Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
14 Kasım 1948 CUMHURİYET oğazlar Meselesi • lıtgilterede mecburî askerlik O ngiltert Kralı evvelki gün yeni parn lâmento devresini açan ve işçi hüII kumetinin calışma proıı^.niını anlatan nutkımdH «raecburî askerl'ğin daind hale getirileeeğuıi» söyliyerek Mesele New.Yorkta görüşülecek Ingilterenin Birinci Dünya Harhi soLondra 13 (a.a.? Londrada öğrenunda düşmüş olduğu hatayı tekrarlanik^ğine göre, Boğuzlar meselesi pek ıııamak azminde olduğunu belirtmiştir. yakmda Bevin, Molotov ve Byrnes araİngiltere Birinci Dünya Harbi sonunsmda NewYorkta yan resmi noktai da gönüllü asker alma usulüne dönmüş nazar teatilerine mevzu teşkil edec«ktir. olduğu için Ikinci Dünya '"Harbini âdeta silâhsız ve askersiz bir halde karşılamış vc müdafaasım kurmak ve gelişt.irmek için ıızun bir çalışma devresi geçirmek zorunda kalmıştı. Bu defa ise ingiltere de gönüllü asker usulünü bırakmak ve sulh devrin Ba§taraf\ l inci sahijede Baştaraj% 1 inci tahifede de istikbalin her ihtimaline karşı ha namamıştır. Ieri kaçma hâdisesini Cezaevi Müdürü zırlanmak lüzumumı hissetmekte ve ona Diğer taraftan iki meçhul ve jüphe Hilmi Aybarın kolaylaştırmış olduğunu, göre tedbirler almaktadır. !i şahsm bir müddettenberi Celâl Yar çünkü kendilerinin müdür hakkmda Gerçi bu son günlerde silâhsızlanma dımcınm Istanbuldaki yazıhanesine gl şikâyetçi olduklarını söylediler.. Bilcereyanı başgöstermiş ve bu cereyan dip avukatı aradıkları, bir defasmda hassa sirkatten iki yıl hapse mahkum Başmakaleden devam çok iyi karşılanmışiır. Fakat silâhsız a\TjkaUn asansörle kaçtığı, Celâl Ysr Adanah Ahmed Turan sert bir ifade ile: Hürriyeti ne kadar sevmese de, halka lanma cereyanının çok iyi karşılanmış dımcınm bu hususta zabıtaya müracaat «Elimden gelseydi hapisaneye dinamit dayanaıak iktidar jerinde oturnıak isolması hiçbir kimseye her şeyden ev ettiği ve kendisine tabanca taşıma mü koyar, gene kaçardım. Adana Cezaevi, '.eycn aklı başında bir adam, böyle yiikvel «emniyel» ini korunıası icab etti saadesinin verildiği söylenmektedir. devam eden zulüm ve işkencelerle 15 sekten bir tonla konuşmanın doğru olğini unııtturmamıştır. Haşmet Orbayın annesi inci asır Fransasmın Bastil hapisanesi ını.varağım bilir. Ingilterenin mecburî askerliği devaın Halk Partisi müdafaacılarının sanki Bolu, 13 (Hususî) Haşmet Orba tıe benziyor» dedi. ettirmeğe karar vermesi de Ingilterede iktidar yeri kendilerine aid değişmez yın annesi Mediha Orbaym Boluda bir Diğer mahkumlar da s\k sık Ahmed bu endişeniıı, her endişedeu üstün tıısLnir bulıranına kapılarak hasta'andığı Turanm sözünü tesvib ediyorlardı. Ah bir hakmış gibi muhalefcte sadece «natulduğunu göstermektedir. ingiltere, Bive tedavi için alelâcele Ankaraya gt m*;d Turan, mahkumlardan eski Toprak zikâne tenkid» lerde bulıınmak öğüdü rinci Dünya Harbinden sonra da aynı tiği yolundaki haber burada yaptığım OfLs şefi Suad: cBu adam cezaevinden vermeleri, ileri gidilirse hürriyetin İİ7Cendişe ile hareket ederek o zaman mecsonışrurmalar neticesinde teeyyüd et kaîdınlmadıkça gene kaçar, hattâ mü rine öıtü kapatılacağmı ima ederek burî askerliği idame etmiş olsaydı, Ikinci memiştir. Meseleyi bugün Boluya ge!en dürü dahi öldürme yoluna giderim» de halkı korkutnıağa çahşmaları da çok Dünya Harbi ile karşılaşması ihtimali hatalı bir taktiktir. İstanbul gazetelerinden öğrenir öğren di. belki de zayıflar, belki de Ikinci DünBu, bütün kııvvetini jandarmadan amez Borazanlar mahallesine, Haşmetin Diğer mahkumlardan Mustafa Çabuk: ya Harbinin ömrü kısahr, belki Ikinci nişanlısı Bayan Müşerrefin 6 aydanberi •Bunun idama kadar da yolu var. Hak lan adamların başvuracağı bir metodDünya Harbinin birçok faciaları önlenir kiracı olarak oturduğu 28 numarah eve kımı meydana çıkarıncıya kadar uğra dur, sahici demokrasiye yakışmaz. Muvelhasıl durum herhalde bamhaşka bir gittim. Haşmetin nişanlısı iki kattan çacağım» dedi. Muzaffer Şahbudak: halefetin hedefi, tenkid etmek ve bu nıahiyct abrdı. İngilterenin Ikinci Dünibaret olan bu evin üst katmdaki iki • Eski cçzasma bu suçtan dolayı dört se yolla halktan çüven topbyarak bir gün ya Harbi ile karşılaştıktan sonra bu duodada ikamet ediyor ve Bayan Mediha ne mahkumiyet eklpndiğini işitince: iktidan devirmektir. Buna karşı iktirumu bütün ehenuniyetile takdir edeOrbay da bir haftadanberi müstakbel «Dâve olunsun, zararı yok. Zaten ceza dara yalnız bir vazife düşer: iyi çalışrek mecburî askerliği devam ettinneğe nıak, müsbet iş çıkarmak, böylece kenselininin yanmda' misafir bulunuyordu mın biteceği de yok» dedi. karar vermesi, hem de bu kararı bir dini halka sevdirerek muhalefetin hüKapıyı bana 28 numarah evin sahibi Otuz seneye mahkum Hilmi Otlar so cumlarını kırmak. Hayatı ucuzlatacaişçi hükumetin elile tatbik mevküne BayÂı Fatma açtı. Oğlu Mehmed de ğukkanlılıkla: «Bereket versin>, şark koyması, büyük bir uyanıklık alâmeyanında idi. Beni iyi karşıladılar. Ktn harekâtmda bir tayyarecimizi çehid et ğım diye iş başına geçen bir hükumet, tidir. dilerine Bayan Müşerrefle Bayan Or tnekten suçlu Abdullah Atıl masum bir vâdettiği şeylerin tam zıddını yaparsa, Birinci Dünya Harbinin sonu ile Ikinbayın orada olup olmadıklarmı sordum. çocuk gibi: «Ben ne yaptım ki?» dedi o hükumeti makalelerle yahud nurukci Dünya Harbinin başı arasında Ingillarla müdafaaya artık imkân kalınaz. Bayan Fatmadan aldığim malumata güre ler. terede iktidar mevküne gelen işçi ve Bu vaziyette muhalefet, ister nezaketli Haşmetin annesi Bayan Orbay, Bayan muhafazakâr hükumetler dalıa fazla siMüşerrefle birlikte dün saat 11 de Ca Mahkumlara, firar hâdisesind<>n do davransın. ister haşin obun elbette lâhsızlanma taraftarı idiler ve dünya balayı Türk ceza kanununun 229 uncu halktan sempati toplar. rışınm silâhsızlanma, daha doğrusu si lib admda Bolulu bir zatin otomobilile maddesinin ikinci fıkrasma göre muhHalk Partisini miidafaa etmek işini Ankaraya gitmişlerdir. Hattâ, kendilerilâhlanmayı ilımal sayesinde kuvvetleüzerlerine alan sayın yazarlar ne yazık ne postaneye kadar bizzat Bayan Fat telif cezalar verilmiştir. neccğini sanmışlardı. Bu defa ise IngilÖğrendiğime göre, firarilerden Alkoç ki, bu noktayı bir türlü kavrayamıterede iktidar mevkiindo bulunan işçi ma refakat etmiştir. Araba postane önünde bir müddet durmuş, Bayan Or ile Sadri Çağlayan da bugün yakalan yorlar. hükumct, selânıeti evvelâ silâhlanmakNADlR NADl ta ve mecburî askerliği daimîleştirmek hay Ankaradaki yakınlarma yola çik mışlardır. Henüz tevsik edilırdyen bir haberc te buluyor ve ona giire hareket etmeyi mak üzere olduklarını telgrafla bildirmiştir. göre, diğer iki mahkum da Kadirli kamillî vazifelerin en biıincisi sayıyor. Bayan Fatma bana dedi ki: zasında yaralı olarak tutulmuşl^rdır. Diğer devletlcrin de aynı şekiîde ve « Bu haberi bugünkü gazetelerde aynı tasayla hareket ettiklerinde ve edeokuyunca hayretten dona kaldım. Baceklerinde şiiphe yoktur. Baştarafı 1 (nci sa'ıifede Acaba bu çeşid hareket, dünya mu yan Mediha hasta olmadığı gibi bövBahneddin Aker ve İtPİyan h^stanesinde kadderatı bakımından iyi mi olacak, fe l«» bir hâdise de başmdan geçmiş deildir. yatan Fitnat Moralmm vekili avukat na mı? Sadi Rıza Dağ, mahkemede hazır buAcaba bu tarzı hareket silâhlanma yaAvukat Celâl Yardımcınm Bcıstaraft 1 ttıei sahijede lunuyorlardı. Mahkeme başkanı Senai rışma mı yol açar, yoksa makııl bir sibir tavzihi Meriç, Hhami Perkin hüviyetini tesbit lâhsızlanmağa mı imkân hazırlar? 12 kasım 1946 tarihli r.üshamızda An da harbe iştirak etmeğe razı ermek için ettikten sonra, dava evrakı okunmuştur. Ve asıl mühimmi acaba bu tarzı hare i kara cinayeti davasmın son celsesine cereyan eden «girift ve uzun» müzakeket, dünya barışını sağlamlar mı, yoksa dair tafsilât verilirken Reşid" Mercanm reler, bu memleketin Alman hava kııv Iddianamode, hâdise esnasmda Başacenta olan ve aynı zamanda Denizyolları kundaklar mı? müdafaa3inı yapan vekili Celâl Yar vetlerinden korktuğu için akamete uğBütün bu suallerin cevabı hep ileriye dımcmın «A\tıkat Feridun SöğüdlügUin ramıştır. Diğer taraftan Türkler İngilte Işlctme Müdür muavini sıfeünı taşıyan aid olduğu için yapılacak tahminlerin düzenleri> ş€*klinde bir tariz ve itham renin kendilerini Alman hücumlarmdan tlhami Perkin, vapurda, gümrükten'altın kaçırmağa teşebbüs halinde tutulduğu, hepsi de şüphelidir. Şu var ki dünya da bulunduğu yazılmıştır. Celâl Yar kurtarabilecek kabiliyette olduği.ından vapur yolcularından F^tuat Moralının devletlerinden birinin de diğerlerini ga dımcı böyle bir söz sarfetmediğini, mü şüphe etmişlerdir. ; suç ortağı vaziyetinde bulunduğu kaydifil avhyamıyacağını anlaması ve ona Akamet sebeblerinden diğer biri de, te, her ikisinin de iddia edilen hareketdafaasmın o kısmmm yanlış anlaşıl göre davranması herhalde barışı destekmiş olabileceğini bildirmektedir. Keyfi harbe girmek için Türkiyenin ileri sür lerine uyar görülen maddeler sayılıyorler ve herhalde tecavüz imkânlannı ve düğü ve is'afı hemen hemen gayrikabil du. yeti tav7İh ederiz. thtimallerini önler. şerait ve istekler olmuştur. Lord Wilson Esastan sorguya çekilen İlhami Perk, Onun için Birlesmiş Milletler anayadiyor ki: ev\elce verdiği ifadeyi aynen tekrarladısası da barışı silâhla miidafaa etmek icah « Muazzam bir yekuna baliğ olan ğmı söyliyerek, altın kaçırmağa teşebettiğini gözönünde rutmuş ve ona göre malzemeden başka, Türkler 36 uçak fl büs etmediğini, zaten bu Napolyon altmtedbirler almıştır. larmm kendi üstünde çıkmadığını, şahlosu istemişlerdir.» Onun için İngilterenin mecbtırî askerBan, ailece tanıştıkları Fitnat Moralıyı Baştarajt 1 inc< sahliede liği daimileştirmek üzere teşriî hazırlıkteşyi ermekten başka bir şey yapmadığıVaziyet şöyledir: Bulgar hükumeti lar yapmak üzere olduğıınu kralın parnı belirtmiştir. Kendisine gerek başkan, Bulgaristanda bir demokrasi politikası lamentoyu açış nutkunda belirtmesi, gerek mahkeme heyetine dahil iki üye tesis etmeğe gayret ermiyor. Bu hükuyakın geçmişten ibret almak bakımmdan taraflarmdan ayrı ayrı, sualler sorulup. ehemmiyetli olduğu gibi yakm geleceğtn met Bulgaristanda yapılan zulüm harecevablar ahnmıştır. ketlerine nihayet vermeğe çalışmıyor. tutacağı yolu belirtmek bakımmdan da Bizzat kendisi bir çok zorbalıklardan Baştarcft J t/ıci sah'.fede Neticede; şahidlerin dinlenilmesi, İlayn bir ehemmiyeti haiz bulunmaktadır. mesuldiir. Ingiltere hükumetinin politi vardır. Bugün milletimizi iki düşman hami Perkin hâdise günü vapura vazife Devir, barışı silâhla savunlamak devkası Bulgaristandaki mürteci, kapitalist tehdid etmektedir: Fakirlik ve sefalet. halinde girip girmediğinin Denizyolları ridir ve onun için her banşsever milletin ve faşist unsurları desteklemek değildir. Biz işte bu düşmanları memleketten İdaresinden sorulması, hasta Fitnat Mosilâhlı ve kuvvetli olması icab ediyor. Bilâkis, bîz Bulgaristanuı, Sovyetler kovmak için ortaya atılmış bulunuyo ralının İsviçreye gitmesinı lüzumlu gösömer Rıza DOĞRUL Birliği de dahü olmak üzere komşularile teren rapor suretinin Kambiyo Müdürdemiştir. iyi münasebetler idame etmesini istiyolüğünden istenilmesi, verilen döviz mikİngiliz maliyecisi Londraya ruz. Biz, BulgarLstanm yapıcı demokra Bu esnada arka sıralardan «memle tarına dair de malumat edinilmesi, altik ıslahat yolunda ilerlemesini arzu e kette sefalet yoktur, Cumhuriyet var tınlarm şahidlere gösterilmek üzere dönüyor dır^ sesi yükselmiş, halk son derecede Defterdarlıktan getirtilmesl kararlaştıAr.kara 13 (Telefonla) Bir müdasabileşmiş, bütün başlar geriye çev rılmıştu. Dava edilenlerden her ikisinin detlenberi Ankarada hükumet makamrilmiş, bir kaç kişi birden: cEvet, se avukatları tarafmdan ileri sürülen serlaıile temaslarda bulunan maliyecl falet vardır> diye bağırmışlar. Ayni ses: best bırakma isteklerine karşı da; IISmith yarın uçakla Londraya dönecekLor.dra 13 (B.B.C.) NewYorktan «Yoktur» mukabelesinde bulunmuştur. hami Perkin mevkufluk halinin devamı tir. bildiriliyor: Dört devlet Dış Bakanı ye Bunun üzerine kütlevî bir heyecan be ancak mahkemeye gelemiyecek derecede niden toplannıişlardır. Gündemlerinde lirmiş, herkes sefalet yoktur, sesinin hasta yattıfı anlaşılan Fıtnat Moralı Sümerbankın fabrikalan geldiği tarafa dönmüştür. Bunu söyleyen hakkmda bir gün evvel Millî Korunma Ankara 13 (Telefonla) Sümerban Trieste nıeselesinln milletlerarası statüşahsm belediye başkanmm yeğeni ve Savcılığınca verilen tevkif kararmın kın önümüzdeki yıllarda kuracağı 19 sU bul'anmaktadır. M. Molotov'un dünkü nutkunu lnceliyen bakanlar, onun Halk Partisinden Halil Zincirci olduğu kaldırılması uygun görüldüğü bildirilfabrika için siparişler vermek üzere Aanlaşılmış ve kendisi halkm elinden miştir. Muhakemenin devamı da, 21tnerika ve Avnıpaya giden heyetlerin Trieste meselesi için açık kapa bırakmış 111946 saat 14 e kalmıştır. bekçiler tarafmdan kurtarılmıştır. , hemen hepsl memleketimlze dönmüştür. olduğu kanaatindedirler. Baştarafi 1 tnci sahlfede son Sovyet notası, şlmdiye kadar Mosfeova ve Ankara arasında devam edet) nota teatisinin Potsdam konferansmda derpiş edilen doğrudan doğruya milzakerelerin yerini tutamıyacağını tasrih etır.ekte ve Sovyetler Birliginin Türklye ile, müteakiben miUetlerarası bir konferansın tasvibine sunulacak, btr anlaşmaya varmak zarureti üzerinde ısrar ettiğini kaydeylemektedir. Londra 13 (B.B.C.) Haber verildiğine göre, Sovyetler Birliğl hükumeti Dış Bakanlığı, İngilterenin Boğazlal hakkmdakl ikinci notasma cevab ver miştü ve bu cevab İngiltere Dış Bakanhğmda iricelenmektedir. Inaeleme devam ettiği için, oevabın metnl hakkmda henüz bir şey bilinmemektedir. Yalnız verilen cevabm bir nota değil, Sovyet Dış Bakanbğı tarafmdan İngîlterenln Moskova büyük elçiliğine verilmiş bir r.eblig mahiyetinde olduğu anlaşümak:adır. Önünde mi? Arkasında mı? Tedbirler alı>oruz, tatbik ediyoruz. Netice beklediğimiz gibi çıkmayınca ricat ediyoruz. Hatada ısrar iyi bir şey olmadığına göre bu ricat makbuldür. Lâkin «ileri geri» ler oluyor, belki vakit de kaybediliyor. Halbuki tedbiri almadan evvel âkıbetlerini mcelesek, aldıktan sonra neticesini beklemekten dalıa iyi olacak. Belki çabuk olmıyacak ama daha kesüı olacak. Demek, mesele tedbirlerimizin önünde mi, arkasında mı gideceğimizi tayine kalıyor. Sanınm ki biz tedbirlerimizi kovalıyacak yerde tedbirlerimiz bizi takib etseler daha isabetli olacak. Mecliste ıın Bu sırada Mecliste gürültülor o!du. «Hayır!» sesleri yükseldi Ahmrd Oğuz iözlcrine devam etti: < Bu iümadsuh\ iktı=adi ve ticaıî iahalardadır. Mevzuumuz itibarile de kelimeyi bu sahalarda kullandığım anaşılır. Bu itimadsızlığın dış piyasalara sirayeti veya sirayet etmekte olmssı nsana büyük bir korku veriyor. Mem.ekette itimad âmili yerine gerirÜ'neden ktısadî sahada hiç bir isabetli. tedbir almsmaz. ilk ana esas, iktısadî ve ticarî sahada hüküm süren bu itimadsızhğı bertaraf etmektir. Alman bu kararlar karşısmda itimad âmilinin en ehemmiyetlisi olan para işleri üzerinde durmak şüphesiz faydahdır. Bugünkü iktısadî güdüm karşısmda almması gereken çok ciddî tedbirler vardır. Ilim adamları, ihtisas sahibleri bugünkü ikısadî güdümü hakikî vakıalara intıbak ettirmek zorundadırlar.» vakıs u sütunlarda galiba ikinci vardır. Bir karar ahnmıştır. Ne nazaridefa olarak doktor (Besanvata, ne de bundan mütevellid duruma çon) un (Insanın Omruj auymuyor, zorluk çekiyoruz. Iş bir evham içinde çalkanıyor. Bu evham neden dındaki kitabından bahsedeceğim. Kengelir, piyasa nereden dofar? Bir memle disi seksenden çok yaşlı olan bu tnüelketin dış ticaretini idare edebilmet?, lif, insanın nasıl çok yaşıyabileceğini, yalnız geçen senen:n dış piyasa verm daha doğrusu neden ömrtt tabiisini dollerine istinad ederek hüküm vermekle durmadan öldüğünü izah ederken hcmi olur? Memleketin istihsalini, iç du kimlerin bize her gün tavsiye ettilüeri rumunu niçin ele almıyorlar? Sadece bir çok hıfzıssıhha kaidelcrile alay etkavli mücerredde olan bir şeyi ele alı mekte ve bu kaideleri çürütmek için yorlar, ortaya koyuyorlar. İşte bu doğru bir çok misaller de getirmektedir. Heleğildir ve doğru olmadığını vakıaîar kimliği gülünç hale sokan bu kitabı bir hekimin tercüme etmesini beklemek ;österecektir * beyhude bir intizar olur. Benim vaktim Gıda maddeleri yükselirken Sayın Bakan, esbabı mucibe oîpi'ak: olsaydı üslubundaki tatlı akışı muhaEiz, ekonomimizi bir kül olarak t'e »«««lei.en.elde beraber bu eseri türkhyor, âyarlıyoruz, dediler. Arzedocew * t e r c ü m e e d e r d i m ° laMadı ;im; 40 kuruşa buğday s; B» ««ktorun iddias. insanın ömrü taahsile 22 kuruş ödeniyor. Misinin 140 sene olduğu merkezindedir. satılıyor, fakat 70 d a b U a d a m o n u n bu para geçmiyor. ııı u ı u . u delikanh sayılmahdır. hayat pahalıhğının şiddetinden, ıztı Bir çok fıkralarla bezenmiş olan kiAhmed Oğuz mütalealannın bu kıs rabınöUn şikâyet edilirken, peynir ve mında yüksek ikti*ad konr.syonu şeklin buna benzer gıda maddeleri yükseîir tabdan size rastgele bir kaç satır tercüde bir teşekkülün kurulması zaruretini tçn işin hatalı olduğu anlaşılarnk t«d me edeceğim. ileri sürdü. «Eski Fransız Başvekili Aristide Briir arp.nıyor, bazıları lisansa tâbi oluMaliye Bakanı tekrar kürsüde and hikâye ederdi ki, bir gün bir beor. Bu birbirine ayklrı tedbirİ0Tıp eBundan sonra Maliye Bakanı tekrar lediye reisi kendisine 92 yaşmda güzel ^inrİTiiz âyarlanmış olacak mı?> kürsüye gelerek Ahmed Oğuzun bu sözbir iabadayı olan muavinini takditn etleıine cevab verdi. Halid Nazmi Keşmiş. Başvekil sormuş: mir: «Arkadaşımızı dikkatle dinledim Bu zat sizin kasabanın en yaşü aSorduğu meselelere, temas ettiği noktaBundan sonra Başbakan kürsüye ge danu olacak her halde? lara. tenkid ettiği cihetlere ayn ayrı Hayır, bir ağabeyisi vardır; ama cevab vermeğe çahşacağım» dedi ve Ah erek demiştir ki: Ankara, 13 (a.a.) Saym arkadaşla bu saatlerde daima sarhoştur, demis. med Oğuzun, kendi beyanatmdan yalBir gün doktor Boute bana (müellife) mz bir cepheyl alarak cevab verdiginl, rım, iki aydanberi Türkiyede millî ekonomik hayatm bütün derinliklerine Crouttes admda üzüm bağlarile meşhur halbuki kendisinın müsbet ve menfi mütaleaları da az çok nazarı itibara a :esır yspacak mahiyette bulunan ve 7 küçük bir kasabada yetmiş yaşında biiarak izahlarda bulunduğunu, Ahmed eylul kararları adile anılan esas'ar tat rini getirdi. Muayene ettirn. Kendisine Oğuzun tedbirler için bazan zamanın nk mevkiindedir. Bunun üstünde ve al ameliyat yapümak lâzım geldiğini göreda almmamıştır» dediğini sözlerinin mda, muhtelif mmtakalarda muhtelif rek: Parise gelip ameliyat olmanız lâbazı yerinde ise «bu tedbirlere lüzum nsanlar ve yurddaşlar tarafmdan sözle, yoktur» mütaleasnda bulurduğunu be yazı ile muhtelif yaymlar yapılmıştır. zım, dedim. yan etti ve: «Daha evvel verilmiş bir Bilhassa son zamanlarda Kamutaydaki Peki ama an ama, babama bir kere kararın ifadesi gibi menfi şeyleri daha Demokrat Parti grupuna mensub zatlar sorayım, dedi. Biraz sonra 96 yaşında ziyade menfi olarak ifade buyurdular. arafından, lider mevkündeki arkadaşlar b;.bası ve 92 yaşında anası da gelddler. Tabiî bu şekilde de konuşmak hakları arafmdan demeç verilrr.ek, beyanna Ana iki büklüm olmuş, sıska ve renkmeler yaymlamak suretile bu meseleler iır» dedi . sizdi. Baba da kazık gibi dimdik ve elrinde esaslı karşı fikirler söylen Karar zamanında mı verilmiştir, miştir. Huzurunuzda mes'ul olan hüku ma gibi pembe bir adamdı. Kocası, kazamansız mı? Maliye Bakanı bundan sonra, menfi met bu tedbirlerin bugünkü şekilleri rısı için: Midesi iyi gitmiyor, dedi, şarab mütalealara birer birer cevab vermeden nin doğru ve yurd menfaatlerine yararevvel kararın alınmasmdaki zarureti, ı olduğu ve istikbaldeki tatbıkatile Içemiyor, onun için kuvvetsiz. Siz nasılsınız? diye sordum. yani «karar zamanında almmış mıdır? yurd içinde derinliğine, açık, temiz bü Kendi bağırmn şarabından baçkaalınmamış mıdır?» noktası üzerinde yük hir başarı ve refahh günler getiAsla suiistimal etmedim. re. durdu ve paranın yeni kıymeti tesbit e' receği kanaatinde ısrarla sabitiz. Fakai sım içmem. Herkes gibi günde dört lit Ikinc isahljeden devam mek doğru olamaz, Ortada bir B Haşmef, Reşidin avukafı. na tehdid mektubu yolladı Hapîsane firarilerinin ntuhakemesi Partilerin hataları beyanatı 1943 te İngiltere ile yapılan müzakereler Ege deki kaçakçılık hâdisesinin muhakemesi Sofyadaki İngiliz femsilcisi geri alııtıyor Celâl Bayarın Egede tetkikleri Dörtler toplantısı dilirken hansi esaslara istinad edildiğini anlattı ve dedi ki: Paranın kıymeti neye göre tesbit edildi? « Bütün «donne. ler tetkik edilmeden paranın kıymeti yeniden tesbit edilemez. Bu gibi ameliyelerin yapılması çin bazı zaman şartları vardır; Birincisi iç, diğeri dış piyasa şartları. Avrupa memleketlerine nazaran paramızm kıymeti de düşük değildir. Para kıymetinin düşürülmesiiin menfi tesirlerini önemiş bulunuyoruz. Tatbik edeceğimiz rayicin bugünkü şartlara göre ayarlanmasına çalışılmaktadır. Biz bir rayic bulahm ve Bretton Woods'a bu rayiclo iştirak edelim. Halkm itimadmı sarsmıyalım. Bir memlekette istihsal ve ihraratta bir f'at seviyesi teessüs edince di;er ithal mallarını da o seviyeye yükseltmek zaruridir. Para bir kıymet ölçüsü olduğu için o ölçüyü ithalât ve ihracatta da kulianmak lâzımdır. Paranın kıymetini düşüren her memleket bu tedbiri almak zorundadır.» Meclis Başkanınm ihtarı Maliye Bakanının bu uzun ve etraflı izahları bir saat kadar sürdü. Bundan sonra Başkan dedi ki: « Ahmed Oğuz arkadaşmız hükumetten bir sual sordu. Maliye Bakanı mevzuun ehemmiyetinden dolayı sözü bir saat kadar uzattı. Bu suretle tüzük hükümleri yerinden oynadı. Sual sahibi şimdi tekrar söz istiyor. Hiç olmazsa bundan sonra tüzüğe riayet edelim.» Ahmed Oğuz tekrar konuşnyor Ahmed Oğuz kürsüye geldi ve ezcümle dedi ki; « Bendeniz yüksek huzurunuzu tafçilâta boğmak istemiyorum. Nihayet arzettiğim esasları kendi sözlerile kendi esbabı mucibelerile, bi", iki, üç, diye sayarak ve bunlarm ne dereceye kadar doğru olduklarmı inceliyerek hakikate uymadığmı arzetmiş oluyorum. Sayın Maliye Bakanı sözlerine başlarken verilen izahatı hiç dinlemediğini ifade buyurdular. Biraz da hakları vardır, Çünkü bundan iki ay önce mat buata yapılan beyanattan mealen ve çöz itibarile değişik bir şey işitmedim. Arzu ederlerse, beyanatlan yanımdadır, Sonra, saym Bakan bu kürsünün ciddiyetine uymıyan bazı ifadeler de kullanarak bana karşı «menfi görüşlü> yahud «sözün ayağa düşürülmesine taraftar» gibi, icabmda pek fena tefsir edilecek kelimeler sarfettiler. Benden, bütün amacı memlekete hizmet etmek olan ve bu uğurda ilk defa huzurunuzda kürsüye çıkmış olan bir kimseden bunları bekle Vallahi bu adam deli, heybeden şarab testisini çıkarıncıya kadar başı gidecek, haberi yok. Şimdi şarabın sırası mı? Diyordu. Fakat Hasanın testiyi heybeden çıkarmasile karşısındaki herifin kafasma vurması bir oldu. Koca testiyi yiyen adam yere yuvarlandı. Şahin, gülmekten kırılıyordu. Kanh düello yarım saatten fazla süxdü. Beş tanesi yaralanan Korkudun adamlarmdan geriye kalanlar aman dilediler. Yakub ve arkadaşlarının burnu bile kanamamıştı. Osman, Bölükbaşı Cafer ve Mehmed Korkudun adamlarrnm ellerini ayaklarını bağlarken, Çal Hasan, eline geçirdiği heybelerden birinin içinde bulunan sltmları yüksek sesle sayıyor, Yakub ile Şahin de sivri sakallı adamı istintak ediyorlardı. Sağ kolundan yaralanmış olan sivri sakâllı adam karşısındakilerin nasıl adamlar olduHarım daha ilk dakikalarda anlaımştı. Beyler, dedi, hayatımı bağışlarsanız bütün büdikkrimi bir bir anlatırxm. Çal Hasan uzaktan atıldı: Istersen söyleme, biz söyletm«sini biliriz. Yakub, Hasanın sözünü kesti: Sen işine bak Hasan, sonra altınların sayısıru unutacakstn. Bak biz senin işine karışıyor muyuz? Bildiklerini tafciî anlatacak. Eşpr yalan söylemeğe kalkarsa o' zaman düşünürüz. Çal Hasan cevab vermedi. Sivri sakallı adam, Manisedan geldiklerini, altı heybe dolusu duka aîtıru ol man irade buyurulursa, huzura girmeğe hazırız, Yüzümüz her zamankinden akr. Öyle ise şehriyar hemen sizi ister. Hep birden • sofradan kalkarak hazırlanmağa başladılar. Murtaza ile bölükbaşı Cafer ve Mehmed Korkudun adamlarmın mulıafazası için evde bırakıldı. Çal Hasan, düka altmlarını iki ata yükYazan: Feridun Fazıl Tülbentçi ledi. iefrika: 85 Yakub, Osman, Ahmed, Şahin; Çal duğunu, bu paraları Bursada bulunan I Korkudun adamlarmı bir odaya kapa Hasan ve Sinan Paşa saraym yolunu Yeniçeri ümerasuıa dağıtmak için al | dıktan sonra karınlarmı doyurmağa tuttular. Hepsinin heybesinde torba tordıklarını, Yeniçerileri kandırabilirlerse, başladılar. Çal Hasan, testinin dibinde ba altın vardı. Huzura girerken heybeŞehzade Korkudun, biraderi Ahmedden kalmış olan şarabı önündeki tasa koy lerini de beraber almağı unutmadılar. de yardım görerek Bursa üzerine yiirü makla meşguldü. Osman takıldi; Fakat çok ağır olduğundan salonun iç yeceğini söyledi. Fakat Yeniçeri üme Hasan Bey senin testi icabmda kı kapısına bıraktılar. Yavnz, ilk defa olarasınm adlarını vermedi. lıc yerine geçiyor, icabmda ise keyif rak arkadaşlarının heybelerle huzura Şahin sordu: girmesine hayret etmişti. Bununla berayerine. ber mütebessimdi. E i n i öptürdükten Çal Hasan güldü: Ocakta kimleri tanıyorsunıız? Xe yapahm bizim de silâhımız böy sonra: Sivri sakallı adam bunların adını Bizi meraka saldınız. Sinan, şelürsöylemek istemiyordu. Sustu. Önüne le, kavgada da işe yarar, eğlencede de. Konuşmalar devam ederken kapı ça den beraberce ayrıldığmızı, fakat nereye baktı. lındı. Osman yerinden fırlıyarak aşağı gittiğinizi bilmediğini söyleyince biraz Şahin tekrar etti: canımız sıkılmıştı. Bak dedi. Eğer canm tatlı ise bül ya indi. Bu saatte kim gelebilirdi? Dedi. Yakub cevab verdi: Şahin bunu düşünürken, Sinan Paşa bül gibi söylersin. Yoksa karışmam öte Efendimiz, kul kısmı hatadan salint ki dünyadald ahpablara name götürmek odadan içeriye girdi. Yüzünden gayet için hazırlanıyorsan bizim, fazla vakti neşeli olduğu anlaşüıyordu. Odadakiler olmaz. Bu seyahati kusurlarımızın affma ayağa kalksrak Paşaya başköşede yer vesile bulmak için hazırlamıştık. miz yok. Kusurumız neymiş? Biz böyle bir Sivri sakallı adam «öbür dünya> lâ verdiler. Paşa sedire iliştikten sonra: Yoldaşlar dedi, neredesiniz? Me şey hatırlamıyoruz. fmı duyar duymaz, yelkenleri suya inBu sözlerden Sultan Selimin aradaşla. raktan çatlıyacaktık. Şehriyar sizi arıdirdi. affettiği anlaşılıyordu. Yakubun yor, şehird«n ayrıldığmızı söylediğim rmı Cemal, Hasan ve Süleyman. zaman canları sıkıldı. Tez kendilerini gözleri dolu dolu oldu. Padişah iç kapıOlduklarmı söyledi. Yakub bu üç yeniçeriyi tanıyordu. bul, huzuruma gelsinler. göreceğim gel mn eşiğine bırakılmış heybeleri işaret ederek: Ocakta ne vakit bir ayaklanma olsa bun di; buyurdular. Bunlarm manasını anlıyamadık. Yakub ve arkadaşlarının 'yüzleri gül!ar elebaşı mevkiinde idiler. Diye sordu. Çal Hasan, heybenin bir Süvariler atlara sıkıca bağlandıktan dü. Demek padışah nihayet kendilerini tanesini ıhlıya sıklıya yüklenerek orsonra yola düzülen Yakub ve arkadaş aramıştı. Fadişahımız iltifat etmişler, ne za taya getirerek boşsltü. Çil düka altmları ları hava kararırken Bursaya döndüler. YAVUI SULTAN AGLIYO Kitabı okusanız çok hoşlanırsınız. Bu satırları yandıktan sonra bizim idarelerimijde hele son günlerde Ustüne çokça diişülen yaş meselesine dokunacağıra. Hükumet bilmiyorum ne gibi bir düşünce ile maaşlı memurları 65 yaşında, ücretlileri de 60 yaşmda faal kadrodan çıkarıyor. Böyle bir kanun var. Evvelâ anlaşılamıyan taraf şudur: Maaşa girenler daha sağlam adamlar mıdır, veya maaşlı işler daha az yorucu mudur ki onlar 65 yaşına kadar iş MPVZU esas itibarile derlndir ve mll başında tutulabiliyor da ücretlilere 60 '..>tin hayatına ,nlsbetle de olağa.nllstü . ta yol veriliyor? Anlayamadığım ilk ci"" '"'"' onernd^ir. Boyle bir konuyu bir tatam h ^ mesclenm ^ fc tti c s a s u telakküerle ele alrmkta bulunan ve | Y a ş ^ i f a d e e d e r ? . Vücudün yıpranmasını, eskimesini, kamutaym bir kuvveti bulunan demokrat partinin meseleyi millet huzurunda fakat tecrübc hacminin ve bilginin artlğl eninp boyuna, derinliğine ve masını.. nazariyeleri, tatbikleri. rakambrı, hâŞu halde yalnız adele ve vücudla yafikirlerile bugünkü şeklı ve istik pılacak işlerde vücudün eskiyip eskibale yapacağı tesirlerin şümulü bakı mediğini aramak pek tabiidir. Nasıl mmdan tahlile hizmet etmesi şerefli bi" eskimiş bir makineyi değiştirmek gevazifedir. Kamutay huzurunda incel« rekse yıpranmış bir adamı da yenilenlp konuşulmasma fırsat vermek üzere nıek icab eder. Lâkin bir takım yaşayan kendilerini teşebbüs almağa teş\'ik eds şeyler var. Meselâ şarab gibi, mesvlâ rim .İsterlerse iç tüzüğün açtığı yoldan bir güzel keman gibi eskidikçe kıymeti soruyu gensoruya. tahvil etmek suretile, artan şeyler vardır ki insanlann lihinarzu buyururlarsa resen bir gensoru öle, tecrübe ve meleke ile çabşanlan nergesi vermek suretile bu vazifeyl yapbunlara be'nzer ve zamanla kıymetlenirnıaları için kendilerini teşvik edjyorum. ler. Bu suretle hükumet arkadaşlarımızla Ondan başka her insan ayni yaşta, kamutay sayın üyelerinin katılacagı uzun konuşmalara imkân açümıs, olur ve ayni firiyolojik durum arzetmez. Kırk günün en önemli ve canlı meselesinln yaşında tükenmiş adamların yanında büt'İTi açıklığî ile bütün yurddaşlar hu yetmiş yaşında delikanh kalmış olanzurunda belirmesine hizmet «dilmiş o lar çoktur. Birinci Cihan Harbini kazalur. Öte yandan da bir takım müphem nanlar arasında TS yaşmda Clemenceau havalann tesiri altmda ilham bulutları . vardı. Bu harbi yetmişi geçmiş ChurIçinde bulunmakta olan ticaret hayatı ı chill ve altmışı atlamış Roosevelt vo ıza küşayiş verici bir açıklığın doğma i stalin kazandılar da 50 yaşındaki Hitler sına imkân da verllmiş olur. Bunu suretl \ kaybetti. rica ederim. (Bravo sesleri, | Yaş rakamınm bir şey ifade edebilalkışlır). Ben bugünkü mevkii, iktldsr nıesi için adamın gcrçekten yıpranmış partisinin mesuı hükumetinin ™î™" | sinın mes'ul m m ı m e u ı m Başba y e y a p t l ğ , i ş i n de hamallık gıbı :adale kanı sıfatile böyle bir hareketlerirü gör ı u şine mü h a s ı r b u Junması lâzımdır. i n e m ü n dügüm takdirde derinden sevineceğim Bizde ise hayret değil mi Konserve hükumetçe kamutayı da tatmin ede varuarda bir usta, falan idarede tek bir wk bütün esaslan ve izahatı sunmağa mütehassıs, falanca akademide yegâne hUkumetçs hazır oldıığumuzu arzede muallim hep bu yüzden, altmışa veya rim. (Bravo sesleri, şiddetli alkışlar). alttnış beşe vardı diye atıhnakta, böyleBaşbakan Receb Pekerin beyanatm Hkle değerli ve tecrübeli elemanlar diri dan sonra Meclis Başkanı dedi ki: ölüıer arasına girmekte, insan enıc< Gündeme geçiyoruz. Ahmed O.3u2 ğinden kıymetler heder olmaktadır. Bir arkadaşımız Başbakanm sözlerine cevab vakitler Universitede de böyle olmadı verebilir. mıydı? Yaş rakamı ile adam ölçmekten Bir milletvekili Şimdi cevab veril artık vazgeçsek. B. FELEK mesini istiyoruz. Refik Koraltan yerinden kalkarak I Teşekkür Zamanı geldiği vakit istizahta bulunaOğlıım ve ağabeylmiz Brüksel selirl Basrl Lostar'ın anl kayblle uğradığımız büyuk tatlı bir sesle halmm üzerine yuvarlan cağız. dılar. Onu diğer heybeler takib etti. Pa Bir milletvekili Efkân umumiye ielâket karşısmda acılarımıza candan ortak; olan aziz akraba ve dostlarımıza ayrı a y n duysrjn, şimdi yapın, dedi. dişahın merakı arttıkça artıyordu. Müteakıben başkanm tçklifi üzerine mhıne^ ve Eu^ranlarımızı sunmağa tees Bu koskoca hazineyi nereden bul5urumuz mânl olduğundan sayın gazetegündeme geçildi. dunuz? nızın t&vassutunu rica ederlz, (İç İşleri Bakanının seçimler hakkınYakub, başlarından geçen macerayı Annesl kaıdeşlerl bütün teferruatil« anlattı. Selim, dinler daki izahatı birinci sahifemizdedir.) "»• î j î 5JC ken hayretler içinde kahyor: Halk Partisi Meclis Grupu Arnlral Bristol hastanesinde yatan aileml Yaşaym, varolun, sadakatinizden Bugün de toplanıyor gayec cîddî bir durumdan kurtaran ve yeni şüphe etmedik. Aniara 13 (Telefonla) Halk Par doğan yavruma da hayat veren saym dok« Diyordu. Diğer taraftan biraderi Kortor tisi Meclis Grupu yarın (bugün) saet dan Hayrı Temırtekine ve hemslrelere cankudun entrikalarına da canı sıkıldığmı: teşekfeurleriml sunmayı bir vlcdan cnoa. tekrar toplanacaktır. borcu sayarım Biz biraderimiz için hayırlı şeyler A. Kömürcüoğlu düşünürdük. Halbuki o bizim tahtımıza Cild ve Zührevî Hastalıklar göz dikermiş. Elbette tedibi cihetine giCemiyetinden: dilecektir. n Çoğuııluk olmadığmdan o kasım tarıhll Cümlelerile anlatmak istiyordu. Dp D. Yolları mülettlşlerinden Asaf Sartcplantı yapılamamıştır Saym azamızm Söz Çal Hasanın şarab testisile raki 1T> kasım <1 (tj cumartesl günü 13,30 da gınm kızı Nurten Sargın ile labrikator bini attan nasıl yuvarladığma gelince. Etıbba Odasmda top'.anacak olan kongreml Saml Beslerin oglu Behlç Beslerln düğunlerl 91 li>46 cumartesi akşamı Taksim hiddeti geçti, gülnveğe başladı. zı teşrlflert rica oiunur. Belediye gazinosu salonlarmda akrabaları Hasan maiyetimizde bulunmağa nır. vc seçkin davetlilerinin huzurlarile sahak kazanmıştu. Ölüm baha kadar neş'e İçinde kutlanmıştır Geno Çal Hasanın gözlerinden sevinc yaşları Üsteğmen Enls Kontuşun annesi ve Te evlilere saadetler dllerlz geliyordu. ke'l idarecl eski başveznedan Fehıni Kon Yakub sözü bitirdikten sonra Selim, tuşuıı eşl FAHRİYE KONTUŞ önünde yığılmış olan altmları işaret ederek: vefat etmlştlr Cenazesi bugün 14 kasım 01Cİ dü Kpdıkoy Şlfa sokağında 202 No 11 Yukarıda fotografı Bunlar sizin olsun. evden kaldırüarak Osmanağa camlinde oğle olan oglum Teoman Dedi. Şahin; nacıazını muteakıb nanıazı kılınarak Ka Gülerman 8 kasım Kul kısmmm paraya ne ihtiyacı var racüahrne<3cleki makberesine defnedllecektlr 946 günündenberi sııltanım. Sayanizde vezir gibi yaşıyokayıbdır. Gören ve ruz. Eski Mütekaidinl Askerlye cemiyeti relsl bilenlerin insaniyet Cevabını verdi. namma aşağıdaki mlra'.ay Yavuz, sadık ve vefakâr arkadaşlarına adrese bildirmeleri YUSUF İZZEDDİN ILISU tninnetle baktı. rica olunur. 1311 P1f; çarşamba günü Hakkın rahEyübsultan Diiğ* * * metlne kivuçmuştur Ccnazesl buqün Aksaray Vaiıde camlinde öğle namazı kılmdık meciler Ahmeddede Sultan Selim kat'î kararmı vermişti. tan sonra defnedllecektır. Mevlâ rahmet sokak No. 2 annesi Arkası var eyUye Bayan Servet İnaa. Ahmed Oğuz arkadaşımızın sorusu üzev rine Maliye Bakanının bu kürsüden erdiği izahat ve yapılan konuşmalar bu mühim ve geniş meseleîerin aydınlanması için kâfi değildir. Bütün parlâmentolar tarihinde sade bir sorunun müzskeresinin üç saat devam et mesi nadirdir. Bu uzun konuşmaya rağmen dahi bu esaslı tedbirlerin derinliğine, bütün yurddaşlar tarafından anaşılmasma imkân hasıl olamadı. Receb Pekerin tekllft Kayıb Aranıyor