05 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
1948 1O1 1949 Yunus Nadi Mükufatt 1O9 Ataıtın ölüm yatağı j bekliyordu. Sıhhati günden güne bozulan Atatürk, vücudçe de çok zayıfJ lamıştı. Evet, o gün Cumhuriyet i î Bayramı idi, fakat caddeleri doldu ı | ran kaiabahk her seneki gibi neşelı j I kahkahalar atmıyorlardı. Üsküdarda " 1938 yılı. Kasımın 10 u. Her zamanki j Şemsipaşadaki renkli su fiskiyeleri r e n k r e n K s u gibi trenle Maltepe Atış Okuluna gı j fışkırmaya başlamış J lardl dıyoruz. Fakat nedense hepımızın ! Atatürk, yattığı odadan penceBabam anlatıyordu: İçinde büyük bir sıkıntı var. Kimse reden onlar: sej're dalmıştı. A «Tekirdağında öğretmen bulunukonuşmak istemiyor. Bu güneşli gün ş:m Rıdvanla kapıda nöbet beklıyor 1O7 duk. Şehirde tek tük havai fişekleı yordum; aynı zamanda «Muallimler Banki küflenmiş bır mahzen kapağı atılıyor, çatpatlar patlıyordu. Gecegibi üzerimize çökmekte. Mektebe Biriiğ:» Reisiydim. nin sessizliğinde akisler yaparak gügeldik. Aradan çok az bir zaman geç rültüler saraya, hattâ odaya kadaı Bir gün, sabah kahvaltısı yapmakti. Bizi çağırdılar. O zamanki Kur geliyordu. Bir aralık seslendi. Rıda olduğum sırada evin kapısı hızlı may Başkammız (şimdi General Alâ van içeri girdi. Ben de arkasından hızlı çalındı. Merakla kapıyı açtım, eddin Yakal) ağlar gibi bir sesle: Bir hademe: Sirdim. Atatürk gayet hafif bir sesle: Vali Bey tarafından gönderildi Arkadaşlar, dedi, Atamız şımdi e var, dışarıda, bu gürültüler ne? ğini, ve Gazi Mustafa Kemal HazAtatürk 1919 yılırnn 19 mayısmda . öldü!. Diye sordu. anavatan topraklarma çıkıp, Sam retlerinin Tekirdağına gelmi^ olSonra da «sen, sen!» diye işaret eArkadaşım: sun yolile Sıvastan Erzuruma ge duklarını, hükumet konağında buderek dört yüzbaşı ve altı üstteğmen Bayram, Paşam, halk şenlik yaçerken, iki mümessilin hemen Er lunduklarıru; muallim arkadaşlarla ayırdı. Derhal büyük üniformalarııyor, dedi, rahatsız oluyorsanız güzuruma hareket etmesini emreder. birlikte, hemen, acele oraya gelmekmızı alarak Dolmabahçe Sarayına gı ültülere mâni olalım! Bunun üzerine o zaman Karahisarı liğimizi» anlattı. O anda Atatürk Rıdvanı süzdü. decek ve ihtiram nöbetinde bulunaHemen hazırlandım. Arkadaşlarla Şarki İdadisinde Müdür bulunan şair Gözleri dolu idi, nerede ise ağlayscağız. birlikte hükumet konağma gittik. ve öğretmen Fazlullah Moral, Ziya aktı. Ataturkü ilk defa böyle mahBizler nasıl yola çıktık, nasıl gitAtatürk, salona bir karatahta koyBey adındaki bir arkadaşile ve haltik ve yıllarca en yakın dostluğunu un ve mükedder görüyordum. kın içten gelen arzularına uyarak durmuş, etrafmda bulunan zevatla Ebedî Şef şu cevabı verdı: ve arkadaşlığını yaptığı kıymetli GeErzurum kongresinde Sıvası temsil görüşüyor, aynı zamanda onları te Hayır, hiç kımsenin rahat ve neral İsmail Hakkı Tekçe ile nasıl etmek üzere yola çıkarlar. Uzun ve ker teker lâtin huruiatından imtihan görüştük ve nasıl ağlaştık, şimdi bile huzurunu bozmayın. Millet eğlensin, meşakkatli bir yokuluktan sonra o ediyordu. stediği gibi bayram yapsın. hatırlayamiyorum. Şüphesiz aynı imtihan huzurunda raya varılır. Atatürk kongreyi aVe içini çekerek ilâve etti: Büyük Atamız daha ölü yatağında çar ve maksadı milliyi açıklar. Bu biz de bulunduk. Tahta başında, ke Ne yazık ki ben yataktayım. idiler. Aman Yarabbi, o koca Ata, bu esnada oturuma verilen aradan fay limeler yazılıyor, ufak tefek yanlış» Bu sözlere ağlamamak imkânı var küçücük odada, bu mütevazı karyodalanarak bütün delegeler gibi A lar düzeltiliyor ve fransızca bilenler lada nasıl yatıyordu? Henüz daha yı mıydı? Dayanamadım, odadan dışarı tatürk de kongrenin toplandığı bi başarı gösterirken bümiyenler şaırladım. Sonra arkadaşım çıktı. O kanmamıs, sandukaya konmamış, unanm koridorunda bir aşağı, bir şınyor ve duraklıyorlardu mumi merasim başlamanr.ştı. Kar gecemiz hüzünle geçti. Bir kaç gün Bu durum karşısında Atatürk, hayukarı gidip gelerek istirahat ederyolası başında bir arkadaşımu hıç sonra opcratör M. Kemal ilk suyunu zır olanlara hitaben: ken, delege arkadaşlarının isteklerikırdı. almıştı. Biv pazar gecesi idi. Evde ya Şimdiye kadar hazırlanmalıydıle Fazlullah Moral, Paşaya sokulur Aman, ne yapıyorsun Atamızı; ıyordum.Nöbetten çıkmış, istirahatnız. ve: e idim. Saat iki sularında bir polis rahatsız edersin! Diyerek ufak bir itabda, bir $er~ Paşam, arkadaşlar daha serbest Gibilerde onun yüzüne baktık ve kapıyı çalıyordu. Hemen yataktan zenişte bulundular. konuşabilmeleri için mademki asırladım, pencereyi açtım. Polis, acedört üsttegmeni karyolanın başmda Gerçektir ki, o güne kadar matkerlikten istifa ettiniz bizim gibi kılıc çekmiş bir vaziyette bırakarak e saraya gitmemi söyledi. Heyecanla buatımızda lâtin harflerinin kabul sivil giyinmenizi arzu ediyorlar. dışarı çıktık. Aradan on dakika geç giyindım, soluğu Beyazıd meydamnedileceğine dair yazılar intişar etDiyor. Bunun üzerine Paşa şu ceda aldım. Derhal bir taksiye atlayamemişti; nöbetteki arkadaşlardan bimişti. Hal böyle olmakla beraber, vabı veriyor: risinin bayıldığmı söylediler. Yerine rak saraya gittim. Merdıvenleri çifter bu iş, henüz doğrudan doğruya ve Hocam, yanımda bundan başçifter atlayarak yukarı çıktım. Salobirbaşkasını gönderdik. Bayılan arresmen ele alınmadığı ve tatbikma ka elbisem yoktur. kadaşı o sırada sarayda bulunan dok nu geçtim, tam Atatürkün kapısına Yanlarında bulunan Rauf Orbay, geçilmediği içindir ki hiç kimse bu tor Neşet Ömer tedavi etti. Kendine gelmiştim ki heyecandan içeri gireSıvas delegesinin bu teklifini yennde ı yolda kat'î mahiyette hazırlıklarda medim; kapı açıktı, içeriye bir göz gelince sorduk, arkadaş aynen şu söz buluyor ve derhal bir sivil elbıse te i bulunmamıştı. Bu bakımdan Atatürattım. Atatürk, sakin sakin uyuyorleri söyledi: darikile ertesi gün sivil olarak kon ! kün "Şimdiye kadar hazırlanmalıydu. Benim acele çağırılmarr.a, hâlâ Sanki, dedi. Ata kalktı «Hey greye devama başlıyor. ... ı dmız • > tarzmdakı ıtabı, etrafta, deoğlum, hey, bak şu dünyanın haline bir mana veremiyordum. Masanın . ,. ... „, , . , Fazlullah Moral, bu hatırasını |; rm bır sukut ve suçlulara mahsus başmda uyuklayan arkadaşımm yaben bu yataklara serilecek adam mı naklederken »Dogrusu millet ve bir durgunluk hasıl etmişti. nına sokuldum. Yavaş yavaş konu^uidim» dedi. Ben de: memleket ugrunda uç aya yakın bır Bunun üzerine, hakikati açıklayorduk: Atam, Atam! zamandanberi kendini ihmai eden j n l a n l n hayran ! lâzımgeldiğini düşünerek hu Ne oldu, beni acele neye çağırtbu büyüklüğü karşısında Derken düşmüşüm, ne olduğumu i zurlarına doğru ilerledim ve kenditınız? kaldıkı» derdi. bılmiyorum! Nihayet kongre sonuçlanıyor ve Sı j l e r i n i selâmîadıktan sonra: Dedim. Arkadaşım yüzüme bakaîşte; Atamız, sağlığmda bir başka vas kongresi için delege seçimi baş Paşa Hazretleri, dedim; evet, cihan, ölümünde bir başka varlıktı rak: lıyor. Bu hususta fikirlerini öğren buyurduğunuz gibi, bizlerı bu işte Sus, dedi, Atatürk bir kriz geSağlığmda bakışlarına yabancılar da mek üzere Atatürkü ziyarete giden j hazırlanmış görmedmiz. Müsaadenizçirdi. Fakat Neşet Ömer Beyin bir yanamaz bayılırlardı. Ölümünün sü Paşaya yaklaştık. Ata, kızgmdı. Bas Fazlullah Moral'ı sempati ile karşılı \e sebebini arzedeyim. Bundan beş " ~ D:yerek omuzunu okşadı. İhtiyar, iğnesi onu kurtardı. kunetine de evlâdları dayanamamış edilen bir sinema şeridinden farksız tonunu meydandaki havuza doğru .yor ve derhal gidip iki mümessil seç on gün evvel, lâtin hurufatını yaıslak, fersiz gözlerini derin mavilikYüreğim ferahlamıştı. Aradan bir lar, bayılmışlardı. sallıyor, adının Foks olduğunu bil mesini emrediyor. Yolların uzaklığı, yımlamağa memur bir komisyon taolacaktı. lere çevirmiş bariz bir hayranlıkla kaç gün daha geçmişti ki sabaha kar SADİ SARGUT diğımiz köpeği kendine işaret sana Sıvasla temasın imkânsızlığı karşı rafından gazetclere verilen bır ilânBir sabah kahvaltı etmek için oSGyrediyordu. îçiııde biriken bütün 51 bir krizle karşılaştık. Kendisile rak suya dalıyor, sonra yüzerek 1O2 telin alt salonuna indiğimizde herkesi sında iki hemşeri, cAtatürkle, Rauf da »Önüne gelen, rastaele lâtin harfhasret bakışlarından taşıyor, bu özmeşgul olurken somyalara dayantekrar kenara çıkıyordu. Orada bubir telâş içinde bulduk. Yollar suiakabul îerini öğrenmeğe kalkmasm. Yakınliyen nazarlar «O> nu saçının telin lunan nahiye memurları şaşkmlık Orbayı» seçiyorlar. Atatürk mıştım. Çok eski olan somya kırıldı etmiyor ve aralarmda şu muhavere da komisyonumuz tarafından resmî Biz de acele bir tertib yaparak yenı nıyor, temizleniyor, sağa sola ko den •opujuna kadar öpüyordu. tan yaklaşmamızı farketmedıler, emühürlü bir alfabe yayımlanacaktır, Sene 1935: cereyan ediyor: Sayıklar gibi konugtu: bir karyola getirip kurduk ve kendı şanların sayısı gittikçe artıyor, gözsasen Ata da çocuklara dokundurt0 çıktıktan sonra öğrenm = ie gayret Mavi bir sema, parlak bir güneş sini oraya naklettık. Kurulan karyo ler aynaların önünden geçerken a Hocam, Raufla beni nereden ol 87 yaşındayım. Seni görmek i mazdı. Bu şekilde yavaşça sokuldeniliyordu. İşte bunun ikislerıne takılıyordu. yeryüzünü kucaklamıştı. 6 ncı yaşı la aynı sistem, aynı renkte idi ve sa seçerler, sen bırine kendini, bıçin 3 saat yol yürüyerek geldim. duk. Vakıa ben henüz mektebe gitçindır ki hepimiz o alfabenin inTepsiyi getiren küçük garsondan mın verdiği bir çocuk sevincile Pen vizdi. Yalnız boyca bir karış îazla Şu aslan sıfatmı görmek için gene miyordum ama ağızdan kapma iki rine de Bekir Samiyi seç. tişarma değin bekledik. Emir buyudik istasyonu civarmda akran ar idi. Bu kriz 36 saat devam ettikten evkalâdeliğin sobebinı sorduk. Ço I G e l deseler ir.: n ki üç sün üç kahramanlık şiiri ezberimde idi. Paşam, kendimi seçemem, hem; kadaşlarımla konuşuyor, şarkılar söy 6onra bir sabah güneş doğarken ken uk, o gün Atatürkün Yalovaya ge daha aman demeden yürürüm. şehrilerim post kapmaya geldiğime run o alfabe bir an evvel çıksın, göTanrı receksiniz ki milletin ilmi, selâmeti Bir aralık Ataya büsbütün yak zahib olurlar. liyerek oynuyorduk. Bu masum çıl dine geldi. Hepimiz çılgmca sevin eceklerini bildirdi. Ne kadar sevinoğul. ve terakkisı namına yapacağınız bu laşıp elimle dokunarak: gınlığımızla coşarken, birdcn b:r:dcn miştik. Bu sırada ayakucunda toplan iğimi tasavvur edemezsiniz. Çünkü: korusun Hangi hemşehrıden bahsedi yüksek devrim. hemen kabul edileGeri çekilerek arabaya yol verdi. O» nu ilk defa görecektim. daha büyük olan çocuklar: Gazi baba, sana bir manzume mış duruyorduk. Birer birer üzeriyorsun. Sana bunu diyecek hernşeh cek ve yerine getirilecektir. Ordulann kumandanı, tarihlerin Hepimizin âsabı büsbütün gerilmiş, söyliyeyim mi? dedim. Koşun, koşun, Atatürk trenle mizde gözlerini gezdirdikten sonra: rin bulunmaz. Sen dediğımi yap. .ahramanı, cenklerın şanlı aslanile bu rıyasız, katıksız sevgi îezahürat;, Bunun üzerine Atatürk, kendine Durum takdir olunsun, Atanm haydi birine kendini, dığerine de geçecekmiş! Buraya ne toplandımz budala ynı havayı teneffüs etmek bile in gözlerimizi yaşartmıştı. hâs vakar ve samimiyetle bu izahımı hiddeti ve bu teklif. Gazi bana dönBekır Samiyi yaz, getir. Diyerek hepimizi istasyona çağırı lar? amn gururunu okşuyor. Göksünü Sevgili Atanm arabası gözden udü, yüzü birden perde perde açıldı. yorlardı. Oyunumuzu bırakıp hep Fazlullah Moral, Bekır Sami ile derhal kabul buyurarak ileride koDedi. O sırada Neşet Ömer Bey ftıharla kabartıyordu. zaklaşt:ğı zaman hepimiz gayriihtibulunan, İç İşleri Bakaberaber ellerimizde papp.tv^nmızla içeri girdi. Bizler dışarı çıktık. AtaRauf Orbayı yazıyor. Bu münasebetle Başkalarile konuşmasını yarıda bı^. >;< << yarî babayı aradık. Çatlak tabanları nına seslendi: koşaıak henüz istasyona gelmiştik kı türk, Neşet Ömer Beye soruyordu: rakıp hemen heraen kızgın bir ses Sıvas kongresinde Sıvası bu iki zat Bütün ahali sokaklara dökülmüş üzerinde güçlükle ilerliyor, iki a Şükrü Kaya. Şükrü Kaya... Bey şanlı bayrağımızla dalgalanan bir temsil etmişler ve gene Bırıncı Bügiriyordu. le: Bu karyolayı ne zaman değıştren. ağır ağır istas dımda bir sopasına dayanarak dmü. Atanm otomobilinin geleceği yolyük Millet Meclisinde de Rauf Or efendinin sözlerini not edinız ve ace Sen manzume bilir misin? Bir tesadüf eseri olarak büyük Ata tirdiler de benim haberim olmadı? ıara hasret ve sevgi dolu bakışlar leniyordu. bay Sıvas milletvekili olarak yer al le edmiz... Bilırim Paja baba. Biz kapıdan dinliyorduk. Hayret nın, bulunduğu vagon bizim önüSanki bir kaç dakika evvel ileri çevrilmiş, gene, ihtiyar aşikâr bir Bunu müteakıb imtihan saionunu mıştır. ettim. Bunun nasıl farkına varmış Haydi söyle öyle ise! dedi. nie durmuştv sabırsızhkla «O» nu bekliyorlardı. atılmak için çabalıyan o değildi. terk buyurdular... engin bakışlarile tı. Sağlam bir adamın dahi bunun Hatıramızın asıl önemi, Atatürkün Ona şöyle bır cevab verdim. O zaBüyük Ata, o Yıllardır özlediği hasretlisine ka man belki sadece kemmî ölçüleri na Cumhuriyetin ilânını müteakıb Sıfarkına varma^ı imkânı yoktu. Zekâ Bırden heyecandan boğazırna bir şey biz, pençereden .ıkanır gibi oldu, nefes almakta âde vuştuktan sonra 87 senenin ağırlığı itibara almıştım, şimdi ne ka vası teşriflerinde beiirmektedır. Yaşasın Atatürk, yaşasın Cum sının kuvvetine çok şaşmıştım. Salnndan a\Tildıkta nsonra, Te» güçlük çekiyordum. Kocamm bi şimdi zayıf omuzlarını göçürtmüştü. Neşet Ömer Bey, derhal şu cevabı dar doğru olduğunu anlıyorum. Hatırladığıma göre 1925 yılında ve j k i r d a ğ h a l k l n : n heyeeanl: tezahürahuriyet! îklerine sardarak, gayriihtiyarî hay Belki cılız bacakları, patlak tabanları İyi ama ben pek kısayım, siz bır sonbahar mevsımmdeydı. Ata | t I a r a s ı n d a a ğ j r a ğ l r yürüverek yolDiye bievdık. Bu çjcuk grupu ara verdi: kırdım: onu üzerinde taşıyamıyscak kadar ise pek yükseksiniz, müsaade edın de türkün Sıvası teşrıflen duyuldu. Ta , l a r d a n g e ç tiler. B:r araiık eczacı sında, elimdeki beyaz papatyaların Hayır Paşam, karyola değişme İşte Çünkü uzaktan otomo dermansızdı. Fakat içinde hâlâ onu otomobüin çamurluklarına çıkayım. rihî lise binası hazırlandı. Okullar I E k r e r n B eyin erzanesi önünde durkırmızı entarimin üjtünde vücude di, size öyle geliyor! bil gözükmüştü. Gitgide daralan ayakta tutabilen taze bir ümid varBunun üzerine Ata kollarımdan ve bütün halk istikbal için yollara j d u l a r Bırisini arıyormus gibi gözgetirdıği tezat gözüne çarpmış olaFakat bir türlü kani olmadı. Haki çemberi farkeden giyimli polisler farked gy cak ki Atatürk: tutup beni ön tekerlek çamurluğu döküldü. Bır ikindi üzeri idi. Atatürk ı l e r i n i k a ı a f c a l l k üzerinde gezdirdi kat onun iddia ettiği şekilde idi. Fa mümkün olduğu kadar halkın galegidiyordu.. Atayı görecek üzerine koydu. Ben de kurulmuş gibi Lâtife Hanımla çıkıp geldi. Derhal | sonra. duvar kenarmda durmakta oçiçeklerin Küçük, entarın ve kat, biz bunu itiraf edecek mevkide yaniarma mâni olmağa çalışıyorlarnGazi» serlevhalı manzumedeki Ga otomobilden indiler, halkı selâmla lan sarıklı ve cübbeli bır hoca efenneye benziyor? değildik. Doğruyu söylersek büsbü dı. Otomobil çok ağır ilerliyor. Sev ti.» Muazzez Kargı Diye sordu. İftihar ve saffetle he tün sinirlenmesinden korkuyorduk. zi kelimesi üzerinde bir an durmayı dılar, fakat tekrar otomobiline değil, dij'i: gili Ata şapkasmı çıkarmış, ker.dini Yeldeğirmepi Kırkahve açık bir faytona bindiler. Hemen dudaklarımdan şu cümle kenakıl etmeden: Hocaefendi, hocaefendi.. Neşet Ömer Bey hâlâ ısrar ediyor candan karşılıyanları selâmlıyordu. men Sok. No. 19 Kadıköy faytonun atları çıkarıldı ve halkın, Diye çağırdılar. Ve birlikte ecza Gazi oğlum şu heykele bak... ve değişmediğini iddia ediyordu. Ni İşte bu sırada çok hazin bir hâdise dilığınden döküldü: gencliğin kuvvetüe liseye getirıldi. | ni dolduran kahayet evet, dedi. Siz beni aldattım Bizi düşmanlardan kurtaran... Yur 1O6 oldu. Ne zaman hatırlasam; millî bir Bayrağımıza.. O yılların bu biricik binasında mi ]labalık arasında ben de buiaunuyordumuzu temizliyen bu kahramandır. İşte. hâlâ gözlerimin önünde o tatlı zannettiniz, fakat ben aldanmadım galeyanla tüylerim ürperir. Kirpiksafir edilen Atamızı eski bir kongre dum. Atatürk .bır kâğıd alarak holerim ıslanır. Otomobilin pek yakıgülüşü!... îşte, deniz gibi mavi akan Derken menzumedeki ile karşım arkadaşı sıfatile Fazlullah Moral ÜLKEN ÖZENGİN nımızda bulunduğu bir anda beli esular gibi berrak bakışları... daki hakikisi arasında mevcud mü ziyarete gider. Liseye uğrar, Lâtife caefendiye uzattı: Beyazıd: Vezneciler Nadirbej ğilmiş, saçları ak, üstü parça parça Hocam, yaz bakalım: Vettml * * * nasebeti aklıma bile getiremiyor hanımla görüşür ve Atatürkün Besokak No. 3 bir ihtiyar kordonu yararak yola aSene 1938: dum. Böylece elimi kolumu ona doğ lediyede olduğunu öğrenerek doğru vezzeytuni ve turi sinin ve hâzel betıldı. Sarsak adımlarla arabaya yakKaranlıklara garkolmuş bir gece, 1O4 Ataturkü altı yaşmda iken gör ru sallıya sallıya manzumeyi oku oraya varır ve Atatürkle karşılajinca ledil emîn... laşıyor. elini boşlukta sallıyarak: Izmit istasyonu açıklarında mekteb Hocaefendi geniş bir nefes alarak düm. O zaman, babam Etimesğutta yup bitirdim. Ebedî Şef, hemen Erzurum kongre Dur oğul, dur evlâd, dur ciğer Nahiye Müdürü idi. Ata, o sıralarda arkadaşlarımla, Ankaraya giden ve bu âyeti celileyi kemali ıtina ile ve sindeki teklifi hatırlıyarak: Başka bilir misin? dedi. pârem, seni bir yol göreyim, dur ku oraya oldukça büyük bir alâka dubÜ3'ük Atanm nâşini götüren treni Hocam, askerî elbisemle beni | t a b i î e s k l harflerle yazdı. Atatürk, Bilirim, dedim ve hemen başzum, dur aslanım... hıçkırıklarımız arasında selâmlıyoyuyordu. kongre riyasetine koymuyordun, bak ( yaz»ya bır göz attktan sonra: ladım. Diye bağırıyordu. Fakat sözünü taruz. Sernada yükselen esrarlı bulutartık tamamen sivil oldum. 1 Hocam, dedi. Ben bu yazdıklaBenden bir yaş büyük kardeşimle, Kasaturam çelikten... Nam allar bile acımızı paylaşıy^rlardı. Bu Atatürkün en büyük zevki umum mamlıyamadı. İki polis zavallmın inDer Hoca da: ! rını (Valtin valziton..) d;ye de okuyaşımızın küçüklüğüne rağmen A mıştır felekten... Türk evlâdı korkaranhk türbenin ilâhî kandilleri toplantılarda rastladığı herhangi bı ce bileklerine sarılarak onu kenara tanın büyüklüğünü idrâk edebiliyor kar mı... Vatanı için ölmekten... Pa Paşam, o zamanlar öyle icabe yabilirim, buna ne dersin? kalblerimizin ateşiydi. Ebediyete ka rine ânî bir sual sormak ve alacsğı doğru âdeta sürüklediler. O, bütün duk. Dünyadaki en çok sevdiğimiz şam bana kalk dedi... Silâhını tak diyordu. Şimdi Paşamıza sade ünifor Efendim, bunun üstünü var, esdar sönmıyecek ilâhî kandiller... cevaba göre o şahsiyetın kıymetini kuvvetini seferber etmış, bileklerini şeyleri sıralarken evvelâ Allahı sayîalar değil, takı zaferler de az, cededi... ilâh. | resi var, şeddesı var. meddı var. BaGiden tren, gene Atanm treniydi. takdir etmekti. yakalıyan demir pençelerden kurtul dıktan sonra Ata ile ana babamız aabını verir. j kmız, bunlar 1 koydupumuz zaman Bunlar söylenirken ayaklar vuruFakat bu sefer pençereden artık biBir Cumhuriyet balosunda yaver maya çalışıyor ve: rasmda daimî bir tereddüd i|:inde luyor, çamurluktan sesler çıkıyordu. Vehbi Cem Aşkun j a s h g i b l okunur... ze ne bir tatlı gülüş, ne de bir engin lerinden Nihad Beye şu suali sordu: Koyverin beni, diyeceklerim kalırdık. Bugün için bunu söylemek Ata memnun, neşelenmiş vaziyette: 1O8 I Atatürk, bunun üzerine kaiemi ebakış vardı. Kulaklarım uğulduyor, Ben ölürsem ne yjıparsın? var, diye yalvarıyordu. bir şey değil, samimî olarak ifade Birinciyi söyle... İkinciyi söyle! I line alarak aynı âyeti lâtm harllekarşımda gene Onu görüyordum. Yaver tereddüdsüz cevab verdi: Atanın emri üzerine otomobil dur ediyorum, Atanın kaybmı düşündün l e azdı v e n c Diye aynı manzumeleri bir kaç keKarşımda gene o konuşuyordu: Ben de ölürüm. Paşam! du. Ve gene bir ihtarla çırpınan ih ğümüzü birbirimize izhar edemezre tekrar ettirdi. Hele «Gazi oğlum» Küçük, önlüğün ve mendilin Ata, aldığı cevabdsn merr.nun kal tiyarı bıraktılar. O, şimdi bacakları dik. Bir fırsat tahtında bahsedebilt Görüyorsun ya hocam, bu harfneyi kastediyor? mamıştı. Sert bir ifade ile şunları nı daha müşkülâtla sürükliyerek A sek. yerine ölebilmek hakkı için raü derken, hafifçe gülümsediğini hatırÇanakkaledeki Meçhul Asker anı , İerin şeddesi meddesi yoktur. dedi. lıyorum, O sırada gözü yanmda büHüzün ve yeis içinde kalblerimızi söyledi: tanın arabasma yaklaştı, hem ağlıyor cadele ederdik. ınm açılmasından bir gün evvel | Hem bak bu harflerle ne kadar kozülen kızkardeşime ilişti. de karanlıklara alıp götüren bu tre Eğer beni hakikaten seviyorsan, hem kesik kesik konuşuyordu. . . o ve . . korku hali içinde bir j Ya sen, dedi, sen bir şey bilmez Frar.sız generali Gouraud ile Atatürk Isylıkia ve yankşsız okunuyor... İşBu sevgi nin arkasından cevab veriyordum: Dur seni bir yol göreyim. Yo gün babam harman makinelerinin ölmemen lâz:m. Yaşamalısın ve beAnkaradaki görüşmelerde hazır bu | »e biz bunu düşünerek ve garbbütun âsarını da kolsylıkla öğrenmek, unan bir mebus anlatmıştı: Büyük matemimizi!.. nim telkin ettiğim ideallerin benden luna canım kurban: Yıllardır hasre bir âletini tamirdeki gecikme sebe misin" «Çanakkalede o zamanki düşmanj cihana lısanırr.ızı kolayhkla öğreteSelma Güven sonra da gerçekleşmesine. yaşama tin bağrımı dağlıyordu. En derdli bini tahkik için Ankaraya indiği sı Bilirim, dedi ve başladı. Kedım .1, ™;n»ii i7 savaşırken savasırlcpn Atatür Atatür ! bilmek ıçın için lâtin harflerını kabul emilletimiz m Zeytinlik, Pançar sokağı sına çalışmalısm. Hakikî sevgi bu günlerir.izde habarın çıkageldi.. Bir rada Ata (o zamanın tâbiri ile Gazi henüz bir yaşında... Uyuyor soba larla diyoruz. Buna ne dersiniz? kün karşısında General Gouraud da No. 2, Bakırköy slan türedi savurları kovuyor, dedur. Bülend Kâhyaoğlu diler. Cenkleri kazanıyor, ejderleri Paşa) geldi, dediler. Kardeşimle bal başında... Hoca derhal: Fransız kumandanı olarak bulunuAta yanında duran yaverine döne 1O3 İcadiye Temaşa sokak No. 6 eziyor, dediler. Avratlanmızın na kona koştuk, hükumet binasım gö Çok güzel efendim, çok güzel, yordu. Senelerden sonra gene karşı musunu sen kurtardm. bükülen bo zetlemeğe başladık. Aradan on da rek: İstanbul, Kuzguncuk karşıya idiler. İki muharibin tatlı diyecek bir şey yok. Allah muvaffak Aradaki farka bak! yuniarıiTiızı sen doğru'.ttun.' sifatm kika kadar bir zaman geçti mi bilbakışlı mavi gözlerı buluşunua, A etsin. 1O3 Dedi, sonra kardeşime dönerek: dan da belli. Sen er meydanı için mem, Gazi Paşanın bulunduğu yertatürk her iki elile Generalin tek koCevabını verdi. den ve yüksek sesle söylenen son Başka? lunu bütün samimiyet ve dostluğu 1Atatürk. bundan sonra yapmakta varatılmışsın. Seni görmeden ölsey radan Ziraat Müdürüne aid olduğuDedi. Kardeşim: dirn sözlerim açık giderdi. Ver elleBabamın Atatürkün yanında iken le sıktıktan sonra orada bulunan olduğu inkilâbı orada da temelleştir Sen erkeksin ben kadmım... Kont Shambrun'a Generalin diğer miş olarak eczaneden ayrıldı ve on ıı i)[jevııu. nu öğrendieıimiz <Müdür.. Müdür!» şahidi olduğu hatırayı aynen yazıyorini öpeyım. Diyerek Atanm üzerine kapandı. j sözleri kulağımıza geldi. Kardeşim: Senin kolun kanadımm... boş kolunu gostererek dedi ki: beş yirmi dakika sonra da İstanbuia rum: Zayıf omuzları sarsılıyor, ince bir 1 E w a h h m e t G a z i P a ş a . Manzumesini okudu. feaba Türk tarihine karışarak Türk , hareket etti. Sahil boyunca bütün Cumhurii'etin 15 inci yıldönümü. 1931 senesi yazıydı. Eşırr.ın tedpvisi hıçkirık dudaklarında titriyordu. !m a k l z d ] , dedi Böylece dakikalar geçti. • Ata ben topraklarında yatan onun şerefli kolu \ Tekirdağ halkı büyük liderlerini l i b a eş. evvel. Eavıamı kutlamak KiuıamaK. üu | ÜUI ^^»,^^. j 29 Teş. Ata, ihtiyarm nasırlı avuçlarından yere indırdi, kendine mahsus ölçü memleketlerimiz arasında son derece (cYaşa, varol» nidalarile uğurluyorİstanbulun bir çok yerlerinde için Yalovada bulunuyorduk. Ak( tere lıklar yapılmıştı. Ne yazık'.şamlar, sabahlar büyük bir sükun i ^ünı kurtardı. Göz "••• oylu'.larında ..i..ı,,«^, iki ivi Haydi gıdıp yatıştıralım, de lerle yüzümü başınıı muayene etti: kıymetli bir bağdır.» • ' lardı. Otelc hazırlıklar Dolmabahçe ji çinde geçiyordu ~ ' ' ' cSara"".'n r i o oorivnrdu Otelde. ^az'.noda, damla yaş parıldıyordu. O munis. o dim. Atanın otomobiline binip ayrılacaBilge Bener Eğer deÇocukluğun verdiği cesaret. haSami Öcal j simalar ki Atatürkün Lise öğretmenlerinden Raşid ^benktar ses'le: yatiyetımızin babaya bağhhğmı id ğı sırada o zamanki Ankara Val: İçhısar Kağnı Sok. I Muavini Abdülhak Beyle babam ye Bener kızı Kayserl No. 8 Ankara geceleri renkli bir ampuı yamyoı, r,cn ınu....,^^.... ı, tscn a Ynk baba, sağol, mademki beni rak. ve ebeveyn sevgisi ile iki yüz tijtiler. Ata, bütün ömrümce nu her gjec? bir doVttor ve bir arkadaş sabî bir ihtilâçla gerilmese bu dekor, ı bu kadar görmek istiyorsun köşke metrelik mesafeyi süratle aşıp Gazi sab'aha k?dar hifi uyumadan nöbet: beyaz perdede mütemadiyen tekrar • gel de daha uzun konuşuruz. tamıyacağım şu sözleri benim için babama söyledi: Müdür, bu çocuk seninmiş. Evet Paşa Hazretleri. ! Ona iyi bak, memlekete çok' faydalı olacaktır. Bu sözlerinden sonra yel gibi uzaklaşıp gitti. Babam ise beni göğsüne bastırıyordu. İsmet Karabey Celâl Bey harı, avukat Kur'an Arab harflerile mi, yoksa veni harflerle mi daha doğru okunur? Erzurum ve Sivas kongrelerinin ilk günlerinde Atatürk i Gelirken ve giderken.. Gazi bana kalk! dedi Silâhını lak! dedi «Ben ölürsem ne yaparsın?» Seneral Gouraud'un ko!u y ° aya gostererek: «Bu karyolayı ne zaman değiştirdiniz ?» (Dur seni bir yoi göreyim!» îî*
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle