25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
3 Mayıs 1938 CUMHURİYET Meşhur çiftler Eski Başvekil Şuşnig ve Kontes Fugger Ilk karısını tnalum kazada kaybeden Şuşnig, Kontese evvelâ ehemmiyet vermemişti. Fakat.. Eski Avusturya Başvekili Şuşnig, A "vusturyanın ilhakı tarihinde kapandığı ve bir daha içinden çık madığı evinde mah pus bulunuyor. Bir Fransız gazetecisi, eski Başvekili ziyaret etmek üzere müteaddid defalar müraca atta bulunmuş fakat daima muhafızların ve zabitlerin müma naatile karşılaşarak, nihayet, Şuşnig'in bahçesine bakan civar evlerden birinin da mına çıkmağa ve bu suretle, mahpus Baş vekili görmeğe karar Kontes Fugger iki çucuğu ile beraber vermiştir. Fransız gazeteci, bu cüre'tkâr hare |vusturya katolik asılzadelerinin bir emri bayır i i tertib ettikleri sergide, müte\efiçin b ikli id f keti neticesinde, Şuşnig'i görmeğe nasıl b fa Madarn Şuşnig'in de bir portresi teşhir muvaffak olduğunu şöyle anlatıyor: «Aradan en aşağı iki saat geçti. Rüz olunuyordu. Vera, bütün parasızlığına gâr esiyordu. Jakingane sokağının evle rağmen elli Avusturya şilini vererek bu rinden birinin damında, bacanın gölge portreyi satm aldı ve bir iki satırlık bir sine sığmmış bir adamm etrafı gözetle mektubla beraber Başvekile yolladı. İşte mekle meşgul olduğu görülürse, halim ni Veranın, Şuşnig'e yaklaşmak için bulduğu ce olurdu? bu en son çare, kurnaz kadının tahmin etŞuşnig'in evden çıktığını görmedim, o tiği veçhile Başvekili mütehassis etmekten nu, küçük bahçede, birdenbire karşımda hâli kalmamış, bu suretle aralannda başbuldum. Heyecanım o kadar şiddetli idi hyan ahbablık, yavaş yavaş ilerlemiş ve ki, cebimden yanıma aldığım dürbünü günün birinde, Şuşnig'in kalbinde aşk açıkarmağı bile akıl etmedim. Onu göz teşi tutuşmuştur. lerimden bir saniye olsun kaçırmak iste «Başvekilden gördüğü alâka, Vera'yı mediğim için, damın kenarına kadar olan fevkalâde mes'ud etmişti. Bunda belki de dört beş metre mesafeyi yürüyüp daha biraz mevki ihtirası, biraz gurur, Başveyakından görmek içn duyduğum arzuyu kil karısı olmanın verdiği sevinc kanşıktı. yerine getiremiyordum. Şuşnig'in başı a Gerçi, Kontes Fugger, kendisini Şuşnig'in çıktı. Arkasmda koyu külrengi bir esvab karısı telâkki etmeğe başlamış, bu sıfatı vardı. Onu, ilk defa arkadan gördüğüm tamamen benimsemişti. Lâkin, evlenmezaman saçlarının kesiliş tarzmdan tanıyor ğe sureti kat'iyede karar veren bu çift, gibi oldum. Omuzlan biraz eğikti. Bah büyük bir güçlükle karşılaşıyordu. Avusçe yolunun nihayetine geldiği zaman yü turyada, talâk yoktu. Kont ve Kontes zünü benim tarafıma döndü ve o vakit Fugger'in nikâhmı ancak papalık makamükemmelen tamdım. Altın gbzlüklerile, mı feshedebilirdi. yıi2ü hafızama bediyen nakşedilmiştir. «Romadan talâk karari almadan evvel sigtra' 8 içîySrdu. Bir muVarakatlennın ıstıhsalı ıcab eden Vı r' 8 içîySr Sabık Başvekil saniye bile durmadı ve hiç bir tarafa yana ve Salzburg piskoposları, Başveki bakmadı. Dalgın bir halde, yeknasak a lin arzusunu yerine getirmeği kabul ede dımlarla, enine boyuna dolaşıyordu. Ağ rek izdivacın feshini tasvib ettiler ve doszındaki sigaradan bir başka sigarayı ateş ya Romaya sevkedildi. ledi ve tekrar gezintisine devam etti. On «Bu hâdise 1936 sonbahannda cere dakika sonra eve girmiş, kaybolmuştu.» yan ediyordu. Nişanlılar, müstakbel ha Muharrir Avusturyanın ilhakı günün yatlarının saadeti içinde yüzüyorlardı. denberi, mütekaid bir zabit olan babası, Kayinvalide Kontes Nora bile gelini ile nişanlısı kontes Çernen, yaveri Bert, bir banşmış, yakında Başvekil kansı olması ahçı kadın ve bir de hizmetkârla beraber mukarrer Vera ile son derece iyi geçin evinde mevkuf yaşıyan Şuşnig'i uzaktan, meğe başlamıştı. Lâkin, tam bu esnada, on dakika için görmeğe muvaffak oldu araya bir üçüncü şahıs girdi ve Başvekili, ğunu bu suretle anlattıktan sonra, onunla projesinden vazgeçmeğe teşvik etti. Bu, mahpes hayatı yaşamağı seve seve kabul sabık hıristiyan sosyaller partisi reisi olan, eden nişanlısı hakkında şu şayanı dikkat çok müteassıb ruhlu Viyana belediye reisi tafsilâtı veriyor: Şmitz idi. «Bugün, Belvedere bahçelerindeki e«Şmitz, bu izdivacın büyük bir rezavinde mahpus sabık Başvekille birlikte let teşkil edeceği fıkrinde idi. Memlekette yaşıyan, nişanlısı Çernen, Viyanada, zev talâk mevcud olmadığı için, evlilik hayacınin ismile Kontes Fugger diye de ta tmda bedbaht olan binlerce çiftin biribi nılmıştı. Hatta, Viyana salonlarmda ona rinden ayrılamamalanna mukabil, Başve«Küçük Vera» adı veriliyordu. kilin, kanunu kendi lehine istediği gibi tat«Vera, Prağlı Kont Çernen'in en kü bik edebilmesi millet nazarında çok fena çük kızıdır. Büyük Harbde tahsilini yap görülecekti. tığı Prağ Alman lisesi mezunlan, vak «Bu çok mantıkî söze verecek cevab tinden çok evvel kadınlık duygulan son bulamıyan Başvekil, istifa edeceğini söyderece inkişaf etmiş olan bu sarışın, ince lemişse de, belediye reisinin şu mukabe ve güzel kızı hâlâ hatırlarlar. lesile karşılaşfr: «Çernen ailesi, Harbde bütün serve Avusturyayı bir kadm uğrunda fetini kaybetmişti. Vera, on dokuzla yirmi da mı edeceksiniz? bir yaşı arasında, çok kibar bir ailenin Başvekil devlet adamı sıfatile ettiği yeoğlu fakat kendisi kadar fakir olan genc mine sadık kalmak ve Kontese karşı olan Alman zabiti Kont Leopold Fugger ile izdivac vadini yerine getirmek gibi birie\lenmeğe mecbur oldu. Fakat, bu izdi birine zıd iki şık arasında bocalıyordu. vac neticesinde dört evlâd sahibi olan Aradan, Arşidıik Otto'nun Avustur Kontes Fugger, ifrat derecede tuvalete ya tahtına iadesinin tasavvuru, Alman düşkünlüğü yüzünden kayinvalidesi Kon hükumetinin buna müdahale ile, Londra, tes Nora ile geçinemiyordu. Paris ve Romada teşebbüslere girişmesi, «Sabık Başvekille Kontes Fugger, Şuşnig'in, Almanyaya teroinat verir tarzViyanalı bir ailenin evinde verilen hususî da irad ettiği nutuk gibi hâdiselerle dolu bir ziyafette tanıştıklan zaman, Şuşnig, uzun bir zaman geçmiş ve bu zaman zarkarısını malum olan fecı ctomobil kazası fında nişanlılar, birıbirlerıni daima gör neticesinde henüz kaybetmiş bulunuyor müşlerdı ve Şuşnig, her âşık gibi, bir mahdu. Vera da, otuz dört yaşında, fakat remi esrara içini dbkmek ihtiyacını duy nazan dikkati celbedecek kadar güzel muş, M. Gido Şimt'i intihab etmişti. Hagörünen bir kadındı. Şuşnig, tanıştıkları riciye Nazırı hem Başvekille hem Vera o ilk akşam, karısmm matemile yüzünde ile çok samimî görüjen yegâne şahsiyet yerleşen yeis ifadesini biran terketmemiş, olduğu için, Şuşnig'in mahremi esran olVera ile bir iki kelime ancak konuşmuş, makla beraber, Kontesin de teveccühünü kazanmış bulunuyordu. onunla fazla alâkadar görünmemişti. «Ertesi gün, Kontes Fugger, Başve kilin hasta oğluna küçük bir hediye gön derdi. Bu hediyeye bir de mektub ilâve etmiş, fakat görünüşte hasta ve içli çocuğa, hakikatte babasına hıtab eden müşfik sözlerle dolu bu mektub dahi, Şuş rığ'i meşgul edememişti. «Lâkin, Kontesm, bunu takib eden ikinci bir teşebbüsü, sabık Başvekilin hissiyatını okşamaktan hâlı kalmadı. A Barış zamanında savaş bütçeleri IBatmakaleden devaml Ayni zat şimdi Başvekil olarak ayni programm hhyatmı tatbik ediyor. Nisandan nisana değişen Ingiliz bütçesinin geçen seneki geliri başlangıcmdaki tahminleri 30 milyon fazla ile geçmiştir. Memleketin ekonomik faaliyeti yolunda olduğundan bu yeni yılda mevcud esaslar dahilindeki tahsilâtın herhalde gene iyi olacağı tahmin edilmekle beraber gelirin memuu 914 milyon îngiliz lirası olarak tesbit edilmiştir. Bu rakamdan şimdiki bütçe yekunu olan 1 milyar 34 milyona varıncıya kadar arada 120 milyon sterlinhk bir açık vardır. Bunun 90 milyonu, esası zaten kabul edilmiş olan bir iscikrazın bu yıllara isabet eden miktarile ve mütebakisi de yeni vergilerle karşılanacakrır: Kazanc vergisinde her Ingiliz lirasma 5 şilin 6 peni zammediliyor, ki % 27 buçuk bir artırma demektir. Çaym librasına 2 peni ilâve edilmiştir. Benzin ve saır mayi mahruklann takriben 5 litrelik beher galonundaki 8 penilik vergi 9 peniye çıkarılıyor (peni bizim paramızla takriben 2 buçuk kuruştur.) İngilterede vergiler zaten yüklü olduğu için yeni zamların halka ağır geleceği meydanda idi. Ezcümle o memleketle zaruri ihtiyaclardan sayılan çaya yeni vergi konmasmı halk derhal hissetmiştir. Bununla beraber efkân umumiye yeni bütçeyi bilerek, anlıyarak, sebeblerini kavrıyarak iyi karşılamıştır. Taymis gazetesi bu bütçeye (silâhları artırma bütçesi) adını vermiştir. Başta Taymis olarak bellibaşlı büyük gazeteler: Başka çaresi yok, millî müdafaa masraflarınm faturalarını ödiyeceğiz. Diyorlar. Liberal Deyli Kronikl gazetesi bütçeyi ağır, fakat zarurî ve âdil buluyor. Hatta bu bütçe ile ihtiyan elzem fedakârlıklarda henüz azamî haddine varılmamış olduğunu söylüyor. Milletlerin malî vaziyetleri için Ingiltereyi sadece bir misal olarak göstermiş bulunuyoruz. Devlet şuuruna malik her millet, hukuk ve hududunda herhangi bir teessüre uğramamak için ağır yüklere tahammül etmektedir. Herkes Karbden korktuğu için bu kâbusu kuvvetli olmak panzehirile karşılamağa ehemmiyet veriyor. Banş zamanındaki harb bütçelerinin sebebi ve manası budur. Filhakika bir parça ağır vergi vermek herhalde harb' felâketinden çok ehven bir külfettir. Her zaman ayni değişmez hakikatî • • > > Hazır ol cenge eğer istersen sulhu salâh! Filistinin taksimi Komisyona itiraz mektubları yağıyor Kudüs 2 Filistinin taksimine me mur olan komisyon buraya geldiği gündenberi Arab ve Yahudi teşekküllerinden birçok istidalar almıştır. Bu isti dalarda memleketin iki devlet halinde aynlmasma itiraz edilmektedir. Maverayişerialılar da memleketin taksimine itiraz etmektedirler. Filistinin müda faası için teşekkül eden Irak komitesi, Irak Arablarmın bu hususta diğer Arablarla mütesanid bulunduğunu bil dirmiştir. (a.a.) Amerikaya muhacir sokan gizli şebekeler Bunlar Amerikaya girmek istiyen fıkaramn 2 senelik kazancmdan % 30 pay alarak arzusunu yerine getirirler Bir zamânlar, genc Amerika Cumhu riyeti, bütün Avrupa şehirlerınin duvar larını koca koca ilânlarla doldurur, Amerikaya gelmek istiyenlere, orada, arazi, altın ve saadet vadeder, memlekete muhacir celbetmeğe çalışırdı. O tarihte, her yıl, yüz binlerce Avrupalı, Atlantiği a şar, talıhini denemeğe giderdı. 1820 senesinde yüz yetmiş bin, 1850 de, iki yüz ellı bin, 1870 te üç yüz bin ve 1881 de yedi yüz bin Avrupalının, Amerikaya hicret ettiği kaydolunmuştur. Şimdi, bu vaziyet tamamıle değişmiş tir. ve Amerikaya girmek, cennete kabul edılmek kadar zor bir iş olmuştur. Amerikaya hicret, bugün, dolar diyarında ticaret veya sanayıle iştigal edecek kadar büyük bir sermaye sahibi olmağa, yahud; orada, namına teminat akçesi yatıracak yakın akrabası bulunmağa bağlıdır. Ancak, açların ve dara gelmişlerin mania tanımadığı hakikatini de unutma malıyız. Her sene, Amerika hududlarından kaçak olarak yirmi bin muhacir giriyor. İçki yasağmdan sonra Amerikada en fazla kazanc getiren işlerden biri, Amerika hududlarından içeriye kaçak muhacir sokan teşekküllerin faaliyeti olmuştur. Kendi memleketini bırakıp Amerikaya kaçacak kadar sıkışan parasız zavallılann bu sefil vaziyetlerinde istismar edilecek ne bulunur ki, insan kaçakçılığı Amerikanın en kârlı kazanc membamı teşkil etsin? demeyiniz. İnsan ticareti yapan düşük ruhlu mahluklar bunun da sırnnı keşfetmişlerdir. Bundan bir zaman evveline gelinciye kadar, Kanada hududunda bu işin üstadı olan Şaron isminde bir adam, muazzam bir şebeke vücude getirmişti. Amerika topraklarına girmek istiyenleri, elli dolar mukabilinde oraya geçiriyor, şart olarak da, Amerikada bulunduğu müddetin ilk iki senesi zarfında kazancının yekunu üzerinden yüzde 30 komisyon istiyordu. Muhacir, kaçak olarak girdiği Amerika toprağında iş bulmazsa, Şaron ona iş de tedarik ediyordu. Bütün bunlara mukabil yegâne teminatı, muhacirin bir kaçak olmasıydı. Taahhüdünde durmadığı, iki sene ödiyeceğine söz verdiği komis yondan kaçtığı takdirde, ilk iş olarak derhal zabıtaya ihbar ve tevkif ettiriyorlardı. Tevkifin neticesi de hudud haricme çıkarılmak olduğuna göre, Amerikaya girmek için verdiği elli dolar beyhudeye gitmiş oluyordu. Kaçak muhacir, kaçakçılık teşkilâtmm teklifini kabul ettiği anda, bir esirci eline düşmüş Afrikalı zenciden farksız hale geliyordu. Şaron şebekesi, ne yapıp yapıyor, ona mutlaka bir iş buluyor, ayda elli dolar olsun kazanmasını temin ediyor ve iki sene zarfında aldığı yüzde 30 misyon sayesinde bir hayli parayı cebe indiri yordu. Şaron denilen bu adam nihayet yakayı ele vermişse de, onun başladığı işe başkaları devam etmiştir. Bugün, Amerikada hududlardan adam kaçırmak o ka dar dalbudak salmıştır ki, oraya girmeği aklına koyan herhangi parasız muhaci rin, bu maksadına ermemesine imkân yoktur. İnsan kaçakçılarının eline düşüp Amerikaya girmek felâketine uğrıyan «beyaz esİD> orada, hiç kimseden muavenet ve himaye görmesine ihtımal bulunmıyan bir biçaredir. Kendisini istismar vasıtası edinen sefıllerin kanununa boyun eğmeğe, istedikleri fidyeyi vermeyip kaçtığı takdirde bile mutlaka izi keşfedilip yaka lanmağa, yüzde 30 yerine, yüzde 60 hatta bazan yüzde 80 nisbetinde hisse ver meğe mahkumdur. tam otuz defa Atlantiği aşmış, kâh Miami'den, kâh Yeni Orlean'dan, kâh Kanadadan Amerikaya sokulmağa uğraşmış, fakat, otuz seyahatin otuzunda da muvaffak olamamışh. Otuzuncu seyahatte yirmi beş yaşındaydı. Iş öyle bir hale geldi ki, nihayet Amerika gazeteleri bu inadcı gencden bahsetmeğe başladılar. Milletler, kadınlar gibidir. Kendıleri için delılıkleri göze alanlardan hoşlanırlar. Gazetelerın neşriyatı efkân umumiyede tesir yaptı; resmî makamat nezdinde teşebbüslerde bulunularak bu azimkâr gencin Amenkaya kabulünün temin edılmesi istenildi. En sonunda, Amerika ihracat tacirlerinden biri nin zengin dul zevcesi, Gilholey'in Amerikaya girmesi için icab eden teminatı yatırmak suretile delikanlıyı, hasretini çektiği hududlardan içeri aldırdı. Şimdi Gilholey, Amerikada iyi bir mevki sahibi bir Amerika vatandaşıdır. Onun gibi daha binlerce Gilholey var. Birkaç gün evvel, Meksika hududunda, gümrükçülerle bir kaçakçı şebekesi arasında kanlı mücadeleler oldu. Zırhlı otomobillerle, makinelitüfeklerle, mitral yözlerle yapılan bu döğüş üç ölü, bej yaralı ile nihayetlendi. Gene o günler zarfında, Detroit zabıtası, şehirden bir miktar uzakta bulunan bir noktaya, insan kaçakçılarının tayyare ile ineceklerini haber almış, tedbir ittihaz | etmişti. Tayyare, filvaki, haber verilen saatte o noktaya geldi ve tam yere indiği zaman zabıta memurlarile tayyaredekiler arasında bir musademe vuku buldu. Bu musademe de, pilotun ölümü, kaçak yolcuların yakalanmasile neticelenmiştir. Geçen hafta, sis yüzünden, Mişiganda yere inmeğe mecbur olan bir tayyarenin içinde, zabıta üç İtalyan muhaciri bulmuş ve bir de plân meydana çıkarmıştı. Bu, zabıtanın o zamana kadar mevcudiyetinden tamamen bihaber bulunduğu on beş tane gizli tayyare meydanının plânlarıydı. Amerika zabıtasile insan kaçakçıları arasındaki mücadele günden güne şiddetleniyor ve bittabi bu mücadelenin asıl kurbanlan, Amerika serabile gözleri kamaşan ve kendi memleketlerinin himayesini kaybettikten başka Amerika kanunlannın himayesine de sığınamayıp açıkta kalan biçarelerdir. Daha birkaç gün evvel, Kübadan 350 muhacir yüklü olduğu halde hareket eden bir kaçakçı gemisi, denizlerin ortasında kayboldu. Bu gemi, ne başka bir limana yanaşmış, ne Kübaya avdet etmiştir. İçindeki 350 muhacirden de hiçbir haber alınamamıştır. Gümrük memurlannın takibine uğrıyan kaçakçıların, bu biçare kafileyi, denize döküp feda etmek suretile gemilerini kurtarmağa yeltenmiş olmalan ihtimali, geminin batmıs. olması ihtimalinden fazladır. Fakat, bütün bunlara rağmen, bugün Kübada, Amerika toprağma ayak basmak için sıra bekliyen 40 bin muhacir vardır. Beyaz adam ticareti Su işlerimizi Zîraat Bankasıidare edecek IBcutaraft 1 inci sahtfede} finansıman işinin bütçe imkânlarıle mukayyed kalmaması noktasından su programınm daha kısa bir zamanda tahakkukunu kolaylaştıracağı cihetle hükumetçe memnuniyetle kabul edilmiştir. Ancak esasen bir kısmı ihale edilmiş olan bu ış lerin ikmali için bankanın ayrıca teşkilât yapmasına mahal kalmamak ve teknık elemanlar bulmakta çekebileceği müşkülâh bertaraf etmek için 3132 sayılı kanunda yazılı su işlerinden her birinin keşif ve projelerinin hazırlanması ve ihalesile tesellüm tarihine kadar fennî bakımdan idare ve murakabesinin gene Nafıa Vekâletince yapılması ve tesellümden sonra sadece işletmenin bankaya bırakılması muvafık görülmüştür. Bu suretle su işleri bankaca finanse edilecek, bu işlerden itmam edilenler işletilmek üzere bankaya devredilerek işletme hasılâh bankanın temin ettiği kredi, itfaen tahsis olunacak ve kredi tamamen itfa edildikten sonra tesisat hükumete intikal edecektir. Hasılatın krediyi itfaya müsaid olmaması halinde itfa sekli ayrıca tesbit olunacaktır. Bankanın su işlerini ikmal için açacağı kredinin mevcud sermayesile temin edebileceği miktardan fazlasını karşılamak üzere tahvıl çıkarmağa lüzum gördüğü takdirde bunlara hazinenin kefalet etmesi de faydalı görülmüştür. Bankanın 30 milyon liraya kadar çıkaracağı tahvillerin itfasına ve kuponların tediyesine kefalet etmeğe Maliye Vekili salâhiyetli olacaktır. Bu sebeble 3132 sayılı kanuna ek bir lâyiha hazırlanarak Meclise verilmiştir. ^^» M. YUNUS NADt Izmire korkulu saatler yaşatan şiddetli yağmur Kadınlar için bahar [Bastarafı 1 inet sahife&e] Paris 2 (Hususî) Eski Romanya Başvekili M. Tataresko bugün Müstemlekât Nazırmı ziyaret ederek, uzun bir mülâkatta bulunmuştur. Tataresko Müstemlekât Nazırmı ziyaret etti ve yaz modelleri Hava Sğleden sonra birdenbire iyi leşti, açıldı. İzmire bir saat mesafedeki Balçova köyü halkı, köylerinin yakı nmdaki Üçkardeşler dağında geceleri çöküntü sesleri duyduklannı, bunun bir heyelân neticesi olduğunu haber ver dıler. Muğla gene sarsıldı Muğla 2 Dün gece saat 22 yi otuz geçe tekrar şiddetli bir yer sarsmtısı olmuştur. Kazalann hiç birinde sarsmtı yoktur. Butün sarsıntılar doğu istika metinden geliyor. Sarsıntılar şiddetli olmakla beraber hasar ve zayiat yoktur. Ankara 2 (Telefonla) Elâzığdan gelen malumata göre Munzur ve Har cık suları ikişer metre yükselmiştir. Ovacığın Pulus köprüsile Mameki köprüsü arasındaki ağac köprüleri sular götürmüştür. Bu köprülerin enkazı Mameki köprüsüne takılmışsa da kancalarla köprünün ayakları kurtanlmıştır. Mameki, Hozat ve Nâzımiyeye bü yük cesamette dolu yağmış, iki evle üç dukkân yağmurların tesirile yıkılmış tır. Nüfusca zayiat yoktur. Bugün Ankaraya da saat 14,5 ta dolu yağdı. Diğer taraftan gelen haberler Muğla. Sinob, Kastamonu ve Yozgad mıntakalannda hafıf zelzeleler olduğunu bildirmektedir. Buralarda hasar ehemmiyetsizdir ve zayiat yoktur. Memleketin diğer yerlerinde Göçmenler hakkında yeni bir karar yok Ankara 2 Birkaç gündenberi bazı gazetelerde göçmen işleri hakkında bir takım neşriyat yapılmakta ve bu arada tekarrür etmiş yeni programlardan bahsedilmektedir. Göçmen işlerine dair hüku* metçe ittihaz edilmiş yeni bir karar olmai dığı cihetle bu neşriyatın hiçbir esasa dayanmadığmı ilâna Anadolu Ajansı me • » zundur. hissikablelvukuu içinde yaşadı. «Vera, martm 11 inci günü Şuşnig'in evine öğle yemeğine gelmiş ve plebisit dolayısile Almanya tarafından ileri sürülen tehdidi Başvekilden haber almıştı. Ötedenberi, süse, tuvalete, zevke düşkün havaimeşreb bir kadın olarak tanınan Kontes, o zaman büyük bir ruh asaleti göstermiş ve Şuşnig'in, ancak istifa ettiği tak dirde kendisile evlenmesi kabil olduğunu «Şuşnig, Berştesgaden'e gittiği zaman, bildiği halde, onu istifadan kat'iyen mebütün Viyanada bundan haberdar olan netmiş, hâdiselere göğüs germesi tavsiyeyalnız üç kişi vardı. Fon Papen, Kontes sinde bulunmuştur. ve Gida Şmit. Başvekil, Hitler'le yaptığı «Şuşnig'in sukutundan sonra da, onun mülâkattan avdet ettikten sonra, Vera, yanından aynlmamak ve hiç menzilesine onu Hariciye Nazınndan uzaklaştırmağa, inen nişanlısmı terketmemek suretile bu Gido Şmit'in bir hain olduğu hakkındaki asaletini bir kere daha isbat etmiş bulu iddialara nazarı dıkkati celbetmeğe ça nuyor. Bugün sakit Başvekil ve hâlâ ni lıştı ve bu avdeti takib eden bütün bir ay şanlısı vaziyetinde kalan Vera, ayni mahzarfında, büyük bir tehlikenin yaklaştığı pes hayatını paylaşmaktadırlar.» Bütün bu sefaletleri, her büyük şehrin ayak takımı bilir ve işitir. Fakat, Holi vud, sinema müptelâsı genc kadınları cezbeden bir serab olduğu gibi, Amerika da, sefilleri kendine çeken bir serabdır. Meselâ, herhangi büyük liman barla rından birine giderseniz, orada ismini mutlaka işiteceğiniz Mîşel Gilholey, bu serabm etrafında senelerdenberi dönen lerden biridir. Mişel Gilholey, on beş yaşında bir çocukken, Agamemnon vapuruna gizlenerek Amerikaya kaçmıştı. Bu ilk teşebbüsünde yakalandı ve memleketine iade edildi. Altı ay sonra, Ellis İsland zabıtası, Gilholey'i tekrar karşısmda buldu. Bu sefer de Blak Arrov vapuruna gizlice sokulmuş, Amerikaya kadar gelmişti. Onu, İngiltereye bir kere daha iade ettiler. Fakat, deîikanlı cesaretini kaybetmiyor, Papatyalarla emprime krepten bir el kısa fasılalarla, bir fırsatmı bulup bir gebise, omuz başlan, göğüsteki tezyinat miye sokuluyor, kapıdan kovulsa bacadan ve eteğin mühim bir kısmı da plisedir. «irmeğe cabalıvordu. On sene içinde, «Romanya gençliği» nin tertib ettiği şenlikler Bükreş 2 Rador Ajansı bildiriyor: Dün akşam burada «Romanya gencliği» sosyetesinin her sene Bükreşte tertib ettiği müsabakalar muhteşem bir fener alayile neticelenmiştir. Akşam bütün memleket mekteblerini temsil eden kadın erkek, genc mektebliler ellerinde meşaleIerle Kral sarayının önünden geçmişler ve Kralı uzun uzun alkışîamışlardır. Saray önünde toplanan halk da bu alkışlara iştirak etmiştir. Yeni Kolombiya Reisicumhuru Bogota 2 Liberal parti azasından Eduardo Santos, Kolombiya reisicum hurluğuna intihab edilmiştir. Zaten mu maileyhten başka namzed yoktu. Muhafazakâr parti yeni reisin liberalizmine ve müsamahakârlığına itimadı olduğunu beyan ederek namzed göstermekten imtina etmiştir.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle