15 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
12 Arabk 1950 CUMHURÎYET Sıhhi Bahisler j j Yurdun Kaihmma Hamieterinden: İstediğiniz gibi yaşarsanız uzun ömürlü olursunuz! Geçen şün bır anne bana derd yanıj ordu: Ne yapsam nafile! Tehdid etsem de tatlılıkla davransam da benim oğlana ıspanak yedıremıyorum! Dolabda kremalı çilek olduğunu görmüştum. O halde ne di>e zorluyorsunuz? Bırakın kremalı çilek yesin! Kadın boğulacak gibi oldu: Aman doktor ciddî mi söylüvorsunuz? Sibette ciddî konuşuyordum, Çilekde ve kremada bir sürü vitamın ve emlâh var. Çocuk da ispanak yerıne kremalı cilck seviyormuş. Bundan ne çıkar? Ben samimî olarak şuna inanınm: İnsan ne severse onu yemcü. T > ıdemki bir şeyı yapmaktan zevk alıyorsunuz, ondan kaç:nrmğa sebeb yok. Yanlış anlaşılmrısm: Hcdbinhği ve blçüsüz zevkleri teşvik ertığım sanîlmasın. Fakat insan ha yattan imkân nısbetınde faydalanmalı. Asırlar var ki insanlar uzun yaşamanın iksuini arar dururîar, erkek ve kadın genc kalmamn sırnnı keşfetmeğe uği'aşırlar. Son zamanlarda Pasteur Enstitüsü de bir genclık seromu bulmak içın çalıştığını bildirdi. Enstitünün bun da muvaffak olacağım farzetsek bile ınsanlık bundan ne fayda görecek? Hayatı uzatmkla ihtiyarhk devresi, yani insanların bir şe\ e yaramadığı seneler süriip gidocekse bunun ne mânası ola'ollır? Hayatımızı çerçeveliyen tabiî hududlar dahibnde daha iyi yaşamanın çarelerini arasak çok isabet etmış olraaz mıyız? Dostlanmdan bir doktor bana babasından miras kalan bir hastayı tanıttı. Hasta 90 yaşındadır ve gorünüşte sıhhati mükemmeldir. Buşeyi ileriye bırakan kimselere ne demeli?. Bir kadın bıliıım, boyuna yenı tuvaletler alır, fakat hiç bırini giymez. Anlaşılan onlan muhım fırsatlarda gıymek tizere sakiar; ba'ka bir kadın öğretmen var, senelerdır tatillere veda ederek üniversıteye jpttî ve geçen sene doktorasını vcrdi. Bu sene ilk defa olarak yazhğa gitti ama artık çok peç kalm'jtı. Eelenmesıni unutmuştu. Bütün unvan ve sert bakı^arına rağmen bu kadra hayatı dr.ha guzel rcnklerle gorsn arkadaşîan kadar iyi bir öğretmen büe dc;il! Dnima herşeyden emin olarak hayatta yürümek, insanın hayahııı berbad eder. Evini, bankadaki hesabını, işini ve sıhhatıni fazla düsünen rresud olamaz. Hayatta her şGjde bir risk payı vardır. Daım3 emnıyettp olrmŞa calışanların karsısma e^serıya bir cok muskul »çır kar. Bazı .TcVın.larda da nâhos olan şeylere saplanmak ve onlan kendilerine tatbik etmek merakı vardır. Bu prensipe göre dünyada noş olan ne varsa onlara fena görünür. Manasızhğm bundan mükemmeli olamaz. Dunya ıstifademıze arzedilmiş bir çok iyi, hoş, güzel nimetlerle doludur: Guneş, yağmur, yemek, uyku, aşk, cyun, neşe hep bizım için. Biz bunlara arkamızı çevrirsek onlan yaradana karşı nankorluk etmiş olrnaz mıyız? Bana goründüğü şekıide hayat bir sanattır, hem de sanatlaruı en mühimmi. Onu muvaffakıyetle yaşıyanlar nadirattandır. Kıniîc kafese karstı'.mış bir kuş f.ibi yasamak mecburıyetınde değildir. însan istedikten sonra ou havatı pekâlâ değıştirebilir. Amerikanın Rocheuss 'la^îarının ortasında, turistık yol'arc'an uzr.kra bir yerde bır benzin istasvonu var. Bu nun srhıbi gayet ince ve kulturlü hır adamrlır. Evvelce Ne\vYork'ta hukuk işlerinde çalışır ve çok para kazanırdı. Fakat bütün nimttlerine rağmen o hayattan nefret ederdi: Bana karannı şöyle uah etti: « Günün birinde hepsini bırak tım ve buralara geldim. Bu hayat belki herkese uygun gelmez ama bu memleket hoşuma gidiyor. Artık mide rahatsızhğı çekmiyorum, âsabım düzeldi. Canım istediği zaman işi bırakarak şöyle bir hafta gidip balık avlıyorum. Fazla para kazanmıyorum ama şimdiye kadar böyle zevkli bir hayat sürdüğümü de hatırlamıyorum.» Dünyada muvaffak olmuş adam hoşuna giden işi yapabüen adamdır. O sadece mesud olmakla kalmaz, ötekilerden daha da çok yaşar. Meşhur «özdür: «Neşe ilâclann en muhımmidır.» Hakikaten onun kadar müessir ilâc bulmak imkânsızdır. (Selection'dan) Yazan: Ismait Habib Sevük 1K IKI SATIRLA Geçen haftanın en hayırlı ajans haberlerinden bin Meric içındı: Iarshall plânı yardımile Mericın ıslahına karar verilmiş. Türk Yunan mühendıslerile Amerıkan raütehassıslan bütün projeleri hazırlamışlar. Mericin ıslahile bir çok faydalar elde edilecekmiş. Ajanslann dili kurudur. Çeyrek asır önce üç yıl onun kıyılannda yaşadım. Meicin ne olduğile ne olacağım konu;ayım. Dd mazhariyet: Meric gövdesi bakımından Seyhana, tarihteki rolü bakımından da Sakaryaya benzer. 450 kilometrelik bojru Seyhana denk, havzalannın mesahası da Mericin lehine biraz farkla aym gibi. Denize doktukleri ;u da feyezan zamanında Seyhanın fazlahğına karşı çekilme zamanında Mericin üstünlüğü olduğu içm gene birbirine uygun. Sakarya ile tarih rollerindeki benzerliğe gelince: Osmanlı Imparatorluğu Anadoludaki kuruluşunu Sakaryaya, Rumelideki kuruluşunu da Merice borçludur. On dordüncü asrın ikinrı yansı başlarında, yani bundan beş asır önce, büyük kahraman Hacı II Bey on binlık keşif kuvvetile 60 eya 100 binlik Haçlı ordusunu yoklamaya memur edilmişken, düşman ordusunun Meric kıyılannda, emniyet tertıbatı bile almaya lüzum görmeden, sonsuz bir gururun gafleti içinde bulunduğunu anlayınca, gecenin kaıanlığından faydalanarak, meşaleler ve tekbirlerle dört araftan saldırır saldırmaz... on misli düşman yok oldu ve çoğu Mericde boğuldu. Evet Rumelide yerleşmemizin temelatma merasimi Mericde yapılmıştır. Eşsiz bir bulvar: Merici de, Edirneyi de, ilk defa idildiği zaman en iyi intıba ıle örmek tren yolile kısmet olur: Karaağaçtaki istasyon binası Sırkecidekinden daha gösterişlidir. Altm para devrinde yapılıp şimdi bir sürü milyonlarla bile yapılamıyacak kadar heybetli Küçük Zabit Mektebi. Birer mimarî âbidesi gibi duran bu binalardan başka Karaağaç denen kasabanın şirin mamurluğu. Parke döşeli ana caddenin iki tarafında düzgün ve muvazi uzanan sokaklarla plânlı bir belde. Bu da bir şey değil. Karaağaçtan Edırneye kadar uzanan beş kilometrelik bulvar: Bunun ikinci bir eşine bütün Türkiyede rastlanamaz sanınm: Parke döşeli gerü? yolun iki tarafında eflâke ser çekmiş ağaçlar. Bu heybet heybet yüksek ağaçlann dallannı gök ortasında birbirine kenedleyerek caddeye boylu boyunca titrek, hulyalı, ziya huzmelerile kanşık gölgeler serpmesi. Youn sağ tarafında gayet koyu bir ormanın nefti kesafetile yolun sonunda Mericin akıntılı zebercedliği IVieriç tasınca iki yanım kaplayan suUr ve hemen onun arkasından Tunca ilerisinde Tuncanın adını tajtyan âe sfaadfld gibi d«0Ml. Çünkü Trak nun durgun şeffaflığı: Evet bütün köprü. ya o devirlerde görbüz gurbuz orbu dekorlarile böyle bir bulvann manlarla doluymus. Avcı Sultan Bir Vezirin himmeti: eşı yoktur. O esas köprü çok boylu değil, Mehmed binlerle zağarlık av alaylarile o ormanlarda avlanırdı. SonUç ırmağın cünbüşü: fakat çok heybetli Belli ki yatakOn iki kemer üzerine kurulup lann dolması yüzünden yüksekliği raî... Ah o kflr balta, ben oradaysırtını hafifçe kabartarak acayib ken yasklar, bundan elli yıl Snc« bir mahluk gururile Merice abanan nin en az yarısmı kaybetmiş. Öyl» «Beylflc oraaınn kfiiâiclflrt* köprünün orta yerinden manzaraya hnasa üç nehrin sularını da kendi bir darbı mıırl oldnğtam •Aylerler bakıyorum: A, Meric bir nehir de albndan geçirebilir miydi? Kimler dl. Demek ki gtrflcma devrinde mah ğil de sanki mustatil bir nehir gibi. dir üç buçuk asır önce o mühim volan ormanlardaa aonra bir müdYukandan bükülerek geldiği yerle köprüyü kuran ve kurduran? Ku det kütüklerle geçfcndşlz. Ormanlar aşağıdan gene bükülerek gittiği yer anın adını bilmiyoruz. Her halde kalmayınca fklim sertleşü, nehirler görünmediği için uzunlamasma bir Üimar Sinanın çıraklanndan ola taşıp duruyor. Meriç tuğyansız zagölü andıran Merice yukanda, sağ cak. Kurdurana gelince: Bu Ek manlarda yatağı kendine fazla bol taraftan Arda, asağıda da sol taraf mekçi zade Ahmed Paşadn:. geldiği için yer yer adalar v toptan Tunca dökülmektedir. Arda deOn altıncı asnn aonlarile on ye rak tortulan göstere göstere kendi lişmen, köpüklü; Meric olgun, va dinci asnn başlannda bütün Os yatağmdan kendi utanmaktadır. karlı; Tunca, üç nehrin en ihtiyan; manlı tarihinin en ünlü BasdefYannki Meriç: artık doya doya yatağına iyice yerrdan, yani Maliye Nazınydı. Zen Ajans haberleri Mericin ıslahı salesmiş, aktığı belirsiz. [indi. Kuyucu Murad Paşa 1608 yesinde 80 bin hektarlık arazi kazaBülbül adası: e Celâlıleri temizleme seferine çı nılacakmış. Bu şöyle böyle bir milMericle Tunca arasmdaki bir kaç ınca Ahmed Paşa da, uhdesine yon dönümluk bereketli toprak deverilerek, ordu nezdine mektir. Fakat Mericin baştanbaşa yüz metrelik kara parçasma Edir 'ezirlık nelıler «Bülbül adası» ismini tak [önderildi. Başdefterdar, Kuyucuya yatağı taranıp adamakıllı ıslah edılmışlar. Tunca, demin işaret ettiği lara götürecek. Kalenderoğlu onu dikten sonra meydana gelecek faymiz gibi, köprünün epeyce aşağısın msuya düşürüp hazinesini ele ge dalar birbirini takib edip duracak. ;innek isterken Kuyucu Murad Sıhhat nimeti, taşkınlar sonunda da Merice kavuştuğu için orası sa 3 hiden bir ada gibi görünüyor. Bu, aşa Halebden cebri bir yürüyüşle meydana gelen o hazin bataklıklar. bir şey mi, Mericin daha nice böyle ıarekete geçip Alacaçayır cengin Arbk ıslahtan sonra en tuğyanh adaları var. Hattâ yanm asır önce le Kalenderin ordusunu mahvetti. zamanlarda bile yatağuıa yerleşen ki deve güreşçilerimizden Halil şte bu Ahmed Paşa Edimeli olup nehlrlerin batakhk yapmasuıa imkân yok. İktisadl hareket. TanhPehlivana «Adalı» denmesi yüzün Heriç üzerine kurdurduğu o köplerden biliyoruz ki Mericde büyük den Onun Akdeniz adalanndan bi rüyle memleketine en hayırlı hizgemiler işlerdi. Islahtan sonra Emeti yapmıştı. rine mensub olduğunu sanan nice dirne denize bağlanmış olacak. Zıral Hey gidi eski Edirne: okuyucular «Türk Güreşi» yazılaPadişahlann bir çoklan Edime kalkınma; tuyun en az bulundugu rının çıktığı sıralarda ne kadar i Istanbuldan daha fazla severler zamanlarda bile yataklar dolu olamektub yazıp bu adanın hangisi cağı için, alınacak tertibatla, kurak olduğunu sormuşlardı. Halbuki 'A !i. Neydi Edimedeki bu büyü? Bir mevsimlerde arazinin sulanmasu iefa Sarayiei başlıbaşına bir haridalı Halil, Mericin bir adasındanBunlar hep naddî faydalar. İşin bir dır. Ama bu Bülbül adasından de :adır. Tunca orada yere yatınlmıs de estetik tarafı. Yataklann her Dir 8 rakamı gibi iki gözlü bir kağil. Oyle bir yer adile bir pehlivavakit dolu olması gözlere ziyafet, na yakışmazdı. Adından da belli, ris çizer. Rahmetli Osman Rifatin ruhlara şetarettir. Meriç o zaman orası ancak kanadlı birer şair olan ir ömür boyu tetkiklerile, çeyrek daimî olarak bir güzellik şehrâyinl asır önce, öğrenmiştim ki oradaki bülbüllere vatan oîabilirdi halinde akıp duracak. Bu mesud Saray yanında İstanbulun Topkapı Köprülerin verdiği ders: istikbalini şimdiden selâmlıyorum Arda ile Tunca sağdan soldan Sarayı bir oyuncak gibi kahrmıs. aziz Meriç. Sonra o zamanki Edirnenin fkllmi Merice dökülürîer, halbuki köprülerin en yenisı ana Mericin üstüne kunılmuş, en eskileri Tuncada. Meric köprüsü ikinci Mahmudun son zamanlarıle Abdülmecidin ilk zamanlannda yapıldı. Yani ömrü bir asırdan biraz fazla. Halbuki Tuncanın köprülerinden biri Fatih, biri Kanunî, biri de Birinci Ahmed zamanında yapılmıştır. Yani en kaldlğım göstennektodlr. Sefalet • Hindistan ve Kore derece kadar uzun yenisi üç buçuk aorlık. Ana nehirYenı Delhıde, Nehnı İle gönışen Ame danbertderın, o etmektedir kl bır zarn.andevam halk artık deki bu mahrumiyetle talî nehir rikalı muşahıdlere gdre, vaziyet gu şehoşnudsuzlugunu açıktan açığa lzhar deki o mazhariyet neden? Meğer k.lde gorunmektedır Hindistan hüku etmekten bile çeklnmemektedir. eskiden Tunca Merice daha yuka mtei Tıbet hakkında endişelerinl gizleLe Monde'dan miyor. fakat bu endışeler Kore mesendan kavuşurmuş. Meric sağdan esinde takınmış olduğu durumu da *** soldan iki evlâdını aldıktan sonra, hlssedilir şekıide değjştlrmlyor. Bingazinin istiklâli meselesi şimdi Tuncanın geçtiği köprüden Hındliler Amerikalılara üç defa lhBingazıde yeni blr mıllet doguyor v« geçermiş. Sonra ana nehir Tuncaya tarda bulunduklarmı fakat Amerikabu doğuşla birllkte bazı sualler ve meküsmüş mü ne? Bir gün, bilmem ılann sözlerlne kulak asmadıklarını seleler ortaya çıkıyor: Yenl devlet na. hatırlatıyorlar. Bu ihtarları sırasile hangi tuğyanda, aklına esip yolunu kaydediyoruz: sıl yaşıyacak? Bu memleket mılliyetçi" lerı tam bır îstıklâl ıstıyorlar ve terakBatıya doğru çevirerek Tuncayı Bır kere Guney Kore Başkanı Syng kı taraftarı gorunuyorlar. Blngazıye bu açıkta bırakıveriyor. Bu suretle Me man Rhee'yı işten uzaklaştırınız. Korericin kendi köprüsüz kaldığından yi çurumuş bır totalıter ve murteci iki gayenüı tatbik editaesı bir hayli muşkul gorünuyor. Tunca kendi başma o köprüye kon olan bu adamla ldareye imkân yoktur. Para bulmak kolay mı? Bu Kore'ye venlecek mustakbel rejiml ketin zayıf ekonomısinin halkı memledu. Hâlâ Mericin birkaç yüz metre geçıntayin etmek üzere Mllletlerarası bir dinneğe muvaffak olacağım farzetsek komısyon vücude getirinlz. buray» Nihayet 38 incl arz dalresinl geçme blla yabancı memleketlerden imkânyatınmmı teşvlk edecek XJ l n yln z. Çunkii bu takdirde karşınızda par»nerede? Şimdiye kadar tngıltera ~ * Çeviren: Vahdet Gültekin Çmlılerln komünist oTdusunu bulursu lar Fransa buraların ldare masrafını ve nuz. Haberi ilk bakışta gördüm: Hlnd liderlerlne göre MaoTseTung uezlerine almışlardı. Pekl bu memleket jabancı yardlhükumeti ÇangKayŞek hükumetine yaşıyabilmek içın genetam bır ıs'ıklâl«Bir çingene fala kadm garib mına ihtıyac duyarsa her cihetçe faiktir bir kazada öldü» başhğı altında den bahsetmek nesıl mumkun olur° Tribune dt Geneve'den şunlar yazıhydı: Bu çeşid sun'î devletler yaratmak ney« yarar? Daha doğmadan boyie me*** seleler karjısında kalan bır mem'eket «Dün gece Hastings'deki bir eğ Tugoslavyarun feci haH komünlstlerta «ızmalarına karşı cıddl Saat altıyı beş oldu. lence yerinde Carlotta adında bir Tito'nun aldıgı demokratlk tedbirler blr sed teşkil edebıhr mı' Altıyı altı oldu, avuçlanm ter fala kadın garib bir kaza neticene oldu? Yoksa bunlar beyaz kâğıd Bingazıde belki takib edılen sıyaseü liyordu. sinde ölmüştür. Billur küreye baüzertne yazılan güzel fonnüllerden iba. değiştirmek için vakıt geçtır Eurada ret ml kalıyor? Tito rejlmlnl en ziyade alınan dersin başka yerde lşe yrramaNihayet albyı yedi geçtî... hiç karak istübal hakkında kehamedhedenler bile bu tedbirlerüı haki sını temennl edelım. nette