Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
29 Ağustos 1949 CUMHUKIYET BÎRDAKÎKA Enver Hocanın Arnavudluğu I Komînform, Tito'ya karşı plân hazırlıyor Baştarafı 1 inci sahifede andığı söylenmektedir. Sofyadaki resmî çevreler bu haberi teyid veya tekzib etmek istememişler, fakat yakmda gayet mühim bir tebliğin neşredileceğini büiırmışlerdir. Kominform uyelerinin toplantı alınde bulundukları «Hotel Bularia» askerî birükler tarafından :ordon altına annmıştır. Sofyanın bu büyük otelın civama kimseıun yaklasmasına müsaıde edilmemektedir. Bus kuvvetleri yer değiştiriyor Yugoslav hududu etrafmda buhııan Sovyet askerî birlikleri arasında yeni değişiklıkler yapılmış ve îumanyadakı zırhlı ve motörlü birliklerin büyük bir kısıru Macar Yugoslav hududun» nakledilmiştir, Tito, başkentini değiştirmek istiyormuş Londra 28 (Naien) Balkanlardan gelen haberlere göre, Mareşal Tito Yugoslav hükumetinin başkan tini Belgraddan alıp daha emin bir yere götürmeyi düşünmektedir. Bel grad şehrinin Rumen hududuna 80 kilometre, Bulgar hududuna 180 ve Macar hududuna da 160 kilometre gibi kısa mesafelerde bulunması Yu goslav hükumetini böyle bir tedbir almaya sevketmektedır. Fakat başkentin nereye götürüleceğı hususunda ortada kat'î bir malumat mevcud değildir. Yugoslavyadan geçen silâhlı Sovyet genüsi Bugun Belgradda açıklandığına gore Tuna nehrinde seyreden silâhlı bir Rus gemisi 12 ağustosta muııınnllltllttMlllllülllllltlllll nver Hoca, bugünkü komünist Arnavudluğun Başbakanıdır. Onun kara tarafuıdan ikî komşusu, Yunanistanla Yugoslavyadır. Yunanistanla Yugoslavya arasıııdaki münasebetlerin boztık olduğu sırada Arnavudluk, Yugoslavya ile beraberdi ve bu beraberliği ileri götürmek için elinden gelen herşeyi yapıyordu. O zamanki siyasetinin temeli Yugoslavya ile birlikte harcket ederek Yunan asilerini banndırmak. kuvvetlendirmek, silâhlamak velhasıl Yunan isyanını devam ettirmekti. Yugoslavyanın kominfonn ile bozuşarak millî komünizm kurması uzerine Yunaııistan ihtilâlİKİ devam ettirmek yolundaki arzuları tavsamış. hattâ komşularile iyi geçinmek istekleri iyiden iyiye uyanmıştı. Gbrünuşe göre Yugoslavya, gitgide Yunan asilerini kabul etracmeğe ve onlan isyandan \az geçirmeyi kendJ siyasetine daha uygtın bulmağa başlamış ve bu yüzden iki taraf arasındaki münasebetler salâh bulnrağa yüztutmuş,tur. Günün birinde Yugoslavya ile Yunanistan arasuıda iyi komşuluk ve dostluk miinasebetlerinin kurulması dahi beklenebilir. Yunanistanla Yugoslavjra arasındaki münasebetlerin, şu veya bu şekilde iyi bir mabiyet alması uzerine Arnavudluğun vaziyeti hakikaten müşkulleşti ve Enver Hocanın Sovyet Busyaya güvenmesi onu bu güçlükten konıyamıj acak bir mahiyet almağa başladı. Bu yiızden son günlerde orta>a gayet garib şayialar yayılnuştır. Bu şayialara göre Washington, Londra, Atina, Belgrad ve Roma, Envet Hoca hükumeti aleyhinde elbirliği yapıyor ve onu ortadan kaldırmak içm uğraşıyorlar. Diğer bir şayiaya göre Yunan ordusu da Arnavudluk topraklanna hücum etmiş ve hanrlanan biıjük bir suikasde onayak olmuştur. Bütün bu şa>iaların Enver Hoca üe hükumetini iyiden iyi>e sarsmış, olduğu aşikârdır. Sarsmasını da gayet tabiî gbrınek icab eder. Çünkii Enver Hocanın hükumeti, hiç bir mesnede dayanmamakta ve baştan başa hoşnudsuzluk içinde olan bir halkın mukadderatına zorla tahakküm etmcktedir. Arnavudluk halkı, Kral Zogo devrini mumla aramakta ve onun devrinde jaşadığı hürriyete tekrar kavuşraayı cana minne1 bîlmektedir. Amavudlukta bütün hürriyetler çiğnenmekte, koınünist taslağı olan Enver Hoca burada daha büyük bir diktatorün mukallidliğini yaparak halkı ezip yıkmakta dır. Sovyet Busyaya sadakat gds termek için karadan iki komşusu olan Yugoslavyayı da, Yunanistanı da darıltan Enver Hoca, muhak kak ki bu iki komşunun gazab v < hiddetini beürten hareketlcrile kar şılaşacak ve nihayet bu hareketlc onun yapyalnız olduğunu kendisi ne hissettirecektir. Çünkü Arnavudluk halkı içinde Enver Hocaya katılacak ve onun safında yer alacak kimselcr, kendisine taraftar olarak kazandığı bir sürü serseriler den ibare|tir. Arnavudluğun necıb Yugoslav hududlarına girmiş ve emirlere itaat etmiyerek Macaristana doğru yoluna devam etmiştir. Bu gemi sonradan aynı tarzda hareket ederek geri dönmüştür. Yugoslav resmî çevreleri bu hâdisenin •tekerrürüne şiddet kullanarak ırâni olacaklannı soylemişlerdir. Yugoslavyayı «dlişman» telâkki eden Sovyet notasının 11 ağustosta verildiğini belirten siyasî çevreler bu hususta <öy\e demektedirler: Rusyanın bir hâdise çıkarmağa çabştığı aşikârdu, Kullanılan usul de tecavuz etmek niyetinde olanların başvurdukları üpik usuldür.> Priştine'nin bombalandığı tekzib ediliyor Parıs 28 (R.) Arnavudluktan gelen meçhul 4 uçağın Yugoslav askerî üs=ü Pristine'yi bombaladığı bugün Belgradda resmen tekzib edilmiştir. Yugoslav Tanyuğ ajansı, Fıume bölgesine mühim kuvvetlerin gönderildiği hakkındaki haberlerin de doğru olmadığını bildirmiştir. İngiliz Dış İşleri Bakan Muavini Rusyayı ithaın edi> or Londra 28 (B.B.C.) Bugun İskoçyada sdylediği bir nutukta TitoStalin ihtilâfına temas eden İngüiz Dış İşleri Bakan muavini Mac' Neill Sovyet Rusyayı dünya barışmı tehdid etmekle itham eyliyerek demiştiı ki: < Sulh uğrunda çalıştığmı söyliyen Rusyanın bu tarzda hareket etmesi siyasî nıaskaralıktan başka bir şey değildir.» lltııııımniMiıi"1 Baştarajı 1 inci sahifede Baştarafı 1 ın« sahifede ya gelenlere ayrı ayrı ütifatta bu duğunu öğrendim. Halk un yerine kazma, kürek, çivi ve çadır istiyor lunmuştur. İnönü vapura doğru giderken Kamyonlarla sevkedilen yüzlerce garda kendisini alkışlayanları se çuval un, açıkta beklemektedir. Şahabeddin Uzunkaya lâmlamış ve bu sırada konuşmakta Bakanlann tetkikleri olduğu General Kâzım Özalpa döKığı 28 (a.a.) (Muhabirimiz bil;rek: c Yol boyunca da her yerde diriyor) Geceyi ilçemizde geçihalk toplanıruştı. KonusJRalarıma ren Baymdırlık Bakanı Şevket A Sevdi; ne kendinde, ne sevilende alıştüar, gene bekliyorlar. Fakat dalan ile İç İlerı Bakanı Emin E mevki, sınır, yaş düşünmeden, kaburada daha sonra konuşacağım» rişirgil zelzeleden hasar gormüş o yıdsız şartsız sevdi. Fakat bu sevlan mahallelerde tetkiklerde buluna giler bir trajediyaya dönecep anda demiştır. İnonü, garın nhüminda toplanan rak halkla temas etmişler ve ge bitirmesini ve ondan kurtulmasıru rekli direktıfleri verdikten sonra bildi. D.aima bildiklerini ve denehalka da ıltifat ettikten sonra: < Kalanlara AUaha ısmarla saat 10 da Bingöle gitmek üzere Ki diklerini çajdaşianna, çağdaşlan yolile ileri nesillere aktarmak istedık!» demiş ve Ülev vapuru ile ğıdan ayrümışlardır. di. Goethe, okulda değil, bütün inDolmabahçe sarayına giderken Cesanlık hayatmda bir mürebbi oldu mil Saıd Barlasa gunlük siyasî meOnun, Rousseau'dan aynldığı cihet seleleri sormus, bilhassa Yugoslavhemen hemen yapüklarını ve yaşaya ve Suriye olaylaruıa dair kendıklarmı yazmasıdır.> disine günü gunüne malumat veGoethe'nin devlet işlerini büe rilmesıni istemiştir. bir amatör serbestliği, zevki ve ruİnönü ayrıca 4 meçhul uçağîn hu ile yaptığını söyleyen Yücel bombaladığı I»nştıne hâdisesı hsikm kuıda da izahat istemiştir. Trabzon, 28 (a.a. Özel muhabi konuşmasına şöyle son vermiftir: « Geceyarılanna kadar çalışaCumhur Başkam bundan sonra rknizden) Son günlerde bazı Suriye olaylarına temas ederek, o gazetelerde gorülen İstanbul Valisi rak, işleri kendi gözile görmek için radan alacağımız buğdayların ne Dr. Lutfi Kndann Şam Elçiliğine her yere koşarak, teferruat sayılaolduğunu sormuş ve Kâzım Orbay tayini ve boşalan istanbul Valiliği cak hususlarla dahi uğraşarak. hayatmuı bu iş yapma merhalesini la da görüştüğünü soylemiştir. ne de Tekel Bakanı Dr. Fâzıl Şe zengin tecrübelerle doldurdu. OBüâhare Tarım Bakanı Cavid O refeddin Bürgenin getirilmesi şayi nun anlayışuıda vatan, kendisinden ral ve Devlet Bakanı C. Said Bar aları uzerine Bakanı ziyaret ede menfaat elde edılen yer değil, kenlasın bu yıl memleketimizin heı rek bu husustaki düşüncelerini disine hizmet olunan ve fayda teşeye rağmen buğday sıkıntısı çek ögrenmek istedim. Bakan, bu ha min edilen kutsal bir ülkedir. miyeceğıni, her turlu tedbirin alın beri kesin olarak yalanhyarak. şun Bu manada Goethe, haktan çok dığını soylemeleri uzerine Cumhur lan söyledi: vazifenuı adamı oldu. Başkanı umumî mahsul durumu « Böyle bir şeyden malumaİşte bu büyük insan, sanatla duyhalkı ise. onun kumıuş olduğu ta hakkında da malumat almıştır. tım yok. On gündenberi Bakanlı gusunu, bilimle zskâsını, işle iraMuteakıben Ulaştırnıa Bakanı ğınuzı alâkadar eden mevzular desini işletti ve hepsinin üstünde hakküm ve tecebbürun zeval saati ni dort gozle beklemekte ve bir da Kemal Satırdan ulaştırma işieri üzerinde incelemelerle meşgulüm her üç melekesini beraber çalıştı ha onun ve emsaünin pençesin hakkında izahat istemiştir. İstanbul vilâyeti. diğer altmış iki rarak toplayıcı bir ruhla insan oldüsnumek için halâs ânınm hulu İnonu bu arada Ege gezisinden vilâyetımiz içinde bir ilimizdir. manın ahengini ve bütünlüğünü lünü gözlcmektedir. ve halkla temaslarmdan çok memVali değişikliği mevzuubahs olunca yaratabildi. Goethe, ne bir ferdin, m Arnavudluk dışmda yaşıyan, Mı nun kaldığmı beluterek, bir nu> oraya Bakanlardan birisinin seçil bir smıfın, hattâ ne de belli bir zamanın adamı değildir. O, bütün insırda. Amerikada ve dunyanın mub kunda sbylediğı; « Amerikada çiftlıklerim, ec mesini düşünmek bence ihtimal da sanlığuı insanı oldu. İnsanı insan telif bolgelerinde \urdlannin selâhilınde değildir. Altnuş iki valimet ve halâsı için çalışmakta olan nebi bankalarda param yok» keü mizden her birı İstanbul valisi ol olarak sevdi, aradı ve buldu. Bu melerınin halkın çok hoşuna gittiitibarla hümanizmanın, hiç bir siArnavudların sây ve gayretile bu maya değer idare âmirleridir.» yasî bulaştırmaya müsaid olmıyan memleket de komunistliğin pençe ğini duyduğunu bildınrdstir. en büyük ve en tarafsız mümessillerinden kurtularak hürriyete ka İnönü daha sonra, yakmda lunalerinden biridir. Amerika, Davis vuşacak ve komşularile iyi geçine nımıza gelecek olan Ingiliz filosti rek kendi varlığına guvenerek mes komutanı Amiral J. Power'i buraBir yaz sabahı, nasıl yeni doğan kupasını kazandı ud ve mureffeh yajıyacaktır. da kabul edeceğıni soylemiştir. güneşin ışıklarile dolu ise, 1949 yüı NewYork 28 (R^ Davis kupas da, iki yüz seae önce dünyaya gelBugiın Arnavudluğu tehdid eden Inönu, saraya geldikten sonra gaileler. Enver Hoca ve avenesinin askerî erkândan Trakyada 6 ey final maçlarmda Amerika, Avus diği bu günden başlıyarak, onun Tito Stalin kavgasma girişmele lulde yapılacak tatbikat hakkında tralyayı yenmiş ve böylelikle ku duygu ve düşuncelerile öylece dolrinin ve ona gore v?ziyet almaları malumat almı^tır. İnönü bu tatbi payı muhafaza etmeye muvaffak ol sun!..» njn neticeleridir. katta bulunacağını da soylemiştir. muştur. Ticaret Bakanı Bursada Milbjetçi ve sağlam bir ArnaCumhur Başkaru saat 11,30 cia vudluğnn kurubnasile butun bı yanında Vali ve Belediye başkan hakkında verdıkleri izahatı dınle Bursa 28 (a.a.) Ticaret Bakavaziyetler ve gaileler bertaraf ola Dr. Lutfi Kırdar. Şehir Meclisi ü miştir. Cumhur Başkam öğleden nı Vedad Dicleli, bugun Kemalpaşa cak ve o zaman Arna\udluk bütün yclerırMİer. Ekrem Amaç olduğu sonra Heybeliadaya gitmiştir. İn t yolile şehrimize gekniş ve vilâyet şan ve şcreıile Naşıvacaktır. halde Maçkada insa edılmekte olan önü bir nıüddet oradaki kbşkünde j hududunda karşüanmıştır. Ticaret Ömer Kıza DOĞEUL koşkü gezmış ve alâkalılarin inşaat istirahat edecektır. Bakanı yarın tüccarla konusacaktır. İnönü dün sabah ] şehrimize geldi Doğuda zelzele devam ediyor Baştarafı 1 inci sahifede oynauacak, sözleri ondan alınmış besteler çalınacak, hakkuıda kitablar yazılacak, tercümeler yapılacak. Hattâ bir kısım bilgi ocaklannda Goethe ve eserleri. ders konusu olarak alınıp okutulacak. Onun doğum günü dolayısile büton dünyada doğan bu şiddetli alâkarun en kuvvetli sebebi; Goethenin, Birleşmiş Milletler idealini hazırlayan müjdecilerden biri ohnasıdır. Doğruyu aıama kudreti, Tanrıya tecessüsü, ^anata aşkı, yeryüzünde ve cemiyetle tabiat içinde insam bahtiyar edecek imkânları bulup anlatmaktaki gayreti; onu bu» müjdeciler arasına koymuş, beşer hayatmda huzur ve ahengin havârilerinden biri mertebesine yükseltmiştir.» Yücel, daha sonra bu bü>ük adam için Unesco Türkiye Millî komisyonunun büyük programlar hazırladığuıı, bu yıl birbiri ardına yapılacak törenler tertib edildiğini söyliyerek şöyle devam etmiştir: « Canlı bir varlık, uzviyetinde nasıl bütün bir neslin, asırlar sürmüş uzun ömrünü yenıden yaşar ve yaşabrsa Goethe de kendinden önceki bütün medenî duygu ve tecessüsleri kendi ruhunda öylece yaşamış ve tekrarlamıştır. Sophoklesden Hâfız'a ve Mevlânâ'ya kadar, putperest veya dindar, şarklı veya :arblı, büyük vasfına lâyık olanlardan hiç birini idrakine yabancı bulmadı. Okudu, öğrendi; hattâ onlan, uysal bir çırak gibi taklid ettiği bile oldu. Yaratıcılığının malzemesini veren bu bilgiler ve tecrübeler; ona muhteşem bir eserin mimarı ohnak kıymetini kazandırdı. Mekânda ve zamanda bir titan kuvvetile smırlan ve srırlan devirerek bütün insanhğı kucaklamak istiyen Goethe, sekseni geçen ömrunün sonunda «kendi» kalmasmı bildi ve milletinden bir ferd olmak vasfını kaybermeden ölmeğe muvaffak oldu. Onun içindir ki her Alman, onu bir Alman olarak; Alman olmıyanlar da, ya kendi veya kendilerinden biri gibi onu se\ebildiler. Hasan Â!i Yücelin konuşması Malumun ilânı İstanbul'un yeni Polis Miidürü, halka değil tabiî, fakat baztlartna pefc uğurlu gelmedi galiba. Orda burda yakalanmalar, basilmalar, tutulmalar devam edip gidıyor, Bw arada bir vak'a pek ?ıoş: Belediye müfettişlen, Hâl vesaire müdürleri, bilmem ne âmirleri (kimisi oynatırken, kimisi oynarken) kumar üstü yakalanmışlar. Şehirdeki birtakım. münasebetsizliklerin «halık baştan Jcofcar» fehvasınca yapddığınt biz zaten biliyorduk. Biliyorduk ama, bırakmazlar ki söyleyesiniz! D. N. Avcılar ve atıcıların dünkü bayramı Düşüyor, düşü^or,, Iki kızıl mareşal arasında Başmakaleden devam Almanya ile İtalya Yugoslavyaya harb ilân etmişlerdL Aynı günde Yugoslavya Sovyet Rusya dostluk ve ademi tecavüz paktı imzalanmışü. Alman ve İtalyan ordulannın şiddetli taarruzları karşısında, Yugoslav ordusunun mukavometi 4 gün içinde kırıbnış ve 17 nisanda Yugoslavya kayıdsız şartsız teslün olmuştu. Yagoslavyanuı bu kadat çabuk çökmesinde, bu devleti teş kil edea unsurlar arasındaki husu met büyük bir rol oynanuştı. Bundan sonra, bu düşmankk eksilmiyerek artmış ve kanh bir şekil almış ür. Mihver devletleri mağlub olduktan ve Yagoslavya istilâdan kurtulduktan sonra da, Tito Mihailoviç mücadelesi komünistlerle milliyetçileri birbirine düşürerek evvelce mevcud ihtilâflara ve husumetlere bir de ideoloji düşman lığı ilâve etmiştir. Tito'nun Sovyet Rusyadan gördüğü yardımlar neticesinde, vaziyete hâkim ohnasına rağmen, Yugoslavyada dahili nifak ve husumet ortadan kalkmış değildi. Şimdi Moskovanın, Tito'yu cezalandırmak için giriştiği harekette, bu düşmanbktan faydalanmak istediğine şüphe yoktur. Yugoslavyadaki hâdiselerin nasıl bir şekil alacağııu kestirmek mümkün değildir. Vukuatın inkişafına intizar etmek lâzımdır. ABtDİN DAVTEB İstanbul Valilîğine dair Tekel Bakanının demeci Milletlerarası bankanın bir heyeti geliyor Baştarafı 1 inci sahifede ye. bu projeleri tatbik mevkiine koyabilmek için Bankadan istikraz talebinde bulunmuştu. Bankarun ödünç verme servisler direktorü G. Stewart Mason'im başkanlığındaki heyet. 12 eylulde İstanbulda bulunmak tasavvurundadır. KIZ VE KADIN Müşterilerimizin Tasarruf Hesabları arasında Özel İkramiye Çekilişi: 1 KASIM tarihinde yapılacaktrr. Hesablannda en az 150 Lirası bulunan KIZ ve KADIN mudilerimiz bu çeküişten faydalanacak lardır. Gişelerimizden tafsilâtlı broşür isteyiniz: e raddeye kadar düşecek bilmiyoruz ama serbest piyasada Türk parası düsüyor. Bunun sebebini tediye muvazenesinin aleyhimize olmasuıda yanj ithalâtımmn ihracatımizdan ziyade oluşunda görüyorlar. Başlıca sebebin bu olduğunu kabul etsek de paramızın ;,abancı dövizler karşısında düşmesinin başka yan sebebleri de vardır. Bunlardan biri olarak herkes, hükumetin jarı resmî bir iktisadî tesekkul elinde bulunan doiar'ıarı döviz istiyen tüccara karaborsa fiatına satr.ıayı teklif edişini görüyorlar. Hukumet. kendi kontrolu altındaki iktisadî tesekküie doları dört buçuk liradan saüırırsa, lıususi şahıslar ne yapar? diye söylentiler dolaşıp duruyor. Sebeb ne olursa olsun hakikat şudur ki paramız düşmektedir. Ba düşüş ne zamana kadar böyle devam eder? İhracatımızı arttırmalıyız! diye tavsiyeler yapılıyor. Aksini istiyen var mı? Mallarnmz. fiatiarımız meydanda. İşin garib tarafı şudur ki vaktile ihrac mallanmızı kolay satalnn diye başvurduğumuz 7 eylul kararları .\ani Türk lirası kıymetinin düsürülmesi teşebbüsü beklenen neticeyi vermek şöyle Soğuksu mevkiinde toplanan avcılardan bir kısmı dursun, memlekette hayatı bir Her yıl tesid edilen avcılar ve alınmış, rmr. aîfakıyet gösterenlere misli daha pahalandırdı. Fakat bu aücılar bayramı dün Küçükçekme kurul başkanı Dr. Atıf Potumgil tneşum kararın tesirleri bir türlü cede Soğuksu mevkiinde Akif So tarafından kupalar verilmiştir. durdurulamadı. Serbest döviz, tağuksuya aid çiftlikte zengin bir Atışlarda kaduı avcılardan Sacide kas. prim gibi türlü sistemler araprogramla kutlanmıştır. Bayram Potumgille ses sanatkârı Muzeyyen sında bocalaya bocalaya bugünkü törenine saat 11,30 da Şehir bando Senar, erkeklerde de Zeki en iyi duruma geldi. Paramızm vaziyeti sunun çaldığı İstiklâl marşile baş dereceleri almışlardır. ejluldekinin a>nıdır. Yani nasıl lanmış, bu sıraJa hazırlanan şeref Vurulan güvercin o zaman cebrî borsa iiatile serbest diregine Turk avcılarının remzi oKüçükçekmecede Soğuksu mev piyasa kıymeti arasuıda paramız alan bayrak çekilmiştir. Bundan son kimde avlanan avcılar ayağına zarf ieyhine bir fark mevcud ise bugün ra İstanbul Avcılar ve Atıcüar ku bağh olan bir güvercin vurmuşlar de aynı durumdayız. tngiliz lirası lübünün hazırladığı bayram kutla dır. Guvercinin ayağında a>Tiı za resmen 1038 kuruştur. Serbest pima programına geçilmiş, muteakı manda, alüminyum plâka uzerine yasada 14 liraya alırsınız. Doların ben atış müsabakalanna başlanmış yazılmış (Moskova: 69069) ibaresi 280 kuruş, resmî kuruna mukabil tır. 100 kadar hadın ve erkek avcı vardır. Avcılar, ıtuşu ve ayağındaki »serbest olarak fiatı 460 kuruştur. nın iştirak ettikleri muhtelif tarz yazıları Emniyet Müdürlüğüne tes Bu böyle gidebilir mi, bilmiyorum. lardaki atışlarda başarıh neticeler lim etmişlerdir. Paramızm tekrar kıymetini düşiirmek atesi petrolla söndürmeye benzer. Böyle bir harekete girişecek kimse tasavvur edemiyorum. Zaten bizim gibi malî ve iktisadî tedbirleri tam olarak alıp tatbik edemiyen memleketter için böyle bir karar felâket getiriyor. Tecrü Baştarafı 1 inci sahifede besini üç yıl evvel yapnk. Esascn tın almak istediklerini, ancak İtha BojtaTaft 1 inci sahifede bugün böyle bir tedbiri icab ettilât Istişare Komitesini, fiatlarımıa yiiksek bulunduğundan bu hususta bu büyük dünya hemşerinin şahsi ren ekonomik zaruretler de olsa yetini belirtmiş, yıldönümü dola seçim arifesinde bunu yapmak hiç tahsisat kabul etmeğe ikna edeme yısile Üniversite açılmca seri kon bir parti hükumetinin aklından geçdiklerini ifade ederek, münakasa feranslar verileceğini sdylemis ve mez. 6İstemile yapılan bu kabil muba sözü Sârâ Bile bırakmıştır. Genp Doğrusunu ararsak, dunyanın en yaalarda daima en müsaid fiat ve hatıb konuşmasmda Goethe'nin ha çok aradığı dövizin sahibi, Ameriçartlan teklif eden memleketler için yatını ve şahsiyetini belirtmiştir. ka da doiar sıkıntısını gidermek Bilâhare kürsüye gelen Heins için paralarm düsürülmesini mualckasyon kabul edildiğini tebarüz Anstock ve Meıâhat Togar, bundan vafık bulmuyor. Çünkü kinı no ettirmişlerdir.» Bu sene Almanyaya ihracat ya 200 yu önce yani, 1749 senesinin 28 derse desin, düsük para sahibi olan ağustosunda aoğan insanlık çapm memleketlerin ithaiâtı azalmaya pabibnek için, tacirlerimizin Almandaki dâhi Goethe'nin «Hüzündeki yada açılacak olan münakasaîan Saadet», «Ay'a», «Sevgili Yakınlığı», mahkumdur. Tediye muvazenesi akazarımalan icab etmektedir ki, bu • Mignon> şiirlerini almanca ve labildiğine açık olarak devam edemez. Marshall plânı idarecisi Hoff•usul tamamile resmîdir. türkçe olarak okumuşlardır. man ve Amerika Maliye Nazır» Bu resmî ahşveriş çercevesi içinDaha sonra Dr. Burhaneddin Ba Snayder, Avrupada paralaruı döde Batı Almanyaya ithalât için açı tıman «Faust Problemleri^, Prof süıüknesini düsünmüyor, belki d«^ lan münakasa kazanılmış ve bu Dr. Tevfik Remzi Kazancıgil de «Bir istemiyorlar. aıemlekete 5.400 ton kuru üzüm eski Goethe mütercimi: HüseyinzaBütün mesele istihsali arttırmak ihracı kararlaşürılmıştır. Aynı mem de Ali hakkında hatıra ve not» mev ve artmıs olan mallan dünya piyaleket, Türkiyeden 2.150.000 dolarlık zulu birer konuşma yapmışlardır. sasına makul fiatlarla arzetmekteTekrar kürsüye gelen Heins An dir. Böyle olunca bizim dört gözle kuru üzüm satın alacaktır. Ayrıca Tariş, Batı Almanyaya 250 ton in stock ve Melâhat Togar, bu defa da beklediğimiz şey, Turkiyede istihcir ezmesi satmaya muvaffak ol büyuk şairin «Prometheus», «Harp salin artmakta olduğunu apaçık çalantn şarkısı» ve cYolcunun gece dünyaya gösteren istatistiklerdir. muştur. şarkısı» şiirlerini okumuşlardır. Istihsalin artmasile ev\elâ içeride Almanyaya hndık teklif ettik Toplantıya Dr. Gerhard Kesslerin bolluk ve ucuzluk, sonra ihracatta «Goethe"nin Garb ve Şark Divanı Fındık tacirlerimiz, Batı Almanfazlalık hasıl olur. Böyle olunca yaya şimdiye kadar 15 bin ton fın adlı konuşmasile nihayet verilmiş memlekete yabancı dövizi girer. dık teklif etmişlerdir. Fiatlarumz tir. Makul ve ölçülü bir ithalât da yapToplantıdan sonra, misafu"ler. tık mı paranın kıymeti kendine geda pek az bir yukseklik görulmekGoethe'nin eserlerini gösteren ser lir. Bu hepimiz için bir büyük nitedir. gileri gezmişlerdir. met, hattâ servet kaynağı oîur. Fmdığrn takasla ihracına henüz Avrupada B. FFJ TK Bakanlıkça müsaade edümemiştir Mayence, 28 (a.a. Afp.) Bu madde, tesbit edilen yeni itha Goethe'nin 200 üncü doğum yılı bülât rejiminde takasla ihrac edile tün Alman şehirlerinde kutlanmışAyten ÖZBUDUN l \ cek maddeler arasında yer almak tır. Batı Üniversiteleri her yerde üe tadır. Ancak bu şekilde ihracst, Avrupalı büyuk şairin hâtırasını Bakanlığın müsaadesile olacakür. taziz ermiş'.erdir. Muvaffak ÖZBUDUN Dün atış müsabakaları yapıldı, ayağında (Moskova 69069) bir güvercin vuruidu Almanyaya ihracat Goethe'nin 200 üıtcü güçleşti doğum yılı dün kutlandı c Âsayişi bozattlarla mücadeie Evlendiler. Göztepe 26 ağustos 1949 Müessif bir ölüm Malul Gazilerden Millî Piyango Bayü TEKKOLLU CEMAL GÜVEN kısa bir hastalıktan sonra 28819 4 9 tarihinde rahmeti Rahmana kavuşmaştur. Cenazesi, 2981949 pa2artesi günü Suadiye, Tan sokaktaki evinden saat 10 da alınarak, saat 1130 da araba vapurile İstanbula gsçjrılecek, Beyazıd camii şerifinde oğle namazını müteakıb Edimekapı ^ehidliğine defnedilecektir. Allah rahmet eyleye. Uul Bayan Elen Giller. Bay ve Bayan Ogust Güler ve çocuğu Wılly. Bay ve Bayan Jak Lonie (Kanada). Bayan Berta Giller. Bay Fransua Gıller. Bay ve Bayan Bernar Lonie (Kanada\ Dul Bayan Tarsi Duıutrakopulo ve çocukları; zevci, pederlerı, buyukpederleri ve akrabaları olan TÜRKİYE İS BAHKASI «CL MHUKIYET» in tefrikası: 7 7 BU KAPIYI* AÇMAYINİ Yazan: Anthony Gilberi Mistcr Sammy'nin, bu muracaatile, meselâ sızi veya zabıtayı yanlış bir yola sevketmek istemiş olması ıhtimali hiç aklmıza gelmedı mı? Crook .o anda Wmter'i şualarmda takdurle istihzanın kol kola dolaşt.kları bir nazarla süzerek: Bravo avukat efendi, dedi, eğer yargıç olsaydıniA kimse size kul yuHuramıyacaktı. tşi öyle ince eleyip sık dokuyorsunuz ki şaştım doğrusu. Wmter gülümsedi. €^âkin. üst tak ma dişlerini çıkarmış olduğunu unuttuğu içın bu tebessum çok çirkın ve korkunç bir şekilde belirdi. Üç arkadaştan hiç birine, hattâ Sammy'nın bile ıtiraz etmeğe kalkışmaması kendısine müthiş bir cür'et verdi Ey, diye ilâve etti, şımdi dunyanın hali pek kötu. İnsan, babasına bile güvenemiyor. Hiç kimsenin birbirine emnıyeti, itimadı kabnadı. Onun için her şey akla gelebilır. Crook zihninden: «Herif. galiba vicdan azabı netıcesi zımnî itirafta bulunuyor!» diye duşündü, fakat bu fıkrini açığa •vurabilecek bir ba Türkçesi: A. Hidayet Reel . reket yapmaktan, bir söz soylemakten çekindi Zaten Roger, doğrudan doğruya Wmter'e hıtab ederek konuşmaya baslamıştı: Böyle bir şey de aklıma gelmedi değil. Benim yerimde kim olsa o çeşid şupheye düşebilirdi. Yalnız ne var ki. ben ne yargıçım, ne polisim, ne de avukatım. Sade sazeteciyim. Hâdıseleri umumi efkâra oldukları gibifcilöirmeğememurum. Altlarında gızii tefsire muhtac noktaları açıklamaya mecbur dsğilim. Crook. pes de olgun sayılmı>acak o yaşta bır insamn ağzından bu kadar mantıkî ınr sözün çıkmasını hayretle karşı!adı ve: Mıster Sa.nmy'ye evvelce soyledim ya, dedi, ondan habersiz oturc'uğu pansiyona telefon ettim. Bir gün evveli o güne bağlayan gece zarfmda hiç bir taraia çıkmamış olduğunu iesbit ettim. Bu suretle Mıs Deane'ı otomobille kayalıklar bolgesinde uçurumun kenarına göturüp bırakan adamın o olmadığına kanaat getirdim. O halde bu faciayı tertib eden muhakkak başkasıydu ı Winter, çirkin ve korkunc tebessümünü yeniden belirterek: Mister Crook, dedi, bazı kuçuk teferıuata fazla iıkkat etmeklığim dolayısile demin kulunuza iltifatta bulunmuştunuz. Bu nezaketinize şimdi mukabele etmenin sırası geldi. Siz, benim bu husxısta kat kat üstumdesiniz.. Çünkü ben. cereyan eden hâdiselerin hikâyesi sırasuıdaki incelikleri *asible iktifa ettiğim halde efendimiz akla gelmiyecek kadar dolambaçh tertibatla gerçeği meydana çıkarmaya çalışmak teşebbüslerıni göstermişsiniz.. Crook, Winter'i düşünceli bakışlarla süzerek cevab verdi: Na yazık ki bu çeşid tertibatla dahi bazı sujlarm faülerini derhal me>dana çıkarmak kabil olmuyor. Zira cinayet işleyenlerın çoğu. rüzgâr gelecek deliklerin hemen hepsini tıkıyorlar. Böyle yapmakla da kendilerini her türlü tehlıkeden uzak tutmuş Jmanın yolunu buluyorlar. Yalnız teferruattan herhangi birini ihmal etmiş olanların da er geç partiyi kaybeaecekleri aşikârdır. Benim bir teyzem vardı, yatağınm başıucuna şu levhayı asmışü'nKtm ki küçük ışleri muntazam yapar, Buyuk ışlerde de o duzene tapar • Bilhassa katillere, suçlulara ne mükemmel bir öğüd değil mi?. Bu sırada Sammy sordu: Mister Crook, beni mağarada bulacağınızı tahmin etmistiniz her halde... Bu ihtimal, nasıl oldu da aklmıza geldi?. miş olan bir yargıc ciddiyeti ve sertliğile bitirtnisti. Roger, itiraz edecek oldu: Mister Herbert'in. Madam Adele'in öldüğü ve hemşire Mis Deane'la gorüştüğü gün Charlbury'ye gitmiş olduğunu kabul etmiyorsanız, yanılıyorsunu'Z... Efendim, Charlbury'ye o gün de gitmiş olduğunu kabul ediyorum... Fakat, uç gün sonra işe başladı demekle suçunu o gün işlemediğini, yani Alfred Newstead'ı o gün öldürmediğini söylemek istiyonrm... Çünkü, malum ya, Mister Newstead. karısının perşembe günü yapılan cenaze töreninde turp gibi sağlam olarak hazır bulundu ve ancak cuma günü ortadan kayboldu. Mister Webster, bir hukukçu olduğu için mi bilmem, eniştesinin hakkından geknekte bu kadar gecikti acaba?.Mister Crook, Winter'e dönerek, ilâve etti: Siz de hukukçu olduğunuza göre aradaki bu fâsılanm âmilleri. ni arastırmakta bana yardım edersiniz sanırım... Onun bu şekilde sabrr ve tahammül göstermesine kendi kendime hiçbir mâna veremiyorum... Eğer kız kardesi gömülmeden evvel zabıtaya müracaat etmiş olsayda, derhal tahkikat başlar. (Arkası va*) şısmdaki suftUıya idam çesası ver Yazüıaneme geldiğinız vakit âdeta deE gibiydiniz... Beni beklemek sabrmı göstfiremıyeceğiniz muhakkaktı. Sonra, kayalıklar bölgesini karış karış bilenlerden biriydiniz... Bak, ben bu husustaki cahılliğımi itiraf mecburiyetindeyim... Tuhaf tesadüf. o âne kadar kayalıklar bolgesinde cereyan etmiş hiçbir hâdisenin takibi işile karşılaşmamıştım... İşte şu iki sebeb bana. sizin benden evvel oraya gitmeniz mümkün olduğu fikrini verdi. Crook, soziinün bu kısmına geldiği vakit, genc gazeteciye hitab ederek: Hani, dedi, siz bana «Mavi domuz> haruna bizden evvel gelmiş birinden bahsetmiştiniz.. Bu sözünüze mim koymadım mı sanıyorsunuz... O adamm Mister Sammy*den baskası olamıyacağıria kaf î şe kilde hukmettim... Garib şey.. Halbuki böyle bir tahmin ve şuphenizden bana kat'lyyen bahsetmediniz, neden? Doğrusunu isterseniz o sırada zihnim daha mühim meselelerle meşguldü. Durmadan muavinim Bül'e havale ettiğim hususu düşünüyordum... Mister Webster, acaba niçin, kiz kardeşinin ölümünden ancak üç gün sonra faaliyete geçtnişti, bu teahhura s«beb neydi? İhtiyar kurd, son cümlesini, kar Şehrimiz Emniyet müdürlüğü memurları, asayişi bozanlara karşı açtıkları mücadeleye büyük bir hızla devam etmektedirler. Dün gece de şehrin muh+elif bolgelerinde kontrol vazifesine çıkan sivil memurlar üzerlerinde bıçak, kama ve tabanca gibi memnu silâh taşı yan kimseleri yakalamıslardır. Bu araştırmalar sırasmda seyrüsefer kaidelcrine aykırı hsrekette bulunan 30 kadar soför hakkında takibata giriçilmiştir. Yukarıdaki resim, ev\relki geee yapılan kontrol ve aramalardan bir sahneyi göstermektedir. OGÜST GİLLER vefat erb. Cenaze merasııninin 29 ağustos 1949 pazartesı gunu saat 11 de Ferıköy Katolık Mezarlık kuısesınde icra ohınacağl teessurle bildirılır. İstanbul, 2S ağustos 1943 İşbu ilân, hususî davetiye yerine kaimdir. Cenaze servısv D. Dandona Dunyanın en büyük patronlu ve renkli paftalarile meşhur elişi ve model mecmuasınm turkge ilâveli 337 nci sayısı gefdi NET KİTABEVİ.