanaşacaklar mıdır? Soğnk değil, fakat sıcak harbin bu kadar şiddetleneceği bir sırada Amerikan prestijinin bu şekilde baltalanma smdan Birleşmiş Milletler zaraı gönniyecekler midir? İki yüz bin kişilik Birleşmiş Mflletler ordusuna karşı bir milyonluk bir ordu süren ve günlerdenberi taarruzlanna ara vermeden devam eden komünist Çinin artık Yalu barajlarmı konımak maksadile bu savaşa atıldığı kabnl edilmemektedir. Bu bakımdan Kore Mançurya hududu boynnca tarapon bir bölgenin ibdası etrafındakl göriişmelerin de şimdiden suya düştüğii söylenebilir. Birleşik Amerikayı Pasifikte fazlasile bağlamamak ve onu yeniden Avrupaya çekmek maksadile Batıl lann aylardanberi halledemedikleri ihtilâfı meseleleri öoümüzdeki bir iki gün içinde halletmeleri de mub temeldir. Şimdiden Almanyanın batınm savunmasına iştiraki ve tek bir komutanlığın ihdası etraiında Ingiliz Fransız görüş birliği husule geldiği ve bu görüş birliğinin de Amerikanınkine uyduğu haber verilmektedir. Bu arada da Kremlin sanki pusudaymış gibi sessiz hâdisclerin inkişafını beklemekte ve nazan dikkati celbeden bir sükut içinde bnlun makfoiır. A Amerika İngiltere Harice gidecek askerlerimizin konusmaları basladı ödenekleri Krallık, uhdelerinde dunya ölçflsünde sorumluluklar bulunan iki memlekettir. Dünyanm her tarafında, Avrupada, Orta Doğuda, Güney ve Güney Doğu Asya ile Uzak Doğuda vukua gelenler her ikimizi ilgilendirmektedir. Bu itibarla danışıp görüşmemiz tabiî ve faydalıdır.» Büyük bir önem verilen AttleeTruman konferansı sah günü başıyacaku. Fakat bu akşam hava a* anına indikten sonra derhal Amerikan idareçilerile temas eden İngiliz Başbakanı müzakerelere der. hal başlanılması talebinde bulunmuş ve bunun üzerine de konferans açılmıştır. Yeni bir dünya harbinin Snlenmesine matuf görülen bu konferans ta Başkan Truman'a Dış İşleri Bakanı Acheson, Savunma Bakanı General MarshalL, Genelkurmay Baskanı General Omar Bradley ve Dış İşleri Bakanlığı Uzakşark uzmanı Dean Rusk refakat etmektedirler. İngiliz Başbakanı da konieransa İngilterenin Washington büyük elçisi Sir Oliver Franks, İngili* Genelkurmay Başkanı Mareşal William Slim ve bir çok müşavirler ile birlikte gelmiştir. Associated Press ajansının belirttiğine göre, îngiltere ile Fransa, Birleşik Amerikanın Komünist Çine karşı sert bir siyaset takib etmesine taraftar görünmemektedirler. Washington Konferansmda bilhassa bu mesela üzerinde ehemmiyetle durulacağı zannedilmektedir. Ingiliz American müzakerelerinin zeminini bir ıkir aynlığınm teşkil ettiği sezilmektedir. Fakat Amerika Dış îşleri Bakanı Acheson'un mesai arkadaşanndan bazılan iki memleket arasında ciddî bir ihtilâfın zuhuruna Bebebiyet verilmiyeceği ve böylelike Ruslann bunu istismar etmesine mkân bırakılmıyacağı kanaatindedirler. Baftaraf* X Inci tan yeni bir plân hakkında hemen hemen tam mtftabakata varmışlardır. Yeni teklif mucibince, tayin edilecek bir sivil yüksek komiser, Alman makamlan tarafından Alman askerlerinin derhal silâh altına celbi işlerine nezaret edecek ve bu birlikler Kuzey Atlantik Andlaşması teşkilâtının Avrupadaki karma ordularma ithal edilecektir. Bunlara verilecek ücret, tazmînat, yolluk vesair masraflar hakkındald tasan Meclis gündemine alındı Ankara, 4 (Telefonla) Birleşmiş Milletler emrine verilmek üzere askerî birlikler halinde yabana ülkelere gönderüecek ordu mensublarının aylık ücretleri ile, ilâveten verilecek tazminat, istihkak vesair masraflar bahsindeki kanun tasarısı komisyonlardan çıkarak gündeme alındı. Tasanya göre, birlikler ve ordu mensublarma verilecek tazminatın, diğer çeşidli masraflann miktan ve her türlü satm almalann şekil ve ödenme tarzı Bakanlar Kurulunca tesbit olunacaktır. Bu birliklere mensub subay, askerî ve sivil memur ve hizmetlilerle gedikli erbaşlann bu durumlannın devamı sırasmda yolluğa müstahak ailelerınin Türkiye smırlan içerisinde ikamet edecekleri mahalle kadar gönderilenlere harcırah kararnamesi dahilinde bir defaya mahsus olmak üzere aile yolluğu ödenecektir. Yabancı memleketlere gönderilmiş ve gönderüecek olan birlik mensublanndan Anavatana havatebdili için gelenlerin, gidecekleri yerlere kadar, gidiş dönüş harcırahlan verileceği gibi bu suretle Anayurda dönecek olan erlere de Bakanlar Kurulunca takdir olunacak zarurî masraflar ve yevmiyeleri ödenecektir. Bu gibilerin geliş yolluklannı ödemek üzere birlik ko mutanmın emrine kredi açtınlacak veya avans verilecektir. Geçici mad dede bu kanunun neşrinden evvel Koreye gönderilmiş olan birliğe dahil ordu mensublannın bu hükümlerden faydalanacağı belirtilmektedir. Amerikaü bir tefsirci «Asyaya atom bombası göuderilmiştir» diyor Washington 4 (a.a.) (United Press) Radyo tefsircisi Drew Pearson, pazar akşamı, lüzumunda kullanmak üzere Avrupa ve Asyadaki bazı gizli üslere atom bombalan gönderildiğini söylemiştir. Pearson bu haberi nereden öğrendiğini açık lamamışsa da haftalık mutad radyo neşriyatı esnasında bu bombalan atacak uçaklar mürettebatının günün yirmi dört saatinde hazır beklediklerini bildirmiştir. Pearson'un söylediğine bakılırsa Başkan Truman, başka hiç bir çare kalmadığmı hissettiği ana kadar atom bombasını kullanrnıyacakmış. Rusyaya Ultimatom verilmesini istiyenler Washington 4 (a.a.) (United Press) Truman Attlee mülâkatı hakkında beyanatta bulunan Başkanlık basın sekreteri demiştir ki: « Başkan Truman sahsan Mr. Attlee'yi karşılayacaktır. İki lider şu üç nokta hakkında görüşeceklerdir: 1 Batı Avrupanın Kızıl Çinle bir harbi bertaraf etmesi çareleri, 2 Çin kuvvetlerine karşı atom bombasının kullanılmaması, 3 Pasifik ve Avrupa meselesinin halli için Rusya ile dört Büyüklerin müzakerelerine zemin hazırlanmaİlk toplanü sı. Esas mesele Kızıl Çinin sulh yolile Koreden nasıl çıkmaya zorLondra 4 (B.B.C.) Washington lanacağıdır. konferansının bu gece yapılan ilk Londra 4 (A.P.) Bildirildiğine toplantısı iki saat devam etmiş ve göre, Atlantik Paktına dahil 12 dev Amerika Dış İşleri Bakanı AcheTet Dış İşleri Bakan vekilleri, Ba son'un teklifi üzerine görüşmelere tının müdaiaasında Alman kuvvet yarın devam edütnek üzere son velerinin kullanmasını gözönünde tu rilmıştır. Göriişülecek meseleler Izmir 4 (TJIA.) Şehrimiz gece bekçilerine aid aidatm tahsili işinde bir suiistimal meydana çıkarılmıştır. 100 kadar gece bekçisinin paralannı 18 tahsıldar toplamakta idi. Bunların halka verdikleri makbuzlann dip koçanlannda farklı rakamlar yazarak mühim miktarda parayı zimmetlerine geçirdikleri anlaşılmıştır. Maliye, Özel Tdare ve Emniyet teş kilâtından birer memurla teşkil edilen bir heyet tahkikata girişmiş ve bu maksadla halktan aidat makbuzlarının toplanmasına başlanmıştır. Bu yolsuzluğua eskidenberi devam ettiği ve halen bu vazifeden aynlmış tahsildarlann da methaldar olduklan anlaşılmaktadır. Emniyet müdürlüğü bu hâdise dolayısile gece bekçisi teşkilâtını yeniden dü.•mııııımııııtıımnmillflllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllimmınnınnı zenlemeğe karar vermiştir. Suiistimaller önlendiği ve tahsil i^lerindenden bazı tasamıflar yapıldığı dirde gece bekçilerinin maaşlarını 60 liradan 90 liraya çıkarmak Baştaraft 1 inci sahifede mümkün olacaktır. Baştarafı 1 Inci sahifede leri tarafından verilmiş olan bir Okul alayı komutam Albay Fethi takriri okuyarak oya koydu. Bu Büyük su kongresi bu ay Tunc erlere muvaffpkıvet temenni takrirde dünya sulhunun kurulmaiçinde toplanacak eden bir söylev verm;=tir. sı ve korunması yolunda Korede Ankara, 4 (TJI.A.) Memlekehür milletler safında çarpışan BirOkul mezunu erler bayraklarla süslenmiş ve üzerlerinde sil"'ılar liğimize bir defa daha Meclisin se tin su işlerini düzenlemek üzere bulunan masalann önüne grup, lâmlannın ulaştınlması isteniyor tertiblenen istişarî mahiyetteki bü yük su kongresi bu ay içinde topgrup gelerek and içmişlerdir. Bun du. Takrirde Korede çarpışan askerlerimizin, ecdadlarına lâyık bir lanacaktır. Hazırlanmış olan muhdan sonra parlak bir geçid töreni telif kanun tasanlannı da gözden yapılmış ve davetliler hanrlanan ekilde zaferler kazandığı, Plevne geçirecek olan kongre içme suyu, ve Çanakkale raferlerini elde eden büfede izaz ve ikram edibnişlerdir. cedlerimizin şamna lâyık bir şekil enerji istihsali, sulama işleri, batarihimize yeniden hamaset kat taklıklar gibi bir çok mevzulan inbğı belirtilmekteydi. Takrir daha celiyecektir. Kongrede üzerinde du fzmir hava akuunm tevsii okunurken bütün milletvekilleri al rulacak en önemli mesele de su işİzmir 4 (TÜ.A.) Sivil hava kışlamağa başladılar ve oya kon lerinin ihyası için kredi temini mev cılığın uçuş emniyetini sağlamak duğu zaman itifakla kabul edildi. zuudur. üzere bundan bir müddet evvel İstanbulda toplannuş olan kongre PROF. NİMBUS1JN MACERALA RL nin almış olduğu karar gereğince yurdumuzda bulunan hava alanlanrun tevsii işine devam edilmektedir Bu arada Cumaovası alanında da lâzım gelen tesislerin ikmaline hızla devam edilmektedir. Washington 4 (a.a.) (United Press) Âyan üyesi Wayne Morse, pazar günü, şayed, bir kaç gun içinde Rusya ile bir anlaşmaya varılmazsa, Amerikalılar Rusyaya ve peyklerine atom bombası atmalıdırlar ve Rusya ile harbe hazır olmalıyız, demiş ve şunlan ilâve etmiştir: «Evvelâ anlaşmak için Ruslara dostça tavsiyelerde bulunmahyız, Birleşmiş Milletlerde onlan sal dırganlıkla itham etmeliyiz ve kendilerinden bir kaç gün içinde bir karar vermelerini istemeliyiz. Şayed Birleşmiş Milletler Rusyanın saldırgan olduğunu kabul ederse, Hus lar o zaman ya bu hareketlerinden vazgeçerler, veya Birleşmiş Milletleri karşılannda bulurlar.» Ban demokrat ve cumhuriyetçi senato üyeleri de, Çin ve Rusyaya Koreden çücmalannı taleb eden, aksi takdirde atom bombasının kul lanılacağını bildiren bir ultimatom verilmesini istemişlerdir. Âyandan demokrat Omadney: «Rusya ve peykleri bu ültimatoma cevab vermiyecek olurlarsa MacArthur'e atom Dombası kullanmak hususunda tam bir salâhiyet verilmelidir.» demiştir. Izmir bekçi aidatında yapılan suiistimal Başmakaleden devam doğurabileceği neticeleri kestirmeye bağhdır. Komünist Çin, bn bareketi ile bir dünya harbine yol açmak istiyor mu? Koreye siirülen kuvvetlerin Pekin tarafmdan ısrarla «göniillü» diye anılması, bunlara ağır topça ve ucak kuvvetleri katılmaması bu hususta bizi müsbet bir hiikme varmaktan alıkoyucn sebeblerdir. Batüı eevrelerin tahminine göre komünist Çin, Batı dünyası ile müzakereye yanaşacaktır; ancak kendi menfaatlerini yürütebilmek için uygun bir siyasî hava yaratmak maksadı ile bu askerî müdahaleyi göze almıştır. O halde Birleşmiş Milletlere düşen, Koredeki cepheyi sıkı rurmak ve Çini aşın isteklere heveslenmekten alıkoymaktır. Hürriyet nizamı içinde dünya milletlerile iyi münasebetler yürütmeğe ran bir devlet rolünü takmdığı gün, iç siyasî rejimi ne olursa olsun, Batı demokrasileri Çine el uzatacaklardır. Fakat komünist Çinin akıl hocalığı vazifesini üzerine alan Moskova hükumeti buna imkân bırakacak mıdır? Birleşmiş Milletler kuvvetlerinin Czak Şarkta bir yıpranma harbine süriiklenmesi, şüphesiz en ziyade Rusyanm işine gelir. Kremlin tarafmdan son yıllarda harcanan gayretleri gözönüne getirecek olursak, şimdiki vaziyeti yaratmak hususunda Ruslann ne büyük bir rol oynadığmı daha kolay anlanz. Bunu gayet iyi bildikleri içindir ki Batıb devletler bugün her zamandan temkinli davranmaya ehemmiyet veriyor, acele kararlardan kacınıyorlar. Demek oluyor ki Çine karşı n«ın bir harbe sürüklenmek Birleşmiş Milletlerin menfaatine aykındır. Böyle bir maceraya kapılmalotansa, düpedüz üçüncü cihan harbüıi ilân ederek açıkça Moskovaya karşı da savaşmayı göze almak daha hayırlıdır. Hiç değilse maskeler atılmış, yüzler meydana çıkmış olur. Koredeki buhran şiddetlendigi takdirde Birleşik Amerika liderlerinin bu yola doğru temayül göstereceklerini tahmin etmekte belki hata yoktur. Sovyet Rusyanm genel bir dünya savaşım şjmdi isteyip istemediği tabiî bilinemez. Bununla beraber bu devlet dilediği anda harb çıkarmak gücünü daima elinde tuttuğuna göre, biz, Rusyanm bu sıralarda harbden kaçmdığına inanmayı tercih edeceğiz. Atlantik devletlerinin de hiç biri harbe taraflı görünmüyor. Bilhassa İngiliz ve Fransız diplomasisi son haftalar zarfmda büyük bir gayretle çahşıyor. H'ashington'a gelince, vaziyetin nezaketi orada şüphesiz her yerde olduğnndan daha büyük bir ilgi ile gözönünde tatulmakta olmalıdır. Bu şartlar altında bngünkü Uzak Şark buhramnm yakmda uzun bir pazarlık siyasetine doğru kayması ihtimali. galiba bütün öteki ihtimallerden daha kuvvetlidir. ^ NADİ Kriz Idare teşkilâtında yapılan nakiller İ$ İşleri Bakanı, değiştirilen vali ve kaymakamlara dair izahal verdi Ankara 4 (Telefonla) Bugünkü Mecliste İç İşleri Bakanı Rükneddin Nasuhioğlu, Ordu milletvekili Atıf Topaloğlunun, merkeze çağınlması dolayısiie, iki aydır boş bırakılan Ordu valiliği hakkmdaki sorusunu cevablandınrken, 14 mayıs seçimlerinden önce ve sonraki hükumetlerin idare mekanizmasmda yaptıklan nakillere temas ederek bunları açıkladı. Bakan, 949 yıImda seçimlerin yapjlmasından 14 ay evvelki nakillerle seçime takaddüm eden son dört ay zarfında yapılan nakillcri şu rakamlarla ifade etti: «949 yılında C. H. P. iktidarı tarafından 21 vali tekaüde sevkedilmişti. 68 vali ve 439 kaymakamın da 14 aylık devre içinde yerleri değiştirilmiştir. Bu vali ve kaymakamlardan 4 vali ile 108 kaymakam seçimlerden 4 ay evvel başka yerlere nakledilmiştir. 14 mayıstan son ra D. Parti iktidarı zamanında ise tekaüde sevkedilen vali sayısı 9 dur. Nakledilen vali sayısı 64 tür. Kaymakamlarm 108 inin de Demokrat ıktidar zamanmda nakileri yapılmıştır.» Bakan bu arada jandarma komutanlan ve emniyet âmirleri arasında yapılan nakillere de temasla 14 mayıs seçimlerinden evvel 96 albay ve 64 yarbay jandarma komutanınm değiştirildiğini ve eeman yekun jandarma teşkilâtmda 14 ay zarfında yapılan nakillerin 858 e baliğ olduğunu söyledi. Sporumuz ne halde? zer.. Çok şükiir iyidir, dualar eder, demek ten başka cevab güç verilir; ana benim niyetim umumi olarak Türk sporunun kah'te ve hacim itibarile durumunu izah değildir. Böy le bir şeyi, hele bugün kolay yapamayız. Benim bu yazıda izah etmek istediğim daha liyade sporumuzun manevî hüviyetidir. Son günlerde iki spor tezahürüne şahid olduk. Birisi güreş, öteki futboL Güreşte, dünya şampiyonluğuna kadar yüksehniş olan sporculann kendi kendilerini disipline sokmak kudretinden mahrum olduklarmı da esefle müşahede ettik, arada dolaşan türlü lof şayialar» kulak tıkasak bile iki ay evvelinden bilinen bir beynelmilel güreş müsabakasın* hazırianmayı göze alamadıklarmı, idman edemediklerini ve nefes bakımmdan xayıf olduklannı gördük. Gene gördük ki, bizde Batı güreşinin, teknik güreşin ilk temeli olan firekoRomen stili artık sönmek üzeredir. Bn, hemen hemen bütün «fidan» larımızı alaturka ve karakurak tarlalarmdan topladığımızdan ileri gelmektedir. Küçük yaştan serbest güreşe alısnus olanlar (GrekoRomen) yapamazlar. Burada serbest güreş mi, GrekoRomen mi iyidir? diye bir tasnif yapmıyorum. Her birinin kendine mahsus güzellikleri vardır. Serbest güreşin bize daha hoş gelmesi, o stilde daha ileride oluşumuz ve o güreşin alaturka ananesine daha yakın bulunuşudur. Bir vakitler dünya çapında güreşçi yetiştirdiğimiz bu stilin sönmeğe başlaması gercekten acmacak bir Seydir. öyle bir sual biraz da: Valde hanım nasülar? gibi keyif sormağa ben Amerika, Genel Kurula başvurdu Baştarafı 1 tncı sahıfeae letten müteşekkil gündem komisyonu tarafından bu gece geç vakit veya yann tetkik edilecektir. Telgraf, Birleşik Amerika, Büyük Britanya, Fransa, Norveç, Küba ve Ekuador baş delegeleri tarafından ünzalanmıştır. Hatırlarda olduğu gibi, komünist Çinin derhal Koredeki kuvvetlerini geri çekmesini istiyen altılar teklifi geçen hafta Güvenlik Konseyinde ekseriyeti toplamış, fakat Rusyanın vetosu yüzünden tatbik mevkiine konulamamıştı. Şimdi aynı teklifin Genel Kurulda müzakere edilmesi beklenmektedir. Genel Ku rulda Rusya veto hakkmı haiz değildir ve teklif üçte iki ekseriyetle kabul edilebilecektir. Bu arada Birleşmiş Milletler koridorlannda bir «uzlaşma» zemini bulunmasına matuf temaslara devam edilmektedir. Hindistan delegesl ile komünist Çin delegesi arasında yeni temaslar yapıhnıştır. Kok kömürü istihlâki artıyor İstanbuldan aynlan 40 bin kişilik Yahudi ailesinden bir tek ordino geri verilnıemiş Ankara 4 (T.H.A.) Kok k6müründen daha geniş bir vatandaş kütlesinin istifade edebilmesi ve ynı zamanda da halkın beklemeden ömürünü alabilmesi için alâkalarlarca geniş tetkikler yapıhnakadır. Bu arada, İstanbulda 1942943 filında 45 bin ton tevziatla işe başlandığı halde, bu miktann her sene arta arta, 130 bin tona yükseldiği anlaşılmıştır. Halbuki aynı müddet içinde şehirden aynlmak veya dijer herhangi bir sebeble olsun tek kişi dahi ordinosunu geri vermemiştir. Hattâ İstanbulu terkeden 3040 bin kişilik Musevi ailesinden ıir tekinden ordinosu alınamamıştır. Türkiyenin bugünkü kömür istihsali, Zonguldaktan 55 bin ton, Karabükten 140 bin ton, İstanbul gazhanesinden 32 bin ton ve Anara, Izmir gazhanelerinden de 20 )in ton olmak üzere âzamî 250 bin ondur. Halbuki yalnız İstanbulun îugünkü ihtiyacı sanayl ile berajer 140 bin tondur. Marshall plânı yardımile Zongulakta yapılacak kok fabrikası faaliyete geçmeden bu miktarm ârttınlmasına imkân yoktur. Bu vaziyette her sene 1015 bin ton artan istihlâki, halkı sıkıntıya düiürmeden devam ettirmek için taiatile yeni tedbirlerp lüzum görülecektir. Fakat bu tedbirler, daha geniş bir vatandaş kütlesinin istifadesini temin edecek mahiyette ılacaktır. Bazı alâkadarlar, halka dağıtılacak kömür miktanna âzamî bir hâd konmasını, meselâ bir tondan fazla hiç kimseye kömür verilmiyerek kömür alacak vatandaş adedinin arttınlmasmı düşünmektedirler. Bu husus bu seneki tevziat bittikten sonra görüşülecek ve kararlaşırsa gelecek sene tatbik olunacaktır. Batı Berlinde kızıllann uğradıklan hezimet Berlin, 4 (Nafen) Sovyet işgal bölgesinin içinde mahsur bir halde bulunan Berlinin batı işgal kesimlerindeki halk, komünistlerin ve Sovyet ajanlannm bütün tehdidlerine rağmen dün reylerini batı lehine kullanmışlardır. Üç dört gündenberi komünistler baö Berlin kesimlerinde beyannameler dağıtıyor ve seçimlere iştirak edilmemesini istiyorlardı. Bir çok ajanlann tehdidler savururken yakalandıklan da bildirümiştir. Berlin halkı bütün bu tehdidlere rağmen seçim sandıklanna koşmuştur. Seçimlere iştirak nisbetinin yüzde doksanı geçtiği ve bunun Sovyet Rusya ile kukla doğu Alman hükumetine indirilmiş bir şamar olduğu bildirilmektedir. Bu belediye seçimlerini Sosyal Demokratlar kazanmışlarsa da eskisi gibi ezici bir farkla galib gelememişlerdir. Sosyal Demokratlar 61, Hıristiyan Demokratlar 34 ve Serbest Demokratlar da 32 yer kazanmışlardır. Izmirde bir dclandıncılık hâdisesi Izmir 4 (TJÎJV.) Şehrimizde enteresan bir dolandıncılık hâdisesi cereyan etmiştir. Hasan Karay adh kuyumcunun dükkânına gelen Ishak Muradoğlu isminde biri 686 lira değerinde mücevherat beğenmiş ve yanında bulunan çantasını onar liralardan müteşekkil bir deste para ile rehin bırakarak birazdan gelip hesabı göreceğini söyleyip gitmiştir. Aradan üç gün geçtiği halde basit bir hesabla 1500 liradan aşağı olmıyacağı zannını uyandıran parasını almaya gelmıyen (arib müşterinin bu hareketine $a$an kuyumcu para destesini açmış ve içinde sadece kâğıdla doldurulmuş ve yalnız altı ve üstünde iki tane onar liralık yerleştirikniş bir kâğıd destesile karşılaşmışiır. 686 lira tutanndaki mücevherini böylece 20 liraya kaptırmış olan kuyumcu polise müracaat etmiştir. Kumaz dolandırıcı aranmaktadır. Jandarma Okulunda . iünkü tören Meclisfen Kore Birliğimize selâm Torbalıda tren kazası Torbah 4 (Izmir Ajansı) İzmirAydm Ankara seferini yapan ekspres treni Develiköyden hareketle Değirmenönü geçidine geldiği sırada traktörle hattm üzerinden geçmekte olan Selim Kovacan, Süleyman Demir ve Mehmed adlannda üç kişiye çarpmış, bunlardan Mehmed ölmüş, Selimle Süleyman ağır surette yaralanarak hastaneye kaldmlmışlardır. DOĞAN SİGORTA Şirketinin İkramiyesi Doğan Sigorta Anonim Şirketinin ikramiyeli hayat sigortasının 2 Aralık 1950 tarihinde çekilen 19 uncu keşidesinde 518 numarah poliçe sahibi, Ankarada Etibank'ta çalışan Bay Rifat Turan ile 2018 numarah poliçe sahibi Artvinde As. Pos. 17908 de subay Bay Nihad Yılmaz 1000 er lira ikramiye kazanmışlardır. Ömer Sami COŞAB Uçuş emniyetini sağbyacak olan paraşüt kulelerinin inşasına başlanmak üzeredir. Şimdiki halde Paşaköprüsü ile Karabağlar arasında inşa edilecek olan bir kulenin haarlıkları ikmal olunmuş ve inşaat mü teahhide ihale edilmiştir. ona söyliyeceğim, söylemem lâzım. Belki o bir çaresini bulur, o bir geyler yapar... Madam Erdal, anlatmağa başladığımız zaman ne kadar kolay olduğunu göreceksüıiz, kurtulacak, ferahlıyacaksmız. Bana söylemek, kendi kendinize söylemekten daha mı farklı sanıyorsunuz? Hayır, kendi kendime de söylemek istemiyorum. Senelerdir unutmuştum. Siz, ah siz niçin bunu yaptmız doktor! Söylemeniz lâzım. İyiliğiniz, saadetiniz, hayatınız buna bağlı. Evet söyliyeceğim, söylemem lâzım... Ve birdenbire bağırır gibi söylüyorum: Onu öldürdüm, onu, topalı! Yerinden fırlasın, bağırsın, bir şeyler yapsm istiyorum. Halbuki o hiç kımıldamıyor. Yüzü, bakışları gayet sakin. Evet, diye mırıldanıyor, onu öldürdünüz. Peki nasıl oldu bu iş? Yatağa yapışmış bir ateş parçası gibi yanıyorum. Derin soluklarla göğsüm inip kalkıyor. Onu öldürdüm! diye, tekrarhyorum. Söylenilmez, anlatılmaz sanılan şeyi bir başkasına söylemek, adeta bir zevk bir hırs, müthiş bir şey bu! Hafta sonuydu. Mektebten "geliyordum. Tramvaydan indim. Cad dede, durak işaretinin altında karşıya geçmek üzere durup bekledi|im esnada onu gördüm. Yana ezilmiş bir solucan gibi sürükleniyor, karşı kaldınmdan benim bulunduğum tarafa geçmeğe hazırlanıyordu. Her şey o kadar çabuk geçti ki! Tasavvur edemezsiniz bunu siz, adeta bir an! Caddeyi yanladığı zaman beni gördü. Olduğu yerde kala kaldı ve tath tath gülümsüyerek bakmağa koyuldu. Heı zamanki gibi bakıyordu, bir âşinasına, hayır daha da fazla, kendisine yakın kendinden birine bakaı gibi bakıyordu. Sırtımda mekteb ön lüğüm, elimde çantam orada taş gibi hareketsiz duruyordum. İçimden fena şeyler geçiyordu doktor, çok fena şeyler... «Topal dilenci, pis mahluk! diyordum. Nasıl da bakıyor! Herkesin gözü üzerimizde, belki anladılar eğleniyorlar... Lâ net olsun!» İşte tam bu esnada oradan kaçmak, hemen bir an evvel evimize giden sokağa doğru koşup gitmek isterken tramvayı gördüm. Fakat o görmedi. Çünkü o bana bakıyordu. Anlıyormusunuı gözleri üzerimdeydi, gözleri bana yapışmıştı sanki. İçimden müthiş bir şey geçti: «Şimdi şu tramvayın altında kalsa, kurtulsam ondan!» diye, düşündüm. Halbuki elimi kaJ dırmam, «Tramvay geliyor, çekil kaç...» diye, haykırmam kâfidi. Yapmadım. «Ölsün!» dedim, ölsün istedim. Halbuki o bana bakıyor ve en tath tebessümü ile gülümsüyordu. Başka hiç bir suçu yoktu. Her şey bir saniyenin içinde olup bitti sanjyorum. Size anlattığım bü tün bu vak'a... Onun sokağın ağzından çıkışı, beni görünce nalınlanna dayanıp caddenin ortasında durup kalışı, hızla gelen tramvay ve benim içimden akan düşünceler... «Tramvay, tramvay!» diye, bağınp koşmağa başladığım zaman artık çok geçti. Herkes benimle beraber bağınyor ve koşuyordu. Ken dini boşuna doğru geriye attı. Tramvay adeta onu yuttu, gözlerim le gördüm! Hava da uçan bir tek nalın, onun dehşetle patlamış gözlerini halâ görüyorum. Sonra fren yapmağa çalışan tramvaym gıcırtısı, çığlıklar ve kalabalık, kalabalık!... Sokaklardan deli gibi koşarak geçtiğimi, eve nefes nefese geldiğimi hatınlyorum. Yüzüm kıpkırmızıydı, titriyordum. Fatma Halam başka bir şey sandı, beni hemen abdesaneye soktu. Ona anlatmadım, kazayı kimseye anlatmadun doktor. Topal bir daha köşe başına dönmedi. Üç gün, bütün gazetelerdeki kaza, ölüm haberlerine baktım, ona aid tek bir satır bulamadım. Üç aece oradan oraya döndüm uyumacüm ve sonra unuttum. Eğer siz bu eski hatırayı uyandırmamış olsaydınız, eğeı siz vicdanımda tamamen kapanmış olan bu yarayı açmasaydınız! Şimdi istediğiniz oldu, şimdi her şeyi öğrendiniz... Ben bir canavanm, bir alçağım ben! Suzandan daha fenayım... Bunu itiraf etmi§ olman» oir işe yarar mı sanıyorsunuz? Bana durmadan sorduğnuz bir sual vardı doktor: «Neyi ödüyorsunuz Madam Erdal?» der dururdunuz. Şimdi neyi ödediğimi biliyorsunuz, şimdi benim için kurtuluş kapısının kapalı olduğunu biüyor sunuz... Bana öyle tath, o kadar sevgi ile bakıyordu ki! Ben ona tehlikeyi haber vereblirdim. Halbuki ölsün istedim. Niçin bunu yaptım doktor? Neden. neden! Hıçkırıklar sesimi boğuyor. Ellerimle yüzümü, gözlerimi avuçlıyarak ağhyorum. Sanki yaşlarla beraber içimden bir şeyler akıp bo şahyor. Kaühr gibi, ağlıyorum, \klt\\k YENİ YIL İKRAMİYE PÛNINI 10/12/1950 Tarihli İstanbul gazeteleri ile yayınlıyacağjnı DEC.ERLİ Bu teessürün daha ziygde artmasına bir sebeb de, serbest güreşin bizde, GrekoRomen güreşi ekolünün garblı hüviyetine bir türlü girememiş olmasıdır. Batılı manasile jimnastikler, nefes idmanlan ve programlı çalışmalar bize GrekoRomenle girmiştir. Serbest güreşte dünya şampiyonu obnamıza rağmen böyle bir «mekteb» kuramadık. Bir vakitler GrekoRomen am» törlerimiz, sporu daiml bir hayat gı dası telâkki eden, günlük ve haftalık programlarla kendini aşağı yukan idman üstünde tntan sporcu durumu bugün artık mevcud değildir. Bunun en büyük delili, güreş şampiyonlarınuzm bir sıkı müsabakaya girecekleri zaman kamp istemeleri, aylarca hazırlanmağa muhtar ohnalandır. Demek ki bu meşhur pehlivanlar güreşi ancak müsabakaiarda ve kamplarda yapıyorlar Halbuki sporcu demek, haftamn muayyen günlerinde ve günün muayyen saatlerinde vücud hareketleri ve spor yapan demektir. Bu, bizde yok. Futbola gelince; bizi TelAvivde 51 yenmiş olan Israil milli takunı ile olan müsabakayı bir talih eseri olarak kazandık. Yahudiler bizden daha iyi oynadılar ve daha iyi oynuyorlar. Hele takım oyunu bakımuıdan bizden çok yüksek. Eğer Yahudi kalecisi yaralanmasa idi.. Ve hele eğer bir aralık dizine tekme yediği içi bizim kaleye iltica etmiş olan Naci, müdafaa edihnez bir Yahudi topunu yerde yatarken kafasile çelmeseydi biz bu maçtan, hem de kendi sahamızda mağlub çıkardık. Bizim eksiğimiz nedir? Evvelâ hepimizde bir çalım merakı var. Bu bizim futbolun ezelî hastalığıdır. Allah ıslah etsin. Ondan sonra şahsî oyun ve kendi başına gol yapmak hevesi. Bu da hâlâ ferdî zevki ve şöhreti, takım ve zümre menfaatine feda etmenin lüzumunu anlıyamadığunızı gösterir. Bu halünizle biz futbol oynıyamayız. Belki müsabakalar kazanınz ama işte pazar günkü gibi mağlub rakiblerimiz bizden daha iyi oyun oynarlar. Ustelik (refleks) lerimizde ağır, anî karar alamıyoruz. Bir saniyelik tereddüdler bize mühim fırsatlar kaçırtıyor. Ondan sonra da futbol mevsiminin ortasında bulunduğumuz halde nefeslerimiz tamam değiL Bu kısa müşahede bize gösteriyor ki sporumuz da. bir mazbut sporun vasıflan olan ahlâkî ve bedenî disiplin mevcud değildir. Sporcu, en meşhur sporcu spor yapmıyor, bir şampiyonluğun kendisine yükledigi vecibeleri idrak etmiyor ve hazırlanmıyor. Hattâ müsabakadan kaçıyor. Ferdî sporumuzun durumu bu. Cem'î bir spor olan futbolda <ia takım oyunu, yani takım gayret ve melekesi yok. Herkes şahsî heves ve zevkine. şahsî şöhretine hizmet ediyor. Bu da büyük bir eksikliktir. Ustelik eski bir tâbirle «zımba» gibi delip geçen değil alelâde şüt atana da tesadüf edilmiyor. Bu da kalitenin düştüğünü gösterir. Bütün bunlan zikrettikten sonra kabul etmek Iâzımdır ki: bu noksanIarı artık bir «metruk gemi» halinde bulunan ve mukadderatını bekleyen «Beden Terbiyesi l'mum Müdürlüğü» düzeltemez. Şiındi orada herkes kendi başuıın derdine düşmüş gibidir. Ustelik ömrünun mahdud oluşu, otorite eksikliğini de doğurmuştur. Binaenalejh yapılacak iş, bir an evvel sporumuzu mütehassıs ve müstakil federasyonlara ve teşkilâtı da amatör ruha kavuşturmaktır. intikal devresi ne kadar okadar çok olaB. FELEK i «CUMHURİYET» in TEFRİKASI: MÜŞTERİLERlNE SAYGI İLE ARZEDER. Komşunuzun Dikiş Makinesini ödünç almaktan bıkmadınız mı? fazan: PEBİDE CELÂL Fevkalâde diyor, fevkalâde! Reflexe'ler mukemmel. Şüvester, Madamı biraz kaldırın, başının altına bir kaç yastık daha koyun. Şöyle yana doğru çevirin. Azizim biraz gayret edin, büsbütün Şüvestere yüklenmeyin.. Bakınız! Bacaklar, onlar da kunıldıyor, onlar da hareketlere itaat ediyor, dönüyor! Bütün bu sözlerden, doktor Darbley'in heyecanmdan bir şey anlamı yorum. Oda galiba biraz karanlık. Perdelerimi kapamışlar, yoksa ateşten mi bana öyle geliyor? Şüvesterin yüzü bir yaklaşıyor, bir uzaklaşıyor. Belki ağladığım için her şeyi böyle müphem, uzak göriiyorum. Doktor Darbley başucuma oturuyor. Elimi tutuyor, üzerime doğru eğiliyor: Ağlamaym böyle çocuklar gibi Madam Erdal! Bana söyliyeceğiniz bir şey mi var? İşte, bakın yanmızdayım neden korkuyorsunuz? Bir ayak sesi ve kapının gıcırtısını duyuyorum. Şüvester gitmi§ ol malı. Odada yalnızız. Vücudüm yanıyor, başım çatlıyacak gibi ağnyor. Neden böyle oldum? Yapyalnız, hasta ve yabancılann elindeyim. Babam nasıl diyordu? tGülme komşuna gelir başma» evet, dişe diş, sonuna kadar gitmek, ödemek, hep ödemek lâzım. Çok fenayım doktor, çok fenayım. Hiç böyle olmamıştım. Bir şeyler yapm, beni kurtarın! Siz kendi kendinizi kurtaracaksımz Madam ErdaL Kaç gündür lize anlattığımdanberi onu görüyorum, h«p onu görüyorum!. Mızıka çalıyor, şarkı söylüyor, bir an beni yalnıa bırakmıyor. Belki de canımı almadıkça rahat bırakmıyacak. Bana ödetecek. Doktor... Doktor Darbley... Anlatın Madam Erdal, ağlama yın, söyleyin... Nefesim ateş gibi çıkıyor. Titriyorum. Fenayım, çok fenayım! Hem kimseler duysun istemiyorum. Kimseye söylemedim, senelerce ken dimden bile sakladım, unutmak istedim ve unuttum! Şimdi? Fakat boğulur gibi ağhyorum! Dağılmış saçlarım üzerinde dolaşan serin eller, alnımda ıslak bir havlu ve keskin bir kolonya kokusu... Doktor Darbley Czerime eğilmiş, elleri saçlarımda gülümsüyor: Ne yaptığınızın farkında mısmız Madam Erdal? Kendinize gelin, bakm! Ellerimi yüzümden çekerek ve gözlerimdeki yaşlan silerek doğrulmağa çalışıyorum. Odamda, yatağımdayım. Bütün bunlarda bir fevkalâdelik yok. Fakat tuhaf olan başka şeyler var: Örtüler yere düş müş, ayaklanm karnıma doğru çe kilmiş, karyolanın köşesinde biı tehlikeden kaçıp kurtulmak iste: m gibi yumulmuş yatıyorum. Ev dikişleriniz için siz de şahsınıza aid modern bir dikiş makinesine sahib olmak istersiniz. Fakat ne yaparsınız ki mahdud bütçeniz bu arzunuzu yerine getirmenize müsaade etmiyor. Yepyeni bir dikiş makinesine sahib olmak için tek bir lira da veremez değilsiniz ya! O halde derhal bir lira verip Fakir ve Yetim Çocuklara yardım Eşya Piyangosu biletlerinden alınız. Binlerce kıymetli hediye arasında bulunan Fridor marka emsalsiz dikiş makinesi sizin ola cakür. Çekiliş tarihi 10 Arahk 1950 dir. Biletler süratle tükeniyor. Acele ediniz ki ayağmıza gelen bu uzarsa zararunız fırsat kaçmasın!™ Bcağa benzer. SABAHAT ORHON ile Yüksek Mühendis KAPTANOĞLU Kadıköy nişanlandılar. 3/XII/950 Zaman ailesinin teşekkürü Kıymetli büyüfumüz • irtıhali dolayısile uzak ve y*km dost ve akrabalarımızın gosterdikleri muşfık alâkaya tesekkurlerlmızi bildırir, hepsıne ayrı ayrı sağlık ve sıhhat dileria. AU Zsnuut aüesi ŞEVKİ ALİ ZAMAN'ın Arkast var
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle