28 Aralık 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
7 Nisan 1937 CUMHURİYET SON HABERLER... TELEFOM TELGRAF Hâdise!er arasında w v« TELSiZLE Islâm dünyasmın uyanışı ransada yeni çıkmağa başlıyan Paris Orient gazetesinin ilk sayısında şu satırları okuduk: «İslâmın mukaddes şehri Mekke asrileşiyor. Müslüman mütehassıslar tarafından orada bir radyo istasyonu inşa edilmiştir. Bu istasyon yalnız dinî neşriyat yapmıyacak, ayni zamanda bütün islâm âlemine Arab kültürünü ve Arab şairlerile filozoflarımn sesini yayacaktır.» Mekkei Mükerremenin Avrupalılaşması, bütün Arab ve islâm dünyasının rönesansı demektir. Şarkta bu büyük uyanış devresini kim açtı? Bütün Türkler bir ağızdan cevab vereceklerdir: Atatürk. Fakat biz susalım, gene o Paris Orient gazetesi ki Pariste galiba Arablar tarafından çıkanlıyor başka bir sahifesinde cevab versin. Tercüme ediyorum: «Bugünkü Arab hareketi Mustafa Kemalin büyük tesirinden doğdu. Iran, Irak, Efganistan, Mısır, Hicaz, Yemen ve manda altındaki memleketler, müslümanlık çerçevesi içinde asrileştiler. Hepsinin programında istiklâl vardı ve çoğu buna kavuştu. Gazi Mustafa Kemal tarafından tatbik edilen lâikleştirme politikası bir müddet için islâm âlemini şaşırtır gibi olmuşsa da, muzaffer Türkiyenin büyük tesiri, ondan gözlerini ayırmıyan milletlere enerji dersi verdi. Türk Reisicumhurunun müstakil politikası büyük bir alâka ile takib edilâi; bütün memleketlerin Arablan anladılar ki Akdeniz havzasınm şarkında büyük bir kuvvet doğmuştu.» İslâm dünyasının itirafile de sabit ki bu büyük rönesans hareketi, dinî kâbemiz olan Mekkeye, millî kâbemiz olan Ankaradan gitmiştir. Şarktaki bütün müslümanların ibadet kıbleleri Mekke olduğu gibi medeniyet kıbleleri de, bundan böyle, Ankara olmak lâzım gelir. Atatürkten istiklâl ve inkılâb dersi alan bütün islâm dünyası, onun şahsında bu yeni kurtuluşlarının ve kalkınışlarının ilk ve en büyük mürşidini selâmlamalıdırlar. Çünkü telkinin ve irşadın en tesirli şekli örnek olmaktır. • Fransada sağ partilerin tasfiyesine mi gidiliyor? Sosyal fırkasının reisile beş azası ceza mahkemesine verildiler [Baştarafı 1 inci sahijese] niden ihdas etmektir. Larocque, Harnegaray, Vallin, Ri che, Ottaveif, Verdier.. İstintak hâkimi Beteille, de la Rocque'un Fransız sosyal partisinin icraatı hakkında açılan tahkikatı bitirmiş ve mezkur parti reisi de la Rocque ile par tinin parlamento grupu reisi Ibarnegaray ve diğer birkaç idarecisini mefsuh bir cemiyeti tekrar tesis etmek ve halkı tecemmüe davet etmek cürümlerinden ceza mahkemesine vermiştir. Bu suretle Seine mahkemesi Fransada " ilk defa olarak mefsuh bir cemiyetın tekrar tesisi işile meşgul olacaktır. Binaenaleyh bu babda vereceği hüküm de hukukî bir emsal teşkil edecektir. 10 kânunusani 1936 tarihli kanun mucibince mefsuh bir cemiyeti tekrar tesis etmek cürmü on beş günden iki seneye kadar hapis ve bir franktan beş bin franga kadar da para ile cezalandınlır. Es babı muhaffefe takdirinde bütün ceza sadece 16 franga kadar da düşebilir. Tecemmüe tahrik cürmü ise 7 haziran 1848 tarihli kanun mucibince bir aydan üç aya kadar hapisle cezalandınlır. aleyhinde ikame olunan davayı protesto ederek demiştir ki: « Halk cephesi hükumetinin bugün bizi kaldırmak için giriştiği teşebbüs partımız ıçın en mükemmel bir propagandadır. Fransız sosyal partisi eski «Ates Haç» cemiyetinin diğer bir şekli değildir. Çünkü, azasından yüzde sekseni Ateş Haç cemıyetine asla mensub olmamıştır. Esasen parti Başvekıl Blum'ün sosyalist partisini örnek tutarak teessüs etmiştir. Yalnız şu farkla ki, bizim partimiz sınıf mücadelesi yapmaz!» URDDAN AZILAR Yazan: ismail Habib Ingiltere Krallık hanedanını dava Bir gümrük memuru George'un torunu olduğunu iddia ediyor Ingiltere adlıyesi, bugünlerde oldukça karışık bir davanın rüyetine başlıyacak tır. Dava, O'Leary isminde bir gümrük memuru tarafından açılmıştır. Bu adam, dördüncü George'un sülâlesinden oldu ğunu iddia etmekte ve 1837 de dünyaya gelmiş olan büyük anası Marie Shea'nın Dördüncü George ile, onun morganatik zevcesi Mrs. Fitzhebert'in torunu olduğunu söylemektedir. Gümrük memuru O'Leary, bu iddia sını, Mrs. Fitzhebert'in medfun bulunduğu Brighton şehrindeki BristolRoad kilisesinin doğum ve vaftiz defterinden koparılmış bir sahife ile isbat ediyor. An cak bu sahife meydanda yoktur ve gene müddeinin iddiasına göre, Dördüncü George, bunu, mühürile memhur bir çek meceye, izdivaç kâğıdile birlikte sakla mış, çekmeceyi de bankerıne emanet etmiştir. Bu banker bulunursa ve çekmecenin üstündeki mühürün fekkine rıza gösterirse, O.Leary, büyük annesının annesinden intikal eden ve halihazırda 250 milyon franktan fazla bir değerde bulunan mırasa sahib olacaktır. O'Leary'nin tasarruf iddia ettiği mi ras, Londranın Doklar mıntakasında son derece kıymetli ve halihazırda üzerine koca koca antrepolar ve fabrıkalar mşa edilmiş olan muazzam bir sahadır. Müddei, Dördüncü George'un res men evlendiği Prenses Caroline'i taç gıyme merasimine kabul bile etmediğini ve Mrs. Marie Anna Fitzhebert'in adını son nefesinde dahi ağzından düşürmediğini söylüyormuş. O'Leary, davasını kazanacağındaa emin bulunmaktadır. Üç kümbetler ve çîfte minare İnsan sadece bu çifte minareyi görmek için değil İstanbuldan; Çinîmaçinden gelse çektiği bütün emekleri helâl eder Zelzelelere, yangınlara; işgallere, is tirdadlara; ihmallere, bakımsızlıklara rağmen Erzurumda, Saltuklardan, Selçuklardan, îlhanlardan ve Osmanlılar dan kalma epeyce abıde var. Güzel ol makla beraber emsali çok olduğu için Lalapaşa camisi gibi Osmanlı eserlerini geçiyorum. Şehrın en eskı mabedı olup Saltuğun oğlu Kızıl Aslan tarafından Onikinci asrm dördüncü çeyreği başmda yaptırılan Ulucamının kıymetı dahi sanatından çok yaşındadır. Yedi bın kışi alacak kadar geniş olan caminin içi yirmi sekiz kadar kalın kalın sütunlarla dolu. Henüz bu çaptaki sahalarda tek kubbeyle boşluğu fethetmeyi bilmiyoruz. hem bütün Anadoludaki Selçuk medre âelerinin en büyüğü, hem kül halinde verdiği ifade itibarile en yükseği, hem teferruttaki ziynet bakımından en süslüsü, ve yalnız bizim değil bütün kesme taş mi marlık san'atının da ön safta şerefi olan bir harika. İnsan sadece bu Çifteminareyi görmek için, değil İstanbuldan, Çıni maçinden gelse çektiği bütün emekleri halâl eder. Yer yer, mermer levhalar, çinili çemberler, burmalı pervazlar, ve tırtıllı o luklarla işlemeli kırk metroya yakın muhteşem bir cephe; cephenin ortasında, yarı kısmını dışarı vererek bir tâkızafer methali gibi gerilen, derin duruşlu, çu kur istilâktitli, ve iist kısmında ağır kadife perdelerin kanadlan gibi müsellesli bir aralık bırakmış giranbeha bir kapı; lcapının iki yanında, boyları yirmi altışar metroluk, bina hizasına kadar olan kı sımları menşurî, binadan yukarı kısımları üstüvanî; baştanbaşa mermer safihalarla yapılan menşurî kısımdan sonra binadan yukarıki kalın üstüvaneli sütunlan kırmızı tuğladan örülme yanm üstüvanî olukların dilımli uzunluklarile örterek gövdelerdeki kalınlığı saklayıp, ezan okunmaktan ziyade birer zafer sütunu halinde dikilmiş gibi yükselen iki minare... Daha dış manzaradaki bu zenginlik insana bir büğü gibi çarpıyor. Minarelerin alt kısımlarile yekpareleşmiş kapının mevzun bir çıkıntı yapışı, bunun yanlarındaki iki duvann iki kanad gerginliğile duruşu, ve iki minarenin de hava boşluğuna yakut bir «U» harfi çi zerek uzanısı: Bütün cephede bir santim tenazursuzluk yok. Fakat tezyinat hususunda da hiç te nazur yok. Sağdaki bir süs murab balı bir çerçeve içindeyse soldaki dairemsi bir çember içindedir. Minarelerden birinin kaidesinde çifte kartal resmi, diğe rinde sadece çiçek demeti. Sağ sol cep helerin pencere kornişleri hep ayrı ayrı. Minarelerin tuğla oluklu üstüvanî kısımlanna bir kumaş garnıtürü gibi ışlenen çinıler bıle bırınde baklava bıçımı, ötekınde ise ince müstatil şekli almış. Belli, cephenin yapı işinde ahengin vahdeti, süs işinde de tenevvüün zenginliği; dinlendi ren vahdetle eğlendiren tenevvü ne iyi birleşiyor. Gazeteler ne diyor? Paris 6 (A.A.) Fransız sosyal fırkası şefi albay de la Rocque aleyhine ikame edilmiş olan dava münasebetile Herrilis, Echo de Paris'de diyor ki: «Hükumetin amele sendikaları tara fından yapılan tazyik önünde serfüru etmiş olduğu bedihidir. Böyle bir teslimi yet, diğer bir takım teslimiyetlerin mu kaddemesinden başka birşey olamaz. De la Rocque'un kanunî bir fırka teşkil etmesi, sırf büyük bir millî fırka teşkil etmek kabiliyetinde olduğunu ispat eden yegâne adam olması sebebile menedilmiştir. Sol cenah gazeteleri, bilhassa Le Populaire ile Humanite, son derece mem nuniyet izhar etmekte ve Fransız sosyal fırkasının yakında feshedileceğini tahmin eylemektedirler. Miralaytn protestosu Paris 6 (A.A.) Fransız sosyal partisi reisi de la Rocque hususî Radio Cite istasyonundan söytlediği bir nutukta kendisi ve partisi erkânından bir çokları ...........ttMiıtıııııııııımııll! İngilterede deniz işçilerinin grevi Fransada Lyon şehri de grve tehlikesi altında Blascovv 6 (A.A.) John Brown bahriye tezgâhlarila diğer iki deniz sanayi firmalarında çalışan 1,000 kadar amele yamağı grev ilân etmişlerdir. Bu suretle Glascow'da grev yapan amele yamaklarınm miktarı 6,000 i bulmuştur. Grev halinde bulunan 3,000 dökmeci bu miktara dahil değildir. Queen Mary transatlântik gemis;ni inşa eden John Brown tezgâhlarıdır. Glascow'un bahriye tezgâhlannda amele yamağı kalmamıştır. Hükumetin işe nıüdahale etmesinden bahsedilmektedır. Diyarbekirde Atatürk günü Evvelki gün Diyarbekirde büyük merasimle kutlulandı Diyarbekir 6 (A.A.) Ulusal Önderimiz Atatürkün fahrî hemşeriliğimizi kabul buyurdukları 5 nisan gününü bütün Diyarbekir liler candan gelen bir heyecanla kutlulamış ve Atatürke bağlılıklarını bu vesıle ile bir kere daha izhar etmişlerdir. Yeni Halkevi salonunda yapılan törende Birinci Umumî Müfettiş Abidin Özmen. bu tarihî günün ehemmiyetini izah ederek Dıyarbekirlileri mazhariyetlerinden dolayı tebrik etmiştir. Gece ve gündüz halk, şenlikler ve fener alayları yapmıştır. ((Logaritma)) sözü de öz türkçedir Profesör Hilmi Ziya ortaya yeni bir hakikat çıkardı Lyon grev tehlikesi altında Paris 6 (A.A.) Fransanın üçüncü büyük şehri olan Lyon havagazsiz, elektriksiz ve susuz kalmak tehlikesine maruzdur. Bu sabah havagazi ve elek trik işçileri grev ilân etmişler ve su ser vislerindeki işçiler de bir tesanüd grevi yapmak tehdidinde bulunmuşlardır. Rhone valisinin teşebbüsü üzerine saat 11.30 da işe tekrar başlanmış ve elektrik cereyanı iade edilmiştir. Fakat pazartesi gününe kadar işçilerin talebleri is'af edilmezse, greve tekrar başlanacaktıı. Hindistandaki isyan tehlikeli bir hal aldı Londra 6 (A.A.) Hindistanın şimali garbî hududunda isyan hareketleri evvelki gibi devam eylemekte bulundu ğundan İngiliz makamatı aşağıdaki beyannameyi neşretmiştir: «Kaisher, Shektu, Alged ve Arsslot mıntakalarında bulunan bütün şahıslara 6 nisandan itibaren, tayyare ile hücum edilecektir ve bu hücumlara, gece gündüz mütemadiyen devam olunacaktır. Çocuklarını ve hayvanlarını kurtar mak istiyenler, bu mıntakaları terketmeli ve isyanın bitirilmesine kadar bu mınta kalara dönmemelidir. Vaziristan'daki İngiliz valisi kabileler şeflerine İpi fakirinin harekâtından bütün Tore Khle kabılesinin mes'ul tutulacağını bildirmiştir.» Bir kısım kâğıdlar klering listesine alındı Ankara 6 (Telefonla) Sargılık kâğıdlarla gazete kâğıdlarınm ve adi matbaa kâğıdlarmın memleket dahilinden temini kabil olmadığmdan bu maddeler mer'i ithal rejimi kararının kle ring listesine ahnmıştır. Celâl Bayarla Ingiliz Ticaret Sıvasta bereketli yağmurlar Sıvas 6 (Hususî muhabirimizden) Nazırı arasında telgraflar Köylünün sabırsızhkla beklediği yağ Ankara 6 (A.A.) Karabükte demir ve çelik fabrikalarının temelatma merasimi münasebetile İktısad Vekili Celâl Bayarla İngiliz Ticaret Nazın Walter Runciman arasında aşağıdaki telgraflar teati olunmuştur: JValter Runciman mur, nihayet yağmağa başlamıştır. Mebzul miktarda yağan yağmur bilâistisna herkesi sevindirmiştir. Konyada yağmur Konya 6 (Hususî muhabirimizden) Konya ve civarma faydalı yagmurlar yağmaktadır. Halk sevinç içindedir. Ticaret Nazın Karabük demir ve çelik fabrikalarının temelatma merasimi münasebetile bu iş teki kıymetli alâkanızı anar ve derin saygılarımı sunarım. Iktısad Vekili Celâl Bayar Ekselans Celâl Bayar • İktısad Vekili TÜRKİYE Karabük demir ve çelik fabrikalarının temel atılması münasebetile lutfettiğiniz telgraftan dolayı pek ziyade müteşekki rim. Bu teşebbüsün inkişafının iki memleket arasmdaki dostluğu ve teşriki me saiyi ayrıca takviye edeceğinden de emiDİm. Ticaret Naztrt Runciman Aydın 6 (A.A.) Büyük Mendires mıntakasında havalar çok müsaid git mektedir. Bilhassa birkaç gündenberi devam eden bol yagmurlar pamuk ve tütün ziraati yapan çiftçiyi sevindirmiştir. Bugün dahi hava güneşli olmasına rağmen küme küme yağmur bulutları vardar. Bursa 6 (Hususî muhabirimizden) Bursaya bol miktarda yağmur yağmakta, Uludağa da kar düşmektedir. Ege mıntakasmda faydalı yagmurlar Bursada Ondördüncü asrın başlarında, Olcayto Sultan Hüdabendenin iki kansı tara fından zamanın büyük alimi Gazanlı Yakut namına yaptırılan dokuz hücreli Yakutiye medresesi de Çifteminarenin küçük bir kopyesidir. Yalnız mavi, yeşilimtırak, vişneçürüğü çinilerle bezenıp kızıl tuğla ile işlenerek yükselen minaresi sahiden yakut bir sütun gibi duruyor. Erzurum abideleri içinde, yer yer ve semt semt, halkın «kümbed» dediği eski türbeler, mahrut kubbeleri, boz veya bakırımsı gövdelerile, mazinin tahaccür etmiş birer hatırası halinde, şehre hususî bir çeşni veriyorlar. Bunların içinde en meşhur olanı Saltukların türbesi olan Uç kümbedlerdir. Bir demet gibi ahenkli bir mecmua teşkil eden bu üç kümbedin biri PEYAMt SAFA büyük, ikisi küçük. Küçükler sade ve büyük harikulâde. Büyük kümbed üstüste dört çeşid hendesenin istifile bedialandırılmış. Alt kı sım sekiz cepheli bir mudalladır. Her cephenin ortasında çıft kemerle yapılma levha gibi birer pencere var. Cephelerin birbirile birleşen yerlerini, keskin köşe halinde bırakmamak için, ortasından kesil miş bir menşurun rahle oyuğu şeklindeki tatlı çukurluğile uzunlamasına derinleş tirmişler. Satıhlardan kayan göz o çukurAnkara 6 (A.A.) Türk Dili Kuluklarda bir yatağa raslamış gibi dınlenirumu Genel Sekreterliğinden: yor. Logaritma sözünün istorik erijinini İsİkinci kısım, her cephe üstündeki mütanbul Üniversitesi Türk tefekkürü tarihi sellesli alınlıklarla sekizleme bir çembedoçenti Bay Hilmi Ziya Ülken buldu. Logaritma denilen hususî hesab usulü ilk rin keskin zikzağını yaparak, üstüvanî bir olarak Harzemli Musa oğlu Mehmed a toparlaklıkla duran üçüncü kısmı kaba dında bir Türk alimi tarafından Doku rık bir çerçeve gibi kucaklarken, küt bir zuncu asırda ortaya konmuştur. Meh sağır halinde kalmasın diye gövdesinde med, o sırada, matematiğin mucidlerinden sekiz pencere derinliği açılan üstüvanî sayılan üç kardeşten biridir. Me'mun za kısmın üstüne dahi, en sondaki dördüncü manında nısfınnehar kavsini Sincar ve kısım taştan bir çadır mahrutlığile abanmış. Kufe sahralarında ölçen bunlardır. Mehmed, memleketine nisbetle «01 Mahrutî kubbe basit bir kapak gibi harzemî» yahud arabcada kullanıldığı tıpatıp gelmesin diye, mahrutun altını, gibi «Elharzemî» denmekle maruftur. tabaka tabaka üç ziynet çemberile besleTürkçe «ol» u Arab lehçesile «el» ve mişler. Üstteki tırtıllı, ortadaki halat lâtincede ve lâtinceden türeme dillerde burması biçiminde, alttaki da taneleri yas«al, el, il» olarak görüyoruz. Bu yüksek sılatılmış bir tesbih dizisi şeklinde olan Türk âliminin eseri ancak Onikinci asır bu üç ziynet çemberinin mahruta verdiği da garbde lâtinceye tercüme edilmiştir. gölgeli taşkınlık sayesinde kubbe, keçe Bu tercümenin tek nüshası Kembriç'tedir. külâhların hafifliğinden kurtularak, kalO asırlarda esere türlü isimler verilmiştir. lavi serpuşların ağırlığını kazanıyor. Algorismus, Alchoarismus, Alkaures Toptan bakıhnca, dört hendese şeklimus, ve Algorithme, Logaritme. Bu son nin ilk ikisini ortadaki üstüvanî kısma sekelimelerde görülen «th» bilindiği gibi kizli bir kutu mahfazası gibi dolandınp, «t» değil «z» veya «s »dir. Larousse du üstüvanî kısmı o kutudan çıkıyor gibi gösVingtieme Siecle dahi logarithme keli tererek, mahrutî kubbeyi de ihtişamlı bir mesinin Dokuzuncu asır başlangıcında yaeda ile onun üstüne örten mimann böyle şamış olan matematisiyen Musa oğlu yadırgalı dört hendeseden yadırgasız bir Mehmed Alkharezmiden gelmiş bir kevahdet vücude getirişi karşısında hakkâlime olarak göstermektedir. kin kalemtraşı da vecde gelmiş olmalı ki Bay doçentin bir dileğini daha bildirmüsellesli zikzağın kıvnm diblerindeki nıeliyiz: kabartma resimleri canh bir san'at heyeLogaritma cetvellerinin başına harcanile işlemiş: zemli koymak. Garb tarafında gergin gergin kanad Türk Dili Kurumu bunda büyük isabet görür ve doçetin fikrine tamamen iş açan bir kartal, ötede kulaklarını uzat mış bir tavşan, cenubda boynuzlan iki tırak eder. Bu istorik bilgi karşısında artık loga taraftan dolanıp yukarıda birleşen bir ritmanın icadını İskoçyalı Baron (Jean öküz başı, şarkta ağız ağza vermiş iki Neper) e medyun olmadığımızı söyliye kertenkele, şimalde vücudleri birbirine biliriz. Bu yüksek ingiliz matematisiyeni sarmaşmış iki yılan... Ah sonra medrese(olharezmi) den yüz sene sonra dünyaya nin kuru taassubu Türkün elinden o kalemtraşı atmıyaydı; bırak, bir kere dokuz gelmiştir. asrm ötesinde yapılana, bir de dokuz asT . D. Kurumu Genel sekreteri adına rın içinde yaptmlmıyana bak, yapılan için duyulan hayret yaptınlmıyan için H. R. Tankut duyulan hiddetin altında boğuluyor. fzmir sergisine kolaylık Beyoğlu Vakıflar Müdürlüğü Halim Baki, terfian daha yüksek bir memuriyete tayin edildi Beyoğlu Vakıf ~ lar müdürü Halim Baki Kunterin Ev kaf Umum müdürlüğü muamelât ve mülhaka müdürlü ğüne terfian ta>in edildiği memnuni yetle haber alın mıştır. Halim Baki Kunterin yerine Vakıflar Umum müdürlüğü varidat Halim Baki müdürü Cemal tayin edilmiştir. Muvaffakiyetlerile tanmmış, büyük lerinin sevgi ve takdirlerini kazanmış olan Halim Baki Kunterin İstanbuldaki vazifesi bir sene gibi pek kısa bir müddete münhasır olduğu halde bütün vakıf işlerinde yüksek başarılar elde etmiş, arkada birçok güzel eserler ve çahşma yolları bırakmıştır. Şehrimiz. estetik ve arkeolojik bakımdan kendisinden daha çok büyük hiz metler bekliyordu. Halim Bakinin yeni vazifesi Türk vakıfçılığı için bir kazanç, fakat İstanbul şehri için bir kayıbdır. Değerli bir ilim ve idare âmiri olduğunu kısa bir zaman içinde İstanbul lulara tanıttıran Halim Baki Kuntere yeni vazifesinde muvaffakiyetler dile Binanm içi: Ooo, bu ayn bir sürpriz. Ortadaki daha yüksek, iki yandakiler daha basık, üç üstüvanî kubbeli holü geç tikten sonra, ortada bir avlu boşluğu bırakan, elli altmış metro derinliğinde ve otuz kırk metro enliliğinde bir müstatilin uzun dılıiarı üzerine kurulmuş iki katlı ve otuz yedi odalı medresedeki karşılıklı iki cephe, sepet kulpu kemerler, kaideleri ve başlıkları cömertçe işlenmiş sütunlarla, gözleri doyura doyura uzanırken, müsta rız. tilin dibini boz ehramlı bir fon halinde İngiliz Kralının tetevvüç kapıyan kümbedli mescid endamınm bümerasimi tün binadan aşkın levendliğile bir otağ Londra 6 (A.A.) Kralın tac giygibi geliyor. Kemer üzengilerinde, sütun başlıkla me merasimi için yapılmakta olan hazırrında, ve pervaz çemberlerindeki işleme lıklar ilerlemektedir. Davetiyeler bile lerin hiçbiri diğerine uymamaktadır. Dış basılmış bulunmaktadır. Kral bu müna taki görünüşte olduğu gibi içteki duruşta sebetle tac giyme merasiminde bulunmalc da yapıda tenazur ve tezyinde tenevvüü üzere dört işçi mümessilini de davet et kendine düstur edinen mimar, alt katın miştir. sütunlarını üsttekinden daha fazla ve alt katı üsttekinden daha boylu yapmak suretile, taşıyan alta daha kemikli bir kuvvet, taşınan üste de daha hafif bir eda vermiş: Ne taşıyanda yorulma, ne taşı nanda yorma var. İki cephenin ortalarma düşen karşılıklı iki büyük methal dahi kendi başlarına ayrı bir dilberlik taşımaktadır. Derinlik leri binanın enince, yükseklikleri de binanın boyunca yapıldığı için medreseyi dörde bölen, geniş kavisli, çifte kemerli, üstüvanî kubbeli bu iki methalin ikinci kemeri üçüzlü bir çember şeridile çevrelenmiş olup alttaki şeridin dibe doğru kıvnlarak kalkınışı cepheye oynak bir mana veririken, iç kubbeyi vücude getirmek için dört taraftan dört müsellesi çukurluğun bukülüp kıvnlarak yukarıda ucuca bir leşmeleri de bu elbirliğinden meydana gelen kubbeye dalgalı bir hüviyet veri yor. Dalga ki seyyal harekettir, donakalsa dahi, işte bak, kımıldanıyor gibi. Bu harikalar harikası binanın Dördüncü Murad devrinde tophane yapılarak içinde büyük toplar döküldüğünden bah seden Evliya Çelebi «eğer bu bina tamir edilirse küreiarz üzerinde misali bulun maz bir eser olur» der ve «Allah tamirini müyesser eyliye» diye dua eder. Bu üç asırlık duanın ancak geçen sene ve ancak bir parçacığı kabul edildiği için yı kılmak tehlikesi gösteren minareler çok şükür ölümden kurtarılmış. Fakat hâlâ binanın arka tarafı metrolarla toprağa gömülü. Holde çatlıyan kubbe, avluda uydurma havuz, dibde üstü uçmuş ke mer... Ve hele o nadide bir kafes gibi yükselen canım kümbedin iki yamndaki çirkin iki duvann güzelliğe saldırmış dişlek cadılar gibi sırıtıp duruşu. Millet olmak yığın olmak değil yaratıcı olmaktır. Şerefimiz yaratıcılığımız dan geliyor. Bu gibi eserlerdir ki tecessüm etmiş bir belâgat halinde o şerefi haykınr. Şerefimizi kurtarahm. İzmir 6 (A.A.) İzmir enternasyo nal fuarına gelecek yolculara Alman Tahran 6 (A.A.) Şahinşah ile Veliahd, bir aydanberi garb ve cenub eya devlet demiryollarının yüzde yirmi beş letlerinde yapmakta oldukları seyahat tenzilât yapacağı Berlin büyük elçimizten avdet etmişlerdir. den fuar komitesine bildirilmiştir. Iran Şahinşahı Tahranda Yerlilerce «Çifteminare» denen Hundihatun medresesine gelince, bu artık bir abide değil bir harikadır. Onüçüncü asır ortasında Büyük Alâeddin Keykubadın kızı Hundi Hatun tarafından yaptırılan, İSMAİL HABİB
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle