19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
12 EMm 1950* CUMHURİYET Marc Adalet Hoffman Yunanistanın Garbî Trakya Umumî Bakanının Valisi Edirneye geldi Ankarada yeni demeci Baştaraiı 1 inci sahifede ris Merkez Misyonu Başkan vekili Büyük Elçisi Tıgler Wood, Hoffman'ın müşaviri ile G.E.C.A. Merkez Bürosu Müşaviıi Maurice Moor ve Mrs. Moor, E.C.A Bürosu Haber'er Servisi Başkan vekili Andrew Berding ve gazeteci Blairie Moody refakat etmektedir. Mr. Hoffman, uçak alanında Amerikan Büyük Elçisi Mr. George Wadsworth memleketimizdeki E.C. A. Şefi Mr. Russel Dorr, Dış İşleri Bakanlığı adına Protokol Umum Mü dür muavini Ferid İlden, Devlet Bskanlığı adına Genel Sekreter vekili Cemal Said Bark, Özel Kalem Müdürü Necmi Erer ve Müşavir İsmail Şener ile Amerikan Yardım Heyeti ileri gelenleri tarafından karşılanmıştır. 7 inci sahifede Kendisine, bizim kabul etmediŞimiz ve halen Yunanistanda bulunan Çingeneler hakkında burada bir konuşma yapılıp yapılmıyacağını sordum. Bu hususta beyanda bulunacak mevkide olmadığıru bildirdi ve sözlerine şunlan ilâve etti: Çingenelere bir müddet mahallî halkın yardımile baktık. Şimdi merkezden Kızılhartan yardjm :stemiş bulunuyoruz. Bunlar esas tibarile hukukî bakımdan Y U : T nistan için transit yolculardır.» Umumî Valiye, Bulgarlarm ilhpk etmek istedikleri ada dolayısile cı•can hâdiseler hakkında Yunan nok ;ai nazannın ne olduğunu sordum? « Bu iş askerî bir mahiyet taşımaktadır. Aynı sebebden de bana henüz rapor gelmemiştir. Banunla beraber, Bulgarlarm, Marshall yardımmdan da istifade ederek, Mericin ıslahı için Türkiye i!e Yunanistan arasında varılan anlaşmayı ve ileride yapılacak tesisioıi imdiden bozmak gayesile hareket ettiklerini tahmin ediyorum. Mesele şimdiki vaziyetile Balkan Thkik komisyonunun salâhiyeti dalıiine girer» cevabını vermiştir. Diğer sualim, Yunanistandaki çete faaliyetinin durumu oldu. Umumî Vali bu hususta şu izahatı verdi: « Esas itibarile artık bir çete meseles: mevzuu bahis değildir. Şimdi davamız bu muzır harekatın yaralannı sarmaktır. Bu maksadla da çete mücadelelerinden zarar görenlere hayvan tevzi ediyor, ev'erini tamir ettiriyoruz.» Umumî Vali ,Garbî Trakya Türk erile yakinen alâkadar oMuğınu da ilâve ederek iki Türk mektebini tamir ettirdiğini ve az da o!ja türkçe bildiği için derd ve şikâyetlerini bizzat dinlediğini söyleHi Umumî Vali sempatik ve klâsik bir diplomat intıbaı bırakmaktadır Kendisi yarın saat 11 de Atatürk Anıdına bir çelenk koyacak ve akşama Yunanistana dönecektir. Gerek Umumî Valinin ve gerekse yetkili Türk mahüllerinin bir şçy hissettirmemek istemelerine rsğmen esas görüşme mevzuunun göçmen meselelerile ilgili olması kuvvetle muhtemeldir. Pey.k kuryeler hududdan geçti Edime 11 (Telefonla) İstanbul Sovyet Başkonsolosluğu rremurlarmdan Aleksi Naumof bu sabah trenle Edirneye gelmiş ve doğruca Kapıkuleye giderek oradaki iki kuryeyi almış ve akşam trenile İstanbula dönmüştür. Kapalı bulunan hududdan ancak dip'omatik pasaportlu kimselerin geçmesine müsaade edilmektedir. Bu suretle iki Macar, 5 Çek kuryesi iki tarafa geçmiştir. Yunan Başbakanının memleketimize gelmesi muhtemel Türk Yunan işbirliğine aid müzakerelerde bulunmak üzere Yunan Ba^bakanı Sofoklos Venizelos'un bu ay içerisinde Ankareya goleceğine dair bazı söylentiler çık mıştır. İlgililerin verdiği malumata göre, Yunan Başbakanı bueün NewYorka hareket edecek ve tir müddet orada bulunacaktır. Bu bakımdan Başbakan Venizelos'un Amerika dönüşünde ve ancak gelecek ay Türkiyeye gelmesi mevzuu bahsolabilir. Yunanistandan ayrıca askerî bir heyetin memleketimize gelmesine aid şimd'lik hiç bir resmî haber mevcud degildir. Baştarafı 1 inci sahifede Bakanuı cevablarıru aynen veriyoruz: Memlekette bir adalet huzursuzluğundan bahsetmiştiniz. Bf huzursuzluğun giderilmesi için ne gibi tedbirler diişünmektesiniz? « Demokrasinin başlıca hususiyetlerinden birini ferd hürriyetlerinin teminatı altında bulunma.<ı teşkil eder. Bu teminatın mükemmeliyeti nisbetinde adalet huzura.| kavuşur. Bakanlığa geldiğim andan itibaren ilk iş olarak kanunlarımızda mevcud antidemokratik hükümleri oriadan kaldırmak teşebbüsüne geçtim. Bu hükümler içerisinde en ziyade göze batanlan «kişi dokunulmazlığı» nı ilgilendirenlerdir Bilirsiniz ki hakkında kamu davası açılmış olan bir kimsenin tevkif edilebilmesi için ceza muhakemeleri usulü kanununda prensip olarak tesbit edilmiş hallerden birinin bulunması lâzımdır. Meselâ sanığrn suç delillerini ortadan kaldırmas] veyahud kaçıp gitmesi ihtimali mev cudsa yargıç bunu tevkife karaı verebilir. Prensip budur ve bu olmak icab eder. Ancak bazı kanunlarımızda ve biraz evvel bahsettiğim usulün 200 üncü maddesinde konmuş olan bazı hükümler ve ilâvelerle bu prensipler bozulmuştur Istisnaları tesis eden hükümlerde hürriyet için herhangi bir teminai tasavvur edebilmek güçtür. Tâdiller ve eklemeler keyfî ve indî bir hürriyet mahrumiyetine imkân verecek vahamettedirler. Ferdin bu suretie hürriyetinden mahrum edilmesi neticede telâfisi mümkün olmıyan zararlar doğurabilir. Tevkii hususunu, yargıç, kanunun çizdiğı genel prensip dairesinde kendi takdirile belirtmelidir. Bunu sağhyabilmek için tevkif mecburiyetine dair söylediğim hükümlerin kaldınlması gayesile hazırladığımız tasanyı Büyük Millet Meclisine sunacağız. Basmakaleden devam meğe çalışırken bütün kalbimle şu halimize bir mazeret aradımsa da bulamadun. Fakirlik, bilgisizlik, nüfussuzluk, başka işlerden buna vakit ayıramamak, hiç, hiç bir sebeb bu hali izah edemezdi. Burası eşi görülmemiş bir bombardımana bile uğrasaydı, hemen arkasından denize gireceklerin ihtiyacı için daha derli toplu bir tesis knrmak mümkün olurdu. Dediğim gibi, Bizim Denizi biz sevmesini bilemiyoruz. Bir şeyi daha bilemiyoruz. Geçmişi ile, geleceği ile, maddîmanevî bütün değerlerile bu denizi benimsemezsek bize insanca bir hayata kavuşmak hiç bir zaman nasib ohnıyacaktır. NADİR NADİ Kuzey Kore'de savaş gittikçe şiddetleniyor natta, Kore harbinin bitmesinin çok zamana mütevakkıf olduğunu ve daha ileride bir çok savaşların vuku bulacağını söylemiştir. Sözcü, haftalık basıp toplantısında, Birleşmiş Milletl^r kuvvetlerinin son muvaffakıyetlerinin halkı lüzumsuz nikbinliğe kaptırmaması gerektiğine işaret etmiştir. Ayıb umumileşince.. Fuad Köpriilüyü zi.varet Ankara 11 (a.a.) Bucün şehrimize gelmiş olan İktisadî İşbirliği İdaresi eski Başkanı Mr. Paul Hoffman, beraberinde Paristeki Marshall Plânı Merkez Misyonunun Başkan vekili Büyük Elçi Mr. Tyler Wood, Amerikan Büyük Eleisi Mr. Wadsworth ve İktisadî İşbirliği İdaresi Türkiye İcra Komitesi Başkanı Mr. Russel Dorr olduğu halde saat 18 de Dış işleri Bakanı Fuad Köprülüyü makamında ziyaret etmiş ve bir müddet görüşmüştür. Karaosmano?!u Hoffman miilâkah Yunan Bulgar hudud ihtilâfı Atina 11 (a.a.) (Reuter) Yu Ankara 11 (T.H.A.1 Başkan nan G e n e l k u r m a y ı Bulgar işçilsriTruman'ın hususî talebi üzerine nin Yunanistanla Bulgaristan a r a Marshall plânına dahil olan memsında bir h u d u d ihtilâfına k o n u teş leketlerde tetkik seyahatine çıkan kil eden k ü ç ü k Alfa adasmı t e r k e t tiklerini ve adada sadece b i r Bulve bugün saat 16,20 de Ankaraya gar müfrezesi kaldığını b u g ü n bilmuvasaiat etmiş olan Mr. Hoffman dirmiştir. ile Büyük Elçi Wadswoıth refakatBulgarlarm adayı Bulgar arazisi lerinde iktisadî İşbirliği Özel Misiçinde b ı r a k m a k için Meriç n e h n yon Başkanı Mr. Dorr bulunduğu nin mecrasuıı değiştirmek üzere halde Devlet Bakanı Fevzi Lutfi k u r m a ğ a başladıkları b a r a j m inşası Karaosmanoğlunu makamında zida d u r m u ş t u r . yaret etmişlerdir. Şunu da arzedeyim ki gene kişi """"MiıııııııııııııııııılılılııııııınMllllllllllllllıııııııııımımııiMim, Amerikan milletinin iyi niyet ve hürriyeti arasında mütalea edilmesi sclâmlannı getirdiğini bildiren Mr. icab eden konut dokunulmazlığı Hoffman'a Devlet Bakanı aynı his(mesken masuniyeti) bakımmdan lerle dolu olarsk bu ziyaretlerinden da durum böyledir. Bir kimsenin dolayı büyük zevk duyduğunu bilmeskenine girilmesi ve orada aradirmiş ve 45 dakika süren mülâkat Baştarafı 1 inci sahifede ma yapılması halleri esas prensipin Ankara, 11 (Telefonla) Ankaçok samimî olmuş, karşıhkh semranın Başkent oluşunun 27 nci yıl çalışari komisyon vazifesini bitirmiş dışında kalan istisnalardan temizpati ve anlayış havası içinde sona dönümü cuma günü gündüz ve ge ve bir tasarı hazırlamıştır. Proje lenmiş olmalıdır. Bu maksadla da ermistir. deki esaslara göre, hâkimler kanu gereken hükümleri izah etmiş buce yapılacak törenlerle kutlanacaknunun temin ettiği haklaruı hep lunuyoruz.» Mr. Hoffman'ın beyanatı tır. sinden sivil yargıçlar gibi askerî Ankara 11 (T.H.A.) Mr. HoffAnkara Belediyesinin hazırTadığı yargıçlar da faydalanacaklardır. Yal Bakanhkça üzerinde çalışılman kendisile görüşen Türk Ha programa göre, cuma günü bütün nız askerî yargıçlar Adnlet Bakan makta olan diğer kanun mevzuları berîer Aiansı muhabirine şu beya daireler, binalar, nakil vasıtalan. lığınm teşkilâtına dahil olmıyarak nelerdir? natta bulunmuştur: donatılacak, saat 9 da Vilâyet Ko Millî Savunma « Evvelce de bir münasebetle Baknnhğı em« Mîmleketinizde bulunmak nağı önündeki meydanda toplana rinde bulunacaklardır. Bu sebeb söylediğim gibi Bakanhğın merkez tan gayet memnunum. Türkiye A cak olan tören alayı Atatürkün mu lerle tayin, nakil ve terfilerile '"lı kuruluşunda yeniden rasyonel bir merikahlar arasında dünyada en vakkat kabrini ziyaret edecektir. ğer muameleleri tamamcn Millî Sa tertib vücude getirmek zaruretinfazla alâka topiayan bir devlettir. Bundan sonra şehirde bir geçiJ vunma Bakanlığı tarafından yapı deyiz. Bu mevzu üzerindeki çalışE.C.A. nın Türkiye Şefi Mr. Russel resmi yapılacak, Ulustaki Atatürk lacak tır. malarımız devam ediyor. Bundr.n Dorr ve Türkiyerin Washington heykeline çelenk konacak; kafileAskert mahkcmelerde yüksek rüt başka yargıçlarımızın meslekî ve Büyük Elçisi şahsî dostum Feridun ler Ankara kalesine çıkarak mc beli subaylar müşahid sıfatile bulu hukukî statülerinin belirtilmesi işi Cemal Erkinin memleketiniz hak rasimle bayrak çekilecektir. Cebeci nabilecek, fakat yargıç bunların ti üzerinde duruyoruz. Usul kanunlakındaki sitayişkâr ve sevgi dolu meydanmda millî oyunlar ve eğlen kirlerine bağlı kalmadan kararım rımızda değişikükler yapacak sözleri beni memleketinizi ziyarete celer tertib edilmiştir. Gece, Dil şerbestçe verecektir. Askerî yargı tasarılar üzerinde yeniden tetkiksevketti.» Tarih Fakültesinin merasim salonun tayın lâğvı derpiş edilmektedir. Bu lerde bulunuyoruz. Bu sahadaki nun yerine Yargıtayda yüksek lütPaul Hoffman'ın gelişi ve yeni da yapılacak törenin bütün safha beli askerî hâkimlerden müteşekkıl gayretlerimizi ahenkli kılmak irin ları İstanbul ve Ankara radyolan son defa mahkemelerin kuruluş meyardım sistemi bir daire ihdas edilmektedir. KaAnkara 11 (Ankara Ajansı) ile yayınlanacaktır. Merasim gece zırlanan proje Askerî Şuraca ince selesini yeniden gözden geçirerrk kanun tasansma son şekli vermeğe Marshall yardım plânı idaresinin saat 23 de sona erecektir. lendikten sonra Bakanlar Kurukıçahştık. Bühassa ccza işlerindeki na sevkedilecektir. 30 ay müddetle başında bulundulcAvrupa Demiryolları Tarif e rolü pek mühim olan adlî tıb tettan sonra istifa eden ve Başkan kiklerinin merkezini teşkil eden kongresi açıldı Truman tarafından, bu plândan isÇekoslovakyada tevkifler adlî tıb müessesesini yeniden kutifade eden memleketleri ziya'et Amsterdam, 11 (a.a.) (Reuter): Londra, 11 (a.a.) (Lps): Basm etmesi istenen Paul Hoffman'ın bu Avrupa senelik demiryollan tarife muhabirlerine göre, Çekoslovakya racak olan kanun tasarımız hazırseyahati, bu sene sona erecek olan kongresi bugün Amsterdam'da 24 da yeniden tevkifler yapılmaktadır. dır.B Marshall yardımına karşılık yeni memleketin 200 temsilcisinin iştira Bir çok Katolik papaz tevkif edilİnönünün büstü çalındı bir yardım müessesesinin kurulmuş kile açılmıştır. miştir. Bu tevkifler .Çekoslovakyaolmasile de alâkalıdır. Hereke 11 (Ankara Ajansı) Kongreye iştirak eden memleket da Katolik kilisesini felce uğratmak için yapılan komünist kampanyası Hereke fabrikası bahçesinde buluBilindiği üzere Amerikadaki Ford ler şunlardır: nan İnönünün büstü evvelki gece müessesesi bir vakıf halinde işleTürkiye, Avusturya, Belçika, İn na dahildir. Hapiste veyahud tetilmektedir. 250 milyon dolarlık his gilrere, Bulgaristan, Çekoslovakya, merküz kamplarmda bulunan pa çalmmıştır. Hırsızlar bulunamase senedi bulunan bu tesekkül, f.ib Danimarka, Finlandiya, Fransa, Al pazların adedi 200 ü geçmektedir. maktadır. rikalardan her otomobil çıktıkça manya, Yunanistan, Holanda, Maartan sermayesini kullanacak biı caristan, Italya, Lüksemburg, Nor PROF. NİMBUS'ÜN MACERALARI: mahrec aramış ve müessese idnre veç, Polonya, Portekiz, Rumanya, heyeti bu husustaki kararmı geçen Saar, Ispanya, Isveç, İsviçre ve hafta vermiştir. Yugoslavya. Ford vakfı, 123 milyon lira sermayesi olan Rockfeller tesisi veya likeye düşüren baskılan hafiflet173 milyon dolar sermayeli Car mek. negie korporasyonu gibi ilmî araşIşte Paul Hoffman'ın Marshall tırmalarla meşgul olmak istememış plânı yardım teşkilâtından ayrı'.ave buna karşılık, makine devrinin rak başına geçtiği müessese bu hayat şartlarına uygun olan insan Ford vakfıdır 3 u hususî yardım teş lar arası münasebetlerde yeni u kilâtı, önümüzdeki sene sona eresuller bulmağa karar vermişti. Bu cek olan Marshall plânı yardımınmesainin hedef olarak seçtiği bir dan boşalacak olan yeri doldurmak bulunmaktadır. saha da şu idi: Dünya sulhunu tfh imkâruna sahib Ankaranın Başkenl oluşunun yıldönümü Askerî Yargıtay lâğvediliyor Baştarafı 1 inci sahifede rikan birliklerinden daha hızlı bh ilerleme kaydetmişler ve 15 Km kadar içerilere sokulmuşlardır. Cep henin orta kesiminde Kungva şehri zaptedilmiştir. Doğu kesiminde ise Wonsan'ı geçen Güney Kore Cumhuriyeti kıtaları bin esir almışlardır. Temizleme hareketi devam etmektedir. Kumchon'a giden yol boyunca düşman mukavemeti oldukça şiddetlidir. Çok sayıda kara mayinleri ileri hareketi yavaşlatmaktadır. Birinci Amerikan motörlü süvari tümenine bağlı birinci alay bu kesunde, mayin tarlalarını temizlemekle meşguldür. Bu birlik Kumchon'a bir kaç kilometre mesafeye» kadar yaklaşmıştır. Dün zaptedile.n Wonsan hava alanını, bir iki güne kadar Amerikan bombardıman u Baştarafı 1 tnci sahijede çaklan kullanabileceklerdir. ğunu bildirmiştir. Harb uzun sürecek Acheson, Başkan Truman'ın müsaadesile Birleşmiş Milletlerdeki A Washington, 11 (A.P.) Birlemerikan delegasyonunun bu görüş* şik Amerika Savunma Bakanlığ» melere başladığını söylemiştir. sözcüsü bugün verdiği bir beyaAcheson, bundan başka, Birleşik Amerikanın Kuzey Atlantik müşterek ordusuna iştirak etmek için hazırlıkların ilerlemekte olduğunu Baştnrafı I >na sn bildirmi§ ve Birleşik Amerikanın Bu raporda «tarihî abidelere, tahâlâ Alman birliklerinin bu orduya biî güzelliklere ve memleket içındahil edilmesi lehinde olduğunu deki coğrafî, ticarî, iktisadî ve kültürel vasıflara sahib olan bu müsilâve etmiştir. Bir muhabirin sorduğu suale ce tesna şehrimizin haiz olduğu husuvaben Acheson, son kuraklıktan siyetler muvacehesinde, modem bir sonra yardımda bulunmak üzere şehircilik anlayışile tanzimi ve Yugoslavyaya gıda maddesi gön iman zaruridir.» denildikten sonra dermenin şüphesiz lüzumlu olaca şunlar yazılmaktadır: «istanbul Belediyesi: maksadı toğıru söylemiştir. Dış İşleri Bakam, her ne kadar Mareşal Tito yardun mine matuf kanun ve mevzunt!a için resmî bir talebde bulunmamış imar plânlarının, ihtiyaclara cevab sa da halen Yugoslav hükumetile vermemesi ve şehir bünyesine avmüşkü'.âta Birleşik Amerika hükumeti arasın kırı olması dolayısile da müzakereler cereyan ettiğini uğramakta, ne kendisini ve ne de fakat henüz hiç bir karara varılma hemşehrisini memnun edebilmektedir.» dığını eklemiştir. Rapor, imar ve hususî inşa faaSovyetlerin tcklifi liyetinde uyulması gereken ilk esaLake Success, 11 (a.a.) (Afp): sın yapı ve yollar kanunu ve buSovyet murahhas heyeti tarafın na ek talimatname olduğunu bedan siyasî komisyona bugün verilen lirttikten sonra, bunların kifayetsiz takrirde, banşı tehdid ve tecavüz liğine, vüzuhsuzluğuna işaret edehallerinde veya banşı ve emniyeti rek bu kanun ve talimatnamcnin tehdid edebilecek anlaşmazlıkları tadil edilmesini istemektedir. Aynı banş yolu ile halletmek için Ana zamanda raporda, tadilin, Belediyasada yazılı tedbirlerin tatbiki için yece toplanacak ve Bayındırlık BaGüvenlik Konseyince gereken ted kanlığı, Türk Yüksek Mimarlar ve Türk Yüksek Mühendisleri Birlikbirlerin alınmasını istemiştir. Sovyetler, takrirlerinde, Birleşmiş leri delegelerinin teşkil edecekleri bir komisyonun yapması lüzumu Milletler emrine silâhlı kuvvetleı da bildirilmektedir. verilmesi ve kurmay heyeti teşkili Yüksek Mimarlar Birliği raporunhakkında Birîeşmiş Milletler Anayasası maddelerinin süratle tatbi da, imar işleri kangren olmuş o'an kinin teminini Güvenlik Konse istanbul şehrinin, sistemli ve plânlı bir şekilde imarı için şehir plânının yinden istemektedirler. hazırlanması şart koşulmakta V9 Avusturya, Birleşmiş Milletlere şimdiye kadar hazırlanmış olan müracaat edecek imar plânlarının Bayındırlık BaWashington 11 (A.P.) Batılı kanlığı, imar Müdürlüğü, G'jrel devletler, Avusturya anlaşmazhğın. Sanatlar Akademisi Yüksek MiBirleşmiş Milletlere tevdi etmezden marlık bölümü, feknik Univers'.te evvel Rusyaya son bir şans daha Mimarhk Fakültcsı, Türk Yük;ok vermeğe karar vermiş bulunmak Mimarlar ve Türk Yüksek Mühendisleri Birlikleri mütehassıslarından tadırlar. Avusturya Dıs İşleri Bakanı Dr teşekkü! edecek salâhiyetlı bir heKarl Gruber, bugün, mem'eketinin yet tarafından tetkik edilmesi isYeşil saha, arkeolojık saha gibi neticede Rusyanın müdahalesinden kurtulmak üzere Birleşmiş Millet tenmektedir. lere müracaat zurunda kalacağıru diğer ihtiyaclara tahsıs edilen sahaların, şehrin ve cemiyetin umusöylemiştir. mî bünyesi ile mukayese ediletek mantıkî bir hale sokulması tavsıye İtalyanın silâhlanması olunmaktadır. Roma, 11 (a.a.) (Afp): BaşbaAmerikan kara ordusu kan De Gasperi, bugün temsilciler meclisi, Hıristiyan Demokrat Parti VVashington, 11 (a.a.) (Afp): grupunda verdiği demecde şunları Savunma Bakanhğı, aralık aymda eciylemiştir: 40 bin kiçinin silâh altına çağınl«Yeni hâdise, tepesinden tırna masını askerlik şubelerine bildirğına kadar silâhlı olan bolşevik miştir: diktatörlüğünün silâhsızlanmayı kaBu suretle kara ordusu 210 bin bul etmediğidir ve şimdiye kadar kişiye baliğ olacaktır. Bilindiği üda hiç bir barış teminatı verme zere, eylul ayında 50 bin kişi silâh miştir. Bunun karşısında işçiler, altına çağırılmıştır. Ekim ayında sendikacılar ve sosyaüstler müşte 50 bin, ve kasım ayında ise 70 bin rek müdafaa plânına iştirak etmek kişi askere ahnacaktır. .Hava ve tedirler. İtalyanuı silâhlanmak ü Deniz Bakanlıklan, genclerin silâh zere bütçesinin bütün kaynaklarını altına çağınlmasını şimdiye kadar harcaması lâzımdır.» istemiş değildir. «CUMHURİ\'ET» faı TEFRİKASI: îazan: PERİDE CELÂL Sen ne zaman iyi olacaksm a kızım? Gencsin, seni seven bir kocan var, evin kapıları açık bekliyor, daha ne istiyebilirsin anlamıyorum. Zeyneb şunu unutma ki bir kere yürüdün! Hulya değil, rüya değildi o. Şimdi de istersen gene yürürsün. Bir daha o güzel günler gelmiyecek mi? diye, bazan kendi kendime soruyorum. Çamların arasına çömelip oturmuş büyük, beyaz Dİr kuşu andıran ve geceleri bir kâğıd fener gibi her tarafından ışıkiar saçılan, kahkahalanmız, konuşmalarımızla dolup taşan büyük köşkü, o güzel yaz günlerini hatırlıyor mu sun? Bütün bunlara tekrar kavuşmak istemez misin? Benim, Fatoşun kalın sesile söylediği o garib türküler ve bitmez tükenmez kahkahalan hâlâ kulaklanmda. Bana yaz, bana kendinden bahset küçüğüm. Hepimiz hasretle seni kucaklanz. îlh...» Elimde mektub dalıp gidiyorum. Demek konaktan ayrılmış! O ıssız köşke neyi arayıp bulmağa gitti? En mühimmi, Suzan işini bırakmış! Neden korktular, neden çekindiler? Bana verecek müjdeleri vaımış!. Zavallı doktor Adnan, aziz dostum benim! Hayır, bir daha o güzel gün lerin dönmesine imkân yok. Demek Fatoşu da beraber almış. Kadifeyi de götürmüşler, demek Fatma Halam arada sırada oraya, onun yanına gidiyormuş! «Beyaz bir KUŞU andıran ve geceleri bir kâğıd fener gibi, her tarafından ışıkiar saçılan...» Caddebostanmdaki köşk hayalimde canlanıyor. O büyük yeşil bahçeyi, denize giden yolu ve onlan hepsini görür gibi oluyorum. Ne o fena bir haber mi var Zeyneb? Boğazım kupkuru. Çarpmtılı, ürkek ona bakıyorum: Hayır, Hes. Ağlıyorsun da! Ben mi? Ağlıyor muyum! Telâşla doğrularak yanaklanmdaki yaşlaıı kurulamağa ve gülümsemeğe çalışıyorum Çck Eevdiğim biri beni hatırlamış, heyecanlandım biraz. Öyleyse mektub kocanızdan Hayır, kocamdan değil. Hem ondan bahsetmek, ne münasebet şimdi! Sesim biıaz sert çıkü galiba. Hes telâşlandı. Şakaklarımn gerildiğine, yüzünün sarardığına dikkat ettim. Asabi bir tavırla bana doğru eğildi. Adeta kekeliyor ve şimdi yüzü kıpkırmızı: Ben.. Ben sizi seviyorum galiba Zeyneb! Şaka değil, flört değil bu! Dün sizi öptüğüm zaman geçirdiğim heyecan! Sonra gece sizi düşündüm. Siz yarumda olmadıkça artık.^ kolay kolay hiç bir şeyden zevkalamıyacağımı anladım. Tühaf bir şey oldu, şimdiye kadar başıma gelmiyen bir şey! Bütün gece gözîerim karanlığa açılmış beni hiç de alâkadar etmemesi lâzım gelen ve size aid olan ne varsa bir bir hatırladım. Şu okumadan çekmelere attığmız, mektublar, yüzünüz solup, gözleriniz karanlıkla dolarak bahsini hayranlıkla ettiğiniz ablanız, memleketinizdeki yakmlarınızla alâkanızı tamamen kesmiş olmanız, garib ümidsizliğiniz, keder dolu gözleriniz, hep bunlan düşündüm. Başkasının işlerine karışmayı sevmem, bunun bir terbiyisizlik olduğunu da bilirim, fakat siz başlangıcdanberi beni garib bir alâkayla kendinize çekiyorsunuz. Birbirimize yabancıyız, kanımız ayn, âdetlerimiz* ayn, dinimiz, düşüncelerimiz ayn, sonra hastalığınız, evli bir kadın olmanız, bütün mânileri biliyorum. Gene de elimde değil, acaba ben onu mesud edemez miyim, iyi edemez miyim diye, delice fikirler sklımdan geçiyor. Zeyneb size elim den gelse sıhhatimden, kuvvetimden vermek istiyorum. Bütün bunlan açıkça söylediğim için affedin beni ne olur! Hes, kahveleri alır mısınız, garsonu bekletmiyelim.. Sesim titriyor. Şaşkm bir haldeyim. O bir İsviçreli, bir yabancı^ İki aydanberi beni tanıyor. Hislenne ne kadar hâkim, soğukkanh bir insan olduğunu pekâlâ biliyorum. Ciddiyetle gerilmiş yüzü, bir nefeste söylediği o ateşli sözler! Şaşkın, heyecanlıyım. Ona minnettarım da, bana, benim gibi sakat bir kadına gösterdiği alâka, söylediği güzel sözler! Kalbim şefkatle dolup taşarak hareketlerini takib ediyorum. Hemen kendini toparladı. Sakin bir tavırla kalktı, garsonun kahveleri bırakması için masada yer açtı. Kah veleri fincanlara boşalttı ve benimkini elime verdi. Tekrar yerine oturdu. Bir şey söylemiyor, açık, pervasız bakışlarla yüzüme bakıyor. Ben de ona bakıyorum, hem de ilk defa görüyormuşum gibi. Ne kadar da gene! Otuz beşten yukarı olmamah. San saçlan, geniş beyaz alnı, uzun boyu, sağlam vücudile âdeta bir erkek güzeli. Hem de beni seviyor.. Garib bir hırs ve zevkle kalbimin dolup taştığını hissediyonım. Elimde kahve fincanım, kucağım • da doktor Adnanın mektubu, Ke yıb umumileşince ayıblığını kaybeder. Bir ş*. hirde çıplak gezmek ayıbdır. Herkesin çıplak gezdiği yerde ise ayıb yoktur. Temiz bir Avrupa şehrinde yer* tüküremezsiniz. Bir süprüntü atamazsınız. Lâkin alelâde bir kasabada bunu herkes gibi siz de j a pabilirsiniz. Çünkü umumileşir. Hind yolunda bir hava istasyonn Hava akınlan olan Dibâ! adında bir Arab kasaTokyo 11 (a.a.) (United Press) basmda on yaşındaki çocuklann B29 uçan üstünkaleler dünden bile belinde hançeri var. Şehirde sonra bugün de hiç durmadan Man hançerle gezemezsiniz. Bir cemiyetin en çok dikkat eçurya hududunun 20 mil cenubundaki Kangye şehrile şimal Kore deceği şey ayıblann, ahlâksızlıklar ulaştırma merkezlerile ve demiryo ve terbiyesizliklerin ayıbını ve çirlu şebekelerine ardsız arasız bom kinliğini kaybetmemesi yani utnuba yağdırmakta devam etmişlerdir. mileşmemesidir. Para mukabilinde işleyen bir Uçak gemileri nakil vasıtasına binip para verıneWashington 11 (A.P.) Birleşik mek ya zorbalık, ya küçük bir hırAmerika donanması bugün «Leyte» sızlıktır; ama tramvaya asılıp anauçak gemisinin Kore denizlerine fordan geyahat etmek artık mübah geldiğini açıklamıştır. olmuştur. Eskiden büetçiyi görünce Böylece 27.000 tonluk uçak gemi basamaktan atlayanlar, şimdi krnsi adedi 4 olmuş bulunmaktadır. disine inmesini söyliyen biletçiye küfrediyorlar. Önümde bir mektub var. Bir münevver gene, halkın hattâ münevver sayılması, medenî ahlâk sahibi olması lâzım gelenlerin küçük küçük bursulıklanndan bahsediyor. Baştarafı 1 inci sahifede Komşulan varmış: Her gtin bir General McBride Amerikaya dön gazete alır, okur ertesi gün nnıdüğü zaman bir Amerikah kendi vezzie o gazeteyi iade ederken sine Türk askerini nasıl bulduğunu beş kuruş verirmiş. Böylece kensormuş ve o da: «Türk mükemmel disi beş kuruşa gazete okuyor. bir askerdir» demişti. Bu haberi o Müvezzi de okunmuş gazeteyi matkuduğum gündenberi Türk askeri baaya iade ederek hırsızlık ediyorhakkında fazla bir şey bilmiyor muş. Kiiçücük şeyler, ama cemldum. Fakat şimdi çok şeyler öğren yet için birer frengi kadar tehmiş bulunuyorum. likeli. Amerikalı gözile Mektubu (tönderen gene çok Türk askeri Amerikalı askere hiç derdli görünüyor. Bir tramvayda benzemiyor. İlk gözüme çarpan bilet almadan seyahat etmenin bir vasfı şu oldu: Çok kanaatkâr. Bir çoklan tarafından bir hüner saşey ikram edince kızanyor ve alyılmakta olduğundan yana yakıla mak istemiyor. Nihayet ısrarla k>şikâyet ediyor. Hattâ bir tren yolbul ettirince de akluıdan geçeni culuğunda bilet alamadığı için inanlamağa imkân yok. Çok pratik diği istasyonda bir bilet alıp yırta* buluşlan var. Bir şey kınlınca biz rak seyahat parasını ödediğini göbir ıapor yazar yenisini isteriz. Siren arkadaşlarının kendisile aiay zin askerler akla gelmiyecek basit ettiklerini de teessürle hikâye "divasıtalarla hemen tamir ediveriyor ve bu neviden bir takım küyorlar. Eğlenceleri bir araya gelerek çük anaforlan döküp sayıyor. konuşmak veya geminin bir köşeOkuyucunıun teessiirünü tama«ınde bizımkilere hiç benzemiyen şarkılar söylemek. Kâğıd oyunlan, men haklı buluyorum. Ben de aynı neden bilmem, onlan pek alâkadar düşünce ve histeyim. Lâkin ihlâk telâkkilerindeki gevşeme cemiyetin etmiyor. her tabakasma sirayet etmiştir. BiGcmide hayat rinci Umumî Harbde başlaınış olan Gemide herkesin müşterek me anafor zevki sulh zamantnda da rakı şu: Radyo dinlenıek. Ankara devam etmiş, insanlar manevi kıyradyosunu bulmak bazan kabil o metlere ehemmiyet vermez olmuş luyor. O zaman herkesin yüzü gü ve nihayet umumileşen çözülnıe lüyor ve askerler daha neşeli ve ufak tefek hırsızlıklara, ahlâksızhayatlarından daha memnun görü lıklara bepimizi göz yumar hale nüyorlar. Aynı hal Amerika radyo getirmiştir. iarını dinlerken bizde de var. RadDaha iki gün evvel yakalanmış yoda hepimiz sizin musikinizi araolan on iki yaşlarındaki çoruklaryıp bulmağa çalışıyoruz. O zaman dan mürekkeb hırsız çetesinin hali Türk askerleri birdenbire değişigazeteler için bir meraklı röportaj yorlar. Aralarında coşup şarkıya mevzuu olsa bile bizim için çok iştirak edenler, hattâ oynayanlar düşüntılecek ve üzerinde durtılagörülüyor. Bazan da kendilerine cak meseledir. I^âkin acaba Türkimahsus bir sazla muîtarid havalar yede mesul ve gayrimesul bir şaçtlıp ya tekbaşına, yr.îıud da koro hıs bu vâkıa üzerinde imali fikir halinde şarkılar söylüyorlar. edip tedbir derpiş eylemiş midir? Subaylar daha çok haberlere meÇocuklann gazetecilere verdikleri raklı. Bir seferinde radyo haberlecevabları okudukça tüylerim iirrini dinledikten sonra yüzbaşı Haperdi. Yaptığı işin vahametinlon iide Koredeki Kimpo hava alanıkorkmak şöyle dursun en küçük nın geri ahndığmı söyledim, birbir utanma hissi dahi mevcud oldenbire sevindi, (Kimpo mu, şu mayışı masum çocukluk çağı için Amerikalıların çekilirken «Tekrar bir facia teşkil eder mahîyette idi. döneceğiz» diye yazdıklan hava Her fenalık küçükten başlar. Bu meydanı değil mi?) dedi. Dünya küçük çocuklan takib ediniz. Iik meseleleri hakkında umumî bilgianaforu, tramvaya asılma, kamleri çok geniş. yonlardan komür aşırma, komşuİçlerinde bir kaç defa Amenun bahçesinden yemiş çahna gibi rikaya gitmiş olanları da var. İngicürüm olup olmadığı kestirilemiyen lizce bilenler çok, bilmiyenler de hareketlerle başlamış.. bu hareketellerinde kitablar ve lugatlerle çaleri genişletmiş.. cemiyette tepki ışıp duruyorlar. Bu suretle yekgörmeyince daha ileri gitmişrir. nasak günlerin ağırlığı kısmen haBunlar ve bunlara benziyenler ilefifletiliyor. Gemide ingilizce kursride cemiyetin başına belâ kesilelan da açıldı. cektir. Zaten bugünden belâ olBugün geminin bordasında köpek muştur ya! Yani vaziyet o haldedir balıklan göründü. Askerlerin heki; namuslu ve sakin vatandaşı ve men ekserisi ömürlerinde ilk defa cemiyetin kötiilüklere karşı müdaolarak köpek balığı görüyorlar. Sifaa silâhı olan ahlâkı tasalluUan lâhla vurmağa çalıştık. En güzel koruyacak kuvvetler hergün eksilatışı bir Türk çavuşu yaptı. Silâhı mektedir. omuzlar omuzlamaz balıklardan birini vurması bir oldu. Oteki balık«Cumhuriyet» in hergün neşretlar da kanı görünce arkadaşlanm nıekte olduğu kıymetli anket ceparçalayıverdiler. Bundan sonraki vablan idarî. cezaî ve terbiyevî akeğlencelerimize köpek balığı avı da sakhklarımizı ayan beyan ortaya katılmış oiuyor. atmaktadır. Bu mektubu hangi limandan posBu halile Türk cemiyeti bir kriz taya vereceğimi emniyet sebeble geçiriyor demektir. Bunu önlemek rile açıklayamıyacaâım, sadece için harekete geçmek zamanı hâlâ USNS General W. G. Haan.dan ya gelmemiş midir?.. zıldığrnı bildirmekte bir mahzur Bu hâdiseleıde tutulacak yol ikiyok. dir. Ya: derli bir gülüşle bana ilânı aşkeden Böyle acayib, fena bir niyetle beni Efendim bunlar her yerde obu yabancı adama bakıyorum. O öpmesine müsaade, hattâ mukabele Müttefikler, Ruslara bütün lur şeylerdir. İzam ediliyor.. Franpervasız, hem de bu sefer gayet sa ettiğimi nereden bilecek? Almanyada serbest seçim sada .. falan filan, diye rahatmı kin konuşuyor: Ellerini dizlerinin arasında keyapılmasını teklif ettiler bozmamak.. Seni seviyorum! diyor, • seni netlemiş, bana doğru eğilmiş diyor Yahud: mesud etmek için elimden geleni ki: Bonn, 11 (a.a.) (Afp): Ameri İş ciddidir, memleket meseleyapmaya hazırım. Şaşıyor musun, neden coştum, kan yüksek komiseri Mc Cloy, AI sidir. Gelin hukukçular, cezacılar, Yüzde on iyilik ümidim oldu neden böyle şu kalabalık salonun manyadaki Sovyet şefi General pedagoglar, sosyologlar. psikolojğunu biliyor musun Hes? bir köşesinde sana her şeyi itiraf Çurkov'a Başbakan Adenauer'in lar... şu yaralan teda\Tnin çaresini Hiç iyilik ümidin olmasa bile ediyorum? Diye. Çünkü doktor dört işgal kuvvetini bütün Alman düşiinelim . gene kabulümsün. Benim sıhhatim Hadorn bugün yeni alınan rönt yada umumî seçim yapmağa davet Bu ikiııcisi biraz zordur, külfetikimize de yeter. Seni alır dağa gö genleri görmüş, bir haftaya kadar eden bir mektubunu vermiştir. lidir; ama tesirlidir ve yapılacak türürüm, biliyorum tenha yerler çıkabileceğimi haber verdi. Buna göre, seçimin kurucu bir şey, 15e beş yaşındaki çocuğun termillî meclis teşkili maksadile mil biyesinden başlamaktır. Bırakırsak den, sükunetten hoşlanıyorsun. Ben Demek gidiyorsun Hes? de öyleyim zaten. Gstaad'ı seveceYüzüm mahzun bir ifade almış letlerarası kontrol altında yapıl bu yara, derinleşecek, ufunet arması istenilmektedir. ğine eminim. Orada küçük bir şa olacak, yerinde âdeta sıçradı. tacak ve cemiyetimiz için çok daha Mc Cloy, mektubunda Sovyet tehlikeü hal alacaktır. lem var. Basit bir dağ evi. Ben ge Üzüldün mü, beni arayacak ne kayak hocalığı yapanm. Şehre mısm? Seni ne kadar Bern'e bi hükumetinin 1950 mayısmda AmeB. FELEK hiç inmesek de olur. Babamla ko • zimkilere götürmek isterdim! Eğer rika, Fransa ve İngiltere Dış İşnuşurum, yazın da dağda kalmanın yorulmıyacağını bilsem ve Darbley leri Bakanları tarafından merkezî bir Almanya kurulması maksadile çaresini buluruz, seyyahlara dağda bıraksa... rehberlik ederim. Zaten büyük anDemek ValMont'da yapyalnız bütün Almanyada serbest ve denemden kahna küçük bir gelirim kalıyorum! Âdeta beklenmedik bir mokratik bir seçim yapılması için var, muhakkak babamla çabşm.ya paniğe tutulduğumu hissediyorum vâki teklife cevab vermediğini ha Baştarafı I inci sahifede tırlatmaktadır. mahkum değilim. Hes'in mevcudiyetinin benim için Fransız ve Ingiliz yüksek ko taşıyan Gelibolu muhribinin bu li Fakat niçin Hes? Dün gece bu kadar mühim olduğunu bilmibeni öptün diye bugün bu teklifler. yordum. Fakat itiraf etmek lâzım miserleri de General Çurkov'a aynı manı ilk ziyaretinde hazır bulunmaktan çok bahtiyar olduğunu söy bu heyecan! o beni avutuyordu. Bana yaklaştığı mealde mektublar göndermişlerdir lemiştir. Gelibolu Komutanı, BeleVaziyetimiz hakikaten tuhaf. Ne zamanlar hayatımı zehirleyen korKonya yolundaki kaza diyeye geminin güzel bir fotografıden böyle birdenbire coştu, ona ne kunc hatıralann silinip uzaklaştığıAnkara 11 (T.HA.) Ankara nı hediye etmiştir. Vaktin az ololdu?. Beni öpmesine müsaade et nı hissediyordum. masma rağmen haJk memleketlemekle çok mu fena yaptım? Hem Elimdeki mektubu asabiyetle bu dan Konyaya geknekte olan Niğde rinin adını taşıyan muhribi gezmek 74 plâkalı taksi ile Koçhisardan benim hareketimde mel'unca bir ruşturarak zarfa koyuyorum: gelen bir kamyon 40 n a kilometre fırsatını bulmuşlardır. niyet saklı değil miydi? Onunla Gideceğine üzüldüm, seninle Orduevinde şereflerine verilen öpüştüğüm zaman, yıllarca evvel iyi bir dost, arkadaş kaybetmiş olu de çarpışmış, taksi ve kamyonda bulunan yolculardan altısı yara akşam yemeğinden sonra Genet bir başkasının dudaklanndan aldı yorum. lanmış, bir kişi de ölmüştür. Nü kurmay Başkanı ve Deniz Kuvvetğım zevki, heyecanı, o garib ürperti Ama tekrar geleceğim Zeyneb mune hastanesine getirilenlerden leri Komutanı Gelibolu muhribile ve saadeti onda aramadığım ne dördünün yarası ağırdır. istanbula hareket etmişlerdir. malum? Hes temiz, açık bir insan. Arkast var Japonya ile barış andlaşması İstanbulun imarı Kore'ye giden gemiden erlerimize dair mektub Geneikurmay Başkan, şehrimizde
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle