Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2025
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
27 Arahk 1950 CUMHURÎYET 8u sene kış her yıldan Bizi düşürmeye daha yumuşak geçecek! çaiışan Türk muharriri Yazam Geçen gün bir Amerikan hastanesinde boğaz ameliyatı olan bir Türk fcun, Nermin H. günün birinde hastabakıcısının hususi bir ziyaretine mazhar olmuş. Kadının elinde Life mecmuası varmış. Hastabakıcı: « Dün akşam bir yazı okuduk, iftihar ettik» demiş. «Demek ki Marshall plâm ve yardımlarımız sayesinde memleketinize bir çok yenüikler girmiş, iki yü için de kozmatik, buz dolabı, ekmek kızartrna makinesi gibi şeyleri kullanmayı öğrenmişiniz. Ceviz kırma ve kutu açma âletlerini bile yeni ögrenişinize biraz şaştım ama, zarar yok, medeniyet ilerliyor demektir.» Nermin H. şaşırmış ve kadının, Türklerin marifetinden ziyade, Amerikalıların hayırperverliğile iftihar ettığini anlamış. Okumak için mecmuayı istemiş. Yazı muharririnin «Nerin Gun» gibi Türke benzer bir isim taşıyışına şaşan Nermin H., makale boyunca hayretten hayrete düşmüş. Mecmuayı komşu yataktaki kadm da istemiş ve okuduktan sonra, Amerikalılann pek çoğunda görülen körkadılıkla düşüncesinı şöyle ifade etmiş: « Yazık paramıza. Biz alnımızın terile kazandığımız paradan vergi veriyoruz. Hükumetimiz bu paralan n bir kısmını, guya faydalı işlere hancansın diye sizin memleketinize veriyor. Sizler de nıemurlarınızın maaşlarına zamlar yapıyorsunuz; bu memurlar da paraları kozmatiğe, ekmek kızartma makinesine, Amerikadan gelen fantezi konservelere filân harcıyorlar. Türkiye ziraat memleketi değil mi ki Amerikadan «Boston usulü kuru fasulye, cornedbeef» filân getirtiyor? Faralarımıza çok yazık!» AMERİKA nıın»nnnn»uunnınıuııımnu»uuun»»Hnn»nın»»»uun»»»m MEKTUBLARI r I V. I Dünyada Neier Oluyor? Oğuz Türkhan sucuğiie yumurta ve «waffles» de> nilen unlu Amerikan nesnesi bulunmaz. Böyle bir kahvaitıyı belki de Türkiyede ancak bir kaç kişi yer. Hele domuz sucuğunu! Kızlarımız, Truman'ın kızı öyle yapıyor diye kahvaltıya pantalonla inmez. Memurlar âmirlerine Amerikan sigarası ikram ederek göze girmezler ve babasına «Amerikalı dostumla randevum var» deyip Amerikan delikanlılarile sevişen bir kaç Türk kızı varsa bu pek tabiî karşılanmaz Üç yetişkiıı evlâd sahibi olan bir Türk kadını, «Amerikada çok boşanıp çok evlenmek meziyetmiş» diyerek kocasını «Marshall plârundanberi» boşanmayla tehdid etmez ve büyükler gazetelerdeki (o da varsa!) «Küçük Abner» resimü tefrikasını takib etmez ve bu saçmahğı «demokrasi icabı» saymazlar. Esasen bütün bunların Marshall plânüe uzaktan yakından hiç bü ilgisi yoktur. Bu adam acaba niçin bütün bu yalaıılan söylemek zahmetine katlanmaktadır? Meselâ, Marshall plâm kabul edildi, Türk memurlarınm mar.şına h:ç zam yapılmadığı halde, üç defa zam yapıldığını ve bu paralann (yani Amerikan paralarının) çarçur edildiğini uydurmaya neden lüzum hissetmiştir? Moskova radyosunun ağzına ne kadar da benziyen bir ağız! Şüphesiı Life, kızılhkla itham edilemez. Anlaşılan Nerin Gun, Amerikahların zaaflanndan faydalanmak istemiştir. Amerikalılar, kendi tarz medeniyetlerine bayılırlar ve körü körüYalovadaki otel ve kaphcalan Denizyollan işletecek Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanlığı Ulastırma Bakanlığına müracaat ederek Yalova Otel ve Kaplıca İşletmelerinin Denizyolları tarafındon ljletilmesint istemlştir. Ulastırma Bakanlığı da Denizyolları İdarrsine bir yazı göndererek Ankaraya bir fahsın gelerek bu hususta görüşınesini istemiştir. Yalova Işletmeleri ya kiralanacafc veya satm elınacaktır. ne taklid edildiklerini duymak gururlaruıı okşar. Life'ı çıkaranîara bu noktayı belirtirken, N. Gun'un hilesinde muvaffak oluşuna ve sinsi maksadlı yazısını böyle mühim bir dergiye sokuşturabilmesine esei ettim. Amerikada basın serbesttir ve resmî kanailarla bu çeşid yazıların önü alınamaz. Bilâkis menfi tesiı yapar. Fakat efkân umumiyenin aksülâmeli Amerikan basmının dümeni ve frenidir. Yapılacak tek şey, Life'a hatasını ve yarattığı menfi tesiri belirtmektir. Burada biz, elimizin, sesimizin eriştiği her Türkü, mecmuaya protesto mektubu yollamağa teşvik ediyoruz. Türkiyeden de bu, daha geniş çapta yapılmalıdır. Mektublarm ingilizce olması şart değildir Fransızca, hattâ türkçe de yazılsa olur. Mecmuanın adresi şudur: «Life Magazin, Editors, Rockfeller Plaza, Life Bldg., NewYork). Basuı Yayın Umum Müdürlüğü de, bahsi geçen Kâmil Nurumanı Ankarada bulmalı ve mecmuaya bir tekzib telgrafı çekmeğe ikna etmelidir. Böyle bir şahıs yoksa, Ticaret Bakanlığı raporun bu bakımdan sahte olduğunu Life'a tellemelidir. Ancak böylelikle tekerrürlere mâni olunabilir ve belki de bir tavzih yazısı kazanılır. Vaktile N. Gun'un ayağı diğer dergilerden kesilmişti. Iife'dan da kesilebilir. Hiç olmazsa Türkiye aleyhinde yazmanın paraca kârlı olmadığını kendisi de anlar. Nermin H., bu çeşid bir aksülâmelle karşılaşırken, kocası mimar Nejad da bir müddettir bambaşka bir muamele görüyormuş. Gazete, radyo ve mecmualarda anlatılan Koredeki Türk kahramanlığı, çalıştığı daireye büyük bir tesir yapmış olacak ki, eskidenberi ahştığı lâlettayin dostluk havası değişmiş, âdeta hünnetle karışık bir yakınlık değmuş. Sık sık kendisine Türk askerlerine ve Türk ordusuna dair s^rulan suallerden, bu saygınm neçarşıya .3den doğduğunu anlamakta gecik huldür. Türk y !n?mis. gidip paralannı bunlara harcadıklaİşte size, hakkımızda yapılan İki n yalandır. Eeasen ne bu konservezıd neşriyatın doğurduğu ayn ayn ler, ne de bah«i geçen elektrikli tesirîeri müşahhas bir şekilde sip konfor âletlerinin Marshall plânila sivri belirten iki misal. Bir yanda ve yardım paralarile hiç bir ilgisi bir avuç Türk kahramanı, yalni2 yoktur. Bunlann Türkiyeye ithali cephe tutmak, komünist öldürmek için hükumet döviz müsaadesi vermemektedir. Türkiyeye E.CA. yarfilân için değil, fakat Türkün n» dımile n« gibi m*ddelerin ithal olduğunu ve ne yapabileceğini edildigi, Birlejmiı Milletlerin ve Adünyaya bir kere daha işittirmek merika hükumetinin resml istatisiçin can veriyor. Hakikaten de tiklerile bellidir. Bu kadar derin tesiri derhal gözüküyor. Öte yanda tetkike ne hacet: Bundan bir kaç da, Türk geçinen bir soysuz, cebi hafta evvel, Life'in «ahibi Henry ne bir kaç yüz dolarhk bir çek Luce Türkiyedeydi; tetkikler yapatabiimek sevdasile, beş buçuk mil tı, Celâl Bayark konujtu, dolajtı, yon nüsha satan bir mecmuada Life ondan olsun lorabilirdi. hakkımızda acayib, yanlif ve zarar Türk «ilelerini toptan «üppe ve verici jeyler yanyor. Onun da tesiri jahsiyetsiz maymunlar gibi göstederhal gözüküyor ve Amerikan half ren kısımlar da aynı sekilde hep ki bizi, yardım için verilen para tahrife uğramif ve yalan yanlış ları havaiyata sarfeden, maymunlar şeylerdir. Orta halll bir Türk ailegibi her gördüğünü taklide yeltenen sinin kahvaltı gofrasmda cCereal* bir millet olarak tarumağa başhyor. (hububattan yapılma Amerikan u11 aralık 1950 tarihli Life dergisi sulü bir sey), meyva suyu, domuz herhalde şu günlerde Türkiyeye gelmiş ve şu mahud y a a dikkati cekmistir. ıWe are living the ECA way» (Marshall plâm hayatı yaşıyoruz» başlığım taşıyan bu yazı, Türkiyedeki vasat memur tabakasının şimdiki hayatına dair objektif bir rapor olmak iddiasındadır. İkinci başlık, bütün yazınm ruhunu ifade ediyor: «(Bay Marshall) ro plânındanberidir bir Türkün gününe fırında (Amerikan usulü) fasulye ve (küçük Anber) demokrasisi dahildir.» «Raporu» takdim eden mecmua, Türkiyenin iki buçuk yıl evvel çok geri ve iptidaî olduğunu, fakat E C.A. denberidir büyük terakkiler ksydedildiğini, Türkiyenin şimdiki r'ihının Marshall plânından doğr'uğunu, bu sebeble de orta sınıfın «Amerikanvârilik» te şaşırtıcı adım lar attığını yazıyor. Muharriri Nerin E. Gun ise, «Türk gazetelerinin yabancı memleketler muhabiri» ohrak takdim ediliyor. Bu zat, «Sam Arnca» ya olan aşkımızın derinliğini ölçmek için geçenlerde TürSon harika ilâc olan Terramycine kiyeye dönrnüş ve Ankarada, Ticaret Bakanlığmda çaiışan Kâmil Nu "tam 54 türlü hastalığın hakkından ruman'ın ailesi nezdinde bir ay ^eliyor. Terramycüıe'le biten on kalmış. Nurumanlann hayatını jsenelik bilânçonun başmda Peninakletmekle, Marshall plânından jcillin var. İskoçyalı Doktor FleJming bunu 1928 de bulmuştu. Fakat sonra orta haîli bir Türk ailesinin Şilk tatbikata 1941 senesinde gecilgeçirdiği değişikliği anlatmış ola:di. cakmış. • Yazı suretâ lehimizdedir. Bir ikj : Antibiotik denilen bu ilâçlaryerde traktörlerden ve yapılan yol :dan 75 ceşidi bulunmuştur. Bunlar'ardan şöyle bir bahsedilmektedir !dan bazılan o kadar tesirli ki yalTakat dört sahifeye uzanan bu me înız bakterilerin her cinsini öldürkalenin esası, Türklerin körükörüne Jmekle kalmıyor, onlan hamil buluAmerikan taklidciliğile alaydan ve rnanlardan da hayır bırakmıyor. Bu yalanlardan ibarettir. Gayet sinsi :gün bu yetmiş beş ilâcdan yainız ?esine kötülemeğe çalıştığı cihet ise, ;dördü kullanıhyor. Terramycine :bunlardan biridir. Marshall plânınm Türkiyede tatbik Prensip hep aynı: Hayatın üred •nıesine müsaid olan sahalarda mikBu yazmın sahibi, menfi tarafm•roblar birbirlerile daimî harb hahn fın gayet malum bir zattır. Bü•dedir. Zafer daima mikrobların en ön ömrü İtalyada ve ecnebi mem•büyüklerinde kalmıyor. Bakıyorsuleketlerde geçmiştir. Yakinen tanı•nuz göze görünmiyen bir takım viyıp da kendisinde yazı yazma ka•rüsler bzan ortada mikro'o namına biliyeti göremiyenler, bu makalejae varsa hepsini temizliyor. Antilerin, İngiliz oîan kansı tarafından jbiotik ilâcların bütün hususiyeti yazıldığmı veya tamamile yeni bir •.r.ikroblar arasında mevcud irsî kin sekle sokulduğunu iddia ediyorlar. ;ve nefretleri hasta lehine kullankendisi yarsın, ister İngiliz olan kansı, bu zatın Türklere ve Türkiyeye nedense bir kuyruk acısı vardır. İşi gücü, Türkleri küçük düşürecek, güîünç gösterecek mevzular seçrr.ek ve içine bir.bir yalan «hâdisat» da katarak, Amerikan basınına sürmektir. Bundan evvel «This Week» ve «World Digest» dergilerinde de buna benzer zırvalar yszmıştı (Cumhuriyet'in 23 nisan 1950 tarihli nüshasmda bu adamm menfi faaliyetine bir kere daha temas etmiştim.) Bu sefer de Life mecmuasına sokulmuş. Bu kolay bir iş olmadığı için, nasıl başarabildiğini anlıyamadım ve hayret ettim. Öğrendiğime göre, Amerikan basmmda, kendisinin «Türkiye eksperi» olduğuna dair bir rivayet dolaşırmış. Bu yazı çıküktan sonra Life mecmuasına buradaki pek çok Türkler gibi ben de bir mektub yazdıro ve ilk olarak Gun'un hüviyetini beiirttim. Bir kere bu adam Amerik&da hiç bir Türk gazetesinin muhabiri değildir. Vaktile Amerikada Anadolu Ajansmrn, Akşam'm ve Cumhuriyet'in pek kısa müddetlerle «muhbirliğini» yapmış ve, bazı çirkin hareketleri sebebile her üçünden de kovulmuş. Bugün Amerikada Türk basınını temsil etmemektedir. İddiaîaımın sahteliğini, Basın Yaymın NewYork Ofisinden ve Amerikan Hariciye Nezareti Basın Dairesinden tahkikle öğrenebüeceklerini Life'a bildirdim. Pul sahtekârlığından Amerikada hapsedilen ve her bakımdan şayanı tavsiye olmıyan bu adamın, Life gibi bir mecmuanın sahifelerinde yer alışına herkesin esef edeceğini yazdıktan sonra, makaîenin «ayn kanaat ve itikad» masuniyetinden İ£tifade edemiyeceğini, esas vâkıaların sahte olduğunu belirttim. Meselâ, bahsi geçen orta sınıf Türkiyede duşu da, radyoyu da, buz dolabuıı da, ekmek kızartma makinesini de, kozmatikleri de, Marshall plânından çok evvel biliyor ve kullanıyordu. Ceviz kırma ve kutu açma âletleri, evinizdeki ceviz sandık kadar eskidir. «Comed Beef» denilen konserve Amerikan sığır etile «Boston fmnda fasulyesi» konserveleri bugün bile Türkiyede meç Kış aylarmda havalar güzel gitti mi, insana sevincle beraber biraz da endişe gelir: Mevsim acaba bize hakikaten güler yüz mü gösteriyor; yoksa yüzümüze gülümseyerek sonunda bize bir oyun mu oynayacak? Yüzümüzü tath tatlı okşayan güneşin bu hali samimî midir; yoksa bu bir riyakâr tebessüm müdür? Bu sene de aynı sevinc ve endi: içindeyiz. Noel Babanın kartlarda etrafmı çeviren karlı manzaralara bu sene mutedil iklimü memleketlerin hemen hemen hiç birinde rastlanmadı. Kışın beyaz renğini yalnız Noel Babanuı sakalında gördük. Geçen sene, ewelki sene Avru Denizyolları İdaresi, Yılbaşı geces! için jehir hatlan vapurlarına ilâve seferler yapnnştır. Saat 24.20 de bir vapur Adalara gldecek, 2430 da kalkacak bir vapur da Bogazın Anadolu yakasındakl iskelelere uğrıyacak, ayrıca Btykozdan kaJkacak b'.r vapur da bütün iskelelere ugrıyırak Köprüye gelecektlr. Yılbaşı gecesi yapılacak vapur seferleri Gazetenizın 25/12/1950 tarihli ve 9479 Amerikan senatörleri Ycşi'.'iöye sayılı nushaçında (Göçmenlerin sevk işlcri) başlıklı yazıyı gördüm. Derhal geleeek durunila ilgilenerek tahkikat yaptım. Mis^firhaneden goçmerıler trer.uı haAmerikanın Ankara Eiiyük Elçisl George Wadsworth, bu sababa karşı reket saatinden pek az önce Haydarsehrimlze gelmesi beklenen Amerikan paşaya yollanmakU, bu fureüe de cras«nat8rlerinden Ferguson ve Green'i da beklememekte ve derhal hareket etkarsılamak uzere dün uçakla şehrîmize n^eleri sağlanmakta olduğunu öğrendim. 22/12/950 cuma giinü saat 18 trcnile gelmijtİT. sevkedilmek üzere Haydarpaşaya 450 SenatSrler. Yeşllköy hava alanında kijilik bir göçmen kafilesi yollanmışbir saat kaldıktan sonra Amerikaya tır. Ancak o günkü trende sevkleri damütevecdhen hareket edeceklerdir. ba önce takarrür eden Kııleli Askerl L'sesi talebesi bütün vagonları lşgal Nusret Safa Coşkun ettlğinden ve bu durumdan da rr.isaHükumettn manevi şahsiyetini tahklr firhanemiz haberdar bulunTnadığından ve töyif lddiası ile hakkında dört dava adı geçen kafıle o geceyi (Haydarpaşa açılan Zaman Aksam Postası gazetesi bekleme salonunda) jeçirmeğe mecbur S&hib ve Baîmuharrlri Nusret Safa kalmı;, bir buçuk yıldır da hasta bııCoşkumm duruşmasına yarın saat 1S30 lunan ve hasta olduğundan sevkine itlraz da tirtnH Ağır Ceza Mahkemesinde rarlaedildigi halde allesl tarafından ısberaberlerine alınan bir kızcağız başlanacaktır. Bu davada, Nusret Safa da maalcsef o gece vefat eüniştir. yı, yinrü bir avukat müdafaa edecekMüdürlük görevine bugün ba^lamıj tir. tulur.uyorum. Bu bir suitesadüftür. Bu Kırklareli Valisinin bir mektubu neviden kötü tesadüflerin tekerrür etmemesine fiddetle ltina edilecektir. Gazetenîzin 21 arahk 1930 tarihli nüsToprak ve tskân Müdür vekill hasının üçüncü sahifesi ikinci sütuRemzi Siliöz nunda illmizin Türk Bulgar hududu Verem; verem mikroblarrnın mıntakasında bir çobanımıza Bulgarlar tarafından ateş edilmi^ olduğunun ya bulunduğu veremlilerin balgamyınlandığı görülmüş ve yaptırılan ln ları ile geçer. Yerlere tükürcelemede: İlimiz bolgesinde böyle bir meyiniz. Hastalarm tükürmeoiay olmadığı anlasılmıştır. mesüıi sağlamak için, sağlamlar Kırklareli Valisi da tükurmemelidir. Cahid Ortaç Toprak ve İskân Müdür vekilinin bir mektubu pa nisbeten yumuşak bir kış geçirdi. Acaba bu sene de öyle mi olacak? Bu suale cevab arayanların bir kısmı: «Kış bu kadar mülâyim davranmaz; bu sene muhakkak acısını çıkanr,» diyorlar. Bir kısmı da: (dki sene madem böyle hareket etti, üçüncü sene neden aynı şekilde hareket etmesin?» düşüncesindedirler. Bu sene kış mülâyim mi olacak, şiddetli mi? Bu suale hava âlimleri kat'î cevab vermiyorlar. Çünkü onlar ihtiyatlı kimselerdir; kısa mesafeler için plân kurmazlar Onlarm uğraştıkları, bir asır içindeki hava değişiklikleridir. Fakat yeryüzünde insandan daha hassas mahluklar vardır. Meselâ kuşlar, soğuklann gelişini bizden daha iyi hissederler ve sıcak memeketlere doğru vaktinde yola çıkarlar. Kışın mülâyim geçeceğini anlarlarsa yolculuklannı geciktinrer veya olduklan yerden kıpırdamazlar. Yeni bir keşif Bu canh barometreler bahsinJc son zamanlarda yeni bir ke:' y = pıldı: Amerikalıların «Wolly Bear» yani «yünlü ayı» dedikleri bir hayvan vardır. Adına bakıp da ayı zannetmeyin. Bu, uzun tüylü küçük bir böcektir. Uzeri zebra gibi yo) Kızıl derililerin bu kanaati Amerikalılara geçmişti ve halk, kışın mülâyim veya sert geçeceğine dair hükmünü bu böceğe bakarak verirdi. Fakat sündiye kadar âlimlar buna dudak bükmüsler, batıl bir itikad diye ehemmiyet vermemişlerdi. Son zamanlarda C. H. Curran adında NewYorklu bir hayvanat âlimi işi ilk defa olarak ciddiye aldı ve bunun doğru olup olmadığını esaslı bir surette tetkik etti. IVIr. Curran'ın vardığı netice müsbettir. Son beş senedir «yünlü ayılar» yalan söylememişlerdir: Koyu renk tüyleri uzun olduğu seneler kış yumuşak geçmiş, kısa olduğu yıllarda ise Kış Baba kendini bütün şiddetile göstermiştir. Mr. Curran elindeki bu canlı barometreleri bu sene de tetkik etmiş ve yeni senenin yaklaştığı şu günlerde Amerikalılara onlarla beraber aynı arz dereceleri üzerinde bulunan veya umumiyetle aynı iklime tâbi olan memleketlerin halkına müjdesini vermiştir: Bu sene kıs yumuşak geçeeek! Hakikaten, bundan evvel yumuşak geçen bir kı$ «yünlü ayılar» ın koyu renk tüyleri vücudlerinin 5, 6 nisbetindeydi. Bu sene bu nisbet 5^ dir ki bu da aynı şeküde hayra alâmettir. Ortaçağın yeşU ülkesi Bazılan da var ki bu sene kışın yumuşak geçeceğini keşif veya tahmin için bu gibi alâmetlere bakmak lunuyor.» Bu, şüphesiz, ötekinden daha iyi bir müjde. Çünkü yainız bu senemizin değil, ilerideki senelerimizin de kışlannı fazla üşümeden geçireceğimizi haber veriyor. Dünyanın gittikçe daha mutedil bir hava devresine girdiğini söyleyenler buna en kuvvetli misal olarak şunu gösteriyorlar: «Grönlend» NorVeç dilinde tYeşil ülke» demektir. Ortaçağda orftsmı ilk keşfeden Norveçli gemiciler, bu yemyeşil ülkeye hayran kalmışlar ve ona bu ismi vermişlerdi Halbuki bizim bildiğimiz, Grönland baştainbaşa buzlarla kaph bir yerdir... Daha doğrusu, bir yerdi. Zira, bir müddettir ortaçağın bu yeşil ülkesi, üzerini kaplayan buzlan yavaş yavas sıyırıp atmaya ve eski çehresini yeniden almaya başlamıştır. Grönland'ın vaktile mutedil iklimli bir memleket olduğunu isbat eden şe> yahıız ismi değildir. Yapılan tetkiklerde toprak altına gömülü öyle eserler bulunmuştur ki bunlar eskiden orada, mutedil mem leketlere has bir ziraatin yapıldığını göstermektedir. Eski yeşil ülkenin, uzun bir buz devrinden sonra yeniden yumuşak bir iklime kavuştuğunu gösteren deliller de inkâr edilemiyecek kadar aşikârdır. Meselâ, Grönland'ı Amerikadan ayıran deniz bu asnn başmda buzla kaplıydı. Bugün ise buzlar yavaş yavaş erimekte ve buzlu saha gittikçe daha fazla şimale doğru gerilemektedir. Son otuz sene zarfinda bu suretle 1500 kilometrelik bir deniz kazarulnustu. 1930 senelerinde Newfoundland civanndan daha yukan çıkamıyan balina avcılan şimdi Grönland'ın baö sahillerine kadar uzanabiliyorlar. Bu suretle balina avı daha verimli olmaktadır. Geçen sene o civarda 50 bin ton balina tutulmujtur ki bu rakam 1913 tekinin on mislidir. bakası dünyanın başına geçirilmlj bir buz kesesine benzetilir. Bugün bu buz kesesinin gittikçe küçüldüğünü görüyoruz. Eskiden Svalbard adalannuı etrafındaki denizler senenin ancak dört ayında gemilera geçid verirdi. Bugün oralarda yedi ay sefer etmek kabil olmaktadır. Dünyanm başmdaki buz kesesi j küçüldükçe daha aşağıdaki toprak»,| lann soğuğu, gayet tabiî olarak j azalıyor. Eskiden İsviçre Alplannda baştan başa buzla kaph bir dağ vardı. Bugün bunun yerinde yeller esmektedir. Alaskanm Muir buz dağı da her sene 400 metre küçülmektedir. Hesablannı asırlara inhisar ettirdiğini aöylediğimiz âlimler de bu hakikati kabul ediyorlar. Amerikan lüzumunu görmüyorlar ve derhal şu cevabı veriyorlar: « Evet, bu sene de kış şiddetli olmıyacak. Çünkü dünyanm iklimi çoktanberi değişmişür. Artık yumuşak kışlar devresine girmiş bu EskimoHar da kendilerine yeni bir av mevzuu bulmuşlardır: Eskiden imkânsız olan som balığı avı bugün Eskimo'lara büyük kazanc temin etmektedir. Ayılara yelpaze.Şimal kutbunu kaplayan buz ta hava rasad merkezi denberi vasatl sühunetta yüzde nisbetinda yükseldigini tesbit etmistir. Isveç rasad zaaricezinin kayıdları da bu müddat zarfmda mem lekette sühunetin yüzdo 2,5 rüsbetinde artüğını göstermektedir. Dünyanın bir asır evvelkine nisbetle daha sıcak bir hava devresins girmesini âlimler fu gekilde " a h ediyorlar: Günej, «ıcaklıgı hep birteviye olan bir yıldız değildir; zaman zaman fazla veya eksik hararet ne#reder. Bunun için, yeryüzü muhtelif sıcak veya soğuk devreler yaşamıştır ve yasayacakbr. Bir gün Şimal Kutbuna (Eski kutub bolgesi» denüdiğlni veya Eskimoların kürklerini satılığa çıkardıklannı görürsek saşmamamız lâzım. Ihtimal gene bir gün, soğuk iklime alışrruş olan ayılann, pengoenlerin yelpaze, buz dolabı, vantilâtör veya şemsiye kullandıklannı da göreceğiz! (Domenica) 1 f DÜNYA BASIIVIIVDAIV Belgrad gözlerini Baüya çevirnıiş Yugoslav matbuatında Sovyet politıkası ve onu güdenler hakkında günden gür.e serüesen hükumlere rastlanmaktadır. Yazılarda Mareşal Stalin'e bile hücum ediliyor. Bu yazılarda propagandu ve diplomasisinin manevralarına i^aret edılmekte ve. sözde barış taraîtarlarının şüpheli oyunları takbih clunmaktadır. Sovyet rejimine bile hücum var. Bu rejinuı evvelce Marx ve Lenin tarafından konulan doktrine uymadjğı belirtiliyor: Sovyet Rusyanm bünyesi sosyallst değil; bu memlekette bbr takım memurlar tarafından idare edilen devlet kapitalizmi hüküm sürüyor. Husyadaki rejim hakıki sosyalizmi inkâr etmekte ve ijçilerln vstanı olarak tavsif edilen bu memleket bir çok kapitalıst devletten çok geridedir. Gazetelerde. Yugoslavya ile Rusya arasmda her hangi bir anlaşmarun artık mümkün olmadığı ve bundan böyle komioformla mevcud ıhtilâfın gittikçe genişliyeceği belirtilmektedir: İki memleketi birbirine karjı koyan lhtilâf hattâ sermaye İle mesaı ara^ındakl çatışmadan da derindtr. Nihayet Rusya bü takım milletleri kütle halinde yoketmekle itham edilerek bu harekeU Hitler Almanyasından çok ileri götürdügü yalılmaktadır. Bundan da anlaşıldığl üzere Yugoslav erkânı siyasî hattı hareketerindekl değişikli|ri millete izah etmek İçin devamlı bir mücadele ve propagandaya girışmij buiunmaktadır. Asıl mesele tu değişikrklerin ne dereceye kadar samimi oîduğunu anlamaktır. Dogu ile Batı arasında cereyan eden rnücadelede Yugosiavya artık Doğunun tuttuğu cephede değildir. Bununia beraber henüz Batı cephesir.e de ilthak etmemiştir. Zaten şimdilik bundsn ileri de gidemez. Journal dt GeneiM'den *** Bu sene Amerikada yapılan sayımın neticelerini tesbit hususunda kullanılmağa başlanan bir makiner.in büyük fsydaları dokunacağı anlaşılır.aktadır. Bu E'.ektronik mokine istatistik kayıdları süratle sayıyor. tasnif ediyor ve bir araya topluyor. Bu sayede 1G50 sayımile ilgil: bütün hesabların 1952 senesinin başına kadar bitlrilebileeeği umulmaktadır. Halbuki İstatistik da;resl bu Işe tahsls edec^ği 500 kişinln elina hiç bir maktne vermese bu ekip ölünceye kadar çalışsa gene netice alamaz. Elektronik sayım makineleri ell» görülmesl lâzım gelen blrçok işlerl ortrdan kaldırmaktadır Meselâ yeni makineler eksik bllgl veren kartlan otor;atik olarak bertaraf etmektedlrler. Halbuki bu makineler icad edilmeden nilyonlarca kartı gözden geçirmek lcab ediyordu. *** Kanser ızfırabıru gidermek için yeni bir tertib Birleşik Amerikada, çok ırtırab veren kanser ağularır.ı gidermek içtn nitrojenhardal kullanılmağa başlaxıBmıştır. Bu maddenin harbde kulîanılan zehirü gazla yakın!;ğı vardır. Birkaç yıl evvel yapılan lâboraruar tecrübelort hardal terkiplerinin kanser nes clerinin büyümelerim durduiTnak kudretinde olduğunu göstermişti. Tecrübeye tabi îut'jian hnyvanların dan^crldrına bu madcie zerk edildi*i vakit sıhhatli nesctn ve kanserü kısımlcrın tahrib edildikleri müşehede olunmustur. Şımdiye kadar bu iiâcla 10 kişi tedavi edilmistir. Hastaların bepsi can çekişme devresinde bulunuyordu. Doktorlar 8 4 8 saat zarfırrda hastalsvda a|Tıların tamamen geçligini ve hallerinde iyilik husuie geldiğuu görmüsleıdir. Ancak bu madde ölüm döşeğinde kıvranan. cerrahî yoiile yahud X ŞUÎH :ie tedavi edüemiyen üm'dslz hastaîsra son bir müsekkin olartık kuUanıldıfı için bunun ev\elden istimalile hataların hayatlarını kurtarmanın rritmfcün olup olmıyacağım tahmin etn.ek imkânsızdır. *** Güveleri kuştar beslemıiş! Londra (Nafen) Giıveierin irc=?nlılc bu kadar terakki etnıedcn ne selâkie yaşadıklaruıı tesbit eünek için yopıîan aı^ştırmalar sonunda varılan neücaler şunlarüır: Güveler kıiş vuvalarında yaşar ve orada besleniriermı;. Evlerln baş belâsı olan türlü haşarat da aym şekilde kuşiarın yuvalaımda ceşvünema bulurlarrmş. ^ "£ ; * : I yoldur. c u oöceği kızü derüiler eskidenberi tanırlardı ve muhteii] tecrübelerle şu kanaate varmışlardı: e Yünlü ayı» nın üzerindeki koyu renk çizgilerin tüyleri açık renklere nisbetle uzun olursa o sene kışın yumuşak geçeceğine delil sayılabilir. Yeni istatistik makineleri Tıb âkmiııdeki buluşlarm on sestelik bilânç0su £SAS BEŞ BÜYÜK ANTİBİOTfK İLAC1N TESİRİNİ GÖSTEREN TABLO Tıbbi Bahisler maktır. İnsan oğlu bu göze görünmiyen mahluklann iç harblerine de müdahale ederek onlan istediği gibi kullanmanın yolunu buldu. Eşi ile aradaki fark şu: Eşi asıl hastalığa müşsbih zararsız bir âraz yaratarak mikroba gelişecek saha bırakmıyor. Halbuki antibiotik ,hastalığın mikrobuna karşı kuvvetli düşman orduları gönderiyor ve onu harbederek yeniyor. Birisi mikroba yaşama imkânı vermiyor, öteki ona çete harbi açıyor. Fleming'in keşfetüği penicillin diğer antibiotiklere yol açmış ol vadır. Yeni doğan çocuklara verildu. Hârika Gâclardan ikincisi olan mesinde bile mahzur yok. Streptomycine'i Waksman buldu ve I Fakat bu senenin çocuğu olan ilk defa 1944 te bir hastaya tatbik Terramycine hepsinden baskın çıketti. O zaman dünya tatlı bir huJ tı, bu ilâcın ihtiva ettiği mikrob yaya kapıldı: Streptomycine vere yırtıcı bir hayvan gibi bütün bakmi altediyordu. Koch'un meşhur terilerin hakkından geliyor. Yainız basili artık Musasını bulmuştu. verem basiiine tesiri yok. Öteki an yenemediği amibli Fakat çok geçmeden bunun böy tibiotiklerin le olmadığı anlaşıldı. Yeni" deva faz hastalıkları bile iyi ediyor. Penila sert bir ilâcdı: Vücudde meydana cillin ve Streptomycine yirmi kagetirdiği mücadele hastayı şiddetle dar hastalığa galebe çalıyor. Aureosarsıyor, baş dönmesi, kulaklarda micin'le Choromycetine bu rakamı uğultu hattâ bazan geçici bir sağır otuz beşe yükseltiyor. Terramicin'e Beyaz müstatiller ilâcın tesir ettiği, siyahlar tesirsiz olduğu hastahklan lık yapıyordu. Bundan başka St gelince o, elli dört derde deva olreptomycine'in kötü bir âdeti vardı: makla rekor kınyor. Bazı lâboratuarlan şimdi yeni bir Hastalığı yenemediği takdirde mikroblar büyük bir mukavemet ka merak aldı: Bu ilâcların hepsini kazanıyor ve bu sefer hiç bir ilâc hak nştırmak suretile bütün mikroblu hastalıklara karşı müessir bir madlarından gelemiyordu. Az sonra chloromisetine keşfe de elde etmeğe uğraşıyorlar. Bizce dildi. Bu buluşu Aureomycine deni bunun o kadar ehemmiyeti yok, len altm renkli bir ilâc takib etti. intani hastalıklara karşı elde edileStreptomycine çok şiddetli, sarsıntı cek iki zafer kalıyor. Bunlardan yapan bir ilâçdır. Choloromicetin'in biri verem, diğeri virüslü hastalıkhattâ penicillin'in mahzurlan yok lar. Bu sonunculann en rnühimmi değil. Halbuki Aureomycine şifa ver çocuk felci hattâ ehemmiyet vermediği hastayı hîç sarsmryan bir de diğimis nezledir. Çocuk felcine çare bulmak üzere çok çahşılıyor. Fakat Amerika nezleyi de ortadan kaldırmağa karar vermiştir. İktisadî bakımdan nezle en mühim âfetlerden biridir. Nezle yainız Amerikaya kaybedilmiş mesai bakımından bir milyar dolara mal oluyor. Sonra ekseriya ehemmiyetsiz addedilen bu hastalığın bir çok ihtilâta sebeb olduğu da ma lumdur. Nezlenîn mikrobu hiç bir ilâcdan müteessir olmuyor. Esasen bu âraz yainız insan cinsine mahsus. gösterir Geçen sene Bethesda Enstitüsü nezle mikrobunu tecride muvaffak olduğunu bildirmişti. Fakat az sonra herkesi hayrette bırakan bir hâdise vuku buldu: Mikrob kaçmış, yok olmuştu. Kültür en ileri tekniğe göre yapıldığı halde mikrob Arsen Lüpen gibi sırra kadem basmıştı. Araştumalara tekrar başlandı. Amerikalı büginler nezle mikrobunu gene tecrid etmeyi umuyorlar. Bâri bu sefer kaçırmasalar! Bu muhtasar bilânçoya romatizmaya karşı bulunan ACTH ve Cortisone'u da ithal etmek lâzım. Yainız Birleşik Amerikada yedi buçuk milyon romatizmalı bulunduğunu bilnıek bu ilâcların ehemmiyeti hakkında bir fikir vermeğe yeter. Maalesef bunlar henüz tecrübe safhasını ge;ememişlerdir. Bu ilâclan kullanan kadınlarda bazan sakal çıkmağa başlıyor. Bazı kimselere baş dönmesi, sağırlık, muvazenesizbaş d ö n , ğ , lik k k t körlük hattâ delüik lik, muvakkat körlük, hattâ delüik girnıiştir. geliyor. Tedaviye son verildiği ıa • • • • • • • • « ' " • •••••• man bütün bu âraz geçiyor ama; romatizma gene başhyor. Dediğimizj gibi bu ilâclann henüz tekemmüle: ihtiyaclan var. : Sonra bu devalar henüz çok paŞ halı. Daha geçen sene cortisone'un; gramı 200 dolardı. Bu senenin başında 95 dolara indi. Son günlerde; fiat 50 dolara düşmüştür. Maamafih bu ilâclann iktisadî bir şekilde: hazırlanması çareleri bulunarak u; cuza maledümesi her an mümkün; dür. Sonra romatizmanın daha tej sirli tedavi çareleri de bulunabüir. : Antibiotiklerin fiatı artık her ke~ şeye elverişli bir seviyeye inmistir.: İ943 senesinin temmuz ayında: 100,000 ünitelik penicillin'in resmî: fiatı 20 dolardı. Karaborsada bu fiat: beş on mislini buluyordu. Bugün: aynı miktar ilâc 15 kuruş kadar et: mektedir. Diğer antibiotiklerin fiatı da ona; göredir. Bugün bir kaç kuruşla birj hayat kurtarmak imkân dahiline; Amerikada veriîen kararlann akislcri Son verilen kararlar s yasi ve BUnevî tesirlerirden sarfınazar Baunın maddi rahatı aleyhine askeri Kt:dretinin tezyidini ir.tac edece':tir. Büiün bunlar Kore'nin verd ği dersler cümlesindendir. Bu da gösteriyor ki her devletin takib ettiği siyeseti tatbik edebil;cek îmkânlara fahib olması sa:V Hâdiseler. mütecavizi geri çevire ::': "n:]5 için ona her tarafta ksrşı koyacak kuvvetler bulundurınak lâzım olduğunu isbat etti. Birkîik Amerikanın umumî bir harbe hszırjandığını zannttnıek doğru olmaz. Başkan Truman: cDurum son derece vahim olmakla beraber harbin ka. çınılmaz bir âfet olduğunu zannetmiyoruz. Hür dünyanın meşru' menfaatîerile Sovyet Rusyanın menfaatlert arasmda barış yolu ile halledHemiyecek bir çatışma yoktur. Umumî bir h?.rbe raanl olmak için şereflmizle mütenaslb lıer çareye başvurmakta devam ede« ceğiz.» demistir. i • •••••••••••••••••••'••••••••* • • * a a a a | * a * l l a l a a a v a c l t l * a a a • IIIIIIIMIIKI •«••••««••• aaa sa Bu hususta şüpheleri olanlara General Eisenhower'in şu Eözlerini hatırlatırız»Önleyici harbden bahsedenler bu (Mateh'dan): çareye bizzat başvurabilirler» Joitrml da Gtneve'den