Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Cl i 16 Haziran 1939 JülZcc Tarihî roman: 55 Mahfiruz başka sefer her tarafı gül rengi yapıyor; daha sonra yeşil veya sarı renkte döşeyordu. Sarayın dar ve değışmiyen havası içinde bunalan padişah her defasında uzun ve tatlı seyahatler yapıyor gibiydi. Râzıdılın doğurma günii yaklaşıyordu; fakat henüz ona aldıran yoktu. Mahfiruz padişahm kızkardesleri, yahud halalarile de pek hoş geciniyordu. Onları dairesine çağ'.rarak ziyafetler çekiyor, ^ğlenceler veriyordu. Kandil ve bayram günlerinde değerli hediyeler gönderdiği gibi bazan kendisi de ontann Halic kıyılarmdaki yalılarına gidiyordu. Üçüncü Muradm kızı olup Halil Paşa dan dul kalan Fatma Sultanı Macanstan ordusu kumandanlığında bulunaA Kuyucu Murad Paşaya nişanladıkları zaman gelen hediyeler arasında Mahfiruz Hasekiden gelen inci ve altın işlemeh yorgan herkesın gözlerini kamaştırdı. Genc hasekiyi padişahm yak'.nların* dan olan herkes beğeniyordu. Bunun içih de onun fikirlerini adeta benimsiyorlar.. onun arzulanna yardım ediyorlardı. Mahfiruzun düşünüş ve görüşleri her defasında doğru çıktıkça genc padişah onu yalnız bir sevgili gibi değil, müşavir gibi de seviyor; sayğı besliyordu. Martm ilk günlerinde Râzıdil bir şehzade doğurdu. Adı «Mehmed» kondu. Toplar atıldı; kandiller yandı, şenlikler yapıldı, fakat o kadar sjyıük geçti ki kimseler sanki farkına varmadı. Bu sırada Valide Sultanın ve diğer sultanların başlıca işleri para toplamaktı: Meselâ o günlerde ölen vezir Mahmud Paşanın karısı olan sultan bir milyon altın bırakmıştı. Para toplamıyan Mahfiruzun Valide Sultana bile üstünlüğü görüldü: Sinan Paşa oğlu Mehmed Paşa Şamda çıkan küçük bir kargasahk üzerine oraya yürümiis, zorla valiliği ele geçirmisti. Iran üzerine serdar olan Cağaloğlu Sinan Pasa bundan dolayı şikâyet etti. Padişah hoca Mustafa Efendinin akrabasından Osman Pasayı Şama gönderdi ve Mehmed Paşayı îstanbula ça?ırdı. Çünkü Mahfiruz böyle istemisti. Diğer tarafean Mehmed Paşa Valide Sultana haber yolladı: Eğer beni idamdan kurtarırsa otuz bin altın veririm. Mehmed Paşa İstanbula geldi. Valide Sultana otuz bin altının yahsının bahçesinde bir yere saklandığını, suçunun bağışlanacağı padisah tarafından söylenirse paranın oradan Mihridil Sultan tarafından çıkarılarak verileceğini bildirdi. Padişah Valide Sultanın arzusunu kırmadı: Bağışladım. Dedi. Fakat Mahfiruz pazarlığı öğrendi. Olduğu gibi padişaha anlattı. Sonra şu sözleri ilâve etti: Validen elbet herkesten üstündür. Zira «cennet annelerin ayakları altındadır.» Fakat arada riişvet bulunmasa!... Rüşvet olan devlette salâh olmaz. Biz böyle yaparsak kulların da yapmazlar mı? Yaparlarsa ne yüzle onlara hak veririz!... Padişah derin derin düşünüyordu: Kızıl Arimedlilerden Yahşi Paşa ikinci Selime ilk olarak rüşveti kabul ettirdiği zaman kethüdasile kendisi arasında şu sözler geçmişti: Bugün Kızıl Ahmedlu intikamın Osmanlıdan aldım. Anlar bizim ocağımıza su koydukları gibi ben dahi anların ocağını söndürecek bir başlangıc yaptım. Nasıl? Rüşvete dadandırdım. K'rk bin altın az birşey değildir; büyücek bir lokma idi, yutturdum. Bundan sonra rüşvet almaktan vazgeçemezler. Rüşvet aldıkça da devletleri sarsılacaktır. Birinci Ahmed devleti baHnnak ^ e " ğil, yükseltmek istiyordu.. Bu uğurda, vermiş olduğu sözden bile dönmeye karar verdi. Hemen ertesi gün Mehmed Pasanın divana getirilmesini emretti. Orada sorguya çekildı, sonra ce'lâda verıldi. Valide Sultan bunu öğrendiği zaman oğluna koştu: Arslanım, verdiğin sözden nice geçtin? Birinci Ahmed yerinden b."Te kımıldamaksızm cevab verdi: Sevgili Validem; hatırın hosça tut; harem işlerinden gayrisile yorulma! Devlet ve saltanat uğruna canımdan dahi gecsem gerektir. Valide Sultan bakakaldı; Hind şalından perdeyi aralayarak Halicin mavi sularına dalmış görünen çadişahı bastan ayağa kadar süzdü, derin bir nefes aldı; hz la döndü; dairesine doğru uzaklaştı. O { Şehir ve Memleket Haberleri ) Sfi\ iyasî icmal Uzaksark hâdiseleri Hususî mektebler Kömür depoları İstimlâk kanunu Yazan: Kadircan Kaflı Birinci Ahmed, yalnız devleti kurtarmak değil, yükseltmek de istiyordu dasmın kuştüyü divanına oturur oturmaz Kethüda kadını çağırdı: Mihridil Sultana git; Mehmed Paşanın toprak altına gömdüğü otuz bin altını göndersin! Zira hakkımdır; padişah verdiği sözü tutmadıysa bana ne! Onun Mehmed Paşa için «suçunu bagışladım.» dedıği anda paralar benim olmuştu. Lâkin Mihridil Sultan buna cevab bile vermedi. Valide Sultan küplere bindi. Mahfiruz ıse onun ziyaretine gıdiyor: Sultanım, niçin güzelce hatmn kırar, gücenırsin? Hünkârımıza hiddet pek yarasıyor.. Elbet hoş göresın! Diyordu. Valide Sultanın analık gururu kabarınca oğluna karşı duyduğu dargınlık da eriyip gidiyordu. Çakır Alı Halebde başıboş dolaşıyor, Nasuh Paşa sarayının etrafında ve sipahi kışlası civannda yaptığı araştırmalardan bir netice alamıyordu. Parası bitmişti, neredeyse atını satacaktı. Fakat bir sabah şehirde tellâllar bağırdı: Nasuh Paşa Uzun Halil üzerine serdar oldu. Atlı ve sipahi olanları günde yedi akçe, yalnız atlı olanlan beş akçe, atsız ve silâhsız olanlan da üç akçe ile sipahi yazmağa başladı. Dileyen Paşakapısına gelsin! Çakır Ali oraya gitti; ortalık mahşeri andırıyordu; o da oraya girdi; bu küçük ve tüysüz deliyanlıyı sipahi ığasının gözü hiç tutmamıştı: Sen ananm yanına git! Dirilerden konuş, ağa! Erlik yaşta değil, yürektedir. Sipahi ağasmm kaşları çatılmıştı. Belki Aliyi oradan zorla attıracaktı. Lâkin; arkadan bir ses duyuldu: Yaz onu da... Bizdendir!.. Çakır Ali o tarafa baktı ve Kaya Hasanı gördü; gülerek bakıyordu. Çakır Ali elini göğsüne götürerek: Eyvallah!.. Dedi ve sol taraftaki yüzlerce yeni sipahinin arasma katıldı. Kaya Hasan onu çağırır gibiydi, fakat delikanlı kimseye sığmmış görünmek istemiyordu. Bundan başka Ka~yış Mehmede pek yakın olmaktansa biraz uzakta bulunmak, kollamak daha doğru olurdu. Yirmi bin sipahi Çukurovayı bir kasırga gibi geçti; Toroslara tırmandı; Konyaya geldi. Gencdehan Ali Paşa da Nasuh Paşaya katıldı ve ordunun mçvcudu otuz bini buldu. Nasuh Paşa Konyayı Uzun Halile karşı iyi muhafaza etmiş olan Mehmed Çavuşu: Avradlar gibi kaleye kapandın. Diye idam ettirdi. Sonra daha şimale yürüdü. Uzun Halil yağma için dört yana dağılan kuvvetlerini toplamıştı. İki ordu Bolvadinde karşılaştı. Arada bir nehir ve üstünde beşyüz kırk adımlık bir köprü vardı; bunu Sultan Selim yaptırmıştı. Sipahiler harbe girmeden önce bir aylık paralarını daha, peşin istediler. Nasuh Paşa ise bunun zaferden sonra verileceğini bildirmişti. Bu yüzden sipahiler arasında şimdiden çekilip gidenler oluyordu. Ali Paşa bunun önüne geçmek istedi. Nasuh Paşa ile ikisi arasında sert söz'ler söylendi. Nasuh Paşa sanıyordu ki Uzun Haliîin askeri köprüden geçemiyecektir. Halbuki ertesi sabah erkenden ve dört nal hücuma kalktığı, nehrin beriki yakasına geçtiği görüldü. Çakır Ali günlerdenberi hep serdar çadırına girip çıkanları, çadınn etrafında dolaşanlan gözetlemişti. Fakat Kayış Mehmedi görememişti. Asilere karşı da hınçla saldıracağına şüphe yoktu; çünkü bunlar Kalenderoğlu tayfasından farksızdı. Lâkin ilk kargaşahkta hemen Kayış Mehmede saldırmak istiyordu. Onu gÖremediği için savaş arzusu da açılmamıştı. Birkaç defa, serdar çadırına yaklaşmak, Kaya Hasanı bulmak ve aradığı adamı ona sormak istedi. Lâkin yüreğindeki kin, mukaddes bir sırd:: Kimseye açamıyordu. Nasuh Paşa ordusundaki kırgınlık devam ediyordu. İki paşanın atıstıkları günün akşamı karşıki saflardan bir sipahinin ayrıldığı, birkaç kişi tarafından kovalanarak köprüye geldiği, orayı geçerek Nasuh Paşa saflarma yaklaştığı görüldü. Kovalayanlar köprünün yarısından dönmüşlerdi. Çakır Ali bu sipahiyi hemen tanıdı: Kayış Mehmed... Nerede kalmıştı? Niçin Uzun Halilin ^aflarına girmişti? Şimdi neden kaçm;ştı? lArkası var] Talebelerden alınacak Bunlarm Bakırköyüne Dahiliye Vekili, tadÜ ücret işi tanzim ediliyor nakli ihtimali kuvvetlidir teklifini tetkik ediyor Hususî Türk, ecnebi ve ekalliyet mekteblerinde talebelerden ücret alma işinde tatbik edilmekte olan talimatnameye riayet edilmediği görüldüğünden Maarif Vekâleti bu mekteblere şu tavzihı gön dermistir: «Bütün hususî mekteb idareleri her ders yılı basında yatılı ve gündüzlü lalebelerden alacaklan ücretlerin miktarın: gösteren bir liste tanzim ederek Vekâlete göndereceklerdir. Ücret hususunda Türk hususî mektebler resmî mektebler, ecnebi ve ekalliyet mektebleri ise kendi hususî talimatnamelerindeki hükümlere uyacaklardır. Tenzüâlla alınacak talebe için kabuî olunacak esaslar Vekülliğin tasvibinden gecmis olacaktır. Türk çocukları parasız veya tenzilâtlı olarak mektebe alındıklaı takdirde keyfiyeti Vekâlete bildirecekleri gibi, bu aibi talebeler, meccanüik karşılığı olarak mektebde bedenî işlerde cılıstırılamıyacaklardır.» Şehırcilık mütehassısı Prost, Kuruçeşmeden kaldırılacak olan kömür depolarının nakledileceğı mıntakanın tayini işi etrafında tetkiklerine devam etmek'edir. Mütehassıs şımdıki halde üç mmtaka üzerinde durmuştur. Bunlardan biri Bakırköy, dığeri Haydarpasa, üçüncüsü de belediye hududu harici bir mahaldir. Mütehassıs, umumî plânda kömür depolarınm limana en yakın bir mahalde yapılmasını tavsiye etmiştir. Fakat liman mahalli kat'î şeklini almamış, ancak çok zaman sonra Haydarpasa limanının tevsiı karargir olmuştur. Şimdiki halde Haydarpaşada bu ise müsaid yer bulmanm imkânı görülem'yor. Çünkü liman muhiti dardır. Kömür depolarının Bakırkövünün müna^ıb bir verinde tesisi kuvvetli ihtimal dahilindp.dır. Depolann Üsküdara nakli hak'cndaki haberler, evvelce de yazdığımız gibi esassızdır. Prost Sarayburnu ve Üsküdardan ilibaren Boğaziçinin herhangi bir yef'ne kömür depoşu naklinin alevhinde olduğunu, bu mıntakada herhangi bir fabrikamn dahi insa edüemiveceffini bildirmistir. ADLİYEDE Baba ve kardeş katilinin muhakemesi Kuruçeşmede bir miras meselesinden dolayı babası Hacı Şevketle kardeşi Radiyi tabanca kurşunile öldüren, kardeşi Sıddıkı elinde tabanca ile kovalıyan Zekinin muhakemesine İstanbul Ağırceza mahkemesinde devam olunarak, o za man Arnavudköy merkezinde bulunan ikinci şube komiser muavini İhsan şahid olarak dinlenümiştir. Ihsan, o sabah cinayetin işlendiği eve gelince gördüğü vaziyeti anlatmıştır. Bu sırada ve bun dan sonra suçlu Zeki, kardeşi Sıddık aleyhinde bazı lâkırdılar söylemiş, mahkemeye bir istida vermiş, müdafaa şa hidleri göstermiştir. Gelecek celsede mahkemeye Sıddıkın bazı mektublannı vereceğini de söyliyen Zekinin muha kemesi, müdafaa şahidleri çağırılmak üzere kalmıştır. DErtlZ ÎŞLERÎ Açıkta kalacak memurlar Denizbankın lâğvile beraber kurul makta olan yeni iki umum müdürlüğe aid kadrolann şahıslandınlmasına başlanmıştır. Evvelki gün yapılan büyük toplantıdan sonra Vekâletçe musaddak kadro üzerinde tayinler yapılmağa başlanmıştır. Tayinler tamamlandıktan sonra kat'î tebligat 30 ağustos akşamı yapılacaktır. Maamafih şeflerin vazifeleri teşkilâtın hazırlanabilmesi için idareten şimdiden kendilerine bildirilmiştir. Denizbank idare meclisi, devir, te sellüm işleri üzerinde müzakerelerde bulunmak üzere dün de bir içtima yapmıştır. Toplantıda Denizyollanna aid kısım görüşülduğü için Denizyolları umum müdürü İbrahim Kemalle muavini Yusuf Zıya Kalafatoğlu da bulun muştur. Denizbankın ilgasmdan sonra açıkta kalması zarurî olacak bir kısım memurların mıktarını haddi asgariye indirmek için tekaüdlük müddeti gelmiş veya bu sene içinde gelecek bütün memurların sicilleri çıkarılmıştır. Evvelâ bunlar tekaüde sevkedilerek mümkün olduğu kadar az memurun açıkta kalmasma çalışılacaktır. Bir mühendisin açtığı dava Denizbanka aid şayani dikkat bir dava. Adlıyeye intikal etmiştir. Bu mühim davada, dava edilen Denizbank umumî müdür muavinlerinden Harun Bilmen, dava eden de Denizbank fen heyeti şeflerinden mühendis Sermeddir. Dava mevzuuna göre, Harun Bilmen, teşviki sanayi kanununa temas eden bir fabrıka nakil işi hakkmda mühendis Sermede emir vermiş, mühendis Sermed bu emri gayrikanunî görerek infaz edemiyeceğini bıldirmiştir. Emirde ısrar edilmiş. gene yerine getirmiyen mühenKöprü bugün açılmıyacak disin vazifesine nihayet verilmiştir. Galata köprüsü, köprü altından geçen Dava dolayısile Denizbank erkânm dan çoğu şahid olarak mahkemeye ça elektrik kablosunun tamiri dolayısile bugün açılmıyacaktır. ğınlmıstır. Evvelki gece Çubuklu önünde bir petrol motöründe vukua gelen yangın hakkındaki tahkikata başlanmıştır. Bu tahkikat, zabıta, liman ve gümrük muhafaza teşkilâtı tarafından ayn ayn yapıl maktadır. Yangın çıkan Deniz Kaplanı isimli motör, yan batmış haldedir. İzmit limanma bağlıdır ve Mehmed Sonelin idaresi altmdadır. Motörde benzin ve petrol yüklü idi. Bu malların henüz gümrüğü verilmemişti. Motörde bulunan tenekelerden bir kısmı yangın esnasmda da ğılfnış ve Boğazm cereyanlanna kapılarak gıtmiş olduğundan dün gümrük muAleyhte şehadette bulundu hafaza teşkilâtı sahill«rde tarama yapadiye... rak bunları toplatmış ve muhafaza altıİkinci cezada. bir kavga meselesinden na almıştır. muhakeme edilen Mustafa, Uzunçarşı Yolcu salonu da tütüncü dükkânı önünde geçen hâ diseyi anlatan şahid Fatmanın alevhte1936 senesinde inşaat hazırlıklarına ki ifadesine kızmış. koridora çıkmca: başlanan yolcu salonunda yapılacak da«Neden aleyhime söyledin» diyerek ka ha bLr hsyli iş vardır. İnşaatın önürnüzdını yumruklamıştır. Kendisini meshud deki Cumhuriyet bayramma kadar bisuç Müddeiumumiliğine götürmek ü tirilmesi için çalışma, süratlendirilecekzere gelen polise karşı da hakarette bu tir. O zamana kadar salonun etrafı da alunmuş. tahkikat yapılmış ve biraz son çılarak bir otomobil parkı vücude geti ra bu cıhetlerden muhakeme edilerek, nlecektir. polise hakaretten bir ay, kadını yumruklamaktan üç gün hapsine karar verilmiştir. Ayni zamanda hakkmda tevkif müzekkeresi kesilmiştir. Beyazıdda Fatih sulh mahkemesi önünde, aralarındaki boşanma davasmm görüldüğü gün, karısı Şükriyeyi bıçakla öldüren sucu Halilin muhakemesine, İstanbul Ağırceza mahkemesinde dün devam olunmuş, Müddeiumumilikçe csastan mütalea söylenilerek Halilin tehevvürle karısmı öldürmekten cezalandı nlması istenilmiştir. Bununla berabsr, kadının şoför Lutfi ile alâka peyda etmesinin tahrik mahiyetinde olduğu kaydile. ceza müddetinin indirilmesi, bu isteğe ilâve edilmiştir. Muhakeme, müdafaa yamlmak üzere bırakılmıştır. Karısmı öldüren sucu Motördeki yangın tahkikatı ı Atatürk köprüsünün dubaları yerine kondu J Bir hakemlik için alınan para tahkikatı Bir hakemlik işinde alman paradan dolayı sabık Deniz Ticaret müdürü Miifid Necdet hakkmda yapılan tahkikat, Muharrem Fevzi TOGAY bir cihetten Adliyeye intikal etmişt : r. Söylenildiğme göre. Sadıkzade firmasıDostunu yaraladı nın deftermde masraf olarak yazılı bir Yenişehirde Uygur sokağında oturan kaç yüz liradan bir kısmmın, ihtüâflı ve Resimliay matbaasında çalışan Sababir işin halhnde hakem olan Müfid Nechaddin, bir müddettenberi beraber yaşadete verilmiş olması, tahkikat mevzuudığı dostu Fasannayı aralarmda çıkan dur. Maliye müfettişliğince yapılan tahkavga neticesinde bıçakla arkasmdr.n kikatla İktısad Vekâleti de alâkadar olyaralamıştır. Sabahaddin yakalanrmştır. muş, Müddeiumumilik. Adliyeye intikal eden cihetten tahkikat yapılmasını İs tanbul birinci sorgu hâkimliğine havale ıu r i y ederek, orada Müfdi Necdetin ifadesi aNüshası 5 kuruştur lınmıştır. Hakemliğe karşılık olmak üTürkiye zere alındığı söylenen para meselesmin, Atatürk köprüsünün şimdiki görünüşü icin icin ne dereceye kadar suç mahivetinde o! Atatürk köprüsünün dört orta dubası da dün mahalline konmuştur. Ev Senelik 1400 Kr. 2700 Kı duğu henüz belli değildir. Hakikî vazi velce diğer dubalara nazaran irtifaı biraz yüksek olan bu dört dubanın sevi j „ , „ ayı, aylık 750 , 1450 yet, sorgu hâkimliğince araştınlmakt2 yesi de diğerleri ayarına indirilmiştir. Bundan sonra köprünün döşeme ve j Altı aylık Üç avlık 800 > Uç 400 » dır. teferruat kısmı kalrryştır. I JJJ, o^hi 150 îokıur zakşarkta, Avrupa işlerinin gayet karışık olmasına rağmen bütün cihanın dikkatini celbeden hâdiseler birbirini takib etmektedir. Her Belediyenin, Belediyeler Bankasmdan hâdise çıktıkça acaba bunun arkasından alacağı beş milyon liralık istikraz mukave Avrupadaki zıddiyet ve gerginliklerden lesinin Dahiliye Vekili tarafından tasdik daha evvel yeni bir umumî harb doğacak edildiğini yazmıştık. Mukavele, mezkur mıdır diye zihinlerde türlü türlü düşüncebanka müdürü tarafından imza edilmiştir. ler peyda olmaktadır. İstanbul Valisi tarafından da imza olun Hâdiseler şimalde Sıberya, dış Moğomak üzere bugünlerde şehrimize gönderi listan ve Mançuri hududlannın birleştiği lecektir. mıntakadan başlayıp cenuba doğru tedMukaveleye nazaran, Belediye, bu ricen yayılarak Singapur'da şimdilik kaparayı 1 7 ayda çekecektir. Her ay 400 rar kılmış görünüyor. İlk hâdise bir meybin hra alınacaktır. dan muharebesi şeklini almış olduğu JaBelediye istikraz mukavelesine yapa ponya Harbiye Nezaretinin neşrettiği rescağı ışlerın kıymetlendirılmiş bir progra mî teblığden ve dünya matbuatında neşmını da ilâve etmiştir. Bu programda beş rolunan tafsılâttan anlasılmıştır. Bu tebmilyon lıranın üç milyon lirasının sermayei liğe göre muharebeye dış Moğolistandan mütedavile olarak sarfına aid kayıd var gelen yüzlerce tayyare iştirak etmiş ve dır. Fakat bu paranın sermayei müteda bunlardan kırk ikisi düşürülmüş, Japon vile olarak kullanılabilmesi, istimlâk ka îardan da bir tayyare zayi olmuştur. Munununun bınnci maddesinin Belediyenin harebeye hava kuvvetleri nisbetinde pivatadili dairesinde hükumet tarafından ka de, süvari, motörlü kıt'alar ve tanklar da bulüne mütevakkıftır. Hükumetin bunu iştirak etmiştir. kabul etmiyeceği ve yahud tadilât; baska Bu muharebe esnasında Japonların abir şekle koyacağı beyan edilmekte olduteş hattı içinde iki ecnebi zabit bıılarak ğuna göre, üç milyon liranın sermayei mütevkif etmiş olmalan siyasî cihetten büstedavile olarak başka işlere sarf ve tahsis bütün başka bir mesele doğurmuştur. Tevedilmesi muhtemeldir. kif olunan zabitlerden bırinin Çin hükuİstimlâk kanununun tadilâtına aid humeti nezdindeki İngiliz ataşemiliteri yar susatı bizzat Dahiliye Vekili Faık Öz albay Spears ile muavini binba;ı Collet trak tetkik etmektedir. Haber aldısımıza olduğu anlasılmıştır. göre, Ankarada bulunan Belediye İmar İngiliz sefareti memurlan ve Çindekı ve Harita müdürleri istimlâk kanununun ingiliz muhafaza kıt'alarından birinin kutadilâtı etrafında Dahiliye Vekâletile temas etmişler ve Belediyenin yapmak îste mandanı dış Moğolistan hududundaki Jadiği değişiklik hakkmda izahat vermiş pon karargâhına gıderek iki zabiti kurtarmak istemışlerse de bunlarla görüşmele lerdir. rine müsaade verilmedıkten başka Japon MÜTEFERRİK kumandanınm nezdine kabul edilmediklerinden tekrar Pekine dönmüşlerdir. Mu Nafıa Vekili ahharen Japon kumandanlığı İngiliz binNafıa Vekili General Ali Fuad Cebe başısını bir daha cephe civannda dolaş soy bugün refakatinde Vilâyet Nafıa maması için söz alarak bırakmış ise de Başmühendisi Bedri olduğu halde Yaloataşemiliterin beraberinde dış Moğoüs vaya gidecektir. tan merkezile muhabereye mahsus bir telMeslekî kurslar siz mürsilesi bulunduğunu sebeb göslereMeslekî kurs açmakla mükellef bu rek kendisini alıkoymuştur. lunan her müessesenin hazırladığı müfAtaşemiliterin akıbeti yüzünden Ingilredat programı Sanayi umum müdür tere ile Japonyanın arası açıldığı bir sıralüğünce tetkik edilecektir. Temmuzun da Tiyençin'deki İngiliz ve Fransız mın15 ine kadar müfredat programmı ha zırlamıyan müessese sahiblerine prog takası Japon kuvvetleri tarafından muharamlar İktısad Vekâletince gönderile sara edılip haricle alâkası kesılınıstir. Bir Japon taraftarının katlinde methali olducektir. ğu iddia olunan dört Çinlinin Japon zabıVon Papen şehrimizde tasına teslim edilmemesi bu hâdiseye seBerlinden döndükten sonra doğ:u beb olmuştur. Ankaraya giden Alman büyük elçisi Von İngiltere bir harb gemisi göndererel Papen, dün sabah Ankaradan şehrimize imüdahalede bulunmak istemiş ve ayıu gelmistir. . zamanda hakeme müracaati teklif etmişİş ihtilâflarının halline aid tir. Japon memurlan hakem teküfinin jjec nizamname mer'iyette kaldığını ve muhasaranm vaz'ından ev^e' İş yerlerinde iş ihtilâflarının halli ni yapılması lâzım geldığıni söyliyerek reazamnamesi, dünden tiibaren mer'iyet detmişlerdir. Son dakıkada İngiliz mem ırmevkiine girmiştir. Henüz mümessil se ları dört Çinliyi teslim etmeğe muvafakai çilmiyen iş yerlerinde süratle işçi mü ettiklerinden ihtilâf hallolunmuşlur. messilleri seçilecektir." Tiyençin'de bu hâdiseler devam ecîerKÜLTÜR tŞLER! ken Şanghayda Trinkler isminde bir İngiliz iplik fabrikasının müdürü fabrikasınYeni tayinler daki Çinli ameleyi tevkife gelen Japon Kars kültür direktörlüğüne Kars lisesi askerlerine mümaneat etmek istediğ'nden direktörü Ragıb Akdemir, yeni açılan Sısüngülenmiş ve öldürülmüştür. Cesed; de vas mıntakası san'at mektebi direktörlüğüne de İzmir mıntakası san'at mekte IrjSilız memurlarına verilmemiştir. Bu hâdiseler cereyan ederken Uzak bi muallimi Rifat Yelen tayin edilmişt:.. şarkta Ingilizler üç mühim siyasî ve askeTaksitler yüzünden haksız rî konferans tertib etmişlerdir. Birincisi muamele gören talebeler Singapur'daki İngiliz müstahkern mevkiBazı hususî mekteb idarelerinin tak inde akdedilmiş ve konferansa İngiltere, sitlerini zamamnda ödemiyen talebeleri Yeni Zelanda ve Avustralya askerî müengel imtihanma bıraktıkları anlaşıt messilleri iştirak etmişlerdi. İkinci konfemıştır. Halbuki lise ve ortamektebler ta rans cenubî Çindeki İngiliz üssübahrisı limatnamesi bu gibi talebelerin engele Hong Kong'da akdedilmişti. Bu topbırakılmıyarak, kendilerine tasdikname lantıya Çin sularındaki İngiliz ve Fransız ve diplomalannm verilmesini âmirdir, fıloları kumandanları ve civardski HıaMaarif Vekâleti alâkadar mekteblere bir diçinî Fransız müstemleke imparatorluğu tamim göndererek talimatname ahkâ mına göre hareket etmelerini bildir memurlan iştirak etmişlerdi. Simdi de üçüncü konferans toplanıyor. Gene Singamiştir. pur'da toplanacak İngiliz ve Fransız askerî kumandanları mühim kararlar vere Fazla kininle zehirlendi Beşiktaşta oturan Emin kızı Mavlu ceklerdir. Bu kararlar Japonya ile bir de, vücudünün kırıklığını gidermek için harb çıkıp da deniz yollan Japon donanaldığı fazla kininle zehirlenmiştir. ması tarafından kesildiği zaman Hong Kong ve Hindiçinî ile Avustralyanın kendi başına müdafaa edebilmesi çarelerine aid olacaktır. Bu memleketlerden her birinde büyük tayyare ve mühimmat fabrikaları kurulacaktır. Singapur konferansında daha baska mühim kararlar vrrileceği ve bu şekilde Japonyanın ileri hareketlerine mâni olunacağı beklenıyor. Cumh et Abone şeraiti