Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
15 Temmuz 1938 CUMHURIYET Hâdiseler arasında SON Sinir dinamosu izim taşkin ve sevimli arkadaşımız Nizameddin Nazif, Haber'deki yazılarından birinde, şerefin, muvaffakiyetin, zaferin ve istiklâlin •• dinamosu telâkki ettiği siniri müdafaa edi yor; bir hâdise karşısmda sinir lenenlere, yahud bir işe hafifçe sinir karıştıranlara cemiyetin hemen «deli» veya «anormal» teşhisi yapıştırdığına da işaret ettikten sonra, soruyor: «Acaba şu delilleri veya anormalleri bir kalemde tayyediverseIer, yalnız tabiî tiplerin elinde kalacak olan şu dünyanın hali ne olur?» Ne olacak! Bütün güzel san'atlar, bütün iyi icadlar, bütün hayırlı inkılâblar, bütün büyük aşklar ve ulvî ihtiraslar da bir kalemde ortadan kalkar; vurdumduymazlann dünyasını içi mermer döşeli ruhların soğukluğu kaplar. Fakat, bunlarla beraber, belki sabun kazanında adam kaynatmalardan, iki çocuğunu ve karısını boğduktan sonra koskoca iki erkeği de tabanca ile vurmalardan, kezzabla sevgilisinin suratını yaralamalardan, kendini yüksek binaların tepesinden aşağı fırlatıp atmalardan, kendi karnına bıçak saplamalardan veya kendi beynine kurşun sıkmalardan da eser kalmaz. Sinir, yüksek ve alçak, iyi ve kötü, güzel ve çirkin her ihtirasm dinamosudur. Bu dinamo, ortalığı aydınlığa boğan ışıkların kaynağı olduğu zaman güzel ihtirasların, fakat, birdenbire patlayıp da hem kendisini, hem de etrafını yakıp yıktığı zaman kötü ihtirasların emrindedir. Sinir doktoru denilen adam, enerji ziyanlarınin ve elektrik yangınlarının önüne geçmek istiyen patlak bir dinamo tamircisi değil midir? Ne yaratma, ne de tahrib kabiliyetine sahib, vurdumduymaz ve mıymıntı, «soğukkanlı» dedikleri soğukkanlı, soğuk gönüllü, soğuk bakışlı, soğuk sesli ve soğuk dilli sinirsizlere gelince, şüphesiz, bunlar da bozuk sinirliler ve kaçıklar kadar tedaviye muhtacdırlar. Doktorlar, azgınları teskine uğraştıklan kadar, vurdumduymazları ve tasasızlan da biraz tehyice çalışsalardı, bilhassa bu vızgelirci ve nemelâzımcı memleketin muhtac olduğü1 san'at, fikir ve poKtika heyecanının kimyevî çarelerini bulmş olurlardr.1 Şimdilik bu işi doktorlar yerine meyhaneciler yapıyor. Dinamolann sık sık patlaması da bundan olacak! PEYAM1 SAFA Frankist kıt'alann ileri harekâtı devam ediyor Cumhuriyetçiler cephesinde bir gedik açan ihtilâlciler, Sarrion şehrini de aldılar Teruel 14 Havas ajansınm muhabiri bildiriyor: Teruel Sagonte yolunda sabahleyin taarruza başhyan Frankist'ler 12 kilo rnetrelik bir cephede hükumetçilerin hatlarını geçmiş'.erdir. Sarrion saat 8 de işgal edilmiştir. İleri harekât devaın etmektedir. Barselon 14 Resmî tebliğ: Şark cephesi: Frankist'ler Sarrion'u işgal etmişlerdir. Cumhurıyetçiler 577 ve 648 rakımlı tepeleri zaptetmişlerdir. Sarrion üzerinde cereyan eden bir hava muharebesi neticesinde sekiz Frankist avcı tayyaresi düşürülmüştür. timali vardır. ileri yürüyüş Mirires nehri boyunca yapılmaktadır. «Türkiye ile anlaşmaktan hususî bir Binlerce caniyi doğru sevinç duyuyoruz» Amerikada ahlâk mühendisligi yola getiren teşkilât Telkin ettikleri akide şu: «Hayat büyük bir mağaza vitrinidir. Orada herşey teşhir edilir ve satılır. Neyi beğenirseniz onun bedelini ödersiniz» Yazan: M. K. W1SCHART Fransız sefiri dün mühim bir nutuk söyledi Fransızların millî bayramı münasebetile dün sabah Fransız sefaretinde bir resmi kabul tertib edilmiştir. İstanbuldaki Fransız kolonisi namına M. L. For bu münasebetle bir nutuk irad ederek İstanbuldaki Fransızların Türkiye ile Fransa arasında imzalanan son anlaşmalardan duydukları sevinci tebarüz ettirmiştir. Dün sabahki ekspresle Ankaradan İstanbula gelen Fransa Büyük Elçisi M. Henri Ponsot, bu nutka cevab vererek, Türk Fransız münasebalına temas etmiş ve ezcümle şunları söylemiştir: « Türkiye ile Fıansa arasında mevcud samimî dostluk bağlannı yeni bir anlaşma ile yenilemiş ve takviye etmiş olmakla hususî bir sevinç duymaktayız. Ufukta birçok bulutlarm toplandığı bir sırada mezkur anlaşmanın imzalanışı Türkiyede olduğu gibi Fransada da efkârı umumiye tarafmdan büyük sevincle karşılanmıştır.» M. Ponsot bundan sonra Türk Fransız münasebatının geçirdiği safha lardan bahsederek 1921 tarihli Ankara anlaşmasını imzahyan M. Franklen Buyyon, Lozan konferansma iştirak eden General Pelle, eski Fransız sefiri M. Albert Sarraut ve eski Suriye fevkalâde komiseri M. Henry de Jouvenel tarafından sarfedilen gayretleri zikrederek demiştir ki: « Geçmişteki mütemadî gayretlerin istikbal için bir zâmân teşkil etmesini ve Türk Fransız dostluğunun her gün biraz daha inkişaf etmesini temenni ederim. Hariciye Nazırımız M. Bonnet, yakınTürkiyeye gelerek Basvekilimiz M» Daladye'nin de büyük kıymet verdiği Türk Fransız dostluğunu bizzat takviye için Türkiyenin mukadderatını idare eden Büyük Şefi ziyaret edecektir.» M. Ponsot, kadehini Fransanm ve Türkiyenin refah ve inkişafına kaldır rnıştır. Frannz gazetelerinin neşriyatı Paris 14 Gazeteler muhtelif mevzulara dair tefsirlerde bulunmaktadırlar. Ingiliz İtalyan münasebetleri hak kmda Epok gazetesj şöyle yazıyor: «Italya, «îspanyada bir jest yapmağı» kabul etmek suretile Çemberlain'in vazifesini kolaylaştırabilirdi. Eger kendi arzusile îspanyadan 10,000 kişi çekmiş olsaydı îngiltere ile yaptığı itilâf yakında mer'iyete girebilirdi. Halbuki îtalya Franko'nun muzaffer olmasını bekliyor. Binaenaleyh bizi Ingiliz ademi müdahale plânınm çerçevesi içinde bırakan kendi sidir. Hakikatte Îngiltere bu plânı ol dukça serbest bir şekilde tatbik etmeğe mütemayildir. Ingiliz diplomasisi uzlaş tırıcı ayni zamanda kat'idir. Beynelmilel vaziyetteki gerginliği izaleye uğraşmaktadır. Fakat Çemberlain izhar ettiği uzlasma arzusunun enerjik davranmasına mâni oldugunu göstermiştir. Vaziyet tekrar nezaket kesbettiği takdirde Îngiltere Başvejcilinin ayni enerji ile hareket ede rek sulhu temin etmek için gene Fransa ile birlikte çalışacağına şüphe yoktur.» (a.a.) 1 [Bundan on sene evvel Amerikada, memlekette vukua gelen cinayetlerin öniinü almak için çare bulmağa uğraşanlar (Yol bulucular Pathfinders) adile meydana atılmışlar ve şu nazariyeyi ilân etmişlerdi: Doğru yaşamanın yolu doğru düşünmektir. Doğru düşünen adam, parasını kötü şeye vermez. Bir bedel ödeyecekse iyi bir şey arar. Bu hakikati, cinayet işlemek için kendilerinde henüz hiç bir istidad emaresi baş göstermezden evvel, memleketin bütün genclerine anlatmağa çalıştılar. Son on sene içinde bu usul ile bin lerce caniyi tekrar doğru yola getirdiler ve kim bilir ne kadar çocuk ve genci de kurtarmış oldular. Aşağıki satırlar, Amerikada polisin ve mah kemelerin hergün daha ziyade «cinayetlerin önünü almak için bize yar dım ediniz! » diye bağırdıklan namuskâr halk içinden ahlâk mühendislerinin nasıl çalıştıklannı göstermek için yazılnuştır. ] Detroit şehrinin göbeğinde kibar taklidi bir otelde Senlui'li bir dükkâncıyı yemeğe davet etmiştim. Adma R. Braytsm diyeceğim. Bu, onun kendi adı değildir. Benim koyduğum bu addan başka bu adam hakkında bütün söyliyecekle rim dosdoğru hakikattir. Kırk sekiz yaşlarında, sırtında koyu renkli temiz bir iş kıyafeti, boynunda yol yol bir boyunbağı, açık mavi gözlerile yüzüme baktı. Ailesinden, Senlui de son giriştiği alışveriş işinden bahsederken bütün halinde oturduğumuz yerin parlak muhitile aykırı düşen hiçbir fevkalâdelik yoktu. Kendine, dedim, temiz bir iş kurmağa muvaffak oldugunu biliyorum. Fakat daha evvel, biraz çarpık ve dolâm baclı işlere girişmiştın; onlardan ne ha ber? Münasebetsizce güldü. Dad bana demişti, dedi, biraz zor sualler soracaksımz diye. . utC . Dad dediği adam, Detroit* de oturan ve Amerika Pathfinde'lerinin reisi doktor Franklen Rayt idi. Mahkum, gayrimahkum binlerce câninin tanıdığı ve sevdiği bu adamın kurduğu teşkilât senelerden beri tekâmül geçiriyordu. Bugün, onun tilmizleri gencliğe ahlâk mühendisligi öğreten ve memleketin gene erkek ve kız lannı, ziyan olduktan sonra ıslaha çalışmaktansa daha masrafsızca ve daha kestirmeden iyi ve temiz vatandaş olmağı ögretmeğe çalışan kimselerdir. Misafirime: Dad, dedim, elbet sana yarım söylemedi. Bütün hikâyeni bilmek iste rim. Anlatacak mısın? Ne yapacaksınız? Neşredeceğim. Mademki sen ar tık hatalarına arkanı döndün. Belki, başkalarına da senin gibi yapmağa nümune olursun. Öyle ise, ben de, bilmek istediği niz her şeyi olduğu gibi söyliyeceğim. Akşam saat sekizden geceyansına kadar aşağı tabakada iken işlediği suçlan devir devir anlattı. Söylediklerinin hepsini aynen burada nakledecek değilim. Yapacağım şey, bu sabık câni hakkında Senlui, Detroit ve Toledo şehirleri federal taharri bürosunun ve polisin kayıdlanna mutabık olan şu malumatı vermektir: On iki, on üç yaşlarında idim, dedi, Senlui'nin fakir bir mahallesinde oturuyorduk. Babam hiçbir iş tutmamışM. Neye mukabil olursa olsun bir işte çalışır adam değildi. Hepimiz açhktan şikâyet ediyorduk. Babam açtı, anam açtı, ben açtım. Bir gün, bizim kapıdan e peyce ileride bir bakkaliye arabasmm durduğunu gördüm. İçi erzakla dolu i di. Bakkalın adamı da evin birisine gir mişti. Ben hemen koştum, arabacmın yerine atladım. Atı sürdüğüm gibi bizim evin arka kapısmdan dolaşan yola saptırdun. Birkaç sene duvara tırmanan, dükkân kepenği zorlıyan sinsi hırsızların arasına kanştım. Yakalandım. Bir sene kadar bir ıslah yurduna kapaltılar. Yurda girdi ğim vakit hırsızhğa dair bilmedikleri o radan çıktığım vakit tamamile biliyor dum. îleride usta bir hırsız olacağıma i nanmıştım. Artık bir de tabanca taşımağa başladım. Ondan sonra Senlui'deki hırsızhk vukuatının hepsinde benim de elim vardı. Bir gün gene yakaladılar. Polis karakoluna götürdüler. İki üç gün bir höcereye kapattılar. Sonra polis müdürü çağırdı. Braytsın, dedi, senin hakkında çok şey biliyoruz. Fakat isbat edemeyiz. Senlui senin oturacağm şehir değildir. Seoi şehir hududundan dışan çıkaracağız. Şehir hududundan dışan çıkarıldıktan sonra Detroit'e gittim; Ford'un fabrikasmda bir iş tuttum. Orada bir makinistle birleştim. Bu adam çalıştığı yerde farkına varılmadan götürebileceği ne bulursa aşırırdı. îkimiz bir olduk. Bir müfettişle anlaştık. Epeyce iş gördük. O kadar ki isteseydık bütün bir arabayı aşırabilir dik. İşler uzun boylu yolıında gitmedi. Ben boyuna yakalanıyordum. Artık polis beni iyice tanımıştı. Dikkatli davran mağa mecburdum. Yürürken hep omuzlarımdan bir polis eli yakama yapışacak sanıyordum. Epey zaman geçti. Ben kâh içeride, kâh dışarıda idim. Muhtelif ha pisanelere girdim çıktım. Nihayet, 1921 de Detroit'te, Birleşik Amerika devletlerinin Toledo posta arabasmı ele geçirmeği tasarlıyan bir vur guncu çetesinin arasına yazıldım. Bu, az biı iş değildi. Fakat biz de sanki ufak bir ordu idik. Daha tamamile uzlaşmamış ken sayımız 48 kisıyi bulmuştu. Haber almıştık ki, şubatın on yedinci günü sa bahleyin, saat iki sularında bir hükumet posta arabası Toledo ittihad deposundan çıkacak, merkez postanesine gidecek. Arabada, hükumet tahvilâtile yirmişer al tm dolarlık posta bonolarından 1 milyon 600,000 dolarlık 24 çanta vardı. Bu arabayı ele geçirmek için Toledo'ya gittik. Orada postahaneden beş sokak yukan bir yerde bir garaj kiraladık. Geceleyin, garajın çimento döşeme sinin altında büyük bir delik açtık. Posta çantalarını ele geçirdikten sonra burada saklıyacaktık. Çıkardığımız molozları arabalarla şehirden dışanya taşıdık. Bu işte kullandığımız arabalann birkaçını daha evvel çalmak suretile elde etmiştik. Braytsın ^özünü burada kesiyorum ve hulâsa ediyorum: Posta çantalarını aşırtnak için kur duklan plân muvaffakiyetle tatbik ediliyor ve çantalar garajın altında hazırla nan yere taşınıyor. Obür taraftan, hükumet postalarından 1,600,000 doların aşınldığı haberini telgraflar ve gazeteler derhal memleketin her tarafına uçunı yorlar. Toledo polisile federal taharrileri işc koyuluyorlar. Bu vurgundan birkaç gün sonra bir gece, çeteye mensub birkaç hırsız Va şir.gton'da 11 inci caddede bir eğlence salonunda iken birdenbire polis baskınına uğruyorlar. Zabıta orada bulduğu bir kasayı açtırıyor ve posta bonolanndan birçoğunu orada buluyor. Çete haydudlarmdan büyük bir kısmı ele geçmekte gecikmiyor. îçlerinde Braytsın de dahil. Braytsın, hapıshanede yatıp durmaW iken bir gün, evvelden tanımadığı bir a damın demir parmaklık arkasından ken disini görmek istediğini anlıyor. Bu a dam, câniler arasında hergünkü vazife sini yapmağa gelen doktor Dad Rayt idi Pathfinder'lerin başkanı. Parmaklık a rasından Braytsın'a basılmış bir kâğıd uzattı ve birkaç lâtifeli sözden sonra uzaklaştı. Braytsın, uzahlan yaprağı okumağa başladı. Bir yenndeki şu yazı üzerinde uzunuzadıya düşündü: « Hayat, büyük bir mağazanın vit rinlerine benzer. îstediğiniz her şey orada teşhir edilmiştir. Beğendiğinizi, pa rasını verip alırsınız. Aşk, namus, sıhhat, muvaffakiyet, dost ve saire. Bunlardan hangisi işinize gelirse bedelini ödeyip a labilirsiniz.» Bu sözler ona pek acayib göründü. Bu yepyeni ahşverişin nasıl olacağına şaştı. İlk defa oîarak adamın biri geliyor ve arada kirli parmak marife ti, yahud kan bulaşığı olmadan kendisine iyi adam olmanın satın alınabileceğini söylüyordu. İki gün sonra doktor Rayt demir parmaklığın dışma tekrar gelmişti. Size bıraktığım kâğıdı okudunuz mu? Evet. O halde, buraya girmek için bir bilet satın almış olduğunuzu anladınız? Hayır, ben bilet filân almadım. Bir polis arabası içinde getirdiler. Dad güldü. Ve: Evet, dedi, aldınız. Buranın bilel parasını doğru yoldan ilk saptığınız gün ödediniz. Fakat aklmız ermiyor mu ki aldığınız şeye karşı çok yüksek bir bede ödemiş oldunuz? Ne yaptmız da buraya geldiniz? Söyleyin bakayım. Braytsın yukanda yazdığırnız haya tını kısaca anlattı. Dad dınledikten son Cumhuriyetçilerin cephesi yarıldı mı? Bilbao 14 Teruel cephesinde Frankocuların büyük taarruzu kuvvetli bir topçu ve tayyare yardımile başlamış ve Sagonte istikametinde yolun iki kenarından inkişaf etmekte bulunmuştur. Franko kuvvetleri düşman cephesinde açtıkları on iki kilometrelik bir gediğe girmiş lerdir. Düşman mevzileri tanklar tara fından işgal olunmuştur. Cephe yarılmış olduğundan şimalde ve cenubda mevzi lerini henüz muhafaza eden düşman sağ vc sol cenahlannın arkası kesilmek ih Uşak'a yağan siddetli dolu Maarif Vekilinin Doğu seyahati Bazı köylerde mezruat Kars ve Sarıkamıştaki tamamen harab oldu tef tişlerini bitiren Saf f et hararet gölgede 34 tür Arıkan Erzuruma gitti Kars 14 Şehrimizde bulunan Kültür Bakanı Saffet Arıkan vilâyet maka mını ve kumandanlığı ziyaret ettikten sonra, refakatinde Vekâlet umum müdürleri ve vilâyetin kültür direktörü olduğu halde kılavuz eğitmen kursunu teftiş etmiş, Karsa isale edilen içme suyunun açılma ve elektrik tesisatının da temelatma tö renini icra etmiştir. Kültür Bakanı lisenin resim ve elişi sergisini ve diğer maarif müessesatını ziyaret ve tetkik ederek göıdüğü intizam ve faaliyetten dolayı memnuniyet beyan etmiştir. Antakyada Antakya 14 Fransanm 14 temmuz bayramı geçid resmine Fransız kıt'alarile beraber Türk askeri de iştirak etmiş ve halk tarafından şiddetle alkışlantnıştır. Uşak 14 İki gündenberi hararet derecesi gölgede 34 dür. Bugün de hava bulutlu olduğu halde derece gene aynıdır. Dün akşam saat 20 de Karahalli, Sisli ve Banaz nahiyelerine çok yağmur yağ mış, Hanoğlanlar, Selükler, Çiloğlanlar, Bulkaz ve Ebece köylerine çok iri taneli dolu düşmüştür. Buralarda doludan hasılât harab olmuştur. Bundan başka Ba naz çayı taşarak civardaki köylerden A rıcısaz, Ozaklar köylerinin çayboyu tarlalanndaki hasılâtı harab etmiştir. .Kazanın dağ köylerinde yağmur yağmış ve merkezle Ulubey nahiyesine ve köylerine Sankamış 14 Maarif Vekili Saffet yağmamıştır. Banaz istikametindeki çay Arıkan refakatinde 3 üncü U. Müfettiş boyu tarlalannı kâmilen sel basmış ve zaTahsin Uzer, Kars Valisi Akif Aydoğan rar görmüştür. Zarar ve ziyan nahiyece ile Vekâlet erkânı bulunduğu halde tesbit edilmektedir. Karstan Sarıkamışa gelerek yeni orta okul binasını tetkik etmiş ve elektrik sanPrag 14 Çeske Slovo gazetesinin tralinin temelini törenle atmış ve Erzurubildirdiğine göre, Liberek'deki Henlema hareket eylemiştir. inist iş konfederasyonu, Südetlerle mes Erzurum 14 Maarif Vekili Saffet kun mmtakalardaki bütün endüstri müesArıkan refakatinde Tahsin Uzer ve diğer seselerinin 15 temmuzda umumî grev ilân zevat olduğu halde saat 17 de şehrimize etmelerine karar vermiştir. Grevden makLondra 14 Dantzig Nazi partisi gelmiştir. sad milliyetler statüsünü protesto etmek nin şefi Foerter'in son günler zarfmda Vekil, vilâyet hududunda Vali, Parti ve karlovivari talebleri lehinde tezahüratve Belediye reisleri ve azaları tarafından ta bulunmaktır. (a.a.) Londrada bulunduğu teyid edilmektedir. Bu seyahatin hususî mahiyette olmasma karşılanmış, Kars kapısında da on binler Hükâmet, bütün ekalliyetlere geniş rağmen serbest şehir statüsüne karşı In ce halk, mektebliler tarafından selâmlansalâhiyetler verecek mıştır. gilterenin vaziyette bir değişiklik olup olPrag 14 (Hususî) Kabine, BaşSaffet Arıkan, şerefine bu akşam be vekil M. Hodza'nın riyasetinde toplanatnadığını anlamak için Nazi şefinin bazı lediyede iki yüz kişilik bir ziyafet veril rak yeni ekalliyetler nizamnamesini müIngiliz ricalile temas ettiği söylenmektemiştir. zakere etmiştir. Yeni lâyiha temmuzun dir. Foerster Dantzig'in Almanyaya ilVekil, yarın Boğaz mevkünde bir ku 26 smda Meclise verilecektir. tihakı tezini müdafaa etmiştir. (a.a.) zu ziyafetine davet olunmuştur. Başvekil öğleden sonra komünist murahhaslarile şarkî Slovakyadaki Rus delegelerini kabul ederek, Riıslara da diğer ekalliyetlere müsavi hukuk bahşedileceğini söylemiştir. Londra 14 (Hususî) Avam KaYeni nizamname ekalliyetlere muhtamarasının bugünkü toplantısında bir meb'us îngilterenin Türkiyeye yaptığı riyet bahşetmemekle beraber idari işlerde gibi Çine de bir kredi açmasını istemiştir. bunlara geniş müsaadeler vermektedir. Maliye Nazırı Sir Con Simon bu teklife Fransada suikasdcilerin tahLondra 14 (Hususî) Japon tayyacevab vererek demiştir ki: kikatı uzatılıyor « Türkiye ile Çinin vaziyeti bir releri bugün Hankeu'yu bombardıman Paris 14 Sol cenah partilerinin değildir. Çin hâlen harbdedir, halbuki ederek tayyare istasyonunu tahrib et murahhas heyeti C. S. A. R. işi tahkikaTürkiye harbde değildir.» mişlerdir. tının uzaması keyfiyetinin endişe tevlid Diğer bir Japon hava filosu da Kan ettiğini Adliye Nazırına bildirmiştir. ton.u bombardıman etmiştir. BombardıNazır heyete bu işteki karışıklığı an man neticesinde 150 kişi ölmüş, 500 kişi latmış ve gerek rejim gerekse eşhas aley hinde suikasd tertib etmeğe teşebbüs edenKahire 14 (Hususî) Ana kraliçe yaralanmıştır. lerin cezalandırılması için kanunun çerçetki Çin fırkast ihata edilmiç Nazlı, refakatinde iki kızı olduğu halde bugün hususî bir vapurla Iskenderiyeden Tokyo 14 Domei ajansınm bildir vesi dahilinde hükumetçe de lâzımsa yaFransaya hareket etmiştir. Başvekil diğine göre bugün Japon kuvvetleri pılacağını söylemiştir. Pariate merasim Paris 14 Bu sabah Lebrun ve cordiplomatik önür.de Şanzelize cacîder oinde kıt'alar an'anevî 14 temmuz geçid resmini yapmışlardır. İngiliz hükümdarlarının yakında Parisi ziyareti münasebetile bu sene bayram Fransız İngiliz dostluğu şerefine daha parlak bir şekilde yapılmıştır. Umumî müesseselerle birçok evlere İngiliz ve Fransız bayraklan çekilmiştir. ^ Henleyin Partisi Danzig Nazi Şefi Endüstri müesseselerinde umumî grev ilân etti Askerî heyetimiz Londra yolunda Londra 14 (Hususî) Türk îngîliz kredi anlaşması mucibince İngilterede' inşa edilecek Türk harb gemileri işile meşgul olmak üzere bir Türk heyeti Lonİ draya gelmektedir. ra dedi ki: a İnsan, herhangi bir vaziyette ken1 dine bir fayda çıkarmak için elinden eaj iyi gelen ne ise onu yapar. Fakat, bunun: için bir suç işler ve kendisine bir fayda] temin etmiyecek olan bir yola saparsa buna karşı ödiyeceği borcdan dolayı cahillik kendisini mağdur gösteremez. îş i te, siz artık kâfi derecede tecrübe sahibî^ oldunuz. Ve anladmız ki işlediğiniz suçların sizi götüreceği akıbetten kurtuluşj yoktur. Şimdi artık kendi gölgenizden bij le korkarsmız. Eğer aradığmızı bulduyİ sanız burada durunuz. Bukadarmı kâfiî buluyorsanız doğru yola dönmeğe karar] veriniz. Ve suçluluğu kabul ediniz. Dışanya çıktığınız vakit belki size yardımınaj dokanır. İ Hapishanedeki câni san'atında neka! dar pişkinse parmaklığm dışındaki adam da mesleğinde o kadar pişkindi. Brayt sın doğru yola dönmeğe karar vermişti, Suçlarını itiraf etti. Bu sebebden cezas tahfif edilerek yalnız dört seneye mah kum oldu. Şimdi, Senlui de bir şirketin başındadır. Mütevazı, rahat, temiz bakılan bir eJ vi vardır. Beni bir akşam evine davet etti. Karısmı tanıdun. Temiz giyinmiş, sij yah, parlak gözlü sevimli bir kadın. tane de çocuklan var. Babalanna dedim ki: İyi bir baba olmağa çalışıyorsunu gibi görüyorum? Dünyada en büyük arzum budur En büyük kızım Dorothy'dir. Kendisin geçmiş hayatımı tamamile anlattım. Oğ lanlar daha küçüktürler, Bir gün onlar da anlatacağım. Bu da, ödemeğe mec bur olduğum borclardan biridir. Böyl olduğu halde ben o kadar temiz taşıy rum ki çocuklarnm bana olan itimadla rını kaybetmiyorlar. Londrada Ingiliz ricalile temaslar yapıyor Türkiye ile Çin bir değildir! Çinde hava harbi Japon tayyareleri Hankeu'yu bombardıman ettiler, 885Jrişi öldü Mısır Ana Kraliçesi Avrupaya gidiyor Mehmed Mahmud Paşa da biraz sonra diğer bir vapurla îngiltereye gitmek üzere Marsilyaya müteveccihan İskenderiyeden Fransaya gitmiştir. Filistinde yeni hâdiseler Londra 14 (Hususî) Filistinde bugün de birçok hâdiseler olmuştur. Kudüste Arablarla Yahudüer arasında cereyan eden bir çarpışma neticesinde her 'ki taraftan da birer kişi ölmüştür. Çekos müstahkem mevkiini ele geçir meğe muvaffak olmuştur. Bu mevki Kiuking'den yirmi kilometre mesafededir. Diğer taraftan öğrenildiğine göre Japon kıtaatı Lustsekpşao ile Tanping arasında 16 ıncı ve 27 nci Çin fırkalarmı ihata etmişlerdir. Bunların mevcudu yirmi bin kadardır. Bu Çin kuvvetleri Japonlann muvasala hatlarını fengtseh ile Hankeu arasında kesmeye çalışıyorlardı. Amerika, Çine 1000 litrelik kolera aşısı gönderdi Vaşington 14 Milletler Cemiyeti sıhhat servisinin talebi üzerine Amerika hükumeti Amerika Kızılhaç cemiyehnin yardımile Hongkong'daki konsolos Ne sine bin litrelik kolera aşısı göndermeğe karar vermiştir. Çin hükumetine tahsıs edilen bu hediye ile üç milyon kişiye aşı yapılabilecektir.