25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURIYET 31 Mayıs 1938 Mektub.. Necile arkadaşı Ferdayı kapıya kadar tığurlayıp tekrar salona döndügü vakit kanapenin üzerinde kendisine aid olmı yan birşeye gözü ilişince: A., dedi, dalgın kız çantasmı unutmuş!.. Sokakta aklına gelince oraya kadar yorulmaması için bir an arkasından hizmetçiyi koşturmayı düşündü. Fakat Ferdanın ne tarafa gideceğini pek iyi bilmiyordu. Mutfakta yemekle meşgul olan Haticeyi tencerelerinin başından şu dakikada ayırmak hiç de muvafık olmıyacaktı. Dışanda salmmak için en küçük fırsatlardan istifade etmek istiyen bu havaî kadın, Ferdayı aramak bahanesile kimbilir, gene nekadar zaman caddede sürtecekti. Nasıl olsa, dedi, yann ben ona gideceğim, emanetini kendi elimle teslim ederim.. Açık kahverengi yılan derisinden irice ve ağırca çantayı elinde evirip çevirirken Ferdanın hayatma aid bazı mülâhazalar zihnine hücum etti. Otuzunu aştığı halde bekâr kalmış olan çocukluk arkadaşınm yaşayış tarzı, çok sıkıfıkı görüşmekte devam etmelerine rağmen, kendisi için hâlâ bir sırdı. Kumral saçlarında tektiik aklar peyda olmağa başlamış, mavi gözlerinin parlakhğı yavaş yavaş solmağa yüz tutmuş bu geçkin kız, bir zamanlar güzel, genc, mevki sahibi taliblerden hiçbirini beğenmemişti. Şimdi, yaşlı, mütevazı bir kocaya da razıydı amma, artık böylesini de bulmak pek mümkün olmuyordu. Acaba, Ferda, evlenmediği gibi, şimdiye kadar hiçbir aşk macerası da geçirmemiş miydi? Ne zaman ona böyle bir sual sorsa vâzıh bir cevab alamazdı. Yalnız gözlerinin kenarmdaki kaz ayakIan izlerinin kınşıklıkları daha fazlala şır, kalın dudaklı ağzı büyür, yüzünde acı bir tebessiim peyda olurdu. Necile bir an, bu sırnn anahtarıni parmaklarımn arasında tutmakta olduguna hükmeder gibi bir tavır aldı. Tecessüs ve merakmı tatmin edebilecek bir vaziyetteydi. Biraz durdu. Kısa bir tereddüd devresi geçirdikten sonra: Adam sende, dedi, yapacagım hareket pek de ahlâksızca birşey olmıyacak zannederim.. Çünkü hiç de fena bir maksadım yok.. Kâfir kız, bana kendini Ebüssüud Efendinin torunu gibi satmak istiyor . Bakulım, t u hakikat mi? Çantayı açtı. îkiye bükülmüş üç kâğıd lirayı elini yakacaklarmış gibi kuvvetle tutmağa korkarak parmaklarile hafifçe yana itti. Aynası, pudriyeri, ruju sağ ve soldaki gözlere büyük bir dikkat ve ihtimamla yerleştirilmiş olduklan için orta yerde mendilden ve onun altmda da arkası yapışmamış katlı bir zarftan başka birşey görünmüyordu. Onu son derece ihtiyatla yukarı çekerken: Hah, dedi, aradığımı ele geçîr dim!. Zannederim, bir aşk mektubu!.. Zarfm içinden kâgıdı ayınp da okumağa başlıyan Necilenin birdenbire gözlerine bir bulanıklık, başına bir dönme, kalbine bir sekte gelir gibi oldu. «Sevgili Bülend!» Ferdanın çantasındaki bu mektub kocasma hitaben yazılmıştı. Kelimeler bir müddet sıçrıyarak yerlerini degiştirdiler. Onları tekrar sıraya dizmek için yeniden sinirlerinin eski sükunet vaziyetlerine girmesini beklemekten başka çare yoktu. O vakit okumağa devam etti. «Bugün gene seni görememekten korkuyordum. Nitekim öyle oldu. Bana söz verdiğin halde niçin evde bulunmadm. Ah.. Bütün yabancılardan uzak, tenha bir köşede seninle uzun uzadıya derdleşmeğe o kadar ihtiyacım var ki.. Fakat ben kimim? Üzerinde ne hakkım var?. Resmen oldugu kadar ruhan da hep öteki kadına aid kalmakta ısrar ediyorsun!.» Necile, fazla devam edemedi. Çantayı ve mektubu birer tarafa fırlattı. Koltuklardan birinin üstüne kapanıp hıçkırmaga başladı. Sevişerek evlendiği Bülendin kendisine hiyanet edeceğini bir saniye aklına bile getirmemişti. Kocası yüzce nekadar güzel, vücudce nekadar müte nasibse, karakter itibarile de o derece makul ve diirüst bir insandı. Bu çocukluğu nasıl yapmış, o kimsenin almak istemediği ihtiyar bir kızla, en samimî arkadaşile sevismeğe kalkmıştı. Ya o nankör Ferdaya ne demeliydi? Her an yüzüne gülen, sırası geldikce ugrunda her fedakârhğı yapmaktan çekinmiyeceğini tekrar edip duran vicdansızın bu hareketine ne isim vermeliydi? Yumruklarile başını döğerek: ((Trak)) vapurunun yeni seferleri Yeni gemi, Marmarada daha geniş tenezzüh postaları yapacak Trak vapurunun pazar günleri otobüs ve tren vasıtasile Bursayı îstanbula bağhyan tenezzüh seferleri son derece rağbet görmüştür. Vapura evvelki günkü teha cüm üzerine Marmarada daha vâsi şekilde tenezzüh seferleri yapılması etüd ediliyor. Bu seferler Sus vapuru geldikten sonra yapılacaktır. Danielle Darrieux'nün Holivud'da çektikleri «Ben böyle bir filmi çevirmektense eşyamı toplayıp memleketime dönmeği tercih ederim!» SîNEMA RADYO akşamki programj ANKARA: 12,30 karışık plâk neşriyatı 12.50 plâk: Türk musikisi ve halk şarkıları 13,15 dahili ve haricî haberler 18,30 plâkla dans musikisi 19,15 Türk musikisi ve halk şarkıları (Hikmet Rıza ve arkadaşları) 20 saat ayarı ve arabca neşriyat 20,15 Türk musikisi ve halk şarkıları (Leman ve arkadaşlan) 21 Keman solo: Vıyolonıst Necdet Remzi Atak, piyanoda Marsel Bi 21,15 stüdyo salon orkestrası 22 ajans haberleri 22,15 yarınki program ve Lstiklâl marşı. İSTANBUL: 12,30 plâkla Türk musikisi 12 50 havadls 13,05 plâkla Türk musikisi 13,30 muhtelif plâk neşriyatı 14 son 18,30 plâkla dans musiklsi 19,15 konferans: Şişli Halkevi namma doktor Muzaffer Esad (Karakter) 19,55 borsa haberleri 20 Vedia Rıza ve arkadaşları tarafmdan Türk musikisi ve halk şarkıları 20,45 hava raporu 20,48 Ömer Rıza tarafmdan arabca söylev 21 Tahsin Karakuş ve arkadaşları tarafmdan Türk musikLsi ve halk şarkıları, saat ayarı 21,45 orkestra 22,15 ajans haberleri 22.30 plâkla sololar, opera ve operet parçalan 22,50 son haberler ve ertesi günün programı 23 son. Pazar günü İstanbuldan yapılan te nezzüh seferinde birinci mevki 70 bilet, 137 gidiş ve geliş tenezzüh bileti, 94 gidiş dönüş kombine bileti ve ikinci mevki 128 gidiş, 80 gidiş, dönüş tenezzüh bileti sa Nah kafa, dedi, meğer ne sersem, tılmıştır. ne budala, ne kör şeymişim.. Şüphesiz Trak, Mudanyaya vardıktan sonra bu macera uzun zamandanberi devam başta Bursa Valisi Şefik Soyer olduğu edip gidiyor.. Böyle bir tesadüf olma halde Bursalılardan mürekkeb 350 kişısaydı gene farkına varmıyacaktım!. lik bir heyeti alarak Îstanbula gelmiştir. Ağlamaktan, hiddetten adeta hasta Akşam postasmda bu 350 kişiden başka lanmıştı. Yatağa girdi. Aksama kadar 44 kişi de biletle vapu.a binmiştir. harab ve bitkin öyle kaldı. Kocası gel Pazar günü 163 ten fazla müşterek odiği zaman yüzünün sarartısmdan, gözletobüs bileti satılmıştır. rinin kızartısmdan bir an korktu: Oldukça bozuk olan Mudanya Bur Ne oldun yavrucuğum, dedi, rahatsa yolunun asfalt şekilde yaptınlması kasız mısm? Necile cevab verecek bir halde değil rarlaştırılmıştır. Bu yolun inşası için müdi. Yastığın altından çektiği mektubu hendis ve amele ekipleri çoğaltılmıştır. Bülende uzatb. Adam, telâşsız kâğıdı Bu suretle Mudanya Bursa yolunu otoaldı. Birkaç defa baştan aşağı okuyup bi büsler, yarım saatte katedeceklerdir. tirdiği halde bir müddet bütün bu satırlardan hiçbir mana çıkaramadı. Yavaş Radyo ruhsatnameleri yarînyavaş iîk şaşkınlık ve heyecan devresini dan itibaren yenilenecek atlattı. Hafifçe gülümsedi. Sonra anîve Radyo kullananların tabi oldukla^ sert bir şekilde başmı doğrultarak kah resmin senelik yeni tahsilâtına y a n n kahayı bastı: başlanacaktır. Kanuna göre evinde rad Hay Allah iyiliğini versin, \ledi, yosu bulunan herkes, haziranın birin bunun için mi üzüldün? Biliyorsun ki den otuzuncu günü akşamma kadar Ferda şimdiye kadar ne kimse ile seviş, posta gişelerine müracaat ederek eski miş, ne de birini beğenip evlenememiştir. ruhsatnameleri göstermek suretile radO da insan.. O da can.. Zaman zaman yo resmi olan on lirayı ödemek mecbubelki böyle arkadaşlarmın kocalarile ha riyetindedirler. Haziran ayı zarfmda bu on liralık resmi vermiyenler, temmuz yalî bir aşk macerası geçiriyor.. Herhalayı zarfmda bu vergiyi yüzde yirmi de onunla benim aramda böyle bir va zamla ödiyeceklerdir. Temmuz ayı zarziyet hasıl olamıyacağmı sen benden iyi fmda da yüzde yirmi zamla resmi tedibilirsin.. Biçare kız, saf bir mektebli gi ye etmiyenlerden bu para tahsil edilebi bu mektubu çantasmda gezdirmekten cek ve suçlular ayni zamanda müddei ve onu arasıra çıkarıp okumaktan mu umumiliklere verileceklerdir. hakkak ki manevî bir haz duyuyordu.. Hazirandan itibaren altı ay sonraya Eger sen bana göstermemiş olsaydın, kadar geçecek müddet içinde radyo aömrümün sonuna kadar onu okumak im lanlar altı aylık müddet için yalnız beş kânını bulamıyacakrım.. lira resim vereceklerdir. ' Aldığımız malumata göre, nisan so Necile Ötriyerek sördu: Peki, ya ona bugün evde bulun nuna kadar şehrimiz posta şubelerine mak için söz vermiş olmanı nasıl tefsir kaydedilmiş radyolarm miktarı 16,750 idi. Mayısta satılanlarla birlikte bu aedelim ? ded 17.000 i tecavüz etmiştir. Yavrum.. Hasta bir muhayyilesi var.. Kendi kendine asıl macerayı icad Birbirlerini yaraladılar etmekte güçlük çekmedikten sonra teferE\^Telki akşam bir kadın yüzünden iruatını uydurmakta mı müşkülâta uğrı ki arkadaş birbirini ağırca yarala yacak? Onunla bir münasebetim olsay mıştır. Vak'anın tafsilâtı şudur: dı, burada mı söz verirdim?. Rasimpaşa mahallesinde Nizamıcedid Necile kısmen sükun bulmuştu: Seni, dedi, kat'î surette mahkum etmesem bile işin aslı bir şüphe düğümü halinde zihnimde ebediyen çakılı kala cak.. Çünkü zavahir tamamile aleyhi nizde.. O sefil kadının bir daha evime ayak basmasına imkânı yok müsaade edemem.. sokağmda 10 numaralı evde oturan seyyar yoğurtçu Ahmed ile Kurbağalıda 835 numaralı fırında yardımcı Ibrahi min Fikirtepesinde oturan bir kadın yüzünden araları açılmıştır. Nihayet evvelki gece, Ahmed, İstanbuldan Kadıköyüne dönmekte olan İbrahimin yolunu kesmiş ve kendisine nereden geldiğini sormuştur. Ev\relâ ağız kavgası *** başlamış, iş kmşmca bıçaklar çekilmişZaten Ferda da bir daha görünmedi. tir. Alt alta üst üste geçen kavgadan Çantasmı almak için bile gelmedi. Çün sonra iki zorba da birbirini yaralamış kü kendisini çılgmca sevdiği halde en Iardır. küçük bir söz ve bir hareketle bile olsun aşkım izhara cesaret edemiyen yaşlı kı Eskişehir afyon müstaksilleri zın bu içliliği, bu mahcubluğu Bülende memnun fevkalâde dokunmuş, gitmiş onu evinde Eskişehir (Hususî) Yeni yılm afbulmuş, sonsuz buselere boğmuştu. Ka yon mahsulü geçen seneki gibi doğrubahat kimde? Şüphesiz Necilede.. İnsan dan doğruya afyon çıkarandan ve çıişin aslmı anlamadan dinlemeden bu çe kartandan almacaktır. Satmalma mın şid romantik mektubları kocasma göster takalarmda Uyuşturucu Maddeler In mek ihtiyatsızlığmda bulunursa, işte ne hisarı daimî bir eksper bulunduracak ve afyon mahsulünün piyasaya çıktığı rice böyle olur!.. günden itibaren mübayaata başlıyarak ' Ahmed Hidayet bu işe ağustos nihayetine kadar devam edilecektir. Birinci temiz toplanmış ve konaksız D A kısrnma aid afyonlara Ziraat Bankası vasıtasile kiloda 4 lira avans verilecektir. Bu kısım afvonlarında morfin fiatı 40 kuruştur. İkinci D B kısmma aid afyonların da kilosuna 3 lira avans verilecektir. Bu kısım afyonların morfin fiatı 30 kuruştur. U yuşturucu maddeler İnhisarınm daimî eksperlerinden Osman Atalay İnhisar İdaresinin bu seneki kararlannı şehri mize ve havalisine getirir getirmez bütün afyon çiftçilerini sevindirecektir. Yabancı merkezlerden müntehab parçalar Operalar 21,35 Strassburg: Opera binasmdakl teırLsilin nakli. 1,05 Stuttgart: Undine (Lortzing'in). C Danielle Darrieux Parise muvasalat ettiği gün kendisini karşılıyanlar arasında Büyük konserler 21,05 Danzıg: Eski musikl. Amerikadan bir müddet için ayrılarak fetlerde bulunmamıştım. Yanımdaki ada21,05 Doyçlandzender: Gluck, Mozart, Beethovenln eserlerı. kısmen dinlenmek ve kısmen de filim çe ma da bu hislerimi söyledim. 21,05 Saarbrücken: Haydn, Mozart ve virmek için Parise gelmiş olan Danielle Aldırma, dedi, bunlar yaldız ve Scrmbert'in eserleri. Darrieux, sinema payitahtında başına ge şatafattır. Sen işe başladıgın gün bütün 21,25 Frankfurt: Haydn'in Es = duç lenleri Fransız gazetelerinden birinde ha cesaretsizliğini de ycnersin! senfonisi. Bu adam, kocam Henry Decoin'dan tıralar şeklinde yazmaktadır. Enteresan 22,05 Layipzig: Jean Sibelius'un eser>» leri. bulduğumuz bir kısmı iktibas ediyoruz: başkası değildi. Bir kaç gün ayni telkin22,05 Roma: Brahms'ın eserleri. Holivud'da geçirdiğimiz ilk hafta e lerde bulunmağa devam etti. Hafta so22,15 Münih: Gece konseri. peyce sıkmhlı oldu. Yer bulup yerleşmek, nuna kadar güçhalle kendime gelebildim. Oda musikileri muhite alışmak için biraz müşkülât çek Senaryomun bir şaheser olacağmı düşün20,15 Breslav: Beethoven ve Pfitzner'ia tik. Aman ne dedikodulu bir şehir.. Ta meğe başladım.. Sahneler fevkalâde, ineserlerl. rif edemem.. Fakat benkn öyle şeylerle gilizce mükâlemeler kısa.. 21,20 Paris (Radio): Samazeuilh (TrioHeyhat.. Bu hulya ve rüyalanm pek ne alâkam var.. Ben buraya çalışmağa suite). geldim. Senaryomun hazırlanmasını bek uzun sürmedi. Acı hakikat suratıma ka21,35 Lyon: Muhtelif parçalar. panan bir kapı gibi yüzüme çarptı. Koliyorum.. 23,35 Doyçlandzender: Debu&sy'nin ecam, beş on kere daha gidip geldikten Bir haftanın üzerine iki hafta daha iserleri. lâve oldu. Hâlâ senaryodan eser yok. sonra nihayet eline senaryoyu tutuştur Operetler muşlar. Ikimiz de ingilizceyi pek sevme21,35 Pari^ (P. T. T.): Kırlangıçlar Kocam Henry Decoin'a: (Hırscmann'ın). muşlar. Ikimiz de ingilizceyi pek söke Aman, dedim, şu filim âmillerine 21,35 Floransa: Çingene aşkı (Lehar'm), mediğimiz için tercüman kıza tefsir ettiuğra da, senaryo ne oldu, soruver!.. Askerî bandolar rerek dinledik. Rezalet! Kocam gitmiş, Universal'in direktöri20,15 Hamburg: Bahriye mızıkası. Kocamın yüzüne baktım. O da sinirlc görüşmüş: 20,15 Munih: Muhtelif havalar. Ienmişti: Daha hazır değil, demişler, bitirŞarkt konserleri Saçma! mege"'çaTışıyorüzr 20,15 Berlin: Helge Rosvaenge (VerdiDiye haykırdı. Bir müddet ne yapacaBu Amerikahlar ne tuhaf insanlar. Aden parçalar). ğımızı şaşınp kaldık. Öyle, hareketsiz oceleye gelemîyorlar Ben ne kadar telâş 1,05 Stuttgart: İrma Roster, G. Hürscb; turduk. Sonra da birden son kararımızı K. Oötertag (Undıne» operasmda. ediyorsam, onlar aksine hiç soğukkanlı verdik. lıklanna halel getirmiyorlar. Bu senaryoyu çevirmektense eşyamı Ben, böyle boş oturmağa alışmış bir toplayıp memlekete dönmeği tercih edeinsan değilim.. Canım sıkılıyor, ne yap cek bir vaziyette idim. Bu gece şehrimizin muhtelif semtlerin malı? Gezip, tozmalı.. Bereket versin Tabiî derhal stüdyoda kıyamet koptu. dekı nobetçi eczaneler şunlardır: Amerikalıların bir meziycti var, çok mi Filim amilleri de direndiler. İstanbul ciheti: safir seven kimseler... Emlnonunde (Beşir Kemal), Alemdarda Kuntratınız var.. İstediğimiz fil(Surı Rasim), Kumkapıda (Asador), Kü Büyük ziyafetler tertib ediyorlar, bizi mi çevirmek mecburiyetindesiniz! çükpazarda (Huseyın Hulusi), Şehzadeba< de bunlara davet etmekten geri kalmıyorDediler. O zaman tehdidimizi ika et şında (Universite), Fenerde (Hüsameddin\ lar. Işte bu ziyafetlerin bazılarında şık menin zamanı geldiğine kail olduk. Bu Karagumrükte (Kemal), Şehremminda ve zarif, ayni zamanda esrarlı Marlene cesurane hareketkniz, sinema payitahtı (Nâzım), Aksarayda (Şeref), Samatyada Dietrich'i ince ve cazibeli Norma Sche hâkimlerinin yatışmasına sebebiyet verdi. (Erofılos), Bakırköyde (Hilâl), Eyubde (Arif Beşer) eczaneleri. arer'i, esmer, ateşli Dorothy Lamour'u Kocamın da iştirakile yeni bir senaryo haBeyoğlu ciheti: tanımak şerefine nail oldum. zırlanmağa karar verildi ve tabiatile bu Pangaltı Halâskârgazi caddesinde (Nar< Bunlann yanmda ben kendimi o kadar iş 1 ay kadar daha sürdü. Bol bol güneş gUeciyan), Taksim İstiklâl caddesinde ı l i monciyan), İstiklâl caddesinde (Dellâsu ^ küçük gördüm ki, adeta bana yükletecek banyosu yaptım. Villâmızdaki ha\uzda da), Karaköyde (Hüseyin Hüsnü), Kasımleri işin uhdesinden gelebilecek miyim, di yüzdüm durdum. Akşamları da kocamla paşada (Nail Halid), Ortakdy, Arnavudkoy, beraber sinema sinema dolaştık. Görme Bebek eczaneleri. ye tereddüd etmeğe başladım. Kadıköyde Söğüdlüçeşmede (Osman HuBüyük yıldızların geçirdikleri hayat diğimiz filim kalmadığı vakitler Los Anhakkında ancak herkes gibi ben de gaze geles'e, Vesrvood'a kadar uzanıyorduk. lusi), Üsküdarda (Ahmediye), Büyükadada (Halk'», Heybelide (Tanaş), Beykoz, Paşaîşte «Paris gelinciği» senaryosunun bahçe, A. Hisar eczaneleri. te sütunlarında bir çok yazılar okumuş, fakat onlarla birlikte dizdize böyle ziya hem gülünç, hem garib macerası! NÖBETÇİ ECZANELER Bir iki satırla Sıvasta Izmir Fuarına hazırlık VEFAT Tanınmış tüccarlardan ve Sipahi Ocağı azasmdan Bay Kerope Damadyan vefat etmiştir. Cenaze merasimi bu sabah saat 10.30, Beyoğlunda, Balıkpazarında kâin Ermeni kilisesinde icra edilerek, cenazesi Şişli Ermeni mezarlığına nakledilecektir. Sıvas (Hususî) îzmir enternasyo nal fuarına geçen seneler olduğu gibi bu yıl da Ticaret Odamızm daha geniş mikyasta vilâyet masnuat ve mahsulâtını teşhir etmek üzere iştirak edecektir. Sıvas paviyonunda bilhassa Sıvasm meşhur halılarile şallan ve bun lara mümasil muhtelif el sanayii teşhir edilecektir. Bu yıl San'atlarevi halı şubesine ilâve edilen boyahane de faali yete geçmiştir. Bu suretle halı için muktazi ipler mahallinde boyanacak, bu da ayni zamanda halı istihsalâtmın artmasını temin edecektir. Gönderdi ğim resim, halı atelyesinde çalışan işçileri göstermektedir. C Yeni Eserler Şişko Şukrü Kayanm Henri Beraud'dan tercüme ettiğı bu çok güzel eserin eski tab'ı tükenmisti. Bu defa. daha güzel bir şekilde Remzı Kıtabevi tarafmdan bastırılmıştır. Edebiyat meraklüarına tavsiye ederiz. jç Hugette Duflos, Meg Lemonnier, Pierre Brasseur, Robert Arnaux «Kadın çehreleri» isminde bir film vücude getireceklerdir. ^ Martha Eggerth ile Jean Kiepuranun sonbaharda Pariste çevirecekleri filmi «Bir balo hatırası» nın sahne vazıı Fransız rejısörü Juüen Duvivier idare edecektir. Kordelânın ismı «Hürriyet şarkısı» dır. •Jt Harold Lloyd, altı aylık bir faa liyet devresinden sonra «Profesör dik kat!» filmini bitirmiştir. Yakmda provası yapılacaktır. •Jç Danielle Darieux'nün Fransada çe •jf Janet Gaynor'la Tyrone Pover'in vireceği «Katia» filminde imparatoriçe nişanlandıklarına dair bir rivayet çıkmışEugenie rolünü Fransız artistlerinden Ge sa da bizzat her iki artist de bu şayiayı nia Vaury oynıyacaktır. tekzib etmişlerdir. •^ Fransız şairlerinden Maurice Ros ^ Columbia şirketi, müteveffa Jean tand «Allahın hırçınlıkları» isminde bir Harlov'un yerini tutacak bir artist aramapiyes hazırlamıştır. Bundan ayni zaman ğa koyulmuş ve bunun için Amerikalı sida bir film yapılacak ve baş rolü Harry nema seyircilerinin de yardımına müracaBaur oynıyacaktır. at etmiştir. Çünkü «Güzel Sarışın!» is •^ Gina Manes. Jose Noguero, Luci minde çok tutulmuş bir romanın sinemaya en Galas «Korsikalı kardeşler» isminde iktıbası hakkım satın almıştır. bir film vücude getireceklcrdir. Bu filmin •^ Bir senelik bir aynlıktan sonra haricî manzaralarınm çek;lmesine hazira Fred Astaire ile Ginger Rogers yeniden nın yirmisinde Kor?ikada başlanacaktır. birlikte filim çevireceklerdir. Bu korde•jf Dita Parlo, Jim Jerald, Pierre Lar lânın adı «Carefree» olacaktır. Ginger quey «Rabıta» ismindeki filmi çevirmek bu eserde bir dansöz rolünü oynıyacak. üzere angaje edilmişlerdir. Kordelâya Fred'e gelince, o hiç ümid etmediğiniz aid faaliyete temmuzda başlanacaktır. bir şahsiyet iktisab edecek, ruh ve sinir •^ Paris Polis müdiriyeti muharrir doktoru olacak, bir hastalıktan kurtardıgı Bernstein'le Bourdet'nin düello etlikleri dansözle evlenecektir. Maamafih bu roesnada alınan filmin gösterilmesini menet lü onun pek sevdiğimiz danslarını görmemiştir. mize mâni olmıyacaktır. *jf Amerikan filmlerinde ekseriyetle kibar sosyete kadını rolünü oynıyan Rosalind Russell bir müddettenberi Fransanın cenub sahillerinde tatil müddetini geçir mekte ve istirahat etmekte idi. Bir iki gün evvel Paristen geçerek Londraya gitmiştir. Orada King Vidor'un rejisörlüğü al tında «Şehrin kaleleri» admda bir film çevirecektir. Rosalmd Russel bununla, Londrada ikinci bir film yapmış oluyor. Çünkü gene İngiltere paytahtmda vücude getirilmiş olan «Oksford üniversitesinde bir Amerikan genci» ismindeki kordelâda Robert Taylor'un partöneri idi. Şehzadebaşı TURAN TIYATROSU Halk san'atkârı Naşid ve arkadaşları Büyük Varyete numaraları (Reyhanın Hilesi) komedi 3 perde Dans. solo, düet Localsr 100, her yer 20. paradi 10 Ve mülhakatı için Cumhuriyet gazetesinin tevzi yeri ve başbayiliği münhasıran îzmirde Küçük Sahlebcioğlu hanmda Esad İhsan mağa zasıdır. Diğer bilumum gazete ve mecmualar da bulunur. İZMİR SON AYLARIN EN BÜYÜK ALÂKA U YAN DIR AN ESERl UÇ ADAM Atatürk • Mussolini Ruzvelt Muharriri asrın üç büyük adamını çok yakından tanımış olan Amerikanın eski Ankara sefiri G. Sherrîll'dir. HER KİTABC1DA ARAYINIZ
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle