14 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
ILIÎII DILIMIZ Kelimenin değeri • Yazan: = = nın bütün cephelsrini bir arada toplar. Küçük kızım dört yaşuıda İken, bir gün: Rengini! Rengini! diye haykınyordu. Bunun semaverde kaynaşan su ile aynca çaydanda fıkırdıyan çaydan ibaret olduğunu farkedinciye kadar akla karayı seçük. Çünkü çocuğun hergün çayım hazırhyan teyzesi yoktu. Çaym rengi gelecek kadar pişmek hâdisesi, onun gözlerde hayaü, sıcak bir şey İçmek ihtiyacile tam bir hemzamanlık halini almış ve kahvaltı saatile Dİrleşerek bir tek kelimede hulâsa olmuştu. O haykırma, hayatî, ruhî, içtimaî üç olayı kendi sinesinde toplamıştı. Böylece bir kelime bir hükmün, bir cümle bir istidlâlin ifadesidir. Mevzu ve mahmulü, mukaddemelerile netıcesi sarih olmasa, aralannda rabıta ve taselBÜI belli bulunmasa bile, muhtelif şeylere veya birşeyle farkh keyfiyetler arasmda bir nispet kuruştur. Hatta bunun da ilerisidir. Çocuk hayatından aImmış ve yetişkin kimselerde de görülmüş örnekte olduğu gibi, kendisini husule getiren unsurların az çok kanşık surette bir tahlil ve bir terkibidir. Arab saçından daha girift, içinden kolay kolay çıkılmaz bir mecmuun muhassalasidır. Başka başka derecede keyfiyetlerin bir avaya gelişinden hasıl olmuş bir düşuncedir. Yeni tabirlerin* eski meflıumları ifadesinde güçlük buradan doğar. Halbuki yeni bir düşünce için yeni bir ses veya sesler kalıbı ve terkibi bu mahzuru pek o kadar göstermez. Fakat bunda da dilin yapısma ve geleneğine uymak şarttır. Bir kelimede her harfi birer birer ve yekdiğerinden ayrı olarak okuyamadığımız gibi, bir cümlede de her kelimeyi başka başka düşünemeyiz. Böyle bir durum bize verilmek İstenilen fikrin kavranılışım güçleştirir. Şayed düşünmeğe mecbur oluyorsak bu, mevzuun çetinliğinden, bize o imkânı veremeyişinden, onu yakalıyabihnek için zorlandığımız tahlil mecburiyetinden gelir. Sonunda zihnî bir terkibe ulaşmazsa, her tahlil gibi hakikati parçalamış, fakat yakalamamış oluruz Bunu yapabilmek için cümlenin topuna birden göz atarır. Onun mecmuu hakkında önceden bir intıba duymağa çabalarız. Ondan son'a da ayni şey üzerinde teşrih ameliyeslne girişiriz. Fikir bıçağile özüne erişmek için onu parçalanz. Tahlil ve terkib, zihnin her, ameliyesinde böylece karşıbklı olarak bibirlerini murakabe eder. Biri ötekine mizan olur. Fakat bu güçlükleri, dilin ve düşüncenin bu yapısını bilmiyenlerle konuşmak ve hattâ yazışmak muhabere etmek ne kadar güç oluyor! Buna ilim yolunda deveye hendek atlatmak derler. Fakat ne kadar güç! Mustafa Nanuk ÇANKI M. Namtk Çanht Htt Klime tekbaşına mevcuddur, kendi kendine manası vaxdır zannolunur. Çünkü hassalarımız onlardan her feirini ayrı ayn gösterir. Kulak ve gözde vasıflarını başka başka bildirir. Yazı İle lugat kitabları da kendilerini müsfakil surette önümüze koyar. Bundan da kelimelerden her birinin tekbaşına mevcud olabileceği vehmi bizde hasıl olur. Pek çok münevverler bile bu hataya düşer. Osmanlıcadan türkçeye Dil Kılavuzunda veya Tarama Dergisinde bir arabca kelimenin öz türkçe karşılığı bir yeni cümlede onun yerine konuhırsa, maksadı daha ziyade açık anlatır eannına Ankara felsefe tolantılannda birkaç defa şahid olduk. Halbuki Dil Kılavuzunu hazırlıyanlar bile burada kabul ettiklerine gazetelerde riayet etmek imkânını bulamadılar. Çünkü: Bir kelime bütün anlamını, tam ve kâmil manasını ancak bir cümle içinde tnevki almakla kazanır, Başka kelimelerle sarfî, nahvî, edebî ruhî, içtimaî, nihayet mantıkî nispetler kurmak suretile imkânlar elde eder. En basit olarak: Ben, bana, benim! Bunu, buna. Bunun gibi zamirleri ele alahm. Bunlardan hıç birisi, şuurun enfüste ve afakta en yakın bir olayı olduğu, onım ifadesi bulunduğu halde, hiç birisi, ne kendimize, ne de başkasına karşı bir mana İfade etmez. Bunlardan birisi söylendiği gibi, tam bir mana verebilmeleri için kendilerini bütünliyecek başka kelimeler bekleriz. Bunlar eski tabirile bir «nispeti tamroei haberiye» ifade etmez. Bunun için kelimenin yalnız kendi eğiüp bükülmesini, sarf ve şekil kalıblarını değil, başka kelimelerle de tutulup bağlamsıru, nahiv durumunu araştınrız. Bizzat tabiî, halicî âleml anlayışımız da başka türlü değildir. Bilgimiz daima bir mukayese, daima bir nispetür. Yalnız bu nispetin tşlediği ve araştırıldığı konu değişmiş olur. Düşünce, en basit kelimeler arasında bile, azçok terkibî Vıir mahiyettedir. Bir kelima bazan yalnızbaşına kullanüsa bile, onda çok defa bir cümle manası vardır. Nasıl ki bir tohumda bütün bir eğac kuvve halinde olarak mevcuddur. Nasü ki bütün bir fasile, zaman ve mekân içinde bütün inkişaflarile onda yaşar. Bir de gel, geliniz, git, glddniz, ne, niçin, neden? Eyvah! gibi kelimelere bakalım. Bun'.arda söylenenin söylediği esnada bütün ruhî ve içtimaî hallerl adeta bir kül olarak toplanır. Kelime, görünüşte bir vahdet, fakat onun arkasında gizlenen mana bir kesret' ifade eder. fCendisfiıin zâhiren sabit mahiyetl etrafında değişken bir çok ruhî ve içtimaî hâdiselerin yekunu olur. O kadarla kalmaz. Hatta bütün maziyi. bütün bir geIeneği içinde taşır. Hal ile istikbali birbirine bağlar. Bazan küçük çocuklar, dikkat edilmişse fSrühnüîtür, tek kelimelerle konuşurlar. O zaman kuUandıkları lâfızlar, hakikatte birer cümle kıymetindedir. Durumlarm<îâ bile bütün bir mana âlemi göze çarı*r. Onlann bir an içinde dudaklarından fırlattıkları bağırtılar ve çağırtılar, bağrışmalar ve çağnşmalar, yalmz eşyadan birinin en 2İyade göze çarpan bir vasfını söylemekle kalmaz. Kendüerinin ona karşı şiddetli arzularını, onu kullamşlarını, ruhî hayatlan Mer'iyete giren yeni vergi kanununu, Perakende şeker ehemmiyetîne binaen neşrediyoruz satış üatı Kesme 530, toz 507 kuruşa satılacak Şeker satışları dün sabahtan itibaren serbest bırakılmıştır. Mahallî perakende satışlann tespiti belediyelere bırakıldığmdan, Ticaret Odasmdan, Belediye İktısad Müdürlüğünden ve Türkiye Şeker Fabrikaları Umum Müdürlüğünden verilen raporlar üzerlne, daimî encümen nakliye, ambalaj vs perakendeci kârı olarak 30 kuruş kabul etmijtir. Bu karara göre kesme şeker 530, kristal şeker 507 kııruştan satılacaktır. Bakkallar Cemiyetine dün şeker verildiğinden bakkallara şeker tevzilne başlanmıştır. Bakkallar, daimî encümenin kabul. ettiği fiat üzerinden bugünden İtibaren halka serbest olarak şeker satacaklardır. Uzun zamandanberi toptancılara da şeker verilmemekte idi. Toptancı'ar da dünden itibaren satışlara başlamışlardır. Vilâyetin tebliği ieai'942 tarihinden itibaren İstanbulda kesme (küp) şekerin perakende kilosunun 530 ve toz (kristal) şekerin perakende kilosunun ise 507 kuruştan satılacağı daimî encümenin 16/11/942 tarihli karan iktizasındandır. Tebliğ olunur. Vergtnin mevzuu Madde 1 Servet ve kazanc sahibierinin servetleri ve fevkalâde kazancJarı üzerinden alınmak ve bir defaya mahsus olmak üzere (Varlık Vergisi) adile bir mükellefiyet tesis edilmiştir. Madde 2 Varlık Vergisi aşağıda yazılı zumrelere dahil olan hakikî ve hükmî şahıslardan alınır: A) 2395 ve 2728 sayıh kanunlarla ek ; tadilleri mucibince mükellef bulunanlar; B) Büyük çiftçiler (büyük çiftçilerden maksad, işinin idaresine ve vüs'atine halel getirmeksizin bu mükellefiyeti ifa edebilecekleri bu kanunda ya:ılı komisyonlarca tespit edilenlerdir); C) Uhdelerinde bulunan binaların ve hisseli ise hissedarlarınm hisselerine düşen bir yıllık gayrisafî İradı yekunu 2500 liradan ve arsalarınm verglde mukayyed kıymetleri 5000 liradan yukarı bulunan ve bu miktarlann tenzilinden sonra mütebaki irad ve kıymetlerle bu vergiyi verebileceği komisyonlarca kararlaştırılanlar; D) 1939 senesindenberi 2395 veya 2728 ,ayıh kanunlar mucibince vergiye tâbi bir iş ve teşebbüsle uğraştığı halde bu kanunun neşri tarihinde İşini terk, devir veya tasfiye etmiş bulunanlar; E) Meslekleri tacir, komisyoncu, tel[âl veya simsar olmadığı halde 1939 senesindenberi velev bir defaya münhasır olsa bile ticari muamelelere tavassut ederek komisyon veyahud tavassut mukabili olarak her ne nam İle olursa' olsun para veya ayniyat almış olanlar. Madde 3 ikinci maddede yazılı mükellefiyet zümrelerinden iki veya daha ziyadesine dahil olanlar bu zümelerin her'birinde ayrı ayn mükellef iurulurlar. Umumî mülhak ve hususî bütçelerle belediye bütçelerinden ve 3659 numa:alı %anuna tâbi müesseselerden tahsi;at, maaş ve ücret alanlarla kadroya müsteniden yevmiye ile istihdam edilenler yalnız bu maaş, tahsisat, ücret ve yevmiyelerinden dolayı ikinci maddenin A fıkrasmdaki mükellefiyete tâbi değildirler. Madde 4 1837 sayılı Bina Vergisi Kanununun 3 üncü ve 1833 sayılı Arazi Vergisi Kanununun 2 nci maddesinde sayılı bina ve arsa sahibleri, İkinci maddenin (C) fıkrasında yazılı mükellefiyetten muaf tutulur. Madde 5 Vergi, hakikî ve hükmî şahıslar namlarına tarholunur Ve' eshamh eshamsız şirketlerde hisseye bakılmaksızm şirketlerin menkul ve gayrimenkul varlığının tamamı üzerinden alınır. Verginin miktan Madde 6 Yedinci maddede yazılı komisyonlar, İkinci maddede yazıh mükelleflerin mükellefiyet derecelerini, her mükellef namına 1941 yıhnda ve ticaretim terk, devir veya tasfiye etmiş olanlar için terk, devir veya tasflyeye takaddüm eden son yılda tarhedilmiş veya tahakkuk ettirilmiş Tergi miktarlarını, çiftçilerde mükellefin ziraî vaziyetini ve gayrimenkul sahiblerinin de İrad ve vergi kıymeti miktarlarım gözden geçirmekle beraber bunlarla mukayyed olmaksızın edinecekleri kanaate göre takdir ve tespıt ederler. Ancak 2395 sayılı kanunun 11 İncl maddesi hükmü dairesinde kazanc beyannamelerine bilânço raptetmek mecburiyetinde bulunan anonim, komandit, limited ve sermayesi üzerinden kazanc dağıtan kooperatif şirketlerin vergileri, 1941 takvim yılına veya ticari yılına ve ticarethanelerini terk, devir ve tasfiye etmiş olanlarda terk, aevir ve tasfiyeye takaddüm eden son seneye aid safî kazancımn yüzde ellisinden aşağı ve anonim şirketlerde yüzde yetmişinden yukarı olamaz. İkinci maddenin B fıkrasında yazıh çiftçılerin mükellefiyetleri de varhklarının yüzde beşini geçemez. Verginin tarhı Madde 7 İkinci maddede yazılı servet ve kazanc sahiblerinin mükellefiyet derecelerini tespit etmek üzere her vilâyet ve kaza merkezinde mahallin en büyük mülkiye memurunün reîsliği altında en büyük malmemurundan ve ticaret odalarile belediyeîerce kendi âzaları arasından seçilecek ikişer âzadan müteşekkil bir ,ve jcabına göre müteadcjid komisyon kurulur. Ticaret odası bulunmıyan yerlerde, bu odanın seçeceği âzalar yerine belediyece, haricden ticaret ve ziraatten anlıyanlar arasından iki âza seçilir. En büyük mülkiye ve maliye memurları bu komisyonlarda bizzat bulunmakla mükelleftirler. Ancak birden fazla komisyon kurulan yerlerde tensib edecekleri memurları tevkil edebilirler ve kendüeri de icabına göre İstedikleri komisyonlarda bulunabilirler. Komisyonların, büyük çiftçileri tespit için yapacağı toplantılarda ticaret o dası yerine ziraat odalannca kendi âzaları arasından ve bulunmıyan yerlerde belediyeîerce haricden ve ziraatten an hyanlar arasından seçilecek iki âza ko> misyona iştirak eder. ' Komisyon kararları ekseriyetle veri lir, reylerde müsavat halinde reisin bu. lunduğu taraf tercih edilir. Madde 8 Komisyonlar, şirketlerin mükellefiyetlerini tespit ettikleri sırada şeriklerin de servetleri derecesini ve fevkalâde kazanclannı araştırarak bunlann da mükellefiyetlerini takdir ederler. sından itibaren en geç iki ay içinde varidat dairelerince tespit olunarak 7 nci madde hükmü dairesinde yenidan teşkil edilecek komisyonlara bildirilir. Komisyonlar azamî on beş gün içinde bu mükelleflerin vergi miktarlarmı kararlaştırmağa mecburdurlar. Verginin tebüğ ve tahsili Madde 11 Komisyon kararları, şehir ve kasabalarda varidat dairelerinin kapılarına ve köylerde münasib mahallere listeler yapıştırıhnak suretile İlâ;ı ve tebliğ olunur. Listelerin asıldığı, gündelik gazete çıkan yerlerde gazetelerle ve gündelik gazete çıkmıyan mahallerde belediye tellâlları marifetile halka ayrıca haber verilir. Komisyon kararları nihaî ve kafî mahiyette olup bunlara karşı idarî ve adlî kaza mercilerinde dava açılamaz. Ancak bir mükellef namına ayni müke!lefiyet mevzuundan dolayı mükerrer vergi tarhedilmiş olduğu takdirde bunlardan en yuksek olanı İpka edilerek diğerleri tarhlyatı yapan komisyonlar:n vazife gördüğü mahallerin en büyük malmemuru tarafından mükelleflerin müracaati üzerine silinir. Madde 12 Mükellefler vergilerini, talik tarihinden itibaren on beş gün İçinde malsandığına yatırmağa mecburdurlar. On beş günlük müddetin geçmesini beklemeden mahallin en büyük malmemuru, lüzum gördüğü mükelleflerm menkul ve gayrimenkul mallarile alacak, hak ve menfaatlerinin İhtiyaten haczine karar verebilir. On beş günlük müddet içinde yatırılmıyan vergilerin Tahsili Emval Kanununa tevfikan tahsiline tevessül edilmekle beraber vergi miktarma müddetin dolmasından itibaren birinci hafta için yüzde bir ve ikinci hafta için yüzde İki zammolunur. Talik tarihinden itibaren bir ay zarfında borclarını ödemiyen mükellefler borclarını tamamen ödeyinciye kadar memleketin herhangi bir yerinde bedenî kabiliyetlerine göre askerî mahiyeti haiz olmıyan umumî hizmetlerde veya belediye hizmetlerinde çalıştırıhrlar. Ancak üçüncü maddenin son fıkrasında yazîlı olanlardan ikinci maddedeki mükellefiyete tâbi bulunanlarla kadmların ve elli beş yaşmı mütecaviz erkeklerin borcları hakkında Tahsili Emval Kanunu tatbik edilmekle beraber bunlar çalışma mükellefiyetine tâbi tutulmıyabilirler. Bu fıkra hükmüne göre çalıştırılanlara verilecek ücretin yansı borclarına mahsub olunur. Çalışma mecburiyetinin tatbik tarzı hükumetçe hazırlanacak bir talimatname ile tayin olunur. Bİrlnci fıkrada yazıh on beş günlük müddet içinde vergilerini vermiyen mükellefler, ayni müddet zarfınd.a vergileri miktarınca hazine bono ve tahvilâtı veya banka teminat mektubu tevdi ettikleri takdirde bu mükellefler hakkında Tahsili Emval Kanununun ve çalışma mecburiyetinin tatbikı bir ay müddetle geri bırakılabüir. Madde 13 Kollektif ve komandit şirketlere aid vergilerin icabı halinde ortakların ve komanditelerin şahsî mal haberleri Varlık larından istifası hususunda da Tahsili Emval Kanunu hükümleri tatbik olunmakla beraber ortak ve komanditler çalışma mecburiyetine de tâbi tutulabilirler ve on ikinci maddenin ikinci fıkrası hükmü bunlar hakkında da tatbik olunur. Bu madde ile on ikinci maddede yazıh karar ve muameleler kafî olup bunlara karşı idarî ve adlî kaza mercilerinde dava açılamaz. Teminat Madde 14 Varlık Vergisile mükellef tutulanların ikametgâhlarmda, gerek kendilerine ve gerek kan veya kocalarına veya kendilerüe birlikte pturan usul ve furuğile kardeşlerine aid dükkân, mağaza, depo, ambar, fabrika ve imalâthanelerde veya bunlara benzer yerlerde bulunan bütün menkul mallarla tapuda veya vergide bunlardan herhangi biri namına kayıdlı olan gayrimenkul mallar bu kanun mucibince alınacak vergi ve zamların kanunî teminatı hükmünde olup bu mallann satılmasmda da Tahsili Emval Kanunu hükümleri tatbik olunur. Verginin teminatını teşkil eden bu mallardan mükellefin kendisine veya kan ve kocasma aid olanlar haric olmak üzere diğer mallar üzerine komisyonlarca verginin takdir ve tespiti tarihinden itibaren bir sene zarfında ayrıca haciz konmadığı takdirde bu mallar üz^rindeki teminat hükmü sona erer. Mükelleflerin zilyedliği altında vtya yukanda yazılı mahallerde bulıuıan menkul mallara müteallik satış, temlik ve rehin İddialaçı muteber sayıimaz ve bu nevi mallar hakkında dermeyan olunacak istihkak iddialan dinlsnemez. Bu kanunun neşrinden mukaddem başlamış olan ve bir ilâma veya bu hüküm ve kuvvette noterlikçe tanzim eailmiş mukaddem tarihli resmî bir senede müsten'd ohnıyarak yapılmış bulunan takib neticesinde icra daüelerince konulmuş olan ihtiyatî ve ier.ıî hacizler bu teminat hükmüne hîlel vermez. Bu hacizler ancak vergi alacagının tahsilinden sonra bir bakiye kaldığı takdirde bu kısım hakkında infaz olunur. Gayrimenkullerin satışmda bunların Varlık Vergisi mükellefiyeti ile İlisiği olmadığı alâkalı% varidat dairesince tasdik edilmedikçe tapu daireleri tesçll yapamaz. Yapılan tesçiller hükümsüz SEyJır. Müruruzaman Madde 15 9 ve 10 uncu maddelerde yazıh müddet ve şartlar içinde tarhedilmiyen vergiler, bu müddetler geçtikten sonra yeniden tarh ve tahsil edilemez. Bu kanun mucibinee tahakkuk ettirilmiş olan vergiler 1943 malî yıhndan itibaren beş yıl sonra tahsil olunamaz. Verginin tahsili için yapılacak her nevi takib muameleîeri, müruruzamaaı keser. Madde 16 Bu kanun neşri taıihinden muteberdir. Madde 17 Bu kanunun hükümlerini yürütmeğe İcra Vekilleri Heyeti memurdur. CUMHURIYET 17 ncîncîteşrm 1942 Serbest fikirler Inkılâbcı Hayri Bey merhum [*] ^ Medeni kanunumuzun on beşinci yıldönumü münasebetile «İş» mectnuasında salâhıyetli kalemlerin bir kaç değerli yazısı çıktı. Bunlar aras>ında eski «Şer'iye Mahkeme» lerimızden bahisler var. Bu münasebetle eski Şeyhuüslâm Ürgübî Hayri Beym Evkafta ve şer'iye işlerinde yaptığı inkılâblan hatırladım'. Bu yük* sek hizmetıerin yeni neslimize bildirilmesini ve hatta yeni açılan İnküâb Enstıtüsünun bir koşesinde yer almasını çok lüzumlu görürüm ye yüce Maarif Vekilimizin dikkat nazarmı çekerkn. Bu inkılâbcı vatanpsrvenn f ıkir ve iç* timaiyat âlemimizde ve bühassa «sarıte, lılar» araamda yaptığı inkılâbı ve bu. nun büyük inkılâblanmıa hazmetmeS için zemin hazırladığını görmemek vt bunu hürmetle yâdetmemek «kadirnaşmaslık» olur. Bakınız, size bu inkılâb» lardan birini arzedey:m: Hayri (Bey) Evkaf Nazırlığından Şey» hülislâm olunca evvelâ «Eytaru> işlerini ıslah için bir takım sivil memurlar aldl ve yetim paralannın zayi olmaması ça™ relerini düşündü. O vakte kadar her ye« timin parası ayn bir şahsa (idane) olu* nuyor, bu şahıs borcunu verirse o yetim de nafakasını ve ispetı rüşd edince bakiye parasını ahyordu. Halbuki bundan pek acıklı neticeler doğuyordu. Meselâ bir yetimüı parası nasılsa çürük bir mal mukabilinde bir şahsa veriliyor, o para vaktinde alınamıyor veya büsbütün ba» tıyor, o biçare yetuntn vasisi günlerce, aylarca gelip gittiği halda nafakasını a* lamıyor, sürünüyordu. Diğer bir yetimin parası da tesadüfen sağlam bir yere yatırılıyor, oradan para gününde geliyor ve UgUİ yetim de nafa« kasını gününde alıyordu. Hayri Bey bu adaletsîz ve müsavatsız usulü ortadan kaldırmak ve bütün yetim paralannl kül halinde (bir banka gibi) İşleterek kârının sermayeye İştirak nispetinda yetimlere dağıtılmasmı ve bu suretla yetimlerin sefaletten kurtarümasmı düşündü ve işi Fetvahaneden sordu. Al* dığı cevab şu oldu: (Mah yetim haltedi* lemez!) Bunun üzerine Eytam Müdiri" yetinden (yetim paralannın kül halinde tenmiyesini) teklif eden bir müzekkere aldı ve bunun altına kocaman bir (mucibince) çekerek işi kökünden hallettl ve fetvacılar da buna hiç ses çıkaramadı. Bu (mucibince) ne büyük inkılâb yaptı bilir misiniz? Binlerce yetimi aç* hktan kurtardı. Hayri Bey Evkafta da pek hayırlı in« kılâblar yaptı. Etrafına topladığı kıy * metli elemanlarla (Devlet Şurası Reİs^ miz İsmail Hakkı, Üniversite Rektörü» müz Cemil Bilsel bu meyandadır) Vakıf işlerini ıslaha koyuldu. Ecnebi banka* larda bile yüksek krediler temin ederek bir çok binalar yaptı, fodlayı kaldırd\ gedikleri İlga etti, İntikalât kanununu .değiştirerek icareli vakıf emlâkin intlkalini genişletti, Usküdar tramvayının esasını kurdu, mütevelülerin suilstimal» leri neticesinde abidelerimizin harimine kadar sokulan şahsî binaların istimlâki icin kanun çıkarttı. (Müstağnen anha) vakıf arsaların satılmasmı temin etti. Medreseleıe müspet ilimler soktu. Daha neler, neler. Ne çare ki, birinci Umum! Harb çıkınca işler durdu ve malum olan akıbetler belirdi. Bunlar için mufassal bir eser yazılması çok arzu edilir. Hayri Bey memleketimizin nadir yetlştirdiği kıymetli şahsiyetlerden biridir. Buna gcnclerimize tanıtmalıyız. Manifaturacıların yersiz talebleri Manifaturacılar Ankaraya bir heyet göndererek Ticaret Vekâletinden manifatui'acüaruı kâr hadlerinin arttırılmasuu istemişlerdir. Ticaret Vekâleti İstanbul Ticaret ve Sanayi Odasmdan bu hususta tetkikat yapılmasını istemiştir. Yapılan tetkiklere göre, manifaturacılar 1940 senesindenberi beş defa muhtelif vesilelerle kâr yüzdelerini arttırmak imkânını bulmuşlardır. Oda, bu defaki taleblerini yersiz bulmuştur. Altın 34 Iira Altın fiatlarında geçen hafta görülen fiat sukutu dün de devam etmiştir. Dün bir Reşadiye altını 34 lıra, külçe altının gramı 460 kuruşa kadar düşmüştür. Samsun Ticaret Müdürlüğü İstanbul mıntaka ticaret müdür muavinliğini İfa etmekte olan Trabzon ticaret müdürü Sırrı Önenemre, Samsun mıntaka ticaret müdürlüğüne tayin olunmuştur. Bir garson yaralandı Kasımpaşada oturan ve Taksim Belediye kazinosunda garson David, kazinonun yazlık paviyonu üstündeki demir çemberi düzeltmek üzere dama çıkarken muvazenesini kaybederek düşmüş, ağır surette yaralanmıştır. Denize düşen kadın c Merhum Arif Ahıskalın cenazesi Şehrimizde misafir buiunan Afyonun Şehir Meclisi hafi bir Şehvan nahiyesinden Mehmed kızı Mediha, Eminönü rıhtımında dolaşırken celse akdetti kazaen denize düşmüş, etraftan yetiŞehir meclisi dün saat 14,30 da top şenler tarafından kurtarılmıştır. lanmıştır. Geçen toplantıya aid zabıt okunarak kabul edildikten sonra hafi Türkiye güreş şampiyonabir celse yapılmıştır. İkinci cehede ıuzsının neticesi namede bulunan maddelerin müzakeŞehrimizde yapılaıı Tıirkıye gürsş resine geçilmiş; bunlar aid oldukları sampiyonasırun resmi netıcesi şudur: encümenlere havale edilmiştir. İstanbul takımı 16 puanla birincı. Ankara takımı 15 puanfa ikinci, Kocaeli takımı 6 puanla üçuncü, Eskişehir ta•;ımı dorduncü, İzmır takımı beşinci olmuşlardır. İsimlerini san'at tarihinde... Yaşattıkları eserleri sinema dünyaslnda ebedileştiren Büyük Rejisör: F B A N K C A P R A , eşsiz yildizlar GARY COOPER BARBARA STANWYCK'İn yaşattığı İ. Hilmi OMUR (•) Şımdiki VUâyet Parti reisimiz Kayseri meb'usu Suad Hayri Ürgüblünün babası meşhur Şeyhülislâm Hayri Bey» dır. CİHÂN HAKİMİ Türk Hukuk Kurumu büyük bir hukuk kütübhanesı kurmağa çalışıyor Maruf hukukçumuz eski Adliye vekıli ve Manisa meb'usu Refık İncenin reisı liğinde kurulmuş olan Türk Hukuk Kurumu, bir çok başanlı işleri arasında, büyük bir hukuk kütübhanesi kurmak için de çalışmaktadıi'. Bu maksadla Hukuk Kurumu başkanı Refik İnce neşrettigi bir mektubda şöyle demektedir: «Türk Hukuk Kurumu» büyük bir hukuk kütübhanesi kurmağa karar vermiştır.'Maksad, bu kütübhanede hukuka aid eski ve yeni bütün eserleri bulundurmak ve bu eserler sayesinde Türkiyede her hukukçunun ilmi ihtiyacını tatmin etmektir. Binaenaleyh: 1 Her hangi dılden olursa olaıu hul:ukun her şubesine aid eski ve yeni tnatbu ve gayri matbu teliî, tercümeşerh, bütün eserler, 2 Meclis zabıtlan. Takvimi Vakayi ve Meclisi Meb'usan zabıtnameleri. nizamî mahiyeti haiz fermanlar, iradeler. vesair bu mahiyette eserler, 3 Hukuka aid tarihî vesikalar. 4 Fetvalar, şer'iye mahkemeleri sicilâtmdan iktibas edilmiş hükümler, 5 Hukuk mecmuaları ve hattâ yevmi gazetelerde çıkmış hukukî makaleler kütübhanede ehemmıyetli yer alacaktır. Elinizde böyle eserler varsa ve bunlan buruma satmak suretile ülkümüze hizmette bulunmak arzu edıyorsanız lutfen eserin: Adını, sahifesini, sahibini, tercüme olup olmadığını, varsa tarihıni. hangi lisanda yazılı olduğunu ve kaça satma's arzu ettiğinizi bize bir mektubla bildiriniz. Hediye edilecek kitablann posta ücreti kuruma aid olacaktıı. Eğer hediye hususî bir kütübhanenın tamamını teşkil ederse bu kütübhane, kurumun umumî kütübhanesinde hususi bir mevki alacak ve sahibınin adı ve mümkünse büstü kütübhanenin üstüne konacaktır. Cevabınızı bekler, saygüanmızı sunarız.> HAMİŞ: Hukuk kitablan veya kütübhanesi bulunanlardan bildiklerinizi de bize haber Perşembe akşamı LÂLE Sinemasmda Dünün. bu^iinün, yarınm en büyük bir zaferi olarak alkışlanacaktır. DİKKAT: Numaralı yerlerinizi lutfen şimdiden kapaylnlz. TeT: 43595 Karnelerin renkleri birbirin* benzediği için llemur ve halk karnelerinin tatblftt dolayısile fırmlarda bazı yolsuzluklaf olmuştur. Bazı fınnlar ikî karnenin ren. ğini tefrik edemediklerinden memurlara öa 27 kuruştan ekmek satmışlardır. Bu vaziyeti önlemek üzere belediye memurlanndan mürekkeb muhtelif ekipler ftrınları teftiş etmektedirler. Bo Âkşam S U N E R Sitıeması Bütün seyircilerin takdir nazarlarile seyredeceği: Hakikî bir hayat sahnesini... Yeni bir san'at harikaslni... kuvvetli ve ihtiraslı bir draml tasvir eden: BİR AŞK FACİASI Bir meb'usumuz vefat etti Çorunı meb'usu İsmail Kemal Alp» sarın Ankarada vefat ettiğini teessürle haber aldık. Merhumun cenaze namazı Hacıbayram camiinde kılındıktan sonra merasimle defnedilmiştir. . Merhum, 1874 de' İskilibde doğnni}tur. Mülkiyeyi bitirdikten sonra idart hayatına atılmış ve muhtelif vaziîelerde, büyük hizmetleri geçmiştir. Vali iken Büyük Millet Meclisi âzalığına seçilmiştir. Emsalsiz filmi takdiın ediyor. Baş rollerde: GHARLES LAUGHTON CAROLE LOMBARD İKİ AŞÎK... İKİ İHTİRAS... BİR HARİKA... Lutfen bu akşam İçin yerlerinizi ev\elden aldlrüuzJ A N S K f nin en son eseri • Merhum »rkadaşımır Arif Ahıskalın ınezarı başında son hürmet vazifesi... Vefatmı dünkü nüshamızda büyük bir ğerli hasletleri üzerinde gene durmak teessürle haber verdiğimiz emekli tay ve teessürlerimizi tekrarlamaktan kenyare yüzbaşısı ve gazetemizin havacıhk dimizi alamıyoruz. Kendisine Cenabı muharriri merhum arkadasımız Arif A Haktan mağfiret diler, kederli ailesinin hıskahn cenazesi, dün hazin bir törenle acılarınabütün kalbimizle İştirak edekaldınlnjışür. Merhumun cenaze nama riz. zı ikindi vakti Aksaraydaki Valide ca Vlerfaumun zevcesinin teşekkürü miind* kılındıktan sonra, tabut kendisiSevgili eşim Arif Ahıskalın ebedî rini sevenlerin kolları üstünde oradan alınmif ve evinin önünden geçirüerek yaı münasebetile cenazesine gelmek ve Aksarayda cenaze arahasına konulmuş teessürlerimize iştirak etmek lutfunda ve Merkezefendide niezarlığına götürii bulunan yakınlanmızla, merhuma karşı lerek hazırlanan metfene tevdi olun kadirşinaslık gösteren muhterem «Cumhuriyet» gazetesile vefakâr yazı arkamuftur. Merhum arkadaşunıza karşı yapılan bu daşlarına ve sayın General Erkilete son ve hazin töreni kay'dederken, mem sonsuz minnet ve şükranlanmı arzedelekete çok faydalı olacağı bir çağda ma rim. alesef kaybettiğimiz Arifin tetmz ve deLeman Ahıska HAYAL INEY JOHANNES HESTERS GÜNÜ AKŞAMI Sinemasmda Her akşam İST\r\BlL Gazinosu S A Beyoğlu İstiklâl Caddesi F İ Y E Bestekâr Tanburî S A L Â H A D D İ N P I N A R S A R A Y Sinemasmda TYRONE POWER Sinemanın unutulmaz ve ideal çift artisti Önümüzdeki PERŞEMBE ak.şamı BETTY GRABBLE I Filmi: Kahramaıılar Filosu Hissl ve müessir mevzuu, merakll ve kuvvetli sahneleri ve muhteşem lüks dekorlarile mevsimln zaferi olacaktır. taraflndan fevkalâde bir tarzda yaratllan Malde 9 Komisyonlar, muhtelif zümr'elerin mükellefiyet derecelerini tespit işini on beş gün içinde intac ile mükelleftirler. Bu müddet zarnnda işini bitiremiyen komisyonların memur olmıyan âzası değiştirilerek yerlerine soa meb'us intihabında müntehibisani olan lar arasından belediye reislerince seçilecek dörder zat alınmak suretile komisyonlann âzası tarnamlanır. Madde 10 MükeUeflerin tespiti sırasında komisyonlarca unuttıimus olan Keman: NOBAR Kanun: AHMED Cümbüş: CAMAL Keman: MAKSUD Klarnet: SALIH Darbuka: FERİD. Okuyucular: AGYAZAR FARUK ALTIN Bayanlar: FAİDE İzmirü MELÂHAT BİRSEN CAHİDE NERMİN SEHER. 12 A L D I R TABLO, BÜYÜK FANTAZİ R E V Ü Yazan: EKREM REŞİD Müzik: CEMAL REŞİD Oynayanlar: A M V A M M E R P I N A R H İ C R A N L Ü T F U L L A H S A L Â H A D D İ N
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle