Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
18 Mart 1938 CUMHURİYET EDİRNE ABİDELERİNE DAIR nu, bilmem kaç yıl önce yazıp da bastırdığı, fakat kâr etmek Büyük Dörtyol portakalmın güzel koşöyle dursun tâbie verdiği kulu kabuklarını soyup atarken gözümün borclanma senedini kurtaracak kadar saönünde yakın bir tarihin hatıraları can tamadığı ve sattıramadığı kitabını şevkle, ndı. Büyük annelerimiz şu portakalın hazla okurken gördüm: çi kadar dışına, belki mazrufundan faz Ne o, dedim, aynada yüzüne baa zarfma ehemmiyet verirlerdi. Dilim dikar gibi eserinde de kendini mi arıyor lm kıvrılmış ve hep birlikte ipliklere sırasun? anıp asılmış portakal kabuklarını el'an 1 Gülümsedi ve şu cevabı verdi: ;örijr gibi oluyorum. Onlardan ne güzel Yazan: MIMAR SEDAD CETİNTAS Kitabımın satılmadığını biliyor kokulu, ne lezzetli reçeller yapılmazdı. sun. Ben bunu eserde muvaffak olamaEvimizin kilerinde raflara sıralanmış kaGeçenlerde Güzel yışıma vermiştim, talihime küsüp susanozların aldığı çeşidli renklere baktık San'atlar Akademi muştum. Dün bir dostuma raslaâım ve a gözlerim güler, sevincimden kabıma si tnimarî profesdrü ondan kitabıma aid uzun bir methrye 'ğmaz olurdum. îşte şu mayhoş çeşnili Brono Tavt talebe dinledim. Adamcağız neler söylemedi işne reçeli, onun yanında etrafı tutan sini toplayıp Edirne neler!.. Eserimde derin fikirler, yüksek kokusu aslından hiç de aşağı kalmıyan abidelerine bir zi felsefeler, parlak tahliller, ince istihza güî reçeli, neden yapıldığını şimdi ekse yaret yapmıştı, Alar, kıvrak tasvirler ve daha bilmem neimizin bilemiyeceği ağaç kavunu reçeli, kademiyc gelcn ecler varmış, tam manasile şahesermij. Ne ezzetine vet rayihasına doyum olmıyan nebi profesörler a yalan söyliyeyim, bu kaside hoşuma git> canım çileklerin, kayısıların reçelleri... rasmda bu kadirşi ti, beni garib bir râfa düşürdü. Hemen Daha ne bileyim neler? Karşı taraftaki naslığı ilk defa gösgittim. Parasını verip bir nüsha aldım. rafta turşu kavanozları yer alırdı. Şimdi Tarihî Türk musikisi konserinde, güzide san'atkânmız Mes'ud Cemil teren bu profesörMalum ya. Kitabımı basan müesseseye koro heyetini idare ederken adedleri azalan turşucu dükkân dür ki gene ilk defa uğnyamıyorum, borcumu ödemediğim larında görmeğe alıştığımız turşular... T ü r k gencliğine: Türk musikisi tarihî eserler konseri meliyetlere yükselen tanburu, Kemal için utanıyorum. Onun için eserimi satm Edirncde eski cami Nelerin turşusu yapılmazdı ki Biber evvelki gece Saray sinemasmda verildi. Niyazinin en ince ihtizazları bile bir kris almak icab etti. Şimdi bütün idrakimi «Kübik mimariye bizler gazete sütunlarında en doğru ve en den ayvaya, patlıcandan keleğe kadar Bu konsere yeni bir teşebbüs kıymeti de tal berraklığına çıkaran kemençesi, Nuri toplıyarak üç yıl önce kalemimden çıkan arkanızı çevirip kendi kıytnetli rnimari nizden ilham arayınız» diye kaykıran bu ciddî yazılar yazmağa mecburuz, bina akla her gelen sebze ve meyvanın tur katan iki başkalığı vardı. Biri programın Halilin vakur ve net vuruşlarla çaldığı sahrlan gözden geçiriyorum. Dostumun zattır. Memnuniyetlc kaydetmeğe mec enaleyh Güzel San'atlar Akademisi mi susu. tamamile en büyük klâsiklerimize tahsis kudümü, bu konseri saz kalabalığından «var» dediği fikirleri, felsefeleri, tahlillemarî tarihi ve ürbanizm profesorü kim lktısadın lâfı bile olmıyan, ismi bile edılmesiydi: Bekir Ağanm, Itrinin, Bü müstağni bırakıyordu. burum ki muhterem profesörün bu fıkir ri, tasvirleri arıyorum. ve hareketleri bilhassa bende derin bir olursa olsun Edirneye kadar gidip bir anılmıyan devirlerde evlerimizde yer bu yük Dedenin, İbrahim Ağanın, Tanburî Saf yürekli meslektaşıma: «Bulursun İçlerinde Orhan Borar gibi güzide bir tetkik seyahati yaptıktan sonra biz ondan an kilerlerin yerine millî ekonomiye en sempati uvandırmıştır. Aşık Mustafa Çavuşun, Tab'î Mustafa alafranga violonistimiz, Cemal Kâmil gi inşallah» diyip uzaklaştım. Onun il söyeni yeni etüdler, bilmediğimiz hakikat ziyade kıymet verdiğimiz bu devirde ne Celâl Esad Arseven üstadımız da i?te Efendinin bestelerine, semailerine, şarkı bi değerli bir mugannimiz bulunan koro zile kendine kıymet yüklemek istemesine ler ister; ve çözemediğimiz bir iki düğüm koyduk? Onlan yıkan harblerdi, yapa bu kıymetli kafileye Akademinin mimarî larına ilâve olarak programa konan üç heyeti hemen baştanbaşa amatörlerden gülerken hatırıma da şu fıkra gelmiş buçözüp getirmesini beklerdik. Bize bu ka mn da sulh devresi olması icab etmez mi? tarihi ve ürbanizm profesorü sıfatile i^tieski halk türküsünden başka, herhangi mürekkebdi ve içlerinde pek çok büyük lunuyordu: dar semahat gösteremiyen Celâl Esadın Kilerin aile ekonomisindeki büyük mev rak ettiler. Profesör ve talebe ile birlikte Rahmetli Nasreddin Hocanın bir inebir yeni eser veya piyasa havası, konserin istidadlar seziliyordu. Millî musikimizde hakikate muhalif fikir. ve mütalealarına kıini inkâr edecek kimse bulunamaz. bir koroya mahsus akorlar, ses nevilerin ği varmış. Yemsizlikten, bakımsızlıktan gezip geldikten sonra da «Cumhuriyet» yarattığı derin ve yekpare tarih atmosfehele nasıl tahammül edebiliriz. Dünyanın en çeşidli, ne nefis meyvala rini bozmuyordu. Ikincisi de, bu progra den gelme farklar bulunmadığı için vü zayıflamış, süt vermez olmuş. Hoca ne sütunlarında «Edirnede san'at tetkikleri» Kendilerine olan rabıta ve hürmetkâr nnın yetiştiği şu memlekette bunlardan mın icra tarzı, diğer bütün yerli musiki cudünden korkulabilecek renksizlik, pes kasaba, ne çifte yarıyan hayvanın bir başlığı alünda sekiz makale yazdı lığım hakikate olan sadakatime galebe her şekilde ve her mevsimde istifade et konserlerimizden aynlmıştı. On altı gene ve tiz okuyuşlar arasmda ustaca tayin gün göçüp gideceğini hesabladığından lar [*]. Ben ilk yazıda bu başhğı ve bu imza edemediği için özür diler ve her zaman memek için tabiate karşı nekadar nankör ve iyi hazırlanmış sese üç saz refakat et edilmiş bir derece tahavvülile telâfi edil karısile konuşup anlaştıktan sonra bir tellâl bulmu?, hayvanı pazara çıkarmasınî yi görünce bunun bir silsıleı makalât ola ibzal buyurdukları teveccühlerinden bir ve menfaatlerimize karşı nekadar lâkayd ti: Mes'ud Cemilin tanburu, Kemal Ni mişti. olmalıyız... şey kaybetmemelerini rica ederim. ve satmasmı söylemiş. cağını anladım ve sevindim. Çünkü imza yazinin kemençesi, Nuri Halilin kudüBütün eserler, hıncahınc dolu salonu Annelerinin bütün mümeyyiz vasıfla mü. Konser esa$ itibarile bir koro şekli mistik ve plâtonik ürpermeler içinde bırak Muhterem Celâl Esad Arsevenin ilk Tellâl meğer iş bilirlerdenrniş. Hocasahibi ötedenberi bu mevzuda yazılar ve eserler yazan en eski muharririmiz olmak makalesinde beni yegâne sevindiren bir nnı tevarüs eden Türk kadınınm dünya nin eski musikimize ilk tatbikı olduğu tı. Tanburî Mustafa Çavuşun iki şarkısı nın dilediğini dinlemeği ve hayvanı göritibarile bu yazılannda ne de olsa bazı nokta vardır. Onu şükranla kaydetmek n.n en mükemmel ev kadını olduğuna da için, bu sazlann vazifeleri, refakatle be birer kere daha tekrarlatıldı ve Anado meği müteakıb şu tavsiyede bulunur: Ineği bana bırak. Biraz besliyeyim, kıymetli inciler ele geçirebıleceğimizi ü isterim.. Üstad evvelki yazı ve eserlerin şüphe yoktur. Aile bütçesinin mesnedi raber, istikametleri ve ritimleri tayin eden lu türkülerinden iki tanesi, ilkönce derumid etmiştim. Heyhat ki inci bulmak de kübizmin memleketimize gelişini al gibi sayılan kilerin ihyası ondan beklenir. birer delâletten ibaretti. Bunun için faz nî bir plânda kalan hassasiyeti coşkunluk şişireyim, pazara temir yüzle çıkara şöyle dursun bu yazılarda baştan başa kışlamakta idiler, halbuki şimdi büyük F.G. la saza lüzum görülmemişti. Yalnız halk derecesinde taşırdı. Mes'ud Cemilden ve yım. Hoca razı olur, ineği tellâla verir. O hakikate aykın gördüğüm fikirler, müta bir fikir tahavvülüne şahid oluyorum. türkülerinde, koroya muganni olarak iş Kemal Niyaziden baslıyarak bu muvafBakınız mimar profesör Tavt'ın ağzınfakiyette büyük hisseleri bulunan bütün da bol tuz yedirerek ve bol su içirerek aç lea ve müşahedelerle uğradığım sukutu tirak eden Cevdet Kozan da udile bu İzmitte yeni bir gazete hayal bana azab ve ıstırab oldu. Bu dan naklen: refakat ve delâleti zenginleştirdi. Esasen san'atkârlan hararetle tebrik eder, bu hayvana sahte bir şişmanlık getirir, kuvîzmit (Hususî) îzmitte Körfez azab ve ıstırabımı, muhterem profesör «Herşeyden evvel asrm bir hastalığı isimli yeni bir gazetenin intişarı için Mes'ud Cemilin «sonorite», çeviklik, güzel teşebHüslerini sık sık tazelemelerini vetli bir de tımar yaparak kirini pasağını giderir ve nihayet pazara çıkarıp bağır müsaade buyururlarsa, şu yazılarla tadi olan kübik mimariyi bir tarafa atmak lâ hazırlıklar yapılmaktadır. İzrnitin mü.» meşreb ve üslub olarak ayn ayrı mükem isteriz. P. S. mağa basjar: le çalışacağım.. Müsaade değil, hatta zımdır..» dedikten sonra bu söze kendi nevver genclerinin yazı ve fikirlerile Daha süt kuzusu. Çiçeği burnunmemnun olacaklarım bile umarım, çünkü liklerinden ilâve olarak: «Profesörün dolu olarak çıkacak «Körfez» gazetesi da, yavrusu karnında. Sütü pmar gibi aşahsî rabıtalar ne olursa olsun ilmî mev hakkı var» buyuruyorlar. Demek ki Ce mahallî yazılara bilhassa ehemmiyet kar, görenleri hayran eder. Haydi, duyzular üzerinde konuşurken hakikate olan lâl Esad gibi bu işe meraklı bir zat da verecektir. dum, duymadım demeyiniz. Bu afacanı * * * nihayet fikrini düzelterek bize iltihak etdostluk ve sadakatimiz herşeyin fevkinalınız. Şimdi bir görünüyor amma yarın îzmit Barosunun senelik toplantısı ti. Buna sevindim, kendılerini tebrik edededir. Vefatım dünkü sayımızda teessüf ve yapılmış, baro reisliğine avukat Sedad teessürle kaydettiğimiz Halid Tahir Ariki olacak. Verdiğiniz para yanınıza kaMeşgul olanlarca malumdur ki mima rım. Pek seçilmiştir. Ankara 17 Türk Tarih Kurumu lacak. Çünkü aslan kız, neredeyse doğudanın cenazesi kesif bir kalabalığm iş rî geçmis medenıyetimizde en kuvvetli Şimdi muhterem profesörün yazıları tirakile Kadıköyündeki ikametgâhm tarafından üç ayda bir neşredilmekte o racak! cephemiz olduğu halde bunun tarihi ya nı okumağa başlıyorum. Mümkün olduHoca ile kansı da pazara gelmişler, nın ve sair Anadolu Türklerinin ön As dan kaldırılarak Zincirlikuyudaki me lan Belletenin 3 ve 4 üncü sayılan bir azılmamıştır. Osmanlı müverrihleri hiçbir ğu kadar ihtisarla yazacağım. rada ve çok kıymetli ilmî makıleleri bir köşeye çömelip tellâlı dinlemeğe koyanın şark, ve ortasında seve seve yap zarlığa tevdi kılınmıştır. şey yazmamışlardır. Bugün bu mevzuda Asıl abideler ziyareti ikinci makalede Halid Tahir Arda memleketimizin na muhtevi olarak intişar etmiştir. Bu nüs yulmuşlarmış. Herifin binbir güzelîiği ciddî bir mehaz bulmak imkânsız gıbi başlıyor. Bu ikincisinde Eskicamıi ge tıklan cami tipine hem içten, hem dıştan dir yetişürdiği kıymetli zevattan biri hada Türk Tarih Kurumu Asbaşkanı ineğe mal ettiğini görünce rahmetlinin dir. Mevcud bir iki kitabcıktan birisi zerken camiin etrafını dolaşıyorlar da: tamamile mutabıktır. dir. Çok müteşebbis ve fevkalâde ça Profesör Bayan Afetin «Mukaddes Ta gözleri ve çenesi açılır, karısına sokulup Bursadaki Ulucami Osmanlı tarihinde kupkuru, diğerleri uydurmadır. Meselâ «Bakınız minarenin kaidesi Selçuk devri lışkandı. Geniş ölçüde birçok imar işlecazib bir isim taşıyan (Hadikatülceva mimarisinin Sıvas mektebini andırır!?» yalnız bir hâdise olarak kalmıştır, dıye rile de meşguldü. Memleketimizin bir banca» adlı ve Atatürkün hayatına aid fısıldar: Aman kancığım. Biz boş bulunup mi) binalann bulunduğu semti ve adını buyuruyoılar... Selçuk mimarisini andı bilirdık. Fakat arkasından işte bu Edir çok yerlerinde büyü kinşaat işlerile ve cok değerli bir makalesile Hüsrev Sami bir halt işledik galiba.Tellâlın ne dediğine yazar. Kubbe ve minarelerini sayıp ge rabilir. Zaten bu san'atın mayası oradan nenin Eskicamıi ona benzerlikle yüksel şimendifer, hastaneler ve yollar ta Kızıldoğanın gene Atatürkün hayatına çer. Ne mimarından, ne inşa işlerinden intikal etmiş değil midir? Daha sonra miştir.. ahhüdatmı ifa etmek suretile memle aid «Vatan ve Hürriyet, îttihad Te baksana. Inegimiz daha gencmiş, pınar gibi süt veriyormuş. Yarın da doğuracakbahsetmeden evliyaları, kuvvei kutsiyele 1419 da yapılmış olan Bursadaki YeşilSonra üçüncü bir parça alıyorum. Es kete çok müsbet hizmetler yapmakta rakki» adlı güzel bir yazısı mevcud olmıs.. Böyle malı elden çıkarmak ahmakri, banisinin tarikati hakkında hayli ma camiin dekoratıf varlığı Selçuk ekolünün kicamii tarif ederlerken kapının yanın idi. Meclisi idaresi riyasetinde bulun duğu gibi Türk Tarih Kurumu üyelerilık olmaz mı? Haydi kalk. Hayvanı yad lumat verir, daha dünün en kuvvetli ve malı değil midir?.. Fakat şu: (Sıvas daki taş parmaklığı işaret ederek: (Bakı duğu İmar Bankasınm banisi ve Hathas nin ve diğer ilim adamlarının Türk tariillere kaphrmadan alalım, seve okşıya sikası addettiğiıniz (Tezkeretülebniye) mektebi) tabirini bir türlü anlıyamadım. nız onu klâsik uslubda pek göremezsi İnşaat şirketinin müessisi idi. Yüzlerce hine dair orijinal etüdleri ve ayrıca bir ailenin babası ve muhtelif sahalarda ça çok vesikaların ve eserlerin fotoğrafileri evceğimize götürelim. ve (Tezkeretülbünyan) adlı eserler ve Ve (Sıvas ekolüü?) diye Selçuk mima niz!..) buyuruyorlar. Acaba klâsik delıştırdıeı bînlerce amelenin geçim kayAldanmak, ötedenber" sSylendiği veçhani şu Sinan için Sai Çelebinin yazmış risinde bir hususiyet tanımıyorum.. Bu ğil de nedir? Bu müphem ve kaçamaklı nağı idi. Halid Tahir Arda memlekete de vardır. Her nüshası Türk tarihine aid hile şu melâl âleminde ezelî bir şifa imiş. olduğu tercümei hale bile bel bağlamağa hakikaten var mıdır, varsa karakteri ve tabirde ne kasd var belli değil.. azamî derecede müfid olabilmek icin en veni malzeme ve etüdleri ihtiva eden Başkalannm sözüne aldanarak insanla cesaretim yoktur. Muhakkak bu Tez mümeyyiz vasıflan nelerdir? Bunu lutDevam edelim: (Geliniz içeri girelim. geceli ve gündüzlü çalışır ve her tuttu Blleten ilim âleminde Rİttikçe ehemmi rın kendılerini aldatmalan ise galiba ikî keretülbünyanın kuvvetli bir tetkike tâbi fen izah buyururlarsa benimle beraber Edirnede dört ayak üstüne dokuz kubbe, ğu is inkişaf eder ve hemen hemen mu yet kazanan bir mevki almaktadır. (a a.) katlı şifa olacak!... tutulmasırn elzem addediyorum, Sai Çemeraklı karileri de tenevvür ve istifade ortada dört ayak üstüne dokuz kubbe di vaffak olurdu. Halid Tahir Ardanın ca«• ı M. TURHAN TAN lebi öyle zannederim ki kaş yaparken eder. ğerlerinden daha büyücek...) Bu sözün lışma tarzı memleketimiz gencliŞine örBursa Vilâyet meclisi dağıldı göz çıkarmış, Sinana fenahk etmiştir. Benim şimdiki bildiğime göre Selçuk insicamsızhğından mürettib hatası da ha nek olacak derecede kıymetli ve mü Bursa (Hususî) Vilâyet Umumî Karamanda ekmek buhranı Çünkü Sai Çelebiye inanırsak Sinanın mimarisinde Sıvasa inhisar etmiş hiçbir tıra geliyorsa da anladığıma göre dokuz himdir. Vefatmdan dolavı teessürleriyok ahlâkî zâfma hükmedecek bazı mühim hususiyet yoktur. Nerede kaldı ki (Sıvas kubbenin merkezinde gene biraz büyük mizi kavdederken bütün ailesine tazi Meclisi son toplantısını yapmış ve Vali yetlerimizi sunarız. Şefik Soyerin bir nutkile nihayet bulan Karamanda ekmek buhranı olduğu noktalara tesadüf ediyoruz, halbuki üs mektebi) diye birşey arıyaîım.. Şu halde çe demek istedikleri anlaşılıyor.. Halbubu devre toplantısı memleket için bir hakkında Karamandan verilmiş bir hatad Sinan dürüst ahlâklı, mütekâmil bir böyle dolgun ilmî tabirlerin lâkırdıya ki ben böyle birşey hatırlamıyorum, çok hayırlı kararlar alınmak suretile ber yazılmıştı. Konya Valiliğinden aldıinsandı. süs veya takviye aleti olarak kullanılmas plânda taksimat satrancvaridir. Bir sat Eşim ve sevgili babamızın cenazesin verimli olmuştur. tımız bir mektubda, bu hususta tahki • ranc tahtasında diğerlerinden büyük ve de bulunan ve telgraflarile teessürleriTürk mimarî tarihi ve eserleri üzerin caiz değildir. kat yaoıldığı ve ekmek buhranı olma Yeni bütçede bilhassa yol ve mekteb mize iştirak eden bütün akraba ve dostde tetkikat yapmış olan ecnebi müellif Celâl Esadır yazısmdan ikinci bir ya küçük bir hane bulmak imkânı olur larımıza arzı şükran ve minnettari ey işlerine büyük bir yer ayrılmıştır. Da •dığı gibi ekmek fiatlarmm da normal ler ise îarafkirliklerinden mi, yoksa sa parça alıyorum, Eskicamiin kompozisyo mu? Bu karışık cümleden mana çıkarmak leriz. imî Encümen azalıklarına Mehmed Hu vaziyette oldu&u bildirilmektedir. mimiyetlerine rağmen vukufsuzlukların nunu tarif ederken şöyle diyorlar: (Bur zordur. Acaba merkezdeki kubbenin Refikası. kerimesi. o§lu Sivamî. o51u lusi Erdem (Bursa). Tahsin TarakçıEvlenme diğerlerinden biraz daha yüksek tutuldan mı, nedense işi yanlış ve çarpık çur sada Birinci Murad Hüdavendigâr caHasan. damadı Dr. binbaşı Hilmi Ziya oŞlu (Orhangazi), Refik Gülenç (M. muş olmasını mı kasdediyorlar) Eğer Bayan Nermin Seden ile gene doktorKemalpaşa), Ahmed Hamdi Erozan puk görmüşlerdir, onlara inansak daha mii Bizans mimarisine çaldığı halde onu larımızdan Bay Sedad Barınm evlenme (Mudanya) seçilmişlerdir. takib eden Ulucamide yalnız haricde bir kasd bu ise mesele bambaşka bir şekıl zavallı bir vaziyete düşeceğiz. Bursada süt meselesi alır. Zira biz mimarlarca bir kompozis Vilâyet Umumî meclisi toplantıları merasimi dün Bevoğlu Nikâh dairesinBu sebeblerdendir ki Cumhuriyet kül Bizans kokusu duyuluyor ve dahilde yonda büyüklük ve genişlikle, yükseklik hallediliyor nın sonu münasebetile meclis azaları, de aüeleri ve dostları huzurile yapıl « türü, mimarî tarihi üzerinde de ciddî a Selçuk karakteri görülüyor. Onu takib mıştır. mefhumlarının ayrı ayrı ve mühim rolleri Bursa (Hususi) Belediyemiz, şe Bursa Valisi şerefine Celikpalasta bir rastırmalar cephesine geçmis ve sevinc eden bu camide de gerek haricen ve geGene evlilere saadet temenni ederiz. hirde temiz ve ucuz süt temin edebil zivafet vermHerdir. Burada azadan rek dahilen Selçuka yaklaştığını ve mi vardır. verecek mertebede yürüyebümiştir de. Hulusi Kö\men bir nutuk sövlemiş, Sonra Celâl Esad ayni cümleyî de mek üzere sütlerin pastörize edilmesi Bursa Valisi de bu nutka mukabele eHalk ve genclik azamî hassasivetle a marinin gittikçe Türkleştiği görülüyor.) vam ettirerek: (Mihvere tesadüf eden yolunda bir teşebbüse girismiştir. Bu derek Bursanın umumî islerini ve vallkalıdır. Mimarî mevzuu üzerinde yev diyorlar.. hususa varıyacak olan tertibat ve tesiEvvelâ şunu söyliyeyim ki Bursadak kubbeler sekiz köşeli kaidelere istinad emî gazetelerin nesriyatmı kesip saklıyan sat şimdi buz ve süt tozu fabrikası oTa mlanlarla yanılacak olanlan kendi ihcok münevverİT tanıyorum. Yenicami Hüdavendigâr camiinin Bizansa çaldığ diyor ve dört köşesınde kemerli dört bınrak kullanılan binada esasen mevcud tisaslarile birlikte aniatmıştır. k°meri meselesi bu hajsasiyete ne güzel iddiası uzunuzadıya münakaşaya muhtac gileri var. Tıpkı Bursadaki Ulucami!!?» dur. Süt tozu fabrikasını işletenler Bemisal o'du. Her tonlantı yerinde, her ?a bir keyfiyettir. Bu iddia Avrupahların diyorlar. Avda ölen köylü lediyenin bu teşebbüsünü çok ivi kar f Mihver tabirile merkez kubbesini ka$ şılamışlar ve her türlü kolavlığı göstelonda bu mesele konu"sulmak a.. BüHir olup Celâl Esad da bu ıddıaya ayak uyGerede (Hususî) Buraya tâbi Men«Hisar> vapuru faciasında kaybetgatetelerde, mermualarda buna dair fık durmuş, hiç muhakeme edemeden mutia dediyorlarsa bu kubbenin kaidesinin se receklerini Belediyeye bildirmişlerdir. gen nahiyesinin Demirciler Kocabeyli tiğimiz denizcilerin ailelerine verilne yürümektedir, Bursadaki Ulucamiın kiz kÖşeye inkılâb etmiş olması ve kemer Doktor, baytar ve diğer mütehassıslar köyünden 17 yaşlarında Murad fırtmalı ra^r, ypzı'ar, okuduk durduk.. mek üzere teberru edilen paranın Demek isterim ki: Mevzuun ehemmi haricen Bizans kokusu neşrettiği iddias li bingileri ihtiva etmesi neden tıpkı Ulu dan mürekkeb ihzarî bir tetkik komis • ve karlı bir havada iki köpeğile ava çık tevzüne başlanacaktır. Veraset iddiasmda bulunanlarm verasetlerini isyeti, ciddî mehaz vokluğu önünde, şim da yanhstır. Celâl Esad burada da ma camie benzemesi için birer vasıf oluyor? yonu, süt ihtiyacı. süt sürümü gibi nok mış ve dört gün sonra orrnanda ölüsü kus fıkırlere, gene muhakeme edemeden Bu sekiz köseli kaideler ve bu kemerli taları iyice tesbit edecek ve Yalovada bulunmuştur. Muradm bulunmasmda pat edebilecek vesaikle birlikte nihad've kadar ihma' edilmis olan mimarî tarihini en dosru bir sekilde yazmaea az iltihak etmiştir.. Eğer benim akıl erdire bingiler bütün Seîçuk eserlerinde mev bu işin nasıl yapıldığını yerinde gör yanmdaki iki köpeğin yardımları ol yet 25 mart aksamma kadar İstanmetmiş olduâumuz şu sırada, ve ha'.k'n mediğim başka hakikatler varsa muhte cud olduğu gibi baştanbaşa Osmanlı dükten sonra bir rapor hazırlıyarak Be muştur. Bunlardan biri köye dönmüş bulda Galatada Kefelihüseyin hanmda ikinci katta teberru komitesi reb'i k"vvef1i a'SVa VP tecessü'ü karvs'nda rem profesörün lutfen izah buyurmalan eserlerinde de vardır. Çünkü en lojik bir lediye Encümenine verecektir. Tetkik' ve peşine takılanlan Muradm yanma nı rica ederim.. Zira benim şimdiye ka inşa usulüdür.. lerden sonra bir talimatname yapılacak götürmüştür. Diğer köpek sahibinin ce isi Hakkı Denizaşana müracaat et[*] Cumhuriyetin, 15, 17, 19. 23. 25, 27 dar bildiğime göre Bursadaki Ulucam Mimar: ve pastörize edilmemiş sütlerin satışı sedi üzerine uzanmış bir vaziyette bu meleri rica olunur. şubat ve 3, 5 mart tarihli nüshalarında yasak edilecektir. lunmuştur. Selçuklularm, Artıkların, Nisanoğullarv çıktı. Sedad Çetintaş Celâl Esad'ın yazıları baştanbaşa hatalıdır thtisadî harekctler San'at hareketleri Dünkülerin boş kalan yeri lurk musıkısı tarihi PENCERESİNDEN Kendinin eseri eserler konseri Evvelâ «Sıvas mektebi» diye Selçuk mimarisînde bir hususiyet tanımıyorum. Bu hakikaten var mıdır, varsa karakteri nedir? Halid Tahir Ardanın cenazesi kaldırıldı Türk Tarih Kurumu Belleteni çok kıymetli yazılarla intişar etti Insanlık borcu «Hisar» kurbanlarının aile ve varislerine J