25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURIYET 12 İkincikânun 1938 Tesadüf Garsonlar telâşlı telâşlı gidıp gelıyorlar. [Tabak tıkırtılarına, çatal kaşık şıkırtılarına müşterilerin yüksek sesle konuşmalan karışıyor. Öğle vakti Sirkecideki bu lokanta hemen hergün böyle kalabahktır. Bazan yemek yiyenlerin başına dıkilip boşalacak yeri ayakta bekliyenler bıle olur.. Bugün öyle değil amma, masalann birinde işgal edilmemiş ancak tek bir iskemle var.. Kapıdan gayet serbest gir diği halde etrafa göz gezdirince müte reddidleşen genc kız yavaj yavaş o masaya doğru yürüyor.. Çantasmı bir kenara yerleştirdıkten sonra mantosunun eteklerini toplıyarak soruyor: Müsaade eder misiniz? Masadaki delikanlı başını yanm kalidırıyor: Buyurun!.. Cevabmı veriyor.. Gözgöze geliyor lar, genc kız «galiba o!..» diye diişünüyor. Delikanlı «A.. O!..» lâkırdısını kendi kendine mınldanıyor!. Iki sene sonra ne tuhaf tesadüf!.. Bir !ki ay birlikte gezip tozduktan sonra biridenbire hiç sebebsiz ayrılmışlar, bir daîdaha kat'iyyen yekdiğerlerine rasgel Jnemişler, mektublaşmaya da lüzum görmemişlerdi. Şimdi ayni masanın fcaşında karşı karşıya... Birbirlerini dıi günceli ve şüpheli uzun uzun süzüyorlar.. f^ıhayet genc kız dayanamıyor, elile saJonu işaret ederek: ' Başka boş bîr yer yoktu, diyor, |roksa.. YoksaTDiye delikanlı sSzflnü lesryor. Genc Jaz, gülmeğe çalışarak ilâve ediyor: Yoksa, sizi rahatsız etmek iste Jfrezdim.. Çünkü kimbilir benim hakkımJa ne fena şeyler düşünmüşsünüzdür!. Delikanlı, bir an hafızasmm karan lık dehlızlerine doğru kiiçük bir seyahat Fjrapıyor.. Kısa bir zamanda tanımış olduğu sayısı iBÜhim bir yekun tutan kadınlan gözünün önüne getiriyor, karşısındakile mukayese ediyor... Hayır, lrçbirinin onun kadar hoşuna gitmediğinî anlıyor. .• Genc kız omuzlan düşüktve derin bir EÜkut içinde bekliyor..» Nıçin fena şeyler düşüneyim.. Vedalaşmıya bile zaman bulamadan anî a y rılmamızda sizin kadar ben de kabahatlıyim.. Fkat tahmin edemezsiniz.. O kadar çok işlerim vardı, o kadar fazla me?guldüm ki.. Bir müddet Istanbuldan da uzaklaştım.. Avrupada dolaştım.. Kaç defa size yazmak, izahat vermek istedim. Lâkin kabil olmadı. Affedersiniz!.. Genc kız sesi titriyerek ve karşısındakinin yiızüne bakmrya cesaret edemiyerek cevab veriyor: En büyiik kusur bende.. Son randevuya gelemedim.. Yazıhaneden vak tile çıkmak imkânını bulamamıştım. Her ikisi de tabaklannın iistüne dogru eğiliyorlar. Salonda tabak bkırtılan, çatal ve kaşık şıkırtıları devam ediyor.. ,Yandaki masalardan onlarla alâkadar oluyor gibi görünenler de var.. Bir müddet sükut içinde yemeklerini yiyorlar. Sonra delikanlı soruyor: Peki, şimdi nasılsmız, ne yapıyorEunuz, gene çalışryor musunuz? Çalışıyorum.. Siz.. Hâlâ bekâr taJsınız? Evet.. Niçin evlenmedinîz? Henüz maddî ve manevî îmkân bulamadım.. Lâkin siz oldukça yorgun görimüyorsunuz.. îşlerle kendinizi bu ka dar fazla üzmemelisiniz! Ne yapayım, hayatnnı kazanmak taecburiyetindeyim!. Öyle amma, sıhhatinîz bozuluyor, basık tavanlı havasız bir odada mütemadiyen oturmak size yaramaz.. Sık sık çıkıp gezmeli, kırlarda dolaşmalısmız!.. Vaktimin olmadığmı pekâlâ bili yorsunuz.. Sabahlan tam dokuzda yazıhanede bulunmam lâzım.. Aksam ancak altı buçuk, yedide çıkıyorum.. Belki yazın tavsiyelerinizi yapabilirim. Çünkü malum ya, o vakit geç karanhk olur.. Siz, bana verdiğiniz bu nasihatleri kendiniz de tatbik edebiliyor musunuz? Şhndilik edemiyorum.. Fakat bir iki sene sonra işlerim daha ziyade düze lecek zannediyorum.. Artık her saat her dakıka amelenın başında bulunmak mecburiyeti kalmıyacak.. Evet, o zaman daha fazla hür ve serbest olabıleceğim!. Delikanlı konuşmasını birdenbire kesti ve genc kızın gözlerinm içine bakarak: Barıştık değil mi, dedi, yeniden dost olmamızı istemez misiniz? Genc kız cevab vermedi. Hesabmı gördü, çantasmı aldı, kalkıp yürümek a r zusunu gösterdi. Delikanlı da ayağa kalktı. Masanın üzerinden uzanarak kulağına fısıldadı: Demin beni affetmiştiniz.. Şimdi tekrar niçin dargın görünüyorsunuz. Genc kız, çantasmı koltuğunun altına kıstırarak eldivenlerini giymeğe koyuldu. Hafifçe kızarmış, heyecanlı nefesler alıp vermeğe başlamıştı. Onüne bakarak: Çok acayib adamsmız! Dedi, delikanlı kalın kalın gülüyor du. Lâkin gülüşte gayesine erişmişlerin emniyeti hissedilmiyordu. Beraber dışanya çıktılar. Sokağın bir köşesinde d u r dular. Gelip geçenler onlara çarpmamak için yanlarından geçerken hafif birer kavis çevirmek mecburiyetinde kalıyorlardı. Tramvay çanlarının, otomobil ve otobüs kornelerinin gürültüsü birbirlerinin söz lerini iyi işitmelerine mâni oluyordu. Onun için yekdiğerlerine daha fazla sokuldular. Delikanlı genc kızın elini bir türlü bırakmıyor ve mütemadiyen şu cümleyi tekrar ediyordu: Ne zaman görüşebileceğiz?.. Cevab alamayınca gene kendisi ilâve etti Pazar günü saat ikide.. Taksim tramvay durağında!.. Sinemaya gideriz, oradan da bir yere uğrayıp çay içeriz!.. Genc kızın dudaklan hâlâ sımsıkı kapalı duruyor, yalnız arasıra hafif tebessümlerle kenarlan sağa ve sola doğru uzuyordu. Nihayet elini kurtardı ve «Meydandk» a doğru yürümeğe koyuldu. Delikanlı: Mutlaka beklerim! Diye bağırmakta devam ediyordu. *** Genc kız pazar günü saat ikide randevuya gelmedi. Sonra da delikanlıyı arayıp sormadı. Onu affetmemiş miydi? Bilâkis.. Kabahatin en büyük kısmınm kendisinde olduğunu biliyordu. Onu be ğenmiyor muydu? Bilâkis çok hoşuna giden bir delikanlı idi. Ona itimadı mı yoktu? Bilâkis, ilerde samimî bir yuva kuracaklarından emindi. Fakat.. Genc kız birçoklan için belki de saçma ve manasız görünecek bir prensipe iman etmişti: Ayrılanlar, bir daha birlesmemelidirler! Ahmed Hidayet SiNEMASl B U G U N mat nelerden itibaren ALKAZAR RADYO Sinemanın istikbali karanhk mı? Şarlo, filimciliğin teknik cihetinden gerilediği kanaatindedir kazandığı muvaffakiyete mukabil san'at noktasından Charlie Chaplirr'in bir makalesi Rn aksarnki program J ANKARA: 12,30 muhtelıf plâk neşriyatı 12,50 plâk: Turk musıiusı ve halk şarkıları 13,15 dahılî ve hancı haberler 18,30 muhtelıf plâk neşnyatı 19 Turk musıkısı ve halk şarkıları ıHıkmet Rıza ve arkada§ ları) 19,30 saat ayarı ve arabca neşri yat 19,45 Turk musıkısı ve halk şarkılan (Incı ve arkadaşları) 20,15 havacılık: Şakır Hâzım Ergokmen 20,30 plâkla dans musıkısı 21 ajans haberlerı 21,15 stadyo salon orkestrası 21 55 yarınkı prog ram ve Istıklâl marşı. ISTANBUL: 12,30 plâkla Türk musikısi 12,50 havadıs 13,05 plâkla Turk musiklsı 13,30 muhtelıf plâk neşriyatı 14 son 18,30 plâkla dans musıkısı 19 Bımen Şen ve arkadaşları tarafından Turk musllcisı ve halk şarkılan 19,30 konferans: Doktor Ibrahım Zatı (Keyıf verıcı zehirler ve alcoolısme) 19,55 borsa haberlerı 20 Mustafa ve arkadaşları tarafından Turk musıkısı ve halk şarkılan 20,30 hava raporu20,33 Omer Rıza tarafından arabca soylev 20,45 Nezıhe ve arkadaşlan tarafından Turk musikisi ve halk şarkılan, saat ayarı 21,15 orkestra 22,15 ajans haberleri 22,30 plâkla sololar, opera ve operet par çalan 22,50 son haberler ve ertesi gü nun programı 23 son. VIYANA: 18,35 ŞAN VE MUSKİ 19,25 kanjık yayın 20,40 BUYUK KONSER (musiki cemlyeti salonundan naklen) 23,05 DAN3 ORKESTRASI, Lstırahatler esnasınde ha berler ve saıre. PEŞTE: 18,35 ÇINGENE ORKESTRASI 19,15 konferans 19,45 KEMAN KONSERI (J. Thibaud) tarafından 20,20 eğlenceli konuşma 20,45 ORKESTRA KONSERI 21,25 haberler 22 AVRUPA KONSERI (Holanda'dan naklen) 24,05 haberler BUKREŞ: 19,05 gramofon, konferans 20,05 ŞARKILAR 20,30 gramofon, konferans 21,15 MUSIKI • Betthoven'in eserleri 22 AVRUPA KONSERI (Holanda'dan naklen) VARŞOVA: 18,20 ŞAN KONSERI (bariton) 18,55 karışık yayın 21,05 DANS MUSIKISI (sanla bırlıkte) 21,50 havadıs 22,05 PIYANO MUSIKISI: Şopen'ln eserleri 22,35 Avrupa konserl (Holanda'dan naklen) 23,45 gramofon, havadis ve salre 24,05 dans plâkları. LONDRA18,05 NEFESLİ SAZLAK ORKESTRASI 19,05 çocukların zamanı 20,05 EĞLENCELİ VE MUSIKILI YAYIN 21,05 karışık yayın 22,05 pandomıma, piyes 23,35 HAPIF MUSIKI 24,05 haberler ve saire 24,30 DANS ORKESTRASI 1,35 gramofon 1,55 haberler. hava. Dunyanın en fazla beğendiği ve Paramount füim şirketınin fran sızca sözld milyonlarca dolara mal ettiği en meşhur rejisörle ve en büyuk artistlerle çevrılen, Rejisörü: KîNG TEKSAS FEDAİLERİ ViDOR Baş rollerde: FRED MAC MURRAY JACK DAKİE Jean Parker Beyaz perdenin Şarlosu Ben şahsan, sinemanın mazisinden ziyade istıkbalile alâkadarım. Fakat bu gün istıkbal kelimesi «Mılletler Cemi yeti» yahud «iktısadî determinisme» gibi mevzulara tatbik edılince karanhk ve korkunc bir şekle giriyor. Sinemanın istikbali ise onlardan daha beter.. Çıinkü temelini müteharrik bir kum kütlesinden farkı olmıyan halkm zevki üzerine kurmak ihtiyatsızlığmj gösteriyor. Yann belki television onu büsbütün başka bir şekle sokacak! Kimse bu hususta kehanette bulunamıyor. Çünkü, bir vakitler, tiyatro san'atı da halkm zevki denizinde sakin ve müsterih pupayelken yol alıyordu. Fakat birdenbire makine ve teknik tekâmülünden doğan fırtına ve bora (sinema ile radyo) ortahğı kaplaymca zavallı nisyan kıyısına iltica etmek mecburiyetinde kaldı. Sinema, bugün Holivud'da saltanat kurmuş bir devdir. Birçok mevzulan ve aktörleri yalayıp yutuyor. Lâkin, yann tiyatronun uğradığı akıbete onun da dıişmiyeceŞini kim temin edebilir. Sinema bugün muvaffakiyetten mu vaffakiyete uçuyor. Ilk adımını panayır kulübelerinde atan bu san'at, bugün en lıiks salonlarda geziniyor. Acaba, kemal noktasma vâsıl oldu mu? Daha ileriye gidebilecek mi? Makine ve teknik noktasından fevkalâde terakki hamleleri yaptı, fakat san'at cihetinden atlıyacağı birçok mânialar daha mevcud!. Bu, mâniaların en mühimlerinden biri sansürdür. Niçin gündelik gazeteler, mecmualar, romanlar ve kitablar sansüre tâbi tutulmuyorlar da bütün ağırlık bi Hakikî hayatın Şarlosn çare sinemanın başına yükleniyor. Hıkâyelerde, romanlarda bütun tafsilâtile tasvir edilen birçok hâdiselerin sinemada teferruatile gösterilmesine müsaade edılmiyor? Niçin? Çocuklar ve gencler görüp fena yola sapacaklarmış. Peki, o çocuklar ve gencler sinemaya gideceklerine gazete, mecmua, roman okuyamazlar mı? Maamafih, benim istediğim; sansürün büsbütün kaldırılması değil, onun fılimlere sırf san'at noktasından tatbik edilmesidir ki bu şekilde ahlâkî bir sansüre de tâbi tutulmuş olacaklardır. Meselâ, şu sırada gösterilmekte olan nice filim var ki eger onlara san'at noktasından bir sansür tatbik edilmiş olsaydı, kat'iyyen piyasaya çıkamazlardı. Çünkü zevksizlik, hayata uymamazlık, bayağılık ve âdilik içinde yüzüyor lar. Halbuki, isi yalnız ahlâk noktasından tetkik etmiş olan sansürün gadnna uğramış nice filimler var ki bugün halkm bunlan görmemiş olması cidden mühim bir kayıbdır. Charlie Chapl'm •Jt Berlin stüdyolarında yapılmakta olan «Geceyansından itibaren» korde Usmm almanca kopyasında baş kadın rolünü Gina Falckenberg fransızca kopyasmdaki baş kadın rolünü ise Khâte von Nagy temsil etmektedirler. Jc Wılly Birgel ile Lil Dagover «Üç nağme», Karin Hardt ile Paul Hörbiçer «Evet, evet, aşk..» isminde filimler çe virmektedirler. Diğer taraftan Almanlar «Kar üstündeki deliler..» adında bir spor komedisi vücude getirmektedirler. Medeniyeti bir türlü kendine hazmedemiyen Teksas eyaletinin yegâne varısi kırmızı derilılerle Amerika Bırleşik devletler arasında senelerce cereyan eden kan davası. ŞEHZADEBAŞI TURAN TİYATROSU Bu gece saat 20,30 da San'atkâr Naşid ve arkadaşlan, okuyucu küçük Semiha ve Mışel varyetesı (Kuduran Adam) komedi 3 perde ERTUĞRUL SADÎ TEK Tıyatrosu Bu gece (Üsküdar Hâle) sinemasında İTAAT İLÂMI Yeni vodvil 3 perde Yazan: Musahibzade Celâl NOBETÇİ ECZANELER Üsküdar Hâle sineması (CİCİ ANNE) Daniel Daryö H a l e b Sancak • I s k e n d e r u n d a Jan R. Kürdi Cumhuriyet Gazetesinin tevzî yerîdir Sizi kahkaha ile güldürecek ve ayni zamanda ağlatacak olan RAIMU MARCEL ACHARD'ın meşhur komedisl olup Paris Tiyatrosunda 1OOO den fazla defa temsil edilen ve bu kere sinemaya alınan SERSEMLER KRALI Filmi yarın akşamdan itibaren Bu gece şehrimizin muhtelıf semtlerîndeki nobetçı eczaneler şunlardır: Istanbul cihetı: Şehzadebasında (Hamdl), Fenerde 'Emılyadi), Karagumrukte (Fuad), Şehremlninde (Hamdl), Aksarayda (Sarlm). Samatyada (Rıdvan), Bakırköyde (İstanbul), Eyubde (Hlkmet Atlamaz). Beyoğlu cıhetiMaçka caddesinde (Feyzi), Takslmde Parmakkapı Istıklâl caddesinde (Kemal Rebul), Beyoğlu Istiklâl caddesinde (Cevad), Posta sokağında (Garıh), Galata Topçular caddesinde (Hidayet), Kasımpaşada (Vasıf), Halıcıoğlunda (Barbud), Beşiktaşta (Suleyman Receb), Ortakoy, Arnavudkoy, Bebek eczaneleri. Kadıkoyde Eskiıskelede (Sadık), Yelde girmenınde (Uçler) Usküdarda (Ittihad), Beykoz, Paşabahçe, A Hisar eczaneleri. İSPANYOL Ispanyolca bUyUk operet ÇiÇEKLERi SARAY SİNEMASINDA BU Senenin en büyük FRANSIZ FİLMİ ve PiERRE BLANCHARD'ın MADELEiNE OZERAY ile beraber çevirdiği FRANÇOiS COPPE ölmez eseri Rodrigo Tenor Roberto Rey Miguel Legero Dolores Cortes Muzık Madrid Füârmonik Orkestrasu Ispanya temsil san'atının en guzel eseri. neşe, eğlence, Ispanyol şarkılan ve rakıslan. Tıldızlan: Madrid operasının en meşhur artistleri P r i m a d o n n a Rapuel dahi zaferden zafere koşacaktır. Bu akşam S Ü M E R sineması •« AKŞAM T Ü R K sinemasında ISiANBUL MURAulNA KAVUŞrU ! San'atında mabudtaşan GARY COOPER güzel arkadaşı MADELEİNE CARROL " ve Çinli AkiM TAMİROF' la : Ü Ü CRi mukemmel şaheserini tahdim ediyor. ASi GENERALİN SON EMRİ eserİDİ misilsiz hale getirdiler T ü R K Ç E ve ayrıca : Bir Baba Oğlunun CUrmünü Muhakeme ediyor ... ilâveten : EKLER JURNAL dünya havadisleri S • I U fc i ^ A C #% V i • M A G D A I V A N S C H N E İ D E R P E T R O V 1 C H yapılmadı Beyoğlunun IKI haftasını işgal eden 37 38 in ıki şaheserini tamamen göstermeğe mukabil fiatlarda zam an iki naııasını ışgaı cuen ot a ALEMPAR ~) iki sinemada birden B U G ü N izdiham için tertibat alındı ( MiHİ • GRETA GARBO ROBERT TAYLOR'un • LA DAM BUGÜN Ölmez şaheseri O KAMELYA •^^•^•M YILDIZ sinemasında başlıyor Matineler ; 2,30 4,30 6,30 gece 9 da başlar matinelerden itibaren M E L E K sineması, BU AKŞAM senenin en güzel filmini gösteriyor Baş rollerde: J E A N E T T E M A K • It En büyük reklâmı, yalnız en büyük ve en güzel filimler için yapan Yann akşam TURAN Tiyatrosunda HARRY FLEMİNG AMBRIKAN REVÜSÜ 40 artist sahnede Beynelmilel dansözler HEDDA ROVA bale heyeti Solist kızlar • Büyük fedakârlıkla bir kaç temsil vermek üzere celbedilen N A L D ALLAN JONES XLOPHON krah FLEMiNG caz orkestrası. Aynca : San'atkâr NAŞİD ve arkadaşları tarafından YARIM SAAT ÖDÜNÇ komedi 3 perde Tafsilfit el llfinlarında .. Telefon : 22127 Bu geceki suvare için bütün localar satılmıştır. Smokin veya Frak mecburiyeti yoktur. • Fiatlarda zam yoktur MELEK gişesi bugün sabahtan itibaren açıkür. Telefon: 40868 Bu film yann j n r |# ..Q M r I r |# Sinemalarında birden matinelerden itibaren I I L I V V G IVI L L L ^ gösterilecektir
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle