Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CUMHUKlYBt tS Etom Vali, kanuna uyarak ((C.HP.)) den istifa ettî ~~ Baştarafı 1 inci tahifede cümen üyeleri iştirak etmiş bulurruyorlardı. Davetlilere izaz ve ıkram için içkisiz bir büfe de hazırlanınıştı. Fahreddin Kerim Gökay saat beşte salona girdi. Gelenlerin ayrı ayn ellerini sıktı. Tanımadıklarile tanı§tı ve gazetecilerin ortalarına oturdu. Lutfi Kırdann İzmirden gönderdiği bir telgrafı cebinden çıkararak okudu. Eski Vali. bu telgrafında «Çok sevdiğim bir arkadaşımın valiliğe tayininden büyük bir sevinc duydum. Bugün İzmirden Ordu vapurile İstanbula hareket ediyörum.» demekteydi. Bu telgrafı okudtıktan sonra yeni Vali şöyle söze başladı: cHekimlik tarafım olmakl.a beraber benim de ınecmua çıkaırmak, makale yazmai vesair suretierle matbuaüa yakından alâkam var, ben de mürekkeb yaladım. Hattâ Osmanlı hükumeti devrindeki Matbuat Cemiyetine de dahilim, cnun için kendimi sizlerden yabancı addetmiyorum.» Kendisine sarı kartı da olduğu hatırlatıldı. «Evet, evet» dedi ve beyanına deyamla: « Üniversite, genclik, basm beni takviye edecek esaslı kaynaklardır.» sözlerini ilâve etti. Vali ve Belediye Başkanı, kendisinin partiden çekilmesi hakkındaki neşriyatı mevzuu bahis ederek kanuna müracaat ettiğini, memur oldukça siyasî partilerle bilfiil alâkasını kesmesi icab ettiğini ö'ğrenince, derhal kanunun bu hükümlerini yerine getirmek üzere C.H. Partisine uğrayıp partiden çekildiğini bildirmiş ve ilâve etnüştir: « Bu davayı da böylece hallettim. Şu dakikada parti işini Tcıütün unvanları ile terketmiş bulunuyorum.» Vali, «Yeşilay Reisliğinden de istifa ettiniz mi?», «Toplantılar çayla mı devam edecek» tarzındaki lâtiieli suallere ise gülerek: « Şimdi hele çayla başlıyalım da sonra formalitelerm icabma göre hareket ederiz. Ben kimsenin hürriyetine karışmam, kendimi böyle bir hatadan tenzih ederim ama kimi ağzından içer, kimi burnundan, ancak bu gibileri müşahede altma almak benim hakkımdır.» demiştir. Yeni Vali, geçen beyanatındaki bir yanlışlığa işaret ederek: «Ben eşsiz şehir demiştim. Eşsiz şef diye intikal etmiş, bu yanlışhk bazı arkadaşlarm tenkidini mucib oldu. Ben sinir hocalığı yaptım. Tenkid sinir hücrelerini aşındırsa dahi toleransım müsaiddir.» sözlerni ilâve etmiştir. Bundan sonra Belediye Başkanı sözlerine şu suretle devam etmiştir. Basuun tenJddleri « İstanbulda basın arkadaşlanma faydalı olmağa çalışacağım. Sizlerin de bazı derdleriniz olduğunu biliyorum. Bu arada edindiğiniz arsaya bir basm kulübü kurmak işini realize edebilirsem çok zevk duyacağım. Sarı kart ile otobiislerde seyahat işi ile şehir meclisi üyeleri arkadaşlarım meşgulüdürler. Hülâsa ben basını barometre olarak kabul ediyörum. Yalnız sizden beklediğim, tenkid terazisini insaflı kullanmamzdır. İstanbulun bir takım içtimaî davaları vardır. 1950 bütçesini hazırlarken bu mevzular üzerinde ısrarla du racağız. Köprünün bu tarafı az, çok düzenlenmış bir haldedir. Fakat bir de derdli İstanbul tarafı vardır. Poliklinik tedavisi için hastaneye gidip geldiğim sıralarda bu ıztırablı işler benim kalbimde yer bırakmıştır. Bu aeı seslerin akisleri elân kulağımda çınlamaktadır. Bu arada şehre çok büyük hizmeti dokunan Zeyneb Kâmil hastanesinin geruş.letilmesi, 400 yataklı yeni hastanenin inşası, tahakkukunu temin etmek istediğimiz başlıca işlerdendir. Bundan sonra Üniversite Lokal meselesi gelmektedir. Bunun hakkında bir kanun çıktığını biliyorsunuz. Bugün Millî Eğitim Bakanı ile görüştüm. Gecekondular işi Gecekondular işinin ehemmiyetini müdrikim. Bu davanm binbir çeşid cephesi vardır. Ekonomik, sosyal cepheleri olduğunu biliyorum. Şimdi bir de bunun ihtikâr cephesi olduğunu eCumhuriyeb) in tarihî tefrikası: öğrendim. Milletin ıztırabından faydalanarak gecekondu işinin istismar edenlere hiç bir suretle müsaade etmiyeceğiz. Emniyet ve asayiş İstanbulun emniyet ve asayişini çok şiddetli ve sıkı bir kontrola ve takibe tâbi tutacağız. Harb dünyasmdan sonra bütün dünyada bu iş eski intizamını kaybetmiştir. Vatandaş sokağa bırakılan parasmı gidip bulmalıdır, derler. Fakat ben bu kadar hayalperest değilim. Yalnız vatandaş İstanbul şehri içinde emniyetle yaşadığma emniyet getirsin. Bunu istiyoruz. İstanbul fethinin 500 üncii yılı Size vereceğim müjdelerden birisi de, İstanbulun 500 üncü fetih yılmı kutlama için süratli bir hazırlık devresine gidilmesi maksadıle hükumetin verdiği ka rarlardır. Ankarada toplanan komisyona kasım ayı içinde ben de iştirak edeceğim. İstanbul Be lediyesinin mahdud bütçesi ile İstanbul imar edilemez. Şimdi bu devlet meselesi olmuştur. Her Bakanlık bu hazırlık için kendisine düşen imar işini yapacaktır. Bunlar arasında Fatihin heykeli meselesi vardır. Gerçi Fatih heykel istemez, İstanbul baştan başa Fatihtir, fakat yeni nesil Fatih denilen bu muhteşem adamın heykelini görmelidir. Bunu İstanbul halkı İstanbul Belediyesi yapmakla şeref duyacaktır. Bunu imkân dahiline çıkardığım zaman kendimi dünyanın en bah tiyar bir insanı telâkki edeceğim. Ümid ederim ki arkadaşlarımın müzahereti ile yeni vazifemde muvaffak olacağım. Bazı kimseler benim profesörlüğü neden bıraktığımı bu vazifeyi ne gibi maksadlarla kabul ettiğimi sormaktadırlar. Ben 50 yaşına gelmiş bir adamım. Hocalık yaptım. Yüzlerce talebe yetiştirdim. Biraz da gönlüm istiyor ki, diğer medenî memleketleri görmüş oradaki terakkilere şahid olmu§ bir adam sıfatile İstanbula hizmet edeyim. Bir tek emelim vardır. İstanbula hizmet etmek. Bunda muvaffak olmaklığım iktidar hükumeti için de bir kazanc olacaktır. Politika işi Vilâyet makamında oturarak herhangi bir parti lehinde sokak politikacılığı yapmaktan kendimi tenzih ederim. İcraatımda yan lışlık görülürse elbette tenkid edilecektir. Biz demokrasiyi tenkid için kurduk. Seyahatimde, demokrasi terbiyesi verilmek üzere medenî memleketlerde demokrasi mektebleri kurulduğunu gördüm. Biz de bu yolda yürümek mecburiyetindeyiz.» Yeni Valinin bu sözlerinden sonra kendisine bazı sualler sorulmuş, bazı dileklerde bulunulmuştur. Eski Vali Dr. LıVf Kırdar bugün geliyor tzmir, 22 (Hususî) Doktor Lutfi Kırdar bugün Manisadan gelmiş ve Ordu vapuru ile İstanbula gitmiştir. Kırdar, gazetecilere beyanatında, İstanbuldan ve İstanbullu hemşerilerinden ayrılırken büyük bir üzüntü duy duğunu, fakat kendisini teselli eden iki §ey bulunduğunu, bunlardan birinin İstanbul matbuatının hissine teveccühü olduğunu söylemiş ve şöyle devam etmiştir: « Diğer teselli, Manisalıların beni unutmamalan ve kendiliklerinden beni milletvekili seçmeleridir. Yeni İstanbul Vali ve Be lediye Reisinin düşündüğüm şeyleri yapacağma ve başladığım işlerin başarılacağma inanıyor ve bundan saadet duyuyorum.» Lutfi Kırdarı vapurda teşyi eden şahsî dostları arasında Demokratlardan Fevzi Lutfi Karaosmanoğlu ve doktor Ekrem Hayri Üstündağ da vardı. i™ O P E R A T O R Bu ne ihmal? Bu ne tedbirsizlik? Ankaradan hüviyeti matbaamızca bilinen bir okuyucumuz yazıyor: «Geçen hafta İstanbuldan Ankaraya bir otobüs seyahati yaptım. Bu arabanın içindeki elli kişi nasıl sağ kaldık, hâlâ hayretteyim. Bir kere huzursuzluk Haydarpaşadan başladı. Bazı yerlerin ayrı ayn iki yolcuya birden satılmış olduklan anlaşıldı ve mesele güçlükle halledildi. Otobüsün istiab haddi kaç k i ' şidir pek bilmiyorum ama, ortadaki geçilecek yere de açılır kapanır kapaklar yapümış olduğu için oralara da yolcu oturtulmuştu. Arabanın içinde tıkabasa tam 50 kişi idik ve kımıldamamıza değil, başımızı çevirip arkaya bakmamıza bile imkân yok tu. Akşam üstü saat dörtte hareket ettik. Belediye hududu dışına çıktığımız esnada egzoz borusuna takılmış olan bir paçavranm tutuşması hepimizi heyecana düşürdü. Az kaldı büyük bir felâkete sebeb olacak bir panik çıkıyordu. Biraz sonra hava karardı. Baz> yolcular lâmbaların yakılmasını istediler. Şoför düğmeleri çevirdi. Sade iç değil, dış lâmbaların dahi yanmadığı görüldü. Dış lâmbalar epeyce bir zaman süren uğraşmadan sonra düzeltildi. îç lâmbalar ise ancak gece yansına doğru yakılabildi. Sabaha karşı <Bolu» yu geçmiştik ki radyatöre bir şey tak tak vurmağa başladı. Şoför indi ve makaslardan birinin cıvatasının düş müş olduğunu söyledi. Geri dönerek yollarda onu aradı. Çok şükür ki buldu. Fakat tak tak gene devam ediyordu. İşten anlıyanlar makasın kırık olduğunu söylediler. Meğer, biz Bolu dağlarının müthiş uçurumlarının kenarlarını kırık makasla aşmışız. Nihayet bir kaza merkezinde makas üstünkörü tamir edildi ve İstanbuldan kalktığımızdan yirmi üç saat sonra Ankaraya vasıl olduk. Şimdi bu durum karşısmda alâkadar makamlarm nazarı dikkatini çekmeyi bir vazife bilirim.» L MUAMMER MU KARACA OPERETI Buşrün v e b u a k ş a m : M A K S İ M D E RÂKIM DİSNEY'in 185 fflc ve en btiyük 1 'WALT Renkli Şaheseri: Dünkü Her hafta, takım tertibi. elemanlarm oyun tarzları ve birbirlerile anlaşmaları itibarile biraz daha düzeleceklerini umduğumuz Galatasaray, Fener takımları dünkü maçlarile de biz tatmin edemediler. Galatasaraym dünkü maçta muvaffak olamamasınm başlıca sebebi olarak, Muhtarm ksçırdığı muhtelif gol fırsatlarını söyliyenler çoktu. Kanaatimce muhacimlerinin bu seneki durumları bakımından, Galatasaraym merkez muhacim mevkiinde oynatabileceği en münasib oyuncu Gündüzdür. Vaktile içte takımını epey idare eden Gündüzün bu mevsim aynı yorucu mevkide devamlı bir şekilde kullamlması o oyuncunun daha çabuk yıpranmasmdan başka bir şeye jarıyacağını zannetmem. Bizim tatbik etmek istediğimiz, daha doğrusu özendiğimiz futbol tarzmda, içlerin mukavemet ve nefes kabiliyetleri çok yüksek olması icab eder. Gündüz o kadar yorucu bir mevkide çalışacak çağını geçmiş gibi görünüyor. Serinkanlı, tec rübeli, topa ayaklarile olduğu kfdar başile de hâkim olan Gündzlin merkez muhacimde daha faydalı olacağım tahmin ederim Gündüzün mevkii merkez muha cim olarak tayin edildiği takdirde, sağiç için eldeki elemanlardan en muvafığını seçmek işi kalır. Gündüzün esaslı mevkii hakkında tereddüd olur, haftalarm tesadüflerine ve gediklerine nazaran, mevkiinin değiştirilmesi itiyad haline gelirse, Galatasaray hücum hattınm ehemmiyetli iki yeri daima değişen bir hal almış olur. Sarıkırmızılılarm hücum hatlarındaki üç orta esaslı surette tayin edilirse solaçık mevkii için muhtelif oyuncularla denemeler yapılarak muhacimler yerleşmiş olurlar. Haf hattı da bir kişinin değiştirilmesile oldukça randımanl: bir duruma sokulmuş bulunur Beykoza kar?!. çorba gibi berbad bir oyun çıkardıktan sonra ikinci devre attığı gollerle, ilk kötü tesiri bir parça silen Fenerbahçeye gelince; Hücum hatları henüz kıvamını bulmamıştır. Maamafih hızlı ve top bekletmeden oynıyacak idman kıvamı içindedir. Dünkü oyunda. Samimin ileride oynatılmasını isabetsiz bulanlardan değilim. Topları serinkanîı ve görerek takib ediyordu. Senelerce geride oynamanın ver diği tesirle, tabiatile yeni mevkiine arzu edildiği kadar intibak edemiyordu. Fakat ilerisi için ümidsiz görünmedi. Erolün sağaçığa alınışı isabetli olmuştu. Hücum hattının akıcılığını arttırmıştı. Solaçık da ya va$ yavaş düzelmekte olduğunu gösterecek tarzda çalıştı. Fenerbahçenin haf ve müdafaa hatları hayli kifayetsizdi. Muavinlerin muhacimlerle irtibat ları, hücumları hazırlayışlan eksikti. Bütün oyun boyunca biı kontr pas verdiklerini görmedik. Müdafilerden Ahmedi ağırlaşmış bulduk. Murad da eski haîini çok defa aratıyordu. Fener kalecisi, ikinci golde biraz gev maçlar oyunun telâşı içinde yâpılan çırpınmalar lüzumsuz yorgunluktan başka bir şeye yaramıyordu. Beykozun 18 inci dakikada yap tığı bir hücumda Fenerbahçe kalecisi çekilen şütü elinden kaçırdı. Yere yatarak yakaladığı topu kalenin içinde mi, biraz dışında mı tuttuğunu seçmek için bulunduğumuz yer de müsaid değildi. Fenerbahçenin de fazla itiraza kaçmadığına göre bu gol sayıldı. îki takım da 11 berabere vaziyete geldi. İki taraf da uzun vuruş yapan bekler gibi mütemadiyen topu uzaklaştırıyor, bu yüzden de netice almak yolunu bulamıyordu. Fenerbahçe hâkimdi, fakat beklenen futbolü oynıyamıyordu. Tam kadrosile müdafaa halinde kalan Beykoz ikinci golü yememek için yapabildiği kadar kalesini müdafaa etti. Fenerbahçe doğrusu her halile fena vs bozuk oynuyordu. Fenerbahçenin bir frikik ve kornerinden sonra top ortada iken devre 11 bitti. İkinci devre Fenerbahçe ilk dakikalarda galibiyet golü için çok çalıştıBeykoz işin farkmda olduğundan müdafaa tertibatmı gevşetmemişti. Müşkül vaziyetten kurtulan Beykoz, Gazanferin vuruşile 7 nci dakikada mutlak bir gol kaçırdı. Oyuna yeniden hâkim olan, Fenerbahçe Lefterin çektiği frikikle bir korner kazandı. Sağdan çekilen kornerde Kâmil 10 uncu dakikada Fenerbahçenin ikinci golünü yaptı. Oyun 21 olduğu halde Beykoz daha canh oynuyordu. Eroldan güzel bir pas alan Samim 16 ncı dakikada Fenerin üçüncü golünü yaptı. Artık baskı ta mmânasile Fenerbahçede idi. Esasen Beykozun takati de bundan fazla devam edemezdi. Fakat Fenerbahçenin tehlike teşkil etmiyen hücumları da Beykoz müdafaası karşısmda tesirsiz kalmağa başlamıştı. Fenerbahçe müdafaası Beykozun yapacağı herhangi bir hücumu hiç de beklemiyordu. Lâkin Fenerbahçenin sakat görüşlü müdafaası içinden sıyrılan Beykoz merkez muhacimi tam zamanınds aldığı pası mükemmel kullandı. Ve uzaktan çektiği bir şütle 38 inci dakikada Beykozun ikinci golünü yaptı. Maç da biraz sonra 32 Fenerin galibiyetile sona erdi. Ömer Bcsim Tenis ve Dağcdık Kulübu kongresi Tenis ve Dağcdık Kulübü kongresi dün yapılrruştır. Ra.porlann tetkikinden sonra idare heyeti seçimi yapümış ve aşağıdaki zevat seçilmişlerdir; Reis; Prof. Dr. Muh+erem Götamen; uımunî kâtib: Ali Başaran; muhasebeci: Mecdi Serdengeçti; üyeler: Memduh Maran, Hasan Atey, İfakat Mercan, Adnan Ergeneli; murakıblığa: Cahid Oran, Muhtar Senger. Ankaradaki maçlar Ankara, 22 (Hususî) Bugün 19 Mayıs Studyomunda lik maçlarına devam edilmiştir. Birinci kümede Muhafızgücü, Kalesporu 5 2 yenmiştir. Günün ikinci maçı, Ankaragürii ile Demirspor arasmda oynanmış ve Ankaragücünün 4 1 mağlubiyetile neticelennüştir. ÇOCUK DOKTORU Çocuk Doktoru Şemsi Mutver tarafından her ay neşredüen bu güzel mecmuanın Ekim ayı sayısı da her anne, babaya faydalı yazılarla çıkmıçtır. Çocuk bakımı, çocuk hastahkları ve çocukların beslenme ve terbiyelerinden bahseden bu mecmuajı tavsiye ederiz. Pamuk Prenses v e Yedi Cüce Pek yakında Y I L D I Z Sinemasında BUGÜN PAZAR Nereye gideyim diye düşünmeğe lüzum yok. Kadın, erkek herkesi yakinen alâkadar eden ve coşturan... G a l a t a s a r a y İstanbulspor 1 1 b e r a b e r e kaldılar Fenerbahçe Beykozu 3 2 yendi Yazan: Eşref Şefik şek davrandı fakat diğer mudahalelerinde kudretli bir tesir bı> raktı. Son olarak şu noktayı ehemmiyetle tebarüz ettirmek icab eder; dünkü Beykoz takımının müdafaası, Fenerbahçe gibi büyük şöhreti ve uzun mazisi olan bir takım için daha becerikli tarz larda baskı altında bulundurulabilirdi. Bu itibarla Fener takımının çabuk düzelip, eski derecelerini bu mevsimin yansına kadar bulacağmı söyliyemeyiz zannındayım. Eşref Şefik Galatasaray İstanbulspor Günün ilk müsabakası, Galatasaray ile İstanbulspor arasında idi. Takımlar muayyen saatte şu kadrolarla sahaya çıktılar: Galatasaray: , Samim Naci Ruhi Musa, Bülend. Doğan ? İsfendiyar, Gündüz. Muhtar, Muzaffer, Garbis. İstanbulspor: Turan Saim Kenan Mustafa, Kâmil, Nevruz Faruk. Hidayet, Salim, Tay yar, Cafer. Hakem: Şekib Akduman. Oyunun ilk dakikalan, rakiblerin birbirlerini denemeleri ile geçti. 15 inci dakikada Gündüzün gü zel bir ara pasma İsfendiyar iyi bir çıkışla yetiştı ise de favullo durduruldu. Nacinin çektiği frikiki Turan iyi kurtardı. 18 inci dakikada İstanbulspor büyük bir fırsat kaçırdı. Galatasaray defansının ıskaladığı topu Salim yakm bir mesafeden dikti. Bundan sonra îstanbulspor açıldı. Bu arada Caferin güzel bir kafa vuruşunu da Saim iyi kurtardı. 23 üncü dakikada hakemin gözünden kaçan bir ofsaydden Galatasaraylılar istifadeyi bilemediler. Muhtarm şütü avuta gitti. 37 nci dakikada Gündüzün sağ dan kapıp sürdüğü topla çektiği fevkalâde şütü'. Turan aynı güzellikte bir plonjonia bertaraf etti. 41 inci dakikada sağdan atılan bir tac atışını Doğan çelemedi. Salime geçen topu, bu oyuncu 18 dışından güzel bir şütle sol zaviyeden Galatasaray kalesine sokarak takımını galib duruma yükseltti. Devre az sonra 10 İstanbulsporun galebesile sona erdi. İkinci devre tkinci devreye Galatasaray ufak bir değişiklikle çıktı. Gündüz santrfor oynuyor. 1 inci dakikada Gündüzden Garbise gelen topa Turan 18 köşesine çok hatalı bir çıkış yaptı. Karnmın altmdan yuvarlanan top, bomboş îstanbulspor kalesine girdi. Vaziyet: 11. îlk dakikada atılan bu gol Galatasarayı coşturdu. İstanbulspor da o nisbette bozuldu. 13 üncü dakikada Muhtar kale ağzından sıkı bir şüt çekti, Golposta çarpan top, îstanbulsporu muhakkak bir golden kurtardı. Geri gelen topu Garbis kafa ile kaleye havale etti ise de Turan bunu iyi kurtardı. 17 nci dakikada Turan arka arkaya iki şahane kurtarış yaparak uzun uzun alkış topladı. Oyun mütevazin bir şekilde ce reyan ediyor. 25 inci dakikada Muzafferin götürüp ortaladığı topu Muhtar, müsaid bir pozisyonda dışarı vur du. 29 uncu dakikada Turan, Gündüzün bacaklarina atlıyarak gü zel bir gol daha kurtardı. Son on dakika çok heyecanlı geçti. İki kale de tehlikeler geçirdi. Fakat netice değişmeden maç 11 beraberlikle sona erdi. Cem Atabeyoğlo Fenerbahçe Beykoz Garib sürprizlerle başlıyan İstanbul lik maçlannda Galatasaray, İstanbulsporla berabere kaldı. Ortalığı heyecana düşüren bu maçtan sonra da Fenerbahçe, Beykozu zorlukla 32 yendi. Büyük kulüblerimizi müşkül duruma sokan bu maçların bütün lik müddetince devam edeceğine şüphe etmemek lâzımdır. Dün Samih Duransoyun idaresinde başbyan maça, takımlar şu şekilde çıktı: Fenerbahçe: Erdal Murad, Ahmed, Süleyman, Refet, Samim Erol, Müjdad, Kâmil, Lefter, Halid. Beykoz: Feridun Ragıb, Bahadır Sami. Refet, Enver İsmet, Orhan, Server, Enver, Gazanfer. Fenerbahçe, maçın üçüncü dakikasrnda merkez muhacim Kâmilin şütile ilk golünü yaptı. Bu kadar kısa birzamanda yapılan :ol, haklı olarak Beykozu şaşırttı. Kısa bir.müddet için sıkı bir müdafaa yapan Beykoz, yediği ilk golü unuttuktan sonra Fenerbahçe kalesine hücum yapmak imkânlarmı buldu. Ver:msiz hücumları sükunetle atlatan Fenerbahçe biraz durgundu. Hiç bir sisteme dayannııyan AYSENİN DUASI SİNEMASIHA Filmini gönneğe gidiniz. En güzel Pazarlarınızdan birini yaşamış olacaksmız. 11 den itibaren devamlı matine. Geca 9.15 te ATLAS FİLM 4 haftadanberi kıymetli İstanbul halkını ağlatan, bütün gönüllere ümidsiz bir aşkın zehrini tattıran yılın en güzel filmi iin A R Sinemasında ÖLÜM MELODİSİ ÖLÜ • fHUMORESQUE) JOAN CBAVVFORD JOHN* GARFÎELD'in Yıllarca unutulmıyacak en büyük fümleri. İstanbul Üniversitesi Orman Fakültesi Dekanlı^mdan: 1 Fakültemize burslu ve yatısız olarak kabul edilen b'ğrencilerin adları ve aday numaraları aşağıda yazılmıştır. 2 Burslu olarak kabul edilen öğrencilerin posta ile adreslerine gönderilen yüklenme senedlerini düzenleterek en geç 5/11/1949 cumartesi günü saat 13 e kadar bizzat Fakülteye müracaat etmeleri lâzımdır. Bu tarihe kadar müracaat etmiyenlerin yerlerine aşağıda isim ve aday numaraları yazılı yatısız öğrencilerden burslu olarak alınacaktır. 3 Yatısız olarak kabul edilen öğrencilerden bilâhara burslu olarak almabileceklere 5/11/1949 gününden sonra Fakültece tebliğat yapılacaktır. 4 Burslu ve yatısız tekmil öğrencilerin 5/11/1949 cumartesi gününe kadar Fen Fakültesi F.K.B. bölümüne Orman Fakültesi öğrencisi olarak kat'î kayıdlarını yaptırmaları, bu tarihe kadar kayıdlarını yaptırmıyanlarm haklannı kaybedecekleri ilân olunur. (15169) Birinci Sınıf Haricî Hastalıklar Mütehassısı. Cağaloğlu, Hilâliahmer Cad. SÖZER Apt. 13/1. Her gün 1519. Tel: 22006 3 9 Dr. Eriuğrul Salluk Burslu olarak kabul olunanlar: Darıcada bulunan okuyucu Aday No. Adı Aday No. Adı muz Sadık Erişten aldığımız bir 5 154 Turhan Bakalım Ekrem Özdemirden mektubdal, körfez vapurlarının 6 156 Yalçm Granit Kenan Güzey Darıcaya uğratılması temenni e 19 167 Hilmi Köseoğlu İsmet Kaya dilmekte ve şöyle yazılmaktadır: 21 176 Metin Çokça İzzeddin Yedigöz «Biz Darıcalılarm alışverişi 26 177 Hüseyin Tekin Niyazi Masmanacı kısmen Karamürsel ve Yalova 32 183 Kerim Tolgay Mehmed Yemenici ile olmakla beraber İstanbul ile 48 186 Muhiddin Mısır Yılmaz Öztan de münasebetimiz çoktur. Ev 50 189 Orhan Şener Sami Ersözlü velce Kırlangıç ve Uğur vapur 53 192 Namık Arkun Burhan Baltalı ları körfezde işlerken Darıcaya 71 193 Mehmed Ekmekçi îlhami Akman da uğramakta idi. Bir ara bu se 72 196 Sedad Arıtürk Kadir Sarıgül ferler, her nedense tatil ettiril 74 198 Bayram Ayabakan Burhan Gürdoğan di. Bir iki aydanberi gene bu hat 75 207 Ömer Yüksel Osman Özsoy üzerinde seferlerin başlıyacağını 77 212 Muzaffer Yaman Orhan Türeli duymakta ve sevinmekte iken, 78 233 Zeki Sözen Nevzad Sınar son tarifede Darıcanm zikredil 80 240 Vedad Yönelli Güngör Çokbaşaran meyişi bizleri çok müteessir et 82 242 Muammer Telli Tevfik Kural miştir. Halbuki Karamürsel ve 84 244 Nuri Utkan Sadi Şatıryiğit Değirmendere kadar Darıcamız 85 248 Süleyman Bayhan Ahmed Ersayın da önemli bir iskeledir. Devlet 94 12 Teoman Erçak Nihad Üçüncü Denizyollan îdaresinin ticarî ve 97 113 Hüseyin Girgin Erdoğan Sakman iktisadî mahiyette olan bu rica 98 170 Kâmran Özsoy Semahaddin İnel mızı kabul ederek vapurun Da 124 173 S. Yüksel Kıhçyaldır Hamid Baltacı ncaya da uğratılmasım temenni 146 195 Ferid F. Kadaş A. Sadık Dilmen etmekteyiz.» 153 208 Nazif Kurucu Sım Erverdi Yatısız olarak kabul edilenler: MEVLİDİ NEBEVÎ Aday No. Adı Aday No. Adı Eşim, Üsküdar Kebabn finm 95 Hayreddin Gülpınar 182 Nihad Bilgintuna saiübi 215 187 Fahri Şener Mustafa Metin HASAN SARI'nm 227 Fazlı Ğüldez 201 Turgud Uluğ vefatuıın 40ıncı gününe musadii 238 220 Necati Haktamr Beşir Say 25 ekfan salı günü öğle namazm 27 225 Emin Esmerligil Nureddin Keser müteakıb Üsküdar, Yenicamida 29 237 Zaman Sarısu Süleyman Yaktıl Mevlidi Şerif okunacaktır 40 2 Bülend Aksüyek Doğan Düzel Merhumu tanıyan ve sevenlerin 47 9 Şefik Ünal M. Emin Ceylân teşriflerini rica ederiz. 79 17 Yılmaz Güngör Fahreddin Korkmaz Eşi; HajTİye San 89 25 Ahmed Doğan İhsan Karakaya Kızı: Veclâ Akça 101 43 Tevhid Özben İ. Cevdet Yurdsever 128 104 M. Ali Kavak Fikret Yalap TEŞEKKÜR 142 112 Fahreddin Doğantan Ercümend Orçıın 116 Mustafa Pınarcık Tahir Örnek On senedenberi muztarib bulun 149 Naci Gür 122 Avni Ballıca duğum böbrek ta*ı derdinden beni 161 166 Celâleddin Erden M. Ali Özcel yapmış olduğu ameliyatla kurta 174 ran ve yeniden hayata kavnşturan 2nci Cerrahî Kliniği Doçenti Operatör Dr. HA1İD ZİYA KONURALP'a Balıkesir ilinin Ayvahk ilçesinin dar topraklı bölge olarak ve gösterdikleTİ yakın ilgiden dolayı bütün Klinik asistanları ve tesbiti Bakanlar Kurulunca 8/9/949 tarihinde 9878 sayı ile kahastabakacılarına alenen teşekkürü rarlaştırümıştır. bir boro bilirim. Keyfiyet 4753 sayılı kanunun 15 inci maddesi gereğince ilân • (15161) Ali Müşürzade olunur. Danc&lılann Dv. Dz. Yollanndan isteği TERI\O Viyana müzlkal revüsü KADIKÖY HALKEVtNDE 23 Ekim Pazar, matine ve suare Tarııtt Bakanlığından: ÇEM3ERLITAŞ SİNEIMASINDA 24 25 Ekim suare ACI BİR ÖLÜM Beşiktaşta Yıldız caddesinde Cihannüm» sokağında 4 numarada mukiın merhume Remzlye Akg3renln eşt malul emekli Binbaşı 30 Enternasyonal artist Zarafet Sanat Neşe Müzik kâğıd parçaları sıkıştınyorlar. O nun ucunu turuşturuyorlardı. Bu dansı oynıyanlar alevden çıkan du manı oynıya oynıya gövdeleriain etrafma dolandırıyorlardı. Ateş tenlerine yaklaşmca, onu, kimi se viyorlarsa ona söndürtüyorlardı. Zehra bu dans teklif edildiğir.e çok sevindi. Nihayet özlediği ateşi bu sayede ele geçirebüecekti. Gene kadını anadan doğma soydular. Bacaklarının arasına kâğıdları koydular. Kâğıdın ucunu tutuşturdular. Artık bütün kalabalık bkbirinin üzerine sbanıyor, kadını .arıyor ve birbirlerile sör.dürme yarışma girişiyordu. Kadmm gövdesi, çünkü sahiden güzeldi. Kadın oynuyor, sö'ndürtmiyor, dumanı ve alevi gövdesinin etrafına dolayordu. Seveceği dünya, seveceği insanlar için yaradılışm ona bahşetmiş olduğu gülümsenıeyi, mukadderat ölümün yüzüne gülümsetiyordu. Kara kara çakan gözleri cehenneme gülümserken gönül, gözleri kurtuluşu ve cenneti görüyor gibi oluyordu. Mesud günleri bir bir gözlerinin önünden geçtiler. Tam gövdesinin üzerine eller uzanacağı zaman bir sıçrayışla cephanelik ve kendisinin arasında çömelen bir adamm omuzuna kondu. Oradan da cepaneliğin içine frrladı. Ateş dansmda gör.Iünü ölüme vermişti, çünkü ateşi ölüme söndürttü. (Arkast var) MUSTAFA FE1BVÖ AKGÖRFN tedavi edümekte olduğu Dolmabahçede CümüşsujTi Cerrahî Kliniğinde 22191849 akşamı vefat eteıiftlr. Cenazesi, 23101949 bu^jnkü pazar günü Beşiktsşta Sinanpaşa camiinds lkindi namazını müteakıb namazı kılındıktan sonra Ortaköy. Yen! mezarhktaki pile ır.ezarhfına defnedilecektir. AUah rahmet eyleye. Günün birinde. köye yaya olarak on dakika mesafede olan bir koya iki kara gemi geldi. Akşam üzeri gemüerden yüzlerce sarhoş esker çıktı. Hepsi de tepelerinden tırnaklarma kadar silâhlıydılar. Quercmos müjeres Mohamedanos!> (müs lüman kadmları isteriz) diye naralar atarak köye saldırdılar. Ali, taş yapüı tek odalı evlerinin kalm kapısuıı kapayıp sürgülediktea sonra, Zehranın kendisine doğurmuş olduğu çocuğu küçük beşiğile beraber odanın kurşundan en mahfuz köşesine çektikr. Evceğizlerinde ne kadar silâh ve cepane varsa yani iki külüstür piştov ve biraz da barutla kurşun hepsini yere koydular. Zehra piştovları dolduracaktı, Ali de odanm mazgallı iki penceresinin birinden tirine koçarak ateş edecekti. Bunları yaparken pek kurtuluş ümidlert yoktu. Ah ' Halkulvetdaki Türk denizcilerinin haterleri olsaydı mürnkünü yok imdadlarma koşarlardı. Heyhat onlar kimbilir ne kadar uzak bir yerdeydiler çimdi. Ali. bazan da Zehra saatlerce yüdı ve çocuğunun üzerine yığJdı nıyor, hesablıyor, ölçüyor ve bir belinl büküşü, bütün gövdesinin Akh başma geldiği îaman ken şeyler tasmim ediyordu. Bu esna yılankavilere kayıp dolanışı, seyirdisinin bir patika üzerinden götü da sesi sangi gece karanlığmda cdlerini tahrik ediyordu. Kadma riilmekte olduğunu gördü. Etrafı şafaklar yaratıyor, gö\*desi de, tel daha yakm sokuluyorlar. Kadm na bakmdı, tanıdı. Köyden ayrılır lenen bir tütsü gibi usullacık do fırın ağzından çıkıyormuş gibi soken arkasına baktı. Kocasınm ve lanıyordu. Hızlandı, bacakları kıp luyan nefeslerini, büyük bir tikçocuğunun naaşlarının serili bu raşü ve kendi pırıldayışlarınm sinti ile adeta yüzünde duyuyorYazan: Halikarnas Balıkçısı lunduğu beyaz badanalı evindsn içinde kayboîdu. Kara saçlarının du. Evet, iğreniyordu, fakat çocubakışmı bir türlü koparamıyordu. mavi mavi çakışı tutuşan bakışlı ğunun o çökmüş kanlı ba^ı gözüçakmak çaldılar. Fakat arkebüs Mesud günlerinde hattâ o sabah rına kanşarak insanı çeken bir nün önüne geldikçe oyunda sebat piştov ve baltalarla müsellâh elli ediyordu. İşte ambarın yanmdaki «•beyaz evcsğim, turunç çiçeğim!» girdab teşkil ediyordu. altmış Idçiye karşı dayanacak yercepane kilerinde barut fıçılarını, diye bir şarfa mırıldanarak orada Zehranm benzi tamsmen atmışleri mi vardı? Eir aralık Ali alev işlerini görmü|tü. O türkü bey tı. Alnmda ma\i damarlar kabarı hattâ blr iki fıçmın kapaklannm nından vuruldu. Topaç gibi yerinninde acı acı çınhyordu. Mosmor yordu. Burun delikleri ardlanna açık durduğunu göriiyordu. Ah, de döndü döndü düştü. Kadın hem el çabukluğu marifet, şu önündedudaklan taş kesilmişti. Gözlerin kadar gerili duruyordu. piştovları doldunıyor, hem de ateş de bazen ancak delilerde görülen Evvelce baba ana, hısım akrabası kilerin birinin tabancasını belinediyordu. Barut ve kurşun almak vahşi bir ateş parlıyordu. Fakat için köyde oynadığı Kardil rakıs den kapınca. fırlayıp o varillere üzere başını dondürünce, köşede onu götürmekte olan askerler onu ları ahenktar bir ifadenin en temiz bir ate» edebileydi. Ne var ki ya beşikteki çocuğunun ba?ında kan tekmeliyorlar, arkebüs dipçiklerile gidişini ve çizgisini buluyordu. piştovlar dolu değilse? Zehra o gördü. Beşiğe koştu. Çocuk tepeitiyorlardı. Onu köydeki büyük Güneşile yanan, kuraklığı ile kav anda yanan küçük bir çıra, fcir sinden, başının yumuşak yerinden kadırgalarm birine götürdüler. Ge rulan İspanyada müthiş bir enerji kömür parçası veya bir kibrlt için vurulmuş ve ölmüşrü. Kadtn bunu minin ambarır.a indirdiler. ile yaşayan, bu insanlar tarafm canını vermeğe raa idi. Neydi o görünce dslu piştovu ile gene maz ölü çocuğunun gözlerindeki bakış? galların tirine koştu. Ateş etti. Çe Orada bir sürü sarhoş askerler. dan idi ki Avrupa medeniyetine Kadın, artık etrafmda içki ve istemel teşkil edecek keşifler yapılonun etrafmda geniş bir halka teşkildiler. Fakfit ağac kütüklerinin tekle kan çanaklarma dönmüş yıarkasından arkebüs ateşi açıyor kil etüler. Bazı gemicilerin kalm mıştı. Dansları da o enerjilerinin Uşık ve yapışkan gözler gördü. kemerlerinde ikişer piştov vardı. bir te2ahürü idi. Kızın oynayışı lar dı. ve tercümesi Kafası hızla işliyordu. Seyircilerm Ona bir Bayle del Kardil oyna hayatın bir tefsiri Zehra artık cinsiyetfaıden çık masmı emrettiler. İspanya. mus değil, fakat doğrudan doğruya ken mümkün mertebe çoğalmalarını ve yamna yaklaşmalarını istiyordu. mış, bir savaş meleği kesilmişti lümanlarm elinde iken ramazan disi oluyordu. Pencereden pencereye koşuyordu dan önce kandil geceleri, kızlar ve Seyircileri, baba ve ana ve hısım Tam bu sırada, gemide jiiksek rütNihayet bir atmılık barutu kaldı. kadınlar evlerde dans ederlerdi akraba ile eşdostu ve yurdunun beli olduğu, öteki askerlerin hürSon fiske barutu acele ile pişto İ3tediklari işte oydu. Kadmın ke masmavi gökü idi. Kadm onlara metle ayağa kalkmalarmdan anlava boşalttı. Horozdaki çakmak ta der simsiyah gözlerinl büsbütün hizmet, yardım, çocuk velhasıl her şılan, bir adam içeri girdi. O da şını muayene etti. Taş iyi idi. Ka çukurlaştırıyor, yüzünün etrafmda şeysıni veriyordu. Bu verdikleri zilzurna sarhoştu. Zehraya ateş dm çocuğunun teşiğine doğru koş insan üstü ve esrarengiz bir güzel kendi gözlerinde az olduğu için dansmı oynamasmı söyledi. Zehra tu. onun kanh başını, kaldırarak lik hâlesi yaraüyordu. onlara, bir de raksediyordu. Bu onu oynamasmı bilmiyordu, fakat ne olduğunu işirmişti. Jitanaları dudaklarmı dudaklarma basarken Kadın kalktı ve oynamağa baş raksı gönlünclsn kopuyordu. pişto\oı da kendi başına doğru kal ladı. Fakat oynarken başı da hiç Fakat şimdi iş başka idi. Gene (Çingene kızlarını) çırçıplak soyu dırıyordu. İjte tam bu sırada ba boş dtırmuyordu. Düşünüyor. ku kadının salınifi, v» kırıta kırıta yorlar, bacaklarımn arasına büyük fS Â R I BUGÜN Sinemasında m MELEK W MENEKŞELER RENKL! Baş rollerde güzeller güzeli JUNE HAVER MARK STEVENS Size zevkine doyamıyacağınız iki saat yaşatacaktır. DİŞTABİBİ • BURHAN CEM | Babıâli, Ankara caddesi No. 99. Telefon: 20778 I