bulunan bu çingene fala bir şey olmadı. katen tatbik edllip edllmedığinl bilmlLe Monde'dan «Acaba bu saat yanlış mı?» kadın oyuncak bir demiryolunda yorlar. Blzlm bUdJglmiza göre çlmdıllk diye, bir de ceb saatime baktun: saatte 100 kilometreye yakın bir *** muhallfleTden vt papazlardan henuz hızla yokuş aşağı inerken önüne Dahi alfayı iki geçiyordu. yüzlercesl haplslerd* çürumektedır. Almanyada kömür meselesi Bup senekl açlık tehdldinl izah etmek Demek ki masanuı üzerindeki gevşeyip garkmıg bir elektrik teli Almanyada bir teşkılât vardır Buüzere lklde blrde ortaya atılan kurakçıkmışbr. Kadın bu teli gördüysaat beş dakika ileriydi. lığa gelince: Bunun bu sene memleketi nun vazıfesı Ruhr'u harb imalâtı yapse de, hızm tesirile, eğilememiş Tekrar ter dökmeye başladım. ağır bir jekllde kasıp kavurduğu mu maktan alakoymak. çelik ve kcmuır ısBu sefer gözlerim ceb saatimde, ve tel çenesinin albndan geçerek hakkatır. Şunu da ksbul etmek lâzım tihsalim taksım etmektır. Bu te;kılât başını koparmışür. dır kl, Sırbistanın tarihlnde eksik olnu. Almanyanın 1951 senesi ilk uç aylıfe heyecanla bekliyordum. y«n kuraklık hiç Mr «ene böyle bir komur ıhracatım 6.8 milyon ton olara's «Hâdiseye şahld olan yfizlerce Alüyı beş... altıyı alb... ftfet hallnl «lmamıştı. Yugoslavyada tesbıt etmıştir. Almanlar bunun 5.8 olaGözümle saatin yelkovanını ta kişi dehşetle haykınsmıslar ve »hayvanlannı besliyemiyen köylü bun rak tahdidınl lstiyorlar. Bunun İçın de ralarında bayüanlar da olmugkib ediyordum. keslyor. Bir İki haftaym kadar bu juksek muttefik komisyonu nezdınd» tur...» Albyı yedi geçti. memlekette tek buğday tanesi kalmı if.razda bulunacaklar. Çunkü komür yacak. Halbuki harbden evvel Yugos fazla ihrac edilırsa Almanyanın ihtıyaYanm dakika daha bekledim: lavya gıda bakımından ıhtiyaclannı cma kâfl gelmıyecek. Gene bir şey olmadı. Elim titreye titreye telefona utemln edebiliyordu. O halde, buna 6eAmerıkan kaynaklarından verllen haSekiz geçti. Derin bir nefes al zandım. Öğrenmek isteüğim kübeb olarak rejimin işledıği bazı ağırhadım. Falcının bahsettiği tehlikeyi çük bir nokta vardı. Fakat, alatalaıı zikretmek pek yerslz sayılmasa berlere gore Ingıltere bu teşkılâtı kalcağım cevabdan da korkuyordum. atlatmıştıml gerek. Bunlann arasında sanayileşrte dırmayı duşıınmekte olup ılgılı devletyolunda «arfedilen hesabsız gayretler lere bu yolda teklıfte bulunacaktır Akşam yemekte karuna işi anTahminim doğru çıkb. Gazete Tekhf kabul edıldıği takdirde ilgiU ziraatte çalışan kolların azlığı, randılattım. Benimle alay etti. Hep yazı işleri müdürünün verdiği manın bu yuzden vahim bir jekilde devletlerin Batılı muttefıklenn ıhtıyaccevabı duyunca hayatımm en beraber kahkahalarla güldük. duşmesı ideolojik pahanelerle çıftçi ları n:sbet nde Alman komuru almaladehşetli anını yaşadım: * * * tüccar ve teknisyenlerın arasından en rını saglanıa>ı one surmeleri çok muhiyilerınln lsten uzaklaştırılmalan da temeldtr Boyle olsa dahı Alman CuraErtesi sabah kahvaltıda kızım Carlotta tam saat altıyı yedi hurıyetı daima ıstedığı «eşıtlik» yolunvar. «Daily Mail» gazetesini getirip geçe ölmüştü! Yugoslavyadan gelen en son ve yet da yeni ve muhun blr adım atmış olaAlfred Hitchcock önüme koydu. klll malumat bu memlekette efkân caktir. Oaıttit d« Lauttınne'dan umunüyenln büyük degisikllklere ChuıchilFiıt bir tavsıyesi Eski Ingüiz Basbakanı Winston Churchill Amcı.kalı bır iş adamına yazdıŞı mektubda şöyîe demiştir: aOğle ycmef;ı ile m yemeji arasmda bir müddet uyumalı. H^rb esnasmda, pece geç vakitlere kadar çahşmak zaruıctınden, e^ndüzleri bir iki saat uyımayı âdet edindım. Fakat bence .zaruıet olmasa da herkes, aksam sofrada kansmm veya arkadaşlarının }'anmda canlı ve neşeli bulunabilmek icin, öğleden sonra biraz uyuyup dinlenmeüdir.» Churchill mektubunun diğer bir kısmmda da diyor ki: «Son kırk sene zarfında gerek kanm, perek ben, sabahları beraber kahvaltı etmeyi bır kaç kere denedık, fakat neticeden memnun olmadım, vazgeçtik. Aksi takdirde evlilik hayatımız tehlikeye girecekti.» (Newsweek) *** Jap«n görüşünün isfikbali tehllkede Uzun zamandaaberi Japonyanm milll ıporu Myılım guref (japonca adile cumo yavaf yav«ş yerini b«zbol« t«rk«tm«lrUdir. Vakıa, geIM Japoolar araanub füreçe çok m n k h hiMnk* vardv, fmlurt bufttnkti amÜM Mr Am«rikan sporu olan bezbola d«b* fazU «lftka gösterdikleri görülmektedlr. Bu bakımdan, ınımoı nun istikbalinden endif* edenler vardır. Çünkfl Japon gureji ktiçük yaştan ggreflilmeai 14unı gelen inc* ve ç«tin btr fanattır. Bugflnkü mejhur pehlivmnlar btmdaa »enelert» evvel, fançliklerinde güreşe Vtr ve yıllar geçtikç» dlr. Japonlar umumlyetle 1.60 1.65 boyundadırlar. Japon pehlivanlan ise 1.80 boyunda, hattA daha uzun boylu ol«nlar arasından seçillr. Bunlann sıkletleri de bazan 135 kiloyu bulur. (CoUipr's) *** Orson Welles'e boykot Meşhur sinema artisti Orson Welles, geçenlerde Almanyada bulunmuştu. Dönüşte bir Fransız gazetesinde intıbalarını neşretmeye başlada. Artist bu yanlanndan birinde Al manlann hâlâ rıazi taraftan olduklannı iddia ediyor ve: «Hitlervârî selâm veren bir Almanm dişîerini döktüm» diye de itirafta bulunuyordu. Orson Welles'in diğer bir iddiaaına göre de Almanlar riyakâr bir millettir ve dost göriinmekle , bc aher gene du;manlık beslemektedıı'er. Arüstin bu yazısı Almanyada büyük bir akis uyandırdı ve bu ithamlara karşı protesto olmak üzere Almanlar Orson Welles'in filmlerine boykot ılân ettiler. Yapı'an bır hesaba göre, bu boykot yüzünden Amerıkan fı'ırr.'ileri 250 bjı dolar zarar etmişlerdir. (Tiıne) *** Yurdsuzlara yurd: Kanada Harb ve iktısadî buhran yüzünden Avrupadaki yer ve yurdlarını kaybedenleri bır çok memleketier, kendi nüfuslarının fazlalığı dolayısile, hududlarından içeri alamnmak zorunda kalırlarken, bunlara kapılarını seve seve açan bir memleket vardır ki o da Kanadadır. Geniş toprpklarına mukabil sadece 14 milyon nüfusu olan bu me.nleket şimdiye kadar 90 bin kişiye yer vermiş ve bunlann hayatlarını *emin edecek tedbirler almıştır. Bu arada bilhassa Baltık memleketlerinden gelen muhacirler büyük bir rakam teşkil etmektedir. A\TTIpadaki muhacir kamplarından Kanaday« giden genc kızlann sayısı 7 bine yakındır. Bunlar Kanadalılann yanında hizmetçilik, dadılık gibi vazifeler almışlardır. COverseas) *** Bir yolcu daha Fransız Komünist Partisi lideri Maurice Thorez'in bundan bir müd. det evvel, bir kaç hafta Fransada «hasta» olarak yattıktan sonra, Vişinskiy'in ta>yaresile Mdskovaya götürüldüğü malumdur. Bugün de Doğu Almanya «Cumhuriyeti» Baş kanı Wilhelm Pieck'in aym yolu tuttuğu haber alınmıştır. Resmen haoer verildiğine göre Wilhelm Pieck, Rusyaya bir müddet aistirahat etmek ve tedavi görmek» üzere gitmiştir. Fakat yetmiş dort yaşında olan Alman komünist liderinin neden istirahate ve tedaviye muhtac olduğu bildirilmemek1 tedir. Bulgar Komünist Partisi lideri ve Basbakanı Dimıtrov'un Moskovaya aynı maksadla götürülüp orada öldüŞünü hatırlayanlar bu esrarençız seyahatlere fena mana vermekten ksndilerıni alarrıyorlar. (Scttimo Giorno) *** Nepoleon"un traş kuhısu • Emıle Merlen admda bir Fransız, Lille şehrinin Tarih Kurumuna müracaat ederek, Napoleon'un traş kutusunun bulunduğunu bildirmiştir. M. Merlen'in verdiği malumata göre İmparator bu traş kutusunu daima yanında taşırken, Waterloo bozgunu üzerine Geneppe civannda bir çukura atmıştır. 45 santim boyunda, 32 santim eninde ve 19 santim yüksekliğinde olan bu kutu maundandır. Kilidinin üzerinde Imparatorun kartallı arması ve «Napoleon Bonaparte 1802» yazısı vardır. (Oggi) na rağmen dostum onun bir kera olsun inlemeden nefes aldığını hatırlamıyor. Bu adam bütün hayatı müddetince kendisine ve yakınlanna yük olmustur. Yaşı ne kadaı 1leri olursa olsun böyle bir adamın «yaşadığı» iddi» edilebilir miî Hayatla aJâkadar olamıyorsanut yaşamıyorsunuz, sadeoe mevcudlyetinizi idame ettıriyorsunu» d«mektir. Buna rağmen kendUerini her türlü zevk ve eğlenceden mahrurn etmek için bir sürfl lahmete katlanan bir çok insanlar tanıyorura. Bazılan herhangi bir işi hof ve eğlenceli olduğu için değil d« vazife bildikleri için yaparlar. Bunlar andan doğma ihtiyardırlar. Onlarda işkence şeklini alan varifa hiasi, arkadas ve aileleri için bir nevi korkulu rüyadır. Ciddiyeti ifrata vardıran ban kadınlar kocalannın ölümünden sonra gulmevi kendilerine haram ederler. Kederlerine alısırlar, onu âdeta Mv«rl«r ve yalnız kendilerine degil, çocuklarına bile normal ve mesud hayat Bartlannı çok görurler. Pek çok kimseler iyi yaptaklannı Eannederek «kuvvetı rejimi takib ederler ve bu yüzden kendUerini cefaya korlar. Bu zavallılar bava soğuk olduğu zaman bile pencere açık yatmakta inad ederler, halbuki burun ve boğaz mütehassıslan bunun fena olduğunda müttefiktirler. Milyonlaroa inaaa sabahlan kendilerini titreten loğuk du» korkusile uyanırlar. Duş onlan flşütür, uyuşturur, featrlen bazan öğle vaktine kadar devam eder, ama zavallılar bu adetin sıhhatleri için iyi olduğunu fanederek her gün o iskencer* katlamrlar. Oysa ki duj çok defa nezleye zemin haaırlar. Bir arkadaşım var: Vöcudünün hatlarını muhafaza etmek için her sabah bir takım idmanlar yapar. Orduda yapılan tecrübeler ağır ve devamlı idmanlara tâbi tutulan askerlerin daha az antrenman gören lerden hiç de fazla dayanıklı olmadıklannı göstermiştir. Bir kadın biliyorum, bütün aile efradına çiğ havuç, ham şeker ve yulaf unu yedirir. Yaptığı yemekler protein, yağ, tuz, vitamin, kalori bakımından ustalıkla tertib edilmiştir. Fakat bunlar o kadar tadsızdır ki yiyenler pek istifade etmez. Ya evlerinin tertibi uğruna hayatlanru zehirleyenlere ne demeli? Manyak denecek derecede kadınlar bilirim ki evde kimseyi ralıat ettirmez. Çünkü onlara göre her şeyin bır yeri olmah ve oradan kat'iyen oynamamah: Sigara, tablalanna, gemsiyelere ve ayakkabılanna mahsus köşeler vardır ve oradan oynatılmalan kat'iyen caiz değüdir. Bu kadın mükemmel bir aile kadını ve annedir. Biraz kendini bıraksa ve işlerini oluruna bağlasa ondan iyisi bulunmıyacak. Çiftler bilirim: Adetlere o kadar bağlıdırlar ki eğlendıklerini farzettiğimiz zaman bile zevk almazlar. Onlar hoşlarına gittiği içın değıl, icab ettiği için bridge veya golf oynarlar, Ya zevklerine bizmet edecek her Kore şehidleri Mevlidi ve Saüye Aylânın giizel bir Mısır Büyük Elçisi teşebbüsü Kore sehidlerimiz için pazar gunu Kıymetli sanatkâr Safiye Aylâ Emintert.b edılen Mevlldde Mısır Buyük önu Halkevinde pazar günlerl içkısiz Elçısi Emin Fuad Bejn temsilen Mısır aile matinelerl vermeyl kararlaştırmışKonsolosu da hazır bulunmustur. tır. Safiye Aylâ bu güzel teşebbusun tatbikın» önumüzdeki pazar gununden Vasfi Rıza Zobu, tbrahim itibaren başhyacaktır. Delideniz aleyhine yeni Katil talebenin duruşmaa bir dava açü Teknilc Ünlversitesi profesörlerinden Şehir Tiyatrosu sanatkârlarından Vasfi Rıza Zobu, Savcılığa müracaat Feyyaz Gürranı öldürmekten lanık ederek «anatkâr Ibrahlm Delideniz aley Makine Fakültesl talebelerlnden Mehhine yenl bir dav& açmıştır. Vasfi Rıza med Taşkescnln muhakeroesme dun de Zobu Savcılığa verdiği dava arzuhalln 1 nd Ağır Cezada devam edilmiştir. Dunku oturumda Makine Şubesi Dede, sanık Ibrahim Delidenızin ilk açtığı vc 9 uncu Asliye Cezada gorulmekte kanı tlhamı Cıvaoğlu, Kutubhane olan dava sırasında ker.disine huzuru Memuru Nad, polls Mustafa, talebelerhakimde alenen hakarette bulunduğunu den Alâeddln ve Mustafa Atakan şahid büdırmektediT. Vasfi Rızanın açtığı bu olarak dinlenmlşlerdir. Şahld bgrendler, dava da bır evvelkl İle birleştırilerek katll âletl olan tabancayı sanık Mehmed Taşkesende vak'adan 1 ay evvel gör »ynı mahkemede gdrulecektir. düklerinl. niçln taşıdığmı sorduklarırEsrar tekkesi işletenler da da «Benim değ:l. enişteme gbndermahkum oldu mek üzere satm aldım.» dediğinl «öyTophanede esrar tekkesi işletirlerken lemişlerdir. Sanık svukatlarından Feyakalanan Osman Top İle suç ortağı hamet dinlenen şahidlerın ifadelerinde Saüh hakkında duruşma dün S mci mubayenet bulunduğunu İddia etmiş, Asliye Cezada sona ermtş, Ikisi de birer Dimlann tellfl lâzım geldıginl belirtsene hapse 2 yıl sürgUn cezasına mah miîtlr. Duruşma gelmiyen fahldln celkum «dllmlîlerdlr. bl İçin baska blı güne kalmıjUr. AJANSLARINDAN Küçük Hikâye Bir yaz, tatilimizi geçirmek üzere, kanmla ve kızımla beraber, Londra cdvannda Hastings'e gitmistik. Çok »ıcak bir gündü, kızun Patricia ile, parkta dolaşıyorduk. Türlü eğlence yerlerile bir panayır haline gelmiş olan bu park, her zamanki gibi gene çocuklann çığlıklarile çınlıyordu. Üzerinde «Falcı Carlotta» yazah olan çadırm önünden geçmiftik. Patricia: «Ne olur, baba! Biz de falımıza baktırakm,» diye ısraı etti. Döndük, çadıra girdik. İçerisi filmlerdeki falcı odalannı gösteren sahneler şeklinde tan zim edilmişti. Orta yerde bir masa vardı, masanın üzerinde de billurdan bir küre duruyordu. Carlotta bu küreye bakarek, evvelâ Patricia'nın istikbalini okudu, basma kalıp şeyler söyledi ve bir takım müjdeler verdi. Sonra benim falıma baktı. Benirn de istikbalim gayet parlakmış, en dişe edeceğim hiç bir şey yokmuş. Parasını verdim. Tam çıkıyorduk, seslendi: «Bir saniye, beyefendi. Falcıhğa başladığım gundenberı kim seye kotu bir haber vermiş değilündir. Gorduğüm fena şeyleri cınııt Gördüğü Ölüm daima kendime saklamışımdır. Fakat sizin istikbalinizde öyle feci bir şey görüyorum ki söylemeden edemiyeceğim. Kimbilir... belki bir çaresini bulur... bu felâketten kurtulabilirsiniz, ne yapıp yapın, kurtulmaya bakın. «Bir saat görüyorum. Altıyı yedi geçiyor. Gün bugün. Ondan sonra hiç bir şey göremiycrum. Her taraf kararıyor. Yalnız, kulağıma bir çığhk geliyor: Müthiş bir kazanın yürekler parçalıyan çığlıgı. İnşallah dikkat edersinia de... billur kürede görünen bu korkunç hâdisenin önüne geçersiniz.» Heyecanlanmıştım. Fakat ban» asü tesir eden şey kadının söylediklerinden ziyade, bunlan söylerken aldığı hal olmuştu. Kızım ağlamaya başladı. İşi şakaya vurmak istiyerek, Patricia'yı oyalamaya çalıştım Kalabalığın arasına karıştık, yü* rüdük. Fakat o gün benim için zehır oldu. Eve geldiğimizde saat beş bu çuktu. O zamana kadar Patricia falcı kadını ve söylediklerini unutmuştu bile. Onu annesile beraber bırakıp ben çalışma odama çekildim. Kendi kendime: «Saçma!» diyordum ama, gene de heyecanlıydun; sinirlerime bir türlü hâkim olamıyordum. Duvardaki saate bakıp, altıya geldiğini görünce büsbütün heyecanlandım. Mektub açmakta kullandığım bıçağı elime alarak sinirli sinirli oynamaya başladım.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle