18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
5 Ekîın İS45 CUMHURtYET ifin ycni Emniyet ve güven esası Londraya göre Müttefikler arasında mutlak bir anlaşmaya varılacak nın uğradığı sarsmtı Baştarafı 1 inci sahijeda fî j * «çler konferansının hlç bir iş kında kararlar verilecektir. I I T " " y bsşnramadan dağıimasının en Burada umumiyetle hüküm süren i£iZZ.ZZ/ esaslı sebebine dün temas etkanaate göre müstakar bir sulh, Müttemis ve «nüfuz bölgeleri. kurmak siyafikler kadar Rusyanm lehlnde olduğu »etinin bu neticeyl hazırlamış olduğuiçin Sovyet Rusya da bu sulhu temin nu anlatmıştık. Nüfuz bölgeleri kurmak, ilk bakışta için elinden gelenl yapacak ve onun için tedafüi bîr tedbir glbi göze çarparsa Müttefikler arasında mutlaka bir anda hakikatte tecavüz) bir tedbirdir. laşmaya varılacaktır. Yugoslav Kralı şikâyet ediyor Amerika ve Ingiltere Dış İşleri Bakanları müracaatlerine cevab vermemişler Londra 4 (USİS) Yugoslavya Kralı Fıerre, bugün tahtma tekrar çıkmak için Brleşik Amerika ve Büyük Britanyanın yardımını elde etmek üzere yaptığı gajTetlerde muvaffak olamadığını ve Yugoslav seçimlerinin 5nümüzdeki ilkbahara bırakılması için Amerikan dış işlerl Bakanı Mr. Bynrnes'e ve İnjuiz Dış İşlerl Bakanı Mr. Bevin'e yaptığı müracaatlere «hiç bir cevab almadığuu> söylemiştir. Bundan başka 22 yasmda olan genc Kral, «demokratik seçimler y^pıldığı takdirde> tahtma tekrar çıkabileceğinden emin olduğunu, fakat «bu kış yapılacak olan «eçiınlerin hakkaniyetle yapılmıyacağı» kanaatinde bulunduğunu da söylemiştir. Yugoslavya ve Yunanlstanın Londradaki Beşler Konseyinde temsil edilmeyişlerini tenkid eden Kral Pierre, bu müzakerelerde Yugoslavyanın iç durumunun münakaşa edilmesini iatediğini, fakat kendisine bu meseienin Potsdamda tespit edilen gündemde bulunmadığı cevabınm verildiğini açığa vurmuştur. Kral Pierre, «Yugoslavyada Mareşal Tito seçildiği takdirde, onun hükumetini asla tanımıyacağını» «öyleyerek beyanatına son vermişür. Yugoslavya isteklerinden vaz geçmiyor Iiondra R. 4 (B.Y.U.M.) Belgrad radyosunun bildirdiğine gore, Mareşal Tito, bir demecde bulunartuc, Londra konferansmda Yugoslavyanın Trleste ve VeneziaJulia üzerlndekl talebleri hakkında hiç bir karara varılnaamış olmasuıa rağmen Yugoslavyanın bu taleblerinden vazgeçmemiş bulunduğunu blldirmiştîr. Halka eksik mi Yapılan bîr ihbar üzerine arabalara jdiklenen kömürler yeniden tartıldı, bazıları noksan, bazıları da fazla çıktı Hddise/erflrâsınd* MankenSn giydiği eibise ir gün Londranın meşha* (Regent = Bicent) caddesinden geç*rken bir büyük mağazanm vitrininde canlı bir kızın bir plâj dekorunda deniz jnayosile uzanmif olduğunu gördüm. Bir müddet önünd» durdum. Bir de etrafıma baktnn, vitrinin önünde, benden başka künse ol:nagörönce sıkıldım ve oradan uzaklaştım. Diyecek odur ki Londralılar canlı mankenleri bile «sahte vakar» olduklan içia seyredilmeğe lâyık gör. memektedirler. Artık buna kıyaslayıp cansız manken, yani adam büyuklüğüude kuklalara ve bunların nrtlarmda beğendirmeğe çalıştıklan elbiselcre ne 1 kadar ehemmiyet verirlei , s b bıılabilirsiniz. Bize gelince bir vakiüer küçük hareketler yapan kurma bebeklerin, hattâ cansız heykellerm önünde apışıp kalır • ken şimdi artık herşeyi hakikatte ara«|j mağa başlanuş görünüyoruz. Bu şuuru» muz bakınıından sevinilecek bir gelişm«| ve şiarJmız yöniinden de övünülecefcı bir ağırbaşlılıktn*. Bh ferzinin hünerml, Mr elbisenb»! biçimini şündi manken üstünde değil,' hakiki adamlann sırtında, kendisl içia giymiş kimselerin üzerinde görıneyi is' tiyorui. Yani daha açıkçası bejjenilsi»; diye, ne güzel şey desinler! diyo arze, dildi'ği malum olan şeylere ve niyetl belli propagandalara kulak asmıyoruz. Ben fikir âleminde buna benzer bür ş«y görüyonun. Propaganda ile, yaa çizi ile asla alâkalan olmıyan bir (akıra 1 «zevat» şu veya bu vekâletin yaptıklaj rını övmek için konferanslar veriyo^ '• yazılar yazıyorlar. Bir konferans hanrlamanın, blr yaı yazmanın nzun zaman çalışılarak eld* ; edilen blr sanat, bir hüner olduğunu, kabul etmiyen bu czevat» her?eydea| evvel bilmelidirler ki hizmetini ettikleH ri, propagandasını yaptıklan müessesoye karşı en büyük yardımı ehlî olmaJ dıklan bu işi bırakmakla yapacaklardır. i Çünkü her çügi çizen künse rcssam, her iyi sesli hanende olmadığı jfibi her ' ürkçe konuşan, konferansçı, her mekrub ya7abilen muharrir olamaz. Olama» ' yınca da yaptıklan propaganda h'* kukla manken sırtmda kötü bir ha/rr elbise gibi smfır ve.» sınhyor da.. Gdntil Isriyor H bu 8vme ve beğen» dirme işinde ustalıklı. marifetll ve be» cerikli olalım Bunun bh* hüner olduğunu kabul edelim. tnanınız! Hükumerln veya şu bu mö»j essesenin ne gütel Işlerl var kl halka' çok kötü arzedilmekte ve beklenenin tam nddı hlr netice almmakta, yanl <ütle tarafından: Tnaş! sörile karşılanmakfadır. Btt • bellğ argo kelimesintn Ifade ettiği ka i yıdsızlıgm derinliğini izaha liinmı mem. Dogru ya efri çflnkfl propat'anda yalnu doğruyu yaymaı neyi yaymak, *>vmek ve beğendirmek lsflyorsn!î bunu ehline ve ustalıkla yapacak kimse ' ere verellm de onlar tıpkı iyl piyinea blr adamm iirtındakl elbiseyi beîiendl^ rir gibi farkına varılmadan beğendir*. menin yolunu bulsun. Yoksa: «Bu konunun gelişmeslni kendisi içiıt i amac saymış olan genel direkt5r!ük indeki bütün araclarla çalışarak ulusal ıkar ve halkçılık bakımırıdan sağ^.dıgı göğsü kabartacak başarılarına ek olarafc bu yıl da...> Gibi ifadelprle «Ben falanca nmnn^ naüdürlüğn methediyomm, ümmeti Mu1 hammed!» diye bar bar bağıran ham| propreandalan klmse dinleme*, maz ve asla klmse inanmaz.. Telkin usullerlmlzl kökünden mell ve rasyonel hale sokmalıyız: kü millet yutmuyor kuzum! Büyüklerin diktatörlük kurmamalan lâzım Londra 4 (a.a.) Bugünkü başmakalelerin başlıca mevzutfnu, tabiatüe Dıg İşlerl Bakanlan konferansının neticeslnden duyulan hayal sukutu teşkil etmektedir. Baa gazeteler açıkça kötttmser görünmekte, diğerleri, aralannda Times de bulundugu halde bu neticeyi blr boagundan zlyade işlerin ters gidlçl telâkkt etmektedirler. Diğer taraftan M. Molotov'un hareket tarzı çiddetle tenkid ediliyor. Times gmzetesi şunlan yazmaktadır: «Başlıca İki prenslp muhafaza olunmalıdır: Birüıclsl, büyük devletlerin, herkesçe müsellem büyük rollerlne rağmen, blr diktatörlük tesls etmek Istemedikleri vc edemiyeceklerl, her meselede doğrudan doğruya uglli olan küçük devletlerin tam reylnl almadan, sulha mttteallik hlç bir meseleyl halle yanaşmıyacaklardır. tklnci prensip ise, hlç bir memleketin .gerek zafere olan hlzmetleri, gerekse llerlde dünya nizammı idame İçin verecekleri kuvvet bakımından üç büyük devletle ayni hlzaya gelemiyecegldir kl bu olağanüstü durumu kabul etmek lâamdır. Bu İki prenslpl nazan itibara almıyan hlç Wr hal tana mümkün değlldir.> Londra 4 (a.a.) Manchester Guardian bugünkü baçmakalesinde şunlan yazmaktadır: «M. Molotov'un memleketine açık bir raporla dönmesi bekl^ıebilir. Zira her ne kadar hiç bir millet DU işde oynadığı rolle iftihar edemezse de, en çok kaybeden Rusya olmuştur, deneblllr. M. Molotov Londrada kaldığı müddetce, harb zamanuıda Rusya hakkında Ingilterede birikmij olan eempati ve iyi niyet hazinesini israf edip durmuştur. Rusyayı müdafaada ısrar edenler simdi bu durumlarını muhafaza etmekteki imkânsızlığı anlamaktadırıar.> Millî Kornnma Savcüığı işi tetkik ediyor Kuruçeşine depolarından halka köıuür verildiği sırada; eksik tartmalarla karşılaşıldığı, bu suretle muhtellf kimselerin zarara uğrabldığı son zamanlarda sık sık söyleniyordu. Bu hususta vâki şikâyet üzerine; zabıtaca bir araştırma yapılmış, depolardan kömür yüklü olarak çıkan arabalarla kamyonlardan bir kısmında mevcud kömürler, indirtilerek, tekrar tartıimıştır. Bu suretle, bazı arabalarla kamyonlardan indirtilen kömürler, yeniden tartmada noksan geîmijtir. Tartı eksiklikleri, beher tonda en çok 200 kilo ve en az 20 kilo olınak üzere tespit olunmuştur. Bunlara kavşı; kömür yüklerinden birlnde, 46 kilo bir fazlalıkla da karşıîaşılrriLşhr, ve arada bazılarmm tam vezinli geldikleri görülmüştür. Bu ayrüık ve aykmlıkların kömür lşçilerile kantarcılaruı hilesinden ml ileri geldiği, yoksa kantarlann mı bozuk olduğu noktalanndan soruşturma yürürülmüştür. İlgililer, kömürlerin depolardan tartıda eksiksiz çıktıklannı, fakat yolda sarsmtıdan dökülme ve çoluk çocuk tarafından aşırılma sebeblerile yükün eksilmekte olabileceginl ileri sürmüşlerdir. Kantarlar kontrol edilmek üzere Ayarlar ve Ölçüler Müdürlüğüne gönderilmiştir. Diğer taraftan; zabıtaca bu hususta hazirlanan soruşturma dosyası, dün Millî Korunma Savcılığuıa yollanmıştır. Savcılık; dosyayı incelemiş v kömür işçilerile kantarcılan sorguya çekmiştir. Başkaca, bazı kimselerin de bu busustaki bilgüerini beHrtmiştir. Neticede, ifadeleri alman altı kömür işçisi ile kantsrcısını serbest bırakmıştır. Soruşturma, işin içyüzü esaslıca anlaşılmak üzere genişktilip derinleştirilmektedir. Bu hususta kesin blr neticeye varılınca, icab edea kanunl muamele yerine getirilecektir. Çünkü nüfuz mıntakalan, büyük milletlere bitişik olan küçük milletler hesabına kuruluyor. Küçük milletleri yutmakla veya tazyik altında tutnıakla başlayan tecavüz, kısa bir zaman sonra daha fazla genişlemck için başkalarının nüfuz muıtakasına, yahud en son Diodaya göre emniyet ve güven mıntakasına hulul etmekle dünyaya tahakküm mahiyerlni alıyor ve bu tahakküm Çarpışmalara ve muharebelere yol açıyor. Onun için nüfuz mıntakalan kurmak siyasetl, saldırgan bir siyasettir ve saldırgan bir slyasetin umumî barışa temel olmasına imkân yoktur. Beşler konferansı da bu yüzrlen bh iş başaramamış ve sonunda dağılmak zorunda kaimışttr. O halde bn nüfuz mıntakası siyasetini önlemek ve diiny» gulhunu kurtarmak mümkün müdür, yoksa işişten geçmiş midir? Burada şunu kaydetmek icab eder ki Müttefikler, bu nüfuz mıntakalan siyasetini önlemek için çalışmışlar, hattâ harbi bitirmeden önce San Francisco konferansını toplayarak emniyet ve güven dairesinde hareket etmek, birbirlerine karşı stratejlk üsler tutarak değil tecavüze karşı elbirliğl yapmak üzere anlasmak istemişler, ve bu konferans ile büyük devletlerin nüfuz mıntakalan kunnalarından doğacak tehllkelere karşı gelmek yolunu tutmuşlardı, Fakat buna rağmen geç kalmışlardL Çünkü nüfuz bölgeleri kurmak siyaseti, San Francisco konferansının geçen nlsan sonlannda kurulmasından önce almış yürümüş ve bütün tehlikelerile kendini belirünlsti, Hattâ Beşler konferansı dahi esas Mbarile emniyet ve güven siyasetini yeniden sağlamlamak yolunda atılmı» bir adımdı., Çünkü Üçler yerine Beşler toplaıuyor ve konferansm daha farla Avrupa Işlerile ve sulhile meşgul olacağı malum olmakla beraber Çin devleti konferansın bütün konuyualarma iştirak ediyor, ve Fransa eski Mihver devletlerile ve peyklerile yapılan teslim olma anlaşmalaruu İmzalamanııs olduğu halde bu işl başaran devletler seviyesinde olmak üzere büyük devletlerle beraber çalışıyordu. Yanl dünya mukadderatı tiç büyük devleün elinden kurtularak daha geniş bir görüşte ve daha etrafh ve güven verici bir niyetle kararlaşürilmak üzere yeni adunlar «tılmış oluyordu. Mtekim Amerika nıurahhası Mr. Byrnes, bu dairenin hattâ daha fazla genişlemcsine ve daha çok devletlerin sulh konfcranslan işlcrine karısmasına taraftar olduğunu söylemiştir. Fakat yapılan neşriyata göre Sovyetler Birliği, Üçler üzerinde ısrar etmiş ve bu da konferansın akamete nğramasına sebebiyet vermiştir. Işlerin Üçlere hasredilmeslnin faydan ne olabilirdi? Üçler arasında bir (akım ghll anlss.malar bulunması ve harb sırasında yapılan bu anlasmaların nüfuz mıntakalan siyasetine daha elverişli clması mı? Fakat böyle olsaydı Üçler erkânından olan Ingiltere ile Amerika murahhaslannın bu teklife itiraz etmemelerl İcab ederdL Yapılan neşriyat ise bunun aksinedir. Onun İçin bu İhtilâf Potsdam aolaşmasının tefslrine ald bir ihtilâf sayılmış ve ihtilâhn halll her seyden üstün tutulmuştur. Görülüyor Id Bcşlerln anlaşamamalan emniyet ve güven esasını sarsmış ve bu yüzden nüfus mıntakalan slyaseti bütün tehlikelerile dünyanın mukadderatına hâkim olmak yolunu tutmuştur. Fakat bunun aonuna kadar böyle gideceğini sanmak doğru değildir. Çünkü is, üçler, Beşler İşi değlldlr. bütün dünya sulhu meselesidir. Ve bütün dünya saldırganlık siyasetini güdenler aleyhinde, Ister istemes birleşecektir. Onun İçin aklı sellmln blr taknn fhtiraslan dizginliyerek daha doğru bir yol tutulmasına imkân vermesi daima beklenir. «Rusya ile harb ihtimali yok!» NewYork 4 (USİS) «NewYork Herald Tribune> gazetesi, Londra konferansının neticeleri hakkında derin bir kötümserllk gösterenlere hücum etmekte ve şoyle demekte.iir: •tBatı Demokrasileri üe Sovyetler Birliği arasuıda harb çıkabileceği hakkındakl düşünceler hayalden ibarettir şiddetll körüs. farHarı olduğunu gösteren, karşılıkk korku ve Itimatsızlık husule getiren bütün ihtilâflar haUdilmez şeyler değildir.» Sulh andlaşmalan nasıl yapılacak? NewYork 4 (a.a.) NewYork basını, müzakerelerin devamı ve genel konferans için hi£ bir plân vazedilmemlş olduğunu ısrarlâ belirtmekte ve Potsdam teyannameslnde halledllmemlş, şlmdlye kariar da blr cevab verllmeml? olan meselenin sulh andlaşmasının genal mahiyette blr miUetlerarası konferansta mı, yoksa bölge konferanslannda mı halledlleceği meselesl olduğunu üave etmektedir. NewYork Herald'a gtoe. akla en yakm gelen telklnleçden blrinclsl Dış tşleri Bakanlannm müzakereye devamlan İçin evvelce vardıklan anlaşmalann esas olduğu Uç Mlyük veya beş büyuğün reniden teplanmasıdır. Londra 4 (a a.) Ingiliz mahfillerlnde bellrtlldlğlne göre, Mr. Attlee, Mr. Truman ve M. Stalln arasındakl son mektublaçma, M. Molotov'un 11 eylul andlaşmasına gSsterdlğl muratakatten vazgeçmeslntîen evvel olmuştur. En çok kaybeden Rusya Mektublaşma ne zaman oldu? İranda ayaklanan Kürdler Baştarafı 1 tnci sahifede sintn yazdığma göre, İran Dif Islerl Bakanı, pasaport ve vize almadan Rusyada Bakuya glrtikltri anlaşılan iki asi Kürd şefinin Rusyaya kabul •dilmelerinl Rus hükumetine protesto etmls v» İrmna iadelerinl istemiftlr. Arab devlef şefleri konferansı foplanıyor Baştarafı 1 Inei sohtfede Filistinde harb arîfesi havası var Kahire 4 (a.a.) Kudüsten gelen yolculann söyledlklerine göre ,bn anda Flllatln, harbden evvel Avrupanın durumuna benzer blr slnlr hartotae merkez teşkil etmektedir. Zahlren sakln görünen memlekete, yabancı memleketlerden, Pllistinln teçkilâtlı ve umuml ayaklanmalar arlfesinde bulundugu yollu haberler gelmektedir. Glzll ordulann hazır vaılyette bulundugu ve binlerce lnsanın muaaam ve gizli silfth Btoklarını ele geçlrmege hamr olduklan hakttndaM htber, hattâ son derece manasız grOrtmen hftdteelere dahi büyük blr ehemmlyet »tfeden makftlelerl hayretle okuyan halk arasında hlç ştlpheslz endlşe uyandırmaktadır. Barıştan başka blr çey istemlyen halkm büyük bir kısmı slnlr harbln' karşılamalc uzere îngilla takvlyelerlnln gellşlni memnunlukla görmektedir. Hlç şüphesla, Pillstlnde, her an blr hftdlsenln olabileceğl hlsst mevcuddur. Ancak, bu hâdlsenln, dışandan gelen haberlerde g<5sterllmek lstenflen genlşlikte blr hfcdise olablleceğlnl j;anrie<îen pek az İnsan vardır. N«rwYork 4 (TJsîs) Basm toplantısında gazetecilerden biri Büyük Britanyanın Amerlkadan Filistine asker göndermesini lsteyip istemediğinl sormu», Cumhur Başkanı menfl eevab vermiştir. Cumhur Başkanı, Filistine Ingiliz kıt'alan gelmlş olduğu ve Filistin hakfendakl taleblnin tnglliz hükun:"ti tarafından kabul piMin Pdilmiyeceği hakkuıda tefsirlerde bulunmaktan kaçınmıstır. 2 Gümrük çıkış vergislne gelince; Fevkalâde vaziyet dolayıslle bazı vergllere zam yapılmasına dalr olan 4040 sayıh kanunla lhdas edilml? olan bu vergl blllndlğl glbi îhrac sirasmda almmaktadır. Hükumet, kanunla hala bulundufu yetkiye dayanarak, lhrac maddelerinden blr kısmını, evvelce bu verçiden istlsna etml? ve halen vergiye t&bl olan diğer malları ise 1 ocak 1946 tarihlnden ltibaren verglden lstisna eylemeyi takarrür Mısırda durum ettlrmiştlr. Buna nazaran 1 ocak 1946 Kahire 4 (a.a.) Yeşil Gömlekliler tarfhlnden ltibaren lhrac olunacak maladı altında tanınmış MısrelFattat psr lardan çıkış verglsi adile blr vergi almtisinln başkanını tevklf için emlr ve mıyacaktır. rilmiştir. Partinin üyelerinden dört kişi Ancak, halz oldu&u hususiyete blnabeyannnme daşıtuken yakalar.mı? ve en. 1944 ve daha ev/elkl senelere ald tühapsedilmlştir. Gazeteler, Ünlver3İtelerin tün mahsulleri bu lstisnadan haric bıaçılması münasebetile Mısır gençliğine rakılacaktır. hitab ederek, karışıklıklardan ve kanlı nümayişlerden sakınmalannı tavsiye etmlştir. . Suriye ve Filistine keçi Truman diyor ki Boftaro/ı 1 inci sahifed* risına nazaran: A Halen tatblk edllmekte olan 4653 numaralı toprak mahsullerl kanunu 1 ocak 1946 tarihlnden ltlbaren kalduılacak ve bu tarlhten eonra idrai olunacak mahsullerden vergl abnmıyacaktır. B 1 ocak 1946 tarihlnden ovvel Jdrak •dümlş olan mahsuller daha evvel mükelleflyet mevıuuna dahll olduklan cthetle, tahakkuk ettlrllmlş olsun, olmasın, bunlara ald vergilerln tahsillne devam olunacaktır, Bu cümleden olmak üeere, tahakkuk ettlrillp de, taksld zamanlannın 1 ocak 1946 dan sonrasına slrayet efanekte buluaması haseblle tahsll olunmaıruş veya dlger her hangl blr sebeble tahsil edllmemlş olan 1945 ve daha ervelkl senelere ald hububat, bakllyat ve zeytînlere ald vergilerle sözü edilen yıllar mahsullerlnden olup vergileri eatıç sırasında tahakkuk ettlrilerek tahsil edllmesl İcab eden afyon, pancar ve tütünlere, Ihrac sırasında tahakkuk eden ttzüm, lnclr, fındık ve Anteb fıstığma, çorçırlanma sırasında almması gereken pamuklara ald mükelleflyet baki kalacaktır. Toprak mahsulleri ve ihracat vergileri Tahran 4 (a.a.) îran hükumeti, «aylav olup blr çok defalar bakanlık yapmış bulunan Farogu'yu aylarca tered düdden sonra Azerbaycan vmllllğine taytn etmlştir. Bu tayln, yetMll mahfilleTde, hükumetin Acerbaycanda vazlyete tamamen hâkim olmak kararı çekllnde telâkld edilmektedir. Yeni vall «nerjft blr adamdır ve gerd? yetkllere sahib olacaktır. İran Azerbaycana tamamen hâkfan olmak axmin4p Baştarah 1 inci saMede savcı iddianamesini okuyarak onu vmtana ihanet, düşmanla el/birligi yapmak Ingiltereye karşı düşmanca hareket etmekle Itham «tmiştir. Laval, cevabında mahkemeye karşı blr kaç defa şiddetli tarizlerde bulunmuş, mahkeme reisl kendisinl tevbih etmiş ve icab ederse onsuz da muhameye devam edileceğini söylemiştir. Bu sebeble yarm Laval'in getirllmesine lüzum kalmadan muhakemenin devam etmesi bekleniyor. Laval muhakem* sırasmda öteiienberl sulhcu adam olduğunu, Fransamn mağlubiyetinden ve süahs» kalmasından kendisinin değil, fakat isimlerinl v receği kimselerin mes'ul oldujunu söylemiştir. LavaPin muhakemesi Bcftara/ı 1 inci sahijede lardlr. înhisarın muvakkat bir surette elde bulundurulması ancak fiilâhîauma yarışına ve beynelmilel «erginliğs sebeb olacaktır. Londra 4 (a.a.) Daily Mail gazetesinin NewYork muhabiri tarafından bildirildiğine göre, atom bombasını keçfetmiş olan bilginler, Birleşik Amerika Harbiye Bakanlığına karşı açıkça lsyan halindedirler. Bu bilginler, Harbiya Bakanlığının dünyayı fe'âkete sürükliyecek olan atom silâhlanması yarışına yol açmak üzere olduğunu beyan «tmekte, atom enerjlsinin ne demek olduğundan ve medeniyetin istikball İçin nasü bir tehlike teşkil ettiğinden bütün Amerikayı haberdar etmek için mllll güvenlik nizamlarma mugayir hareket etmek nlyetlerini (dzlememektedlrler. Birleşik Amerika askert makamları Harbiye Bakanlığuını müsaadesi olmaksızın demecde bulunmalarınm yasak olduğu hakkında bu bilginleri ikaz etmişlerdir. Fakat son haberlere göre, Harbiye Bakanlığının atom bambası sırrını muhafaza etmek hususunda ısran takdirlnde bilginler hükumetle münasebetlerini keseceklerdir. Bu isyan hareketine iştirak eden bilginler bütün dünyaca tanınmış kimseler olup bunlar arasında Nobel mükâfatını kazananlar, üniversit* profesörleri, flzik, kimya ve matematik mütehassıslan buluamaktadır. Bu bilginler, atom •nerjisine hâkim olabilmek yohında birlikte çalışmışlardı. Atom bombasını yapar? âlimler isyarı ediyor Dünya sendikalar federasyonn kuruldu Bojfaro/t 1 inci sahijede İran sendika murahhasları açlık grrevi yapıyorlar Moskova 4 (R.) Tass ajansmm Tahrandan bildirdiğine göre Paristeki dünya sendikalar kongresine murahhas olarak seçilen ve İran hükumeti tara, ftndan tevkif edilen Iran murahhaslan | bu hareketi protesto etmek üzere 28 eyi lulden itibaren açlık grevi ilân etmiş' lerdir. Bunlardan birinin sağlık durumu ağurdu'. MüHıîs demokrasi! Ba£tura/> l ınct sahıjeAe kimseler ise dökülen kanın intikan\ı aluımasını, oğullaruı ve torunların intikam almaları gerektiğini v« eğer bu intikamı almazlarsa vatana karşı büyük bir ihanet suçu işlemtş olacaklarmı birbirlerine fısıldamaktadırlar. Bunlar a;ağılık insan ihtiraslarıdır ve daha fazasına memleketin tahammülü yoktur. Mereye gidiyonız? Bulgar milleti, bu ibl ihtirasların yeni blr tezahürün* [ayanamıyacak kadar küçük ve zayıf ıir kütledir. Kimon Georgiyev kabineiinin iktidar mevküni bırakması icab ıder, hattâ baa kimseler bunun büyük ıir fedakârlık olacağı kanaatini taşısalar bila, memleketin yüksek menfatleri adına bu fedakârlığın yapılması âzımdır. Zlr» bahla mevzuu olan çey atanı kurtarmaktn> İngütere Amerika fı I incı sahıled^ " Bütün ordu sınıfları ayni talim terblye ile yetiştirilip aynl topçu, ayni uçak ve ayni gemileri kullanabilecek blr vaziyete gelirlerse İngütere ve dominyonlarile Amerikanın teşkil edeceği askerî cephe, yenilmez bir kuvvet olacaktn*. Atom bombasmın sırrını ellerinde bulunduran Amerika, İngiltere ve Kanada tam bir işbirliğini sağlayacak tedbirleri alabilecekleri zaman Rvsj'a, Fransa ve Çine de bu birliğe iştirak içln teklif yapılabilecektir. Em'n kaynaklardan öğrenildiğine göre bu meseleler, yakmda ciddiyetle incelenecektir. askerî işbirliği Washington 4 (a.a.) Başkan Truman atom kuvvetinin kontrolu için blr komisyon kurulması hakkındakl raporunda atom bombası hakkında Ingiltere ve Kanada ile müzakerelere girmek için haznruklara başlanuş bulunduğunu da ilâve etmlştir. tleride, atom enerjisl sahasuıdaki rekabeti önlemek maksadile diğer milletlerle de müzakerelere girişilecektir. Fakat şimdilik atom bombasmın sırrı muhafaza edilecektir. Başkan Truman, atom enerjisi komisyonuna, enerji kaynaklaruu ve Amerika dahllinde bu yolda yapılacak çalısmalan kontrol etmek hususunda bütün yetkileri sağlayacak özel kanunlar ifitemistir. Komisyon, aynl zamanda atom enerJisinin elde edilmesinde kulanılan madenleri havi bütün toprakları da satın alabilecek ve bu yetkisi Amerika haricindeki topraklara da şamil bulunacaktar. ömer Riza DOGRUL Dünya ile ilişiğim Valmanuştı. Yer yerlnden oynuyor, demokrasi ortaklarımı» Avrupa kıt'asma çıkı» yapıyor, Dumbarton Oak» toplantısı, Yalta konuşması, eumle oihanuı mı« cera3i bana dokunmadan geçiyordu. Hlç bir »ey düşüneoıiyodum, Musiki işitmeğe tahammülüm yoktu. Radyodan, gramofondan, komşu «vlerden kulağıma bir nağme değse tüylerim üperiyor, göderim yaşarryordu. Çünkü transformatörüm için için işleyip son kuvvetl harcıyarak korkunç bir kargaşalıgı aheriğe dökmekle meşguldü. Kendi benliğknln lnliye inljye başardığı bu nrusikl «avajına dıs âlemden yabancı nağmeler kansmasını ço'k fena yadırgıyordum. Kasım ayınm »onuna doğru iyi leştim, geçtim masamın başma. Taslak bölümlerini birbirlne bağladım, ince taslaklan bitirdlm. Günün birinde siyah şeridlerle sarıh dokuz büyük dosya tamamlanmış olarak hazırdı. Meşaleyi düşürmeden menzile ulaşmış, Tanrısal alevi genç arkadaşlarıma aktarnuştım. Tath ve yumuşak bir hüzün duyuyor, bundan böyle hayatımda yeni bir çığır açılacağmı biliyordutn. Sevgiden, mutluluktan el çekebümiş olmak başarısı gücümü arttırmıştı. Istanbulun beş yüzüncü yıldönümü igin «Türk evi> diye yeni bir taslağa bajlamıştım. Ilâhlar bana yeryüzü kahramanı Promete'ye oynadıkları oyunu etmiş, göklerin güzel kızı Pandjra elîle bir sır kumkuması göndermistiler, Kumkumayı açmanın vebali büytıktü Londra 4 (a.a.) Vickers Armstrong fsbrikaları, saatte 750 kilometr» yapan Adana 4 (Telefonla) Serbest ihraç yeni iki tip «Spitfiro uçağı imal etAnkara 4 (a.a.) Bakanlar Kurulu bugün »aat 15,30 da Başbakanlıkta haf nıüsaadesile Suriye ve Filistine yakında miştir. Bu uçaklarm 20 mllimetrelik 4 topu vardır. otuz bin taş keçi ihrae edileceitir. talık toplantısını yapmışttr. Yeni bir «ateş püskiîrür» uçağı yapıldı Bakanlar Kurulu topiandı ihrac ediyoruz NewYork 4 (USİS) «Christian Science Monitor» gazetesinin Sofya muabiri, gönderdiği bir telgrafta şimdlki Bulgar rejiminin tetkiki «urasmda göz önünde tutulması lâzım gelen olaylardan birinin de siyasî temerküz kamplauıın mevcudiyeti olduğunu söylemekte re şöyle demektedir: tVatan cephesinin meziyetlen hakkuıda birçok deliller olabllir, Sovyetlein idaresi altında tatbuc edilen Bulgar rejimlnin terakkileri hakkında münakaşa edilebillr. Fakat, Bulgar faa'âyetinin her safhası üzerinde Demoki.es'in kılıcı gibi asıh bulunan <siyasî temerküz kamplam nda yapılan muamelo mü nakaşa edllemez, Rejimin iküaadl, ldeolojik veya ciyast fikirlerile küçük bir ayrılık, insanlan bu kamplara göndermeğe kâfidir. Bulgar Vatan cephesi tarafmdan tajbik edilen demokrasi müthiş olduğu gibi, Bulgar vatandaşlarının temerküz kamplarında hapsedilmesi de gözden kaçmamaktadır. Bulgar rejiminin beşarıları ne olursa olsun, bu temerküz kampları dalma bir leke olarak kalacaktır. <Vatan C 1> nin işlediği haksızlıklar ve hataiar Ankara 4 (Telefonla) Milletlerarasi ne olursa olsun, temerküz kamplan en Kîzılhaç teşkilâtının Avrupaya kış yar dehşetU «uilstimalleri teşkil edec«klerdımı için yaptığı hazırlıklara Kızılay dir.» tarafmdan da iştirak edilmesi kararîaştırılmıştır. Bu hususta bağışlarda bulunulacak ve toplanan yardım Kızj?haç teşkilâtma gönderflecektir. . Tmman'ın rapora Bulgaristandaki temerküz kampları B. FELEK 1 Avrapaya kış yardımına Kızılay da iştirak ediyor Ankarada Kızılay hastanesi Ankara 4 (Telefonla) Kızılay Ankarada bir hastane kurmaya karar vermiştir. Hemşir» okullannda okuyanlar burada ders ve staj göreceklerdir. Cebecide inşa edilecek olan hastane binasınm projelerini mütehassıs bir Fransız miman haztrlamıştır. Truman grevlere müdahele etti CİGERDELEN VAZAN huzur ve saadetlme mal olacaktı. Şaştun size lâf anlamaz ilâhlar!.. Sanki beni bilmezmi|siniz glbi.. Bana Adem oğlu demişler. Gökteki cennetimi ben boş yere mi gözden çıkarmıs olayım? Yeryüzünd» egemenliğim tamam olmah, •altanatımı kıskanırım, kendi gücümden baska varlıgı yaşatmam. Hangi aır kıımkumaa karşıma geçip bana heybet eatacak? Işte Pandora'nın kutusunu bir kere daha açtım. Her defasrnda olduğu gibi yeryüzüne tiirlü musibetler dağıldı, hepsile çarpıştım, hepsini yendim. Kutunun dibinde kala kala musibetler tortusu gibi yalnız «ümid» kalmıştı. Ellerim kanrevan içinde yırtılarak kutunun dibindckl ümidi de kazıdım, attım. Pandora'nın paslı teneke haline gelmiş kumkumasma son blr tekme savurdum. Ümid!.. Seni ne yapaydım ben? Yenir mnin yenmez misin; canlı mısm cansız mısm, tahvüler borsasmda değerin vner mi biner mi? Bilirim ki sen bana durmadan yarını adıyarak benden bugünü uğruluyan düşmanımsın. Sana bel bağIıyan insan kendini korkuya kaphrrrjiş olur, körkamın ardısıra da çskindi*ine uğramak gelir. Seni bir sırça Vap gibi omuzumda taşıyamam ümid! Ne kadar güzel olursan ol işte senl taşa çarpıyor, tuzbuz ediyorum. Haııisiniz musibet kutulan, daha varsaıuz evucuma düşün, beni ilgilendirm, üzün, korkutun, bana heybet saün. Bir daha deneyin bakalım sizi açar mıyım açmaz mıyım? Işte dile gelmez acılar, «yarm» ı adıyan ümidden bile vazgeçmek pahasına hür ve kuvvetli bir insan oldum. Bütün varlığundan soyundum; üzerimde ağırlık namır.a ne varsa sılktim attım. Yalnız çıplak hayaümla eserimi alakoydum. Ne hayatımdan bir saadet bekliyorum ne eserimden bir mükâfat. Bundan sonra hangi talih cilvesi yüreğime içeriden içeri dakunabilir, ben artık neye yerinirim, neye seviniıim?.. Kanlı acılarımm, zorlu savaşlarınun karşılığı değerinde yeryüzünde biricik, bir tek büyük mükâfat vardı, tenezzül edeceğim yegâne kazanc da o idi zaten. Rahmete göçmüş ölü dedelerinin maneviyeti önünde diz büktüm, alnıma bir İBrna teîi taktılar. Eskiden geçmiş zaman menkıbelerini dinleiikçe küçülürdüm, azab duyardım. Türk abideleri bana kaş çatar, mezartaşları sessiz bir tnahzunlukla üzerime sitem okları oekerdi. Şimdi yurdumda dedelerden kalma ne varsa her şey hoşmıdlukla gözümün içine gülümsüyor. Kavuklu mezar taşları dirilip dile geliyor. Evet, dirilerin alkışmdan müstağni kalabilirim; zlra dedelerim bana karmış olduklan değerli mayayı helâl ettiler, beni övdüler, vaksrla çatılmış yüzlerinde şenlik kıvnlcımîandı. Dediler ki: Bire Turhan... Bire gayretli oğlurauz bizim... Gazan mübarek olsun. * * * Nizami bana Canziden haber yazıyordu. Iyimiş, sihhatteymiş, fakat mektebden istifa etmis, evinden dışarı çıknoıyormuş arük. Tuhaf.. Canzi gibi ateş ve hareket dolu bir kaduı nasıl olur da evine kapanır? Onun bağrma açtığun yaralar onulmamış olsa gerek. Ben eaerimle kurtuluşa eriştim, Canzinin hayatmda nasü bir mucize çıkagörünmeli ki o da efsunlu düğümlerin içinden benim gibi sıyrılıp ışığa kavuşsun?.. Nizamiyi sıkıştırdım, fazla bir şey öğrenemedim. Canzl iyi, hem çok iyi, merak etme diyor, arkasını getirmiyordu. Yılbaşmdan evvel İ?tanbula dönmeğe karar verdim, Ürkiye halayı beraber götürecektim. Blz bavulları hazırlamak, Trakya dosyalarmı ambalâj etmek işindeyken Canziden bir telgraf aldım. Ertesi gün kendisi çıkageldl. Ninem ne kadar geli^miş güzelleşmişti. Onu hemea sıcak odama çektim, sırtından kürkünü sıyırdım. Koyu kahve rengi yünlüden düz bir elbise giymiş, göğsüne pırlantalı küçük bir dal takmıştı. (Arka3\ var) Filistin meselesi ve Türkiye Beyrut R. 4 (B.Y.U.M.) Blr Lübnan gazetesi, Türkiyenin Filistin meselesi hakkında takib edecefi hareket tarzmın büyük bir tesir yapacağını yazmaktadır. Celâl Bayar Bursada Bursa 4 (Telefonla) Eski Başbakan Celâl Bayar, Gemlikt* doğduğu Umurbey köyüne gitmifti. Celâl Bayann yarm buraya geleceği ve burada akrabasmdan birinin evinde bir müddet istirahate çekileceği anlaşılmaktadır. 2 ci sayısı bugün çıktı En küçük çocuktan Resimll büyük adamlara kadar herkesin boş vakitlerinde en kıymetli arkadaşıdır. Sürükleyici bir fihnde sinema perdesi ne ^ = s ^ = ^ 5 = = ^* = kadar oyalayıcı ise.. «İZ» sahifeleri de sizi ayni alâka ile sürükliyecektir. Kolleksiyon meraklıları bu ikinci sayıyı alırken birincisini de müvezzilerde bulabilirler. 4 renkli bir kapak içinde binbir macera ve binbir roman Was"nlngoon 4 (a,a.) AmerikadaM grev salgmına bir son vermek İçin Başkan Truman tarafınd&n şlmdlye kadar ahnan en kat'l tedbir 15 Amerlkan eyaletinde grev yüzünden felce ugramış lan petrol tasfiyehanelen&e al koymak smrl olmuştur. Diger taraftan bOtün memlekette ba.ş>» bir taknn grevler de hüküm sürmekte ve bu hal sanayle tesir etmektedir, Dok işçilerinden 60.000 kişinin ^rev hallnde bulunması yüzünden NewYork lüna.nındaki hemen bütün gemiler hareket edememektedtrler. Grev yapan maden isçileri de 425,000 kişidir. Durum o kadar vahimdir ki hükumet hastaneler ve zarurî mahiyetteki işler harlc her hangi bir yere kömür verümesinl menetmiştlr. Ada^ada bîr şeker fabrlkası kuruluyor .Adana 4 (Telefonla) Bölgemizo> yetiştirilen şeker kamışmın ıslahı ve bundan şeker istihsali için tetkildcr yapılmaktaydı. Bu tetkikler müspet netice vermiştir. Şeker kamışmın bir çok çeşidleri yetiatirümek üzere ekim sahası genişletil' miş ve btr.de şeker fabrikası kurulması kararlaştırılmışUr. Yakmda bu fabrikanm nnJzemesl getirilecek ve inşasına başlanaeaktır. Baştarafı 1 inci sahifed* >^| menetmeğe kaıar vermiştir. Etıbba Odası, doktor Semih Sü mana Noter vasıtasile tebliğ ettiği ka« rar suretinde, bu kararın verilmesind«.J amil olan bütün vakalan zikretmlştir. Etıbba Odası, ayni zamanda, bütu*j eezanelere de tebligat yaparak, doi Semih Sümermanm reçetelerUe ill yapılmamasım bildirmiştir. Bir arkadaşunız dün doktor Sen Sümermanla görüşmüş ve hakkında ve rilen karara. dair ne düşündüğün sormuçtur. Doktor, çunları sBylemiştir: « Bana teblfğ edilen Etıbba Odas karan baştan nihayete kadar tezadlarl* dolu olduğu gibi, bir taraflı harekct zmın açık delillerini de ihtiva tedir. Etıbba Odası bu şekilde harek etmekle bir yildırma ve tazyik siyaseti* ne «apmıstır ki, bunun, arkadafla arasuıda ho» karşılanmıyaceğma, heHmi, indf hükümlerle çeref v« rtib sandalyesinden devinneğe matuf har ketlerin ergeç nasiblni bulacağina ç p he etmiyorum. İtibar ve muvaffakıyet müteallik böyle blr karar değil, faka basit bir hükümde bile iki tarafm mî savi hakîarla dinlenmesl zanrretİTJİ he kes takdir eder. Etıbba Odasınm m! toplantısında samimî blr inanla kir ve kanaatlerini blldlren blr hekimü bu dürüst hareketini, cezalandırmanı: mana ve mahiyeti aşlkârdn". Bu karar Itiraz haklarım etrafmdaki teşebbüsl' rim bugün içln hukukl blr izaha said bulunmasa bile, alâkalı makamla nezdinde müdafaa edeceğim. Vicda kanaatim, beni çaşırtmıyaeak kada sağlamdır. Esbabı mucîbeden maVua blr kararın tasdlkı yüzünden blr hai sızlığa maruz kaldığımı 'bugun alene söj'lüyorum.> Aitı ay çalışmakfan menediien doktor IZ Ankara Konya hattı ilk plâna alındı Konya 4 (a.a.) Şehrimlzde bult nan Baymdırlık Bakanı S ı m Day, An kara ve Maraş milletvekilleri Mümt' Ökmen ve Rasih Kaplsuı, Konya mille» vekilleri bayındırlık fen heyeti v* hal nrümessillerinin iştirakile dün yapıla bir toplantıda memleket lşlerl üzerind gSrüşmeler yapılmış, dilekler dinler mis ve bu arada bllhassa Ankara Uludağa kar yağıyor • Konya demiryolunun hükumetçe il] Bursa 4 (Telefonla) Uludağın zlr j plâna almdığı hakkında verilen müj^ vesine ilk kar düşmüştür. Şehre de fa I büyük bir memnunlukla karşıianmi •tcr. sılalarla yağmur yağmaktadır.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle