25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cül illllllllllilllllllllllllllllllllllllllllllllllllll TIBBİ BAHİSLER lllllllılllllllllıllllHıllllllllllllllllllll ETli yaşlannda bulunan beyin olanlan tedavi için tavsiye edilebicerrahisi mütehassısı fikrini açıkça lir. Hattâ bunu ban canüere tatbik söyledı. Sanki bu adam benimle koetmek doğru olur. Zaman zaman nusmuyor da akhndan geçenleri ıçerek sarhoş olan, hırsızlık *eden yüksek sesle ifade ediyordu: kavga çıkaran ve cinayet işleyenler Beynin alın tarafına gelen kıbundan istıfsde edebilır. Katıllerden. sımda bir neşter darbesıle yapılabazılan ne yapsanız uslanmaz. Oncak müdahale herhangi bir insanı lar marazî bazı sebeblerden dolayı korkunc bir hastahktan kurtarmakadam öldururler. C?za ve terbiye la beraber şahsiyetmi tamamile sistemlerı bu gibileri yola, getirmer. dcğıştırır Fakat bu mur!haleyi yaBovle olduğuna göre bu zavalhlan pan cerrah bir takım vıcdani mesehapısanede çurütecek yerde amelileler karşısında kalmaz mı? Hastayatla ivi etmek daha munasıb olnın hayatını, içtimaî durumunu, ismaz mı? İskandinav meml'îketlerintikbalrni, bir kelime ile şahsiyetini de ameliyat sayesınde cemiyete değiştır?rek ona busbutün başka faydalı bırer unsur olarik ıade editabıatler aşılamağa hakkımız var az sancı verir. Ertesi gün delikanlı len katiller var. mı' Ortaya çıkacak yenı adamın bana sakın bir yu2İe gulurru^dı. Bu usulün tenlikeleri. menfi neeskisinden daha iyi olacağını bıze Bakışındaki mana akhndan ve an ticeleri hesaba katsak dahı, bır sukım temın eder? Gun m birinde layışından bir şey kaybetmedığıni rü insanı tımarhanelerde ve zınyırmi beş yaşlarında bir delıkanlı gosteriyordu. Zaten ilk sorgularım danlarda çürütmekten çok ehvenbana geldi. Çocukluğu, ilk tahsili bunu teyid etti. Bu rı=h iyıce tesbit dir. Ümid olmasa bile ameliyata normal şartlar altında geçtıkten etmek ıçın kendini bir çok tecrü müracaat etmeli. Çünkü bu usul sonra 10 yaşına dcğru sar'a buhran belerden geçirdim. henüz çok yenidir ve vaidlerle dolarına tutulmağa başlamış. Zavallı Hasta sekiz gun sonra taburcu ludur. İlk mudahalelerı yapan cerçocuk bir külçe gıbı olduğu yere oldu Kendisini evvelâ hergun zı rahlar neticenin ne olacağını katyığıhyar, kendini kaybediyor ve yaret ettım. Sonra mektublaştık. iyyen bilmiyorlardı. ağzından köpükler ge'.ıyormuş. Altı ay sonra henüz hiç bir sar'a Bütün zorluk müracaat eden hasHastahk netıcesınde çocuğa huy nöbeti gelmemişti. Bu korkunc il talann hepsini ameliyat edebilmekrazluk gelmiş. Çabuk hiddetleniyor, letin verdiği aşağılık duygusu da tedir. Esasen bu ciheti gözönünde srdan bahanelerle arkadaşlanıu kaybolmuştu. Delikanh bu sayede tutan Paris hastaneleri, şimdiye kadovüyormuş. Zavallınm bu şartlar tarla işçılığini terkederek elektrıkçi dar tedavilerine imkân görülemiaıtmda bır yazıhanede çahşmas: oldu. Buğun iyi para kazanıyor, yen binlerce zavallıyı tımarhaneimkânsızlaşmış. Yirmi yaşma gel evlendi. Akşama sabaha ikinci ço den ve hapısten kurtarmak için yediği zaman askerhkten de ıhrac e cuğunun doğmasını bekliyor. ni yeni «beyin cerrahisı» merkezledıldığinden tarla amelesi olmuş. B' Bu türlü ameliyat izah edemedık ri kurmak uzere gayret sarietarada sar'a buhranlan da gittikç mektedirler. Siklaşmış, o derece ki p'ronu ken leri bir takım evhamlar içinde yaCon»teUation'd«B şıyanlan, duygu dalâletine müptelâ disine yol vernvîk mecburıyetindı kalmıs. Tabiati çok değişmiş. Yenmeğı muvaffak olamaiığı şiddetli krızle birbirini takıb ediyormuş. Hattâ oir gün azkalsm şapkasını sakla>an bir arkadaşını öldürüyormuş. Delikan'ı sağlam, kuvvetli idi Aklına diyecek yoktu. Fakat gittik çe basbran illet onu günün birind' ya hapse yahud hmarhaneye sevke. cekti. Bedbaht delikanlı bunu bili yordu . Fakat doktor sar'a ashnda ne dir? Söyliyeyim: Beyninuzi teşkıl eden bir kaç milyar hücrenin normal olarak birbirinden farkh elek trikiyeti var. Kafatasımızın altınd muazzam bir elektrik tablosu me kanizması en ince teferruatına ka dar tesbit edilmiş harıkulâde bir komuta merkezi var. Hücreler, .s tiyerek veya insiyak! olarak vuku bulan harekstlerimize göre bazan ayrı ayrı, bazan da grup halind cereyan neşrederler. Sar'ab insana krız geldiği zaman bütün hücreler birlikte çalışmağa başlar. Beynin elektrik fabrikasında iş bölümfi kalmaz Komuta mevkilerinin hepE birden harekete geçerek hücreİ lerın ayru şekılde cereyan verme lerıne sebeb olurlar. Böylelikle uz vıyctte gayritabiî bir faaliyet başlar ve bunu korkunc bir bitkinlik tak.b eder. Sar'a budur. Gunün birinde hapisaneye yahu tımarhaneye duşeceğini bildiğim bu eavallı delikanlınm karşısında düçünmeğe başladım: Acaba beyninin bir kısmında ufak bir bere mi vardı yoksa sar'a mahallî bir tahrişten mi ileri geliyordu? İnssn dimağının elektrik durumunu kaydetmek için electroencephalographe denilen gayet hassa* bir âlet olduğunu belki bilirsiniz. Bu âletin elektrodlan hlç düsünmiyen, mutlak sükunet halinde bulunan bir insanın kafasında gezdirildiği zaman kaydedilen çizgi gayrimuntazam hafif titremeler arzeder. Fakat dimağ işlemeğe başlar başlamaz çizgiler çoğakr ve titreme büyür. Sar'a nöbeti geldiği zamar» kaydedilen çizgiler kesik olur ve zikzak şeklini alır. Hastanın kafagının her tarafım muayene ettim Hiç bir kısmında gayritabiilik bultnadım. Beynin bozuk olan nahiye«i kendısini belli etmiyordu. Biçareye bakarken gayriihtiyarî şöyle düşünüyordum: «Bu zavallı mahkum, hfll'rt'" fecaatinden haberl yok. Günün birinde bir tehevvür ârunda katil olarak tunarhaneyi yahad Tİndanı boyla/acak. Bunu nasıl kurtarmalı? Beyin cerrahisinin yaraltıfl Altm fiatı on senedir büyük bir oynaklık gösteriyor. Bunun sebebleri muhteliftir: İç siyaset, haricî durum, mevcud miktannın azalması veya çoğalması, talebin artması, kuraklık, mahsul bolluğu, hepsi fiatlara tesir eder. Altın kolayca »aklanır, hm: cismi olmıyan bir maddedir. Şöhreti asırlardanberi sarsılmadan devam ettiğinden herkes, bu madene varİLklann en müstakan gözile bakar. Fakat zamanımızın girift şartlan altının fiatını bir sevıyed*» bırakmıyor. Resmî rayic once (28.35 gram) başına 35 dolar olduğu halde bu kıymet her memlekette az çok fark^ar arzeder. Altın bir istikrar unsuru olmakla beraber spekülâtörlerin elinde aynı zamanda bir kumat vaatasıdır. Fakat herkes bu oyuna giremez, çünkü ınsan altmla oynayayım derken altının oyuncağı olur ve arkasından sürük» lenır. Herhangi bir şahsın bu madenın alım ve satımına müdahalesi ve bu müdahalenin neticesi etrafin yani isteklilerin veya satıcılann alacakları duruma bağ' lıdır. Bundan başka bazı piyasalarda prim yapan, fiatlan yükseiten gebebler dışandan altın akmasuu intac eder. Bu akış teklif hacmini artırmak suretüe bir fren vazifesi görür. Onun için altın üzerine oyun herkese vergi değildir. Bu yüzden çok kimselerin perifan olduğu malumdur. * * * Bir tasamıf vasıtası olarak gö> önünde tutulduğu caman altının kııır olduğu görülür. Altm Amerika altıra niçin yîikseltmiyor, bizde görülen düşüklüğün sebebi nedir? müstahsili olduğu muhakkak. Bu memleketi çevreleyen esrar perdesi istihsal hacminin tesbitine mânidır. Fakat bunun ehemmiyetıni gormemezlikten gelmek doğru olmaz. Rusyada hüküm suren özel şartlar el emeğıni çok ucuza mal etmektedir. Onun için altm fiatını yükseltmek Sovyet propagandasınm ve beşinci kollarının ekmeğine yağ sürmek olur. Komünizme karşı bütün dünya kuvvetlerini seferber etmeğe çalışan Amerikaya bu hususta hak vermemek mümkün değil. Amerikanın altına biçtiği resmi fiat 35 dolar olmakla beraber bu madenin milletlerarası fiatı 42 dolar raddelerindedir. Bizde altın fiaünın son zamanlarda düştüğü görülmektedir. Halbuki her sene bu mevsim bu maden piyasasmda yükseklik müşahede olunurdu. Mahsulünü »atan köylü bir iki asan kız» alarak bir kenara atar yahud kansının boynuna biı beşibirlik takar. mak baa tehlikelere karşı sigortalanmak gıbi bir şey. Burada sıgorta prünini bu madenin fiatındaki düşüş temsil eder. Fakat sigortanın da bazı şartlara cevab vermesi ltzıra. Hangi para sahıbi varlığının bütün nemasını sigorta primi olarak harcamak ister? Böyle yaparsa kendisine ne kalır? AlUnının karşısın» geçip onu doya doya seyretmek mi?. * * * Altının resmt fiatı 1935 lenegindenberi defişmemistır. Müstahsiller ham maddenin, flcretlerin, malzemenin ve umumî masrafların arttığını iddia ederek şimdiki fiatı az bulmaktadırlar. Fakat Amerika bu fikirde değıl Ona göre altın fiatınm diğer madde fiatlarile alâkası yoktur ve biı müddet daha böyle kalabilir. Bilindıği gibi Amerikanın Fort» Knox mahzenlerinde 25 milyaı dolar kıymetinde binlerce ton altını var. Bu kadar servete malik olan bir devletin sözü elbette ağır basar. Düsüf* aebeb memlekete bilhassa İtalyadan bol miktarda alFakat bu meselenin bir de «itm gelmesidir. Baa piyasalarda yasî tarafı var ki bunu ihmal «taltm lyiden iyiye çoğaldı, çünkü. mek doğru olmaz. Kapitalizmis Rualar v» Bilhassa Komünist Çm son taraftarlarıle totalitarizm ıalıklerini birbirine düşüren müca ihtiyaçlan olan maddeleri alabıldelenin hâd bir devrede bulun> mek için altın ihrao «dlyorlar. Bu duğunu kimse inkâr edemez. Bu memleketleı .n ellerindt kâfi debulunmadığından mucadeleye yalnız atom bombası, recede dov.z yeni silâhlar. ates kudreti ve insan bu çareye başvurmak mecbunyemalzemesi gıbi kaba kuvveti tem» tinde kalmaktadırlar. Bu halın sil eden âmiller kanşmıyor. İk ne kadar devam edeceğini kestirtisadî meseleler de bunda mühim mek kim.ipnin «linde olmadığınbir rol oynuyor. dan fhtiyatlı hareket etmek herSovyet Busyanın büyük bir altm «ayanı tavsiyedir. gerisinden desteklediği erkeğınj beklemeye kovulmuftu. Otomobil birden durdu. Polatlı Sivrihisar yolu üzerinde Demirci köyüne, daha doğrusu köy harabesine geümiflerdi. Btrafta derın, fok derin bir sükut vardı, ve evier, yıkık evler, yanmıs ağaçlar bu sükutun baskısı altında yere laanmıt gibiydiler. Ufak bir hayat emareil dahl yoktu. Yalnut, evet, yalnı» çeszneden ince bir su akıyordu. Bir hayat, bir zafer müjdecisiydl «anki bu akan su. Zabitler, şoför su alırken bir kae, lokma bir jey yemeyi kararlaştırdılar. Hiç biri yıkık duvarlar arasından kucağında çocuğu ile çıkan kadını görmemişlerdi. Safa geldiniz, kardeşlerim. Zabitler baktılar. Tuhaf bir ı,ık vardı bu kadının gozlerinde. Iztırab ve cesaret, iman, gunır ve sükunet, hepsi birbirine kanşmıştı â> deta. Fakat cesur tebessümü ağzının etrafındaki açlık kırışıklıklannı saklıyamıyordu. Nasılsın, hemşire hanım? Bır dilim ekmeğimizi yemez misin? Kadın hiç bir şey söjlemedcn dilimi ve katığı aldı, bir kısmını yedi. Üzerine çeşmeden su içti ve kalanını da çocuğuna yedirdi. Sonra gene bir şey söylemeden geldiği yere süzüldü. Zabitler gitmeğe hazırlanıyorlar' dı: Kardeşim, biraz dur. Otomobile binmek üzere olan son zabit durdu. Kadın yavaşça yaklastı: Misafirim Bayılırsmız. İkraro edecek başka şeyim yok. Kadm hüzün ve sükun telkin eden gözlerle, fakat titrek eller.e, kimbilir belki de çocuğu için too ladığı bir avuç cevizı uzatıyordu Tekrarladı: Misafirimsiniz... Cevizleri zabitin avucuna aceleyle boşaltıp, hızla bir kaç adıro yürüdü. Yemenisini gözlerine sıpeı etmişti. Ağlıyordu bu temiz TürK kadını. Zabit yiyeceğini ve parasım çıkanp çeşmeniri kenarma ko\du Otekiler de aynı şeyi yapülar Hemşire, gel al bunları Çocuk için. Eline verseler kadının hedıyeyj kabul etmiyeceğmı bıhyorlardı. O bir kaç adım otede arkası donük çocuğunu goğsune, yemenisini gozlerine bastırmış duruyordu. Zabitler ve köylu kadın, hepsi de sanki bu küçuk hâdıse bır ışaretmiş gıbi, zaferı kazanacaklanm, yıkık yerlerı yenıden yapacaklannı düşünuyorlardı. Rahat bır hiı doluvermisti içlerine... Bu harb sahasmda geçen bir kah ramanlık vakası değıl, harb esnasında ruh kahramanlığını gösteran bir vakadır. Esasen bu «ruh» ieğilmidir ki, bızi üstün duşmana muzaffer kıldı? Bu hâdısenin hikâyesini bu vakanın cereyanı esnasmda otomobıldekı kuçuk rutbelı zabıtler araında bulunan babam Cemal Tuunaydan dınledim. Ülker Tulunay Üsküdar Amerikan Kız Lise.si (1) O zaman Birinci Ordu Komutanı Ali İhsan Paşadır. Bahisler 21 Sovyet Rusya Doğu Almanyada içgal erüji bölgenın ««kerilettırtlmedıtinl iddla etmektedir. Güzel. Fakat. iddıasından emln im bütün Almanyaya ça. mll bir Mil1etIerar«M komlsyon kurulmftsını neden reddediyor? Bu memlekette demokraük «eçimler yapıtaıasını neden ijtemlyorf Milletler»rası otoritenln her tarafta tetkik lmkânlarını v« ialahiyetler ni serbeıtçe kullenarak lcabında hakemlik edebOmeıt gerglnlljln lzalesine doğnı atılaeak tlk adımdır. Sosyallstler Aln.any» hakkınd» çoktandır bu gıbi tekllflerl y»pmi| bulunuyorlar. Blrleşmt} Hilletler ruhuna ddden sadık demokrıt hükumetler Sovyet lddialannı böyle bir tecrübeden (eçlnçegl neden düîünmüyorlar» L» Demir Perde barıça engel **• tngilizier müthl; ödüyor tnglltcrcd* Mnflnler o derece agır vtrglye tâbl tutuhıyor. yalnıı geçen a«ıe koca meralekett» 86 kljl safı «000 «terlln gellr eldt edebllmlştlr. Senede vüı bln tnglllz Urası kozanan •vli bir tdamın «Und« vergiler çıktık. tan »onra kaç para kahyor blllyor mutunuz? Tam 6354 sterhnl In yüksek vergıy» tabi tutula» İş adamlarının çoju llra başına on dokuz buçuk ılnn vergl Müyor. Bu he»aba gör» kazanclannın yuzde lkl bufUju kendilerine kahyor demek. Ingllterede ZO mllyon lnsan çalısıyor Eunların mecmu gellrt 7 milyar 800 mllyondur. Bunlardan çoğunun elmde (vergller çıktıktan sonra) haftada be»<m »terlln k*lmaktadır. *• Gmnt'den TTarih hocam anlatmiftı: * Solgun bir sonbahar günü. Haıf hafif çiseliyen yağmurun doktüğü •praklar üzerinde çıkarttığı hısırtının •kisleri İıtikiâl Mahkemesınio kurulmuı bulunduğu salonun kori Romanla rekabet dorlanna kadar uzanarak yargılanGenı edebiyat mUkafatlmn mevstmln* mak üzere getirilen üç mahkumun glrdik. Bir aydır Jurl heyetlerlne jruı zincir seslerine kanşmakta. Adımkadar roman geldl. Bunların gtlmaıüe beraber tenkld yazıları da bajlıyarak lar gittikçe yaklaşıyor, yaklaşıyor karga«alıgı arttırdı. Tenkidlerln zaten ve nihayet sanıklar etraflannı çerhepal lehd«. Arkadafların 11fanalarını çeveleyen süngülü tkindsi, tttanbul İfgal Kuvvetl* kih kayığunla denizden, kâh kağ çıktığı gorülüyor. Dudaklan da ha jandarmalar azaltnıakta man» var mı ya Şurasını ırasında yargılanma salonuna giri rüa işbirhği yapmaktan sanık. So nımla karadan gece demedim, gün fif hafif kımıldıyor. İhtimal ki da kabul etmek lâzım kı vsrım asırdanberl Irtfdad vaıatlıl yükıelmif bu .•orlar. Bunlardan birincisi uzun rulan sualleri gayet güzel bir turk duz demedim cepane taşıdım. Se kiz yavrusunun yanına giden son »ylu, zayıf ve zamanında şık gi çe ile cevablandırıyor. Konusma kiz oğlumun da sehidlik haberi gel sehid yavrusunun ruhuna fatiha lunmaktadır. Buna mukabll «tlstentiallste, surfaliste rinenbir kimse olduğu elbisesinin sından Turkiyede doğup buyumüı di. Şimdi ben duracağım da doku okuyor. zuncusunu saklayacağım ha.. Eğer Adnan YUMUK ve Amerlkanvari romanlar plyasayı buruşmuş olmasına rağmen belli. olduğu derhal anlagılmakta. Istılâ ettl. Halk bunları «evmıyor. Çenesinin ucu hafif sakalh bir Rum. (Amasya Gümüşlü Ma Ne yapayım. Fransadâ tahsilde askerden kaçtıysa yarın ahirette iki Znrla yutuyor. Halkın zaten fazla pa IkinctS' şişTnan, göbefclr, şiç gözlüv bulunan. Ua oğlumun Uhsilini dü elim onun yakasındadır. No. 49 21) ran yok. Eh! Ynşadığımız devrin feİhtiyar, gittikçe tizlejen sesile nalıfı hakkında esasen kendlalnde pos bıyıklı bir Ermeni tuccar. Ü fünmem lizımdı. Şayed onlara yar 22 mevcud fikrt takvlye etmek İçin ne çüncüsü ise yırtık çarıklarının ara dım etmeseydim çocuklarun yüksek daha konusmak istiyor, fakat içeri dlye gltsın bir surü pan» versin' Gerc sından sızan yağmur sulan yalnı» tahsillerini yapamıyacaklardı. Ideta koşarcasına giren bir jandarliSin ;a;kınlık lçlnde bulunduSunu da Diyor. Bir milietin istiklâlinden manın reise bir zarf vermesi üzeblilyor. Genc romancıların kın. nefret. yağını ıslatmakla kalmıyarak şal» Tozlu yollar üzermde hızla bi zulüm ve kabaiık gibl dııvguları suııs ar biçimli pantolonunun paçalan iki oğlunun tahsilini daha üstün tu rine susturuyorlar. Reis kâğıdı okutlmal ebnemelcrıni istıvnr. Bu rürlü kı ı da ıslatan, yırtık mintanının tan bu kanı bozuğa reis nefret dolu yor, yanındaki azalara gostenyor, otomcbıl yol ahyordu. İçinde Sivtablar ne şöhret ne de satış temin nararlarla baküktan sonrt önünde onlar da okuyorlar. Yüzlerini kap rıhisardaki cephe karargâhına giediyor. Esasen sinems, radyo. «porlar. yice kapatamadığı göğsünün süt ki dosyaya bir jcyler yazıyor vt layan teessüre bakılırsa mühim bir den Birinci Ordu Komutanı (1), vı gazcteler. meemualar b!r kellmt ile xyaz kıllan sakalına karışan pejeskl yeknesaklığmı kaybeden hayat mürde kılıklı bir ihtiyar. Yaşmın hırçınlaşan sesile pejmürde kılıklj jey olmuşa benziyor. Nihayet reis bir kaç küçük rütbeli zabit vardı rcmanla rekabet hallnde. Gencler de tahminen yetmiş, yetmiş beş olma ihtiyara hitab ederek: gözlerine dolan yaslan güçlükle Hepsi de önlerinde ve yanlannda bunun farkında. Onun İçin halVın Sen de asker firarisi ojlunu zaptetmeye çalışarak ağır ağır ko uzanan genij harabelere bakıyorsına rağmen elâ gozlerinde hâli asabmı kamçılamak lçin ellerınden lardı. gelenl yapıyorlar. Fakat heyhat' Bun [encliğin ateşli bakışlan panldı saklıyormuşîun, söyle bakalım oğ nusmağa başlıyor: Duşman Sakaryada yenilmif, Es lar okus'Ucuyu doyunr.uyor. baıen or. Bunun da İnebolulu Huseyin lun nerede?. Baba, bu kağıd kaymakamlık kişehır Afyon hattına çekilmişti 'omsn okuvarak vaklt geçirmeğ» baska ı olduğunu öğreniyoruz. Şimdi Diyor. İhtiyarın gözlerinde anl tan geliyor. Senin burada olduğunu Ve çekilirken de... Sanki mağlu bir âlemde yaşama^a ıhtıvacı da yok ıâkim sıra ile soruyor: bir kıvüam parladıktan sonra o za> bilen kaymakam bey haben alır biyetlerinin acısını gayriınsanf biı Her gunku hayat çok alâka çekıd oldu Tıgaro'dan Sen, Puntos Gemiyetinin aza mana kadar eğik duran başıru gu almaz bize göndermis. Asker kaçağı şekılde çıkarmak ferahlık verirmiş armdanmışsın. Şu gordüğün vesi rurla kaldınyor v» eüni göğsüne olan Huseyin oğlu Ahmed senin gıbi bütün köyleri ateşe vermişler, * * * oğlun değil başka bir Huseyin oğlu kadınlan, çocuklan öldurmüslerdi calardaki imzalar da seninmiş vurarak: Ben ha, ben, İnebolulu Huse* Ahmedmis. Senin oğlun ise Dumlu Canını kurtarabilen köylü kadını Asyada afyon istihlâki azalıyor lunlara bir diyeceğin var mı?. Uyustunıcu maddeler komlsyonunun Rum kekeliyor, bir şeyler söyle yin Ağa, oğlum askerden kaçacak pınsrda şehid düşmüs. çocuğunu kapıp dağlara çıkmıştı. tetkikatına gore Hındittân, Blrmanyt. mek istiyor, fakat hiç bir şey du da onu saklayacakmışım ha.. Be Çok geçmeden serbest bırakılan Yanmış evine dönenler de görülüMaiaya ve Sond takım adalarında af yulmuyor. Reis sualleri tekrarlıyor. yün, benim ömrüm cepheden cepihtiyarın Istiklâl Mahkemesi salo yordu. Orduda vazife gören ve yon İstihlâki azalmaktadır. heye kofmakla geçti. Bu sefer de nundan ağır, fakat vakur adımlarla keğini sarsılmaz bir imanla cephe 3ene cevab yok.» Tnbune de Geneve'den 1950/951 MHLIMUCADELEVE AITBIRHATIRA YIİNUS NADİJ ÜÇ MAZNUN i BİR AVUÇ CEVİZ George Bernard Shaw bundan kinesinin üzerine abanarak yeni dört sene ev\'el doksan yaşına piyesler yazıyordu. bastığı zaman, istikbal hakkında**ki plânlannı soran bir gazeteciye Bu sene 94 yaşına bastığı gün şu cevabı vermişti: «Asırdide bir kahraman yara «Daıly Mail» gazetesinın muharriri F. G. PrinceWhite'« verdiği tacağım » Dün hayata gözlerini yuman demecde şöyle diyordu: c Size güzel bir haberim var. büyük edıb, maalesef bu hulyasını ancak tamama yakın bir şekil Yas günümü kutlamak üzere bede tahakkuk ettirebilmiştir. Çün nim de bir şey yapmam lâzım gelKaranmı verdim.ffa«*qTPnbey kü o bu cevabındaki «kahraman» diğini düşündüm, bir piyes daha yazdım. Cinsini «komedi» olarak ninde Himagin heyeti umumiyesini Ja kendisini kasdediyordu. tesbit ettim, adını da «Hanım isıslah edebilecek bir nahiye üzerin Fakat Bemard Shaw her fanitemiyorı koydum. Beş perdeden de çalışacaktun. Delikanlıya fikrimi ye müyesser obnıyan bir muvaf ibaret olan bu koca piyeai kaç açtım: fakıyete nail olmuştur ki o da Bence en doğru hareket akb bütün hayatı boyunca kendisini günde yazdım, biliyor musunuz? Tam bir haftada.* idare eden merkezlere dokunmadan bir kahraman yapabilmektir. BuGazeteci herhalde inanmamış sıze daba 6akin, daha müsamahagün «Bernard Shaw» dediğımiz kâr, daha munis bir tabiat temin ezaman aklımıza şu veya bu kah gıbi bakmıs ki, Bernard Shaw decek bir müdahalede bulunmakramamndan ziyade bizzat kendisi tekrar etmek ihtiyacını duymus: tır. Sızin herkes gibi normal olmat Evet... Bir haftada.» gelir. nız için gayret edeceğim. Fakat Bundan sonra yeni eseri hakHakikaten o, kendine mahsus sar'a buhranlarının geçeceğini katgarib fikirleri, acayib görüşleri ve kında malumat veren muharrir, iyetle temin edemem. Kuvvetlisiniz, ince nüktelerile zamanımızın ef bunun hafif bir komedi olduğunu gencsiniz. Bu şartlar altında ameliBemard Shaw bundan 4 sene sanevî bir siması haline gelmiştir. söylüyor ve şunlan ilâve ediyoryatm tehlikeli olacağını zannetmidu: 1856 senesinin 26 temmuzunda yorum. « Çok kişi benden «Methuse sinirli olmuştu. Ayot St Lawrence (Irlanda) te Hastanın gözleri gözlerime dikilBu senenia 26 temmuzundaki dünyaya gelen George Bernard lah'a Dönüş», yahud cDoktorun mış, ruhumu okumağa çalışıyordu Shaw bugünkü İngilız edebiyatm Davası» gibi ağır piyesler yazma ^yaş gününde hemen hemen kimBeş on saniye geçti, sonra ağzından da her şeyden evvel bir tiyatro mı bekli yorlar, gıbi geliyor ba •seyi yanına kabul etmemiş, gelen b'r kelime çıkb: «Kabul ..» muharriri olarak yer alır. Bir çok na. Peki ama, neden? Şimdiye ka tebrik kartlannı ve mektublan da Bir kaç gün sonra delikanlı amepiyes yazmış ve ilk şöhretini de dar söyliyeceğimi söyledim. Mü okumadan sepete atmıstı. liyat masasına yattı. Bayılttık. Sonbunlarla temin etmistir. Fakat o saade etsinler de biraz da kenBu haleti ruhiywmi izah ederra kafatasını açton. Beynin ön kısnu dünya zaman zaman insanları dimi eğlendirmek için yazayım.» ken söyle diyordu: mından bir parça aldım. Dimağın ve hâdiseleri acı nüktelerle alaya * * * « Nasılsımz, diye soranlara bu kısmı heyecanlan, endişe duy alan bir filozof, içtimaî ve sıjasî gularını kontrol oder. Bu kısımda İhtiyar edibin yaşlandıkça biraz 6yle kızıyorum ki! Bu yaştan sonvakalan kendine gore tefsir eden ra insan ya «iyi» olur, yahud da yapılan amelıyat hastalann aklî bir.fikir adarru olarak görmüştür. daha sert bir tabiat aldığını söy ö'lmüs bulunur. İkisi ortası yokmelekelerine dokunmaksızın onlan liyenler herhalde yanılmıyorlardı. Bemard Shaw piyes yazmaktan £skidenberi rekâsmm nvriliği tur. daha sakin, hareket ve hissiyatlanhayatmın son günlerine kadar vaz ekseriya diline de bir keskinlik na daha hâkim kılar. «Hele, eskisinden daha genc geçmiş değildi. Daha bir kaç ay verir, bizim Nasreddin Hoca fıkgSrünüyorsunuz, diyenlere ne Hayli müşkül olan ameliyat beş evveline kadar, 94 ünü geçmiş A ralan gibi mizah tarihine mal olbuyrulur? Bunlann yüzünde yasaat kadar sürdü. Sonra hasta u"fsouo .nsB uıuax 'apron nfnp muş o ince nükteleri ortaya çılancı bir sevinc ve hayranlık ifayandı. A a duymuyordu. Beyin azindeliğini muhafaza ediyor ve kardı. Fakat Bemard Shaw son desi vardır. Halbuki içlennden meliyatlan karında yapılan herhanhergün bir karış sakalile yazı ma zamanlarda daha teakidklr, daha hased etmekt» ve, nasıl olup da gi cerrahi müdahaleden çok daha George Bernard Shaw Beynelmilel Portreler evvel M vasma bastığı gün hilft ölmedi, diye şaşmaktadırlar.s Bernard Shaw*un a a tlaylan arkannda daima bir çocuk safiyeti de gizlidir. Bunlan söyledikten sonra da ayru sai halini almıs ve bu sefer berrak bir tebessümle gülümsiyerek |unlan ilâve etmisti: c Ne de olsa, artık ikinci çoeukluğumu da geçirmiş bulunuyorum ve artık hak iki ihtiyarlık devresine giriyorum. Fakat bilir misiniz, bence bir insan öğrendiKlerinden istifade edebilmek için en aşağı 250 sene yasamahdır. İdeal hayat budur. Yalnız, bu *«dar uzun bir ömre ulapnağa çahşacak değilim.» Bunlan söylerken, üç ay sonra öleceğini herhalde hiç aklına ge pasağlam atlatmıştı O gunlerde, tirmemisti. kendisine ameliyat yapan doktora * * * söylediği şu söz de meşhur fıkraBununla beraoer, ölümü her za lan arasına geçmiştir: « Ölürsem benim için fena, mankındeaı yakın görduğü de muhakkaktı. Doksan yaşına bastı iyi olursam sizin için fena olacak. ğı gün «yüz yaşında bir kahra Çünkü, malum ya: Bir doktorun man yaratmak» niyetinde oldu şöhreti öldürdüğü adamlarm sağunu söyledıği halde, 26 temmuz yısile mepsuten mütenasibdir.» Bemard Shaw'm dediğine gore, 1950 de doksan dört yaşına girerken: «Yanndan itibaren ne gibi bu ameliyat «doktor için fena» plânlanruz başlıyor?» sualine şu olmuş ve hasta kurtulmuştu. Kıcevabı veriyordu: sa bir nekahat devresinden sonra, « 94 yaşında olmak asağı yu tekerlekli arabasma binerek dokan ölmekle birdir Onun için is laşmaya bile çıkmışü. Fakat sontikbale dair artık plân falan kur ra sıhhati birdenbire bozulmu? muyorum. Zaten ben daima bu ve doktorlar asırlık ihtiyarın argünümle iktifa etmişimdir. Hattâ tık «takatten kesildiğini» anlabazan hal bana yetmiş de artmış mışlardı. tır bile.» Nihayet dün hayata gözlerini Bir asra yaklaşan bu hayat ha yuman Bemard Shaw'un, arkakikaten sahibine yetmiş de artsında bıraktığı akısler arasında mıştır, diyebiliriz. Bu 94 yılhk isminin daima tebessümlerle aömrün sahibi heyecanlı, hareketli mlmasma sebeb olacak bir çoK ve revkli bir hayat yaşamış, ken fıkralar bırakmıştır. dine göre her gününü gün etmişİşte onlardan bir kaçı: tir. Sabahlan erken kalkar, bahBir kadın Bemard Shaw'a: çesinde çiçeklerile uğraştıktan, cBeni kaç yaşında buluyorsuyahud da civardaki kırlarda bir nuz?» diye soruyor. hayli yürüdükten sonra kahvalüÜstad cevab veriyor: sını eder, yaza makinesinin başına «Saçlarınız 15, gozleriniz 16, geçerdi. Öğleye kadar çahsır, son dudaklannız 17... Ceman yekun: ra sırf sebzeden mürekkeb yeme 48.» ğini yer, öğleden sonraki vaktini *** de okumakla geçirirdi. (Komsunuzu tenkid etmenin Londrada Blanch Patch adında otuz senelik bir kâtibesi vardı. en münasib yeri aynanın karşıMüsveddelerini ona gönderirdi. sıdır, derler. Doğru Fakat aynada O da bunlan gözden geçirir, ma gordüğümüz kendi kusurlarımıkine hatası varsa düzeltir ve tâzı dostlanmıza mal etmesek.» * * * biine götürürdü. * * * «Elbise hakkında hiç bir kaBemard Shaw bundan bir aydın başka bir kadınm tavsiyesinı kadar evvel, bahçesinde düşerek dinlemez. İnsan harbi nasıl kabacagını kırmış ve bu kaza so zanacağını düşmanına sorar mı nunda geçirdiği amelıyatı da sa hiç!» Ermeni Patriği seçimi Ayın beşincı pazar gunu Ermeni •atngınl »eçecek heyetlerin lntlhabı r ap:lacaktır. Ayın dokuzuneu gunü ise 'ftrık seçılccek ayrıca Ermenı vakıfarını dare edecsk mutevelli heyetlerl e ır'ıhab olunacaktır. Ermeni Patnk ekılı Arslanyan bugun Vall ve Beleıve Baskanını zıyareüe kendisile bu şler hakkında goruşecektır. Eterna Saati Şlrketlnln gehrimizde bulunan mutehassısı Dr. Burkhard Wenger dun Park Otelde blr toplantı yapmıstır. Toplantıda kurulmadan ışllyen Eterna fabrıkasının ıcad ettıfl yeni Ur «aat gaıet«cllere gosterilmiştır. Kurulmadan işliyen saat
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle