18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
12 Kasım 1949 CLMHLKİVET BİR DAKİKA; AliErtekinin Mecliste görüşülen ve geri duruşması bırakılan sözlü sorular Saruk. cinayet mahallinde yapılan keşfe aid zabtı imzalamaktan istinkâf etti Kırklareli 11 (Telefonla) Solcu muharrir Sabahaddin Aliyi Bulgaristana kaçırırken öldürmpkten sanık Ertekinin duruşmasına yarın Kırklareli Ceza mahkemesinde devam edilecektir. Bir evvelki celsede verilen karara göre, yarın şahidlerden şimdiye kadar bir türlü dinlenilememiş olan Aziz Nesin'iu İstanbul Ağırceza mahkemoEİnce alınan jstinabe ifadesi okunaca*tır. Bundan başka yarınki celseye geldiği takdirde şahid Süleyman Yanbolu iîe Ahmed Çatalcada yüzlejtirilerek dinleneceklerdir. Ay nı zamanda 6 kssım tarıhinde ci1 nayet mahallinde yapılrnış olan keşif raporu ve zaptı da okunacaktır. Fakat sanık Ali Ertekin kejif raporunu tatmin edici bulmamaktadır. Bundan dolayı keşfe aid zaptı imzadan istinkâf etmektedir. Baştarafı 1 inci sahifede i maddeye geçiyoruz» dedi, Tahtakıhc şöyle itiraz etti: oBaşbakanm ahsen bulunmaması, bir mesele teşkil eder mi? Kamutayın şahiyeti maneviyesi, Başsbakanın hergün nerede olduğunu takibe mecur değildir. Başkanhk Divanmın gündemin tanziminden başhyarak, ç tüzük hükümlerine uymıyan muameleleri, Kamutayın dikkatini çeek mahiyettedir. Burada g a ş bakanı temsil eden yardımcısı ve Hükumet erkânı haztr bulunuyor. Onlardan bu hususta hiçbir tek'if eya mütalea gelmediği halde, Başkan, Meclisin mümessilliği vasinı umıtarak ve Başkanhk Divanının tarafsızlığını bir yana atarak, Hükumet temsilcisi gibi konuş maktadır. Hükumetin sözeülüğünü yapmaktadır.> Daha sonra kürsüye gelen Nihad Erim, gensorunun Başbakanm şahsına açıldığını, şu anda ise Başbakanın böyle bir Lstizahtan resmen malumaü dahi olmadığmı kaydederek, gelecek oturuma bırakılmasını rica etti, Hasan Dincer; «Gensoru, Başbakanın şahsına değil, makamına tevcih edilmişti.» diyerek, noktaı nazarında ısrar ettiyse de Cevdet Kerim İncedayı, sesini yükselterek şunları söyledi: «Başkanlık, her şeyden evvel, Meclisin iradesinin tshakkukundan başka bir şey düşünmez, Tahtakılıcm sözleri indîdir. Şahsma aiddir. Geçiyoruz diğer maddeye.» dedi. Bu sözleri yalnız Tahtakılıc alkışlamakta iken gündemin diğer kısmına geçildi. Diğer sözlü sorular dar salonda bulunan Aydınlının yerinde olmadığı görüldü. Bu sebeble takrir tehir edildi. Bundan sonra Reşad Aydınlının salona girdiği görüldü. Osman Nuri Köninin muhalefet namına konuşanlar hakkında yapılan takibata dair. Başbakanlıkla Adalet Bakanlığından sözlü sorusu okununca, Fiuad Sirmen kürsüye gelerek, kendisine taalluk eden, hususata cevab vereceğini, fakat Başbakan adına konuşamryacağım kaydetti. Çoşunluğun tasvibile bu sözlü soru da Başbakanın gelme£İne tâlik edildi. Maliye Bakanım alâkadar eden ve bir tanesi Matosvana dair olan üç sözlü soru bütoe meoburiyeti dolayısile, Maliye Bakanınm talebüe, aralık ayının 7 sine bırakıldı. İsmail Rüşrü Aksal, bu husu.sta soru sahiblerile de mııtabık kaldığını beyan etti. Hüseyin Ulusoyun, öğretırıenler hakkında, Millî Eğitim Bakanhğın dan sözlü sorusuna da Tahsin Banguoğlu, uzun uzadıva cevablar vererek. Br.kanlığa verilen kadroların. memleketin muhtac olduğu yerlerde, azamî şekilde verimli olması için tcdbirler alındığını, vilâyetlerin kendi çevreleri içinde yapılan nakillerin 1117, vilâyetler arasında Bakanhğın emrile de 152 öğrçtmenin naklinden ibaret olduğunu, bunun da 35 bin kişilik kadronun yüzde 3,5 unu teşkil ettiğini, ve nihayet nakledilenlerin yeniden okutacakları çocuk sayısının 5 0 6 0 bin arasında olduğunu anlattı. Cumhur Başkanı. dün Meclise gitti A n k a r a , 11 (Telefonla) C u m Almanya hakkında Üçlerin kararları Baştarafı 1 inci sahifede sğır mes'uliyetirii müdrik olarak, çalısmışlardır. Dış İşleri Bakanları, bu mes'uliyeti azimli bir şekilde karşılamak kararında olduklarını belirtmek istemektedirler. Zira hiçbir memleketin komşulannın baıış ve güvenliğini tehlikeye SOÂnıası kabul edilemez. İşiıt kolayı Yeni Matbuat Kanunv, (Sanki mer'iyete girecekmiş gibi!) birçok gazeteci orkadaşlartmızı tclâsa, düşürdü. Şiddetli hükümler hanl hanl tenkid ediliyor. Bizce buna lüzunt yok. Çünkü bu kanun meriyete girerse gazeteler de hep bhden isim değiştirip, 1 numarah Ulus'a yer bıraktiktan sonra, 2. N. Vlus, 3. N. Uhıs, 4 N. Ulus ve ilh... diye imişara başlarlar, iş de kendiliğinden olup biter. Üzülecek ne var ki?... D . \. Bedestende bir dolabın içinde açılan resim sergisi Baştarafı 1 inci sahifede çuk metre kadar da derinliğe sahib olan dolabdan bozma bir dükkânın içerisinde açılmıştır. Bir elbise dolabmdan biraz büyük olan bu dükkânın önünde biriken kalabahk, birbirinin omuzu üzerinden eserleri seyretmeye çalışıyor... İşte, karşımızda Rüstempaşa camiinin içerisini gösteren güzel bir tablo; onun yanında Erzincanm Dersim dağları, Kireçburnu, Meriç nehri.. Tam orta yerde de, Atatürkün hâtırasını tazizen yapılmış (ihtiram geçidi) isimli bir kompozisyon... arzuma, kulaklarını tıkamak suretile mukabele gösterdiler. B. M. Meclisi ve C. H. Partisi Genel Sekreterliğin* başvurarak. Ankara veya İstanbul Halkevlerinden birisinin lokalinde sergi açacağımı bildirdim Büracaatim iyi karşılandı ve bir yıl sonra Ankara Halkevi salonunun bir an için sergirne tahsis edileccği va'dini aldırn; fakat bir yıl sonra, Halkevi Başkanlığı. salonun yalnız evlenme törenlerinde kiraya verildiğini ileri sürerek, arzumun yerine getirilemiyeceğini bildirdi. Eminönü Halkevi salonu da kütüphane olarak kullanılıyormuş. Bu sebebler vüzünden, kelkıp Bedestene geldim. Dünyanın hiçbir yerinde, bir sanatlvâr. bu kadar fazla müşkülâtla karşı karşıya kalmaz. Bu gidişle, Bedestenin yakında bir sergi sarayı haline çeleceğini söyliyebilirim. Varsın, bizim serrievimiz de cambazlara tahsis edilsin...» Havaiyat! ir Ankara haberi daha evvelden bildiğinıiz bir şeyi teyid ediyordu: Ankara civarında dünyanın cn büyük tayyare maydanlarından biri yapılıyormuş. Yeşilköyde de aynı şekilde büyük bir meydanın tesviye ameliyatı çoktanberi başlamış bulunuyor. Bu mcydanları Amerikalılarııt yapmakta oldıığu da verilen malu^' mat cümlesindendir. Türkiye, coğrafî vaziyeti itibarile, ezeldenbcri mühim bir geçid yeri| dir. Akdenizle KaraHenizi bağla^ yan Boğazlar Türkiyededir. Avrupa ve Asya kıt'.ıları Türkiyede öpü! şürler. Eğer Rucya şimdiki gibi bir; yasak dünya 'blmasa şimallc cenub arasuıdaki ulajtırmalar hep bizdcn geçerdi. Londra . Bağdad yolu demir ve kara yolu gene bizdcn gcçer.' Şimdi hava seferlerinden bir kısmı' da bizden geçiyor. Londra Hind hattı gibi. ! Lâkin kabul etmemiz lâzım: Bis hava meydanlartmızı komşularımus kadar şenlendiremedik. Bir buçuk saat uzağuuzda olan Atina ha«| va meydanının harcketi, bizinj: cn kalabalık meydanımız olan Ye' şilköyden bir kaç misli fazladır. Almanların bıraktıklan demir söşeli meydanda her an ya bir tayyare kalkar veya iner. Kahirede ise birisi büyük, diğeri az daha küçük iki meydan faaliyettedir. Bunlar da büyük meydanlardır. İstanbul Yakın Şarkın en büyük tayyarc limanı olmağa namzeddir. Bunun için yalnız meydan japmak kifayet etmez. Meydana geleceklenn b t i rahatleri, tayyarelerin teknik ihtiyaçları. bunlara yapılacak muamelenin sadeüği, polis \e gümrük kayıdları, ve nihayet memleketteki rurizm davasının alâkası da bu işlcrde büyük rol oynar. Diğer taraftan iç havacılığın da inkişah lâzundır. Bizim hava servislerimizin kânna işlediğini vaamıyoruz. Bunlarm bilânçolan eli« mizde olmadığı için o vadide mütalea beyanından crkiniriz; fakat nıeselâ Atina ve Ruma scfcrlerinin kaldırılmış olmalaıı. Dcvlet Havayolları için iyi bir not teşkil etmcmiştir. Bu seferler bidayette yajtıldığı iddia edilcn ctüdler üzerina ihdas edilmişti. Bu etüdler yaıvlış mı yapıldt da sonu bontk çıktı? Yoksa yeni şartlar mı bizi bu karara sevketti?. Biliyoruz ki: Atina ve Roma se« feılerini yapan tayyarclerimiz ay, larca boş gitti. grldi. Bunun scbebi ne idi? Ben size anlatıvcreyim. Biz her zaman hava yolile seyahat eder. hattâ çok seyahat cder bir mület deçiliz. O sebeble dış hatlarıınızdR çalısan tayyarrlerünizl yabsncı tayvavplcrt tercih ederek daima Uold.'tracak Türk yoVııları yoktur. Üatelik bu hatta işlcyen^ başka yabancı teyyareler vardır ki;, bizünkilerden daha mükemmel va, daha büyüktür. Fiatlara gelince; bu hususta mevcud beynehnilel anj laşmaya dahil olduğumuz içia na»j vul ücretleri aşağı yukarı aynidüy' Böyle olunca da bizim tayyarclera' kimse hinmez, Açık konuşuyoruz. daha büyük. daha süratli ve daha mükrnımel bir tayyare dururken, daha küçük. daha az süratli ve üstelik irtifa ayarlaması mevcud olmıyan bir tayyareye aynı ücreti vererek biner misiniz? Bu hatlarda çalışan ve bizunkilerin eşi olan çift nıotörlü İngiUz tayyarcieri bile. eğer başka yeılerden aktarma yolcu almazlarsa dolmuyor. Bunun içindir ki: bizim tayyareler bu hatlarda boş denccek derecede az yolcu ile gitti geldi ve tabiî ziyan etti. Bunun üzerine de hat kaldırıldı. Bizim için bu ücret ittihaduıa girnıek hatalı idi. Bakınız İtalyanlar bu kayda tâbi değillerdir ve öteki şirketlere rekabet edrrek ucuz yolcu taşıdıklanndaıı daima doludurlar. Bizim de yapacağunız yolıuıu bulup bu ittihaddan çıkmak, yahud diğerlerine nazaran.yolculara başka avantajlar sağlamak, bilhassa nefis yemekler vermek, tarifcleri ve hareket saatlerini çok iyi seçmek, hele bu hatlara büyük tayyareler koymaktır. Şahsan kendimiz de dahil olduğumuz halde herkes, tay>arelerimizin sevk ve idaresinde pilotlarımızın gösterdiği dikkat ve mahareti övmekte müttefiktiı. Lâkin yahuz bu kâfi değildir. Bugünkü rekabet âleminde tutunabilmek :çia mükemmel vasıtalar. ve ileri işlet* me fikirleri lâzundır. B. FELEK Amerikadan İsmet İnönüye gönderiiecek olan hindi Mc Minnvüle (Oregon) 11 (A.P) Türkiyeye bir hindi gönderen basın bürosu, bu işi düşünen zatı da hatırdan çıkarmamıştır. O da Türkiyeye gidecektir. Bu zat Oregon'un Salem kasabasının sakinlerinden olan Gene Malecki'dir ve Pasifik sahilleri hindi sergisinin genel sekreteridir. Türkiye Cumhur Başkanı Ismet înönünün Hususî Kalem müdürü Cemal Yeşil, Başkanın, hindiyi almaktan büyük bir memnunluk duyacağını bilirtmiştir. Hindinin sahibi ve yetiştiricisi Norton ise. Gene Malecki'ye, hindiyi şahsan çö turmesi için bir devri âlem seyahati bileti almıştır. Malecki, 19 ka«ımda İstanbul tarikile Ankaraya gitmek üzere hareket edecektir. Ankara, 11 (Telefonla) Bu h u r B a ş k a n ı İsmet İnönü, b u g ü n gün, Meclis gündeminde olan söz a k ş a m a d o ğ r u sözlü zoruların roülü sorulardan bir kısmı, başka zakereleri d e v a m e d e r k e n . B ü y ü k celselere bırakıldı. Bu arada Re Millet Meclisine gelmiş, bir m ü d şad Aydınlının, Başkan Yardım det kalmıştır. İnönü, A n k a r a d a k i cısile, Millî Eğitim Bakanının, ge meçhur m e r d i v e n altında o t u r m a k Isparta tepelerine kar yağdı zilerde yaptıkları toplantılar hak ta olan milletvekillerile neşeli hasbihallerde b u l u n m u ş , geç vakit İsparta, 11 (Hususi) Ü ç gün kmda, Başbakanlıktan sözlü soruMeclisten ayrılmıştır. denberi devam eden şiddetli fır su okunduğu sırada o zamana kaIflmnilllllllllllllllllllllllllliHiııııııı tına ve yağmurlardan sonra şehrin doğusundaki tepelere mevsimin ilk karı yağmıştır. Havalar da birdenbire soğumuştur. Amerikan Ordu Bakanının beyanalı Greenville, Kuzey Caroline 11 (a.a.) .Birleşik Amerika Ordu Bakanı Gordon Gray, bugün mecburî askerliğin lehinde konuşmuştur. Bakan, mütarekenin yıldönümü günü münasebetile eski Muharibler Grupu önünde şunlar söylemiştir: « Son iki harbde hiç de müsaid olmıyan şartlar • altında savaştık. Tehlikeli bir surette geri kalmış bulunuyorduk Modern harbin açılış ve idare e• dilişindeki sürat, dikkat nazara ahnırsa askerî kuvvetlerimizin ancak pek azı eğitime tâbi tutulduğundan yeniden bir harbe girdiğimiz takd,irde karşılaşacağımız tehlike kolayca anlaşılabilir, Yeni bir dünya savaşı Birle şik Amerikaya, bütün masraflar dahil olmak üzere üç bin milyar dolardan fazlaya. yani geçen harbdekinin 9 misline yakın bi meblâğa malolacaktır.» Yichinsky'nin atoma dair sözleri Peyk devletlerde mukavemet arttı Ba.;tarafı 1 inci sahijede tiği kadar atom bombasına sahib olabiliriz.> Heyecanlı bir sesle konuşan Vichinsky şunları da ilâve etmiştir: « Biz Sovyet Rusyada atom enerjisini. iktisadî ihtiyaclarımızı temin yolunda kullanıyoruz, dağları yükseltiyor, vahşi ormanlardan yol açıyor, sulamlar yapıyoruzTabiatin sertliğini atom enerjisiaden faydalanarak yumuşatmakta ve araziyi verimli bir hale getirmekteyiz.» Siyasî çevreler Rusyanm yeai bir propaganda <aarruzuna girişmiş olduğunu belirtmektedirler. Atomdan faydalanan bu propaganda Urallarda bir dağm yerinden oynatıldığı hakkındaki haberle başladığı ve Vichinsky'nin sözlerile devam ettiği ilâve edilmektedir. Baştarafı 1 inci sahijede tevkif edilmis.Hr. Yakında muhakemesinin başlayacağı biidirilmektedir. Bıılgaı istanda Diğer taraftan Bulgar.'standa rmıha'efet o derece artmış ve tevkif hareketleri o krdar genişlemişıir ki asayiji muhafaza etmek imkânsız bir hale Kelmiştir. Bulgar komünizminin bü ün teşkilâü ve bütün asayişi sarsılmıştır, zira tevkif edilenler arasında Asayiş Bukanlığı şahsiyetleri de bulunmaktadır. Bundin, bazı milislerin öldürüldüklerine ve ufak tefek isyan hareketlerinin çıktığına dair son gün!erde verilen raporların doğru olduğu neticesine varılmıştır. Bütün bu ^evkiflerin başlamak üzere olan Kostov muhakemesi ile ilgili olduğu zannedilmektedir. «Her iki cihan harbi de militarist zihniyetten doğduğu ve burada Dış İşleri Bakanlarile temsil olunan memleketler Almanyayı işgal altında tuttukları içindir ki, dünyadaki barış mettlesi üzerinde >vpı lan tetkikler esnasında tabii olarak Almanyanjn Avrupa ile münasebetleri ve Almanyadaki vaziyc'.le bu memlekete karşı güdülecek po• Başmakaleden devam ütika, geniş mikyasta ele aüna»ak her gün pertavsızla okurincelenmiştir. lar. Bir cümle. hazan bir kelime Dış İşleri Bakanları işsal statü yü/ünden biz ikide bir mahkemcyi sünde de belirtilmiş olduğu gibi boylarız. Fakat içinde mikıobların federal cumhuriyete Almanya iş kol knla dans ettiği ynğurt kâ^elelerinin idaresinde geniş nisbetta ri, yü/de kırk sıı katılmış süt sişehareket serbestLsi vcrmek politika leri, bozuk vağlar. sakalattan yapılma sııcuklar. kokmılş yıınııırtasını bir kere daha teyid ederler. Bakanlar aynı zamanda Alman lar bİ7İm sokaklarımızda hanl hahalkının Avrupa camiasına katılma nl satılır. Halkın sıhhatini knru5inı desteklemeyi yerinde bulmgk mak kaygısı ile harekete gerip de tadırlar. Bakanlar bu kararları ve falan mücssesenin bozuk mal satrirken, federal Alman cumhuriyeti tıüını bir ya/mava görelim. Alimhükumetinin barışçî niyetleri ve allalı Herlıal yakamı/a yapışırlar vc demokrasi, hürriyet ve barışa hür ishat mishat demeğe vakit kalmakmet dava5ina bağlı olan milletler sızın hakarct nıaddesinden cüme le birleşmek ar?.usunda olduğu yo gideriz. N'eymiş? Vatandasın haykasdetmişiz. Beriyanda lunda daha kuvvetli deliller vere sivetine koskoca bir millctin sıhhati ile oyceğini gözönünde tutmuşlardır. Dış İşleri Bakanları yukarıda nıvanlar. hasın kanununıın yüksek sayılan gayelere erişmek için Ai himayesi altında keyiflerinc bakarmanyadaki yüksek komiserleriae lar. gerekli talimatı vermiş bulunmakBu 7İhniyeti bir an öııce kafatadırlar.» mızdan silkip atmaya hakmalı.rız. Tebliğde anlatıldığı gibi Alman Demokratik rejimlerde halkın sıhyadaki fevkalâde komiserlere lâzım hati pahasına para kazanmak. en gelen talimat verilmiş olduğu için asajı vatandasın sercfine dokunönümÜ7deki hafta zaıfında komı mak kadar büyük bir suçtur. İkiııserler, Bonn hükumeti ile müza cisini korııyalım derken birinciyi kereler yapacaklar ve vaziyet bu feda ctmemeliyiz. konuşmalann neticesine göre inAsıl ntevzudan hiraz kaydığım kişaf edecektir. için özür dilerim. Bununla beraBakanlar Parislen a\ııldılar ber. ihrae mallarımızın kalilesini Bu fabah Mr. Bevin. Mr. Acho yiikscltme çareleriııi araıkcn clıinc son la bir buçuk saat kadar eörüş dnlaşa basın kaıuımına sclip takılmüş. daha sonra Mr. Bevin haredıtnsa, bu da her halde mev/ımket etmiş, Mr. Aclıeson da Fransa mııza hütün bütün avkırı sayılmıBaşbakanı M. Bidault ile görüşyacaktır, diyorum. Basının hür tükten ve ziyafetinde hazır oldukı^n olmadığı bir yerde, netice itibarile sonra Frankfurta gitmiştir. Pazar günü Bonn'da bulunacak ve batılı her şey bozulur. haıtâ hasın lıile. müttefikler tarafından verilen ka Nerede kalmış ihrac mallaı ııııi'in rarları Alman liderlerine tebliğ kaiitesi? Tiirk yumurtası Dolabın başında duran, beyaz saçlı, uzun boylu ve çekingen yaıadılışlı bir zat, curmadan ziyaretçilere izahat veriyor. Bir aralık, küçük galerinin önünde biriken halk dağıldı. Sanakârla karşı karşıya kalmıştık. Kuleli ve Galatasaray liseleri eski muallimlerinden olduğunu öçrendiğimiz ressam Fuad So?'hana: • MuhEtabım. gözlerine biriken Ese'lerinizi teşhir edecek baş vaşlaıı sas; plinin tersile kuruladıkk& bir yer bulamadınız mı, diye tan sonra ilâve etti: sordum. « Benim en fazla elem duySanatkâr, tabloları parmağile aös duğum şey nedir, bilir misiniz. tererek: Dün, Atatürkün ölüm yıldönümü « İşte bu gördüğnüz eserleri, münasebetile, Ankara radyosunda dedi, her yere başvurduktan son Büyük Atanın, Cumhuriyetin onunra, bu küçük dolabda teşhir etmek cu yılında söylediği nutku dinlemecburiyetinde kaldım. Hiç kinı dim. Bu nutuklarında, Atamız, senin uğıamadığı şu daracık yerde sanatkârlar hakkında aynen şöybile, sanat eserlerine karşı alâka le diyorlardı: tYüksek Türk milduyan insanlara tesadüf ettim ve letinin şiizel sanatlara sevgisini bu arada, ondan fazla tablo iata mütemadiyen ve her türlü vasıta bildim.» ve tedbirlerle besliyerek inkişaf ettirmek milli ülkümüzdür.» Bu izhattan sonra: < Ah bilmezsiniz!. dive içini Nutku dinledikten sonra, hıçkıra çeken muhatabım sözlerine ağır hıçkıra ağladım ve kendi kendiağır devam etti: me: »Ey Atam, gel cîe gör, bizler, « Sergi açmak. zannedildiği sergilerimizi nerelerde açıyoruz.» kadar kolay bir iş değil. Beni en dedim. fazla müteessir eden şey şu olSanatkâr. gözlerinin yaşını sildu: Fransız Konsoioshanesi. sa'on di ve etrafına biriken meraklılara larının sergime âmade olduğunu tekrar izahat vermeye başladı... bildirdiği halde: h^lkevleri, bu Necdet Evliyagil Şehir Tiyalrosu falimatnamesi Baştarafı 1 inci sahifede lan sanatkârlar bu tahdid kararından memnun dcğillerdir. Belcdiye ise artistlerden bir çoğunun dışarıda bu gibi işlcrle meşgul olmak suretile yorulup hakikî vazifeleriui ifa edemiyecek bir hale gcldikbrinden şikâyetçi olup yeni talimatname ile memlekette en yüksek maaş alan memurlar dcrecesinrle kendilerine maaş tahsis edildiğibinaenaleyh senenin sncak dört, beş ayında vazife görecek fanatkârların dışarıda iş yapmalarınm doğru olamıyacağı miitaleasındadır. Diğer taraftan Belrdiye. talimatnamenin tathikına girişmiş ve tiyatroda yapılacak tasfive işlerilc meşgul olmak üzere Sehir Meclisinden Hamdi Rasim Bütün. Meliha Avni SÖ7en. Sehir Tivairosundan Vasfi Rıza Zobu. 1 Galib Arcan ve tiyatro müdürü Zeki Coşkundan mürekkeb bir heyet seçmiştir. Bu heyet bilfiil işc başlamıs olup Şehir Tiyatrosunun yeni kadrosunu tayin edecek ve maaşlı kad royu isimlendirecektir. Şehir Meclisinin kabul ettiği karl roya göre. Şehir Tiyatrosu sana kârları 54 ten 48 kişiye indirilecektir. MaamaMh bir kısım artistler bu talimatnameye uymak Lstemecîiklerinden tiyatrodan ayrılmaları ihtimali vardır. Cahide Sonkunun tekrar yeni kadroya almmasına çalışılmaktadır. Amerikan sefirleri İstanbulda toplanıyor Başiarafı 1 inci sahifede teşan George Meghee. iki haftaya kadar Amerikadan İstanbula harckct edecektir. Kendisine Yakındoğu ve Afrika işleri bürosu direktörü Berry ile mezkur bürodan Matti^on rc.'akat cdeceklerdir. İstanbul konfcransına iştirak • decek olan Amerikan siyasi temsilcilcri şunlardır: Caffery (Kahirel. Grady CAtina). Wiley 'Tahran). Wodsworth (Ankarai. Mc Donald (Telâviv), Crockcr iBacdad). Childs 'Yemen), Finkerton 'Beyrut). Keeley ıŞam), Fritzland 'Amman) Venburdett 'Kudüs konsolosu).. İlâve edildi&ine sörc. bu konisrans. dünyanın muhtelif kısımiarındaki Amerikan teır.silcileıini oir araya getirmeği hedef tutan konfcranslar serisine dahil bulunmastadır. edecektir. NADİR N.VDİ Amerikanm medenî haklar programı Washington, 11 (A.P.) Başkan Truman bugün verdiği demecde, medenî haklarla ilgili yeni kanun tasarılarımn Kongre tarafından kabulünü kuvvetle tavsiye etmiştir. Truman'ın, medenî haklar prog ramı meyanmda, linç etmek suretile adam öldürmeyi federal bir suç mahiyetine sokacak bir kanun tasarısı mevcuddur. Aynı tarzda renk, ırk veya din sebebile işçi istihdamında tefrik gözetmek usulleri de suç sayılacak, bazı güney eyaletlerde federal seçimlere giren seçmenlerden alınmakta olan seçim vergisi lâğvedilecektir. Başkanın bu programı, 1943 Cumhur Başkanlığı seçimlerinde kendisine 4 güney eyalette oylar kaybettirmişti. Başbakan Kütahyada Baştarajı 1 inci sahifede muştur. Günaltay hitabesinde, ziraat alanında gelişmenin şimdidsıı başladığmı kaycîettikten sonra demiştir ki: « Fazla hutubatı iyi muhafaza etmek ve g^roğince dışarıya sevketmek için silolar yaptıracağız. Bunları İstanbul ve İzmir gibi ıhrac merkezlerinde kuracağız. İstihsalimizi fenni vasıtalarla sevketmek için plânlar tertib edilmektedir, VatandaşHıa düşen vazife bol bol gelen trak'ör ve biçer döğerlerden istifade etmek, alınacak bol mahsulü harice sevke uğraşmakür.> Başbakan konuşmasmı yaptıktan sonra Tunçbilek Linyit İşletmesine gitmiş ve saat 14 te Kütahyaya müteveccihsn hareket etmiştir. Kütahya, 11 (Hususî) Başbakan Şemseddin Günaltay, şehrimize gelmiş ve burada da bir konuşma yapmıştır. diye sordu. «İyiyiz, yavrum, çok iyiyiz. Şimdi sana ufak bir ilâc vereceğim, zih.ıindeki örümcek ağlarını söküp atacak. Uslu duracağına ve gayet az konuşacağına dair bana söz verirsen beş dakika kocanla elele tutuşmana da müsaade ederim. Bu has*anede iiısana fena *nuamele ediyoriar diyebilir misin artık?» Miss Cripps: • Kımıldama. yav rum,» dedi. Bu müddet zarfında, Marylynn'in koluna ufak lâstik bir boru geçirrniş, dirseğinin içini alkolle temizlemişti ve şimdi de damarına bir ığne daha saplamak üzereydi. Marylynn gözlerini kapadı. Tekrar açtığı vakit Dr. Bassington ortadan kaybolmuştu. Kim bilir, belki de oraya hiç gelmemişti. Içinden: «Kocam?.. Öyle ya, kocam» diyordu. Muvaffakıyet tatlı şeydi. Hele tekrar Brohd\vay'a dör.üp o mevsimin en büyük şöhretini temin etmek Marylynn'in o zımana kadar tattığı en büyük zevkti. Ondan daha tstlı bir şey olamıyacağmı sanıyordu ama, o gece, tanyeri ağarmaya yarım saat kala, Luke'la beraber parkta yaptıkları aıaba gezintisi ondar. da tathydı. Bütün. o alkış. kadeh tokışturma, içki. kahkaha ve şjürü'tüden sonra şimtîi de muvaffakıyctlerini tek başlarına sessiz, sadiMz kutluyorlardı. Bu yaıim saat yalnız iki=ine aiddi. başka kimseye de|U. Hattâ Eokev'e «Anadolu Ajansının yanlış bir haberi Ankara, 11 (Telefonla) A nadolu Ajansının bugün verdiğ bir haberde İç İşleri Bakanı E min Erişirgilin dün gece Toro ekspresi ile Adanaya hareket et tiğ; bildiriliyordu. Bu habere gö re Bakanın bugün Adanaya var ması gerekirken, bu hususta hiı bir malumat alınmaması bazı a lâkadarları meraka düşürmüş tür. Bu akşam öğrendiğimez görı Emin Erişirgil trenle değil, oto mobille ve Adanaya değil de Niğ deye gitmiştir. Niğdede bir kaı gün kaldıktan sonra Kayseriyı geçecek, oradan Ankaraya d'6necektir. Cumhuriyet'in Edebî Romanı: Kararların mahi.veti Umumiyetle anlr.şıldığına TÖı'e Bonn hükumetinin salâhiyetleri gtnişletilecek ve Almanyadan garanti ve teminat alınacaktır. Bu müzakereler yapıldıktan ve neticelendikten sonra Alman fabrikalannı sökır.ck işi durdurulacak veya gevşetilecektir. Arada Batı Almanya. Avrupa Konseyine ve daha başka millellerarası teşekküllere alınacak ve böylece Batı Uevletleri Almanyaya kcirşı güven seslediklerini göstereceklerdir. Fransada endişe ve tclâş Fransada bu yüzden endişe ve telâş hükü.n sürdüğü görülmektedir. Bunun bir sebebi de M. Schuman'ın son nvizakereler sırasında tam hürriyetiıie nalik olmaması idi. Çünkü M. Bidault kabinesi. honüz dış politika programını Fransız rtısclisine tasdik ettirmemişdr ve bu tasdikın 25 kasırr.da yapılması beklenmektedir. Fransız gazeteleri de son anlaşma aleyhinde uzun yazılar yazmaktadırlar. Almanyadaki akisler Batı Almanyada Sosyalist Demokratlar lidîri Schumacher. Fran sanın Üçbr Konffiansında takib ettiği dar düşünceli siyasetten dolaj'i konfferansın muvaffakıyetsizliğc uğradığıru scylemiştir. Buna kar§ı Mister Acheson, bugün konferansın tam anlaşma ve tam bir ahenk içinde mesaisini bitirmiş olduğunu söylemiştir. Yııgoslavya deyteklcnecek Uçler Konferansında Yugoslavya ve Çin meseleleri de ele alınmış; fakat Çin maselesine ancak sathî bir şekilde temas edilmiş. Tito'nun Kremline karşı desteklenrr.asine karar verildiği anlaşılmıştır. bile; Böyle arabayla dolaşmak ne rahat, ne sakin ve ne güzel bir şeydi! Uykusu gelmiş olan atın adımları tıkıtak... tıkıtak... diye gidiyordu. Hava soğuktu ama, Marvlynn'in kürk mantosunun içinde, burnuna kadar çektiği bettaniyenin altında ve Luke'un o daima yanan bir soba halindeki vücudünün yanında kendisini sıcacık hissediyordu. nıesud musun, yavrum?» « Omrümde bu kadar mesud olmadım.» « Ne sersemlik ediyoriun beni ve BroaJway'ı terketmeye kalkmakla'» « Ya, hakikaten sersemlik ettim. Korkuyordum çünkü. Ama şimdi ben onlara gösteririm.» • Hayatında herkes bazan korkuya kapılır ama, ben gider gitmez işleri bu derece karıştırmana Hç de lüzum yoktu.» « Sana ne kadar ihtiyacım olduğunu gösterir bu. Luke.» « Hadi, bunu kabul edelim ama, bana ne kadar ihtiyacın olduğunu göstermek için o bunak herifle nişanlanmana ne lüzum vardı?• « O başka. Evlenrrek istiyordum çünkü.» « Evlcnmek mi istivorcîun? Allah Allah! Evlenip de ne yapacağın?» • Sen aniamazsıo. Hrmen .ıimen hcrkcs srgeç evienıyor, değil mi ya? Tabii bir &ey.» Komünist Çine karşı Amerikanm harekete geçmesi isteniyor NewYork. 11 (a.a.) Scripps Hovvard grupuna dahil ve NewYork'un en önemli gazetelerinde aynı zamanda çıkan bir başmakalede Çin komünistleri tarafından tevkif edilmiş olan ve Mukden'de bulunan Amerikan Başkonsolosu Augus Ward ve diğer yerlerdeki başka Amerikalıların serbest bırakılması için icab ederse Amerika Birleşik Devletlerinin kuvvet kullanması taleb edilmektedir. Dr. Mustafa Kentli aleyhindeki dava İzmir. 11 (Telefonla) Karşıyakada söylediği bir nutukta, kanuna aykırı cümleler bulunduğu iddiasile Millet Partisi kurucularından Dr. Mustafa Kentli aleyhinde açılan davaya bugün 4 üncü Asliye Ceza Mahkemesinde başlanılmıştır. Salon meraklılaıla dolmuştu. Okunan kararnamede Mustafa Kentlinin «Bay İnönünün yaptığı davete artık kimsenin icabet etmediğini ve vatandaşların Anayasaya aykırı kanunlara riayet etmemesi suç teşkil etmediğini» söylediği bildiriliyordu. Yargıç. bu sözler hakkında bir şey deyip demiyeceğini sorunca Dr. Kentli. vekillerile konuşmak üzere mühlet istemiş ve duruşma 22 kasıma bırakılmıştır. I Scripps Howard grupuna dahil gazeteler, Başkan Truman'dan Çin Komünist Dış İşleri Bakanına bir mesaj göndererek «Biz Augus Ward'ı hayatta olarak geri istiyoruz yoksa...» demesini istemektedirler. Makale aynı zamanda Amerika Birleşik DevletFrankfurt. 11 (a.a.) Baleri Pasifik filosunun Çin liman yer» tıbbi müstahzarat lâboratularını ablukaya almasını da tav arlarının sözcüsü, dört Alman bilgininin. verem tedavisi için siye etmektedi»ier. yeni bir ilâc keşfettiklerini bilÜstad Musa Carullahm dirmiş ve «Tibione'i veyahud «Conteben» denilen bu ilâcın, üç kitabları geldi sene müddetle muhtelif Alman Büyük Türk ve İslâm müte hastanelerinde yapılan tecrübefekkiri merhum üstad Musa Ca ler neticesinde verem tedavisinrullahın Türk Millî Kütüphane de tesirliliğinin sabit olduğunu sine. vakfettiği kitabları dün İs ilâve etmiştir. tanbula gelmiş, Basma Yazı ve Bununla beraber sözcü, bu has Resimleri Derleme Müdürlüğü talığın nüksedici vasfı yüzünden tarafından teslim alınmış ve derilâc hakkında kesin kararın anhal Ankara Millî Kitablıklar cak beş on sene sonra verilebiMüdürlüğüne sevkolunmuştur. leceğini belirtmiştir. Merhum üstadın kitabları altı sandık doldurmaktadır. Yereme karşı yeni bir ilâç Necmeddin Sadak Ankarada Ankara. 11 (a.a.) Dış İşleri Bakanı Necmeddin Sadak bu sabah ekspresle İstanbuldan şehrimize gelmiştir. YEŞİLKÖ Y Yazan: VİCKY BAUM Çeviren: VAHDET GÜLTEKİN hazırlıklar, korkular, ümidler, heyecan, provalar, öfkelenmeler, kavgalar, ümidsidiğe düşmeler, sinir nöbetleri ve tekrar canlanmalar; hasılı, Broadway'da yeni bir piyese başlamadan evvel vuku bulan bütün kavğa, gürültü.. ve bunlara iîâveten bir alay da Luke Jordan. En nihayet beklenen an geliyor, son perde inip muharebeye zaferle hatime çekiliyor. Zirveye ulaşıldığı zambn du\Tjlan o zevkli yorgunluk. Bunu bir dağcılar bilir, bir aktörler, bir de arzuiarına eren âşıklar. « Başardık, Luke! Başardık: Seninle ben... flimiz, başardık...» Marylynn, hatıralarmın burasma gelince gözİ3rini açtı ve sessiz odaya bir fısıltı nalinde sordu: Luke?. Dr. Bassington, elindeki tabelnyı bıraktı ve bir tandalye çekip hastanın yanıbaşına oturdu. Hâlâ D'Or=?}' kolonyiFi kokuyoıdu ama ?ynı zsmanda bir ter ve ilâc kokusu da vardı. Bir taraftan nabzına bakarken. bir taraftan da. onu teskine çalışarak: « £, dinlendin mi bak.alun?j Ne abes şey! Lady Diana ile o sekiz bedbaht yavrusunu, evin arkasındaki mail çimenlik sahaya iğri çizgiler halinde düşen yağmuru, Mrs. Huysmans'm kar gibi bembeyaz saçlarının üzerine geçirdiği bu acayib kurşunî perukayı gayet iyi hatırlıyordu da ömründe başma gelen en mühim hâdiseyi hatırlayamıyordu, Sonra bir iki şarkı parçasma rastladı. Bunları hemen eline aldı ve birbirine ekiedi: bütününü ortaya çıkarmağa muvaifak oldu. İkinci perdenin sonu, «Nicin • bu gece olmasın?» isimli operetin dillere destan olan şarkısı. Birdenbire sevindi. Hatıraîar birbiri arkasından sökün edincc artık hepsini hatırlamıştı: Luke askerden geliyor. Luke onu hummalı bir faoüyete sürükleyor; Luke onu boğazına kadar kendine itimadla dolduruyor; Luke ona ya!varıyor, yakarıyor, dünyanın cn kıymetli varlığp.mış gibi onu göklere çıkarıyor, şımartıyor; Luke onu paylıyor, aîaya alıyor. tartaklıyor. yerden yere vuruyor. Ondan sonra bitmez tukennıez Luke, onu biraz daha sıkı sık sararak tatlı bir sesle: «zavallı sincabım benim! Demek o kadar evlenmek istiyordun ki Huysmans gibi bir ihtiyarla bile evlenmeye razı oldun.» Marylynn kendine tnahsus Lir dürüstlükle: € A, nesi var?» dedi. «Ben onu hâlâ gayet iyi bir adam olarak görüyorum ve işi bu kadar ciddiye almasına üzülüyorum.» Bu sözlerinde ne vardı, biimîyordu, fakat Luke müthiş öfkelenmişti. Onu hiddetle kendisinden biraz ileriye doğru iterken yüzüne: « Peki arna, sersem!» diye haykırdı. «Madem her ne pahasına olursa olsun evlenmek istiyorsun... Neye benimle evlenmiyorsun?» Marylynn, bu son cümle üzerine duyduğu hayretı, şaşkınlığı ve acayib sevinci şinıdi gayet iyi hatırlıyordu. Soğuk havada aralarında asılı duran iki küçük buhar bulutunun bir tek bulut haline geiişi ve Luke'un ondr.n cevab beklerkcn ağzından sigarasını çekişi gözlerinin önünde lütün vuzuhile canlanmıştı. Marylynn, ona uzun uzun bakmış ve bu müddet zarfında atın a; sk sesleri tıkıtak.. tıkıtak.. tıkıtak.. diye devam ctmişti. < Hakkın var. Öyle ya, neye seninle evlenmiyelim?» /•' Şimdi kendi kendine: «Ne tuhaf riçn!snırıa!> diye düşündü ve hafif bir kahkayla güimeye başladı. OTEL Şantör DENÎZ PARK L O R A N O Bütün >dalarda banyo. kalorıfer ve otomstik telefon Her gün öğle ve akşam eşsiz bir Salonda AS QU*NTET ORKESTRASI ve R O B E B T P a z a r g ü n l e r i 16.30 19 arası m a t i n e . Tel: 18 215 216 Abidin Dav'er Londrada bir konferâns verdi Londra, 11 (B.B.C.) Cumhuriyet muharriri, 41 senelils Türk gazetecisi Abidin Dav'er, bu akşam Londra Halkevinde Türk denizcilik tarihi hakkında alâka uyandırcın bir konferans vermiştir. YENÎ Opereti SES YENİ Manisada tahliyc edilenler İzmir, 11 (Telefonla) Manisada Muradiye camii tamiratında yolsuzluklar olduğu iddiasile ı 7 ay evvel tevkif edilmiş buluJ nan Vakıflar İdaresi İnşaat MüJ dürü Hurşid Altıncı ile yüksei mimar Nahid Uj'sal, suçsuzlukları anlaşılarak Manisada ye edilmişlerdir. DEII fiOM Ynran: CEMİL CAHİD CEM Bugün saat 15 de Matine • •• •• TeliJ Operefci 3 Perde Müzik: FEHMİ EGE ^ H eşsiz'şaheser Sinema tarlhinin benzerini yaratamıyacağı Bugün AR Sinemasında ( R E N K L İ Artvinde bir kamyon uçuruma yuvarlandı Artvin, 11 (a.a.) Şoför İsmet idaresindeki Borçka plâkalıj kamyon, Ardahanın Sebanet i mevkiinde anlaşılamıyan bir se •• bebden hamulesi ve yolcuları ile birlikte derin bir uçuruma yuvarlanmıjtır. Kazanın sebeb olduğu zayiat henüz tesbit edilej PERİLER DÜNYASI MOİRA ( RED SHOES > SHREARRER ANTON WALBROOK MARIUS GORING'in Yıllarca unutulmıyacak en güzel filmleri. "merâistir,.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle