23 Kasım 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
12 Mar 1949 ÇDMHUBtYET BİR DAKİKA Baştarafı 1 inct salutecLe lantik Paktı üyeliğtne kabul olunmuştur. Cmın için Italya, pakun nihaî metnini hazırlamak için yapıla^ak müzakereleıe iştirak edecektir. Danimarka Dış Işleri Bakamnın konuşmalan Washingtondan bildirildiğine göre Danimarka Dış Bakanı Ramussen, bugün Amerika Dış Işleri Bakanı Acheson ile iik konuşmayı yapmışür. Diğer taraftan Kopenhagda, Sosyal Demokrat Partinin bir toplanüsında söz söyleyen Danimarka Başbakanı Hedtapo şu sözleri söylemiştir: « Dar.imarkamn, Atlantik Paktma i'tihakı hakkmda Martın sonundan önce bir karar vermesi icab edecektir.» Bir Ingiliz diplomatı tarafmdan verilen malumata göre Atlantik Paktı 4 ni•an günü Washingtonda imzalanacakür. İtalva da Atlaıttîkl Akdeniz P a k t m a karşı Sovyetlerin durumu Paktma kabul olundu Göraıeden «bakan» lar Kabahat samur k&rk olsa kimse üzerine almazmtş. Doğru lâf. Şu Sütlüee faciasının tahkikat safhalanm okuyor musuntız? Meğer orada in/ilafc madde.ı Jmal edüdiğinden Belediyen> , haberi yokmu§. Millî Müdafaa Vekâleti de bilm.iyorm.us. İç Işleri Bakanlığı da öyle. Şimdi Çalışma Bakanhğı da çıktı: Oncağtzın da malumatı yok. Eh... bu kadar alâkasızlık karştsında jabrikanm da, herhalde, canı sıkılmış olacak ki patladı gitti! D. N. Orman yangmlarına karşı şiddetli tedbîrler ahnıyor mTiru, muayysn bir müddet için ormanlara girmeyi men ve oralardaki her çeşid faaliyetin tatilini emredebilir. Kurakhk halinde de bu tedbir almabilecektir. 129 uncu madde ile orman xnemurlanna orman içinde hüviyeti anlaşılamıyan veya hal ve vaziyetleri şüphe uyandıran şahısları en yakm köy mui tanna, ihtiyar heyetine veya zabıta merkezine götürüp teslim etmek salâhiyeti verilmiştir. Muhtarlar da hüviyetini ttspit edemedikleri ou gibi kimseleri zabıtaya teslime mecburdurlar. Her türlü orman suçlarında yarun hektardan fazla tahrib olunan, yahud yakılan sahalarda suçlulara hükmolunacak zarar ve tazminatla bîraber ayrıca beher hektar için 500 lira hesabile ağaçlandırma masrafı da hükmjlunacakttr. Orman yangmlanm söndürmek için salâhiyetli memurlar ve orman teşkilâü tarafmdan yangm mahalline gitme'^ri ilân yolile tebliğ olunduğu halde gitmiyenlerden, yahud da, gidip de çalışmıyanlardan 50 Uraya kadar inzıbatî para cezası alınacaktır. Bu karar kesinDiğer bir maddeye göre, orman mü dir. Yangmlara ilgi göstermiyen veyahendislerinin gösterecekleri lüzum üze hud yardıma göndermiyen memurlar rine mahallin en büyük mülkiye me için de cezalar komılrauştur. Baştarafı 1 inci schifede me göre Orman Kanununu değiştiren tasanya da bu hususta mühim hükümler Uâve edilmiştir. Yeni 123 üncü madde ile ormanlarm içinde ve yakınında ateş yakmak kat'î şekilde yasak edilmiştir. Orman tüzüğü mucibince kendilerine ateş yakmak salâhiyeti verilenler de. aym tüzükte gösterilecek tedbirleri almakla mükelleftirler. Bu tüzüğe uygun hareket etmiyenlerle ormanlar içine sonmemiş sigara veya yangm çıkarabilecek diğer maddeleri atanlardan ilk defasmda 50 liraya kadar inzibatî para cezası alınacakür. Eğer bu yüzden zarar vâki olmuşsa bu zararlar ve ağaçlandırma masraflan ödettirilmekle beraber, faili hakkmda 6 aydan bişlamak üzere hapis cezası da verilecektir. Dikkatsizlik ve tedbirsizlikleri neticesinde ormanlarda yangm çıkmasjna sebeb olan lokomotif makinistleri hakkmda da bu hüküm tatbik edilecek, zarar, bunlarm bağlı bulundukları idare veya müessese tarafından tazmin olunacaktır. Hâdıselerfirasındd Bir İngiiiz okuyucunun mekfubu Dünya Genclik Teşküâtı sekrelerinin Ankaradaki demeci Ankara, 11 (a.a.) Şehrimize gelmiş ttlan Dünya Konfedera.'=yonu Genclik Teşkilâa Genel Sekreteri Mr. Charles M. Haywood, bugün saat 15 te Dil, Tarih ve Coğrafya Fakültesinde yapılan bir toplantıda basm ve ajans mümesSillerüe görüşmüştür. Mr. Hay^ood, Dünya Genclik Teşkilâtının gayelerini izah ederek, bu teşkiMün, dünya gencliği arasmda bir birKk kurmak için çalıştığını söylemiş ve kendinin yapmakta olduğu Akdeniz ge»sinin bu gayeye matuf olüuğunu bilcirmıştir. Mr. Haywood, Turk gene'.iğini nasd bulduğu hakkmda bir gazeteci tarafından sorulan suale, Türkiyede çok kısa bir zaman kaldığı halde, Türk gencliğim çok mütekâmil bulduğunu. her sahada temayüz etmiş kıymetli gencleri ifbaşında görmekle memnun olduğunu V« bilhassa ileri demokrasi zihniyetinin bütün genclikte hâkim bir vasıf olarak yer aidığını tesbit eylemiş olma«Ûın verdiği haz içinde bulunduğunu bÜdirmiştir. Loodra ndyosunun tefsirleri Baştarafı 1 inci tahifede Londra radyosu dün gece, Fransız dibu bölgede banş ve şüvenliği sağlamak lüe yapılan yayınlanndan birinde Akolacağını ihsas etmiştir. Aynı çevreler, Akdeniz pakbnın • ta denizin emniyeti meselesine temas ethakkuku halinde Türkiyenin bu pakta miş, Türkiyenin bu bölgede oynamaya iştirakinin Rusyamn şiddetli bir muha hazırlandığı mülıim rolü belirtmiş ve etrafmda ilgüi lefetile karşılaşmasunn beklenebilece Akdeniz pakh fikri memleketlerde yapılan neşriyattan bahğini belirtmektedirleT. seüniştir. Siyasî çevreler Türkiyenin, bu huIngiliz radyosunun Fransız spikeri, susta kendisile aynı fikirde olan AkdeTürk gazetelerinin başmakaltîcrinden niz devletlerini. bilâhara Kuzey Atlanözetler okumuş ve Atiantik Paktı mevtik Paktaıa bağlanabilecek bir Akdezuu üzerinde yazılmış yazılardan §u neniz ittifakı etrafında toplanmaya teşvik ticeyi çıkarmışbr: ettiğini kaydetmektedirler. «Türk gazeteleri, Atlantik Paktının Yapılan görüşmeler sakat noktalannı beürtmekte ve böyle Türkiye Dış Işleri Bakanı Necır.eddin bir andlaşmanın neden sağ kanadının Sadak, son haftalar zarfında bu konu açık bulundurulduğunu soruşturmaktahekkında Ingiltere Dış Işieri Bakanı Be dırlar.» vin, Fransa Dış Işleri Bakanı Schurr.an Aynı spiker sözlerine şöyle devam ve Yunanistan Dış Işleri Bakanı Çaletmiştir: darisle förüşmeler yapmıştu:. «Diğer taraftan Moskova radyosu da Sadakla Çaldaris'in, bir Akdeniz pak Akdeniz paktından bahsetmektedir. Bu tı kurulması ve diğer konular hakkında radyo son günlerde yapüğı arabca neşki görüşmelerine devam etmek üzere riyatında şöyle demiştir: <Muhakkak oyakında Ankarada tekrar buluşmaları lan bir şey var; Türkiye, Yakındoğu isbeklenilmektedir. lerinde şimdiye kadar oynadığı rolden Londradaki solcu Vunan kaynaklan, çok daha mühim bir rol oynamak arzubir Yugoslav liderinin (halen Başbakan sundadır. Türk başkenti ile Arab memyardımcısı ve Dış Ijleri Bakanı Edward leketleri arasındaki devamlı temas buKardelj'in) görüşmelerde hazır buluna nu göstennektedir.> bileceğini söyîemişlerdir. Bu kaynaklar, Bıından sonra Londra radyosu spiksri, Belgrad hükumetinin bir temsilci gön Arab basını ile radyolannın yayınlarmdermeye davet edildiğini ileri sürmüş dan özetler okumuş ve bu ta?armm bu lerdir. Londradaki Yugoslav çevreleri memleketlerde de uyandırdığı ne göre bu haber asılsızdır. tebarüz ettirmiştir. Amerikada yakalanan Rus casusu yargılandı NewYork, 11 (R.) Amerikada bulunduğu sırada casusluk yaparken suçüstü yakalanmış olan Rus delegesi Gubiçef'in yargılanmasına bugün başlanmı§tır. Gubiçef, kendisine sorulan suallere cevab vermemiş ve avukat da tutmıyacağını bildirmıştir. Yargıç, kendisine bir avukat tayin edeceğini bildirmiş ve oturumu pazartesiye tâlik etmiştir. Sonradan öğrenildiğine göre Gubiçef 100.000 dolar kefalet mukabilinde serbest bırakılmıştır. Şehrimizde dün öğleden itibaren tekrar kar yağmaya başlamış, İstanbul yeniden kar altında kalmıştır. Havalar da b'rdenbire soğumuştur. Bursada Bursa, 11 (Telefonla) Dün gece yarısmdan sonra şehrimizde tekrar kar yağmaya başlamıştır. Yağış, tipi halinde devam ediyor. Karadenizde Sinob, 11 (a.a.) Fırtınadan İnebolu ve Ayancıkta iş göremiyen Güneysu vapuru bu gece Sinoba gelerek yük ve yolcularını sabahleyin limanımızdaki Akdeniz vapuruna aktarma etmiştir. Dün tipi halinde yaan şiddetli kar, Boyabad yolunun tekrar kapanmasına sebeb olmuştur. Kar ve fıriına yeniden İzmirde arabca ezan başladı okuyan iki meczub daha Başîarafı 1 inci sa'f.fede kamet vermekten yirmişer gün mevkuf kaldıkları, tahliye edilir edilmez İzmire geldikleri, daha ev\el zina suçundan mahkumiyetleri bulunduğu zabıtaca tesbit edilmiştir. Gene evvelce Abdullahm Ankarada Hacı Bayramı Veli camünde arabca ezan okuyarak hakkmda takibat yapıldığı, Ali Çetinin. Erzincanda Büyiik Camide bir gün cemaate hitabla aklına geleni söylediği, bu arada «Kemal Pilâvoğlu mehdidir.» dediği, bu sebeble hakkında takibat yapılarak 8 ay mevkuf kaldığı anlaşılmıştır. Abdullah Cebbar, geçen kurban bayramından üç gün evvel Ankarada bir camide vâız Ömer tarafîndan 3040 kişi meyamnda sakal duasının yapıldığını söylemiş, temizlik için sakalını kestirip kestirmiyeceğine dair suale: «Bu yüz benim ise, bu sakal da benimdir.» cevabını vermiştir. Ali Çetinin iki karısı ve 6 çocuğu, Abdullahın da iki karısı ve bir çocuğu buhınduğu tesbit edilmiştir. Yunan ticaret heyeti Ankarada Ankara, 11 (a.a.) Türkiye ile Yunanıstan arasında yeni bir ticaret ve tediye anlaşması akdi için müzaterelerde bulunmak üzere dün İstanbula gelen ve Yunan Millî Ekolomi Bakanlığı Direktörü t Argiraki, Tevzi Bakanlığı Direktörü A. Holevas, Bayındırlık Bakanlığı Di T rektörlerinden K. Krantbnelis, Yunan Bankası Direktörü K. Dimitriu ile Ticaret Odası Başkanı M. Sinyosoğludan müteşekkil Yunan Ticaret heyeti bu sabahki ekspresle şehrimize gelmiştir. General Giraud öldü Heyet saat 11 de Dı$ tşleri BakanParis 11 (R.) Dijon şehrinde teda ığı Umumî Kâtibi Fuad Carımı zi•i altmda bulunan General Giraud'nun yaret etmiştir. bu geoe öldüğü bildirilmektedir. Ekonomik îşbirliği İdaresinin General Giraud, iki eihan harbine de içtirak etmiş, iki defa esir düşmüş ve Türkiyeye tah&is ettiği kredi her ikiânde de Alman hapishanelerinWashington 11 (A.P.) Ekonomik İşdcn kaçmağa muvaffak olmuştu. irliği İdaresi, Türkiyeye 251.100 doiarhk bir kredi tahsis edildiğini bu gece Sıtma kongresi sona erdi •ildirmiştir. Bu para, Birleşik Amerika Ankara, 11 (a.a.) Sağlık ve Sosile Kanadadan traktör ve tartm teçhiyal Yardım Bakanhğında, 41 sıtma savaş başkanı ve Millî Savunma Ba zatı satm almması için kullanılacaktır. kanlığı ve Genelkurmay Başkanlığı uzmanlarının iştirakile toplanmış bulunaa sıtma kongresi beş gün devam eden çalışraalardan sonra mesaisini bugun bitirmiştir. Kongrede, bölgelerin 948 yılı meiaileri incelenmiş ve sıtma savaşı hakkmda karşılıklı görüş teatilerinOsmaniyede arkadan atılan de bulunulmuştur. Müteakıben 949 yılı çalışma programınm ana hatları kurşunlarla bir adam öldürüldü tesbit edümis ve bu yü D.D.T. tatAdana 11 (Telefonla) Osmaniyede bikatma daha geniş bir yer verilmedün akşam da bir dnayet işlenmiştir. • r i de ön plâna alınmıştır. Geçenlerde bir koylüyü mavzer kurşuZonguldak limanının islahî nile öldüren Şaban Arslanm kardeşıni Zonguldak, 11 (a.a.) Zonguldak Arslan, karısüe birlikte evine giderken limanmın tersim ve ıslahı için yapı arkasmdan iki el kurşun altılnuş ve lan proje musabakasını kazanan Hoderhal ölmüştür. Katil kaçmıştır. Cilandalı Naterlind firması temsilcileri nayetin bir kan gütme davasmdan ileri sözleşme müzakeresi yapmak ve mugeldiği sanılmaktadır. tabakat hasıl olduğu takdirde işi taahhüd etmek üzere Zonguldağa gelVâkıf Çakmur lzmir mişlerdir. Cezaevinde Görüşmeler neticesinde imzalanaIzmir 11 iTelefonla) Yüce Divan cak mukaveleden sonra biri 460 ve diğeri 430 metre uzunluğunda yükle tarafîndan hapse mahkum edümiş bume rıhtımları yapılacak ve bu inşaat lunan Vâkıf Çakmur, Kilis cszaevindört yü devara edecektir. den Iarcıir cezaevine eetirilmiştir. «CUMHURİYET» faı tefrikası: îsrait ürdijîi mülarekesi • « Baştarafı 1 mcı sahıiede bütün cephelerde «a.teş kes« »mri velilmesiie son bulmujtur. Bü emir, Filistinin merkezî ve şimalî bütün sahalarma şam^ciir. Akabe bölgesindeki hareketler de derhal duracaktır. TelAvivden bildirildiğine göre son gunlerde Akabe sahasmda \uku bulan harekât, Israil toprakları üzermde vuku buhnuştu. Anlaşılan Israilin hedefi, Urdün hükumetıle mütsreke irr>zTsından önce mümkün olduğu takdirde Akabe körfezi üzerinde bir olupbıtti yapmak, sonra bu olupbittimn kabulü için ısrar etmekti. Fakat şimdiki halde buna meydan kalmamış olduğu arJaşılıyor. Israil kuvvetleri, Akabedeki Ingiliz ku^'vetlerin«Paydos» Manisada oynanıyor c'en iki buçuk kilometre mesafededir. Izmir 11 (.Telefonla) Manisa Öğ iki taraf arasmda hiç bir çarpışma vuku reünenler Birliğinin delâletüe Manisa bulmamışür. Halkevinde cPaydos> piyesi temsil edilmeğe başlanmıştır. Eser, rağbet görCumhur Başkanı nezdinde düğü için terosil* devam edileceği bilAnkara, 11 (a.a.) Cumhur Başdirılmektedir. kanı İsmet İnönü bugün Çankaya köşkünde Kıbrıs Türk Kültür Derneğinden Mehmed Ali Pamir, Halil Fik ret Alasya, Semih Atayurdu ve Sıtma kongresi üyelerinden Dr. Seyfeddın Okan, Dr. İzzet Niyazi Arkan, doktor Mithat Suyev, doktor Hamdi Açan, doktor Dıblan Erol, doktor Reşad Kanberk. doktor Kadri İlhandan mürekkeb bir heyeti kabul etmişlerdır. Başmakaleden devam neticede. iki dost 1941 haziranmtn son lıaftamda dövüşmeğe başlamıştır. Alman ordularu Kızılorduyu mağlubiyetten mağlubiyete uğratarak Moskova, Lcningrad, Stalingrad kapılarma dayandıklan ve Kafkasya petrollanna el atmağa başladıklan zaman Moskova, tekrar Ankaraya güler yüz çöstermeğe başladı. Fakal bu ycni dosthık tezahürleri çok sürmedi: Kızdordu, Hitler'in srralejik hataları ve Miittefiklerhı tarihte misli göriılmemiş yardımlan netîcesinde taarrııza geçip de Alman oroularıııı mağlub ettikçe dostluk havası da tedricen değişti ve Almanya tamamile yenildikten sonra Sovyet Rusya, Türkiyeye karşı gene husumetkâr bir ta TU takındı. Kısa bir müddet sonra da, Moskova, Türk Sovyet dostluk ve ademi tecavüz paktmı feshetti; arkasmdan da malum ihtiraslanm tekrar ortaya atlı ve Boğazlarda üs istemek suretile Çarbğm Istanbula karşı asırlardanberi beslediği emellere Sovyetler Birliğinin de tevarüs ettiğini gösterdL Işte o vakittenberi Türk Sovyet müna<iebetleri dostane olmaktan çıkmış bulunnyor. Bolşeviklerin çarlardan tevarüs ettikleri emperyalist ihtiraslar arasmda, Boğazlara ve Istenbula hâkim olarak Akdeniz* inmek de vardır. Ruslar, büyiik bir harbden mağlub çıktıkları ve uzun süren kanb bir ihtilâlle birbirlerini yedikleri sırada zayıf düşmüşlerdi. Bu zâflan devam ettiği müddetçe. Istanbul ve Türkiye hakkmdaki ihtiraslarmı gİ2lediler. Ikinci Dünya Harbi Müttefiklerin zaferile bitip «le Avrupadaki kuvvet muvazenesi tamamile lehlerine olarak hozulduktan sonra, zamirlerini gene meydana vurdular. Bueiin dünya yuzünde onlan, turtuklan ihtiras ve istilâ yolundan geri çevirecek hiç bir değişiklik ohnamıştır ki Molotov'un kolruğuna Viclıinsky'nin oturmasile Bolşeviklerin siyaseti değişsin v« Türkiyeye karşı dostluk göstersinler. Dostluk derken riyakâr bir dostlnktan değil, hakiki dostluktan bahscdiyoruz. Yoksa, gene snrat.arına güler yiizlü bir maske takabilirler. Bunu da, bizi demokrasiler cephesinden ayırmak için bir tecriıbe mahivetinde olarak yaparlar. Onlar, böyle bir tecrübe yapabilirler ama biz, 1939 danberi geçen hâdiselerden büyük bir ibret dersi aldığımız için rija maskesinin altındaki hakikl Slav Bolşevik çehresinin nasıl diş gıcırdattığmı RÖrürüz ve inanmayız. Bolşeviklerin aksi yolu tutarak ve Türkiyeye karşı daha ağır bir taz>ik ve sinir harbi taarruzu yapmalan ihtimali de vardn. Nitekim 1929 dan 1941 e ve 1915 ten bugüne kadar, onlar canlan istedikçe Türkiyeye dişlcrini göstcrmişlerdir. Eğer gene böyle bir manzara karşısında kalırsak 1939 dan bu yana ne yaptı isek çene öyle davranınz. Sovjet Rusya. demokrasi dünyasfle anlaştığı ve samimiyetle barışçı bir yol tuttuğu zamandır ki bize karşı da siyasetini dcğiştireccktir ve ancak o zaman biz de bu siyasetin değiştiğine inanabileceğiı. CUMHUBtYET Türk Sovyet münasebetleri değisebilir mi? Celâl Bayarın atlaltığı ikinci kaza Baştarafı 1 inci sahifede başkanları, askerlik şubesi reisi ve jandarma komutanı hazır bulundular. D.p. Genel Başkarunın karan, Antalyaya dönmek, Burdurdan trenle Ankaraya hareket etmekti. Fakat yollarm tehlikeli oluşu yüzünden bu karardan vazgeçildi ve Antalyaya deniz yolu ile dönülmesi uygun görüldü. Dün gece saat 22,30 da Sancaktar motörü ile Finikeden hareket edildi. Soğuk şiddetli idi. Motör açığa çıktıktan sonra birdenbire karayel nrtması başgösterdi ve motör, dalgalar arasmda inip çıkmağa başladı. Bilhassa saat 1 den sonra deniz son derece kudurmuştu. Dalgalar güverteyi aşıyordu. Yolcular büyük bir tefalike Ue karşı karşıya iduer. Celâl Bayarla bir kjsım arkadaşları ve mürettabattan başka herkes bitab bir halde yerlere uzanmışlardı. Tehükeyi önlemeğe çalışan kaptan, bir aralık motörü, sahilde kuytu bir yere sokarak güçlükle demir atmağa muvaffak oldu. Orada iki saat kab»dıktan sonra tekrar hareket edildiFakat açığa çıkihr çıkılmaz, tehhie tekrar başgösterdi. Celâl Bayar, kaptana, motörü sahile yanaştırarak karaya oturtmasmı söyledi. Fakat dik ve sarp kayalar halinde uzanan sahilde buna imkân görülemedi. Nihayet, tam 14 saatlik tehlikeli bir yolculuktan sonra Antalyaya gelebildik. Bir haftalık seyahat yorgunluğuna bir de denizde geçirilen bu harab edici yolculuk eklenmişti. Bu yüzden Celâl Bayar ve arkadaşlan derhal Ankaraya hareket etmekten vazgeçtiler. DJ*. Genel Başkanı, Antalyada iki gün istirahat edecek ve pazartesi günü Ankaraya dönecektir. Necmi AKSOP Rusyayı itham Bastarafı 1 inci sahiiede Sovyetler Birliğinin ilgüi bulunduğu diğer bütün durumlarm geleceği gibi, Berün durumunun geleceği hakkmda da her hangi bir kehanette bulunmak güçtür. Arzulanna ulaşmak için kuvvet tehdidleri ve baskı kuîlanmaktan çekinmiyen bir devletle iş yapmak zordur. Haklarımızdan veya prensiolerimirden hiç birinden ferağat edemeyiz ve etmiyeceğiz. Harbden kaçmmak için, şerefimizle kabili telif mümkün olan her şeyi yapmakta devam edeceğiz.. Izmitte bir yaralama Izmit 11 (Telefoala) Dün akşam geceyarısmdan sonra şehrimizde kanlı bir vak'a obnuş, Hamid Kaymaz ve Salih Tuna isimlerinde iki bacanak, sarhoş olduktan sonra aralarmda kavga çıkmış ve Salih Tuna, Hamid Kaymazı tebanca ile yaralamıştır. Yaralı hastaneye kaldınlmış, Salih Tuna yakalanmıştır. Bir îngiliz ticaret heyeti geliyor Ankara, 11 (a.a.) Haber aldığımıza göre Ingiltere îaşe Bakanlığpdan Shetwynd'in riyasetinde bir îngiliz heyeti memleketimizle yapılacak ticaret işleri üzerinde görüşmelerde bulunmak üzere martın 15 inde Londradan hareketle Ankaraya gelecektir. VATA 17 CRABAM CREENE peyda oldu. Demek, bizim meşhur lisan lemezdi. Bunu her halde ders göstermek Çevirenler: ZÂSİR T. TORÜMKVNEY ve NVKMET GOKOVA ASK İltifatlarmıza teşekkürler ederira dü ve: Ders odası bir kat yukarıdadır. OBu, asıl benim için bir şeref olacakttr. Gitmeden evvel size mühim bir raya çıkmca zili çalmız. Mr. K. zaten noktayı haürlatmama müsaade eder mı ctzi bekliyor, hemen kapıyı açar, dedi. <D» asansörle yukan çıkarken düşü6İniz? nüyordu. Acaba Mr. K. nasıl bir adam Emirlerinizi bekliyorum. Burada uluslararası dilden gayri dı? Kendisile Londrada mutlak surette dil konusmak yasaktır. Bu usul saye cumhuriyetçilerden birinüı temasa gesinde öğrencilerimiz aldıkları dsrsler» çeceğini biliyordu. Gerçi, âmirleri ona den hakkile Lstifade etmiş oluyorlar. Ta bu hususta hiç bir şey soylememişlerdi biî siz de bu usule aykın hareket et ama, o, bu gibi gizli işlere memur edilenlerin tamaınıle başlan boş bırakılnutreziiniz. yacaklarmı biliyordu. Lâkin, âmirleri Hay, hay. «D» gene k^anın yanındaki küçük tarafırdan kendiîile tema3a memur ekapıdan geçerek muracaat odaiina gir dıien bir adamm burada uluslararası di. Dağınık saclı kadm. onu gene çü dil öğrctmenliği gibi, dikkati çekecek bir tarzda ortalıkta görünmesi ne delümsiyerek kar.şıladı. Doktcrla epeyce uzun konuştur.oz. rcceye kadar doğru bir hareketti? GüBu, onun sizden hoş'.anmış olduğunun [üm5câi. Gene kızm hakkı var. diye zihdelilidir. Bilmem siz de kecdisinden ninden geçti. Ben de bayağı esrarengİ2 bir adam rolünü berimsemeğe başladım. hoşlandınız mı? Her hâdisenin zorla şüpheli ve garib Şüpheciz. Çok enteresan bir adam fcir tarafmı arıyorum. Keridi üstüms Aynı zamanda büyük ümidlerls dolu. vazife o'mıyan, değiçtirılmesi iktidarım ••Dağmık 53çlı kaim: dshilinde bulunmı'an şeyîerle de kafa Umid. diye tekrarladı. Dünyada j mı yoruyorum. Omidden daha güzel bir şey düşünülebilir mi? Herk°siıı bir ürp.di olmahdır. ı Asır.sorden çıktı. "ili çaldı Bir '<aç Aksi takdiıde yaşarr.ak tahsmmül eül Faniye conra kar=ı~.r la eîVi^is eloıse«ıez bir yük 'ıa!ino sehr. I l?n, rrürekkeb lekıîi elleri, çelik çerYün örgüsünü naa^anın üstüne koydu j çevch eözlüklerı, tıraşı uzamış ve acD yi asansörün başma tadar götür | vudları çökmüş yüzile biçare bir adaro oğretmeni bu, diye düşündü. Adam cnu: Bona matina! Yani günaydm, diye karşüadı. «D» de aym şekilde cevab verdi. Uzun bir koridordan geçtıl^r. Bir odaya girdiler. «D> tekrar «rüpheye kapıldı. Bu zavallı kılıklı adam or.u kontrola memur eaihniş olamazdı. O halde, turaya nigin davet edilmişti? Yoksa, işte bir yanlışlık mı vardı? Sakm bu davet, kendisinden evvel otelde aynı odada oturan adama yapjlmış olmasm. ICaşlarmı çattı. Hayır bovle bir yaııîışiık olamazdı. Zarfın üzerinde kendı adl yazılıydı. Bunu ook iyi haarlıyordu. Hem onun Londrada bulurduğunu ve hangi otele ineceğini «L» ile cumhuriyetçilsrın buradaki adarnlarmdan başka bılen yolctu. Sakm «L, onu böyle bir cyunla buraya getirtip, otelden uzak(aşmasmdan istifade ederek odasını aratmaya kalkmasın 0 Lâkin bu da imkânsızdı. Çünkü, «L» onun adi'esini ancak dün gece. not defterirr aşırdıktau çcnra öğrenmişti. Halbvki, bu müessefeden aldığı meklub bir gün evvel postaya verilmitti. Mr. K. nin onu soktuğu oda küçük ve kaloriferli bir yerdi. Çift Cjnlı pencerelerden ne hava ve ne de Eoksğm gürüîtüsü içeri girebilivordu. B:ırada. İsviçreü bir aileyi sofra başmda göîteren manasız bir resim asüı 'di. Resimdeki sofranm üstüne çcridli yerr.ekler ve me>\alar ka.makarışık bir h"'!ds doldurulmustu. Aile bs.bEsının elinde bir tüfek vardı. KEdmlardan biri de şemsiyesini açmıştı. Dünyada bundan daha saçma bir resim tasa\\ur edi düşüncesile yaptırrmşlardı. Karşı duvarda da bir saat i$liyordu. Mr. K. resmi işaret ederek «Tablo» dedi. Sonra odadaki iki sandalyeden birine büyük bir azametle kuruldu. «D» de öteki sandalyeye oturdu. Mr. K. saati göstererek". Enuvo, diye söylendi ve cebinden bir sürü küçük kutular çıkarmağa başladı. «D> adamın hareketierim dikkatle takib ediyor ve işin içinde muüak surette bir yanlışlık olacağma hüküm veriyordu. Nihayet dayanamadı Bunu adama da söyledi: Aftedersiniz, herhalde başka birini bekliyordunuz. Benim adım <D» dir. Mr. K, hiç oralı obnadı. Küçücük kutulan birbirinin üstüne dizerek uluslararası dil'.e sa>mağa başladı: Una. da, trea. kuvara, vif... Birden sustu. Fısıltıyı andıran bir sesle: Buradn. dedi. Ulusîararası dilden başka bir dil konusmak yasaktır. Başka bir dil konuşurken yakalanırsam, ücretiır.den bir şilin keserlar. Bundan dolayı bilhassa rica ederim, kimsenin işitemiyeceği kadar alçak sesls konuştu. Bentm için bir ders kararlaştırılmış. Halbuki, ben Londrada pek az kaiacağım. Sonra böyle dersle felan uğraşmağa da rek vaktim yok. Sıska adam b3şını sallsdı: Bili:rorum. Ancak sızınle temasa gelmek hususund^ talimat almış bulunuyorum. Sizi de bu maksadla çağırttım. Ben, burada dil öğretmenüği yaptıgım için başka bir tertib düşünemez teahhid ihsanın dahi, Çetinin bir buçuk . Büyük Türk mütefekkiri Ziya Göksaat yukan çıkmadığmı bildiklerinden bahisle ^anık olarak dinlenmelerini is alpm, bundan otuz sene evvel, ilim, ihtemiştir. Aynı zamanda bu hâdisenin tısas ve aklı selime dayanarak va;=ttimuhtelif sahnelerine dair bilgisi oldu ğ. esaslar bugün için de muteberdir ve ğundan bahisle Son Saat gazetesi An kendisi bunu şu veciz düsturda hulâsa kara muhabiri Nusret Babanm da şahid etmiştir: «Türkçeleşmiş, türkçedir.» olarak davetini istemiştir. Müdafaa aAmerika, îrana da askerî «Türkçenin ıslahı bahsinde en makul vukatı, baloda o sırada Atıf İnanla birlikte bulunan Tarım Bakanı Cavid O .areket Zıya Gökalpm ve Ömer Seyfedyardımda bulımacak ral, Ulaştırma Bakanı Kemal Satirla dinin açtiklan çığırda yürümektir ka (Afp): yazılı şahidliği bulunmasma rağmen A naatinde'jim. Bütün Türk münevverlaWashington, Birleşik Amerika Dış İşleri Bakan tif İnanm da dinlenmelerini lüzumlu rinia, benim gibi zevkle okuduklarmi lığı mütehassıslarının İrana verilme görmüştür. şüphem olmıyan sünmunuzda, bu mevsi muhtemel silâh ve malzeme işlezuda gazeteci arkadaşlardan beklenen Yargıç, o gece Çetinle birlikte Ankarini incelemekte olduklarım ilk defa ımmeti tebarüz ettirmek lutfor;da DHra Palasa gitmiş olan Bayan Merihle ü bugün açıklamıştır. lunursarjz hem Türk dı".ir.e, hem ilme Bu haber, Amerikanın batı blolnı ğer kız arkadaşmm, Şehab Temizer ve büyük bir hizmet etmiş olursunuz. 3u ile Orta Doğu milletlerine atfettikle Atıf Inanın şahid olarak davetine ka esile üe ri büyük önemin yeni bir tezahürü rar vermiş, lüzum hasü olursa diğerleH. C. Hony dür. İran, artık kat'î olarak «istik rinin de çağınlmaa düşünüleceğini bilMektubu okuyanlar bir Ingilizin ba dirmiş ve duruşmayı başka güne bırakrarları doğrudan doğruya Amerikaderece selis türkçe yazmasına benimle nın güvenliğine tesir eden» milletler mıştir. beraber hayret etseler jeridir. Itiraf etsınıfma dahil olmuştur. Esasen son iki mek lâzmıdır ki; bugün bu derece derli yü içinde Amerika fazla malzemeleoplu türkçe yazmak için yıilar ve yılrinden İrana muayyen bir miktar siar bu dille yazmış, okumuş ve deria lâh ve saire vermiş bulunmaktadır. derin uğraşmış olmak gerektir. Mektuh İranm güvenliği Amerikanınkine sahibini evvelâ bu noktadan sonra biza tesir eder demekle Dış îşleri BakanLondra Olimpiyadlan Genel Direktö telkin ettiği fikirden dola>i tebrik edelığı, Amerikanın Orta Doğudaki ta rü Mr. J. Holt, dün Eminönü Halkevin rim. Esesen uydurma kelimelerden ahhüdlerine resmî ve kat'î bir ma de «XIV. Londra Olimpiyadlan Teşki hazer edilmesi haklanda «Hür Ffldrleri hiyet vermiş olmaktadır. lâtı ve Türk Güreşleri» mevzuunda bir Yayma cemiyeti, de bir tavsiyede bukonferans vermiştir. lunmuştu. İngiiiz dostumuzun da mü« Enis Dinc tarafmdan türkçeye tercü şahede ettiği gibi artık el ahşıklığmdan dim. me edilen konferansı, çok kalabalık bir ileri geçemiyen bir âmille arasıra kaSonra gene kutulan işaret ederek: genclik kütlesi alâka ile takib etmiştir. lcmlerimize takılan bu uydurma ve a Que son la? diye sordu. Mr. J. Holt. evvelâ Inşilterenin olim sılsız kelimelerden uzaklaşükça ifade«D» nin ağzım açmasmı beklemeden, piyadlara nasıl hazırlandığım, malî hu lerüniz berraklaşu ve dilimiz zengmleşir, kendi sualini kendi cevablandırdı: suslann temini meselesini ve olimpiyad La son castes. Bu münasebetle şurayı da belirtmek teşkilâtmın kuruluş tarztm anlattıktan yerinde olur ki; ana diü türkçe olmıSesini alçaltarak: sonra sözlerine şöyle devam etmiştir: yan ve bu dili sırf ilmî bir alâka Ue öğ Dün gece nerelerdeydiniz? dedi. « Füm işini Ingilterenin en büyük renmiş olan bir yabancmm ona karşı Sorduklannıza cevab vermeden evvel, sizin kim olduğunuzu bümeliyim. şirketi olan Arthur Rank'e tevdi ettik. kendi elimizle yaptığımız nalâyık hırmuvaffakıyeti palamalardan duyduğu teessür, çocuğuMr. K. cebinden bir kart cıkararak Fakat, şirket beklenen «D» nin önüne koydu. «D» bu karta elde edemedi. Neticeden hiç kimse nu haksız yere döven bir anaya karşı şöyle bir göz artı. Sonra sükunetle ko memnun kalmadı. 1936 da Almanlann çok defa hepimizin hissettiğimiz infiale çektikleri film bambaşka mahiyetteydi. çok benzemesi baknnmdan ibret dersj nuştu. Bize aid olan ticari bir zihniyetle çe almacak bir haldir. Yolda idim. Nasü olur? Sizin dün gece Londra kilmişti. Almanlannki ise tamamile spor B. FELEK da bulunmanız lâzımdı. Halbuki, siz sa tif bir mahiyet taşıyordu. Güzel sanatlar kısmı da film gibi muvaffak olama' bahleyin geldiniz. Vapurunuzun topu to Aydm valiliği | pu iki saatlik bir geeikmesi vardı. Bu mıştır.» Ankara, 11 (a.a.) Kütahya vaOlimpiyad oyunlarını anlatan Mr. vaziyete göre, geceyansmdan bir hayli «vvel Londrada bulunmanız lâzımdı Holt, güreş me^'zuunda ezcümle şun'arı lisi Etem Geçkinerin Aydın valiliğisöylemiştir: ne tayini yüksek tasdiktan çıkmış.Neden bu kadar geciktiniz? « Güreş müsabakalannı, güreşte cn tır. ^ «D» artık lisan öğretmeninin Cumhuriyetçilerin adamı olduğuna inanmağa ileri iki memleket olan Türkiye ve IsMEVLÎD başlamıştı. Bununla beraber ihtiyau el veç kazandı. Türkiyenin zaferi ümid On altıncı hajatı b;den bırakmadan konuşmağa karar ver edüdiğinden daha parlaktı. Bu zafer, Türkün kuvvetini dünya dillerinde ye harmda aramızdar. aydi. r:lan kızımız Pasaporf muayenesinin uzaması niden destanlaşürdı. Güreş. olimpiyad oyunlan içinde kazanılması en güç bir NEZAHET süzünden vapuru kaçırdım. Peronda Londraya giden bir bayanla lamştim. spor koludur.» HİÇSÖNMEZ'in ruhuna ithaf olUEasa:. Kendisi ikinci treni bekleyerek vakit uzere olumünUn dörkaybetmektense, otomobille yola devamı Açık Tesekkür duncu yıldonünıü olan daha uygun buldu. Bana da yol arkaCumhuriyet gazetesı tertıo ailesinden 13 mar; pazar gunu, daşlığı teklif etti. Bir an evvel Londra eşim Abdı Kırımlmm veratı dolayısile Ataturk bulvarl, Meya varmak endişesile bu teklifi kabul cenazesinde bulunan müessese büyük r.ekşesultan camiır.i; ettim. Lâkin, aksilik bu ya, yolda lâs lerile, arkadaşlarma, akraba ve dost Bğle namazmı ıcüteaMevlidi Şerıf'. tik patladı. Lâstik değiştirilinceye kadar hrımıza ayrı ayn teşekküre derin acı kıb cıvardaki bir otelde bir kaç saat bekleı r :ız mâni olduğundan teşekkürlerimizın okutturulacaktır. Arzu eden Akraba dost vasaır dmdaşlann mek zorunda kaldım. «L» de oradaydı. j iblâğına delâletinizi rica ederim. teşrifletiıü rica edenz. .. (Arkası var) Bşi: BeÜö» K m n l ı Klçsönmez odesl ki gün evvel, Ingilterede Marlbo» rough'da oturan Mr. H. C. Hony ısminde bir İngiiiz okuyucumuzdan dikkate şayan bir mektub aldım. Imza sahibinin bundan bir müddet evvel uydurma kelimeler hakkmda ingilizce bir de «risale. neşretmiş olduğnnu haörladım. Kısaca yaptığım tetkik neticef kendisinin bir müddet İstanbulda vazife görmüş emekli bir memur olduğunu ve şimdi kendini kültür işlerine verdiğini öğrendim. Geçenlerde gene dil bahsinde gazetelerden birinde çıkmış olan bir makalede adının gecmiş olduğnnu da hatırladım. İfadesindeki vüzdh ve berrakhk ve türkçeye vukufu bakımından olduğu kadar ihtiva ettiği fikir cihetinden de kıymetli olan mektnbn asağıya aynen dercediyonmı: cMuhterem beyefendi, •Her mevzuda daima Türk halkınm aklı selimini temsil eden ve yaşayan türkçenin en güzel örneklerini veren yazılarmızı h « gün zevkle okuyorum. Türk dilinin tabiiliğini, ahengini ve zenginliğmi korumak endişesile bütün Türk münevverlerinin elele verdikleri şu surada gözüme çarpan bir noktayı işaret etmeme müsaadenizi rica ederim. Baştaraf\ 1 inci sahi/ide <Türk umumî efkânnm lisan husumıştır. Bugün üçüncü sulh cezada baş sunda y^)ilan ifratlara aleyhtar oldulanan yargılamada sanık olarak Ulus ğunda ve işta mütehassıslara terkediîmuharrirlerinden Çetin Altan bulunu mesi hususunda ittifak ettiğinde şüphe yordu. Hüviyeti tesbit edilen Çetin Al yok. Gün geçmiyor ki bir gazete veya tan, o akşam iki kxz ve bir erkek arka mecmuada uydurma kelimelere karşı daşile birlikte Ankara Palasa gittikleri şiddetli ve pek haklı bir makale intişar ni, yukan salon dolu olduğu için pavi etmesüı. Fakat, ekseriyet bu kanaatte yona indiklerini, burada bir masada o olduğu halde, bu makalelerin neşredilturmakta olan Omer İnönü ile müteah diği ayru gazetelerde, bilhassa havadis hid İhsanın kendilerini çağırmalan ü sütunlannda «genel ,özel, tartışma, 5zerine yanlannda oturduklannı anl&t nemli, önerge, demeç, söylev, denetlemış, bir aralık bir sivil memurun ken mek v^. gibi halkın hoşlanmadığı mudisini davetile yukan çıkması üzerine hakkak olan sunt kelimeler harıl harıl bir çantanm kaybolduğunu v« kendi kullanılmakta ve bu hal makalelerde sinden şüphe edildiğini öğrendiğini söy müdafaa edilen fikirlerle tam bir tezad lemiştir. teşkil etmektedir. Çetin Altanm anlattığına göre, o akşam baloda bulunan Ulaştutna Bakanı «Bana öyle geliyor ki bunun sebebi Kemal Saor ve eski Ticaret Bakanı Atıf kısmen, yeni teşekkül etmiş olan r>vt İhan, bir bayanın, telâşb halini görmüş itiyaddan ibarettir. Yoksa bunları v a lerdir. Atif İnan, çantanm kimin ta zanlarm, kendi aralarmda konuşurken rafmdan çalındığını bildiğini, çalanı gör bu kelimeleri kullandıklarma inanmak düğünü söylemiş ve tarifi üzerine Çetin güçtür. Nitekim bundan otuz kırk sene yukanya davet edilince: «îşte bu genc evvelki Türk gazetelerinde, gene alışdir> demiş ve teşhisinde sonuna kadar kanlık yüzünden «düveli ecnebiye, Fran ısrar etmiştir. Gene anlatıldığma göre, iz muhanirini siyasiyei meşhuresinAtıf İnan, sanığa: «Ayıb değil mi böyle den, senei cedide, merasimi istikbaliyeşeyleri yapıyorsun> diye ihtarlarda da de hazır bulunan ümerayı sairei askebulunmuştur. Kemal Satır, sonradan bu iye v^.> gibi çetrefil tabirlere daima işde şahidUk etmeğe lüzum görmemiş raslandığı halde bunlan yazanlar l kdi kendi se de, Atıf İnan, şahadetini yazüı olarak aralarmda konuşurken tabiî *~~ türkçeyi "" zabıtaya göndermiştir. kullanarak «ecnebi devletler, meşhur Çetinin zabıtaca ifadesi almmak üze Fransız «dyasî muharrirlerinden. yeni re Ankara Palastan götürüldükten bir ene, istikbal merasiminde hazır bulumüddet sonra çanta, otelin tuvaletleri ı diğer askerî kumandalar.. v^> civarmda küçük bir çocuk tarafmdan derlerdi. bulunmuş ve sabibine teslim edilmiştir. Kaşide, çantada esasen para olmadığını. Kıssadan hisse: Korkuyorum ü , fakat ruju ile İki anahtarın içinden çık alkm her gün okuduğu gazeteler ve madığmı o sırada ifade etmiştir. mecmualar lisan hususunda titiz davÇetin, bugünkü duruşmada, çantanm anmazlarsa, eskiâen arabca ve acemce kaybolması sırasmda paviyonda oldu lugat kitablarmdan rasgele alman keliğunu anlatarak kendisine Atif İnanla melerle vücude gelen sun'î «kâtib lisaarkadaşlan tarafmdan böyle bir suç ia m» gibi şimdi de uydurma kelimelerden nad edimıesinin sebeblerini araştırmış mürekkeb ve aynı şekilde, halkın kove bazı ihtimaller ileri sürmüşrür. Bun uştuğu türkçeden uzak bir sun'î yazı lardan biri de, kendisinin Atıf İnan adili teşekkül edebilir. leyhinde bir vilâyet gazetesine fıkralar «Bugünkü işlek türkçeyi büyük öir yazmış olma?;dw. Müdafaa avukati Haehliyetle kullanan muharrirler önayak san Cemal Emek, hâdiseyi, müdafaası bakımından aynca anlatrrken, bunu üç lsalar ve bütün matbuat bu uydurma perdelik bir vodvile benzetmiş, sahne kelimelere boykot ilân etse kısa bir zaJeri kısaca tasvir etmiş, paviyonda ma manda, ortada lisan meselesi diye bir salarmda oturduğu Ömer İnönü ile mü şey kalmaz. D Meraklı bir çanla hikâyesi Güreşçilerimizin zaferlerine dair bir konferans
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle