Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CUMHURİYET Zi T.Iayıs 1937 Dr. Rüştü Aras dün gece Cenevıe radyosunda bir nutuk söyledi IBaştaraft 1 incı sahlfede] cia Hükumetinin müracaati hakkında müzakerelerde bulunacaktır. Murahhaslar, yapılacak müzakerelerin bir karar suretinin kabulü ile mi, yoksa reisin yapacağı beyanat ile mi hitama ereceğini henüz bilmemektedirler Gene bugün Fransız ve İngiliz murahhasları, Belçikanm beynelmilel statüsü hakkında konseyde beyanaüa bulunacaklar ve bilhassa Belçika hükumetine veril miş olan 24 nisan tarihli notalarını lefsir edeceklerdir Kontenjantmanın ilgasına doğru atılan adım VBaşmakaleden devam] adeta demir Ieblebi idi. Bu hususta gerek halkın, gerek memurların çektiği zahmet ve mihnete had ve hesab yoktu. Birkaç defa bu mevzua temas eden yazılarımızda acaba bunun başka bir çaresi bulunamaz mı sualini adeta gözle görülecek şekillerde satırların arasına sıkıştırdık, hatta hatıra gelen bir tedbir olarak gümrük tarifesi üzerinde yapılacak tadilâtla kontenjantmanm bilkülliye kaldırılması ihtimalini ileri sürmüştük. Kontenjantman tedbiri bu kadar fena idi de onu başlangıcda nasıl koyduk ve niçin onu şimdiye kadar idame edegeldik suali sorulamaz bıle. Bu ve emsali tedbirlere ne gibi dar ve buhranlı zamanlarda karar vermiş olduğumuzu hatırlamak lâzımdır. Dünyayı saran ve sarsan buhrandan Türkiye memleketi haric kalamazdı tabiî. Ondan başka olarak hep dünya ahvalinin kargaşalıkları içinde millî ekonomimizin ve bilhassa millî paramızın korunması için bizi hatıra gelebilen her tedbire başvurduracak çok sıkıntılı zamanlar geçirmiş olduğumuzu unutamayız ve unutmamalıyız. Kontenjantman fena bir tedbirdir de dünyada ona yalnız biz tevessül etmiş değiliz. Liberal ekonominin alemdarı büyük küçük nice memleketler o tedbiri ittihaz etmek ıstırarında kaldılar. Aradan yıllar geçti, ahvalde biraz salâh husule geldiği için şimdi bu tedbirlerin çetinliği ağır görünmeğe ve normal bir hayatin avdeti arzuya değer bir iş sayılmağa başladı. tşte Celâl Bayar da söylüyor, bu tedbiri terketmekle hemen gümrüklerimizin kapısını herkese açıverecek değiliz. Öyle bir hareket derhal büyük kargaşalıklara meydan verirdi. Anlaşılıyor ki korunması lâzım dahilî vaziyetlerimiz için gümrük tedbirleri alınacaktır. Klering ise şimdıki halde işliyebildiği kadar işlemekte devam edecektir. Daha iyi bir çare bulununcıya kadar. Dünya ahvali düzeldikçe bu türlü tedbirlerin kendiliğinden lüzumsuz ve hatta muzır hale geldikleri ve gelecekleri görülmektedir ve daha da görülecektir. Biz kontenjantmanın olmadığı gibi kleringin de âşıkı değiliz. Bilâkıs ilk imkânında birincisinden olduğu gibi ikincisinden de kurtulmak çaresine bakacağımızda şüphe yoktur. Yalnız bizde değil, bütün dünyada ve dünyanın ileri ve büyük memleketlerinde normale avdet için gittikçe kuvvetlenen bir cereyan vardır. Bu cereyanm takib ettiği maksadda bir hakikat olacağı zamana hazırlanmaklığımız lâzımdır. Günün birinde başka memleketler yalnız bazı kayıdlar ve şartlar altında tam serbest mübadeleye dönerlerse ve o gün için biz onları o yolda takibe hazır bulunmazsak çok müşkül vaziyette kalacağımızdan korkulabilir. Evkaf bütçesinin müzakeresi çok hararetli oldu [Bajtarafı 1 inci sahi]ede\ zuubahis kanun şüphesiz 2762 numarah kanundur. Yüksek Mecliste müzakere edilirken mezunen burada bulunamadı ğımdan bu yüksek kürsüden yurd ve yurddaşların her alanda inkişafı refah ve saadeti ve cumhuriyet ışıklannın yayılması uğrunda geceyi gündüze katarak çalışmağı kendisine şiar kılan çok sevgili Başkanımız Ismet Inönüne ve değerli muhterem çalışma arkadaşları Bakanlarımıza şükranlanmı maalesef sunamad'ım. Bı noksan ve bu boşluk şu dakikaya kadlar bana büyük bir ıstırab, deri» bir üzüntü verdi. Lâkin şimdi bu vazifei şükranı huzurunuzda alenen ifa etmekle büyük bir zcvk duyuyorum. Söylemeden geçmeme vicdanımın ve millî duygularımın isyan edeceği açık bir hakikati ileri sürmeğe ve bunu açıkça söylemeğe mecburum. Bu fıkrada yazılı kanunun güzelliğini, ibarelerin ahengini bozan, zorla ağzıma alabildiğim (ekalliyet) kelimesi tabiî Türk bayrağına, Türk kanunlarına ve Türk kültürüne sığınmış, içimizde yaşıyan Ortodoks, Gregoriyen, Musevi, Katolik gibi muhtelif dinde va tandaşları kasdediyor. Fakat arkadaşlar bunların mezhebi ne olursa olsun olgun, ergin, asrî ve medenî Türk devletinin bütün nimetlerine ve kanunlannm bilumum hukukuna nail olmalarına ve kültürünü de seve seve kabul etmelerine göre göğüsleri kabararak iftihar ve gururla kendilerinin de kabul ve iddia ettikleri gibi bunlann hepsi de devletin bünyesi içinde ve kül halinde birer Türk uzvu unsuru olduğuna şüphe, münakaşa ve tereddüd kabul etmez gayet sarih bir hakikat değil midir? îşte bendeniz kendi şahsî kanaatimden ve bu vatandaşların samimî, içli düşünce ve duygulanndan ilham alarak yüksek sesle bu yüksek kürsüden çekinmiyerek ve daima samimiyetten de aynlmıyarak derim ki izzetinefsi milletimize ve kulağımıza pek yabancı ve çok ağır gelen bu kelimenin kanun kitablarımızda yeri olamaz. Ben öyle temenni ve öyle inan ediyorum ki bu kucakladığımız vatandaşların çoktan kı vama gelmiş bu isabetli ve samimî arzu ve duyguları filiyat ve tatbikat sahasında da inkişaf ve tecelli edince kendilerine Türk varlığı içinde lüzumsuz ve boş yere verilmek istenilen ancak yabancılara yakışır anormal bir imtiyazı kabul değil red ve daha ileri giderek protesto edecekler ve bu suretle yurda yürekten samimî ve bağlı olduklarını ilân ve ispat edeceklerdir. ların imar ve inkişafından ziyade gelirleri israf etmiş kontrolsuz, sorgusuz, mes uliyetsiz yürümüş ve bu vakıfları kendi kan terile vücude getiren fakir halkın ce haletini istismar etmiş, memleketin içinde ve dışında nice servet ve apartıman sahib; olmuşlardır Bunların hiç birisi ne hesab vermiş ve ne de mes'ul tutulmuştur. Şüp hesiz cumhuriyet devrinde halkçı hüku metimizden artık derdinin yarasını, çare sini korkmadan dilediğinde derhal bula cağına iman eden halk kütlesi bugün bu kontrolu ve bu kanunu sevincle alkışlar ken kendi malıkâneleri gibi bu vakıfli üzerine yapışan haris ve menfaatperest bir kaç kişi de bundan böyle istismar kaynaklarına yanaştırılamıyacaklarını anladık lanndan elbette ve elbette muteriz ve muğberdir. Tabiî büyük bir ekseriyet içinde bu birkaç kişinin ileriye sürmek istedıkler nazariyelerinin mahiyeti, kıymeti yoktur ve zaten sıfat ve salâhyetleri de kalmamıştır. Bu itibarla da sözleri kanun nazarınd» hiçtir. Bunu böyle izah ettik ten sonra bütün teşekküllerin işlerinin tedvirinde intizam ve emniyet saati makinesi yerinde kontrolun bu vakıflar üzerinde daha fazla hassasiyet, ciddiyet ve asabiyetle tebarüz ettirilmesi lüzumu kendili ğinden anlaşılır. Eğer kontrolör masa ve sandalyesinde hesab cetvellerini *athî bir nazar ve mahallinde defterleri cemilekâr bir reveransla tetkik ve tasdık ederse eskisinden daha feci fayda yerine zarar husule gelmiş olur. Onun için çok dirayetli ve tedbirli, yorulmaz ve yılmaz genel direktörlüğünden ve saym idare meclisinden bu kontorolün ifade ettiği mefhum ve lüzum çerçevesi içinde sıkı tatbikına itina ve asabiyet göstermelerini ehemmiyetle rica ediyorum. Sözlerime nihayet verirken bu kanunu tasdik ve kabul eden, kararlarında daima isabetli yüksek Büyük Millet Meclisine de sonsuz şükran ve minnet sunmayı borc bilirim.» Hüsnü Kitabcı Muğla. Küllük arazisinde metruk vaziyette olan zeytinliklerin imarına çalışılmasım teklif etti. Mehmed Sumer (Kütahya), bir takim zümrelerin eytam mektebleri bulunduğundan bahisle bunlann Türk eytamı arasına alınmasını istedi. Taşdelen suyunu ele alarak bu suya bazı ilâveler yapılıp nefasetinin kaybedildiği şeklinde halk arasında bir şa yia dolaştığmı, bunun aslı olup olmadığınm Vakıflar Umum müdürü tarafından alenen söylenmesini temenni etti. Fuad (Kırklareli) vakıflann bir zamanlar çok faydalt bir içtimaî müîssese olduğunu kaydettikten sonra çocuklara su, kitab parası ve aş verilmesini gösteren vakıf • nameler bulunduğu halde bunların ye rine getirilmediğini söyledi. Ve vakıflar umum müdürlüğünün bununla meşgul olmasını istedi. Naşid Hakkı Uluğ (Kütahya), hiçbir tarihî kıymeti olmıyan bazı binaların imar hareketlerini sektedar edecek bir şekilde muhafaza edilmesini tenkid ederek bu hali bazı kimselerin hayalperestliğine atfetti. sırası gelmiştir.» Dr. Hakkı Şinasi (tstanbul), bizzat Taşdelen membaında yaptığı teftişleri anlatarak bunun tekmil sıhhî kaideleri haiz ve hiç korkmadan içilecek bir su olduğunu söyledi. Söz alan hatiblerden biri de eskiden sağ su, sol su denilen iki çeşme olduğunu, halkın sağ suyu biraz daha ince, sol suyu biraz daha kalın addettiğini, şimdi iki çeşme yapılmasının sebebi de halkın emniyeti münselib olmaması fikrile olduğunu izah etti. Bakteriyolog Refik, sağdakınm mikyası ma' derecesi 9 10 yani 1 den daha aşağı soldakinin 1,5 olduğunu, :kisinin arasında esaslı farklar bulunma dığını izah etti. Bir diğer hatıb de Suriyede yaşıyan ve hain emeller peşinde olan bazı adamların Türkiyede camilerın kapatıldığı yolunda propaganda yap tığının işitildiğinin ve bu vesile ile de camilerin tamiri için 300,000 liradan fazla tahsisatın ayrıldığı şu sırada bu propa gandaların mahiyetini meydana vuraca ğını söyledi Mithat Altıok, imar hareketlerinin yer yer çoğaldığını mevzuu bahsederek birçok yerlerde yeni binalar arasında köhne ve harab yapılara tesadüf edildiğini ve kime aid olduğu sorulunca «Evkafın» cevabı alındığını, bu halile Evkafın memlekette eskiliği ve köhneliği temsil eder bir vaziyet aldığım anlatarak bu müessesenin daha nekadar devam edeceğini sordu. Mithat Altmok ezcümle dedi ki: « Bu manzarai harabiyi kökünden kaldırmak için Evkaf umum müdürlü ğüne ve idaresine mutlaka yeni bir veçhe vermek lâzımdır. Bu binaları yıksınlar, parasile vâkıfın ruhunu şadetmek için sınema yapsınlar, mekteb yapsınlar.» Bundan sonra da birçok hatibler söz aldılar ve ileri sürülen mütalealar arasında Evkafın geçen zamanların hiç biriie kıyas edilmiyecek şekilde memleket imarına çalıştığı, hizmetinin büyük olduğu ileri sürüldü. Bundan sonra fasıllara geçilerek yeni bütçe aynen kabul edildi. hpanyamn müracaati Mısırın Cemiyete kabulu Cenevre 27 (A.A.) Anadolu A jansının hususî muhabiri bildiriyor: Dün, Milletler Cemiyeti asamblesinin öğleden sonraki içtimaında, reis Doktor Tevfik Rüştü Aras, Mısırın Milletler Cemiyetine kabulünü reye koydu. Neticede Mısır, bütün reylerin ittifakile kabul edildi ve Mısır heyeti asamblede yer aldığı zaman, murahhas heyetler azasile samiinin şiddetli alkıslarile karşılandı Cenevre 27 (Hususî) îspanya hükumeti tarafından Milletler Cemiyetine tevdi edilen yüzlerce vesika, İtalyayı İs panyol topraklarını askerî işgal altına almakla itham etmektedir. Bu vesikalar arasında Musolini tarafından Ispanyadaki İtalyan kıtaatı kumandanlarına gönderi len emirnameler mevcuddur. îspanyol hükumeti İspanyanm muhtelif semtlerinde tam teçhizatlı İtalyan orduları mevcud olduğuna dair ayrıca vesikalar ibraz etmiştir. Belçika meselesi Cenevre 27 (Hususî) Milletler Cemiyeti konseyi bugünkü toplantısında Belçikaya verilecek teminat hakkında M. Eden'le M. Delbos'un beyanatlarını dinlemiştir. Konsey, yeni Lokarno misakı meselesinin tetkikini, gelecek devrei içtimaiyesine tehire karar yermiştir. Beynelmilel tethiş harekâtile mücadele Cenevre 27 (A.A.) Konsey, teşrinisani 1937 de tethiş hareketlerilf müca dele için beynelmilel bir konferans toplanmasma karar vermiştir. Konferansa Al manya, Amerika, Brezilya, Kostarika, Dantzig, îzlanda, lhtenştayn, Monako ve San Marno davet edileceklerdir. Dr. Arasın nutku Bunu müteakıb, reis doktor Tevfik Rüştü Aras aşağıdaki nutku söyledi: « Gerek Asamble reisi ve gerek Türkiye baş delegesi sıfatlarile Mısırın Milletler Cemiyetine girmesi münasebetile, bu dakikada çok hususî bir memnuniyetle söz almaktayım. Türkiyenin kendisine birçok müşte rek ve tarihî hatıralar ve sağlam bir dostluğun samimî rabıtalarile yakından bağlı bulunduğu bu çok mühim Akdeniz memleketi, çok kısa bir zamanda, sulh perver olduğu kadar şanlı bir inkişafın muhtelif merhalelerini katetmeğe muvaffak olmuştur. Akdenizin bu istikbali açık genc devleti tam istiklâlini kat'î surette aldıktan sonra, son günlerde Isviçrenin misafirperver topraklan üzerinde, kaldınlmasını kalbden ve çok meşru bir su rette istedigi kapitülâsyonlar rejiminin lâğvını da kazanmıştır. Mazinin bu mi rasının kalkması ve samimî bir hüsnü kabule bütün kıt'alar devletlerinin bu yüksek meclisine girmesile Türk milletinin fift daim yüksek meziyetferini takdir etJİgi bu enerjik ve çahşkan millet için yeni bir devir açılmıştır. Baldvin kabinesi bugün istifa ediyor IBajtaraft 1 tnci sahifede] saat 16 da Baldvvin'in riyaseti altında haftalık son içtimaını akdetmiştir. Parlamento mehafili, Chamberlain'in bugün Krala takdim edeceği kabine listesi hakkında tahmınlerde bulunmaktadırlar. Bu mehafil, Sir John Simon'un Maliye ve Sir Samuel Hoare'un Dahiliye Nazırlıklarmı ve Duff Cooper'in Bahriye Na zırlığını ve Hoare Balisha'nın Harbiye Nazırlığını deruhde edeceğini beyan ey lemektedirler. Yeni Harbiye Nazırı, mükemmel bir propagandacı olup kendisinin orduya efrad celbi için sarfedeceği faaliyetlerle memlekete hizmette bulunacağı ümid o lunmaktadır. Meclisihas reisliğinin halihazırda mührühas lordu olan Lord Halifax'a tevdi edileceği, Mac Donald'ın kabineden büsbütün çekileceği, Ticaret Nazırlığının kabineden çıkacak olan Runcimann'ın yerine Colville'e verileceği, Hariciye Nezaretinde Eden'in kalacağı, Müstemlekât Nezaretine OrmsbyGore'un ve Dominyon ar Nezaretine Malcolm Mac Donald'ın getirileceği söylenmektedir. Müteferrik bütçeler Türklerle Mıstrhların tarihte ilk temaslart Mısırın, büyük Cenevre müessesesine, dünyanın şimdiye kadar gördüğü enternasyonal teşekküllerin en genişi olan bu müesseseye iltihakından bahsederken, eski Mısırın küçük Asyanın eski bir mille tile olan münasebetlerine aid tarihî bir vak'ayı hatırlatmak isterim. Filhakika, Türkiye ve Mısır müzelerinde ihtimamla muhafaza edilen arkeolojik vesikalarla sabit olmuştur ki en eski beynelmilel vesika, en eski siyasî muahede, eski Mısırlılarla garb Türklerinin haklı olarak kendilerine ecdad tanıdıkları Hititler arasmda müzakere edilmiş ve imzalanmıştır. Bu ilk diplomatik vesikayı doğuran bu siyasî rüşeym ile bugün Milletler Cemiyetimiz içinde inkişaf eden beynelmilel büyük hayat arasmda bir mukayese yapmaktan kendimi alamadım. Şanlı bir tarihe malik bulunan ve bugün her sahadaki maddî ve manevî menabii çok müsaid bir coğrafî vaziyetin şartlan ile kendi elinde tophyan Mısır, muhakkak ki, hepimizin çok aziz bildiğimiz sulh ideali hizmetinde yeni ve müfid bir kuvvet teşkil edecektir. Müteakıben Hudud sahiller, Posta tejgraf umum müdürlüğü, Tahlisiye umum müdürlüğü lâyihaları da ayrı ayrı konuşularak müzakere edildi. Diğer bir takım liyihaların ikinci müzakeresi yapıldı Ziraat Bankast kanunu Sonra Ziraat Bankası kanun lâyihasının müzakeresine devam edilerek encümenden gelmiş olan maddeler konuşuldu. Kanunun müzakeresinde birçok hatibler söz aldılar. Bu sırada askerlik vazifesinı ifa eden banka memurlarının bu kud:î müddetin tekaüdlüklerinde sayılmadığı mevzuu bahsoldu. Bunu haksız bulan Ziya Gevher ve Cevdet Kerim, kanuna bu yolda da bir madde ilâvesini istediler. Takrir sahibleri maksadlarını izah ettiler. General Şefik ayrı ayrı ahkâmı ithtiva edecek olan böyle bir mevzuun müstakil bir teklif halinde olması lehinde bulundu. Mazhar Müfid de ayni fikre iştirak ederek: « Bu madde daha evvelden lâyihanın içinde olsaydı lâyiha bir defa da Millî Müdafaa encümeninden geçerdi. Biz olmasına taraftarız amma, seferberliğin birçok kavanini vardır. Yalnız bu banka memurları için hususî bir madde ayınrsak, öbür tarafta ayni mukaddes vazifeyi yapanlar aralarında bir fark gözetmiş oluruz.» dedi. Ziya Gevher, takririn encümene verilmesinde ısrar etti. Ve kanunun ikinci müzakeresine kadar bu madde üzerindeki tetkiklerin bitirilebileceğini söyledi. Bütçe encümeni mazbata muharriri de bunun ayrı bir kanun teklifi halinds olması fikrinde bulundu. Nihayet takrir reye kondu ve kabul edilmedi. Kanunun diğer maddeleri okunarak birinci müza • keresi bitirildi. Akdenizde Türkiyenin sivaseti Memleketimin, Mısırın Milletler Ce miyeti azası olarak aramızda yer almasını görmekten mütevellid memnuniyeti şu cihetten de bilhassa ziyadedir ki, bu genc müstakil ve hükümran devlet, Akdenizde yeni bir muvazene unsuru olacaktır. Bu deniz hakkmdaki Türk siyasetinin esası ise statükonun muhafazasıdır ve bu, müessir surette, ancak bu denizde sahildar bütün devletler arasında samimî bir işbirliği hakkmdaki kat'î azimle temin oluna bİİir. Milletler Cemiyetinin evrenselliği, sulhun teşkilâtlandırılması eserine geniş bir surette yardım edecek esaslı bir prensip olmasına göre, bütün gayretlerini bu ese rin vücud bulmasına hasreden cumhuriyet Türkiyesi, yeni Mısırın büyük Cenevre müessesesine girişini hararetle selâmlar.» Doktor Tevfik Rüştü Arasın alkışlarla karşılanan bu nutkunu müteakıb, alfabe sırasile 25 murahhas heyeti söz alarak Mısırın Milletler Cemiyeti mesaisine iştirakini tebrikle Mısır heyetine samimî surette «hoş geldiniz» demişlerdir. Hatay meselesi Cenevre 27 (Müzakeratı takib eden arkadaşımızdan) Milletler Cemiyeti konseyinin yarın (bugün) Sancak meselesini müzakere etmesi muhtemeldir TürkFransız heyetleri arasında hususî temasI" d Zaten arkadaşlar asrî ve müterakki hükumetimizin medenî ve mükemmel kanunları varken bugüne kadar ancak bu lanık havayı teneffüs etmekten zevk du Makdonald istifasım verdi yan birkaç ocakla bu ocakların etrafmda Londra 27 (A.A.) Ramsay Mac Şükranla görüyoruz ki hükumetimiz peyk gibi dolaşan piştar ve hulya derya Donald, saat 11 de Meclisihas reisliğin sında ümid balığı avlamak kabilinden kenden istifasım Krala takdim etaıek üzere uyumuyor ve bütün imkânlan gözönünde Buckingham sarayına gitmiştir. Muma bulundurarak her fırsattan istifadeyi asla dilerine cahil ve zebun halka karşı milli ileyhin istifası, yarın Baldvvin ve Run ihmal etmiyor. Kontenjantman usulünün yetperverlik süsünü veren gayet mahdud cimann'ın istifalarile birlikte kat'iyet kes kalkması ticaret erbabile alâkadar hüku bozuk ruhlulardan başka herhangi bir vabedecektir. met daireleri için büyük bir hafifleme teş tandaşımız bu gibi sakat, düşük ve manaBu üç nazırın Chamberlain tarafından j kil edecektir. Bütün bu tecrübeler içinde sız ekalliyet iddiasını ileri sürmüş müdür? teşkil edilecek kabineye dahil olmaları millî istihsal ve mübadele amillerimizde Hiçbir zaman. Neden etsin? Türk kanunmuhtemel addedilmektedir. vatanî bir gayrete sahib olmakta millî hü ları kendilerinin her hukuk ve menafiini, Öğrenildiğine göre, Mac Donald, ya kumetimizin gidişine uygun bir ahlâk te bütün ihtiyacını temin ve tekeffül etmekkında Avustralyaya gidecektir. Me kevvünü pek ziyade arzu olunur bir tekâ tedir. Nurlu Önderimiz Türkün Güneşi bourne belediyesi kendisini misafir olarak mül merhalesi teşkil ederdi. Herkeste Kurtarıcı Atatürkümüzün hayat veren Avustralyaya gelmeğe davet etmiştir. ticaret ve kazanc fikirlerinin yanıbaşında işaret ve direktifile Cumhuriyet hükumetitmparatorluk konferannnda millî ekonomiye faydalı olmak endişeleri miz başta bütün esaret zincirlerini kırar ken, en başa gelen ve Türk inkişafının en Londra 27 (Hususî) Başvekil M. de yer almalıdır. büyük engeli bulunan ecnebilerin imtiyazBaldvvin Imparatorluk konferansmın buYUNUS NADt larını bir daha geri gelmemek üzere ebegünkü toplantısına riyaset etmiştir. Konferans murahhasları M. Baldvvinin son îstanbul borsasında dünkü diyen kökünden yıktıktan sonra yeni imtiyazat kabilinden bu vatandaşlarımızın defa olarak Imparatorluk konferansına vaziyet memleket kanunlarının kendilerine temin iştirakinden dolayı teessürlerini bildir Dün îstanbula Trakya ve Anadolu ettiği bütün hakların dışında fazla hak mişlerdir. M. Baldvvin arkadaşlarının dan 960 ton buğday, 15 ton çavdar, 235 hissiyatma teşekkür ederek, împarator ton mısır, 106 ton un, 21 ton peynir, 1 1/2 aramalan hiçbir zaman hatıra gelmez. luğa inkişaf ve terakki temenni etmiştir. ton kaşer, 11 ton zeytinyağı, 7 ton pa Bakınız halkçı hükumetimiz bir baba muk yağı, 32 ton pamuk ve 9 ton da tif şefkatile bu vatandaşlann bir sene evveliGalatasaraylılara Ankarada tik gelmiştir. ne kadar o vakitteki kanunların çerçevesi îstanbuldan harice 105 ton razmol, 28 dışında yetim ve mağdur kalan mekteb, verilen ziyafet Ankara 27 (A.A.) Gencler Birliği ton tiftik ve 68 ton da susam gitmiştir. kilise ve hastane gibi hayır müesseselerine Dün yabancı borsalarda şu fiatlarla a aid mülhak vakıflarını da bu son kanun ve Ankaragücü takımlan millî küme için satışlar olmuştur: ve nizamname ve talimatla himayesi altıiki maç yapmak üzere şehrimize gelmiş oYumuşak buğday kilosu 6,10 kuruş na alarak bunları her türlü mağduriyetten, lan Galatasaray takımı şerefine Ankaratan 6,15 kuruşa kadar, arpa 4,02 1/2 kuda bulunan Galatasaraylılar tarafından keyfî, bozuk idareden, yağmalardan ve ruştan 4,05 kuruşa kadar, çavdar 4,15 Karpiç lokantasında bir gece ziyafeti vekuruştan 4,17 1/2 kuruşa kadar, mısır 5 en nihayet harabiyetten koruyan bir konrilmiştir. San ve kırmızı renkler ve çiçek kuruş, kuşyemi 10,11 kuruş, susam 16,20 trol koymuştur. İşte bugün bu vakıflann lerle bezenmiş olan Karpiç lokali 200 kuruş, oğlak tiftiği 125 kuruş, mal tifti idamei hayatına matuf olan bu kanunun 300 kadar Galatasaraylı ile dolmuş ve ği 107,20 kuruş, deri tiftik 100 kuruş, ta himayesine mazhar olmalanndan bihakgece geç vakte kadar memleketimizin en bak yünü 58 kuruş, peynir 25 kuruştan kın minnettar kalan bu vatandaşlann saeski ve yüksek bir irfan müessesesi olan 27,20 kuruşa kadar. mimî şükran duygularına tercüman olarak alatasarayın tatlı menakibi nutuklarla Dün yabancı borslarda şu fiatlarla a ve yüksek huzurunuza çıkarak onların namına Büyük Önderimiz ve onun kurduğu yaşatılmak suretile çok güzel bir vakit livre satışlar olmuştur: Buğday kilosu 5,54 kuruştan 6,57 ku rejime sai sevgili lsmet Inönü hükumetine geçirilmiştir. Ziyafette eski bir Galatasaraylı olan ruşa kadar, arpa 4,85 kuruş, mısır 3,83 derin minnetlerini sunuyor ve bunu yap Dahiliye Vekili Şükrü Kayadan başka, kuruş, keten tohumu 8,13 kuruş, iç fın rri'akla kendimi pek bahtiyar addediyo Fenerbahçenin birinci reisi ve Adliye Ve dığı 93,66 kuruş. rum. kili Şükrü Saracoğlu, umumî kâtibi muBu hayat kurtarıcı kontrola karşı yüzGezinti tehiri vaffak Menemencioğlu da hazır bulunde beş vergiyi halk güle güle ve sevine seBeyoğlu 11 inci ilk okul fakir yavrumuşlardır. Galatasaray takımı şerefine ları himaye kurumu tarafından 29 ma vine vereceğine şüphe yoktur. Çünkü builk söz alarak kadeh kaldıran Saracoğlu yıs cumartesi günü için tertib edilen de nun temin edeceği fayda ve gelir eskisinolmuş ve Şükrü Kaya da kısa fakat çok niz tenezzühü çocuk velilerinin müra den yüz misli fazladır. Çünkü bugüne güzel bir söylevle genc Galatasaraylıları caati üzerine 26 haziran 937 cumartesi kadar maalesef bu vakıflann işleri ve idaalkışlamıstır. gününe tehir edilmi§tir. • resi başına geçenlerin ekserisi bu vakıf Evkaf Umum Müdürünün verdiği izahat Evkaf Umum Müdürü Fahri, yapılan inşaat ve tamiratı anlattı. Suallere cevab verdi. Taşdelen suyunun temiz olduğunu, hiçbir su ilâve edilmediğini söy ledi. Küçük şişelerde satılan Taşdelenlerin mahiyeti hakkında malumatı olmadığını, yalnız büyük damacanalarla ga.onların membada kontrol altında bulundurularak mühürlendiğini söyledi. Ismet (Çorum) : « Taşdelen suyu hakkında izahat veren umum müdür, temizliğinden bahsetti. Fakat oradaki memur bize iki ayrı çeşmeyi de göstererek: Bunların biri eski ve hakikî Taşdelen suyudur. Di ğeri de yeni sudur» dedi. Evkaf umum müdürü Fahri: « Aldığım raporlarda bunlann arasında esaslı farklar olmadığı zikredili yor. Sadece sular sathı arza geldikten sonra muhtelif yerlerden fışkırmakta dır.» demiştir. Ismet (Çorum) : « Suyun evsafı ayni olduktan sonra ayrı ayrı musluklardan geçirerek halkın zihniyetinde şüphe uyandırmak doğru mudur?» dedi. Evkaf umum müdürü tekrar cevablar verdi. îsmet (Çorum), bugün Evkafa verilen tahsisat yekununun 2.830,000 lira olduğunu, fakat bu meblâğın tediyelere sarfedildiğini, Evkafın asıl hizmeti olan hayır işine de ancak 20,000 lira kala bildiğini kaydettikten sonra dedi ki: « Demek ki Evkaf müessesesi ne dünün, ne de bugünün müessesesidir. Dünün değildir. Çünkü birçok içtimaî hayır işleri başarmakta idi. Bu vaziyet böyle bir müessesenin devamma lüzum bıra kır mı? Evkafa bugünün içtimaî ihtiyacına göre bir vaziyet ve şekil verilmesi Emniyet teşkilâtı kanunu Bundan sonra Emniyet teşkilâtı kanun lâyihasının görüşülmesine başlandı. Hasan Reşid Tankut, söz alarak bir milletin içtimaî inkişafına koruyucu bir meslek olan emniyet teşkilâtınm takviyesi yolunda alınan bu tedbirin çok yerinde ve lüzumlu olduğunu izah ettikten sonra bugünü teşkilâtta bulunan, fakat yeni kanunun hükümlerine nazaran sicil alamı yacak vaziyette bulunanlann da düşünülmesini, ihtısasları ve emeklerile memle • ketin asayiş işlerinde çalışan bu tecrübeli ve kıymetli unsurların elden çıkmasına veya manen kırılmasına mâni olacak tedbirler alınmasını istedi. Emniyet teşkilâ tının çalıştığı binaların da «insan barındırır ve sıhhati ihlâl etmez» bir hale getirilmesini izah etti. Ozdamar da söz alarak bu lâyihanın hakikaten yerinde ol duğunu izah etti. Birçok hatibler söz istemişlerdi. Başkan Hilmi Uran, vaktin geciktiğini söyledi. Meclis, yarın saat 14 e bırakıldı.