22 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
KaSnu « . rt i * 1*7* r BlR DAKÎKA Î Radyo harbi Mecliste cuıria günkü şiddetleniyor Amerikahlar, Selânikte yeni bir istasyon kurdular, «Ameri'ianm sesi» kominform memleketlerine ulaştınlacak Selânik 12 (A.P.) Amerikah radyo mühendisleri Selânikte 5000 vatbk bir verici radyo istasyonu üzerinde geceli gündüzlü çahşmak tadırlar. Bu istasyonun yıl sonuna kadar kominform. memleketlertne "Amerikanm Sesi» yaytnlarını ulaştırmağa başlıyacağı tahmin edilmcktedir. Bir milyon dolarhk bu yeni tesis; «Amerikanm Sesi» sebekesinin Avrupadaki ikinci büyiik merkezi olacaktır. Yeni istasyonun. Amerikan yayınlarını bastırmağa çalışan Sovyet istasyonlarının dalga ablukasını yarması beklenilmektedir. Avrupadaki «Amçrikanın Sesi» yayınlarını yapan en büyük istasyon Münihtedir. Mühendisler, yeni tesisin yayını her hangi bir mahalle tevcih edebilecek «direksiyonel» antenlerle mücehhez olT.uğunu, Balkanlarla Avrupanın diğer kısımlarını kolaylıkla kaplıyabileceğini söylemişlerdir. Selâniğin 12 mil doğusunda, batakhk bir kesimde inşa edilen istasyon Ege denizi sahilinden anrak bir kaç metre içteridedir. En fon radyo teknieine uvKun bir şekilde teçhiz edilmiştir. İnşaat geçen mayısta başlamış ve bütün kesimde, sabotaja karşı en sıkı emniyet tedbirleri almmıştır. Baştarafı 1 inci sahifede başkan Cevdet Kerim İncedayı, iç tüzük hükümleri gereğince kendilerine söz verilemiyeceğini bildirmişti. Manisa milletvekiıi Muammer Alakant, bugün bu mevzu hakkında bize şunları söyledi: « Sualin nihayet bir tertıb ve teşvik eseri olmaktan ileri gitmiyen mâna ve mahiyeti düşünülürse, ortada duran bir hakikati örtmeğe matuf sözler garib görülmez. Şu var ki, umumi efkârm hafızası yerindedir. Herkes sualde bahis mevzuu edilen hâdisenin nasıl cereyan etmiş olduğunu bilmektedir. Demokrat Parti Başkanımn İzmiri ziyaret etmesi mukarrer olan o günlerde zamanm Başbakanı kendisini bir sindirme pösterisi yapmak hevesinden âzade bulunduramamış, kalkıp İzmire gitmiş, İzmir Halkevinde tehdidlerle dolu bir konuşma yapmıştı. Buna rağmen bir gün sonra İzmire muvasalat eden Ceîâl Bayar ve arkadaslarına halkın müstesna tezahürat göstermiş olması bazı alâkalıları tehevvüre sevketmiş olacak ki, bu tezahürata iştirak eden halkı korkutup dağıtmak maksadile kanunsuz ve sebebsiz olarak ateş* açılmıştı. Müsebbibleri cezalariBırılmıyan bu vakanm erteni günü bilindiği g:bi, Demokrat Parti, İzmirde bir miting tertib hâdise ve Demokratlar etmiş bulunuyordu. Bu mitingfi 80 bin kadar tahmin edilen vatandaş katıldı. Ve bunlar Demokrat Parti Başkanı ile arkadaşlarını gürülmenrş bir heyecanla bağırlarma bastılar. Miting esnasmda Bayar, Receb Pekore cevab veriyordu. Konuşmasında Eeceb Fekerin adı geçtikçe, halk safları arasmrîan Peker aleyhine sesler işitiliyordu. O kadar ki, bizzst Bayarın bunları yatıştırmak mecburiyetinde kalarak halkı sükunete davet ettiği görülüyordu. Bütün İzmir halkınm gözir önünde cerevan eden ve o vakit her tarafta akisler yapmış olan bu hâd'seyi vâki olmamış addetmeğe imkân olmadığı aşikârdır. Son zamanlarda Demokrat Parti ikinci kongresin de kanunsuzluğun millet husumetini ve tarihî mesuliyeti davet edeceği yolunda vâki olan beyan, vesile ittihaz olunarak Receb Pekerin hücum ve tehdidleri tekrar olunmağa ve aynı zamanda Demokrat Parti Başkanımn milis teşkilâtı yaptığı isnadile umumî efkâr bulandırılmağa çalışılmıştır. Herkes birbirine bu tehdid ve isnadların sonu ne olacak diye soruyordu. Demokrat Parti Başkanı, Egedeki nutukları ile işte bu isnadlara cevab vermekten başka bir şey yaprriamıştır..» ",ı,,, I Yugoslavya dcğn bloku i!e son bağı da diin kopardı BaştaraH 1 inci sahifede bulunmaktadır. Esasen kominforma dahil olmıyan bu memleketın Rusya ile bir andlaşması yoktur. Dığer taraftan her ne kadar Arnavudlukla Bulgaristan arasında bir dostluk ve karşılıklı yardım andlaşması meveud ise de coğrafî vaziyet Sofya hükumetinin Enver Kocaya yardım yapmasına mânidir. Arnavudlukta isyanlar Tamamile tecrid edilmiş olan Arnavudlukta komünist,idarenin asayişi temin edemediği ve yer yer isyanlar çıktığı da bildirilmektedir. Bu arada dağlık arazide teşkil edilen çetelere Tıtonun silâh ve cephane gönderdiği de söylenmektedir. Tito'nun beyanatı Bugün Belgradda basın temsilcılerinden mürekkeb bir heyeti kabul eden Mareşal Tito, Rüsyanın Yugoslav birliğini bozamıyacağını belirtmiş, kendisinın bütün dünyada taraftar kazandığını teyid etmiş ve «Dünyadaki ilerleyici kuvvetler, savaşımızda haklı olduğumuzu gıt tikçe takdir ediyorlar» demiştir. Tito, Yugoslav halkımn yüzde doksan sekizinin kendisini desteklediğini ve vaziyetin geçen seneye nisbetle çok daha iyi olduğunu söylemiştir. Ât ve meydası! Kendi nev'inde pekâlâ sevimli bir zat olan bizim Başvekil Şemseddin Günaltay, nutuk iradetmese, galıba çok daha iyi olacak. Meselâ Ege'nin bin bir türlü derdi var: Tütün meselesi, incir üzüm meselesi, dış rekabet meselesi, istihsal istihlâk meselesi, fiyat meselesi, ve ilh... Sayın Şemseddin Günaltay, bütün. bunları bümiyor gibi görünüp, müthiş bir müjde veriyor: İzmir limanı Hamburg'a benziyecek, Eyvallah. Amma bu arada memleket neye benziyecek acaba? D. N. "iııımııııııııııiüiuınıııımniilllllllllllllllllinillıııını Tahsin Bekir Balta Strasbourg'dan diin döndü Baştarafı 1 inci sahifede mesaisi behemehal ileri gidecek'tir Avrupa milletleri a'asında sıkı bir işbirliğini sağlamak arzusu, bu vesile ile, bir kere daha ortaya atıldı. Bütün müzakerelere bu, ana gaye hâkim oldu. Bir de, Kasım Gülek arkadaşım ve ben, ana fikir etrafında mütalealar yürüttük ve reyleıimizi bu saha üzerinde kullandık. Toplantıların, Avrupa Bir liği fikrini de bir kat kuvvetlendirdiğine kaniim.» Tahsin Bekir Balta, bundan sonra arkadaşımızın, Dış İşlerı Bakanları Komitesi ile daimî komisyonu arasında ihtilâf olduğuna dair çıkan ajans haberleri hakkında sorduğu bir suale cevaben demiştir ki: « Dış îşleri Bakanları Komitesi, Assamblenin bir takım tavsiyeleri hakkında henüz bir karar almamıştır. Daimî komisyon, bu hususta bir an evvel karar alınmasını istedi. Gene Bakanlar Komitesi, İktisadî îşler, Sosyal ve Kültürel İşler Komisyonlarımn bir arada toplanmasına mahal olmadığı mütaleasında bulundu. Daimî Komisyon da hangi komitelerin ne şekilde toplanacağı hususunda Assamblenin salâhiyeti olduğunu ve her üç komisyonun da devreler arasında toplanabileceğine karar verdığinı açıkladı. Binaenaleyh, bu komisyonlarm toplanıp toplanmaması veya hangi tarihte toplanması icab ettiğine dair Dai mî Komisyonun karar verme salâhiyeti bulunduğunu tesbit ettik. Nitekim, İktisadî İşler Komisyonunun aralık ayınm onunda Pariste toplanmasma karar verildi. Bakanlar Kurulunun top lanmasında fayda mülâhaza ettiği Umumî İşler Komisyonu da aralık ayınm 19 unda Strazbourg da toplanacaktır. Bu toplantıda bılhassa Avrupa milletleri arasında siyasî ve iktisadî işler bakımından daha sıkı bir işbirliği sağlamak konusu görüşiilecek ve müsbet teklifler hazırlanacaktır. Avrupadaki son siyasî ve iktisadî olaylar, milletlerarası işbirliği zaruretini bir kere daha ortaya koymuştur. Komisyon top lantılarma iştirak eden delegeler arasında da, bu fikir etrafında, umumî bir anlaşma mevcuddur.» Cumhuriyet'in Edebî Romanı: Rüsyanın kapıları açıkmış Başiarafı 1 inci sahifede Viehinsky'nin sinirli ve şiddetli biı müdahalesine yol açmıştır. Viahinsky, Sovyctler Birliğinin Atom Enerjisi teftişlerine hudutlarıru açık bulundurtnayı teklif ettiçini söylemiştir. Dı?işleri Bakanı, Milletlerarası bir atom kontrol komisyonu kurulmasma dair 11 Haziran 1947 tarihli Sovyet teJdifinden bahsetmis ve bunun, Sovyetler Birliğinin kontrol ve teftişe kapılarmı açık bulundurmak hususundaki isteğini tc!i'":.''ini söylemiştir. Baştarafı 1 inci sdhijede lesi hakkında Paristen yapılmış clan konferans etrafında resmî çevrelerde muhafaza edilen sükutu bozarak Lorraine'de seçim daıresinde demeçte bulunmuş ve şunları sövlemiştir: « Haklnrımızın, taahhüdlerimizin ve prensiplerimizin hiç birinden vazgeçmedik. Fakat bu prensipleri tatbik ederken yeni şartlara intibak ettirmemiz ve hcr yeni tecrübeden istifade etmemiz lâzımdır.» Bakan batılı müttefiklerin fikirleri birbirininkine her zaman taVichisky'nin sözleriyle alay mamen uymuyorsa da bunlarm daLake Success 12 (A.P) Birleş ima aynı gayeye müteveccih oldumiş Milletlerin ilânlarınm asıdlığı ğunu ilâve etmişür. levhanm üzerinde, Vichinsky'nin, atom enerjisinin Ruslar tarafından kullanılış şekline dair verdiği nutkundan sonra şu aşafıdaki ibare görültnüştür: Londra 12 (B.B.C) Sofya «Bir dağın yok edilmcsini istiyor radyosunun bu gece verdiği bir musunuz? habere göre, millileştirilmiş sana«Kremlin'in, dağları yok etme yü müdürlerinden tanınmış iki koservisine telefon ediniz, Numara: münist daha azledilmişlerdir. BulHavyar U235. «Alpleri kum tepe gar komünist partisi tunlardan leri haline getirmek hususunda Kaprilov'un partiden ihrac edildiihtisasımız vardır.» ğini de açıklamıştır. Son iki hafta zarfında Sovyet aleyhtarlığı yüzünden 5 bakan ve bakan vekiil ile yüksek rütbeli 13 memurun işlerine son verilmiştir. Fransanın Almanyaya karşı siyaseti Sofyada azledüen komünistler Millet Meclisinin yarınki toplanfısı tç İşleri Bakanı Niğdede Baştarafı 1 inci sahifede lerde çıkan beyanatı hakkındadır. Diğer taraftan Kocaeli milletvekili Sedad Pek, Meclise bir önerge vererek fevkalâde hallerde haksız mal iktisab edenler hakkındaki kanunun avukatlara şümulü olup olmadığının yorumlanmasını istemiştir. Buna dair olan İç İşleri ve Adalet Komisyonları raporları pazartesi günü görüşülecektir. Tıb Fakültesinin bir yerde toplanması talebeyi sevindirdi İstanbul Üniversitesi Talebe Birliği, Tıb Fakültesi Talebe Cemiyeti, Tıb Fakültesinin bir yerde toplanması dolayısile Başbakana, Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanına, Millî Eğitim Bakanına ve Hilmi Urana birer telgraf çekerek bu hayırlı işten dolayı şükran ve minnetlerini bildirmiştir. Telgraflarda, dağınık Tıb Fakültesinin Hasekı, Cerrahpaşa ve Gureba üçgeni içinde toplanmasının memnuniyet uyandırdığı belirtilmektedir. I 4 9 Niğde, 12 (a.a.) Dündenberi ilimizde bulunan ve bugün Ulukışlayı ziyaret etmiş olan İç İşleri Bakanı Emin Erişirgil beraberinde Vali, Belediye ve C. H.P. Başkanları olduğu haîde Boru da ziyaret etmiş ve kalabalık bir halk topluluğu tarafından samimî bir şekilde karşılanmıştır. Halkla hasbıhalde bulunarak dileklerini dinliyen Bakan, Çiftehan kaplıcasını gezmiştir. Orta Anadolu ile bir kısım Şark vlBakan, geceyi Niğdede geçire Yunanistanda çarpışmalar lâyetlerinden yemsızlık yuzunden karek, tetkiklerıne yarın devam eAtina, 12 (a.a.) Genelkur sablık hayvan sevkiyatının artması ve decektir. may tebliği: «Samarina, Pinde bu arada damızhkların da gelmest endişe uyandırmıştır. Et tanzim Batışının Amerikadan buğday alacak ve Trakya bölgelerinde ufak devamıle mübayaa edileceb hayvançarpışmalar olmuş, kuvvetlerimiz bir kısmının Trakyaya sevkemenıleketler için ayrılan 2 ölü, 4 yaralı vermiş, çeteciler lardan dilerek oradaki ağıllarda muhafaza ve den 5 i öldürülmüş ve 8 i de e meralarda otlatılması hususu incelentahsisat sir alınmıştır. mektedir. Washington, 12 (A.P.) Marshall yardım plânı gereğince Amerikadan buğday satın alacak devletlerin bu husustaki tahsisatları dün tasdik edilmiştir. Bu yardımdan Avusturya, İsveç, Ba Galata, Bankalar cad. 48 tzmir, Mimar Kemalettin cad. 23 tı Alman Cumhuriyeti, Yunanistan, Türkiye, Danimarka, HoTasarruf mevduatı Iıesablanna % 4 1/2; vadeli landa, Fransa, İzlanda faydalamevduata daha yüksek faiz verir. nacaklardır. Türkiyeye, 100.000 Mütenevvi ikramiyeli gelecek keşide dolar tahsis edilmiştir ki bununOcak ayındadır. la Amerikan tarım âletleri alabilecektir. RajmnîcaTedcn devam rnz. Eksik «lmasınlar, hükurne adatnlarımız da bu hususta tatlı vaidlerde bulıınmaktan sakmım yorlar. Fakat istihsal dedisiniz nutuklarla, temennilerle, vaid!erle artma ki. Bunu temin icin içe koyıılmak ve yorulmadan çalısmak gerek. Bi ise, istihsal tekniğinin ıcmin kah sayılan mevzuat sistemimize zerrece ilişmeye kıyamıyoruz. Bir $ürii kayıdlar kuyudlar altında t e . şebbüs imkânlannı hoğmakta devam edersek, şu mübarek yurdun enerji kaynaklarını hiç bir zaman keşfedemiyeceğimizden doğrusn korkulur. Kahire, 12 (Nafen) RusyaNADİR NADİ dan kaçmaya muvaffak olan ve şimdi Mısırda buîunan eski Türkistan lideri Sayid el Tarzi, Nafen ajansınm muhabirine yaptığı bir beyanatta Sovyetler Birliğinde müslümanlara tatbik edilmekte olan Baştarafı 1 inci sahifede zıılümden bahsetmiş ve demiştir Kâzımı ziyarete gelen Mazhar, buki: rada beraberce yemek yemişler ve «Türkistanda yiktırılmadık bir yemekten sonra Vahidenin pişirkaç camii kalmıstır. Onlar da esa diği kahveleri içmişlerdir. Kısa bir sen bar veya kabareye çevrilmiş müddet sonra, feci sancılar içind» tir., kıvranmağa başlayan Mazhar, derTürkistan lideri dün Arap Birliği hal Esnaf hastanesine kaldırılmışGenel Sekreteri ile görüstüğünü ve sa da çok geçmeden ölmüştür. CeRusyadaki Müslümanlann vaziyeti sedi muayene eden Adliye doktoru hakkında kendisine tıilgi verdiğini Kâmil Ünsalan ölümü ştipheli gösöylemiş ve şunları ilâve etmiştir; rerek Morga kaldırılmasına lüzum «Bütün demokratik memleketlere görmüştür. hitap ediyoruın: «Türkistan Müslü Yapılan tahkikat sonunda Vahimanlarını kurtarmız. Onlar ko denin durumundan şüphelenilmi rminizme în.inmıyorlar ve inanma ve genc kadınla Mazhar arasında dıkları için de imha ediliyc1 . • > gizli bir aşkın meveud bulunduğı neticesine varılmıştır. Ankara H. Paşa arası Tahkikata savcı yardımcılarından Ali Dikel el koymuştur. İneelemeyatakh ve motörlü ler ve sorgular sonunda, hâdisenin trenleri kalkıyor içyüzü şu şekilde meydana çık Ankara Haydarpaşa hattında mıştır: Genc bir kadın olan Vahide biı işletilmekte olan motörlü trenin müdd«ttenberi Mazharla sevişmek revizyonu yapılacağından, 30/11/ 949 çarşamba günü Haydarpa tedir. Lâkin delikanlının berabef şadan Ankaraya son seferini ya çektirdikleri resimleri ve ona gönpacak ve bu tarihten sonra ikin dermiş olduğu mektubları kocasıci bir iş'ara kadar işlemiyecek na göstererek şantaj yapmak iste diğini öğrenince; yalvarmış, ya« tir. Diğer taraftan yolcu sayısı karmış, fakat Mazharı t u fikrin hayli azalmış olduğundan, yal den caydıramamıştır. Vahide nihat selâmeti sevgilisinin vücudünü nız yatakh vagonlardan teşkil olunan Ankara ekspres trenleri de ortadan kaldırmakta bulmuş ve Haydarpaşadan 1 kasım 949 ta çöpçü Hacıdan temin ettiği bir mik rihinde ve Ankaradan 17 kasım tar köpek zehirini Mazharm kah949 tarihinde son defa olarak vesine atmak suretile buna muhareket edecek ve bu tarihten vaffak olmııştur. Vahide, yapılan sorgusunda susonra işlemiyecektir. çunu itiraf etmiş ve sorgusunu müYatakh vagonlar, bu tarihler tcakıb tevkif edilmiştir. den sonra, Haydarpaşadan saat 10.10 da ve Ankaradan saat 19.20 Kasablık hayvanlardan bir de kalkan Anadolu ekspreslerinkısırunın Trakyaya de bulunacaktır. gönderilmesi düşünülüynr • Bilinmiyen Türkiye Baştarafı 1 inci sahifede tesbit edildiği kaydolunuyordu Zapün okunmasından sonra, evveli söz alan sanık:* «Zapün son kısnu hatahdır. Yolun buraya mesafesi 200 metredir. Ses işitilir.» dedi. Bundan sonra sanık vekillerinden Edib Türkmen, aynı mütaleada olduğunu söyledi. Ve: «Mıi ekkilim itiraflannda samimîdirEğer evvelce itiraf etmemış olsaydı bu suçun isbatı çok güç olurdu. Keşiften maksad müekkilimin iddiasmda samimî olup olmadığını tesbit etmekti. İşte, bu da tahakkuk etmiştir.» dedi Bundan sonra söz alan sanığın diğer vekili de tatbikattaki ses işıtilmemesi meselesine temas ederek: «Vaka mahaJlinde esen rüzgârm şiddetinin ve cıhetinin gerek hâdise sırasmda, gerekse keşif esnasında olduğuna göref Devlet Meteoroloji İşleri Umum Müdürlüğünden malumat alınarak tesbiti lâzımdır.» dedi. Bundan sonra bu celsede ihzar edilmiş bulunan sanık Süleyman Yanbolu ile esasen Kırklareli Cezaevinde mevkuf bulunan Ahmed Çatalcalı yüzleştirildıler Ve yan yana dinlendiler. Bunlar evvelce verdikleri ifadeler) tekrar ettiler. Sanıkların polistg verdikleri ifadelerle, ilk tahkikat sırasındaki ifadeleri ve mahkeme huzurundaki izahları arasında bazı mübayenetler görülüyordu. Bu hususta Ahmed şöyle dedi: « Polisteki ifademin baş tarafları doğrudur. Son kısımlarj yanlıştır. Sabahaddin Aliyi Bulgaristana kaçırdım. diye, hâdiseyi bana Ali anlattı. Ben de Azi» Bilâloğluna söyledim. Azız Bilâloğlu bunu Emnıyete ihbar edelim, dedi. İhbar ettik. Bir tertib yaparak, Aliyi yakalattık. Hâdiseyi ben meydana çıkardım.» dedi. Bundan sonra avukat Edib Kırklareli Türkmen, her iki sanığın şahadetine işaret ederek bunların yalan söylediklerini, bu tanıklarla beraber, ketmişahadet ettiği anlaşılan berber Hasan Tural hakkında kanunî takibat yapılması gerektiğini iddia etti. Sanık Ali Ertekinin isteği üzerine, berber Hasanın, dükkânındaki permenant makinesinin ne vakit alındığı, elektrik tesisatımn hangi tarihte yaptırıldığı soruldu. Süleyman: «Sabahaddin Ali meselesinden evveldir.» diye cevab verdi. Ali Ertekin ise: «Hayır, bunlar sonra, Sabahaddin Aliden alman paralarla yapıhnıştır.» dedL Avukatı, taruklar hakkında takibat yapılmasında ısrar etti. Ve: «Müekkilim, bu vakayı emniyet komiserlerinden Sedada ha ber vermek için onu aramıştır. Bu işi, Anadoluhisarı polis karakolunda odacı bayan Feride biliyor. Sonra, Ali Ertekine İstanbul Emniyet Müdürlüğünce, hizmetine mukabil iki defa da ellişer liradan 100 lira mükâfat verilmişt'r. Bunların da sorulmasmı istiyoruz» dedi. Savcınm mütaleası ahndıktan sonra mahkeme heyeti şu kararı tefhim etti: Hava durumunun tesbitine ve bunun için alâkalı makamlardan sorulmasma imkân görülmediğine, tanıklar hakkında yalan şahadet ve ketmişahadetten takibat yapılamıyacağına, Ali Ertekinin karısı Mediha ile karakol odacısı Feridenin istinabe yolile ifadelerinin alınmasma, Ali Ertekinin ikramiye ahp almadığınm sorulmasma, emanetteki eşyaların, hâdise sırasındaki kıymetlerinin bir ehlivukufa tesbit ettirilmesine, bunun için yargıç Muhlis Köyenlinin naib tayin edilmesine ve duruşmanm 10 aralık 949 cumartesi günü saat 10 a tâlikine karar verildi. 1 Haftada Bir | Kadına bakmak meselesi Yazan: Fahri Celâl Tramvaym bir kendi halinde, gürültüsüz, müsterih seferinde idi. Kadınlı, erkekli, işimize, gazetelerinvze dalmış gidiyorduk ki arkadan doğru gayet ateşli,. alevli bir ses, çılgın ve vahşi bağırdı: Ulan eşşoğlu eşşek, namussuz herif, sana söylüyorum ulan pezevenk... Ne öyle anlamamazlıktan geliyorsun, işte ortadaki kör deyus!.. Sen ulan sen!.. Sana söylüyorum. Bir an herkes, hepimiz başlarımızı çevirdik, kimdir bu adam diye... Bu adam en arkada iki kişilik yerde, yanında kadın bir zattı. Çileden çıkmış, azgın, ağzı köpüklü, dehşet bir halde idi. Hitab ettiği zevat ise beş arkadaş idiler. Olmaz bir pişkinlikl» ortada, ayakta duruyorlardı. Damarlafında hiç mi kan yofetu? Hakikaten namussuz, pezevenk miydiler? Hatıb kemab' belâğatla devam ediyordu: Ulan kerhaneci her kuşun eti yenir mi?.. Ha anlamaya başladık. Demek bu beş arkadaştan körce gözlüBÜ yanmdaki bayana ya bakmıştı, yahud sulanmıştı, veya bir nazik yerine desti mizacı diraa etmişti. Adamdaki bu belâğat ve hitabet bundan ileri geliyordu demek. Tramvay ilerliyordu. Biz de: Eh... Yeter artık, içimizdajj kadın var, ayıbdır bu yaptığm...j Demek değil a, baş çevirmeğ bile mecal yoktu. Cümlemiz tı] olmuştuk. Hattâ nefes bile alaj mıyorduk. O beş ahbap çavuşlarf ise sadece susuyorlardı. Ne olur| du canım birinden biri gayret gelseydi, kanı galeyan etseydi,] be Allahm kulu bizden de mi tanmıyordun? 3 Erkeğin yanmdaki kadınsa mirıl mırıl yalvarıyordu: Allah aşkına, Allah rızasj için, ayağının turabı olayun... Eh yanında bir kadın, hezal^ yaprağı gibi titreyen bir kadınjj kıskanılan bir peresdide olduktan? sonra böyle bir kahramanlık pek de göze alınmaz bir şey değildLj Üstelik gözü ârızalı düşman da tabansızdı, ne demezsiniz... Niha^ yet tramvay bir yerde durdu/j çiftler indiler. Kör zat da arkaj larından inecek oldu: Etme, eyleme... dediler, vazgeçti. Yani vazgeçiverdf. Öy; le ya yiğitliğin onda, dokuzu kaç3 mak biri hiç görünmemek... * * * Şu hiddetli zatı haklı bulmak mümkün mü?.. Edeblı bir adam kıskançlıktan geberse bile herkesin gözünün önünde ateşıni böyle ortaya vurur mu? Mantık budur. Fakat gel gör ki mesele dışıye dayandı mı çileden çıkıyoruz. Erkeğin, yanındaki kachna bir başkasının bakmasına tahammülü yok. Horozların bile bahçeden bahçeye att tığı o ok gibi nâra ne kadar da meydan okuyucudur! Evet yanında kimsesi olmıyan kadına bakmajt hiç de fena olmuyor. Fa« kat erkeği beraber olunca o hır; sızlama, kaçamak bakışımızla; nasıl küçülüyoruz farkında ı... yız? Medenî diyarlarda şarklıyı bu huyundan dolayı derhal tanırlar. Şundan, şu ayıb ve tehlikeli Şeyden kurtulmaya baksak çok iyi olacak. Erkekli kadına nigeh endaz olmak utanılacak bir şeydir. «Türklstan Miislümanlarını kurtarmız) Âşığını zehirliyen kadın TUTUM BANKASI T.A.O. Yunan Dsvlet Tiyatrosumm baş balerini Tatiana Varouti, Devlet Operasının davetlisi olarak, dün bir Tngiliz u;ağile şehrimUe gelmiş ve akşam Ankiraya hareket etmiştir. Yunanistandaki tahsil flevresinden sonra Paris Operasında ve polonyada çalışan dansöz, dün hava meydanında kendisile görüşen bir arkadaşımıza hayatım «nlatarak çunları söylemiştir: « Baleye ılk defa on İki yaşımda başladım. Ondan sonra merhale merhale yükselerek bugünkü duruma eriştim. 10 senedenberi de Yunan Tiyatrosunda ç»lışmaktayım. Bir çok operalarda dansettim Geçen kış Fransaz ve Yunan devletlerinin müşterek yardımile Paris operasında çalıştım. Türkiyeye ilk defa geliyorum. Bu bakımdan heyecanı mbüyüktür. Ankara ve İstanbulda birer resital vereceğim. Bu arada Cemal Reşid Reyin, benim için yazdığı zeybeği oynayaoağım. Türkiyede resitaller vermek benim için hayatımın unutulmaz hâdiselerinden biri olacaktır. Türk operasım ve artistlerini hiç tanımıyorum. Artistler hakkında da hiç bir fikre sahib değilim Onları tanımakla şeref duyacağım.» Yunanistandaki sanat haı'eketleri hakkında da izahat veren Balerin şöyle devam etmiştir: « Yunanistanda bugün sayısız dansöz ve dans mektebi vardır. İlk zamanlarda, iyi Yunan aileleri çocuklarlnı bu mekteblere göndermekten çekiniyorlardı. Bugün ise durum tamamile değişmiştir. Bir çok iyi tanınmış aileler, şimdi çocuklannı bu mek ;eblere seve seve göndermektedirler. Bu ise, güzel sanatlar hareketlerinin süratle gelişmesine yardım etmektedir.» Daha sonra Türk . Yunan dostluğuna temas eden sanatkâr, son Atina maçları hâdiselerinin unutulduğunu, bu gibi sanat temaslarınm iki memleket arasındaki bağları kuvvetlendirdiğini sözlerine ilâve etmigtir. Kıymetli Yunan sanatkârını, Yeşilköyde şehrimizde bulunan Yunan Devlet Tiyat Çalışma Bakan.nın rosu baş balerini geldi dünkii demeci Baştarafı 1 inci sahifede tedir. Umumî hastahk siğortası kanununu geçen hafta Meclise sunduk. İki ay içüıde çıkacağını umut yoruz. Fikrimce bu sigorta kanunla$ınca çalışma hayatımızda büyük değişiklik olacaktır. İşsizliğe karşı yegâne çare memlekette geniş iş sahaları açmaknr Memleketimiz nüfusunun beşte dördü ziraatle meşguldür. Binaenaleyh kalkmmaya bu yönden başlanması lâzımdır. Yurdda umumî istihsal vaziyeti bire karşı altıdır. Bunu 9 a çıkardığımız gün umumî bir ferahlığa doğru gideceğiz. Bu «ebebîe Marshall yardımından en büyiik kısmı /iraat âlet ve makineleri getirtmeğe hasrettik.» Bakan, iş mahkemeleri tasarısının da bir kaç ay içiV.e kanunlaşacağını söylemiştir. Bundan sonra Bakan, Lokavt gibi, grev gibi meselelere temas etmiş ve bunların çok kere hedeflere ulaştırmadığını belirtmiş ve «Bizim tahakkuk ettirmek yolunda bulunduğumuz halk idaresi nizamında, zümreler ve sınıflar çatışmıyacak, dövüşmiyecek ve sınıf kavgasınm silâhlarına ihtiyac olmıyacaktır.» demiştir. Sözlerine devam eden Reşad Şemseddin Sırer, tahakkuku iste nen demokratik rejimin uzlaştırıcı bir düzen olduğuna, yoksa sınıf mücadelesini kabul eden, sınıfları bir takım silâhlarla cihazlamağa çalışan kötü ve köhne şekil olmadığına işaret etmiş ve mah'yetlerinin ne olduğu iyice anlaşılmadan politika mülâhazaları ile ortaya atılan bu çeşid mevzularla ktymetli vakitleri israf etmenin yersiz olduğunu söylemiştir. ÖLÜM Trafczonlu Hafrz Osman ve Pazar Ankara, 12 (Telefonla) Bas pederleri ve Mesut Keleş'in kayın bakan Şemseddin Günaltay, be pederi Dülgeroğlu raberinde İşletmeler Bakanı Mü' SÜLEYMAN REİS nir Birsel olduğu halde bugün saat 10.10 da hususî trenle An Hakkın rahmetine kavuşmuştur. karaya gelmiştir. Cenazesi 13 Kasım 949 pazar günü öğle namazjnı müteakıb Beyazıt Yunan sanatkârları, gazeteciler ve Kontiya şirketi mensublan caıniindeıı kaldırılarak Edirneknpı mezarlığına defnedilecektir. Hüda karşılamışlardır. rafamet eyliye. 1 Başbakan Ankaraya döndü Tekel müdürü Mehmet Alpeı'ia VİCKY BAUM Çevircn: VAHDET GÜLTEKİN Sonra, bu haberin uyandırdığı şaşkınhk sesleri arasında dışarı çıktı, kapıyı hızla fakat sessizce kapayıp yürüdü. MaryljTin bu kapanan kapıya gözlerini dikmiş, «Luke gelse de kendisine bazı şeyler sorsam. diye bekliyordu. Bu sırada son iğne de tesirini göstermeye ve etraftaki şekiller daha bariz bir hal almaya başlamıştı. Marylynn odadaki basit eşysyı, sıcaktan yaprsklan solup dökülen gülleri şimdi daha vazıh bir şekilde görüyor, dakikaların daha çabuk tiktaklarla geçtiğini duyuyordu. Sonra komidinin üzerindeki elektrik saatini farketti. Şu odanın dijindan da ne tuhaf sesler geliyordu! Luke hâlâ görünmemişti. Marylynn, bütün vücudünün ağrıdığını, kalbinin geçen zamanı sayar gibi hafif fakat çabuk çabuk atışını tekrar duymaya başladı. Gözlerini kapadı. Tekrar açtığı zsman, Luke karşısınciaydı. Gomleklejdi. Pek perişan ve şaşkm bir hali vardı. Çözülmüs veya yırtılmış olan kravatınıj O sırada içine ince ve keskin bir acı saplandı. Miss Cripps gene yanındaydı. « Kocanla görüşmek ister misin, yavrum? Doktor müsaade etti. Çağırayım mı?» Maryljmn şaşırmıştı. Kısık bir sesle: «Kocam mı?> dedi. «Burada mı?* Zihni o kadar uzaklarda dolaşmıştı ki göige ve hatıralardan ibaret olmıyan nakikî şahısların hakikaten burada bulunabileceklerine inanamıyor gibiydi. « Tabiî burada, yavrum. Ta sabahtanberi dışarıda bekliyor.» Marylynn, müteşekkir bir halle: « Çağırın ya, lutfeı.» dedi. cÇağırın, Luke gelsin içeri.» Şimdi şaşırmak sırası Miss Cripps'e gelmişti. ' Luke mü dedin;z? Yani Mr. Luke Jord&n, ev/alâ onu mu görmek istiyorsunuz.' Öyle mi?» « Evet, lutfen çağırın Luke'u.» Miss Cripps, gücüne gitmiş gibi bir tavırla, omuz silkip vürüdü. ara odanın kapısını açıp h?her verdi: « Hasta evvelâ Mr. Jordan'ı Cörmek istiyor.» düzeltmekle meşguldü. Sanki sarhoş kavgasından yeni çıkmış gibiydi. Fakat Marylynn onu gayet iyi tanırdı. Onun için sarhoş falan olmadığmı anlamıştı. Fısıltı halinde bir sesle: « O! Luke, geîdiğine öyle sevindim ki!> dedi. «Bir şey anhyamıyorum. Ne oldu bana?» • Fazla koiuşman iyi değil, şekerim. Ben konuşayım. sen dinle. Gayet iyisin.» • Evet ama, Pokey nerede?» « O da iyi. Bak beni dinle, yavrum...> • Pokey bana öfkeîenmişti. Şimdi hatırhyorum.» « Evet, biliyorum. Bunu sonra konuşuruz.» • Hâlâ öfkeli mi acaba? Çok kızmıştı bana çünkü.» • Yo, sana kızgın falan değil artık. Ama sen de ona kızmıyacaksın, değil mi? Söz mü?» Söz ama, ne oldu?» ' Pokey seni yaraladı, yavrum.» « Pokey mi? Sahi söyîe?» Evet, yaraladı. Bilmiyor muydun bunu? Şimdi sen bana bak, yavrum. Beş dnkikadan fazla konuşmaya mösaade yok. Halbuki söyleyeceğim gayet mühim. Biraz sonra buraya gayet kibar bir adam gelecek, sana bazı şeyler soracak. Polistir ama, çok kibar Kr adam. Dinliyor mujun. yavrum?» Marylynn muti bir tavirla: «Evet, Luke,» dedi. «Dinliyorum...» ÜÇÜNCÜ KISIM Luke Jordan bir gün Dale Corbett'ten: «Soğaa gibi tabaka tabaka bir adam» diye bahsetmişti. Ük tabaka olarak insaniyetperverlikle dolu, tath yüzlü bir cild geliyordu. İkinci tabakada muvaffak olmuş bir kasaba çocuğu vardı ve onun siyasî hayatmda bu kasabalılığın büyük bir payı olmuştu. Bunun altında akıllı, zeki, hattâ kurnaz ve hesabî bir adam geliyordu. Fakat bunların hepsine yumuşaklık veren bir tabaka daha vardı ki bunu da ferdî meziyetlerden ziyade doğduğu yerin hususiyetleri olarak sahib olduğu bazı hoş taraflar teşkil ediyordu: İyi kalbhlik, iyi komşuluk, yardımseverlik gibi, hudud bölgesinden olan kimselere mahsus bazı hususiyetler. Soğanın göbeğine doğru gidildikçe, Dale Corbett'in hüviyetini teşkil eden tabakalar kalınlaşıyor, sağlamlaşıyor ve sıklaşıyordu. Bunlar arasında kendini beğenmişiik, farfaracıhk mühim bir yer tutuyordu. Sonra tekrar incecik bir zar daha geliyordu ki Corbett'in iradesi dışında kalan bu tabaka onu bazı fikir kelebeklerinin arkasmdan koşmak veya Marylynn gibi tehlikeli bir kaduıa âşık olmak hatalaruıa sürüklüyordu. Geri kalanı ihtirastan ibaretti. Bir gün Amerikan Cumhur Başkatu olması iht4Twij bulUDan bu genc avukatı böyle tabaka tabaka soyduktan sonra en nihayet gördünüz ki, içinde kalb denen şeyden eser yoktu. O sabah, Lee Crenshaw'ın o hiç beklenmedik gelişi üzerine Corbett çılgm bir öfke içinde hastaneden ayrılmıştı. Marylynn o anda ve oracıkta ölüvorseydi içinden: «Oh olsun!» derdi. Aldatılmıştı. Zihnini kurcalayıp duruyor: «Ne zaman, nerede, nasıl bir şey yaptım ki Marylynn beni aptal yerine kcymaya lüzum gördü?» diye düşü.ıüyordu. Vakit öğleye geldiği zaman o da artık kanaat getirmişti: Bu son hatası tamir kabul eder cinsten değildi. Gazetel^r onun Marylynn'le evlenmek niyetinde olduğuna dair pek acele ve pek emin bir şekilde verdiği demeci, o büyük aşklarından bahseden güzel sözlerini büyük başlıklar altında neşretmişler ve bunun yanıada da Marylynn'in Lee Crenshavv adır.da, taıunmamış bir adamla üç haftadanberi gizlice evli bulunduğuna dair olan haberi de vermişlerdi. Başhklar onunla açıktan açığa alay ediyordu. «Star Tribune» ın dedikodu sütunu muharriri Schreckenb^ehar ondan «romantik hayalperest» diye bahsediyordu ki siyasetle uğraşan bir adam için bundan daha kötü bir vasıf olamazdı. (Arkast var) BÜTÜN GENÇLERİN BÜTÜN EVLİLERİN BÜTÜN ANA BABALARIN ve mestıd bir ömür siinnek istiyen her yastaki insanın alâka ve istifade ile okuyacağı açık bir dille yazıbtıı? yazılar: Cinsl hayatı yükselrme yolları Ord. Prof. M. Şekip Tunç Cinsî terbi^nin önemi Prof. Dr. Sadi Irmak Cinsî perhiz zararlı mıdır? Prof. Dr. H. Stone İktidarsızhk ve erken inzal Prof. Dr. W.S. Pugh Evli kadınm cinsiyet meselesi Secrets Cinsî anormallikler Prof. Dr. M. S. Everette Kısır kadm nasıl gebe kalabilir? What's New Cinsiyet hormonlan ne iş görürler? Psycosomatic Medicine Cinsî endişeler sıhhatinizi tahrib eder Prof. Dr. W. Harway Doğum hakkında 40 sual Prof. Dr. C.H, Davis Oğlu Hafız Osman VALA SEHON Ue (\ İSAK GOLDENBERG Nisanlandılar. Beyoğlu, 12/11/1949 HAVA H A B E R L E R İ Uçakla seyahat, günden güne laammüm etmekte ve âdet haüne gelmektedir. Havayolları kumpanyaları, bir kaç saatlik misafirîerine daha fazla konfor temin etmektedirler. Bir kaç sene evvelki hava yolculuğunun yapıldığı şeraitle bugünkü seyahatin rahat v'e konforu arasında kıyas kabul etmez derecede farklar vardır. Kattâ bazı uçaklarda şampanya bile takdim edilmektedir. Bunun da yalnız AİR FRANCE Havayolları kumpanyast yolc»larma tahsis edildiği de Dır hakikattir. AİR FRANCE Havayolları Kum panyasının tesadüfen gördüğümüz îon yolcu listelerinde çok miktarda kayıdlı şahsiyetler arasmda: Faıis Türkiye sefiri sayın Bay Menementioğlu, tanınmış tayyarccı kadın Mlle Jartueline CochraneL Cumhuriyet Gazetesi sahibi ve başmuharriri Bay M. Nadir Nadi. İn» giltere sefiri 2evcesi Lady Char» les, M. Russell D.»ır P r r ^ r r Dr. Bay Tevfik Sağlam, Bay ve Bayan Walter Lippman vesairenin ifimlerini okuduk. Ve bu ayarda daha 30 makaleyi SEKSOLOJİ (Cinsî Bilgiler) mecmuasımn 7 nci EKİM ve 8 inci KASIM sayılannda okuyum lUZ. 68 SAHİFE 50 KURUŞ (Sayısı) Bayilerde araymız. Senenin orijinal şiir kitabı çıktı. BEYANNAME İçinde: Beyanname Kırmızılı Yâr Şarkılı Hasso ve Memo Erik ağacımız Hürriyet Sevinci adlı şiirler bulunan bu kitabı Kitabevimizden ve şairi «Rıza Beşer, Kâzımpaşa okulu başöğretmeri . Geyve» adresinden, imzah olarak, 25 kuruşluk posta pulu mukabilinde tedarik edebilirsiniz. RIZA BEŞEK ^ ^ İNKİLÂP KİTABEVt ^m
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle