21 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Ayastafanos Muahedesinin Asyayı ateşe vermek imza edildiği oda I Beynelmilel Portreler c 1959 CUMHURÎYET Tarihî Odalar: 13 •«* Yazan: Haluk Y. Şehsuvaroğlu isteyen Çinli lider Toplayan: A. H. R. Evet. beş altı milyon k.lometre kare gen^lığmde ve dort yuz euı milyon nufusa sahib Çırm 1 numaralı hâkımi MaoTssTung bugun Asya kıt'asını, belki de butıın dunyayı baştanbaşa ateşe verrr e!v niyetınde olan bir adamdır. Bir tsraftan Kuzey Korelilere yardim edıp oradakı silâhlı mucadeienin cev?m etmesıne sebebıyet verırken objr taraftan da her türlu mudafaa vasıtalarından mahrum TIDPİ ı ıstılâ ediyor ve belki de buradar. H'r.distana sarkmak suretıle daha buyük emeüere kavuşmak gayesını takib ediyor. Halbuki o isteseydı. Eatı demokrasıleri ve Bırleşık Arrerıka ile anlaşır, Stalın'ı soğuk ve sıcak harb tahriklerıne. karar vermeğe mecbur eder, üçüncü dünya harbini önler, umumî barışın teessüsur.ü sağlar, butün insanlığm ve medeniyet âlemının duasmı alıp teveccuhunu kazanabılirdi. 3oyle yapamazdı, çünkü şimdiye kadar geçırdıği maceraperestane hayat netıcesınde sahib olduğu zıhruvetın buna mânı olmamasına imkân yoktu. *** MaoTseTung, Guney Çinin mer kezindekı Hunan eyaletinde dünyaya gelmıştır. Babası alelâde bir çiftçi ıdı. Mao yedı yaşından ıtıbaren tarlada çalışmaya, fakat o zamandan itıbaren de hiç bir zabt ve rabt altma gırmek istemiyen karakterını gostermeje başladı. Halbuki Konfuçvus dıninde ebeveynın ve buyuklerm sozunden çıkmamak en esaslı bir umde idi. Babası, mmımını oğlunun âsice hareketlerı karşısında hem hiddetleniyor, hem de utanç hıssi duyuyordu. Belki okulda ıslah olur! Düşuncesıle mektebe gonderdi. Fakat ne gezer.. Mao orada işi büsbütün azıttı. Hocalarına karşı geldı, arkadaşlanm kışkırttı. Mektebdekı öğretım esaslarına aykırı kendine gore bir program düzenledı. Matematıkle, Çin klâsiklerine aid bilgılerle uğraşmayı fuzulî addederek var kuvvetini sade, çok sevdiği tarıhe verdi. 3jC Sjî îjC 1937 de Japon istilâsmın başlaması da Mao'nun çok işıne yarıyor ve düşmana karşı tertib olunan çeta harbıni hükumet kuvvetleri aleyhine kullanmaktan da çekinmiyor Karb bıttiğı « m a n Çin halkı harab ve perışan bir hale gelmiştir Artık rahatlıktaıı ve sulhtan başka birşey istemiyorJakat ÇangKayŞek, idareyi komünistlerin eline teslim etmeğe razı olamıyacağı cihetle onlarla mücadeleye devam etmek meoburıyetinde kalıyor. Lâkin, Mao, bizı esaslı vollann geytıği nokta'.arı zaptetmış olduğu cihetle bu hakımıvetınJen iki türlü faydalarryor. Mıllij'etçîîere gönderılen muhım:nat ve süâhlan ele geçirerek hem or'aruı bonlaıdan mahrum olr^asını, hem de cnıarın kendi sılâh ve levazımına ilâve edılmesini terr.ın dlıycr. Yıllaıca çarpışma ve netıce malum.. * * * Bugün Çini avcunun içinde tutan adamn ilk zamanlar bütün faaliyeü sefaleti asırlaşmıs memleketınin kalkmmasına matuftu. Fakat Stalin'in 70 inci yıldonümünü kutlama merasımine ijtirak ve tören esnasında diktatörün sağ tarafındaki şeref mevkiini işgal ettikten sonra o da Moskovanın nüfuzu altına gırdi. Çlni Kremlin'in siyasî ibresıne uygun yollara sevketm^kten geri kalmadı. Hususî hayatını mütevazıane geçiren bu uzunboylu (1.77) kızıl şef üstüne başına da pek o kadar ehemmiyet vermez. Dört defa evlenmiştir. Kendisinih 56 yaşında olmasına rağmen son zevcesi henüz otuz beşine yeni basmıştır. Yaptiğı işleri bizzat över ve onlann küçum senmesine hiç bir zaman tahammül edemez. Ağzına daima vird ettiği söz şudur: İhtilâl, çocuk oyuncağı değildir. Fakat biz de ona söyliyelim ki: Asyayı ve onu takiben bütün cihanı ateşe vermeğe kalkmak da çocuk oyuncağı addolunacak bir cür'et değildir. Bu kohne dünya nice cihangir taslaklan görmüş ve hepsini tepelemiştir. Hitler'ın akıbeti ise henüz yeni tarihe intikal etmiş ibret verici son mısaldır! MaoTseTung daha anlıyor ki, ipin ucu hâlâ kendi elinde değil, LjLiSan'ın elindededir. Her iki yönden de tekme yiyen Mao, biri milliyetçi, öteki kızıl ki rakibinın birden hışmından kurtulmak için güney Çinin doğusunda Kıyangsi'deki ormanlık bolgeye iltica ediyor ve küçük bir Sovyet hükumeti kuruyor. 1928 de Mao'ya bir arkadaş iltihak ediyor. General ÇuTeh binlerce askerile birlikte onun tarafı» na geçiyor. Her ıkisi, dışarıdan yardım istemeksizin ve Moskovaya a ' vuc açmaksızm ÇangKayŞek ordularile cenkleşiyorlar. Halbuki LiLiSan dayanamıyor, Rus hududunu aşıyor ve Kremlin'e sığınıyor. 1931 de önce batıya, sonra Yenan'a doğru on bin kilometrelik yol kateden Mao taraftarlan o havaliyi idareleri altına aiıyorlar. Bu suretle komünist partisinin tek lideri olarak Mao kalmıs oluyor. Çin halkının ötedenberi cereyan edegelen d i | ve ig harblerde askerlerden çok canı yanmiîtır. Onlan bir çeşid zalim ve çapulcu lnsanlar jeklinde telâkki ederler. Mao adamlanna, böyle bir tShmet altında kal mamalan İçin ıu «uslara kat'l surette riayet etmelerini «mretmlştir Bu emrin de dsima kulaklannda ve hatırlarında kalması maksadile onlardan blr gufte yapıp besteletmiş ve marj haline koymuştur. tîyl kalbll olunuz.. herkese nad k l n e muamele ediniz.. aldıklannızm parasmı veriniz.. borclannızı ödeyiniz.. yıküklannızı yapınız. kimseyi dövmeyiniz.. yalan yere yemin etmeyiniz.. tarladaki mahsul» dokunmaymu.. kadınlara hürmet gösterinix harb esirlerine fena muamele etmeyinizl» 1877 Rus harbi mağlubiyetimizle neticelenmiş ve Edimede Ruslarla sulh görüşmelerine başlanılmıştı. İki toplanüdan sonra, karşı tarafın isteğile, müzakerelere Ayastafanosta devam olunmuştu. Yeşılköyde bugün mevcud olrruyan deniz kenarındaki bır gayrımuslime aıd kârgır villâ konf"rans ıçm hazırlanmıştı. İki kath olan bu bınanın ön cephesınde sütunlu bır balkonu vardı. Sulh müzakereleri içm balkonun yanındaki, cepheye üç ve yana iki penceresı bulunan genış bir oda ayrılrmştı. Konferans saionunda bir ayna konsol, ıkı masa, muteaddıd koltuklar bulunuyordu. Konsolun üstüne ve pencere ıçerlerıne saksılar konuîmuştu. Oda, yan tarafta kurulu küçük beyaz bır çım soba ile ısınıyordu. Scbanın bulunduğu koşede juvarlak ve ustü örtulu bır masa, başrrurıh'^sımız Saffet Paşayla, Rus rrui'îbhasları tarafmdan işgal edı mıştı. Ortaya doğru konulmuş bir yazı masası önündeki iki koltukta da müzakerelere memur Berlin Sefirimız Sadullah Bey oturuyordu. Ye;ılköyde konferans koşkünden başka murahhaslarımıza ve Granduk Nikola'ya ayrı binalar hazırlanmıştı. Gorüşme'ere 14 şubatta başlaniı Kont İgnatıyev ile Mosyö Nılidov Rusyayı temsıl ediyorlardı. Müzakereler bazan her gün ve bazan da iki üç günde bir yapılıyordu. Bu arada murahhaslarımız Istanbuldan mütemadiyen talımat istiyorlardı. İlk günlerde kolay giden görüşmeler, Ruslann ağır isteklerı karşısında duraladı. Konferans ilerliyemez bir hale geldi. Hattâ bir aralık müzakerelerin kesılmesi ihtimali de yüzgösterdi. Ruslann evvelce en ince teferruatına kadar tanzim olunmuş bir metin üzerinde konuştuklan ve Türk murahhaslanna müzakere ve münakaşa imkânı vermek istemedikleri görülüyordu. Konferansın pek buhranh bir devresinde Saffet Paşayla Sadullah Bey*(paşa) Babıâliye müracaat le Başvekılin Ayastafanosa gelmesini taleb ettiler. Bunun üzerine Vefık Paşa Ayastafanosa gele I Sadullah Paşa hatıratmda diyor kı: (Granduk'ün tazyıkatı bıter tükenır şey olmadığından ve Rus murahhaslarına karşı daha ziyade dayanmak çaresi kalmadığı gıbi, muahsdenın imza edilmesıne de Istanbuldan mezuniyet gelmiş ıduğünden nâçar o suretle kabule karar verdık.) 8 mart günü «Ayastafanosn taki binanın acı hatıralarla dolan tarihi odasında İgnatıyev'le Nıhdov büyük bir memnunıyetle ve murahhaslarımız (yürekleri kan ağhya ağlıya) muahedenameye imzalannı koydular. O gün Grandük Nikola Ayastafanostaki Rus kuvvetlerme büyük bir geçid resmı yaptırmış, İcarargâhta eğlenceler tertib olunmuş ve gece köy meş'alelerle aydmlatılmıştı. Ertesi gün Grandük bir ziyafet çekmiî ve murahhaslanmız buraya davet edilmek talihsizlığıne de uğramışlardı. *** rek murahhaslarla görüştü. Ruslar, donanmamızın, harb tazminatı olarak da kırk milyon liralık esham ile mühim arazi parçalarının kendılerine verılmesini istiyorlardı. Vaziyet böyle vahim bir hal alınca murahhaslarımız, bir tedbır olarak Padişahın, Rusya Çarı nezdıne fevkalâde bır murahhas göndermesıni düşündüler. Ayastafanostaki konferans saionunda bu duşunce murahhaslarımız tarafmdan Ruslara açıldı. Saffet Paşanın belki o gün yüz çizgileri sıkıntıdan daha fazla seğiriyor, sesi teessürle titriyordu. Genc ve süzgün yüzü düşuncelerle gölgeli, bir köşede oturan Sadullah Bey, hafif baş itaretlerile Paşayı tasvib ediyordu. Fakat birdenbire General İgnatiyev, oturduğu koltuktan: (Hayır, hayır bia o tuzağa bir kere düştük, bir daha düjmek istemeyiz) diye gürlemişti. Sonra konierans salonunu dolduran sesile n . Mahmud zamanındaki bir tarihi vakayı nakletmişti: (II. Mahmud 1828 muharebesinden sonra Halil Paşayı fevkalâde elçı olarak Rus Çan Birinci Nikola'ya göndermişti. Paga, Petersburg'a gelince hükumete ıı yasî bir vazifesi olmadığını, Çara Padışahtan selâm ve hedıyeler getu'diğım soyledi. Bunun üzerıne de huzura kabul olundu. Fakat Halil Paşa gayet zeki, dirayetli olduğundan, Çarın yanına girince Padişahın selâmını teblığ ve hedıyelerini takdim edip, sozu sıyasete getırdi. Çarın nezdınde bulunan Hariciye Nazın ile dığer siyasıler bu .bahsin devamını istemedılerse de Çarın memnunıyetini görünce korkulanndan ağızlarmı açamadılar. Halil Paşa da meydanı boş bulup Nikola'nın hoşuna gıdecek sözler soyledi ve her dedığine de muvafakat cevabı aldı, bu suretle Edirne muahedesi hükümlerini esaslı değişıkliklere uğrattı ve İstanbula muvaffakıyetle döndü. İşte Halil Paşanm bu memuriyeti bizim için bir ders olmuştur. O sebeble şimdi Petersburg'a öyle fevkalâde elçı, melçi gönderilmesine muvafakat edemeyiz.. ) Saffet Paşayla, Sadullah Bey ümidsiz birbirlerine bakışmışlar ve o gün konferans belki bu hikâyeyle sona ermijti. Yıldızı da, hükumet ve murahhaslarımızı da en fazla meşgul eden mesele donanma meselesiydi. II. Abdülhamid donanmanın ter kine kat'iyen muvafakat göstermemişti. Padışah, Başvekıle, murahhaslara, vukelâsına donanma maddesine dair ju hatü göndermişti. (Başvekil Paşaya ve Saffet Paşayavesair vükelâya, kasemlebeyan ederim ki Donanmayı Hümayunumun elden çıkarılmasma kat'a reyim ve rızam yoktur. Her türlü fedakârhğı eder, fakat donanma maddesıni esasen red eylerım ve esbabı mucibesini dahi beyana muktedirim, icabı halinde donanmayı kaybetmemek için canımı fedaya hazırım ) Vefik Paşa, Padişahın bu hattı hümayunile Ayastafanosa gıtmiş, hattı murahhaslarımıza okumuf ve sonra Grandük'e göstermişti. Uzun görüşmelerden sonra Gran duk, donanma talebinden vazgeçirtıldi. Fakat diğer meselelerile. konferans bir çıkmaz safhaya girmışti. Grandük günde bir kaç defa bir generali murahhaslanmızın oturduğu eve gonderiyor: (sulhün tatlılıkla imzalanmasını, aksi halde her an İstanbula girmek arzusunda olan Rus askerinin müessif bir hâdıse çıkarmalanndan mesuliyet kabul etaniyeceğini) bildiriyordu. Bay Mıthat Niyazi Resnelioğlu. Gönderdığiniz bir mektubda (İkinci Meşrutiyetin ilânına sahne olan oda) isimli makaleyi okuduğunuzu (hâdiseden vukufla bah»ettiğime göre o hâdiseleri bizzat yaşamış bir insan olduğuma hükmettiğınizi) yalnız (Kolağası Resneli Niyazi Bey, Resne dağlarına çıkıp bu inkılâbın meş'alesıni ateşlememiı olsaydı, o telgrafları Saraya kimsenin çekemiyeceğini) yazıyor ve (bu tarihî ismi ketmetmektene gibifayda mulâhaza ettiğimin merakınızı çektığini) bil diriyorsunuz. Hiirriyet ilân edildiği vakit dün yada değildım. Hâdiseleri yaşıyanlarla da bir nisbetim yoktur. Makalenin mevzuu hürriyet tarihimizin tesbitini değil, sadece bir odaya aid hatıralann naklinden ibaretti. O telgrafları çektirenlerden bahsetmek mevzuum dahilinde olsaydı yalnız Niyazi Beyi değil, diğer hürriyet kahramanlannı da zikretmeyi unutmazdım. Bir çok yazdanmda noksaniar olduğunu kabul ederim. Fakat hâdiseler ve şahıslar karşısında tarafsız kalmak en itina ettiğım bir cihettir. Selâmlar. Haluk Y. Şehsuvaroğlu İB yaşma geldıği vakit Mao'yu doktor SunYatSen'in başında bulunduğu ihtılâl hareketine katışrruş gorüyoruz. Bir kaç sene sonra ise Mao'yu HuNan'm merkezi Çangşa'daki muallim mektebinde patlıyan silâhlı isyanın lideri olarak buluruz. Mançu hanedanının idaresi altındaki hükumete mensub kuvvetler ihtilâlcilerle yaptıklan bir çarpışma neticesinde mağlub olmuşlar, geri çekılirken de mekteb binasım kendılerine sığınak haJine getirmek istemişlerdir. Mao, bir kaç arkadaşile birlikte askerlerden dort beş tanesini pusuya düşürüp oldürmüş ve onların silâhlannı alarak kapılardan ve pencerelerden okulu müdafaaya koyulmuş, hükumet kıtalan ise hiç beklemedıkleri bu sürpriz karşısında daha emin diğer bir iltica yeri bulmak için çekılip gitmek zorunda kalmışlardır. Pekin'e yaptiğı bir seyahatte eline geçirdiği üç kitab Maonun hayatta bundan sonra takib edeceği yolu kat'î surette çizmiştir. O kitablar şunlardı: ıKomünist beyannamesi» Kanutski'nin «Sınıflar arasındaki mücadele» si ve Kirküp'un «Sosyalizm tarihi.» Mao 1921 de Şanghay'da yapılan gızli bir içtimada kurulmasına karar verilen Çin komünist fırkasının temel atma merasimlnde bulun duktan sonra doğduğu eyalete dönüyor, aradan fazla bir müddet geçmeden de fırkanın teşkil edilmis, olduğu aleniyete vuruluyor, hattâ Çangşa'da bir subesi açılıyor. O sırada MingTang'm başlannda bulunduğu ihtilâlci kuvvetler, yıkılan Mançu hanedanının yerine kaım olmuş ÇangKayŞek hükumeti ordulannı yenerek zengin Hunan eyaletini ele geçiriyorlar. MingTung teknik ve ekonomik kaynaklarını geliştirmek için Sovyet Rusyadan müşavirler göndermesini taleb ediyor, bolşevikler böyle bir fır«atı kaçırırlar mı hiç.. Tabi! derhal en işgüzar mütehassıslannı yolluyorlar. Bu adamlar, bir taraftan teknik ve ekonomik işlerle uğrafirlarken, öte taraftan da Rus nüfuzunu Çinde yaymak için ellerinden geleni yapmaktan geri durmuyorlar. Mao ihtilâlciler ve köylüler arasında gitgide mavkiinın yükseldiğıni görmesine rağmen Moskovada tahsıl ettiği için kendisine bir çefid ihtilâl havarisi süsünü veren LiLiSan'a nazaran daima ikinci plânda kaldığının da farkındadır ve LıLiSan ile Mao arasında ihtilâlin dayanması gereken temeller hakkrnda da fikir ihtilâfı mevcuddur. Moskovanın şakirdi Marksizm esas larından bir zerre bile şaşmamak kanaatinde olduğu için ihtilâli işçi kütlesinin kuvvetlendireceğine inanıyor, Mao ise Çinde köy halkının her kudretten üstün siyasî bir kuvvet olduğuna iman etmiş görünüyor. CangKayŞek kızıl tehlikenin gıtgıde büyümektc olduğunu sezdığı için 1927 de MingTang ile arkadaşlarının üzerıne yürüyerek onları tasfiye etmek teşebbusune girisıyor, Mao bu kat'ı hcreketi önlemek ıcin butun zıraatcılerın ve top rak işcilennın hep birden grev yapmalarını sağhyor Lâkın, bu hareketi mensub olduğu partı tarafından tasvib edilmıvor Mao. bir defs Cıunhur Başkanının ve Millî Eğitim Bakanırun Üniversiteye telgrailan Istanbul Onıversıtesının 1950 . 51 den yılının açılışı toremne vakı olan davet munasebetıle Cumhur Başkan' Celâl Bayar ve Mılll Egıtlra Bskanı Tevfik llerl Ünıverslte Rektorune aşağıdakl telgrafları gondermıslerdır: îstanbul Ünıversıtesi Rektorluğune Davetlnlz* tejekkur ederim. Açılış törenlnde bulunamıyacagım için muteesslrim. En medeni ve en mu^effeh mlüet olmak dıvamızda yeri ve dejeri bajta gelen Oniversitelerımlıe yeni ders yıh vesilesile basarılar dılerim. Celdl Bayar Sayın ömer Celâl Sarç tst. Oniversltesi Rektoru Îstanbul Ünivorsiteslnln 1950 51 tedris yıhmn memleket genclıği v» irfan hayatımıı İçin çok verlmU ve hayırh geçmesini diler. profesorlere hürmetleriml ve genc Üniversitelılerımize Kvglleriml sunarım Millt Eğitim Bakanı Tevfik lleri BİR, 1895 senesınde Ingılterede Slou^h şehrınden gonderılen bir çek, Harrow'da yıkılmakta olan bir evin mektub kutusunda bulunmuştur Zarf içinde olan çek 38 Ingıliz Hralıktır. Zarfın yeni boyanmış olan Kutuya atıldığı ve orada boyaya yapısarak bugüne kadar kaldığı tahmın edilmektedır. Çek elli beş sene evvel keşide edildiği bank'aya tahsıl edilmek üzere ibraz olunmuştur «Epoque» tan * * # Hitler'in dedesi Yahudi mi imiş? Yahudilerin baş duşmanı olarak İKİ SATIRLA lerde havada da trityum bulunduğunu keşfetmıştir. Yalnız, havada trityum pek cüz'î miktarda mevcuddur: 10 metremikâbı havadan ancak 1 atom trityum elde edilebiliyor. Hidrojen bombasınm imalinde (Tribuna) kullanılan trityum uzun ameliyeler*** le trityumdan elde ediliyor, fakat bu usul pek masraflı oluyordu. Âlimlerin araştırmalan neticesin de ilk olarak suda trityum bulun duğu kesfedildi. Yapılan tecrübele re göre, bır damla suda 2000 atom tritjTim vardır. Diğer taraftan, Paul Harteck a dında bir Amerıkalı âlim son gün Fakat hidrojen bombası keşfedıldikten sonra Trityum da dünyanın hem en nadir, hem de en lüzumlu maddesi haline geldi. Bunun üzerine, âlimler, trityum aramağa koyuldular. 55 sene sonra bulunan çek tanınan Hitler'in damarlannda Musevi kanı bulunduğu eskidenberi söylenirdi. Fakat, son zaman'.arda bu şüphe teeyyüd eder gibi olmuştur. Naziler Lehistanı fsgal ettik'eri zaman oraya umurai vaıı olaraK tayin edilen Hans Frank'ın t;eçen ay Frankfurt'ta hatıralan neçredilmıştir. Hans Frank'ın anlattığına gore, Hitler bir gün kendısini çağırmış ve ona bir mektub göstermiştir. Bu mektubda birı kendisinde Hitler'in Yahudi aslından olduğunu ispat eden vesikalar bulunduğı.mu bildiriyordu. Hitler, bu mektubu yazanıs csusturulmasıs vazifesini Hans Franka' vermiştir. Bahis mevzuu olan vesikalara göre Jîitler'm babası Alois Hitler Maria Schickelgruker adında bir Musevi kadmın gayrimeşru oğluydu ve bu kadın Alois'i Graz (Avusturya) da Fruakelgrukel adında bir Yahudinın yanında aşçı bulunduğu sırada doğurmuştur. (Tribuna) *** Havada rrityum bulundu Dunyada en nadır madde «trityum» dur. Şımdıye kadar lâzım olmadığı için, bu nadır madde üzerinde fazla durulmaz, ve, bu yüzden. adı da edilmezdi. I Dünyanın en zengin clnıas tüccarı Dünyanın en zengin elmas tüccarı Harry Winston adında bir Amerıkahdır. Şimdiye kadar mılyonlarca dolarlık elmas almış ve satmış ol makla meşhur olan bu NewYorklu zengin, 1935 senesinde, bir banker arkadaşından aldığı borc para ile işe başlamıştı. Bankerin verdıği 700 bin dolarla dünvanın en iri elması olan 716 kratlık bir elmas almış ve onu kârile satarak borcunu vermiş, kalanile de elmas tüccarlığına devam etmiştir. Harry Winston'un tuhaf bir âdeti vardır: Elmanlannı kasada saklamaz, daima yanında taşır. Ona jöre: «Kasalann kendilerini mudafaa için silâhı yoktur.» Diğer taraftan, sattığı elmaslan «kıymetsiz nümune» kaydile ve adi posta paketi şeklinde gondermevi de âdet edinmiştir. Bunu da, «Mütevazı kılık ve kıyafet alâka çekmez» sözile izah ediyor. (İllustrasione) *** Yılda 400 milyar sigara Amerikan tütün tacirlerı birliği tarafmdan resmen bildırildığme gore, Amerikalılar senede 400 mılvar sigara ıçmektedırler. Bu hesabca kadın, erkek, çocuk aı^am ba='na 2667 sişara dü^mektrriir kı bunu da güne taksım edersek her Amerıkaknın yirmi dört s^atte orta'ama 7 sigara içtiği meydana çıkar Tütüncüler birliğırde bu mesela görüşülurken baskan, yüzlerce milyarlık rakamın AmPrıkalıları korkutmampsı lâzım ge'diğinı, çünkü Amerikan sigara sanayıinin bunun iki mislini imale müsaid olduğunu ışaret etmiştir. (N. Y. Herald) SJJ 5jC ^C SATANAS ISMlNDEKlBUBOYNUZLÜ HOROZU San Salvodor Belmon+e yetışmiştir. YILDIZ ^ YILOIZ ŞEKIİNDEKİBU BEŞKOŞELİ CİL6K KUZEY ^ E PAPAĞftN B*^WA 8ENZFVFN ISTAKOZ PENÇESİ fflmerikada bulunmuş+urj FRANSI2 FİIOZOFU SÜRMUŞ,FAKAT HAYATl BOYUNCA HİC 2000 İ vaUMUMUIMI J J A Ş I N D f t N FftZLA m ÖMÜR bernzrd de Fontenelle . Musikiden hoşlanan in«>klpr Jura dağlannın inekleri danâ müzığıni ve bilhassa valsi pek se« iyorlarmış Bu hayvanlar, calınan havadan hoşlandıklan nisbette süt /eriyorlarmış. Amerika ve Holandada yapıian :ecrübelerden Uham aîan bir çiftçi >unu kendı inekîeri üzerinde tecrübeye kalkmış ve ahıra bir radyo kurmuş. Eadyo ne vakit vals ralsa inekler kolayhkla sağılıyormuş. iundan başka inekler hoşlarına giden havalan duyar duymaz safıl» mak için hemen sahiblerinın varuna koşuyorlarmış. (France Dimanche) tan i
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle