29 Mart 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
19 Mayıs 1937 SON TELEFON HABERLER... TELGRAF v« TELSiZLE Atnavudluk ihtilâli tamamen bastnıldı İsyanın vehamet kesbetmesi takdirinde bir ecnebi müdahalesinden korkuluyormuş sasideki serbestlikleri iade etmek istiyorlardı. tsyanı bir komünist hareketi addetmek doğru değildir. Amele sınıfının mevcud olmadığı bu ziraatçi ve küçük irad sahiblerile meskun memlekette komünistlik yoktur. Karışıkhk daha tsyamn sebebi Paris 18 (A.A.) Petit Journal ga vahim bir şekil alsaydı, ecnebi bir devzetesi, şimdi Pariste bulunan Arnavud letin müdahalesinden korkulurdu. Böy•.ricalinden birinin şahsî kanaatini bildir le bir müdahalenin vuku bulması için, şimdi artık hiçbir sebeb kalmamıştır. mektedir. Bir îngiliz gazetesinin iddiast Bu zata göre, isyan hareketi 1935 seLondra 18 (A.A.) Arnavudluk is nesindeki ihtilâlin temadisinden ibarettir. Bu ihtilâl neticesinde Kral, mem yanı hakkında tefsirlerde bulunan Daily lekette serbest temayüllü bir kabine teş Herald gazetesi, Mussolininin yeni bir kil etmeğe mecbur olmuş ve Etem To sergüzeşte atılacağını söylemektedir. to bu kabinede o zaman Başvekâletten Bu gazete, Arnavudluğu komünizm daha mühim olan Dahiliye Nazırlığı ma den kurtarmak bahanesile İtalyamn, kamına getirilmişti. Kral Zogoya Arnavudluğun İtalyan düşmanı unsurlarma karşı tedbirler almağa Toto ile şimdiki ihtilâl liderleri, sadece memlekete gasbedilenı kanunu e sevkedeceğini yazmaktadır. ıımillllllllllllinnilllllllinillllllllllllllllllinımıımn»,. Belli, bu Şehsüvar yer yüzünün en yenilmez çetinliğini yenecek Bizde en çok heykel ve abide 4 yapan ecnebi heykeltraşla rından biri Viyanalı Kripel, diğeri Ital yan Kanonika'dır. Eğer tabir caizse birincisi daha romantizme, ikincisi daha çok lirizme kayıyor denebilir. Birincide eb'ad geniş, kütle iri, ifade kabank. İkincide aksine; hacimden çok çevikliğe, kuvvetten çok inceliğe, ve toptanlıktan çok nüanslar daki manaya tema yül var. Onun için Kri pel'e uzaktan, Ka nonika'ya yakından bakmak daha iyi. Birinin eseri mey dana, ötekininki avluya yakışıyor. Bi rincisi haykırdı, ikincisi seslenir.. İkisi de Ankarada birer atlı heykel yaptı; her ikisinin atla rına bile bakmız: Kripel'in Hakımiyetimilliye meydanındaki atı adalî, Kanonika'nın müze önündekı atı asabidir. Bizde heykel hayatı Kripel'le başlar. O, bizde heykel yapanlann yalnız biri değil birincisidir. İlk abidevî heykeli yapan o amma, ona bu ilk heykeli yaptıran da Yunus Nadinin Ankaradaki Yeni Gün gazetesi oldu. Büyük Zaferin ferdasında gazete ilk defa bir zafer abidesi yaptırmak için mılletin cömerdlığine müracaat etmişti. İlk heykelimiz bütçelerle değil mekteb yavrularından jandarma neferlerine kadar bütün halkın gönül cömerdliğile yapılmıştı. Bundan on beş yıl evvel, 922 de, o zaman Türkiye Millet Meclisi ikinci reisi olan Ali Fuad (Paşa) nın riyasetinde otuz kırk zattan mürekkeb bir abide komisyonu teşkil edilmişti ve bu satırlan yazan da o komisyonun umumî kâtiblığıni yapıyordu. Ankaranın Hakimiyetimilliye meydanındaki heykele yalnız bir san'at eseri gibi değil bir tarıh gibi bakmalıyız. Hatta sadece bir tarih gibi de değil, ona asıl bin şu kadar yıl Türke heykeli haram eden medresenin tecessüm etmiş iflâsı ve bin şu kadar yılın san'at hüsranını kapıyan bir sembol gibi bakmalıyız. Büyük zaferin hatırası için büyük zaferi yaratanla beraber yükselen o abidenin en altında Türkü heykelden mahrum eden zihniyetin cesedi bir pestil gibi ezilerek yatıyor. O heykel yalnız heykel değil dündeki uzun menfinin sonu ve sonsuz yarındaki müspetin başıdır. Güzel tesadüf; Ankarada vatanm ilk heykelini yapan Kripel'e Samsunda da davanın ilk başlamasına aid heykeli yapmak nasib oldu. Ankaradaki heykelde Atatürk kazandığı zaferden sonra zaferine bakan bir kumandan temkininin rükudetile durur. Oraya öyle yakışırdı. Halbuki Samsun; ölüm karanlıklarının tabaka tabaka derinliği içinde gözlerini sırf milren kuyruğa kendi mahiyetinden haric bir vazife yükletiyor, hem de bu atın öyle içten gelme bir ruh hamlesile şahlanmadığını ifşa ediyor. İnsan ruhu aldatıl mağa gelmez, aldattığını söyliyen san at da olsa kızanz! At ancak şimal cephesinden, yani deniz tarafından iyi görünüyor. Bu cephenin kaidesinde kadınlı erkekli gülle taşıyıp top çekenle rin kabartması var. Atın bu taraftan iyi görünmesinin sebebi profilden uzayan boy sayesinde göv deki cephe kütüklüğünün gitmesi, ve ayak küreklerinin kabartısı sayesinde de ayakların gözü dolduran bir ehemmiyet almış olmasıdır. Bu cepheden kuyruk da bir istinadgâh gibi durmaktan ziyade ucundan bir yere takılmış gibi eski tesirleri bir derece azaltarak görünüyor. Cenub cephesine gelince: Artık bu tarafta dıkkati kendine çeken binilen değil binendir; şahlanan attan çok atı şahlandırana bakıyoruz. Zaten atın garba şahlanmasından dolayı şehsüvarı önden iyi göremezdik. Arkadan da tabiatile yalnız sırtını göreceğiz. Vakıâ şimal cephesi gövdenin sağ profilini gösteriyor; fakat kılıç soldadır, ve dünyaya meydan okuyan şehsüvar elbet kıhcına davranacak; bunun için de baş ve gövde biraz o tarafa dönecek. Şimal cephesi attan kazanıp şehsüvardan kaybediyor. Halbuki cenub kazandığı şehsüvarla bütün cephelere muzafferdir. Zaten bu cephenin kaidesinde köylüsile şehirlisile halkın Atatürke minnetini gösteren kabartma da güzel. Ve atının üstünde, ilk ayak bastığı bu beldeden, biraz sonra içine atılacağı Anadoluya bakan şehsüvar: Bakışı büyük davanın zaferine çektiği kılıc gibi keskin. Çehrenin asabiyeti içteki ruh hamlesini dışa vurdurmuş gibi aşikârdır. Vücudde kurulmuş bir yay gerginliğinin dıriliği var. Kıbca davranış fevrî bir hiddeti değil ne yapacağını bilen bir enerjiyi gösteriyor. Belli bu şehsüvar yeryüzünün en yenilmez çetinliğini yenecek. Acaba bunları heykelin kendi mi söylemektedir, yoksa bu duygular bizim onu bilişimizden mi ileri geliyor? Hiçbir heykel biz ona mana vermezsek o bize taşıdığı manayı veremez. Elverir ki o heykelin manası bizdekini tekzib etmesin. Halbuki şu at üstündeki şehsüvar bizim onun hakkındaki bilgilerimizi tekzib değil teyid ediyor. Böyle eserlere muvaffak olmuş denilir. SAMSUNDAKi HEYKEL 19 mayıs münasebetile CUMHURİYET IHEM NALINA MIHINA 19 mayıs millî bayram olmalıdır tatürkün memleketi kurtarmak azmile Samsuna ayak bastığı gün, Türkiyenin kurtuluş mücadelesinin başlangıcıdır. O halde, bu tarihî gün neden millî ve resmî bayramlar arasına girmesin? Gerçi, Cumhuriyet Halk Partisi 19 Mayısı, cimnastik ve spor bayramı olarak kabul etmiştir. Fakat, milletin ve memleketin tarihinde bu kadar bü yük ehemmiyeti olan böyle bir gün, yalnız cimnastik ve spor bayramı olarak kalmamalıdır. Millî ve resmî bir bayrama bütün millet iştirak eder; onu; bütün millet kutlular. Halbuki bugünkü vaziyetinde, 19 Mayıs bayramı, yalnız bir cimnastik ve spor şenliğinden ibaret oluyor ve ona milletin, hatta gencliğin bile mahdud bir kısmı iştirak ediyor. Çünkü, daireler açık, şenliklere iştirak etmiyen mektebler açtktır. Atatürkün, tekbaşına, kurtuluş yolunu bulup o yolun ilk yolcusu ve milletin Önderi olduğu günün, resmen millî bayram ittihaz edilmesini istiyoruz. O gün, Atatürkün, Cumhuriyeti kendisine emanet ettiği genclik, cimnastik ve spor şenlikleri yaparak 19 Mayısı kutlular. Biz Türklere hiç birşey söylemiyen, hiçbir millî heyecan vermiyen 1 mayıs günü, «Bahar bayramı» diye millî ve resmî bayramlar arasına girer de Türkiye Cumhuriyeti tarihinin en mühim günlerinden biri olan 19 Mayıs millî bayram yapılmaz lur mu hiç? 1 mayıs günü, dikkat ettinizse, îstanıulda resmî dairelerden başka hemen hiç bir müessese, hiçbir ev bayrak asmamıştı. Demek ki bahar bayramı, milletin ruhunda, yer tutmuş ve yer etmiş bir bayram addedilemez. Sadece resmî ve kanunî bir bayram mahiyetinde kalan 1 mayıs bahar bayramı yerine 19 Mayıs Atatürk bayramını ikame etmeliyiz. Atatürkün yurdu kurtarmak azmile Samsuna vardığı gün, muhakkak ki en heyecanlı, en candan tezahüratla kutlu lanacak ve yalnız resmî değil; tam manasile millî bir bayram da olacaktır. [Baştaraft 1 incl sahitede] lerinin büyük bir mukavemete maruz kalmaksızm ve halkın alkışları arasmda Tepedelenle Ergeriyi işgal etmiş oldukları bildirilmektedir. Bütçe varidatmda Yeni İspanyol kabimes'ud inkişaflar nesi teşekkül etti Memleketteki refahın gittikçe artmakta olduğunu gösteriyor Ankara 18 (Telefonla) 1937 devlet bütçesinin geçen yıla nazaran mühim bir fazlahkla hazırlanmasmı temin eden varidat tezayüdü en ziyade güm rük, muamele, istihlâk vergilerile İnhisarlar hasılatında, buhran ve muvazene vergilerinde görülmektedir. Hazine vaziyeti de diğer yıllara nazaran memnuniyeti mucibdir. Geçen yıllann ikincikânun ve nisan aylarında daima borçlu vaziyetinde görülen hazine bu yıl ayni aylarda alacaklı vaziyetinde bulunmaktadır. Yapılan tetkiklere göre muamelâtı nakdiye kolaylıklarını temin için Hazineye verilen kredi salâhiyetlerinin mühim bir kısmı kullanılmadığı halde devlet taahhüdleri günü gününe ve tamamen ifa olun muştur. Haricî ticaret vaziyetimizi gösteren istatistiklerde bilhassa 1936 yılındaki ihrac maddeleri kıymet tutarının diğer senelere nazaran artmış olması nazan dikkati celbetmektedir. Döviz vaziyetimiz de geçen yıllara nazaran kayda şayan bir iyilik göstermektedir. Bu malumatın heyeti umumiyesi bu arada tetkik ve muhakeme olunur, ve 1936 malî yılı içinde vergi nisbetlerinde değişiklik yapılmadığı ve yeni vergi ihdas olunmadığı gözönünde bulundurulursa sene içinde elde edilen varidat fazlasının memleketteki iş hacminin genişlemesinden ve halkm iştira kabiliyeti artarak bunun karşıhğı olan istihlâkin de artmış olmasındandır. Vergi tahsilâtı miktannın da inkişaf eylediği bu tahsilâtı gösteren cetvellerden anlasılmaktadır. İhtilâlciler şimal cephesinde ilerlemekte devam ediyorlar Durango 18 (A.A.) Havas Ajansı muhabirinden: Amorebieta, dün akşamdanberi yan maktadır. Bu şehri müdafaa için aucak 1<X) kadar milis kalmıştır. Francist kıtaat, Amorebieta'nın cenubuna geçmişlerdir. Salamanca'nın bir tebliğinde Francistlerin Amorebieta'ya 400 metro mesafede oldukları bildirilmektedir. Bu kuvvetler, ileri hareketlerine devam ederek Echano, Epalza, Evacha, Arrinda, Zudagoitia ile Sanmiguel manastmm işgal etmişler dir. Samsun heykelınin cenub cephesi letteki cevherin yıldızlı pmltısına dikerek içli dışlı bütün bir husumet cihanına meydan okuyan Büyük Kurtarıcının ilk ayak bastığı belde; oradaki heykel elbette yüzünü garba çevırerek atını şahlandıran bir şehsüvan gösterecekti; ve Kripel'in Samsundaki heykeli de öyledir. Fakat atın şahlanışını heykelleştirmek, bu çok tehlikeli bırşey; heykel duruş ve donduruştur; halbuki şahlanış bir ânın hareketi; hareket olan ânı hem hareketten kaldırmak, hem o kalkışta hareketi yaşatmak, bu büyük bir cür'et ister. Bir küheylânm şahlanışı güzel şeydir, çelik adalelerin zemberekleme bir fırlayışla ufkî gövdeyi şakulleştırmesi enerjınin en güzel manasını gösterir. Yalnız burada güzel olan gövdenin aldığı şekil değil yaptığı harekettir. Biz o anî hareket esnasında atm kalın karnındaki yakışıksızlığı değil sadece gösterdiği hamleyi görürüz. Fakat o enstantane hareket tuncun kalıbile dondurulup daimî olarak tesbit edilince... îşte heykelin en mühim olması lâzım gelen garb cephesi; zaten heykelin neye yapıldığını da bu cephedeki kitabe söylüyor: «Vatanda Millî Mücadeleye başlamak için Gazi 18 Mayıs 1919 tarihınde Samsuna çıktı.» Bu cephede atı önden görüyoruz. Fakat fazla şahlanan at bıze sadece karnını gösteriyor. Kalın bir kütük gibi dikilmiş kann. Karındaki bu kalınlık yukanda bilek kırarak muallâkta duran ön ayakları büsbütün zayıflatmaktadır. Ahenkli atın ahengi gitmiş. Bu atta celâdetten ziyade meharet manası var; sirkte talim edilerek hüner gösteren bir at manası. Fazla şahlanan atın tunc gövdesini o vaziyette tutabilmek için heykeltraş taktik bir oyun yaparak gövdenin sıklet merkezini uzatılmış kuyruğun kıvnlmış ucuna istinad ettirmiş. Heykele hele arkadan, yani şarktan bakarken düpdüz ve besli sağrmın böyle kuyruk ucuna yaslanarak istirahat eder gibi duruşu, hem tüyden iba Yeni ispanyol kabinesi Valencia 18 (A.A.) Yeni kabine teşekkül etmiştır. Halk cephesini teşkil eden bütün siyasî partilerin mümessillerinden mürekkebdir. Umumî iş ittihadı ile millî iş konfederas yonu kabineye iştirak etmemişlerdir. Propaganda Nezareti, Hariciye Ne zaretinin bir dairesi haline gelmiştir. 48 yaşında olan Başvekil Negrin Madrid meb'usu, doktor ve Madrid Universitesi bioloji profesörüdür. îkhsadî ve malî meselelerde mütehassıs olarak tanınmıştır. Hastanelerin teöavi iicreti hakkında Belediyenin bir tavzihi ün, bu sütunda yazdığım yazı üzerine Vali ve Belediye reisi namına bir tavzih aldım. Fakir hastaların asla kırtasiye muamelelerine tâbi tutulmıyacaklarını bildiren bu tavzihi bu sütuhda memnuniyetle neşrediyorum. Memnuniyetim, Belediyenin fakirleri düşünmüş olduğu kadar yazıma cevab vermek hususunda gösterdiği süratten ileri geliyor. Her işte böyle gayretli ve çabuk olmalarını temenni ederim. İşte Belediye Reis muavininin tavzihi: Cumhuriyet gazetesi Yazı işleri Müdürlüğüne Gazetenizin 18/5/937 T . li nüshası nın «Hem nalına hem mıhına» sütununda Belediye hastanelerinde tedavi için alınacak ücret tarifesi dolayısile yazı muharririnin serdettiği müşkülât ve endişeler yersizdir. Çünkü hemen müdahale ve tedaviye muhtac hastalar kim olursa olsun derhal hastaneye kabul olunurlar. İngiliz Başvekili son nutkunu söyledi «Kralların ilâhî hakları nazariyesi artık olmuştur» Londra 18 (A.A.) BaşvekU Baldvvin, bugün genc mektebliler önünde söylediği büyük bir nutukta, Başvekil olarak bunun son nutku olduğunu kaydettikten sonra, ezcümle demiştir ki: « Sulhu sevenlerin sarfettikleri gayretlere karşı bizim bugünkü silâhlanmamız csasen çok acı bir cevabdır. Fakat bunun daha fenası bazı mahfillerde sulh bir kötü rüya gibi ilân ediliyor ve harbâe akıllı adamlar için bir ideal olarak gös teriliyor. Büyük Britanya İmparotrlugu yaşadığı müddetçe biz, bu sahte ilâhlara karşı seslerimizi yükselteceğiz. Imparatorluğun içinde yaşıyan bütün ırklara mensub mılyonlarca ve milyonlarca insanın da telâkkisi olduğuna kani bulunduğum telâkki mi işte söylüyorum: Hürriyet, fakat ni zam içinde, kanun dairesinde bir hürriyet. Oyle bir cemiyet ki onun içinde otorite ve hürriyet ayni seviyede birer müttefik bulunuyorlar. Öyle bir sosyete ki, onun içinde devlet ve ferd ayni zamanda birer gaye ve birer vasıtadır. Kralların ilâhî hakları nazariyesi ar tık ölmüştür. Bugün bunun yerine biz devletlerin ilâhî haklannı koymak iste miyoruz. Çünkü, hiçbir devlet, hiçbir hür insan tapınamaz.» Parti Meclisi Grupunun içtimaı Ankara 18 (A.A.) C. H. P. Kamutay Grupu bugün öğleden sonra An talya saylavı doktor Cemal Tuncanın reisliğinde toplandı. Hariciye Vekil vekili Saracoğlunun Hatay meselesinin son durumu ve Ce nevrede cereyan eden müzakerelerin bu günkü safhası hakkında verdiği izahat Parti Grupunca ittifakla tasvib edildi. Habeşistanın Merkezi değiştiriliyor Roma 18 (A.A.) Gazete haberlerine göre, Habeşistanın payıtahtının AdisAbabadan Djimma ve yahud Dessie'ye nakledilmesi ihtimali vardır. Zira, AdisAbaba'nm iklimi, Avrupalılara uygun gelmemektedır. Bu haberlerde, diğer bazı şehirlerin de yerlerinin değiştirileceği ilâve olunmak tadır. 2,400 metro yüksekliğinde bulu nan Gondar şehrinin 1,800 metro yük ! seklikte yeniden inşa eidlmesi ihtimali mevcuddur. Oğrenildiğıne göre, yeni Gondar'm plânları şimdiden hazır bulunmaktadır. Fakat inşaata ancak Gondar'a müntehi olan yollar sisteminin ikmalin den sonra başlanılacakhr. Kral Edward 3 haziranda evleniyor Tours 18 (A.A.) M. Rogers, bugün saat 14,30 da gazetecilere beya natta bulunarak Windsor Dükünün Mistres Wallis Warfield ile izdivacmm 3 yaziranda Cande şatosunda icra edileceğini söylemiştir. Bu son aylar zarfında Dük ile ve Mistres Wallis Warfield ile münasebetlerini idame etmiş olan zevat davet edilecek ise de izdivac merasiminüc Kral hanedanı erkânından hiç kimse bulunmıyacaktır. Ankara Vali muavinliği Ankara 18 (Telefonla) Ankara Vali muavininm heyetimızle birlıkte Cenevrede bulunması dolayısile Vali muavinliğini vekâleten Çanakkale kaymakamı Haluk ifa etmektedir. Gümrükte tayinler Ankara 18 (Telefonla) Mersin ithalât gümrüğü müdürü Reşad Arar Gümrük ve İnhisarlar Vekâleti Tetkik İşleri müdür muavinliğine tayin edilmiş ve dün işe başlamıştır. Yunan Kralı İngiliz Kralına nişan verdi Atina 18 (Hususî) Yunan Kralı tarafından îngiltere Kralı Altıncı George'a verilen Kurtancı nişanının büyük istavroz rütbesi dün Londrada bulunan Yunan Veliahdi tarafından Krala verümiştir. Kraliçe Mary tac giyme merasiminde ağlamış Tetevvüç merasiminın Westminster kilisesinde cereyan eden safahatını tes bit eden film, usulen hükümdann müsaadesi alınmadan halka gösterilemiyeceği için, filim önce Norfold Dükü ile Canterbury baş piskoposu tarafından görülnıüştür. Fakat, filimde, Kraliçe Mary'nin oğlunun tete\rvücü esnasında ağladığmı ve mendilini sık sık gözlerine götürdüğünü tesbit eden sahneler mevcud olduğu için, bu kısımların muhafaza edilip edilmiyeceği tereddüdü mucib olmuş ve Kraliçenin mütaleasına müracaat edil miştir. Kraliçe Mary, tebaasının, kendi sını ağlar görmesini istemediğmi söyle îngiliz dominyonlarının pamuk istihsalâtı Londra 18 (A.A.) İngiliz pamuk müstahsilleri cemiyeti tarafından neşre dilen bir rapora göre Hindistan haric olmak üzere bütün İngiltere İmparatorlu ğunda 1936 senesinde istihsal edilen pamuk miktarı bundan evvelki bütün rökorları kırmıştır. 1937 senesi tahminlerinin pek sarih olarak daha müsaid olduğu raporda ilâve edilmektedir. Bir Haham tevkif edildi Bu gibi hastaların fakirlerini tespit için kırtasî muamelelere başvurmalanna lüzum yoktur. Bu hususta hastane başhekimlerine takdir hakkı ve salâhiyet verilmiştir. Tarifenin bağlı olduğu talimatname dikkatle okunursa vaziyet anlaşılır. Yazı tSMAÎL HABtB muharririnin yanlış telâkkisi yüzünden umumî efkârda bir tereddüde mahal kalmamak üzere vaziyetin aydmlatılması için bu yazının ayni sütunda aynen neşrini rıca ederim. îskenderun 18 (Hususî) Pazartesi Vali ve B. Reisi günü burada garib bir hâdise oldu ve namına bazı şahıslann telâşlı hareketleri nazarı Ekrem Sevencan dikkati celbeder bir hal aldı. Bu arada Movses Derkatustyan'la Artin Hamal yan istihbarat merdivenlerini adeta aşındırdılar. Bu telâşm Türklerin îskenderun hükumetini teslim almak üzere gelmekte olduklarma dair çıkan bir şayiadan ileri geldiği anlaşıldı. tzmit 18 (Telefonla) İstanbul Gümrük tarifesinde bir Valisi ile Hüseyin Cahid davasına devam değişiklik Ankara 18 (Telefonla) Gümrük edildi. tarifesi kanununun 366 ilâ 370 inci poSuçluların mahkumiyeti sabıkalan ozisyonlarına giren pamuk ipliklerinin bir lup olmadığmın îstanbul Müddeiumu kararnamesinin (s) listesine alınarak miliğinden sorulmasına geçen celsede kamemlekete serbestçe ithalleri hakkındaki rar verilmişti. Yazılan tezkereye cevab İcra Vekilleri Heyeti kararı Yüksck Tasgelmediğinden keyfiyetin tekidine ve dika iktiran etmiştir. celsenin gelecek salıya talikine karar vemiş ve filmin bu sahnelerinin çıkarıbnasırilmiştir. nı emretmiştir. Hatayda çıkan yersiz bir rivayet Vali Hüseyin Cahid davası Varşova 18 (A.A.) Luniniec'de Pansilvanyada ölüm cezası Hahamlık mektebi direktörü çarşı orta kaldırıldı Harissburg 18 (A.A.) Pansilvan sında Yahudi halkı hırıstiyan mağazaları ya devletinin parlamentosu, 87 reye karşı ve eşyasını alenen boykot etmeğe davet 100 reyle ölüm cezasının kaldınlmasına ettiğinden dolayı polis tarafındag tevkif karar venniştir. edilmiştir. Bunun üzerine o sahneler filimden çıkanlmış ve imha edilmiştir. Tetevvüç merasiminin akabinde hazırlanıp Londra ve Paris sinemalarında gösterilen filimler merasimin sırf haricde cereyan eden safhalannı gösteren filimlerdir. Kilise dahilindeki merasimi gösteren sansürlü filim henüz ekrane intikal etmemiştir. Her yasta spor yapanın başı vücudüne yük olmaz.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle