22 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
28 Ocalc 1950 CUMHUKIYET BİR DAKİKA Nahas Paşanın siyaseti efd partisinin Mısırda iktidar mevkiine pelmesindenberi bu memiekette bariz bir kalkınma havası hissedilmese baslandı. Bunun en bellibaşh amillerindcn biri Nahas Paşanın parlamentoyu acış nutkunda anlaltığr projrram ve bu programın memlekete verdiği kuvvetli ümiddir. Onun için biz de bu program üzerinde bir lâhza durmak istiyoruz. Nahas Pasa. "Mısırla Sudanın hiirriyetihi ve istiklâlini kayıd altına alan herşeyden kurtarmak, Nil vadisinin birliğini sağlamak için her gayreti sarfedeceğini anlattıktan sonra bütün milletlerle dostluk ve anlaşma dairesinde yaşamak, dünya sulhunu sağlamlaırak. Arab Birliğinin karsılaştığı îrüçlükleri halletmek ve temellerini sağlamlayarak kalkındırmak lehinde ojduğunu belirtmiş, daha sonra nıemleketin dahilî işlerine ehemmiyet vermiştir. Bunların cn birincisi örfî idarcyi ilga ctmcktir. Çünkü tabiî ve müstakar hayata kavuşmanm çaresi halk ile hükumet arasında güven kurnıaktır. Nahas Paşa bir içtimai reform devresi açmak ve bilhassa fakir fellâhları vc işçilcri | kalkındırmak için buna lüzum görmektedir. Peyklerde milliyetçilik cereyanı artıyor Batıya iltica eden devlet arlamlarının temsilcileri peyklerde de demc.'tratik teşekküHer kurdular Londra. 25 (Nafen) Sovyet Rusya ile ajanlarmın almış oldukları bütün şiddetli tedbirlere rağmen peyk memleketlennde geniş «milliyetçilik» cereyanlarının bulunduğu bild:rilmektedir. Son olarak böyîe bir hareketin Macaristanda genişlemeğe başiadığı bildirilmiştir. Macar Eğıtim Bakanı Rovay, yapmış olduğu bir açıklamada böyle b:ı cereyanın mevcudiyetinden bahsetmiştir. Macsr Eğitim Bakanma göre, Macaristanm bilhassa entellektüel zümresi içinde geniş bir milliyetçilik cereyanı mevcuddur ve bunun önlenmesi elzemdir. Viyanaya ge!en raporlardan anlaşıldığına göre. Macaristanda Rajk mahkemesinden sonra mem nuniyetsizlik büsbütün artmış ve komünistler arasında da şiddetl; bir iht.lâf başgöstermiştir. Krem lin. Yugoslavyada başgösteren Titocu hareketin şimdi Yugoslavya ile hemhudud olan memleketlere s'rayet etmekte olduğunu müşahede etmekte ve bunu önlemek için şiddetli tedbirlere başvurulmasmı istemektedir. ki peyk diplomatlarından da iltica edenler artmaktadır. İlgili çevrelerde belirtild:ğine göre, Doğu Avrupanın peyk mem leketlerinden Batıja iltica etmiş olan diplomatlarla devlet adamlarımn sayısı o kadar artmıştır ki bunların Solaylıkla mülteci hükumetleri teşkil etmeleri müm kündür. Daha şimdiden Çekoslovakya ve Arnavudluk gibi mem leketlerin Batıdaki mülteci temsilcileri serbest ve demokratik teşekküller kurmuşlar ve komünistlerın baskısı altında bulunan memleketlerini kurtarmak maksadile faaliyete geçmişlerdir. Bu faaliyetlerin yavaş yavaş yayılınak istidadını gösterdiği de ilâve edilmektedir. Peyklere giden Marshall yardımı Washington 25 fa.a.) (Reuter) Georgia âyan üyesi Malone âyan meclisinde yaptığı bir konuşmada Marshall plânı memleketlerine Birleşik Amerika tarafından yapılan yardımın işlenmiş mamuller şeklinde komünist memleketlere gittiğini bildirmiştir. Malone ^Rusya ve peykleri Ile veya Rusya tarafmrlan işgal veva kontrol edilen her hangi bir Vjölge ile ticaret yapan ve onlara fayda temin eden memleketlere Marshall yardımınm kesilmesini» istiyen bir takfir vermiştir. Malone'nin takriri incelenmek ü zere âyan mecliîi dış işleri komisyonuna verilmiştir. Amerikada atom tahkikatı Rusyaya gönderilen maddeler hakkmda tahkikat komisyonu bir çok şahidler dinlcdi Washington 25 (a.a.) (afp) Harb içinde Rusyaya aton bombası maline yarayan maddelerin gönderilmesi hakkmda tahkikat yapan Temsilciler Meclisi tahkikat komisyonu dün bir çok şahidleri dinlemiştir. Bunlardan biri Sovyetlerin 1945 şubatına kadar atom araştırmalarında kullanılan «ağır su» saün aldıklarını bildirmiştir. Diğer bir şahid de «Canadian Raudim And Uranium Company. müdürü Boris Pregel'in Rusyaya 450 kilo uranium mürekkebatı .önderdiğini îçıklamıştır. Fakat biraz sonra dinlenen müdür bu madenlerin Birleşik Amerika ve Kanada hükumetlerinin :asvibile gönderildiğini söylemiştir. Nihayet komisvon 1943 ağustosunda ve 1945 şubatında ağır su ve uranium mürekkebatı gönderilmesi hakkında iki kere müzakereer yapıldığını bildiren Herman Rosenberg'i dinlemiştir. Komisyonun önümüzdeki orurunıları esnasında meşhur Manhattann tasarısının direktörü General Leslie Groves'in de tamk oarak çağırılması mümkündür. Bakanlar gibi karlar, Diişer düşer ağlar! Bir fevkalâdelik olduğu zaman (meselâ: Büyük bir zehele, müthiş bir kasırga) pekâlâ, ama, her sene ytığması mutad olan şu ujacık ve sakin kann, memleketteki akislerine hele bir bakın. Yollar kapanır. Telefonlar işlemez. Tayyareler kaJkmaz, ve bittabi, konmaz. Vatandaş işini takibe gidebilir, jakat memur vazifesine gelmez. Telgraf yok. Mektub geç, vesaire... Bütün bunlar? Çünkü bizim memlekete asirJardanberi, bu mevsimde, bir parça kar düşer. Vay gidi, tedbirh n.'» İdare sistemi vay; 25 sene bu!!! D. X. Ankara 25 (Telefonla) Seyhan milletvekili Ahmed Remzi Yüregirin, lx>zuk çıkan ekmeklerle hayat pahalılığı ve yabancı memleketlerden ithal edilen ,unlarla çiftçiye ve inşaat sahiblerine. alâkalı bankalarca kredi açılmaması ve bankalardaki halk mevduatına dair sözlü sorusuna. Ekonomi ve Ticaret Bakanı bugünkü Mecliste cevab verdi. Bozuk ekmek meselesi'M'^fi^"^ Mecliste görüşüldü Hakikaii ze başladı. Ekmeklerin yenemiyecek kadar bozuk olduğunu, bunun hem sıhhate, hem de para bakımından zararlı olduğunu. bütün bunların ve hayat pahalılığının kontrolsuzluktan ileri geldiğini, piyasada istikrarsızhğın hüküm sürdüğünü, İstanbu) Ticaret Odasının endeksine göre, fıatların arttığını anlattı. Zıraat Bankasının aradan 8 ay geçt:ği halde, tahvilleri hâlâ çıkarmamasını hatalı buldu. Ve bu Bankanın, köylünün ayağına gidecek şekilde teşkilâtmı genişletmesi gerektiğini, diğer bankaların kâr düşüncesile ^alıştıklarını söyledi. Ahmed Remzi Yüregir, 949 ihracatında bir rekor kırıldı denilmesine akıl erdiremediğini çünkü tüccar şikâyetlerinin devam ettiğini. yabancıların âdet3 Türk parasına itimad etmedikleri mânasını taşıyan hareketlere tesadüf edildiğini izah etti. Bakanm ikinci defa verdiği izahat Tekrar kürsüye gelen Vedad Dicleli. sözlü sorulara tatminkâr fakat kısa cevab vermekle, Meclisi fazla işgal etmemeğ: prensip edindiğini söyliyerek, konuşmasına başlarken, Başkan F t ridun Fikri Düşünsel: «Bu prensipiniz çok yerinde, zatıâlinize, sureti mahsusada teşekkür ederim.» diyince, Bakan: «O halde, ben de sayın Riyaset makammdan rica edeceğım. Başkanlığs sunulan suallerin sarih ve kısa olmasını temin etsinler.» dedi. Vedad Dicleli, ekmeklerin pişirilmesini, bozukluğunu belediyelerin kontrol ettiğini ve bu* nun ancak belediyelere düşen bir vazife olduğunu söylerken soru sahibine hitaben: "Ekmeklerin kontrolunu belediye vazifesi sayıyorsanız, cevab vermiyeceğim fakat eğer saymıyorsanız bir an için, belediye reisi sıfatile cevab vereceğim.» dedi. Başkan, Bakana takdir hakkını kullanmasını söyleyince, Dicleli izahatına devamla. ekmeklerin neden pişkin çıkarılmadığını anlattı. Fırınların iptidai olup, pişiricilerin el hünerlerile işi yaptıklarını. artık fırıncılığm bir endüstri haline geldiğini, Millî Eğitim Ba kanından rica edip, sanat mekteblerinde bir ekmekçilik şubesi açılmasını temin ettiğini söyledi. Biraz evvelki izahatını tekrarlıyarak, ihracat miktarının, geçen senelerde ne şekilde olduğunu rakamlarla açıkladı. Bundan sonra gündem:n diğer maddesine geçildi. ayatta kolay se^iir şeyler vardır: Güzel bir kedi yavnısundan dılbw bir kıza kadar canlı... Güzel bir sözden nefîs bir tabloya kadar cansız her şey. Ama şu •hakikat. yok ^ mu; işte hüner onu se^ mekte, hüner ona âşık olmaktadır. Çünkü insanlığın. medeniliğin ve cemiyetin kemalini ancak o sağlar. İki gün evvel küçük bir vak'aya şahid oldum. Tcphaneden Karaliöye doğru ei« den bir otobüsün icindeyiz. Topçular caddesi dediğimiz bu yolda, tramvaydan eayri taşıtlar için •tek isrikamet caridir.» Yani hep Karaköye doğru gidilir. Buna ısçmen bu cadde. daima sıkışıktır. Buna da bilhassa at arabalan sebeb olıır. Bindisimiz otobüsün şoförü. kendisine bir yol bulm^k için. caddenin. soluna eecri. Tek istikametteki caddelerde, bu bir suç teşki! ermez. Lâkin karşısında bir Bebek tramvayının geldiğini görünce. durdu. Onun durmasından bir kaç sanive sonra. arkamızdan gelen başka lıir tramvay. bizim otobüsün yanuıdan geçmek istedi. Fakat bizim arabaya sürtünmeye başla>nnca. o da durdu. Hâdise küçük bir şey. Beş on kuruşluk boya tamiri. Bizim yoförün bu isten hiç bir haberi yok, Arkadan gelen varman da. belki otobiis yürüyerek sanıp tramva>i frenlememiîtir. Bu haftt sürtünmenin hesabım gönnpk için, şoförle varman arasmda küçük bir münakaM oldu. Biz münakasaya yalnız seyirci kaldık. Fakat, vatmanın yanında duran bir polis memtırunun •kabahat otobüste. o arkadan gelip tramvaya çarpti' demes! hepimizi sinirlendirdi. Bu iddia hakikate o kadar aykırı idi ki. dayanamadım. Kendisine teessüf ettim ve hâdise hakkında şahid toplay&a bizim arabanın biletcisine de. başka yolcularla birlikte adresimi verdim. Amerikanın Kızıl Çine ihfarı Ticaret Bakanının demeci Bakan, tek tip ekmeğin geniş ölçüde tasarruf sağladığını, fakat bu durumun martta yeniden gözden geçirileceğini, ekmeklerin kalite bakımından daha iyi çıkması için, 750 gramlık somunların piyasays çıkarılması hususunda değirmencilerle mutabık kaldıklannı. hayat pahalıhğır.a gelince, bazı maddelerin fiatlarında hissedüir bir inme kaydedildiğini. pek az maddelerde de yükselmeler görüldüğünü, lâkin umumiyetle bütün maddelerde bir iniş olduğunu izah etti. Vedad Dicleli şimdiye kadar, yabancı memleketlerden siparişe bağlanan, gelen ve gelmekte olan 318 bin ton buğday satın alındığını, 120 bin tonun Kanadadan getirildiğini, hepsine 10 milyon 453 bin dolar verileceğini. bu paranm da, normal ticarî dövizlerle kapatılacağını. Marshall yardımından da 148 bin ton buğday sağlandığım, memlekette buğday fiatının düşmekte oldueunu anîattı. Yüregirin diğer suallerine cevaben de. Ziraat Bankasının 1949 yılmda. çiftçiye ziraî kredi olarak 85 milyon lira verdiğini. önümüzdeki ay içinde Bankanm 10 milyon liralık birinci tertib tahvil çıkaracağını söyledi. Bankalardaki mevduat Bakan izahatma devamla. yan resmî bankalardaki tasarruf mevduatında üç ay evvel bir azalma görüldüğünü, bunun da ge'ir vergisinin tatbikındaki tereddüdlerden ileri geldiğini, fakat halen vaziyet tavazzuh ettiğinden, tasarruf mevduatınm arttığını, beş büyük bankadaki tasarruf mevduatmm 31121947 de 31 milyon 765 bin. 1948 de 298 milyon 400 bin, 1949 da da 308 miıyon S00 bin lira olduğunu söylfdı. Bakan bu arada ihrac mallarımızın satış seyrinde bir artış kaydedildiğini ve 1949 senesinın, ihrr.catımızda bir rekor teşkil ettiğini, ihracatla ithalât arasuıdaki aazaldığını beürtti. Milliyctçi hükunıetler Vefdin bu yolda attığı ilk miihim adım, •Millî İktisad» Bakanlığını kurarak nıilli serveti arttıracak, istihsali yükseltecek, ser\et kaynaklarını işletecek ve bütün bu hususlarda ilmî ve fenni çarelcrin en yeııilcrindrn faydalanarak bir teşckk'il vücudc eetirmesidir. Mısırı sanayileştirmek, Vefdin en bellibaşh hedeflerinden biridir. Baytorafı 1 tnrı sahijede Çünkü maişet seviyesini yükselt Baftarafı I inci sahifede tnenin çaresi budur. Bu yolda aza da bir teklifte bulunduğunu söyledi. 3 metre kar mî süratle tahakkuk ettirilecek bir Millî Eğitim Bakanı Tahsin Bangu Şerrdinli 25 (a.a.) Bugüne kaproje . Asvan barajından istifade oğlu da, bütçe imkânları dahilinde dar Semdinliye vağan karm kılınederek bütün Mısırı elektrikleştir şimdilik başöğretmenlere 1040 tira lığı üç metreyi geçmiştir. Kar, timektir. arasmda cirer makam ücreti verile pi halinde, bü*ün şiddetile devam Vefdin ictimaî rcfoiTn yolunda ceğini. bunun da âdil bir şekiHe etmektedir. İhtiyar yerliler şimdiattığı ikinci mühim adım. millî c tevzi edileceğini belirtti. ye kadar Semdinliye böyle kar ğitim ve öğretimi yaymak için her Diğer milletvekilleri de söz ali yağmadığını söylüycrlar. 60 kilovasıtaya başvurmak ve masrafsız rak teklifin lehinde konuştular. Ka metre mesafede bulunan Yüksektahsili şümullendirmektir. Hükuovsdan ayın onunda hareket eden met şirndiden ilk. orta ve teknik nun tasarısı 1 marttan itibaren yü posta hâlâ gelmemiştir. tahsilin bcdava olmasını karar rürlüğe girecektir. Çanakkalede laştırmıştır. Bu rcformdan Ezher Çanakkale, 25 (a.a.) Üç tahsili ile Üniversite ve yüksck Izmire gelen tngiliz gündenberi kuru soğukla tipi tahsil de favdalanacak ve hu tahkruvazörü silin bütün hcdeflcıini gerçekleşdevam etmektedir. Isı sıfınn altirmcsi cözonünde tutulacaktır. İzmir 25 'a.a.) Dost ve mütte tında 6 ya düşmüştür. Vefd hükumcini diğer hüku fik İngilterenin Akdeniz donanmaİstanbuldan Çanakkale postamctlerden ayıran bir vasıf da be sına mensub Euryalus kruvazörü sını yapmak üzere hareket eden lediyelrr ve köyicr» bakanlığı adile bugün saat 8.45 te limammıza gel Saadet vapuru on beş, îskendeyeni bakanlık kurması. şehirlerle miştir. Kruvazörün atılan 21 selâm rundan İstanbula gitmekte olan beraber köylerle mcşgul olmayı topuna aynı sayıda top atışı ile mu ErzuTum vapuru da yirmi dört temin etmesidir. kabele edildikten sonra Akdeniz vs saat gecıkme ile Lmanımıza gelİMısırın cn büyük dcrdlerinden ler komutanhğından yüzbaşı Fuad mişlerdir. biri gelirsiz kimselerin scfaletidir. Çakıl gemiye giderek mlsafir îngiNahas Paşa bu noktaya ehemmi liz denizcilerine hoş geldiniz demişFransa, sabotajlara karşı yet vermiş ve hiikumetin içtimai tir. İngilterenin İzmir başkonsolosu tedbir alıyor adaleti gerçekleştirmck yolunda Mr. Cufden de tngiltere büyük elbir adım teşkil etmek üzere bir çiliği âeniz ataşesile birlikte kruParis. 25 (A.P.) Fransız kanun tasarısı bazırladığıııı söylt vazöre giderek kaptan Cecil R. L. kabines:, Atlantik Paktile ilgili ınistir. Bu kanun tasarısı gelirsiz Parry'yi selâmlamışlardır. sılâh yardımı programı gereğ.nher ailenin en zarıırî ihtiyaclarını Albay Cecil R. L. Parry 16 da ce, Fransaya gelecek olan harb temin edecek tarzda ona bir maaş gemide bir basın toplantısı tertib malzemesini sabotaj hareketle bağlayacaktır. Reisiııi kaybetmesi. etmiş ve Izmiri ziyaretlerinden do rinden korumak için kesin tedyahud ailcyi besleyen kimsenin layı duydukları memnunluğu be birler almıştır. Tedbirlerin maçalışamıyacak hale veya yaşa gelmelirtmiş ve İngiliz donanmasının ö hiyeti henüz resmen açıklanmasi dolavısile ceçinemnen ailclerin nümüzdeki ay içinde Akdenizde bir mıştır. Bilindiği gibi son zaman hepsi bu maaştan istifade edecekmanevTa yapacağım ilâve etmiştirTj larda Fransız komünistleri, Fran tir. sız limanlarına gelecek askerî Mısır gazeteleri tarafından veriyardım malzemesine sabotaj yaAmerikada mahkum Icn malumata göre Mısır hükumeti pacaklarına dair tehdidler savur olan casus bu içtimai yardım için 3 milyon muşlardır. Mısır lirasmı kabııl ve tahsis etNewYork 25 fa.a.) (Unit=d Başbakan. Çin Hindistanına miştir. Bu üç milyon Mısır lirası |Fress) Casusluk suçundan mu teçhizat ve asker sevkine engel fcir ictimaî sigorta vazifesini göre • hakeme edilen Alger Hiss 5 y:l olmak için komünistler tarafın cek ve memlekettc hissolunan se hapse mahkum olmuştur. dan çıkarılan grevlere karşı da faleti mühim bir derecede ortadan harekete geçilmesini bilhassa iskaldıracaktır. ve halkın bilhassa fakir unsurlarile temiştir. Hükumet. pahalıltkla şiddetli bir alâkalanması. halkın umumunu Endonezyada «Türk» lâkamıicadeleye girmcğe karar vermiş kalkındıracak projeleri ihtiva ctolduğu için bu mücadelenin de mesi dolayısile Mısırda sosyalist bile anılan âsi süratle neticelcnmesi ve ucuzluk bir program telâkki edilmis ve ilesaycsiııde daha fazla hıızur hissoJakarta. 25 (A.P.) Hollanri fikirli clemanlar tarafından gelunması beklenmektcdir. da makamları bugün «Tanrı miniş bir memnuniyetle karşılanmışsafirleri.. olarak anılan âsilerle Nahas Paşa Mısır ordusunu kuv tır. uğraşmanm Holandalılara de vetlendirmeğe de büyük bir dcğer Muhakkak bu pıogram Mısırda ğil, Endonezyalılara aid bir soveriyor ve orduvu kuvvetlendirmek, silâhlandırmak. memlekettc ilk dcfa olarak halka geniş vaidler rumluluk olduğunu beyan e t askeıi fabrikalar açmak, yabancı de bubınmakta, hattâ bu vaidlcri mişlerdir. Aynı zamanda Holanmemleketlere heyetlcr göndcrmek. gerçekleştirerek ige başlamaktadır. dahlar, «Türk» lâkabile anılan velhasıl orduyu her ihtünale karsı Mısırın >eni bir devre girmiş ol Westerling tarafından idare e hazırlarnak için herşeyi yapacağını dıığunu söyleyenlerin yamlmadık dilen âsilere yardım etmekte olgöylemiştir. ları besbellidir. duklarına dair isnadları da redHükumet programının halk !c 1 Ömer Rna DOĞKUL detmişlerdir. NewYork, 25 (Nafen) Komünist işgali altında bulunan memleketlerden Batıya kaçmakta olan mültecilerin adedi gün geçtikçe çoğaldığı gibi Batida İlkokul başöğretmenlerinin ek ödenekleri Çubuk Barajı dün soğuktan dondu Baştarafı 1 inci sahifede leceğinin bildirildiğini söylemiştir. Çin . Rus gizli anlaşması Washington 25 (a.a.) Reuter) Dış İşleri Bakanlığrndan bildirildiğine göre. Rusya ile komünist Çin arasmda gizli iki anlaşma imzalanmjşttr. Bu anlaşmalarla Rusya^'a Mançurya'da özel haklar verilmek Atom uçağı V.'ashington 25 (a.a.) (afp) tedir. • France Presse» ajansı muhabirine Dış İşleri Bakanlığı, Acheson'un Amerikan atom bilginleri çevrele son beyanatmı takviye eder marince yapılan beyanatlara nazaran hiyette tafsilâth bir vesika yayınatom uçağı on yü içinde inşa edile lamıştır. cektir. Bu vesikaya göre, Sovyetler cn Sekiz yüz ton ağırlığında olacak büyük Çin sanayi merkezine el koy olan bu uçak aya sekiz günden az muşlardır. Sovyetler dış Moğollsbir zamanda varacakhr. Atom u tana girmişlerdir. Bu memleketin çağı saatte 2000 kilometre sürati bütün istihsal ve ticareti Rusyanm bulunan çok büyük bir kedi balığı inhisarı altındadır. Mançur> a Sovyetler ve komünist Çin tarafından şeklinde bir şey olacaktır. idare edilmektedir. Güney saKillerimizde Sadak Parise gidiyor kaybolan uçak Baştarafı 1 inci sahifede Londra 25 (a.a.) (lps) Beyruttan gelmekte olan bir İngiliz uçağının Türkiyenin güney sahilleri yakınlarında kaybolduğuna dair Türkiyeden alman haberlerle ilgili olarak. Londrada •British Europen Air\vnys> İngiliz kumpanyası ve İngiiiz hava şirketlerine mensub hiç bir uçağm eksik olmadığı öğrenilmiştir. Diğer taraftan İngiliz sivil havacılık bakanlığı da hiç bir İngiliz uçağının kaybolmadığı ve Gaios işaretli herhangi bir İngiliz uçağının mevcud olmadığını tebliğ etmişür. mumî kâtibi büyük elçi Faik Zihni Akdur, Protokol Umum müdürü Tevfik Kâzım Kemahh ve Dış İşleri Bakanlığı ileri gelenleri tarafından uğurlanmıştır. Toplaııtının ehemmiyeti Paris 25 (a.a.) (afp) Bu ayın 31 inde Pariste toplanacak olan Avrupa iktisadi işbirüei teşkilâtının bu seferki toplantısı büyük bir ehemmiyet arzetmektedir. Teşki'.âta iştirak eden devletler Dış İşleri veya Maliye Bakanları bir taraftan bu teşkilât için bir politik direksiyon ihdasını, diğer taraftan merkezî bir para idaresinin kurulmasını görüşeceklerdir. Soıu ^ahıbi izahatı kâfi görmüyor Bundan sonra, kürsüye gelen soru sahibi: «Sayın Bakan muhtasar, fakat müfid diyemiyeceğim izahat verdiler.n diyerek sö 48 gün 13 saat aç kalan adam Kroffold 25 la.a.) (Afp) Eski Alman boksörierinden Willy Smicz 48 gün 13 saat aç kalmak suretile dünya açlık rekorunu kırmışür. Smitz dün akşam kalabalık bir seyirci grupu önünde içinde bulunduğu cam kasayı bitkin bir halde terketmiş ve hastaneye kaldırılmıştır. Doktorlar bir kaç gündenberi Smitz'in sağhğı hakkında mesuliyet kabul etmemekte idiler. Şimdi de hiç bir zaman iyileşeceğini sanmamaktadırlar. Yargıçlar kanunundan bir madde yürürlükten kaldırıldı Ankara, 25 (Telefonla) Y?.r gıçlar kanununa ek, 5017 sayılı kanunun 14 üncü maddesi, Meclisin bugünkü içtimaında yürürlükten kaldırıldı. Maddenin kaldırılmasına sebeb, bazı yargıçlar, merkeze ahndıklarında, yargıçlık ödeneğini alamamakta, bu ise bir çok ihtilâflara sebeb olmakta idi. İşte bunun içindir ki, alâkalı kanunun bu maddesi kaldırılarak bundan böyle, merkeze alınan yargıçların da yargıç ödeneğini almalan sağlandı. Hindistanda bugün Amerikan ekonomisinCumhuriyet ilân de 10 milyar dolarlık açık var ediliyor Bastarajı 1 inci sahifede nin en genc demokrat cumhuriyetini sevgi ile selâmlarız. Anayasanın ağırlığı Yeni Delhi 25 (a.a.) Dün kurucular meclisi üyeleri tarafından imza edilmiş olan cumhuriyet anayasası. 20 kilodan fazla ağırhktadir. İngilizce metni Wellum parşömen kâğrdına basılmış olan bu tarihi vesika 289 sahifedir. Bu anayasanın hiç değilse 1000 sene müddetle silinmeden duracağı tahmin edilmektedir. Hususî kaligraflar iarafından kaleme alınmış olan diğer iki nüshası henüz tamamlanmamış olmakla beraber üyeler tarafından imza edilmiştir. Bu yazılar Mohul Maghal resimlerinde olduğu gibi, kenarlan yaldızla, süslenmiştir. İşte, hakikati sr*Tnek ve ona hürmet etmek endişesi olmadığı için, bu memur, strf jçinde bulundugu arabaya. taraftarlık olsun diye. bile bile hakikatin zıddına beyanda bulunmuş ve bu yaptıeının vahamefini asla kavTayamamıstır. Bu hâdiseyi bir fırsat savarak. bu mevru üzerine şu bir kaç sahrı yanyorum. İnsanlar ancak. hakikati bütün akıbetini gözönünde tııtarak sev> mek ve kabııl ermekie kpınale erer ve bir cemiyet de ancak hakikat severlerin elile yükselir. Bu yolda devlet memurlan alemriar olmalıdırlar .Çünkü devlet. gayri şahsî ve mükemmel bir uzviyetlir. Hep iyiyi, hep füzeli ve doğruyu arar, aratır. Böyle bir «kemal, i temsil etmek şçrefini taşıyanlar. mevki ve derecelerine bakmadan. her yerde hakikati sevmeli. aram?lı. ona hürmet etmeli ve ettirmelidir. Bu yazıyı. bilhassa. devlet hizmetine yeni giren ve hükumet kaptMNewYork 25 (a.a.) (afp) nui yıllanmış toz topraklarına kaNewYork iktisad kulübü üyeleri rışmamış olan genc unsurlara îthaf önünde Birleşik Amerika bütçe ediyorum. Dünyada hakikat tarafmeselesini izah eden, Cumhur Baş ' tan olmak kadar hiç hir şey insanı kanhğı iktisadi müşavirler komi kuvvetlendiremez ve yükseltemez. tesi eski başkanı Edwin G. Nouıe B. FEI>EK son iki yıl içinde Amerikan ekonomisinde meydana gelen 10 milBir tavzih yar dolarlık açığın enflasyon endiA\ukat Daım Seven imzasils aşağışesi doğurduğunu sittikçe artan dski mektjbu aldık: aynı endişenın doların istikrarı • Değerli gazetenizin 25 arahk 1913 hususunda da kendini gösterdiğini gun ve 9114 sayıiı ıvd:hs>sırun birinci sihıfesinde (Cernal Sarıcanın Damlâbildirmiştir. Edwin'e göre hükumet içtimai refah ve gelişmeye aid Başkan Truman'ın programlannın ekseriyetini geriye bırakarak bir tasarruf politikası takib ederse Amerikan bütçesi ancak 1952 de muvazenesini bulabilecektir. cezeye y?.rtığı teberrııı başlıkh yazı, bazı uzuvlarının \*ekıh bulunduğum vereseniıı halen görjlmekte bulunan davaların» müessiriyeti bakım.rda'ı, Matbuat Kanununun bize tanıdıgı hak. lara binaen aşağıdakı gekilde tavııh olunur. Şoyle ki: 1 Teberru edilen hiîsenin dahil bulunduğu terekeye müvekkillerim büyük bir ölçüde alâkalıdır. Ve esasen leberruu yapün zat hakkmda halen mevcud ve 6 jubat 1350 tarıhınde Varg:tay huzurunda murafaslı bir de h s . cir karffrı mevcuddur. 2 Tereke borçla mahmuldür. Bu h ssenin 24OM lira kadar veraset vergifi bnrcıı ve 80 000 lira raddesınde üçüncu faiıısi&rs bercu vardır. 3 Tereke halen iştirak halınde mülkiyet vaziyetindedi:. Cerek bu du;um. gfrekse yukarıda arzettifim h u . .«u$lar Beyoğlu 4 unciı Sulh Hukuk Yargıçlîğınm 943 23 sayılı dosyasıle ^abittir. 4 Elde edilnıesine kartursen henüz imkân bulunrr.ıyan ve bahusua îiîcrine krrar verilmiş bulunan ve nihayet vergı ve hacizler. al«caklar İle çok yuklü halde duran ve 4£ kadar davacı tarafından takibata rr.aruz btıhın.n bir hissenııı terr.l'kine. hıbesme kaıvinsa cevaz bulumr.amaktsdır 5 Hâd:se. diger taraf vekill sa. yın meslekdaşımın izah ettiğı veya keıidısine arfolunan izah şeklinde değildir. Kanuni olaylar. adli takibat b u . nun açık şahıdidir. Moskovanın, Kral Faruğun halife ilân edileceğine dair haberi asılsız Kahire 25 (a.a.) (Afp) El Ezher Üniversitesi rektörü Mısır ülemasrnın Kral Faruğu halife ilân etmek üzere bir dünya islâm kongresini toplantıya davet etmiş olduklan yolunda Mofkova radyosu tarafından verilen haberi yalanlamaktadır. Yollar mütehassısı dün Amerikaya döndü İngiliz Amerikan silâh anlaşması Washington 25 (a.a.) (United Pressj Birleşik Amerika ve İngiltere, askerî yardım programma uygun olarak İngiltereye devredilecek Amerikan silâhları hususunda bir anlasmaya varmışlardır. Dün gece, İngiltere Büyük Elçiliğinin sözcüsü bütün önemli anlaşmazhkların halledildiğini belirtmiştir. İngiltere ile diğer memleketlerin bu anlaşmaları cuma günü imza etmeleri beklenmektedir. diyorsunuz. Tamamile aldanıyorsunuz. Dün akşam, mizacınızdaki asaleiin bana bir örneğini gösterdiniz... Ondan evvel de, bir çok defalar, nezaketinize şahid oldum. JacQueline konuşurken, dikkatle kocasının yüzüne bakıyordu: Bilğinize, hastalannıza karşı olan vazifenizi anlayış tarzmızın fevkalâdeliğine bakıp duyduğum hayranlığı hiç bir sözle izah edemem. Hastalannıza, ölesiye bağlısın:z. Binbaşı Aston, biraz evvel gene söylüyordu. •Tekmil İngilterede eşi bulunmaz» diyordu. Bu sözü uzun bir sükut takib etti. Genc kadın, göklere çıkarılacak derecede övülüp de hoşnudluğunu belirtememenin Duan'ı ne kadar rahatsız ettiğini anlıyamıyordu. Doktor, Jacqueline'den intişar eden halâvet karşısmda, gevşediğini hissediyordu. Öfkesini belli edeceğinden o kadar korkmuyordu. Vefakâr dostum .^ston mübalağa etmiş, dedi! Beni sever de ondan. Ama ben de onun gibi düşünüyoıum... Benim de sizi... Sevdiğinizi iddia edemem. değil mi? Tabiî, böyle bir şey varid değil! Jacqueline. bitmez tükenmez gibi gelen yeni bir sükuttan sonra: Ben, unutmağa gayret edersem... Siz de daha dostça davranmağa çalışır mısın:z? Jacqucline, cesaretini ele alıp bu Bir müddettenberi memlekctimizde tetkiklerde bulunan Ameri Karadeniz bölgesinde yapıkan yollar idaresinin yol yardımı lacak maden ve demiryolu kısmı başkanı Jessie Williams. dün sabah saat 10 da uçakla Washing tesisleri hakkında anlaşma ton'a hareket etmiştir. Pittsburg 25 (a.a.) (United Yol mütehassısı yakmda memlePress) Türk hükumeti, Karadeniz ketimize tekrar dönecektir. bölgesinde yapılacak maden ve demiryolu tesislerinin proje ve inşaat islerine nezaret etmek üzere «Koppers Company İ n o şirketile anlaşj raı^tır. Mukavele, Etibankm idare ettiğı Ereğli Kömürler İşletmesile Koppers Şirketi arasında imzalanmıştır. Zonguldak bölgesinde yapılacak olan bu tesisler 50 milyon dolara mal olacaktır. İnşaat mal>;Yarın nefîs bir sayı mesi ve makineler Amerika, Türçıkarıyor. kiye ve diğer bazı Avrupa memleketlerinden satın almacaktır. AnkaraJa Amerikan kitab sergisi Ankara 25 (a.a.) Amerika Birleşik Dsvletlerindeki eğitim sistemini söstermek maksadile kuzcV Amerika Üniversite matbaalarında basılan 800 kitab 2ti ocak ile 1 şubat arasmda milli kütübhanede teşhir edilecektir. Hergün sabah saat 10 dan akşam 9 a kadar açık bulundunılac?k o!an sergi. Amerikan Dış İşleri Bakanlığı milletlerarası hsberler ve kültür işleri bürosu kütübrnne ve enstitüler kısmı tarrfından himaye edilmektedir. Sergide teşhir ediiecek kitablar okul idaresi, çocuk psikoloüsi. beden eğitimi. aklî hıfzıs^ıhha. öğretmenlerin eğitimile sanat eğitimi konularuıa aid olup tamamen Amerikan üniverritpleri basım evlerinde basılmış bulunmaktadır. MİZAH Mecmuası (CUMHURİYET» in edebî romanı: Yazan: Concordia Merrel Çeyiren: HAMDİ VAROGLU Böyle olduğunu biliyordum. büsbütün kötüye götürüyonaz? Yüzünüzden apaçık okunuyordu. Duan, yavaş sesle konuştu: Okumak zahmetine giren herhangi Sizi bana garez eden baa sebir kiınse için bundan daha aşikir bsbleri unutamıj'orsunuz da c ian. bir şey olamazdı. Biliyorufn.. O sebeblerin va Lâkin bu intıba devam etme himlifini inkâr etmiyorum, ama çevirmeğe âmâdeyirn, di.. Aynı anda kayboldu... Nasıl o sahifeyi oldu, niçin oldu, sorsanız söyleye yeter ki siz de bir gayret gösterip daha az... Daha az... mem! Fikrini ifade tdebilecek tam ,â Sırfı düşüncelerinizi keşfîUibiri bulamıyordu. Cümleyi doktor ğim için! JacPueline. cesaretle cevab vsrdi: bitirdi. ... Daha az h?şin mi? Belki de! Zannederim hakhsı Tamam! Daha az haşin! Bilinız. yor musunuz. müfterek hayatımız İtirafınıza teşekkür ederim, Jacqueline, doktorun halinde ha da, şunu keşfettim ki sizin iyi taraffif bir istihza alâmeti sszer gibi oldu. larınız ksdar... Yeniden sustu. düşüncesinin yanDudakları titreyerek: Bir araya gelince derhal kav hş tefsir edilmesinden korktu. Duan, kaıısına, sevgi do!u bir nagaya başhyoruz; niçin böyle? Niçin zarla bsktı. gayret etmiyoruz da, biraz daha... Duan, sözünün arkasını getime ... Fena taraflanm da var, dsEİne meydan bırakmadan ilâve etti: ğil mi? dedi. ... Dost olmıyoruz mu diyeNe yazık ki. gcnc kad.n Ronald'm ceksiniz?. fözlerindeki ifade değişikliğinin Genc kadrn başını iğdi. bir mü1 farkma varamadı. Aksi takdirde, det sustuktan sonra cevab verdi: hakikati o anda anlayacaktı. Evliyiz; aynı dam altında yaDoklor devam etti: rıyoruz.. Niçin 'bir anlaşma zemini Yaradıhştan bunlar istisna teşiramağa çalışmıyoruz da, vaziyeti kil ederler... Gelin, beni orta dere cede mücrimler safına sokun! Oooo! Ama siz bana, düşündüklerimin zıddı fikirler atfediyorsunuz. Ben güçlükleri ortadan kaldırmağa çalış;rken bana yardım etmek istemiyorsunuz.... JactJueline kapıya doğru yüriidü. E?iei atlayacağı sırada. Duan seslendi: Jakie! Genc kadın, gözlerinde bir istifhamla, hattâ meydan okuyan bir ifade ile. döndü: Doktor: Buraya gelin. dedi. Dnrumu vahimleştirmek tasavvurunda değilim. Jacquelme, kocasının se?inde yepyeni bir ahenk sezdi. Karşısma geldi, durdu. Ey, sonra? Bu sözü. bir psrça kararsız bir cda ile söylemişti. Doktor, haşin bir tavır aldı. Vaziyet sizin için müşkül de, acaba benim için daha müşkül değil mi? Bunu hiç düşündüğünüz oldu mu? JacQueline ağır ağır konuşarak cevab verdi: Pek mümkündür. ama bunun böyle olmasını siz istediniz, ben değil. Unutuyor muyum zannçdiyorsunuz? Gece gündüz bu hatıra peşimi bırakmıyor! Runıf bilmiyordum! Siz bcni iyi duvgudan. hattâ herhangi duygudan malırum zanne hamleyf yaparken, doktorun inadını yenmek için ne kadar az bir himmete ihtiyaç bulunduğunu tahmin edemiyordu. Duan, Jacqueline'e olan aşkınm her gün biraz daha arttığını hissediyordu: bunu, dilinin ucuna kadar geldiği halde itiraf edemsmek, ona her gün biraz daha ağır geliyordu. Fakat hâlâ kuşkulu idi. Cev*b verdi: Gerçekten zahmete değer mi? Bu cevab Jacqueline'in gücüne gitti. Odadan çıkmak için tekrar döndü. Bu sefer, kocası onu alıkoymadı. Arkasından bakıyor, onu ikinci defa geri çağırmağa mecbur olmamak için yumruklarını sıkıyordu. Bu defa, genc kadın, kendiliğinden durdu. A! Unutuyordum, d<=di. Bay Kay Alistair, size çok selâm söyledi. Duan kıpkırmızı kesildi: Kay mı? dedi. Kay'e nerede rastgeldiniz? Aston'larla beraber tiyatroda idi, tiyatrodan çıktıktan sonra, arabaya bineceğim sırada Binbaşı tanıştırdı. Eve davet ettim, ziyaretimize gelmesini söyledim. Doktor Duan, gri gözlerinde acayib bir ifade ile tekrarj Kay mı? dedi. Genc kadın, hayretle onun yüzüne baktı. Ronald, bu adam sizin dcst Şile limanına bağlı otuz tonluk Rıza Bayraktarın saiııb olduğu Kızılrahman motörü dün Zeytinburnundan çimento yükledikten sonra Haydarpaşa mendireği önünde demirlemış, saat 12.1' de tayfalardan biri pürmi's lâmbası ile motörü ısıtıp çalıştırmak isterken mazotlar parlamış, motör dairesi. kaptan koşkü ve ahşab kısımlar yandıktan sonra yetişen deniz itfaiyesi ta~ IX Duan. o gece uzun uzun düşündü. rafından ateş baâtırılmıştir. Arka arkaya projeler kuruyor, nasıl bir yol tutacağına bir türlü Sahillerimize konulan yeni karar veremiyordu. fer.ericr En iyisi, gidip Mr. Alistair Kay'ı Deıüzyolları tdaresinin kıyı smiiiyeti bulmak, çek meselesini ona anlat inkisaf progısmı mııcibincc yeniden üç maktı. Fakat o takdirde, evliliğinin yerde sahil feneri kurulmuştur. Bunhakikî mahiyetini bu adama anlat lardan biri Fcthıye kasabası methalınmak zarureti hasıl olacaktı. JDoktor, de. diğeri Fethi'enin kuzeyine düşen hususî hayatını başkalarma ifşa et sığllkla, üçiinciis'i de Sunkrolc me»kiindeki sığlığa knnulmuştur. Her üç mekten son derece kaçmırdı; Alis fener de şubat avıodan itibaren faaütair Kay gibi çok eski bir dostu ba >ete ba;.!ayacakter. his mevzuu olduğu halde bile, bu Doğu ülerine seyyar sağlık kaideden uzaklaşmak çok fenasma ekipleri gönderilecek gidiyordu. Geçen sene olduğu gibi bu yıl da Bununla beraaer, işin içyiizünü Doğu ülerir.e gönderilecek bindirür.ıiş Mr. AlLstair Kay'e açmıyıcak olur seyyar sazlık ekipleri için Sağlık Mü. sa, Jacöueline'üı, günün birinde, çe dirlüğü Uızıımlu ilâc ve malzemenin kin hakikî membamı keşfedeceğin:, tedarikine bsşlamıştır. Dün, Sağlık Dr. neticede, babasının son hastalığının Müdürlüğundeveyapılan toplantıdatşleri Falk Yargıcı Bakanlık Sağlık mahiyetini de çaıcsiz, anlıyacağını Umum Müdür musvlni Rahmi Pplit hsidrak ediyordu. zır bulunmuş ve ekiplerln ilic ihtıyacı larınızdan, değil mi? Evet. Ama... Londrada bulunduğunu bilmiyordum. Jacqueline, içinde hâlâ bir nebze hayret ifadesi bulunan bir sesle: Allah rahatlik versi.ı! ^edi, çekildi. Jacqueline gittikten ?onra, Duan, kaşları çatık, gözleri bir noktaya dikilmiş, bir müddet. hiç kımıldamadan oturdu. Şaşalamakta haklı idi. Alistair Kay fEczacılık Araştırma Derneği» nin başkanı idi. Yani, Jacqueline'e, o beş bin liralık çeki sözde yollamış olan zattı! ÖLÜM Harb Okulu 1317 mezunlarından A» keri Fabrikalar Isît.ş Heyeti azalığındsn emekli. Xezihe Merıç, Muhtar Sencer. Şevki Ssr.cerin babaları. doktor Izzeddin Meriçin kaympederi eraekli Binbajı Bir motörde yangın çıktı HASAN KEMAL SENCER Hakkın rahmetıne kavtı^muştur Cenazes: 26 ocajc 1930 bugunkıı perfembe gımü KocamUuiafapaşa caridesi 140 numaralı evinden saat 11.30 da. kaldırılacak ve Kocamusîafapaşa Siımbülcfendi camiinde kıhnacak öğle namazından sorja Merkezefendideki ail» makbereîine defnedılecektir. Herkes ta« rafından s»vilen ve hürmet edilen merhuma Allsh rahmet eyleye. GELİR VERGİSİ Defterlsri Vekâletin hazırladığı nümuneye göre tabedilmiştir. Satış yeri: Ankara Caddesi No. 111 AFİTAP fîURALİ mm öksürüğü keser. ^M (Arkası var) temin edilzni^tir.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle