Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
16 Birincitesrin 1938 CUMHURÎYET Balina avcılığı şimdi feLnî bir şekle girdi DENİZ DEVLERİ Otel hırsızı Balık degil, sanki bir maden ocağı! Bazan ağırlığı 150 ton tutan bir balinadan 40000 kilo yağ çıkarılıyor Canavarın ağzı Almanya av için bir filo hazırlıyor Balina avı Ondördüncü asırda başlamıştır ve ilk defa balina avhyanlar Bask'lar olmuştur. Bu dev cüsseli hayvanı önce sahile yakın noktalarda avlamağa baslamışlar, 1372 senesinden itibaren, açık denizlere çıkmak cesaretini göstermişlerdir. Bask'lardan son ra, biiyük balina avcılıgı yapanlar Ho landahlardır. 1676 senesinden 1722 ye kadar Amsterdamda, balina avı için 5886 gemi teçhiz edilmiş ve bu gemiler vasıtasile 32,907 tane balina tutul muştur. Nisbeten yakm tarihlere kadar, balina avı çok tehli *' keli bir talih işinden ibaretti. Açıkta balina göriilünce tekneler denize indirilir, zıpkın menziline Gemiye alınan Balinanın sırtı yanldıktan sonra kadar gelindikten (büyüklüğünü, üzerindeki adamla ölçmek kabildir) sonra bu işte ihtısas sahibi zıpkmcıların faaliyete geçmeslle ava başlanırdı. Zıpkın, balinaya çarpınca hayv an bütün süratile kaçmağa, ufak tekneyi bir mantar gibi suyun üzerinde sürükle meğe başlardı. Yaralanan balina, bazan dibe dalar, derinlere doğru giderdi. O zaman, avcılar, hayvanın peşisıra denize dalmamak için zıpkının ucuna bağlı olan ipi bırakmaga mecbur olurlardı. Bugün, balina avı fennî bir şekil almıştır. Balina avcılannın bindikleri gemiler tam manasile sabih birer imalâthanedir. Balina, bu geminin güvertesine yerleştirilmiş olan bir nevi topla, uzak mesafeden avlanıyor ve kolaylıkla gemiye alınıyor. Fakat, bu avın kolaylığı ve temin ettiği mühim miktardaki kâr, balina neslini tüketmek tehhkesi arzediyor. Milletler Cemiyeti bu tehlikeyi nazarı itibara al mış ve 1938 senesi içinde 21 millet arasında imzalanan bir anlaşma ile, balina avı nizam altına alınıflıştır. Balinanın envaı 27 dir. Boyları 20 30 metreden başlıyarak 5 metreye kadar inen balinaların en büyükleri 150 ton ağırlığmdadır. Bir balinadan 40,000 ki loyu mütecaviz yağ ve 30,000 kiloyu mütecaviz zeytinyağı çıkarılır. Balinanın disleri, su fışkırdığı zaman ağzmdaki ba Yirmi gün evvel Sirkecideki otellerin birinde Ali adında birinin 70 lira parası çahnmıştı. Evvelki akşam Sirkecide Re şadiye otelinde misafir bulunan Eskişehirde elbisecilikle meşgul ve eskiden sabıkah olan 37 yaşlarında Asaf isminde birinin sabaha karşı otelde şüpheli bir surette do laşması otelcinin nazarı dikkatini celbet miş ve keyfiyet polise haber verilerek bu adam yakalanmıştır. Asaf müdiriyete götürüldüğü zaman üstü aranmış ve cebinde 48 lira para çıkmıştır. Maznun, bu parayı Zonguldakta bir otelden çaldığını söylemi|tir. Dün adliyeye getirilerek birinci sulhcezada sorgusu yapılan Asaf: « Ben müdiriyette tazyik karşısında yalan söyledim, kat'iyyen birşey çalmış değilim. Ben Eskişehirde elbisecilik yaparım, mal almak üzere Istanbula gel miştim, kaldığım Reşadiye otelinde sabaha karşı odanın lâmbasını yakayım derken yanlışlıkla salonun lâmbasını söndürdüm.. Otelci şüphelenerek polise haber vermiş! 21 gün evvel başka bir otelde vukua gelen hırsızlık hâdisesinin faili beni zannediyorlar. Halbuki ben ne o otelde yattım, ne de parası çalınan adam beni tanıdığını söyledi. Benim hiçbir kabahatim yoktur.» Eskişehirli bir hırsız Istanbulda yakayı Bir hakimiyet nev'i Çocuk mantığı Binilmi ele verdi yecek sandal Terlikle dolaşanlar Tecessüs Bir hakimiyet nev'l Terlikle dolaşanlar Belki sadece başlığından dolayı aramızda (yani Babıâ lide) birtürlü eskıyemiyecek olan bir «Sabah» gazetesmde fıkralar yazan arkadaş dünkü yazısında resmî devairden yana yakıla şıkâyet edıyordu. Ne olmuş? Memurlar vaktinde gelmiyorlar m ? Hayır. Kırtasiyecilik mi? Hayır. Fena bir muamele mi? Hayır. Kavga, gürlütü, patırdı mı? Hayır. Kanunlara, nizamlara riayet mi olunmuyor? Hayır. Hayır, hap yır, hayır. Bunlardan hiçbiri d ğil: Dostu muzu şikâyete sevkeden sebeb sadece şudur: Onun gittiği dairede işi olan «ashabı mesalihten» biri işini takibe terlikle gelmiş. «Nasıl olur acanım? Terlikle dolaşıîır mı? Odacılar ne güne duruyor? Niçin terlikle gelenleri geri çevirmiyorlar? Ve saire...» Evvelâ, memleket dahilinde terlikle sokağa çıkılmasını, yahud, dairelere gi rilmesini meneden hususî veya resmî bir kayıd var mıdır, biîmiyorum. Varsa o başka. Eğer yoksa mevzuatımızda bu noktanın unutulması büyük bir talih eseridir. Zira, temenni etmem amma, fıkrayı yazan muharrir arkadaşımız da bir parmağında öyle pek kocamanından değilmeselâ şöyle bir topluiğne başı kadar bir nasır çıksa, devairde iş takibi için herhalde bir terliğin incitmiyen yumuşaklıgından istifade eder, öyle giderdi. reNCERESiNDEN PAZAPDAN PAZAQA Gazetelere dair izde pek seyrek duyulan ve böyle olduğu için bilhassa muharrirleri heyecanlandıran haberlerden biri de yeni bir gazete çıkmasıdır. Gazete deyıp de geçmiyehm; kundura boyatmak için verdiğimiz para kadar az birşeyle alıp da okuduktan sonra ömrü tükenmiş bir takvim yaprağı gibi şöyle bir tarafa atıverdiğimiz gazeteleria yazılması belki kolay, basılması belki kolay, fakat kurulması çok güçtür. Çünkü bir gazeteyi ne fikir kurar, ne bilek. O, mutlaka keseden doğar, keseyle kundaklanır, kesenin koynunda büyür. Fikir, tecrübe ve bilgi onun ancak dayası, lâlâsı ve mürebbisidir. Bizde gazetelerin az oluşu işte bu yüzdendir, para kıthğındandır. Eğer Babıali caddesindeki muharrir bolluğu kadar para bolluğu da olsaydı bugün vaziyet tamamile başkalaşırdı, her muharrir mutlaka bir patron olup muharrir bulmak güçlesirdi. Zira Napolyon Bonapart'ın «Her nefer, çantasında mareşal asası taşır» şeklindeki sözünü muharrirler: «Her yazıcı kaleminin ucunda bir gazete imtiyazı taşır» biçimine sokmuşlar ve bütün ömürlerinde o imtiyaz hulyasını bir mürekkeb damlası gibi hakıkat yapmağa çalışmışlardır. Fakat hayali hakikate çeviren muharrir bizde parmakla sayılacak kadar azdır ve patron olmak emeli, her yürekte bir aslan yatar, sözünü hatırlatmaktan başka bir netice vermemiştir! Fakat Avrupada sermayenin zekâya daima kucak açmasmdan dolayı vaziyet bambaşkadır. Bunu anlamak için Fran sada günlük, haftalık, aylık olmak üzere üç binden fazla gazete ve mecmua çıktığmı bilmek kâfidir. Amerikadan, İngiltereden ve Almanyadan gazetecilik bakı mmdari da hayli geri olan o büyük memlekette yalnız şarabcılığa dair otuz, kumaş boyacıhğına dair on beş, iyatroya dair elli mecnma çıkmaktadır. Posta pullanna, şekerciliğe, itfaiyeciliğe, posta telgraf ve teleîon işlerine, köprücülüğe, kâğıdcılığa, ölüm ve doğuma, modaya, terziliğe, madenciliğe, ayrı ayrı mevzularda askerliğe, çilingırliğe, manyetizmaya, ve benzerlerine, kâğıd oyunlanra, seyahate, denizciîiğe, kaplıcalara, keresteciliğe, kuyumculuğa, kitabcıiığa kitaba, güzel san'atlara, ve gortalara, her türlü şirketlere, mimarlığa, ilâncılığa, çiftçıliğe, tayyareciliğe, balonculuğa, çocuğa, kadına, güzele, çırkine, kumara ve saireye aid olmak rolunan gazetelenn, meccnuaların yekun işte o rakamı doldurmaktadır. Politika dan bahseden gazetelerin sayısı iki yüz el liden, hekimliğe taalluk edenlerinki lKIj yüzden fazladır. Sırf ilân için çıkan vei on binlerce basılıp dağılan gazete ve mecmualar bugün elliyi geçmiştir. Gazetelerimizle Avrupa ve Amerika gazetelerini ayıran bir fark da bizımkılerin hep genc, onlarınkilerin yüzde elli nisbetinde ihtiyar oluşlarıdır. Genclik yaşlıhktan iyi ise de san'at ve ticaret sahasında hakikat bunun aksınedır ve o sahada yaş lılık, sâyin daima zinde ve verimli kaldi' ğını gösterir. Meselâ bizde yirmi beş yaşını geçen gazete Konyadaki Babalık müstesna yoktur. Halbuki Almanya gazetelerinden Magdeburgische Zeitung 312, Schleısche Zeitung 197, Weser Zeitung 94, Koelnische Zeitung 78 yaşıa dadır. İngiltere gazetelerinden de Morning Post'un yaşı (156) dır. Advertıs rinki yüz kırk dörttür, Globe yüz otuz b şe girmiştir. Times de bu yıl yüz elli ya> şını doldurmuştur. Daily Chronicle Ingi liz gazetelerinin genclerindendir, henü seksen üç yaşındadır, Daily Telegrap! onunla yaşıddır. Macaristanda çıkan P e tiHirlap henüz elîiye bastı. Nemzet ondan üç yaş küçüktür. Ispanyanın en yaş. gazetesi La Eoeca seksen sekizincı yı nı yaşıyor. İtalyada doksanmcı yıldönümünü idrak eden Gazetta del Popolo'da yaşlı ceride yoktur. Romanyanın Ind pendance Roumaine'i altmış bir yaşın yeni girdi, Isveçtek' MorgenBladet ise yüz yirmi yaşını bitirdi. İsvıçrede çıkan Gazetta de Lousatme yüz kırk yaşına girmek üzeredir. Fakat Amerikada yüz elli yaşını aşan tek bir gazete vardır, o da Courrier des Etatsunis'dir! İşte biz muharrirler, bu uzun ömürlü gazeteleri daima gözönünde tuttuğumuz ve bizde çıkan ga7etelerden çoğunun da sıkta uğramış cenin halinde doğup öldüğünü bildiğimiz ıçir, her yeni çıkan gazeteyi heyecanla kars:larız, onunla ilgilı olup olmadığımızı duşünmeden nevzadın muammer olmaMna dua ederiz. Çür.kü bir gazetenin doğuşunu görmek nekadar tatlı ise öriimünü seyretmek de o kadar acıdır. Tanrının bız muharrirleri bu acı ile 1 sık sık karşılaşmaktan korumasını dılerım. î Bir Fransız mecmuası yeryüzünde mevcud kulelerın, âbidelerin, mabedle rin boy ölçülerini toplamış, neşrediyor. Buna göre, Parı^in meşhur Eyfel kulesı diğer arkadaşlarınm hepsinden yüksektir. ~ Filhakika Eyfel'in 300 metrelik narin boyu vardır. Halbuki: Vaşington'daki dıkilitaş 169, 164, Torino'daki Antonelliana 156, Kolonya kilisesi Mısırdaki en yüksek ehram 142, Viyanada St. Etıenne kilisesi 138, Romada St. Pıerre kubbesi 132, Milâno'daki Dome 109ıretredir. Ve ilâh... ilâh... Bu vesile ile kaydediverelim ki bizim Ayasofya (58) ve Beyazıd kulesi (41 metre ile) bunlann yanında, tabir caizse, epey yaya kalıyorlar. Fransız gazetesi mağrurane ilâve ediyor: «Demek ki Eyfel kulesi yüksekliğile bütün dünyaya hâkimdir.» Öyleya; siyasî, malî, iktısadî bütün Hâkim, sorguyu müteakıb, kendisinin burada ikametgâhı bulunnjamasını göz vaziyetlerin hsle şu sırada pek yükseönünde tutarak tevkifine lüzum görmüş ğinde bulunmıyan Fransa için, dünyaya hâkimiyeri o ihtlyar Eyfel'in yüksekliğitür. le olsun ilân etmek... Hiç yoktan gene küçük bir tesellidir. Maamafih pek nev'ı şahsına mahsus bir hakimiyet doğrusu. Çanakkalede fıstık yetiştirilecek Çocuk mantığı lzmir (Hususî) Umumî müfettişlikçe Gazianteb ve îzmir Tire havalisme gönderilmiş olan Çanakkale Ziraat müdürü Tahir Erman, on günlük bir seyahatten sonra Çanakkaleye dönmüş ve Çanakkale, Biga, Bayramiç vilâyet ve kazalarına mühim miktarda fıstık ve kestane aşısı kalemleri getirmiştir. Bu aşılar Kazdağı eteklerinde pek bol olan kestane korularile melengeç agaclanna tatbik edılecektir. Çanakkalenin sahil kazalarile Ge libolu kazasında aşı ve budama hareketleri çok ilerlemişitr. Bu ralarda kurslara devam eden ve vesika alan budama ustaüarının sayısı (1400) e Küçük Yavuzu, babası bir boks maçıkmıştır. Kursa devam edenlerin sayısı çına götürcnüştü. Maçm orta yerinde ço(3000) i bulacaktır. cuk sordu: Baba, zenci boksörlerin gözüne Umumî müfettişÜk tarafından takdir gören zeytinlik mütehassısı Zekinin yetiş yumruk vurulduğu zaman bembeyaz olur tirdiği zeytin fidanlık ve çekirdekten ye mu? Ne münasebet? tişen üç senelik zeytin aşılarında bu sene Baksana... Beyazlara vurunca simmahsul görülmüştür. Çanakkale Ziraat müdürile arkadaşları iyi bir çal.şma ile siyah oluyor... böyle birçok fidanlıklar kurmuşlardır. Binilmiyecek sandal Çanakkale ile Lâpseki arasında kuru lan büyük bir bademlik için Ziraat Vekâleti son zamanlarda 1300 lira gönder miştir. Buralarda derhal sonbahar çalış. malarına başlanacaktır. Tecessüs "ADÜYEDE Gizli bir muhakeme Balina avcılığından iki intıba lıkları da beraber dışarı fırlatmaması için kendisine bir parmaklık vazifesi görür. Bunlar sanayide de bildiğimiz korse balinaları olarak kullanıhr. $imal memleketler ahalisi balinanın etini seve seve yerler, fakat Avrupalı balina avcılan, yalnız yağını ve dişlerini kullamrlar. Son zamanlarda Almanya balina avcılığı için bir filo hazırlamağa başlamıştır. B.r müddet evvel Kurtuluşta Tepeüstünde hapisaneden yeni çıkmış Said isminde birini kan gütme davasından vuran İhsanla Mehmedin muhakemesine dün Ağırcezada gizli celse olarak devam edilmiştir. Dünkü celsede suçluların geçen celsede gösterdiklerı mudafaa şahidlernden bir kısmı dinlenmiş ve muhakeme gel miyen şahidlerin celbi için başka bir güne talik edilmiştir. Kapıcı (müstakbel müşterilere evi gezdirerek) Efendım, işte burası mutftk. Şu kapıdan banyoya geçiliyor. Bu'ada üç tane oda var. Sıcak su, soğuk su, ılık su... Bayan (sözünü keserek) Bu apartıman fena değil. Fakat şu penceler o kadar biçimsiz yapılmıs ki... Karşı evlerden bir bakan bütün bizım evin içini görecek... Kapıcı (tehalükle) Ne demek efendiın, siz tutacak olduktan sonra ben «ev sahibi» ne söylerim. O pencereleri ördürürüz, olur biter. Bayan (bir müddet düşündükten sor.ra) Fakat... O zaman ben karşı evleri nasıl göreceğim? Vekâleterı: CEMİL FİKRET Ecnebi ve hususî mekteblerin bütçeleri Orta yaşlı şairlerimizden birinden bahsolunuyordu. Herkes gibi onun da lehinde aleyhinde, ileri geri bir sürü şey ?6ylenmişti ve söyleniyordu. Içimizden biri: Yok canım, dedi, o sandalına binılecek adam değild;r. Neden? Öyleya, baksanıza, «küreği kısa», bir türlü «çerçe\e» den dışarı çıkam'.yor. Şehrımizdeki ecnebi ve Türk hususî mekteblerinin bütçeleri dünden itiba ren Maarif müdürlüğünde hususî bir komisyon tarafından tetkik edilmeğe başlanmıştır. Bu mekteblere aid bütçeler sıkı bir kontroldan geçirildikten sonra tasdik olunmak üzere Maarıf Vekâletine gön derilecektir. Bir ıtriyat lâboratuarından çalınan paralar Eminönünde (Necibbey) Itriyat lâbplıralık ıtriyat çalınmıştır. Bütün şüpheler, paralarla beraber ortadan kaybolan Romanyalı Ahmed isminde bir genc üzerinde toplanmaktadır. Elazığ Belediye intihabı k ratuarmdan 1400 lira nakid para ile 100 Bursada enteresan bir dava Bursa (Hususî) Orhanelinin Perçin köyünden Tahn adında biri bir müddettenberi ayrı yaşadıklan karısı Tayyibeyi bıçakla öldürmüştür. Bu cinayetin muhakemesine Ağırcezada başlanmışır. Reis Osman Sabri maznuna ne diyeceğini sorunca, Tahir, gayritabiî haller ve garib işaretlerle frengili olduğundan bahsetmiş,, aklınm muayenesi için doktora gönderil mesini istemiştir. Adliye doktoru muayene neticesinde müşahede altına alınmasına lüzum göstermis ve mahkemece Istanbul Tıbbıadlî müessesesine gönderilcnesine karar verilmiştir. Elâzığ (Hususî) Şehrirniz Belediye int:habı neticelenmiş Cumhuriyet Halk Partisi namzedleri ittifakla Belediye azalığına seçilmişlerdir. SpHrimizde reye iştirak hakkı olan 6000 küsur rey sahibinden 4000 küsurı* ı?ye iştirak eylemiştir. Bunlardan 1700 küsuru kadındar. Azalarm seçimmden sonra reis intihabı yapılmıs ve ittifakla eski reis Kemal Şedele seî'lmiştir. Beledive yeni bir çalışma hızı ile iş devresine girmeğe hazırlaniı ktadır. Gönderdiğim resim Belediye intıhabından bir intıbadır. 30 saatlik mesafeden şahidliğe gelmiş olan beşi kadın ikisi erkek yedi kişi, buraya üç günde geldiklerini, üç günde de köylerine dönebileceklerini anlatmışlar dır. Kendilerinin ifadeleri alınamıyacağı tebliğ edilmiş ve her birine dörder lire yevtniye ve zaruri masraf takdir edile rek Orhaneli mal sandığmdan bu paralarını almalarma karar verilmiştir. c Tekirdağda kültür faaliyeti Tekirdağ (Hususî) Yeni öğretim yılını çok müspet ve verimli bir çalışma plânıle karşıhyan ilimiz kültür ailesi, gene geçen yıl olduğu gibi sınıf iş birlikleri içinde, hazırlık işlerini yapmak, ileri öğretim tekniği üze rinde tezler hazTrlamak ve konferanslar vermek, dırektörlük tarafından verilen direktifleri dersanelere nakletmenin yollarmı aramak için devamlı toplantılarına baslamışlar, yıl içinde açılacak kurslarm hazırlıklarmı şimdiden emniyete almıslardır. Gönderdiğim fotoğraf, Kültür Direktörü tarafından idare edilen kursa iştirak eden öğretmenleri göstermektedir. Af. TURHAN TAN Doktor Hüseyin Kenan Avrupaya gitti ] \ Güzide asabiye mütehassıslarımızdanf doktor Hüseyin Kenan meslekî tetkik * lerde bulunmak üzere dunkü trenle Budanesteve gitınıstir.