Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
11 Eylul 1048 CUMHUKIVhI yokuluğu çok zorlaştı Vapurlarda yer bulamıyan halk sefalet çekiyor • Zonguldak 10 (Hususî) Bir aydanberı Karadeniz yolculuğu çok zorlaş mıştır. Her iskelede vapurlarda yer bulamıyan yüzlerce kişı beklemektedir. Giresunla, Zonguldak arasında butün Denizyollan acentalarına uğradım <kamara yok» dediler. Acentaîarda yalvararak veya kavga ederek bilet istiyenler görülmektedir. Vapurlann hepsi dohı geçmektedir. Gerçi vapurlarda her iskelenin kamara kontenjanı vardır. Fakat aynlan bir iki yatak ihtiyacı karş.ılıy*amamaktadır. Dünci mevki salonları ,ambara dönmüştür. Bazı yolcular ma^aların üstunde, hattâ altında yaönaktadırlar. Yere yataklar serilmiş, köşelere hamaklar asıimıştır. Birınci mevki salonlarda geceyi kanape üzerinde geçirenler vardır. Guverteler pis bir haldedir. Bu arada yer bulmak içın kamarotlara pa:a teklifleri de vâki olmaktadır. Halk, Denizyollarından yabancı limanlra vapur işleteceğire limanlanmız arasındaki ihtiyacı gider mesini istemekte^ir. Şahabeddin Uzunkaya DİVSH Eski Bakan Suad Hayri Urgüblünün müdafaası bugün yapılacak Vunan heyeüle temas etmediği, bu yüzden de kibrit saüşının akamçte uğrandığı iddia edilen teknik ve murakabe heyeti başkanı Cemal Süleyman Vaner rin a% ukaü Atıf Benderlioğluna söz verilmiştir. Benderlioğlu hâdisenin cereyamnı takib ederek Yunanistandaki harb haline işaret etmiş ve bu işte müekkilinin hiç bir suıhali olmadıgını tebarüz ettirerek sozü müfettişlere intikal ettirmiştir: «tarih, müfettişlerin yapüğı bu ışi idare ve adalet dhazlarını çok karışık bir duruma sokan bir tahkikat olarak kaydedecekür. Müfettişler bu hâdısede muhakkak bir suç bulmak azim ve gayesile hareket etmişler, lehteki vesikalan asla toplamaımşlardır. Dış satışların idarece y&pılamıyacağı hususundaki mevruatı gdnnemek, vapıjr sevkiyatının ve Yunan iç durumunun aız€ttiği tehlikeler karşısmda Türk hazinesinin milyonlarını garanti etmek üzere yapılan hareketleri basit ve bayağı bir mantıkla suç sayrcak, suçların va gunahlarm en büyüfüdür. Müfetüşier bdgisızlik, kin ve ihtirasla dolu bir telkinin, kapkara bir niyetin esiri halınde hare'ket etmişlerdir.» Avukat himaye mevzuuna geçerek Zeki Çahkla müekkilinin hiç bir arkadaşhğı. hirr.ayesini tahrik edecek hiç bir dostîuğu olmadıgını şehadetlerl hatırlatmak suretile izah ederek beraet k»rarı istemiştir. Bundan sonra başkan Özyörük şu sözlerle duruşmaya son verdi: . Suad Hayr ÜrgübKinün veküleri başkanhğa bir istida vererek aralannda vazife takîimi yaptıklannı, müdafaalaruu böylece arzedeoeklerini bildirmişlerdir. Bunlarm bİF kül halinde olması icab eden müdafaalarınj parçalamamak için yann saat dokurda devam etmek üzere duruçmaya nihayet veriyorunv» Ankara 10 (Telefonla) Yüce Divan bugünkü duruşmasını Kibrit Fabrikası Müdürü Tevfik Taşçının avukatı Saim Hüseyin Aband tarafmdan yapılan savuumayı dinlemeğe başladı. Aband, Bakanın arzusunu yerine getirmek maksadile tutkal ve tomruk alma islerinde görevini kotüye kullanmaktan saruk olarak müekkilinin raüdafaasıru şöyle yapü: • Müekkilim Tevfik Taşçı huzurunuzda, eğer sevk sebeblerinin aksi hareketlerinden dolayı yargüanmış olsaydı, daha haklı, daha makul bir iddia ile karşıruza çıkarılmış olurdu. Onun tecziyesı içm ileri sürülen sebebler vazifçsini en iyi ifa ettiğine delil olacak hâdiselerdir. Yazık ki bunlara müteallik vesikalar yanlış anlaşümış, metinlerdeld mühim noktalar, kasden denilecek kadar, insanı endişeye düşürücü surette çıkarılmış ve bu suretle itham zinciri tamamlanraışUr.> Müdafi avukat bundan sonra Kibrit Işletmesi Müeessesesinin kuruluşunu. hukukî mahıyetini ve gerek inhisarla» ve gerekse Bakanlıkla olan müaasebetlerini izah ederek Tevfik Taşçıya isnad edilen suçların teker teker tafsiline geçmiş ve bunlann tahlili suretile müekkilinin mesuliyetine gidilemiyeceğini tebarüt ettirmiştir. Bürokratik zihniyet Geniş izahlan iki saatten fazla süreD avukat müekkilini suçlu sayan bürokratik zihniyet ve onun kötülükleri üzerinde ısrar etmiş, misaller vermiş ve: Müekkilim ilerlemiş yaşına rağmen bugüne kadar polis karakoluna dahi gitmemiştir» diyerek müekkilinin beraetini istemiştir. Bundan sonra Yunanistana kibrit satma işinde Zeki çalıgı himaye etmek için Bîtmeyen buhran Başmakaleden amam İlk (Donanma günü) eylulün 27 s'ınde İstanbulda kutlanacak ". , Baştarafı 1 inci nh'tede cağını, ilk Donanma Gününün, «Prevze Gür.ü> olarak kutlanacağını söylemiş, donanma günleri arttırüdığı ve ileride haftaya çevrildiği zaman, denizciliğimızin baçka. şanlı hâtıralarının da tesid edileeeğini ilâve ve sözlerine şöyle devam etmiştir: MiııııımBiramilIIIII!IIIII|[lllllBIIIIIIIIIII!IIN!imnilııııı«ıııiHrn.mııı....~. «Her çalışma devresi sonunda, DonınMa bir gezi tertib eder ve bu gezi çerçavesinde tatbikat yapar. İyi bir tesadi'f olarak gezi birkaç senedir Izmitin Kurtulus Bayramma raslıyor ve her afena Donanma, çok se\djğimiz Izmirlilerir. bayramnıa katıhyor. Bu sene de Paris 10 (R.) Yeni I'ransız kabiİzmire gördüğünüz gemilerle geldik, bunıian sonra pro?ramda tesbit ettiği nesıni kurmakla vazifelendirilmiş olan radikal sosyalist M. Oueuille, bu akmiî esaslar dairesind* yolumuza desam parlamentoda, itimad reyi istemevam edeceğiz. den önce söylemiş olduğu bir nurukta • Dcnanma Komutanı, eazetecilerin su Maliye Bakanüğını da üzerine aldığını allerine ce\ab vererek, Donanmanm e Fransamn malî ve iktisadi dunnnuyeni gemilerle takviyesi ümidinde ol nun düzelmesıne büyük eisenisıiyet dıığuım bildirmiştir. vereceğini belirtmiştir. * Bundan sonra garetciler. Donanma Nutuk sağcılar ve De Gaulie'cüler taKurmay Başkanı Amiral Burhanettin rafmdan şiddetle alkışîanmısto. SosErilkun tarafmdan kabul edilmişlerdir. yalistler d« M. Oueuille'yi alkıslanuşlar, Donanma Kurmay Başkanı da, gazete 'akat tasvibde sağcüar kadar hararetli cilerîe muhteüf mevzular üzerinde ko jörünmeiEişlerdir. Komünistler ise itinusrr.uş ve bilhassa İzniir matbuatında mad reyi vermiyeoekleririi bildirmişlermüsahede etüği gelişmeden takdirle bah dir. sebniştir Bundan sonra, gazeteciler, Toplanan reylerin tasnifî neticesinde gördukleri iyi kabulden çok mütehassis M. Öueuille'in büyük bir eks«riyetle olaıak Yauzdan ayrılm^lardır. Donan it'mad aldığı anlaçılmıştır. ma, daha birkaç gün limanımızda kalaeak \e halk, yarmdan itibaren harb gemilerini zdyaret edecektir. Izmir 10 (Telefonla) Donanmamız pazartesi sabahı îzmirden ajnlarak Paris, 10 (AP.) Avrupa Eionomik Kuşadası köylerinde demirleyecek, bir, Işbiriiği İdare Konseyi, bu akşam Paiki gece kaldıktan sonra Çeşmeye giriste toplanacak ve Amerikan yardım decek ve orada da bir kaç gün kalacak, s<»rınayesinin tahsis şeklini bir karara ayın 24 ünde istanbulda bulunacaktr. bağbyacaktır. Yetkili kaynaklardan öğDiğer taraftan bildirildiğine göre Atenildiğine göre, Avrupa kalkınma prog merika yardımı cümlesinden olarak <3oramına dahil iki memleket, Türkiye ve nanraamızm yeniden 4 muhrib ve iki Yunanistan Amerikan yardımırun ilk kruvazörle takviye edileceği sanılmakyü tehsislerinin taksim şekli hakkında tadır. baa jhtirazî kayıdlarda bulunacaklardır. İyi haber alan çeaTelere göre, Türkiye v» Ytmanistan difer memleketler için aynlan tahsisaü onaylıyacaklar. fakat muhtemel olarak kendilerine aynlnuş buluran tahsisierin küayetsizliğini bei <l'*'i+ Bastara.1t 1 inci zahijede lirteceklerdir. Hgili makamlar, bu iti' Son 2 sene içinde, Çukurova böl razların dddî bir anlaşmazlığa yol açgesinde yanmış olan fabnkalann a mjyacağı kanaatindedirler. d«di l*ınunla beşi bulmakodır. Geçen sene her biri 35Qp er işçi çalıştıran Adananın Mıllî Mensuckt fabrikası yanmıştı. Yeni Franstz Başbakdm itimad aldt Milletlerarası Kalkınma Bankası Baştarafı 1 inci sdhifede Sonra, en mühimmi, Halk Partisi Meclis çoğunluğu, teklifleri dinlemcyip de yürürlükteki kanunu değiştinrıeğe yanaşmazsa, Demokrat Parti, önümüzdeki umumî seçimlere giriniyecek ve Meclis dışında yaşamağa r a a olacak mıdır? Memlekefte şüphesiz büyük bir kuvvet tdmsil eden bir siyasî teşckkülün böyle passif bir yol rurmaya hakkı var mıdır? Biz, tam tersine, hangi şartlar albnda olursa olsun, Demokrat Partinin umumî seçinüere mutlaka girmesine taraflıyız. İki yıldır sürüp giden seçim muammasını çözmek için başka bir çare yoktur, kanaatindeyiz. Şimdiki kanunun zayıf kapılannı zorlamak istiyen adamlar, elbette gene çıkabilir. Büyük ölçüde haksızlıklara engel olmak. daha doğrusu hakkını korumak vazifesi, bu takdirde Parti teşkilâtma ve ona rey veren vatandaşlara düşecektir. Bu, dünyanın her yerinde böyledir. Başka memleketlerde daha muntazarn seçimler. yapılabiliyorsa. bu, ora hükumetlerinin bizimkiîerden daha dürüst olduğu için değil, fakat oralarda halkın idareyi dürüst olmaya zorladığı içindir. Ara yerde asayiş bozucu taşkınlıklar çıkarsa. bunun mei'uliyefi dö doğrudan doğruya Hükunıet* aiddir. Hatırladığımıza göre, son kanun üzerinde tartışılırken, seçim kurullannı ilgilendiren bir tadil tekfifi karşısında sayuı İç İşleri Bakanı. bunu doğru buhnamış, «Eğer kabul ederseniz. ben de yurd asayişuıin sorurnluluğunu üzerime alamaın» demişü. Şimdiki kanun, Halk Partisi Meclis çoğunluğunun istediği gibi Meclisten çıkmıştır. Şu halde o doğru dürüst yürütülemezse, kabahat sayın İç İşleri Bakanının sırtına yüklenecektir. Vaziyetl başka türlü izah etmeğe imkân göremiyoruz ve bunun için de kanun değişmedikçe Demokratlann, hiçbir seçime sirmiyeceği hakkındaki iddialara inanmıyoruz. NADİK NADİ Ara seçimlerde C. Halk Partisînin paroîası Bastarafı 1 inci ahıtede halindedir. Cumhuriyet Halk Partisi yüksek kademeJerinin, partinin seçim faaliyetlerini, bu istikamette ayarlarnak istedıkleri muhakkaktır. Iktidar partisi, telâşa kapüdığı hissini uyandırmamak, daha doğrusu teşkilâtında yer yer paniğe meydan vermemek için, bu yolda üstü kapalı çalışmayı tercih etmişti; muhalefetin, seçimlere katılmayışım fazla umursamaz göründüğü de bundandır. Hakikatte ise, Cumhuriyet Halk Partisinin, ara seçimler için parolası, «behemehal kazanmak» değil, «kaybetmek pahasına da olsa, mümkün olduğu kadar fazla vatandaşın sandık başına gelmesi» ni sağlamakur! Şimdiye kadar propaganda, Seçim Kanununun, mükemmel ve kusursuz bir eser olduğunu ifadeye hasredilra.şti.. Seçim günü yaklaştıkça, bu mevzudaki çalışmaların apğa vurulmasınj beklemek icab eder; zira muhalefetin de, seçim kampanyasını, yalnız bu cepheden açacağı anlaşıhyor; tek mesele, sandık başının kalabalık raı, yoksa tenha mı olacağıdır. Seçime girmiyen tarafların duvar afişleri hazırlamakta olduklanna dair haberler ahnmıştır; iktidar partisinin, buna karşı da tedbirler düşünmesi gerekiyor. Partiye, bu mücadelede düşen vazifenin zorluğu, hiç bir tarafta inkâr edilmiyor, bilhassa bazı yıldönümlerinde, törenlerde C.H.P. adına katılacak bir kalabalığın temin edilememesi, kötümserlere hak verdirir mahiyettcdir, buna rağmen, işurakin fazla olacağım uman CJIP. liler, gene de çoğunluktadır; bilhassa bağımsız adaylann, ban çevrelerde seçimlere hayli geniş bir hareket ve heyecan katacakları umuluyor; bu arada, Ankara Valisi Avni Do|arun Kastamor.ide Demokratlann oylannı da kazanabileceği iddia edilmektedir. Avni Doğan, halen kastamonu ve ilçelerinde dolaşmaktadır. Boludan bağımsız olarak adaylığını koyan, eczacı Saide de bu şans veriliyor. Filhakika Said Sakarya, geniş ölçüde bir seçim propagandasına girişmiş, Boluyu adım adım dolaşmaktadır Broşürler ve afişler hazırlamıştir. Bu te§ebbüse başlamadan önce de, Cumhuriyet Halk Parüsine pek nazikâne yazılmış bir istifaname sunmayı da ihmal etmenüştir. Kendisi hakkında, bizzat pek ümidli olan bağımsız adaylardan biri de, istanbul Şehir Tiyatrosu muhasebecisi Feyzi Boztepedir. Feyzi Boztepe, memlekeü olan Ordudan milletvekili çıkmak üzere harekete geçmiştir. Bize söylediğine göre, C.H.P. Uler, Feyzi Boztepeyi kendi adaylan olarak göstermek istemişierse de «böyle bir teklifi kabul etmeyi hıyanet saydığmdan» reddetmiştir. Rivayetlere göre, Ordudan C. HP. adına, Radyo Müdürü Nejad Saner veya Ordu Belediye ve Parti Başkanı Arif Onaün namzed gösterümeleri flıtimali kuvvetlidir. Giresonda da C.H.P. adrna Belediye Başkanı Cemşidin aday gosterüeceği soyieniyor. Bağmısız adaylar, CS..V. nin seçimlere gireceğinden fevkalâde memnun görünüyorlar. Bu suretle, C.H.P. liler, müstakü adaylıklannı parti disiplini dolayısile koyamıyacaklarından rakiblennin sayısı azalacak, karşüannda sadece parti adayı kaiacakür Seçime Ljüraki sağlamak için Cumhuriyet Halk Partisinin, ara seç'mler için bütün umidlerini, yalnız müstakü lerin uyandnacağı harekete bâğladığmı sanmak yanlış olur. Iştirakin fazlalığmı sağlamak için bir sıra tedbirler alındığı sezilmektedir. Bu arada, partili milletvekillerine de vaâfeler verilnuştir. İntihab yapıiacak illerin milletvekilleri, seçim çevrelerinds bu talimat dairesinde çalışacaklardtr. Ay sonuna doğru, C.H.P. adına yapılacak propaganda gezilerile nutuklaruım sıklaşacağı şüphesizdir. Genel Başkan vekili Hilmi Uranın Tokad seyahati, bunun bir başlangıcıru teşkil ediyor. Parti kanalından gelen haberler, Hilmi Uranm uğradığı yerlerde daha ziyade mahallî ihtiyaçlarla meşgul olduğunu belirtmekte ise de, bilhassa intihaba çok miktarda vatandaş kaolması konusunda mahallen görüşrnelerde ve fikir teatisinde bulunuldugu anlaşüıyor. Şimoi, ehemmiyet verilen cihet, muhalefeıe mensub olanlan küstürecek vesileler çıkanlmamasıd^, dava, bu vatandaşları da oykrını kullanınaya teş\iktir; sayın Hilmi Uranın, dünk'i konuşması da bu bakımdan manalı görülmuştür. Hilııui Uran, sözlerinin sonunda, Sıvaslı CJLP. lilere şu tavsiyede bulunmuştur: «Bütün vatandaşlara karşı hangi siyasî partiden olursa olsun, daima şefkatle ve nıuhabbetle mütehassis olunuz. İğbirardan fiaimg n7aW kalınız.> Mekki Said ESEN Demokratlann, umumai seçim kampanyası açmalan bekleniyor Izmir 10 (Telefonla) Celâl Bayar Çtşmede on gün istirahat edecek, sonra Izmire gelip iki üç gün kalacak ve eylulün son haftasında uçakla Ankaraya dönecektir. Celâl Bayar, Ankarada D P . genel idare kurulunun yapacağı taplantıya başkanlık edecektir. Bu toplantıda, açüdığı zaman, Meclise verilecek kanun teklifleri konuşulacaktır. Bunlar arasında başta seçim kanunu olmak üzere malî ve iktisadî konularla ilgüi kanun teklifleri vardır. Diğer taraftan Demokrat Parti genel idare kurulunda Meclisin bu tatil devresinde memleketin muhtelif bölgelerini gezmiş olan D.P. mületvekillerinin veifcekleri raporlar da görüşülecektir. Cumhur Başkanjım Meclisin açış nutkundan sonra D P . nin umumi seçıra kampanyası açması beklenmektedir. Bir feryad! ürk Cumhuriyetuün 25 ind senesi yüzüsuyu hünnetine bir nTnıımî af kanunu hazırlanıyor. Çoktandır hazırlanmakta olan bu kanufldan kimlerin istifade edeceğioi bılmiyoruz. Yalnız geçenlerde gazeteter, nişvet ve irtikâb cürümleri mahkum ve maznunlaruuB bundan istifade edemiyeceklerini ya2dılar. Ben isi ceza nazariyatı bakımındaB incelejecek değilim. Hangi cürumler cemiyette bir özür bulabüir. bangüari bulamaz, bu bir derin davadır. İçlerinde meselâ yedi yasında bir çocuğu kirletmiş adama mazeret aramak aftsle , istigaldir. Anasuu öldürmüş canavan j ne yüzle tekrar cemiyetin ortasına a' tarsınız. Bunlar tortudur. Bir daha arsmıza kanşmalarına imkân aramak büyük günah olur. Lâkin hepsi böyle nıidir? Ben bundan on, on iki yıl evvel, İmralının ilk tesisinde orayı ziyaret ctmiştim. Gördüğüm katiller arasmda eli öpülecek adamlar vardı. Messlâ birisi vardı: Babasi ileride giderken beş kı§i çıkmıs, adaıru, oğlunun gözü önünde öldürmüsler. O da arkadan yetişmış, çekmiî silâhını ikisini öldürmüş, üçüııü yaralamış. Otuz sene yemiş. Imrallda idi. T rnüzdeki pazartesi günü uçakla Amerikaya hareket edeoetir. Nvırullah Esad Sümere bu seyahatinde Maliye Bakanlığı Hazdne Genel Müdür Yardımcısı Naidd Alpar ile Merkcz Bankası Kambiyo Müdürü Reçad Aksan refakat edecektir. Nurullah Eead Sümer, bu akşam îstanbula hareket etmiştir. Heyetln diğer üyelerinin yann akşam trenle tstanbula hareket edeceği öğrenilmiştir. Wushingtondaki yıllık toplantuım 25 gün kadar devam edeoefi tahmin edilmeHedir. Dış İşleri Bakanımız dün Parise gitti îstanbul vapuru dün 260 yolcu ve 200 ton mal ile Marsilyaya müteveccihen limanımızdan ayrılmışür. < istanbul > ile bir müddettenberi hasta olup iyileşen Dış işleri Bakarumız Necmeddin Sadak da Paristeki Birleşmis Milletler Genel Kurul toplanüsında bulunmak üzere Fransaya hareket etmiştir. Eşile birlikte giden Dış işleri Bakarumızı, Vali, Emniyet Müdürü ve dostları uğurlamışlardır. Dış işleri Batcanı,' kendisile görüşen bir arkadaşımıza: c Bildiginiz giH Paristeki Birleş miş, Milletler Genel Kurul toplantıana iştirak jtmek üzere gidiyorum. Şimdilifc başka soyliyecek bir şeyim yoktur» demişür. Aynı vapurla Isviçreye tedaviye gitmekte olan eski Başbakan Receb Peker de hareket etmiştir. Kamarasından çıkmıyan Peker, arkadaşımıza demiştir ki : < Seyahatim tamamile hususî mahiyette ve tedavi maksadiledir. Gördügünüz gibi rair+<=ınm Isviçrede bir klinikte tedavi olacağım, iyileşir dönerim ve tekrar görüşürüz.» Bursada Demokratlarla Halkçılar arasında bir tartışma mevzuu Bursa, 10 (Telefonla) D.P. ÎI Ba§kanı Hulusi Köymenin, Demokratlar tarafmdan tertib edilen seri konferanslardan birinde, Bursa köylusünün parasızhk yüzünden et satın alamadığını ve bu yüzden uyuz keçi, faastalıklı koyun, hastalıklı tavuk eti yemek zorunda kaldığmı söylemesi türlü akislere yol açmıştır. Bir kısım köylüler, bunu kendilerine hakaret sayarak, Bursada çıkan bir gazete vasıtasüe Hulusi Köymenden tarziye istemlşlerdir. Hulusi Köymen ise, gazetecilerle yaptığı görüşmede iddialarını tekrarlıyarak, bunları köylülerle yaptığı müteaddid temasları esnasmda bizzat gördüğünü veya işittiğini söylemi§tir D.P. ll Başkanı hattâ Orhaneli ilçesine bağh bazı köyler sakinlerinin Bursaya gelerek dilendiklerini sözlerine ilâve etmiştir. Salâhiyetli bir idare âmiri ise bu husustaki ididaları reddetmiş ve Bur sa köylüsünün tam kalori aldığını ileri sünnüştür. Bursa C.H.P. Başkanı da, D.P. Başkanının sözlerini aparU propagandası> olarak vasıflandırmıştır Derviş Edesen Avrupa Ekonomik Konseyi bngiin foplanıyor Baştarafı 1 inci sa's fede Baştarafı 1 inci sdhifede edileceği hakkındaki haberlere ilâveten ulaştırmalarmm pek yakında tekrar bir Cumhur Başkanlığı askeri müşavir başlıyacağı kanaatinde bulurıduğunu liği ihdas olunacağı ve bu vazifeye Or açıklamıştır. İngilizlerle Ruslar birbirlerini general Kurtcebenin getirüeceği söylenitham ediyorlar mektedir. Inönünün dünkü tetkikleri Berlinden ilk tren dün Hancvre'a hareket etti Ziraal Bankası, sermayesinin 300 milyon iiraya çıkarılmasını istiyor Ankara, 10 (a.a.) 320? sayılı T. C. Ziraat Bankası kanunu üe vücud bulan ve Bankanın umumî faaiiyet v°. plâsman programının ana hatlarile kredilerin istihsal mevzuiarı bakımından millî ekonomi icab1arına gö • re tevazüünü tesbit ile vaziieli bulunan «Krediler düzenleme îükse'ı Kurulu» bugün, Ticaret Bakanı Ce mil Said Barlasın başkanl.ğmda saat onda Banka binasında toplantısınj yapmıştır. Yurdun ziraî kredi konu?undaki ihtiyaçlarını inceliyen kurul, Bankanın mevcud kaynak ve ünkânlarile elden gelen gayreti ve anlayışı göstermesine rağmen kaynîk ve imkânlarınm kifayetsizliği yüzünden çiftçilerimizin kredi ihtiyaçlarını yeter derecede karşılıyamadığını tesbit ederek, Banka sermayeftÂoin arttırılması lüzum ve zarureti üzerinde önemle durmuş ve: 1 Bugünkü şartlara gofe banka itibarî sermayesinin en az üç yüz milyon İiraya çokarılması ve istihsal faaliyetinin göstereceği ihtiyaca göre Devletçe yapılan sermaye ödemelerinin arttırılması, 2 Ziraat Bankasının Merkez Bankasından sağladığı ziraî reeskont kredilerinin daha müessir ve memleket için daha verimli bir şekilde faydalanabilmesi için tarıt? istihsal politikası ve tarım kredileri konularmın hükumetçe etıaflıci ?ncelenmesi, Temennisini izhar ederek Bankays muvaffakıyet dileğile toplaıtıya son vermiştir. Adanada bir fabrika daha yandı Bulgaristanın İstanbul konsolosu bize iltica etti Baştarafı 1 inei sahifede Karagözefin Konsoloshaneye bıraktığı mektubtan sonra ne diyeceği sorulan komünist Başkonsolos Poo Avramof, sinirli bir ifadeyle: « Karagözef, satılmış bir adamdır, bizce kıymet ifade etrnemektedir.» Konsolosluğa istifa mektubunu bıraktıktan sonra, seri bir vasıta ile îstanbuldan aynlan Dimitri Karagözef, bu esnada görüşmeğe muvaffak olan bir arkadaşımıza demiştir ki: « Buradaki hürriyet havasrnı teneffüs etmiıŞ olanlar Bulgaristanda hâkim bulunan korku ve terör havası içinde zaten yaşıyamazlaıdi. Ben ölmek değil yaşamak, lıem dfe efendice yaşamak istiyorum.» laşarak: Bir tesadüf olmalı, herhalde köye yeni gelmiş bir yabana, dedL Bu sözleri: <Aman şu küçük ktz, her şeyi bozuyor, ne berbad mahluk!» der gibi söylemiştL <Kızıl saçlı» run umurunda olmadığı belli idL Halbuki ben o anda bu kadından başka bir şey düşünecek halde değüdim. Bütün gece rüyamda onu gördüra. Alev alev yanan saçlan ile incecik siyah bir duman gibi kıvrüıp bozularak, gekilden şekle girerek korkunç yüzile etranmda dolaşıp durdu. Tutmak, yakalamak istedikçe dağılıp kaçıyor, arkaEindan: <Sen hakikat değiîsin, hayalsin, dumansın!» diye, bağırıyorum ve o kocaman çirkin ağzı ile gülüyordu. Sabah neşesiz, somurtkan uyandım. Kahvaltıda cicim içini çekerek postacının kalfaya bırakmış olduğu telgrafı gösterdi: «Bir haftaya kadar hareket ediyorum. Hareket tarihini ayrıca telleyeceğim, sevgiler. Celile.» Aman ne iyi, nihayet onu görebiIeceğiz! diye bağırdım. Fakat, ötekiler somurtuyorlardı. Sonra Meliha kendisine bir kaç çamaşır ve lâzım olan bazı şeyleri almak için şehre, apartımana gitmek istediğini haber verdi. Şakaklarını tutuyor, başırun ağrıdığmı, keyifsiz olduğunu, bu mecburî yolculuktan ne kadar sıkıldığmı söylüyordu. Birdentire kafamdan çıkan parlak bir fikirle yerimden sıçradım: Ben giderım. Melihacığım, ben senin istediklerini getiririm. Hem de biraz gezmiş olurum. (Arka& var) Bu sene de Mersinin Çukuıova fab rikası, Tarsusun Rasın Do'iur fabrikası ve Adananın Salih Bosna fabrikası yanmış bulunmaktaij:. SaJih Bosnanın fabrikasmda yangın değirmen kısmmdan çiKmı§, bu kısımda bulunan buğday va un anbarları tamamile yanmi|tır. Alevler rftakine dairesine de sirayet eımiş va erada da mühim hasara sebeb olmuştur. Yangm saat 24 te yatıştırJmıştır. Savcıhk ve Emniyet Müdürlüğü tahkıkata baslamıslardır. Çukurova Zîraai Kongresi Cebelüttarık, 10 (a.a.) (ünited Press): Bugün Cebelüttanğa dört AAdana, 10 (Telefonla) Çukurmerikan destroyeri gelmiştir. Bun ova müstahsili bugün Çiftçi Birliğinlax, îngiliz bahriyesine katılmak ü de yaptığı toplantıda Çukurova Zizere önümüzdeki üç hafta zarfında raat Kongresi adile bir toplanü yaburaya gelecek 25 • Amerikan harb pılması hakkındaki teklifi rensib etmiştir. gemisinin öncüleridir. Amerikan donanmasının 25 gemiİstanbul gazetelerinin başmuharrir den müteşekkil büyük kısrm, 15.000 lerinin bu kongreye dave: </iunması kişilik mürettebatile buraya 23 ey da kararlaşrruştır. Kongre tarihi he111de gelecektir. nüz tesbit edılmemistir. bize daha iyi göstermek ister gibi elektrik fenerinin altmdaki bir masayı seçmişti. Yukarıdan dökülen donuk, san ışığın halesi içinde bir kâbusu, fena bir rüyayı andınyordu. Garib bir iğrenme duyuyordum ama gene de ona bakmaktan, ona dikkatle, ısrarla bakmaktan kendimi alamıyordum. Halbuki o yüzünü daha riyade Melihaya dönmüş gibiydi. Sonra ağır bir hareketle bana doğru çevirdi ve' o iki taraflı acayib çehrede bir tebessüm. bana doğru bakan, sokulmak isteyen hafif bir gülü§ belirir gibi oldu. Melihanın: K"'1f>''im buradan! diye, nsıldadığını duydum. Komşum hemen ayağa kalktL Daha ısrfiarladığımız kahveler geimemişti. Fakat o da: Gidelim, evet gidelim! diyordu. Meliha bizi beklemeden hemen kapıya doğru yürüdü. Ona ancak dışarıda yetişebildik. Hâlâ heyecan içinde idL «Olur şey değil, olur şey değüî. diye, nırıldanıyordu. Heyecan içinde komşumun koluna girmesine, teskin etmek ister gibi sırtını oksamasma ses çıkarmadı. Öbürü vaziyetten memnun: Ürkecek bir şey yok canım, yüzü yanmış, zavallı genc bir kadın, kimbilir nasıl bir kazaya uğramıştır diye, onu teskin etmeye çalışıyordu. Hiddetle: Peki benim peşimden gelişi, her fırsatta karşıma çıkışı? dıye, bağırdım. Bunu söylerken birbirine girmiş olan kollarına bakıyordum. Meliha, bir kâbustan uyanır gibi silkindi. Komş.um, onun kolundan çıkü. Bana doğru yak Büyük bir Amerikan filosu Gebeiiittarıka geliyor AZAN : 0ERİDE ÇELAL 37 ' lşte'ckınl saçlı», bana inanmıyordunuz! dedim. Komşum yan dönerek merakla kapıya doğru bakü. Meliha da önu beaimle aynı anda görmüş olmabydı. Bizinıle aîâkadar değildi. Ornuzlan kalkmış, boynu biraz ileriye doğru üzaamış, dudakları sımsıkı kapalı, yüzü kıpırdısız ve solgun, kapının eşiğinde duran gölgeye bakıyordu. Obürü nihayet içeri girmeye karar vermiş gibi olduğu yerde kunıldadı, yürüdü. Ağır adunİaria önümüzden geçti, uzakta biı ınssaya gidip orurdu. Onu, ilk defa bu kadar yakından görüyordum. Yollarda arkamdan geldiğini duyduğum o telâşlı adımların sahibi, duvar diblerinde saklanan kızıl saçlı gölge karşımda, biraz ötede oturuyordu. Yalnız olmadığun için artık korkmuyordum. Komşuma sokularak: Odur, diye, usüdadım, Vallahi odur! Beni takib eden, pefjmden gelen Yok canım! diye mınldandı. ' . Ama o da artık karşısındaki masadan 'fözlerini ayıramıyordu. ^'Kadın, üzerindeki modaa geçmiş sade tayyöre, dağınık saçlarına rağmen güzeldi. »Görebildiğimiz kadar' görebüdiğimiz kadar diyorum, çünkü saçlaHH çok aeayib bir sekilde taramıştı. TTzun, ateş rengi kızıl saçlan, yuzünün yalnız bir taranna doğru karmakarışık perişan dökülüyorlardı. Bu yüzden bütün gördüğümüz küçük bir burnun ucu, uzun, yeşil bir gözdü. Fakat sonra hiç beklemediğimiz müthiş bir şey oldu. Kadın, masaya iyice yerleşince pervasız bir hareketle bize doğru döndü ve saçlannı geriye doğru itti. O zarnan yüzünü olduğu gibi gördük. Bu yüzün bir taran baştan başa kıpkızıl, korkunç bir yara idi. Komşumun yavaşça: Ne müthiş şey, zavalh kadın! Diye, mırıldandığını duydum. Meliha: Aman Allahım, aman Allahım! Diye, söylendi. Yüzü bembeyaz olrouştu. Bana gelince ,bir zarnan gözlerimi bu fcarkunç yüzden ayıramadım. Bir tarafı füt gibi bembeyaz ve pırıl pırıl, diğer tarafı krpkırmıa bir et parçası! Bir tarafta geniş göz kapağının alünda kısılmış gibi bakan iri şahane yeşil bir göz, diğer tarafta büzülmüş yan yarıya kapanmış korkunç bir delik. Bir taraiı melek, bir tarafı şeytan iki cepheli müthiş bir yüz ve sonra bu yüz, garib, vahşi bir pervasızlık içinde bizim masaya doğru dönmüştü. Hattâ kendisini ÇEKİÜŞİNDE Büyük ikramiyeyi kazanan Eczacı da talihinaen şîkâyetçi idi. 30 AĞUSTOS Londra, 10 "(B.B.C.) Alman başkentindeki durum, saatten saate artan bir vahamet kesbetmektedir. Dünkü nümayişten dolayı İcgilizlerle Ruslar birbirlerinı itham etmişlerdir. İngiliz askerî komutanlığının neşrettiği tebliğde şöyle denilmektedir: « İki defa Rus askerleri ile dolu jep arabalan İngiliz bölgesine girmişler ve tahrik edici bir surette hareket etmişlerdir. Ingüiz polisinin gayreti sayesinde bunlar nümayişçilerin elinden salimen kurtulabilmislerdir.» Ruslar tarafmdan nesred'Jen tebliğ, İngilizlerin, nümayişten uzaklaşarak Rus bölgesine girmeye çaLşan Almanrara mâni olduklarmı iddia etmekteydi. Buna karşılık îngiliz notası şöyle demektedir: « Nümayişe iştirak edenierin bir kısmı Rus bölgesinden gelmiştir. Bun lar geri döndfikleri zaman Ruslann tahrikleri karş^ında ?syan edip, Rus bölgesinde Kızılordu erlerini taşlamışlardır.» Şimdi komünistler Bus bölgesinde, bir mukabil numayiş terub etmektedirler. Bu nümayişin pazar günü yapılacağı bildirümektedir. Dün Ruslann ateşile ağır surette yaralanmış olan bir Alman bugün ölmüştür. lnsilİ2 kesimiudeki hastanelerde 5 a|ır yaralı ve birçok hafif yaıalı tedavi gormektedir. Rayigtağ binası üzerindeki Rus bayrağiiıı indir me|je çaU§an Ife yaşında Ü J çocuk öldürülmüştür. Ruslann. çıkardıklan yeni gjiçlükler Londıa, 10 (B^C.) Rnglaj Beründe yeni güçiükier çüsarmaya çalışmaktadırlar. Haya koridorundan yapjlan uçak nakljyatını tahdide tâbi tutacak bir Rus teklifi bugün Amerikan askerî TnafcaTnl;ırı tarafından nesredilnügtir. Hava kçtjjlorlarmda dgyamlı surette uçmakta olan Rus avcı uçaklarmın müessif bir kazaya sebebiyet vermelerinden korkulmaktadır. On beş senem var. diyordu. Imralmm 15 senesi işine gdre kâb yedi baçuk kâh beş sene demektir. Demek ki bu adam şündi kurtuMo. Buca kim ne der? Ben bu bahis üzerinde daha işin rivayeri çıktığı zaman yazılar yaznuftiTiu Evvelâ rüşvet almakla, irtikâb cürmüpü birbirine kanşGrmamak lâzımdır. Bundan sonra da bu cürümlerin esa^ı olan para veya malın miktarıra. cürmün İ5İenmenndeki hususî şartlara bakmak gerektir. Akşanı evindeki hafta f ya^ rusuna ilâç almak için tahsilâtırjdan üç lira sarfetmiş bir tahsildarla, defterlerde tahrifat yapıp zimmetine C ! » bin lira geçirmiş avarsyi bir tutnn': reva dîğildir. Hele bu arada hatayı adlî •kurbanlannın mevcudiyeti ihtimali Işi brisbütün kördüğüm hale jetirir. Size bunun bir başka nümunesini s şağıya kısmen naklettiğim şu mektuhla veriyorum: «Sayın Felek Bey, « kuvvetli kalemirrize gu^•enere'fe siîden şn arzedeceğim çok hazin ve aacıklı halimizin efkân umumiyeye bildirilmesir.i ve Büyük MUlat Meclisina duyurulmasını istirham ediyorum. Çok az maaşlı bir devlet memuru idim. Dört erkek çocuk fcabasıyım. İki sene evvel 3 lira rüşvet aldım diye Vekâlet emrine alındun. Param olmadığı içm kendimi müdafaa edecek avukat tutamadım. Üç seneye mahkum olduıru Temyiz ettim. Tasdık etüler. Şimdi cezanın infazı için beni arıyorlar. Burhaa Beyefendi, yemin ederim. Ben kat'iyyea rüşvet alnıadım. Nihayet adlî bir hataya kjrban oldum. Dört çocuğum, karım ve annem yalnız benim kazandığım para ile geçinmeye mahkumdurlar. Eğer ben 3 sene hapse girersem, anam dilenecek, kanm sokağa düşecek, çocuklarraı perişan olarak cemiyet içinde tam manasile belâ olacaklar. Gazetelerden öğrendiğimize gore, Mec lise veriien umumî af kanunundan rüşvet ve irtikâb suçları istifade edemiyormuş. Hırsızlar katiller, affedilirken, adlî hataya kurban gitmiş benim gibi baş, on zavalhyı efradı ailesile birlikte mahva mahkum etmek reva nudır? Tekmil ümid, milletimizin aftmda idi. Bu ümıdimizin de boşa çıkmamasını Cenabı Haktan niyaz ediyoruz. Bir de sizin ka« leminizden bekliyoruz...» Belki gerçekten bir hatayı adlî vardjr. T^1"" ohnasa bile üç lira aldı diye bir adamı aftan mahrum etmek bizün okuduğumuz ceza nazariyatı ile babili telif değildir. Bir ceza mütehassiii olan Adliye Vekilimizin de bu incelikleri bizden daha iyi kavradığına şüphenj yoktor. Bütün bunlardan dolayı, aftan istisnalar yapıhrken affedümesi hakikaten cemiyete ienahk, müstakbel mücrimlere bir teşvîk maiiyetinde olan ve aihayet insanlık bakmundan bir şin teştdl eden suçlardan ba^kasııu aftan istifade ettirmek çok yerinde bir karar olacaktn. Bu arada btr hnsud mahkum sımfı var. Bunlar lı«l*ım*« ne mahk«me karan, nc gıyabi ne viçahî btr muhakeme mevcud. BtınLar vatanoada ohnus. şurada burada kalmış, shasî sebeblerle meHjlekete «Mnememiş'vlsİfâlâ'kendilerine vize verilmlyen adamlar. Bunlann haB de çok fertdir. Suçlan varsa Içeri alıp teczfye erfmeli, yoksa, blr TürİTvat*naa«ını«'velet*l çu veya bu sebeble memleketten kaçmış da olsa içeri sokmamak ktmseırin hakkı de|?7dir. Bunlar ftserfaâeki )dar! mahkuniryerm de kaldmlmasuu isteriz. Bu' nun devamı znlfim ohır. haSsızlık olur. B. FELEK Sabık Çek Cumhur Başkanı Bjmeş gomütfjB Aiıyorum, alıyorum bir şey çıkmıyor diyordu Fakat bugün tam 200.000 liranın sahibidir. Prag 10 (AJP.) Çekoslovaiyanıa ejki Çıımhur Baskaru The, Edvard Beneş, bugün Sezinav* TJati'deki sayfiye evinin bahçesindeki bir.mezara gömulrmlştür. Mezar başmda biri Çek prc testan kilisesi ruhanî başkanı piskopos Frantisek Be<Jar'ın ve diğeri, katolik camiası başkanı bafipiskoposv.>îosef Be» Meraklı bir dava! ' rsn'ın idaresindç iki dinl âyia yapümış%r. Naaş mezara indirilirken Çekosl^Auckland, 10 (a.a.)(United Press) vakya millî raarşı çalmmıştır. Yeni Zelanda Hektrikçiler Birliği üTruman'ın beyannamesi yelen, bir riektrîk şirketini, tesisatın baz: kısnnlamıı tamamlarnak için, geWashington 10 (a.a.) (Usis) BaşlİTCik denilen bir nevi küçük hayvan kan Truman, Birleşmiş Milletler genel lardan faydalandığı ve bu suretle elek kurulunca alınmış olan karar gereğintrik işçilerini işlerinden mahrum ettiği ce resmen Birleşmiş milletler bayramı iddiasile mahkerneye vermişlerdir. An clarak kabul edilen 24 ekim gününü laşıldığma göre, bu şirket, iki yüz met kutiamak suretile Birleşmiş Milletler re urarJuğundaki bomlara kablo döşe teşkilâtını desteklemeğ* Amerikan milmek için bu hayvanlardan faydalanmak letini davet eden bir beyanname neşta ve böylece insan emeğile haftalarca retmiştir. sürecek bir işd gayet kısa bir zamanda yapmaktadır. Elektrikçiler Briliği. ileri ÖLÜM sürdüğü iidiada şirketi,çalışma çağına Merhum şeyh Zafir' Efer.di mahdumu, sa•îelmemiş işçiler kullanmakla itham et bık Belediye Sular İdaresi Müdür Muavini, Ayandan Emîr Muhitün Pasa damadl rrıektedir. Bay HÜSEYİN ZAFİR Buna mukabil de şirket, müdafaanaraesinde, kullandığı gelincikleria kanuıiî vefat etmiftir. Cenazesi, bugünkü cumarçalışma çağı olan 15 yaşını doldurma tesi gunj Bu;ukada, Yılmaztürk caddesinda numarah evınden kaldırüarak, Büyükdıkkr^u kabul etmekle bersber, elekada cam'ıiide ogle namazını müteakıb Bü» trüçi gelincikler arasında büyükanne o jj;:a;îa kabr.stanına defnedilecektir. lanlann bile mevcud bulunduğunu ileri Mevlâ rahrnet eyliye. Vapur: Köpruden saat 10 ve 11 dedir. sünr.ektedir.