27 Nisan 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURIYL 22 İkincikânun 1938 ( Şehir ve Memleket Haberleri ) Siyasî icmal Yazan: MAVREEN FLEMlNG 39 Çevirenler: MÎTHAT CEkSAL S. ZİYA Otobüs neşriyatm 120 deniz feneri teslim alınıyor dan çıkan davalar Bir heyet, bu işle iki ay ugraşacak Et fiatlarındaki ucuzluk Mezbaha resmi baş üzerinden değil kilo üzerinden alınacak Belediye îktısad İşleri müdürü Asım Süreyya Ankaradaki temaslarını bitire rek şehrimize gelmiştir. Et fiatlarının kilo başında on kuruş ucuzlatılması ve bunun da martın birinden itibaren tatbiki hakkmda hükumetçe verilen karar üzerine îktısad müdiriyeti ve Belediyenin diğer alâkadar şubeleri hemen hazırlığa başlamışlardır. Evvelce de kaydettiğimiz gibi et fiatIarından indirilecek on kuruş kısmen mezbaha resminden, kısmen de nakil ve tevzi işine verilecek yen: şekilden temin olunacaktır. Mezbaha resmi, şimdiki halde, kesilen hayvanlardan cinslerine göre baş üzerine alınmaktadır. Halbuki martm birinden itibaren bu tarz değiştirilerek mezbaha resmi etten kilo üzerine tahsil edilmeğe başjanacaktır. Binaenaleyh Belediye ilk iş olarak yeni vaziyete göre bir tarife tesbit etmek mevkiinde bulunmaktadır. Bundan dolayı evvelâ bu hesablar üzerinde tetkikat yapılmaktadır. Bir taraftan mezbaha resmi re's üzerinden kiloya çevrilirken diğer taraftan da resimden indiril mesi lâzım gelen miktar tesbit olunacak ve yeni tarife buna göre hazırlanacaktır. Bidayette Belediyenin mezbaha res minden kaybedeceği miktarm havagazi, elektrik ve saire gib! bazı maddeler üzerine birer miktar zam yapılmak suretile telâfisi düşünülmüştü. Fakat hükumetçe bu şekil muvafık görülmemiş olduğu gibi Belediyenin bu yüzden kaybedeceği va ridat miktannı da gene hükumet ödemeğe karar vermiştir. Binaenaleyh bu se beble hiçbir maddeye zam yapılması mevzuubahis değildir. Esasen, et istihlâkin artması üzerine, Belediyenin yaptığı tenzilâtın kendiliğinden kapanması ihtimali de çok kuvvetli dir. Japonya Sovyetler Siz söyleyin bakalım, beni böyle gören ne iştedir der? Ne bileyim vallahi... Eğer bu köpekleri bir yerden aşırmadmızsa, göğsümü gere gere diyeceğim ki köpek çobanısınız siz. Hayır, bilemediniz. Tahmininiz yanlış, hem de iki defa yanlış. Ben, Viyanaya, sırf Noel yortusunu damadımın yanında geçireyim diye gîdiyorum. Ya! Demek, sizin damad Viyanaida iş güç sahibi? Evet... Daha doğrusu, hem evet, hem hayır. Yani tembelin biri... Oyle demek İstiyorsunuz değil mi? Bilmem, noktai nazara bakar bu... Birçoklan pek çalışkan buluyorlar onu. Yani bu zavallı çocuğun esaslı bir îşi yok mu? Bilmem vallahi... Bir aralık işsiz kalacak gibi oldu; amma şimdi bir müdIdet daha işsiz kalmıyacağa benziyor. Canım şunun doğrusunu söyleyin, ne iş yapar bu adam? Ne iş mi yapar? lmparator. Dük Max kahkahalarla gülüyordu. Saatci de öyle. Tevekkeli değil, saafciye kansı daima Sssen bir lâfın şaka olduğunu öyle bir çakarsm ki..» demezdi. Ve saatci, dük Max*m şakasım bflet iriemunına da anlattı; ve deminkinin, içkinin son kalanını da içerek, şakaya canügönülden bir hayli güldüler. Derken köpekler uyandılar ve nazik nazik kuyrüklannı salladılar. François Joseph mizahdan iyi anlar, alayı Müddeiumumiliğin ikinci bir davası da tatil severdi: Fakat ucu kendine dokunmamak şartile! kararile neticelendi büsbütün senindir. tmza: Elisabeth hala.» İmparatoriçe bu Noel yortusunun herkes için bir bayram olmasını istedi. Ikincikânunun 23 ünde Viyananın yüzlerce fıkarasına Hofbourg sarayında bir Noel ağacı hazırlattı; ve şimdi dört yaşına giren Valerıe bu kabul resmıne rıyaset etti. Elisabeth'in mürüvvetlerinden biri Viyana için sürekli bir hayır işi oldu. îm paratoriçe «halk mutfakları» açtı; ve şehrin muhtelif yerlerine dağılmış olan on beş ufak lokantada hiç denilecek bir para ile adeta iyi bir yemek yemek mümkün oldu. Bu lokantalar adamakıllı tutununcıya kadar İmparatoriçe bunlara kendisi baktı. Sonra kibar âleminden bir takım kimselerde bu hayır işine alâka uyandırttı, ve mutfakların idaresini onlara bıraktı. Hükumet de işin kıymetini anladı; yeni mutfaklar açarak tmparatoriçenin düşüncelerini idame etti. Şimdi aradan yanm asır geçmiş bulunuyor; öyleyken hâlâ bugün geniş ve havadar salonlarda ku rulmuş tertemiz sofralarile bu lokantalar mevcuddur. İyi bir çorba; bir tabak et; bir tabak sebze yemeği... Ve bunlann hepsi maliyet fiatma! Bugün bu lokantalara «Wok» derler. *** Dün asliye cezada Müddeiumumilik tarafmdan bir sabah gazetesi başmuharrirıle neşriyat müdürü aleyhine açılan ikinci davaya başlanmıştır. Mezkur sabah gazetesinin muhtelif nüshalarında intişar eden yazılarda devlet memurlarmın şeref ve haysiyetlerinin tecavüze uğradığı Müddeiumumilikçe iddia edilmekte ve suçlulann matbuat kanununun 30 uncu maddesi delâletile tecziyeleri istenilmekteydi. Reis Sadeddinin bu yazılar hakkmda «ne diyeceksiniz ?» sualine mezkur gazete başmuharriri bu yazılarda hakaret kasdi olmadığını söyledi. Reisin sualine cevaben mezkur gazete neşriyat müdürü de: « Bu yazılar tenkid mahiyetindedir. Esasen ismi geçen şahıslar aleyhimize dava ikame etmişlerdir. Ve mahkemenizde devam edilmektedir. Biz yazılarımızda hiçbir memurun şeref ve haysiyetine do kunmadık. Şayed böyle bir §ey olsaydı yazılardan müteessir olan memurlar aleyhimizd; dava açarlardı.» Müdafaa avukatı: « Müddeiumumilik ancak devlet memurlan hakkmda alâka gösterebilir. Belediye memurlan kanunen devlet memuru addedilemezler. Binaenaleyh Müddeiumumiliğin re'sen dava açmağa salâhiyeti yoktur.» Iddia makamı, bu noktaya itiraz ederek: « Dava matbuat kanununun 27 nci ve 30 uncu maddelerine göre açılmıştır. Bu hususta dava açmak salâhiyeti resen Müddeiumumiliğe aid bulunduğundan ve neticei muhakemede vaziyet değişebileceğinden ancak gösterilen madde üzerine sevkedilen bu davanın matbuat kanununun 30 uncu maddesi sarahati dahilinde görülmesi lâzımdır. Maznunlann bu noktaya matuf itirazlarının reddile muhakemenin devamını isterim.» Celse kısa bir fasıla ile tatil edildi. Yeniden açılışmda iddia makâmı, mütaleasını serdederek bu makale lerin tenkjd yollu neşjiyattan *ba. ret olduğunun mezkur gazetelerin tet kikile anlaşıldığından ve 30 uncu maddede gösterilen fiilleri işledikleri anlaşılamadığından maznunlann beraetini istedi. Bunu müteakıb heyeti hâkime, kısa bir fasıladan sonra davanın tatiline karar verdi. J Denizbanka intikal eden fenerlerden biri Fenerler idaresinin teknik kısımları da devrahnarak devir işi ikmal edilmiştir. Bundan sonra bir heyet ıdarenin Türkiye sahillerinde bulunan 120 fenerini ayrı ayn gezerek hepsini birar birer tesellüm edecektir. Bu esnada bu fenerlerin tamire muhtac olan cihetleri de tesbit oluna * caktır. Fenerlerin tesellümü işinin iki ay kadar süreceği anlaşılmaktadır. Bugün mevcud fenerler Türkiye kı ılarına az geldiği için Denizbank her sene memleket kıyılanna bir miktar yeni ener daha yaphracaktır. aponyada fevkalâde ahvalde gayet ciddî tedbirler almak Ü2ere, nadiren toplanan imparatorluk onferansı son toplantısında Çindeki askerî harekâtı kat'î bir neticeye bağlamak e ihtimal akabinde Sovyetlerle zuhuru çaresiz olacak bir harbe hazırlanmak üzere, mühim kararlar vermişti. Bu kararlardan malum olanlar Hanko'ya çekilen ŞanKayŞek hükumetini herhangi suretle bir daha tanımamak ve bu hükumete mensub büyük kuvvetleri derhal imha etmek ve Çinde başka bir hükumet kurup bununla anlaşmaktır. Bu kararkr derhal tatbik mevkiine konuldu. Japonya ile Çin arasmdaki diplomasi münasebat, Tokyo'daki Çin sefirine, pasaportu verilerek derhal yola çıkanlması ve Çin hükumeti nezdindeki Japon sefirinin de geri çağınlmasile ke silmiştir. Fakat ilânı harb vaki olmıyacak ibi görünüyor. Çünkü, Japonya, kendisini Çin milletile hali harbde değil; belki bunun baçmda bulunan bir komite saydıı ŞanKayŞek'in taraftarlan ve teva biile Japonya aleyhinde siyasî ve iktısadî tahrikâtta bulundukları iddiasile mücadelede saymaktadır. FrançoisJoseph mizahtan iyi anlar, alayı severdi: Fakat ucu kendine dokunmamak şartile! Dük Max köpeklerile saraya gelip de saatci ile macerasını anlatmca ve onu saraya davet ettiğini söyleyince împarator bundan çok hoşlandı. Saatci alayla devam etti: Imparatorun bir taraftan Macaristan Ne olur, beni şu günlerde damadıda ve îtalyada gördüğü tecrübeler, bir nızla tanıştırsanız! Kendilerile teşerrüf taraftan da Elisabeth'le dük Max'ın etmek isterim. halkseverliği onda şu kanaati uyandırmışDük Max muvafakat etti: tı ki bu halk denilen şey o kadar da fena Hay hay. Bayramlık esvablanmm en güze değildi. Ve saatciyi saraya çağırtmağı muvafık buldu. lini giyerim. Âlâ! Amma kannızı da beraber Kırmızı burunlu saatci, Imparatordan getirin. bir.,dAY/5t kâğıdı alınca o k^daı; fenahk Dük Max saatcinîn acfresını aldı. geçirdi ki kansı yardım etti de ancak öy Saraya, yann, ikindiye doğru şöy le giyinebildi. Kadın tenbih etti: le bir uğrayıverin. • • İmparatorun huzunına çıkarken kıSaatci gözünü kırptı, ve böyle bir yak bir reverans yapmağı unutayım demazhariyete naıl olmuş tavrını takınarak: me... Bilinmez, belki împarator yaptığın Emin olun, kusur etmem, gelirim, saatlerden birini görmüştür. dedi; lmparator hazretlerine de söyleyin, Saatci saraya gitti, davet kâğıdını gösgeleceğimden emin olabilirler. terdi. Taht odasına götürdüler. Dük Viyana. Max kendisini karşıladı, ve tmparatora İki yeni dost el sıkıştılar: takdim etti. François Joseph mutadın Allaha ısmarladık. dan fazla mülâyim bir eda takmdı. SaSaatci, tereddüd içinde, başını kaşıdı. atci bir tmparatora baktı, bir de Dük Kopekler ve dük M a ı bir köşe başında Max*a... Ve: gözden nihan oldular. Aman yarabbi! *** Dedi. Gözleri yerinden fırlamıştı. Bir Elisabeth kendini işe venniş, bahtiyar lmparator kaynatası üçüncü mevkie binHı: Noel yortusu hazırlıklanmn esaslı te sin, köpek çobanlığı etsin? Saatci ne aferruatına bakıyordu. Yüzü, gözü dirilik, cayib bir âleme düşmüştü! canlıhk içinde parlıyordu; füsunu son Zavallı adam kendine gelsin diye haddine varmıştı. Otuz beşindeydi. VaDük Max bir kadeh konyak sundu. kıâ bundan önce de uzun yıllardanberi François Joseph gülümsedi, ve saatgüzeldi ve daha uzun seneler güzel kalaciye: caktı; fakat otuz beş yaşında güzelliğinin Görüyorsunuz ya, dedi, tuttuğum fcon noktasına varmıştı. Ağır şeyler yemeiş âdeta bambaşka bir iş... Ve Dükün toıek, jimnastik yapmak, açık havada yasize söylediği gibi epeyce de yorucu. §amak..< Bütün bunlar vücudünün na Dük Max ilâve etti: rinliğini, çevikliğini muhafaza etmesine Bizim ailede işsiz, güçsüz bir ben yardım etmişlerdi: Sanki on sekizinde bir vanm. kızdı, o kadar ince bir vücud. *** Noel yortusu Elisabeth için bir kerem Vak'ayı, saatci, kansı Gretl'e, koltukzamanı oluyordu. Bu yortularda o bir yıları kabararak anlattı ve sordu: gın dostundan hiçbirini unutmazdı. Me Ne dersin bu işe Gretl? selâ haber aldı ki şair Henrich Heine'nin Bana, hasmetpenah, bir düzüne saat kansı sıkıntıdaydı; kadmı işe yarıyacak ısmarladı. Artık dükkânın camına yalkıymetli hediyelere garkettı. Meselâ Bodızlı harflerle şunu yazabiliriz: «Haşbi ve Madi, onun bu sevimli çocukluk armetlu împaratorun saatcibaşısı.» kadaşlan, sonra dük Max'm sayısı belir*#* siz gayrimeşru çocuklan, hepsi bu Noel Noel gecesi... Küçük Valerie'nin yortusu vesilesile Sisi'nin mürüvvetinden Noel ağacı donanmış, ısıklar icinde... istifade ettiler. Meşru kardeş ve kız karKücük, büyük herkes, Elisabeth'in hadeşlerine karşı da ayni cömertliği göszırlattığı hediyelerini almışlar... Uyuya terdi. kalan Valerie'yi kucakta, yatağına göKardeşi Louis, Henriette Mendel is türdüler. minde bir tiyatro artistile evlenmişti; aileDavetliler, büyük ziyafet salonunda de bu izdivacı muvafık bulan bir Elisayemeğin hazırlanmasını bekliyorlardı. beth olmuştu, bir de dük Max... Ve bir «Livree» li bir uşak geldi, «buyursunparasız olmakla beraber Louis ve kansı lar» dedi. bahtiyardılar. Elisabeth aşkı servete ve Sofrada Dük Max, Sophie'nin yanınmevkie tercih eden kardeşinin fedakârlıda oturuyordu. Bu ziyafette suratı gülğını beğeniy'ordu. Marie'ye gelince, miyen bir Sophie vardı: Bu toplantıyı Louis'nin on dört yaşındaki bu kızını Eliva''arsız bulmuştu. sazeth atiyelere, mücevherlere garketti; Rodolphe neş'eler içinde gürültü ediüstelik de en güzel esvablanndan birkayordu... Gisele alabildiğine heyecanlı çını Marie'nin vücudüne göre düzelttirheyecanh konusuyordu... Sofranın etradi. fında yemek tabakları, büyülenmişler giNoel toplantısma bu Marie de geldi. bi, cabuk çabuk geçiyorlar, boşahyorlarKüçük kızın binicilikte gösterdiği meha dı. Ingiliz âdetine göre «Plum Pudrete baktı, Elisabeth bayıldı. Kız, Elisa ding» tatlısı «rhum» alevleri içinde gelbeth'le beraber, Prater'de at gezintileri di... Sonra buz gibi şampanyalar... yapıyordu. Bavyera'lı küçük mektebli kız Dük Max bira ile beraber bol bol şamrparlak bir prenses» olarak evine dön panya içiyordu. Kahve zamanı geldi. dükten sonra şöyle bir kısa kâğıd aldı: En gencler yatmağa gittiler; büyükler «Marie, Viyanada bindiğin küçük kısra kaldılar, konuştular. gı sana veriyorum. Ilk trenle geliyor; ve (Arkası var) Diğer taraftan Japonyanm yardımile yakmda kurulacak olan Çin hükumetile ulh akdine hacet görülmeksizin aradaki meseleleri bertaraf edecek müzakerelere derhal girişilmesini resmî hali harbin mevcud bulunmaması kolaylaştıracaktır. Fakat böyle bir hükumetin kurulmasından evvel, Japon ordusu tarafmdan şimalî Çinde ve orta Çindeki sahalann birleşti rilmesi ve yekpare bir memleket haline etirilmesi icab ediyor. Bunun için şimalî Çini işgal eden Japon ordusu Şantung eyaletinden Tiyençin Nankin demiryolu boyunca cenuba sarkmakta ve Şanghay'dan ilerlemiş olan General Matsui'nin ordusu da Nankin'den ayni demiryoîa boyunca şimale doğru hücum etmektedir. Aradaki Çin ordusu imha edildikten sonra Şanghay'ın cenubundaki Hangço'dar Mançuri hududundaki Sauhaykvan'a kadar Çinin bütün şark sahili ve hinterlândı yani Çin ülkesinin en mamur ve en zengin yerleri kâmilen işgal edilmiş olacakür. Bu geniş ve mamur sahada^ ihtimal, merkezi Pekin'de bulunan şimdiki muvakkat Çin cumhuri MÜTEFERRtK Bursa fabrikatorlarının bir müracaati ADLÎYEDE Magellanos Kapopino davası Dün, ikinci ticaret mahkemesinde Magellanes Kapopino hâdisesi davasına devam edilmiştir. Heyeti hâkime, dünkü celsesinde, müdafaa vekillerine, her iki vapurun çar pışması sebebile Kapopino vapurunun ittihaz ettiği tedbirlerin mutad usul ve nizamlara uygun olup olmadığınm takdirini Yavuz sefinesi sahil süvarisile tktısad Vekâleti eksperlerinden Şükrü. Denizyolları îşletme müdür muavini Şevket ve Türk Gemi Kurtarma şirketi basmüşavirlerinden müteşekkil bir ehîi vukufa havale ve tetkikatın mahkeme huzurunda yapılacağını bildirerek da vavı baska bir güne talik etti. Bursadaki ipekli kumaş fabrikatorlan îktısad Vekâletine şayani dikkat bir müracaatte bulunmuşlardır. Bunlar, Bursada mevcud ipekli fabrikalannm ihtiyacdan fazla olduğuna, yarısının işlerken yarısının durmak mecburiyetinŞEHİR tŞLERl de kaldığına işaret etmişler, bu mıntakanın ipekli sanayiinde fazla^ istihsal Karaköydeki satış kulübeleri bulunduğunu bildirerek tedbir alınmaKöprünün Karaköy cihetindeki iki âını istemişlerdir. kulübe tahliye edilmiştir. İEminönü ci Sarraflar, altın tîcaretini hötiodebiieFi* •feiri«ıç»gimekaciar boşaltılacaktır. Kulübelerin yıktırılması bırakıyorlar işinin müteahhide verilmesi için şart Altm alım ve satımmın tanzimi hak name hazırlanmıştır. kındaki kararname ile para halinde buOtobüs servisi levhalarî lunan altmlar, ancak muayyen bankalar Belediyece bütün mıntakalarda sefer tarafmdan alınıp satılabileceği için şim jrapan otobüslerin ön taraflarına büyük diye kadar altm alım ve satımile meşgul yazı ile beyaz birer büyük levha koy olan sarraflar artık bu işi bırakmışlar malanna karar verilmiştir. Bu, levha dır. Sarraflar, bu bankalar taayyün e larda hangi hat arasmda işledikleri iri dince ellerindeki altını devretmek üzere harflerle gösterilecektir. Bu kararm tatbekletmektedirler. bikma dünden itibaren başlanmıştır. Almanyaya gönderilecek nümuneler Almanyadaki Türk Ticaret Odası, Odanm bu sene Almanyada açılacak sergi ve panayırlara daha geniş bir şekilde iştirak edebilmesini temin için memleketin her tarafında yetişen mahsullerden nümuneler gönderilmesini istemiştir. İstanbul Ticaret Odası bu nümune leri hazırlamıştır. Nümuneler bugün yola çıkacaktır. Profesörler et hükumetinin daimî bir teşekkül olduğu, yahud yeniden bir Çin hükumeti te§kil edildiği il?n olunacaktır. Bundan sonra Kanton dahi işgal edileceğinden dahildeki gayrimamur ve ücra taraflara çekilen ŞanKayŞek hüku metinin dağmık olan kuvvetlerile çete harbi yapmaktan başka bir iş kalmıya caktır. Fakat böyle bir harb Çinin mu kadderatı üzerinde bir tesir yapmıyacaktır. Nasıl ki Japon ordusu 1931 de Mançuri'yi işgal ettikten sonra, bu geniş memKuyu suyu ile ekmek yapan leketin ücra ve dağlık taraflannda bej sene müddetle devam eden çete harbi bu fırınlar kapatıldı yurdun mukadder akıbetini değiştiremeLokanta, ahçı ve fırın gibi halkm gı mişti. dası ve sıhhatile alâkadar olan müesseBugün Kiangsu eyaletinde cereyan etselerin sıkı bir surette kontroluna de mekte olan büyük muharebenin akabinde vam edilmektedir. Geçenlerde muhtelif mmtakalarda temizliğe riayet etmiyen Japon ordusunun küllî kısmı Sovyetlerle bir kısım lokantalar kapatılmıştı. Ev harbetmekte serbest kalacaktır. Yukan velki gün de Eminönü mıntakasmda ku da işaret ettiğimiz veçhile imparatorluk yu suyu ile ve hamur ekmek yaptıklan konferansında, Sovyetlere karşı harb için icin üç fırın kapatılmıştır. mühim kararlar verilmiş olması muhtemeldir. Böyle bir hareketin ilk hedefi Sovyetlerin müttefiki yahud mahmisi dış yani şimalî Moğolistan halk hüku meti arazisi olacaktır. arasmda Dilsizler cemiyetinin izinsiz çıkarılan takvimi Dilsiz ve SaŞırlar cemiyeti Ankara merkezi reisi Kâzım ve tstanbul şubesi reisi Süleyman Sırnnm Vilâyetten müsaade almaksızın takvim bastırma sucile durusmalarma dün Sultanahmed birinci sulh cezada başlandı. Suçlulann mahkemede ifadeleri kıs men isaret, kısmen yazı suretile almdı Dilsiz ve Sağırlar cemiyetinin Ankaradaki merkezi faaliyetten menedilerek karıatılmıştı. İki reis, ruhsatsız takvim basma su çunu birbirleri üzerine attılar. Kâzım: < Ben bu cemiyete çok hizmet et tim. Fakat benim bu faaliyetimi ceke miyenler bana karşı düşman oldular. Mütemadiven aleyhimde bulunuyorlar Hatta tehdid bile ediyorlar. Benim bu takvim meselesile alâkam yoktur> dedi. îstanbul şubesi reisi Süleyman Sırrı da takvimîeri basan ve satanların An karadaki reisle arkadaşları olduğunu sövledi. Hâkim Reşid, muhakemeyi müdafaa için baska bir güne talik etti. Her iki suçlu da vekil tutacaklarmı söyliyerek mahkemeden çıktılar. § n Sani Yaver gecesinde bulunan doktorlanmu Gülhane profesörleri, dün gece bir yaptıkları veda törenile o güzel âdeti kadirşinaslık töreni yapmakla bütün il muhitimize de getirmiş oluyorlar ki mî müesseselere ve hatta memurlar gerçekten takdire lâyık bir harekettir. zümresine güzel bir örnek göstermiş Sani Yaver, memleketimizde pek lerdir. hakh bir şöhret ve hakikî bir kıymet saBizde otuz yıl, kırk yıl alm açıklığile hibi olan fen adamlarımızdandır. Tıbçalışan her hangi bir memur veya pro biyeden yetişti, Avrupada tahsilini ik fesör, kanunun kendisine verdiği din mal etti, orduda çalıştı ve Gülhane Tatlenmek hakkmı kullanmak isteyip de bikat mektebinde yıllarca profesörlük tekaüd ihtiyar ettiği gün sessizce kö yaparak yüzlerce talebe yetiştirdi. Dün gece Tokatlıyan otelinde büyük şesine çekilir. Onu arkasından ananlar belki bulunur. Fakat teşyi edenler gö bir tören tertib eden Gülhane profesörrülmez. Halbuki garbde bir ilim adamı leri işte bu kıymetli arkadaşlarının kıynın hizmet hayatına veda edip çekil metini ve hizmetini bir kardeş sofrası mesi bir hâdise teşkil eder. Onun için başında anmışlar ve onun yerine gelen Eroin verirken yakalandı merasim yapılır, yazılar yazılır, resim doktor profesör özene de gönüllerinde Sani Yaverden boş kalan yeri açarak Evvelki gün Adliyenin jandarma ka ler basılır. akolunda katilden ve hırsızlıktan mah Gülhane profesörleri, uzun ve şerefîi törenin değerini kıymetlendirmişlerdir Halefle selefin nutukları gerçekten kum babriyeli Salime 70 gram eroin bir hizmet devresinden sonra kürsüsüvermek istiyen Çolak Ramazan cürmü nü terk eden boğaz, kulak ve burun has güzel olup dinliyenleri heyecan içinde talıkları mütehassısı Sani Yaver için bırakmıştır. meşhud halinde yakalanmıgtır. Bu ihtimali düşünen Sovyet hükume tinin şimdiden mukabil tedbirler aldıği telgraflarda haber veriliyor. Sovyetler Mançuri hududunda ve dış Moğolistanda dokuz fırka tahşid etmişlerdir. Bu askerî kuvvetlere merbut hava kuvveti de* 1500 tayyareden müteşekkildir. Sovyetlerin yeni yüksek meclisinin küşadmda şiddetli nutuklar söylenmiştir. Stalin'in vereceği emir üzerine Kızılordunun, mütecaviz faşistlere, hem de kendi topraklarında müthiş bir darbe indirmeğe hazır bulunduğu ordu mümessili tarafmdan beyan edilmiştir. Uzakşark harbinin ikind ve karadaki kat'î safhasının başlamasi zamanı yaklaşmış gibi görünüyor. Muharrem Feyzi TOGAY Dün dinlenen otobüsçüler Mülkiye müfettişleri dün de akşama kadar birçok otobüsçüyü dinlemişlerdir. Dinlenenlerin ekserisi, halen otobüs • leri faaliyette bulunanlardır. Bunların aldıklan otobüs ruhsatiyelerinin usul ve nizamata uygun olup olmadığı araştırıl^ maktadır. Cumhuriyet Nüshası 5 fcnruşrnr. Abone şeraiti Senelik Alb aylık Üç aylık Bir aylık Türkiye için 1400 K*. 750 • 400 » 150 » Haric icin 2700 Kr. 1450 • 800 » îoktnr
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle