Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CUMHURtTET 8 Evlul 1938 ( Şehlr ve Memleket Haberleri ) v ^ • • .• „ . J Tarihi roman : 31 Yazan: M. TÜRHAN TAN Türkün adım atışında «ben Türküm» diyen bir ses vardır! Doğru söyle dostum, Ailah aşkma doğru söyle: Türkler Edirneye geidiler mi? Geldiler prensesim, geldiler. Onları gözümle gördüm, hatta kendilerile konuştum. Ağzını melekler öpsün ihtiyar. Söyle otur, istersen kucağıma çık, bağdaş kur, neler gördüğünü birer birer, uzun uzun anlat. Yani, bu geniş müsaadeden istifadcyi kendine yakıştıramadı, gene kanapeye oturdu: Tatlı tatlı, dedi, anlatıyordum; acele ettiniz, sözümü kestiniz, üstelik canımı da yaktınız. Sarab, yudum yudum içilir. Yemek lokma lokma yenilir. Gii zel haberler de yavaş yavaş verilir. Siz, küpü birden devirmek, sahanı bir çırpı» da boşaltmak istiyorsunuz, sözün tadmı kaçırıyorsunuz. Teodosya, dudaklarını ısırarak tahammül gösteriyordu. Yani, onun yenibaşlan sinirleneceğini anladığından gevezeliği bıraktı, anlattı: B' Dadınız, istenilen çekmeceyi yarın verebileceğini söylediğinden sarayda fazla kalmadım, şehre döndüm. Maksadım biraz hava almak, sonra kaleye gelip sizinle buluşmaktı. Odun pazarında bir kalabalık gördüm, merak edip aralarına girdim. Ne görsem iyi. Bir cambaz takımı!. Direkler, ipler, çemberler filân. Iri iri adamlar o kalabalık önünde hüner gösteriyorlar, akla sığmaz oyunlar yapıyorlar, seyircileri şaşkına ç«viriyorlar. Ben de bir yere sıkıştım, herifleri seyre daldım. Fakat daha ilk bakışta bu cambazlarm Türk olduklarını anladım. Bu cambaz kılığma giren Türklerin de birşeyler yapmak istediklerine ve yapacaklarına inanıyor musun? Inanmaz olur muyum hiç?.. Ben Atranosta, Dimetokada onların neler başardıklarını gözümle gördüm. Sonra bir Türkün boşuna bahçıvan yamakliğı yapmryacağını da öğrendim. Bu cam bazlar da Edirnelileri güldürmek, beş on gümüş para kazanmak için buraya gelmemişlerdir. Mutlaka babanızın, ku mandanlannızın, şehirlinin ve hepimizin başma çorab öreceklerdir. Sehir almak, kral avlamak, ordular esir etmek gibi bir düşünceleri olmasa Türkler kıhklarını değiştirmezler, dillerini değiştirmezler, yüzlerini değiştirmezler. Böyle işleri onlar büyük bir ayıp, büyük bir günah sayarlar ve ancak yurdlarını genişletmek, şereflerini çoğaltmak uğrunda o ayıba, o günaha katlanırlar. O halde Edirne elden çıktı de mek? Bugün çıkmadıysa yarın çıkacaktır! Biz ne yapacağız? Ben de size bunu soracaktım, müsaade buyurursanız cevabını da verecektim. Aklını pek beğenen ve o akıl sayesinde Türklerle dostlaşmayı kendince ka rarlaştırmış olan geveze ihtiyar, bir zekâ şaheseri sayageldiği plânını, genc prensese ağız açtırmaksızm aşkla, şcvkle ınlattı: Görüyorsunuz ya, dedi, çok gören çok iyi düşünebilirmis.. Siz, yirmi yıl bu güzel kafanızı yorsanız benim bulduğum çareyi bulamazdınız, ?u zindandna tehlikesizce, dağdağasızca, sessizce kurtu Nereden anladın? Mandaları kuzu, devekuşlarıni pi lup sevgililerinize kavuşamazdınız. O liç, değirmen taşlarını çakıl biçimine so nun için ihtiyar kölenizin kadrini bilin, Türklerin bana kem gözle bakmamalakuşlarından. Böyle şeyleri bizim cambazlar da rına yardım edin. yaparlar. Yani'nin plânı belki basitti. Fakat dev Güç yaparlar, prensesim, güç ya rin içtimaî mihverlerini derinden derine parlar. Sen bu koca Edirnenin içinde be kavramış, asılzadeler zümresindeki ahlânim iki boyumda tek bir adam gördün kî sarsıntıyı tamamile ihata etmiş olduğumü?.. Halbuki cambazlarm hepsi o boy nu da gösteren bir düşünce mahsulü idi. da, o bosta. Öyle de 6\MiH IT&HHıV Çunku 1 eodosya yı kale munanzı olan dım atışmda «ben Türküms» diyen bir asil zabite kaçırtmak istiyordu. Zeki ihses vardır. Anlıyan kulakrar <» «esrTsek' 'tiy'aHîT muîâîı^zasıifa" g'oTe Bizaiish ' bir kolay duyar. asılzadenin namusunu, şerefini ve bütün Kulakların yanıldığı da olur. Eğer radesini güzel bir kadm tebessümile saEdirneye geldiğini söylediğin Türkler tın almak mümkündü. Eğer o tebessüm, bu cambazlarsa verdiğin müjdenin mü Teodosya gibi gerçekten dilber, ayni zamanda prenses bir dişinin dudaklarında kâfatı sille olacak! Ben kuruntulamadım prensesim, belirirse bir değil, bin asılzadenin kalbi, aklı ve ruhu zincire vuıulabilirdi, çamurgördüm ve... tanıdım. dan çamura atılırdı. Kimi tanıdm? Dimetokaya gelip de evliyaları Işte bu kanaatle Teodosya'yı zindanuşak yapan Türkü! da muhafazaya memur ve bu mühim iş Vay o da cambazlarm arasmda ten şahsı hesabına mes'ul olan asil zabite, mı? kızın aşk ilân etmesini teklif ediyordu. Arasmda değil, başında. Dimeto Onun bu esasa istinad ettirdiği plân } U kaya getirdiği küçük dilsiz de yanında. şekilde çizilmiş bulunuyordu: Prenses, Fakat bu sefer o dilsize dil takmış Çün kale muhafızile görüşmek istiyecek, genc kü çocuk, senden benden iyi konu'şuyor. zabitle yüzleşir yüzleşmez şuuru sarsıl Sen de konuştun mu? mış, iradesi gevşemiş bir âşık durumu Konuşmaz olur muyum hiç?... na bürünerek yalancıktan ahlar, oflar çePara toplamak için yanıma geldikleri va kecek ve sonunda: «Seni sevdiğim için kit Dimetokadaki ahbablığımızı söyleyi buraya atıldım. Beni kurtar!» diye hayverdim. kıracaktı. Asil zabitin bu vaziyete karşı Türk ne dedi? kayıdsız kalmasma imkân yoktu. Çünkü Saşırmadı, telâş göstermedi. Tatlı o, Bizans saraylarında kuşanılan muhatatlı gülümsedi, boynuma sarıldı, kulaği fızlık kılıcmm muhabbet tellâllığına da ma: «Beni unut, yoksa canını alırım» de işaret teşkil eden bir nevi peştemal olduğunu bilen, bu bilgi ile prenseslerin, imdi. paratoriçelerin hertürlü sefil dileklerine Sen ne dedin? Ne diyebilirdim? Peki diyip ora yardımı vazife tanıyan bir zümreye mensubdu. Bu bakımdan prensesin küçük bir dan savuştum. imasile o tellâllığa terettüb eden hizmetTeodosya, dalgm dalgm düşündü: İyi amma, dedi, cambaz kılığma leri yapmağa koşmaktan gurur dugiren üç beş Türk burada ne iş görebilir yacaktı ve şu hale göre de prenler ki?.. Bunlar olsa olsa casusluğa yel sesin kendisine gönül vermesinden sedelisi olacaktı. Gerçi tekfu teneceklerdir. Bu yüzden belki de ipe çevınc kileceklerdir. run gazabına uğramak ihtimali, ö Yani, kasıklarını tuta tuta gülmeğe nüne konulan prenses kalbini hemen tac koyuldu, üç beş dakika kahkaha kustu, edinmesini müşkülleştirmez değildi. Lâsonra ciddilesti: kin Teodosya'nın ahlarına, oflarına ka Siz Türke gönül verirken Türl:ün tılacak çapkın açılmalar, saçılmalar, kisa ne demek olduğunu incelememişsiniz. Bir bir lâhza içinde muhakkak ki onu düşüTürk, en azından, bir alay asker demek nemez biçime sokacaktı. tir. Yirmi Türk koca bir ordu yerini tuBu suretle zabitin iradesi mağlub edütar. Şu halde Edirneve bir ordu girdiği dikten sonra yapılacak i?, zindandan güne inanmak lâzım. Sizin cambaz diyip le oynıya uzaklaşmaktan ibar«t kalıyorgpciveH'5iniz, casus sanmak istediğiniz du. Nereye gidileceği plânda düşünül yirmi Türk, yok mu?.. Onlar bir günde, müyordu. Çünkü asil zabitin, muhafazası hatta bir çırpıda yirmi kale devirirler, kendine bırakılan mahpusu yüksek bir i de yeni kale kurarlar. aşk hayatı yaşamak hulyasile mahpesVe oturdugu yerde Türklerden bah ten çıkarması lâzımdı. Bu cihet temin oi edebe, terbiyeye aykırı görüyor lununca söz, Teodosya'ya ve ona yolmus sibi ayaqa kalktı, iki elini göbeginin daşlık edecek olan gardiyana kahyordu. üzerin*» kovdu: Onlar zabit tarafından nereye götürül Prenses, prenses, dedi, deminden müş olurlarsa olsunlar çarçabuk iradelesize Istranca ormanları yürür mü, Ebros rini kullanacaklar ve bir yol bulup Tıirk(Meriç) nehri yatağmdan küçüle küçüle lerin yanına koşacaklardı. Bu işi yaparçıkar mı, gök yere iner mi diye sormuş ken belki asil muhafızın burnuna bile a:um. Eger bunlan, bu işleri olmuş görür çıktan gülüvereceklerdi. Çünkü mahpus seniz arada Türk parmağı olduğuna ina kaçırmak gibi büyük bir suç işliyen o ganınız. Türkün elinden hersey, bizim aklı fil zabitin bağırıp çağırmasma ve kendimıza sığan veya sığmıyan herşey gelir. lerini alıkoymağa çahşmasma imkân yokTeodosya gen« dalgın dalgm sordu: tu. " Yeni ortamekteb Belediye intihabatı Kasten ev yakanlar ve lise muallimleri Intihab defterleri dün mahuk oldu Üçüncü liste dün Maarif Müdürlüğüne bildirildi Şehrimize yeniden nakil ve tayin edi len ortamekteb ve lise muallimlerine aid üçüncü liste dün Maarif müdürlüğüne gelmiştir. Kumkapı ortamektebi musiki mualîi mi Nurefşan Çapa ortamektebi musiki muallimliğine, Kadıköy üçüncü ortamekteb dikiş biçki muallimi Sabahat Çamlıca ortamektebine, Kadıköy ikinci orta mekteb dikiş biçki muallimi Fahrıye Kadıköy üçüncü ortamektebine, Uskü dar birinci ortamekteb musiki mua'limi Bedia Beşiktaş ortamektebine, Usküdar üçüncü ortamekteb türkçe stajyerliğine Kâmran, Beşiktaş ortamektebi yardımcı türkçe muallimliğine Pertev, îstanbul kız lisesi yardımcı riyaziye muallimi Tevfik Kadıköy üçüncü ortamektebine, Çapa ortamektebi musiki muallimi Vedia Fatih ortamektebine, Kumkapı ortamektebi türkçe muallimi Efser îstanbul kız lisesi yurd bilgisi muallimliğine, îstanbul 56 nilkmekteb muallimlerinden Mediha Cağaloğlu ortamektebi tarih coğrafya muallimliğine, Eminönü ortamektebi ta * rih coğrafya muallimi îzzet Beşiktaş rtamektebine, Cumhuriyet ortamektebi ingilizce stajyeri Halime înönü ortamektebine, Adana erkek lisesi riyaziye muallimi Muhiddin Vefa lisesi ikinci devre riyaziye muallimliğine, Balıkesir lisesi tarih coğrafya muallimi Cenab Refik Cibali ortamektebine, Çatalca ortamektebi tarih coğrafya muallimi Mahmud Balı kesir lisesi tarih coğrafya muallimliğine, Edirne lisesi fransızca muallimi Şevki v amlıca ortamektebine, Karaman orta mektebi tarih coğrafya muallimi M. Cemal Karagümrük ortamektebine, Kadı köy ikinci ortamekteb tarih coğrafya muallimi Adile Ankara kız lisesi tarih coğrafya muallimliğine, Adana kız lisesi felsefe muallimi Hidayet Çamlıca orta mektebine, Konya kız muallim mektebi tarih coğrafya muallimi Rukiye înonü rtamektebine nakil ve tayin edilmişler dir. Siyasî icmal Lehistan ve Çekoslovakya eklerle Südet Almanlarının a rasını bulmağa çalışan Lorı Runciman Çekoslovakya te beası Almanların lideri Henlein'i M Hitler'in nezdine göndermek suretil Çek Alman ihtilâfını beynelmilel bi mesele yapmıştı. Hitler Südet Almanla; liderine, onların Karlsbad kongresind Çek hükumetile anlaşabilmek için karaı laştırıp ilân ettikleri sekiz esasta ısrar el meleri fikrinde bulunduğunu bildirmiş tir. Daha sonra Lord Runciman Çe Reisicumhuru Beneş'le görüşmüş ve hc men Beneş'in riyaseti altında toplana Çekoslovakya kabinesi yeni teklifleri ka rarlaştırmıştır. Henlein'e bildirilmiş oîa bu tejcliflerin Karlsbad'da kararlaştırıla sekiz esasa uygun olduğu söyleniyor. B esaslardan biri de Südet havalisinin mül kî muhtariyeti haiz bir Alman hükume olmasıdır. Bu haber doğru ise Çeklerle Alman ların anlaşmaları kolay olacaktır. Ak: takdirde Almanyanın hududları haricir deki ırkdaşlarının hak ve menfaatlerir silâhla korumak mecburiyetinde kalacs ğını yalnız Almanya devlet mehafili de ğil, bütün Alman milletini temsil ede sınıflar söylemektedirler. Almanyar.ı böyle bir müdahalesine karşı Fransa, Ş: mal denizinden Akdenize kadar Almar ya ile Italyanın vücude getirdikleri geçi' mez müstahkem hatlardan dolayı derha müessir bir harekette bulunamıyacaktır. Lâkin Çekoslovakyanm diğer mütte fiki Sovyetler Birliğinin Çeklere yardır etmesi teşebbüsüne mâni olacak ortad müstahkem hatlar ve geçilmez sedle yoktur. $ukadar var ki ne Almanye ne de Çekoslovakya Sovyetler Birliğil hemhudud bulunmadıklanndan Sovyt orduları ve hava kuvvetleri Çekoslovalı yanm imdadına ve Almanyanın üzerin gidebilmek için Lehistan veya Romany arazisinden geçmek mecburiyetindedir ler. Binaenaleyh Sovyetler Birliğile A manyanın çarpışabilmeleri Lehistanl Romanyanın alacakları vaziyete bağlı dir. îki büyük muhasımm arasmda bu lunacak Lehistanla Romanya için iki şı vardır. Ya Sovyetler Birliğile beraber ç lup Kızılordumiri Leh ve Rumen' foprât larında* geçmelerine müsaad* edecekleı yahud titarkf kalarak Kızılordunun geç mesine silâhla mukavemet edeceklerdir. Birinci şıkka göre Alman ordusu K zılorduyu; kendi hududlarına ve Çekos lovakya arazisine gelmcsini beklemiye rek Leh ve Rumen topraklarında kar?ı hyacaktır. Bu suretle Lehistan ve Ro manya harb sahnesi olacaktır. İkinci şık ka göre bitaraflığı ihtiyar eden ve yek diğerile Sovyetlere karşı ötedenberi mül tefik bulunan Lehistanla Romanyanı orduları Kızılorduyu kendi hududlarınd silâhla karşılıyacaklardır. Bu takdirde Almanya Rusya har binden daha evvel Lehistan ve Romany ile Sovyetler arasmda bir harb yapıla caktır. Böyle bir harb« iştirak etmeğe v yardımda bulunmağa Almanyayı dave edip etmemek Lehistanla Romanyanı vaziyete gÖre verecekleri kararlara bağ lıdır. Böyle bir davet vuku bulmadıp takdirde Almanya kendi hududlarınd. ve istilâ edeceği Çekoslovakya arazisind* Kızılorduyu bekliyecektir. Lehistanla Romanyanın iki şıktaı hangisini ihtiyar edeceği bugün Lehistaı ve Romanya hükumetlerini, efkârı umu miyelerini ve matbuatını işgal eden bi meseledir. Lehistan Hariciye Nezaretinin gaze tesi Leh milletinin yalnız kendi hudud larını, şeref ve namusunu korumak içiı kanını dökeceğini ev başkalarının hudud larına alâkadar olamıyacağını beyaı ederek Lehistanın bitaraf kalacağını kat' olarak ilân etmiştir. Romanya ise kendisinin yakın kom şusu ve askerî müttefiki Lehistandan ay rı hareket edemiyeceğinden Almany; Çekoslovakyaya müdahale ettiği takdir de Lehistanla Romanyanın bitaraf ka lacakları kuvvetli ihtimal dahilindedir. her tarafa asıldı Belediye itihabatma teşrinievvelin bi rinci gününden itibaren başlanacaktır. Şehir Meclisine aza intihabına rey ver meğe hakkı olan ve aza intihab olunmağa salâhiyeti bulunanlann soy adlan esası ü" zerine alfabe sırasma göre tanzim edilmiş olan defterleri dünden itibaren bütün kdzalarda kaymakamlık ve nahiye binaiarile münasib mahallere asılmıştır. Defterler 14 eylul 938 saat on sekize kadar tatil günleri haric olmak üzere aitı gün müddetle asılı kalacaktır. Bu defterlerde yazılı olup olmıyanlarm 14 eylul 938 çarşamba günü saat on sekize kadar kaymakamlıklarda müte şekkil intihab encümenlerine itiraz Sakları vardır. Encümenler bu tarihten sonra itiraz kabul edemiyeceklerdir. Sekiz bin liralık evi 15 bin liraya sigorta ettirmişler Kuzguncukta Nakkaş sokağında Os mana aid köşkü kasden yakmaktan maznun îsmail Hakkı Cebbare, sobacı Koco, Hamparsomla kendi köşkünü bu adamlara yaktırmaktan suçlu Osman hakkında Ağırceza mahkemesinde nakzen cereyan eden muhakeme. dün. bıtmis ve maznunlar hakkmdaki karar tefhim edilmiştir. Maznunlar. evvelce birinci eeza mahkemesinden devren AŞırceza mahkemesinde 3^apılan muhakeme neticesinde beraet kararı almışlardı. Müddeiumu milik, tahkikatm noksan oldugunu görerek bu kararı temyiz etmiş ve Temyiz mahkemesi beraet karannı bozmuştu. Yapılan tahkikat ve muhakeme safahatından bu kundakcılık hâdisesinin şu şekilde cereyan etti^i anlasılmıştır: Kuzguncukta Nakkas sokağmdaki sekiz bin lira değerinde evini sigorta et tirerek bilâhare yakmak suretile havadan Dara kazanmağı tasarlıyan Osman. bu fikrini, İsmail Hakkı Cebbareye aç mıs ve mutabık kalmıslardır. Nihavet sekiz bin lira kıymetindeki bu köskü. bir kolayını bulup İtimadı Millî Sisorta sirketine on bes bin liraya sigorta ettirmistir. Bnndan sonra köskün yaktınlması cihetine çecilmiş ve bu is için de İsmail Hakkı Cebbare. sobacı Koço ile Hamparsumu alet olarak bulrrmstur. Bir aksam Hamparsumla Koço, aî dıkları talimat mucibince. Kuzguncukta bir bakkaldan iki teneke gazle bir deste mum almıslar ve köske gîtmiş lerdir. Koço, gazle köskün bütün mer divenlerini ıslatmış, bilâhare merdi venlerin basamaklarına mum dikerek bunları yakmış ve çıkıp gitmişlerdir. Biraz sonra petrol tutuşmuş ve köşk kısa bir zamanda kül olmuştur. Yangının cereyan sekll zabıtanm nazarı dikkatini celbettiğinden tahkikat. bu cepheden derinlestirilmiş ve ortada bir kundakcılık vak'ası bulunduğu, esasen İsmail Hakkı Cebbarenin evvel ce de kundakcılık sucundan sabıkası oldu§u meydana çıkanlmıştır. Hâdisenin bu şekilde cereyan ettigi ve isin1 lcfhde kundakcılık ' bufüVıdüf u tesbit edildiginden îıepsî " beser' sene onar ava mahkum edilmişlerdit. 'Btftı' lardan Hamparsum 60 yaşını geçmiş olduŞundan, Osman da evini kendi elile değil. başkaları vasıtasile yaktırdı ğından 4 sene 10 ay 11 güne mahkum edilmislerdir. Sırt hamallığı Hamallığın iade edileceği doğru değil Dünkü akşam gazetelerinden biri, sırtta seyyar satıcıhkla hamallığın ilgasın dan sonra bir çok müşkülâta tesadüf edildiğini; İstanbulun vaziyeti dolayısile bu mevzu üzerinde yeniden tetkikat yapıl dığını haber vermektedir. Alâkadar makamlar nezdinde yaptığımız tahkikata göre atılmış olan medenî bir adımdan geri dönmeğe imkân yoktur. Başta, omuzda ve arkada seyyar satıcı lıkla sırt hamallığımn ilgasına karar ve rilirken bir taraftan bu çirkin manzaralarm önüne geçilmesi, bir taraftan da bu işleri yapanların sıhhî vaziyetleri gözönünde bulundurulmuştur. Binaenaleyh bunların tekrar ihyası değil, seyyar satı cılık ve hamallığın daha medenî bir şekle sokulması düşünülmekte ve bunun üzerinde alınması lâzım gelen tedbirler hakkında tetkikat yapılmaktadır. Hamallara yekneaak elbite Belediyece hamallara yeknesak elbise giydirilmesine karar verilmiş ve bu hu susta Hamallar cemiyetine yapılan teb ligat üzeıine. de kabul . edilen. founaya ECNEBİ MEHAFILDE göre yeni elbiseler ısmarlanmıştı. Ismar nan. ku eU>U«]arkıs«a lusımteslim İngiliz Müstemleke Nazırı meğe başlanmıştır. Ay nihayetine kadar tamam olacak ve önümüzdeki aybaşın yarm sabah gelecek îngiliz Müstemleke Nazın Malkolm dan itibaren bütün iskele hamalları ayni Makdonald dün şehrimize gelecekti. şekilde giyineceklerdir. Dün sabah İngiliz sefareti erkânı da ŞEHİR İŞLERİ Yeşilköye gittikleri ve bir müddet bekledikleri halde İngiliz nazırının harekeÇöp fırınları tine dair Bükreşten bir malumat gel Toplanan çöplerin fennî bir şekilde memiştir. Mister Malkolm Makdonaldın yakılarak imhasını temin maksadile ihhavanın fenalığı dolayısile hareket etiyaca uygun fırınlar tesis temek üzere demediği ve yann Roma Belgrad Çekoslovakyalı bir firma Belediyeye Bükreş yolile îstanbula geleceği alâkamüracaat etmiştir. Bu hususta tetkikat darlara bildirikniştir. yapılmaktadır. Yapılan müracaatten bir ÜNİVERSİTEDE fayda elde edileceği anlaşılırsa bu firma Üniversitede bir toplantı ile temasa girişilecektir. Üniversite fakülte dekanları Üniversite Rektörü Cemil Bilselin reisliği al ında toplanarak doçent, talebe ve ted•isata aid bazı hususat hakkında görüşmüşler, ve bütün ihtiyacları gözönünde tutarak bir program hazırlamışlardır. Fakülte dekanlan teşrinievvel bida yetine kadar bütün eksiklerini tamam lıyacaklar ve tedrisat başlamadan ev vel akdedilecek olan ikinci içtimada aporlarını Rektöre vereceklerdir. MÜTFFFRRtK Sıhhat Vekili çehrimizde Sıhhat ve İçtimaî Muavenet Vekili doktor Hulusi dün Ankaradan şehrimize gelmiştir. Dünkü hava vaziyeti Yeşilköy meteoroloji istasyonundan alınan malumata göre, hava. Trakya. Kocaeli bölgelerile kısmen de orta Anadolu ve Karadeniz kıyılarmda bu lutlu ve mevziî yagışlı, Akdeniz, Eğe sahillerinde açık, diğer bölgelerde kısmen bulutlu geçmiş, rüzgârlar cenub bölgelerde garbî, diğer yerlerde şimalî istikamette hafif kuvvetli esmiştir. Dün, Istanbulda hava ekseriyetle açık geçmiş, rüzgâr cenubu garbiden saniyede 1 3 metre süratle esmiştir. Saat 14 te hava tazyikl 757 milimetre idi. Sühunet en yüksek güneşte 62, gölgede 29,4 ve en düşük 19,8 santigirat olarak kaydedilmiştir. Kese kâğıdları hakkında bir izah HALKEVLERİNDE Orkestra elemanı aranıyor Eminönü Halkevinden: Evmiz, orkestrası kadrosunu îevsi etmiştir. Muhtelif sazlar için yeni elemanlar almacaktır. Orkestramızda ça lışmak istiyen musiki sever arkadaşlarımızın (piyano, armonyom, keman, çello, flüt, kılarnet, tromba) her gün Gağaloğlundaki Halkevi bürosuna müracaatleri rica olunur. îstanbul Belediyesinden: Yazılı ve basılı kâğıdların kese kâğı'dı olarak kullanılmamasma dair olan 3517 sayılı kanunun birinci maddesinin ikinci fıkrasının sonunda «neşri ruhsat almağa bağlı matbualardan yapılan kese kâğıdları hakkında yukarıki fıkra tat bik olunmaz> denilmesine göre bu kanun hükmünün gazete ve mecmualara şamil olmadığı alâkadarlarca bilinmek üzere ilân olunur. C Etrüsk vapuru dün geldi j Bursanin kurtuluş günü Bursa (Hususî) 11 eylul Bursanın kurtuluş bayramı olduğundan bu büyük kurtuluş gününün tes'idi için muazzam hazırlıklar yapılmaktadır. Hal kevinde teşekkül eden bir komite bayram programını hazırlamıştır. Bu sene bayramın geçen yıllardan daha parlak ve heyecanlı bir surette kutlulanması için şehirde hummalı bir faaliyet göze çarpmaktadır. Muharrem Fevzi TOGAY Beraet ettiler Bursa (Hususî) Mevlude adın& bir kadına ait tefvizin ref'ine dair Dahi liye ve Sıhhiye Vekâletlerinden muhteli tarihlerde ayni meseleye müteallik olaral Dün limanımıza gelen Etrüsk vapuru vilâyete gönderilen üç resmî evrakı or* Denizbank hesabına Almanyada inşa rile kamaralarmda sıcak ve soğuk sulan tadan kaybetmek suçile Ağırcezada muolunan üçüncü yeni vapurumuz, Etrüsk ısıtma ve serinletme tertibatı bulunmaktahakeme edilmekte olan eski îskân medün sabah limanımıza gelmiştir. Uzun dır. Güverte yolcu istiab haddi 304 kijimuru Mithatla Vilâyet Evrak tevzi mesefer yapmak üzere sipariş edilen Etrüsk dir. mnru b«raet etmislerdir. limana girince bütün vapurlar düdükleEtrüskün üç ambari ve alti vînci burini çalarak selâmlamışlardır. lunmaktadır. Bir ambari soğuk hava terKrup tezgâhlarında inşa edilmiş olan tibatlıdır. Etrüsk, bu tipte olan dört va'NUshan 5 turuştur. Etrüsk 3500 gayrisafî tondur. Makinele purdan biridir. 136,269 îngiliz lirasına Türkiye Haric ri 2000 beygir kuvvetindedir. Azamî mal olmuştur. için Icin r Dün Denizbank erkâni Etrüskü gez 13,5 mil süratinde olan Etrüskün 37 ya1400 Kr. 2700 Kr, Senelik takîı 20 birinci smıf ve 44 yataklı 16 ikin mişlerdir. Vapurun yakında tecrübesi 1450 » 750 > Alü aylık 800 ».' 400 • ci sınıf kamarası vardır. Birinci ve ikinci yapılacak, ondan sonra ilk sefer icra eÜç aylık 150 > Xo»tur '' Bir ayhk mevkilerde birer müzik ve sigara sabnla dilecektir. Bir nahiye »uya kavuştu Taraklı (Hususî) Nahiyemizin su ihtiyacı şimdiye kadar yakından geçen Göynük deresinden temin ediliyordu. Bu gayrisıhhî vaziyeti bertaraf etmek gayesile ve 18 bin lira Sarfile buraya altı kilometre mesafeden tamamile fennî tesisatla iyi bir su getirilmiştir. Önümüzdeki sene içinde Taraklınm elektrikle aydmlatılması için şimdiden tedbirler ahnmaktadır. Cu m h u r iy et Abone şeraiti:{