18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
5 Kasım 1950 L Lâiiss Amerika İntıbaları J r Peru'ya cvzco 2 dair biraz malumat Doktor Adr.an Adıvar'a Şehir =haberjeri Süt ve sütlü maddeler şirketi { 1 I S OHB E T L E R |HEM NALINA MIHINA Yazatı: Fuad Carım üteferrika Osmanlı devrinde paşalık üç • » .••».»,^.. y a •• türlü idi: Meselâ Sadrıazam Said ve Kâmil Paşalar sivildirler, vezir olduklan için pafadırlar. Bir de gene sivilden mirimîran paşalar vardır. Meselâ Enver Paşanın babası Ah nin başında bir «haşmetîÛD ve almed Paşa böyle idi. Bir mirimîran tında vezirler bâlâlar, ulâlar olmadı daha yüksek sivil bir rütbe aldığı ğı içirv, ajans ve radyo demokratça vakit yeniden «bey» olurdu. Tek konuşmağa en başta dikkat etmeliar paşahğa ka\ajışmak için vezirli dirler. Gazete sahibleri bu türlü ğe kadar çıkabilmelı idi. dil sürçmelerinl her rastladıkları General, sadece askerî bir rütbe yeıde düzeltmek için kendi arkadir. Orduda hizmet edenlerden baş daşlannı vazifGİendırmelidirler. kası için kullanılamaz. Ordu paşaYirmi yıl kadar var. İngiliz Büan general, donanma paşaları ami yük Elçisine davetli idim. Altıda raldırlar. Çankayadaki evinde buluşup briç Telefon adreslerinde veya gazete oynayacaktık. erin ölüm, evlenme ve doğum ilânKendisini yalnız buldum. Bana arında eski bütün «paşa» kelime dedi ki: erinin generale çevrildiğini görü Tren geliniiye kadar galiba baş wruz. Bu, gülünc bir şeydir. başa kalacağ'z. Bütün davetlilerim, Ordu için general kelimesi alm sizde âdet olduğu üzere, *** ı uğurdığı vakit, sivil paşahk rütbeleıi lamak için Istasyondadırlar. Garibtalkmıştı. O güne kadar ölen, ya dir kl Hariciye Vekiliniz bu âdetilyan uzak ve yakm tarihin bütün nize uymıyan ecnebi sei'irlere bile paşaları, gene paşadırlar. Bu aile ;ücenmektedir. Londrada hiç kimerden hiç biri, baba, dede veya ced se için istasyjna gidümez. erinin paşalığını generale çevirBazan bir devlet adamı, resmî oir memelidir. General Köprülü Meh vazife görmck üzere dış memleketmed diyebilir miyiz? ere yollanabilir. Ona nümayişli bir Dahası var: Yeni ordu rütbe ve uğurlama veya karşılama yapmakâkablan ahndığı vakit, hizmette tan memleket için bir fayda da Ubu'.unmıyan, ölen veya emekliye mulabilir. Bunun dışında bütün aynlan asker paşaları da gcnera! uğurlamalar ve karşılamalar antideğildirler. Osmanlı Harbiye Nazuı demokratiktirler. Başbakan veya Enver Paşadır: General Enver i e bakan, bütün vatancıaşlar gibi, treildir. Tarihlerimizde ve gazetele ne biner, ineceğı yerde iner, gidemizde yalnız rahmetli Fevzi Çak ceği yere çider. Devlet reisi için de mağa Mareşal diyebiliriz. Plevne son derece dar bir vazifeli kadrokahramanı ise Müşir Gazi Osman su devleti temsil etmekte olduğu Paşadır. çln karşılama veya uğurlamada Dil zevki ve tarih saygısı blzi bu bulunabllir. Hepsi bu kadar! rada da bırakmaz: Atatürk, Çanakİstasyonlara adam toplamalann, kalede dövü^ürken Mustafa Kemal hattâ omuzda taşıtmalann ne kadar Beydir. Ordu Müfettişi olarak Ana ucuz, ne kadar kolay, ne kadar da doluya geçtiği zaman Mirliva Mustafa Kemal Paşa idi. Sakaryadan sonra Gazi ve Mdşir Mustafa Kemal Pasadır. Sonra askerliktcn çekildiği için, hiç bir vakit ne General, ne de Maresal Mustafa Kemal olmamıştır. Soyadlan kanunundan şonraki hâdiselerde ise Atatürktür. İsmet Paşa da General olmamıştır: Ya İsmet Paşadır, veya İsmet İnönüdür. Ne İnönü Paşa, ne de General İnönü olabilir. Nitekim ordu terimleri değişmezden önce ordudan aynlanlar dahl ne subay, ne albay, ne yarbay, ne tüm, ne de or general olmamışlardır. Zabittirler, kaymakam, miıalay, mirliva veya feriktlrler. Çocukların zihinlerini karıştırmamak için, gercktiğınde, bu rütbelerin yeni kanjılıftı bir notla i^arcl edllebilir. Allah razı o!sun ünkü CumhuriyefM Mehmed»Refik BüyaV arsian ve eşinin bir nr!> yon llra kıymetinde menkul v» gayrimenkul mallarım Darülâce/rye bıraktıklan hakkında bir haber vardı. Geçenlerde de Siireyya îlmen (Paşa) Işçilere sanator>cm yapılmak üzere, mühim bağışlarda bulunmuştu. Türk raiiletinln an'anevî şefiat ve insanlık duygulanna sahib clan bu ftlicenab ve hayırsever vatandaşlan takdlr ve kendilerine leşekkür etmek borcumuzdur. Yalr.ız temenni edelim ki scrvetlerini hayır ve irfan Işlerine vakfeden diğer bazı zcnginlerimizin varisleri gibi bu muhterem vatandaş'urm yakmlari da çıkıp davalar açmak •urerile bu hayırkâr bağışlan iptal ettirmeğe ve sıfıra indirmeğe çaiışmasınlar. Eski nesillere mensub bu cömerd ve civanmerd insanların. atalarıınızın izinde yürüyerek servetlerihin bir kısmını hayır ve hasenata tahsis etmelerine mukabil. onların varisleri olan ve daha gene nesillere mensub bulunanların, babalarmın, analarınm ve diğer yakınlannm yaptıklan hayratı bozacak kadar maddeciliği hayret ve esef edilccek bir şeydir. Hazır Brezilyalara gelmijken, j görmezmiş; dört ay da şöyle böyle İnku ınedeniyetini yerinde görmek görürmüs. Lima'da yağmur, hemen hevesine kapıldım. Tabiî, uçak yol hemen, yağmazmış: yağnrxrun ye tstanbulun süt işinin halli için bir culuğunun sağladığı sürat ve kolay rini nem tutarmış. anonim şiriset kunılması lığa güvenerek. Demek ki kasvetli bir şehir. Hiç kararlaştırıldı Dört bin kilometreyi, arada hiç bir değil. Lima kadar, kasvet vermiyen, yere inmeden. on saatte slarak Lima ferah, şirin, manen sıcak bir şehir Dün Vilâyette Vali ve Belediye ya vardım. Uçak yolculuğunun tari az bulunur. Acaba leden? Kendim Başkanmın yanında Daimî Encühi olmaz. Olsa olsa s.'kıntısı ve, bir ce buldum: Caddeİ2r, sokaklar düz men üyeleri. Belediye ve Vilâyet de, eşeğini kaybedip bulanm sevin gün; meydanlar büyük; binalar, u Sağhk ve Veteriner müdürlerile cine bcnzer bir sevinci. Öyle ya, mumiyetle, bir veya iki kat; ufuk Ticaret Odası Başkanı, Banka müsapsağlam karada durup dururken geniş. Tıkhm tıklım, üstüste bir şey dürleri, ve tanınmıç bir çok zevatın havalan, sonra ayağın tekrar ye yok. Vitrinlerde bile an?ak bcş on huzurlarile bir toplantı yapılarak parça eşya gösteriliyor; kalam de Istanbul süt işinin halli görüşülre değince çok şükürleri sırala. And Dağlannm Bolivya'nm garb poda, gözden uzak; seyrederken in müştür. Bu görüşme neticesinde tar^flarından başkyan, Pasifik kıyı sanm başı dönmüyor. Hava kapalı <>Süt ve Sütlü Maddeler Anonim larınm yakmlarma kadar aüren, bir olduğu için çok sıcak yapmıyor; ŞirketİD namüe bir çirket kurulm»çok tepeleri altı bin metreyi bulan istiva yakın olduğu için de soğuk | sı kararla?hrılmıştır. Şirketin niveya geçen kısmını aşarken sıkıntı olmuyor. Nem de hoş bir serinlık 1 zamnamesini hazırlamak üzere beş çektirn. Ve uçak Lima alanına ko veriyor. Bilmem, benim çtkarabildi kişilik bir komisyon ayrılmışlır. nar konmaz, eşeğini kaybedip bu gim bu, belki yanılıyorum. Şirketin sermayesi bir milyon liralanm sevincini, ben de, duydum. Brezilya ve Merkezî Amerıka bir dan aşağı olmıyacak ve en az beş Sırası gelmişken, Peru'ya dair bi yana, Madrid hesabırıa iki asra ya lirahk hisse senedi bulunacaktır. raz malumat versem, yorar mıyım? kın bütün Cenubî Amenkanm ve Belediye Başkanlığı, bu hisse sened bir asır kadar da büyük bir kısmi lerinin bazı mühim müesseseler taPek kısa keserim. Peru'nun geniş'iği bir buçuk mil nın paytahtı olan Lima, kolonyal rafından toptan ahnmssından zıyayon kilometre murabbaına yakın. devre bakımından çok enteresan de bütün halkın bundan istifadesini, bilhassa müstahsilin bundan Küfusu dokuz milyon kadar. Karlı, bir şehir. Kiliseler, manastırlar altma, gü faydalanmasını istemektedir. Şirket karsız, dağlar; «önmü'j, sönmemif volkanlar; baıık ovalar; her yük müşe, tabloya, yaldıza, oymaya, kurulur, kurulnıaz ilk iş olarak bir pastörize süt fabrikası tesis edileseklikte yaylalar; kumlu, kumsuz nakışa, heykele boğulmuş. Bu koskocaman tarihî yapılann, cektir. Bomonti bira fabnkasındaki çöller; istivai ormahlar; okyanus, göl, nehir... hasılı aşağı yukan, daha Lima'nm 100 bin nü'usu bul tesis ve vesp.itten de istifade ediltabiatte ne varsa hepsini Peru'da madığı bir devirden kaldığı düşü mesi düşünülmektedir. İleride süt bulmak mümkün. Hem de benzer nülünce, geçmişteki tantananın aza istihsalinin arttırılması için de meti gözönüne gelir. tedbirler alınacaktır. lerini değil, tam gelişmişlerini. Kral Naiblerinin debdebesi, bir İklim: kuru, yaş, sıcak, loğuk. Diğer taraftan İltanbulda pastöTabiatin binbir çeşidine rastlamak zamanlar, o kadar ileri gitmiş ki, rize bir «üt fabrikası kurmak üzere için mantıkla değiştirmeğe hacet bizzat Kral, Madrid'den, bir emir müracaat etmiş olan Fransız firkeyok: hafiften sağa veya sola sap name ile, israfa gem vurmağa mec tinin günde 20,000 litre lüt isleyemak, biraz ilerlemek veya gerile bur kalmış. bilecek bir fabrik» tesis etmek ü mek>tabiatin başka bir çeşidi, başka Modem olmıyan büyük , bina zere olduğu haber alınmi|tır. bir tecellisile karsılaşmak için kâfl. ların hernen hepsi, avlulu, avluıar Vali ve Belediye Baskanı FahBazan dağm eteği sıcak, tepesi so çepeçevre direkli, ikinci katlar dört reddin Kerim Gökay bir muharririğuk; bazan etek soğuk, tepe sıcak. tarafı trabzanlı. Havuz, çini, eksik mize: Kimse, dağm tepesine doğru çıkıl değil: Şimalî Afrika, Endülüs. « Belediye Başkanlığı zamadıkça hava soğur diye ders vermeğe Sık sık rastlanan kıymetli ağackalkışmasın; tekrarlıyorum, etekler lardan yapılmış oymalı şahnişinler, nımda bu işi hal ve icab eden tesisleri vücude getirmek azmlndeyim. buz gibi, tepe cehennem, evet, boy birer inci. Muvaffak olursam büyük bir şeref lesi de var. Şirin lima'nın sevimli bir lara ve iftihar duyacağımı demiştir. Bu kadar değişik bir iklimde ne fı daha: Lima'da tarihî binalera Şirketin kurulması teşebbüsleri ler yetişmez ki? Başlıcalannı saya sorgusuz, sualsiz giriliyor. Meselâ, devam ederkcn çehirde satılan sühm: yün, pam'ik, şekerkamışı, pi Torre Tagle sarayı, Hariciye Neza tün safiyetini muhafaza ve mikrobrınc, portakal, kokaini veren koka... reti; Engizisyon sarayı, yan kü lu olmamasım temin için Vilâyet ve Madenlere gelince: P^ru'nun ba tübhane, yan askerî mahkeme; Sağhk müdürleri gereken kontrolşına belâyı getiren altın, gümüş Perricholi sarayı, jandarma dairesi. lara devam edeceklerdir. malum; petrol bol; bakır, cıva e Bunlann hepsinin eşiğini kollahemmiyctli. rınızı eallaya sallaya geçiyorsunuz. MillctleraraM Sivil Havncıhk Nesli tükenmesin diye avlanma Bir memur çıkıyor, ziyaretçi olduTcskiiâtı çalışmalan sı yasak edilen «vigonya» nm yü ğunuzu halinizden anlıyor, bnştan Yıldız Şale kögkünde iki hattadanaşağı gezdiriyor, dilerseniz bedava herl toplantılnrına devam etmekte olıııi nü, tıpkı ipek. İstatistiklere göre, 9 milyon nü izahat da veriyor. Kilise kapıları bcynclmilel Sivil Hnvacılık delegelerl flun de Ögledtn evvcl ve sonr» olmak fusun, aşağı yukan, 4 milyonu su zaten açık. Manastırlann kapısını lizçre komiteler hftllnde çalışmııiarâır. katılmamış hindli, yani yerli; aşa çalmak kafi. Dün »filt^kn sonra nihai raporlarını Has adlar sokak, cadde veya köy Istilâdan öncekl tnedeniyetlere ikmal etmlf olan bir kmm komlte fleğı yukan, 4 milyonu hindli kanşık ve kasaba ismi olduğu vakit daima malez; yanm mılyjn kadan da, ço aid arkeolojik müzenin istifi 'oir legelerl toplu hir halde Dolmabahçt bitişik yazılmalıdırlar: Eğer isim ğu ıspanyol soyundan, beyaz. Zen harlka. Düzeni, aydınlığı fevkalade. sarayına götlirülerek. kendilerine gere uzun düijerse, arası çizgi jle ayrılaken Iıaftüt •verllmek turctile saray Anlayışı kolay laıtırmak için ma gezdlrilmlıtir. ci pek, pek az, 30 bin kadar. bilir. Bu'sa vp';ınfsrındaki ilçenin Hındliler doğrudan doğruya Inka ketlcr, resimler, izahnameler, tabiî Bugün de, delegelerin bir kısmı Şala adı Kemal Paşa değil, Kemalparr.uletinin dölleri. Kendilerine de, büyüklükte rijprodüksiyonlar. Her köçkünde çali{mal»rın& devam eâecek şadır. Şair Abdülhak H»midin adı dillerine de «Keçua» deniyor. Ke |ey,. yormıyan, »âde, bir dekor için ve diğer bir kısmı da YejUkby tnyyar» TaksirrHeki caddede AbdülhakHâmeydanın» giderek .yeni yapılmakta çua'lar dillerine, hindliklerine derin de. Sanki, öğrenerek dinlenmck, olan tesisleri gezeceklerdir. mid olmalıdır. bağiılık gösteriyorlar. Hattâ Keçua veya dinlenerek öğrenmek İçin yag . D. P. İl merkezindc dünkü oiuşlarmdan, bayağı, çocuk gibi »e pılmıı bir yer. Sırf, bu müzeyi görtoplantı Gazete dilini demkratlaştırmavinc duyuyorlar. Vaktile istilâcılar mek için Avrupalardan Llma'ya Demokrat Partl İl merkezinde dün ğa çalüan Ali Suavi: dan çok çektiklerini açıktan açığa gelmeğe değer. «aat 13.30 da Slçe ba;kanlarının ;','ıra Bilmem ki neden çarşıda AÜç saraydan bahMtmiştim. Torre klle bir toplantl yapılmıjtır. Bu ttrp. söylüyorlar. Hepsi katolikleşmi}. Halk arasmda kilisenin nüfuzu bü Tagle'nin kim rcya ne olduğunu lantıda lstlçari kongrcye gitnıiş ol»n postolun sattığı şamdan, saraya gihatırlamıyorum, belki ad bile ok h*yet intıbalarmı snlatmıslır. Heyct rince Şem'adâniiHün;ayvn olur, yük. Keçua'ların masallara inanlan lımda yanlış kalmış. Engizisyon ise adına konıı;an İl İdaıe Kuruiu Ba;kanı demişti. O, böyle söylcmeği etek Enver Safder aynı zaırıanda İiçe ba^ fazla. Hem dokunakh da. Bir Ke malum. Perricholi'ye gelince, bunu kanlarının mallcrini cevablandırmıj öpmekten farksız bulurdu. Bana cevab veriniz: Neden siz mutlaka anlatmak isterim. Bir za tır. çua'dan işittim: karda kışta, putfisöylersiniz» de, cumhur başkanı lan, azizlerin heykellerini, üsüme» manlar, Avrupada, bir Peru modssı «buyurur»? Neden vatandaş Ahtüremiş: Peru masalları, Peru kısinler diye, giydirilmls. MUHARREM 21 PAZAR med «gelir» de başbakan veya baPeru'nun başlıca fatlhi Francisco yafetleri, Peru bilmem neleri... 1868 kan «tesrif eder»? Nlçin vatanda Pizarro'nun 1536 yılında kurduğu yılında, meşhur fransı* bestekân Mehmod «gitti» de devlet veya Lima, bugün, bir milyon nüfuslu Offenbach da, Peru'da geçen eğhükumet adamlarından biri, meselâ , bir ova şehri. Ana liman olan Cal lenceli bir sahneyi gösteren «La Millî Eğitim Bakanı «gittilera? V. | 6.36 11.53 14.43 17.01 18.3Î 4.5« lao kasabasile birleşmis veya birlef Perichole» admda bir operet bestelemiş. Eser, komedi çeşnisinde ve Eskidenberi, böyle idi, fakat böymek üzere. "ET|*Û4t 6.56 ~»?42 12.00 "lT33 fi.53 Arkası Sa. 4, Sü. 4 te le kalmamalıdır. Türk demokrasisiLima şehri yılm alh ayı güne» Haaa! Bildim, bildim. Eyy. Doktorun adı Naili midir? Evet. Ayol o el falına bakar derler Evet, evet! Oyle acayib şeylerle mesguldür. Tamam! îste o« nun evinde geçenlerde bir ispirtizma toplantısı oldu. Bizi de çağır» dılar. Adını hatırlamıyorum. Ispirtizmacı bilmem kim varmış. O bazı tatbikat yapacakmış. Bizim h a ' nımla beraber gitmeye karar verdik. Geleceğiz diye de haber yolla bını verdi. Amaaan Bedri. Bunlar bizi ç«dık. Tam çıkacağımız zaman ben} partiden çağırdılar. Oraya gitmey» kemiyenlerin işidir. Aldırma! Nasıl aldırmam kızım. Sen) mecbur oldum. Hanımı doktorun apartımanına kadar götürdüm. Ka dün akşam öptüler mi? Canım ispirtizma sırasınd» böy pıdan itizar ettim. Onu orada bıraktım. Kendim de partiye gittim. le seyler... Gece, tekrar avdette, uğradım ka Rica ederim bana olan bitani rımı aldım. Eve döndüm. Ertesi anlat!. gün, yazıhanede bana bir telefon: Anlatacak bir 5«y yok. Profe Beyefendi! Dün aljgam hare sör Sümsüker adında birisi herkesi minizin muvaffakıyetini tebrik e uyutuyormuş ve uvuyanlara içinf ı'. Yalnız o doğru nerede? Hah! Ben de bu fikirdeyim de< deriz. den emirler veriyormuş. Yani ken» Ne gibi efendim? Anlayama di iradesini, karşısındakine sessizce Şımdi bana bir akıl öğret! dım. Ispirtizmaya dair mi? tetbik ediyormuş. Orada bir de a Kendisine sorunuz. (Çat) vukat vardı. Adam: Evet! Ispirtiîır "1 aahtslaı iizsrindeki tesirleri ve mtsuliyeli ka^adılar. Şiz beni uyutamazsınız.. diye cszr'ye... Biraz sonra tekrar bir telefon: inad etti. Bedri Bey zatıâliniz misiniz? Oo! Kardeşim sen çok dçvinProfesör de: lere gittin! Ben öyle ^eyler bile Evet efendim. Bir kere tecrübe edelim, dedi. msm. Onu sen hukukçulara sor! Ispirtizma seanslanna karınızı On dakika kadar uğraştıktan son Sordum. I âkin cevab beni yalnız göndermeseniz fena olmaz. ra avukat uyudu.. ve uyuduktan kandıiTnad!. Kpndıramazdı do Affedersiniz, siz kimsiniz? bir iki dakika sonra da geldi beni Çünkü vaziyst vahim. I§in icir.d9 Siz benim kim olduğumn donamus meselesi var. Ben bu loke ğil, karınızı öpenin kim olduğunu r.in altmdan nasıl kalkanm? Hay öğrenin! (Cat)... Aüah: Neıeden de git dedlm? Bi Duramadım. Hemen bir taksiye lir miydim birader.. Oooof, of.. Ba atladım. Doooğru eve! Bizimki evçımda ateş yanıyor. de yok. Bıimem kime gitmiş... Oğ Ayol ne oluyorsun Bedri? Lâ leyi dar buldum. Geldi. Gelir gelmez kapıda sordum. kırdıîarın birbirini tutmuyor! Tutmaz birader. Benim Daşıms Kuzum! Doktor Naflılerde dün gelen senin de gelse tutmaz. akşam ne oldu? Anlatsana kuzum. Havada koHiç fütursuzca cevab verdı: nu;3c;^ına anlat! Gayet enteresan tecrübeler ya Anlatacağım. Zaten onun İçin pıldı. Neye sordun? yanaklarımdan öptü. geldım. Sen doktor Nailiyi bilirsinl Bugün bana iki kişi telefon Sen ne yaptm? Bihnem. etti de... Hiç Bedriciğim. Ne yapabl Amaaan canım hani ressaın Ne diye? lirdim. Böyle uyku halinde olarj kardeşi vardir. Biri karını yalnız başına is kimseye bir şey yapılırsa ölürmüş Bilmem. pirtizma seanslanna çönderme.. ^e Zaten o ne yaptığının faıkında de Hüsnü Beyin sğlu, mühendis di; öteki de.. kannızın dün akşam ğil ki... Hüsnü Bey vardı. Bcyoğlunda. ki muvsırfakıyetini tebrik edeıirn.. 1 Bu avuftat kimmiş? Hatırlamıyorum. deyince hüviyetini sordum. fcen Valla ismi bir tuhaf, Cenabi Nuri Pacazun damadı. beni değU ,karını öpeni aral ceva I mi? Hicabi mi? Şöyle bir f»y• Felek! Sen ispirtizmadan an lar mısın? Hayır! Inanır mısu»? Doğrusu daha karar verıni} değilim. Yahu, kat'i blr şey söyle! Bu bir dalavere midir? Yoksa ciddî bir is mi? Valla, bana sorarsan galiba yüzde doksan dalavere, yüzde cn [ Falih z a n ' •" M | lebeden hiç biri kurtulmaz, diye it ve hantal bir kışla var ki, eğer blr yerinden tutuşursa içindeki 200 ta L faiyenin verdiği rapora rağmen, olduğu gibi bırakılmaktadır. Geçen gün gittim, Mimar Sinamn halk ile alışverişi olmıyan ısmarla ebedi eserile torunlannın güzel ma iş'.er olduğunu bilmez miyiz? eanat eserleri arasmdaki bu köhne Bir vakitler Istanbul Valisinin Hay yığmtıyı gördüm. Din ile dünya arasına girerek, darpaşa istasyonuna gidip gelmekten daireye uğramağa vakti kal birinin asaletini ve cevherini bozan, ötekini tefekkür hürriyeti içinde mazdı. Cumhur Başkanı, Başbakan veya ilerlemek ve gelişmekten alıkoyan bakanlarla yanyana çıkan fotograf menhus irticaın bundan daha malarını iş slmsan olarak kullanır.ck nalı sembolü olabilir mi, diye düistiyenler, kendileri için daha başka şündüm. Genclerin yerinde olsam, vicdanfırsat hazırîamalıdırlar. larile tefekkürlerı ortasındaki bu Gene aynı İngiliz Büyük Elçisi idi. Diplomatların tabii azasmdan hâileyi neye benzetmek lâzım geleolduğu Anadolu Kulübüne neden ceğini düşünürdüm. Gecekondu olur da gecekalktı olhiç gelm«diğini sorduğum vakit: İçeri girene ayağa kalkılan maz mı? Bu son sözümün kelime oyununkulübe gidemem, demişti. fazlaya ahnmamasıru rica Kulüb bir centilmenler evidir. dan Orada en büyük devlet adamından etmek fazladır, sanırım. 4 en küçük hükumet memuru arasmGene okurlanmdan biri, Anado* da kulüb azalığı eşitliği vardır. Aynı suali sorduğum bir İngiliz ludaki poligami salgını üıerine bir hayli şey yazdıktan sonra bana soMehmed Refik Büyükarslanla eşi Amiralı da: ve Süreyya (Paşa), onlardan evvel, Kütübhanesi olmıyan kulübe ruyor: Söyleyiniz bana, kadınlarla scrvetlerini böyle hayırlı işlere tahgitmem, demişti. Okumak istediği için değil, kü erkekler ne zaman müsavi olacak sis etmek suıetile atalarımızın yolunda yürüyen faziletli insanlar u« tübhanesi olmıyan kulübe kulüb lar? Söyliyeyim efendlm: Dişilerle mumiyetle' eski ve yaşlı zengınîe» denmiyeceği için... rimlzdir. Yeni zenglnlerimiz adlaBeş İngilize mahalle kahvesini kadınlar müsavi olduklan zaman! rını daima hayırla yâdettirecek ba 5 veriniz, onu kulübe çevirir. Biz akTaşlığa pek hoş bir Türk kahvesl gibi hasenata kıymet vermiyo.lat. sini yapıyoruz. yapılmıştır. Istanbul peyizajlannı Onlar, manevî, vicdant hazlar detatmak istiyen her tabiat, tarih ve ğil. maddî zevkler peşindedirler. Mimarlarımız Universite bınası sanat meraklısı bir defa oraya uğSon harb içinde de zengin olanlaV pek çoktur. Bunların hepsi değil, nm arkasma iki güzel kanad ekle nyacaktır. diler. Pek güzel bir şeref avlusu Geçen akşam ben de gittim ve bu fakat bir kısmı, senetlcrini türlü ile aralanan bu iki kanad, Süley kahveye içki yasağı konduğun» spekülâsyonlarla. maharetle kitaba maniye camiinl kucaklamak ıçın şaşüm, kaldım. Frenkler gibi, Türk uydurulmu; vergi kaçakçıhklarüe bir taraçaya doğru uzanmaktadır. ler için dahi içki sözü meyhane kazanmışlardır. Yalnız paraya tapan bu gibi yeni zenginler, vatanArada eski, harab, çürük, merret ve »aıhoşluğu hatıra getirmez. daşların ıstırab ve sefaleti bahasıTaksim gazinosu ve Park Otel na kazandıklan servetlerin bir kısgibi birinci sınıf yerlerde meyhana mını hayır ve hasenata verseler, ve sarhoşluk rezaletleri olduğunu iyi bir nam bırakırlar; hayırla yâişıtiyor muyuz? dedilirler ve işledikleri sevab, giiIstanbulda tek bir yerde içki ve nahlarınm kefareti olurdu. Fakat rilmek lâzım gelse, bu yer Taşlık bu çeşid zenginlcr, kefcnin cebi olkahvesi olmalı idi. madığını bllmemezlikten gelirler; Turist ise perhiz yapmak için yalnız kendllerini ve çocuklannı Vişi'ye gider, Istanbula gelmez. Ye düşünürler. mek yerkcn bir kadeh şarab isteEğer, asırlar boyunca atalanmız diği vakit: da onlar gibi hareket etmiş olsa Yasaktır, cevabını hiç bir eclardı, Türk medeniyetine şeref venebinin, hiç olmazsa Taşlık kahveren hayrat ve hasenatla onlan hâlâ sinde almak istemediğine şüphe eder yaşatan vakıfların hiç biri mevcud misiniz? olmazdı. Meyhane ve sarhoşluğu kısmak Arasıra servctlerini hayırlı işlere ve kasmak lâz.msa, Beyoğlu caddesinln yan sokaklarındaki kavga ve tahsis eden yüksek ruhlu faziletli Insanlardır ki atalarımızın bu âlicinayet yuvalanna dönelim. Demokraside keyfiliği şahıslan cenab an'anesini yaşatmaktadırlar. mıza ve evlerimize saklamalıvız. Allah onlardan razı olsun! Biraz gönül ferahı bulmak için Tashğa kadar u h m e t «den'.ere: «Esîrikahve ettin bizi hey zemâne; hty...» ramanlarını b o | yere anMAGRUR KADIN dırmaktan ne çıkar? KA. ME. FA. Kumaşlarile giyi 6 nen kadın gurur duymakta elbette Cumhuriyet donanmasını seyre haklıdır. Zarafetin timsali olan bu çıktım. Kızkulesi bir kasaba düğık harika kumaşların yeni çıkan yünnündeki alaca bulaca düğün pa«lülerini tercih edenler yüksek zevk tasını andınyordu. YENİ POSTAHANE anlayışlarıru bir kere daha isbat Itıklamaların çoğu iptidal lii. etmiş sayılırlar. MIMAR VEDAT CAD. 11 Biz acaba bu sehirde güzel sanatlarm ne vazifesi olduğunu bir defa Peşin veren maldan kendimize sormıyacak mıyu? Istanbulun gündüzünü çimento kaiTaksitle yaptıran candan falannın, gecesini elektrikçi çırakTAKSİTLE, fakat severek larmm elinde mi bırakacağız? giyeceğinia birinci sınıf bir elAtatürk'ün 10 uncu yıldÖnümü biseyi ancak aşağıdaki adresUNESCO kitab kuponlarından bir miktar gelmiştir. Almak nutkunu blr kaç taat önce bir daha ten temin edebilirsiniz: istiyenlerin a~ağıdaki adrese müracaat etmeleri rlca olunur. dinlemlştim. O derin sezisli, aşk UNESCO Burosu, İstanbul Teknik Ünivarsitesi, Gümüşsuyu. " Tüccar Terzi duygulu ve gönül sesli adam, tevekkeli «müsbet ilim» ve «güzel sanatlar» diye çırpınıp durmuyordu. Aklımızı birinin, zevkimizi öteBeyoglu. tstiklâl Cad. kinin terbiyesinden geçirinciye kaMısır Apt. 27 dar İstanbulu, bakallm, neye çeSinir ve Ruh Hastalıklan >lülrh«ssn" vireceğiz? Harbiye, Halâskârgazi Caddesi No. 13. Saat 4 7 Rtfkt Atay j KUMAŞ MACAZASI UHESCO KİTAB KUPONLARI Doktor HÜLUSİ KÛ9Sİ SAPANLI Selçuk Kaskan bahsetti. Şeref verirsiniz.. Teşekkür ve va'dettim. BİK İS P İ R T İZ MA Burhan Felek S E A\ S I Kaç yaşında? Canım sen ona aldırma!. Sakalh mı? Nasıl aldırmam ayol. Öyle şey Gene değil. Otuz tekiz kırk ler söylüyorlar ki. Tahammül edeyaşlarında. miyorum. Onun için bir kat'i ka Yok canım.. tıraşlı.. jirin bir rar vermek lâzım geldi. adam. Ne yaptm? Âlâ.. Demek ki mesele yoK. Bir avukata müracaat etim. Valla.. ben öyle zannediyorum. VaVayı anlattım. Dava açmak is Orada başka kadınlar da var tediğimi söyledim. mıydı? Ne dedi? Vardı ya!. Ali Beyin annesi, Kanunen buna imk&n yoktur, Rukiyenin kayınvalidesi, Gülsümün gayrimesul bir adam, gayrişuurî bir büyük ablası.. Mehmedin büyük hareket.. hâkim ademi mesuliyet karan verir dedi.. ya ispirtizmacı annesi. Yani hepsi altmışın üstünde hakkında? diye sordum.. buna da imkân yok.. çünkü oben böyle bir hanımlar değil mi? emir vermedim» der, biz de onu is Eh, aşağı yukan. Onlardan kimseyi de öptü mü? pat ederneyiz.. lş büâbütün alenileşir. Onun için size dava tavsiye et Hayır. Hatırlamıyorum. mem. Ama ısrar ederseniz ben dava Sonra herif nasıl ayddı? açmaktan kaçınmam dedi.. Profesör, uyandırdı. Hakh lâf.. Sonra? Hakh lâf ama benim başımda... Hiç.. başka tatbikat yaptık. Doktor Naili elime baktı. Falan... Nasıl anlatacağız.. Ateş yanıyor. Telefon telefon üstüne.. karıyı bo Pekl.. bundan sonra?.. ... Yani ne demek istiyorsun şayım diyorum. Ne hakkın ver?... Bedri? Evet.. herifi tepeluyim diyo Kızım, avukatın harekeŞini tarum. biî bulfhuyorum. Ben tabiî buluyorum. Mabkum olursun!.. Rezil olur Ben bulmuyorum ve o profe sun! sör Sümsüker midir nedir onu bir Doğru... Ne yapayım bilmem.. tahkik edeceğim. Sen de bu sesana geldim. Akıl danısmağa! anslara gitmiyeceksin! Valla, Bedricim.. yani senin Zaten gide gide başımız aşın durumun biraz müşkül ama.. ben madı ya!. ne yapabilirim?. Bu öyle bir şey Ondan sonra aramıza bir soğuk ki.. yapsan bir türlü, Örtsen bir luk girdi. Lâkin telefonlar durmaz. türlü... Her gün bir telefon. Yaa! İşin güçlüğü de burada.. Cuma akşamı.. Doktor Nailinin apartımanı.. kp | dın erkek yirml kişi kadar var. O meyanda bizim Bedri, kansı.. Bedrinin kansını öpen avukat Hicabi.. daha tuhafı.. Bedrinin gldip akıl danıştığı «dava açılamaz» cevabını veren avukat.. ben, Vasfi.. Bedia, Necmi, Behzad.. Reşidler.. doklor Sokakta bir külhanbeyi böyle blr Muzaffer Şevki.. Peyami Safa.. hep şey yapsa.. verirsin poüse.. oradalar... Tabiî ispirtizmacı profe O da kolay değil ama! Hiç ol sör Sümsüker de orada. Adamı ilk mazsa herifi tokatlarsın! defa görüyordum. İtimad telkin et Ahh... sorma kardeşim.. ben miyor. Bana kalırsa herif sahtekâr.. şimdi ne yapayım?. Yalnız dışarı vurmuyor. Yanına oSustuk... Bir iki dakika sükut turdum.. kendimi tanıttım.. enterese tan sonra: oldu... Herkesi uyutamıyacağuu Bu doktor.. ne idi?.. Nailinin söyledim.. «inannuyanları uyutaseanslan devam ediyor mu? mam» dedi.. beni uyutmasıru iste Zannederim.. cuma geceleri.. dim.. yapamam dedi... Bedriyi gös Bugün ne? terdim... «Denerim» cevabını ver Sah.. di... Bedriye de tenbihatta bulun zeltti... Bir iskemleye oturdu... Oh.. çok yorgurum.. dedi.. sa Bu hafta beni de götürebilir dum!. at kaç diye sordu... Esn yanma gitmisin? Seans başladı.. masalara ruhlar tim.. Ben gitmiyeceğim.. geldi. Hitler'i çağırdüar gelmedi. İçi Geçmi; ols'^n .. derken öte ta Gidelim.. sen de gel.. mizde almanca bilen yok. Mütevefrafta tokatknan a.jkat "profesör Karımı? fa da başka dil bilmezdi. Bundan den bir şeyler somyor.. cüzdanı Karını da getir.. bazılan kuşkulandılar. Demek ki alınan avukatın kansı da kocasm Ne olacak?. ölmemiş, diye ahkâm çıkardılar.. dan sinirli sinirli bir şeyler istiyor Canım, getir de.. bir kaç kadın uyudu... Mendiller du... Bu sırada çaylar geldi... Her Yahu! Tekrar herif... kayboldu. Sandalyeler tıkırdadı.. Eyy... İspirtizma bu! Ne çınihayet sıra Bedriye geldi. Oğianı kes birer fincan aMı... Ben tesadüfen Eedriye akıl veren avukatm bir sandalyeye oturttu.. bir elektrik yanına düşmüştüm... lâmbasmı gözünün bebeğine dikti.. Medytunun m°suliyeti hakkmellerile de muttasıl daireler çizmeğe daki mütaleanız nedir? diye sorbaşladı.. beş dakika sonra Bedrinin gözleri daldı.. sonra da aralandı... dum... VaHa.. bu hususta kat'î bir şey Sık sık nefes almağa başladı... Loş odada sessiz ve esrarengiz bir hava diyemem.. ama... Bana kalırsa, gayrişuurî harevardı... Profesör çekildi... Birşeyler mırıldandı, Bedri kalktı... Sendele ketlerden mesuliyet doğmaz.. değil ye sendeleye salonda dolaşmağn mi beyefendi. Uykuda gezen!«rifıki başladı.. benim yanıma geldi. Dur gibi.. du.. tekrar yürüdü... Vasfinin önü Evet ama... Uyutan adamın... ne geldi.. elini kaldırdı.. sonra tek Haa! Onu ispat edemezsiniz.. kacağı belli olmaz.. sen dediğime rar indirdi.. bu sırada profesöre meselâ: Bu akşam profesör Sünv bak!. baktım. Bedrinin harekâbnı büyük süker, Bedriye, sizin cüzdanmız* İçini çekti.. bir dikkatle takib ediyordu.. büyük almayı emrettiğini söyledi mi? Büsbütün skandal olacak diye salonda blr devlr yaptıktan' lonra Hayır, ne onu, ne de tokatla» korkarım... avukat Hicabinin önüne geldi.. mayı ben istemedim. diyor... Ve aynldı gitti.. durdu. Yüreğim oynadı... Yürüdü.. Güldüm: Perşembe günü akşamı telefonla öteki avukatın önüna geldi. Elini Hep öyledirler, beyefendi: Hii doktor Nailiden bir davet aldım... cebine soktu.. portföyünü aldı.. yü Bizim seanslarımız çok entere rüdü... gitti.. bir haruma götürdü söylerler mi? İnsanın yediği toka* yanına kâr kalır... san oluyor. Bedri Bey biraderimiz verirken avukat koştu... elinden aldı... Sonradan öğrendik.. o hanım, avukatm kansı imis... Oradan hareket etti... Benim yüreğim küt küt çarpıyor... döndü, döndü. Geldi tekrar avukat Hicabinin önüne durdu ve beklenmedik bir süratle iki tokat aşketmesile kendisi yer« yığılıverdi... Profesör hemen koştu... Bedriyi uyandırdı. Beriki kalktı.. pantalonunu, üstünü başını dü
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle