Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
7 Arahk 1948 BİR DAKİKA Baştarafı 1 inci sahtfede tırmağa benim konsepsiyonum müsaaönce isbat etmiş olduğunu, fakat tah de etmez. dedi. Sinan Tekelioğlu, tekrar kürsüye gekikattan hâlâ bir netice alınamadığmı, ovyetlerin Berlinde bir kuk bilâkis aksi netıceleri göruldüğünü söy lerek ve bir takım isimler vererek ibulundu. Yorgi meselesinde la idare kurarak başına ge kdi. Kepek işinden dolayı suçüstü ya zahlarda tirdikleri Eber'i destekleme •valanmış birinin, bir daha kullanılma zabıt varakasının ortadan kaldınldığınl, yi vadettikleri sırada Berlinde yapılan jması Ofis Umum Müdürlüğünce tamira bu işle alâkalı olan Feridun Üstünün seçimler neticelendi ve Berlin halkının j edildiği halde. bir müddet sonra tekrar Toprak Ofis Umum Müdürlüğü İstanbugün Batı Avrupada hüküm suren ce jvazifeye alındığını, bunu işe alanın da bul mümessilliğine tayin edildiğini, hâsyrıca t.erfih terfih edildisini. edildiğini, avakkabı ayakkabı fabrirevanlara uygun bir fikir ve kanaat 'î^rıea fabri len İskenderun Ofisinde şef muavinliği beslediğini belirtti. Seçimlere halkın başında Yorgi isminde birinin, Ofisten vazifesini gören zatın 1944 sen«sinde Çumrada Anbar Şeö iken sahte uş tanyüzde seksenden fazlası iştirak eöniş. Verilmiş 1500 çuval buğdayı öğütürken ziminden üç aya mahkum olduğunu anbu da Berlin seçmenlerinin gayet fcuv yakalandığını, zabıtlar tutulduğunu, fa lattı. Bu sırada Başkan Feridun Fikri vetli bir idrak ve şuur ile medenî ve kat takib eden olmadığından Yorgiain Düşür.sel: beraet ettiğini, Erzurumda yüz bin livatanî vazifelerini ifa etmek ve hangi ı Soru. Toprak Ofisin muhasebei uralık bir suüstimale sebeb olan kimseveçheye yöneldiğini göstermek istedikdahilinde nin Adanada Bölge Müdürlüğüne tayİD mumiyesi değildir. Sualiniz lerini açıklamıştır. edildiğini ve Ceyhanda da bir hâdise görüşünüz.» dedi. Sinan Tekelioğlu: Alınan neticelere göre en çok kaza ynparak devleti bir milyon lira zarara € Bakan söyle dedi; siz söyletmek nan paıti sosyal demokratlardır. Bun Kıktuğunu ileri sürdü ve Toprak Ofis istemivorsunuz > dedi. Bazı sıralardan: lar, hıristiyan demokratlara nisbetle teki tahkikatın, Maliye müfettislerinden . Devam!> sesleri işitildl. Tekeliaşağı yukan üç misli rey kazanmışlar alınarak Ofis müfettişlerine devredilde cğlu, Toprak Ousteki yolsuzluklara dair dır. Demek ki Berlin halkı ileri de sınin sebcbini sordu izahlarına devam etti ve Ekrem Özturmokrathk taraftarıdırlar. Fakat komükün Bölge Müdürü olduğu sırada ErBakanın cevabı nist değildirler, ve komünizmin duşmasuiistimalinin bizzat Ofis umumî Cemıl Said Barlas: « Bu memlenıdırlar. be kaydına göre 177 bin lira olkette namussuz insanların tecziyesj naBugün Avrupaî bir zihniyeti temsil sıl bir zıruret ise namuslulara namus duğunu ileri sürdü. eden en ileri memleketlerde hükunı suz damgası yapıştıranlar da aynı su Cemil Barlas tekrar söz aldı; Ekrem süren zihniyet de budur. Bu zihnheti retle ceza görmelidir.» dedi. Fühakika Öztürk hakkındaki tahkikatın, kendiritemsil eden nıemleketlerin biri Ingilte Bakanhğa yeni geldiği sıralarda Ab nin namuslu bir adam olduğunu meyredir ve Ingilterenin bugün başındaki dullah Sümer isminde biriîinin, kendi dana çıkardığım tekrarla: t Benim sözüme kanaat etmiyorlarhükumet de sosjal demokrat bir hü s'ıne gelerek «Ceyhan Müdürünüz hırkumettir. Ingiltere halkı, bugün bu sızdır.» dedığirü, ancak yapılan tahki sa savcıya müracaat etsinler; savcı suçu hükumeti desteklemekte ve onun ileri katın, bu zatın namuslu bir memur ol l varid görürse elbette takibat yapacakliderliğini kabul ermcktedir. Anıerika dağunu ıre^dana çıkardığını, Erzururo tır. Yahud da cevabım tatmin etmiyorsa daki durum aşağı yukan aynı merkez rahkikatı esnasmda bürokratik h istizah yoluna gitsinkr.» dedi. Feridun zihİstanbula muvakkaten yoldedir ve bugün orada da iktidar mev nıyetin kurbanı olarak zimmetinde bir Üstünün, kii aynı zihniyeti temsil eden parti e kaç bin ton benzin görülmüşse de. bu landığmı ve kendisi Bakanlığa geldiklindedir. Fransada, gerçi durum istik nun da hakikat olmadığmm tezahür et ten sonra merkeze müşavir olarak geri rar ifade etmekten çok uzaktir. Fakat tığini söyledi. Maliye müfettişlerinin aldığını, kepek işinde suç unsuru görülburada da «üçüncü kuvvet» tabirile ifa Toprak Öfi?teki teft;şleriııin bhtiğini, ırediğini, Ceyhandaki susarn meselesinde olunan zihniyet aynıdır. Çünkü bu neticcyi B:.kanlık müfettişlerine bildi de yalnız Ofisin değil, bütün Türk tacirlerinin yanıldığını. İskenderundaki gün Avrupada itidali temsil edrn ve •.eceklerini kaydetti: memur a dair sözlerine de şimdi agâh her türlü ifrat ve tefriti bertaraf eden c• Her Bakanhâın namuslu ve kenzihniyet budur. Demek ki Berlinde hü duerine inanılır teftiş heyetleri vardır. olduğunu, tahkik edeceğini sSyledı. Bur.dan sonra gündemin diğer madküm süren zihniyet de bu Avrunaî zih Ban1 taalluk eden bir işte teftiş heyeniyettir ve Berlin kendini komünistliğ? tim varken başka Vekâletten teftiş yap desine geçildL l l ı ı maletmek değil, Avrupalılısa ve AvM,,,,11,mmıımıııi!ii!:iiıııııııııiıınni!ii! ! : i:'! :ııııımi"»MniH.. rııpa medenij ctine maletmek cmelindedir. Berlinde yapılan seçimler Toprak Ofiste suîistimaî iddiaîarı Meclîste görüsüldü Leylâyı arayan Mecnun! Hiç de haddim olvnıyardk aziz üstad Yahya Kemali bir parçacık değiştireyim: Dünya tnrıtnm akan 6 dui 1 inci sahtfede Abir muzibliği sanmaym. Zira onlar sadece tesadüfen birleştiler. «Hemphill» seyahat acentasmm hazırladığı âr dünya turuna çıkmak için müraatte bulundukları zaman, hiç biri tekini tanımıyordu. Bugün ise hepii gayet iyi arkadaşlar. Size dulları takdim edeceğım. Ama onlarm yaşı, güzellikleri vesauelcri hakkında hıç )ir şey söyîemiyeceğim. Malum ya... >onra kadıncaçızlarm başı derde gırebilir. Öyls ya Amerikcnın garbından, şarkmdan altı dul şehrimizde ve tstanbulda bir alay bekâr var!.. Mrs. Agnes Hickam, Mrs. Claraz Mager, Mrs. Adah Stacey, Mrs. Velma F. Baker, Mrs. Ruth Stephens, Mrs. AJleneene Wilcy'den mürekkeb hanımlar heyetine bir tek erkek refakat fc..nskte. Si va!v: . ^asının bir mümessili; gene, yakışıklı tam bir Amerikalı. Mr. Frank Dela Vega. Altı dul, dünya turu için 20 ekımde Los Angelos uçak aîanında birleştiler. Dört motörlü 50 küsur tonluk uçark, meydandan kalktığı zaman içlerinde çoğu Amerikadan ilk defa dışarı çıkıyordu. Hattâ bir kısmı pişman bile obnuştu. Amerika ibi bir memleketi bırakıp ta Asanm bozkrrlarına, Avrupanın harbden harab olmuş mıntakalarına gidilir miydiî tlk durak Japon adalarıydı. Tarihte dir^a A ^" a rikanın bir numarah duçmanı olmuş Japonyarnn manrarası onları hlç te memnun etmemişti. Yokluğu. sefaleti görmek için çok kalmağa luzum yoktu. Japonyadan sonra Çine geçtiler. Çin, oradan da feci hir halde idi. Bur.' c1' .. jinn Başîarafı mihenk taşı ^bi bir manzara arzediyordu. Arzm 'nerkezi sikleti buraya toplanmıştı. Komüustlerin Çin millî kuvvetlerile çarpı§ması... Yollara dökülen I S Ü V ' ^ T S îrısan. muhaceretin acı iablosu... Kozmopolit HongKong çehrinde, bugün insanlığm en büyük entrikaları çevrilmekte. Çin^< ' Ilırdistana geçmek n sanın gönlüne biraz olsun, su serpiyor. yadırgamıyor. Ama orada da fazla bir şey yok. S.,,r.a inen kafılemiz, beklenmedik hâd ] s° .ie karşılaşıyor. Şamda halk birbirine gırmiş; bizimkilerı otelden dışarı çıkarmıyorlar Hava meydanına ancak polisin nezaretinde nakledilebıliyorlar. Pazar günü §chmize inen misislerin şimdi Türkiye intibalarını ken di ağızlarından d;nliyelim: « Türkiye... Ne söyliyeceğimizi bilmiyoruz. Meğerse bizim, sizin hakkınızda ne kadar da az, üstelik 5anlış malumatımız varmış. İşittiklerimiz ve öğrendiklerimiz hep Türkiyenin en geri milletler arasında olduğu merkezindeydi. Fakat iki gün içinde yan^dığımızı anladık. Sizi. gene belki pek iyi anlıyamadan, tanıyamadan ayrılacağız. Ama. Uzakşarktan memleketinize gelen bir seyyah, buradaki bolluk ve refahı görünce şaşırıyor. Kadınla^rıvm şıkhğını. dünvanm hiç bir yerile mukayese edemiyeceğiz. Vitrinlerin manzarası, eğlence yerlerinin dolup taşması İstanbul şehrine modern bir «büyükşehir» manzarası verdiriyor.» Türkiyede üç gün kaldıktan sonra. Romaya gidecek olan Amerikalı kadmlar kafilesi oradan Ispanyaya, Portekize, Fransaya ve İngiltereye geçecek ve bu ayın 20 sinde Los Angelos'a varacaktır. Fetbi Pirinççıoğlu "Sinob,, datı kurtulanlar şehrimizde Mesele, dün Mecliste de görüşüldü ve Kefken adasınm liman haline getirilme» istendi Zonguldaktan kömür yükile Istanbula dönerken Kefken adasmda kayalıklara çarparak batan Sinob şilepinin kurtarılan iki tajfası, yağcı Sabit Topçu ve Fikri Aksüt dün, Adapazan postasüa Izmitten şehrimize dönmüşlerdir. Bir taraftan bu feci kazadan tesadüfen kurtulduklarına sevinirken diğer taraftan aynı gemide uzun zaman beraber çahştıklan arkadaşlannın aralanndan aynlmış olmasına üzüldükleri anlaşılan bu iki gemici, dün akşam gazetecilerle görüşmüşlerdir. Korkunc facianın izleri gemicüerin vüzlerinden silinmemişti. Hâdise anındaki korkuyu hâlâ muhafaza eden bir halleri vardı. Faciayı, daha evvelce de yazdığımız gibi anlatüktan sonra şöyle dediler: « Bu korkunc faciadan nasıl kurtulduğumuza şaşıyoruz. Geminin yegâne yolcusu olan mühendis Mustafa Saminin cesedi de bulundu. Kaptanımız mahir, kı\Tnetli bir denizci, daha doğnısu bir denjz kurdu idi. Gemi de söylendiği kadar çüriik değildi.> Hâdiseden sonra cesedleri bulunan başçarkçı Vasıf Koçak, ikind çarkçı Mithat Ongiden, telsiz memuru Nuri Selim S ı m ve gemici Mustafa Kurtun cesedleri bugün şehrimize getirilecek ve merasimle defnedileceklerdir. Ankara 6 (Telefonla) Bugünkü Mecliste söz alan Aydın milletvekili Mithat Aydın, Sinob »ilepi kazasını bahis mevzuu ederek, bu mevkide her sene bir kaç delikanhnın öldüğünü söylemiş ve iki ada arasmm liman haUne getirilmesini istiyerek bunun iki milyon liraya yapüabileceğini kaydetmiştir. Amiral Şükrü Okan (Kocaeli) de, ufak bir himmetle Kefken adasmın barınılabilir bir hale getirilebüeceğini, iki ada arasının moloz ve eski gemilerle doldurulabileceğini anlatmışür. Bundan sonra kürsüye gelen Bayındırlık Bakanı Nihad Erim, Ereğli limanı inşaatınrn tamamlanmasını müteakıb bu limandan boşalacak taş döküntülerinin Kefken adasma getirilerek, iki ada arasının doldunılacağını büdirmiştir. ıUarca ne gördüm, ne de bir kimseye sordum edıyor «Garib turistleri» sakın arab hele kalb agrılarıra durdu diyordum merikanın tuhaf teşekküllerinin Diyordum ama durmamış. Ge.ne içim rahat eîmedi. Aramaya başladım. Babıâlide yok. Halkevlerinde yok. Üniversitede yok. Mekteblerde yok. Projesörde yok, talebede yok, gencde yok, ihtiyarda yok. Nihayet çok şükür Bayazıd yolunda Sahajlarda rastladım. Küflü ve tozlu raflarda b'ıraz oîsu.71 btrbirİTntzin yüzünü görebildik. Tabiî Türk dilinden bahsettiğimi aruaw.ışsrnızdır! D. N. Bayarın nutku Komünistlerin Berlin halkını tehılid ederek bu Avrupaî zihniyetten çeviımek için sarfettikleri Kayretler bo=a girmiş bu!unu\or \e boşa girmesini gayet tabiî görmek icab eder. Çünkü A! Baştarafı 1 inci sahıjede Atina, 6 (Hususi surette giden arman halkı Avrupalıdırlar ve Avrupa lar ise, söylentilerin doğru olmadığmı kadaşımız Ömer Besim Koşalay medeniyetini tekâmül ettirmek isteıler. belirterek, şayiaların, Celâl Bayarın son Alman halkı, ancak yese uğradığı ve telsizle bildiriyor:) Fenerbnhçe ta konusmalarından galat olabileceğini kımı ılıinci maçını bugün Panatinabir kurtuluş çaresi bulmsdığı zaman kaydetmektedirler. Bu çevrelere göre, ikos stadında Pire şampiyonu Olimbelki Avrupanın doğusunda hâkim opiakos'la yaptı. Hava güzel, fakat muhaleiet bu mevzuda bir iki sondaj lan ve bir aralık bir şekli Almı:nyada yorn, bayram dola yapmışür. Birisi, koalisyon, daha doğhüküm süıen zihniyete başvuruHar. fa rüzgârlı rusu «millî hükumet» formülüdür. Bu kat bu da ancak yesin dojurdnçu mo7 yısile çok kalabalıktı. Merasimden hükumetin teşkili üe intihaba gidümebuhane bir hareket olur. Busunse Al sonra maç, Atinanm tanınmış hake sini açıkça teklif etmişlerdir. ; . •> , m j Astcoyejakos'un idaresinde başCelâl Bayann Edirne nutkunun akisleri manlar ıçın ıkı yol da açıktır. Almanl ]ladı. ^ Halbuki evvelce Ciciş adlı haSon Edirne nutku ise, gene bu çevreya ya bir sullıçu batı devleti olarak sullıçu batı kem üzerinde mutabık kalınmıştı lere göre, Celâl Bayarın, Amerikalüann inkişaf eder ve bah medeniyetini mevNeden değiştirildi, anlıyamadrm. Çine yaptığı muameleden cesaret aldıud ve mukadder olan kemaline erişFenerbahçe, sahaya şu kadro ile ğını göstermektedir. Bilindiği gibi det'rmeğe çalışan bir devlet olarak ortaya mokrasiyi bir türlü tesis edemediklerinÇikar, yahud yesin vcrdiği en son hızla çıktı: Cihad. Erdoğan, Ahmed, Salâhad den dolayı Çine yardımın kesileceği kaydogu Avnıpaya alet olur ve bu tarzı Erol, İbrdhim, dedümiştir ki, CH.P. çevreleri, bunda hareketle Almanlık ruhunu tchrib eder. din, Galib. Müjdad, başka sebebler bulunduğuna kanidirler. Berlin seçimleri, Almsnlann batı Suphi, Lefter, Halid. Bayarın Edirne nutkunun, bu mahfilOjmn başlıyor zihniyetile ve bujün batı lilmiyetini ler üzerindeki akisleri, Demokrat Parti Olimpiakos, maça canlı ve sert temsil eden ruh ile hareket ettiklerini belirtmiştir. Bu ruh hem demokratlığı, başladı. Bu sertlik, Feneri sıkı oyna Başkanının açıkça meydan okuduğudur. Ancak bu nevi tehdidlerle seçimlere gihem sosjal ileriliği ifade etmektedir. mağa sevketti. Goze çarpan ilk hâdilemiyeceği belirtiknektedir. d:se. Ohmpiakosun tekmelerine haBu. Almanya hesabma bir sıhhat ve Sadık Aldoğanın muvazaa iddialan gürbüzlük alâmetidir. Demek ki Sov kemin mütemadiyen göz yummasıGeneral Sadık Aldoğana gelince; Ceyetlerin Ahnanya ile elbirliği yaparak dır. Büyük süratle geçen ilk devre, bütün Avnıpaya hâkim olmak, bütün Cıhadın iki mükemmel kurtarışından lâl Bayarın «Sizlere şunu tebşir edeyim ki yeni seçim uzak değildir. Yakında bir Avrupayı çiğnemek ve bu sayede dün sonra golsüz bitti. scçimle karşılaşacağız.» şeklindeki cümikinci devre yanın bütün mukadderatma tahakküro lesini tahlil ederek diyor ki: etmek sevdası. henüz Ahnanyanın iliİkinci devrenin 8 inci dakikasında Celâl Bayar, seçimlerin yakında ğine işlememiştir ve kolay kolay iş' santrafor Vasilyadis'in yakından atyapılacağını tebşir etmekle, İnönü ile anlemiyecektir. j tığı gol, heyecan içindeki Etadyomda Malatya, 6 (Hususî) 2065 No. 1 laşmış olduğunu açıktan açığa ortaya Bu tezahür Almanya hesabma kayda | ™ t h ı ş taşkınhk havası yarattı Ha kcymuş oluyor ve muvazaayı cerhedümez marsandiz katan, Doğanşehirde hattan değer bir başand.r ve batı Avrupa dev1 ^em de heyecana kapılmıştı. İhtımal şekilde bizzat kendisi isbat etmiş oluyor çıkmış ve Malatyadan istenilen yardım ekipi, hâdise mahalline giderken rayletlerinin bu başandan favdaJanan* b u heyecanı yuzunden olacak, YuAldoğana göre İnönü ile Celâl Bayar: dan çıkmış olan katarla çarpışmışbr. Almanyayı sulha kavuşturmalan icab j ^an takımmın 12 kışı oynadıgını da <Mi!let Partismin teşkilâtı genişlemeden Böylelikle ikinci bir kazaya sebebiya farkedemiyordu. eder. elbirliği ile seçimi yeniletelim» diye verilrr'iştir. Mar=3r.diz katarınm devrilinci dakikada Halidin beraber rek anlaşmıs. Halk Partisi Genel BaşkaBerlin halkının komünistler tarafın lik18golünden mesi ile bir kişi ölmüş ve bazı kimsesonra sporcu halkın ısdan yapılan bütün tehdidlere ve «ya lıkları arasında 12 nci Yunanlı sa nı gene Celâl Bayarı ikna etmiş. kendi ]?r varalanTnışlardır. rın size gösteririz» tamndaki bütün ta hadan çıkarıldı. Maçm heyecan ve nüfuzunu kullanacağmı vâdetmiş, Baarruzlanna rağmen Avrupalı bir millel sürati, büsbütün artmıştı. Nihayet, yar da bu teminattan memnun olarak propagandaya koyulmustur. olduklannı ispat etmek cesareüni gös 32 nci dakikada sağdan gelen bir Demokrat Parti mahfilleri, ruya tâbitermeleri ve batı bir Almanya devlet» Olimpiakos akmmdan sonra Cihad, kumıak yolundaki teşebbüslrre herhal tam degajım yaparken hakemin dü rine benzettikleri bu yorumu cevaba değer bulaTr^ımıskrdır. de daha fazla hız verecek. bu da Al dük sesi duyuldu. M. S. E. manvanın kalkmarak Avnıpa muvazeCilıad, kaleden çekiliyor nesi içindeki rolünü daha tesirli bir Fenerbahçeje penaltı verilmişti. tarzda ifa etmesine yardım edecektir. îktisad Kongresi hakkında Bu kararı, biz de ancak penaltı yeKomünistlik Avrupa medeniyetine ri gösterildikten sonra anlayabil Meclise takrir verildi deıinden ve kokünden bağlı. vüksek dik. Bizim takım, bu haksız karara Ankara. 6 ıTeîefonla) Nureddin şuurlu milletleri iğfal edememekte ve boyun eğdi. Konuşma, 10 dakika L'nen (Çanakkale) İstanbulda toplankendi tarafına çekememektedir. Bu da kadar sürdü. Cihad, bir sportmene n,ış olan İktissd Kongresi hakkında Tiherhalde batı camiasını daha fazla kuv yakışan her zamanki halile, kaleyi, caret ve Ekonomi Bakanlarından izahat vrtlendirmeğe yardım edecek bir amil Olimpiakos'a bıraktı. Ne yapalım? istiyen bir takrir vermiştir. Efendilik gene bizde kaldı. Bugünkü ; S ır.diki halde durum bu mahiyette maçta hakemin halini seyirciler de nonyos ile yapılacaktır. Son maç da dir ve bu dunıtn herhalde mühim neti hoş görmediler. pazar günü Panatinaikos'la oynanaccler verecektir. caktır. Diğer maçların günleri Ömer Besim Ömer Rıza DOĞRUL Üçüncü maç, çarşamba günü Pa Fsnerin dün Alinada yapfığı ikinci maç oldu Seçimin yenileneceği şayiaları Ankarada fekrar dolaşıyor Başmakaleâe* devam lürriyet maskesile örterek totaliter bir rejimin biitiin kötü geleneklerini yürütmek imkânsız değilse bile çok zararhdır. Bu yola sapan zümreler memleketi işte şimdi içinde bulunuğumuz tehlikeli bir çıknıaza sokmaktan başka bir netice elde edemezler. Biz üç yüdanberi bu haldeyiz. Dur[uğumuz yerde ayak sajıyor, battâ geri geri kayıyoruz. Bayann dediği gibi «saplanıp kaldığımu çıkmazdan milletçe açık alınla ve vatanperverae bir hamle ile sıyrıbp yükselmek hepimiz için bir yurd borcu olduğu kadar bugün henüz iktidann elinde mlunan bir bnkândır da. Bu imkânı Türk milletinden esirgeyerek fırsatı mahvetmek gafletine düşmek, tarîhin ağır hükmüne katlanmayı bugünden goze abnak demek olur.» Ba5tara.f1 l inci sahtfede NADİR NADİ kendisinl tatmin etmiştir. Komünist cereyanın Bulgaristandaki dehşetine kapılan ve bu tesirden kendisini kurtaramıyan Bulgaristan yolcusu orada bulunan akrabalannuı derhal öldürüleceği korkusile isminin yazılmasını katiyyen istemedi. Anlattıklan, oradaki son hâdiseleri pek yakından gören, takib eden bir insan olmak sıfatile ehemmiyetlidir. Artık hür bir memleketin havasını göğüs dolusu teneffüs ettiğine kanl bulunan bu yolcu, Bulgaristanm bugünkü vaziyetini şöyie anlattı: t Benim anlatacaklarım, öyle saMarshall programının idarecisi nıyorum ki, bitaraf bir görüşün mahperşembeye Yeşilköye gelesulüdür. Bugünkü Bulgaristan, tarihin cek, fakat ancak bir buçuk hiç bir devrinde tesadüf edilmemiş bir saat kadar kalacak diktatörlük idaresi altmdadır. Bugün, Bulgaristanda hemen her hususî teşeb(AP.) Ajansı bildiriyor: Avrupa alkmma Programı İdarecisi Paul Hoff büs ve müessese süratle devletleştiriliman'm perşembe sabahı saat 6 da Pan yor. Komünist Bulgar hükumetinin. merican Dünya Havayollarmın bir yol Moskovadan aldığı emir gereğince hau uçağüe İstanbula geleceği bugün bu zırladiğı 5 yıllık «Sovyetleştirme plânı». bugünlerde tatbik mevkiine konacaktır. çirketten öğrenilmiştir. Seri bir tetkik gezisi yapmakta olan Bundan önceki iki yıllık mahud plânın aul Hoffman tstanbulda ancak bir bu neticelerini gayet iyi anlayan Bulgar uk S3at kadar kalacak ve 7.35 te As halkı, bu yeni plâna büyük bir korku ile bakıyor. Bulgaristanda hemfen her yaya harekete edecektir. şey kooperatif esasma dayanıyor. Şimdi bu kooperatifler birleştirilecektir. Halk. komünist hükumetin koyduğu prensipler dahilinde hareket etmeğe mecbur tutuluyor. Meselâ, kooperatiflere girmek mecburidir. Buna aldınş etmiyenler önce takibata maruz kalırlar, sonra da ortadan kaybolurlar. Bulgaristanda yer yer Savaronanın satılması gizli ayaklanmalar diişünülmüyor Hoffman şehrimize geliyor Cumhur Başkanlığına aid olan Savarona yatunn sablığa çıkanbnak üzere olduğuna dair haberler, gazetelerde gene görülmeğe başlanmıştır. Oğrendiğimize göre Denizyollan idaresine bu hususta hiç bir resmî malumat verilmemiştir. Yalnız, Ulaştırma Bakanlığı, büyük masraflan olan bu lüks yatın en ekonomik bir halde nasıl ve ne kadar masrafla muhafaza edileceğini Denizyollan idaresine sonnuştur. Idare, personel ve diğer masraflannın kısılması sureüle yatm, senede asgarî 75 bin lira sarfedilerek bakılabileceğini büdirtniştir. Bu masrafm da Cumhur Başkanlığı bütçesinden değil, Ulaştırma Bakanlığı bütçesinin bakım kısmından ödeneceği anlaşılmaktadır. özçobana Mecliste dün izin verilmedi Ankara, 6 (.Telefonla) Hastalığı ve ailevi sebebler dolayısile bir buçuk ay izin istiyen Kemal Özçoban (Afyon) ın bu isteği, bugünkü Mecliste reddedildi. Başkanlık, şifreli tamim meselesi görüşülürken kullandığı sözlerden dolayı Kemal Özçoban hakkında disiplin cezasını gerektiren bir muaır.elenin mevzuu bahis olduğunu bildirerek, bu iznin verilmesini umumî heyetin takdirine bıraktı: « İzin verirseniz muaır.ele, Meclis» avdetinden sonra yapılacaktır.» dedi. I:in isteği oya konulurken Rasih Kaplanın: t Gelsin, Mecîise hesabını versin, öyle.> diye bağırd;ğı işitildi. Sadece Dertıokratkr, lehde oy kullandılar. Maliye Bakanmm izahaü haftaya kaldı Ankara, G (Telefonla) Ahmed Oğuz'jn, Türk parasının değeri hakkında Maliye Bakanllğmdan sözlü sorusu, bugünkü gündemde idi. Bilindiği gibi takrir sahibi, hülâsa olarak, yeniden bir enfiasyona gidildiği er.disesini izhar etmektedir. Maliye Bakanı kürsüye gelerek, bu sorunun 13 aralık pazartesi gününe tehirini rica etti. Kabul olundu. Batıhların Balkanlardaki Elçileri toplanıyor Hususî bir uçakla YunanisUından dün bir Amerikan asker! heyeti gelmiştir. Atıerikanın Bulgaristandaki Hava Ata=esi Albay Pitchiord ile Ingilterenin Sofypdaki Hava Ataşesi Albay Green de heyet arasında bulunmaktadu. Öğrendiğimize göre bu h'yet, yarm uçakla Sofyaya gidecek. oradan Amerikan Elçisi Mr. Donal Heath'i alarak Londraya hareket edecektir. Londrada. Ingiltere ve Ameriksnın Balkanlardaki elçileri ayın dokiızunda mühim bir toplantı yaparak Balkan memleketlerindeki son siyasî gelişıreler: gözden geçireceklerdir. anlatan bu afişler, gene geceleyin süratîe toplattınlıyor. Şimdi, Bulgar komünist hükumeti bu işleri yapanlan aramaktadır. Büyük şiddet gösterildiği için rejim aleyhinde en ufak tezahürat yapılamıyor. Böyle bir hareketin sonu muhakemesiz ölümdür.> Hattan çıkan katarı kuriarmağa giden ekipin ya^tığı kaza Irkdaşımız, Bulgar halkının Türkiyeye karşı olan hislerini şöyle ifade etti: « Bulgaristanda 2015 ve 21.15 saatleri, yemek zamamndan çok daha kıymetlidir. Bulgar halkının yüzde sekseni Ankara radyosunun bu saatlerindeki türkçe ve bulgarca neşriyatını takib ediyor. Büyük alâka ile dinlenen bu Bulgaristandan gelen ırkdaşımıza, bü neşriyatla, Bulgar halkı, komünist retün bunlara rağmen Bulgar halkının jime karşı duyduğu kini bir kere daha j herhangi bir tepki gösterip gösterme hiss ediyor. | diğini sordum: Şunu bilhassa söylemek isterim: Bulj « Evet, dedi, Bulgaristanda yer yer gar halkı komünistliğe karşı bir kale I ve çok gizli ayaklanmaları görmek ve saydıkları Türkiyeye bir kurtarıcı görejim aleyhindeki hareketlere tesadüf \ zile 'bakmaktadır. Bulgaristandaki tarihî j etmek mümkündür. Buraya gehneden Türk hâkimiyeti her vesileyle anihyor. I takriben 10 gün evvel duvarlara, üzer Türkiyenin komünistliğe karşı gösterdi! lerinde «George Dimitrov ve Vasil Ko ği mukavemet de, biz Türklerin övün' lorov'a ölüm!» ibaresi yazdı afişler asıl mesine sebeb olacak kadar kıymetlenI dı. Zaman zaman duvarlarda görülen diriliyor.» ' ve komünistlerin kahrclması gerektiğini \ Hüsameddin POLAT Kurulmakta olen yeni yeni komünist teşküât ve miiesseselerinde baş mevkii alanlar Bulgaristanm en cahil kimseleridir. Bunlann idaresi halkı tiksindiriyor, fakat ne çare ki, bunlann emirierine boyun eğmek mecburiyeti vardır. Bulgaristana sokulan komünist rejim, Bulgar halkı arasında zerre k'adar tutunamamıştır. Rejimden faydalananlar bir tarafa bırakılırsa halkuı yüzde sekseni komünizme muhaliftir. Halk, kutsî telâkki ettiği zihniyetinin bu derece istismar edilmesinin de mümkün olabileceğini hayretler içinde müşahede ediyor.» N1N Carclhar Sorkısınıo Ve Rumboiimn » in tefrikası: 3 devam eder. O gece, Acıbademde bir düjüne gitmistir. Oradan, sabahleyin beş buçukta evine doner. Kansma ayak seslerini duyurmadan cdaşına girer. Mcsuddur. O gece, çok guzel bir kadınla tanışmıştır. Nakleden: Hamdi VAROĞLL1 tehlikeli bir hastahğın dalçınlığından henüz o akşam uyanmıştır. Fakat uyku Muharrir, eşya müîayedelerine me taklidi yaparak, kansmın odadan çıkrakhchr. Evlerde yapılan müzajedelere masım beklemektedir. O çıkar çıkmaz, gitmekten hoşlanır. Eski sahiblerinin e yataktan kalkıp masasmra başına gclinden çıkıp yeni yahancı sahiblerin e çcccVtir. Karısı Sabiha. karjolanm ayak üne geçecek olan eşyanın, hal diliyle ucunda, için için ağlanıaktadır. Hasta, bir şeyler anîattıklannı, hayatlarma ya bütün hi7İle uçuruma doğru giden bir kındnn karıstıklan, hizmetlerinde bu otomobili. sonra da canhıras bir kadın lundukları msanlardan i?ler taşıdıklannı cığlığını hatırlar. Bu korkunç hayal talıayyül eder. Bir gün gene böyle bir arasında, odanın içini bulanık gördüğümü^avedeye gitmistir. Kesesine uygıın nü farkeder. Bu bulamkhk. ağlayan kabir biblo almak niyetüıdedir. Fakat ara ri'ının karşısında kendi gözlerinin de tîiîinı bulams?. ÇıVıp gitmck üzere iken. yasarmiş olmasındandu. Bu göz yaşlaVorHorun bir kiısesinde, bir küçük yazı rını karısmm sezip sezınediğini düşiinür. masası gözüııe ilisir. îngiliz yapısı, çok Sezmis ohnasını temenni eder, çünkü o güzel bir rçr.rça olan bu yazı masasını ?aman kadın. belki artık aglamıyacaktır. ucuza satın ahr. Ya7ihanenin ufak tefek kenc'isi de bir vicdan âzabmdan kurrutamire ihtivarı vardır. Getirttiği usta, lacaktır. Karısı lâmbayı söndürür. odaraannm tamiıicrini >aparUen, gözlcr dan cık?r. Hasfa da yataktan kal'car, den hirinde bir dorier buHır. Muharrire 7ahmetle masafinın başına şreçer. Bir getirip verir. Muharrir de^eri açar, gözü açar, oradan bir defter rıkarır. bakar. Sonuna kadar okur. Nesretmeğe Defterin ilk sahifosinde. hes sene evvel, karar verir Bu bir hatıra d?fteridir. Sa bir temmuz gecesinin sababı yazdığı bir sonrasına h'.bi, yatakta yatan bir hastadır. Czun, cümlc vardu:. O cümleden İki günlük hülâsa ediyordu. Dağ gibi yığılı sandviç ta nrıl fuıl dönüşünü andırıyordu. ayni gözleri, ayni sabit bakışlarla bana vidan, ilk evlendiğimiz sıralarda, Sabibaklan, ampullerin ziyssmda mücevCazbanduı coşkun nağmelerine uyan bskarken gördüm. hanın dilinden düşmiyen bir isimdi. Çoherler gibi pınldayan mey\a yığınları, ayaklardan bir çoğu, döne döne, derinTam bu sırada, kadın elindeki don cukluk arkadaşı olduklannı, çok sevişeriyip İzmirda . su haline gelmiş altını, yakutu. lere gömülen bahçe yollarına doğru durma tabağını masaya bu"aktı, yerin tiklerini biliyordum. Bahası \ zümrüdü andıran, billur surahilerdeki daldılar. Fakat meydan tenhalasmıyor den ayrüdı, aheste adıınlarla bana doğnı yüksek bir vazifeye tayin ediüp oraya çeşid çeşid içkiler göz karaaştınyor; (du. Dansa yeni katılanlarla, gene es yürüdü. gidince, dostluklan süc sık mektublasgarsonlann, uşakların, tepsi tepsi taşı ü s i kadar dolu idi. Yanıma kadar geldi, karşunda durdu maktan ibaret kahruştı. Bu. Cavidarja Düğünde içtiğim çeşidli içkilerin te dıklan tepeleme dolu dondurma ta Affedersiniz beyefendi, dedi, siz bizden bir sene sonraki evlenme tariYalnjzdım, davetliler arasında tanısirini, o bakış on misli arttırdı. Tatlı bir baklan, bu kızgın temmuz gecesinin dığım da yoktu; dansa kalkmıyor, dans Tarık Bey değil misiniz? hine kadar devam etnüş, sonra ondaa baş dönmesile karışık, hududsuz bir durgun havasına, avuc avuc serinlik edenleri uzaktan seyretmekle iktifa e Evet hanımefendi, dedim. Af bu Sabihaya "gelen rcektjblarm arası uzaneşe duyuyorum. diyordum. yurun, tanıyamadmı». serper gibi oluyordu. mağa başlamıştı. Son senelerde, iki arAcıbademdcki köşk, bahçe kapısınGülümsedi: Bahçe çok kalabalıkü. Köşk sahible Kalabaiığa karışmadan. kenar yoldan kadaş, biribirilerine pek seyrek mektub dan iübaren bir gelin gibi süslenmişti. rini arayıp buluncaya kadar epey güç yürüyerek içkili büfelerden birinin yanı Siz beni tammazsmız; fakat ben yazar olmuşlardı. p na gittim. İlk iki danştan jorulup çıkan sizi t?nıyorum. Bir resminizden... Demirparmaklıklı kapıdan köşke kadar O kendini bu şekilde tamunca. eğillük çektim. Karımm. biraz rahatsız oluzanan ağachklı yol, iki keçeli, ufacık duğu için gelemeyip özür dilediğini dört beş çift. büfenin başında dondur Resmimden mi? dim, selâm verdim: ampullerle donanmıştı. Dalların ucun söyledim. Beni damada takdim ettiler. ma yemekle meşguldü. Evet, bende bir resminiz var. Sizi da sallanan, yapraklann arasında giz Tecrik vazifesini yerine getirdikten Havanın çok sıcak olmasına rağmen, görür görmez tanıdım. Takdim edilme Çok memnun okhım, Cavidan Halenen kırrnızıh, mavi'ıi, yeşilü, sarılı bu sonra, bir bardak serin bir şey içebil serinlemekten ziyade, başdöndürücü bir den konusreak teklifsizliğinde bulundu nımefer.di, dedim. Sabihaaın hastslığı mühim bir şey değil. Bir parça kjr:klı|ı rengârenk ampulier, usare dolu. tom j mek için, büfelerden birine ysklaştım. sey içmek istiyordum. Çeşidli içkiler a ğıjm icin özür dilerim... var... Yalnız. size burada teîadüf edsbul. sanki ışıklı birer mej^a idi. Köş1 Kalabalığa güçlükle sokuldum. Birjrasında bir parça tereddüdden sonra Biraz evvelki ısrarh bakışı beni çok ceğimi hiç aklımdan geçirmiyordum. Siz şaşırtan bu kadının, hiç beklemediğim kün arkasmdaki bahçe, daha donuk 1 bardak limonata aldım. Biraz kenara kokteyli tercih ettim. İzmirde değil miydiniz? Japon fenerlerile aydmlatılmıştı. Bah1 çekildim. Etrafrma bakınarak limonataİlk yudumu alırken, gözüm masanın bslde birdenbire yanıma gelip ismimi Evet, İzmirde ioik. Gene de oradaçeden kol kol ayrıLp kr.ranhklara doğru yı, soğukluğunu daha devamlı duymgk öteki başmda, dondurma yemekle meş söylemesi. beni t&nıması, sonra da kenyız... Kocamın istanbulda bazı işleri d'5İnde bir re^mim buîunduğur.dan bahdalan taflan, şimşir, defne dikili yollara, için, yudum yudum içmeğe koyul gul bir iadına ilişti. Dikkatle bana bakiyordu. O kadar dikkatle bakıyordu setmesi şaşkınlığımı büs'bütün arttırdı. var. İki ay kadar burada kalacağız. Evbu Japon fenerleri daha seyrek konul dum. velki gün geldik. Sabihaya yarın uğrıO bu şaşkınlığı yüzıimden anlamış oduğu için, loşluklar daha derin gözüküGündüzden bahçeds biriken sıcak, ki. ömrümde ilk defa gördüğüm bir vacaktım... yor. bu derinliklerde boğulup kalan kat kat yığümış gibi fazla idi Çıkan Içthre olduğuna emin olmasam tanıştı Iacak ki, gülerek: Ca\idan, birdenbire döndü. gözlerila Sizi daha fazla merakta bırakmıölgün ışıklar, bulundukbrı yeri bir hafif ooyraz. t u sıcağı dağıtmağa kâfi' ğtmıza hükmedecektim. ctrafım ar2ştırırken, bana da: yayım, dedi. Benim ismim Cavidan. gelmiyordu. J Şimdi, gözümü kapaymca. onu o darüya mehtabı gibi ziyalardırıyordu. Size kocamı takdim edeyim, dedi. EvKöfkün raerdivenli kap:sımn geniş kikadaki halüe aynen görüyorum. Yal Sabihanın çocukluk arkadaşıyım. Bahçenin üç yerinde üç ayrı büfe Bir müddet arandı, elini hızlı hızlı kndijir.iz zaman bir arada çekilen ressahanlığına yerleştirüıniş olan cazband.' nızdı. Arkasmda mehtab rengi bir tukuralmuştu. Ben girdiğim zaman, hesallıyarak uzağa bir isaret yollaiı. Bijvalet vardı. Zifiri bir gece kadar siyah ] rr.inizden bir tane bana göndermişti. men bütün davetliler gelmişti. Bahçe birdcnbire çalmağa başîadı. raz sonra yannnıza gelen orta boylu, Bahsettiğim resim odur. Sizi burada Bahçenin her kdşesir.den çiftler kı] saçları, muhteşem bir taç gibi, taşını de, büyük bir kalabahk kaynaşıycrdu. t i n a z bir erkeği bana takdim etti Büfelerin başında hararetli bir faaliyet mıHadı; büfelerin başı tenhalaştı; ka! süslüyordu. Bana dikkatle bakan göz görünce dayanamadım. t'nısmak iste Sana T a r i Beyi tanıtayrn. Husnü, vardı. Eiler mütemadiyen ileri uzanı ranlık yolların birleştiği. köşkün önün ' hünden. bakışlarımı gayTİihtiyarî ayır dim. Daha doğrusu. Salrihrr.m hastalı cedi: her zaman bahsettiğim arkadaşun ğını merak ettım... Kâmran Hanımefendeki geniş me\dan. bir anda, büyük n Baş^a taraîa baktım. yor, kimi bir kadehle. kimi bir meyva tjt Sabihanın zevci. Resirrlcrini görmüstün, ile, kimi bir küçük ekmek parçası üze crîklik kalabahğile doHu. Ağeçlavdan i Fakat onun hâlâ ayni ısrarla bana ! diye Sabih&ntn hasta cldu'hı için gele I hstırİ3rîin. Tarık Beyefer4i, kocam mediğiT!i scylemişsiniz gaüba, ond2n irinde bir yiyecek lokmasile geri çekili pkan renk renk aydınlık seünin altm1 bakiığır.ı seziyordum. Hüsnüyü takdim ederim. yor, yerlerine başka eller uzanıyordu. Bü daki bu renk renk kayııaşma, boraya I Bu sezgimde aldanmamıştım. Başımı şittim de.., Arkan var tün ağızlar oynuyor, bü+ün eller hareket yakalanmış t i r çiçek yığınıim yerde I çevirip tekrar o tarafa baktığım zaman.I Admı söyler söylemez tanıreuştım. Ca I