Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
."5 15 Ekim 1950 CUMHURIYET IIIIIIIIIIIIIIIII Yıldızda Alman imparatorunun Tek binada 25000 misafir edildiği oda nüfuslu bin şehir »"'•« IIHIIIIIIIIHIIIIIIIIIHIIMinill llllltlUlllillllllilllllllllllllllllllllllllllllllllllılırllllllliril ıılllllllll TECESSÜSLER Tarıhî Odalar: 10 « • • • • • • • •••••••• Yazan: Haluk Y. Şehsuvaroğlu ^ ^ ^ » ^ » » 63 milyon dofara mal olan ve içinde sayısız odalardan baska 10 lokanfa, 8 kahve ve 2 hasfans bulunan bu modern bina, Amerika Millî Müdafaa Bakanlığıdır Son senelerde gittikçe artan mil ı letlerarası gerginlik dünyanın muh ı telif noktalarında sinsı bır takırn | muhasamatı körüklem:s, hattâ bu , a>ada gayet hassas bir bolçe olan , Kore de harbe muncer olmu'tur. Butün bu bâdıseler Bırle^ık Amerıkada mühm bır sembol de^eri kazanan ba;it bır hondeöe tcrimını gunün olayları ara^'nds bırmci o!âna yükseltn.^tır. Pıınyanm bu en vâsi idare b ı n " i Bır'c^ık Amerikanın müdafaasile alâkılı muazzam faVıiyete merkezlık ctmektedır. Pcntagon ismi bu binayı ve daha doğrusu bu binalar serısim ınşa eden mimarlar tarafr.idan araziye uymak için kabul ec'ılen sekılden dolayı buraya munas'b gorulmüştur. Japonya ile harbin patlak vermesı üzerine Harbıye Bakanlığının rresuliyet ve faalıyetinın aıttığını goren Birleşik Amerika hükuıneti bu Bakanlığa merbut muhtelif daireleri günun icablarını yerıne getırebilen bir binada loplamayı diişündü ve bunun içın muazzam inşaata gırişti. Dairenin Arhngton'da inşasına karar venldi. Arlington Washington hükumet merkczinüı sekiz kilometre kadar cenubunda, Potomac nehrınin karşı sahilındedir. Arazinin şekli müdevver bir binanın kurulmasına çok müsaiddi. Mimarlar buraya beş köşeli bir bina yapmağa karar verdiler. B J şeklin tercihinden maksad Harbi ye Eakanlığını teşkil eden beş daı ireye müsavi yer ayırmaktı: Böylelıkle ordu, bahriye, hava, teknık servıs'.sr ve idari kısımlar bir araya toplanmış olacaktı. Binanın beşe taksimi titiz bir surette icra edılmıştır. 1942 senesınde inşa edilen bu modern mırnari harıkasının her tarafı beş köşe (Pentagon) dur. Hattâ dünyada bir eşi oimıyan bu âbidenin kat sayısı da beştir. Fakat bilâhare dairelerin taksimatı değiştirilmiştir. 1789 senesindenberi aynı ismi taşıyan Harbıye dairesi 1947 de «Ordu Dairesi» ne inkılâb etmiştir. O tarihte Kongre, Birleşik Amerikanın bütün müsellâh kuvvetleı ını tek otonte altuıda tophyarak bir Mıllî Mudafaa Dairesi kurmuştur. Millî mudafaaya, ordu, deniz ve hava daireleri dahıl edildi. Bunun başında genelkurmay heyetinin kendısıne yardımcılık ettiği bir Bakan vardır. Pentagon altrnış üç milyon dolara inşa edılmiştir. Bu muazzam binanın çevresi bir kılometre kadar olup, sathı 137 dönümdür. Sivıl ve asker 25 000 memur burada vazife göriir: Aşağı yukarı iki tümenin mevcudu. Dairelerde sıcak ve »oğuk hava tertibatile dünyanın en büyük dahilî telefon şebekesi var. Dış. telefon hatlannın vüs'atine ge Unce: Bu dairenin harb esnuaincia giinde ortalama yuz bsn teleion mukâiemesı yaptığını soylemek bu hususta bır fıkır vermeğe kâiic'ir. Pentagon 25.000 nüfuslu bir şehirdir. Memurlar buradan çıkmadan her türlü ihtiyaclarını tatmia etmek imkânını bulurlar: İçende geniş otomobil parklan, on büyük lokanta, sekiz kahve, her çeşid esya satan mağazalar, hattâ banka şubeleri var. Mimarlar sıhhî ihüyaclan da gözönünde tutarak ilk yardun postalarından başka buraya tam teşkilâtlı iki hastane de sığdırmayı unutmamışlardır. İmagesdan Bir Mr. Attlee Türk cephesinde vurarak, «Ölünceye kadar bir milyon dolara ihtiyacı olmıyacağını, oldükten sonıa da reklâma muhtac bulunmııacajını» söylemıştir. (Settino Giorno) *:;• iki Satırla ü. Abdülhamld kendisini ziyarete gelen Almanya İmparatorile, Inıparatoriçesmi büyük bir misjfırperverlikle karşılamıştı. Kısa bir zamanda Yıldızdaki Şale köşKÜne bazı kısımlar ilâve ettirmiş hükümdarlarla maiyetteküere ıııahsus müteaddid yatak, istirahat, mütalea ve yemek salonlan hazırlatmıştı. Bugün milletlerarası konferanslar içın kullanılan Yıldızdaki es<:i merasim köşkünün üst katındaki (11) numarah çay salonu, •\lman imparatorile, Imparatoriçesinın yatak odalarıydı. Bınanın ön ve arka bahçeleriyuzu olan bu uzun salonun aıka cephesındeki köşeye karyoİjîar konulmuştu. Salonun ke»ıarlan kapalı koltuk, kanape takimlan, perdeler beyaz Jpekten bır kumaşla döşelıydi. Karyolalann üzerinde de sarayca (oba) tâbir edilen aynı kumaştan ciUnlikler bulunuyordu. Duvarlar ?}m ıpekli kumaşlarla kaplanmış ve köşelere, kenarlara kahverengi kordonlar geçınlmışti. Salonun, karyolalarm bulunduğu köşesine iki şezlong, koltuklâr, müteaddid küçük masalar !onulmuşt\l. Karyolaların tam karşısındakl duvara barometre ve i saat asılıydı. Binanın asıl cephesine rasthyan dığer köşeye büyük bir çini soba kuruimuştu. Sobanın üst kısmı gayet müzeyyendi. Sağ tarafa üstü aynalı ve iki tarafi raflı bük bir dolab konulmuştu. Dolabın üstünde şamdanlar ve saat buiunuyordu. Sobanın yaruna bir masayla bir koltuk yerleştirilmiştı. Büyük «alonun tam orta yerınde de yuvarlak ve dört kişilik büyük bir orta koltuğu vardı. Salonun kapılan beyaz üzerine i:abartma çiçek ve saksı resimlerıle ^tltın yaldızla süslenmişti. Tavan kenarlan aynı tezyinatla işlenmiş ve tavanın muhtelif yerlerine de «yn ayn yağlı boya manzara resimleri yapılmıştı. Yerde bütün salonu kaplıyan, oıtası açık renk göbekli ve kenarlan göbek deseninde koyu tenk bir halı seriliydi. Oda, ge celeri orta yerdeki müteaddid yemek odasında, çiçek büketlekollu büyük bir avizeyle ve şam tinin ve merdiven başlarile, lâzım gelen yerlerde çiçek lakudaniarla aydınlanıyordu. II. Abdülhamid, misafirleri için larının muntazaman bulunmasımcrasim köşkünde her türlü is Bd Bahçıvanbaşı memurdu. Salonlara barometre, termo tııahat tedbirlerini aldırmıştı. Ilükumdarlar, resml ziyafetlerin metre, ve dürbün konulmuçtu. O tarıhlerde (Misafir dairesi) dışında köşkün üst katındaki 12 kişıiik arabesk büyük yemek ismile de anılan Şale köşkü II. Abdülhamidin dairesine (uzun salonunda yemek yiyorlardı. Şale köşkünde (mükemmel a yol) denilen bir korıdorla bağlı lafranga yemek veriliyor, alatur bulunuyordu. ka yemek de hazır bulunduruluPadişah, İstanbula geldikleri yordu.) Hükümdarların yemek vakit misalirlerini Dojmabahçe salonunda Sofracı Fransova ile Sarayından karşılamış onlan salüç kılerci vazife görüyordu. tanat arabalarile Şale kasrına geHer akşam mızıka Şale kasrı tirmiş ve oradan (uzun yoldan) onünde (nöbet çahyordu.) Ak kendi dairesine dönmüştü. şdmlan mızıka ve ince saz buHükümdarlar İstanbulda kallunduruyor ve bunlar misafirle dıklan müddetçe II. Abdülhamid rin arzularına gore çalıyorlardı. bır defasında gene aynı (uzun Imparatorun yazı odasına her yol) dan İmparatoriçeyi alarak sabah İstanbulda çıkan bütün ga hareme getirmiş ve haremde îmzeteler konuluyordu. Salonlarda, paıatoriçeyle kadınefendiler ara sında tercümanlık Taztfesini Adliye Müsteşan Vahan Eiendinin ve Artin Pasrnın kuları vaomıs to. Misafirlere Yıldud» büyük nıabeyin dairesinde resml tiyafetlcr çekihnij, «ehrin göYülecek yerleri gezdirilmış, Yıldızda yeni köşkün onünde Goltez Paşanın tertib ettiği bir resrai geçid M T rettirilmişti. Istanbuldan aynlacaklan gün Yıldız Eİflâhhanesi dolaşbrıjmış ve Padişah, arzu edilen eşyanm hediye edileceğini bildirmişti. İmparator, murassa bir kılıç beğenmls ve kılıç kendisine takdim oUunmuştu. Oradan Dclmabahçe tarayına gidilmiş ve mabeyin dairtsinln alt katındaki büyük sofada hazırlanan ziyafette bulur.ulmuştu. Misafırler buradan vapurlanna geçmişler ve İstanbuldan aynlmışlardı. Kcıede İngıliz kuvvetlerinin yanlışhkia Amenkan tayyarelerı tarafından bombardıman edılmesi üzerıne Amerıkanın Londra büyuk elçısi Başbakan Attlee'den bizzat ozur dılemiş, Mr. Attlee de buna verdiğı cevabda «bu gibı yanlışlıkları olagan şeyler olarak kabul ettığıni, çunku kendisinin de harbde bulunduğunu» bildirmisti. Başbakan bu sozile, ilk Diinya Harbinde kendi başından geçen bir hâdiseyi ima etmiştir. Mr. Attlee Umumî Harbde Elcezirede altıncı alayda bulunuyordu. 6 nisan 1916 gunü Türk cephesine karşı taarruza geçildijü sırada, karışıklığa gelmış, Attlee bir noktaya elindekl bayrağı dikmek üzereyken, üstüne Incilız kuvvetleri tarafından atej cdılmişti. Bu hâdisede 60 kişi yaralanmıştı ki Mr. Attlee de bunlar arpsındadır. Kendisi altı ay muharebelere iştirak edememiştır. (Daily Telegpah) * * * Doğustan kör olup orta yaşa kadar dunyayı görmeden yaşıyan ve ondan sonra gozleri açılan âmalar, etraflanndaki eşya ve insanlan gorünce büyük bir sukuru hayale uğramaktadırlar. Bunlar, gözleri gcrmezken, dünyayı o kadar güzel tasavvur etmekte ve herşeye zih'nlerınde öyle hoş birer hüviyet vermektedirler ki baz^n, o zamana kadar lezzetle yedikleri şeylerden tıksındıkleri veya pek sevdikleri kımselerın yüzüne bakamıyacak derecede ığrendikleri olur. (Collier1») * * * Iloffman'ın milyonlan Pa"l Hoffman Avrupa İktisad! İ^birüği idaresinin başına getirildıği zaman, bu tayın çok isabetli görülmüş ve bu zatın tmılyonlarla oynamakta ıhtısası olduğu» işaret edilmişti. Hakikaten, Mr. Hoffman Amerikanın tanınmıs, i} adamlanndan ve meşhur milyonerlerinden biridir. Studbaker otomobil fabrikasındaki vazifesl v« hissesil* daha 38 yasındayken milyoner olmuç, ondan sonra diğer işlerde de bu milyonunu arttınnağa devam etmişti. İktisadl islerde iyi bir teşkilâtçj ve idareci olarak meşhur olan Mr. Hoffman'a geçen sene Ford şirketi mühim bir vazife teklif etmıştı. Paul Hoffman bu teklıfı reddettı. Son zamanlarda, General Marshall'ın Amerikan Mıllî Müdafaa Bakanlığına gelnıesi üzerine Mr. Hoffman Avrupa İktisadî İşbırlıqi idaresinden istifa edince Ford şirketi teklifini tekrarladı ve bu sefer miisbet cevab aldı Ford aanayi ve hayir müessesesi bugün 200 milyon dolarlık bir müessesedir. Son zamanlarda Ford hastanesine 15 milyon dolar masrafia 17 kathk bir kısun ilâve edilmiştir. (Dally Telegraph) Bu gündelik gazete aydaki hayatı, ayhlaıın nasıl birer mahluk olduğunu ve ne şekilde yaşadıklannı anlatan bir sıra hikâye neşrine başlamıştı. Gazetenin verdiği malumata göre, bu yazılar bir İngiliz âlimi tarafından yppılan keşiflere dayanılarak kaleme ahnmış ve cEdinburgh Scientific Joumal» iskoç ilim mecmuasından iktibas edilmişti. Aydede hikâyeleri o kadar büyük bir alâka topladı ki rakib gazeteler de aynı yazılan neşre başladılar. Onlar da mahrec olarak «Edinburgh Scientific Journal» l gösteriyorlardı. Fakat nihayet bir gün «New* * * York Sun» bu yazılann kendisi taBir gazetenm muzibliği rafından uydurulduğunu ve İskoç Gazetecilik tarıhindeki en büyük ilim mecmuasında böyle bir şey aldatmacalardan birini 1835 ağus çıkmadığını ilân edince rakib gatosunda «NewYork Sun» gazetesi zetelerin ipliği pazara çıktı! yapmıştır. (CoUier's) Karakter tahlillerinde işinize yarıyacak çok meraklı bir usul anlıyabiliyor muyuz? İşte size bu hususta eğlenceli olduğu kadar meraklı ve faydalı bir deneme. Aşağıda 5 sual var. Bunları ahbaplarınıza, dost ve arkadaşlarmıza sortıp, verecekleri cevablara gore onlann karakterlerini anlamanız kabildır. 1 Size: «Bundan sonra istediğiniz yaşta olmanız ve dmrünüzün sonuna kadar o yaşta kalmanız mümkündür» deseler, hangi yaşı tercih ederduıiz? Bu suale verilecek cevablarl» onlarm delâlet ettıkleri karakterler: 1 Çocukluk çağını tercih edenler: Ruhan olgunlaşmamış ve hayatın mesuliyetlerinden korkan kimselerdir. II Halen bulunduklan yaşta kalmayı istiyenler: Hayatlanndan memnun, işlerınde muvaffak ve emellerine nail olmuş insanlardır. III Bulunduklan yaştan daha ıhtiyar bir yaşta olmak istiyenler: Şimdiye kadar hayatlanndan memnun olamamış kimselerdir ve bir türlü elde edemedikleri ve ne olduğunu kendilerinin de bilemedikleri emellerine ancak ileride sahib olabileceklerıni düşünmektedirler. 2 En büyük mahrumiyetiniz nedir? I Bu suale meselâ: «Tenis şampiyonu olamamak . » veya «meşhur bir sanatkâr olamamak» gibi cevab verenler: Herkesi geçmek, herkesten üstün olmak arzusunu taşıdıklarını gösterırler. II Tanınan ve sevılen, arkadaşhğı aranılan bir cemiyet adamı oiimamayı en büyük mahrumiyetleri olarak gösterenler: Mahcub, sıkılgan ve çekingen kimselerdir. III İdeallerine vasıl olamadıklanndan şıkâyet eden ve bunu kendıleri için hayatta en büyük mahrumiyet sayanlar: Kcndıleııni küçük gorme illetıne müptelâdırlar. Bunlann rublannda daıma hayata ve insanlara karşı bir düşmanhk temayülü gızlıdu. 3 Elinizdeki her şeyi birdenbire kaybetseniz ne yaparsınız? I tHayata yeniden başlarım» diye cevab verenler: Bugünkü muvaffakıyetlerini kendi kendine elde etmiş, azimkâr ve çahşkan kirrfseler olduklannı isbat ederler. II «Artık her türlü arzu ve hevesten vazgeçer, bir lokma, bir hırka ile, kalan ömrümü tamamlamaya çalışınm» diyenler: Fazla hassas ve iradesi zayıf kimselerdir. m Böyle bir hal karşısında hayatiarına kendi ellerile niha; ct vermeyi düşünenler: İrade zayıfhğından ziyade, pek maddî dusunüşlü olduklarını gösterırler Onlar için hayatta her şey maddîdir, maddî bütün varlıklannı kaybedince hayatlarının kıymeti sıfırdır. 4 Anî bir yangında ancak bir tek şey turtarabilecek vazijette kalsanız ne kurtannak isterdiniz' (Aüeden birini veya sevdiğı bir hayvanı kurtarmak meselesi bu sualin dışmdadır.) I Üzerlerıne bir şey alarak vücudlannı örtmeyı düjunenler: Ihtıyatlı ve muhaıazakâr duşun'jşlü kimselerdir. II Yalruz kendileri içın kıymeti olan manevî bır yadıfm kurtarmak istıyenler Romantık rulılu insanlardır. n i Kıymetli bir eşyayı alarak kaçmayı duşünenler' MM ve mülke fazla ehemmıyet vetenlerdir. IV Her şeyden evvel para, sened vs. gibi ş^yleri kurtaıinayı tercih edenler: Pratık düşünceli olduklarını isbat ederler. 5 Yirmi dort saatlik ömrünüı kaîsa, bu muddeti nasıl geçırmck isterdiniz? I Omürlerinın bu son gunünü sevdiklerıle beraber geçıımek istıyenler: Son derece hıslı ve heyecanlı kimselerdir. II Bu müddeti tek baslanna geçırmeyi tercih edenler: Çabuk muteessir olan, aksi mizaçlı, somurtkan huylu olduklannı gösterirler. IH Ellerinde ne varsa hepsinl son bir hovardalıkla harcayıp son günü de gün etmek istiyenler Tasasız ve mütevekkil bir yaradılışta olan insanlardır. IV Bu sırn kendisine saklayıp kimseye açmadan ve bellı etmeden gene her zamanki gibi ha» reket etmeye hazır olanlaı Son derece kuvvetli bir seciye sahibi olduklannı isbat ederler. CLadies Home Joumal'dan) Itileşhur bir söz vardır. «İş kişinin âyinesidir» derler. Bunu ve mânasım heplmiz biliriı. Fakat acaba bu «ayna» dan istifade etmesini biliyor rouyuz? Karşımızdakinin hareketlerinden, sözlerinden nasıl bir insan olduğunu Körler dünyası BİR r <rar l> i * O<V UUM I fm <*;&* $ l N K , TftHTftOAN YAPUAMŞ 6AUK BİÇİMİNOEBİROÜttKLck İÇİNE KftYNARSOOOtamULüuSü ZMAMI ÇOK ÛÜZ€1 SES VEROİöl 6ÖRÜLMÛŞTÜ8. SICAK MÜZİK K3» îö ;ceı* %P: 3 faA/ «Ah^ i Doğıım Ölüm nisbetleri Sanayıleşmış memleketlerle geri memleketler arasında en fazla göze çarpan farklardan biri doğumölüm nısbetleridır. uİleri» memleketlerde mevcud nüfusa nisbetle doğum da, ölum de azdır. Gen memleketlerde ise olen de, doğan da çoktur ve nesıi daha genc devam eder. Aylık «Amerıkan . İstatistik Mecmuası> nın son sayısında bu hususta çıkan biı ıstatıstıkten şu rakamlan alıyole J." sır: doğum: 42,6; ölüm 27,7 Kndistan: » 26,8 » 15,6 Se>!ân » 40,5 ı 15,2 > S "am ı 24,9 » 17 F e: ı> 31,8 » 21,2 i.eri memlekei ler: Amerika: ı 24,1 » 9,7 17 Ir.çıltere. ı » 11,7 20,7 F.ansa: ı » 13,6 17,4 Isveç: ı » 9,9 (Monde du Travail Libre) * * * Lıeri memleketler (binde hesabi A /? &AYAN ROSE STEKN İIK ÇOCUGUNÜ EVLENDİKTEN 2 8 SENE' SOHRft DOĞURMUŞTUR. *z&" r^r :^> \1 \ Bernard Srww ve bir milyon dolar Geçenlerde bir Amerikan film şirketi meşhur İngıiız edibi George Bernard Shaw'a muracaat ederek bır milyon dolarlık bir mukavele teklifi yapmıştır. Stüdyonun bu 94 lük ihtiyardan istediği tek şey, bir filmde görünmek ve ınsanlığa hıtab eden bir nutuk söylemekten ibarettir. Sirket bu filmi. Bernard Shaw öldüğü zaman gosterecektır. Fakat Shaw bu «parlak» tekhfı reddetmış ve, kendine mah^us meşhur nüktelerinden birini daha sa . »R U2ERJN0E" 3LÜ, 4LÜ, |LI, Ç|Ç£K VEREN YONÇA ELV.O'ÖD MILLER tarafından r yerışt.nimisfir K /AHŞ\ Uzz .7LI İNOİLTEREOE, Gr^at CanfNM « « JAMES MASON ADMDA BİR APAM,HİÇ ÛO'RMEOİâİ BİR KAOIN1M ASK) YÜZÜNOtN KENPİNİ50 S E N i OÜÜYMMN T£CRİO.6TW>\ŞTIR. MAOINUI OLAN AMCE/&SI KAUNDUVNtlAR ASKfiSINPAKI, ŞATOSUm ftŞXMEKTUPim GO'NDERMEKTENİBMETTI, NİHAYET KADIN K£NQÎSİNİR&D EDINCEOPA MÜNZEV? OLAKJŞTOR. Q(\R\P HIKP KotomWada, G a k a A N KABİLEDE BİR KOCA KARISINDAN K İSTERSE 6İR SENE GtCE VE MASKE TAKAR.BO\LECE KARŞ\ ARTIK YA6ANCI NO İz.HftR ETMİS OLU opera mundij