19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURÎYET Sehir Gürültü arasında göze haberleri ROMANLARIMIZ Şolıriıı icinden 5 Mayıs 1942 Bugünkü NALINA İHEM MIHINA Zaferin âmilisrindsn biri çarpmıyan bir hizmet Hayvanları koruma cemiyeti, insanî çahşmalarında, çok müşkül şartlara rağmen nasıl muvaffak olabiliyor? Orta tedrişatta noksan görülen ders grupları I Sokaklarda ne çok Her önüne geYazan: serseri kedi peyda len bize hücum edioldugunun elbette yor. En büyük çatfarkındasınız! Topma vesilesi de şu: lamakla başa çıkar <Canım efendim.. gibi değil! Zaten top koca Türkiyede himaye edilecek insan kalmadı nu?> Hat lasak da nasıl ve neyle besliyeceğiz'.'.. Öldürelim desek, o iş de pek ucuza mal ta arada bir, yan şaka yarı gerçek: Bu gidişle postu sizin cemiyete se olmuyor. receğiz galiba. Köpeklerinize hergün Cemiyetimiz yalnız kedi ve köpekleyağlx koyun etile zıyafet çekiyormuşsu rin değil, biitün hayvanların koruyucunuz! diyenler oluyor. sudur: Kuşa, ineğe, beygire, akla gelen Hayvanları Koruma cemiyetinin ikinci daha başka nekad?r hayvan varsa hepreisi eski valüerden Sedad Erim söze sine karşı ayni şefkati, ayni ilgiyi göstermeğe mecburuz. Hele o zavallı beygirleböyle başladı. rin çektiklerine yürek olsun da dayanGülümsiyerek cevab verdim: Dava, galiba sizin o meşhur reçete sın. Memurlarımız, arada bir, insafsızca nizden çıktı! Köpekleri nasıl besliyece yükletilmiş arabalara rasladıkça, bunlağini şaşıranlara pırasa ve ıspanak sapla n n yükünü indlrtiyor, arabacıyı polise rına bir miktar etsuyu ilâve ederek ye teslim ediyorlar. Fakat, bu küçük müdani tertib bir gıda hazırlamalarını tavsi haleler, koca bir şehrin her tarafmda, ye ediyordunuz! Bazı gazeteler bunu ele tesirini gösterebilir mi?.. alarak.... Yem azlığı yüzünden, eşya taşıyan yük arabalarımn beygirleri arasında arıî Sedad Erim sözümü kesti: Böyle bir tavsiyede bulunmakla 61üm vak'alan oluyor. Hayvan, yolda sanki fena mı ettik? Köpek besliyen a giderken, birdenbire takati kesilip yere dam, ortahallinin biraz da üstünde sayı düşüyor. Dünyanm geçirdiği büyük buhlır. Böyle bir adamın evine üç beş kök ran bir çok memleketlerde inEanlan düıspanakla birkaç sap pırasa da girmez şünmeğe imkân bırakmazken, bizim bumi?.. Bizim tavsiyemiz, bunların atılacak rada, hâlâ hayvanların himayesile meşkısımlarını bir yere tophyarak, üzerine gul olmamıa manasız bir iş sayanlar biraz da pirinc filân ilâvesile papara ha bulunabilir. line. getirmekten ibaretti. Köpeklerin bu Fakat şunu düşünmeli ki hayvan inyolda hazırlanan sebze saplarını hem se sandan çok daha zavallı bir mahluktur. ve seve yediklerini, hem de bundan kâfi Bir insan, tehlikeye düştüğü zaman, etderece beslendiklerini, yaptığımız tec rafındakileri imdadına çağırabilir, eç rübelerle öğrendik. Yok»a, kaynamış etin kaldığı zaman, bu ihtiyacım gidermek suyile köpek beslemek bu zamanda ki çarelerine başvurur. Halbuki hayvan, min haddine düşmüş?. Burada, bize bı kendi başına, başkasının yardımı olmarakılan hayvanlara ölmiyecek kadar gıda dan hiçbir şey yapamaz. yetiştirmek için ne zahmetler çektiğimizi Sedad Erim, saatine bakü: anlatacak olsam, halimize acırsınız. Köpeklerin yemek zamanı geldi gaBir kere, ekmeğin yerini hiçbir şey liba! dedi, baksanıza, acı acı bagrışıyortutmuyor. Şimdiye kadar hayvan başına lar... birer çocuk karnesi veriyorlardı. Birkaç Ve sonra içeri giren bir memura: gün evvel onu da kestiler. Ortada kala Lâpalarım hazırladınız mı?.. diye kala bir pirinc kaldı. Sabah lâpa, ekşam scrdu. lâpa... İçeriden, sesleri gelen şu on dokuz Kafesler içinde irili ufaklı köpekler et köpeğin, günde tam beş liralık masrafı suyile pişmiş pirincin kokusunu ahnca, oîduğuna inanır mısmız? Arada bir ka öyle bir vaveylâ koparmışlardı ki kulaksablardan kemik parçaları topluyor, on larımı tıkamadan, önlerinden geçemedim. ların suyunu çıkarıp idare ile azar azar Şunu itiraf etmek lâzım: Ekmeğin asveriyoruz. Bir kısım halkımızda garib bir lan ağzında bulunduğu bir devirde, kezihniyet var. Hayvanlara husumet edi diler ve köpekleri doyurmağa kalkışyorlar demeyim amma onlara karşı hiç mak, ilk bakışta bir fantazya tesiri yapde merhametli davranmıyorlar. mıyor değil. Fakat gayesi, bu kadar toBurada müessesenin veterinerlerinden miz ve beşer merhametine dayanan bir cemiyetin, kendi ölçüsünde yapabildiğ; bir zat söze karıştı: Geçen gün kasabdan et almağa bi bu kadarcık bir hizmeti de hakir bulmarini gönderdim. Herif, verdiği kemiksiz ğq niimem hakkımız var mı?. etin arasma bir koca parça da kokmuş et karıştırmış. Gidip şikâyet edecek oldum; Darüşşafakanın 69 uncu Insan kursağına mı girecek? demez yıldönümü mi?. Darüşşafaka Merunlan Cemlyetinden: Bizö getirilen köpekler arasında Bırak Darüşşafakanın 69 uncu yıldönümü cinsinden bir av köpeği var. Bundan bir sene evvel, yüz liraya elimizi öpene ve 10 '5/1942 pazar günü saat 10 da mekrirdik. Halbuki bugün, ytizüne bakan tebde kutlanacaktır. Adresl bllinmlyen olmuyor. Bir kurd köpeği besliyoruz. veya değişmiş olan bütün mezun arEvvelce su içinde 60 . 70 lira ederdi. kadaşlarca bu yazımn davet sayılması ve Şimdi üstüne bir o kadar para versek o gün toplantıyı şereflendirirken öğlen evine kimse kabul etmez. Hakkı da var. yemeği için ekmek karnelerini veya Bedava somuncuyu başına belâ diye ekmeklerlni beraberlerinde getlrmeleri mi alsln? rlca olunur. Maarif Vekâleti mekteblere mühim bir tamim gönderdi Orta tedrisat müesseselerinde son yapılan teftislerde fizik, kimya, tabiat bilğisi ve matematik tedrisatında bazı nok sanlar görülmüştür. Maarif Vekâleti, bu derslerin ne suretle okutulması lâzım geldiği hakkında mühim bir tamim göndermiştir. Fizik, kimya ve tabiat bilğisi dersleri programlara ve ders kitablarma göre mutlak suretce tatbikat ve deneyle yapılacaktır. Aletleri ve yeri müsaid olan lise ve öğretmen okullarmda her üç ders için ayn birer ders salonu, orta okullarda her üç ders için bir ders salonu aynlacaktır. Muallimler, aralarında bir ders cetveli hazırlıyarak mekteb müdürüne vereceklerdir. Aynca mekteb müdürünün mürakabesi altında bir deney ve tatbika; defteri tutacaklardır. Bu defterler her teftişte müfettişler tarafından görülerek «görülmüştür> kaydile imza edielcektir. Bu talimat dahilinde tedrisatın devamı hususunda mekteb müdürleri icab eden tedbirleri alacaklardır. Matematik dersleri ise biri aritmetik. cebir ve digeri geometri olmak üzere iki kısımdan teşekkül etmektedir. Bunlar kitab sırasile okutulacaktır. İkili bahisler hakkmda talebeye tam bir meleke vermek üzere bol sayıda ve çeşidli temrin ve problemler yaptınlacaktır. Talebe nin tahta ve kâgıd üzerinde rakam ve harfleri düzğün yazmalarına, muntazam şekil çizmelerine dikkat edilecektir. Eski baskılı kitablara ögretmenler tarafından gösterilecek usullerle ek'entiler yapılacaktır. Kanaat devresi sonunda ögretmenler toplanarak matematik tedrlsatı hakkmda müşterek bir rapor hazırlıyarak Vekâlete pöndereeeklerdir. Salâhaddin Güngör Kandıra köylerinde çok feci bir cinayet tzmit 4 (Hususî muhabirimizden) Kandıranın Şeyhler nahiyesine ba^lı Ağachk köyünde 28 yaşlannda Hasan adında biri kıskanclık yüzünden karısı Havrayı öldürmüş, sonra kızını kurtarmağa gelen kaynanasmı ve kayınpederini de tabancayla öldürüp kaçarken elindeki tabanca yere düşerek patlamış ve çıkan kurşunlar Hasana isabet ederek onun da ölümüne sebeb olmuştur. Yol kesen haydudlar Karagümrükte, Dervişali mahalleslnde oturan Habib Gören, gece Zeyrekten geçerken karanlıkta önüne üç kişi çıkmış ve bıçakla üstüne atılarak cebinde bulunan 180 kuruşu zorla almışlardır. Topaneli Murad, Galatalı İbrahim ve Ramazan admda olan bu üç zorba kısa bir müddet zarfmda yakalanmışlar ve adliyeye teslim edilmişlerdir. Bir bakkalın açıkgözlülüğü Beycğlunda, tstiklâl caddesinde 515 numaralı dükkânda bakkallık yapan Dimitrl, zabıtaya müracaat ederek dük. kânmda bulunan 10 teneke zeytinyağile annesine aid mücevherlerin demir parmaklık kınlmak suretile çalındığını iddia etmiştir. Yapılan tahkikatta Dimitrlnin elinde bulunan yağlara beyanname vermek me. selesinden çalmdı gibi göstermek istediği anlaşılmış ve zabıtayı boş yere meşgu! etmek suçundan yakalanarak adliyeye teslim edilmiştir. ahann tabiatte yeni bir hayat fışkırtan tesirile olacak, bütün muharib milletler adına konuşanlar zaferden ümid ve emniyetle bahsediyorlar. Stalin Yoldaş da 1 mayıs bayramında öyle konuştu. Kızılorduya hitaben .1942 yılını faşist AlHalide Edibin eski» de şöyle der: «Ro man orduları için her hizmet yılı ve Sov* ^ * Y a z a n : »•^^»^»••^•••^'^ manlarımın kahra yet topraklarımn Hitler mikrobundan ki romanlarını okuyup bitirdiğimiz manlarını bir yere kurtuluşu yapmağa muvaffak olunuz» zaman gözümüzün kadar kendim götü. derken bu istek ve dileğinin güçleşeceönünde hep birer rürüm, ondan sonra ğine inanmış görünüyor. Yalnız şu sözkadın heykeli canonlar kendi ken leri, dikkate değer: *Memleketimizi Alman faslstlerinden lanır. Diğer şahıslar bu heykelin ancak j dilerine giderler.» Belli romancı kahraeteklerine ve kaidesine işlenmiş kamanlarım kendi haline bırak:nca Os kurtarmak istiyoruz. Bu arnaca rarmıle için, faşist ordusıınu ve Alman tnüsbartmalar gibidir: Seviyye, Handan, manla Rabia hemen evleniverdiler! etmedikleri Kaya, Sara, Aliyye, Ayşe... Hepsi, ihtiRomanda zaman zaman durakladığımız tevlileri, silâhlarını teslim takdirde, son •mjerine kadar yok etmerash, hummalı. yalnız başlanna romanı yerler oluyor: Meselâ Rabianın henüz kaphyarak etrafındakileri, maiyyet alaçocukken Selim Paşanın Hanımına •jBir liyiz. Ne olursa olsun bunu yapabilinz yapmalıyız. KızJordu, bu amaca, yı gibi, sürükleyip götüren, o hep madmüslüman kızı hıristiyan bir erkeğe va ve di güzelliklerinden ziyads kafalarmın ve yarısı erimiyen bir tip de var: Pe ramaz mı?» diye sorması romanın so varmak için gerekan her şeye vıalikışığı ve ruhlarının buğusile bir değil, regrini. Bu, kendi adım taşıdığı müddet nunu vakitsiz ifşa etmek'.edir. Sonra Za tir. Eksik olan bir şey vardır ki o da daima bir kaç erkeği pervaneleştirip çe romanın uzviyetine pekâlâ mal ola ti Beyin Gelibolu mutasarrıflığından menfur düşmanı yok etmek için, her kül eden alevii kadınlar. biliyor. İslanbulda. değil o zaman, §İmdi doğruca Dahiliye Nezaretine getirilnıesi. fırsattan tam bir surette faydalanmakRomancı ilk defa, «Zsynonun oğlu» yla bile ne kadar Pereğrini'ler var. Zengin O zaman valüerden nazır olurdu ama tır. Sovyet milletinin elindeki mükemölçüsünde bu tarzı bırakarak, ön safa kadmdan konaklara, musiki veya lisan dersi ve mutasarrıflardan olmazdı. Sonra Rabi mel teknik imkân bütün başka bir mahluk koydu. Fakat bu se süesile, garblılık götürürler. Basit ağız anın dükkânda tulumbacı reisine çıkı kullanılmıyor. Bundan. dolayı tayyarefer de romanı bitirince gözümüzün ö laı onlara bugün de hayranlıkla açılıp şırken küfürlerin fazla uzaması. Sonra ciler, tankçılar, mitralyözcüler, siivaizdivac çok mes'ud bir mahiyet aldığı riler ve başkaları. H&psi mütehansıs ve nünde dikilen sadece bir çocuk;ur. Bir durmaktadır. emin hale halde Vehbi Dedenin bunu çok şea düşmanı yeneceklerivden binbaşile bir kürd kızının bu nikâhsız Fakat müslüman olup Osman ismini gelmek için, kendi s'.lâhlarına aid her çocuğu, «piç» diye binbir çile geçirerek, alan Pereğrini insana, ister istemez, metli görmesindeki yersizlik. Sonra geromanı o kadar doldurdu ki diğerleri fes giyen Piyer Loti'yi hatırlatıyor. El belik ve dogumun sahifalarca ve sahifa şeyi büyük bir gayrit ve azimle öğrenmelidirler.» hep birer dekor kaldılar. Belli, ister ka lilik eski bir İspanyol papazile yirmilik larca uzaması. dın, ister çocuk, bu romancı hep tek bir hafız kızm evlenmesi. En tabiat haBu sözlerin kısaca manası şudur: KıFakat bütün bunlardan ne çıkar? Roinsan heykeli yontuyor. r;ci ve romantik görünecek bu hâdiseyi man baştanbaşa, hele evlenma hâdlse zılordu, elindeki mükemmel teknik silâh. Fakat «Sinekli Bakkal» da, Rabıamn olabilü yapabilmek için müellif musiki sine kadar, hep hayat dolu olduktan son ları, mükemmel bir şekilde kullanamıön safta olmasına rağmen, romanı bitir yi bir büyü gibi kullanmaktadır. Ra ra. Müellifin kendini hiç gösterrrjeden Jor. Stalin Yoldaşın bu itirafı, Almanladiğimiz zaman onu tek heykel gibi gör bia Osmanın yalnız sevgiiisi, yalnız ka bizi bütün şahıslarile başbaşa bırakırınsı. rın bir iddiasını teyid etmektedir. Onlar, müyoruz. Artık Rabiayla beraber Zap rısı değil, ezelî hayat eşi. Çünkü Osma Romancıyı hiç görmeden sadece romanı diyorlar ki Kızılordu, geçen hazirandan. tiye Nazırmdan cüce Rakıma, imamdan nın «Tılsımlı kuyu» ismile hazırlamakta görmek; bir roman İçin bu ne büyük beri yapılan muharebelerde, en iyi yetiştirilmiş askerlerini ve subaylarını kayVehbi Dedeye, Emineden Sabiha Ha o'.duğu operada bir türlü bulamadığı mazhariyettir. metmiştir. Bundan sonra, talim ve terbinıma, Tevfikten Peregriniye kadar, ka esas sesi ona Rabia buldu. Hayır, o sesi Bir de bize seyrettirdiği sahneleri kâ yesi kıt askerlerden yeni teşkil ettiği dınlı, erkekli bütün şahıslar birer ka Sinekli Bakkalda dükkâncılık eden kız bartma değil, hepsi yerleri biraz önde bulamaz. Onun sadece şark musikisi ğıdın üstünde değil hayatın İçindeymiş ordularla harbetmek zorundadır. Harbde zaferin üç mühim âmili vardır: veya geride, görünüşleri yakm veya u kültürile yetişmesi buna mânidir. O sesi gibi bize gösterebilmesi: İşte Selim Pazak, fakat hepsi gövdeli heykellerdir. sSinekli Bakkal» ı yaratan romancı bul şanln konsğındaki saraylılar sahncsi; ve 1 Manevî kuvvet üstUnlüğü, İşte Nejad Efendinin sarayında hiç taTek heykelden heykeller mecmuasına du. 2 Teknik silâhlan kullanma, yani nımadığı halk tabakasının ne olduğunu gidiş. Bu, ihtiras romanmdan siynlıp talim ve terbiye üstünlüğü, Pereğrini ve Rabianın birbirine mucemiyete ve kendi kalbinin çarpıntısın siki büyüsile düğümlenmeleri romana Rabiada gören Şehzade ile, hiç bil3 Sevk ve idare üstünlüğü. mediği sarayın içyüzünü Şehzadeden dan kurtulup kütlenin darabanına yük en esaslı gaye olarak alınmış. Neden? İkinci anıilin Kızılorduda, kâfi dereseliştir. Eskiden öyle yapmasa gencliği Halide Edibin geçen sene «Yedigün» de öğrenen Rabianın, birbirlerinde olmı cede olmadığını Stalin Yoldaşın ağzınnin hakkını veremezdi, şimdi de olgun çıkan ve vak'ası istikbalde, 1950 de ge yaru tamamlamaktan doğma yaklaşışla dan öğreniyoruz. Bu harb ise, daha ziyarı... luğunun hakkını verdi. de, yeni teknik silâhlann çarpıştığı bir çen, bir hikâyesi var. Sarayburnunda Nihayet işte mabeyncinin konağm harbdir. Bütün motörlü ve makineli vaRomanın kuruluş ve açılışı çok us yapılan musiki müsabakasımn birincilik tacadır. Sinekli Bakkaldaki Fukara so mükâfatını «kubbede kalan hoş sada> daki mevlud âlemi. Bütün cemaat be sıta ve silâhlan iyi kullanmak lâzımdır. kağı bütün esere hem mihver, hem isimlî opera kazamyor. Orada İştanbulun yaz başörtülü kadmlardan ibaret. Ra Yoksa bunlar, ıkendi kendilerine harkaynak oluyor. Sokaktan mahalleye; bütün sesleri duyuluyormuş. İ!k genc bia mevludun doğum faslını, klâsik usu! betmezler. İngilizlerin meşhur «Harbemahalleden Boğazdaki konağa ve saraya lik nesri «Ervahı makamat» tan bu son haricinde, bambaşka bir makamla okri den gemi değil, insandır» sözünü .Harbekadar, mesafe mesafe ve semt semt ge hikâyesine kadar onun bütün ömrünü yor. Doğumun zaferi, ona safha safha deıı siJâh değil, insandır» şekline çe\irnişleyip duruyoruz. Üç, dört katlı bir kaplıyan bir ideali var: İç motifleri biz kabaran bir haşmet lâzım. Kadmlaıın o mek yanlış ohnaz. Tayyareciler, tankbina halinde kurulan eserin alt katm den, ses teknikleri garbdan, birbirile andaki heyecanları dinî olmaktan ziya çılar, topçular, kendi ellerine verilen daki sokağl iyice öğrendikten sonra kaynaşmış, edası medenî, içi millî bir de insanidir. Hepsi ya doğumun zafe silâhlan mükemmel bir şekilde kullanaikinci katta Zaptiye Nazırının evi, ü musikimiz olması. Işte Rabia ıîe Pereğ rini yeniden tattılar, yahud istikbaldeki mazlarsa, bunlan daha iyi kullanmayı çüncüde mabeyncinin konağı, dördün rini bu idealin içli, dışlı birer timsali zaferin hayaüne daldılar. Yarabbi, mev bilen bir düşman karşısında, sayıca üscüde şehzadenin sarayı; bu kat kat çı dir. Bütün ömrünce musikide o iki şeyi ludun doğum faslını bu kadar kadınca ve tün de olsalar, muvaffak olanıazlar. Mekıştan sonra gene saraydan konağa, ko birleştirmek istiyen romınında o iki bu kadar derinden duyup anlatmak: selâ topçunun ö!çmc birlikleri, çeşid naktan sokağa İniş. Şahısların epey ka timsali nasıl evlendirmez? Onları realite Edebiyatımız bu romanla her vakit övü çeşid ince alet ve cilıazlarından lâyıkile nebilir. istifade edemiyorlarsa, bütün bu vasılabalık olmasına rağmen hepsini hazme değil ideal evlendirdi. Ismail HABIB talar, bir işe yaramaz. de ede ve hiç birini unutmadan tanıİdeal İnandığlmız emelin kanadlanmaklığımızın sırrı buradan geliyor. Zamanımızın yeni malzeme, devşirme Küçük iki düzeltme: Bundan evvelki masıdır. Evlenmiye kadar çok realist bir Romanın zengin kompozisyonlu bir manzarayla görülen topr3ktaki cseriıı ya7anm sorlevhası «Romanın yapısı» ola usulile toplanan ve kısa bir talim ve termimarî yap\ gibi kurulması ona gül gü evlenmeden sonra hafifliyerek yerden cak. Bir de 2 nci sütunun son fıkrasımn biye devresinden sonra, birliklere verilen zelliğinin ahenğini vermiş. Bu ahenk o kalkıyor gibi görünmesi bundan ileri 5 inci satın «Onlar birbirile birbirinrfe askerler tarafından lâyıkile kullanılamaz. Almanların bu bakımdan Ruslara kadar kuvvetli ve kısımlar birbirne o gelse gerek. Halide Edib gene cDiyorlar olmıyanı» olacak. üstün olduklan ise ispata mııhtac olmıkadar uygun ki, en ekleme sanılscak yan bir keyfiyettir. Stalin Yoldaş da bumabeynci konağile şehzade sarayı bile, nu anlamıştır ve büyük muharebeler Rabianın sesi ve musikisi s ayesinde, başlamak üzereyken askcrlcrine, silâhesas yapıya hiç yadırganmadan bağlanalarınızı iyi kullanmayı öğreniniz, tavsibildiği için; Sinekli Bakkalın küçük yesini açıkça yapmaktan kendini alamadükkâmndaki mahalle kızı öyle konakmıştır. lara ve öyle saraylara nasıl gidiyor, diŞimdiye kadar bütün cephelerde vuyemiyoruz. Güzel ses ve hünerli musikua gelen muharebelerde olduğu gibi kiye her yer açıktır. sabaha, aksama yapılacak savaşlarda da, Romanın en köklü hususiyeti uzvî bir zafer perisi yeni silâhlan en iyi kullaner mahiyetini alabilmesl olsa gerek. mayı bilen tarafın kucağuıa atılacaktır. Halide Edib «Diyorlar ki» de «Eonıan Sinekli Bakkal i Ismail Habib 2 L*J Roman için düşünceler DENIZCILIK On sene sonra da Abidin Daver İSTA.VBULUN EN ÇOK BEĞENDİĞİ İKİ MÜSTESNA YILDIZ Bu Perşembe akşamı L  L E Sinemasında doğacak Paulette GODDARD ve Bob HOPE'nin y a ı a t f ı ğ ı Ekmek karnesi suiistimali Şişli nahiyesi dahilinde yeniden bir kısım ekmek karneleri yakalanmıştır. Meseleye ehemmiyetle el konulmuş ve Şişli nahiyesiiaşe memurlarının İfadelerine müracaat edilmiştir. Tahkikat devam etmektedir. Kadtn ve Şeytan ESRARDAN KUDRET... KORKUDAN HAREKET SENENİN EN HEYECANLI FİLMİDİR. ALAN Feci bir kaza Nişantaşmda Valikonağı caddesinde 71 sayılı Haşimbey apartımanının 5 sayılı dairesinde oturan Tunceli meb'usu Mithatın oğlu 19 yaşında İlhan, pencereden bakarken başı dönerek kazaen aşağıya düşmüştür. 25 metre yukarıdan düşen gene, ağır yaralı halde götürüldüğü Amerikan hastanesinde ölmüştür. Adli hekim Hikmet Tümer cesedin gömülmesine müsaade etmiştir. P Bu akşam S U M E R Sinemasında • Çok güzel bir aşk ve macera romanım tasvir eden MASKELİ İ F R İ T LER KAY Hissî, hareketli ve ihtiraslı sahnelerle dolu film başlıyor. Baş rollerde : En güzel sinema yıldızı larımı fasılasız bir humma halinde yazarım» demişti. Bu, romanına gebe kalmaktır. Doğurulan eserler uzviyet olur. «Sinekli Bakkal» m da her uzviyet gibi eti, kanı, siniri ve kemiği var. Uzviyetlerde her şey birbirinde eridiği İçin her uzviyet trir bütündür.. Romanın uzviyeti içinde erimeden kalan yalnız «Bilâl» i görüyoruz. Konağm bah. çıvan yamaklığından Selim Paşanın damadlığma yükselen bu arnavud çocuğu roman içinde, hem komik, hem ibretli, fakat yamalı bir küçük hikâye gibi apayrı duruyor. Bu Bilâl romana Rabiayı evleninciye kadar büsbütün macerasız bırakmamak İçin girmiş olacak. Fakat Rabia gibi sanatkâr ruhlu bir kızm Bilâl gibi bön birile kalb çarpıntısı duymasma imkân olmadığı için, arada hiç bir macera doğamıyor. Rabia ilk kalb macerasını selâmlıktaki jön Türklerden birile geçirebileydi... Bir tarafta ateşli bir inkılâbcı nın idealistlik cazibesi, bir tarafta piyanistin harikalı musikisinden gelen san'at cazibesi; bu iki cazibe arasında çırpınan Rabianın, ruh buhranlan ve iç hamlelerile sarsıla sarsıla, dış idealden sıyrıhp iç ihtiyaca kayarak piyaniste bağlanması; kim bilir, «Handan» müellifinin kaleminde bu ne dalgalı ve ne dalgalandıran bir bedia olurdu. Fakat bu jön Türkler o kadar sünepe şeyler ki, onlardan biri Rabiayı istediği halde kız hiç düşünmeden reddediverdi. Romanda bu jön Türkleri hep pasif bir lâkırdıcı vaziyetinde görüyoruz. Halbuki bu işten çok şimşekli sahneler çıkabilirdi, eğer sahneler yalnız lâfta kalmayıp vak'alarla hareketlendirilebilseydi, tek hareket Hilmi Beyin Şama sürülmesi. Fakat o vak'ada da, ondan sonra da, kahraman olan Hilmi Bey değil jön Türklükle hiç alâkası olmıyan Tevfiktir. Tevfik, romanın belki Rabiadan da fazla, en cana yakın tipi, halk san'atkârlığile zaten bizi kendisine içimizden bağlamıştı. Kahramanhğı da ağacın çiçek açması gibi kendiliğinden yapar. Orta oyunda nasıl oynıyorsa zenne kıyafetile ecnebi postanesinden memnu eserleri de ayni tabiilikle alıyor. Ha Karagözde onun Hacivadı tokatlatmasi, ha Zaptiye Nezaretinde kendisinin dövülmesi. Hilmi Şama, unvanlı, şatafatlı giderken Tevfik orada mütevazi san'atile geçinecek. Buna rağmen tasa Hilmide, neş'e Tevfikte. Sonra Hilmi Şamdan Avrupaya ka°tıysa onu vapura kaçıran gene Tevfik. Kaçan Pariste safa sürüyor, kaçıranı Şamdan Taif zindanına sürdüler. Romanın uzviyeti içinde yarısı eriyen [ * ] İlk yazı 21 nisan tarihli sayımızda çikmıştır, Amerikan donanması, Japon deniz kuvvetlerinden üstün olamıyacak mı? 193840 yıllan araJapon donanması Yazan : sında kızağa koydu. sözcüsü İto'nun A merikan donanmasmın «10 yıl sonra da Japon filosuna karşı kat'î bir ^~.'.'... savaş verecek derecede kuvvetli olamıyacağı» yolundaki iddiası üzerine Cumhuriyetin 20 ve 24 nisan tarihli sayılarında, iki tarafın şimdiye kadarki gemi kayıblarını incelemiştik. Şimdi, 10 seneiik bir istikbale aid olan bu iddiayı tetkik edeceğiz. İto bu bahiste şunları söylemiştir: tFikrimce, Birleşik Devletler jilcsu, on yıl sonra dahi, Japon filosuna fcarjt kat'i bir savaş verecek derecede kuvıetU olmıyacaktır. Birleşik Devletler dcniz makamlarının önümüzdeki on yıl içinde Japonya ile böyle bir kat'i karşılaşıncyı düjünebilecefc derecede eyimser olduklanna inanamam. Pearl Harbour'da 5 Amerikan zırMısı batınlmıs ve başka 4 zırhlı harekeUiz bırakılmıştır. 1936 da Japon zırhhlannın sayısı 10 du. Muhtemel olarak pek yakında başka Japon zırhlüarı serçise girecektir. Japon ve Amerikan jılolan arasında bugün mevcut nisbet, Japcn kuvvetleri lehine olarak asgarî 10 a karşx 9 dur. Birleşik Devletler, 1943 te 17 zırhlıya salıip bulunacaklannı tuînrı'n ediyorlar. Japonyanın da o zaman asgarî o kadar zırhhsı bulunacaktır. Yünlii mensucat fabrikatörları Ankarada toplanıyor İktısad Vekâletinin daveti üzerine, bütün memleketteki yünlü mensucat fabrikaları .sahib ve mümessilleri bugün Ankarada bir toplantı yapacaklardır. İstanbuldaki fabrikatorlar dün akşam Anksraya hareket etmişlerclir. Bu toplantıda görüşülecek mevzu yeni kjrkım ve yapağmın toplanması sırasmca millî fabrikalarm 19421943 iş yılmdaki yapağı ihtiyacları, bunlarm cinsleri ve imalâtın programlaştırılmasıdır. Halka mahsus tek tip bir yünlü kumaş imali işinin de görüşülecek mevzular ara FRANCIS ANN SOTHERN ( Ç a m s a k ı z ı ) Georaes BANCROFT Randolf SCOTT NELEK Sinemasında YARIN AKŞAM Tarafından nefis bir surette yaratılan kmKız Renkli Mİ K I LEW A Y R E S ve MAURFEN O'SULÜYAN «ARABACININ KIZI. filminin büyük yıldızı HİLDE KRAHL'm Gece, Gündüz Benimsin ! En güzel ve en son Eğlenceli ve hissî sahnelerle dolu büyük film. Ayrıca : Dikkat: Numaralı koltuklar bugünden satılmaktadır. S A RK Sinemasına gidip cörmelidir. filmini, bütün İstanbul halkı bu hafta bildiği takdirde, Amerikan donanması, Amerikan filosu, Guam, Wake ve Mayeni kayıblar vermemek şartile, o zaman nila deniz üslerini kaybetmek suretiyle şu gemilerden mürekkeb olacaktır: zayıjlamışUr. Halbuki bu ilsler Japon27 veya 29 zırhlı, ların eline düşmeden önce, Birleşik Uev18 Tayyare gemisi, letler deniz makamlarıntn fikri, iki ji 15 zırhlısile 4 muharebe kruvazörü, A27 Ağır kruvazör, lo arasında Amerika lehine 3,5 nsbe merikahların da 18 veya 20 zırhhsı ola55 Hafif kruvazör, tinin, bir taarruzun muvaffakıyetini ga caktır. Bu vaziyette 1943 için iki taraf 364 Muhrib, ranti edecek mahiyette olmadığı raerke zırhlı nispetleri arasında bir denklik 186 Denizaltı. zinde idi. Bu üsler Amerikanın elinde kabul edilebilir. Amerika harbe girince, bu inşaatı yüz *** bulunmadan 3/6 nispeti dahi Birleşik Fakat Japon donanma sözcüsünün de 15 nispetinde artırmağa karar verDevletlere esash bir şans ihtimali vereİddiası, «on yıl sonra» dan bahsetmek miştir; fakat bunun, gemi sınıflan aramez.% tedir. Bu on sene, belki de lâf olsun diye sında nasıl taksim olunacağı izah ve neş 3jC îjî rfZ söylenmiştir; biz, harbin bu kadar uzun redilmediğinden yukarıki cetvelde bu Bu sözlere göre, bugün 10 Japon zırh sürmemesini temenni ederken nispeten artış hesaba katılmamıştır. lısma karşı 9 Amerikan zırhhsı vardır. daha kısa bir zaman düşünülerek yapıl. Halbuki harb başladığı zaman, mevcud mış olan yeni Amerikan deniz prograAmerika 1945 te korkunc bir armadaya 17 Amerikan zırhlısından 5 tanesinin Pe mına bir göz atmaktan kendimizi ala sahib olmak azmindedir; fakat mesele, arl Harbour baskınında batmış olduğu nuvoruz. harbin o vakte kadar devam edip etmihakkmdaki Japon iddiasını doğru olarak Önce 1947 de bitirilmesi mukarrerken yeceğinde ve Amerikan donanmasınm kabul etsek dahi, bugün Amerikanın 12 sonra, 1945 te ikmaline çalışılan 1940 bir yandan da yeni kayıblara uğrıyarak zırhhsı olmak icab eder. Çünkü hasara programına göre, Amerika, yukarıda zayıf düşüp düşmiyeceğindedir. uğradığı iddia edilen öteki 4 zırhlmın bahsettiğimiz tezgâhta bulunan zırhlılar Harb, bu kadar uzarsa ve Amerikan tamir edilmekte olduklaruıa şüphe yok dışmda. şu yeni gemileri yapacaktır: donanması o zamana kadar, ehemmiyettur. Kaldı ki M. Ruzvelt yalnız 3 harb 9 Zırhiı (45 . 52 bin tonluk), siz zayiat verirse gemi sayısı bakımınpemisinin batmış olduğunu kabul etmişII tayyare gemisi (26 bin. tonluk), dan Amerika, Japonyadan çok üstün tir. 10 Ağır kruvazör (13 bin tonluk), olacaktır. Fakat görülüyor ki her şey Japon sözcüsü, Amerikahlann 1943 te 30 Hafif kruvazör (10 bin tonluk), bir takım şartların gerçekleşmesine bağ17 zırhlıya sahib olmayı umduklarını ve 172 Muhrib (1700 2100 tonluk), hdır ve harb de her iki muharib tarafın buna karşı Japonların da o kadar zırh73 Denizaltı (1500) tonluk). leh ve aleyhinde, sürprizlprle doludur lılan bulunacağını söylüyor. Amerikanın Bu gemiler 1945 e kadar ikmal edileABİDİN DAVER gu zırhlılar 4 tane 35 bin. 2 tane de 45 bin tonluk 6 gemidir. • • ' Bunların 4 tanesi de nize indirümiş olup ikmallerine çalışılmaktadır. Öteki 2 tanesinin 1943 44 senesinde biürilmeleri mukarrerdi. Amerikalılar, inşaatı hızlandırdıklarına göre, bu iki geminin de 1943 te bitiri'mesi mümkündür. Demek ki 1943 e kadar Amerika, Japon sözcüsünün dediği gibi 8 değil, 6 zırhlıyı hizmete sokabilir. J a ponların 5 zırhlı batırdıkları yolundaki iddiasını kabul edersek Amerikanın 17 zırhlısından 12 si ve Ruvzelte göre de 14 ü kalmırtır. O haide, 1943 te Amerikahlann 18 veya 20 zırhlüarı bulunacaktır. Japonyaya gelince, harbe girerken onun elinde muhakkak olarak 10 ve muhtemel olarak 12 zırhlı bulunuyordu; aynca 40000 tonluk 3 zırhlı yapUklan hak kmda gayriresmî malumat vardı. Bundan başka 12 15 bin tonluk ve 305 lik toplar taşıyan 4 muharebe kruvazörünü de zırhlılar arasmda sayabiliriz. Bunlar 1937 38 yıllarında kızağa konulmuş olup bir tanesinin 1940 ta, ötekilerin de 1941 42 yıllarında hizmete girmeleri mukarrerdi; fakat, Japonlar, programlarını gizli tuttukları için, bu haber de resmî değildir. Demek ki 1943 e kadar hizmste girecek yeni Japon gemilerini, yukarıki 12 zırhlı haric, 3 zırhlı ve 4 muharebe kruvazörü olarak kabul edebiliriz. Şu halde 1943 te Japonların Yardımsevenler Cemiyetinin yardımı Fatih kazası Yardımsevenler Cemiyeti bölgesindeki 150 fakire bulgur, şeker, fasulye dağıtmıştır. Bakırköy Müftülüğii Gelibolu Müftüsü Ali Rıza, Bakırköy Müftülüğüne tayin edümiş ve yeni vazifesine başlamıştır. Halk Dağıtma Birlikleri Mahallelerde kurulacak Halk Dağıtma Birliklerinin hazırlıklarına devam edilmektedir. Bu Birliklerin teşkili hususunda kaza ve nahiye Parti teşkilâtlanndan istifade edilecektir. Bu günlerde Parti kaza ve nahiye merkezlerinin birliklerin teşkili mseelelerini görüş. mek üzere toplantılar yapılacak ve Birlikler için beşer kişilik idare heyetlerl için namzed listeleri hazırlanacaktır. Bir bakkalın mahkumiyeti Ofisin dağıttığı gıda maddeleri üzerinde ihtikâr yapmaktan İstanbul Birinci Millî Korunma Mahkemesine gönderilen ve hakkında tevkif müzekkeresl kesilen Küçükpazarda 52 sayılı dükkânda, bakkal Nidainin anası Fatma MaHide hakkmda 3 ay hapis. 115 lira para cezası verilmiştir. Dükkân da bir ay ylrmi bir gün kapatılackatır.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle